22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı: Cumhuriyet Matbaacıhk ve Gazetecıhk Turk Anonım Şırketı adına Berio Nadi • Murahhas U>e Emine l'şaklıgil 0 Genel Yayın Mudüru: Hasan Ccmai. Yazı tşlerı Muduru: Oka> Gonensin • Haber Merkezı Müduru: Yalçın Bayer, Savfa Düzem Yönetmeru: Ali Acar 0 Temsılcıler ANKARA: Ahmet Tan. IZMIR Hikmel Çetiakaya, ADANA. Çetin Vığenogln Iç Polıtıka. Celal Başlangıf, Istanoul Habcrler. Ş»na) Kalkan, Ekonom Mtral Tamer, D15 Haberler Ergıın Balcı, Ij-Sendıka Şukmn Kettncı, Kültur Cdal Uster, Eğmm Gcncay Şa>lan, Yurt Haberlerı Necdet Dogan, Spor Danışmanı Abdttlkadir Yocelnaıı, Dızı Yazılar Kemn Çalışkan, Arajtırma Şahin Alpaj, Ouzellme Abdullah Yancı # Koordınalor Ahmet Korulsan % Mah lşlcr Erol Erfcut 0 Muhasebe Bukfil Veoff % Butçe-Planlama. Srvgi Omanbe^oglo 0 Reklam \>>e Tonın 0 ldare Huse)in G«rer 0 lşletme Öıtder Çrlik 0 Bılgı-lşlem Nall İnal 0 Personel Sevgi Bostancıotlu Yaun Kurulu Başkan ilhan Selçuk, Oklay Akbal, Valçın Bajrr, Hasan Cemal, Hikmet Çttlnkaya. Okav Gonensin, Lgur Mumcu, \)i Sırmen, \hmel Tan Basan ve Yayan. Cumhuııyet Malbaaahk ve Gazetecüık T.A Ş Türkocağı Cad 39 41 Cağaloğlu 34334 Ist PK: 246 - Istanbul Tel 512 05 05 (20 hat), Tda: 22246. Fax- (1) 526 60 72 0 Bürolar Ankara: Zıya Gökalp Blv Inkılap S. No: 19 '4, Tel. 133 11 41-47, Telex 42344, Fax (4) 133 05 65 0 lznrir H Ziya Blv. 1352 S 2/3. Td: 13 12 30, Teloı 52359, Fax (51) !9 53 60 0 Adan: luöntt Cad. 119 S No 1 Kat 1, Td: 19 37 52 (4 hat). Telex. 62155, Fax. (71) 19 25 78 TAKVİM: 7 EKİM 1991 Imsak: 4.35 Güneş: 6.59 öğle: 11.57 lkindi. 15 09 Akşam: 17.44 Yatsı: 19.03 Hastanelerin belkemiği olan hemşirelerin sorunlan, sağlık dünyasının gizli yarası gibi Şefkat meleği şefkat bekliyorHemşirelerin en çok hasta sahipleriyle sorunları ' 'Bir hemşirenin temel işi hastaya bakmak. Ama DPT'nin istatistiklerine göre Türkiye'de bir oluyor. Çoğunlukla hemşire hastaya bakmıyor, biz daha çok işimiz dışındaki işlerle hemşire ye ebeye 930 kişı düşüyor. Bu oran üç hastayla ilgilenmiyor diye saplantıları var. Hasta uğraşıyoruz" diyor 13 yıllık hemşire Nermin büyük ilimizde 739, diğer illerde ortalama 1Ö07 sahibı sıkıntısından birine 'patlamak' zorunda. Demirci. Her tarafa uzanmak zorundalar. Hatta kişi. Batı ülkelerinde bu rakam 200'e düşüyor. Doktora bağıramıyor, hemşireden hırsını alıyor. sekreterlik bile yaptıkları oluyor. Türkiye'nin hemşire ve ebe gereksinimi 200 bin. SERPİL GÜNPÜZ Nermin Demirci ve Gönül Vartaan. Biri 13 yılhk, diğeri 10 yıllık hemşire. Kapıcısından doktoru- na, problemli sağlık personelin- den sadece iki örnek. Hem ka- dın hem de hemşire olmanın "yükünü" taşıyorlar. "Okul döneminde kendi ken- dime sorardım; niçin bemşireli- gi bu kadar sevdirmeye çahşıyor- lar. Yoksa meslege başlayınca nefret mi edecektim" diyor Ner- min Demirci. Ama hayır. Her türlü sıkıntı- ya karşın seviyorlar yaptıklan işi. Bir dolu sorunu yaşamalan- na rağmen... Diyorlar ki: "Okul dönemin- ât bemşireük nedir? Hastaya nasıl yaklaşılmalıdır? En ideali ve en güzeÜ nasıi olıır, onu öğ- reüyoriar. Ama gerçekler çok farklı." Hemşire olmak... Ta başından başüyorlar anlat- maya. Yaşadıklarmı anlatıyor- lar... Çok sıkı koşullarda okul bitiriyorlar. Ortaokuldan sonra 4 yıllık hemşire eğitimi. Okulda gazete okumak, kitap okumak yasak. Yoksa ceza var. Hastane stajlannda 5 dakika oturmak bi- le yok. Hastane içinde oturcna- dan sürekli dolaşmak zorunda- lar. Yaş dönemleri 14-17. Böyle bir eğitimin yanlışhğımn cezası- nı hâlâ yaşıyorlar. Verilen tek izin sadece hafta sonları 13.00-16.00 arası. Bu üç saati de- ğerlendirmek için panik haünde okuldan fırlamak ve ne yapaca- ğını bihnemek... Hiçbir şey yap- madan da okula dönmek. Bu dönemi üzüntüyle anlatı- yor Nermin ve Gönül hemşire. "Bu insanlar bizi bu kadar sı- karken acaba haklı mıydüar?" Kendi kendilerine şimdi soru- yorlar bunu. 18 yaşında mezuniyet. Çok büyük sorumluluklarla yüklu olarak işe başuyorlar her hem- şire gibi. O yaşta bir üısamn ölü- müne tanık oluyorlar, ağır bir hasta ile karşılaşıyorlaj. Ameli- yaü hiç sevmiyorlar, ama kunım onlan ameliyathaneye verdiği için çalışmak zorunda kalı- yorlar. Bu yuzden hemşirelik eğitimi veren yatılı sağlık meslek lisele- rine şiddetle karşı çıkıyorlar ve hemşirelik eğitiminin universite düzeyinde olması gerektiğine inanıyorlar. "Düşıiniin" diyor Nermin Nermin Demirci, 13, Gönül VirhanlOyıldanberibenışirelikyapıyor.tkisidebertürlüsıkınöyakarşın yaptıklan işi seviyoriar. (Fotograf: ERDOĞAN KÖSEOGUJ) hemşire, "Okuldan mezun olu- yorsunuz ve ber gün gazete oku- muş bir doktoria, ogrenimi sıra- snda hiç gazete okumaratş hem- şire bir arada çalışıyor. Biz sans- lıydık. ÇaJıştıgımız doktoriar bi- ze çok yardımcı oldu ve iyi bir ekip oluşturduk. Ama ber hem- şire boyle bir şansa sahip değil." Okuldan sonra bir başka "cendere" bekh'yor hemşireleri. Hastaneler, ekonomik sorun- lar... Nermin Demirci 13 yılhk hemşire olarak 1 milyon 300 bin, 10 yılhk hemşire Gönul Vartaan da 1 milyon 170 bin lira alıyor. Saat 07.00*de işbaşı yapıyor ve saat 15.00'te bırakıyorlar. Nöbetçi olduklarında da sa- at 15.00'ten ertesi sabah 07.00'ye de|in 16 saat aralıksız çahşıyor- lar. Istanbul TAp Fakültesi cerra- hi ve ortopedi servislerinde 70 hastaya bir hemşire duşerken nöroloji hemşiresi olarak tek başlarına 30 hastaya bakmak zorundalar. "Avrupa'da 3 hasta- ya bir bemşire düşerken siz düşttniın" diyor Nermin Demirci. Hemşireler, hastaya şefkat göstermek, elini tutmak, saçını okşamak için eğitim alıyorlar, ama hastadan hastaya koşarken bunları yapmak mumkun mu? Peki hastalarla sorunlan ol- muyor mu? "Bizim, hastalarla sorunu- muz olmuvor" diyorlar. "Bize mahrem yerlerini göstermekten hoşlanmıvoriar, o kadar. Ama hasta hastadır." En çok hasta sahipleri ile so- runlan oluyor. Çok yoğun ve sı- kıntılı zamanlan oluyor hasta sahiplerinin. Çoğunlukla da 'hemşire hastaya bakmıyor, has- tayla ilgilenmiyor' diye saplan- tıları var. Hasta sahibi de sıkın- tısından, birisine "patlamak" zorunda. Doktora bağıramıyor- lar, hemşireye bağınyorlar. "Yanlış politikalann suçunu bizim üstümüze yuklüyorlar" diyor Nermin hemşire. Sonuçta "kaü" ve "kötü" hemşire olu- yorlar. Her zaman "bedef, hem- şire"... "Nermin ve Gönül hem- şirelerin dile getirdiklerı şekliy- İe hemşire, hastanede "ortada bir ekip" gibi çalışıyor. Her ta- rafa uzanmak zorundalar. Has- ta bakmanın dışında neredeyse her işle ilgileniyorlar. Sekreter- lik bile yapıyorlar. "Bir hemşirenin temel işi has- ta bakmak, ama biz hasta bak- maktan çok işimiz dışında işlerle nğraşıyoruz' diyor Nermin De- mirci. En büyuk sorun ziyaret saat- lerinde yaşanıyor bir de... Be>in kanamalı bir hasta. Bir bakıyor- sunuz bütun ailesı başında.. Zı- yaret saati sonrasında hemen •eski' duruma geçiyor hasta. Hemşireler zaman zaman katı kurallar uyguluyorlar, ama na- file... 'Sistem yanlış.' Gönül Varhan, bir hemşirenin çahşma saatleri içinde yaptığı iş- leri anlatıyor: "Servise geliyoruz. Nöbetçi hemşireden hastayı teslim alıyo- nız. Hasta başında hemşire ka- yıtlan vardır. Servis sorumlusu sabah saatlerinde işbolumu ya- par. Derece, tansiyon ve kan tet- kikleri gibi ratin işlerin yanmda yoğun bakım hastalannın bakı- mı yapılır. 2 saatte bir çevrilir, tansiyon ve ateşleri alınır. Eksik ilaçlar kontrol edilir. Refakatçi eğitimi ile Ugilenilir. Ayrıca bas- talann başka işleriyle uğraşıhr. Tekeriekli sandalye bulmak, ara- ba, ambülans hep hemşirenin işidir. Yemek tartımı, hastamn yemeğini kontrol etmek, dağıtı- mıyla ilgilenmek hemşirenin gö- rrvidir. Diyabetli hastalann >e- megiyle ayn ayn Ugilenilir. Bu- nun yanı sıra hastalann yıkan- ması, genel temiziiği, brnaklan- mn kesilmesi hemşirenin temel işidir. Butun bunlann yanı sıra birtakım burokrasi ve kırtasiye işleriyle ilgilenmek zonındadır." Mesai saati bitınce de başka sorunlar başlar. "Bekâr bemşireler, hastane içinde lojmanda kahriar. Tek odada 2-4 kişi" diyor Nermin hemşire. Nöbetten çıkıp uyumak isteyen var, müzık dinlemek is- teyen var. "Aldığın parayla loj- manda kalmaya mahkûm olu- yorsun, kendine ait bir evin olmnyor" diyor Nermin Demir- ci. Bu yüzden kimi hemşireler evliliği bir kurtuluş olarak göru- yor. Bu kez başka sorunlar baş- hyor. Aile ve çocuk sorunlan. Para yetmiyor. Boş kalan za- manlarda özel hemşirelik yapı- lıyor. Uykusuz hastaneye gelip burada verimli olmaya çalışıh- \or. "Insanustu bir gayretle ça- lışmak, cin gibi olmak gerekir" diyor evli ve çocuklu Gönül hemşire. Hastanelerin 'mdekleri' hem- şireler, önce kendi cehennemle- rinı aşmak zorundalar... Hemşirelik haklan "American Joumal Of Nur- sing"de yer alan, ancak Türki- ye'de geçerli olmayan hemşirelik haklan şöyle sıralanıyor: • Aldığı hemşirelik eğitimi vc kendi kişisel yeteneklerinı kulla- narak mesleki becerilerini sergi- leme ve geliştirme sonucu itibar görme hakkı. • Uygulamalannı meskgine uy- gun bir ortamda sürdürerek ça- hşmalanmn tanınması hakkı ve bu doğrultuda ödüllendirihne hakkı. • Fiziksel, duygusal stres ve sağ- lık risklerinin minimum olduğu bir çevrede çalışma hakkı, • Hastaya yapılan profesyonel uygulamalan yasal doğrultusun- da kontrol etme hakkı, • Hemşireligi ilgilendiren politi- kalann oluşturulmasuıa kâtüma hakkı, • Hemşirelik ve sağlık hizmetle- rine yönelik politika ve sosyal et- kinlikler içinde yer alma hakkı. DPT Sosyal Planlama Baş- kanhğı'nın istatistiklerine göre Turkiye'de bir hemşire ve ebeye 930 kişi düşüyor. Bu oran üç bü- yük ilimizde 739, bunun dışın- daki illerde ortalama 1007 kişi. Batı ülkelerinde ise bir hemşire ve ebeye ortalama 200 kişi dü- şüyor. tstatistiklere göre Turidye'nin hemşire ve ebe gereksinimi 200 bin civannda. Ulkemizde bır he- kime 1.4 hemşire ve ebe düşer- ken sağlık personeli açısından yoğun birikimlerin olduğu üç buyük ilimizde hekim başına 0.8 hemşire ve ebe düşüyor. Bazı il- lerimizde, örneğin Tokat'ta 5.6, TUDceli'de 5.5, Muş'ta 4.3 gibi oranlar çıkıyor. Yani sağlık per- soneli büyük illerde yoğunlaşır- ken yardımcı sağlık personeli daha küçük yerleşim birimlerin- de yoğunlaşmış oluyor. Uyku ilacına yasak EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA — Dünyanın en "popüler" uyku ilacı îngütere*- de yasaklandı. Nedeni: Alışkan- lık yapması ve ruhi dengesizlik yaratması. "Ingiltere tlaç Gn- venliği ve Denetimi Komisyo- nu", şimdiye kadar hakkında 700 dava açüan "Halcion"un pi- yasadan çekilmesine karar ver- di. llacın yapımcı firması "Up- john". karar ale>hinde Yuksek Mahkeme'ye başvunnak istediy- se de bu istek kabul edilmedi. Amerikan ilaç firması ise ilacı- nın "güvenli olduğunu ve aJey- hinde biçbir bilimsel ya da tıb- bi delil bulunmadığım" iddia ediyor. Firma sadece bu uyku ilacından geçen yıl 240 milyon dolar kazanmıştı. tlaç biliminde "barbitürat" olarak bilınen ilaçların 1960'larda gözden duşmesi ar- dından, hafif kaygı, endişe, hu- zursuzluk durumlannda baş\Ti- rulan ve sakin bir uyku sağlayan "benzodiazepin" grubu ilaçlann herkese "iyi gelmediği" ve ruhi yan etkileri olduğu zamanla an- laşıldı. Amerika ve Batı Avru- pa'da sadece bu tür ilaçlardan şi- kâyet nedeniyle şimdiye kadar 11 bin dava açıldığı bildiriliyor. "Haldon" 1980;de de İngiltere 1 - dekine benzer şikâyetler üzerine Hollanda'da yasaiclanmıştı. Ingiltere Sağlık Bakanlığı'n- dan edinilen bilgiye göre 1978 yüında piyasaya çıkartılan "Hal- don"a ilişkin "kötü yan etki" şi- kâyetleri 390"! buluyor. Bunlann 200 kadarı da ruhi dengesizlik, hafıza kaybı, ruhi çöküntü gibi şikâyetleri içeriyor. Geçen ağus- tos ayında Amerika'da bir kadı- nın, bu ilacın etkisindeyken an- nesini oldurmesi büyük yankı uyandırmış, kadın ilaç firması "Upjohn"u dava etmiş, firma mahkemeye gitmeden kadına 21 milyon dolar tazminat ödemeyi kabul etmişti. "Ilo Grünberg" adlı kadın, annesıni öldürdüğu- nfi 'hanrlaynmadığını" soylemiş, bu durum hipnotizma ile de saptanmıştı. POLtSGtTTİ— Şişli BelediyeBaşkanı FatmaGirik, ogrenci ailelerinin şıkâyeli uzenne Aırport Diskotek'e iki polis alarak gitti. tki polis yardımistemekiçinçtkular,fakatdonuşleriııdeŞişliEcnniye( \mirinin"buradakıola> biziılgilendirmiyor, mudahaleetraememizisoyledi" diyerekdiskotektenaynlıncadenetim.gençlerinprotestosuile'evrakincelemevetahlirboyutundasonaeriyor. ( Ml HARREM AYDIN) Diskotek nasıl deneüenemedi? ODTÜ'de 1 ydda 1170 atıbııa ODTÜ'de geçen yıl sınıf geçmenin zorlaştırılması, 1990-1991 öğretim yılı sonunda 1170 öğrencinin okuldan atılmasıyla sonuçlandı. Istanbul Haber Servisi — "Şişli Belediye Başkanlığı'na gekn bir ihban değeıiendirerek i harekete geçen Başkan Girik, I inanılmaz bir gerçegi açüdığa kavuşturacak..." "Şok haber" başhğıyla gaze- telere fakslanan bu yazı üzeri- ne Şişli Belediye Başkanı Fatma Giıik'in makam odasında top- lanan gazeteciler, bu "gizli" tu- tulan "şok haber"ı öğrenmek için sabu'sızlamyorlar. Sorular yanıtsız kalıyor. Başkan Girik'in "Narkotik- ten çagırdığımız yetkili heniiz geJmedi" açıklaması, yorumlan "nyuşturucu" üzerine yoğun- laştınyor. Az sonra Fatma Gi- rik, yardımcılan, Şişli Belediye- si Zabıta Müdürti ve zabıta me- murlanyla birlikte belediyeden hareket ediyoruz. llk durak Mecidiyeköy Karakolu. Fatma Girik hızla karakola gidip iki polis memuruyla geri dönüyor. Yeniden yola çıkıyoruz. Bu kez Zincirlikuyu'daki Airport'a gi- diyoruz. Bodyguardlann şaşkın bakışları arasuıda diskoteğe gi- riyoruz. Sigara dumanından göz gözü görmüyor, müziğin sesi her şeyi bastınyor. Zabıta memurları çevreye yayıhyor. Herkes yan şaşkın. Fatma Gi- rik, Mecidiyeköy Karakolu- ndan getirdiği polis memurla- nna dunımu anlatınca olay ay- dınlaruyor: Bir diskotek baskı- nındayız. Şişli Belediyesi, "Or- taokul ve lise öğrencUeri bura- da içki, sigara ve puta tapma gi- bi kötü alışkanlıklara teşvik ediliyor" ihbar ve şikâyetlerini değerlendiriyor. Polis memur- lan, "durum ciddi" diye düşü- nüyorlar herhalde ki "Biz yar- dımcı ekip çağınnaya gidiyo- ruz" deyip ayrılıyorlar dısico- tekten. Başkan Girik de dene- time başhyor. Gençler "dışanda" bir şeyle- rin olduğunu fark edip dansla- rını bırakıyor ve Fatma Girik- in çevresini sanyorlar... Her ka- fadan bir ses, ardından bir yo- rum geh'yor... Az sonra Ai- rport'un işletmecisi Önder Öz- kan görünuyor. Spor bir kıya- fetle Şişli Belediye Başkanı Fat- ma Gink'in yanına gehyor. So- runun ne olduğunu sorduğun- da Fatma Girik, "bazı öğrenci- lerin diskotekte içki, sigara, uyuşturucu benzeri kötü alış- kanlıklara yoneltildiğini" vur- guluyor ve "denetim yapacaklanm" söylüyor. 01- dukça rahat ve umarsız görü- nen önder Özkan, buradaki eğ- lence tarzının hiç de duşünulen biçimde olmadığını, herkesin isteğiyle buraya geh'p kurallara uygun eğlendiğini anlatmaya çalışıyor. Zabıta görevüleri be- lediye yetkileri çerçevesinde iş- letmenin resmi evraklanm isti- yorlar. Diskotekteki bazı görevliler hırçınlaşıyor. Çeşitli tehditler savurarak bir kadın gazeteciyi tartaklamaya başlıyorlar. Fat- ma Girik ve Önder Özkan ha- vayı >Timuşatıyor. tncelemeler sonucu diskoteğin sağlık karne- sinin bulunmadığı ortaya çıkı- yor. Gerekli işlemler yapümak üzere tüm evTaklara el konulu- yor. İçki ve sigara satılan bölumü gezen zabıta memurlan plastik bidonların içindeki sıvılann ne olduğunu soruyor. Yanıt: "Konyak." Zabıta ve sağlık me- muru bunlan tahlil ettirip ince- lettirmek için birer örnek alı- yor. Bu arada yardımcı ekip ça- ğırmaya giden iki polis memu- ru da dönüyor. Poüs memurlan Fatma Girik'e, "Şişli Emniyet Amiri'nin buradaki olayın ken- dilerini ilgilendirmediğini ve müdahale etmemeleri gerektiği- ni söylediğini, "Eger bir sorun varsa bana geisinler' dedigini" aktanyorlar ve diskoyu terk ediyorlar... Fatma Girik bir sure ortadan kaybolan Önder Özkan'a bura- nuı mudavimi olan çoğu öğren- ci gencin ailelerinin şikâyetleri- ni aktarıyor. Bunlardan birisi ise ihban yapan Dursun Erkoc. Erkoc, Şişli Belediyesi zabıta memuru. Anlattığına göre sık sık Airport'a giden 14 yaşındaki kızı son zamanlarda sinir kriz- leri geçiriyor ve doktor tedavi- si altına alınıp sürekli iğneyle sakinleştiriliyor. Fatma Girik bu ve diğer 10 ailenin şikâyet ve ihbarlan üzerine ahlak zabıta- sı ve narkotik şubeye başvur- duklanm, ancak bir sonuç ala- madıklannı anlatıyor. Girik, hem Şişli Belediye Başkanı hem de bir kadın olarak bu çocuk- ların dunımuna kayıtsız kala- madığını ve belediye yetkileri içinde tum yasal işlemleri yapa- cağmı söylüyor. Girik ve diğer yetkililer çıkmak üzere kapıya yöneldiğinde arka- larında yığılan gençlerin, "Yiı- uh, oleyyy, SHP sov ve reklam peşinde, biz hayatımızdan memnunuz" biçiminde bağır- dıklan duyuluyor. Emniyetin kendilerine yar- dımcı ohnamasını eleştıren Fat- ma Girik çaresizlik içinde, "tüm evraklann ayrmülanyla ioceleneceğini, alınan sıvılann tahlil ettirilecegini. aynca bele- diyenin denetimlerini sürdürecegini" anlatıyor... ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — ODTÜ'de geçen öğre- tim yılında 1170 öğrencinin ba- şarısızlık nedeniyle üniversite- den atıldığı belirlendi. öğrenci- ler, geçen öğretim yılında değiş- tirilen yönetmelik yüzünden atılma durumunda kaldıklarını belirterek mahkemeye başvur- maya başladılar. YÖK'ün sınıf geçmeyle ilgili düzenlemeyi üniversitelere bı- rakmasının ardından, uygula- madaki farklılıklar sorun çıkar- dı. ODTÜ, 1990-1991 öğretim yı- lı başında yönetmeliği değiştire- rek, ikinci sınıf sonunda (dör- düncü dönem) dört üzerinden ortalaması 1.50'nin altına düşen öğrencilerin atılmasını karar- laştırdı. Aynı dönem sonunda 1.60'ın, 5. dönem sonunda 1.70 1 in, 6. dönemin sonunda 1.80'in, 7. dönem sonunda 1.90'ın, 8. dönemin sonunda ise 2'nin altı- na düşenlerin de önce uyanlma- sı, ikinci kez barajın altına düş- meleri durumunda atılmaları uygulaması getirildi. Aynca, ay- nı dersten üç kere zayıf not alın- dıgında da öğrencinin ilişiğinin kesilmesi kararlaştınldı. Uygulama sonucunda, geçen öğretim yüında 1170 ögrenci ba- rajın altında kaldı ve okulla iliş- kisi kesildi. tki hafta önce ek bü- tünleme sınavlan yapıldı. So- nuçlann tümü henüz açıklan- madı. Başansızhk oranımn Mühen- dislik Fakültesi'nde yüksek ol- duğu, bu fakülteyi Fen ve Ede- biyat fakültelerinin izlediği be- lirlendi. Okulla ilişkisi kesilen Mate- matik Bölümü öğrencisi Murat Çınar, üniversitenin ek bütünle- me sınavlanna da tepki duydu- ğunu belirterek "Zaten sınava almak istemiyorlardı, ama gir- dik. Sonuçta kaldık. Ama sınav kâgıdımızı görme şansıaı bile vennedUer" diye konuştu. Psikoloji Bölümü öğrencisi Şerefnur Karakaş da, YOK Ya- sası'nda "ögrencilerin üniversi- teyi 7 yılda tamamlayabilecekle- rine" ilişkin hukum bulunduğu- na dikkat çekerek "YÖK Yasa- sı'na aykın olan universite yö- netmeliği degiştirilmeli ve bize YÖK Yasası'nın verdigi hak tanınmaudır" diye konuştu. Öğrenciler, Gazi Üniversite- si'nde ek butunleme sınavında başanlı olamayan öğrencilere alt smıfı tekrarlama hakkı verildi- ğine, ODTÜ'de bu durumdaki öğrencilerin kayıt yenileme iste- ğinin reddedildiğine dikkat çe- kerek farkh uygulamaya son ve- rilmesini de istediler. B.Çekmece'ye direk alo • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — PTT Genel Müdürlüğu bir açıklama yaparak Büyukçekmece ilçesi dahilinde bulunan telefon numaralanmn 9 çevirmeden aranacağını bildirdi. Büyukçekmece dahilindeki telefon santrallan Istanbul telefon şebekesinin lokaline alındı. Buna göre aşağıdaki isimleri yazılı Büyukçekmece santrallarına bağlı abonelerin telefon numaralannın önüne şu rakamlar eklenecektir. Büyukçekmece (68), Kumburgaz (68), Gürpınar (680), Büyukçekmece (Çarşı) (672), Ahmediye (687). Istanbul dışmdan yapılacak aramalarda bu numaralann başına tstanbul'un kodu olan (1) rakamı eklenecek. İstanbuTun kıırtıılıışu • İstanbul Haber Servisi — Istanbul'un düşman işgalinden kurtuluşunun 68. yıldönumu törenlerle kutlandı. Yıldönumu dolayısıyla Cumhurbaşkanı Turgut özal, TBMM Başkanı Kaya Erdem, Başbakan Mesut Yılmaz, SHP Genel Başkanı Erdal tnönu ile DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel birer kutlama mesajı yayımladılar. Yurtlar için son gün • ANKARA (ANKA) — Artık yıllarını okuyan ve özel yetenek sınavı ya da önkayıtla üniversiteye giren oğrencilerin Yukseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu'na bağh yurtlara başvurulan bu akşam sona eriyor. Yurt-Kur'dan edinilen bilgiye göre artık yıl öğrencileri daha önce barındıkları yurt müdürlüklerine, önkayıt ve özel yetenek sınavıyla yükseköğrenime başlayacak olanlar da Yurt-Kur kayıt burolanna başvuracaklar. ÜMME'de yeni adım • ANKARA (ANKA) — Milli Eğitim Bakanlığı'nın üniversiteye gıremeyen Use mezunları için açtığı "Lise Mezunlarına Meslek Edindirme Projesi", yuksek- oğretim statusune doğru ilk adımını attı. LİMME projesinın sorumluluğu, Milli Eğitim BakanhğYnda yeniden kurulan Yükseköğretim Genel Müdurlüğü'ne bağlandı. Milli Eğitim Bakanhğı yetkililerinden edinilen bilgiye göre Yükseköğretim Genel Müdurluğü, Lise Mezunlanna Meslek Edindirme Projesi uygulamasında, yükseköğretim kurumlan ile gerekli koordinasyon ve işbirlığini sağlamakla yükumlu olacak. 2 uçak kayıp • BURSA (Cumhuriyet Bürosu) — Türk, Amerikan, Italyan ve îngiliz Hava Kuvvetleri'nin katıldığı "Kararhlık Gösterisi 91" tatbikatında 2 uçağın kayıp olduğu bildirildi. Balıkesir üssünden havalandıklan öğrenilen uçaklann usse dönmemesi üzerine geniş çaph bir araştırma başlatıldı. Araştırmanm odağını Bursa'nın Orhaneli ilçesi ve köylerinin oluşturduğu kaydedildi. Bursa İl Jandarma Alay Komutanlığı yetkilileri, "Böyle bir şey var ancak araştırmalarunızda bir sonuca ulaşamadık." dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle