22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
:UMHURİYET/4 HABERLER 29 ARALIK 1991 ÖZGÜRCE TURKER ALKAN Kükreyen Fare, Susan Aslan Yanıtlanması gereken soru, önümüzde açılan dünyanın Türkiye'yi kaldıramayacağı sonımluluklar altına sokup sokmayacağıdır. Kükreyen bir fare olmaktansa, susan bir aslan olmak her zaman daha iyi değil midir? Ünlü Altı Gün Savaşfnda israil Araplan perişan etmiş- ti. Daha savaşın ilk saatlerınde butün hava kuvvetlerini yitiren Mısır ve Suriye ıçın yapacak hıçbır şey kalmamış- tı. İsrail savaşı kazanmıştı, ama ekonomik bakımdan bü- yük bir sıkıntıya düşmüştü. O sıralarda uydurulan bir hi- kâyeye göre, Israil'in parlamentosu Knesset toplanır ve konuyu görüşmeye başlarlar. Hiçbir çözüm bulunamaz. Tam çaresizlik içınde dağılmak üzereyken genç bir mıl- letvekili dahice bir öneri getırir: "Amerika'ya savaş açalım!" der. "Saçmalama bakalım, nereden çıktı bu şimdi?" "Çok ciddiyim. Bakın, kim Amerika'ya savaş açarveso- nunda yenilirse, Amerika o ülkeyi kalkındırmak için büyük bir yardım kampanyası başlatıyor. Sonunda, Japon ve Al- man örneğinde olduğu gibi bu ülkeler kalkınıp gelışiyorlar" Öneri ılk başta olduğu kadar saçma gozükmemekte- dir. Tam Knesset öneriyı kabul edıp ABD'ye savaş aça- cağı sırada yaşlıca bir milletvekili itiraz eder: "Durun beyler, sakın böyle bir şey yapmayın. Ya Ameri- ka"yı yenersek, düşünebiliyor musunuz o zaman ne olur?" • • • Bir ara çok popüler olan bu fıkra, sadece İsrail'in ken- dine olan güvenınm ulaştığı boyutlarla değıl. yenilginın ve zaferin her zaman ılk gözüktüğu gıbı olmadığı gerçeği ile de alay edıyordu. Sovyetler Bırliği, İkinci Dünya Savaşı'ndan galip çıkan ve Yatta'da yenı dün- yayı bıçımlendiren güçlerden birisıydi. Savaşta kazandığı başarının ödülü ola- rak dünyanın önemlı bir kısmını kendı de- netimi altına aldı. Nükleer silah ve balıstık füze yanşında Amerika'yı önce ya- kaladı, sonra geçtı. 1957'de uzay yanşı- nı başlatan taraf oldu. Bütün güciiyle kapitalist dünyaya karşı ekonomik, tek- nolojik, stratejık alanlarda mücadeleye girişti. Üçüncü Dünya ülkeleri bu yanşın en gözde arenasıydı. Nehru, Tito, Nasır, Castro gibi nlce lider Sovyetler Birliği'nin safların- da bayrak salladılar. Gorbı'den bile daha sevimli olan Kruşçev pabucunu çı- karıp "pat, pat" Bırlesmış Mılletler kürsüsüne vurarak "Ka- pitalızmi gömeceğız!" dıye bağırdığı zaman dünyanın yü- reğı ağzına gelryordu. İşın şakaya gelır yanı yoktu! Ama şu anda göçüp giden Sovyetler Birliği'ne bakın- ca sanki büyük bir şaka yaşamışız gibi geliyor insana. Bi- rileri bizi işletti mi acaba? Sovyet çöküşünün başladığı an, belki de Sovyet zafe- rinin kazanıldığı andı. Ancak ihtiyar Marx'ın zevkıne va- rabileceği bir diyaJektik çelişkiyle, Sovyetler'ın İkinci Dün- ya Savaşı sonrasında yüklendiklerı dünya çapındaki rol, bugün iziedığimiz dağılmanın tohumlannı da içinde taşı- yordu. Sovyetler Birlıği. dünyaya nizam vermek ıstedığı içın evindeki nizamı bozmak zo- runda kaldı. Ekonomik, toplumsal ve si- yasal örgütlenme düzeyının kaldıramayacağı bir yükün al- tına gırdı. O yük, sistemi kı- sa sürede ışlemez hale getir- di. Aptalca kullanılan zaferler, sonuçta bir yenıkjıye dönüşe- biliyor. Akıllıca kullanılan ye- nilgilerin zafere dönüşebıle- ceği gibi. Sovyet çöküşünden geride kalan Türki cumhuriyetler son günlerde haklı bir tartış- ma konusu oluyor. "Korkma- yın, bir Turanctlık tehlikesı yok- tuıf' güvencesını sık sık duyu- yoruz. Gerçekten böyle bir tehli- kenin bulunmaması çok önemli. Fakat ış burada bit- miyor ki. Asıl yanıtlanması gereken soru, önümüzae açı- lan dünyanın Türkiye'yi kakJı- ramayacağı sorumluluklar al- tına sokup sokmayacağıdır. Kükreyen bir fare olmak- tansa, susan bir aslan olmak her zaman daha iyi değil mı- dir? Cireli'ye zorunlu iziıı • ANKARA (ANKA) — TBMM Genel Sekreteri Ertan Cireli'ye hakkındaki yolsuzluk ve usulsuzluk iddialan uzerine zorunlu olarak bir ay süreyle izin verildi. TBMM İdare Amiri Diyarbakır Milletvekili Salih Sünıer, Cireli hakkında bir suru yolsuzluk ve usulsuzluk iddialan bulunduğu ve bunların incelenmesi gerekçesiyle zorunlu olarak izin verdiklerini söyledi. Emniyete yeni yıl mesajı • ANKARA (ANKA) — Içislerı Bakanı İsmet Sezgin Türkiye Cumhuriyeti'nde herkesin eşit ve birinci sınıf vatandaş olduğunu belirtti. Sezgin güvenlik guçlerinin 1991 yılında gösterdiği azım vc gayretin memnunıyet verici olduğunu kaybetti. Içişleri Bakanı tsmet Sezgin yeni yıl dolayısıyla teşkilata bir mesaj gönderdi. Sezgin bir süreden beri ulkenin her yanında surdurulen teror ve siyasi cinayetlerin hedefinin devletin birlik ve bütünluğune yönelik olduğunu vurguladı. Genel Sekreter Selvi, "ahbap-çavuş" ilişkileriyle SHP'nin istenilen parti olamayacağını söyledi 'BaykaFla yara daha derinleşir' — 2 — FARUK BİLDİRİC İ ANKARA — SHP Genel Sekreteri Cevdet Selvi, 25-26 ocakta yapılacak olağanustü kurul- tayda Deniz Baykal'ın genel baskanlığa gelme- sinin "partinin yaralarını daha da derinleştirecegini" savundu. Selvi, bu durumda da partisi için çalışmayı surdüreceğini belirtirken "Ama ortada parti yoksa bu çalışma ne işe yarar" diye sordu. Kurultayda da genel sekreterliğe aday olmayı duşıinen Selvi, "Kritik dönemde göreve gelme- sinin aleyhine olduganu" duşünüyor. Yönetim dışuıda kalarak adaylık mucadelesi verenlerin "yoğnn olaylar altında ezilmediğini, banalmadığım" söyleyen Selvi, bu durumu öbür adayların avantajı olarak görüyor. Selvi'ye ku- rultay ve parti içi gelişmeler konusunda yönelt- tiğimiz sorular ve yanıtlan şöyle: — Sizce olağanustü kurultay bu aşa- mada gerekli mi? SELVİ Mutlaka gerekli. Partimizde hükümet olduktan sonra belirli arkadaşlarımız bakan ol- du lar. Bir kısım arkadaslanmız da yardımcı ol- mak, katkıda bulunmak uzere bu kademelere git- tiler. örgutumuzde ciddi bir boşluk, belirli bir zaman kaybı oldu. Tüzük gereğince yeniden bir yönetim oluşturuldu. Bu karmaşıklık, bu bek- lenti içerisinde köklü girisimde bulunmak, örgü- tü istenilen noktaya getirmek değildi. Hâlâ bir- takım spekülasyonlar devam etmektedir. Gerek koalisyon ortağı olmaktan kaynaklanan, gerekse 20 Ekim seçünlerinin getirdiği olaylardan kay- naklanan kritik bir dönemi yaşadığı bilinmek- tedir. Ama hiç kimse bu sorumluJuğun altına gir- meden, bu dönemde dışarıda kalarak aynı eski- si gibi sadece bir yere gelmenin hesabmı yapmak- tadırlar. Bu kritik dönemde bu partinin belirli kademelerinde, merkez yönetiminde görev al- mak, özverilerin en büyüğüdur. Biz arkadaşla- nmla bu yüku 24 saat çalışarak yerine getuTne gayretindeyiz. — Sizce kurultay sözünti ettiğiniz he- saplan sona erdirebilecek mi? SELVİ Bu hesapların sona ermesi zorunlu- dur. Ermedığı takdirde bu partinin istenilen sağ- lıklı bir dûzeye gelmesi mümkün değildir. Bram partimizin sorunlan herkesçe bilinmektedir. Ne- dir sorunlar? Çokbaşlılık, disiplinsizlik, yerel yö- netimlerin etkisi vb. En önemlisi de bu sorunla- rın çözümünün de herkisçe söylenmesi. Bir kıs- mı yeni yapılanma diyor. Biz de tepeden tırna- ğa, bastan aşağı yenilik diyoruz. Arkasından di- siplin deniyor. Biz bunu biraz vurguladığımız za- man sertlik-yumusaklık tartışması başhyor. Eğer bir örgül ciddi bir örgüt olacaksa, onun kural- lanna herkesin uyma zorunluluğunu ortaya koy- mak lazun. Tüzük, program ve ilkeler ortada... Yumuşak olsanız ne olur, sert olsanız ne olur? — Göreve başladıktan sonra disiplin kurulunu hiç çalıştırdımz mı? SELVİ Hayır. Hiçbir şey olmadı. 26 yülık toplumsal mucadele içınde olduğum yıllarda be- lirli kuruluşların genel başkanlığını yaptığımda da ınsanların ceza ve baskıvla belirli nokfaya ge- gütlü olmak, örgütü gerçekleştirmek. Eğer ilkı, ilçeler gerçekten etkin, ağırhklı hale getirilir, bu örgütte söz ve karar sahibi yapılırsa, bu parti kurtulur. Sorunlardan annır. — Bu duşuncelerle Deniz Baykal'a öneriniz ne? SELVİ Deniz Bey, kendisi bu konulan gayet iyi bilir. Kendisi bu partinin sorunlannı da çok iyi bilir ve yıllarca da ekibiyle beraber yönetim- de bulunmuştur. Takdir kendisinindir. — Sizce genel başkan adayı olmalı mı? Bu, partıye ne kazandırır? SELVİ Takdir kendisine aittir. SHP her za- mankinden daha önemli, sorumlu ve sorunJu günler yaşamaktadır. Böyle bir durumun yara- lan düzeltici değil, daha da derinleştirici nokta- ya götüreceği endışesindeyim. — Yani Deniz Bey'in seçılmesımn... Deniz Baykal'ın genei başkan olması <•* durumunda kişisel hesap, gösteriş ve şovdan^ uzak inancı doğrultusunda bir çalışma sergileyeceğini belirten Genel Sekreter Selvi, "Ama ortada parti yoksa çalışma ne işe yarar" diye sordu. Selvi, Baykal'la partinin yaralarının daha da derinleşeceğini savundu. tirilemeyeceğini savundum. Burada da cezalar- la bir yere vanlamayacağı kanısındayım. Ancak bu, kuralları aşanlan da olduğu gibi bırakaca- ğımız anlamına gelmiyor. Bu nasıl olacak? Gi- dip konusacağız, anlaşacağız. Kamuoyunda tar- tışmayacağız. — Bu sözleriniz disiplin kurullannm kurultay sonrasında dahafazla çalıştm- lacağı anlamına mı geliyor? SELVİ Konulan belirli bir noktaya getirmek için disiplin kurulunu çalıştırmak gerekmiyor. Konuşarak çozumu birlikte bulabiliriz. Hiç kim- se bu partinin başına gelip de her şeyi tek başı- na yapacağı ıddiasında bulunamaz. Denemişler- dir. Geçmışte de yıllarca gördük. Yıllarca bu gö- revlerde bulunmuşlar, istenilen başarıyı elde ede- memişlerdir. O halde sorun kişisel olmaktan, ki- şısel yetenek ve beceriden daha farklı. Nedir? Ör- SELVI Yoo. Aday olabilir. Seçılmesi nede- niyle... — Böyle bir durumda sizler ne yapar- sınız? SELVİ Bizler sadece partinin daha sağlıklı ol- ması için bugüne kadar olduğu gibi kişisel he- saptan uzak, şovdan, gosterişten uzak calışma- mıza inancımız doğrultusunda gayret ederiz. Ama ortada parti yoksa ne işe yarar bu çalışma? — Evet, böyle bir durumda parti bü- yür mu yoksa küçulür mü? Böyle birpar- tide sizin konumunuz ne olur? Parti bir yol ayrımma gelir mı? SELVİ Partinin büyumesi için mutlak belirli kişilerin gelmesi gerekmez. Çağdaş bir yapılan- ma, gercek bir örgüt oluşturulması, sağlıklı sis- temlerin geliştirilmesi lazundır. Kendileri geldi- ği zaman da partiyi gördük. Onun için biz so- rumluluğumuzu bugune kadar olduğu gibi de- vam ettiririz. özel bir şey olmaz. — Genel sekreterliğe kurultayda aday olacak mtsınız? SELVİ Çok erken bir soru. Tutumumdan da davramşımdan da belli oluyor, ben sadece ya- rarlı olmak istiyorum. Tabii kritik dönemde gö- reve gelmiş olmam, benim çok aleyhime oldu. 26 yıl yorgunluğun uzerine hiç ara vermeden gel- miş olmam, şu bunaiım içinde bulunmam benim aleyhime oldu. Ama o benim sorumluluğum ge- reği. Buradan 12-13 genel sekreter geçmiş. Fo- toğrafları dısanda duruyor. Bu sadece belirli ki- şilerin suçu veya sorumluluğu değil. Burada olayı temelden alıp çağdaş bir örgütün oluşturulma- masmdan kaynaklanıyor. Daha önce geldiler ve 3 yıla yakm bir süre ekip olarak çalıştılar. Bu- nun ne kadar zor olduğunu gördüler. — Siz başlangıçta Yenilikçüer ile bir- likte hareket ediyordunuz. Bu gruptan koptuğunuza göre sizin çizginizde zaman içinde bir değişiklik mi oldu? SELVİ Çizgimi hiç defiştirmedim. Elbet çağ- daş bir sosyal demokrat parti, emeğe önem ve- ren, insan haklan, temel hak ve özgurlüklere de- ğer veren çağdaş bir tophımun oluşturulması an- layışmı her zaman takip ettim. Değişen ben ol- madım. Başkaları olabilir. Aynı şekilde devam ettiriyorum, devam ettireceğim. Bu parti örgüt- lü guçlerle, diğer sivil toplum örgütleriyle bütün- leştiği takdirde gerçek işlevini yerine getirebüir. Bunu sağlamazsak, Türkiye'de istenilen bir sos- yal demokrat parti zaten olamaz. Ahbap-çavuş ilişkileriyle, günluk çıkarlarla şekil değiştirerek politikalar oluşturarak bu partiyi istenilen parti yapamayız. — Hasan Fehmi Güneş'in genel sek- reter adaylığı doğru mu? SELVİ Şu işlerın yoğunluğunda kimin aday olduğuna, kimin nereye geleceğine bakamıyo- rum. Fakat avantajlan var. Çunkü şu kritik dö- nemde şu yoğun olaylar altında onlar ezilnıiyor. Onlar bunalmıyor. Onlar sadece kurultayda ken- di doğrultulannda sonuç alma mıicadelesini ve- riyorlar. —Bl'l'lİ— TBMMBaşkanı Cindoruk, milletvekillerinin istedikleri herşeyi söyleyebümelerinisavundu Meclis'in gündemi kürsü özgürlüğüANKARA (Cumhuriyet Btt- rosu) — TBMM Başkanı Hüsa- mettin Cindoruk, yeni yüda mil- letvekillenne kürsu özgürlüğü- nün sağlanjnası konusunda gi- rişimlerde bulunacak. SHP Gnıp Başkanvekili Aydın Güven Görkan, milletvekillerinin Mec- lis kursusunden istedikleri her şeyiiöyleyebilmeleri gerektiğini belirterek TBMM Başkanı Cin- doruk ile bu konuyu göriişece- ğini söyledi. HEP kökenli Mab- mut Ahnak'm baa DYP'liler ta- rafından kürsuden indirilmesine mudahale etmemekle suçlanan TBMM Başkanvekili Yıldınm Avcı, "Tekerrürü inşallah mey- dana gelmez" dedi. TBMM'nın DYP'li tdare Amiri Nafiz Knrt da kürsü dokunulmazlığını sa- vunarak kürsüdeki millctvekili- ne saldınyı kınadı. TBMM Başkanı Cindornk, yeni yıl ile birlikte Başkanlık Di- vanı'nda kürsu özgürlüğü soru- nunu gündeme getırecek. Cin- doruk, Meclis Başkanlık Diva- nı üyelerine, milletvekillerinin kürsude düşundükleri şeyleri ra- hatlıkla söyleme ozgurluğu bu- lunduğunu anlatarak Genel Ku- rul'da kürsu dokunulmazüğuun sağlanması için çaba gösterilme- sini isteyecek. Cindoruk ayrıca, partiterin grup başkanvekilleri ile de konuyu görüşerek millet- vekillerinin bu yönde uyanlma- ları ricasında bulunacak. öte yandan SHP Grup Baş- kanvekili Aydın Güven Gıirkan ile HEP kökenli Mahmut Alı- nak, Cindoruk ile konuyu göriı- secekler. Almak, konuşma met- ninin ve tutanaklann incelenme^* si için bir komisyon oluştunıl- masım Cindoruk'tan isteyecek. TBMM Baskanı Cindoruk'- tan sonra, DYP'li Başkanvekili Yıldınm Avcı da kursü özgürlü- ğünü savundular. Avcı, Almak- ın kursüden indirilmesini alışıl- mamış bir olay olarak niteleye- rek "Uzücu bir husus. Tekerrü- IÜ inşallah bir daha meydana gelmez. Bir milletvekili istediği her şeyi kürsuden söyleyebilmeli" dedi. Avcı, şöy- le konuştu: "Hatibin scsi kesümeroeliydi. Kürsü özgürlüğü zedelendi mi bUemiyornm. Zedelendi denile- bilir de. Kursü özgürlüğü zede- lendi demektense, yapılmaması lazım gelen bir hareket olarak kabul edeJim." TBMM'nin DYP'li Idare Amiri Nafız Kurt da kürsü do- kunulmazlığını savunarak hiçbir milletvekilinin izinsiz kürsûye çıkmaması gerektiğini söyledL A K L I N I Z D A N G E Ç E N L E R V E G E Ç M E Y E N L E R CİNSEL YAŞAM ANSİKLOPEDİSİ Bir,iki,üç ...vetükendiler 2 34 4 . F A S İ K Ü L B A Y İ L E R D E Türkiye'de ilk defa özgür ve mutlu bir cinsel yaşam için rehber sunan ERO'nun bir, iki ve üçüncü fasikülleri tamamen tükendi. ERO Cinsel Yaşam Ansiklopedisinin tükenen sayıları, 4. fasikülle birlikte -az sayıda- yeniden bayilere verildi. ERO sizleri renkli bir cinsel yaşam kaynağına davet ediyor. Evinize ve yaşamınıza renk katmak istiyorsanız ERO'yıı izleyin. CİNSEL YAŞAM ANSİKLOPEDİSİ B O Y U T Y A V I N G R U B U PK 701 Şışlı 80225 Istanbul Telefon 231 40 80 (5hat) Faks 240 66 97 20 OCAK 1992'YE KADAR A B O N E O L A N L A R A Ç O K Ö Z E L İ N D İ R İ M . . . 6 9 3 . 0 0 0 T L Y E R İ N E 450.000 TL ÖDEYECEKSİNİZ. T ciHHk ERO CİNSEL VAŞAM «NSİKLOPEDISI n< sıı tf. abon« »lun. Hnn %3S . »*r«fl ta>«ri«d«n y.r.rl.n.n... hem d* 450.000 TL »i d i l . r a . a l ı 3 k ı l l ) >c « ş i l l a k s i t t a i l ı y l a l Her 12 lısikül l.maml*ndıtırMla, y*ni ERO clldina «lini><« olacak... ERO'ya abone olmak istiyorum. IIK takst 150 000 TL yı BOYUT A Ş nın 344648 no'lu posta çekı hesabına /alırdırp Fotokopısı ekteöır Adım/Soyadr Adresırn
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle