Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 ARALIK 1991 HABERLER CUMHURİYET/5
Iç Politika Servi-
si — SHP Genel
Başkanı ve Başba-
kan Yardımcısı Er-
dal Inöoi, "koalis-
y o a u bozumcagı" yolundaki
söylentilerin ash olmadığını vur-
guiadı. Inönu, "Btuıfavn bJçbiri
dogra degfl. Bto hikömet otank
programımıza akbgunız her şe-
yi yapMcagız" dedi. SHP lideri,
kimseye taviz vermeyeceklerinı
belirtirken de "Eger taviz ver-
•eynm, bagua banıda oimaz-
dm" diye konuştu.
Kâğıthane ve Çatalca Beledi-
ye Başkanlığı seçımleri nedeniy-
le tstanbul'da bulunan SHP li-
deri Erdal lnönü, dün bu iki U-
çcde düzenlenen açıkhava top-
lantılannda halka hitap etti.
lnönü, beraberinde Çalışma
Bakanı Mehmet Moftultay,
MYK üyeleri Ercan Karakaş,
Etem CankurUran, Ertugrul
Gü*y, Istanbul milletvekilleri
tsmail Cem, Atgao Hacaloghı
ve Büyükşehir Beledıye Başka-
nı Nnrettin Sözen ile birlikte Kâ-
ğıthane Belediye Başkan adayı
Dursun Balnt'a destek istedi.
Güneş otobüsü ile Kâğıthane
meydanına gelen lnönü, burada
lnönü ydchrımkısa bir konuşma yaptı. Fazla
kalabalık olmayan kitleye hitap
eden tnönü, SHP'li belediyele-
rin önündeki engellerin kalktı-
ğını belirterek bundan sonra
daha iyi hizmetler vereceklerini
söyledi. Konuşmasının içeriğini,
dinleyenlerden gelen tepkilere
göre belirleyen lnönü, bir vatan-
daşın "Koaösyon bozulacak mı"
sözlerini vanıtlarken "Bunlann
aslı yok. Ülkemizin insanlarına
venĞginiz sözfcri yerine getire-
eefiz. HikSmet prognunındaki
herşeyiyapacagız Banşiciııde,
wrgi ve saygı lctede hepsiai ye-
riııe getirecegiz " dedi.
tnöaü; Taviz yok
Bir vatandaş tnönü"ye, "Taviz
verdiginiz için yerinizi korudn-
gunuz söyleniyor, taviz venne-
yta" diye seslendi. SHP lıden
bunun üzerine "Hayır, taviz
venniyorum. Kimseye taviz ver-
mediın. Taviz verseydiın, bagnn
barada olmazdım. Hailun gü-
cüyte borada bariuaayoram"
karşıhğını verdı.
Bu arada kalabalık arasında
bulunan ve bir süre önce işken-
ceden öldüğü öne sürülen Yucd
özen'in ağabeyi Dursun Özen-
SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal lnönü. dün Kâgıthane'de seçmeulere seslenir-
ken koalisyonun bozulmayacağını söyledi. (Fotoğraf: KADİR CAN)
in "tşkeoceyi önieyeeek misiniz"
sorusu duyuldu. lnönü de "tş-
keneeye son, hepsine son vere-
cegiz. Banan için de lnsan Hak-
lan Bakaohğı kurduk" dedi. ratmayacaklar. Bnnlara bep bir-
tnönü, terör olaylannı da şid- likte karşıyu. Yapanlan yakala-
detle lanetlerken "Bunlan ya- yıp adalete teslim edeceğiz" di-
panbr demokrasiyi kesmtiye ug- ye konuştu.
Yılmaz sokak sokak dolastı
GÜNDÜ2 tMŞİR
ANAP Genel
Başkanı Mesut Yıl-
maz, Petek adJı se-
çim otobüsü üze-
J rinden coşkulu bir
kalabalığa hitap ediyor. Yılmaz-
ın ağzından, "20 Ekim seçim
dacesi Noei Baba gibi yapama-
vacaklan vaatieri bir bir sırala-
yanlar şimdi itfaiye mödürlüga
yapıyor" sözlerinin dökülmesiy-
le birlikte "Başbakan Yılmaz"
sloganları her yanı kaplıyor.
Bakırköy'den sonra Kâğıtha-
ne belediye seçimini de kazan-
mak için 2 haftadır yoğun mü-
cadele sergileyen ANAP, Genel
Başkan Mesut Yılmaz'ın dün il-
çede yapüğı "destek turuyla"
büyük moral kazandı. Atatürk
Havalimanı VIP Salonu'nu dol-
duran yüzlerce partilı tarafından
coşkuyla karşılanan Mesut Yıl-
maz, daha sonra bugün seçim
yapüacak olan Kâğıthane'ye ha-
reket etti. Çağlayan girişinde
aralannda otobüs ve kamyonla-
nn da yer akiığı çok sayıda araç-
tan oluşan konvoyla karşılanan
Yılmaz, Petek otobüsüyle üçenin
mahallelerini gezdi. Gezi süre-
since otobüsün önünden yurt-
taşlan selamlayan Yılmaz, kısa
süreli konuşmalannda sürekli
hükümete yüklendi. Yılmaz, son
zamlar ile yerel seçimleri ertele-
yen yasayı eleştirdi.
Oİtabayır'a doğru seçim turu-
nu sürdüren ANAP konvoyu
Gültepe'de miting yapan DSP
Genel Başkanı Biilent Ecevit'le
karşılaştı. Konvoyun miting ala-
nına giıdiğini konuşması sürdü-
ğü için fark edemeyen BUlent
Ecevit, "ANAP hizmette sınıf-
U kaldı" diye yüklenirken dığer
partililer tarafından uyanldı.
Bunun üzerine konuşmasım ke-
seh Ecevit, Petek otobüsü için-
de oturan Mesut Yılmaz'a seçim
için başanlar diledi. Zenger de
Ecevit'in sözlerine karşıhk
"Trirk poMtikaanm seçUn Hder-
lerinden Balent Ecevit'e bizler
de basan diliyoruz" diye cevap
verdi. Miting alanından çıkana
kadar hiçbir yayın yapmayan
ANAP konvoyu, Ortabayır ma-
Yılmaz, Kâğıthane ilçesine bağlı maAalleleri gezerek belediye başkao adayı Selaiıatdn Kaya'yı ta -
nıttı. Yılmaz, Kaya'yı belediye başkanlığına seçmelerini istedi. (Fotoğraf: GÜNDÜZ İMŞtR)
hallesinde coşkulu bir kalabalık
tarafından karşılandı. Kâğıtha-
nelilere son secimler sırasında
ANAP'a destek veıerek "tulunT
çıkarttikları için teşekkür eden
Yılmaz, "Bn bokümet göreve
başladıgı 35 gün Içinde iki iş
yaptı. Onlar da insafsız zamlar-
İa, seçimden kaçma kanunu.
Kagrthane>i biz belediye yapük.
Hizmeti de biz veririz. Diger
partiler de biz de belediye bas-
kanlıgmı alınca bükiimetten ay-
nı parayı alacak. Daha önceki-
ler aldıklan parayı hizmete çe-
viremedUer. Çfinkt hizmet ver-
meyi beceremiyorlar. Adayımız
Selahattin Kaya'yı sizlere ema-
net ediyorum. Oaun kefili
ANAP'ür" diye konuştu.
ANAP teknik danışmanı Er-
kal Zenger'in esprileriyle hayli
renkli gecen tur sırasında, geçen
seçimlerde milletvekili adayı
olan Türk halk müziği sanatçı-
sı Necla Akben de söylediği
türkülerle yurttaşlan coşturdu.
Belediye seçimleri için 8 DYPIi bakan, Kâğıthane ve Çatalca'da propaganda yapü
DYPden hükümet çıkarması
Bugün yapılacak Kâğıthane ve Çatalca Belediye
Başkanlığı seçimleri öncesi DYP'li 8 bakan,
"îstanbul çıkarması" yaptı.
lç Politika Ser-
vfai — DYP'U ba-
kanlar, bugün ya-
pılacak Kâğıthane
ve Çatalca Beledi-
ye Başkardığı seçimleri öncesin-
de "İsUBbnlçıkarması" yaptı.
Sekiz bakan, dün, her iki ilçeyi
dolaşarak açıkhava ve kahve
toplantılannda halka hitap etti.
Koalisyon ortağı DYP'nin
bakanlan, Taasu Çfller, Nevzat
Ayaz, Yıldınm Aktnna, Yaşar
Topç», ItMt Sezgia, Şerif Er-
caa, Mehmet AM Yıinuz ve Do-
tıacaa Akyürek, dün Kâğıtha-
ne adayı Erdoğan Cülcüloğlu ve
Çatalca adayı Giiiay Aüg için
propaganda yaparak halktan
destek istedikr.
Çatalca'da konuşan Devlet
Bakanı Tansu Çiller, işsizlik so-
rununun cözümü için ilçede
"serbest bölge" kurulacağını
söyledi. Sağhk Bakanı Aktuna
da en kısa zamanda bir hastane
kuracaklan sözünü verdi. Ça-
talca Belediye Başkan adayı Gü-
lay Atığ da ilçenin alt yapı so-
nınunu cozeceğmi belirterek,
"Yoü bir Çatalca" vaat etti.
Kâğıthane'de, kahve toplan-
tılan yapan Içişleri Bakanı ls-
met Sezgin ile Milli Savunma
Bakanı Nevzat Ayaz da haikın
DYP adayı Erdoğan Cülcüloğ-
lu'nu seçmesi halinde, Çatalca'-
ya hizmetlerin daha kolay gele-
cegini, hukümet desteğinin sağ-
lanaragınt söyledi.
Bngiin yapüacak olan Kâğıthane secimi öncesi DYP'li bakanlar Nevzat Ayaz ve tsmet Sezgin, be-
lediye başkan adayı Erdoğan Cüicüioğlu'na destek istedi. (Fotoğraf: KADİR CAN)
167 bin
seçmen oy
kullanacak
tç PoJitika Servisi — lstan-
bul'un, Kâğıthane ve Çatalca il-
çelerinde bugün belediye baş-
kanlığı secimi yapılacak. Her iki
ilçede yaklaşık 167 bin seçmen
sandık başına gidecek. Sccmen-
ler, 20 Ekim secimlerinde ken-
dilerine verilen "seçmen
kartlan" ile oy kullanacak.
Kartı ohnayanlar, kinüiklerini
gösterecekler.
Seçime katılan partiler, pro-
paganda kampanyalannı dün
tamamladılar. SHP Genel Baş-
kanı ve Başbakan Yardımcısı
Erdal tnönn üe ANAP Genel
Başkanı Mesut Yıtanaz, dün Kâ-
ğıthane'de acık hava toplanülan
duzenleyip adaylanna "kefil"
oldular ve oy istediler. DYP'li
bakaniardan lsmet Sezgin, Yıl-
dırun Aktnm, Nevzat Ayaz,
Tanso Çfller ve Yaşar Topça da
dün Kâğıthane ve Çatalca'da,
mahalleleri gezerek seçim cahş-
malanna katıldılar. SHP'li ba-
kanlardan Gtiier tleri üe Meh-
met Mofoltay'ın yanı sıra çok
sayıda milletvekili, kendi aday-
lan için kahve toplanülan yapa-
rak vatandaşlara hitap ettiler.
20 Ekimdeki karüar
geçerli
Seçim kurulu yetkiüleri, se-
cimlerde, 20 Ekim'de kullanılan
seçmen kartlannın geçerli oldu-
ğunu belirterek kartı olmayan-
lann Hstelerde adı olması haün-
de, kimliklerini göstererek oy
kullanabileceklerini belirttiler.
Seçimlere katılan partUerin
adaylan şunlar:
Kâğıthane: Erdoğan Cökrn-
loğlu (DYP), Sebaattin Kaya
(ANAP), Dnnan Bvtat (SHP),
Artf Çaiban (RP) Mnrat Yagaa
(DSP), Ahmet tnan (MÇP),
Hayri Yaman (SP) ve Sabri Şe-
nei (IDP).
Çatalca: Gölay Aüğ (DYP),
Yusuf Işçi (SHP), Ertağrul ÖJ-
çer (ANAP), Cengiz Dimcer
(DSP), tskender Aktaş (RP),
Hasam Ulnsoy (SP) ve Ayhan
Yddınm (MÇP).
Perinçek
'Belediyeler
yemlikgibi
görülüyor'
Îstanbul Haber Servisi —
Sosyalist Parti Genel Başkanı
Dofo Perinçek, dün Gültepe
Meydanı'nda yaptığı konuşma-
da bütün partUerin, belediyele-
ri yemlik olarak gördüğünû be-
lirterek secimi kazandıklannda
belediye başkanının maaşını 20
müyondan 3 milyona indirecek-
lerini söyledi. Pennçek, patron-
iann ve mafya babalanmn diğer
bütün partÛeri desteklediğini,
çünkü onlardan çıkar umdukla-
nnj ileri sürerek en büyük ahlak-
sızhğın haikın sırtından geçin-
mek olduğunu beürtti. SP'nin
Kâğıthane Belediye Başkanı
adayı avukat Hayri Yaman'a oy
verilmesini isteyen Doğu Perin-
çek, "Sosyalist Parti'de yiyki
yoktur" dedi. Perinçek'in ko-
nusmasmı dinleyen kalabalık
"İşçiler birleşiı, iktidara
yerleşiB" diye slogan attılar.
HAFTAYA
BAKIS
AHMET TANER KIŞLAL1
Gorbaçov ile Özal
Çok"
Olay ünlüdür. İngiliz kraJiyet sarayının koruma birliğine
genç bir subay atanır. İlk nöbetinde. büyük bir hevesle sa-
raydaki tüm nöbet yerlerini tek tek dolaşıp, denetlemeye
başlar. Bir de bakar ki bahçenin çok ilgisiz bir yerinde bir
nobetçı bekliyor. Sağa sola bakar, o nöbetçinin neyi bek-
lediğini anlayamaz. Sorar:
— Sen burada neyi bekliyorsun?
— Bilmiyorum komutanım!
Ertesi gün büyük bir merakla aynı soruyu diğer subay-
lara yöneltir. Onlar da bilmemektedirler.
Geriye giderek sarayın nöbet defterlerini incelemeye
başlar. Vfe sonunda aradığını bulur. Yıllar önce, saray bah-
çesinin o noktasında, ender rastlanır bir gül vardır. Birile-
rinin koparmasını ertgellemek isteyen kraliçe de başına
bir nöbetçi dikilmesini emretmiştir:
Aradan çok uzun yıllar geçmiştir. Ne o kraiiçe artık ha-
yattadır ne de o gül. Ama hâlâ orada bir nöbetçi bekle-
mektedir. Çünkü orada bir nöbetçinin beklemesi kimseyi
rahatsız etmemektedir.
• • •
Devrim, bir anlamda egemenliğin el degiştirmesidir.
Egemen gücûn ya da güçlerın değişmesidir. Ve elbette,
o güçlerın ürünü olan kurumların değişmesidir.
Krallık, topraksoyiulann egemenliğine dayalı bir toplum-
sal yapıyı yansıtıyordu. Topraksoyluların egemenliği tari-
he karısalı yüzyıllar oldu; ama İngiltere'de, isveç'te, Nor-
veç'te, Danımarka'da, Hollanda'da, Belçika'da, İspanya1
da hâlâ krallıklar var.
Taçlarını, saraylannı, koruyuculannı, hizmetçilerini ko-
ruyan, ama devleti yönetmeyen krallar.
Saygınlıkları olan, ama yetkıleri olmayan krallar.
Yerlerini koruyabiliyorlar, çünkü kimseyi rahatsız etmi-
yorlar. Toplumda yükselen güçlete engel olmuyorlar.
Yetkileri yok, ama işlevlerı var. Bugün, geçmişe özlem
duyanları rahatlatıyorlar. Geçmişte de bir dönemden baş-
ka bir döneme geçılırken, geçışin az sancılı olmasına kat-
kıda bulunmuşlardı. Geçmişle bugün arasına simgesel
bir köprü kurmuşlardı. İsteyerek ya da istemeyerek...
• • •
Toplumlar, olmayan çiçeğe bekçilik yapanlara itiraz et-
mezler, eğer o bekçi kendilerini rahatsız etmiyorsa...
özal'ın Çankaya'ya çıkışını rejim açısından sakıncalı bu-
lanlar arasmda, bu satırların yazarı da vardı. Çünkü onu
seçen Meclis çoğunluğu, aslında toplumdaki bir azınlığı
temsil ediyordu.
Şayın özal'ın cumhurbaşkanı seçilmesi, güçler dengesi
açısından yanlış olduğu gıbi demokrasinin temel ılkeleri-
ne de tersti. Hele orada, bir partınin genel başkanı hava-
sını koruması, bu sakıncaları daha da arttırıyordu. Hükü-
met ın, kendine ait bazı yetkileri ona devretmiş gibi görün-
mesi ise soaınu ciddi bir siyasal bunalıma dönüştürüyor-
du.
Secimler, bu bunalımdan akılcı çıkışyolunu açtı. Eğer
sağduyu ile davranılırsa Özal'ın da, DYP-SHP hükümeti-
nin de ülkenin ve demokrasinin de yararma bir çıkış yo-
l u n u
- • * •
Ben, Gorbaçov ile Özal arasında ilginç benzerlikler gö-
rûyorum.
ikisi de ülkelerinin tarihindeki önemli bir geçiş döne-
mine imzalannı attılar. Ikisının de beğenenleri ıçte az, ama
dışta çok.
İkisinin de yeni iktıdarlarla uyum içinde olmak ve ikin-
ci planda kalmayı içlerine sindirmek kaydıyla, dışa karşı
bir temsilcı olarak kalmalarında yarar var. Üstelik bu ya-
rar, sadece dış ile olan ilışkılerle sınırlı değil...
Eğerçoğulculuğa inanıyorsanız, simgesel yetkilerle de
olsa orada kalmalarının yarannı kabul etmek zorundası-
nız. Onları seven toplum kesimlerinın, o simge ile duy-
dukları manevi rahatlama az şey midir?
Ama bu çözüm, sağlayacağı yarann, neden olacağı za-
rardan fazla olması koşuluna bağlıdır. Eğer özal'ın Çan-
kaya'da kalması nedeniyie memnun olacakların sayısı, kt-
zanların sayısının çok gerisınde kalırsa, rejim ve ıktidar
bu lüksü içine indiremez.
Yerel seçimlerle ilgili yasanın veto edilmesi Sayın Özal
için birşanssızlıktı. Yiğit Gülöksüz gibi müsteşarlık dahil
üstlendiği her görevden alnının akı ile çıkmış bir ismi ta-
şıyan kararnameyı gerı yollaması ıse açıkça sağduyu ek-
siklıği gibi görülüyor.
Parlamenter bir rejimde Çankaya'da kimin oturduğun-
dan çok ne yaptığı önemlidir. Eğer yaptıkları, orada kimin
oturduğunu çok sık hatırlatacak olursa, Özal adına da ya-
zık olur, topiumsal uzlaşma adına da!..
MÇP Kongresi'nde 'devletçi' kadrolar üe 'Ocakh'lar çekişiyor
Devletçi merkez kadrolar, bu
kongrede, partide İslamcılığa yatkın
kanadı etkisizleştirici bazı önlemler
öngörüyorlar. Ancak öteden beri
politikada tecrübesiz sayılan 70'lerin
ocaklılannın seçim performansları ve
teşkilattaki güçleri, bu kanadın
etkisizleştirilmesini imkânsız kılıyor.
TAN1L BORA - KEMAL CAN
ANKARA — MÇP'nin bugün yapılacak olan
kongresi, partinin gelecek icin kendine biçtiği ko-
num ve orta-uzun vade stratejileriyle uyumhı bir ya-
pılanmayı başlatacağı bir dönemeci işaret ediyor.
Türkeş'in ikinci kez öz partisine dönüş yapacağı
kongre, aynı zamanda, partinin iç dengeleri ve
"vitrin" düzenlemesi açısından önemli olacak.
20 Ekim seçimleri sırasında, kısa vadeli manev-
ralan ile azımsanamayacak bir siyasi beceriklilik
gostercn MÇP yönetimi, aynı becerüdüiği seçim son-
rasına taşıyarak kalıcı bir sonuç üretemedi. özellikle
ıttıfak otuşumu sOrecinde ve hemen sonrasında ken-
di siyasi-ideolojik kimliğini yeterince ortaya koya-
mamış olması ve ittifak sonrası çeşitli çevrelerce or-
taya atılan "genis tabaalı kide partisi" girişimleri
karşısındaki "zayıf" tavn, partiyi ciddi ideolojik sı-
luntüarla karşı karşıya bıraktı.
Türkeş, Özellikle ittifakı RP-MÇP-IDP dışından
destekleyen sağa aydın ve politikacılann önemli bir
bölümünde, "üç Bdcrin de feragat edip yeni bir is-
mtim bahuaaanyia Httfwlftıt kahcılajnııi'iı** durumun-
da koltuğunu bırakacağı izlenimini uyandırmışu.
Hatta kendisine bu "y*«i Wn" misyonunu biçen Ay-
dınlar Ocağı Başkanı Nevzat YaJçutaş'm, bazı top-
lantılarda açık açık "Tarkeş Bey bmkıyor" yolun-
da konuşmalar yapması, MÇP yönetiminde büyük
tepki yarattı. Bazı etkili sağ politikacılann kapah
kapüar ardında yaptığı, sağ camiada kulaktan ku-
lağa yayılan yonımlara göre Türkes, "MHP-MÇP
Birleşme için kongre, bugün Ankara'da yapılacak
Türkeşyeniden MÇFli oluyortç Politika Servisi — MÇP kongresi
bugün yapılıyor. Yozgat Milletvekili
Alparslan Türkeş ve 18 milletvekili
tarafından "hnlle partisi" olarak
kurulan Demokratik Hareket Partisi
(DHP) bugün kendisini fcshederek
MÇP'ye katılacak. Türkeş'in
MÇP'ye katıümı tamamlandıktan
sonra yeniden genel başkanlığa
getirilmesi bekleniyor. Secimler
öncesi RP ile IDP arasmda kurulan
ittifaka katılan Milliyetçi Çalışma
Partisi'nin üst düzey yöneticileri,
Meclis*e girdikten kısa bir süre sonra
bu ortakhktan çekildiler. Siyasi
Partiler Yasası'na göre doğrudan
parti değiştiremeyen Türkeş ve
arkadaşlan, önce Demokratik
Hareket Partisi adü bir parti
kurdular. Bu arada MÇP yönetimi
Türkeş ve arkadaşlarını yeniden
partiye katılmaya çağırdı. Bu gelişme
üzerine toplanan hülle partisi de
aynı yönde karar aldı. Bugün
Atatürk Spor Salonu'nda yapılacak
MÇP genel kurulunda Alparslan
Türkeş'in yeniden partinin genel
başkanlığına seçilmesi bekleniyor.
MÇP Genel Sekreteri Haluk
Pirimo^la, yaptığı yazılı acıklamada,
DHP'nin MÇP'ye katılma karannın
partisinin yetkili organlarınca olumlu
karşılandığını belirterek parti genel
kurulunda kaülımın resmiyet
kazanacağını bildirdi.
misyoBBiiB taymaktan ümidiai kesmiştL Uzna sö-
redir, aatmda 12 Eytöl öKesİMİe de yapmak istedi-
fi gibi b« hareketi ve kadrolannj bir sağ kiüe par-
tisİBİn bönyeaİDe bağlayarak huzur içinde köşesine
çekilmek istiyordB." Bu yorumdan huzursuz olan
pek çok MÇFli, gerek "yeni sa| kiüe partisi" fık-
rine, gerekse genel olarak "ittifak" / "ittihad" fık-
rine kuşkuyla bakmaya yöneldi. özellikle devletçi
merkez kadrolar arasmda, "köçök olnn, bizim
okuı" eğflimi guç kazandı. Türkeş'in geçen hafta
sonu "Yorgun degUim, devam ediyoram" mesajım
vermesi, hakkında sâğ kamuoyunda epey yaygınla-
şan bu imajı siJme kaygısmı yansıtıyordu.
Partinin devletçi merkez kadrolan, MÇP'nin it-
tifak süresince flulaşan kimliğini yeniden one çıkar-
ma gereguü vurguluyorlar. 70'lerin Ülkü Ocaklan'n-
dan gelen, tslami bir kimlik edinmeyi önemseyen
kadrolar (Türk-lslam Ülkucüleri) ise ittifakın "ina-
nanlann biriigi" şiannı sUrdunnekte. Bir acılım im-
kânı görüyorlar. DYP-SHP hükümetine güvenoyu
verrae meselesi, MÇP içindeki bu yaklaşım farklı-
hğını da belirginleştirdi. Güvenoyu vermek, RP-
MÇP-IDP itüfakının, "keadisi dışâdaki bıitttn par-
tBeri Bab'mn •zaab», gayri milli'' ilan eden söyle-
mine ters düşmek demekti. Bu durum, özellikle
Türk-tslam Ülkücülerini sıkıntıya soktu.
Türkeş'in "güveooyu verin" telkınine uyan MÇP
milletvekilleri ise "uriasmacı", "f anatik olmayan"
bir imaj çizme gerekçesiyie hareket etmişlerdi. Ay-
nca DYP ile müstakbel bir koalisyon ortaklığı için
havayı ısıtmak ve burokrasideki kadrolann korun-
masını sağlama hesabından söz ediliyordu. Buna
karşıhk, güvenoyu vermeyen dört MÇP'liden Muh-
sin Yazıcıoglp, 'Biz ideolojik muhtevaiı bir
hareketiz" diyor; "Güvenoyu, evet verilse de hayır
verilse de fark etmeyecek önemsiz bir siyasi hadise
defildir." Ona göre verilen güvenoyunun DYP'yle
ileride yapılabilecek bir koaüsyonu engellemesi söz
konusu değil; ancak DYP'ye "MÇP eide bir" gö-
rüntüsü vermemek gerekiyor. Aynca ona göre gü-
venoyu vermekle "büroknukleki kadroiann kormı-
sagianacagı"na inanmak da abes. Yancı-
nadın "tafra"smı, bazı tarikatlann parti içinde et-
kinlik arayışlannın rüzgânna kapılmalan ile açık-
hyorlar. Ancak öteden beri "poötikada tecrübesiz"
sayılan 7f/lerin ocaklılannın seçim perfonnanslan
ve teşkilattaki güçleri, bu kanadın etkisizleştirilme-
sini imkânsız kıhyor. İşledikleri, 19STnin vitrmi bu
hareketi taşıvamıyor" göruşünun, teşkilatta ciddi
yankılan olduğu açık. Türk-lslam Ülkücüleri kanadı
teşkilattaki gücüyle oranlı bir konum edinmek ni-
yetinde; bu nedenle Türkeş'in yakınındaki bazı es-
ki isimlerin parti yönetimindeki hegemonyasmm so-
na ennesi için bastınyor. örneğin, belediyenin
MÇP'de obnasına rağmen tek milletvekili çıkanla-
mayan Kınkkale'de liste başı olan Genel Başkan Yar-
dımcısı Ali Fuat Eyüboglu gibi "kadim" isimlerden,
"fenmat" isteniyor.
öte yandan MÇP'nin kunıluşundan beri belirli
periyotlarla ortaya atılan "EdJ MHPüler MÇP'ye
gelecek mi?" meselesi bu kongre öncesinde de be-
lirdi, ama gündem dışı kaldı. Başını Sadi Soasun-
cnogia'nun çektiği "eski MHPiaer"in, "bir süre
partMİn kuruluşunun erteienip tabandan tavana
dogm bir olusumun hazuiıklan yapüması" konu-
sundaki telkinleri fazla rağbet görmedi. Somuncu-
oğlu ve arkadaşlanmn Türk Ocaklan'ndaki etkin-
likleri, MÇP'lilerce -en azından şimdflik- kayda de-
ğer bir siyasi koz sayılmıyor.
Bu ideolojik sorunların yanmda, profesyonel po-
litika yapmak konusunda ciddi sıkıntılan olan MÇP
için kongrenin bir yeni yapılanmayı getirmesi bü-
oğlu, kitle partisi politikasımn gerektirdiği açıkh-
ğm, uzlaşmacıhğın siyasi rakiplere değil, tabana yö-
neltilmesi gerektiği karusındâ.
İki taraf da kendinden emin. Güvenoycu millet-
vekilleri "tabanın kendileriıü aniadıgıııı", Muhsin
Yazıcıoğlu "tabaodaa çok olamra tepki aldıgını"
söylüyor. MÇP'nin Türkeş çevresindeki merkez kad-
rolan, "bizim ç»mignıi7 ayn baş çekmeyi kabul
edemez" düşüncesiyle, Muhsin Yazıcıoğlu ve arka- . _ . . . . _
daşlanrun kendilenni tabanda acıklamakta zorlukla tün hiziplerin beklentisi. İttifak günlerinde ve grup
karşılaşacaklanna güveniyorlar. Güvenoyu verme- kur(a)mama sürecinin enerji kaybuu telafi saikiyk
"içimizdeki probienüeri halletme" kaygısı kongre-
ye damgasını vuracak. Son derece kalabalık parti
merkez kurullan ve 19 kişilik başkanhk divanının
hantallığı da eleştiri konusu ediliyor. Kongrenin ba-
şansını, daha "profesyonel" bir politik aygıt ve vitrin
oluşturabilme, ideolojik muhtevayı yitirmeden bir
"kitle çizgisi" çizebilme hüneri belirleyecek. Türk-
eş'in çevresindeki devletçi merkez kadrolar ile Tttrk-
Islam Ülkücüleri arasındaki rekabetin dengeleri de
bu noktadaki performanslara bağlı.
yenleri destekleyen genç kadrolann "gUvenoyinıdaki
ayrngın parti icî demokrasinin göstergesi oMnfıuıa"
söyleyişlerindeki keyif de "Basbuğ"a gereğinde rau-
halefet edebılecek ölçüde güçlu olduklanna inan-
malanmn ifadesi. Bu muhalefetin meıızüi elbette li-
deri Mdtrmek" değil, parti yönetimindeki etkinliği
arttırmak.
Devletçi merkez kadrolar, bu kongrede, partide-
ki tslamcıhğa yatkın kanadı etkisizleştirici bazı ön-
lemler öngörüyorlar. Kimi MÇP yöneticileri, bu ka-
I