Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbr Cumhumet Matbaacılık ve Gazetecılik Turk Anonim
Şirketı adına Berin \adi • Murahhas Uye: Emine Uşaklıgil
0 Genel Ya\m Muduru Hasan Cemal, Yazı îşlen Muduru: Okay
Gonensin 0 Haber Merkezı Muduru: Yalçın Bayer. Sayfa
Duzenı Yonetmenı Ali \ar 0 Temsılaler ANKARA: Abmel
T»n, IZMİR- Hikmet Çetinkaya, ADANA: Çetin Yigenoglu
Iç Polıııka Celal Başfauıgıc Istanbul Haberlerı Şenaj Kalkan, Ekonomı Meral Tarmr. Dış Haberlcr
Ergun Balci, Iş-Scndıka Şııkran Ketenci, Kukur* Olal Uster, Eğıum Gencay Şa>lan, Vurt Haberlerı
Necdel Dogan, Spor Danışmanı Abdulkadir Yucelman, Dızı \azıla: kerem Çahşkan, Vaştırma
Şahın Alpav. Duzel'me 4bdullah \azıcı 0 Koordmalor Ahmel Korulsan 0 Malı İşier- Erol Erkul
0 Muhasebe Butaıt Vner 0 Butçe-Planla.'na Sevgi Osmanbe^oglu 0 Reklam Ayşt Toran 0 Idare
Huse>ın Gurer 0 I^letme Ondtr Çelik 0 Bılgı-lşlem Naıl Inal 0 Persone! Se\gl Bostancıoglu
YaMft Kurutu Başkan. tlhan
Selçuk. Oklay Akbal,
Yalçtn Bayer, Haun Omal,
Hikmel Çetink»), Okay
Gonensin, Lgur Mumcu,
Ali Sırmen, Ahmel Tan
Basan \e Yayan. Cumhurıyet Matbaacılık ve Gazetecıbk T A Ş Turkocagı Cad.
39 4] Cağaloğlu 34334 lsı PK: 246 • Istanbul Tel 512 05 05 (20 hat), Telec
22246, Fax (1) 526 60 72 0 Burolar Ankan: Zıya Gokalp BN Inkılap S. No:
19'4, Tel 133 II 4147, Telex 42344, Fa.x (4) 133 05 65 0 lınür H Zıya Blv.
1352 S 2' 3. Tel. 13 12 30. Telex 52359, Fa.x (51) 19 53 60 0 Adana: InOnü Cad-
119 S No 1 Kat 1, Tel 19 37 52 (4 hat), Telex 62155. Fax (71) 19 25 78
TAKVtM: 4 EKÎM 1991 Imsak: 4.32 Guneş: 5.56 ögle: 11.58 lkindi: 15.13 Akşam: 17.49 Yatsı: 19.08
Batı, çöken Doğu'yu ayağa kaldırıyor, ama Doğulular hâlâ "ikinci sınıf olma duygusunu üzerlerinden atamıyor
Almanyada 1. yaş kutlaıııası—: —»—: •% ı-ı- . n n n u » ^^ ^m ı nrjmi—^dMmMHıfct Hı wıw * * maHıkları irin i'mriin. Istedikleri I . T T ^ > . ^ ^»-.
DtLEK ZAPTÇIOĞLU
BERLİN — Birleşik Alman-
ya dun bir yaşını doldurdu. Çok
kolay bir doğumla dünyaya ge-
len bebek doktorların teşhisine
göre gayet sağlıklı bir bunyeye
sahip ve gelecek vaat ediyor.
Doktorları endişelendiren tek
konu, bebeğin "sizofren" hat-
lar taşıması; ikiye bölünmüş bir
karakterin işaretlerini gösterme-
si. Bu, ozellikle yabancı uzman-
larda kaygı yaraarken bebeğin
ailesi, bölünmüş karakterin za-
manla butunleşeceğine; hastalı-
ğın kalıcı olmadığına inaruyor.
Evet, hiç kimsenin en azından
yakın vadede gerçekleşmeyece-
ğine inandığı bu doğumun,
"Birieşik Almanya"nın doğu-
munun uzerinden tam bir yıl
geçti. 3 Ekim 1990 günü Berlin'-
de, unlu Brandenburg kapısı
çevresinde toplanan yuzbinler-
ce kişi birleşmeyı şampanya ve
havai fişeklerle kutlamıştı.
9 Kasım 1989'da Berlin Du-
varı'nın açılması ile fiilen ger-
çekleşen birlik, "Dört artı iki"
formüluyle bır araya gelen eski
müttefikler ve iki Almanya'nın
temsilcileri tarafından uzun pa-
zarlıklarla kağıda dökülmuş; ni-
hayet 3 Ekim 1990, Almanya'-
nın yeniden birleştiği gıın olarak
tarihe geçmişti. Gorbi, "Tarih,
geç kalanı cezalandınr" diyor-
du. Haklı çıktı.
Birleşmenin akla getirdiği ılk
soru, "Doğu Alman ekonomi-
sinin ne olacağı" idi. Alman
modeli, Doğu Avrupa'da kapi-
talizm yoluna girmiş, ilerleyen
eski sosyalist ülkelere de örnek
teşkil edecekti.
Birleşmenin mimarı olarak
tarih kitaplanndaki yerini daha
yaşarken alan Başbakan Hel-
mut Kohl, Doğu Alman halkı-
na "Eskisinden kötii yaşamaya-
caksuuz" dıvordu. Batı Alman-
3 Ekim 1990'da
'Birleşik Almanya'
büyük kutlamalarla
doğmuştu. Aradan
geçen bir yıl içinde
Doğu'ya yönelik
yardım, mali destek,
özelleştirme ve eğitim
programları ile bu
bölge hızla gelişiyor.
Kapatılan işletmeler
neaeniyle işsiz sayısı
arttı, ancak bunlara
sosyal güvence
sağlanabiliyor. Yine
de Doğulular "aşağılık
kompleksini" tam
atabılmiş değiller.
Doğu'da kıskançlık ve
güvensizlik duyguları
hâlâ egemen. Bununla
birlikte Batı ve
Doğu'da ırkçılık da
hızla gelişiyor.
Birleşmeden en çok
kaybeden, yabancılar;
ozellikle Türkler oldu.
lara ise "Birleşmenin mali yii-
kiinu siz taşımayacaksınız" sö-
zünü veriyordu.
1990 yılının kasım ayında ya-
pılan genel seçimlerden bu va-
atleriyle galip çıkan Başbakan
Kohl, ilk iş olarak Batı Alman-
ya'daki vergileri artırdı ve bir-
çok kalemde zamma gitti. "Ha-
talı hesap yaptığını" sonradan
teslim eden Kohl hükumeti, yi-
ne de Doğu Alman ekonomisi-
nı bir yıl gibi çok kısa bir süre-
de toparlamayı başardı.
Doğu Almanya'ya akıtılan
devlet yardımlan, işsizlere veri-
MARX, ENGELS, KOHL— İki Almanya'nın birleşmesinden sonra Doğu Beriin'deki Man-Lngels
heykelleri de bir gecede "antika" degeri kazandılar. Kohl'un kuklası ve heykelin altındaki "Biz ma
yazısı iki Almanya'nın birieşmesinin yarattıgı pop-kitsch kültiirün bir yansıması.sumuz
len mali destek, eğitim prog-
ramlan ve Doğu'daki binlerce
devlet işletmesinin hızla özelleş-
tirilmesi, yani Batılı şirketlere
satılmasıyla şimdi 16 milyonluk
Doğu Almanya hızla gelişiyor.
Rantabl çalışmadığı için kapa-
tılan devlet şirketleri gerçi bin-
lerce kişinin bir anda işsiz kal-
masına yol açıyor, ama Türki-
ye'ye karşın sosyal güvencelerin
altın harflerle yazıldığı Alman-
ya'da devlet, vatandaşına yeni
iş sunmak, sigortasını, emekli-
liğini güvence altına almak, kı-
sacası vatandaşı yeniden üret-
ken kılmak için elinden geleni
yapıyor.
Bebek sağhkh ve gelecek va-
at ediyor.
Ama şizofreni doruk nokta-
sında. Almanya hâlâ ikiye bö-
lünmüş bir ülke. Eskiden Ber-
lin Duvan'nın bulunduğu gö-
rünmez hattan Doğu'ya her ge-
çişimizde kendimizi hâlâ başka
bir dünyada buluyoruz. Doğu,
hâlâ çoic renksiz, çok işsiz, çok
yalnız. Doğu, ancak Batı'ya
geçtiği anda yalnızlığından kur-
tuluyor. İki Almanya arasında-
ki beton duvarların kalkmasın-
dan sonra görünmez duvarlar
neredeyse "aşdmaz" hissi veri-
yor.
"Biz bir halkız" sloganıyla
sokağa dökülüp 40 yülık sosya-
lizm deneyine son veren Doğu
Almanlar, büyük bir telaş için-
de herşeyi hemen bugün istiyor-
lar ve mutlu değiller. Onlar için
tüketim en başta geliyor. Batı-
nın göz kamaştıncı tüketim
mallannı artık yalnız televizyon
ekranlarında değil, kendi dük-
kânlarının raflannda seyreden
Doğulular, şimdi yeterli paralan
olmadığı ve her şeyi satın ala-
madıklan için üzgün. lstedikleri
ülkeye gitmekte serbestler, ama
gidemedikleri için belki de eski-
sinden çok kahrediyorlar kendi-
lerine.
Eski Komünist Parti'rün de-
vamı Demokratik Sosyalizm
Partisi Başkanı Gregor Gysi,
"Hangisi daha kötii
bilmiyorum" diyor. "Duvar>1i-
zünden seyahat edememek, sa-
tın alamamak mı daha kötii,
yoksa imkânı olduğu halde pa-
rası olmadığı için yapamamak
mı".
Doğu Almanlar "daha güzel
bir dünya"dan en başta Batı'-
nın refahini anlıyorlar. Ve ken-
dilerini Almanya'da "ikinci sı-
nıf vatandaş" olarak hissedi-
yorlar. Bu, Doğu Almanya'da
Batılıya ve ozellikle Batı'da ya-
şayan yabanaya karşı büyük bir
kıskançhğa itiyor.
Doğu Almanya'daki sosyaliz-
min çökmesine neden olan en
büyük faktörlerden biri, kuşku-
suz farkh değerler, ihtiyaçlar ya-
ratamamış olması. Batı'yla her
konuda yarışa giren Doğu Al-
manya, sonunda bu yanşta hav-
luyu atan taraf oldu ve geriye,
Batıya kıyasla çürük bir ekono-
mi ve demokratik duşünceye ya-
bana 16 milyon insan bıraktı.
Birleşmeden asıl yenik çıkan
kitle, Almanya'daki yabancüar,
Türkler oldu. Birleşmenin ikinci
yılına girerken bugün Alman-
ya'nın her yerinde yabancı işçi-
lerin ve mültecilerin banndığı
yurtlara saldınlar duzenleniyor.
örtük ve açık ırkçılık kol gezi-
yor. Aşın sağa ve ırkçı slogan-
larla, ortaya çıkan siyasi parti-
ler yeni taraftarlar kazanıyor:
Bulvar gazeteleri yok satıyor;
Doğu Alman gençliği saçlanru
kazıtıp "Dazlaklar-'a katılma-
yı marifet biliyor. Kazınan saç-
ların altından ırkçı ve saldırgan
düşünceler çıkıyor.
İtalya-Avusturya
'Buz adaıır
diplomatik
soğukluk
yarattı
İtalya-Avusturya
sınınnda bulunan 4 bin
yıllık "buz adam"ı
Avusturya dağ ekipleri
daha hızlı davranarak
ülkelerine götürdüler.
Dış Habeıier Servisi —
İtalya-Avusturya sınınnda
bulunan Alp Dağlan'nda ve
l ö 2000 yılından kaldığı be-
lirlenen "buz adam", iki ül-
ke arasında diplomatik so-
ğukluk yarattı.
Bilim adamları tarafından
"yüzyılın buluşu" olarak de-
ğerlendirilen 4 bin yıllık don-
muş ceset, AvTupa'da uygar-
hğm sanılandan çok daha es-
ki tarihlere uzandığını orta-
ya koyuyor.
Bir grup Alman turist ta-
rafından rastlantı sonucu
buzlar arasında farkedilen
ceset, Alp Dağlan'nın İtalya-
Avusturya sınınnda bulundu.
TUristler önce ttalyan ma-
kamlarına haber verdiler, an-
cak Italyan dağ ekipleri ge-
cikince, daha süratli davra-
nan Avusturyalı dağ kurtar-
ma timleri, cesedi alarak Vi-
yana'ya götürdüler. Boylece
Avusturyalı bilim adamları
"yiizyılın bulusu"nu incele-
me olanağına kavuştular.
Alp zirvelerinde sınırların
tam olarak belirlenememesi-
ne rağmen cesedin bulundu-
ğu yerin Italya sınırlan için-
de, sınır çizgisine 10-15 km
uzaklıkta bulunduğu öne sü-
rülüyor. "The European"da
yer alan habere göre ttalya,
bu gerekçe ile Avusturya'ya
başvurarak cesedin kendi
topraklarında bulunduğunu
ve iadesıni istedi.
Ancak Avusturya makam-
ları, cesedin kendi sınırlan
içinde bulunduğu gerekçesi
ile iade edilmeyeceğini bildir-
diler. Buna karşın iki ulke bi-
lim adamlarının, diğer ülke-
lerden gelecek başka bilim
adamları ile birlikte 4 bın yıl-
lık ceset üzerinde daha aynn-
tıh inceleme yapacağı belir-
tiliyor. Böylece 4 bin yıl on-
ceki avcı ya da askerin ve ya-
şadığı çağm beslenme kültu-
ru, hatta hastalıkları üzerine
daha derin bilgiler elde edi-
lebilecek.
Teknolojinin çağımızda
ulaştığı nokta ile, bronz dev-
ri avcısının "genetik" yapısı
da çözülebiliyor. Böylece Av-
rupa'daki insanın evrimi üze-
rine ilginç bulgular elde edı-
lebileceği sanılıyor. Bronz
balta, taş bıçak ve avcının ta-
şıdığı bazı değerli taşlar, ilk
ağızda o çağdaki Avmpa uy-
garlığı adına oldukça "ileri
araç gereçler" olarak deger-
lendiriliyor.
HIZU DEĞİŞtM
Marx,
Engels,
Lenin
heykelleri
müzeye
Dun ölümünun birinci
yılını kutlayan Demokratik
Almanya'da ülkesine
dönmek istemeyen, ama
dönmek zorunda olan 300
binden fazla Sovyet askeri
var. Batı Berlin'deki
Amerikan, Ingiliz ve
Fransız askerleri duvarla
beraber tarihe kanştı, ama
askerler, radyoları ve
televizy onları şehri terk
etmedi. Berlin'in Camilon
Tepesi'nde dev istihbarat
antenleri hâlâ Sovyetler
Birliği'ni dinliyor.
Üniversitelerin vazgeçihnez
"Marksizm-Leninizm
Fakültesi" kapandı.
Hocalar işsiz kaldı. Doğu
Almanya'nın her yerindeki
Marks, Engels, Lenin
heykelleri müze
bodrumlarına kaldınldı.
Okullarda artık yabancı dil
olarak Rusça değil,
Ingilizce öğretiliyor.
Eskiden tngilizce bilenlere
potansiyel casus gözuyle
bakılırken, bugün Rusça
bilenler kuşkuyla
karşılanıyor. Doğu
Almanya'daki "temizleme
harekatı" uyannca eski
sistemde sorumluluk
alanlar resmi görevlerden
uzaklaştırılıyor. Komşular
yine birbirini, ama bu kez
"komünist" diye ihbar
ediyor.
EdebiyatYAVUZ BAYDAR
STOCKHOLM — 1991 yılı
Nobel Edebiyat Ödülii Güney
Afrikah kadın yazar Nadine
Gordimer'e verildi. 68 yaşında-
ki Gordimer, Alfred Nobel'in
deyişiyle "insanltğa yiice epik
yazımı sayesinde biiyük katkıda
bulunduğu" gerekçesıyle ödule
layık görüldü.
Nadine Gordimer, 90 yıllık
bir geçmişe sahip olan, bu yılki
değeri 6 milyon kron (yaklaşık
4.8 milyar lira) olarak belirlenen
Nobel Edebiyat ödülu'nü alan
7. kadın yazar. Daha önce Sel-
ma Lagcrlöf (tsveç), Sigrid
Undset (Norveç), Gabriela
Mistral (Şili), Grazia Delledda
(ttalya) Peari S.Buck (ABD)
ve Nelly Sachs (Almanya) No-
bel'i kazanmıştı. Ödül, Sachs'-
dan (1966) bu yana, yani 25 yıl-
dır ilk kez bir kadın yazara ve-
rilmiş oluyor.
tngiliz bir ana ile Litvanyalı
bir babadan 1923 yılında dün-
yaya gelen ve Güney Afrika'da
yaşayan Nadine Gordimer, mo-
dern Anglosakson yazınının
saygın temsilcileri arasında yer
alıyor. Gordimer, butun buyük
dillere çevrilmiş olan öykuleri ve
romanlannda ana tema olarak
ırk aynmırun insanlar uzerinde-
ki etkilerini işliyor. Gordimer'-
in karmaşık bireysel ve toplum-
sal ilişkileri aynı ölçude karma-
şık -zaman zaman da eklektik-
bir biçemle yansıttığı, sadece ül-
kesinin gelişiminde siyasi bir
tavrı içermekle kalmıyor, Gü-
ney Afrika'nın tarihine açılan
pencereler olarak da gorülüyor.
Gordimer'ın yapıtlan içinde
"Şeref Misafiri" (A Guest of
Honours) bir köşe taşı sayılıyor.
1970'te çıkan "sıkı dokun-
muş", "dolgun biçemli", kla-
sik havalı bu roman, bir ulusun
doğuşunu tum karmaşıklığı
içinde aktarmakta.
lı kachıı yazannNOBELİ KAZANAN'GORDIMER:
Siyahlar unutursa
hata yaparlar
68 >aşındaki Gordimer New York'ta fotoğrafçılara poz verdi. (Fotoğraf: REUTER)
1970'lerin onalarından itiba-
ren bıçemini daha karmaşık kıl-
maya yönelen Gordimer, bunun
ürunlerini, "en iyileri" arasın-
da sayılan uç romanla "Koriı-
macı" (The Conservatıonist),
"Burger'in Km", "Temmuzun
İnsanJan" (July's People) ile
verdi. Bunlar arasında, ozellik-
le Sovveto'daki olayları temel
alan 1981 tarihli Temmuz ln-
sanlan'nın Nobel seçici kurulu-
nun tarihinde önemli bir ro! oy-
nadığı ileri surüluyor.
Gordimer'ın son kitabı katı
siyasi gerçekliğin çalkantılan or-
tasında değişime direnen bir
toplum içinde aşk ilişkisini an-
lattığı Oğlumun Öykusü" (My
Son's Story, 1990).
Gordimer'in anlatıdaki doku-
ya gösterdiği özen, öykülerinde
daha belirgin biçünde ortaya çı-
kıyor. Yazann kadın kişiliği ve
dildeki ustahğına örnek olarak
da "Askerin Sanlışı" (A Soldi-
er's Embrace, 1980) ve "Seçme
Öyküler" (Selected Stories) adlı
kitaplan gosteriliyor.
PORTRE
Muse\i kökenlı olan Gordi-
mer, 20 Kasım 1923 yılında Gu-
ney Afrika'da Springs/Transva-
al'da doğdu Orta sınıftan beyaz
bir ailenin kızı olarak yetişti.
Dokuz yaşında yazmaya başla-
yan Gordimer'in ilk oykusü, 15
yaşındayken bir dergide yayım-
İandı. Bir yıl Johannesburg'da-
ki Witwatersrand Üniversitesi'n-
de okudu. 1954 yılında işadamı
Reinhold Cassirer'le -ikinci kez-
e\lendi. Yazarhğının yani sıra
1960 ve 70'li yıllar boyunca
ABD'de çeşitli eğitim kurumla-
rında konferans ve dersler ver-
di. Kısa öykülerden oluşan ilk ki-
tabı "The Soft Voice of
Serpent" (Yılanın Yumuşak Se-
si) 1952 yılında yayımlandı. Bir
yıl sonra "The Liying Days"
(Yalan Gunler) adlı ılk romanı-
nı yavımladı. Yazann "The
Conservationist" (Korumacı)
adlı ilk romanı 1974 yılında Bo-
oker Mc Connell ödulü'nu ka-
zandı. 10 roman, 7 öykü, birkaç
da deneme/eleştiri kitabı yayım-
lanan Gordimer'in Türkçede iki
kitabı var: "Başka Dünyalar"
(Can Yayınları) ve "Temmuzun
İnsanlan" (Başak Yayın).
Kültiir Servisi — Bu yıl No-
bel Edebiyat Ödülu'nü kazanan
Güney Afrikalı yazar Nadine
Gordimer, arkadaşımız Nilgün
Cerrahoğlu ile yaptığı söyleşide
(Cumhuriyet Kitap, 26.9.91)
"Romanlanm kendim ozellikle
bu rejimden tiksindiğim için de-
ğil, sadece ve sadece toplumu
anlattığım için apartheid aleyh-
tan bir nitelik taşıyor. Güne>
Afrika'da yaşamı dürüstçe an-
latma\a başladıgımz zaman
apartheid zaten kendi kendini
lanetniyor" demişti.
Güney Afrika Cumhuriyeti-
nin bugun içinde bulunduğu ko-
numunu değerlendiren Nadine-
Gordimer, yeni bir toplum kur-
maya yönelik adımların henüz
atılmadığını söyleyerek "Bun-
dan iki yıl önce çok karamsar-
dık. Bu ulke hiç değişmeyecek.
Afrika l lusal Kongresi ile Pan-
Afrika Kongresi kan dökülme-
den yasalhga kavuşmayacak di-
yordu herkes. Ama bakın bu,
kanlı bir mücadeleye gerek kal-
madan gerçekleşti. Nelson Man-
dela serbest bırakıldı. Mandela-
nın Uderliğindeki ANC ve diğer
yasaklı partiler yasallık
kazandılar" şeklinde görüş bil-
dirmişti.
Nilgun Cerrahoğlu'nun "Si-
yahlar gelecekte affedebüecekler
mi" sonısunu, "Siyahlann son
350 yıl içinde beyazların elinden
neler çektiği duşünülecek olur-
sa zaten bugün takındıkları uz-
laşmacı tavır konusunda göster-
dikleri, yeterli bir kanıttır" şek-
HVŞR\
-NTAL
Nadine GordinuT
linde yanıtlayan Gordimer, as-
lında siyahlann "unutmaması"
gerektiğini söylüyordu: "Affet-
mek yanlısı olduklannı biliyo-
ruz, ama unutmak başka. Ben-
ce unutmamalüar. Bu büyük ha-
ta olur."
Bir yazar olarak yaşamında
çektiği en buyük sıkıntının ki-
taplarının yıllar boyu yasaklan-
ması olduğunu anlatan Gordi-
mer, yazılannın ve kitaplarının
bu savaşa katkısı konusunda da
şunları söylemişti: "Neticede
evet gaüba değişime bir katkı-
mız oldu. Çiinkii gazetede oku-
duğunuz, televizyonda gördüğü-
niız riizgâr gibi gelip geçiyor.
Yazar ise krize yol acan etken-
leri ve bunlann insanlara kesti-
ği faturalan uzun uzun anlata-
biliyor. İşte biz boyle devreye gi-
riyoruz..."
Birleşme
kutlandı
• tstanbul Haber Servisi
— tki Almanya'nın
birieşmesinin birinci
yıldönümü lstanbul'da da
kutlandı. Almanya Federal
Cumhuriyeti'nin Istanbul
Başkonsolosu Dr. Gerhard
Miiller Chorus ve eşi,
Almanya'nın birleşme
gününün birinci yıldönümü
nedeniyle dun akşam
Tarabya'daki yazlık
malikhanelerinde bir
resepsiyon verdiler.
Resepsiyona, Avrupa Kupa
Galipleri Kupası'nın 1.
turunda G.Saray'ın rakibi
olan Eisenhüttenstadt'ın
futbolcuları ile teknik
adamları ve çok sayıda
Alman işadamı katıldı.
Trafige yeni
düzen
• tstanbul Haber Servisi
— Fatih Sultan Mehmet
Köprüsu ile 2. Çevre
Yolu'nun açılmasıyla trafik
yüku artan Sahrayı Cedit
KavşağYnda, Istanbul
Büyükşehir Beledıyesi
Araştırma, Planlama,
Koordinasyon Daire
Başkanlığı tarafından yeni
düzenlemeler yapıldı.
Duzenlemeye göre: ;
Bostancı'dan gelip, Kadıköy
yönüne giden taşıtların
anayol olarak kullandıklan'
Sahrayı Cedit Camii'nin
yanından geçen cadde, 2.
Çevre Yolu'na çıkacak ve 2.
Çevre Yolu'ndan gelecek
taşıtlar için bağlantı yolu
olacak. Kadıkoy'den gelip,
Bostancı'ya giden taşıtların;
anayol olarak kullandıklan
Sahrayı Cedit Camii ile
benzinci arasından geçen
cadde, bundan boyle taşıt
trafiğine kapatılarak yeni
bağlantı yol kullanılacak.
Menderes
Bulvan kapah
• Istanbul Haber Servisi
— İstanbul'un 68. kurtuluş
yıldönümü nedeniyle
Adnan Menderes Bulvan,
bu sabah 08.30'dan itibaren
pazar günune kadar
tamamen trafiğe
kapatılacak. E-5 yönünden
gelip Adnan Menderes
Bulvan yönünü gidecek
sürüculerin Adnan
Menderes Bulvan yerine
TunePi geçtikten sonra
Ayvansaray yönüne girip,
Edirnekapı ve Fevzipaşa
Bulvan'nı kullanmalan
gerekiyor. Mecidiyeköy
yönünden gelip Adnan
Menderes Bulvan yönünü
kullanacak surücülerin
Tünel'den Adnan Menderes
Bulvarı'na girmeyerek,
E-5'ten devam ederek Millet
Caddesi'ni, Taksim
yönünden gelen sürücülerin
de Aksaray'dan itibaren
Millet Caddesi'ni
kullanmaları gerekiyor.
Macar Haftası
• Istanbul Haber Servisi
— Ramada Oteli ile
Macaristan'ın tstanbul
Başkonsolosluğu tarafından
düzenlenen "Macar
Haftası" etkinlikleri, dun
düzenlenen basın toplantısı
ile tanıtıldı. 4-12 ekim
tarihleri arasında
düzenlenecek hafta
içerisinde dünyaca tanmmış
satranç ustası Andras
Adorjan, değişik gruplarla
karşılaşacak. Adorjan, daha
önce antrenörlüğünü yaptığı
Türk Milli Takımı'ndan 8
kişî ile birlikte simultane
satranç karşılaşması
yapacak. Hafta içerisinde
"Hungarofeder kaz tüyü
battaniye ve yastık sergisi",
1.5 asırlık "Herend
Porselenleri" sergisi ile
hafta boyunca Cardas
dansçıları, Çigan orkestrası
eşliğinde gösteriler sunacak.
Her gece Macar
mutfağından seçkin
yemekler davetlilere ikram
edilecek.
IŞÇİ. DEVLET, İŞVEREN ÜÇLÜSÜ-
ONERILEN EKONOMİK MODEL
FOÇA
Denize yayılan petrol
temîzleneıııiyor
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bii-
rosu) — Foça açıklarında deni-
zi siyaha bulayan petrol tabaka-
sını temizlemek için çevreciler
harekete geçtiler. Ancak petro-
lün çok az bir bölümü temizle-
nebildi. Balıkça ve çevreciler, yet-
kililerin konuya karşı duyarsız-
lığını eleştiriyorlar. Dün Foça-
da çıkan fırtınayla petrol taba-
kasının çeşitli parçalara aynldı-
ğı ve önemli bölümünün de kı-
yılara vurduğu belirtiliyor.
Foça'da yaşanan kirlilik nede-
niyle valiliğin, Mahalli Çevre
Kurulu'nu olağanüstü toplantı-
ya çağırması istendi.
Foça'da balıkcılann ifadeleri-
ne göre denizi kaplayan 8 mil
uzunluğunda ve 2 mil genişliğin-
deki petrol tabakasının temiz-
lenmesi için iki tekne, çevreci ve
balıkçılardan oluşan 10 kişilik
bir grupla harekete geçti. llçe
Sağlık Teşkilatına ait tekne,
"bozuk" olduğu gerekçesiyle
konuyu incelemek için denize
açılamadı. Petrol tabakasını kü-
reklerle naylonlara doldurarak
temizlemeye çahşanlar, yetkilile-
rin konuya ilgisizliğinden yakı-
nıyorlar.
Balıkçılara göre kirlilik büyük
bir olasılıkla bölgeden geçen bir
tanker tarafından yaratıldı. An-
cak kirliliğin Aliağa Gemi Sö-
kum Tesisleri'nden de gelme ola-
sılığı üzerinde de duruluyor. De-
nizden alman örnekler, Foça Be-
lediyesi tarafından inceletilmek
üzere tzmir Anakent Belediye-
si'ne gönderildi.
Gemi gelir yanaşır
içi dolu çamaşır
Zlf Teksdl Ihraç edlyoruz. Her zaman
slgoıtayı gemi yüklendlkten
sonra yaptınrdık. Öğrendlm kl,
HaOc SJgorU depodan depoya slgorta yapamuş. O kadar
Işlem arasında bir de slgortayU niçln uğrasalım? Daha
mal depodayken alıyonız pollçemUİ, taa Hamburg'dald
mağazaya kadar gflven İçinde."
Sisorta ISUkltyat
Sigortası
Bir çağdaşlık simgesi