Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahibı: Cumhuriyet Matbaacılık ve Gazetecılık Türk Anonım
Şırketı adına Beria N«di • Murahhas Uye: EmuK Ufaklıgil
0 Genel Yayın Müdurii Hasan Cemal, Yazj Işlerı Müduru- Okw
Göoensüı • Haber Merkezı Müdüru. Yalpn Bayer, Sa\fa
Duzenı Yönetmenj: Ali Aar 0 Temsılcıler ANKARA. Abmct
T«n, İZMİR: Hikmet Çetinkaya, ADANA: Çetin Yigeıoglu
lç Polıtıka Ceüü Btşlangıç, tstanbul Habctlen Şeu> Kalkaıı, Ekonomı Menl Tuner, Dış Haberler
Ergırn Balcı, tş Sendıka Şukr». Keund, Kllhur ötal Uster, Egıtım GtMI Ş*ylan, Yurt Haberlen
Nccdet I>oj;«n, Spor Danışmanı AMuIkadlr Vocdmın. Dız] Yazılar Kertm Çalışkan, Araştırma
Şahin Alp»>, Düzeltme Abdııllılı V u n 0 Koordınatör Mımet koruteuı 0 Malı Işler Erol Ejkal
0 Mutasebe Boleıl tfcner 0 Bütçe-Planianıa Scrgj OsnrafKşcogiu 0 Rekiam. Ayşt Tonıa 0 Idare
Husom Gurer « îşletme Öuder Ç«Mk 0 Bılgı-lslem. Nail İul 0 Pcrsonel Sergi Bostuaoglıı
Yayın Kurulu 3a$kan tlfaan
Sflçuk, Oklay Akbal,
\aJçın Bajrer, Huao Ccraal,
HiknKt Çetıokaya, Okay
Gonensın, lîgur Mumcn,
Alı Sırmen, Ahmeı Tan
Basan ve Yayan. Cumhunyet Matbaaolık ve Gazetecılık TA4- Türkocagı Cad.
39/41 Cagaioğlu 34334 Isı PK 246 - tstanbul TW .512 05 05 (20 hat), Tdex
22246, Fax (1) 526 60 72 0 Buro/or Ankant Zıya Gökalp Blv lnküap S. No
19/4, Tel 133 II 41-47, Telex 42344, Fax. <4) 133 05 65 # imJr: H Zıya Blv
1352 S. 2'3 Tel 13 12 30, Tdex 52359, Fsuc (51) 19 53 60 0 Adaoa: lnflofl Cad
119 S No 1 Kat 1, Tel. 19 3
7
52 (4 hat), Tetec 62155, Ru (71) 19 25 78
TAKVİM: 3) EKİM 1991 Imsak: 5.00 Günes: 6.26 ögle: 11.53 İkindi: 14.42 Akşam: 17.09 Yatsı: 18.30
Kültür
Bakanhğı
8nıilyar
borçlu
ANKARA (Cumburiyet Bii-
rogm}— Kültür Bakanhğı müze-
lereeskiesergetiren vatandaşla-
ra 8 milyar lira, New York'taki
Türk bükumetinin avukatlan-
na da iki ayük borç yaptı.
Eslri Kültür Bakanı Nanuk
KemaJ Zeybek'in eski eser ka-
.çakçüığmı öalemek amacıyla
"Müzeye eser getirene parası
anında ödenecektir" demesi
üzerine vatandaşlar, buiduklan
eski eserleri kaçakçılar yerine
müzelere vermeye baslamıştı.
Ancak Zeybek tensonrayeri-
negelen Gökhan Maraş'ın aynı
politikayı uygulamadığı, Anıt-
1arve Müzeler Genel Müdürlü-
ğû Ue müzeleri vatandaş karşı-
sındaçok güç durumda bıraktı-
ği bildiriJiyor.
Bugünekadar müzelerceva-
tandaslardan satuı alınaıı eski
eserler karşıüğında bedeli öden-
meyen borçlann 8 milyar lirayı
bulduğu saptandı. Yalnızca Is-
tanbul Arkeoloji Müzesi'nin
borcunun 1 milyar lirayı aştığı
bildiriliyor.
Müzelere eser verenler "Ay-
hrdır panüanmızın ödenmeyisi
sonncuada Kültür Bakanhğı
devlet eüyle kaçakçüıgı teşvik
etmiş olayor" diyorlar.
Mitsotakis
2 kasımda
Istanbıırda
STELYO BERBERAKİS
ATİNA — Istanbul Fener
Patrikliği'ne seçilen Vartholo-
meos'un patriklik unvanı için
cumartesi gunü Istanbul'da ya-
pıiacak dini törenlere, Yuna-
nistan Başbakanı Konstantin
Mitsotalds iie Ehşişleri Baka-
nı Andonis Samaras da katıla-
cak. Ünlü besteci Yunan mil-
letvekili Mikis Theodorakis'in
de belgesel bir fllmin çekimi
için bugun lstanbul'a geleceği
bildirildi.
önceki hafta Fener Rum
Patrikliği'ne seçilen Vartbolo-
mcos için cumartesi gunü Is-
tanbul'da dıni bir tören duzen-
lenecek. Törene Yunanistan
Başbakanı Koostantin Mitso-
takis ile Dışışlerı Bakanı An-
doois Samaras'ın da katılacak-
lan açıklandı. Yunan Başbaka-
nı ve Dışişleri Bakanı'nın Is-
tanbul ziyaretleri, eski patrik
Dimitrios'un cenaze toreninde-
ki gibi günubirlik olacak. Bu
süre içinde Istanbul'da iki ul-
ke arasında "resmi goruşme"
yapılıp yapılmayacağı ise he-
nüz kesinlik kazanmadı. Tö-
rende, dunya Hıristiyan kıüse-
lerinin temsılcilerimn de yer al-
ması bekleniyor.
Theodorakis ise Yunanistan
devlet TV'si birinci kanalı he-
sabına Istanbufda Bizans ta-
rihi ile ilgili dört belgesel fil-
min çekimi için geliyor.
Azerîlerin
buluşma
sevînci
kısasürdü
YÜCEL SEZER
KARS — Sovyetler BirUği'-
nin Nahcivan özerk Bölgesi'n-
den "sunr köpriisü açddı"
şeklindeki "yanhş haber" üze-
rine Turkiye'ye geçen yaklaşık
6 bin Azeri ülkelerine geri
döndü. Gidiş-gelişlerde yaşa-
nan izdiham sırasmda 25 yas-
lanndaki bir kişinin kanala
düşerek boğulduğu öğrenildi.
Türkiye ile Nahcivan'ı birbiri-
ne bağlayacak köprünun 1992
yılı başında resmen açılacağı
büdirildi.
Nahcivan ve Kars yöresin-
deki Azeri ler geçen pazartesi
"tarihi" bir gün yaşadılar.
Her şey Nahcivan Ozerk Böl-
gesi Başbakanı Becan tbrahi-
•oğlo'nun Nahcivan televiz-
yonundan yaptığı, "Yann
lurdeş Türkiye fle anır köprii-
miz tamamlaıuyor. Hem de
cwnkwiyetin 68. yıldönamii
baynuu var. Gidelun, kardes-
lerimizin bayramını kutlaya-
km" şeklindeki konuşmasıyJa
başladı.
Başbakanın bu konuşması
uzerine basta Şeron olmak
üzere suura yakın kasaba ve
köylerde ellerine birer "kuüa-
ma karanfili" alan Azeriler,
açıldığı bildirilen sınır köprü-
süne geldiler.
Dilucu'nda bir sure "agır-
laoaa" Azeriler, Turkiye'ye
yakınlannı görmek Cumhuri-
yet Bayramı'nı kutlamak üze-
re geçtiklerini söylediler. Ara-
hk Kaymakamı ve öteki yetki-
lilerin, köprünun resmen açıl-
madığı, Türkiye'nin komşula-
nyla iJiskilerinin bozulmama-
sı için geri dönmeleri gerekti-
ği yolundaki uyanlannı dikka-
te alan Azeri Türklen, geldik-
leri yoldan saat 14.00 sıralann-
da Nahcivan'a döndüler.
Kimi giyinmek bile istemiyor, kimi şatafata bayılıyor
Giyimleyaüp kalkaıı1arCem Hakko Hafta arası ceket-pantolon ve kravattan
oluşan giyim tarzını seviyor.
Mnstafa Taviloglu ''Biz giyinmeyi kafasına koymuş
insanlan mutlu etmeye çalışıyoruz" diyor.
Zeynep Tnnasla parlak renkleri, uzun tuvaletler ve
topuklarla sofistike görüntüyü, gerçek olmayan şatafatı,
sahte şeyleri, şapkalan seviyor. Sadelikten yana değil.
Barış Küce Spor ve renkli giyinmeyi tercih ediyor.
Genelde bluejean ve ceket giyiyor, papyon takıyor.
Ali Titîz'e göre giyinmek insanı tanıtan, kişiliğini veren
bir şey. Spor bile olsanız üzerinizde bir çekidüzen olmalı.
Nor Akgerman yalın olmakla birlikte detaylara önem
veriyor. Bazen bir trikonun üzerine şifon eşarp, çizgili
pamuklu gömleğe şirin kol düğmeleri takarak renk veriyor.
SERPtL GÜNDÜZ
Bizi giydirenler nasıl giyioi-
yor?
"Görkemii" olmaya ve ger-
çek olmayan "satafaf'a bayılı-
yor kimisi. "SoflsÜke" gönın-
tüleri seviyor.
Bizi giydiren "moda saücua-
n"na nasıl giyindiklennı ve
renklerini sorduk. Kendi mağa-
zalanndan mı, yoksa yurtdışın-
dan mı giyiniyorlar? Modayı
körükörüne mi izliyorlar? Gi-
yinmeyi nasıl değerlendiriyor-
lar? Giyinmek önemli mi?
önce "modamn ve günfin
içinde oJanlara", "aynnüJara
ve kaliteye düşkün, şık olmak
isteyenlere", ama aylık geliri de
oldukça yuksek olanlara "hi-
Up" ettiğmi söyleyen VAKKO
mağazasından işe başladık.
VAKKO'nun genç yöneticisi
Cem Hakko yanıtladı sorulan-
mın. Üzerinde arma olan beyaz
bir ceket giymişti. Boyadan
ayakkabıya değin her şeyin üre-
tildiği tesislerinde, üst düzey ca-
hşanlann mutlaka beyaz ceket
giydiğini söyledi bize. "Labora-
tuvar" çahsaru gibiydi yönetici-
ler. Rahat giyinmeyi tercih ettı-
gini söyleyen C«m Hakko, haf-
ta arası ceket-pantolon ve kra-
vattan oluşan, işe saygm bir gi-
yim seviyor. Akşamlan katıla-
cağı kokteyl ve yemekler için
gündüzden aksama uygun giy-
siler seçiyor. Hakko'nun hafta
sonlan değişmez giysisi blueje-
an ve beyaz tişört. "Mutlaka
beyaz tişört..."
Ister istemez modayı izliyor
Cem Hakko, "Fark edilmek is-
temedigim için modayı izierim"
diyor. örneğın bu yılın moda
kravatı 8.5 cm ise, 7 cm'lik bir
kravatla göze batarsımz, kup-
lu bir pantolon modaysa dar
pantolon giyemezsiniz. "Ben
moda oMnğD zaman izleyenler-
denim, böylece fark edilmiyo-
ram. Modayı lanse eden deği-
lim, o zaman fark edilirim" di-
yor. Ve "elbette" kendi mağa-
zasından giyiniyor. "Boyum ve
viicut yapım baska yerden gi-
yinmeme engel okuyor" diyor.
Cem Hakko, kravatlara çok
düşkün. Kravatlarla oynamayı,
dokunmayı ve bakmayı çok se-
viyor. Yurtdışından da gözune
guzel bir kravat iliştiyse sadece
onu aiıyor.
Görüşmemiz sırasında, Cem
Hakko, beyaz ceketini çıkardı.
Spor lacivert "mono" (tek düğ-
meli) bir ceketle gflnü devam
edecekti. Desenli bir kravatı,
mavi-beyaz çizgili gömleği, ta-
ba renkli ince yün kumaştan da
pantolonu vardı. Üst cebinde
"poşet" (mendil) taşımazsa ra-
hatsız olduğunu söyledi. Göz-
lükleri Ray-Ban, saati de şimdi
"çok moda" olduğunu söyledi-
ği kronometreli "Breitling"
marka. Aslında koyu bir
"Swatch"çu olduğunu söyledi,
ama spor yaptığı için 3 yıldan
beri kronometreü Breitling'i
kullanıyordu. Ayakkabısı
"Churcb" markaydj.
Giyimi hep başkalan için dü-
şünen Mnstafa Taviloğlu ise
"Hiç giyinmek bile istemiyo-
rnm." Taviloğlu, MUDO ma-
ğazalannm sahibi. "Giyimle ya-
üp kalktıgım içüı bir de kendim
için düşunmek yük geliyor" di-
yor. Evdekilerden ve dışandaki-
lerden utanmasa neredeyse her
gün aynı giysileri giyecek. Hep
lacivert-mavi... Mavinin tüm
tonlarını seviyor ve değişmez
rengj. "Kendim için rahatı ve
spor olmayı tercih ediyornm"
diyor.
Mağazalannda yaş sınırı ol-
mayan moda klasiklerini, genç
kızlara seslenen avıl cıvıl giyi-
mi ve kendi kazanıp kendi har-
M R AKGERMAN — Beymen Genel Müdiuıi.
•ALİ TlTÎZ — Titiz magazalanmn sahibi. ZEYNEP TUNUSLU — Şatafatı seven modacı.
CEM HAKKO — Vakkonı-i genç yöneticisi. MUSTAFA TAVİLOĞLU — Mudo magazalanmn sahibi.
cayan üst tabakaya "sports
wear" satan Taviloğlu'nun
yurtdışında vazgeçemediği bir
marka var. Italyan "Stone Is-
land. "özellikle lacivert denizri
giysileri satan bu mağazadan gi-
yinmeyi seviyor. Ayağındaki
Timberland ayakkabısı da yurt-
dışından alınmış. 5 numara
gömlek giyiyor. Bu yıl 5 numa-
ra gömlek üretimine başladıkla-
n için artık gömleklerini de ken-
di mağazasından aiıyor.
Giyinmeyi sevmeyen Taviloğ-
lu'na göre giyinmek "önem-
li..." Çünkü, "Giyinmek baa
giinkr insanlan mntln yapıyor,
yeni giysikrk insanlar mutlu
oluyor. Biz de giyinmeyi kafa-
sına koymuş insanlan mutlu et-
meye çalışıyoruz. Bu yuzden
giydirmeyi onemsiyoruz."
Bırbiriyle uyumsuz, ama sa-
nuçta butunlüğü olan giysileri
tercih ediyor Zeynep Tnnasla.
Parlak renklen, uzun tuvaletler
ve topuklaria "sofistike" gö-
rüntuyü, gerçek olmayan "şata-
fab", sahte şeyleri, şapkalan se-
viyor. Sadelikten yana değil.
"Görkem"e bayılıyor.
Tunuslu'nun üzerinde jean
mont var. Ucunda kuçuk be-
bekler olan saç lastiklerini çen-
gelli iğnelerle montun üzerine
serpiştirmiş. Siyah tayt giyiyor.
Siyahtan nefret ediyor, ama
kurtancı bir renk. Kahverengi,
uzun konçlu bir bot, mor çorap,
beyaz tişört ve Çingene pembe-
si atkısı var. Genellikle sokak
giysilerini tercih ediyor. Üzerin-
de değjşik aksesuarlarla oynaya-
rak bir bluejeani bile değiştire-
biliyor. Gerçek mücevherlerden
nefret ediyor. Renkli ve parlak
taşlan seviyor. Sıkılınca peruk
takıyor. Kendi koleksiyonunda
hep siyah ve mat renkler var.
Otantik takılardan hoşlanıyor.
Katlanabilir Persol gözlükierin-
den, 501 Levi's'tan, dalgıç saa-
tinden ve kovboy cizmelerinden
hiç vazgeçnûyor.
Ankara, Izmir ve Adana'da
giysileri satılan Tunuslu'ya gö-
re, giyinmek kişiliğin bir uzan-
tısı. Hoş olmak da kişiye göre
farklı bir duygu. Ük bakış ve iz-
lenim önemli.
LJmon magazalanmn sahibi
Bans Küce, "spor ve renkli" gi-
yinmeyi tercih ediyor. Genelde
bluejean ve ceket giyiyor, pap-
yon takıyor. Kendi mağazasın-
daki malların omuz ve kol bo-
yu olmadığı için yurtdışından
aldığı numunelerden giyiniyor.
Konuştuğumuzda, üzerinde
"Gap" jean, Converse ayakka-
bı, Hint mah el yapunı kemer,
yeşil gabardin gömlek ve renkli
papyonu vardı. Ceketi yurtdı-
şından alınmıştı ve "Byblos"
markaydı.
Tmz magazalanmn sahibi Ali
Titiz, spor giyinmeyi seviyor.
Giyim tarzı gunluk, kravath gi-
yim. Yani "ciry wear..." Yurt-
dışından giyinmek ve marka gi-
bi bir iddiası olmadığmı söyle-
yen Titiz'in, gabardin bej kos-
tumü Louis Feraud, ayakkabı-
sı Italyan Monmento, kravatı ve
gömleği Titiz. Titiz'e göre, gi-
yinmek insanı tanıtan, kisiliği-
ni veren bir şey.
Beymen Genel Müdüni Nnr
Akgerman ise yaşamın hızh
temposunda, bu hıza ayak uy-
durabilecek ve giysiyle kendisi-
m rahat ve "kendisi" hissede-
bileceği bir giyim tarzmı benim-
siyor. Yalın olmakla birlikte
"detaylara" önem veriyor. Kul-
landıgı aksesuarlarla sade bir
göruntüye hareket getiriyor. Ba-
zen bir trikonun uzerine şifon
eşarp, çizgili cotton bir gömle-
ğe şirin kol düğmeleri gibi.
Türkiye'de 5yaşın altındaki her bin çocuktan 78'i ölüyor
Çocuklarıımza iyi bakaımyoruzUNICEF'in istatistiklerine göre 18
yaşın altındaki doğumlarda her
bin bebekten 119'u ölüyor. Bir
yıldan az arayla doğum
yapıldığında her bin bebekten
125'i ölüyor.
İDİL GÜRSEL
ANKARA — "Çocuk isfaal oiunca su veril-
mez, meiekler ona sv verir", "Çocnklarm tırnak-
lan kesümez, bayüyiince hrsz oJnr", "Kızamıkta
aşı vurolmaz, çocuk kırgtnbşır, hasta otar". Bun-
lar, Türkiye'de çocuk sağlığına ilişkin sabıt du-
şüncelere birkaç örnek. UNICEF'in 1991 yılı is-
tatistiklerine göre Türkiye'de her bin bebekten
60*1, beş yaşın altındaki her bin çocuktan 78'i ölu-
yor. Türkive'de genelde çocuğa değer verildiği du-
şüncesinin yanlış olduğunu savunan Hacettepe
Üniversitesi Tîp Fakültesi öğretim uyesi Prof. Dr.
Ayse Akın, "Bebekler istenmeden dofdnklan için
oluyorlar" göruşunü savunuyor.
Her çocuğun istenen çocuk olarak doğması ge-
rektiğini savunan Prof. Akın, 1988 yılı araştır-
malanna göre ailelerin yüzde 43.3'ünun istedı-
ğinden fazla çocuğu olduğunu ve yüzde 76'sının
daha fazla çocuk istemediğini anlatıyor. 3 çocuk
sahibi olan aüelenn yüzde 93'unun çocuk isteme-
diğini vurgulayan Akın, çocuk ölumlerinin ön-
celikle "aile planlaması"yla önlenebileceğini söy-
lüyor.
Ancak Türkıye aile planlaması açısından par-
lak değil. Edinilen bilgiye göre Türkiye'de aile
planlaması olgusu "kampanya" olarak bir süre
uygulanıyor, sonra da bitiyor. Bunun en iyi ka-
nıtını yıne istatıstıkler gösteriyor. Türkiye'de in-
sanlann yüzde 77'si çocuk yapmaktan korunu-
yor, ancak yalnızca yüzde 38'i "etldn" yöntem-
lerle korumaya yöneliyor.
Ayşe Akın, "dört özellikteki gebeliği öoleye-
bilsek Tttrkiye-de bir yıMa 50 bin çocuk, 1500 an-
ne öKifflünün" önlenebileceğini dile getiriyor. ls-
tenmeyen dört gebelik turü de "18 yaş altı, 35
yaş üstü, iki yıldan kısa aralıkta yapüan dogum-
lar, beşten çok çocuk" olarak sıralanıyor. UNI-
CEF'in istatistikleri de Akın'ı doğruluyor, 1983
yıh istatistiklerine göre, 18 yaşın altındaki anne-
İerin doğurduğu her bin bebekten 146'sı, 35 yaş
ustü doğumlarda her bin bebekten 119'u ölüyor.
Bir yıldan az arayla yapüan doğumlarda da her
bin bebekten 125'i ölüyor.
Türkiye'de çocuk ölümlerine neden olan has-
tahklar arasında kızamık, boğmaca, ishal önde
gidiyor. Prof. Dr. Ayten Egemen, bu hastalıkla-
nn etkin bir bağışıklama kampanyasıyla önlene-
bileceğini vurgularken, Türkiye'de tarama ve aşı-
larna kampanyalannın sürekli uygulanmadığmı
vurguluyor. Prof. Akın da, bağışıklamanın altı
aydan sonra rutin olarak yapılması gerektiğini
söylüyor. Verilere göre bebeklerde solunum yo-
lu hastalıklan, bronşit, ishal, menenjit gibi has-
tahklar, 5 yaş altı çocuklarda bronşit, kalp ro-
matizması, ishal, ölüm nedenlerıni oluştunıyor.
Beslenme bozuklugu
Prof Akın ve Prof. Egemen'in gözlemlerine
göre Türkiye'de çocuklar dengeli de beslenemi-
yor. Bunun nedeninin ekonomik koşullar kadar
bilgisizlikten de kaynaklandığını savunan Ege-
men ve Akın, "Anneier ya beş besin türönan bep-
sini dengesiz biçimde veriyor veya tek bir besin
tttrüne çocuğu alışunyor" diyorlar. UNICEF ve-
rilerine göre dunyada her üç çocuktan birinde
beslenme bozuklugu görülüyor.
TEV 40 bin
öğrenciye burs
verdi
• ANTALYA (AA) —
Turk Eğitim Vakfı (TEV)
Genel Başkanı, işadamı
Vehbi Koç, vakfm
kurulduğu 1967 yılından
bugüne kadar, maddi
desteğe muhtaç 40 bin
öğrenciye burs verdiğini
söyledi. TEVin Antalya
Şubesi'nin 7. kuruluş
yıldönümü törenle kutlandı.
Törende konuşan Vehbi
Koç, 1967 yıünda 205
arkadaşı ile 205 bin lira
sermaye üe TEVi
kurduklanru anlattı.
TEV'in kuruluşunda
amaçlannın, 2 bin gence
burs vermek olduğunu
belirten Koç, bugüne kadar
40 bin gence burs
verdiklerini ve 358 genci,
Amerika başta olmak üzere,
yurtdışına master eğitimine
gönderdiklerini söyledi.
Türk milletinin, verdiği
paranın yerine gittiğini
gördukçe bağiş yapmaktan
çekinmediğini anlatan Koç,
TEV'in Ankara, Izmir,
Adana, Bursa, Eskişehir,
Manisa ve Antalya'da açtığı
şubelerle çelenk işinden
1991'de 6 milyar ürayı aşan
bir gelir sağlandığım
bildirdi.
Cevdet Kuclret
jgecesi
• Kültür Servisi —
Istanbul Buyukşehir
Belediyesi'nin düzenlediği
"Türk Aydınlanmasına
Katkıda Bulunanlar"
programı çerçevesinde
gerçekleştirikn "Cevdet
Kudret'e Saygı" gecesi
Cemal Reşit Rey Konser
Salonu'nda yapıldı. Geceyi
bir konuşmayla açan
Büyükşehir Belediye
Başkanı Prof. Dr. Nurettin
Sözen, Kudret'in edebiyat
çevreleri içindeki saygın
yerine değindi. Sözen'in
konuşması sonrası Isa
Çelik'in hazırlayıp sunduğu
'Totoğraflarla Cevdet
Kudret" dia gösterisi
izlendi. Daha sonra
mikrofona gelen Cevdet
Kudret özetle,
aydmlanmanm bir felsefe
konusu olduğunun altını
çizerek "Ama şu an felsefe
dersleri orta dereceli
okullardan kaldınldı. Bu
1912 yılında da yapılmak
istenmişti. 12 Eylül'den
sonraki yöneticiler
cumhuriyetten önce
yapılmak istenen şeyi
başardılar, daha doğrusu
becerdiler" dedi. Gece
Ernest Patcolo yönetiminde,
flutçu Günay Yetiz'in solist
olarak katıldıgi orkestrarun
verdiği konserle sona erdi.
İKV'nin
araştınııası
• Ekonomi Servisi —
Türk turizmine enflasyon
oranlannı dikkate alan
uzun vadeli bir teşvik
sistemi getirilmesi istendi.
Iktisadi Kalkınma Vakfı'nca
yayımlanan "AT'nin Türizm
Politikası" konulu
arastırmada, Körfez Krizi
nedeniyle yasanan
sıkıntının, Türk
turizmindeki plansız
gelismeyi ortaya çıkardığı
savunuldu. İKV
uzmanlarından Şebnem
Karauçak tarafından
hazırlanan arastırmada,
1985'te 2.6 milyon olan
Türkiye"ye gelen yabancı
turist sayısımn, 1990'da bir
önceki yüa göre yuzde 20.5
artışla 5.4 müyona
yükseldiği kaydedildi.
önemli turızm
potansiyeline sahip Akdeniz
ülkelerinin son yıllarda
turistlerin yeni
beklentilerine yanıt
veremeyerek cazibelerini
yitirmeye başladıklan da
kaydedildi.
Çağdaş bir
fuar merkezi
• tSTANBUL (AA) —
FM Kultur merkezi olarak
bilinen Ortaklar
Caddesi'ndeki fuar binası
yeniden düzenlenerek,
Istanbul'un en büyuk ve
gelişmiş fuar ve sergi
merkezi halıne getıriliyor.
Afeks yetkililerinin verdiği
bilgiye göre, Şişli Belediyesi
tarafından desteklenen
Afeks'in hazırladığı proje
doğrultusunda
gerçekleştirilecek olan yeni
FM Fuar Merkezi, iki katta
toplam 3 bin 800 metre
karelık net stant alanına
sahip olacak. Yeni FM Fuar
Merkezi'nin açüışı, Afeks
tarafından düzenlenen
tMAK-91 1. Uluslararası
Tüm Makine, Mekanik Alet
ve Donanımlan Teknolojisi
Ticari Fuan ile birhkte, 6
kasım çarşamba günü
yapılacak.