28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 ŞUBAT1991 EKONOMl CUMHURÎYET/13 SSCB'de benzîn pompası tiretimi • MOSKOVA (AAJ — Merkezi fstanbul'da bulunan Meksan şirketi, SSCB ve Azerbaycan hükümetleriyle imzaladığı anlaşmalar çerçevesinde mayıs ayından itibaren, Bakü'de kuruian bir fabrikada, tum SSCB çaptnda kuruJacak benzin istasyoniannda kullamlmak üzere benzin pompaJarı üretecek. Taıunmış çokuluslu petroi şirketleri olan Shell ve Texaco'nun da imzalamaya çahştıklan anlaşma, Meksan'ın Wayne adlı bir Amerikan fîrmasıyla kurduğu ortak şirketin önerdiği daha olumlu koşullar sayesinde Türk şirketine kaidı. Anlaşma çerçevesinde Azerbaycan hükümeti fabrika binası ile fabrikadaki makine aksamının bir bölümünü sağlayacak, Turk tarafı da makinelerin bir bölümünü Türkiye'den SSCB'ye ihraç edecek. Şaraba zam • ANKARA (UBA) — Zam kervanına özel sektör şaraplan da katıldı. Tekel ürünlerinden once, özei sektör saraplanna yüzde J5-20 arasında zam geldi. Türkiye'nin iki buyuk şarap üreticisi KavakJjdere ve Doluca firmalan urünlerinın fiyatını yüzde 15-20 arasında arttırdılar. Doiuca ve KavakJıdere firmalanmn şarap fiyatlan şöyle: Ctesi Ryatı/TL Villa Doluca Vılla Neva Mosfcado Nevşalı Antık Nevşah (1987) Suttan Kımız 10.000 11.000 12.000 12.500 15.000 16.000 15.000 12.000 Bursa'ya borsa hizmeti ! BURSA (Cumhuriyet Biirosu) — Bursa Borsası'nda, Sermaye Piyasası Kurulu'ndan (SPK) izinli ilk resmi büro açıldı. Merkezi fstanbul'da bulunan Mustafa Yilmaz Menkul Değerler AŞ'nin hizmeıe açtığı Bursa Şubesi bürosunda hisse senetlerinin de|erJeri İMKB ile aynı anda tahtaya yazılıyor. Isteyen yatjrımcılar, borsadaki gelişmelere göre teJefonla satış emri verebiliyorlar. KimyasaJ gübreye ödenen döviz • ANTALYA (AA) — Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakultesi Dekanı Prof. Dr. Tevfik Aksoy, Türkiye'de petrolden sonra en çok dövizin kimyevi giibreler için harcandığını bildirdi. Prof. Dr. Aksoy, Türkiye'deki tarımsal alanJarda yıida ortalarna 9 milyon ton kimyevi gübre kulianımının gerçekJeştiriIdiğini belirterek devletin gübreye 1.3 trilyon liralık sübvansiyon verdiğini söyJedi ve Türkiye'nin, döviz harcamalannda ikinci sırayı alan kimyevi gübrelerin, bilinçli kullanılmasjnm şart olduğunu vurguladı. Ibplu iflas beklentisi • ŞANLIURFA (Curahuri.vet) — Türkiye Esnaf ve Sanatkârlan Konfederasyonu Biriiği heyeti, Güneydoğu esnafının Körfez savaşı nedeniyle oiuşan zararının saptaması amacıyla bölgede incelemeler yapıyor. Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası Başkaıu Isnıail Demirkol, "Bdlgemizde ?erekli önlemlerin ılınmaması durumunda, 'akın gelecekte toplu flasJar yasanacaktır" dedi. hale vizesi • ANKARA (UBA) — faliye ve Gümrük akanlığı'nca yayımlanan evlet Ihale Genelgesi'nde, ;el idare ve belediyelerin ırcamayı gerektirecek ahhül ve sözleşme iarıları miktarlan ne ırsa olsun bunların kanlık vizesi dışında luğu kaydedildi. rcamayı gerektirecek hhut ve sözleşme ırılarından miktan 150 yon liraya kadar olanlar anlık vizesi dışında ıldu. Miktan 150 milyon /Ia 500 milyon lira ında olan taahhüt ve eşmelerden askeri ım ve kuruluşlan :ndirenler MaJiye ve ırtik BakanJığYnca, 'leri MaJiye ve Gumrük ınhğı adına bizzat il :ri ile lendirecekleri vali mcrfarınca vize :ek. Hesaplar gözden geçîrîlîyor Ege Bölgesi Sanayi Odası tarafından hazırlanan kapasite kullammı anketine göre 1991 yılının ilk üç ayma ilişkin beklentilerde belirgin bir olumsuzluk göze çarpıyor. Sanayici stok artışından endişe duyuyor. tZMİR (Cumburiyet Ege Biirosu) — Körfez krizinin sıcak savaşa dönüşme- siyie piyasadaki durgunluk sanayidyi stok ve maliyet artışıyla zorlarken talep yetersizliğınin genelde ilretim düsüsüne neden olacağı belirtildi. EBSO tarafın- dan haarlanan kapasite kullanma anke- tinin sonuçlan açıkJandı. Kapasite kul- lanım oranının 1990 yıljıun son üç ayın- da binde 5 artmasına karşın Körfez kri- ziyle paralel gelişmelerin üretim satıs ve ihracatta azaJmaJara neden olacağı kay- dedildi. Kapasite kullanım oranlannda 1990 yılında genel olarak yüzde 65'Iik bir ra- kama tılaşıldığı belirtilen EBSO çaJışma- sında son üç aylık dönemdeki binde 5'lik yükselmenin 1991 yılının ilk üç ayı için bir gösterge olamayacağı ve verilerin da- ha da düşeceğine yer verildi. Talep ye- tersizliği faktörünün bir önceki döneme göre 3 puanlık bir arttş gösterdiği vur- gulanan çalışmada mali sorunların kre- di faizlerinin artmasıyla daha da kendi- ni hissettirdiga biJdirildi. Çalışmada ge- lişmeler ve gerçekleşmeJer şu başhklar al- tında verildi: m • Üretim: 1990 yılının son üç ayında beklenen düzeyin altında gerçekleşti. Ocak-Mart 1991 döneminde üretimde artış beklentisinin azaJma eğilimine gir- diği görülmektedir. • Satışlar: Ekim-Aralık 1990 dönemin- de beklenenin biraz altında gerçekleş- mistir. lç tüketim talebinin azaJma be- Ekim-aralık '90 dönemi için firmaların yüzde 47'si üretim artışı beklerken bu oran oeak-mart dönemi için yüzde 38. Firmaların yüzde 55'i ekim-arahk '90'da satış artışı bekliyordu. Ocak-mart 91'de satış artışı bekleyenler yüzde 38. lirtilerinin artarak sürmesi, Ocak-Mart 1991 dönemine ilişkin satıs bekJentilerini önemii ölçüde olumsuz etkilemiştir. Körfez savaşıyla birlikte ihracattaki be- lirsizlik, bûlgemizdeki üretim ve satış beklentilerinde azalma eğilinuni artttr- mıştır. • Stoklar Yılın son üç ayında mamul ve hammadde stoklan bekJenenin üzerin- de artış göstermiştir. OcaJc-Mart 1991 döneminde ise stoklann aynj kalacağı beklentisi agırlık kazanmıstır. • Fiyatlar: Saüş fiyatlanndaki artış, hammadde fiyatlanndaki artışın altın- da kalmıştır. Maliyetleri olumsuz etki- leyen bu gelişme, birim maliyetkrin fir- malann yüzde 90'ından fazlasında artıs görulmesine neden olmaktadır. önü- miizdeki dönemde de aynı ölçüde birim maliyetlerde artış beklenmektedir. Çalışmanm sonuç bölümunde ise "S«- vasın en belirgin şekilde öniimiizdeld dö- neme ilişkin beklentileri etkilediği görülmektedir" denilerek şu görüşler yer aldı: "Ekim-AnıJık 1990 dönemi için flr- malann yüzde 47'si üretimde artış bek- lerken Ocak-Mart 1991 dönemi için iire- timde artış beklentisi yüzde 38'e düş- miistür. Satışlarda ekim-ııralık dönemi için firmalann yüzde 55'i artış bekler- ken, Ocak-Mart 1991 dönemi için satrç- larda firmaların ancak yüzde 38'i artış beklemektedir. Bunlara paralel olarak Ocak-Mart 1991 döneminde stoklann da aynı öküde artacagı belirtilmiştir." TüRKİYE ZİRAATÇILARDERNEĞİ'NÎN TAJÜM RAPORU Tanmııı tedaviyeîhtiyacı var MEHMET YAP1CI ADANA — Turkiye Ziraatçı- lar Derneği, 1980'Ii yıllann ba- şından günümüze kadar uygula- nagelen ekonomi politikalarıy- la tarım sektörunün iyileşmesi güç ciddi bir hastahga yakalan- dığını ileri surdü. Türkiye Ziraatçılar Derneği, tanm sektörünün son on yılını değerlendiren bir rapor hazırla- dı. Çeşitli kaynaklar kullanıla- rak hazjrlanan, "1980-1990 Dö- neminde Tanm Sektöriinün De- gerlendirilmesi" başlıklı ra- porda, tarımda uretimi geliştirici programlann bu dönem icerisin- de uygulamadan ya kaldırıldıgı ya da en aza indirildiğine yer ve- rilerek bunun olumsuz etkileme- sinin günümuzde artarak sürdü- | ü vurgulandı. Raporda ana başlıklar altında sorunlar şöyle sıralanıyor: UzmanJar, tanm sekcörunün iyileşmesi grtç bir hastaliğa yakalandığını belirtiyorlar. 1980'li yıllar, tanm- sal kaynaklann verimli ve etkin kulianımını güçleştiren, altyapı bozukluktannı giderecek çalış- malar için ayrılan finansmanın giderek azaltıldığı bir dönem ol- muştur. Sabit sermaye yatınmlan için- de tanm sektörünün payı, birin- ci plan döneminde yüzde 13.9, ikinci plan döneminde yüzde 11.1, üçüncü plan döneminde yüzde 11.8 ve dördüncü plan dö- neminde yüzde 10 olarak ger- çeklesmistir. 1985-89 yıllarını kapsayan beşinci plan dönemin- de ise bu payın yüzde 7.24 olma- sı beklenmektedir. Bu oran gi- derek gerilemektedir. 1990'da yüzde 6.4'Jük bir seviyeyi tuttur- ması beklenirken 1991 hedefi ise yüzde 6.8'dir. trün fiyatlan yctersiz Tanm sektörundeki fîyat oluşu- muna genel olarak bakıldığında. üreticinin ne ürün ne de girdi fi- yatlarının oluşumuna etki ede- mediği, oiuşan fiyatları kabül- lendiği açık bir şekilde görül- mektedir. Bu nedenle fiyatlann üretici aleyhine gelişmesi kaçı- nılmaz olmaktadır. Tarımsal ürün fiyatlanndaki artışlar on yıllık dönemde yüzde 2547 ile- 4534 arasında degişirken tarım- sal girdi fiyatlanndaki artışlar yüzde 4718 ve 11 bin 163 arasın- da olmustur. desteklene caa çvkM>'«r 1980-1990 dö- neminde tarımsal desteklemede giderlerin en aza indirilmesi yö- nünde bir politika izlenmiştir. 1980'de destekleme ahmları kapsamındaki ürün sayısı 22 iken 1990'da 9'a inmiştir. Onay- lanması mümkün olmayan bu uygulamayla "destekleme alım- lan güvencesi" ortadan kalkmış, ürün piyasalarına müdahale gu- cünden yoksun üretici caresiz bı- rakılmıştır. Kratl falz aranlan Zira- U MUFETTIŞ YARDINCILIĞf G IR I S S I N A V Iorsi • fktisat, Isletme, Maliye ve Hukuk ile ilgili en az 4 yıllık lisans diploması veren, «imversite, akademi ve yüksek okullarla, Türkiye'de ye yabancı ülkelerdeki esitliği Milli Eğitim Bakanbğı'nca onayl»nmı> kurumlart bttirmiş olmak, • Sınavın yapıldığı yılın başında 30 yaşını doMurmamış olmak, • Bankamız Müfettiş Yardımcılığı sınavına, birden çok katHmamıs olmak, • Bankamız dışında herhangi bir görev yükömlulûju üstlenmemis olmak, • Sağlık dunımu, Tgıiuye'nin her yerinde gâre* (rapmaya ve teyahat etrncye uygun olmak. GEREKEN BELGELER • Basvuru Dilekçesi. Adayın is ve ev adresi, telefon numarası, sınava daha once katılıp katılmadığı, (Sınava hangi yabancı dilden katılınacağı belirtilmelidir.) • Kendi el yazı» ile yazılmıs özgeçmisi, • Nufus kâğıdının onaylı orneği, • Erkek adaylar için askerlik görevinin yapıldığını ya da sınav tarihinde ertelendiğini gosterir resmi belge, • Onaylı Yüksek Oğrenim bitirme belgesi. • İki adet fotoğraf. OILEKÇE VE BELGELERIN T. EMLAK BANKASI A.Ş. GENEL MUDURLUĞU. TEFTIŞ KURULU BAŞKANUĞI. BUYUKDCHE CADDESI « . 8M70 LEVENT ISTANBUL AORESINE EN GEÇ 7 MART )9?f PERŞEMBE GUNU SAAT I4.00YA KADAR TESUM EDILMESI YA DA BU TARIHTE BIZE ULAŞACAK ŞEKILOE POSTAYA VER/LMESI GEREKMEKTEDIR. (POSTADAKI GEOKMELER DIKKATE ALINMAYACAKTIR) SINAV, 30-31 MART 1991 TARIHLERINDE ISTANBUL'DA YAPILACAKTIR. BROŞÜR ALI N ACAK ADRESLER TEFTİŞ KURULU BÇK. Embk Banfcuı Gen«t Modürtoju BûyOkdcre Caddes No. 43 8<M70 Lcvent ' ISTANBUL BA$K£NT BÖLGE BŞK. Auturfc BuJvan No 15 UKn / ANKARA ANAJCENT BOLCE B$K- Emlık Bınku Manı Hayn Elendi Sok. No. 2» - « Bahfdopı ' ISTANfiUL AKOENtZ 8ÖLCE BÇK. Alı Çetmküft Ctd 126* Solt. Kac 2 No: 1 ANTALYA OOĞU ANAOOLU BÖLOE B$K. Cumhunytt Cad Kjt 2 No 22 ERZURUM ECE BÖLCESt BŞK. Cumhuriyet Butvarı Emlak 1% Ham No SS Kjt. I IZMIR C.DOĞU ANADOLU BÖLGE BŞK. Aotürk Butvarı Güzelbey Ij Merteıı Kat 8 No: 61 GAZIANTEP KAAADENfZ BÖLGE B$K. Cumhuny«t Meydam Kasmy*$a Cad K» I No 3 SAMSUN ADANA $UB£» Cjd No 1$ ADANA BURSA ŞUBESİ Aatûrlc Ctd. No 131 BURSA E5KİŞEHİ* SUBESI (smel Inonu Cad No 8 ESKİ$£HIR TRABZON ŞUBESİ No 42 / A TRABZON EMLAK BANKASI at Bankası'nca verilen tanm kre- dilerinde faiz oranlannın yüzde 20'Ierden yüzde 50'ler düzeyine yükseltilmesi, tanm sektörünün temel sıkıntı kaynaklanndan bi- rini oluşturmuştur. Ziraat Ban- kası'nın tanm sektörüne aynlan plasmanlann genel plasmanda- ki oranı 198O'de yüzde 83.1 iken 1989'da yüzde 73.8 olmustur. Tarımda sübvansiyonlar da reel olarak gerilemiştir. 1989 iti- banyla isletme basına düşen sübvansiyon miktan 328.685 li- radır. Buna karşılık AT'de FE- OGA'dan yapılan süb- vansıyonlardan işletme basına 10 milyon liranın üzerinde fi- nansman katkısı gerçekleşmek- tedir. örgöttnume hakkı Küçük ölçekli, ekonomik yönden güç- süz işletmelerin yaygın olduğu tanm sektöründe örgütlenme, pek çok sorunun çözumü yö- nünden yaşamsal bir önem ta- şımaktadır. 1980-90 dönemi, ko- operatifçilik konusunda yeni an- layışların gündeme geldi|ı bir zaman dilimi olmustur. Anaya- sa ile kooperatifçiliğin gelişıiril- mesi görevj devlete verilmiş, dev- letin kontrol ve denetimine bı- rakılan kooperatifçilik hareketi önemii gerilemeler göstermistir. Kanada ile kota aııJaşması A1VKARA (ANKA) — Tür- kiye ile Kanada arasındaki ko- ta görüşmeieri, sessiz sedasız ta- mamlandı. Dön ayrı konfeksi- yon kategorisine toplam yüzde 8.1 ile yüzde 20.8 arasında ar- tış sağlanırken yakası dikili er- kek gömleklerine iJişkin iki nu- maralı kategoriye uygulanan kota kaldınldı. Bu arada çarşaf ve yastık kıhfı ihracatında mey- dana gelen fiyat arılaşmazlıkla- rı nedeniyle 90 yılında toplam konfeksiyon ihracatı 1989 yılı- nın düzeyinin altına düstu. Hazine ve Dış Ticaret Müste- şarlığı'ndan bir heyet ile Kana- da yetkilileri arasında Ottawa'- da yapılan görüşmeler sonunda 1991 yılında sınırlamaya tabi olacak dört kategoriye uygula- nan kotalar belirlendi. 1 Ocak 1991 tarihinden itibaren geçerli olması kararlaştınlan anlaşmay- la her kategori önce yüzde 2 ile yüzde 4 arasında arttırıldı. An- cak Kanada tarafı bu kategori- lere ayrıca yüzde 6 ek bir artış olanajp da tamdı. Pantolon, şort ve tulumu kapsayan birinci kategori yüz- de 8 oranında arttınldı. Vatak çarsafîarını kapsayan ikinci ka- tegori, yüzde 2, iç çamaşırları- nı kapsayan 3'üncü kategori yüzde 8 ve yastık kılıflannı kap- sayan 5'inci kategori de yüzde 14 oranında arttınldı. Yakası di- kili erkek gömleklerini kapsa- yan ikinci kategorideki sınırla- ma ise 1991 yılı için tümüyle kaldınldı. Söz konusu 4 katego- ri daha sonra yüzde 6 oranında arttırıldı. Bu artışla birlikte bir ve üçüncü kategorilerdeki kota miktan yüzde 14.48'er, dördün- cü kategori toplam yüzde 8.1, 2'nci kategori ise yüzde 20.84 oranında artmış oldu. ANKA muhabirinin edindiği bilgiye göre Kanada'ya yapılan konfeksiyon ihracatı, geçen yıl, 1989 yılına oranla yüzde 12 azaldı. 1989yılının ilk 11 ayın- da 30.64 milyon dolara uiaşan konfeksiyon ihracatı, 1990 yılı- nın eş döneminde 26.91 milyon dolar düzeyinde kaldı. Yetkili- ler, konfeksiyon ihracatmdaki gerilemenin, bu ülkeye yapılan çarşaf ve yastık kılıfı ihracatın- da, ithalatçı firma ile ortaya çı- kan fiyat anlaşmazhklan sonu- cu yılın son aylannda söz konu- su iki kategoride ihracat yapıla- mamasından kaynaklandı. İtha- latçı firmalann, anlaşma sağla- namaması üzerine Brezilya'ya yöneldiği belirtiliyor. Buna kar- şın Türkiye, Kanada'ya çarşaf ve yastık ihraç eden ülkeler ara- sında birinciliğini büyük farkla korumaya devam edi>or. EKONOMl NOTLARI OSMAN ULAGAY Durgunluğu Aşmak İçin UmutAnkara'da, Ama... Türkiye'de hisse senedi piyasası, yani borsa dışında be- men tüm piyasalarda ciddi bir durgunluk yaşandığını kimse inkâr etmiyor. Hisseleri borsada işlem gören şirketler eninde sonunda bu durgunluktan etkilenmeyecekler mi? Kuşkusuz etkilenecekler ama borsanın kendine göre bir mantığı var; ekonomideki gelişmelerin borsadaki şırketlere yansıma biçimi ve süresi konusunda farklı yakiaşımlar ya- pılabiliyor ve bütün bunlar borsanın diğer piyasaiardan v© ekonominin genel gidişinden farklı bir seyir izlemesine ola- nak veriyor. Ayrıca borsanın itici gücü olan speküiasyonun, riskle doğrudan bağlant/lı bir kavram olduğunu, yüksek ka- zanç sağlamak için yüksek risk almak gerekebileceğini de unutmamak gerekiyor. Pekiyi ama diğer piyasalar ne olacak? Ekonominin çark- larının dönmesi için ne yapmak gerekecek? Gözler tabii önce hükümete çevriliyor. Yıllar yılı Ankara'* dan sinyal almaya alışmış iş âlemi, yetkililerden bir mesa/ bekliyor. Ancak hükümetin ve ekonomiyle ilgili bakanlann bu konuda mesaj vermeye pek hevesli olmadıklan, çözümû piyasalara bırakma eğiliminin ağır bastığı görülüyor. Piyasaları ofuşturan kesimlerin ise topu bırbirlerine ata- rak âdeta bir suçlama yanşına girdikleri gözleniyor. Suçlananların başında, kredi faizterini arttıran ve kredi kul- ianımını kısıtlayan Dankalar geliyor. Bankaların kriz ortamın- dan yararianarak müştenlenni istismar ettıkleri ve kredi mcıs- luklannı kısarak ekonomideki durgunluğu derinleştirdikleri ileri sürülüyor. Bu kısır döngünün kınlması için bankalara kar- şı önlem alınması, devletin de katkısıyla sanayi ve ticaret ke- siminin finansman sorununun hafifletilmesi isteniyor. Bankalar kendilerini savunurken şu gerekçeleri öne sü- rüyorlar: • Savaş ve belirsizlik ortamı mevduat sahiplerini de etkiledi ve bankalan daha likit olmaya zoriadı Her ihtimale karşı ban- kalar likiditelerini fazla tutmak ve kredileri kısıtlayarak bunu sağlamak zorundalar. • Piyasalarda genel olarak bir borc ödememe eğiliminin be- lirmesi, bankalann hesap yapmasını zorlaşürıyor ,e onlan kredi verirken daha ihtiyatlı davranmaya zorluyor. • Dış kredi kullanmanın zoriaşmaya başlaması ve Türkiye'- nin riskinin artması da bankalan çekingen davranmaya itiyor. • Dış kredi faizlerinin, içeride mevduat faizlerinin ve inler- bank faizlerinin artmış olması, bankaların kaynak maliyetini arttınyor ve bu da kredi faizlerine yansıyor. Bu dönemde ban- kalara maliyetlerini düşürmelerini sağlayacak ek bir kolay- lık getirilmemesi de bu eğilimi besliyor ve kredi faizlerinin artması kaçınılmaz oluyor. Bankalara göre bu kısır döngünün kınlması için önce dev- letin kendilerine bazı kolaylıklar sağlaması ve güvenceler ver- mesi gerekiyor. Borcunu öderken nazlı davranan tüccar işlerin biraz açıl- masını bekliyor, sanayici talebi görmeden üretimi arttırmak, yenı girdi siparişi vermek istemiyor. Piyasanın canlanaca- ğına dair bir sinyal bekleniyor. Zincirin ilk halkasındaki vatandaş ya da tüketici ise sava- şın sonunu görmeden harcamalarını arttırmak, parasını mala bağlamak istemiyor. İhtiyat güdüsüyle birçok harcamaları- nı erteliyor ve savjşın geleceği konusunda bir ışık bekliyor. Vatandaş harcamalannı erîeleyince yukarıda sözünü ettiğim kısır döngünün kınlması zorlaşıyor. Bu arada hükümet yetkililerinden piyasaya canlılık aşıla- yacak mesajlar gelmezken yeni kemer sıkma önlemlerinin gündemde olduğu yolundaki söylentilerin çıkması da dur- gunluğu körüklüyor. Pekiyi ne olacak? Savaş sürdükçe ekonomimizdeki durgunluk da derintese- rek sürecek mi? Bugüaortada olan tablo, piyasaların bu durgunluğu ken- di kendilerine aşmalannın ancak savaşın bitmesiyle müm- kün olabileceğini gösteriyor. Savaşın ve belirsizlik havası- nın sürmesi halinde ise ancak Ankara'dan alınacak güçlü sinyallerin ve uygulamaya konacak özel önlemlerin durgun- luğun aşılmasını bir ölçüde sağlayabileceği görülüyor. Sa- yın Özal'ın son günlerdeki bazı beyanları da bu yola girile- bileceğini düşündürüyor. Bu olasılık ise başka bir önemii soruyu gündeme getiri- yor: Açaba dış kaynak temininin zorlaştığı bir ortamda eko- nomiyi canlandıracak önlemler alınır, gerekli sinyaller veri- lir ve başarılı olunursa ekonominin iç ve dış dengeleri koru- nabilir mi? Bu soruyu dikkate alan ekonomi kurmaylarının "h»zfa dur- gunluktan çıkma" tercihini politikacılar kadar kolay yapama- yacağını düşünüyorum. 6. Plan gerçekfeşmeleri (milyon dolar) u 1990 1991 1992 1993 1994 Ikracai Pbn 13.344 15.272 17.527 20 039 22.832 Pro». 13.066 14.160 RMİSt fiffftk- tepae Plan 11.34016 508 18 454 20 765 23 426 26 655 Profl. 17.599 23 160 ferçek- 20.223 CaıiD Pla« 947 1450 1.919 2.272 2 172 ıteadMtMl rr* * ± 874 -2.317 -2.370 6.plan,ilk yılında yoîundan saptıANKARA (UBA) — Altmcı beş yıllık plan, daha ilk yıl he- deflerinde ortaya çıkan büyük sapmaiar nedeniyle tersyüz ol- du. Planda belirtilen stratejiler- den sapmaiar olurken, hedefler de tutturulamadı. Planın ı'Jk yılında ihracat 13 milyar 66 milyon dolar olarak hedeflenirken ocak-kasım döne- minde ihracat 11 milyar 340 mil- yon doîarda kaldı. Aralık ayın- da da 1 milyar dolarlık bir ih- racatın gerçekleşebileceğini be- linen ekonomi çevreleri, böyle- ce 12 milyar dolar düzeyinde gerçekleşecek ihracatın, hedefin 1 milyar dolar gerisinde kalaca- ğını savundular. Altıncı beş yıllık plan hedef- lerinde ilk yıl gerçekleşmesinde en büyük sapma ithalatta ken- disini gösterdi. Yıllık planda it- halat 16 milyar 509 milyon do- lar hedeflenirken, daha sonra bu rakam 17 milyar 599 milyon dolar olarak revize edildi. An- cak ithalatm yıllık pıograma 17 milyar 5^9 milyon dolar olarak konuimasına karşılık, ocak- kasım dönemi gerçekleşmesi he- defin 3 milyar dolar üzerinde ol- du ve bu dönemde ithalat 20 milyar 223 milyon dolar açıktı. Ekim ve kasım aylannda aylık ithalatın 2'şer milyar dolar dü- zeyinde gerçekleştiğini belirten Hazine çevreleri, aralık ayında da ithalatın 1.5 milyar dolann üzerine çıkacağını ve ithalat he- definin plana göre 5 milyar do- lar, yıllık programa göre de 4 milyar dolarlık bir sapma gos- tereceğini söyledi. İhracat ve ithalattaki bu bü- yük sapmaiar, cari işlemler den- gesinde de kendini gösterdi. Yıl- lık planda 947 milyon dolar faz- la vermesi hedeflenen, ancak programa 874 milyon dolar ola- rak geçen cari işlemler dengesi hedefi, ithaiattaki büyük sapma nedeniyle 2 milyar 317 milyar dolar açık verdi. DÖVİZ KURLARI Dftveın Onsı 1 ASDDoterı 1 6 Alman Markı 1 Avusturya Şılînı t Belqka fıangı 1 Fransz frangı 1 Hollanda Flon™ 1 Isvec Kronu 1 Isvtçre F rangı 100 Italyan Lıretı 1 Japofi ien 1 Sterim 1 5 Aratelan Rryaiı 0ÖVB Alış 3089 93 2056 96 293 03 100 00 604 96 1826 36 549 60 2414 38 273 95 23 01 5976 53 807 87 06vız Satış 3036 00 2061 10 293 62 10020 606 17 1830 02 550 70 2419 12 274 50 23 05 598851 809 49 Efcttıf Alış 3026 90 2054 92 292 74 98 30 604 36 1824 53 $44 10 241187 269 29 22 78 5970 55 787 67 EfeMıf Satjş 3045 11 206728 294.50 10050 607 99 1835 51 552 35 2426 38 275 32 23 12 6006.48 811.92 4 SUBAT 1991 ÇAPMZKM i 1 4729 AJman Markı t 5 0084 f r Frangı S 1 6589 Hol Hormı S 1 2550tevFranjy S 1106 01 İQI Lınetı $ 131 70 Japon Yeni S 3 7505 S Araft firyak t 1 9725 t
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle