12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16ARALIK1991 HABERLER CUMHURİYET/5 Apo'nun annesi Esma Öveç Öcalan da kurultaya katıldı HEP kurultayında PKK şov'Biji PKK' sloganları arasında yapılan HEP Kurultayı'nın baş konugu, Apo'nun annesi Esma Öcalan'dı. SHP MiUetvekili Leyla Zana da büyük tezahüratla karşılandı. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — HEP 1. Olağanüstü Kongresi'nde PKK lideri Abdul- lah Oaüan'ın annesi Esma öveç öcalan, "Hepimizin anası, ana- lann simgesi" diye anons edildi ve dakikalarca alkışlandı. Kong- reye katılan HEP kökenli SHP milletvekillerinden Leyla Zana ve Sırn Sakık da anne öcalan- ın elini öptü. Bazı delegelerin Kürtçe konuştuklan HEP kong- resinde PKK'nın Kürt ulusal ha- reketinin direniş örgütu olduğu görüşü savunuldu. Kongrede "Btfi Apo" (Yaşasın Apo), "Bi- ji Serok Apo" (Yaşasın Başkan Apo) ve "Biji PKK, Biji Künlistan" sloganlan atıldı. An- kara DGM Savcılığı, kongrede- ki Kürtçe konuşmalar ve atılan sloganları incelemeye aldı. HEP I. Olâğanüstü Kongre- si'nin yapıldığı Selim Sırn Tar- can Spor Salonu, sabahın erken saatlerinden itibaren dolmaya başladı. Kongre, daha önce ilan edilen saat 09.00'da delegelerin imzalannı yoklama cetveline at- mamaları nedeniyle başlayama- dı. Iki saat gecikmeyle divan oluşturularak kongreye başlan- dı. Divan Başkanı Gıiven Öza- tay, önce yoklama yaptı. ll baş- kanlannın isimlerinin okunma- sından soara sıra bir süre önce öldüralen ve henüz faili buluna- mayan Diyarbakır HEP ll Baş- kanı Vedat Aydın'ın adına ge- lince, bütun salon ayağa kalk- tı. Uzun süren alkışlar sırasın- da Aydın'ın altında "Aramız- dasın" yazüı portreleri delege- lerce havaya kaldınldı. Vedat Aydın'ın kardeşi Veysi Aydın da ayakta zafer işaretleri yaptı. Özatay, Türkçe yaptığı konuş- masında, "Berhilidanlar yaratan tüm insan haklan savaşçılanna koftgremizden selam gönderme- yi borç biliyonız" dedi. HEP'- in seçim engelini SHP ile ittifak yaparak aştığıru belirten öza- tay, "Şu anda partimiz saflann- da olmasa da, 22 arkadaşımızı pariamentoya göndererek gere- kea cevabı verdik" diye konuş- tu. özatay, Kürt realitesinin ta- nınmasının çözüm olmadığını, devlet terörünun ve devlet suçu- nun da ortadan kaldınlması ge- rektigmi vurgulayarak, bunlann gerçekleştirilememesi durumun- da Kurt halkının kendi kaderi- ni tayin etme hakkının kullanıl- masının kaçınılmaz olduğunu savundu. Bu sırada "Kürdistan faşizme mezar olacak" sloganı atıldı. özatay da sloganların dinmesinden sonra salondakileri "Stoganlar tabü ki atüacaktır. Ama knrultayı zamanında bitir- mek ve olgun bir kurultay yap- üğımızı göstermek zonındayu. ölçülü olmamız gerekiyor" di- ye uyardı. Genel Başkanvekili Ahmet Karataş, kongreyi açış konuş- masına, Vedat Aydın'ı anarak başladı. Kongrede, Kürt sorunu dışındaki sorunlann da konuşu- lacağuu vurgulayan Karataş, "Kürt halkının dinamizminin yükseldtği ve Türkiye emekçi haUanffi demokrasjnin talebinin öne çıktığı bir döoeme girildigini" söyleyerek, TBMM'deki yemin törenindeki olaylan içine sindiremeyenlerin kardeşlikten söz etmeye hakkı olmadığını dile getirdi. Kara- taş'ın "Sayın Ecevit Uç saat için- de Kıbns'ın yansını alırken, Maraş'ta insanlann katledUme- sine üç gön boyunca göz yum- duğunda, içi hiç kan aghunıyor- dn" deyince, delegelerden "yufc" sesleri yükseldi. ANAP Genel Başkanı Mesut Yıhnaz'- ın hükümet programı tartışma- ları sırasında, "Ana dilimle konuşacağını" dediğini anımsa- tan Karataş, "Saym Yümaz an- laşılan resmi dille ana dili kanş- tniyor. Eğer ana diliyle konusa- caksa, Lazca konuşması ve baş- diline de saygı duyması d l l HEP büyuk kongresine katılan SHP Diyarbakır MiUetvekili Leyla Zana, Abdullah Öcalan'ın annesi Oveç Ocalan'la önce se- lamlaştı, daha sonra boynunda sarı-kırmızı->eşil renklerden oluşan bir atkı bulunan yaşlı kadının elini optü. (RIZA EZER) HEP Genel Kuruhı'n» kaülan eski başkan Febmi Işıklar, Öveç Ocalan'la tokalaştı. (Fotoğraf: AA) SHP Muş MiUetvekili Sım Sakık da Abdullah Öcalan'ın annesinin elini öptü. (Fotoğraf: AA) yg gerekirdi ' dedi. Delegeler Yıl- maz'ı da yuhaladılar. SHP'deki HEP kökenli mil- letvekillerine karşı önyaıgıh olunmamasını ve spekülasyon yapılmamasını isteyen Karataş, "Hangi partide olurlarsa olsun- lar, namuslu, dürüst olduklan ve doğnılan savunduklan za- man biz onlan baştacı ederiz" dedi. Karataş, HEP'in Türkiye ve Kürt halkının sorunlannı çözmeyi hedefleyen bir parti ol- duğunu vurgularken de, "HEP, milletvekili seçtirme partisi de- gildir. HEP bitti, bitiyor denir- ken, bu salonlan dolduran in- sanlarla dipdiri olduğunu göstermistir" diye konuştu. Karataş'ın konuşmasından sonra salondaki davetlilerin ad- lan okundu. TBMM Başkanve- kili ve Diyarbakır Milletvekili Fehmi Isıklar adı okunduğunda ayağa kalkarak delegeleri se- lamladı. Salondakilerin bir bö- lümü Işıklar'ı alkışlarken, bir bölümü de yuhaladı. Kurultayda kavga Adana HEP ll Başkanı Ke- mal Okutan konuşmasında, Kürt ve Türk halklanmn birbir- lerine düşman edihnemelerini is- tedi. Okutan, Başbakan Siıley- man Demirel'in Abdullah Öca- lan ile görüşmeyeceği yolunda- ki sözlerini anımsattı, "Sayın Başbakan 'O bir cani, görüşmem' dedi. (Yuh sesleri) Yann görüşmek zorunda kalır- sa, 'Dün dündür, bugün bugün- dür' diyecek mi" şeklinde ko- nuştu. Parti Meclisi üyesi Fehmi De- mir de konuşmasında, parti yö- netimini SHP ile "entegrasyon politikası" yürütmekle suçladı. Demir, SHP'nin HEP aracılı- ğıyla yeniden "Kürdistan'a sokulduğunu" belirterek, HEP'in eski Genel Başkanı Fehmi Işıklar'ı eleştirdi. Işık- lar'ın HEP'i, SHP'nin tuzağına düşürdüğünü ve köhnemiş SHP'yi canlandırchğını öne sü- ren Demir, "HEP yönetimi yü- zünii SHP'ye ve ödiinç verip ge- ri alamadıgı millervekiUerine çe- virmiş bekliyor. HEP imajı po- litika sofrasının garnitürii ola- rak kullanılıyor" dedi. Demir, HEP'in bağımsız milletvekille- ri aracılığıyla pariamentoya gir- mesini savunurken, salondan "yuh" sesleri ve ıslıklar yüksel- di. Demir'in konuştumlmama- sını isteyen delegelerin uzun sü- ren yuhalamalanna karşın, De- mir ısrarla konuşmak istedi. Tartışmalardan sonra Demir, sözlerini, "Yaşasın HEP, yaşa- sın özgürlük, banş ve demokra- si mücadelemiz" diyerek güç- lükle tamamladı. Demir'in ko- nuşmasını tamamlatnasından sonra tribünde delegeler arasın- da kavga çıktı. HEP Genel Başkanlığı'na Şanhurfa eski Belediye Başkanı Feridun Yazar seçildi. 1. turda Yazar 269 oy alırken Yaşar Kaya 28, Nurettin Basut ise 63 oy aldı. Oylama, gece ya- nsına doğru tamamlandı. DGM incelemeye aldı Ankara DGM Savcıhğı, HEP Kongresi'nde yapılan Kürtçe ko- nuşmalan, atılan sloganları ve bazı partililerin tutum ve davra- nışlannı incelemeye aldı. Notlar Apo'nun annesine el öpme kuyruğu FARUK BİLDİRİCt ~ ANKARA — Kongre salo- nunda hâkım renkler, sarı- kırmızı-yeşil. Konuşulan dil Kürtçe ve atılan sloganlar "Biji Apo", "Biji Serok Apo", "Biji Kürdistan"... Tribünlerde protö- kole aynlan bölümün ilk sırasın- da Yazar Musa Anter'in yanın- da yaşh bir kadın oturuyor. Boy- nunda yine san-kırmızı-yeşil renklerden oluşan bir atkı. Yaşlı kadın, çok az konuşu- yor. Ama kadına sürekli bir ilgi var. Gençler yanına gelip el öpü- yorlar, ardmdan elini tutup fo- toğraf çektiriyorlar. Hatta el öpenler arasında SHP'deki HEP kökenli millervekillerinden Sım Sakık da var. Bu milletve- killerinden Remzi Kartal da bir süre bu yaşlı kadınla sohbet edi- yor. Bu ilginin nedenini öğren- mek için protokol bölümünün önünde boynuna poşu sarmış genç kıza, "Bu kadın kim" diye sorunca, aldığunız yanıt her şe- yi açıklıyor: — Başkanın annesi. Esma öcalan. Ve genç kız, "Nasıl olur da tanımazsın" dcrcesine "şaşkınlıkla" yüzümüze bakı- yor. Ashnda salondaki genel ha- vaya bakınca genç kız haklı. Gerçekten de bu kadın biraz sonra "Hepimizin anası, anala- nn simgesi" diye anons ediliyor ve tum salon ayağa kalkıyor. Esma Öcalan, öğ^eden sonra kongreden aynlırken gazetecile- re "Oglum katil degildir. Katil olsaydı, bu kadar sevilir miydi" diyor. Öcalan, "Oglum gözüm- de tütüyor, ama halkı için ver- diği mücadele benim hasretim- den daha onerali olduğu için katlanıyorum" diyerek oğluna olan sevgisini dile getiriyor. Salonun her tarafında HEP bayraklarından sonra en çok göze çarpan renkler yeşil-sarı- kırmızı. Bu renkler kimi kez ya- kalarda rozet biçiminde kuçük bayraklara, kimi kez de örülmus kazaklara, büyük bayraklara dönüşmüş. Bu bayrakları atılan sloganlar ve salondaki pankart- lar tamamlıyor: "Biz Korkuyu \endik, Ya Siz? Demokrasi Cephesinde Birieşe- lim. Orgıiflü Halk Yeülmez. Haksulıklara Susma Hakkımu Yoktur. Direnmek Yaşamakür. Insanlık Onunı Işkenceyi Yene- cektir." Nitekim TBMM'de sarı- kırmızı-yeşil renkleri taşımala- rından dolayı olay çıkan SHP milletvekilleri Leyla Zana ve Hatip Dicle'nin isimleri okun- duğunda sanki bütün salon aya- ğa fırlıyor, alkışlar dinmek bil- miyor. Zana ve Dicle zafer işa- retleri yaparak delegeleri selam- lıyor. Zana'nın boynunda yine aynı renklerden oluşan bir atkı. SHP'deki milletvekillerinden Fehmi Işıklar, alkışlann yanı sı- ra yuhadamalarla karşılanıyor. 22 milletvekilinden kongreye ka- tılan 20'si içerisinde en fazla al- kış alanlardan birisi de Muş Milletvekili Sırn Sakık. Kongreye gönderilen çiçekler de salonun bir kenanna yerleş- tirilmiş. Içlerinde Başbakan Yar- dıması Erdal İnönü, SHP'li Ga- ziantep Belediye Başkanı Celal Dogan, SHP Milletvekili Sedat Ynrttaş'ın gönderdiği çiçeklere rastlanıyor. Kürtlerle ilgili araştumalan ve yazüarıyla tanınan Yazar Musa Anter, delegelerin heyecanla karşıladıkları kişilerden birisi. "Büyük Demokrat" olarak su- nulan Yalçın Küçuk, kendisini alkışlayan delegelere alkışlarla karşılık veriyor. Yazar Musa Anter, omuzlara alınarak getirildiği kıirsüden "Biji Apo" diye slogan atıyor ve DemirePi eleştirirken "40 yıllık Kani, olur mu Yani?" diye eleş- tiriyordu. Zana: Bizi SHP'den VEDAT YENERER SHP Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana, parti ileri gelenlerinin Kürt mületvekillerine baskıla- nnı arttırdıklanm belirterek, "Bizi devamlı is- tifaya zorluyorlar. Erdal tnönü'nün bizi zorla- maya hakkı yoktur. Sosyal demokrat ve her türlii baskıya karşı olduklannı soylüyorlar, ama ken- di bünyelerinde baskı uygoluyorlar" diye konuştu: Leyla Zana, Cumhuriyet'e verdiği özel demeç- te, konuyla ilgili sorulanmıza şu yanıtlan verdi? —SHP içinde dışlandıgımzı söylemiştiniz. Son gnnlerde size karşı baskılar nasıl gelişiyor? ZANA—Biz her turlü baskıya karşıyız ve bu- nu söylüyoruz. Ama bir bakıyoruz ki, sosyal de- mokrat olduğunu söyleyen bir yapı, baskı ku- ruyor. Bu baskıyı kabullenemiyoruz. Eğer isti- fa etmemiz gerekiyorsa, bunu özgür irademizle yapmamız gerekir. Sonuçta yanlış bir şey yap- madığımıza inamyor ve bu temelde direterek is- tifa etmiyoruz. Geçenlerde Türk kadınına seç- me ve c eçilme hakkının tanınmasının 57. yıldo- numu ucucuıyıe aHF'lıler bir toplanu duzenle- diler. Beni, oturtulmaması gereken. bir yere oturttular. Toplantı boyunca da bana kesüilik- le söz hakkı vermediler. Bir tek Kürt keümesi geçmedi. Gerçekten kendimi fazlalık hissettim. Düşünün, pariamentoya girmişiz ve bu yapının içinde halen dışlanıyorsak ciddi ciddi düşünmek gerekir. Yani zorla barınma diye bir şey olamaz. Oysa demokrasi kendi içimizde olmalı. Bir ge- nel başkanın bir milletvekilini istifaya zorlama- sı söz konusu olamaz. öyle bir hakkı da yok. Çünkü partinin organlan var. Geçcnlerde "Ya kendisi gitsin ya da ben giderim' demiş. Bu çok ayıp. Eğer gerçekten söylemişse bir genel başka- na yakıştıramıyorum. —DGM, dokunulmazlığınızın kaldınlmasım is- tiyor... ZANA—Nusret Demiral'ın burdan kendi ba- şına yaptığma inanmıyorum. Yine devlet organ- larından bu kuvveti aldığma inanıyorum. Eğer bulunduğumuz partinin genel başkanı bizi biraz- cık savunsaydı, "Bu arkadaşımız yanlış bir şey söylemedi" deseydi Demiral bu gücü kendinde bulamazdı. istîfaya zorluyorlar—Mectis kayıtlannda, sizin yemin töreni sırasın- an bu hakkın geri ahnma kuşkusu olacak. Kürt da "Zana, biünmeyen bir dilde konuşma yaptı" şeklinde bir ibare var. Bu konuda neler söyleye- bilirsiniz? ZANA—Bunlann yasaları gerçekten çelişki- lerle dolu. Bir yandan diyorlar ki Kürt gerçeğı- ni kabul etmek zorundayız, bir yandan da dili- mizi inkâr ediyorlar. Kendi anadilimle konuştum ve Türk ile Kürt halklanmn kardeşliğinden söz ettim. Bu yemin metnini okuduysam iki halkın kardeşliği için okudum dedim. Kardeşlik hâlâ an- laşılmayan, bilinmeyen bir dil oluyorsa... Bunu da ciddi ciddi düşünmek gerekir. Kendi kendi- leriyle çelişiyorlar. Bir yandan kabul ediyorlar, diğer yandan da inkâra gidiyorlar. 70 yıldır de- ğişmeyen inkârcı politikaları işte... —Demirel ve İnönü'nun Güneydoğu Anadolu gezisinin ardından Kürt halkının en büyük bek- lentileri neierdir? ZANA—En önemlisi Kürt kimliğinin tama- men tanınması, kabul edilmesidir. Bu yapılma- dıkça Kürtler hiçbir seye inanmaz, hiçbir şeye gü- venmezler. Kimliği vermeden yayın hakkını ve- rirse herkes buna kuşkuyla bakacak. Çünkü her olacak. Kürt kimliğinin tanınmasından sonra diğer istekler ye- rine getirilirse, o zaman Kürtler inanmaya baş- lar. Çünkü 70 yıldır hep inkârla yüz yüze.. Ar- tık güveni kalmamış ki... Devlete ve devlet or- ganlanna Kürtler guven duymuyor. Hani bugün biraz ümitlenmiş bile olsalar çok degildir bu, çünkü "ben zaten hep kandınldım" diye düşü- nüyor. Devletin kendisini kabul ettirmesi la- zımdır. —Liderlerin gezisi öncesinde PKK lideri Abdnl- lah Öcalan'ın açıklaması gazetelerde yer aldı. Açıklamada Öcalan, eğer Demirel politikasını yumuşaürsa PKK'nın da yumuşatacağını söylü- yordu. Her iki tarafın yumuşaması, çözüme sizce ne kadar katkıda bulunuyor? ZANA—Kürt halkı gerçekten çok aşağılanmış bir halk. Ama bu da 1984'ten sonra bir sürü de- ğişime uğramış. Parti genel sekreterinin de açık- ladığı gibi şimdi birtakım yumuşamalar söz ko- nusu. Ama o silahı da konuşturan siyasi bilinç- tir. Elbetteki sonuç siyasi çözümde bekleniyor. Eğer gerekli adımlar atılırsa çok güzel olur. tki taraf da kan dökülmesinden yana değil. SHP LİDERİ İNÖNÜ 'Güneydoğu huzursuz'Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü, DYP ve SHP'nin 500 gün içinde enflasyonu düşürmeyi vaat ettiklerini hatırlatarak "Ancak 500 günün ne zaman başlayacağı karanlık" dedi. tSTANBUL (AA) — Devlet li olan bir koalisyon hüküme- Bakanı ve Başbakan Yardımcı- tinin bunu soylemesi, gördük sı Erdal İnönü, 'Pazar Toplan- ki vatandaşlannuzda bambaş- tılan'nın konuğu oldu. ka bir etki yaptı. Herkes, 'Bu İnönü, Beyazıt'taki Presi- defa hükümet buraya huzur ge- dent Hotel'de gerçekleştirilen tirecektir, onlara yardımcı ve çeşitli meslek gruplanndan olalım' yaklaşum içinde." gençlerin düzenlediği toplantı- Ekonomik istikran sağla- da konuştu. SHP'nin tek başı- m a k i ç i n enflasyonun yavaş ya- na olmasa da "bükümetin, ol- v a ş indirilmesi gerektiğini kay- mazsaolmazbirparçası"ola- d e d e n I n ö n ü ı i k j p a r t i n i n d e rak ıktıdarda bulunduğunu be- 5 0 0 g ü n lçİD6e enflasyonun dü- ürten Inönu, SHP programın- Şürülmesini vaat ettiklerini ha- dakı hemen her konunun, ko- t l r ıa t t l . A n c a k b u s u r e n i n n e alısyon protokolü ve hükümet zaman başlayacağının henüz programında da yer aldığını karanhkta olduğuna işaret söyledı. gd^, { n ö n U ı öncelikle bütçenin Demokratıkleşme, ekonomı- v e a ç ı k l a n n k o n t r o l edilmesi, nın gelıştınlmesi, Güneydoğu k a m u f l n a n s m a n gereksinimle- sorunu, dış pohtıkadakı görus- r i n i n azaltılması, fonlann büt- ler, Bağ-Kur'un ıyüeştirümesi, ? e k o n trolü içine aünması gibi erken emeklilik, enflasyonun konulann haüedilmesi gerekti- düşürulmesi, eğitim ve sağlık- gjni Söyledi ta yapılması gereken değişikük- j etkin bir verri refor- lerin hükümet programmda yer ^ ^ S v S S İ S a r î m npg aldığını anlatan İnönü, "Bun- lan yapmaya hükümet olarak gece gunduz gayret ediyoruz. Adım adım da bu vaatkrimizi gerçekleştiriyoruz" dedi. Yönetimde bir koalisyon hü- kumetının bulunmasının, bü- yük sorunlara çözüm getirmek- te ayn bir fayda sağlayacağı mu sürdüğünü beürtti ve çiftçilerin faiz borçlannm bir defaya mahsus olarak silinmesinin, bu haftaki Bakanlar Kurulu top- lantısında son şeklini alarak bildirdi. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal tnönü dün görüşünü savunan Inönu, şöyle SHP İstanbul il örgütünce Ma- konuştu: "Bunun örnegini Güneydo- ğu'ya yaptıgımız gezide gör- dük. Güneydoğu'da büyük bir huzursuzluk var. Geçmişten ge- len yanuşlıklar, bugünün ayn- ukçı akımlanyla bir araya ge- lince, hem can guvenliğini teh- likeye düşuren hem de insanlan huzursuz eden bir gelişme var. Bunu çözmek için demokratik ve insancıl yaklaşım tek çare. Biz muhalefetteyken oraya baş- bakanın gitüğini görmedim. Şimdi hükümet olarak oraya gittik. Aynı şeyi tek partinin değil, iki partinin başkanlannın söylemeleri, arkalarında yüzde 48 oy olan, ama onun üstunde bir manevi destek sağladıgı bel- vi Marmara'da düzenlenen "Dayanışma Gecesi"ne katıldı. tnönü, 1989 yerel seçimlerini kazandıklannda, bunun iktidar için ilk adım olduğunu söyledi- ğini hatırlatarak "Aynı şekiMe bugün iktidann bir parçası ola- rak koalisyon ortağı olarak yaptıgımız hizmetler, gelecek seçimlerde tek başına iktidar olmamızı sağlayacaktır" dedi. İl başkanlannın çalışmalanyla bu gece iktidar yemeği yedikle- rini ve kendilerinin olmaması balinde bugunkü iktidann da olmayacağını belirten tnönü, "Sizin bunurda yetinmeyecegi- nizi ve daha çoğunu isteyeceği- nizi biliyornm. Bunlar olacaktır" diye konuştu. ANAYÂSA MAHKEMESİ Antiterör \asası bu ay sonuçlanacak ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Anayasa Mahkemesi, Terörle Mücadele Yasası'na iliş- kin iptal başvurusunu bu ay içinde sonuçlandıracak. Anayasa Mahkemesi Başka- nı Yekta Güngör Özden, Cum- huriyet'in sorusu üzerine, SHP'nin 6 aydır bekleyen baş- vurusunun, bu ay içinde olum- lu ya da olumsuz bir sonuca bağlanacağım açıkiadı. Bu ko- nudaki gecikmenin, raportö- rün, tümü için iptal isteminde bulunulan yasaya ilişkin çok geniş kapsamlı ve özenli araş- tırma yapmasından kaynaklan- dığını da belirten Özden, ken- dilerine "Kürt-Türk ayrımı mı yapıyorsunuz?" yönünde eleş- tiriler geldiğini de anımsatarak şöyle dedi: "Bizim ülkemizde herkes, Türkiye Cumhuriyeti'nin, bir- birine eşit bir biçimde yaşayan, saygryla karşüadığumz yurttaş- landır. Herhangi bir soy, ırk, din, dil, renk ve cins aynmı gözetmeden çalışıyoruz. Biz, kimseyi Kürt-Türk diye de ayır- nuyonız. Kürt olan Kürdöm, Laz olan Lazım, Çerkez olan Çerkezim diyebilir. Ama bepi- miz bu ulusun bireyleriyiz. Anayasa Mahkemesi; önemle vurguhıyonım, devletin tekliği, ülkenin tümliiğü ve ulusun bir- liği yönünden çok özen göste- ren ve çok duyariı bir knrum- dur. Bizim açımızdan, hiçbir yurttaşımızın bir diferinden önceliği yoktur." Bu konuda herhangi bir du- raksamamn söz konusu olma- dığmı da belirten özden, "Ra- portör arkadaşımız, raponuuı en kısa zamanda bize verecefi- ni söylemiştir. Ben bunun bn ay içinde olacağı umudundayun. Rapor bize yeterti sürede gelir- se, bu ay içinde olumlu ya da olumsuz bir sonuca ulaşacağı- mız kanısındayım" dedi. özden, gerekçelerinin yazımı için bekleyen kararlara ilişkin de "Kararlann yazımıaa hız ve- rilmiştir. Öıümüzdeki günler- de Resmi Gazete'ye üç-beş ka- rar birden yayuıa gönderiecek- tir. Sanıyorura, yeni yıla borç- suz olarak girecegiz" dedi. Anayasa Mahkemesi'nden dün yapılan yazüı bir açıklama- da da karar gerekçelerinin açık- lanmasındaki gecikmenin, iş yoğunluğundan kaynaklandığı belirtildi. Basındaki Terörle Mücadele Yasası'ndaki gecik- meye ilişkin eleştirilere de yanıt getirilen açıklamada, bu konu- da 10 başvuru olduğu, bunlar- dan Uçunün iptalle sonuçlandı- ğı ve kararlarının da yayımlan- dığı ammsatıldı. Hükümete "emaneterf insan haklan ödülü ANTALYA (Cumhuriyet Bü- rosu) — tnsan Haklan Derne- ği Antalya Şubesi, 1991 Yüı tn- san Haklan ödülü'nü yeni hü- kümete "emaneten" verdi. İnsan Haklan Haftası nede- niyle oluşturulan "tnsan Hak- lan Kürsüsü"nde Antalya'daki parti, kurum ve kuruluşlann temsilcileri konuştu. 19 kişinin konuştuğu kürsüde meslek ku- ruluşlanna göre insan haklan konusunda görülen aksaklıklar dile getirildi. İHD Antalya Şubesi'nce To- kan Engin, Safai Özer, Ali th- san Yalçın, Nuri Erkal, Bülent Ecevit, Özkan Uçar, Muzaffer Koç ve Mustafa Şahin'den oluşturulan jüri bu yılın İnsan Haklan ödülü'nün yeni kuru- lan hükümete "emaneten" ve- rilmesini kararlaştırdı. Jüri ha- zırladığı duyuruda, "tnsan haklan, kurumlarca bir bütün olarak benimsenmeli, hukuk düzeni ile korunmalı, bireyler devredilemez"görüşü belirtildi İLAN FATİH 3. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Sayı: 1990/833 Davacı İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından davalı Dimitri Ka- ludis aleyhine ikamc olunan tespit ve tescil davasının açık duruşması sonunda: Fatih, Tahtaminare Mah. Bereket Sokak No. 7/1 adresinde ikâmet etmekte iken bulunamayan ve gıyabında duruşması devam eden da- valı Dimitri Kaludis hakkında mahkememizin 24.10.1991 tarih 990/833 esas 991/920 sayılı kararı ile Fatih, Tahtaminare mah. Balat Köprü- başı Sokak 302 pafta, 2332 ada, 36 parsel sayılı 22 m ! miktarlı kâgir evin İstımlak Kanunu'nun 16. maddesi gereğınce değerine etken ni- telikleri tespit edildiğinden davalı adına mevcut kaydın terkini ile da- vacı idare adına tescıline karar verilmij olup işbu ilanın gazete Ue ila- nı tarihinden itibaren bir ay zarfında karar temyiz edilmediği takdir- de kararın kesinleşeceği hususu tebligat ycrine kaim olmak uzere ila- nen teblig olunur. 10.12.1991 Basın: 14590
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle