22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
'8 KASIM 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/7 SİNEMA 'Menekşe Koyu' gösterimde • Kültür Servisi — Yaşar Kemal'in "Ağır Akan Su" adlı kitabmdan sinemaya uyarlanan "Menekşe Koyu" bugün Kadıköy As sinemasında gösterime giriyor. Yönetmenliğini Barbro Karabuda'mn üstlendiği, başlıca rollerini Sven Wolter, Turkan Şoray, Macit Koper, Yavuzer Çetinkaya ve Vildan Kara'nm paylaştıkları film, bir Istanbul balıkçı köyüne, "Menekşe Koyu"na günün birinde uzaklardan sandaüyla gelen bir yabancının, Kerem Usta'nın öyküsünü anlatıyor. Giderek balığı tükenen ve insanlannın bıı yüzdende yoksullaştığı yörelerden biridir Menekşe Koyu... Sakinleri, uzaktan gelen Kerem Usta'yı önce yadırgar, ama sesiz, konuşmayan, yiğit gorünüşlü bu adam, kısa sürede köylülerin gönılllerini kazanır. "Menekşe Koyu", Isveç asıllı Barbro Karabuda tarafından film çekildi. Film şu sıralar îsveç sinemalannda da gösterimde. FESTIVAL Diaz'dan gitar resitali • Kültür Servisi — 9. Uluslararası İstanbul Gitar Festivali, dün akşam Alirio Diaz'ın verdiği bir resital ile başladı. Venezuela doğumlu qjan sanatçı halen Sieana Chigiano Müzik Akademisi'nde gitar profesöru olarak çalışmalarını sürdürmektedir. Sanatçı, halen dunyanın birçok ülkesınde konserlerini sürdürüyor. Ozellikle Bach ve Scarlatti yorumları ile ün sağlayan Diaz, ayrıca belli başlı gitar konçertolarını da ünlü orkestralar eşliğinde plağa alan bir sanatçı olarak tanınıyor. Sanatçı dun geceki resitalinde Alonso Mudarra'nın Romaneska ve Fantasia'sını, Francesco Corbetta'nın Suit'ıni, Domenico Scarlatti'nin tki Sonat'ını, Nicolo Paganini'nin Sonat'ını, Evencio Castellanos'un Tvvo Pieces for Gitar adlı eserini, Regino Sainz De La Maza'nın Four Spanish Songs'unu, Antonio Estevez'in Quattre Pieces Pour Enfants'ını, Agustin Barrıos Mangore'nın Cueca, Aire de Zamba, Aconquija, Danza Paraguaya adh eserlerini ve konserin sonunda Serenata, Quirpa, Tonada, Pasillo, Pasaje isimli beş Latin Amerika şarkısını seslendirerek izleyenlere daha önceki resitallerinde olduğu gibi, unutulmaz bir gitar ziyafeti çekti. KOKTEYL Kırım Kilisesi restorasyonu • Kültür Servisi — Yedinci Antika ve Sanat Fuarı için İstanbul'da bulunan Sotheby's muzayede kuruluşunun İslam eserleri bolüm başkanı John Carswell, dün Tophane'deki Tarihi Kırım Kilisesi'nde bir kokteyl verdi. Carswell geçen yüzyıldan kalma, 1868 yılında Ingiltere'deki iki bin kilise kuruluşu tarafından finanse edılerek yaptırılan kilisenin Türk kultur hayatına kazandırılmasım amaçladıklarını aktardı ve kısa \adede, yirmi altı yıldır kullanıimayan ve harap durumdaki kilisenin restorasyonunu başlatmak ve İstanbul sakinlerinin dikkatini buraya çekmek istediklerini belirttî. (Fotoğraf: tBRAHİMGÜNEL) TİYATRO Dilek Türker'den politik kabare • Kültür Servisi — Tiyatro Ayna.Aziz Nesin'in Dilek Türker için yazdığı tek kişilik politik kabare "Bir Zamanlar Memleketin Birinde" oyunuyla Karaca Tiyatrosu'nda perdesini açtı. Yaklaşık iki ay süren Almanya turnesi sonrası çarşamba günleri 18.00 ve 21.15 seanslarında sergilenecek oyunda Dilek Türker oynuyor. Yılmaz Onay'ın yönettiği oyunun dekor ve kostümlerıni Taim Ugay hazırlamış. Almanya turnesi sırasında ZDF ve ARD televizyonlarında gösterilen oyunla ilgili ayrıca söz konusu televizyonlafcla söyleşiler de yapıldı. SEVEMA/ATİLLÂ DORSAY Franco Zeffırelli'nin 'Hamlet'i görülmesi gereken birsinema olayı Bir kez daha HamletHamlet / Yönetmen: Franco Zeffirelli / Senaryo: Christopher de Vore, F. Zeffirelli / Görüntü: David Watkin / Müzik: Ennio Morricone / Oyuncular: Mel Gibson, Glenn Close, Alan Bates, Paul Scofield, lan Holm, Helena Bonham - Carter / Bir Sovereign Pictures yapımı (Harbiye As, Nova-Baran, Ankara Talip, vs.) Kutsal kitaplann dışında dün- yanın en ünlü metnidir 'Ham- let.' Didik-didik edilmiş, üzeri- ne sayısız yorum yapılmış, kitap yazılmış, her tıir biçimde sahne- lenmiş, alt ve yan anlamları, uzantılan, iç zenginlikleri ince- •lenmiş, baş kişileri ve onlann arasındaki ilişkiler, üstelik çok daha sonraki öğretilerin ışığın- da yeniden ele ahnmıştır: Söz- gelimi Hamlet eşcinsel miydi, Laertes'e mi tutkundu, yoksa anasına mı onulmaz bir aşkla bağhydı, vs, vs... Sinema tarihi- nin kimi en ünlü oyuncuları da sahnede veya perdede Hamlet'i oynamayı amaç edinmişler ve bu rolü, oyunculuklannın mi- henk taşı saymışlardır. Benim kuşağımın izİeyebildiği Hamlet yorumlannı saymak, bu yazının belki tümünü doldurabilirdi. Ve işte bir kez daha huzurla- rınızda 'Hamlet!..' Niye olma- sın? Bu tür ölümsüzleşmiş me- tinleT sanatçılan sürekli kışkır: tır, yeni yorumlara, yeni dene- melere yöneltir. Daha önce yap- tığı 2 Shakespeare yorumuyla ('Romeo ve Juliet' ve 'Hırçın Kız') epeyce güriiltü koparmış, ilkinde kahramanlan -perdede ilk kez- oyundaki yaşlanna uy- gun, gencecik oyunculara oyna- tarak ve cinselliği hiç görülme- miş biçimde vurgulayarak; ikin- cisinde ise bol vur-kırlı, kılıç şa- kırtılı 'slapstick'li ve de yaldızlı bir anlatım kullanarak 'ortodoks' Shakespeare hayran- larını şoka uğratmış olan Fran- co Zeffirelli bu kez de sanatçı- nın en ünlü oyununa el atmış. Onu anlamak mümkün; gerçek- ten de 'Hamlet'te sanki insanoğ- lunun tüm saplantılarına, sana- tın tüm ilgi alanlarına değinil- miş, "Şu gök kubbe altında" söylenebilecek olan her şey san- ki söylenmiştir. Bu metni yeni- den görselleştirmenin çekiciliği- ne dayanılır mı? Bu 3. Shakespeare deneme- sinde, Zeffirelli, daha 'olgunlaşmış' daha yetkinleşmiş gözuküyor. 'Hamlet,' önceki de- nemelerinin biraz yapay parıltı- sına, gereksiz gel-gitlerine sahip değil. Metin, bir kez daha (La- urence Olivier de öyle yapmış- tı) oldukça budanmış. Oylesine ki Zeffirelli ve De Vore'un ad- lan senaryo yazan olarak ayn- ca geçiyor jeneriklerde. (Bir za- manlar Shakespeare uyarlama- lannda 'senaryo yazan' düşünü- lemezdi bile!..) Görkemli bir ls- koç şatosunun temel mekân ola- rak kullanımı, tarihsel canlan- dırmarun turlü-çeşitli ayrıntılan da kuşkusuz çok başarılı. 2 temel sorun kalıyor. Biri oyuncular. Bu açıdan Mel Gib- son'un scyimi, kuşkusuz radikal bir karar. Çünkti Gibson'un per- de imajı, kararlı ve hızü eylem adamıdır. Yani Hamlet'in temel niteliklerinin tam zıddı. Bu yüz- den Hamlet, bu yeni yorumda, hem Gibson'un kişiliğinden hem de Zeffirelli'nin yorumundan gelen ortak bir tutumla, çok da- ha enerjik, hırslı ve canlı bir ki- şilik kazanıyor. Ünlü duraksa- maları artık "Bir Tereddüdün Komanı" değil, eylem öncesi ka- çınılmaz düşünme ve taktik sap- tama süreçleridir. Gibson, böy- lece Hamlet'teki kimi incelikle- ri, edilgin ve kırılgan, giderek kadınsı yanları (Düşününüz ki Hamlet'i tiyatro tarihinde ka- dınlar da oynamıştı: Sarah Bernhardt'tan Nur Sabuncuog- lu'na dek) törpuleyen, karşımı- za 'dört dörtlük erkek' bir Ham- let getiriyor. Tartışıhr. Glen Close ise Gertrude'da belki filmi kurtaran bir varlık gösteriyor. Elbette ki Hamlet bi- raz da annesine âşıktır. (Hangi oğul değildir ki?) Elbette ki Gertrude, bir yandan kocasının öldürülmesi ve süregiden facia- lann baş sorumlusu, öte yandan Hamlet'in bir türlü eyleme ge- çememesinin baş nedenidir. Onu çağımızın en büyük 'baştan çıkancısT Glenn Close'un oyna- masından daha doğal ne olabi- ürdi? Amcada, oldukça yaşlan- mış da olsa Alan Bates, Poloni- us'ta deneyimli Ian Holm ve 'Hayalet'de büyük oyuncu Panl Scofield de tartışılmaz biçimde başanlılar. Diğer temel sorun, bu yeni versiyonun sinema olarak bu klasik yapıta ne kattığı. Önceleri bu 'katlu'mn niteliği, hatta var- lığı bile tartışılır gibi gözuküyor. Ama film ilerledikçe, Zeffirelli- nin sevap hanesine yazılacaklar artıyor. ozellikle ikinci yarıda tiyatroculann temsili, daha son- ra ana-oğulun (Hamlet'le Gert- rude*un) kavgayla sevişme ara- sında kalan birliktelikleri... ve tüm final bölümü. Ozellikle bu bölumdeki tek bir sahne, sine- manın gücünü ve de bu filmin varlığım doğnılamaya yeterli. Kıral tarafından zehirlendiğini anlayan Gertrude'un bir ortap- lan görüntüsüyle, başını yavaş yavaş ona doğru çevirmesı. Bun- ca temsilin/filmin hiçbirinde, bu anın dramını böylesine yakala- yamamıştım ben... Tam yerinde kullanılmış bu nefis plan, sine- manın kimi zaman en bilinen oyunlarda/metinlerde bile bir ayrıntının, bir özel anın yaka- lanmasında ve altının çizilme- sindeki işlevini anımsatıyor. Ve yukanda saydığım kimi öğeler- le birlikte bu, Zeffirelli-Hamlefi görülmesi gereken bir sinema olayı haline getiriyor. BAŞARILI OYUNCU KADROSU — Franco Zeffirelli'nin "Hamlefi, birçok ünlü oyuncuyu bir araya getiriyor. Mel Gib- son'ın yanı sıra Glenn Close, Alan Bates, Paul Scofield, Ian Holm ve Helena Bonbam-Carter, başrollerde. James Cameroriun imzasını taşıyan Terminatör 2 y teknolojik bir masal Düşünen makinelerin dünyasıTerminator-2 / Mahşer GünU (Terminator-2 / Judgment Day) Yönetmen: James Cameron / Senaryo: J. Cameron, William Wisher / Görüntu: Adam Greenberg / Oyuncular: Arnold Schvvarzenegger, Linda Hamilton, Edward Furlong, Robert Patrick, Earl Boen, Joe Morton, Castuelb Guerra / Carolco yapımı / 137 dakika (Site, Süreyya, Sinepop, Şafak, Incirli, vs.) 'Terminatör 2', ilk 'Tennina- tor'dan 7 yıl sonra bir kez daha yönetmen James Cameron, /ak- tör Arnold Schwarzenegger iş- birliğiyle ortaya çıkıyor. 100 mil- yon dolara yakın bir bütçesi ol- duğu söylenen film, şimdiden yaptığı hasılatla kâra geçmiş bu- lunuyor. Kuşkusuz sinema tari- hinin, gişe açısından en büyük 'olay'lanndan biriyle karşı İcar- şıyayız. Üstelik gerek ABD'de gerekse Fransa'da eleştirmenler de filmi oldukça ciddiye alnuş ve beğenmişe benziyorlar. 'Tenni- nator 2', gerçekten de çağımız si- nemasının ve sinemacılığın nab- zını tutan, kimliğini saptayan böylesine önemli bir sinema ola- yı mı? Bizim kendi adımıza edindi- ğimiz izlenim bu değil. Bir kez daha Amerikan bilim- kurgusunun o karanlık, karam- sar kehanetlerinden biriyle karşı karşıyayız. 2029 yılının atom savaşı-sonrası Los Angeles'i, ya- kılıp yıkılmış bir dünyayı, kor- ku ve sefaleti yansıtıyor. Bu dünyada, üstelik artık 'düşünen makineler', "siborg' denen robot insanlar egemendir ve insan nes- linden son kalanlara karşı amansız bir savaş açmışlardır. 'Asüer' durumunda kalan üısan- lann lideri, John Connor, ken- disini artık o zamanlar dolmu- saçmalık olmaz" diye kendim'zi sinemadan dışarı atacaksanız, hiç girmeyin daha iyi... Bir fu- türist öyküler, teknolojik masal- lar, insanlığın geleceği uzerine alabildiğine kötumser öngöru- ler, bu metal, çelik pırıltısı, bu robot ve makine insan psikolo- jisi artık geçmişin klasik seru- venlerinin, efsanelerinin, büyuk- ler ve küçükler için masalların yerini aldı. Sevseniz de sevmese- niz de... Gözde vakit geçirme aracı olarak her türlü bilgisayar oyunlannı, video ve küçük ek- ran becerilerini, elektronik oyuncaklan seçen yeni kuşaklar, bu türden filmleri de sinemasal denevimlerinin başlıca odağı ha- line getiriyorlar sanırım... Cameron'un filmlerinde, ege- men olan teknolojiye ve çelik adamdan aşağı kalmayan Sarah Connor ('Güzel ve Çirkin'in oyuncusu Linda Hamilton), bu öykünün belki de asü kahrama- nı. Öte yandan Cameron, tü- müyle özel efektlerin başansına, makyaja, teknik hilelere dava- nan fılminde, tüm bu teknik / teknolojik alanlara eşsiz bir ege- menlik kurduğu gibi yer yer si- nema olarak da ilginç bölümler yakahyor. Örneğin 'dünyaıun yok oldugu an'ın filmin içinde bir 'leit-motiv' gibi sık sık gelen görüntüsü, ikili döğüş sahnele- rinin şaşırtıa temposu, vs. Yine de ve sonuç olarak bu gösterişli filmin ardmda kolay örttilemez bir boşluk sıntıyor. Tüm teknik cilasının, trilyonluk bütçesinin, görkemli reklam kampanyasının Hesap Dökümünüzün her ay adresinize gönderilmesiiçin... Akjıart'k; • AkMatikler 'den paraçeker,parayatınr, hesaplar arasında virman yapar, bankacılık işlemlerini gerçekleştirırsiniz. t A k t e l' ı (188 12 88-îstanbul) arayarak hesap bakiyenizı, günlük doviz kurlarını. İMKB bılgılerıni. en yakın AkMa tı kler' in yerlerini anında öğrenirsiniz. • Bir ay boyunca yaptığınız tüm banka işlemlerini istediğiniz adrese gönderilen Hesap Dökumu'nde izleyebilirsiniz. • İndirimlikazasigortasındanyararlanır, Akkadın dergisını ücretsiz alabilırsiniz. AKBANK "Güveninizin Eseri" Şimdi herkes Akkart' ın niçin gerekli olduğunu bilfyor.- Sizin için de bir A K K ART gerekli. . * ROBOT ADAMLAR — "Terminatör 2"de robot adamlar var. İçleri makine. dışlan ise yaşayan hücrelerden yapılmış etten kılıf... Filmin önde gelen iki robot adamını, Arnold Schwarzenegger ve Robert Patrick canlandınyor. şa binip Taksim mevdanına çık- mak kadar kolaylaşnğı anlaşılan 'zamanda yoicnlak' aracılığıyla daha çocukluğunda öldürüp yok etmek isteyen makine adamlara ve onlann temsilcisi olan bir 'terminator-yok edici- ye karşıbk, kendi kendisinin ço- cukluğunu korumak isteyen bir başka robot adam gönderir. İki robot adamın karşılaşmalan, kı- yamet öncesi (1995 yılının) Los Angeles'inde bir dizi serüvene yol açacaktır. Terminator 2', artık bu tür fümlerin oldukça gelişmiş, ken- disine göre bir mantık oluştur- muş mantık dışılığının, bilim- kurgunun artık tümüyle modern masallara dönüşmüş yapısının özelliklerini taşıyor. "Bu kadar pnlüsına karşın, işin insan yanı' da o denli dışlanmış değil. Bir kez yönetmen, dunyamızm gele- ceğinde kadına 'büyük saygı duydugunu' ve güvendiğini be- lirtiyor. 'Yaratık 2'den 'Abyss'e, kadın kahramanlann önemi de bu kanısını doğruluyor. 'Termi- natör 2'de de biri Arnold Schwarzenegger, öbürü de ma- kine anlamsızlığı taşıyan yüzüy- le Robert Patrick olan 2 'robot adama', içleri makine, dışian ise yaşayan hücrelerden yapılmış bir *etten kılırtan oluşan 2 'termi- nator', 'dunyanın geleceği' olan küçük John Connor'un yaşamı üzerinde müthiş bir kumar ve savaşım gerçekleştirirken olayla- rın odak noktasında, 'erkek gibi' bir kadın olan ve adaleli bedeniyle nerdeyse 2 makine ve gişelerin önünde oluşan kuy- nıklann örtemediği bir boşluk... Gerçek bir yaratış ürünü, özgün bir sanatsal yaklaşım olmayan, sadece daha önce yapılmış, dü- şünülmüş ve yaranlmış olanı bir kez daha parlak ve gösterişli bi- çimde yinelemekten öteye gitme- yen her türden yapıtm uyandır- dığı bir bıkkınlık, bir 'daha ön- ce de gördük bunu' duygusu. Doğrusu ya bu 'Terminatör 2'nin kendi öz niteliklerinden çok böylesine büyük (dünya ça- pında büyük) bir kitle olayına dönüşmesi çok daha ilginç geli- yor bana... Ve bu filmden gele- cek adına oğrenemeyecekleri- mizden çok, günümüz kitle ile- tişimi adına öğrendiklerimiz da- ha önemli sanki... İNGİLİZCEYİ 8 AYDA KONUŞUN Sizi Amerikah dostlarımızla tanıştıralım. 349 59 38 m Bİr yanoğuuza tokat atana öbürünü de çevirin* dıyen bılgı edmmek P.K.45 KARTAL 1. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN 1991/153 Davacı Maliye Hazinesi \ekili Av. Olker Tarcan tarafından davalı Esma Gunaydın aleyhine ikâme edılen \erasetin ıptalı davasında: Kartal Kuyumcu Sokak No: 18'de ikâraet eden dav-alı Esma Gu- naydın adına çıkarılan davetiyenin ve dava dilekçesmin tebliğ edile- medığı, yaptınlan zabıta tahkikatında da adrcsi tespit edilemediğinden HUMK'nın 509 ve 510. maddelen gereğınce duruşma gunü olan 8.11.1991 gunu saat 9.30'da hâkımlığimizde hazır bulunması veya bir vekılle kendisinı temsıl ettirmesi, aksı takdırde duruşmaya gıyabında karar verileceği, dava dılekçesı ve davetiye yenne kaim olmak uzere ilanen tebliğ olunur. Keman yapımı yarışması • PARİS (UBA) — Paris Belediyesi bu yıl ilk defa keman yapımı için yanşma açtı. Yanşmada en iyi kemanı yapan ustaya 2 bin franklık ödül verilecek. Paris Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Başkanhğı'ndan yapılan açıklamada, keman ustalarının sayısının gün geçtikçe azaldığına dikkat çekilerek, yeni bir yanşma düzenlendiği belirtildi. Yanşmanm keman yapımı sanatına ilgi duyanlann teşvik edilmesi amacıyla yapıldığı kaydedilen açıklamada, yanşmaya her yaştan kişilerin katılabileceği ve en iyi kemanı yapan kişiye 2 bin franklık ödül verileceği belirtildi. Bergama tarihi • BERGAMA (Cumhuriyet) — Bergama Belediyesi, Kültür Yayınlan Dizisi'nde iki yeni kitap daha çıkarıyor. Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın, konusunda hâlâ tek başvuru kaynağı olan Osman Bayath'nın "Bergama Tarihinde AskJepion" ve "Bergama Tarihinde Akrapol" kitaplannın basırrunın sürdüğünu söyledi. Kültür yaymlarından daha önce Eyüp Eriş tarafından hazırlanan "Bergama Uygarhk Tarihi", "Atatürk Döneminde Bergama", "Bergama Söylenceleri" ile Sefa Taşkın'ın "Sürgündeki Zeus" kitaplannın basımı yapılmıştı. Atatürk Haftası etkinlikleri • tSTANBUL (tÜHA) — İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen "Atatürk Haftası Etkinlikleri" 9 kasım cumartesi günü başhyor. Yapılan açıklamada, cumartesi günü saat 14.00'te "Atatürk'ün Okuma Tutkusu" adlı konuda emekli kütüphane uzmanı Leman Senalp, 10 Kasım 1991 Pazar günü saat 16.30'da "Unutturulan, Saptırılan Atatürkçülük ve Sorumluluklanmız" adlı konuda Bedri Baykam, 13 kasım çarşamba günü saat 16.30'da "Atatürk'ün Gençlik Anlayışı" konusunda Prof. Dr. Erol Cihan ve 15 kasım cuma günü ise saat 16.00'da "Atatürk'ün Düşünce Boyutu" adlı konuda Ergun Zoga konuşmacı olarak katılacaklar. .•s^-. tmmob istanbul şubes* SEAAINERLER ENDÜSTRİDE DOĞAL 6AZ 11-13 Kasım 1991 'KONUTLARDA DOĞAL 6AZ 14-16 Kasım 1991 Yer: İTÛ Sosyal Tesislen Maçka/İST. PANEL İSTANBUL DOĞAL 6AZ PROJESİ Tarih: 16 Kasım 1991 Yer : İTÜ Sosyal Tesisleri Maçka/İST. Saat: 14.00 BAŞVURU MMO istanbul.Şube Eğitim Merkezi Sıraserviler Cad. No: 93 Taksim/fST Tel: 149 11 64- 149 07 62 bugün bilsak 8 KASIM CLMA: 19.00 Günlcrin Göliirdüğü : "20 Ekim Scçimlcrinin Muhtcmcl Siyasi ve Ekonomik Sonuç Ian" Ali Koçman Aslan Başcr Kafaoğlu Bahri Zcngin 20.00 Bilsak Tiyatro Atölycsi: "tşlc Baş Iştc Gövdc Iştc Kanailar" Yazan: Scvim BURAK Görsel Sanat Atöiyeleri Mchmct GÜLERYÜZ yönciiminde (Pcr. - Cum.) Cafe-Foyer-Bar(Giriş) 12.00-00.30 AfricanCafe-Bar(5.Kat) Her Paancsi Öğrcnci Günü HcrCumavcCumancsi Pani BİLSAK FINDIKLI Cafe-Bar-Restaurant Rezervasyon: 152 3868-152 0130 bilsak, sırasclvılcr cad., soğancı sok. 7 cihangir 143 28 79-99
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle