11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖfiÜŞLER 16 ŞUBAT 1991 \ Bir Tasarı, Bir Öneri Medeni Kanunumuz, ailede eşler arasında tam olarak eşitlik esasına yer veren bir sistemi içermemektedir. Eşler arasındaki ilişkiler esas olarak görev ayrımı düşüncesine göre düzenlenmiştir. Evi ekonomik açıdan geçindirme yükümlülüğü esas olarak kocaya verilirken, evin reisi olma, konutu ve ikametgâhı seçme, kadının bir işte çalışma hakkı vb kocasının istencine (iradesine) bağlanmıştır. Prof. Dr. AYSEL ÇELİKEL Türk Medeni Kanunu'nun kabulünden (17 Şubat 1926) günümüze kadar geçen 65 yıl için- de aile hukuku alanında, kadınlann korunma- sı ya da "Kadın ile erkeğin eşit haklardan ya- rarlanması (gleichberechtigung)" ilkesi çerçe- vesinde herhangi bir değişiklik yapümadı. Son üç yıl içinde yapılan kimi değişiklikleri, yu- kandaki ilke doğrultusunda olumlu nitelemek şöyle dursun, tersine, var olan durumu daha da geriye çekmek biçiminde açıklamak doğ- ru olur saıunm. Oysa özellikle son otuz-kırk yd içinde insan hakları ve kadın haklan kav- ramlarının ulaştığı düzey, hemen bütün kara Avrupası hukuklarına yansımış, aile hukuku alanında kadınlann eşit haklardan yararlan- malarını sağlayacak çok önemli değişiklikler yapılmıştır. Bu yazıda üzerinde durmak iste- diğim, evlilik süresince edinilen mallara eşle- rin eşit katılım esası, insan hakları ve kadın bağlamında en önemli gelişmelerinden birini oluşturmaktadır. Olumsuz değişiklikler Aile içinde eşler arasında eşit haklardan ya- rarlanma ilkesi çerçevesinde ülkemizde de res- mi ya da resmi olmayan çalışmalar yapılmış- tır. Yaklaşık 10 yıl önce bilim adamlanndan oluşan resmi bir komisyonun hazırladığı re- form taslağı ilgili bakanlığa sunulduğu halde, yasalaşması için hiçbir girişimde bulunulma- mıştır. Ancak son yıllarda Medeni Kanun'un aile hukuku ve miras hukukunu ilgilendiren kimi maddelerinin değişikliğe uğradığım gö- rüyoruz. Bu değişiklikler, evli kadının korun- ması ya da eşin haklardan yararlanmasını sağ- layacak nitelikte olmamış, bazı özel amaçları gerçekleştirmek ya da özel durumlan çözüme kavuşturmaktan öteye gidememiştir. örneğin 12 Mayıs 1988'de yürürlüğe giren yasa ile bo- şanma hukukuna ilişkin maddelerde değişik- lik yapılmış, bazı koşullara bağlı olarak bo- şanmanın kolaylaştınlması sağlanmış, boşan- mak isteyen eşin üç yıldan daha fazla bu evli- lik bağı içinde kalmasının önlenmesine çalı- şılmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki bu ko- laylık toplumumuzda evliliği kadınlara sosyal ve ekonomik bir güvence veren bir kurum ola- rak algılayan toplumsal ve hukuksal yapı açı- sından aleyhte sonuçlar doğurmuştur. 23 Kasım 1990 tarihli bir başka değişiklik de sağ kalan eşin miras haklan üzerinde olum- suz etkiler yapan bir biçimde gerçekleşmiştir. "Tasarruf nisabı" olarak adlandırılan ve mi- ras bırakanın kendi iradesi ile ölümünden son- ra mallannı bırakabüme hakkını genişleten bir değişiklik yaparak, eşin mutlak suretle doku- nulamayan yasal miras haklannda (mahfuz hisse) azalmanın yapılabilmesine bir ölçüde olanak tanınmıştır. Ayrıca sağ kalan eşe mi- ras hakkı üzerinde, yaşamı boyunca kullan- ma ve yararlanma hakkı veren intifa hakkı se- çenegi kaldınlarak, eş mülkiyet hakkını alma- ya mecbur edilmiştir. Medeni Kanunumuz, ailede eşler arasında tam olarak eşitlik esasına yer veren bir siste- mi içermemektedir. Eşler arasındaki ilişkiler esas olarak görev aynmı düşüncesine göre dü- zenlenmiştir. Evi ekonomik açıdan geçindir- me yükümlülüğü esas olarak kocaya verilir- ken, evin reisi olma, konutu ve ikametgâhı seç- me, kadının bir işte çalışma hakkı* vb koca- sının istencine (iradesine) bağlanmıştır. Mede- ni Kanunumuz kadının konumunu, boşanma ve miras hükümleri yardımı ile bir dereceye ka- dar güvenceye almak esasını benimseyerek bir denge sağlamak istemişti. Eşit haklardan ya- rarlanma ilkesine ters düşen bu anlayış yıllarca eleştirilmiş, Medeni Kanun değişiklik tasan- ları da bu amaçla hazırlanmıştı. Ancak bu- günkü hukuksal dunım, bu sistemin bütün- lüğünün kadın eş için daha da bozulduğunu göstermektedir. Medeni Kanunumuzun bu eleştirilen klasik sistemi ya her şeye karşın ko- runmak istenebilir ya da çağdaş insan hakla- rı ve kadın haklannın gelişmesi bağlamında bir bütün olarak yeniden düzenlenebilirdi. Ne yazık ki böyle yapılmanuş, bilerek ya da bil- meyerek erkek egemenliğini arttıran bir biçi- me dönüşmüştür. Bu yeni hukuki biçim, ka- dınlan her açıdan kocalanna daha da bağımlı, korunulması gereken kişiler durumuna getir- miştir. Bir tasan Son hukuksal durum, yeni yasal değişiklik- lerin yapılması zorunluluğunu getirmiştir. Üzerinde durulması gereken konu, evin reisi koca mı olmalı ya da eşler bu hak ve görevi ortak olarak mı kullanmalı sorusunun yanı- tından önce, uygulamaya dönük, kadının eko- nomik olarak güçlendirilmesine dognıdan ola- nak sağlayan yeni değişikliklerin yapılması ol- malıdır. İşte bu amaçla Izmir Milletvekili Sa- yın Birgen Keleş, TBMM'ye verdiği bir yasa tasansı ile evlilik birliğinin kurulmasından sonra eşler tarafından edinilen mallarda or- taklık esası getiren bir değişikliği günderne ge- tirmiş bulunuyor. Tasan henüz elimize ulaş- madı. Ancak Batı hukuklannda ^SCFli yıllar- dan itibaren kabul edilmiş olan bu esasa göre eşler evlenmeden önce sahip bulundukları mallara eskisi gibi sahip olmakta devam ede- cekler. Ne var ki evlilikten sonra karı ya da koca tarafından edinilen ivazlı mal varlığı de- ğerleri üzerinde ortak katılım payı söz konu- su olacaktır. Evliliğin herhangi bir nedenle so- na ermesi (boşanma, ölüm gibi) durumunda evlilik süresinde edinilmiş olan bu ortak ka- zanç paylaştınlacaktır. Konu, hukukumuza kaynak olan Isviçre Medeni Kanunu'nda ay- nntılarıyla düzenlenmiş bulunmaktadır. Ekonomik gücü elinde tutan kocanın mal- varhğım genellikle kendi adına kaydettirme- si, ev kadınımn emeklerinin çoğunlukla ma- nevi yönden karşıhk görmesi, kadırun en azın- dan gelecekte ekonomik güvencesinin olma- ması, aile içi geçimsizliklerin ana nedenini oluşturmaktadır. Bugün çalışma yaşamına atılmış olan Türk kadını, ev ve çocuklannın bakımının yanında ailenin refahına katkıda bulunan bir kişidir. Emeklerinin bir kısmı ma- nevi olarak değerlendirilirken, başka bir kı- sım emeği de mali karşılığım bularak, aile büt- çesinde yerini almaktadır. Tasarının yasalaşması son değişiklikler ne- deniyle daha da korumasız duruma getirilmiş olan kadımn, evliliğin son bulması durumun- da ekonomik olarak güçsüzlüğe düşürülme- sini önleyecek ve bu düşmemiş güç, onun sos- yal olarak korunmasını da sağlayacaktır. Bu statü, boşanmak zorunda kalan kadın için ye- terli bir güvence oluşturacağından, boşanma davalanna karşı gereksiz direnmelerini de ön- lemiş olacaktır. Eşinin ölümü durumunda son yapılan değişiklikle bir ölçüde azaltılmış olan miras haklannın başka bir yol ile giderilmesi sağlanmış olacaktır. Batı hukuklannda bu esasın kabul edilmesinin ana nedeni budur. Sonuç Evlilik süresince edinilen mallara katılım esası, Türk Aile Hukuku'na çağdaş gelişme- lere uyumlu yeni bir boyut kazandıracaktır. Tasarının yasalaşması ile evli kadının, ailenin bakım ve refahına olan katkılannm yalnız ma- nevi değil, mülkiyet olarak değerlendirilmesiy- le ekonomik hakları ve güvenceleri sağlanmış olacaktır. Taşıdığı nitelikler nedeniyle Türk kadınımn bu hakkı, en az Batılı kadınlar ka- dar hak ettiğine kimsenin kuşkusu yoktur. Ta- sarıyı hazırlayıp sunan TBMM'nin değerli üyesi Sayın Birgen Keleş'e kadınlarımız adı- na şükranlarımı sunuyor, sayın milletvekille- rinin tasarıya hakça, içtenlikle, yalnız eşlerini değil, kızlannı, bacılarını, analarını düşüne- rek yaklaşacakları umudunu taşıyorum. (•) Medeni Kanun'un konuyu düzenle>en 159. maddesi Ana- yasa Mahkcmesi'nın yerindt bir kaıan ile iptal edilmiş, ancak karar Resmi Gazete'de yayınlanmadığı için yiirürluğe gireme- miştir. PENCERE EVET/HAyiR OKTff AKBAL DİSK 24 Yaşında 1473 kişiydi 12 Eylül'le birlikte gözaltına alınıp ardırtdan tu- tuklanan. 1473 emekçi... Bunlar, DISK'e bağtı sendikaların çeşitli kademelerdeki yöneticileriydi. 'Dünyanın en geniş ve en uzun davası sayılabılecek' bu dava bugün bile sonuçlan- dınlmış değil. Sanıklar, savunmalarını ancak 4 yıl 2 ay so- nunda yapabilmişlerdi. Beş yıllık bir tutukluluk döneminden, türlü acılar, işkenceler çektikten sonra salıverildiler. Dava dos- yaları -ki binlerce sayfa tuluyor- daha Askeri Yargıtay'da!.. Bu 1473 kişiden 78'inin idamı isteniyordu. DİSK Genel Baş- kanı, Genel Sekreteri, Yürütme ve Yönetim Kurullan, belli başlı sendika başkanlan... Ne yapmıştı da bu denli suçlu du- ruma düşmüştü ya da düşmüş sayılıyordu DİSK?.. işçi sını- fının haklarını yürürlükteki yasalar çizgisinde yürütmek, hiç- bir zaman yasalan zorlayıcı bir eylemin içinde yer almamak nasıl olur da suç sayılırdı? Askeri savcının ileri sürdügü ka- nıtlar savunmada tek tek ele alındı, yanlışlıklar ortaya çıka- nldı. ölüm istemlerinden vazgeçikji, sonunda sanıklar özgür- lüklerine kavuşturuldular. O kadar ki ilk genel seçimde DİSK 1 in Genel Başkanı, Genel Sekreteri, Yönetim Kurulu üyeleri 1987'de TBMM üyeliklerine seçildiler. Kısacası, halkın gö- zünde DİSK ve beş yıl hapiste yatan yöneticileri aklanmıştı. Bugün DİSK'in kuruluşunun 24. yıldönümü. Türk-İş'ten ko- pan sendikacıların oluşturduklan bu federasyon, herkesin bil- diği gibi 12 Eyiül 1980'den beri kapatılmış, daha doğrusu ça- lışmalan askıya alınmış durumda. Federasyona bağlı sendi- kalar dağılmış, üyelerin bir bölümü başka sendikalara gitmiş ya da açıkta kalmış. Yarım milyon işçiyi kapsayan Türkiye Dev- rimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun parası, mallan, eş- yaları, taşıtları neredeyse yok edilmiş. Acımasızca kıyılan bir konfederasyon, ama üyeleriyle, yöneticileriyle, yandaşlarıy- la Türk kamuoyunda bütün gücünü, canlılığını korumakta... DİSK davasının savunmasında Genel Başkan Bastürk, "Bu dava hukuki değil, siyasi bir davadır" diye başlamtş, şunları söylemişti: "Hukukun her vesile ile çiğnendiği bu davanın konusu DİSK değildir, bu davanın konusu 1961 Anayasası'dır. Demok- rasi ve özgürlüklerdir. Bu davada sanık sandalyesine otur- tulmak istenenler, 1961 Anayasası'nı yapanlar, yasama, yü- rütme ve yargı organları, anayasal hakları yaşama geçiren tüm emekçiler, tüm aydınlar, bu hakları savunan bilim adam- ları. bu haklan verdikleri kararlarla sağlamlaştıran, koruyan yargıçlardır. Bu davanın sanığı yalnızca DİSK'li sendikacılar değildir. Tüm işçilerdir. Ülkemizdeki tüm yurtseverlerdir. Emekten yana tüm aydınlardır. Tüm demokratlardır." Beş yıl süren bir tutukluluk. Genel Başkanıyla, Genel Sek- reteriyle, bütün yürütme ve yönetim kurullan üyeleriyle beş yıl işkencelerden, acılardan geçirilen insanlar... Bu insanlar bugün Cemal Reşit Rey Salonu'nda yapılacak toplantıda, hu- kuk, demokrasi, barış ve insanca, özgürce düşünmek, ça- lışmak, yaratmak isteyen bilinçli halkımızla birlikte DİSK'in 24. yıldönümünü kutlayacaklar. Siyasal parti genel başkan- lan, yabancı sendikaların temsilcileriyle... Önemli tarihtir 18 Şubat 1967. Yine önemli bir gün sayılacak 18 Şubat 1991... Çünkü çok yakında DİSK'in eskisi gibi bütün gücüyle, gor- kemiyle toplum yaşamında yer alacağını göreceğiz. 141 ve 142'ler yasadan çıkarılınca DİSK davası yürüriükten kalka- caktır. Ne var ki beş yıllık hapislik, eziyei, işkence, sanıkla- rın ve ailelerinin yıllar boyunca çektikleri ıstırap belleklerde silinmez bir anı olarak kalacaktır. Genel Sekreter Fehmi Işıklar, Savunma'smda çektiği iş- kenceleri şöyle anlatıyor: "...Her soru sonunda çok ağır işkence yapmaya başladı- lar. Haya yerime ve özellikle böğrüme rasgele vurdular. Kü- für ve hakaret ettiler. O gün yaklaşık olarak 20.00'ye kadar işkence gördüm. ve bir demir sandalyeye oturtuldum. Bir ara ifademi alan ekibin şefi yanıma gelince su istedim. ifadem bitinceye kadar su, ekmek ve sigara verilmeyeceğini belirte- rek buradan sağ çıkmayacağımı anlattı. Sabaha kadar uyu- tulmadım. Nefes almakta güçlük çekiyordum. Buna rağmen sabaha kadar avazım çıktığı kadar bağırtılarak marşlar söy- lemek zorunda bırakıldım." Bütün bu acıların bir hesabı yok mudur diye sormamak elde mi? Yapan, yaptığıyla mı kalacak? Bay Kenan Evren, daha mahkemeler başlarken DİSK'İ ve yöneticilerini en ağır sözlerje suçlamanın ağır sorumluluğunu artık duymakta mı- dır? DİSK'i suçlayıcı yazılar yazanlar, demeçler verenler bu- gün azıcık utanma duymazlar mı? İdam hükmüyle yargıla- nan insanlar bugün TBMM üyeleri. DİSK Genel Başkanı Abdullah Baştürk, bugün 24. yilını kut- ladığımız konfederasyonu mahkemedeki savunmasında şu sözlerle tanımlamış: "DİSK her koşulda emeği savunmuş; işçilerin ve emekçi- lerin işi ve aşı için uğraş vermiş; demokrasi ve özgürlüklerin serpilip gelişmesi için, temel hak ve özgürlüklerin, sendika özgürlüğünün, sosyal hakların yaşama geçirilmesi için ça- ba harcamış, dostluk ve kardeşlik için, özgürlük ve barış için, sömürüsüz ve baskısız güzel günler için, tüm çalısanların mutluluğu için mücadele vermiş sendikal bir kuruluştur." DİSK yöneticileri bu görevi yerine getirmenin onurunu ta- ştyorlar. Experience Speaks... İNGİLİZCE GÖKDİn)E ÖĞRENİLİR Dil öğretiminde en son uygulanan EAST-VVEST serısı ile, Amerikadan, Ingiltereden getirilen video programları, slayt, bant vb. ders araçlarıyla, Tümü laboratuar düzenıne getirilmiş dersliklerle uzman öğretmen kadrosuyla hizmetinizdeyız. Elemantary, intermediate, advanced seviyelerde GENEL İNGİLİZCE KURSLARI Geliştirmek isteyenlere PRATİK KONUŞMA SINIFLARI Öğrencilere Cumartesi-Pazar Çalışanlara Akşam-Gece Gündüz zamanı olanlara Yoğun ve yarı yoğun kurslar KIŞ DÖNEMİ KAYITLARI SÜRÜYOR En yakın Şubemize gelerek, size uygun gün ve saatleri belirteyip kaydınızı yaptırın. Almanca Kurslarımız için şubelenmızden ayrıntılı bılgı alınız. ' Deneyımkonuşur...." F0RE1GN LANGUAGE CENTRE TAKSİM ŞUBESİ: Taksım Cad No:71 Tel: 150 47 47-150 34 49 LALELİ ŞUBESİ: Kurultay Sok. No 10 BEYAZIT Tel 520 11 41-520 11 42-527 62 14-5114883 BAKIRKOY ŞUBESİ: Istanbul Cad Dantelacı Sok No 7 îel 571 27 83-583 68 40 KAD4KÖY ŞUBESİ: Kuşd.lı Cad Dılek Han No.67 Tel: 338 03 47-345 1896 KARE BAR ÇARŞAMBA KONSERLERİ 20 Şubat 1991 Grup GÜNDOĞARKEN Dinleusi Saal 21J0 35000 TL. İlk içki ücretsizdir. Biletler bardan lemin edilebilir. YerebatanCad. Salkım SogülSok. No.lRSultanahmei-IST. Ti'l: MI 71 66 Cephesiz Savaş... Eskiden savaş cephede yapılırdı; ordular karşı karşıya ge- lirler, askerler birbirlerıni öldürürler, sonuç göğüs göğüse bir meydan muharebesinde saptanırdı. Bilimsel ve teknolojik devrim geliştikçe savaşlann rengi de- ğişti. Artık cephesiz savaşlar geçerli. Vietnam'da bunun çarpı- cı bir örneğini gördük; geriila savaşında cephe diye bir şey var mı? Her taşın altından çıkıyor düşman; ülkenin her kanş toprağında harp sürüyor; halk bütünüyle işin içinde... Acımasız bir savaş... Çoluk çocuk, ana baba, dede oğul, kadın erkek, savaşan askerlere dönüşüyorlar. Câzayır de toptan savaşa bir ömektir. Körfez savaşındaki koşullar daha değişik. Irak'a gökten ateş yağıyor; bilimsel ve teknolojik devrimin son ürünteri sı- nanıyor: elektronik harp diye nitelenen bir model uygulanı- yor; dünya kamuoyu televizyonla savaşı izliyor: ama Ameri- kan askeri sansürü devrededir; kuşatıimış bir ülkenin halkı cehennemin yalazlarına göğüs geriyor; seyirciler televizyonla yönlendiriliyorlar. Batı hem teknolojik üstünlüğüyle savaşı geniş alana yay>- yor hem de kaygı ve belki de ürküntü duyuyor. Çünkü iş, bi- raz daha kızışırsa, harp bir başka yöntemle değişik bir ren- ge bürünebilir; Avrupa ve Amerika'da terörle sürebilir. Terör de cephesiz savaştır. Amerika, üstünlüğünün tadını bir türlü çıkaramıyor; her an tetiktedir. • Kuveyt Emiri Şeyh Cabir El Ahmet El Sabah, görünüşte dört kadınla evlidir; şeriata uyuyor; ama hile-i şeriyeyi kulla- narak karılarının sayısını 40'a çıkarmasını biliyor; canı çekti- ği zaman dört karıdan birini boşuyor, yerine yenisini alıyor, değiştire değistire yaşıyor; nikâhlı karısının sayısı hiçbir za- man dördün üzerine çıkmıyor, nikâhsızlarla haremin mevcu- du kırklara karışıyor. 70 çocuğu var. Sabah ailesi (ya da kabilesı) 1200 kişi. Irak işgalinde htç- birinin burnu bile kanamamış; hepsi ülke dışında yaşıyor; Kuveyt'in Batı'daki yatınmlan 100 milyar dolan buluyor (Dünya gazetesi 12.10.1990 Seyfettin Turhan). Kuveyt, bir açıdan Ortadoğu'da değil; Körfez'den uzakta, Avrupa'nın ekonomik coğrafyasında yer alıyor. İslam köktencilerinden çok korkan Batı, şeriatçı Kuveyt Emiri'ni bütün Müslümanlıgıyla ve olduğu gibi bağrına bası- yor; 1400 yıl önceki ortaçağ hukukunun geçerii olduğu "teslimiyetçi" toplumdan zerre kadar tedirginlik duymuyor. Çarpıcı çelişki nerede? 40 kanlı ve 70 çocuklu şeyhi kurtarmak için ayağa kalkan güç, bilimsel-teknolojik devrimi kullanıyor. * Petrol savaşı, kirli savaş, pis savaş, insanlık dışı savaş; şim- diye dek ortaya atılan bütün öngörüleri boşa çıkararak sürü- yor; savaş artık bölgesel sayılamaz... Dünya savaşıdır. Gezegenimizin her ülkesinde birden yaşanmakta, dakikası dakikasına izlenmektedir. İnsanlık gözlerini iletişim aygıtla- rına çevirmiş, bekliyor. Neyi? Emperyalizmin Ortadoğu'da cuk oturtmaya çalışacağı ye- ni düzeni mi? Barışı, sosyal adaleti, demokrasiyi, hukuku, özgürlüğü içe- ren bir düzen kurulmasına daha uzun bir zaman var. Cep- hesiz savaşlar, yalnız askerleri değil, sivilleri de kapsayarak sürecek. Çok acı çekilecek... r V JHK-^TŞ TEL:157 03 36 ARNAVUTKÖY BAŞSAĞUĞI Kıymetli çalışma arkadaşımız Röntgen Mütehassısı Dr. KEMAL AKÂTı kaybetmiş bulunuyoruz. Ailesine ve arkadaşlanna başsağlığı dileriz. LALELİ TEŞHİS KLİNİĞİ ÇALIŞANLARI Kimliğimi kaybettim. Hükümsuzdur. TACİ BALCIOĞLV VEFAT Merhum Rıdvan Konır'un oğlu, Ali ve Vasıfın ağabeyi, Cihat ve Cevat'ın babası, Sonyürek ailesinin kuzenleri SÜREY14 KORUR Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 16 şubat cumartesi, Feriköy Camii'nden öğle namazını müteakiben kaldınlarak Feriköy Mezarlığı'nda toprağa verilecektir. AİLESİ mBBBBBSS KAYSERİ 1. SULH CEZA HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas No: 1990/171 Karar No: 1990/1021 Rutubet miktan yüksek olduğu için taklit ve tağşiş edilmiş sayılan sucuk imal edip satışa arz etmekten sanık Pınarbası ilçesi Han kö- yünde nüfusa kayıtlı ve halen Kayseri Karpuzatan mevkii No: 52'de icrai faaliyet gösteren özdanacı Sucuk ve Pastırma Imalathanesı Mesul Müdürü Ali Şahin'in müsnet suçtan dolayı yapılan yargılaması so- nunda: TCK 398, 3506 sa, CK 402/1-2, 72, 647 sa 4/1. maddeleri gereğince 470.000.- TL ağır para cezası ile cezalandınlmasına, 3 ay süreyle cürme vasıta kıldığı meslek, sanat ve ticaretinin tatiline, 7 gün süreyle işyerinin kapatılmasına karar verilmiştir. llan olunur. Basın: 19781 ECEde TANGOLAR HER PAZAR ENGİN EGE ORKESTRASI ŞECAAHİN TANYERLİ Rezervasyon: 168 66 60-61 MEVLID-IŞERIF Değerli aile büyüğümüz EMİN RABİG MEPA'nın vefatının 40'ına günü dolayısıyla 17.2.1991 Pazar günü Ataköy Camii'nde (5. kısım) öğle namazını müteakip mevlidi şerif okunacaktır. Bütün akraba, dost, arkadaş ve din kardeşlerimizi bekleriz. AİLESİ ve KARDEŞLERİ KAYSERİ 1. SULH CEZA HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas No: 1990/652 Karar No: 1990/1067 Rutubet miktan yüksek olduğu için taklit ve tağşiş edilmiş sayılan sucuk üretip satışa arz etmekten sanık Pınarbası flçesi Han köyünde nüfusa kayıtlı ve halen Kayseri Karpuzatan mevkii No: 12'de icrai faaliyet gösteren Başyazıcı Besi-Et Sucukları Mesul Müdürü Recep Günay'ın müsnet suçtan dolayı yapılan yargılamasında: TCK 398, 3591 - 3506 sa, CK 402/1-2, 72, 647 sa 4/1. maddeleri gereğince 490.000.- TL. ağır para cezası ile cezalandınlmasına, 3 ay süreyle cür- me vasıta kıldığı meslek, sanat ve ticaretinin tatiline, 7 gün süreyle işyerinin kapatılmasına karar verilmiştir. llan olunur. Basın: 19782 KAMUOYUNA Halepçe ve Hiroşimaları lanetliyor, sivil halkın katledilmesini ve emperyalist savaşı protesto ediyor ve tüm insanlığı bu konuda duyarlı olmaya davet ediyoruz. SHP ANKARA İL KADIN KOMİSYONU Büyükşehir Yapı Kooperatifi'ndeki A tipi konut devredilccektir. Tel: 375 02 22 KUKURAÇA Ünlü yazar Nodar Dumbadze'nin bu öyküsü Türkolog Gülizar İbrahlmova Çetttze tarafından dilimize cevrilerek Mehcure Karaören tarafından da redaksiyon yapıldı. YAZIT YAYINLARt İzmir Caddesi 44/4 Kmlay-ANKARA BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEK OKULU BİLGİSAYAR PROGRAMI İNGİLİZCE KURSLARI Üniversitemiz Meslek Yüksekokulu Elektronik Programı tarafın- dan her biri iki aylık (16 gün) müstakil dönemler halinde tamamen uygulamali olarak yapılacak olan XXXII. Dönem Halka Açık Kurs- lar asağıdaki gibidir. BUgisa>nr programlama knrslan Hafta içi: 25/26 ŞUBAT - 24/26 NİSAN 1991 (P.TESİ- ÇARŞ/SALI-PERŞ.) Hafta sonu: 23 şubat-14 nisan (Cumartesi-Pazar) Programlamava Giriş ve Temel Basic Komutlan (GW Basic) 2 ay Ileri Basic (Dos tşletim Sistemi) 2 ay Lotus 123 (Paket Prg.) 2 ay Dbase III Plus (Paket Prg.) 2 ay C Programlama Dili 2 ay Pascal 2 ay Cobol 2 ay Kurs saatleri: Hafta içi: 9.00-12.00, 14.00-17.00 veya 18.00-21.00 Hafta sonu: 9.00-12.00, 12.00-15.00 veya 15.00-18.00 Kayıt için: 2 adet fotoğraf ve en a* lise veya dengi okul bitirme belgesi getirli- mesi gerekmektedir. şertifika: Kursta başanlı olanlara "sertifıka" verilecektir. ADRES: Boğaziçi Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Elektronik Bölümü Ku- zey Kampüs, Teknoloji Binası B Blok R.Hİsarüstü-tstanbul BİLGİ İÇİN: 163 15 00 360 veya 760 ÇOKKAPEJODA Asım Bezirci 3. bası 7.000 lira(KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-lstanbul ÖdemeUgöoderilmez.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle