22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 ŞUBAT 1991 CUMHURİYET/15 HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN Devlet MrtBorolo» işleri Gend Mü- dûrlûOû'nden alınan Mgtye gAre yur- dun bab tesmleri çok butuUu. Mar- mara'mn göngyi, Ege ve Batı Akdenii Mlgelen yaûmurtu, (Sfler yerier par- çalı ve az buluflu geçecek. HAft Sl- CAKLIĞI: ttfl* aian yerterde deftşme- yecek, dıfler yerîenje artmaya devam edecek. RCIZGAR Gûney ve dogu yönlerden orta kuvvette. yurdun gO- ney ve bat kesimtefinde kuvvrtfc» esecek Denızterde Kuzey Ege ve Ka- radenız gündojusu ve (yoyrsz. Mar- mara yıMız ve popaz, Gûney Ege ve AkdeWde gûndogusu ve tes*leme- den 3-5, yer yer 6, nman aman Gû- ney Ege ve Akâeniz açıMannda zaman zaman 33 denızmilı hız- la esecek. M g § yOkMMOi 05-15 yer yer 2-25, Gûney Ege ve Akdeniz açıktannda 3-4 m doiayında olacah Van Gfttû'nde hava az bukrikı, sabatı saaflerinde sısJ» geçecek. RüzBâr taoey ve do- guyenlerdeflOrtı, yer yerlaıy*ell esecek QK mutedıl dalgatı. görus uattflı 10 km, sis aranda 1 torfran alttnda olacak Battasr Bılecık Bmgil Bıtks Bolu Bursa Çanaidote Çorum Dmzt B 21» 5°»yarbalor Y 11» O°Edırne B 14» 2°Erzmcan Y 9° (PErzurum A y-I^Esloşefıır S 10°-1° Gaaanosp B 19° 7»&resun Y 18° 8°Gümüşhan«A A *>-?> HakJdn y 18" vtsparb Y Y 12»-1° teonbul Y Y îl° -1° iznnr Y A 2»-f> K»s A A 3°-2° Kasamonu 6 B W>-2»Kays«i B Y 11» Tknmm B Y 11» 3°Kon*a B B 9--2°KûB»*a Y Y 14° G°Matetp B 10» fManısa W fKMaraş S°-4° Mersın -1* -i5°Mu#a W 0»Muş 12° 2°N«le 8° 2°CWu 8°-*° RBB Sansun io» rsitft 12° 4°Smo(i 13° 6°S«BS 2°-W«onla4 8°-*° Trataon 8°-4°Tunc«l 10° 0»Usak W-2<> vSn 11° 2*Vtauat «° 0°Zon«ukM Y 1S° 4» B 13° 2° B 20° 10» Y 12° 4° A 3°-s> B 10° -2» A 8»-2» A 10° 2° B 10» 3° A 8° 0» A 10° B B A 10° A 7°-2» Y 17» 3» A 8°-3° B 5»-?" B 10° 4» 4°-5° 9° 3° 3» I İHIİUOU "ysflmufiü A-agk 8-Mu«u G-gunes» K-Urt S-ss* Y-yaûmurtu Kopenhag ' > t " Londra_-i Moskova $am Katııre* BULMACA ve sınema SOLDAN SAĞA: 1 2 3 1/ Japon kökenli bir dovüş yöntemi. 2/ Askeri donanımın metal bölümlerini te- mizlemede kullanı- lan üstübeç, aJkol ve sabun kanşımı mad- de... Kripfon elemen- tinin simgesi. 3/ Es- ki Mısır'da güneş tannsı... Taşıtlarda yükün yükseklik öl- çüsü. 4/ Bir nota... Satrançta bir taş. 5/ Kürkü değerli bir ya- ban kedisi... "lsmel •": Türk tiyatro oyuncusu. 6/ Japon lirik dramı... Bir poliçenin arkasına yazılı havale em- ri. 7/ Bir nota... Sayım, sayma. 8/ Çatı örtüsü olarak kullanılan ince tahta. 9/ Borsada kesin vadeli değer- lerin kuru ile primli değerlerin kuru arasındaki fark... Etkisiz, işe yaramaz. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Meslek argosu... Helyumun sim- gesi. 2/ Bir peygamber... Yeniçeri ocağının, padişahın muhafız- bğını yapan asker sınıfı. 3/ Bir çalgı... Adın durum eklerinden biri... Mesafe. 4/ Geçimini sağJamak için kendinden daha yaşlı bir kadınJa yaşayan genç erkek... Türkiye'nin plaka işareti. 5/ \kpma, etrae... Futbolda topun kale ağzına gönderümesi. 6/ Bir renk... Bir zekâ oyunu. 7/ ödenti. 8/ SSCB'yi oluşturan cum- huriyetlerden biri. 9/ Mason sırlannın ögretildiği belli kuralla- ra göre düzenlenen tören... Yolcu evi. 60 YIL ÖNCE Cumhuriyet Yol kanunu ODEON ıwı>g»l nueaı 22 ŞUBAT 1931 Yeni kabul edilen (yol ve vergiler) kanununun tatbikat sahasında çok faydalar temin ettiği anlaşılmaktadır. Nafıa Vekâletinde şayani kayit faaliyet vardır. Son bir buçuk senelik mesai devresi zarfında, yirmi beş büyük köprU, bir kaç uzun $ose inşasına başlanmıştır. Bu köprülerden on kadan ikmal edilmiş ve mutebakisi bitmek üzere bulunmuşrur. Kanunun tatbikından sonra Nafıa VekâletiTju kÜp'rfller için 1.754.100 lira sarfetmişti. tnşaatı başlamış olan yollardan 180 kilometrelik Balye- Çanakkale yolunun 100 kilometresi bitmiştir. 35 kilometrelik Hopa-Boçka yolu ilkbaharda bitmi$ olacaktır. Kayseri-Mara$ yolunun istikşaflan devam etmekte ve ilkbaharda ihalesi mukarrer bulunmaktadır. Bu yol 260 kilometre tulündedir. Bu yolların inşası için 2.934.400 lira tahsis ve kısmen sarfolunmuştur. Ankara ve civarı asfalt yollan, Trabzon - Beyazıt ve Kızıldiz'e transit caddesi için Nafıa 3 milyon 934 bin liranın sarfına müsaade etmektedir. Bu sarfıyata mukabil Nafıa Vekâletinin yol parasından almış olduğu paranın yüzde ellisi azami 7.000.000 lira raddesindedir. Umumî yol varidatı ise, bu müddet zarfında 16.000.000 lirayı geçmektedir. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet Kongo ve RMîIfâfer_ 22 ŞUBAT 1961 Güvenlik Konseyi, dun gece başlayıp bu sabah sona eren fasılasız ve şimdiye kadar yapılan müzakerelerin en hararetlisiyle bazı karar suretlerini oya arzettikten sonra Kongo meselesi mevzuundaki çalışmalanna son vermiştir. Sovyet Başdelegesi Zorin'in yaptığı _ . konuşmadan sonra V0 ™11 * Hammarskjoeld'un Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliğinde azlini "zaruri telâkki eden", Belçikaya karşı müeyyideler tatbikini, Çombe ile Mobotu'nun tevkifini ve beynelmilel polis kuvvetlerinin en geç 30 gün zarfında Kongo'dan çekilmesini isteyen Moskova karar tasarısı oya arzedilmiş bire karşı 2 çekimser ve 8 aleyhte reyle reddedilmiştir. Güvenlik Konseyi rnüteakıben Birlesik Arap Cumhuriyeti, Seylân ve Liberya tarafından hazırlanan ve özellikle Kongo'da bir iç harb çıkmasını önlemek üzere icabında beynelmilel polis kuvvetlerinin kuvveti başvurmasmı derpiş eden karar suretini oya arzetmiştir. Asağıda tam metninin bulacağınız karar sureti, 2 seçimsere karşı Türkiyenin de iştirak ettiği 8 oyla tasvip olunmuştur: 1) Kongo liderlerinin kanuna aykırı olarak tevkif ve idamlarını takbih etmek. 2) Kongo makamlarını bu gibi şidddet hareketlerine son vermeye dâvet etmek. 3) Kongo'daki Birleşmiş Milletler kuvvetlerine bu gibi hareketleri, gerekirse kuvvete başvurmak, önlemek üzere yetki vermek.. 4) Bu cinayetlerin faillerini aramak ve cezalandırmak. Karar sureti aynca Belçika askerleriyle siyasi müşavirlerin, aynca diğer milletlerden bütün siyasi müşavirlerin Kongo'dan çıkanlmasını "ısrarla" talep etmektir. GEÇEN YDL BUGÜN Cumhuriyet Pirinçlik kozu 22 ŞUBAT 1990 Ermeni karar tasansının Senato'da görüsülmeye başlandığı şu günlerde, Ankara'da ABD'ye karşı alınabilecek, ikinci paket askeri önlemler tartışılmaya başlandı. Genelkurmay Başkanhğı ve Milli Savunma BaJcanlığı'nuı konuyla ilgili çalışmalar yapüğı ve "geçici bir süre için" alınan ilk paket önlemlerin "kalıcı kılınmasının" planlandığı öğrenildi. Bu arada Ankara'nın ABD'ye karsı bir koz olarak, ABD için "hayati önemi haiz" olarak nitelendirilen Pirinçlik ve Sinop üslerinin faaliyetlerine son verilmesi yolunda bir görüşün de askeri çevrelerde lartışıldığı öğrenildi. DÜNYA'DA BUGÜN Amstentam Y 3° Amman A 15° Atn) Y 12° Bijdal A 14° Banaiona A 11° Basai S 4» Btlgrad B S» Brt Bom Brtksel B 5° S -S» K 3° Budape$fe S 2° Canevre S 3° Ce2ayır B 15° C«10e A 25° Duba A 20° Franirturt B 2° Gim r ff° 9 3° B 17" K 4» S 3» Y 20° Lsnıngrad Londra Madnd Miüno MontrsH MOSkOMl Ittntı NnrYbık 0*ı Pans Prag Kyad Rona Sotv» Sam tton Uflnşa Zûnh B 2° Y 8° S 13° B 5° K -4» S 3» K 4» B 8* S 2° B 20° B 13° S 4° A 15° 3° 7° 2° S 2° TABÜSMA Kîtayasal Silaldar Üzerine Bazı Gerçekler Hardai gazında ilk anda hiçbir şey hissedilmez. Belirtileri 4-6 saat veya birkaç gün içinde görülür. Önlem için derinin kirlenen yerleri bol su ve sabunla yıkanır. Bazı yayınlarda çıktığı üzere çamaşır suyu veya kostik soda ile cildi yıkamak son derece tehlikelidir. Kimyasal silahlara karşı önlemlerin ba- şında, halkı doğnı, zamanında bilgilendir- mek ve eğitmek gelir. özellikle halkın paniğe kapümaması için açıklanmayan bilgiler ve gerçekler sonuçta kötü neticeler doğuracaktır. Olay arunda panik, heyecan ve kulaktan dolma bilgiler yerine, daha önce bilgilendirilmiş, hazırhklı davranışlar daima olumlu sonuçlar verecek- tir... Değilse, evinin odasını naylonla kapla- yıp ölen aile facialannı daha çok yaşarız... Genelde her türlü tehlikeye, özelde kim- yasal tehlikeye karşı alarm sisteminin tam ve eksiksiz çaüşması en önemli unsurdur. İkinci olarak da maskeler ve sığınaklar ge- lir. Yaşanan sığınak ve maske eksikliği sü- ratle giderümelidir. Kısa vadede ise evlerin penceresi en az odası sığınak olarak kulla- rulabüir. Herfaugi bir kimyasal tehlikenin cinsi anında halka bUdirilmeBdir. Kimyasal si- lahlann cinsine göre korunma tedbirleri ve tehlike riski değişiktir. Kimyasal silahlardan gaz haliıtde olan- lan fosgen gazlan ve kan zehirleyici gazlar- ZilAHLARI &VSVERİKPÇETESİ2 dır (hidrojen siyonid, siyonojen ve arsin). Irai'ın elinde hidrojen siyonid olduğu sa- nılmaktadır. Yalmz bu tür gazların sivil halk üzerine kullanılma olasılığı azdır. Az dozda zehir etkileri yoktur. Kimyasal silahlardan katı halde olanla- nn gözyasartıa ve kusturucu özellikleri var- dır. Bunlann da sivil hedeflere karşı kulla- nılma olasıhgj azdır. Sıvı baidekl IdmyasaJ Mhirier, hardal, levisit ve sinir gazlandır. Irak bunlan fazla miktarda bulundurmak- tadır. Bunlar uçaklaria püskörtukcegı gi- bi ber ceşit menni ve bombaya doJdurul- muş olarak da kullanıiabilirier. Kimyasal silah saldırısında tıbbi tedavi hemen baslatılmalıdır. öncelikie hangi kim- yasal sıvı zehirin kuUanıldığı tespit edilme- lidir. Sinir gsudanniB öMörücü etUd birfcaç dakika içinde başJamakUdır. KonııUMk için hemen ampul atropia Utbik edflmeli- dir. Hardal gazında ilk anda hiçbir şey his- sedilmez. Belirtileri 4-6 saat veya birkaç gün içinde görülür. önlem için derinin kirlenen yerleri boi su ve sabunla yıkanır. Bazı ya- yınlarda çıktığı üzere çamaşır suyu veya kostik soda ile cildi yıkamak son derece teh- likelidir. Hardal, levisit ve sinir gazlan kalıcıdır- lar. Ancak etkisiz hale gelebilmeleri için bir- kaç hafta gecmesi gerekir. Bu nedenle kim- yasal tehlike sırasında sığınak olarak kul- lanılan odanın hava alacak yerleri içinde az soda veya çamaşır suyu konulmuş su ile ıs- latılmış bezle kaplamr. Son söz olarak kimyasal silahlar insan- ları öldürilr, ama onlar hakkında bilgisiz- lik katliam yapar. Nflkleer Savaşın Önlenmesi İçin Hekimler Dernegi Istanbul Temsilcisi Op.Dr. ŞÜKRÜ GÜNER BÜYÜK KAYIP Merhum Yusuf Güner ve merhume Muradiye Güner'in oğlu, Kemal Güner, Servet Fırat'ın ağabeyi, merhume Cemile Güner'in sevgili eşi, Fuat Güner ve Nazan Ulutekin'in sevgili babası, Ahmet Ulutekin ve Hadiye Güner'in kayınpederi, Kaan ve Arzu'nun sevgili dedesi, Bilge Kandemir Güner'in sevgili eşi, Coşkun ve Malike'nin dayısı, Merve ve Müfit'in amcası, Ülkemizin değerli fotoğraf ustası, büyük insan, SAMİ GÜINERBolu'da açacağı sergisine giderken geçirdiği elim bir trafik kazası sonucu aramızdan ebediyen '" ? ' -' aynlmıştır. " * • <. • Cenazesi, bugün saat 11.00'de, Taksim Atatürk Kİltür Merkezi'nde yapılacak Devlet Sanatçısı töreninden sonra Dolmabahçe Camii'nde kılınacak öğle namazını müteakip Karacaahmet'teki aile mezarhğında toprağa verilecektir. AİLESİ Nol: Çelenk gönderrnek isteyenlerin TEVna bağışta bulunması rica olunur. Fotoğrafımızın büyük ustası, derneğimiz onur üyesi SAMİ GÜNER'i kaybettik. Arusı bizimle birlikte yaşayacaktır. İPSAK YÖNETtM KURULU Fotoğrafımızm kıdemlisi, kocaman yüreklisi, derneğimizin kurucusu ve ilk başkanı, ışütısı ülkelere ulaş^n sevgili ağabeyimiz SAM GÜTMEK'ikaybettik. Hepimizin başı sağolsun. FOTOGEN Fotoğraf Sanatı Derneği VEFAT VE BAŞSAĞUĞI Cumhurbaşkanlı|ı Takdirnamesi ve Kültür Bakanhğı Büyük Ödülü sahibi, Türk Fotoğraf Sanatı Ustalarından, Uluslararası Fotoğrafçı, Profesyonel Tanıtım Fotoğrafçıları Derneği Onur Üyesi SAMGÜ1NER Onurlu yaşamını, yine mesleği ile ilgili çalışmalan sırasında kaybetmiştir. Bundan böyle eserleri ile yaşayacak olan değerli ustamıza Tann'dan rahmet, kederli ailesine ve üyelerimize başsağlığı dileriz. PROFESYONEL TANITIM FOTOĞRAFÇILARI DERNEĞİ Kardeşimiz MEHMET DEMİR'i kaybettik. 68'Ü ARKADAŞLARI Türk fotoğrafı babası, ağabeyi, yüreği en genç üyesi SAM GÜ1NER ustasını kaybetti. Acırnız sonsuzdur. Ailesine ve fotoğraf dünyamıza başsağlığı diliyoruz. AFAD - AFSAD - ANFAD - BUFSAD - FOTOFORUM - FOTOGEN - GAFSAD - İFAD - İFOD - İFSAK - KASK dernekleri. ^ ^ ^ ^ ^ SANA SESLENtVORUZ ^ ^ B l k ^ . ^*^m Dostluk ve s«vecenlikle dopdotu yütcjin susmuş oba ^^K^*M R B B ^ b "' k ' s c n l ^ k n K ' ' yıUcÛcnmizde herkese yardım ^ B a S^-sT •V'»fiıpınanhalinle,Cemiyet'temitzikdınlcrkenveya Ş^Mt.^^^^LJt Kûpruaitı'nda içerken gulen mavi gözlerinle, havaı do- ^HJpjjj^Hk|^ lu "falaan-niaan'iannla sonsuza dek canlı tutacagız. ^^^^^^^^V Bir gün bulu^mak uzere: • ^ ^ P B ^ ZEY^EP, SELÇMC, HM.ER, HAKAN, ALİ. VEFATLAR İÇİN Yurtıçı, yurtdışı cenaze nakle- dilır, cenaze ılaçlama, malzeme, tabut. butün işJemler hassasi- yetle, suratle yapılır işletmede aynca 18 ambülans mevcuttur Cenaze ilanlannda hizmet be- deli alınmaz. İSLAM CENAZE İŞLERİ 14720 06-14068 86 MesulMüdûr HafcVELİERDEMİR VEFAT D grubu re»8anıianndan A.HAKKIAMJ vefat etmiştir. Cenazesi 22 Şubat 1991 Cuma günü (bugün) Erenköy, Bağdat Caddesi, Galip Paşa •Camii'nde kılınacak öğle namazmı müteakip, Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilecektir. Evlatlan MUSTAFA-YILDIZ AIVLI Nol: Çelenk göndermek iste>enlerin Türk Eğitim Vakfı'na bağişta bulunmalan rica olunur. ANKARA...ANKA MUŞERREF HEKtVtOĞLU Unutulmayanlar Genç arkadaşlanmla birtikte Kuvvet Başanr'ın doğumunu* kutiadık 18 şubatta. Önce şaşırdılar, sonra duygulandılar. Ama okurlarım da biliyor artık, benim için sevdiklerim ölmez. On- larla yaşarım. Sevdikleri bir şarkıyı soyleyerek, bir dost sof- rasında kadeh tokuşturarak, hoşlandıkları bir şeyi yaparak, kimi zaman da doğum günlerini kutlayarak. Belleğimdeki gü- zel anılarla, birlikte yaşadığımız güzel olaylar, teşekkürlerle. Yaşamımızda teşekkürle anacağımız kişilerin de olması mut- luluk eibet. Bir kalp çarpıntısını, bir coşkuyu, bir tırmanışı, bir direnişi birlikte yaşamak güzel olay. Anısı bile soluk verir insana!.. Kuvvet Başarır'ı anarken bizim yokuştan öyküler an- lattım genç arkadaşlarıma. Bir ağabeyin yaşamından bölüm- ler. Ellili yıllar, altmışlar, yetmişler seksenler ve doksanlara geldik. Basınımızın nerden nereye geldiğini tartıştık sonra! Bugüne ulaşamayan dostlarımız daha mutlu belki de, olurrv suz gelışmeleri yaşamadılar, umudun solduğunu hissetme- diler. • • • Çukurova'dan bir okurum telefon etti, Tıp Fakültesi'nden bir doçent. Birkaç yıl önce yitirdiğimiz değerli beyin cerrahı Prof. Nurhan Avman'ın öğrencisi. — Hocamızın ölüm yıldönümünde bir tören düzenleyemi- yoruz, arkadaşlaıia düşündük, siz birkaç satır yazar mısınız? Nurhan Avman'ın hayaline gülümseyerek yüklendim bu go- revi. Kaç doktorun, kaç beyin cerrahının belleğinde unutul- mayan bir hoca kimbilir! Benim de unutulmaz anılarım var. Kliniğinde izlediğim bir ameliyat. İzlerken bilimin ışığını sev- rettim btçağının ucunda. Çok okur, tüm kongrelere gider Prof. Avman. Dönüşte masal türü dinlerim onu. Mavi gözlerinde panKılar, insan sağlığına yeni katkılar yapan araştırmalan an- latır gülümşeyerek. Savaş günlerinde kara kara düşünüyo-, rum şimdi. İnsan sağlığı için onca uğraş, araştırma, yeni bu-' luşlar, yaşama sevıncı yeşeriyor birden. Oysa berı yanda öl- dürücü silahlar üretenler var. Her şey nasıl çarpılıyor bir an- da! Saddam'ın Kuveyt'ten çekiime kararı radyoda açıklandt- ğı zaman Bağdat sokaklarında sılahlarını boşaitanların yü- zünü gördünüz mü? Gözleri nasıl parlıyor, ne rahat bir soluk alıyoriardı! Kesilmeyen bomba yağmurunda o sevinç nasıl sof- du kimbilir! Bir bebeğin kalp atışını düzenlemek için göste- rilen çabaları izledim geçen akşam. Doktorların uğraşı insa- na verilen değerden, insan sevgisinden kaynaklanıyor elbet. Peki, savaştaki bebekJer? Bombalardan ölenler, gözlerıni aç- madan kapayanlar, memesinden süt akmayan, bebesıni em- ziremeyen kadınlar. Barışta yeşeren umut, savaşta soluyor bir anda. Savaş acımasız! Prof. Nurhan Avman'a soruyorum hayalimde. Bunca acı- masız silahı üretenlerin beynı hasta mı acaba? Bilimin ışığı- nı aydınlık, sıcak duygularla hissetmeyi özlüyor insan, savaş döneminde iliklerimıze kadar üşütüyor, karartıyor doğrusu. Barış olunca ortalık nasıl güneşlenecek kimbilir. Hastayım, mezarına gidemedim, ama Prof. Avman'ın Çu- kurovalı öğrencisi ile konuştuktan sonra masamdaki vazoya bir demet mor menekşe koydum. Öldüğü akşam çalan bir telefonu anımsayarak. Telefon İstanbul'dan, Nurhan'ı çok se- ven bir kadından. Cenazesine gelemiyor, mezarına bir de- met menekşe atmamı istiyor benden. Onu hiç tanımıyorum, o da beni yazılarımdan tanıyor. Ben de ağır bir grip geçiriyo- rum, ama böyle bir görevi yerine getirmekien geri kalabilir mryim? Maltepe Camii avlusunda uğuıiadım Nurhan Avman'ı, bir demet mor menekşeyi de genç asistanına verdim. De- ğerli bilim adamı göğsünde o menekşelerle uyuyor meza- nnda. Menekşeteri babam da çok severdi. Öldüğü zaman Kuv- vet ile çiçekçiye gittik. Çiçekler ısmariadık. Ben menekşe arandım dükkânda. Buz gibi, kaıiı bir gün, menekşe bulun- muyor. Ama ertesi günü menekşe demetleri de geldi töre- ne. Annem, kardeşlerim, yeğenlerimle menekşelerden bir yorgan yaptık babama. Sonra da çiçekçiye gidip borcumu- zu ödemek istedik. Para almadı. "Çokiçteo ıstedirtiz, m » , nekşeleri bulup sizi sevindtrmek geldi içimden" dedi. "On- lar da benim armağanım." Gözlerim hâlâ yaşarır, bir demet menekşe de yaşamımızi gûzelleştifen bir anı kimi zaman. Yetişebilseydim Feriha öğretmeni de birkaç gül goncasıy- la uğurlardım Sahra-t Cedit'deki mezarına. Eğitim Vakh'ndan bir çelenkle yetinmezdim. Sevgili öğretmenimi güller içinde düşunürüm her zaman. Gâztepe Taşokulu'nun bahçesinde, Merdivenköy'deki evin merdivenlerinde, güller içinde bir öğ- retmen. Evimizin çatı katındaki balkona tırmanan yediveren dalından en güzel goncayı ona götürürdüm her sabah. Tüm öğrencileri güllerle selamlardı onu. Feriha öğretmeni siz de tanıyorsunuz. Bu köşede yazdım, Öğretmenler Günü'nde sevgiyle selamladım. Kimi öğretmenleri unutamayız değil mi? Feriha ögretmen unutulmayanlardan. Işığını söndürmeyen bir öğretmen. İnsan sevgisini, doğa sevgisini, iyiyi, doğruyu, gü- zeli bana ilk öğreten kişi. Elli şu kadar yıl geçti aradan. Bel- leğimdeki yeri hiç değişmedi. Öğrencilerine sevgiyle bakar her zaman, hoşgörüyle. Şiirler, şarkılar söyleriz. Zil çalınca oyun oynanz bahçede. Göztepe köşkierinde oturan paşala- nn torunları, koşklerin bir katını kıralayan dargelirlilerin ço- cukları, o köşklerde çalışan işçilerin, bahçıvanların çocukla- n hep birlikte, yan yana, can cana. Ayncalığa ödün vermez, şımanklığı affetmez Feriha öğretmen Fakir öğrencilerine da- ha büyük özen göstererek. çocuk yaşta uyarır bizi. Bir ya- zım nedeniyle yıllar sonra telefonla konuştuk bir akşam. Za- hir Güvemli okumuş, haber vermiş, eski öğrencileri toplan- mtşlar Merdivenköy'deki eve, bana sesleniyorlar. Yeğeni Os- man Görmez ile konuştuk sonra. Gözleri iyi görmüyor, ama yazılanmı ilgiyle izliyormuş her zaman. Sevgili edebiyat öğ- retmeni Nahit Hanım'ı da anımsadım birden. Yıllar sonra kar- şılaşınca sordum. Beni tanıyor mu acaba? * — Unutmadım ki, her zaman izliyorum, dedi. Ben de onlar nedeniyle yazıyorum belki de. Sevgili öğret- menlerimden kaynaklanan duygular ve düşüncelerle. Yaşa- mımda kaç öğretmen var, ama belleğimde iz bırakanlar çok değil doğrusu. Unutulanlar var, unutulmayanlar. Işığını tüket- meyenler, yediveren gülü türü belleğimde durmadan açan- lar. Yeğeni Osman Görmez ölümünü bildirince, telefonda du- raladım birden. Feriha öğretmenler ölmez, diye düşündüm. Güzel bir sergi görmeye gittim. Galeri Nev'de Koray Ariş'in heykellerini seyrettim. Ali Artun ile konuştum uzun uzun. Koray Ariş, heykel sanatının güzel ustalarından biri. Anla- tım gücüne saygı ve hayranlık duyuyor insan. Galeri Nev de çok saygılı biçimde sunuyor sanatçıyı. Yine çok güzel bir ki- tap yayımlamışlar. Semra Eren, Serpil Bağcı, Ali Artun, Er- dal Aksoy, Mehmet Mutaf, Atilla Cangır'ın ortak ürünü. Ön- sözünü de Roma'daki hocası Antonio Del Guercio yazıyor. Bir sanatçı çok güzel bir düzeye de varsa, hocasının övgüle- riyle mutlu olur değil mi? Hele o ünlü bir eleştiriciyse. Sergi- yi gezenler, kitabı okuyanlar da mutlu oluyor doğrusu. Böyle Övülen sanatçılarımız var diye. "Koray Ariş heykelin özel bir sanat olduğu düşüncesinden vazgeçmeyen sayılı heykeltıraşlardan" aiyor Guercio, ."Hey- kel sanatı sadece üç boyutlu biçimler yaratmak değil. Üç bo- yutlu olup da heykel olmayan çeşitli anlatım biçimleri var." Sergiyi gezerken heykel sanatının boyutlarını da görüyor insan. Ağaçlar nasıl konuşuyor, deri nasıl bir araç olabiliyor. Galeri Nev'den ayrılırken 19 haberlerini dinliyorum arabada. Gorbaçov'un barış planı, Bush'dan olumsuz yanıt. Yağmur yağıyor sicim gibi. Ama ben yağmurdan sonraki aydınlığı his- sediyorum. Böyle güzel sanatçılanmız var diyorum, güzel ga- lerilerimiz, Koray Ariş'in heykellerini savaşa bir direniş, Nev Galerisi'ni barışa çağrı yapan bir sanat kuruluşu diye yorum- luyorum. Öldüren ellere karşın üreten eller de var diye sevi- niyorum. Feriha öğretmene gülümsüyorum. KUKURAÇA Ünlü yazar Nodar DumbadarTtln bu öyküsü Türkolog GOIIzar Ibrahhnova Ç«mz* tarafından dilimize çevrilerek Mchcura Karaöran taraftndan da redaksryonu yapıldı. YA2IT YAYINLARI Bayındır Sokak 12/3 KIZILAY-ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle