Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 ARALIK 1991 HABERLER CUMHURİYET/3
METROPOL
ATİLLÂ DORSAY
"Yalnız Değllstalz""Yalnızız", Peyami Safa'nın çok gûzel bir romanının adıy-
dı. "Islamcı yönetmen" Mesut Uçakan, geçen yıllardaçevirdi-
ği "Yalnız Değilsiniz" filminin adını bu romandan mı
esinlenerek koydu, bilmiyorum. 'Türban sorunu'nun gün-
demde olduğu dönemde gösterime çıkan bu film, Türkiye
çapında büyük bir seyircı kitlesine ulaştı ve şimdi ikinci bölü-
mü "Sonsuza Yürümek" adıyla sinemalarda...
Islamcı sinemanın son yıllardakı ürünlerini görmeye pek
fırsat bulamamıştım. Bu kez gıdip ızledim. Niçın sinema say-
famızda söz etmiyonım? Çünkü bu film de Islamcı sinemanın
ve genelde tüm tez filrnleri'nin olduğu gibi bir sinema olayı
oluşturmuyor. Dahaçoktoplumbilimsel bir çerçeveden bakıl-
• mayı gerektiriyor.
.; Kendisine Islamcı adını takan bu tür bir sinemadan, kendi
âdıma hiçbir zaman rahatsızlık duymadım. 1973-74'lerden
başlayarak çeşitli yazı, eleştiri ve konuşmalarımın (gerek
benimle yapılan konuşmalar gerekse benim örneğin Yücel
Çakmaklı'yla yaptığım konuşmalar) tanıklık edeceği gibı bu
tür sinemayı hep hoşgörüyle karşıladım. Hollywood Tevrat'a
da, incil'e de az yatınm yapmamıştı. Onca yıl izleyip durduğu-
muz "Haçlı Seferleri", "Evâmiri Aşere" (sonradan "10
Emir"'), "Ben Hur", "Zincirli Köle", "Peygamberter Tarihi-
The Bible" vb. filmlerde, dinlerin kutsal kitaplan, inançları
ve propagandalan, bu parlak üstûn yapımların dokusuna
ustalıkla yerleştirilmişti. Islam niçin aynı şeyi yapmasındı ki?
Üstelik Islam'ın si- _ _ ^ _ _ ^ _ _ ^ _
Ölümcül hastalığın virüsü her gün dünyada 5000 kişiye bulaşıyor
TfekAIDSaşısı:EğitimWHO (Dünya Sağlık Örgütü), 168 ülkede AIDS'i hatırlatmak,
konuşulmasını sa|lamak ve insanları bilgilendirrrtek için çeşitli
etkinlikler düzenlıyor. Yüzyıhn sonuna kadar AIDS'li hasta
sayısımn bugüne kıyasla 10 misli artacağı hesaplanıyor.
iSbMMI SİMfflfl öfM§l
YahnzDeillsMz",ftlke
çapmdayüzMılefce
seyfrciyeulaşmıştı.
"TirİNM oteyı"
TüıUye'rinkızıııı
güftdefnİMtaı çıkınca
HdMİfNmİRtoşladıJlı
seyirciçokdahaaz.
nemayı kullanması,
başlıbaşına bir reform
olarak görünmüştü ba-
na... "Suret yasağı"-
nın yüzyıllar boyu tüm
plastık sanatları güdük
btraktığı, daha düne
kadar belli çevrelerde
sinemanın günah ol-
duğu' fikrinin varlığı
düşünüldüğünde, Is-
lamcı ınanç ve düşün-
cenin, teknolojinin öz
çocuğu olan bu en yeni
sanattan yararlanma-
sı ve giderek kendi
sinemacılarını yetiştır ~ ~ ™ ^ ™ - ™ ^ ~ • ^ " " " " ^ " " ' • ^ ^
mesı, Marshall MacLuhan'ın medya teknolojısının maddi
yapısına verdiği önemi anımsatır biçimde, mesajın kendisin-
den bile daha önemlı bir olguydu, tam bir gelışmeydi.
Yücel Çakmaklı'nın açtığı yoldan giden Islamcı sinema,
Türk sinema tarihine önemlı filmler bırakmadıysa da bu film-
lerde kendi özlemlerıni, sorun ve sorunsallarını bulan kitlele-
re çekici geldi, belli bir işlev gördü. Ozellikle son dönemde
iseTürkiye'nıngündemindekı bellıolaylarlakurdukları koşut-
luk sayesinde, bu filmler azımsanamayacak bir seyırcıye
ulaştı lar.
Ancak geçen hafta Beşiktaş Mıstık Sineması'nda 10-15'i
aşmayan sayıda seyırciyle biriikte filmi izlerken Islamcı sine-
manın sonunun mu geldığını kendi kendime sordum. Yönet-
men Mesut Uçakan
1
ın sinemasında belli bir gelişme vardı
kuşkusuz. Ancak film, yıne bu tür filmlere özgü şematizmi
ve kaülığı da koruyordu. O faşist tavırlı kürsü hocalarına, o
bir günde namaza-nıyazaduran kumarcı sosyetekadınlan-
na inanmak olanağı pek yoktu.
Ama filmin bu kez seyircı çekememesinin nedenleri başka
yerdeydi. Türkiye'de çok şey öytesine hızla değışmiş ve de-
ğişme yolurta girmişti ki... Ekim 1990'da parlamentodan
geçen (ve bu kez cumhurbaşkanından veto yemediği için
kesinleşen) yasa, artık türban yasağı'nı fiiliyatta kaldırıyor-
du. Olay, en azından ülkenin kızgın gündeminden çıkmıştı.
llk filmin ulastığı yüzbınler, bu durumda artık bir hayal olmuş-
tu.
Bu olaydan çıkan lacak dersleri ay rıca belirtmeye gerek var
mı? Elbette ki yasaklarla bir yere varılmıyor. Olsa olsa kitle-
ler kışkırtılıyor, tepkıler kamçılanıyor, sonunda istenenin tam
tersi noktalara geliniyor. Yasaklar kalktığı oranda ise dünün
kızgın, kışkırtılmış ve eyleme yönelmiş kitlelerini ara ki bula-
sın!.. Bu arada bir tür İslamcı sinema da kolay ve hazır bir
seyırcıden oldu. Ama yalnızca kendılerini yalnız bırakılmış
hıssedenlerin sırtlarını sıvazlayıp "yalnız değilsiniz" mesaji-
nı vermek, kendisine Islamcı sinema adını takmış bir sinema
İçin hafif bir amaç kalmıyor mu? Eğer yalnızca konjonktürel
olaylarla değil gerçek ve kalıcı biçimde Türkiye'nin günde-
minde olmak ıstıyorsa bu sinemanın daha boyutlu, derin ve
tartışmacı yapıtlar ortaya koyması gereği açık degil mi?
Haber Merkezi — Birleşmiş
Milletler'e bağlı Dünya Sağlık
örgütü (WHO), insan yücudu-
nun bagışıkhk sistemini yok
eden ve tüm dünyada hızla ya-
yılan "çağın yebası" AIDS'e
karşı 1 aralığı mücadele günü
ilan etti.
WHO, hazırladığı raporda,
2000 yılında dünyada AIDS'li
hasta sayısımn bugüne kıyasla
10 misli artacağını bildirdi.
Reuters ve AFP ajanslannın
haberlerine göre WHO'nun
Dünya Programı Başkanı olan
Dr. Mkkad Herson, Cenevre^
de düzenlediği basın toplantısın-
da raponın tanıümını yaparken
bilim adamlannın AIDS aşısını
bulma çabalannın sürdüğüne,
ancak bu arada her gün dünya-
da 5000 kişiye AIDS virüsünün
bulaşüğma dikkat çekti.
Herson, basın toplantısında,
"leske bn hastauga karşı 2000
yıhnakadaraftyıbıılabilseydik,
ama şa andjı etfmizde tek bir aşı
var; o da AIDS'e karsı egitiın-
dlr" diye konuştu.
WHO, örgüt üyesi 168 ülke-
de AIDS'i hatırlatmak, konu-
şulmasını sağlamak ve bundan
yayın organlannda söz ettirmek
için çeşitli etkinlikler düzenlen-
diğini beliıtti. WHCnun AIDS
Günü raporunda da dünya ça-
pında 9-10 milyon kişide,
AIDS'e neden olan HIV virüsü
saptandiğını, bu kişilerden l.S
milyonunun da AIDS hastalığı-
na yakalandıklannı vurguladı.
Yüzyıhn sonuna kadar AIDS
virüsü taşıyan kişilerden 18 mil-
yonunun tam anlamryia AIDS'e
yalralanmış olacaklan WHO-
nun raporunda vurgulamyor.
WHO'ya göre yine yûzyıl so-
nunda AIDS virüsü taşıyan ki-
şilerin sayısı 30-40 milyonu bu-
lacak
Bu arada WHO'nun raporun-
da dünyadaki AIDS taşıyıcüan
ve hastalannın yüzde 75'inin
kalkınmakta olan ülkelerde ya-
şadığının altı çizildi. Afrika kı-
tasında bir milyonu çocuk ol-
mak üzere 7 milyon kişinin has-
talığa yakalanmış olduğu beür-
tiliyor. Oysa son 10 yıldır Afri-
ka ülkelerinde "normal cinsd
iHşld^ye sıkı sıkıya uyulduğu da
büiniyor.
WHO'ya göre Asya kıtası ve
Güney Amerika'da 1990'lann
ortaian ve sonlanna dogru
AIDS'li sayısı katlanarak arta-
cak.
Avrupa'da ise Ingiliz pop gru-
bu Queen'in solisti Freddie Mer-
cary'nin AIDyten ölümü büyük
bir panik havası estirdi.
Prag toplantısı
öte yandan WHO'nun Avru-
pa Konseyi'yle ortaklaşa olarak
düzenlediği ve Çekoslovakya'nın
başkenti Prag*da gerçekleştirilen
"AIDS'hı önlenmesi ve koutro-
Ittnde insan haklan, ahlak ve
insanbk" konulu toplantuun so-
nunda bir deklarasyon yayım-
landı. 22 Batıh ve Batı Avrupa
ülkesinin yayımladığı deklaras-
yon dünyada ilk kez AIDS'İ in-
san haklanna bağbyor.
Öte yandan Sağlık Bakanı
Yjkhrun Aktnna, insanlann rin-
sel ilişki kurarken son derece
dikkatli ohnalan gerektiğıni be-
lirterek "TanımadıkJan biriyle
birtike olanlar mutlaka prezer-
vatif kullanmahdırlar. Çünkn
by hastalığuı şakası yoktur" de-
di. Bakan Aktuna, Sağlık Ba-
kanhğı ve Türkiye Milli Halk
Saghğı Eğitimine Yardım Derne-
ği'nce düzenlenen "1 Aralık
Dünym AIDS Günü" panelinde
yaptığı konuşmada, çağın en
tehlikeli hastalığı olarak nitelen-
dirdigi AIDS konusunda bakan-
lık, sağlık personeli ve basm ya-
yın organlanna koruyucu ted-
birler konusunda halkı bilinç-
lendirmek için önemli görevler
düştüğünü belirtti.
ABD'nin ünlü basketçisiMagic Johnson (Sihirbaz) AIDS'le taruşmasını anlatıyor
Virüsün son basketiHaber Merkezi — ABD'nin
en karizmatik basketbol oyun-
cusu olan Earvln "Magic"
Johnson, bu ay içinde yaptığı
bir açıklamayla AIDS virüsü ta-
şıdığinı duyurduğunda bütün
dünya "sok" geçirdi.
Magic Johnson daha sonra
Ingiltere'de yayımlanan Obser-
ver gazetesine, kendisine "AIDS
tsşıyıcısi" tanısımn nasıl konul-
duğunu ve basketbol yaşammın
nasıl son bulduğunu anlatan bir
yazı yazdı.
Magic Johnson yazısında öy-
küsünü özetle şöyle anlatıyon
"Lakers takımı yöneticileri
bana 3 milyon dolarhk bir borç
vermişlerdi. Bunu garantiye al-
mak için de yaşam boyu sigor-
talanmam için harekete geçtüer.
Ancak sağlık kontrollerinden
sonra sigorta şirketi beni geri çe-
virdi. Korkmamış, ama çok me-
raklanmıştım. Neydi sebep? Ba-
na bakan hekim Dr. Michael
Mellman'ın muayenehanesinde
25 ekim akşamı randevum var-
dı. Bana neyin ne olduğunu an-
latacaktı. Hiç bir başlangıca ge-
rek duymadan şöyle dedi: 'Ear-
vin şuraya otur ve beni dinle.
Tahlil sonuçlanm aldım. Sen
AIDS virüsü taşıyorsun!
O anda aklıma gelen düşün-
ce, kanm Cookie'nin ne yapaca-
ğı oldu. 14 eylül günü evlenmiş-
tik. Yedi haftalık hamileydi. Ya
virüs ona da geçtiyse? Kendim-
le ilgili tek dUşüncem ise artık
yaşamımın bittiğiydi, ama 12
gün sonra öyle olmadığım anla-
dım. Bir sürü yeni tahlil yapıl-
mış ve sonuçlanm almıştım.
Evet, ben AIDS virüsü taşıyıcı-
sıydım, ama bu, AIDS'e yaka-
laııdığım anlamına gelmezdi.
Yaşamımı biraz dikkat ederek
normal biçimde sürdürebilir-
dim. Bu arada derhal kanma da
MAGİC — AIDS'li çıkınca, potalara veda etmek zorunda kaldı.
tahliller yapürmış ve onda AIDS
virüsü olmadıgını saptamıştım.
Içim rahattı. Bebek de bu du-
rumda ekkilenmeyecekti. AIDS
virüsü taşımak AIDS olmak an-
lamına gelmiyordu, ama 10 yıl
içinde hastalığa yakalanacağı-
nun büincindeydim. Yine de
doğru bir tedavi ve iyi bir yemek
düzeniyle normal bir yaşam ya-
şabileceğimi öğrenmiştim. Yal-
nız sorun basketbol yaşamımdı.
Buna son vermek zorundaydım.
Çünkü kendüni aşın yorma-
mam gerekiyordu.
Durumu takım arkadaşlanm-
dan da gizleyemezdim. En yakm
beş arkadaşuna dunımumu an-
lattım. tkisi hıçkıra hıçkıra ağ-
lamaya koyuldu, diğer üçü ise
taşlaşmış gibi bana bakıyordu.
Hastalık virüsunü taşıdığımı
ilk kanmdan olan oğlum And-
re'ye de anlattım. Pek bir şey an-
ladığım sanmıyorum.
Ashnda en güç iş, takım ar-
kadaşlanma durumumu anlat-
maktı. O ana kadar hiç aglama-
mıştun, ama gözlerindeki yaşlan
görünce ben de ağladun.
Hiçbir koruma önlemi alma-
dan AIDS virüsü taşıyan bir ka-
dınla seks yaptığım için buna
yakaJandığımdan eminim, ama
bütün sorun bunu kimden ve ne
zaman kaptığım? Çünkü Coo-
kie^le evlenene kadar gerçek bir
bekâr yaşamım vardı. Ozellikle
yolculuklarda kadmlar hep pe-
şimden koşuyorlardı.
Bu arada kanm Cooltie'yi
karşıma alıp isterse benden bo-
şanabileceğini söyledim. Cookie
çok güçlü bir kadındır. Bana
şöyle bir baktı, ondan sonra da
aklımı kaçınp kaçırmadığımı
sordu. Benden aynlmaya hiç ni-
yeti yoktu.
Şimdi basketbol yaşamım son
buldu. Hiç kuşkusuz potalan,
oyunlan, rekabeti, takım arka-
daşlanmla ortaklaşa kullandığı-
mız giyinme odalanm, duşlan
özleyeceğim. Ama en çok da
formam gözümde tütecek. Ama
bu, bundan sonra hic forma giy-
meyeceğim anlamına getmez.
Barcelona'da 1992'de yapılacak
olimpiyatlara, sağlıklı olursam
açılış törenine kesinlikle katı-
lacagım.
Hastahğımı kamuoyuna açık-
lar açıklamaz ülkenin dört bir
yamndan arkadaşlanm telefon
etmeye başladılar. Bazılan ken-
dilerinin de tahlil yaptıracakla-
nnı anlatıyordu. Doktorlanm,
ABD'de bir milyonun üzerinde
kişinin AIDS virüsü taşıdığını,
ama tahlil yaptırmadıklan için
dunımlanm bilmediklerini söy-
lemişlerdi. Sakın kimse benden
uzak durmasın, benden çekin-
mesin. Ben her zaman, herkesin
.bildiği o neşeli insan olacağım.
Belki bir gün insanlığın bu
durumu kontrol altına almasına
yarduna olurum. O zaman genç
kusağa da yardım etmiş ohırum.
Çünkü onlara örnek teşkil ede-
bilirim. Bunu da Magic John-
son olarak değil, AIDSIe müca-
dele eden Earvin Johnson ola-
rak yapanm!'
Hastajığın
tedavisi
henüz yokAIDS'e karşı bir ilacm başarılı olabilmesi,
ancak virüsün vücutta çoğalmasını
engelleyecek bir 'enzim' bulunması ile
mümkün olacak.
EDtP EMİL ÖYMEN
LONDRA — AIDS'İ
ortadan kaldıracak türden
bir tedavi henüz yok. İkinci
beUrtiler denilen her türlü
enfeksiyonları, vücudun
direncinin kaybolmasını
geciktirecek, yaşam süresini
biraz uzatacak antiviral bazı
ilaçlar kullanılıyor.
AIDS'lilerde sıkca görülen
zatürree için antibiyotikler
(Pentamidin,
Cotrimoxazole)
kullanılıyorsa da bunların
yan etkileri büyük. Halen
AIDS için kullanılan en
önemli antiviral Uaç ise
AZT (Aadothymidina, yeni
adı ile Zidovudine). Köklü
tedavi niteliği olmayan
AZT'nin de sorunhı yan
etkileri var. AIDS olduğu
saptanıp da henüz hiçbir
belirti gösteremeyenlerde
AZT kullanıldığı takdirde
hastalığın başlamasırun
çoğunlukla ertelendiği
biliniyor.
AIDS'in korkunçluğu,"
vücudu tüm zararlılara karşı
konıyan savunma sistemini
içten çökertmesi. Vücudu
mikrop ve virüslere karşı
korumakla görevli bağışıkhk
sistemi denilen karmaşık
savunma sisteminin başhca
silahı, kandaki birkaç tür
akyuvarlar. HIV virüsünün
savunma sisteminin içine
girerek akyuvarlar ve
spermde yuvalandığı
biliniyor.
AIDS'e karşı bir ilacm
başanh olabilmesi, HIV
virüsünün vücutta
çoğalmasını engelleyecek bir
"enzim" bulunması ile
mümkün olacak. Vücuttaki
her kimyasal işlem için araa
madde olarak görev yapan
enzimler, bir anahtann
kilide girerek kilidi açması
gibi çalışıyor. Kimyasal
işlemin yürümesi için uygun
enzim olmadığı takdirde •
işlem ya tamamen duruyor
ya da yanlış oluyor. Virüsün
çoğahnasmı sağlayan
kimyasal işlemler zinciri,
işlemin bir aşamasmda
uygun bir enzimle
durdurulduğu takdirde
sadece AIDS değil, kanser
konusunda da çok hayati
önemde ipucu ele gecirilmiş
olacak.
Galatasamy Usesi 510 yaşmda
50 yılın
4
Aslanlar'ı
Galatasaray Iised'nin 510. kunıluş yddönimunde düzenlenen törene.esld bakan Avni Akyol, Kttltür Bakanı Fikri Sağlar ve IsUnbul Bttyüksehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen de katıidı.
tstanbnl Haber Setrisi —
Türkiye'nin en köklü eğitim ku-
rumlanndan biri olan Galatasa-
ray Iisesi'nin 510. kunıluş yıldö-
nümü, dün Galatasaray Lisesi
Tevfik Fikret Salonu'nda yapı-
lan törende kutlandı. Törene
Kültur Bakanı Fikri Sağlar, es-
SAYIN DOKTOR VE ECZACILARA
NON-STEROÎDAL ANTÎENFLAMATUVAR VE
ANALJEZİK
Relifexnabumeton
SBSmrthKiıne Beecham
Pharmaceuticals
Usansıyla
500 mg
FİLM TABLET
10 ve 30 film tabletlik ambalajlarda
PİYASAYA SUNULMUSTLR FAKO İLAÇLARI A.Ş.
Levent/istanbul
"Geleceğin Sigortası"
Primlerinizi Yatırmayı
Unutmayınız!
ANADOLU HAYAT
Genel Müdürlük: Ankara Cad. No: 221 34430 Sirkeci / tST.
Tel: 511 42 80Fax- 520 94 55
Canımız kizımız
ELMAS
HAZAN'ımızı
bize kazandıran çok
sevgili dostumuz Dr.
GÜLDAL ERBEK'e
sonsuz teşekkürlerimizi
sunanz.
HİLAL-CEMAL ÖZTURAN
TURGUTLU II. ASLİYE HUKUK
HAKİMLİĞtNDEN
Dosya No: 1991/339
Davacı Hüseyin Özdemir ile davalı Ali Paşaoglu vs. arasındaki çek
iptali davasında davalı Ali Paşaoğlu'nun adresi yapılan zabıta tah-
kikatına rağmen meçhul kaldığından tebtigat yapılamadığından, teb-
ligatın ve dava dilekçesinın gazetede ilanen yapılmasına karar verilmi;
olmakla,
Davalı Ali Paşaoğlu'nun dunışmanın bırakıldığı 3.12.1991 günü
saat 9'da mahkememizde hazır bulunması veya kendisinı bir vekille
temsil ettirmesi, aksi takdirde duruşmalara yokluğunda devam olu-
nacağı ve karar verileceği hususu davetiye ve dava dilekçesinın yeri-
ne kaim olmak üzere ilan olunur. 22.11.1991
Basın: 44756
ki Milli Eğitim Bakanı Avai Ak-
yol ve tstanbul Büyükşehir Be-
lediye Başkanı Prof. Nurettin
Sözen'in yanı sıra Galatasaray
Eğitim Vakfı ve Galatasarayklar
Derneği yöneticileri ve çok sa-
yıda eski mezun katıidı. Tören-
de aynca GS Lisesi 1941 yıh me-
zunlanna berat ve madalyalan
verildi.
Altan Varol'un sunuculuğunu
üstlendiği törenin açılış konuş-
masım yapan Galatasaray Lise-
si Müdürü Yıldızkan Yayla oku-
la çeşitli alanlarda emeği geçen
eski mezunlara tesekkür ederek
devletten okullanna gerekli olan
personel desteğini sağlamasını
istedi. Daha sonra söz alan Ga-
latasaray Eğitim Vakfı Başkanı
tnan Kıraç okulun faaüyetleriyte
ilgili bilgiler verdi. Vakıf Başka-
nı tnan Kıraç bir öğrencinin yıl-
lık eğitim maliyetinin Galatasa-
ray Lisesi'ne 12 milyon liraya
rnal olduğunu hatırlatarak öğ-
rencilerden başan için çaba gös-
termelerini istedi. Kıraç, Galata-
saray Lisesi'nin Milli Eğitim Ba-
kanlığı'ndan 10.5, Galatasaray
Eğitim Vakfı'ndan 5.5 ve Fran-
sız hükümelinden ise 6 müyar li-
ra destek aldığmı beUrterek oku-
lun yıllık 22 milyar lira bütçey-
le 1850 öğrenciye öğrenim sağ-
ladığını vurguladı.
Kültur Bakanı Fikri Sağlar ise
yaptığı konuşmada Galatasaray-
lı olmaktan dolayıgurur duydu-
ğunu belirtti.
Şahap Balaogln ile isnuO tf-
men 1941 mezunlan adına yap-
tıklan konuşmalarda duygulan-
m dile getirdiler. Elektrik kesin-
tisi altında başlayan törende da-
ha sonra Galatasaray Lisesi Mü-
dürü Yıldıznan Yayla okulun
1941 mezunu 85 kişiye madalya
ve beratlannı dağıttı. Kültur Ba-
kanı Fikri Sağlar, Avni Akyol,
Nurettin Sözen, okul müdürü
Yıldızhan Yayla ile 1941 mezun-
lan biriikte geleneksel Galatasa-
ray pilavı yediler.