22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbr Cumhumet Matbaacılık ve Gazetecılik Turk Anonim Şirketı adına Berin \adi • Murahhas Uye: Emine Uşaklıgil 0 Genel Ya\m Muduru Hasan Cemal, Yazı îşlen Muduru: Okay Gonensin 0 Haber Merkezı Muduru: Yalçın Bayer. Sayfa Duzenı Yonetmenı Ali \ar 0 Temsılaler ANKARA: Abmel T»n, IZMİR- Hikmet Çetinkaya, ADANA: Çetin Yigenoglu Iç Polıııka Celal Başfauıgıc Istanbul Haberlerı Şenaj Kalkan, Ekonomı Meral Tarmr. Dış Haberlcr Ergun Balci, Iş-Scndıka Şııkran Ketenci, Kukur* Olal Uster, Eğıum Gencay Şa>lan, Vurt Haberlerı Necdel Dogan, Spor Danışmanı Abdulkadir Yucelman, Dızı \azıla: kerem Çahşkan, Vaştırma Şahın Alpav. Duzel'me 4bdullah \azıcı 0 Koordmalor Ahmel Korulsan 0 Malı İşier- Erol Erkul 0 Muhasebe Butaıt Vner 0 Butçe-Planla.'na Sevgi Osmanbe^oglu 0 Reklam Ayşt Toran 0 Idare Huse>ın Gurer 0 I^letme Ondtr Çelik 0 Bılgı-lşlem Naıl Inal 0 Persone! Se\gl Bostancıoglu YaMft Kurutu Başkan. tlhan Selçuk. Oklay Akbal, Yalçtn Bayer, Haun Omal, Hikmel Çetink»), Okay Gonensin, Lgur Mumcu, Ali Sırmen, Ahmel Tan Basan \e Yayan. Cumhurıyet Matbaacılık ve Gazetecıbk T A Ş Turkocagı Cad. 39 4] Cağaloğlu 34334 lsı PK: 246 • Istanbul Tel 512 05 05 (20 hat), Telec 22246, Fax (1) 526 60 72 0 Burolar Ankan: Zıya Gokalp BN Inkılap S. No: 19'4, Tel 133 II 4147, Telex 42344, Fa.x (4) 133 05 65 0 lınür H Zıya Blv. 1352 S 2' 3. Tel. 13 12 30. Telex 52359, Fa.x (51) 19 53 60 0 Adana: InOnü Cad- 119 S No 1 Kat 1, Tel 19 37 52 (4 hat), Telex 62155. Fax (71) 19 25 78 TAKVtM: 4 EKÎM 1991 Imsak: 4.32 Guneş: 5.56 ögle: 11.58 lkindi: 15.13 Akşam: 17.49 Yatsı: 19.08 Batı, çöken Doğu'yu ayağa kaldırıyor, ama Doğulular hâlâ "ikinci sınıf olma duygusunu üzerlerinden atamıyor Almanyada 1. yaş kutlaıııası—: —»—: •% ı-ı- . n n n u » ^^ ^m ı nrjmi—^dMmMHıfct Hı wıw * * maHıkları irin i'mriin. Istedikleri I . T T ^ > . ^ ^»-. DtLEK ZAPTÇIOĞLU BERLİN — Birleşik Alman- ya dun bir yaşını doldurdu. Çok kolay bir doğumla dünyaya ge- len bebek doktorların teşhisine göre gayet sağlıklı bir bunyeye sahip ve gelecek vaat ediyor. Doktorları endişelendiren tek konu, bebeğin "sizofren" hat- lar taşıması; ikiye bölünmüş bir karakterin işaretlerini gösterme- si. Bu, ozellikle yabancı uzman- larda kaygı yaraarken bebeğin ailesi, bölünmüş karakterin za- manla butunleşeceğine; hastalı- ğın kalıcı olmadığına inaruyor. Evet, hiç kimsenin en azından yakın vadede gerçekleşmeyece- ğine inandığı bu doğumun, "Birieşik Almanya"nın doğu- munun uzerinden tam bir yıl geçti. 3 Ekim 1990 günü Berlin'- de, unlu Brandenburg kapısı çevresinde toplanan yuzbinler- ce kişi birleşmeyı şampanya ve havai fişeklerle kutlamıştı. 9 Kasım 1989'da Berlin Du- varı'nın açılması ile fiilen ger- çekleşen birlik, "Dört artı iki" formüluyle bır araya gelen eski müttefikler ve iki Almanya'nın temsilcileri tarafından uzun pa- zarlıklarla kağıda dökülmuş; ni- hayet 3 Ekim 1990, Almanya'- nın yeniden birleştiği gıın olarak tarihe geçmişti. Gorbi, "Tarih, geç kalanı cezalandınr" diyor- du. Haklı çıktı. Birleşmenin akla getirdiği ılk soru, "Doğu Alman ekonomi- sinin ne olacağı" idi. Alman modeli, Doğu Avrupa'da kapi- talizm yoluna girmiş, ilerleyen eski sosyalist ülkelere de örnek teşkil edecekti. Birleşmenin mimarı olarak tarih kitaplanndaki yerini daha yaşarken alan Başbakan Hel- mut Kohl, Doğu Alman halkı- na "Eskisinden kötii yaşamaya- caksuuz" dıvordu. Batı Alman- 3 Ekim 1990'da 'Birleşik Almanya' büyük kutlamalarla doğmuştu. Aradan geçen bir yıl içinde Doğu'ya yönelik yardım, mali destek, özelleştirme ve eğitim programları ile bu bölge hızla gelişiyor. Kapatılan işletmeler neaeniyle işsiz sayısı arttı, ancak bunlara sosyal güvence sağlanabiliyor. Yine de Doğulular "aşağılık kompleksini" tam atabılmiş değiller. Doğu'da kıskançlık ve güvensizlik duyguları hâlâ egemen. Bununla birlikte Batı ve Doğu'da ırkçılık da hızla gelişiyor. Birleşmeden en çok kaybeden, yabancılar; ozellikle Türkler oldu. lara ise "Birleşmenin mali yii- kiinu siz taşımayacaksınız" sö- zünü veriyordu. 1990 yılının kasım ayında ya- pılan genel seçimlerden bu va- atleriyle galip çıkan Başbakan Kohl, ilk iş olarak Batı Alman- ya'daki vergileri artırdı ve bir- çok kalemde zamma gitti. "Ha- talı hesap yaptığını" sonradan teslim eden Kohl hükumeti, yi- ne de Doğu Alman ekonomisi- nı bir yıl gibi çok kısa bir süre- de toparlamayı başardı. Doğu Almanya'ya akıtılan devlet yardımlan, işsizlere veri- MARX, ENGELS, KOHL— İki Almanya'nın birleşmesinden sonra Doğu Beriin'deki Man-Lngels heykelleri de bir gecede "antika" degeri kazandılar. Kohl'un kuklası ve heykelin altındaki "Biz ma yazısı iki Almanya'nın birieşmesinin yarattıgı pop-kitsch kültiirün bir yansıması.sumuz len mali destek, eğitim prog- ramlan ve Doğu'daki binlerce devlet işletmesinin hızla özelleş- tirilmesi, yani Batılı şirketlere satılmasıyla şimdi 16 milyonluk Doğu Almanya hızla gelişiyor. Rantabl çalışmadığı için kapa- tılan devlet şirketleri gerçi bin- lerce kişinin bir anda işsiz kal- masına yol açıyor, ama Türki- ye'ye karşın sosyal güvencelerin altın harflerle yazıldığı Alman- ya'da devlet, vatandaşına yeni iş sunmak, sigortasını, emekli- liğini güvence altına almak, kı- sacası vatandaşı yeniden üret- ken kılmak için elinden geleni yapıyor. Bebek sağhkh ve gelecek va- at ediyor. Ama şizofreni doruk nokta- sında. Almanya hâlâ ikiye bö- lünmüş bir ülke. Eskiden Ber- lin Duvan'nın bulunduğu gö- rünmez hattan Doğu'ya her ge- çişimizde kendimizi hâlâ başka bir dünyada buluyoruz. Doğu, hâlâ çoic renksiz, çok işsiz, çok yalnız. Doğu, ancak Batı'ya geçtiği anda yalnızlığından kur- tuluyor. İki Almanya arasında- ki beton duvarların kalkmasın- dan sonra görünmez duvarlar neredeyse "aşdmaz" hissi veri- yor. "Biz bir halkız" sloganıyla sokağa dökülüp 40 yülık sosya- lizm deneyine son veren Doğu Almanlar, büyük bir telaş için- de herşeyi hemen bugün istiyor- lar ve mutlu değiller. Onlar için tüketim en başta geliyor. Batı- nın göz kamaştıncı tüketim mallannı artık yalnız televizyon ekranlarında değil, kendi dük- kânlarının raflannda seyreden Doğulular, şimdi yeterli paralan olmadığı ve her şeyi satın ala- madıklan için üzgün. lstedikleri ülkeye gitmekte serbestler, ama gidemedikleri için belki de eski- sinden çok kahrediyorlar kendi- lerine. Eski Komünist Parti'rün de- vamı Demokratik Sosyalizm Partisi Başkanı Gregor Gysi, "Hangisi daha kötii bilmiyorum" diyor. "Duvar>1i- zünden seyahat edememek, sa- tın alamamak mı daha kötii, yoksa imkânı olduğu halde pa- rası olmadığı için yapamamak mı". Doğu Almanlar "daha güzel bir dünya"dan en başta Batı'- nın refahini anlıyorlar. Ve ken- dilerini Almanya'da "ikinci sı- nıf vatandaş" olarak hissedi- yorlar. Bu, Doğu Almanya'da Batılıya ve ozellikle Batı'da ya- şayan yabanaya karşı büyük bir kıskançhğa itiyor. Doğu Almanya'daki sosyaliz- min çökmesine neden olan en büyük faktörlerden biri, kuşku- suz farkh değerler, ihtiyaçlar ya- ratamamış olması. Batı'yla her konuda yarışa giren Doğu Al- manya, sonunda bu yanşta hav- luyu atan taraf oldu ve geriye, Batıya kıyasla çürük bir ekono- mi ve demokratik duşünceye ya- bana 16 milyon insan bıraktı. Birleşmeden asıl yenik çıkan kitle, Almanya'daki yabancüar, Türkler oldu. Birleşmenin ikinci yılına girerken bugün Alman- ya'nın her yerinde yabancı işçi- lerin ve mültecilerin banndığı yurtlara saldınlar duzenleniyor. örtük ve açık ırkçılık kol gezi- yor. Aşın sağa ve ırkçı slogan- larla, ortaya çıkan siyasi parti- ler yeni taraftarlar kazanıyor: Bulvar gazeteleri yok satıyor; Doğu Alman gençliği saçlanru kazıtıp "Dazlaklar-'a katılma- yı marifet biliyor. Kazınan saç- ların altından ırkçı ve saldırgan düşünceler çıkıyor. İtalya-Avusturya 'Buz adaıır diplomatik soğukluk yarattı İtalya-Avusturya sınınnda bulunan 4 bin yıllık "buz adam"ı Avusturya dağ ekipleri daha hızlı davranarak ülkelerine götürdüler. Dış Habeıier Servisi — İtalya-Avusturya sınınnda bulunan Alp Dağlan'nda ve l ö 2000 yılından kaldığı be- lirlenen "buz adam", iki ül- ke arasında diplomatik so- ğukluk yarattı. Bilim adamları tarafından "yüzyılın buluşu" olarak de- ğerlendirilen 4 bin yıllık don- muş ceset, AvTupa'da uygar- hğm sanılandan çok daha es- ki tarihlere uzandığını orta- ya koyuyor. Bir grup Alman turist ta- rafından rastlantı sonucu buzlar arasında farkedilen ceset, Alp Dağlan'nın İtalya- Avusturya sınınnda bulundu. TUristler önce ttalyan ma- kamlarına haber verdiler, an- cak Italyan dağ ekipleri ge- cikince, daha süratli davra- nan Avusturyalı dağ kurtar- ma timleri, cesedi alarak Vi- yana'ya götürdüler. Boylece Avusturyalı bilim adamları "yiizyılın bulusu"nu incele- me olanağına kavuştular. Alp zirvelerinde sınırların tam olarak belirlenememesi- ne rağmen cesedin bulundu- ğu yerin Italya sınırlan için- de, sınır çizgisine 10-15 km uzaklıkta bulunduğu öne sü- rülüyor. "The European"da yer alan habere göre ttalya, bu gerekçe ile Avusturya'ya başvurarak cesedin kendi topraklarında bulunduğunu ve iadesıni istedi. Ancak Avusturya makam- ları, cesedin kendi sınırlan içinde bulunduğu gerekçesi ile iade edilmeyeceğini bildir- diler. Buna karşın iki ulke bi- lim adamlarının, diğer ülke- lerden gelecek başka bilim adamları ile birlikte 4 bın yıl- lık ceset üzerinde daha aynn- tıh inceleme yapacağı belir- tiliyor. Böylece 4 bin yıl on- ceki avcı ya da askerin ve ya- şadığı çağm beslenme kültu- ru, hatta hastalıkları üzerine daha derin bilgiler elde edi- lebilecek. Teknolojinin çağımızda ulaştığı nokta ile, bronz dev- ri avcısının "genetik" yapısı da çözülebiliyor. Böylece Av- rupa'daki insanın evrimi üze- rine ilginç bulgular elde edı- lebileceği sanılıyor. Bronz balta, taş bıçak ve avcının ta- şıdığı bazı değerli taşlar, ilk ağızda o çağdaki Avmpa uy- garlığı adına oldukça "ileri araç gereçler" olarak deger- lendiriliyor. HIZU DEĞİŞtM Marx, Engels, Lenin heykelleri müzeye Dun ölümünun birinci yılını kutlayan Demokratik Almanya'da ülkesine dönmek istemeyen, ama dönmek zorunda olan 300 binden fazla Sovyet askeri var. Batı Berlin'deki Amerikan, Ingiliz ve Fransız askerleri duvarla beraber tarihe kanştı, ama askerler, radyoları ve televizy onları şehri terk etmedi. Berlin'in Camilon Tepesi'nde dev istihbarat antenleri hâlâ Sovyetler Birliği'ni dinliyor. Üniversitelerin vazgeçihnez "Marksizm-Leninizm Fakültesi" kapandı. Hocalar işsiz kaldı. Doğu Almanya'nın her yerindeki Marks, Engels, Lenin heykelleri müze bodrumlarına kaldınldı. Okullarda artık yabancı dil olarak Rusça değil, Ingilizce öğretiliyor. Eskiden tngilizce bilenlere potansiyel casus gözuyle bakılırken, bugün Rusça bilenler kuşkuyla karşılanıyor. Doğu Almanya'daki "temizleme harekatı" uyannca eski sistemde sorumluluk alanlar resmi görevlerden uzaklaştırılıyor. Komşular yine birbirini, ama bu kez "komünist" diye ihbar ediyor. EdebiyatYAVUZ BAYDAR STOCKHOLM — 1991 yılı Nobel Edebiyat Ödülii Güney Afrikah kadın yazar Nadine Gordimer'e verildi. 68 yaşında- ki Gordimer, Alfred Nobel'in deyişiyle "insanltğa yiice epik yazımı sayesinde biiyük katkıda bulunduğu" gerekçesıyle ödule layık görüldü. Nadine Gordimer, 90 yıllık bir geçmişe sahip olan, bu yılki değeri 6 milyon kron (yaklaşık 4.8 milyar lira) olarak belirlenen Nobel Edebiyat ödülu'nü alan 7. kadın yazar. Daha önce Sel- ma Lagcrlöf (tsveç), Sigrid Undset (Norveç), Gabriela Mistral (Şili), Grazia Delledda (ttalya) Peari S.Buck (ABD) ve Nelly Sachs (Almanya) No- bel'i kazanmıştı. Ödül, Sachs'- dan (1966) bu yana, yani 25 yıl- dır ilk kez bir kadın yazara ve- rilmiş oluyor. tngiliz bir ana ile Litvanyalı bir babadan 1923 yılında dün- yaya gelen ve Güney Afrika'da yaşayan Nadine Gordimer, mo- dern Anglosakson yazınının saygın temsilcileri arasında yer alıyor. Gordimer, butun buyük dillere çevrilmiş olan öykuleri ve romanlannda ana tema olarak ırk aynmırun insanlar uzerinde- ki etkilerini işliyor. Gordimer'- in karmaşık bireysel ve toplum- sal ilişkileri aynı ölçude karma- şık -zaman zaman da eklektik- bir biçemle yansıttığı, sadece ül- kesinin gelişiminde siyasi bir tavrı içermekle kalmıyor, Gü- ney Afrika'nın tarihine açılan pencereler olarak da gorülüyor. Gordimer'ın yapıtlan içinde "Şeref Misafiri" (A Guest of Honours) bir köşe taşı sayılıyor. 1970'te çıkan "sıkı dokun- muş", "dolgun biçemli", kla- sik havalı bu roman, bir ulusun doğuşunu tum karmaşıklığı içinde aktarmakta. lı kachıı yazannNOBELİ KAZANAN'GORDIMER: Siyahlar unutursa hata yaparlar 68 >aşındaki Gordimer New York'ta fotoğrafçılara poz verdi. (Fotoğraf: REUTER) 1970'lerin onalarından itiba- ren bıçemini daha karmaşık kıl- maya yönelen Gordimer, bunun ürunlerini, "en iyileri" arasın- da sayılan uç romanla "Koriı- macı" (The Conservatıonist), "Burger'in Km", "Temmuzun İnsanJan" (July's People) ile verdi. Bunlar arasında, ozellik- le Sovveto'daki olayları temel alan 1981 tarihli Temmuz ln- sanlan'nın Nobel seçici kurulu- nun tarihinde önemli bir ro! oy- nadığı ileri surüluyor. Gordimer'ın son kitabı katı siyasi gerçekliğin çalkantılan or- tasında değişime direnen bir toplum içinde aşk ilişkisini an- lattığı Oğlumun Öykusü" (My Son's Story, 1990). Gordimer'in anlatıdaki doku- ya gösterdiği özen, öykülerinde daha belirgin biçünde ortaya çı- kıyor. Yazann kadın kişiliği ve dildeki ustahğına örnek olarak da "Askerin Sanlışı" (A Soldi- er's Embrace, 1980) ve "Seçme Öyküler" (Selected Stories) adlı kitaplan gosteriliyor. PORTRE Muse\i kökenlı olan Gordi- mer, 20 Kasım 1923 yılında Gu- ney Afrika'da Springs/Transva- al'da doğdu Orta sınıftan beyaz bir ailenin kızı olarak yetişti. Dokuz yaşında yazmaya başla- yan Gordimer'in ilk oykusü, 15 yaşındayken bir dergide yayım- İandı. Bir yıl Johannesburg'da- ki Witwatersrand Üniversitesi'n- de okudu. 1954 yılında işadamı Reinhold Cassirer'le -ikinci kez- e\lendi. Yazarhğının yani sıra 1960 ve 70'li yıllar boyunca ABD'de çeşitli eğitim kurumla- rında konferans ve dersler ver- di. Kısa öykülerden oluşan ilk ki- tabı "The Soft Voice of Serpent" (Yılanın Yumuşak Se- si) 1952 yılında yayımlandı. Bir yıl sonra "The Liying Days" (Yalan Gunler) adlı ılk romanı- nı yavımladı. Yazann "The Conservationist" (Korumacı) adlı ilk romanı 1974 yılında Bo- oker Mc Connell ödulü'nu ka- zandı. 10 roman, 7 öykü, birkaç da deneme/eleştiri kitabı yayım- lanan Gordimer'in Türkçede iki kitabı var: "Başka Dünyalar" (Can Yayınları) ve "Temmuzun İnsanlan" (Başak Yayın). Kültiir Servisi — Bu yıl No- bel Edebiyat Ödülu'nü kazanan Güney Afrikalı yazar Nadine Gordimer, arkadaşımız Nilgün Cerrahoğlu ile yaptığı söyleşide (Cumhuriyet Kitap, 26.9.91) "Romanlanm kendim ozellikle bu rejimden tiksindiğim için de- ğil, sadece ve sadece toplumu anlattığım için apartheid aleyh- tan bir nitelik taşıyor. Güne> Afrika'da yaşamı dürüstçe an- latma\a başladıgımz zaman apartheid zaten kendi kendini lanetniyor" demişti. Güney Afrika Cumhuriyeti- nin bugun içinde bulunduğu ko- numunu değerlendiren Nadine- Gordimer, yeni bir toplum kur- maya yönelik adımların henüz atılmadığını söyleyerek "Bun- dan iki yıl önce çok karamsar- dık. Bu ulke hiç değişmeyecek. Afrika l lusal Kongresi ile Pan- Afrika Kongresi kan dökülme- den yasalhga kavuşmayacak di- yordu herkes. Ama bakın bu, kanlı bir mücadeleye gerek kal- madan gerçekleşti. Nelson Man- dela serbest bırakıldı. Mandela- nın Uderliğindeki ANC ve diğer yasaklı partiler yasallık kazandılar" şeklinde görüş bil- dirmişti. Nilgun Cerrahoğlu'nun "Si- yahlar gelecekte affedebüecekler mi" sonısunu, "Siyahlann son 350 yıl içinde beyazların elinden neler çektiği duşünülecek olur- sa zaten bugün takındıkları uz- laşmacı tavır konusunda göster- dikleri, yeterli bir kanıttır" şek- HVŞR\ -NTAL Nadine GordinuT linde yanıtlayan Gordimer, as- lında siyahlann "unutmaması" gerektiğini söylüyordu: "Affet- mek yanlısı olduklannı biliyo- ruz, ama unutmak başka. Ben- ce unutmamalüar. Bu büyük ha- ta olur." Bir yazar olarak yaşamında çektiği en buyük sıkıntının ki- taplarının yıllar boyu yasaklan- ması olduğunu anlatan Gordi- mer, yazılannın ve kitaplarının bu savaşa katkısı konusunda da şunları söylemişti: "Neticede evet gaüba değişime bir katkı- mız oldu. Çiinkii gazetede oku- duğunuz, televizyonda gördüğü- niız riizgâr gibi gelip geçiyor. Yazar ise krize yol acan etken- leri ve bunlann insanlara kesti- ği faturalan uzun uzun anlata- biliyor. İşte biz boyle devreye gi- riyoruz..." Birleşme kutlandı • tstanbul Haber Servisi — tki Almanya'nın birieşmesinin birinci yıldönümü lstanbul'da da kutlandı. Almanya Federal Cumhuriyeti'nin Istanbul Başkonsolosu Dr. Gerhard Miiller Chorus ve eşi, Almanya'nın birleşme gününün birinci yıldönümü nedeniyle dun akşam Tarabya'daki yazlık malikhanelerinde bir resepsiyon verdiler. Resepsiyona, Avrupa Kupa Galipleri Kupası'nın 1. turunda G.Saray'ın rakibi olan Eisenhüttenstadt'ın futbolcuları ile teknik adamları ve çok sayıda Alman işadamı katıldı. Trafige yeni düzen • tstanbul Haber Servisi — Fatih Sultan Mehmet Köprüsu ile 2. Çevre Yolu'nun açılmasıyla trafik yüku artan Sahrayı Cedit KavşağYnda, Istanbul Büyükşehir Beledıyesi Araştırma, Planlama, Koordinasyon Daire Başkanlığı tarafından yeni düzenlemeler yapıldı. Duzenlemeye göre: ; Bostancı'dan gelip, Kadıköy yönüne giden taşıtların anayol olarak kullandıklan' Sahrayı Cedit Camii'nin yanından geçen cadde, 2. Çevre Yolu'na çıkacak ve 2. Çevre Yolu'ndan gelecek taşıtlar için bağlantı yolu olacak. Kadıkoy'den gelip, Bostancı'ya giden taşıtların; anayol olarak kullandıklan Sahrayı Cedit Camii ile benzinci arasından geçen cadde, bundan boyle taşıt trafiğine kapatılarak yeni bağlantı yol kullanılacak. Menderes Bulvan kapah • Istanbul Haber Servisi — İstanbul'un 68. kurtuluş yıldönümü nedeniyle Adnan Menderes Bulvan, bu sabah 08.30'dan itibaren pazar günune kadar tamamen trafiğe kapatılacak. E-5 yönünden gelip Adnan Menderes Bulvan yönünü gidecek sürüculerin Adnan Menderes Bulvan yerine TunePi geçtikten sonra Ayvansaray yönüne girip, Edirnekapı ve Fevzipaşa Bulvan'nı kullanmalan gerekiyor. Mecidiyeköy yönünden gelip Adnan Menderes Bulvan yönünü kullanacak surücülerin Tünel'den Adnan Menderes Bulvarı'na girmeyerek, E-5'ten devam ederek Millet Caddesi'ni, Taksim yönünden gelen sürücülerin de Aksaray'dan itibaren Millet Caddesi'ni kullanmaları gerekiyor. Macar Haftası • Istanbul Haber Servisi — Ramada Oteli ile Macaristan'ın tstanbul Başkonsolosluğu tarafından düzenlenen "Macar Haftası" etkinlikleri, dun düzenlenen basın toplantısı ile tanıtıldı. 4-12 ekim tarihleri arasında düzenlenecek hafta içerisinde dünyaca tanmmış satranç ustası Andras Adorjan, değişik gruplarla karşılaşacak. Adorjan, daha önce antrenörlüğünü yaptığı Türk Milli Takımı'ndan 8 kişî ile birlikte simultane satranç karşılaşması yapacak. Hafta içerisinde "Hungarofeder kaz tüyü battaniye ve yastık sergisi", 1.5 asırlık "Herend Porselenleri" sergisi ile hafta boyunca Cardas dansçıları, Çigan orkestrası eşliğinde gösteriler sunacak. Her gece Macar mutfağından seçkin yemekler davetlilere ikram edilecek. IŞÇİ. DEVLET, İŞVEREN ÜÇLÜSÜ- ONERILEN EKONOMİK MODEL FOÇA Denize yayılan petrol temîzleneıııiyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bii- rosu) — Foça açıklarında deni- zi siyaha bulayan petrol tabaka- sını temizlemek için çevreciler harekete geçtiler. Ancak petro- lün çok az bir bölümü temizle- nebildi. Balıkça ve çevreciler, yet- kililerin konuya karşı duyarsız- lığını eleştiriyorlar. Dün Foça- da çıkan fırtınayla petrol taba- kasının çeşitli parçalara aynldı- ğı ve önemli bölümünün de kı- yılara vurduğu belirtiliyor. Foça'da yaşanan kirlilik nede- niyle valiliğin, Mahalli Çevre Kurulu'nu olağanüstü toplantı- ya çağırması istendi. Foça'da balıkcılann ifadeleri- ne göre denizi kaplayan 8 mil uzunluğunda ve 2 mil genişliğin- deki petrol tabakasının temiz- lenmesi için iki tekne, çevreci ve balıkçılardan oluşan 10 kişilik bir grupla harekete geçti. llçe Sağlık Teşkilatına ait tekne, "bozuk" olduğu gerekçesiyle konuyu incelemek için denize açılamadı. Petrol tabakasını kü- reklerle naylonlara doldurarak temizlemeye çahşanlar, yetkilile- rin konuya ilgisizliğinden yakı- nıyorlar. Balıkçılara göre kirlilik büyük bir olasılıkla bölgeden geçen bir tanker tarafından yaratıldı. An- cak kirliliğin Aliağa Gemi Sö- kum Tesisleri'nden de gelme ola- sılığı üzerinde de duruluyor. De- nizden alman örnekler, Foça Be- lediyesi tarafından inceletilmek üzere tzmir Anakent Belediye- si'ne gönderildi. Gemi gelir yanaşır içi dolu çamaşır Zlf Teksdl Ihraç edlyoruz. Her zaman slgoıtayı gemi yüklendlkten sonra yaptınrdık. Öğrendlm kl, HaOc SJgorU depodan depoya slgorta yapamuş. O kadar Işlem arasında bir de slgortayU niçln uğrasalım? Daha mal depodayken alıyonız pollçemUİ, taa Hamburg'dald mağazaya kadar gflven İçinde." Sisorta ISUkltyat Sigortası Bir çağdaşlık simgesi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle