Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 KASIM 1991 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/9
Türk azınlığa
gözdagı
• GÜMÜLCİNE (AA) —
Gümülcine Metropoliti
Damaskinos, Batı
Trakya'daki Türk aarüığa
tehditler savurarak Yunan
hükümetinin azmlığa ve
Türk Başkonsolosloğu'na
karşı "tedbirler" almasınj
istedi. Türkiye ve Batı
Trakya Türkleri karşıtı
görüşleriyle tanınan
Damaskinos, Yunan
hükumetine hitaben yazdığı
açık mektupta, bölgede
yaşayan Yunanlılann
"güvensizlik, üzüntu ve
öfke" içinde olduklannı
iddia etti. Damaskinos,
Batı Trakya Türklerinin
Yunan vatandaşlığından
çıkarılacağı dunımlan
belirleyen yasa maddesinin
iptal edilmesinin
"Yunanistan için mahvedici
tehlikeler" getireceğinı öne
sürerek bu maddenin aynen
kalmasını istedi.
BHTye Kıbra
destegi
• KAHİRE (AA) —
Mısır'ın, Kıbns sorununa
BM kararlan çerçevesinde
bir çözüm bulunmasından
yana olduğu bildirildi.
Mısır Meclisi Dış llişkiler
Komitesi Başkanı
Muhammed Abdilleh,
AA'ya yaptığı açıklamada,
Mısır'ın da yer aldığı
Akdeniz bölgesindeki
Lstikrar ile yakından
ilgılendiklerini söyledi.
Abdilleh, Kıbns sorununun
çözümünün BM örgütünün
elinde olduğunu belirterek
"Eğer kalıcı bir anlaşma
istiyorsak, bunun aynı
/amanria adil bir anlaşma
olması gerekiı. Adil bir
anlaşmaya ise, ancak
i uluslararası hukuk kurallan
ve BM kararlan
çerçevesinde ulaşüabilir"
dedi.
Saddam, bakan
degiştirdi
• LEFKOŞA (AA) — Irak
lideri Saddam Hüseyin,
savunma bakanını
i görevinden alarak yerine
i içişieri bakanı olan kuzeni
; Ali Hassan el-Macid'i
ı atadı. Irak haber ajansı
IINA, devlet başkanhğı
ı açıklamasında, Saddam'ın
\ damadı olan savunma
t bakanı Hüseyin Kemal
l Hassan'ın görevinden
[ alındığını bildirdi. Savunma
! bakanlığına getirilen
i Macid'in bir süre daha
; içişieri bakanüğı görevini
; sürdureceğini duyuran
• ajans, Hüseyin Kemal
ı Hassan'ın görevden
' alınmasının sebebi
! konusunda ise bilgi
j vermedi.
ı Polonya,
Konsey'de
! • BRÜKSEL (AA) —
Avnıpa Konseyi,
Polonya'nın, tam üyelik
şartlarını yerine getirdiğine
karar vererek bu ülkeyi tam
üyeliğe davet etti. Avrupa
Konseyi Bakanlar Komitesi,
23 ekirn tarihinde aldığı
kararla, Polonya'nın tam
üyeliğini, bu ülkede serbest
genel seçimler yapılması
şartına bağlamıştı. 27
ekimde yapılan genel
seçimlerin yerinde izlenmesi
için Polonya'ya bir gözlemci
heyet gönderen Avrupa
Konseyi Parlamenterler
Meclisi, heyetin hazırladığı
raporu değerlendirerek
seçimlerin demokratik
koşullar içerisinde
yapıldığına karar verdL
Kırveyt Enıiri
geliyor
• ANKARA (AA) —
Kuveyt Emiri Şeyh Cabir
El-Ahmet El-Sabah, resmi °
bir ziyaret amacıyla 13
kasım pazartesi günü
Türkiye'ye gelecek.
Cumhurbaşkanı lurgut
özal'tn davetlisi olan
Kuveyt Emiri'nin ziyareti
sırasında yapılacak
görüşmeler daha çok
ekonomik ağuiıkü olacak.
EgeVle tatbikat
• ATtNA (AA) — Yunan
Deniz Kuvvetleri
Komutanlığı yönetiminde
Ege'de, Fransa, tspanya,
ABD, Italya ve ingUtere'nin
de katılacağı askeri bir
tatbikat yapılacağı
açıklandı. Yunan Deniz
Kuvvetleri Komutanlıgı
tarafından yapılan
açıklamada, "Niiris-91"
isimli tatbikatın 12-21
kasım tarihleri arasmda
Orta ve Güney EgeMe
gerçekleştirileceğİ bildirildi.
Açıklamada, bu tatbikata
Fransız, Ispanyol, tngiliz,
Yunan ve Amerikan savaş
gemileri ile ltalyan, Yunan
ve Amerikan savaş
uçaklanmn katılacağı
belirtildi.
Ittifaky "Kuzey Atlantik İşbirliğiKonseyi
99
oluştumrak eski Varşova Faktı üyeleriyle ilişki kuracak
NÂrO'nun gözü Doğu AvrupadaRoma'da dün başlayan NATO zirvesinde, "ABD'nin
90'lar NATO'sundaki rolü ne olacak" ve "NATO'nun
içinde nasıl bir Avrupa savunması gerçekleştirilecek"
sorularına yanıt arandı.. NATO üyesi ülkelerin liderleri,
SSCB'deki nükleer silahları merkezin denetiminde
olması gerektiği konusunda görüş birliğine vardılar.
ROMA (Cumhnriyet) — "ABD'nin 90'lar huriyeti ile işbirliği yapmayı kararlastırdı. Hk
NATO'mndaki roli ne olacak; NATO'nnn
içinde nasıl bir Avrnpa samnmas gerçekleş-
tirlecek?" Roma doruğunun ilk günü, bu so-
rulann yanıtmı veremedi. Ama NATO'nun
hâlâ aktüelitesini koruyan bir ittifak olduğu,
tarihı bir dönemeç diye nitelendirüen bu ran-
devuda onaylandı.
Çözülen Sovyet Imparatorluğu ve yıkılan
Berlin Duvan'na Doğu ülkelerine açüarak
uyum sağlamayı seçen ittifak üyeleri, büyük
bir olasüıkla "Kuzey Atlantik Işbirligi
Konseyi" adını alacak yeni bir kurumla eski
Varsova Paktı üyeleri ve üç yeni Baltık cum-
kez 20 aralıkta Brüksel'de toplanacak olan 25
ülkenin dışişleri bakanı periyodik olarak top-
lanacak, fakat şimdıki halde bu ülkelerin NA-
TO'ya katılması söz konusu olmayacak.
tttifak aynca donığun ilk gününde NA-
TO'nun yeni "strmtejik kavramı"nı da tanım-
ladı. Kısaca "daha cevik, daha az ve daha
yüksek teknotojgi" ittifak güçlerine dayanan
bu yeni "stratejik kavram" ittifak üyelerini
Doğu Avrupa'da Sovyetler Birlıği'ndeki istik-
rarsızlıktan kaynaklanabilecek ya da NATO
topraklanna yönelik tehditlerden doğabilecek
çatışmalara karşı konımayı amaçhyor. Dün
gece yayımlanan ilk günkü sonuç belgesiyle
açıklık kazanan yeni stratejik kavram, Sov-
yet tehdidini freniemek için düşunülmüş olan
ve geruş kapsamlı nukleer sılahlann kullanı-
mına dayanan 25 yıllık demode "kapsamh gu-
venlik kavranu"nı gömüyor.
öte yandan donığun en çok merakla bek-
lenen konusu olan "Avrupa'nın yeni savun-
ma kimligi" ve Batı Avrupa Birlıği'ne (BAB)
ilişkin tartışmalar havada kaldı. "Ortak Av-
rnpa Ordusv"nu destekleyen ve BAB'ın
ABD'den bağımsız bir bicimde AT'nin askeri
koluna dönüşmesi konusunda en istekli tutu-
mu sergileyen Fransız Devlet Başkanı Mitter-
rand bile bu tavruıı yumuşatmak zorunda kal-
dı. Hatta zaman zaman NATO'ya sıcak bak-
tığı yolunda bazı işaretler bile veren Fransız
Devlet Başkanı "Avnıpa'nın yeni savunma
kimlifi Ue ittifak arasında hiçbir çelişld
ohnadıguu" belirtti ve sözlerine özetle "NA-
TO'nnn yeri baska, BAB'ın yeri başkadır"
diye devam etti. Mitterrand, bu arada ABD'-
nin desteklediği "oul of area" (alan dışı) ope-
rasyonlara karşı çıktı ve NATO'nun "ont of
area'* hareketleriyle uğraşmamasım talep et-
ti. Hatta Fransa sonuç belgesinden bu konu-
ya ilişkin bazı paragraflann çıkanlmasında et-
kin oldu.
Mitterrand'dan sonra söz alan ABD Baş-
kanı Bush ise sözü dolandınp dolaştırmadan
sert çıktı ve AvrupaL ortaklara "Bizi istemi-
yorsanız açıkça sdyleyin" dedi ve "BAB köp-
rttdiir falac kavramlan havada kalıyor.
ABD'yi istemiyorsanız \vrupa'dan güçleri-
mizi hemen çekeriz" şeklinde konuştu. Bush'-
tan sonra söz alan Kohl ise "NATO'nun Av-
rupa'da özgurlnk ve demokrasiam garantisi"
olduğunu söyleyerek havayı yumuşatmaya ça-
hştı. "Daha uznn süre NATO'ya ihtiyacımız
var" diyerek müttefiklere güvence verdi. Fa-
kat Kohl bu arada "BAB'ın NATO'nnn Av-
rupa diregi oimasmın ittifakın cıkaıiarma kar-
şı düşmeyecegini" söylemeyi de ihmal etme-
di. Roma'da Avrupalı ortaklarla ABD ara-
smda bir nabız yoklamasına dönüşen "Av-
rnpa'nın yeni savnnma kimligi" tartışması-
run önumuzdeki aralık ayında yapılacak olan
AT doruğundan önce net bir içerik lraranmatı
beklenmiyor.
öte yandan bir diğer sonuç belgesinde de
NATO, çözülen Sovyetler Birliği'nden çeşit-
11 cumhuriyetlere dağılan nükleer silahlann
tek bir otorite tarafından denetimini istedi ve
Sovyetler Birliği'ne ancak Batı'da geçerli olan
demokrasi ve uluslararası hukuk kavramla-
nna saygılı olması halinde işbirliği elini uza-
tacağını belirtti.
Son konuşmacüardan biri olarak söz alan
Mesut Yılmaz da "Avrnpa'nm Mvunma
IdmMgi" üzerinde Türkiye'nin ABD, tngiltere
ve Hollanda'nın yanında yer alan görüşleri-
nı açıkladı. "Avnıpa'nın yeni savunma kim-
Uginin NATO'nun yerini abunayacatnu" be-
hrten Yılmaz, bu yeni kimliğin ancak tüm Av-
rupah NATO'lulan içine alarak geliştirilebi-
leceğini bildirdi.
BRÜKSEL
ABD-ÂT
Avrupa
ordusunu
görüşecek
BRÜKSEL (AA) — Hollan-
da'nın Lahey kentinde yann ya-
pılacak AT-ABD zirve toplantı-
sının, Topluluk ile ABD iîişkile-
rinin geleceği açısından büyük
önem taşıdığı bildiriliyor.
Diplomatik çevreler, AT-ABD
zirvesinin yüda iki kez gerçekleş-
tirilmesine karşılık, 9 kasım top-
lantısının, NATO'nun yeni rolü-
nün tartışıldığı Roma zirvesinin
hemen sonrasına ve Avrupa Bir-
liği'nin kaderinin belirleneceği
Maastricht Zirvesi'nin öncesine
rastlamasına dikkat çekiyor.
Brüksel'deki kaynaklardan
edinilen bilgiye göre toplantıda
ABD-AT ikili ilişkilerinin yanı
sıra Uruguay raundu görüşme-
leri, Yugoslavya'daki son du-
rum, Ortadoğu Banş Konferansı
konulan ele alınacak.
9 Kasım Zirvesi'nde ABD'nin
Avrupa'daki askeri varlığını
azaltmayı amaçlayan "Avrupa
ordusu" önerisinin de tartışıl-
ması bekleniyor.
NATO'nun Roma Zirvesi so-
nuçlannın AT-ABD zirvesine
büyük ölçüde yön vermesi bek-
lenirken, AT-ABD zirvesi sonu-
cunun da Maastricht'teki Top-
luluk zirvesini etkileyeceği belir-
tiliyor.
Brüksel'deki Türk diplomatik
çevrelerden edinilen bilgiye gö-
re ABD'nin, AT zirvesinde
Türkiye-AT ilişkileri konusunda
Topluluğa herhangi bir telkinde
bulunması beklenmiyor.
Ancak zirvede özellikle Orta-
doğu barışı ve Avrupa ordusu
konulannda yapılacak tartışma-
ların ve vanlacak sonuçlann
Türkiye'yi dolaylı olarak etkile-
yeceği belirtiliyor.
NATO'nun ve ABD'nin Avru-
pa savunmasındaki rolünun sür-
mesinden yana olan Türkiye,
kendisini Avrupa savunmasımn
dışmda bırakacak olan "Avnıpa
ordusn" fikrine soğuk bakıyor.
YENİSTRATEJİBELGESt
'Tehdit yok,
ama risk var'
NATO'nun yeni strateji belgesi dün açıklandı.
Buna göre ittifak, eski yığınsal tehdit kavramını
terk etti. Esnek mukabele stratejisi de bırakıldı.
tttifak üyesi 16 ülkenin liderleri yeni bir strateji belirlemek amacıyla dün Roma'da bir araya geidikr.
ZtRVEDEN NOTLAR ~
Liderleri 'Verdi' karsıladıNATO hükUmet ve devlet başkanlan
onurlarına sergilenen Verdi'nin 'Rigoletto'
operasına 'büyükler' ilgi göstermedi.
NİLGÜN CERRAHOĞLU
ROMA — Roma, iki gundür
NATO'nun başkenti haline gel-
di. "Soguk savaştan sonra itti-
fakın verdigi en önemli
randevu" olarak anılan doruk,
ltalyan başkentini yaşanmaz ha-
le getirdi. 16 hükümet ve devlet
başkanı heyetlerinin resmi ara-
ba kafileleri, 2000*6 yakın gaze-
teci ve 5000 güvenlik sorumlu-
su, kentin her zamanki trafık
kaosunu kördüğüme dönüştür-
dü.
Bu hengameye ragmen ittifa-
kın konuklannı gerçek bir sanat
başkentinde ağırlayan Italyan-
lar, heyetleri ilk gece Roma'nın
görkemli opera galasıyla karşı-
ladılar. NATO hükümet ve dev-
let başkanlannın şerefine verilen
Giucppe Verdi'nin Rigolettoi
sunda tüm Roma sosyetesi ha-
zır bulundu, ama asıl büyük mi-
safirleT ortalıkta görünmedi.
örneğin Lincoln'ün tiyatroda
öidürülmesindcn bu yana bu tip
fonksiyonlara katılmayan Ame-
rikan başkanlannın geleneğini
izleyen Bush, Rigoletto'ya gel-
medi. Bush gibi ltalyan başken-
tine gece geç vakıt varan Mıtter-
rand'da ilgiyle beklenen bu ran-
devuya katılmadı. Kohl, Major
ve Kanada Başbakanı Mulroney
ile otunıp sohbet etmeyi yeğle-
yen Gonzalez de operaya ilgi
göstermeyen başbakanlar ara-
sındaydı. Sadece Mitsotakis,
Belçika Başbakanı Maertens,
Hollanda Başbakanı Lubbers,
Portekiz Başbakam Cavaco Sil-
va ve NATO Genel Sekreten
Manfred Wömer'in opera mera-
kı, "büyiiklerin" önemsemediği
olayın gerçek bir düşkırıklığına
dönüşmesini önledi.
44. doğum gününü tipik bir
Roma restoramnda sakin bir ye-
mekle kutlamayı yeğleyen Mesut
Yılmaz da operaya sırt çeviren
başbakanlar arasındaydı. Yıl-
maz'ın Türkiye'den beraberinde
getirdiği yakiaşık 20 kişilik he-
yete verdiği yemekte "Castelli
Romanis" ve "ChiantT şarap-
lan eşliğinde kanşık deniz mah-
sulleri, ltalyan hamurişleri ile
"zuccotto" ikram edildi.
Yemekte en çok konuşulao ko-
nu, Kurt milletvekillerimn Mec-
lis'teki yemin töreni sırasında çı-
kan olaylardı. "Böylece giderek
demokratikleşiyoruz" diye baş-
bakana takılan bir gazetecıye
Yılmaz, "Bölundugumuz ?"n»n
çok demokratik olacagız. Ama
iş işten gecmiş oiacak" esprisiyle
cevap verdi. Azerbaycan'ın ta-
runması konusundaki sorulan
ise başbakan, "Yalnız Azerbay-
can'ın değil, Ermenistan, Gur-
dstan gibi cumhuriyetlerin de
lusa süre içinde tanıoacagını"
söyleyerek yamtladı.
SABETAY VAROL
BRÜKSEL — Bundan tam
on beş ay önce toplanan NA-
TO'nun Londra doruğunda alı-
nan kararlara uygun olarak ha-
zırlanan yeni "strateji kavranu"
belgesi dün Roma'da dünya ka-
muoyuna açıklandı. Bundan
önceki benzer belgelerin "gizK"
kaldığı göz önune ahnırsa, itti-
fakın belgeyi dünyaya açıkla-
makla yaptığı jest, NATO'nun
içinde bulunduğu iç değişim sü-
recinin boyutlanm ortaya koy-
du. Henüz yazıhşı tamamlan-
mayan ve teknik yönu ağır ba-
san, salt askeri içerikli "uygula-
ma metni"nin önumuzdeki ay-
larda yurürlüğe ginnesı bekleni-
yor.
Strateji kavramı belgesi, itti-
fakı askeri kanadı dışında kalan
Eransa'mn da imzasını taşıdı.
Geçen yıl bunun tersi olacağı
düşUnülüyordu. Bu gelişme de
NATO'nun kırk yıllık tarihinde
ikinci bir devrim anlamına gel-
di denebilir. Gerçi Fransa aske-
ri kanada katılmadı, entegre ko-
mutanlığa dahil olmadı, ittifa-
kın yeni nükleer stratejisini be-
nimsemedi. Ama strateji bclge-
sinin 16 ülkenin ortak imzasını
taşıyan bölümlerin yamnda bu
istisnalar da çok kuçuk kaldı.
Belgeyle birlikte NATO'nun
16 müttefiki, merkezi Moskova
1
da bulunan eski ve "yığınsal"
tehdit kavramını tamamen terk
etti. Bunun yerine, belirsizlikten
kaynaklanan "riziko" kavramı
benimsendi. Bu rizikolara uy-
gun olarak Avrupa'daki askeri
konuşlanma ilkeleri tamamen
değiştirildi. Şimdiye kadarki
merkezi Avrupa'da kolordulann
cephe hattında yan yana dizil-
mesi kuralı yerine, daha esnek ve
hareketli bir saflaşma mekaniz-
ması benimsendi. Kanatlarda
değişikliğın merkeze oranla da-
ha az olduğu bu arada göze çar-
pıyor.
Yeni strateji kavramıyla bir-
likte, geçen mayıs ayında Brük-
sel'de yapılan NATO savunma
bakanları toplantısında benim-
senen kolordu duzeyindeki çok-
uluslu "hıziı tepki gucu", NATO
konvansiyonel stratejisinin nere-
deyse bel kemiğı durumuna geç-
ti. Ancak bu gucün kompozis-
yonu henüz ortaya cıkmış değil.
Türkiye, Yunanistan ve ltalya,
bu gucün guney tumenini oluş-
turmaya aday oldular.
Nükleer silahlanma konusun-
da yıllardan beri hüküm süren
ve adeta tabu sayılan "esnek
mukabele" stratejisi ise resmen
terk edildi. Gerçi geçen yılki
Londra doruğunda bu husus il-
ke olarak benımsenmişti. Ama
yeni ilke sadece dunden itibaren
Roma'da liderler duzeyinde res-
mileşti. Esnek mukabele strate-
jisi, yerini nükleer bombalann
"son yanıt" ilkesine bıraktı.
Yeni "strateji kavramı"yla bir-
likte benimsenen çok önemli
noktalardan bir diğeri de "bu-
nalım yönetimi" anlayışı oldu.
Bunahm yönetimi, yeni strateji-
nin ana unsuru olan, nereden
geleceği belirsiz "rizjkolara"
karşı müttefikleri savunma an-
layışının bir sonucu olarak gün
ışığuıa çıktı. Körfez savaşı dene-
yimlerinin bu kavramın önem
kazanmasında büyük rol oyna-
dığı söylenebüir. Şöyle ki, ittifa-
kı ilgilendiren ve güvenliğini teh-
likeye düşurecek bir merkezde
çıkabilecek bunalımın, savaşa
dönüşmeden siyasi ve ekonomik
başka araçlarla yönlendirilmesi
üstünde duruluyor.
V üZEYIRAK NOTLARI
Savaşa ragmen halay
Kuzey Irak'laki dukkânlarda, çok az sayıda eşya var. İlk bakışta, bunlann neredeyse tumunun ya-
bancı mallar olduğu goruluyor. Diğer yanda ise silah kılıfı yapımcüan uretimlerini derme çatma
dukkânlarda sessiz sedasız sürdüruyorlar. (Fotoğraf: RIZA EZER)
VEDAT YENERER
ZAHO/ DAHOK/AMADİ-
YE — "Sırnakh Mustafa'dan 50
dinar, SUopfli Serhat'tan 70 di-
nar, Cizreü Mahsun'dan da 100
dinar. GeUk apaz (çok teşekkur-
ler)."
Bu sözler, bir açıkarttırmadan
ahntı değıl. Zaholu Emced'in ni-
şanında halay çeken yuzlerce ın-
sana şarkı söyleyen peşmergenin
sözleri.
Yakın zamana kadar Saddam
yönetimine karşı birçok yerde
cephe açan, hâlâ bazı bölgeler-
de yer yer çatışan, Türk uçaklan
tarafından zaman zaman born-
balanan ve ileri geri göçlerle bit-
kin düşen Kuzey Iraklı Kürtler,
sokaklann çamuruna aldırma-
dan allı-pullu, kırmızıL-yeşilli el-
biseleriyle el ele vermiş, *govend'
(halay) çekiyorlar.
Dukkânlarda az denecek ka-
dar eşya var. İlk bakışta hemen
hemen tümünün yabancı mallar
olduğu dikkat çekiyor. Bazı
dükkâncılar da Birleşmiş Millet-
ler tarafından gönderilen un, şe-
ker, pirinç gibi maddeleri dük-
kânlannda satıyorlar.
Bağdat ve Musul'dan gelen
mallara da rastlanıyor. Bir kilo
şeker 7, bir kilo çay 27 ve bir ki-
lo et 16 dinar. Bunlar son fiyat-
lar. Bağdat yönetimi, artan fi-
yatlan görmezlikten gelircesi-
ne, hastanede görevli bir cer-
raha 250 dinar kadar maaş gön-
deriyor. Sokaklarda, evlerde ve
kahvelerde Barzani, Talabani,
cephe ve Kurdistan konuluşu-
yor. Kimse paradan söz etmiyor.
Elini cebine atan, tomarla para
çıkanyor. "Bu paralan nereden
kazanıyorsunuz" sorusuna,
"Ondan ahp buna sabyoruz. Bi-
raz da akary*akıt bize yetiyor
dhamdülilUh" cevabını veriyor-
lar.
10 ekimde Kurdistan Yurtse-
ver Birliği tarafından kurulan ve
sadece Zaho'ya yayın yapan
Kurdistan Halk Televizyonu sa-
at 19.00-23.00 arasmda yayın ya-
pıyor. Televizyon, bölge haber-
İeri, Şivan konserleri ile Rambo
ve benzeri Fılmlere bol bol yer
veriyor.
Birkaç sene öncesine kadar
100-150 dinara 120 metrekarelik
bir villanın kiralandığını söylu-
yorlar. Ancak Körfez krizi son-
rasında bölgeye gelen Birleşmiş
zen kurmaya çalışırlarken, diğer
taraftan yüklu Türk kamyonla-
n 5 kilometreye varan çift sıra
kuyruklar oluşturuyorlar. Bir
zamanlar kamyonlar her türlü
ihtiyaç maddesini taşıyorlardı.
Artık patates ve soğan revaçta.
Saüşta biraz zarar olmasına kar-
şın bu zarar, alman mazottan çı-
kıyor.
Irak kontrolü altındaki bölge-
de patatesini satan kamyoncu-
lar, litresi 75 liraya satılan ma-
zottan 60 ton alabiliyorlar. Ya-
ni bir kamyonun taşıyamayaca-
ğı kadar çok mazotu taşıma iz-
ni, Irak hükumetince Türk kam-
Kazandıkları paranın azlığına karşın Kuzey
Iraklılar sokaklarda, evlerde ve
kahvehanelerde yalnızca Barzani, Talabani,
Cephe ve Kürdistan'dan konuşuyorlar. Kimse
paradan söz etmiyor. Elini cebine atan,
tomarla para çıkarıyor. Günde 4 saat yayın
yapan televizyonda bol bol Rambo filmleri
oynatılıyor.
MiUetler ve buna bağlı diğer or-
ganizasyonlar, fiyatlan 2-3 bin
dinara kadar yukseltmişlerdir.
Emekli maaşmın 65 dinar oldu-
ğu belirtiliyor. Insanlar çadırlara
yerleşip evlerini kiraya vermeyi
duşünüyorlar.
Havalann soğuması ve yağ-
mur mevsiminin başlaması üze-
rine oluşan çamurlara, bir de
Türk kamyonlarının taşıdığı
tanklardan sızan mazot ekleni-
yor. Zaho-Dahok arasındaki
otoyol, adeta zift tarlası. Sık sık
meydana gelen kazalarda, bugu-
ne kadar 3 kişinin olduğu de
kaydediliyor. Bir yandan peş-
mergeler tum güçleriyle tbrahim
Halıl gümrük kapısında bir du-
yonlanna veriliyor.
Peşmerge kontrolu altındaki
bölgelerde bir suredir akaryakıt
sıkıntısı çekilmesine karşın, ka-
çak mazot bulmak mümkün.
Yalnız litresine 500 lira ödemek
kaydıyla. Yollarda bol bol ma-
zot tankı satan satıcılara rastla-
myor. Patatesin yerini, mazot
tanklan dolduruyor. Her kam-
yon yakiaşık 10-15 ton arasında
mazotu Türkiye'ye taşıyor.
Türkiye'de mazotun resmi fiya-
tı 2 bin 328 lirayken benzincile-
re 1.200 ile 1.500 lira arasmda
satmak, kamyonculara kârlı ge-
liyor. Türk kamyon şoförleri, sı-
rada 2-3 gun beklemenin yanı-
sıra satın aldıklan her yüz litre
mazot için peşmergelere 10 dinar
vergi vermeye razılar. Tek sorun,
Türk gümrüğünde mazotu dök-
türtmemek ya da az "ceza" ver-
mek. 10 ton mazot taşıyan bir
kamyonun 2-3 milyon lira kadar
'ceza' verdiği söyleniyor.
Kürdistan Yurtsever Birliği-
nin Zaho sorumlusu Arif Rüş-
di, düzensizlikten ve yoUann ra-
fineriye çevrümesinden yakınır-
ken, "Patatesten boğnlmak
üzereyiz" diye konuşuyor. Bu
yoUann gediklisi kamyoncu th-
san da 'eskiden peşmergelerin
kendilerine çok iyi davrandıkla-
rını, ancak şimdi çok
degiştikierini' belirterek şöyle
konuşuyor: "Mazotu Araplar-
dan auyoruz. Ama vergismi peş-
mergelere ödüyoruz. Artık bir
kilo çayı bile Türkiye'ye geçir-
memize izin vemıiyorlar. Sad-
dam'dan kaçtıklan sırada onla-
ra yardım efini ozatan biz okhık.
Bölgemizin onlann yüzünden
ekonomik olarak çok yıprandı.
Şimdi biraz para kazanmak is-
tiyoruz; onu da çok göriiyorlar."
Üretimin sıfrr olduğu Türk
kontrolü altındaki topraklarda,
büyük bir kargaşa göze çarpı-
yor. Bağdat görüşmeleri her se-
ferinde hayal kınkhğı yaratır-
ken, insanlann sinirleri biraz da-
ha bozuluyor.
Kürdistani Cephe delegasyo-
nu Bağdat'ta anlaşma, kamyon-
cu Mehmet mazotunu bir an
önce Türkiye'ye taşıma derdin-
de. Zaholu Emced de Cizreli Veli
ile el ele vermiş, ellerinde ban-
şın sürekliliğini simgeleyen def-
ne yapraklanyla soğuğa, savaşa
ve çamura aldırmadan halay
çekiyor.