Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31 EKİM 1991 EKONOMİ CUMHURİYET/11
Hazine faizi
%76.64'e çıktı
• ANKARA (ANKA) —
Hazine bonosu ihalesinde
faiz yüzde 76.64'e fırladı.
Dünkü ihalede 754 milyar
liralık dokuz ay vadeli
bono satüdı. ihalede en
düşük faiz yüzde 73.38, en
yüksek faiz yüzde 78,
ağırhklı ortalama faiz ise
yüzde 76.64 oldu. Bundan
önce 2 ekimde yapılan
dokuz ay vadeli bono
ihalesinde faiz oranı yüzde
72.29 olarak gercekleşmişti.
TOÇFnin
zaran 1 trilyon
• KARABÜK (AA) —
Türkiye Demir Çelik
îşletmeleri (TDÇİ) Genel
Müdürü SenceT tmer,
kunımun bu yılki zaranmn
1 trilyon lirayı aşacagını
söyledi. Sencer tmer,
bankalardan ahnan
borçlardan doğan faizin de
I trilyon liraya ulaştığım,
bu paranın yıl sonuna
kadar ödenmesi gerektiğini
hatırlattı.
THY bilançoşu
• ANKARA (AA) —
Türk Hava YoUan (THY)
Anonim OrtaklığYnın, yılın
ilk yarısındaki zararının 306
milyar 501 milyon lira
olduğu bildirildi. THY,
daha önce kamuoyuna
zaranm 165 milyar 501
milyon lira olarak
açıklamıştı. AA
muhabirinin edindiği bügiye
göre THY'nin söz konusu
165 milyar 501 milyon
liralık zaran içerisinde, 51
milyar lira tutannda toplu-
sözleşme farklan, yıl
sonunda tahakkuk edecek
yeniden değerleme değer
artış fonundan
amortismana yansıyacak 33
milyar lira, aktifleştirilecek
kur farklanndan doğan
amortismanlardan
kaynaklanan 31 milyar lira
Ue diğer giderlerden 26
milyar olmak üzere toplam
141 milyar lira yer almadı.
Alüminyuma
zam
• KONYA (AA) —
Konya'nın Seydişehir
ilçesinde kurulu alüminyum
tesislerinde üretilen çeşitli
alüminyum ürünlerine
yüzde 1.5 ile 3 arasında
değişen oranlarda zam
yapüdı. Yapılan zamlarla
alüminyum levhamn kilosu
II bin 820 liradan 12 bin
20 Liraya, alüminyum
külçe-5'in kilosu 6 bin 945
liradan 7 bin 70 liraya çıktı.
Sabancılar'a
yeni şirket
• ANKARA (AA) — Haa
ömer Sabancı'nın
amcasmın oğlu Polat
Sabancı ve oğlu Ahmet
Sabancı, "MENSİP
Mensucat Iplik Sanayi ve
Ticaret AŞ" adh yeni bir
şirket kurdular. Merkezi
Istanbul'da bulunan şirket,
tekstil sektöründe yatınm,
üretim Ue ithalat ve ihracat
yapacak.
Dıcak
Holding AŞ
• ANKARA (AA) —
Ihcaklann sahibi olduğu
Tercüman Havacılık
Turizm ve Ticaret AŞ'nin
adı, kuruluş amaçlan Ue
birlikte yeni bir
düzenlemeyle 'Ihcak
Holding AŞ' olarak
değiştirildi. Şirket genel
kurulunda alınan kararla
şirketin unvamyla birlikte
amaçlannda da bazı yeni
düzenlemelere gidildi.
Yeni Denizbank
Üavuz'un eseri
• Ekonomi
Servisi —
IMF
toplantılanna
katümak
üzere gittiği Bangkok'ta
beklenmedik ölümü büyük
üzüntü yaratan Denizbank
Genel Müdürü Yavuz
Yavuz'un, bankayla ilgili
uygulamaya koyduğu son
proje olan 'Kunımsal
reklam kampanyası'
medyada yer almaya
başladı. Denizbank'tan
yapılan açıklamada,
Yavuz'un bu kampanya ile
birlikte bankadaki yeniden
yapüanma sürecinin de
miman olduğu vurgulandı.
KlSAKISA
• MEft-
KEZ
Sigorta'mn
Marmara
Bölgesi acenteler toplantısı
bugün Bursa'da yapüıyor.
• TUROB'un (Turistik
Otelcüer ve tşletmecüer
Birliği) geleneksel aylık
yemeği bugün Pera Palas'ta
yapüıyor.
• TUGEV'in (Turizm
Geliştinne ve Egitim Vakfı)
düzenlediği otelcilikte
'Hijyen ve Sanitasyon'
konulu seminer bugün sona
eriyor.
ANAP'ın hazırladığı bütçe îasarısı kadük oldu
92'de geçici bütçe uygulaması
Yılmaz hükümetinin hazırladığı tasarımn kadük
olmasından sonra yeni kurulacak hükümetin önüne
gelecek en önemli ve ivedi ekonomik sorunun, bütçe
olacağı ifade ediliyor.
çe olacağı Sfade ediliyor. Yeni hüküme-
tin öncelikle TBMM'den 1992 yüınuı ilk
üç veya 4 ayı için geçici bütçe uygulama
yetkisi alacağı bildiriliyor. Geçici bütçe
1991 bütçe harcamalannın belirli bir kat-
sayı ile büyütülmesi sonucu bulunacak.
ANKARA (Cumhuriyet Biirosa) —
Mesat Yıhnaz hükümetinin 17 ekim gü-
nü TBMM BaşkanhğYna sunduğu 1992
yıh konsolide bütçe tasansı kadük oldu.
Yılın ilk üç veya dört aylık dönemi için
geçici bütçe uygulamasma gidileceği, bu
arada yeni kurulacak hükümetin de ken-
di bütçe tasarısını hazırlayarak
TBMM'ye sunacağı belirtildi. Memur
maaşlannın ne kadar arttırılacağına da
yeni hükümet karar verecek.
Yüzde 55 oramnda ortalama enflas-
yon hızı ve yüzde 5'lik kalkınma hıa he-
defleri doğrultusunda hazırlanan 1992
bütçesi 197 trilyon 620 milyar liralık har-
cama, 159 trilyon 620 milyar lirahk ge-
lir tahsüatı öngörüyordu. Tasanda kamu
yatırımlan için 23 trilyon, transfer gider-
leri için 77 trilyon 820 milyar lira, per-
sonel dışı cari giderler için 20 trilyon 250
milyar lira ödenek aynlmış, personel
ödenekleri de bu yüa göre yüzde 56.6 art-
tınlarak 76 trilyon 750 milyar lira ola-
rak belirlenmişti. Hükümetin genel se-
çimler öncesi anayasal zorunluluk gere-
ği TBMM'ye sunduğu tasanda maaş kat-
sayılanna ilişkin bölüm ise boş bırakü-
mıstı.
Yılmaz hükümetinin hazırladığı tasa-
nnın kadük olmasından sonra yeni ku-
rulacak hükümetin önüne gelecek en
önemli ve ivedi ekonomik sorunun büt-
Memur maaşlannın ne kadar arttınla-
cağına da yeni hükumet ve Meclis karar
verecek.
Bu arada, hükümetin 1992 yüında
Yeni hükümetin öncelikle TBMM'den 1992 yılının ilk üç
veya dört ayı için geçici bütçe uygulama yetkisi alacağı
bildiriliyor. Memur maaşlannın ne kadar arttınlacağına
da yeni hükümet karar verecek.
ekonomik programını ve bütçesini sağ- dan vergi gelirlerini artürma zonınlulu-
üklı bir biçimde uygulayabilmesi için yıl- ğu ile karşı karşıya gelirken diğer yan-
başından önce kapsamlı bir vergi düzen- dan da seçim öncesi vaatleri doğrultu-
lemesine gitmesinin kaçımimaz olacağı sunda ücretli ve diğer dar gelirli kesimin
öne sürülüyor. vergi yükünü hafifletme formülü bula-
cak. Bunun için de bir yandan gelir ve
Enflasyonla mücadele ve karrfû fi- kurumlar vergisi yasalannda köklü de-
nansman sonınlannda en büyük soru- ğişiklikler yapılacağı, diğer yandan da
nu vergi geürlerinin yetersizliği oluştu- vergi denetiminin daha etkin hale geti-
ruyor. Bu konuda yeni hükumet, bir yan- rilmesi bekleniyor.
EGİAD'dan bütçe açığı raporu
tZMİR (Cumauriyet) — Bütçe
açıklan ve yükselen enflasyon
nedeniyle yeni hükümetin en önemli
sonınunun istikrar konusu olacağı
belirtildi. EGİAD'm •Türkiye'de
BMtce Açıklan' başlıklı raporunda,
hükümetin seçim ekonomisi
yönündeki uygulamalannın bütçe
açıklannı arttırdığı kaydedildi.
Ege Genç lsadamlan Derneği'nin
yayımladığı ekonomik raporlara
Türkiye'de Bütçe Açıklan' konulu
üçüncusü eklendi. Türkiye'deki butçe
açıklanmn görünürdeki nedeninin
giderlerdeki artış hızına gelirlerin
eşlik edememesi olduğu beürtilen
raporda şu göruşlere yer verildi:
"Bütçe açıklanmn, daha genel olarak
kamu finansman açıklannın
ülkemizdc enflasyonun önemli
nedenlerinden birini oluşturdugu
görülmektedir. Diğer taraftao
enflasyon da bizzat bütçe açıklannı
arttıran bir otgu durumundadır.
Giderek artan bütçe açıklan nihayet
1991 yüında daha şimdiden gayrisafi
milli hasılanın yüzde 5.6'sı gibi bir
büyükliığe ulaşmıştır. Bunun zaman
içinde enflasyonu hızlandınnası
bekleBİr."
EGİAD raporunda, bütçe açıklanmn
kapatılabilmesi için gelir bütçesiyle
ilgili öneriler şöyle sıralandı:
"Kısa vadede bütçe nisbi olarak
küçültülmeh. Orta ve uzun vadede
program bütçe uygulamasına tam bir
işlerlik kazandınlmalı. Bütçe
uygulamalannda etkinlik ve denetim
.için gerekli araçiar oluştunıimalı.
Kamu kuruluşlannda yönetkflerİB
inisiyatif ve sonımluluklan
genişletilmeli. Bütçe büyüklügü ve
acıklar, belirli bir ekonomik
gösterdeki gelişmelere göre
beUrienmeU."
Geür bütçesiyle ilgili öneriler ise
EGtAD raporunda şöyle dile
getirildk
"Kısa vadede yüksek faiz oranlanyla
borçlanma yerine maliyeti daha
düşük borçlanma imkânlan
araştınlmalı. Başta vergi olmak özere
gelir tahakkuk ve tahsilatı arasındaki
fark kapatılmaya çalısümalı •"
KKTC parasını kurtaramadıKKTC Merkez Bankası'nın İngiltere'deki hesaplarının
dondurulmasından sonra, kararın kaldırılması için
mahkemeye yapılan başvuru dün de sonuçlanmadı.
EDÎP EMİL ÖYMEN
LONDRA — Polly Peck kayyım-
lanmn 330 milyar Iira (39 milyon ster-
lin) tazminat talebiyle, ingiltere'de-
ki banka hesabını "dondurduklan"
KKTC Merkez Bankası'nın, bu ka-
rann derhal kaldınlması için yaptığı
başvuru Yüksek Mahkeme tarafın-
dan karara bağlanamadı. Cuma gü-
nüne ertelenen duruşmaya, KKTC
Merkez Bankası adına savunma avu-
katı, bugün temyiz mahkemesine baş-
vuracağını açıkladı. Avukat Bernard
Eder, "Bir hükümetin ve merkez
bankasının bo> le elini ayagını bağla-
mak şimdiye kadar görülmüş bir uy-
gulama degil" dedi. Ancak temyiz
mahkemesinın gayet kannaşık huku-
ki ve mali aynntıları bir gün içinde
görüşüp banka lehinde bir karar al-
ması olası görülmüyor.
Yüksek Mahkeme'de dünkü du-
ruşmada, KKTC Merkez Bankasf na,
Asil Nadir'in çoğunluk hissesine sa-
hip olduğu "Kıbrıs Endüstri
Bankası" tarafından üç yıl için 142
milyon sterlin yatınldığı, bu paranın
yüzde %.5 gibi büyük bir kısmının
Polly Peck'den geldiği, bankamn, bu
havalelerin kaynağı hakkında hiçbir
soruşturma yapmadığı, aynca hava-
lelerin nitelik ve niceliğini de araştır-
madığı, Polly Peck kayyunlannı tem-
sil eden iddia avukatı David Oliver
tarafmdan öne sürüldü. Asil Nadir'-
in fiilen yönetimindeki Kıbns Endüst-
ri Bankası'ndan KKTC Merkez Ban-
kası'na para akışımn, Polly Peck his-
selerine Uişkin işlemlerin durdunıldu-
ğu eylül 1990 ile şirketin kayyım yö-
netimine girdiği ekim 1990 arasında
dahi sürdüğü ve 39 milyon sterlini
bulduğu kaydedildi. KKTC Merkez
Bankası'nın ifade veren başkanı De-
mirfaan Sayıner'in, 1987-90 arasında
sadece 20 havalenin 6'sı hakkında
"tatmin edki niteükle oimayan" bilgi
verdiği, geri kalan havaleler hakkın-
da konuşmadığı belirtildi.
Yüksek Mahkeme'de salı günü ya-
pılan dunışmada, Asil Nadir ve an-
nesi Safiye Nadir'in, 28 gün içinde
mahkemeye savunmalannı vermele-
ri için süre tanınmıştı. Kıbns Endüstri
Bankası'nın da aynı şekilde savunma-
sını vermesi gelecek haftaya kalmış-
tı. KKTC Merkez Bankası'nın ise
•'dondunna karan"nın hemen kaldı-
nlmasında neden ısrarlı olduğu, Yük-
sek Mahkeme'de basına ve izleyicilere
kapalı olarak yapılan üç saatlik otu-
rumda tartışıldı. Üç saati basına açık
olarak yapılan dunışmada ise Polly
Peck kayyımlarını temsil eden iddia
avukatı David Oliver ile KKTC Mer-
kez Bankası savunma avukatı Ber-
nard Eder, karşılıkh olarak iddiala-
nnı yargıca sundular. Gerek KKTC
Merkez Bankası avukatı, gerekse Asil
Nadir'in avukatının, mahkemede ba-
zı delil ve ifadelerin gizli oturumda
açıklanması yolundaki istemlerini
yargıç, "Basın, iddialan bilmeli ve
eksik bilgi ile tahminde bulunmaya
zorlanmamalı" diyerek reddetti.
KKTC Merkez Bankası'nın
"dondunna" karannın neden acilen
kaldınlmasında ısrar ettiği ise •'gizli
oturum"da değerlendirildi ve sonuç-
ta, davanm açık görulmesi, gizli otu-
ruma gerek olmadığı hukme bağlan-
dı.
öte yandan Kıbns Türk Ticaret
Odası Başkanı Hamza Arman, Ingil-
tere bankalanmn KKTC'yi hedef
alan olumsuz tutumlannı sürdürme-
leri halinde, bu ülkeye karşı ticari
boykot uygulanabileceğinı bildirdi.
Hamza Arman, düzenlediği basın
toplantısında, İngiliz bankalanmn
olumsuz tutumlan karşısmda Kıbnsh
Türk işadamlarının ticari işlemlerini
Türkiye'de çok güçlü olan Türk ban-
kalan kanalıyla yapabileceği uyan-
sında bulundu. Asil Nadirmahkemesalonlannın kapılannı aşındınyor.
Söksa'da
yolsuzluk
iddiası
Ekonomi Servisi— Halka
açık bir şirket olan ve hisseleri
Borsa'da işlem gören Söksa'nın
mallanna, 12 milyar liralık bir
krediye kefilliğinden dolayı ha-
ciz konuldu. Şirketin eski genel
müdürü Nafi YüreMi hakkında
da adli ve idari soruşturma acıl-
dı. Altı aylık bilançosunda kâr
gösteren Söksa'nın borsaya bil-
dirdiği dokuz aylık bilançosun-
da ise 2 milyar 800 milyon lira
zarar bulunuyor.
Sinop Özel İdaresi'nin ve
Türkiye Kalkınma Bankası'nın
ortak olduğu Söksa'nm yasal sü-
resi içinde yapılamayan 1990 yılı
genel kurulu 27 ekimde toplan-
dı. AA'nın haberine göre genel
kurul, şirketin eski genel müdü-
rü Nafi Yüreldi dışındaki yöne-
tim kurulu üyelerini akladı. Yü-
rekli ise şirketin kefil olduğu ve
Tekstil Holding adına bir ban-
kadrfn alınan 12 milyar lira kre-
dinin nerede kullanıldığına açık-
lık getirilemeyince aklanmadı.
Nafi Yürekli hakkında adli ve
idari soruşturma açıldığı bil-
dirildi.
Cumhuriyet'in sorulannı ya-
nıtlayan Nafi Yürekli ise Türki-
ye Kalkınma Bankası'nın işti-
rakler müdürlüğünü eleştirdi.
Tekstil Holding adına alınan ve
SÖKSA'mn da kefil olduğu 12
milyar liralık kredinin yine hol-
dinge bağlı öteki şirketler ile
SÖKSA'mn işlerinin çevrihne-
sinde kullanıldığını beürten Nafi
Yürekli, kendisiyle birlikte 12
üst duzey yöneticinin daha işi-
ne son verildiğini bildirdi. Yü-
rekli, yönetim boşluğunda hem
holdingin hem de Söksa'nın za-
rara uğratıldığını savundu.
AT ve EFTA 'Süper Ticaret Bloku'yamtmak için birleşiyor
ve EFTA ile Avrupa bütünleşmesi
~AT - EFTA ANLAŞMASININAT'yedahil 12 ülke ve
EFTA'yı oluşturan 7
ülkeyi kapsayan
anlaşma, Avrupa'nın
önemli iki ekonomik
bloku arasındaki
gümrükleri kaldırmayı
öngörüyor.
Ekonomi Servisi — Avrnpa
Toplulugu'yla EFTA arasında
imzalanan anlaşmayla birlikte
Avnıpa'mn bütünleşmesi yolun-
da yeni bir adım daha atıldı.
ATye dahU 12 ülke ve EFTA'yı
oluşturan 7 ülkeyle beraber top-
lam 19 ülkeyi kapsayan anlaşma
bilindiği üzere Avnıpa'mn en
önemli iki ekonomik bloku ara-
smdaki bütün korumacı önlem-
leri ve gümrüklerin kaldınlma-
suu öngörüyor.
The TOdl Street Journal'da
yer alan bir yoruma göre, tsvec,
Norvec, Finlandiya, jzlanda, ts-
vlçre, Avusturya ve Liech'in üye-
si bulunduğu EFTA'nın 31 mil-
yon olan toplam nüfusu bir AT
üyesi olan lspanya'nın nüfusun-
dan daha az. Buna karşın yak-
laşık 19 bin dolar olan kişi ba-
şına düşen gelir ortalaması Ue
Avrupa Topluluğu ortalaması-
mn iki katı EFTA ülkelerinin
nüfuslanyla ters orantıh zengin-
liği akla hemen bu ülkelerin AT
fonlanna ne kadar kaynak ak-
taracağı sorusuna getiriyor. Ne
yazık ki bu konuda henuz tam
bir anlaşma sağlanamamış
durumda.
1993 yüında yürürlüğe girecek
olan anlaşoıaya göre, EFTA ay-
n bir tüzel kişilik olarak varlı-
ğmı sürdürecek olmasuıa karşın,
bu anlaşma EFTA ülkelerinin
AVRUPA TOPLULUĞU
EFTA ÜLKELERI
BAZI TEMEL NOKTALARI
• TİCARET Batı Avrupa'da
mal, hizmet ve sermayenin
dolaşunı 1993 yüından
itibaren serbest olacak, bu
konuda bütün gümrük
vergilerinden ve kotalardan
kaçımlacaktır. Mallar ancak
sağhk ve güvenlik nedeniyle
gümrüklerden geri
çevrilebilir.
• İŞ BÛCÛ 1993 yıhndan
itibaren bu ülkelerin
vatandaşlan 19 ülkenin her
birinde serbestçe
yaşayabilecek ve
çahşabilecektir. Bir ülkede
alınan diploma diğerinde de
gecerli olacaktır.
• TAfllK EFTA ulkeleri
AT'nin tarım politikasım
izlemek zorunda değüdir ve
kendi tanm politikalannı
belirlemekte serbesttir.
Ancak her iki taraf da bir
an önce tarımda
liberalizasvona gitmelidirler.
lspanyot vc• KMUKV*UK lspanyot c
Portekizli balıkçılar 1997'ye
kadar Norveç sularında 11
bin tona kadar morina balığı
avlayabilecekler.
• TAŞIMACIUK Bu konuda
EFTA ulkeleri AT'nin
prensiplerini kabul edecekler.
Aynca Avusturya 12 yü
içerisinde taşımacüıktaki
emisyonunu yüzde 60
oramnda azalîacak.
• KURUMLAR Ekonomik
konulardaki bütün kararlar
19 ülkenin bakanlanndan
oluşan bir kurul tarafmdan
alınacak. Bu kurul en az 6
ayda bir toplanacak.
• PARA EFTA ulkeleri 1.5
milyar ECU'yu (Avrupa
Para Birimi, yaklaşık 1.8
müyar dolar) AT ülkelerine
aktaracaklar. Aynca EFTA
ulkeleri, Ispanya, Portekiz,
Yunanistan ve trlanda'ya
500 milyon ECU hibe
yardımı yapacaklar.
ATye tam üyeliği konusunda ilk
adım sayüıyor. Bu ülkeler anlaş-
mayı imzalamakla ATnin pren-
sipleri doğrultusundaki pek çok
maddeyi kabul etmiş oluyorlar.
700 yıllık bağımsızhk politika-
sına rağmen bu, Isviçre için bi-
le böyle. Avusturya ve Isveç ise
zaten ATye tam üyelik başvunı-
sunda bulunmuş durumdalar.
Anlaşma ATnin politik ve
ekonomik bütünleşme amaçla-
nm da pekiştirici ve güçlendiri-
ci nitelikler taşıyor. Yetkililerin
de belirttiği gibi, "bu anlaşma-
nın sağladığı başan bu yönde
imzalanacak diğer anlaşmalar
için de itki guç olacak". Batı Av-
rupa ulkeleri entegrasyona git-
tikçe yaklaşırken bazı Doğu Av-
rupa ulkeleri de bu oluşumların
dışında kalmanın yol açtığı ra-
hatızlığı dile getiriyorlar. Ancak
AT ve EFTA liderleri kaynakla-
n birleştirmenin bu ülkelere ya-
püacak yardımı arttıracağı görü-
şünü savunuyorlar.
19 Avrupa ülkesi arasında bir
çeşit "Süper Ticaret Bloku" ya-
ratmaya yönelik anlaşma imza-
lanmış olmasına karşın hcnüz
EFTA Ülkelerinin parlamentola-
nnca onaylanmadı. Parlamento
onayı dışında referandumun da
gerekli olduğu tsviçre*de ve an-
laşmaya karşı çıkan iki muhale-
fet partisinin bulunduğu Nor-
veç'te anlaşmamn onaylanması
konusunda birtakım zorluklar
çıkabileceği belirtiliyor.
Bu anlaşmamn Avrupa'ya ne
getireceğini zaman gösterecek.
Bu konuda üst düzey bir burok-
rat. "Kuşkusuz bu anlaşmada
kazananlar gibi kaybedenleı de
oiacaktır. Ancak kesin olan eko-
nomik entegrasyona giden yoi-
dan dönüş olmadığıdır" diyor.
GUMJNNOTLARI
OSMAN ULAGAY
DYP-SHP Koplişyonunu
Kim, Neden İstiyor?
DYP-SHP koalisyonunu isteyenlere baktığımız zaman bun-
ların hayli geniş bir yelpazeye yayıldığını görüyoruz. İlk ba-
kışta aynı görüşü paylaşmaları şaşırtıcı görünen kimselerin
DYP-SHP koalisyonunu savunmada görüş birliği içinde ol-
maları dikkati çekiyor.
DYP-SHP koalisyonunu savunanlar arasında en kalabalık
grubu herhalde "Ozal devri"nin kapanmasını ve ANAP yö-
netiminin noktalanmasını isteyenler oluşturuyor. "Özal'a ve
ANAP'a yeter" diyenlerin çoğunluğu ANAP'ın iktidar dışı kal-
masını istiyor. Bunlar arasında yeminli Özal düşmanlan da
var ama asil büyük grubu, ANAP döneminde birilerinin dev-
letten de destek alarak "köşeyi dönmesini" hüzünle seyre-
denlerin, yönetimdeki keyfıliğe ve kuralsızlığa isyan edenle-
rin oluşturdugu düşünülebilir.
ANAP ve Özal döneminin noktalanmasını isteyenlere, "12
Eylül" rejiminin tüm kalıntılarıyla birlikte ortadan kaldırılma-
sını isteyenleri de ekleyebiliriz. DYP-SHP koalisyonunun Tür-
kiye'yi Avrupa'nın hukuk, insan hakları ve özgürlük normla-
rına kavuşmuş, çoğulcu demokrasinin kurallarına göre işle-
diği, parlamentonun ağırlığını yeniden kazandığı bir ülke ha-
line getirebileceği beklentisi, DYP-SHP koalisyonuna bagla-
nan umutları artırmış görünüyor.
ANAP'ı dışlayan bir DYP-SHP iktidarının daha "halk
yararına" icraat yapacağı, ekonomiyi toplumun dar gelirli ke-
simlerini rahatlatacak biçimde yönlendireceği inancıyla bu
koalisyonu desteklemek gerektiğini savunanlar da var. Bun-
ların beklentilerinin ne denli gerçekçi olduğunu zaman gös-
terecek. Bana öyle geliyor kı herhangi bir hükümetin geniş
toplum kesimine kısa sürede kalıcı bir rahatlık getirmesi çok
zor.
DYP-SHP koalisyonunu ateşli biçimde savunanlar arasın-
da, seçimden hezimete uğrayarak çıkan SHP'yi ve özellikle
de SHP'nin mevcut yönetimini kurtarmak isteyenler de var.
Bu görüşte olanlar, SHP'nin iktidara ortak olarak yaralarını
sarabileceğini ileri sürüyorlar.
İlginç biçimde ANAP'ın lideri Mesut Yılmaz da kendi par-
tisini daha sağlıklı bir yapıya kavuşturmak için muhalefette
tutmak istiyor ve şu an için geçerlı çözümün ANAP dışında
bulunmasını istiyor. Özellikle ekonomide devralınacak tab-
lonun nasıl bir tablo olduğunu çok lyi bilen Yılmaz, kendisi-
ni erken seçime zorlayan bu tabloyu kendi dışındaki bir ikti-
dara devretmek için çaba harcıyor.
Mesut Yılmaz'ın muhalefette kalma tercihi, bir pazarlık tak-
tiği değilse, ANAP yönetıminin ve örgütünün bu tercihe ne
denli katılacağını dogrusu kestiremiyorum. ANAP'lılar geçen
sekiz yıl içinde iktidar partısi olmanın neler getırdiğinı çok
iyi öğrendiler. Şimdi bu nimetleri paylaşmak şansı varken,
biraz daha uzun vadeli bir bakış açısıyla muhalefette kalma
tercihıni ne ölçüde ıçlerine sindirebileceklerini kestirmek ko-
lay değil.
ANAP döneminde iktidar olmak ya da iktidara yakın oimak
o denli önemli hale geldı ki bundan diğer parti yandaşları-
nın etkilenmesi de kaçınılmaz oldu. Pek çok kimse, "Şu
ANAP bicgitse de sıra bize gelse" diye düşünmeye başladı.
İşte bu nedenle DYP-SHP koalisyonunun en kararlı savunu-
cularını her iki partinin yandaşları arasında aramak gereki-
yor. Bu fırsatın tam olarak kullanılabilmesi için birçok önem-
li noktayı zaten tutmuş olan ANAP'lıların devre dışı kalması
bir kere önkoşul. Bir kez ANAP'lılar devre dışı bırakılabilirse
DYP'liler ve SHP'liler kendi aralarında çok daha rahat bir pay-
laşmn yapabilirler. Bu umudu taşıyan DYP ve SHP yandaşla-
• nnın hararetle bir DYP-SHP koalisyonunu savunmalarına hiç
şaşmamak gerekiyor.
Gerek Sayın Demirel'in, gerekse Sayın İnönü'nün, yandaş-
larına nimet dağıtan, devleti bu amaçla kullanan bir iktidar
anlayışına karşı olduklarını sanıyorum. Ne var ki ANAP dö-
neminde bu anlayış iyice yeıieştı ve yaygınlaştı. Her iki lide-
rin de bu anlayışın izlerini silmek için hayli zorlanacağını tah-
min etmek zor değlı. Söz konusu nimetlen paylaşmak için
DYP-SHP koalisyonunu savunanların etkisi, böyle bir koalis-
yonun geleceğini en fazla etkileyebilecek faktörlerden biri ola-
bilir gibi görünüyor.
DOLAR VE HAMPETROL Fİ\ATI ARTT1
Akaryakıtta
hareketli günlerANKARA (AA) — Dünya
piyasalannda ham petrol fiyat-
lanndaki artış ve dolann TL
karşısmda değer kazanması
üzerine, akaryakıt fiyatlannda
yeni bir düzenlemeye gidilebi-
leceği belirtiliyor.
Konuyla ilgili kaynaklar, bu
gelişme karşısmda akaryakıt fi-
yatlannda değişikliğe gidilme-
sinin kaçınılmaz olduğunu, an-
cak rafineri çıkış fiyatlan art-
tırılsa da gümrilk vergisi ve
fonlar düşürülerek bu artışla-
nn tüketiciye yansıtılmaması
konusunun ağırhk kazandığım
beürtiyorlar.
Konuya yakın çevreler, akar-
yakıta büyük olasılıkla zam ya-
pılmayacağı, geçici süreyle
gümrük vergi ya da fonlannın
düşünülerek petrol ve dolar de-
ğerindeki artışların vatandaşa
yansıtılmayacağı görüşünde
birleşiyorlar.
öte yandan, maliyet artışla-
nna karşın Tüpraş'ın rafineri
çıkış fiyatlannda herhangi bir
değişiklik yapılmamasınm,
özellikle Ataş Rafinerisi'nin or-
tağı yabancı akaryakıt dağıtım
şirketlerini sıkıntıya soktuğu
belirtildi.
Mobü, Shell, BP ve Türk
Petrol gibi dağıtım şirketleri-
nin, Tüpraş'm da fiyatlan art-
tırması yolunda ısrarlı oldukla-
n ifade ediliyor. Söz konusu
dağıtım şirketlerinin, artan ma-
liyetler karşısmda rafinerilerin
halen ton basına 120 bin lira
zararla çalıştıgını savundukla-
n büdirildi.
Mobil'in, maliyet artışlann-
daki baskıya dayanamayarak
25 ekimde güney illerinde Ataş
çıkışlı motorin ve gazyağı fiyat-
lanna yüzde 7 oramnda zam
yaptığını hatırlatan yetkililer,
aynı bölgede fiyat ayarlaması
konusunda Shell, BP, Türk
Petrol gibi ATAŞ'ın ortağı di-
ğer yabancı şirketlerin de bek-
lemede olduğunu vurguladüar.
Ataş ve Tüpraş'ın rafineri çı-
kış fiyatlan arasındaki farkh-
hğ^n, Tüpraş'tan mal alan Pet-
rol Ofîsi'ni de güney bölgele-
rinde olumsuz yönde etkileye-
bileceği bildirildi.
Yetküüer, Mobü'in zammın-
dan sonra Tüpraş'tan mal alan
bu bölgedeki Petrol Ofisi bayi-
lerine aşın talep olacağı ve bu-
na bağlı bölgeye motorin ve
gazyağı temininde sıkıntıya dü-
şülebileceği ihtimalini de dile
getiriyorlar. Bu durum karşı-
smda, Petrol Ofisi'nin sıkıntı-
yı aşmak için ürün ithaline gi-
debileceği veya sınırlı satış uy-
gulayabileceği kaydediliyor.
Reklam
sektöründe
Seguela
tartışması
Ekonomi Servisi — Jacqu-
es Seguela'nın ortaklan ara-
sında yer aldığı RSCG'yi saun
alan Eurocom reklam gnıbu-
nun, Türkiye'de iki büyük
reklam ajansım satm alacağı
yolundaki haber, Eurocom'un
Türkiye'deki ortağı Eurocom-
Fulmar Reklamcüık A.Ş. tara-
fmdan yalanlandı.
Eurocom-Fuknar Reklam-
cüık A.Ş. Yönetim Kurulu
Başkanı Doğan Giindüz, dün
yaptığı yazüı açıklamada, "Se-
guela'nın Türkiye'deki politik
reklamlarda sahsen mi yoksa
RSCG şirketi adına mı hareket
ettiğini bilmediğini, ancak
ANAP reklamlannı kişisel
olarak >üklendiğini san-
düdannı" söyledi.
RSCG'yi satın alan Euro-
com'un "Türkiye'de iki bü-
yük reklam şirketi satın alarak
ENA tletişim şiıketi ile
birleştireceği" yolundaki ha-
berlerin doğru olmadığını kay-
deden Gündüz, "Durum 28
ekim günü Paris'te Doğan
Gündüz ile Eurocom üst dü-
zey yetkilileri arasında
göriişülmüştür" dedi.
1990 başından beri Euro-
com'un Türkiye'deki ortağı
olduklarını da söyleyen Gün-
düz, "Diinyada Eurocom ve
Türkiye Eurocom-Fulmar'ın
temel çalışma prensiplerinden
en önemlisi, politik reklam iş-
lerine kanşmamak ve şahıs ol-
san, parti olsun politik işleri
şirket olarak yüriirmemektir"
görüşüne yer verdi.