22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 ARALIK 1991 HABERLER CUMHURİYET/5 Iç Politika Servi- si — SHP Genel Başkanı ve Başba- kan Yardımcısı Er- dal Inöoi, "koalis- y o a u bozumcagı" yolundaki söylentilerin ash olmadığını vur- guiadı. Inönu, "Btuıfavn bJçbiri dogra degfl. Bto hikömet otank programımıza akbgunız her şe- yi yapMcagız" dedi. SHP lideri, kimseye taviz vermeyeceklerinı belirtirken de "Eger taviz ver- •eynm, bagua banıda oimaz- dm" diye konuştu. Kâğıthane ve Çatalca Beledi- ye Başkanlığı seçımleri nedeniy- le tstanbul'da bulunan SHP li- deri Erdal lnönü, dün bu iki U- çcde düzenlenen açıkhava top- lantılannda halka hitap etti. lnönü, beraberinde Çalışma Bakanı Mehmet Moftultay, MYK üyeleri Ercan Karakaş, Etem CankurUran, Ertugrul Gü*y, Istanbul milletvekilleri tsmail Cem, Atgao Hacaloghı ve Büyükşehir Beledıye Başka- nı Nnrettin Sözen ile birlikte Kâ- ğıthane Belediye Başkan adayı Dursun Balnt'a destek istedi. Güneş otobüsü ile Kâğıthane meydanına gelen lnönü, burada lnönü ydchrımkısa bir konuşma yaptı. Fazla kalabalık olmayan kitleye hitap eden tnönü, SHP'li belediyele- rin önündeki engellerin kalktı- ğını belirterek bundan sonra daha iyi hizmetler vereceklerini söyledi. Konuşmasının içeriğini, dinleyenlerden gelen tepkilere göre belirleyen lnönü, bir vatan- daşın "Koaösyon bozulacak mı" sözlerini vanıtlarken "Bunlann aslı yok. Ülkemizin insanlarına venĞginiz sözfcri yerine getire- eefiz. HikSmet prognunındaki herşeyiyapacagız Banşiciııde, wrgi ve saygı lctede hepsiai ye- riııe getirecegiz " dedi. tnöaü; Taviz yok Bir vatandaş tnönü"ye, "Taviz verdiginiz için yerinizi korudn- gunuz söyleniyor, taviz venne- yta" diye seslendi. SHP lıden bunun üzerine "Hayır, taviz venniyorum. Kimseye taviz ver- mediın. Taviz verseydiın, bagnn barada olmazdım. Hailun gü- cüyte borada bariuaayoram" karşıhğını verdı. Bu arada kalabalık arasında bulunan ve bir süre önce işken- ceden öldüğü öne sürülen Yucd özen'in ağabeyi Dursun Özen- SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal lnönü. dün Kâgıthane'de seçmeulere seslenir- ken koalisyonun bozulmayacağını söyledi. (Fotoğraf: KADİR CAN) in "tşkeoceyi önieyeeek misiniz" sorusu duyuldu. lnönü de "tş- keneeye son, hepsine son vere- cegiz. Banan için de lnsan Hak- lan Bakaohğı kurduk" dedi. ratmayacaklar. Bnnlara bep bir- tnönü, terör olaylannı da şid- likte karşıyu. Yapanlan yakala- detle lanetlerken "Bunlan ya- yıp adalete teslim edeceğiz" di- panbr demokrasiyi kesmtiye ug- ye konuştu. Yılmaz sokak sokak dolastı GÜNDÜ2 tMŞİR ANAP Genel Başkanı Mesut Yıl- maz, Petek adJı se- çim otobüsü üze- J rinden coşkulu bir kalabalığa hitap ediyor. Yılmaz- ın ağzından, "20 Ekim seçim dacesi Noei Baba gibi yapama- vacaklan vaatieri bir bir sırala- yanlar şimdi itfaiye mödürlüga yapıyor" sözlerinin dökülmesiy- le birlikte "Başbakan Yılmaz" sloganları her yanı kaplıyor. Bakırköy'den sonra Kâğıtha- ne belediye seçimini de kazan- mak için 2 haftadır yoğun mü- cadele sergileyen ANAP, Genel Başkan Mesut Yılmaz'ın dün il- çede yapüğı "destek turuyla" büyük moral kazandı. Atatürk Havalimanı VIP Salonu'nu dol- duran yüzlerce partilı tarafından coşkuyla karşılanan Mesut Yıl- maz, daha sonra bugün seçim yapüacak olan Kâğıthane'ye ha- reket etti. Çağlayan girişinde aralannda otobüs ve kamyonla- nn da yer akiığı çok sayıda araç- tan oluşan konvoyla karşılanan Yılmaz, Petek otobüsüyle üçenin mahallelerini gezdi. Gezi süre- since otobüsün önünden yurt- taşlan selamlayan Yılmaz, kısa süreli konuşmalannda sürekli hükümete yüklendi. Yılmaz, son zamlar ile yerel seçimleri ertele- yen yasayı eleştirdi. Oİtabayır'a doğru seçim turu- nu sürdüren ANAP konvoyu Gültepe'de miting yapan DSP Genel Başkanı Biilent Ecevit'le karşılaştı. Konvoyun miting ala- nına giıdiğini konuşması sürdü- ğü için fark edemeyen BUlent Ecevit, "ANAP hizmette sınıf- U kaldı" diye yüklenirken dığer partililer tarafından uyanldı. Bunun üzerine konuşmasım ke- seh Ecevit, Petek otobüsü için- de oturan Mesut Yılmaz'a seçim için başanlar diledi. Zenger de Ecevit'in sözlerine karşıhk "Trirk poMtikaanm seçUn Hder- lerinden Balent Ecevit'e bizler de basan diliyoruz" diye cevap verdi. Miting alanından çıkana kadar hiçbir yayın yapmayan ANAP konvoyu, Ortabayır ma- Yılmaz, Kâğıthane ilçesine bağlı maAalleleri gezerek belediye başkao adayı Selaiıatdn Kaya'yı ta - nıttı. Yılmaz, Kaya'yı belediye başkanlığına seçmelerini istedi. (Fotoğraf: GÜNDÜZ İMŞtR) hallesinde coşkulu bir kalabalık tarafından karşılandı. Kâğıtha- nelilere son secimler sırasında ANAP'a destek veıerek "tulunT çıkarttikları için teşekkür eden Yılmaz, "Bn bokümet göreve başladıgı 35 gün Içinde iki iş yaptı. Onlar da insafsız zamlar- İa, seçimden kaçma kanunu. Kagrthane>i biz belediye yapük. Hizmeti de biz veririz. Diger partiler de biz de belediye bas- kanlıgmı alınca bükiimetten ay- nı parayı alacak. Daha önceki- ler aldıklan parayı hizmete çe- viremedUer. Çfinkt hizmet ver- meyi beceremiyorlar. Adayımız Selahattin Kaya'yı sizlere ema- net ediyorum. Oaun kefili ANAP'ür" diye konuştu. ANAP teknik danışmanı Er- kal Zenger'in esprileriyle hayli renkli gecen tur sırasında, geçen seçimlerde milletvekili adayı olan Türk halk müziği sanatçı- sı Necla Akben de söylediği türkülerle yurttaşlan coşturdu. Belediye seçimleri için 8 DYPIi bakan, Kâğıthane ve Çatalca'da propaganda yapü DYPden hükümet çıkarması Bugün yapılacak Kâğıthane ve Çatalca Belediye Başkanlığı seçimleri öncesi DYP'li 8 bakan, "îstanbul çıkarması" yaptı. lç Politika Ser- vfai — DYP'U ba- kanlar, bugün ya- pılacak Kâğıthane ve Çatalca Beledi- ye Başkardığı seçimleri öncesin- de "İsUBbnlçıkarması" yaptı. Sekiz bakan, dün, her iki ilçeyi dolaşarak açıkhava ve kahve toplantılannda halka hitap etti. Koalisyon ortağı DYP'nin bakanlan, Taasu Çfller, Nevzat Ayaz, Yıldınm Aktnna, Yaşar Topç», ItMt Sezgia, Şerif Er- caa, Mehmet AM Yıinuz ve Do- tıacaa Akyürek, dün Kâğıtha- ne adayı Erdoğan Cülcüloğlu ve Çatalca adayı Giiiay Aüg için propaganda yaparak halktan destek istedikr. Çatalca'da konuşan Devlet Bakanı Tansu Çiller, işsizlik so- rununun cözümü için ilçede "serbest bölge" kurulacağını söyledi. Sağhk Bakanı Aktuna da en kısa zamanda bir hastane kuracaklan sözünü verdi. Ça- talca Belediye Başkan adayı Gü- lay Atığ da ilçenin alt yapı so- nınunu cozeceğmi belirterek, "Yoü bir Çatalca" vaat etti. Kâğıthane'de, kahve toplan- tılan yapan Içişleri Bakanı ls- met Sezgin ile Milli Savunma Bakanı Nevzat Ayaz da haikın DYP adayı Erdoğan Cülcüloğ- lu'nu seçmesi halinde, Çatalca'- ya hizmetlerin daha kolay gele- cegini, hukümet desteğinin sağ- lanaragınt söyledi. Bngiin yapüacak olan Kâğıthane secimi öncesi DYP'li bakanlar Nevzat Ayaz ve tsmet Sezgin, be- lediye başkan adayı Erdoğan Cüicüioğlu'na destek istedi. (Fotoğraf: KADİR CAN) 167 bin seçmen oy kullanacak tç PoJitika Servisi — lstan- bul'un, Kâğıthane ve Çatalca il- çelerinde bugün belediye baş- kanlığı secimi yapılacak. Her iki ilçede yaklaşık 167 bin seçmen sandık başına gidecek. Sccmen- ler, 20 Ekim secimlerinde ken- dilerine verilen "seçmen kartlan" ile oy kullanacak. Kartı ohnayanlar, kinüiklerini gösterecekler. Seçime katılan partiler, pro- paganda kampanyalannı dün tamamladılar. SHP Genel Baş- kanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal tnönn üe ANAP Genel Başkanı Mesut Yıtanaz, dün Kâ- ğıthane'de acık hava toplanülan duzenleyip adaylanna "kefil" oldular ve oy istediler. DYP'li bakaniardan lsmet Sezgin, Yıl- dırun Aktnm, Nevzat Ayaz, Tanso Çfller ve Yaşar Topça da dün Kâğıthane ve Çatalca'da, mahalleleri gezerek seçim cahş- malanna katıldılar. SHP'li ba- kanlardan Gtiier tleri üe Meh- met Mofoltay'ın yanı sıra çok sayıda milletvekili, kendi aday- lan için kahve toplanülan yapa- rak vatandaşlara hitap ettiler. 20 Ekimdeki karüar geçerli Seçim kurulu yetkiüleri, se- cimlerde, 20 Ekim'de kullanılan seçmen kartlannın geçerli oldu- ğunu belirterek kartı olmayan- lann Hstelerde adı olması haün- de, kimliklerini göstererek oy kullanabileceklerini belirttiler. Seçimlere katılan partUerin adaylan şunlar: Kâğıthane: Erdoğan Cökrn- loğlu (DYP), Sebaattin Kaya (ANAP), Dnnan Bvtat (SHP), Artf Çaiban (RP) Mnrat Yagaa (DSP), Ahmet tnan (MÇP), Hayri Yaman (SP) ve Sabri Şe- nei (IDP). Çatalca: Gölay Aüğ (DYP), Yusuf Işçi (SHP), Ertağrul ÖJ- çer (ANAP), Cengiz Dimcer (DSP), tskender Aktaş (RP), Hasam Ulnsoy (SP) ve Ayhan Yddınm (MÇP). Perinçek 'Belediyeler yemlikgibi görülüyor' Îstanbul Haber Servisi — Sosyalist Parti Genel Başkanı Dofo Perinçek, dün Gültepe Meydanı'nda yaptığı konuşma- da bütün partUerin, belediyele- ri yemlik olarak gördüğünû be- lirterek secimi kazandıklannda belediye başkanının maaşını 20 müyondan 3 milyona indirecek- lerini söyledi. Pennçek, patron- iann ve mafya babalanmn diğer bütün partÛeri desteklediğini, çünkü onlardan çıkar umdukla- nnj ileri sürerek en büyük ahlak- sızhğın haikın sırtından geçin- mek olduğunu beürtti. SP'nin Kâğıthane Belediye Başkanı adayı avukat Hayri Yaman'a oy verilmesini isteyen Doğu Perin- çek, "Sosyalist Parti'de yiyki yoktur" dedi. Perinçek'in ko- nusmasmı dinleyen kalabalık "İşçiler birleşiı, iktidara yerleşiB" diye slogan attılar. HAFTAYA BAKIS AHMET TANER KIŞLAL1 Gorbaçov ile Özal Çok" Olay ünlüdür. İngiliz kraJiyet sarayının koruma birliğine genç bir subay atanır. İlk nöbetinde. büyük bir hevesle sa- raydaki tüm nöbet yerlerini tek tek dolaşıp, denetlemeye başlar. Bir de bakar ki bahçenin çok ilgisiz bir yerinde bir nobetçı bekliyor. Sağa sola bakar, o nöbetçinin neyi bek- lediğini anlayamaz. Sorar: — Sen burada neyi bekliyorsun? — Bilmiyorum komutanım! Ertesi gün büyük bir merakla aynı soruyu diğer subay- lara yöneltir. Onlar da bilmemektedirler. Geriye giderek sarayın nöbet defterlerini incelemeye başlar. Vfe sonunda aradığını bulur. Yıllar önce, saray bah- çesinin o noktasında, ender rastlanır bir gül vardır. Birile- rinin koparmasını ertgellemek isteyen kraliçe de başına bir nöbetçi dikilmesini emretmiştir: Aradan çok uzun yıllar geçmiştir. Ne o kraiiçe artık ha- yattadır ne de o gül. Ama hâlâ orada bir nöbetçi bekle- mektedir. Çünkü orada bir nöbetçinin beklemesi kimseyi rahatsız etmemektedir. • • • Devrim, bir anlamda egemenliğin el degiştirmesidir. Egemen gücûn ya da güçlerın değişmesidir. Ve elbette, o güçlerın ürünü olan kurumların değişmesidir. Krallık, topraksoyiulann egemenliğine dayalı bir toplum- sal yapıyı yansıtıyordu. Topraksoyluların egemenliği tari- he karısalı yüzyıllar oldu; ama İngiltere'de, isveç'te, Nor- veç'te, Danımarka'da, Hollanda'da, Belçika'da, İspanya1 da hâlâ krallıklar var. Taçlarını, saraylannı, koruyuculannı, hizmetçilerini ko- ruyan, ama devleti yönetmeyen krallar. Saygınlıkları olan, ama yetkıleri olmayan krallar. Yerlerini koruyabiliyorlar, çünkü kimseyi rahatsız etmi- yorlar. Toplumda yükselen güçlete engel olmuyorlar. Yetkileri yok, ama işlevlerı var. Bugün, geçmişe özlem duyanları rahatlatıyorlar. Geçmişte de bir dönemden baş- ka bir döneme geçılırken, geçışin az sancılı olmasına kat- kıda bulunmuşlardı. Geçmişle bugün arasına simgesel bir köprü kurmuşlardı. İsteyerek ya da istemeyerek... • • • Toplumlar, olmayan çiçeğe bekçilik yapanlara itiraz et- mezler, eğer o bekçi kendilerini rahatsız etmiyorsa... özal'ın Çankaya'ya çıkışını rejim açısından sakıncalı bu- lanlar arasmda, bu satırların yazarı da vardı. Çünkü onu seçen Meclis çoğunluğu, aslında toplumdaki bir azınlığı temsil ediyordu. Şayın özal'ın cumhurbaşkanı seçilmesi, güçler dengesi açısından yanlış olduğu gıbi demokrasinin temel ılkeleri- ne de tersti. Hele orada, bir partınin genel başkanı hava- sını koruması, bu sakıncaları daha da arttırıyordu. Hükü- met ın, kendine ait bazı yetkileri ona devretmiş gibi görün- mesi ise soaınu ciddi bir siyasal bunalıma dönüştürüyor- du. Secimler, bu bunalımdan akılcı çıkışyolunu açtı. Eğer sağduyu ile davranılırsa Özal'ın da, DYP-SHP hükümeti- nin de ülkenin ve demokrasinin de yararma bir çıkış yo- l u n u - • * • Ben, Gorbaçov ile Özal arasında ilginç benzerlikler gö- rûyorum. ikisi de ülkelerinin tarihindeki önemli bir geçiş döne- mine imzalannı attılar. Ikisının de beğenenleri ıçte az, ama dışta çok. İkisinin de yeni iktıdarlarla uyum içinde olmak ve ikin- ci planda kalmayı içlerine sindirmek kaydıyla, dışa karşı bir temsilcı olarak kalmalarında yarar var. Üstelik bu ya- rar, sadece dış ile olan ilışkılerle sınırlı değil... Eğerçoğulculuğa inanıyorsanız, simgesel yetkilerle de olsa orada kalmalarının yarannı kabul etmek zorundası- nız. Onları seven toplum kesimlerinın, o simge ile duy- dukları manevi rahatlama az şey midir? Ama bu çözüm, sağlayacağı yarann, neden olacağı za- rardan fazla olması koşuluna bağlıdır. Eğer özal'ın Çan- kaya'da kalması nedeniyie memnun olacakların sayısı, kt- zanların sayısının çok gerisınde kalırsa, rejim ve ıktidar bu lüksü içine indiremez. Yerel seçimlerle ilgili yasanın veto edilmesi Sayın Özal için birşanssızlıktı. Yiğit Gülöksüz gibi müsteşarlık dahil üstlendiği her görevden alnının akı ile çıkmış bir ismi ta- şıyan kararnameyı gerı yollaması ıse açıkça sağduyu ek- siklıği gibi görülüyor. Parlamenter bir rejimde Çankaya'da kimin oturduğun- dan çok ne yaptığı önemlidir. Eğer yaptıkları, orada kimin oturduğunu çok sık hatırlatacak olursa, Özal adına da ya- zık olur, topiumsal uzlaşma adına da!.. MÇP Kongresi'nde 'devletçi' kadrolar üe 'Ocakh'lar çekişiyor Devletçi merkez kadrolar, bu kongrede, partide İslamcılığa yatkın kanadı etkisizleştirici bazı önlemler öngörüyorlar. Ancak öteden beri politikada tecrübesiz sayılan 70'lerin ocaklılannın seçim performansları ve teşkilattaki güçleri, bu kanadın etkisizleştirilmesini imkânsız kılıyor. TAN1L BORA - KEMAL CAN ANKARA — MÇP'nin bugün yapılacak olan kongresi, partinin gelecek icin kendine biçtiği ko- num ve orta-uzun vade stratejileriyle uyumhı bir ya- pılanmayı başlatacağı bir dönemeci işaret ediyor. Türkeş'in ikinci kez öz partisine dönüş yapacağı kongre, aynı zamanda, partinin iç dengeleri ve "vitrin" düzenlemesi açısından önemli olacak. 20 Ekim seçimleri sırasında, kısa vadeli manev- ralan ile azımsanamayacak bir siyasi beceriklilik gostercn MÇP yönetimi, aynı becerüdüiği seçim son- rasına taşıyarak kalıcı bir sonuç üretemedi. özellikle ıttıfak otuşumu sOrecinde ve hemen sonrasında ken- di siyasi-ideolojik kimliğini yeterince ortaya koya- mamış olması ve ittifak sonrası çeşitli çevrelerce or- taya atılan "genis tabaalı kide partisi" girişimleri karşısındaki "zayıf" tavn, partiyi ciddi ideolojik sı- luntüarla karşı karşıya bıraktı. Türkeş, Özellikle ittifakı RP-MÇP-IDP dışından destekleyen sağa aydın ve politikacılann önemli bir bölümünde, "üç Bdcrin de feragat edip yeni bir is- mtim bahuaaanyia Httfwlftıt kahcılajnııi'iı** durumun- da koltuğunu bırakacağı izlenimini uyandırmışu. Hatta kendisine bu "y*«i Wn" misyonunu biçen Ay- dınlar Ocağı Başkanı Nevzat YaJçutaş'm, bazı top- lantılarda açık açık "Tarkeş Bey bmkıyor" yolun- da konuşmalar yapması, MÇP yönetiminde büyük tepki yarattı. Bazı etkili sağ politikacılann kapah kapüar ardında yaptığı, sağ camiada kulaktan ku- lağa yayılan yonımlara göre Türkes, "MHP-MÇP Birleşme için kongre, bugün Ankara'da yapılacak Türkeşyeniden MÇFli oluyortç Politika Servisi — MÇP kongresi bugün yapılıyor. Yozgat Milletvekili Alparslan Türkeş ve 18 milletvekili tarafından "hnlle partisi" olarak kurulan Demokratik Hareket Partisi (DHP) bugün kendisini fcshederek MÇP'ye katılacak. Türkeş'in MÇP'ye katıümı tamamlandıktan sonra yeniden genel başkanlığa getirilmesi bekleniyor. Secimler öncesi RP ile IDP arasmda kurulan ittifaka katılan Milliyetçi Çalışma Partisi'nin üst düzey yöneticileri, Meclis*e girdikten kısa bir süre sonra bu ortakhktan çekildiler. Siyasi Partiler Yasası'na göre doğrudan parti değiştiremeyen Türkeş ve arkadaşlan, önce Demokratik Hareket Partisi adü bir parti kurdular. Bu arada MÇP yönetimi Türkeş ve arkadaşlarını yeniden partiye katılmaya çağırdı. Bu gelişme üzerine toplanan hülle partisi de aynı yönde karar aldı. Bugün Atatürk Spor Salonu'nda yapılacak MÇP genel kurulunda Alparslan Türkeş'in yeniden partinin genel başkanlığına seçilmesi bekleniyor. MÇP Genel Sekreteri Haluk Pirimo^la, yaptığı yazılı acıklamada, DHP'nin MÇP'ye katılma karannın partisinin yetkili organlarınca olumlu karşılandığını belirterek parti genel kurulunda kaülımın resmiyet kazanacağını bildirdi. misyoBBiiB taymaktan ümidiai kesmiştL Uzna sö- redir, aatmda 12 Eytöl öKesİMİe de yapmak istedi- fi gibi b« hareketi ve kadrolannj bir sağ kiüe par- tisİBİn bönyeaİDe bağlayarak huzur içinde köşesine çekilmek istiyordB." Bu yorumdan huzursuz olan pek çok MÇFli, gerek "yeni sa| kiüe partisi" fık- rine, gerekse genel olarak "ittifak" / "ittihad" fık- rine kuşkuyla bakmaya yöneldi. özellikle devletçi merkez kadrolar arasmda, "köçök olnn, bizim okuı" eğflimi guç kazandı. Türkeş'in geçen hafta sonu "Yorgun degUim, devam ediyoram" mesajım vermesi, hakkında sâğ kamuoyunda epey yaygınla- şan bu imajı siJme kaygısmı yansıtıyordu. Partinin devletçi merkez kadrolan, MÇP'nin it- tifak süresince flulaşan kimliğini yeniden one çıkar- ma gereguü vurguluyorlar. 70'lerin Ülkü Ocaklan'n- dan gelen, tslami bir kimlik edinmeyi önemseyen kadrolar (Türk-lslam Ülkucüleri) ise ittifakın "ina- nanlann biriigi" şiannı sUrdunnekte. Bir acılım im- kânı görüyorlar. DYP-SHP hükümetine güvenoyu verrae meselesi, MÇP içindeki bu yaklaşım farklı- hğını da belirginleştirdi. Güvenoyu vermek, RP- MÇP-IDP itüfakının, "keadisi dışâdaki bıitttn par- tBeri Bab'mn •zaab», gayri milli'' ilan eden söyle- mine ters düşmek demekti. Bu durum, özellikle Türk-tslam Ülkücülerini sıkıntıya soktu. Türkeş'in "güveooyu verin" telkınine uyan MÇP milletvekilleri ise "uriasmacı", "f anatik olmayan" bir imaj çizme gerekçesiyie hareket etmişlerdi. Ay- nca DYP ile müstakbel bir koalisyon ortaklığı için havayı ısıtmak ve burokrasideki kadrolann korun- masını sağlama hesabından söz ediliyordu. Buna karşıhk, güvenoyu vermeyen dört MÇP'liden Muh- sin Yazıcıoglp, 'Biz ideolojik muhtevaiı bir hareketiz" diyor; "Güvenoyu, evet verilse de hayır verilse de fark etmeyecek önemsiz bir siyasi hadise defildir." Ona göre verilen güvenoyunun DYP'yle ileride yapılabilecek bir koaüsyonu engellemesi söz konusu değil; ancak DYP'ye "MÇP eide bir" gö- rüntüsü vermemek gerekiyor. Aynca ona göre gü- venoyu vermekle "büroknukleki kadroiann kormı- sagianacagı"na inanmak da abes. Yancı- nadın "tafra"smı, bazı tarikatlann parti içinde et- kinlik arayışlannın rüzgânna kapılmalan ile açık- hyorlar. Ancak öteden beri "poötikada tecrübesiz" sayılan 7f/lerin ocaklılannın seçim perfonnanslan ve teşkilattaki güçleri, bu kanadın etkisizleştirilme- sini imkânsız kıhyor. İşledikleri, 19STnin vitrmi bu hareketi taşıvamıyor" göruşünun, teşkilatta ciddi yankılan olduğu açık. Türk-lslam Ülkücüleri kanadı teşkilattaki gücüyle oranlı bir konum edinmek ni- yetinde; bu nedenle Türkeş'in yakınındaki bazı es- ki isimlerin parti yönetimindeki hegemonyasmm so- na ennesi için bastınyor. örneğin, belediyenin MÇP'de obnasına rağmen tek milletvekili çıkanla- mayan Kınkkale'de liste başı olan Genel Başkan Yar- dımcısı Ali Fuat Eyüboglu gibi "kadim" isimlerden, "fenmat" isteniyor. öte yandan MÇP'nin kunıluşundan beri belirli periyotlarla ortaya atılan "EdJ MHPüler MÇP'ye gelecek mi?" meselesi bu kongre öncesinde de be- lirdi, ama gündem dışı kaldı. Başını Sadi Soasun- cnogia'nun çektiği "eski MHPiaer"in, "bir süre partMİn kuruluşunun erteienip tabandan tavana dogm bir olusumun hazuiıklan yapüması" konu- sundaki telkinleri fazla rağbet görmedi. Somuncu- oğlu ve arkadaşlanmn Türk Ocaklan'ndaki etkin- likleri, MÇP'lilerce -en azından şimdflik- kayda de- ğer bir siyasi koz sayılmıyor. Bu ideolojik sorunların yanmda, profesyonel po- litika yapmak konusunda ciddi sıkıntılan olan MÇP için kongrenin bir yeni yapılanmayı getirmesi bü- oğlu, kitle partisi politikasımn gerektirdiği açıkh- ğm, uzlaşmacıhğın siyasi rakiplere değil, tabana yö- neltilmesi gerektiği karusındâ. İki taraf da kendinden emin. Güvenoycu millet- vekilleri "tabanın kendileriıü aniadıgıııı", Muhsin Yazıcıoğlu "tabaodaa çok olamra tepki aldıgını" söylüyor. MÇP'nin Türkeş çevresindeki merkez kad- rolan, "bizim ç»mignıi7 ayn baş çekmeyi kabul edemez" düşüncesiyle, Muhsin Yazıcıoğlu ve arka- . _ . . . . _ daşlanrun kendilenni tabanda acıklamakta zorlukla tün hiziplerin beklentisi. İttifak günlerinde ve grup karşılaşacaklanna güveniyorlar. Güvenoyu verme- kur(a)mama sürecinin enerji kaybuu telafi saikiyk "içimizdeki probienüeri halletme" kaygısı kongre- ye damgasını vuracak. Son derece kalabalık parti merkez kurullan ve 19 kişilik başkanhk divanının hantallığı da eleştiri konusu ediliyor. Kongrenin ba- şansını, daha "profesyonel" bir politik aygıt ve vitrin oluşturabilme, ideolojik muhtevayı yitirmeden bir "kitle çizgisi" çizebilme hüneri belirleyecek. Türk- eş'in çevresindeki devletçi merkez kadrolar ile Tttrk- Islam Ülkücüleri arasındaki rekabetin dengeleri de bu noktadaki performanslara bağlı. yenleri destekleyen genç kadrolann "gUvenoyinıdaki ayrngın parti icî demokrasinin göstergesi oMnfıuıa" söyleyişlerindeki keyif de "Basbuğ"a gereğinde rau- halefet edebılecek ölçüde güçlu olduklanna inan- malanmn ifadesi. Bu muhalefetin meıızüi elbette li- deri Mdtrmek" değil, parti yönetimindeki etkinliği arttırmak. Devletçi merkez kadrolar, bu kongrede, partide- ki tslamcıhğa yatkın kanadı etkisizleştirici bazı ön- lemler öngörüyorlar. Kimi MÇP yöneticileri, bu ka- I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle