24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 6 KASIM 1991 Seçmeırin Tercîhî Oy dağılımına bakıldığında bu sav çelişkili görünebilir. Ancak seçimlere katılan partilerin işlediği temalara, topluma sunduğu mesajlara bir bakın: Hepsi özgürlükçüdür, hepsi demokrattır, hepsi eşitlikçidir... Türkiye politikası artık tümüyle sosyal demokrat temalar çerçevesinde biçimlenmektedir. Prof. Dr. NURETTİN SÖZEN İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı tutmak"tan başka bir şey düşünmediği işçile- re, gençliğe, kadınlara. etnık gruplara eşitlik- çi, modernist mesajlar verme gereğini duymuştur. Bugüne dek hiç anmadıklan çevre olgnsuou, politik öncelikler içinde işlemiştir. 20 Ekim erken genel seçimleri, Türkiye top- ljmunun sosyal demokrasiyle yönetilmek istediğini ortaya koymuştur. Oy dağılımına bakıldığında bu sav çelişkili görünebilir. Ancak seçimlere katılan partile- rin işlediği temalara, topluma sunduğu mesaj- lara bir bakın: Hepsi özgürlükçüdür, hepsi demokrattır, hepsi eşitlikçidir... Türkiye politikası artık tü- müyle sosyal demokrat temalar çerçevesinde biçunlenmektedir. Sosyal demokrasi, daha iktidara gelmeden Türkiye politikasını, sağ partileri etkilemiş, biçimlendirmiştir. örnek mi istiyorsunuz, işt< ANAP: Muhafazakâr kanadını -sözde- tasfiye ederek. "liberal" etiketi takınarak, gençlik aşı- sı vunınarak seçmen karşısına çıkabilmiştir. Örnek mi istiyorsunuz, "sosyal demokrat- hk"ta ANAP'ı sollayan ve seçimden birinci parti olarak çıkan DYP'ye bakın: Karakolla- nn duvarlannı camdan yapmaya, insan hak- lan bakanhğı kurmaya, sağlık hizmetlerini sosyalleştirmeye, işsizlik sigortası getirmeye dek tüm sosyal demokrat programı benimse- miş görünmektedir. Sağın en "muhafazakâr" ucunu temsil eden RP, MÇP, IDP üçlüsü, "sosyal demokrat- laşma"da da en uç örnekleri vermiştir. Bu üclü ittifak, bugüne dek "disiplin alUnda Tüm bunlar son derece sevindınci ve elbette o denli de düşündürücü: Sağ partiler ancak sosyal demokrat motif ve yöntemler kullana- rak seçmen karşısına çıkabiliyor. Bu yolla oy toplayabiliyor. öte yandan "sosyal demokrat- lık" iddiasındaki bir başka parti "sağ" politi- kaları benimsiyor! Sosyal demokrasinin ülkemizdeki asıl tem- silcisi SHP ise medya küllanımındaki eksiklik- ler, engeller nedeniyle secmene ulaşamıyor. Düşünülmesi gereken budur. öte yandan seçimden lider olarak çıkan DYP'nin eşitlik, şeffaflık, demokrasi, değişim - yenileşme gibi sosyal demokrat politikaları. temsilcisi olduğu "merkez sağ" a ne denli uy- gulayacağı da bir soru işaretidir. Sağ, oy aldığı seçmenin sosyal demokrat istemlerini -beklen- tilerini ne denli karşılayabilecektir, önümüz- deki dönemde hep bırlikte göreceğiz. Somut gerçek, Türkiye'nin sosyal demokra- siyle yönetilmek istedigidir. Ben burada belli başlıklar altında Türkiye gerçeğiyle sosyal de- mokrasinin temel öğelerini tartışmaya acmak istiyorum. Çevre: Bugün bütün "sağ" partilerin progra- mında "çevre" konusu ayn bir yer tutuyor. "Çevre, politika üzeri bir konu, bu nedenle doğaldır" diyebilirsiniz. Ama bu görüşlerde dikkat ederseniz "katılım" çevre koruma programlarının aynhnaz bir parçası durumu- na geldi. Katılım, siyasal bir farkhlıktır ve sosyal de- mokratlann görüşüdür. "Kaülım", sağ politi- kanın toplum adına karar verme ve uygulama. karar süreçlerini kendi tekelinde toplama ter- cihi ile çelişir. Sosyal demokrat politikalarda insanlann kendi gelecekleri üzerinde söz sahi- bi olmalan temel birkonudur. Ulusalegemen- lik kavramının aynlmaz bir parçasıdır. Oysa daha yakın gecmişte Gökova"da, Aliağa'da çevreyi yok eden tesislere karşı çık- mak, vatan hainliğiyle eş tutuldu sağ iktidar tarafından. İnsan hakları: Sağın yıllardır kendi görüşü- nü topluma tek doğru diye sunmaya ve başka türlü düşünenleri susturmaya çabaladığını bi- liyoruz. Yalnız siyasette değil, bilimde. sanat- ta da böyle. Bırakın düşünme, yaratma, örgütlenme öz- gürlüğünü, yaşama hakkını bile sulta altında tutan sağ, kendısı gibi düşünmeyenlenn varh- ğını ne kadar özümseyecek? Şimdi sağ bu ilkelliğinden vazgeçtiğıni söy- lüyor. Sosyal demokratlar ise eskiden beri kendi varoluşlannı, farklı göriişlerin varoluş- lannın güvencesi olarak kabul ederler. Çağ- daş toplumun da tek doğru yerine çok doğru olduğunu savunur, ille de herkes benim gibi düşünmeli demezler. Iletişim özgürlüğü, açıklık: Bu konuda da ik- tidardaki muhafazakârlar, -partinin başka konularda olduğu gibi- ıkili oynadığını gör- dük. Medya üzerindeki devlet tekelinin kaldınl- ması gerekirken iktidar bu konuda da ticari ve siyasi "işbitiricilik" becerisini (!) gösterdi. Bir yandan TV üzerinde devlet tekelinı korurken öte yandan kendi korsan istasyonunu kurdu. Sözde iletişim özgürlüğünden söz ederken yeni bir tekel de kendıleri oluşturdular. Kişiye özel özgürlük yarattılar. Devlet tekelini tamamen siyasal manipülas- yona yönelik biçimde kullandılar. Sosyal demokratlar ise medyalann, farklı görüşlerin ortaya konabileceği biçimde gerçekten özgür olmasını savunuyor. Ortadirek: Sosyal demokratlar, yıllardır re- fahın yaygınlaştınlmasından söz ederler, ikti- darda olduklan ülkelerde gelir dağıhmında büyük düzenlemeler yapmışlardır. Sağ, şimdi refahı yaygınlaştırmayı savunuyor. Ben, öbür konularda olduğu gibi sağın bu dönüşünü inandıncı bulmuyorum. Geçen 10 yılda sürekli "ortadirek"ten söz eden ANAP, nasıl ortadireği yok ettiyse. öbür konularda da "sol" gösterip sağ vuruyor. Bizde iktidardaki muhafazakâr parti, Tür- kiye'de son 10 yıldaki değişimlerin öncüsü gibi gösterildi. Oysa bu dönemde dünyada büyük bir değişiklik yaşandı. Bizdeki değişim, dün- yayı saran büyük değişim rüzgârının ufak bir esintisi gibi kaldı. Doğrusunu söylemek gerekirse bizde ikti- darda da olan muhafazakâr kadro, dünyada fırtınalar koparken koltuğunu kaybetmemek için sürekli "manevra" yapan Doğu Avrupa'- nın eski bürokrat kadrolan gibi davrandı. İletişim özgürlüğünde, insan haklannda. çevre konusunda, demokrasi konusunda gös- terdikleri tutarsızlıklar, çelişkiler. aldatmaca- lar bu "ikili oynama"nm ürünüdür. Gördüğünüz gibi sağ partiler, sosyal de- mokratlan örnek alıyorlar, ama yalnızca görüntüde. Ben gelecekte seçmenin politikadan beklen- tisini yine değişimin asıl kaynağında, sosyal demokraside bulacağına inanıyorum ve gele- cek için her zamankinden daha fazla umutlu- yum. ARADABIR Yard. Doç. Dr. ZEKAİ GÖRGÜLÜ Dütıya Şehircilik Günü Türk.Daimi Kom.Gn.Sk. . .Dünya Şehircilik Günü. Her yılın 8 kasımı, tüm öbür ülkelerde olduğu gibi ülkemiz- de de Dünya Şehircilik Günü olarak kutlanmaktadır. Genel- likle üç günü (6-7-8 kasım) kapsayan toplantılar dizisi ile bu kutlama gerçekleştirilmektedir. On beş yıldan bu yana düzenlenmekte olan Dünya Şehir- cilik Günü toplantıları Türkiye Daimi Komitesi önderlığinde Üniversitelerin Şehir ve Bölge Planlama Bölümleri'nce, ilgili fakültelerince ya da ilgili kamu kurumlannca bütünüyle öz- veriye dayah çabalarla prganize edilmekte ve kotarılmakta- dır. Bu yıl on beşincisi İzmir'de yapılmakta olan Dünya Şe- hircilik Günü toplantisının gündemi şehircilikte (tüm konu ve sorunlan kapsayacak biçimde) ülkemizin son otuz yılının de- ğerlendirilmesidir. Ayrıca her beş yılda bir bu toplantılar kongre niteliği taşı- makta olup anılan toplantı 3. kongre dönemini içermektedir. Günümüze dek değişik şehirlerde yapılan toplantılarda sosyal, kültürel, ekonomik, fiziksel ve hukuksal boyutlarda turizmden endüstriye, imar planlamasından politikalara ka- dar birçok sorun alanında tartışmalar yapılmış, sonuçlara ve çözüm önerilerine varılmaya çalışılmıştır. Ülkemiz genelinde, özellikle de metropollten alanlarda şe- hirciliğe ilişkin yaşanan sorunların güncelliği ve büyüklüğü artık tartışılmıyor. Bu bağlamda anılan toplantılarm gecmiş- te kazandığı önem giderek artmaktadır. Ağırlıklı olarak da toplantılarm sonucunda ortaya çıkan te- mel iki başlık, yararlanılması zorunlu olan verileri kapsamak- tadır. İlgililer izlemek, gerekli mesajları ve önerileri alarak ola- bildiğince uygulamaya sokmak durumundadırlar. a) Dünya Şehircilik Günü toplantılarında şehircilik ve plan- lamaya ilişkin konular, sorunlar tüm boyutlarda ve kuram ile kılgıyı da göz önünde tutarak tartışılmaktadır. Bu tartışmala- rın sonuçlarını araştırıcı, uygulayıcı ve politika üretici kurum ya da kişiler dikkatle izlemek zorundadırlar. Çözüm önerilerinin ortaya çıkmasında ve yaşama geçiril- mesinde bu sonuçların yararı açıktır. b) Dünya Şehircilik Günü toplanttlan bağlamında ülkemizde yetersizliği bilinen planlama yazıntna on üç kitap kazandırıl- mıştır. Böylesine bir kazanım kendi önemi dışında, ilgili her kişi ve kurumun araştırmalarına, akademik çalışmalarına ve geneldeki karar sürecine altlık oluşturmuştur. Doğal olarak bu başlıklan arttırmak ve çeşitlendirmek ola- sıdır. Daha önce de belirttiğim gibi Dünya Şehircilik Günü top- lantıları gerçekten büyük özverilerle düzenlenmektedir. Bir başka deyişle, ülkemiz şehirciliğinde önemi tartışılmayan bu toplantılar Türkiye Daimi Komitesi kanalı ile kurumlaşma sü- recini yaşamaktadır. Amaç, verilecek desteklerle bu sürecin hızla geçilmesi ve olgunun ülke geneline yaygınlaştırılması olmalıdır. Bu doğruttuda, elemanı, bütçesi, yönetmeliği ve başka ge- reksinmeleri ile tam örgütlenmeyi sağlamak, özellikle Şehir Plancıları Odası ile işbirliğı içinde olmak ve gereken yerler- de tüm ilgililerle birlikte karar çevrelerinin genişletilmesi zo- runluluğu vardır. İLAN T.Ç. BAŞBAKANLIK HAZİNE VE DIŞ TİCARET MÜSTEŞARLIĞI'NDAN PFA Şigorta A.Ş. sigorta mevzuatının gerektirdiği şart- ları ve kanuni formaliteleri yerine getirerek HASTALIKŞi- gortası branşında faaliyet göstermek üzere ruhsatname almış bulunmaktadır. Keyfiyet 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu hüküm- leri uyannca ilan olunur. AdÖyküsü YILDIZELİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESt Dosya No: 1991/215 Rücuan tazminat davasının yapılan yargılamasında tebligatı yapı- lamayan ve araştırmalar ncticesinde adresi tespit edilemeyen davalı Adana ili Merkez Ünlüce köyünün nüfusuna kayıtlı Veysel ve Hava- dan olma MEHMET ALİ KAYA'nın duruşma günü olan 3.12.1991 günü saat 9"da mahkememizde hazır bulunmalan veya kendilerini bir vekil ile temsil ettirmeleri gerektiği, aksi takdirde yargılama yokluk- lannda devam edeceği hüküm verileceği dava dilekçesi ve davetiye ye- rine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 1.10.1991 Basın: 50086 İLAN EDtLECEK KARAR Çatalca Inceğiz Köyü Maltepe (Taşlık) mevkiinde 7581 m2 yüzöl- çüraü 665 parsel için davaa maliye hazinesi ile davablar Faik Can, Arif Tank ve dava arkadaşları arasında Çatalca 2. Kadastro Mahke- mesi'nin 1979/440 esas 1985/147 karar sayıh dosya, karara bagJan- mıştır. Davalılar aleyhine verilen karar davalı Faik Can dışında di- ğer tüm taraflara tebliğ edilmiş olup, Faik Can'ın adresi tespit edile- memiş olduğundan tebliğ edilemeraiştir. Adı geçen davalı Faik Can'ı tüm araştırmalara rağmen adresi te- spit edılmemış olduğundan davetiye yerine kaim olmak üzere gazete ile karann tebliğıne karar verilmiştir. 7201 sayılı tebliğat kanunun 28/29. maddeleri gereğince gazete ile 1979/440 esas 1985/147 sayılı karann ilanen tebliğine, tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içensinde karar tebligatının yapılmıj sayılacağına karar verilmiştir. 19.9.1991 Basın: 40249 İSMAİL DOĞANAY Eski Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Başkanı Yargıtay Birinci Başkanlığı'ndan o maka- ma gelmiş olması ve Yargıtay Birinci Başkanhğı döneminde yapılan "adli yıl açılış"' konuşmalarında da o zamanki yargı bağımsızlığını bile yeterli bulmayan ve daha ileri derecede "yargı bağımsız- lığı" isteyen sözler sarfetmiş olmasıdır. 1960-1966 yıllan arasında Yargıtay Bi- rinci Başkanhğı yapan değerli hukukçu, rahmetli Recaı Seçkin, "Yüksek Hâkim- ler Kurulu" üyelerinin göreve başlamala- n münasebetiyle, Yargıtay 11. Hukuk (Ticaret) Dairesi'nîn geniş holünde yapı- lan "ant ıçme" töreni sırasında yaptığı konuşmada, sanki daha o ilk gün, ileride kurulun lâğv edileceği içine doğmuşçası- na bakın ne diyor: "Anayasamız, Yüksek Hâkimler Ku- rulu müessesesini, hukuk hayatımıza armağan etmiştir. Bu mutlu olaydan do- layı ne kadar sevinsek, ne kadar övünsek yeridir. Yüksek Hâkimler Kurulu, ya- bancı ülkelerde bile henüz kısa bir tarihe malik bir müessesedir. Gerek oralarda, gerek bizde, bu müesseseye karşı olan birçok kimselerin bulunduğu söylenebi- lir. Yüksek Hâkimler Kurulu'na düşen ilk görev, çalışmalarını gayet sağlam ilke- lçr ve doğru gelenekler üzerine kurmak, işlemleri üzerinde eşitliğe aykırıhk ve adaletsızlik gölgelerinin düşüriÖmesine meydan vermemektir!.. Gerçekten hâ- kim, teminat zırhına bürünmüştür, fakat o her şeyden önce davranışlan ile ve tutu- mu ile böyle bir zırha layık olduğunu her an ispat etmek zorundadır. Hâkime bu borcunu yerine getirtmek, Yüksek Hâ- kimler Kurulu'nun ödevlerindendir. Yüksek Hâkimler Kurulu'nun görevi- ni gereği gibi titizlikle yapmadığı. mesleği zayıf duruma düşürdüğü düşüncesinin sosyal ortamda yerleşmesi ve genişleme- si, zamanla, bu kuruluşa karşı olanların cesaretlerini arttınr ve bir anayasa deği- şikliği ile, kurulun, şimdiki bağımsız Bilindiğı üzere, bizim anayasamız "kuvvetler ayrılığı" ilkesini benimsemiş- tir. Anayasamıza göre, "yüriitme", "ya- sama" ve "yargı" erkı her üçü de birbirinden bağımsızdırlar. Ancak, "ger- çek anlamda" yargı bağımsızlığı ve hâkim teminatı, sadece 1961 Anayasası'- nın 143 ve 144. maddelerine göre o zaman kurulan ve içensinde tek bir siyasal kişi- nin yer almadığı ve tümü hâkimlerden oluşan "Yüksek Hâkimler Kurulu'nun görev yaptığı yirmi yıl içensinde "var" olabilmiştir. Ne ondan önceki ne de on- dan sonraki yıllarda "hâkim teminatı ve yargı bağımsızlığı"ndan söz etmeye ola- nak vardır. 12 Eylül askeri yönetiminin ilk Adalet Bakanı olan Cevdet Menteş, -o günlerin durumu ve koşullan altında- son derece bir gizlilik içensinde. büyük kolaylıkla, "Yüksek Hâkimler Kurulu" üyeleri ile il- gili, ama çoğu gerçek dışı suçlamalar sonucu, bu kurulu, 2461 sayılı bir "Kon- sey Kanunu" ile 13/5/1981 tarihinde "lâğv" ettirmiştir. Adı gecen Adalet Ba- kanı, ivedilikle söz konusu "lâğv" kanu- nunu hemen ertesi günü, yani 14,5/1981 tarihli "Resmi Gazete"de yayımlatmış ve bu kanunun geçici 8. maddesi hükmüTiü yerine getirmek ve başka bir deyişle, yir- mi yıldan beri "Yüksek Hâkimler Ku- rulu"nda bulunan açık ve gizli hâkim sicilleri ile sair evrak, dosyalan ve binayı teslim almak için, sabahın çok erken sa- atlerinde, o zamanki Adalet Bakanhğı "Donatım îşleri Genel Müdürü" olan II- han Çalh'yı "Kurul" binasına göndere- rek, -lâğv'dan haberleri olmayan- kurul bölüm başkanlan ile üyelerinin, rahatlık- la, kişisel evrak ve eşyalanm toplamalan- na bile olanak tanımarnıştır. Bu işin en hazin ve en ibret verici yanı, "Kurul"a karşı düşmanhk sayılacak harekette bu- lunan o Adalet Bakanı'nın, 1980 Temmuzu içinde, yaş sının nedeniyle, Bir telefonla anında hizmet almak için... Akkart'h, • AkMatikler 'den paraçeker, parayatınr, hesaplar arasında virman yapar, bankacılık işlemlerini gerçekleşürirsıniz. • A k t e l' i (188 12 88-İstanbul) arayarak hesap bakiyenizi, günlük döviz kurlarını, L\1KB bilgilerini, en yakın AkMatikler1 vcı yerlerini anında öğrenirsiniz. • Bir ay boyunca yaptığımz tüm banka işlemlerini istediğıniz adrese gönderilen Hesap Dökümü'nde izleyebilirsinız. • İndirırnlikazasigortasındanyararlanır. Akkadın dergisini ücretsiz alabilirsiniz. AKBAIMK "Güveninizin Eseri" Şimdi berkes Akkart' xn niçtn gerekli olduğunu biUyor... Sizin içindebirAKKART gerekli. BAŞSAĞLIĞI Değerli dostumuz Oya Temelli'nin kardeşi tNÇt YERLtCİnın vefatını büyük üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Merhumeye Tanrı'dan rahmet, ailesine ve yakınlanna başsağlığı dileriz. PARAJANS durum sona erer ki. bu hal; hâkim temi- natının sona ermesinden başka bir anlama gelmez. Bana öyle geliyor ki, Yüksek Hâkimler Kurulu'nun üyeleri böyle bir tehlikenin gerçekleşmesine asla meydan bırakmayacaklar. kuruluşa kar- şı olanlann cesaretlerini kıracaklardır." Recai Seçkin'in, -yukanya aktardığı- nuz endişelerinin- kendisinden üç başkan sonra Yargıtay'ın başına geçen, fakat emeklilik günlerine yakın günlerde, yani, 1980 yılı öncelerinde, parlamentoda Cumhurbaşkanfnın bir türlü seçileme- mesini hesaba katarak. bir kısım gazete- ciler aracıhğı ile, Cumhurbaşkanlığı için "tarafsız ve en münasip kişi"rıin kendisi olduğu yolunda yayın yaptıran ve daha sonra da 12 Eylül askeri harekâtının he- men ardmdan harekâtı gerçekleştiren paşalarla yakınlığı bilinen, Yargıtay üye- si bir kişi aracılığıyla o dönemm ilk Adalet Bakanlığı koltuğuna oturan Cev- det Menteş'in. Yüksek Hâkimler Ku- rulu'nu "lâğv" ettirmek suretiyle, Recaı Seçkin'in o ilk günkü endişelerini onun gerçekleştirmiş olması, bizce, adı geçen bakan yönünoen en büyük talihsizliktir. "Adli tarih", kendisini, "Türkiye'de yar- gı bağımsızlığını ve hâkim teminatını" sona erdiren Adalet Bakanı olarak sayfa- lanna geçirecektir. Yüksek Hâkimler Kurulu mensuplan- nın hepsi de elbette "sütten çıkmış ak kaşık" değillerdi. İçlerinde. kurulun, ku- ruluş amacına ters düşen davranışlarda bulunanlar vardı. Fakat bu demek değil- dir ki, iki-üç üye yüzünden koca bir kurum ortadan kaldınlsın. O iki-üç üye- nin yerlerine bir başkalannın görevlendi- rilmesi suretiyle kurumun devamını sağlamak çok kolaydı. Sonunda bakan- lık icraatı. askeri yönetimce de "hatalı" kabul edildiği içindir ki. zamanın Cum- hurbaşkanı Kenan Evren'in, çok yakın- larda "Miüiyet" gazetesinde yayımlanan anılannda da behrttiği üzere, Başbakan- hğa çağnlarak kendisi de istifaya zorla- narak Bakanlıktan uzaklaştırıldı. Azrail yapıştı ciğerime, USTAMI... CANIMI... BABAMI kaybettim. ALİ CAN GEBEŞ 7 KASIM İLHAN GÜNÜ KİTAP GÜNÜ (YARIN) Okur, 7 Kasım İlhan/Kitap günü nedeniyle Sol ve Onur Yayınlarını %50 indirimli edinebilecek. Kitap listesi, İndirimli satış yerleri Cumhuriyet'in yarınki Kitap ekinde. tlhanilhan Kitabevi Bayındır Sokak 23/6 Yenişehir 06420 Ankara Tel: 133 14 22 ŞİİRİNORTAKPAYDASI . Prof. Dr. MEHMET YALÇIN'ın Şiir bilime bu giriş kitabı Cumhurıyet Üniversitesı yayımları arasında cıktı. SIVAS Çürüyen rejime "sivil" dayanak Deulet"baba"sına kavusuvon! Demokrat! Kasım sayısı bayilerde • Kuralları yıkan bir Kürt kadın: Leyla Zana • "Kutsal İttifak"ın tartışmalı başarısı / Ortadoğu Barış Konferansı • FSLN: İlk kongrenin ardından • Che: Efsaneler kurşun geçirmiyor! İLAN VİZE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Asliye Hukuk: 1991/179 Davaa Vize ilçesi Kömürköy köyünden Hamdi Gûndoğdu tarafın- dan açılan çekin iptali davasının tensibinde verilen ara karan gere- ğince; Davaa Vize ilçesi Kömürköy köyünden Hamdi Gündoğdu 8.3.1991 keşide tarihli ve borçlusu Fikret Pullukçu olan 2.500.000 lira olarak hamiline kesilen Malkara Halk Bankası Şubesi'ne ait Hesap No: 6414, Seri No: C-0878839 sayıh çek ile ve yine borçlusu aynı olan ve 30J. 1991 vade tarihli protestolu 4.400.000 liralık bononun Fikret Gündoğdu tarafından kendi adına ciro edilen iki adet çekin kaybolduğunu bil- dirdiğinden bu çeki bulanın veya çekte hak iddia edenlerin ilan tari- hinden itibaren (6) ay içinde Vize Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1991/179 esas sayılı dosyasına müracaat etmeleri, aksi halde çeklerin kaybolması nedeniyle çeklerin hükumsüz kalacaklan ilan olunur. 2.10.1991 T.C BEYOĞLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 1991/167 Beyoğlu, Sururi Mah. Emin Camii Sok. da ve tapunun 851 ada, 27 parselinde kayıtlı taşınmazın sahibi Bunyamin (Bünyat) Kuloğlu uzıın seneden beri gaip olup, kendisinden halen haber ahnamadığm- dan ve hazıne vekilinin de, gaipliğine karar verilmesini istemiş olmakla gaip hakkında malumatı olan kimselerin mahkememizin 1991/167 esas sayılı dosvası zımmında malumat vermeleri, gaip hayatta ise adresi- nin bildırilmesı ilan olunur. 22.10.1991 Basm: 40244 İLAN BAKIRKÖY İKİNCİ ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞt'NDEN Dosya No: 990/780 Davaa Hazıne vekili tarafından davalı Yeresimos EvTendis aleyhi- ne açılan vasiyetnamenin iptali davasında, Davalı Yeresimos Evrendis'e Meşelik Sokak No: 36/1 Taksim-İST. olarak bildirilen adresine dava dilekçesi ve davetiyenin duruşma gü- nü ve saati tebliğ edilemediğinden duruşmanın bırakıldığı 3.12.1991 günü saat 10.25'te mahkememizde bizzat hazır bulunmanız veya ken- dinizi bir vekille temsil etarmeniz, aksi takdirde hakkınızda HUMK'nın 398 ve müteakip maddeli hükümleri gereğince duruşmaya gıvabınız- da karar verileceği ilan olunur. 1.10.1991 Basın: 40223
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle