26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 KASIM 1991 KÜLTÜR-SANAT CUMHURtYET/7 FESTİVAL 'Panorama 91' Film Marketi • ANTALYA (AA) — Antalya 28. Altın Portakal Film Festivali Yürütme Kurulu Başkanvekili Hiiseyin Şanlı, festival kapsamında düzenlenecek "Panorama 91" adlı film markete 22 ülkenin katılacağını bildirdi. Şanlı, Türk ve dünya sinemacılarının tanışmalarmı, ürünlerini tanıtmayı ve film pazarlamalarını amaçlayan film marketine, Balkanlar, Ortadoğu, Uzakdoğu ve Orta Asya ülkelerinin kaulacaklanm söyledi. Altın Portakal kapsamında düzenlenecek film marketinde, tanıtımı ve pazarlaması yapılacak 34 Türk filmi ile yönetmenlerinden bazıları şunlar: Ateş Üzerinde Yürümek (Yavuz Özkan), Bekle Dedim Gölgeye (Atıf Yümaz), Camdan Kalp (Fehmi Yaşar), Gizli Yüz (Ömer Kavur), Gün Ortasında Karanhk (Memduh Ün), Hanım (Halit Refiğ), tki Başlı Dev (Orhan Oğuz), Karartma Geceleri (Yusuf Kurçenli), Karılar Koğuşu (Halit Refiğ), Piano Piano Bacaksız (Tunç Başaran), Raziye (Yusuf Kurçenli), Seni Seviyorum Rosa (Işıl Özgentürk), Sis (Zülfü Livaneli), Soğuktu ve Yağmur Çiseliyordu (Engin Ayça), Uçurtmayı Vurmasınlar (Tunç Başaran), Uzlaşma (Oğuzhan Tercan), Uzun İnce Bir Yoldayım (Tunç Başaran). Yetkililer, SESAM tarafından düzenlenecek "Panaroma 91" Film Marketi'nin, 11-17 kasım tarihleri arasındaki festival etkinlikleri sttresince açık kalacağını bildirdiler. TİYATRO 'Küçtik Mozart' Konak'ta • tZMİR (AA) — Izmir Devlet Tiyatrosu, bu ay tiyatroseverlerin karşısına biri çocuklar için, 2 yeni oyunla çıkacak. Izmir DT Müdürü Erol Aksoy, yaptığı açıklamada, 10 kasımdan itibaren Konak Sahnesi'nde, Jacop Korey'in "Küçıik Mozart" adlı çocuk oyununu sergileyeceklerini söyledi. Aksoy, Vakıfbank tarafından finanse edilen oyunun rejisörluğünü Metin Osman'ın, dekor ve kostümlerini Buket Akkaya'nın yaptığını kaydetti. Aksoy, Paul Zindel'in "Kadife Çiçekleri" adlı eserini de 26 kasımdan itibaren Karşıyaka Sahnesi'nde sunacaklarını duyurdu. Mehmet Büyukağaoğlu'nun rejisini, Tayfun Çebi'nin dekor tasarımını üstlendiği oyunda, Melek Tartan, Müge Ancılar, Filiz Pehlivan, Türkân Bora ve Füsun Marlalı rol alıyorlar. MÜZİK Ney ve gitar-tambıır dinletisi • Kültur Servisi — Aziz Şenol Filiz'in ney, Birol Yayla'nın gitar ve tambur dinletisi bugün saat 19.00'dan itibaren Fransız Kültür Merkezi'nde yer alacak. Konserin birinci bölümünde 17. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar klasik Türk müziğinden örnekler seslendirilecek. Filiz ve Yayla dinletinin ikinci yarısında müzikte yeni açılıma örnekler verecekler. Konsere giriş kartları İstanbul Fransız Kültür Merkezi'nden edinilebilir. ANMA İsmail Hakkı Dümbüüü anıldı • Kültür Servisi — 1973 yılında kaybettiğimiz ortaoyunu ve tulüat sanatçısı lsmail Hakkı Dümbüllü kabri başmda anıldı. Anma törenine Müjdat Gezen, Hayrettin ve Rıfat Gürbaş, kukla, karagöz ve ortaoyun sanatçısı Ihsan Dizdar ve Ünvar Oral katıldı. Törende bir konuşma yapan Müjdat Gezen, Türk Tiyatrosu'nun yapı taşİanndan olan orta oyunu ve tulüatın unutturulmaya çalışıldığına dikkat çekerek "Karagöz ve ortaoyunu derslerini İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuan'ndan kaldırmak istiyorlar. Bunu da Tiyatro bölümü sorumluları üstleniyor" dedi. Anma törenine katılanlar aynca doğma büyüme Üsküdarlı olan îsmail Hakkı Dümbüllü'ye Üsküdar Belediyesi'nin ilgisizliğinden yakındılar. lsmail Hakkı Dümbüllu'nün "bıezarının ot içinde ve bakımsız olduğuda gözlendi. Bilsak'tan İstanbufaFındıkh'da, Fransız mutfagınth Bilsak zarafetiyle buluşrugn ögle ve akşam saatlcri İstanbul'unda... Bir tarafta Kızkulesi, bir tarafta Sarayburnu, içkinizi ya da kahvemzi yudumlayarak, bir akşamüstü Istanburunda... Ve simdi de ktşlık kapah salonlanyla... Otoparkı vc ulaşım kolayuğıyla, hcmcn yanıbaşınızda... Uygun fiyatları. seçkin müziği: Vokulde: Ayşe Gencer Piyanoda: Kercm Trompette: İmer lezîz oğlc ve akşam yemekleri, temiz ve özenli scrvisiyle, özlediğtniz bir buluşma yeri... BİLSAK FINDIKLI Bez^ 1523868-15201 30 I • AĞCA, IPEKÇI'YI NEDEN ÖLDÜRDÜ ? • CIA AJANI BİNB. FRANK TERPİL KİMDIR ? • CLADİO NEDİR ? Ham Ergün Berhan Şimsek Nur Sürer Yön: Oğuzhan Tercan Mûzifc Zülfü Livaneli UZLAŞMA 6. HAFTA Ortaköy O K M <iss69S7) 1300-1530-1800-2030 P*nd* OSCAH (3900969) 1100-1330-1600-1830-2100 GENÇLER!Gençlik turizminin öncüsü GENÇTUR 992 dönem kayıtlarına başladı YURTİÇİ ve YURTDIŞINDA • Uluslararası Gönullü Gençlik Kampları • Ekonomik Dil Geliştirme Programları • 11 /17 Yaş Gençlik Kampları • Özel Indirimli Ulaşım ve Konaklama Hizmetleri 1 Yereboton Cad. 15/3 34410 Sultonahmet / İstanbul I Tel: 5205274 / 520 5275/ 526 54 09 Selma Gürbüz'ün sergisiAnkara GaleriNev'de26 kasuna dek sürüyor Ovküler anlatan resimlerSelma Gürbüz resimleri için "Bu resimler kadın ve erkek arasında erotik ve kırılgan bir temas oyununu anlatıyor. Oyun temasla temassızlık arasında yer değiştirir. Bu oyunda figürler kendi anatomilerinin dışına çıkabilme yetisi gösterir"' diyor. EMRE ZEYTİNOĞLU Türkiye'de 1980 kuşağı res- saialan genellikle, 1960-70 yıl- lannın "bol öykülü" resımleri- ni seyrederek eğitildiler. öyle re- simlerdi ki; her birini "tiyalro e9erl"ne dönüsıürebüirdiniz. İz- leyicinin görsel kapasitesini te- mellendirmekle yetinen söz ko- nusu tavır, kolaycüığı nedeniy- le, biçimi irdeleyen kimi akım- lann ele alınmasını da zorlaştır- nuştır. 1980 kuşağı ressamları- nın birincil sorunu buradan kaynaklanır. Sorun şudur: Biçimin gerek- sinim duymadığı öğelerden ya- rarlanarak "biçimi anlaşdır kıima" ahşkanlığı. (O alışl.an- lık, resimde tek başına düşünül- mesi gereken "öz-biçim" den- gesini bozmuş ve sonıcu; "öy- kü anlatabflen biçim" düzeyine düşürmüştür.) Dupedüz "popülizm" sayılan böyle bir tavn benimseyenler ile dışına çıkma savaşımı verenler arasında "değer" farkı olduğu kanısındayım. Işte; Selma Gür- büz'ün yapıtlan, yukandakj saptamalar bağlamında önem kazanır. Orada -yalnızca- bir simge vardır ve simge "öz"ün kendisidir. Dahası; simge, yine kendi biçimiyle görünür. Sonuç- ta; resim "kendi kendisinin" resmidir. (Ne bir olayın öykü- Selma Gürbüz, daha önceki descnler ve resimlerini bir tiir ısınma olarak görüyor. leşmesidir ne de bir ncsnenin betimi...) (Söyleşiye giderken, sörekli aklımdan geçirdiğım ou konu- lan, konuşmamızm başuıda ona aktardım başıyla onayladı.) "Ancak, öyküye hiç de karsı degttim" dedi. "Niçin bir resim, öykü anlatmasın? Benim resim- ierimdc de çok var ustelik. Ama bu öyköler, resâmsd altyapıdan ayn düşünülemez. Yüzeye figü- rün yerlesmesi, yeni bir geomet- ri yaratabüir. Boş ve dolu alan- tor, yeni bir parçalanma gercek- lcşdrebiür. Resimde öyku anlat- manın riski, elbette çok büyük. Biçim ille 'öz'ön dozunu ayar- lamak genellikle kolay deffldir. Örnegm; yılan figıirieri... Onlar bir yandan resmin biçimini or- taya çıkartan fırça hareketleri- dir, diger >sndan içlerinde miit- hiş bir erotizm taş;rlar... Ve bu erotizm dc resmin dogrodan dognıya öyküsüdür " — Rcsimlerine Cv« da form- lanna) verdigjn isimlerden söz etmek istiyomm. Böylesine du- yartı bir dengeyi yakalayabilmis yapıtların. nasıl oluyor da bu kadar açıklayK! isimJer taşıyor? Bana. bir çeüski gibi geliyor? — Onlar yalnızca bir isim- dir... Fepsi bu. Resmin yapısı ile hiçbir ilg! si yok. O isimlerin konulnjası da gerekmiyor. öy- le deriii düsıinmedim doğrusu.. — Yüpıılarmdaki fimgekrin ve bn »mgelerden otusan biçi- ınin luynsğı nedir? — Ben resim yapmaya öyle küçük yaşta filan başlamadım. Çevremdeki olayları resimlemek ybi bir isteginı de olmadı. Du- şüncelerim netleştikço, resim önem kazandı. O zaman, sezgi- lerimin ve içgüdümün resmi et- kilemesine izin verdim... Hiçbir kısıtlamaya girmeden. Düşunce- lerimin gıttikçe yalınlaşması, resmimin de yalınlaşmasmı sağ- ladı. Aynca, Ingiltere'deki sa- nat eğitimim (Exeter College of Art and Design) kendi biçimimi yaraımakta son derece yardım- a oldu. Orada özgürce çalışam, istediğün maJzemeyi kuİlandım. Resme gereksiz öğeler yiıklemek yerine, ayıklamayı öğrendim. Burada ise öyle bir sanat eğıti- mi var ki; daha eğnim tamam- lanmadan, profesyonel (!) olu- nuyor. Oysa. sonradan amatör- lüğe dönüş yokıur." — Şündiye kadar sordugum tttm sorular ve yapüğım sapta- malar, senin yılan ve kedi figür- lerin (ve formiann), bir de "Kahveler" sergiândeki resim- lerin üzerineydi. Son çalışmala- nnı bilmiyorum. Ancak; dave- tiyeyi Hime aldıgımda -bana göre- çok degişik bir tavırla kar- şılaşıyornm. Gerçi, tek bir res- me bakarak (o da fotoğrafı üs- teük) bir yorum yapnutk hayli yanhş sonnçlar dofurabUir. Yi- ne de şunu sormak istiyornm: - Resimde yer alanflgnrlerara- sında, knnnaca bir öykii var. Artık simgeler, kendi başianna öz degil. Belirli bir zaman dili- minde, iki lîgorüa betimi yapı- lıyor. Ortada, anlatıbın bir ko- na var. Bu tavır, önceki redm- lerine ters düşmayor mu? — Daha önce yapüğım tüm desenler, formlar ve resimler bir ısınmaydı. Orneğin; yılan resim- lerinde hareket, süreklilik, iki boyut, gölge ve ekspresyon so- runlan ile uğraştım ve bazı ço- zümlere ulasüm. Bu sergi, işte bu çözümlerin bir sonucudur. Melek figürleri, melek olma ni- tebklerinin çok ötesinde görev- ler üstlenmekteler. Biçimsel gö- revleri var her birinin. Nasıl ki; önceki resimlerde yılan figOrü çeşitli biçimlere gırip, resmin di- namiğinj sağhyorsa, burada da dinamiği melek tigürleri sağlı- yor. Anatomi dışı şekillenebi- len, esnek lekelerdir onlar... Ve ben onlara melek diyorum. Res- me giren her yeni fıgür, yüzey- de yeni parçalanmalara olanak verir. Konuya geünce: Benim çı- kış noktam minyaturlerdir. Simgelerimi ve birbirleriyle iliş- kilerini, oradaki mantıkla dü- zenlerim. Senin sözünü ettiğin betimler ve bir zaman dilimini kapsayan belirli karsılaşmalar, benim resimlerimde hep oldu. Son resimlerimde daha çok var. — Konuya senin karbgu ne- leroklu? — Bu resimler, kadın ve er- kek arasında erotik ve kınlgan bir temas oyununu anlatır. Te- mas o kadar duyarlı bir nokta- dadır ki oyun; temasla temassız- lık arasında yer değiştirir. Bu oyunda, figürler kendi anatomi- lerinin dışına çıkabilme yetisini gösterirler. Benim, onlan türlü biçimlere sokmam ve onlann da buna yatkın olmalan, konuya bir mizah duygusu da verir." Fıknet Mualla'run resimleri Ganmti ve Kile'de sergüertiyor Silinen ^bohem efcane*Költür Servisi — Türkiye'de Ffkret Mualla'h günler yaşanı- yor. Bir ay kadar önce Portakal Sanat ve Kültür Evi'nde bir Fik- ret Mualla müzayedesi düzen- lendi. Çeşitli müzayedelerde de Fikret Mualla resimleri eksik ol- muyor. Bu arada, Garanti ve Kile sanat galerilerinde iki Fik- ret Mualla sergisi açılıyor. Ga- ranti'deki sergi, Türkiye'deki koleksiyonlardan derlenen bir retrospektif niteliğinde. Kile'de- ki sergi ise Jacqueiine Qniilere koleksiyonundan. Fikret Mualla 'oUyı'nı, uzun yıllar Fransa'da yaşamış ressa- mımızın 'ilgi odagı' oluşturma- sına önemli katkılarda bulunan Ferit Edgü i'e konuştuk. —Sanatta bir enflasyondan söz edilebilir mi, bilmiyorum. Ama burda da, bir 'arz ve talep' sorunu var. Fikret Muaila, son onbeş yıhn en çok aranan res- samı. Bu nedenle olsa gerek, yurdumuzda ilk kez, bir ressa- mın yapıtlanndan oluşan bir müzayede düzenlendi ve bildiği- niz gibi satışa sunulan 61 resmin tümü alıcı buldu. Ama hemen beUrteyim ki, Paris'te ilk Fikret Mualla müzayedesi 1977 yıhn- da yapılmıştı. Bu müzayedede yanıhnıyorsam 130 kadar resim vardı ve tümü satılmıştı. Ama tabii bugünkü fıyatlarla değü. Daha sonra Paris'te iki Fikret Mualla müzayedesi yapıldı. Ama Fikret Mualla olayı, Tür- kiye'de ve Fransa'da kanımca 1977'deki ilk müzayede ile baş- ladı. Ferit Edgü, Fikret Mualla'run 1950'lerin sonunda bir efsane olduğunu, sanatçının resimlerinin Türkiye'ye büyük çapta girmeye başladığı dönemde bu efsanenin yerini ressamın kişiliğine bıraktığını belirtiyor. Ffkret boyutlanndaki calışması. SANATKULISI —O günden bugüne Fikret Mo- alla olayı nasıl gelişti? —1977 Paris müzayedesini, Fik- ret Mualla için bir başlangıç noktası olarak niteliyorum. Bir rastlantı sonucu Londra'day- dım. Müzayede haberini orda, dostum Abidin Dino'dan aldım. Atlayıp Paris'e gittim. Müzaye- de gecesi, Hotel Drouot'nun sa- lonlannda üç Türk vardı: Abi- din Dino, Vitali Hakko ve ben. Belki bir-iki Türk gazeteci. Fi- yatlar akıl almayacak kadar dü- şüktü. Yurda döndüğümde bir yazı yazarak, diplomatlanmı- zm, kültür ateşelerimizin uyu- duğunu, kendi sanatcılanyla hiç mi hiç ilgüenmediklerini yaz- dım. Benzer bir yanyı da Dino dostum yazdı. Kısa bir sure son- ra ikinci Fikret Mualla müzaye- desi yapıldı Paris'te. Bu müza- yedede özel olarak bulunma- dım. Ama Turkiye'den sanatla ilgili ilgisiz birçok kişi gitti, Kül- tür Bakanhğı adamlannı yolla- dı, diplomatlanmızın önemli bir bölümü müzayedede haar bu- lundu, Fikret Mualla'nın resim- leri bu müzayedede kapışıldı ve bir öncekine oranla, yaklaşık on misli fiyatlara satıldı. Ve Fikret Mualla 'olayı' böylece günümü- ze değin sürdü. —Bnnda biraz da sizin etldaiz olmab. —Benim etkim.. Evet, belki... Ama bunu abartmamak gerek. Ben belki işi biraz çabuklaştır- iım. Ben olmasaydım da, Fik- ret Mualla böylesi bir ilgi odağı cluşturacaktı. Biraz er, biraz gec, ama mutîaka. Beni saşır- tan, birinci müzayedenin ardın- dan Abidin'in ve benim yazüa- nmın özel ve tüzel kişiler üzerin- de böylesi bir etkisini görmek oldu. Kırk yıldır, çeşitli konu- larda yazıyorum, hiçbir yazım "Mahalle dedikodusu" yapan şair... "Sır Kâtibi" ve "Ishkla Tarihçe"den sonra Hulki Aktunç üçüncü şiir kitabını yayunladı: "Adresim Aynalar." Bu kitabının sonuna Hulki Aktunç, "kuruntular defteri" başhğıyla kimi notlannı eklemiş. Şiirlere "açıklama" gibi görilnen bu notlarda ilginç değinmelerde bulunuyor. öraeğin "mahalle dedikodusu" yapan şair... Şimdi "kurunıu deiteri"nden bir savfa okuyahm: "Yaşh Nebatat'da şair mahalle dedikodusu yapmaktadır. (Mahallim Mahalle'de daha çok) 'Gelmeyeni beklediler', Müzeyyen Hanım'ın son akşamıdır. Tü> siperler deyişinin şairaneliğine aldanmayınız; bu tüfier, ardmdan Müzi'nin gözetlendiği tüllerdir. Kireç sümbülü, keşiş sakalı gibi nebat adlan tamamen uydurmadır. Burada belki de gözcü komşular lanetleniyor. Ada kıyılannda üryan gezip güneşe uzamrken gözlemezler birbirlerini; kıyılarm tek dekizcisi Bay Misak'ın körüklü Kodak'ıdır." Hep "entel barlar"da dedikodu yapacak değiller ya şairler, kimileri de böyle yapıyor işte. Müzeyyen Hanım, Müzi, Bay Misak da kim mi diyeceksiniz? Onlann kimliği de şiirlerde... Fuardaki baskı ustası Wolfgang Jörg... Jörg, Ber- linli. Bu yılki 10. İstanbul Kitap Fuan'nın konuklanndan. Sland kalabalıği içinde Ahnanca ya- yınlar bölümune uzanırsanız Jörg'ü eski bir baskı makinesi- nin başmda bastıği afişleri, genç kitapseverlere verirken görebi- lirsiniz. Jörg ve eşi Almanya'- da Berlin'de 30 yıldır el baskısı kitaplar hazırhyorlar. Eşi ç o ğunlukla çocuk kitaplan ile uğ- raşıyor. Jörg baskı işlerini Ber- lin'de Berliner Handspresse'de yürütüyormuş. Işini çok sevi- yor. Istanbul'daki fuara davet edilmiş olmaktan çok memnun- du... Jörg'ün 30 yıla sığıdırdığ; 149 yayın arasında biri de "Des Türkischen Gesandten Resmi Ahmet Efendi-1763". böylesi bir etki yaratmadı. Do- layıayla, bunun sırrını benim ya da Abidin'in yazılannda degil, Fikret Mualla'da aranıak gerek, diye düşunüyorum. —Peki Türkiye'deki bu ilgi, Fransa'daki Fikret Mualla saöş- lannı etkiledi mi? —Hem de nasıl. Î977'de 700-800 franga (o zamanlar frank 5 lira bile degildi) satılan Fikret Muallalar, bugün, Paris'- in müzayede salonlannda 70-«0 bin franga satıhyor. —Ama bunun sonucanda sah- te Fikret Muallalar piyasaya sü- rnlmeye başlandı. —Ne yazık ki, Fransa'da üreti- len bu resunler, Türkiye'de pa- zarlanıyor. Ve ahcının (koleksi- yoncunun diyemiyorum) bilgi- sizliğinden kaynaklanıyor. Ama yalnız Fikret Mualla konusun- da degil. Resim toplayanlann, gerçek koleksiyoncu durumuna gehneleri için bilgi ve görgüle- rini arbrmalan gerekiyor. Bu asamaya varana değin de bu işi bilenlerden yararlanmalan ge- rek. —Garaati Bankası Sanat Gale- rM'ndeki retrospektif sergisine yazdıgnu sunoda, Fikret Mn- aüa'aın bir efsaneden bir sanat gercegnK dönüstögtuıii yazıyor- SDBUZ. Bu nasıl gerçeklesti? —tnanın ki, birçok kişinin san- dığırun aksine, bunda benim pa- yım yok ya da yok denecek ka- dar az. Fikret Mualla, benim Paris'e gittiğim 1950'lerin so- nunda bir efsaneydi. Kaynağı 19. yüzyılın sonlanndan kay- naklanan, sonra Modigliani, Soutine, Utrillo ile devam eden bohem sanatçı efsanesinin bir uzantısıydı. Alkolik ve psiko- pat. Ne zaman ki, Fikret Mual- la'mn resimleri büyük çapta Türkiye'ye girmeye başladı, bir- biri ardı sıra sergileri açılmaya başlandı, bu efsane yerini ressa- mın kişiliğine bıraktı. Birçok ressam arkadaşı bile bu boheini, sıradan bir iOustratör olarak gö- rüyordu. Bu sergiler, bu anlayısı yıktı. Karşımızda büyük bir res- sam vardı. Bohem efsanesi, bu sanatçı kişiliğin ardmdan silinip gitti. —Bundan sonra Fikret Mualla için ne yapmayı tasaruyorsa- n z ? —Anısına ve sanatma karşı mo- ral bir sorumluluğum olduğunu düşunüyorum. Çünkü yüzlerce resmi elimden gelip geçti. Bir o kadan da koleksiyonumda bu- lunuyor. Portakal Sanat ve Kül- tür Evi'ndeki müzayedenin ka- taloğu için Raffi Portakal'dan satışa sunulan tüm resimlerin katalogda yer almasını istedim. Bir referans olması için. Bu arada Fikret Mualla'nın sanatı ve kişiliği üzerine bir ki- tap hazırlıyorum. Bir başvuru kitabı niteliğinde. 200 kadar nenkli, bir o kadar da siyah- beyaz resminin yer alacağı bu kitabın, görmesini ve okuması- nı büenler için aydınlatıcı bir ki- tap olacağım umuyorum. Bu- nun yam sıra önümüzdeki yıl içinde elimdeki mektuplannı ve Çakallar benzeri bir karnesini de yayımlama olanagını bulaca- ğımı umuyorum. 'Çocuk ressam • Kültür Servisi — özel Kültür llkokulu 5. sımf öğrencisi olan Filiz Berk Doğutürk 8. kişisel resim sergisini açtı. 28 Ekim 1991'de özel Kültür Lisesi'nde açılan sergi cuma gününe kadar devam edecek. Filiz Berk Doğutürk, 20 Kasım 1981'de lstanbul'da doğdu. İki yaşındayken, çizim yeteneği, öğretmen olan babası tarafından keşfedildi. Zamanla biriken çahşmalan, ressamlara gösterildi. Basın Müzesi'ndesera • Kültür Servisi— Gazeteciler Cemiyeti Basın Müzesi Atatürk Haftası nedeni ile 11 kasım günü 10.30'da giriş galerisinde bir sergi düzenleyecek. Orhan Koloğlu tarafından hazırlanan "Türkü Dünyaya Saydıran Adam" adh bu sergide 1919 yılında dünya basınında çıkan Turkler ile ilgili karikatürler yer alacak. İHD nın yarışması • ANKARA (AA) — Insan Haklan Derneği (İHD), resim, şiir, yan, fotoğraf ve karikatür dallarında yanşma dflzenledi. Insan haklanna duyarlılığı genç kuşaklara taşımak, bu konuda eğitimc katkıda bulunmak, insan haklan bUincinin uyamnası ve yayılmasını sağlamak, insan haklanna yönelik somut sanat ve kültür ürünleri elde etmek amacıyla düzenlenen yanşmanın konusu "İnsan Haklan" olarak belirlendi. Son katılma tarihi 2 aralık olarak açıklanan yanşmayla ilgili diğer bilgiler İnsan Haklan Derneği Genel Merkezi'nden öğrenilebilecek. UGUN • Resim sergisi Temel resim eğitimini lran'da minyatür hocalanndan alan Cavit Mukaddes'in resim sergisi Akbank Levent Sanat Galerisi'nde açılıyor. • Resim sergisi Genç ressam Mahmut Bozkurt'un resim sergisi Yonca Modern Sanat Galerisi'nde açılıyor. • Yazarlann söyleşlsi Isveçli yazarlar Sven O. Bergvist ve Dan Mellin'in kaülacaklan söyleşi 18.30'da Alarko Merkezi Konferans Salonu'nda yer alacak. • Osma'nın söyleşisi tçgörü Psikolojik Danışmanhk Merkezi'nde Candan Osma'nın "Bugün tçmeyeceğim" konulu söyleşisi saat 18.00'de izlenebilir. • Beuys etkinlikleri Plastik Sanatlar Derneği ve Alman Kültür Merkezi işbirliği ile düzenlenen Beuys etkinlikleri kapsamında saat 16.00'daki video gösterisinin ardmdan Rene Block'un "Joseph Beuys Berlin ve New York'ta Aksiyonlar 1964-1979" başhklı konuşması Mimar Sinan Oditoryumu'nda yer alacak. bugün bilsak 6 KASIM ÇARŞAMBA : 19.00 Yeşil Radyo: "Olağanüstü Hal Bölgesi ve Çevre" Scmra SOMERSAN, "Dünya'nın Durumu 1991" Erol USER, "Katı Atıkların Konırolü Yönctmeliği vc Yakacık Çoplüğü" Bengül KURTAR, "Brezilya92" (Dünya Çevrc Konf.) tdil DİSPERATÎ, "Bahçcmizdc Gökdclcn Işıemiyonız" İTÜ'lü Öğrcncilcr, "Dünya'mn En Miliıan Kedisi: Kutup Ayısı" Tancr AY, "Bu Yaz Dağlar" Yıldız Dağcıhk Klübü" Yuga Zcnin AKGUN Her Çarşamba 18.30-19.30 Cafe-Foyer-Bar(Ginş) 12.00-00.30 African Cafe-Bar(5.Kai) Bluc Linc "Live" HCT Pazancsi Ögrcnci Günü Her Cuma vc Cumancsi Paıti BİLSAK FINDIKLI Cafe-Har-Restaurant Rezervasyon: 152 38 68-152 0130 bilsak, sırasolviler cad., soğancı sok. 7 cihangir 143 28 79-99
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle