24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4ŞUBAT 1991 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/11 Mandela ihtiyaüı • JOHANNESBURG (AA) — Güney Afrika'da siyah çoğunluğun liderlerinden Nelson Mandela, Devlet Başkanı EW. de Klerk'in ırk aynmıyla ilgili yasalann kaldınlmasına yönelik planının memnuniyet verici olduğunu, ancak yeni düzenlemenin karşısında inatçı engeller bulunduğunu söyledi. ATde Türkiye göruşülecek • BRÜKSEL (AA) — Avrupa Topluluğu (AT) dışişleri bakanlannın bugün Brüksel'de yapacakları siyasi işbirliği toplantısında, Körfez savaşı nedeniyle AT- Türkiye ilişkilerinin canlandınlması yolunda Yunanistan engelinin kaldınlmasına çalışılacak. Fransız müsteşar gitti • A.NKARA (AA) — Fransa Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı François Scheer, Körfez krizi ile ilgili temaslarını tamamlayarak Ankara'dan aynldı. Dışişleri Bakanı Ahmet Kurtcebe AJptemoçin ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Tugay özçeri ile görüşen Scheer, hareketinden önce yaptığı açıklamada, "Ankara ve lahran'da yaptığım temasları Cumhurbaşkanı Mitterrand ile dışişleri bakanına ileteceğim" dedi. Saddaırfın tedavisi • WASHINGTON (AA) — Körfez'deki Amerikan kuvvetlerinin komuianı General Norman Schwarzkopf, Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in "sıkıntıh bir insan" olduğunu ve üç doktor tarafından sakinleştiridlerle tedavi edildiğini söyledi. Güney Kore ordusu alarmda • SEUL (AA) — Güney Kore Devlet Başkanı Roh Tae-Woo, "Körfez savaşının Kuzey Kore'den gelebilecek saldın olasıhğını arttırdığı" gerekçesiyle orduyu en üst düzeyde alanna geçirdi. "Yonhaf" haber ajansına göre Cumhurbaşkanı Roh Tae-Woo, alarm gerekçesinde, "Uluslararası tecrıt dolayısıyla siyasi, ekonomik ımkânlarının sınırlarına dayanmış bulunan Kuzey Kore'den ülkemize yönelebilecek tehlike her zaman olduğundan daha fazla artmıştır" görüşünü savundu. Pontuslu Rumlar kıbrıs'a • LEFKOŞA (AA) — Yunanistan, adadaki Rum nüfusu arttırmak amacıyla Sovyetler Birliği'nden gelen Pontuslu Rumları Güney Kıbns'a yerleştiriyor. Edinilen bilgilere göre "Yunanistan Kıbnshlar Bırliği" adlı kunıluşun organizatörlüğünde yapılan çalışmalar sonunda 1990 yılında Güney Kıbns'a 500 Pontuslu Rum aile geldi. Bu ailelerden 500 kişiye de iş imkânı sağlandı. Vasiliu Atina'ya gidiyor • ATtNA (AA) — Kıbns Rum yönetimi lideri Yorgo Vasiliu, Kıbns konusundaki son gelişmeleri görüşmek üzere bugün Atina'ya gidecek. Davos dönüşü Atina'ya uğrayacak olan Vasiliu, Başbakan Konstantin Mitsotakis ve diğer hükümet yetkilileriyle görüşecek. Vasiliu-' Mitsotakis görüşmesinde, Körfez savaşının ve Türkiye'nin uluslararası alandaki öneminin artmasmın Kjbrıs sorununa etkileri ve ABD Başkanı George Bush'un Atina ve Lefkoşa'da tepkilere yol açan son Kıbns raporu ele alınacak. ABD'nin LondnıBüyükelçisi'nden Tahran'asertsuçîama: Iranlılar yalancıdırBüyükelçi Henry Cattu, ingilizTV'sinde, İran'a inen Irak uçaklarına ilişkin bir soruyu, "îranlılar yalancıdır; onların verdikleri söze güvenemem" şeklindeyanıtladı. İran'da Tehran Times gazetesi, Suudi Arabistan'daki yabancı birlikleri protesto amacıyla bu yıl haccın boykot edilebileceğini bildirdi. Dış Haberier Servisi— İran'a di. lranlı büyük (uzma) Ayetul- inen Irak uçakları scrunu lah Rıza Golpaygani, Irak hal- ABD'nin Londra Büyükelçisi kına karşı girişilen saldırılann Henry Cattu'nun, Iranhlara yol açabileceği ciddi sonuçlar "yaJancT demesi ile yeni bir bo- konusunda ABD'yi uyardı. yut kazandı. İran basını, Suudi ABD'nin Londra büyükelçisi Arabistan'daki yabancı birlikleri Henry Cattn'nun, İngüiz teieviz- protesto amacıyla İran ve diğer yonunun kendisi ile yaptığı söy- Müslüman ülkelerin bu yıl hac- İeşide, İranhlann "yalancı" ol- cı boykot edebileceklerini bildir- duklannı söyleyerek, Tahran'ın İran'a inen Irak uçaklarına uçuş izni vermeyeceği yolundaki gü- vencesine inanmadığını belirtti. Haberi veren Reuter ajansı, büyükelcinin bu şekilde konuşa- rak Amerikan hükümetinin çiz- gisine ters düştüğüne dikkat çekti. ABD Dışişleri Bakanı Ja- mes Baker geçen hafta yaptığı açıklamada, Irak uçaklarına uçuş izni verilmeyeceğine ilişkin Tahran'dan güvence aldıklarını, İran'm güvencesinden kuşkulan- mak için bir neden buiunmadı- ğını söyiemişti. Televizyon muhabirinin Caı- tu'ya İran'a inen Irak uçaklan konusunda ne düşündüğünü sorması üzerine Cattu şu yanıtı nm. Haccı boykot Reuter ajansının haberine gö- re, İran'da Tehran Times gaze- tesi, İran ve diğer Müslüman ül- kelerin, Suudi Arabistan'daki yabana birlikleri protesto ama- cıyla bu yıl haccı boykot edebi- leceklerini bildirdi. Tehran Times'taki yaada şöy- le dendi: "Müslümanlan öldür- mek amacıyla Suudi Arabtstan1 da büyük bir Amerikan gücü- İyi bir haber! Tofaş'tan 1 Kasım 1990 tarihinden beri devam eden Tofaş fiyatları, otomobil-severlerin, hesap-severlerin bilgisine sunulur. verdi: "İranlıiar yalancıdırtar, niin bulunduğu sırada hacca git- onlara güvenemem. Bu bakun- mek İran icin kabul edilemez." dan Irak ucaklann uçuş izni İranlı buyuk (uzma) Ayetul- vermeyecekleri yolundaki taah- lah Muhammed Rıza Golpayga- hütlerini de kuşku ile karşıla- ni, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George Bush'u, Irak halkına yönelik Amerikan saldı- nlarının kötü sonuçlarına karşı uyardı. İran basınında yer alan haber- lere göre, Ayetullah Golpaygani, ABD Başkanı Bush'a seslenerek, "Irak'ı Kuveyt'ten çekilmeye zorlama bahanesiyle sivil halkı katletmeye ya da sivil yerleşim merkezlerine binlerce hava sal- dırısı yapmaya hakkınız yok" dedi. Ayetullah Golpaygani, Irak'ı Kuveyt'ten şartsız olarak çekil- meye çağırdı ve Bush'a hitaben, "Bulun dünya siz ve Saddam- ın, bu savaşın sorumlulan oldu- düşünüyor" dıye konuştu. Kum kentinde oturan ve İran'm etkili dini şahsiyetlerin- den olan Ayetullah Golpaygani, Bush'a hitaben, şöyle devam etti: "Askeri bir zafer kazanmanız ibtimali olsa da bu, sonuçlarına kolay kolay katlanamayacağınız bir savaştır. Kiıle halinde insan- lan öldürerek bölgeyi atese at- tınız, Alevlerin bütün dünyayı sarmasından çekinmelisiniz." Ayetullah Golpaygani, Baş- kan Bush'u kuvvetlerini bölge- den çekmeye ve güvenliği ve sü- kuneti yeniden kurma görevini yansız Müslüman otoritelere bı- rakmaya çağırarak, "Yoksa dün- ya Müslümanlan, bu kadar çok kimsenin acı çekmesini daha fazla boş görmeyeceklerdir" Nakliye dahiljürkiye'nin her yerinde... + % 20 KDV: 3.137.300 TL $ahin + % ?n KDV: 4.497.300 Kartal % 20 KDV: 4.921.300 TL 28.986.500KartalL + % 20 KDV: 5.797300 TL 28.286.1DoganL Tempra TempraSX ksesuarlı ve otomatik klimalı Tofaş servis örgütü, Tofaş garantisi ve Opar yedek parça güvencesiyle. " Türkiye'nin otomobil üreticisi Tofaş " tır. TOFAS dedi. ANKARA ~ 'Iraklı görevli sayısı azalsın' ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Ankara'nın Bağdat'tan Türkiye'deki temsilciliklerinde- ki personelini "ücte bir" oranın- da azaltmasım isteyeceği öğre- nildı. Halen hukümet düzeyin-' de değerlendirilen .konunun Cumhurbaşkanı Özal'ın onayı- nı da gerektirebileceği bildirildi. Bu konudaki diplomatik bil- dirinin Irak'ın Ankara Büyükel- çisi Daham Mucuel El Tikriti'- ye önümüzdeki günlerde yapıl- ması bekleniyor. Ancak bunun iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin askıya alınacağı anla- mına gelmediği vurgulandı. ' Yetkili kaynaklardan edinilen bilgiye göre Irak'ın Ankara'da- ki Büyükelçiliği've İstanbul'da- ki Konsolosluğu'nda yetmiş ka- dar personel çalışıyor. Bunların bir bölümünün diplomatik sta- tüde olduğu, ancak büyük ço- ğunluğunun bu kapsama girme- diği kaydedildi. Türkiye'nin Körfez savaşı çer- çevesinde Bağdat Büyükelçisi Necati Utkan'ı geri çekerek bü- yükelçiliğini geçiri olarak kapat- masından sonra iki başkent ara- sındaki diplomatik trafiğin azal- dığına işaret edildi. Bu nedenle Irak'ın Türkiye'de bu kadar gö- revli bulundurmasının da gerek- siz olduğu belirtildi. Bir yetkili konuya ilişkin so- rumuzu yanıtlarken "malum nedenlerin" Iraklı diplomatlann ve Irak Büyukelçiliği'nin çeşitli görevlüerinin yakından izlenme- lerini gerektirdiğini söyledi. "Ama hepsinin peşine birer adam takacak durumda da de- |iMz" diye konuştu. Willy Brandt Türkiye savaşa çekilmesin FRANKFURT (AA) — AI- man Sosyal Demokrat Partisi- nin (SPD) Onur Başkanı ve Sos- yalist Enternasyonal Başkanı WUIy Brandt, "Türkiye'nin, Arap dünyasının anlaşmazlıkJa- nna ve savaşın içine çekilmesi- ne izin vermemesi gerektiğini" »öyledi. Brandt, dün "Aimanya Rad- yosu"na verdiği demeçte, Al- manya'mn, Türkiye'nin savaşa ;ekilmesinin engellenmesini sağ- layacak bir politika izlemesi ge- rektiğini vurguladı. Brandt, Irak'ın Türkiye'ye sal- dırması halinde, Federai Aiman- ya hükümetinin ittifak zorunlu- luğu çerçevesinde Alman asker- lerinin de savaşa girmesine izin vermesinin "akılsız" bir politi- ka olacağını, böyle bir izin için parlamentonun üçte iki çoğun- luğunun gerektiğini öne sürdü. VVilly Brandt, Körfez savaşın- da ateşkesin, ancak Irak'ın Ku- veyt'ten çekileceğini açıklama- sından sonra duşünülebileceği- ni, aksi takdirde bunun anlam- sız olacağını belirtti. POLTITKADA SORUMAR ERGUN BAL(3 Körfez Savaşı Nedir, Ne Değildiı Körfez savaşı, iki lıderin yanlış hesapları sonucu başlayan, ama günümüzde başlangıçta kimsenin düşünemedtği boyut- lara ulaşan ya da ulaşma eğiKmi gösteren son derece de- ğişık, kendine özgü bir savaştır. Bu nedenle, krizi belirli ka- lıplara oturtup açıklama çabaları yetersiz kalmıştır. Başından alalım. Savaşa giden yolun açılmasında ABD Başkanı Bush'la Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in birbirine taş çıkartan yan- lış hesaplan, uzak görüşten yoksun polrtikalan en önemli rolü oynamıştır. Savaşın patlamasını sadece bir Ortadoğu despo- tunun kişısel ihlırasiarına bağlamak, sorunu fazla basıte in- dirgemek olur. Batı'nın Saddam'm Irakı'nı iran'a karşı bir den- ge unsuru olarak görüp dişine kadar silahlandırma politika- sı, Saddam Hüseyin'in Kuveyt'i işgal edeceği ortamı yarat- mıştır. Bush yönetimi, Saddam'm tehlikeli olmaya başladığı yolunda sinyallerin gelmeye başlamasına karşın, son ana ka- dar laik Irak'ı, Şii radlkalizminın beşiği İran'a karşı bir denge unsuru olarak görmeye devam etmiş, söz gelişi Halepçe kat- liamı karşısında başını öte yana çevirmiştir. Bu olgu, Saddam Hüseyin'de Kuveyt'in işgali karşısında Batı'nın ve özellikle ABD'nin çok sert tepki göstermeyeceği inancını yaraimıştır. Bu noktada da Saddam'm yanlış hesabı ortaya çıkıyor. Irak lideri, Kuveyt'in ışgalinin yaratacağı tepkiyı hesaplayamadı- ğı gibi, soguk savaş sonrasında ABD ile Sovyetler Bırliği'nin kendısine karşı aynı safta yer alarak işbırlığı yapacaklarını düşünememıştir. ABD'nin yöredeki petrol çıkarlarına ilişkin duyarlılığını da iyi hesaplayamadığı anlaşılmaktadır. Bu yanlışlıklar komedisi kriz başladıktan sonra da devam etmiş, gerek Bush gerekse Saddam "Aman karşı tarafa za- yıf görünmeyeyım" kaygısı ile yüksekten atma ve sert açık- lama yapmayı tek diplomatik yöntem olarak görmüşlerdir. Bush, Saddam'a "Kıçına tekmeyi yersin" demiş, Saddam da Bush'a "Çölu Amerikalıların kanından oluşan bir göle dönüştürürüm" diye karşılık vermiştir. Aslında savaşı ikisı de rstememelerıne karşın "Aman zayıf görünmeyeyim" kaygısı ile yaptıkları sert çıkışlar kendilerini bağlamış, sonunda krizi dönüşü olmayan noktaya getirmıştir. • • • Türkiye'de soiun bir kesimi şablon alışkanlığından kurtu- lamadığını göstererek krizi hemen emperyalizm-kapitalizm- tekelci sermaye kalıplarına yerleştirmeye çalışmıştır. Kuveyt ve diğer Körfez ülkelerinin Batı ile nasıl işbirliği yaparak pet- rol fiyatlarını düşürdükleri, Irak'ı boğmaya çalıştıkları, Irak'ın bunun üzerine Kuveyt'i işgal etmek zorunda kaldığı anlatıl- mıştır. Ancak bu arada bazı gerçekler ya unutulmuş ya da gözden kaçtığı için üzerinde durulmamıştır. Örneğin Körfez ülkelennin Batı ile işbirliği yaparak petrol fiyatlarını düşürdükleri, böylece Irak'ı ekonomik açıdan boğ- maya çalıştıkları savı gerçeklere uymuyor. Uymuyor. çünkü Körfez ülkeleri arasında sadece Kuveyt ve bir ölçüde Katar, OPEC içınde kendilerine tanınan üretim kotalarını aşmışlardı. Bundan tedirgın olan da yalnız Irak de- ğildi. En büyük petrol üreticisi Suudi Arabistan da öfkeli idi ve Kuveyt'in işgalinden kısa süre önce yapılan OPEC top- lantısında Riyad Kuveyt'e karşı Irak'ı desteklemişti. Toplantı- da Suudi Arabistan, Irak ve İran ilginç bir ittifak oluşturarak Kuveyt'e karşı aynı safta yer almışlardı. Aynca o toplantıda, 'Kuveyt hizaya gelerek petrol üretimini düşürmeyi kabul et- mişti. Ama Saddam Kuveyt'i yine işgal etmiştir. Ozetle Kuveyt'in ışgalı olayını sadece "emperyalist komplo" teorisı ile açıklama olanağı yok. Sayın Ecevit, ABD'nin Irak'ı ezebilmek için bılinçli olarak Kuveyt'in ışgaline göz yumduğu teorisini ortaya attı. Sayın Ecevit eğer bu iddiasını kanıtlayabilse idi, kuşkusuz yüzyılı- mızın gaietecilik olaylanndan birinın kahramanı olurdu. Ama kanıtlayamadığı için onun teorisi de "emperyalist komplo" teorisi gibi biraz havada kalmaktan kurtulamadı. Bizim gerek ABD gerekse diğer başından izleyebildiğimiz kadarı ile ABD yönetimi, Irak'ın Kuveyt'i işgali konusunda son ana kadar büyük bir gaflet içinde olmuştur. İşgalin yaklaştı- ğını anladığında bunu Mısır, Kuveyt ve Suudi Arabistan a ha- ber vermiş, ancak bu kez bu ülkeler, Saddam'ı öfkelendirip büsbütün kışkırtacağı kaygısıyla ABD'nin sert bir çıktş yap- masını istememişlerdir. • • • Solda bir kesimin, olayı hemen bilinen formüllere oturtup, basite indirgemesi, basınımızda bazı yazariar tarafından eleş- tirilmiştir. Ama bu yazariar, karşı kutuptan aynı hataya düşe- rek kendileri de olayı basite ındırgemışlerdir. Bu grupta yer alanlara göre de Körfez krizi, sadece "kötü adam" Saddarr^ dan kaynaklanıyor. Saddam bir devrilsin, Irak'a demokrasi, Ortadoğu'ya istikrar ve huzur gelecek, Türkiye'nin önünde ise nurlu ufuklar acılacaktır Saddam ve savaş mekanizma- sı ezildiğinde bunalım sona erecek, Ortadoğu'daki yeni dü- zenlemede Türkiye pazarlık masasında ABD'nin yanıbaşın- da oturacak, gerek bölgede gerek Batı dünyasında saygın bir yere sahip olacaktır. Oysa bizım görebildiğimiz kadarı ile Körfez savaşı, Irak'ı hallaç pamuğu gibi atan Amerikan B-52 bombarc*ıman uçak- lannın ya da Başkan Bush'un boyutlarını aşmaktadır. Körfez savaşı, duyguların, ıhtirasların, nefret ve tepkilerın, yığınla- nn özlem ve patlamalarının ön plana çıkmaya başladığı bir bunalıma dönüşme eğilimini taşımaktadır. Bu savaş, Arap- ların İsrail ve Batı emperyalizmıne, daha ötede İslam dünya- sının yüzyıllar süren Batı egemenliğine karşı duyduğu tep- kinin su yüzüne çıkmaya başladığı bir bunalım niteliğini ka- zanmaktadır. Fas'tan Riipjnler'deki Müslümanlara kadar Sad- dam'ı destekleme gösterileri yapılıyorsa, yığınlar kaynaşma içinde ise böyle bir ortamda savaştan sonra ne olacağını ma- sa başında "Türkiye'nin kazancı bu olacak, payına şu düşe- cek. Suriye bunu, İran şunu alacak" diye hesaplama olana- ğı yoktur. Bu hesabı yaparsanız kolaycılık ve şablonculukla suçladığınız solun bazı kesimlerinin düştüğü hataya düşmüş olursunuz. Körfez savaşı uzadıkça, Arap ve Arap olmayan Müslüman ülkelerde kitlelerin, yüz milyonlarca insanın duygularına ve öfkelerine hitap eden, bir Müslüman-Hıristiyan hesaplaşma- sına dönüşme eğilimini göstermektedir. • • • Bu noktada, Türk hükümetinin büyük hatası gündeme ge- liyor. Özal yönetimi, bu bunalımın ulaşabileceğı boyutları dü- şünmemiş, hesaplannı "Şu kadar milyar dolarlık silah, şu ka- dar ticaret kolaylığı, savaş sonrası bölgede şu kadar söz hakkı" diye masa üzerinde kâğıt kalemle yapmıştır. İncirlik Üssü'nün kullanılmasına izin vermekle Batı'da iti- barlı bir yere sahip olacağını düşünmüş, ama bunalımın bo- yutları genişlediği, nitelik değiştirdiği takdirde Türkiye'nin Arap, hatta Isiam dünyasında hiçbir saygmhğının kalmaya- cağını aklına getirmemıştır. Bu duruma düşmüş bir Türkiy^ nin iferide dış politika alanında manevra yeteneğı kalmaya- cağı, dış politikasının ABD'nin ipoteği altına gireceği de yo- neticileri tasalandırmamıştır. Oysa Türkiye, İncirlik'i kullandırmasaydı bile bunalımdan sonra Batı'nın dıkkatlerini toplayan bir ülke olacaktı. Bir yanda Şii radikalizminin. beşiği İran, öte yanda Batı'nın terör liste- sinde birinci sırayı alan Suriye ve savaş sonrası ne olacağı bilinmeyen Irak. Bu ortamda Türkiye, laik ve diğer ülkelere oranla demokrasiyi iyi kötü işleten bir ülke olarak yine Batı1 da dikkatlerin odak noktasını oluşturacaktı. Üstelik Irak'ın bombalanmasına karısmamış, Arap-Batı ya da Müslüman- Hıristiyan sürtüşmesine bulaşmamış bir ülke olarak Araplar arasında, İslam dünyasında da saygınlık sahibi olurdu. Batı, Araplara uzanan bir köprü olarak Türkiye'ye çok daha fazla önem verırdı. Ve Türkiye, bu konumu ile bölgede gerçek bir istikrar ve denge unsuru olabilirdi. Aman acele edelim. fırsatı kaçırmayalım' hesaplan arasın- da asıl kaçırılan tarıhsel fırsat, bıze kalırsa bu olmuştur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle