17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 EKİM 1991 EKONOMİ CUMHURİYET/11 Hazine faizi %76.64'e çıktı • ANKARA (ANKA) — Hazine bonosu ihalesinde faiz yüzde 76.64'e fırladı. Dünkü ihalede 754 milyar liralık dokuz ay vadeli bono satüdı. ihalede en düşük faiz yüzde 73.38, en yüksek faiz yüzde 78, ağırhklı ortalama faiz ise yüzde 76.64 oldu. Bundan önce 2 ekimde yapılan dokuz ay vadeli bono ihalesinde faiz oranı yüzde 72.29 olarak gercekleşmişti. TOÇFnin zaran 1 trilyon • KARABÜK (AA) — Türkiye Demir Çelik îşletmeleri (TDÇİ) Genel Müdürü SenceT tmer, kunımun bu yılki zaranmn 1 trilyon lirayı aşacagını söyledi. Sencer tmer, bankalardan ahnan borçlardan doğan faizin de I trilyon liraya ulaştığım, bu paranın yıl sonuna kadar ödenmesi gerektiğini hatırlattı. THY bilançoşu • ANKARA (AA) — Türk Hava YoUan (THY) Anonim OrtaklığYnın, yılın ilk yarısındaki zararının 306 milyar 501 milyon lira olduğu bildirildi. THY, daha önce kamuoyuna zaranm 165 milyar 501 milyon lira olarak açıklamıştı. AA muhabirinin edindiği bügiye göre THY'nin söz konusu 165 milyar 501 milyon liralık zaran içerisinde, 51 milyar lira tutannda toplu- sözleşme farklan, yıl sonunda tahakkuk edecek yeniden değerleme değer artış fonundan amortismana yansıyacak 33 milyar lira, aktifleştirilecek kur farklanndan doğan amortismanlardan kaynaklanan 31 milyar lira Ue diğer giderlerden 26 milyar olmak üzere toplam 141 milyar lira yer almadı. Alüminyuma zam • KONYA (AA) — Konya'nın Seydişehir ilçesinde kurulu alüminyum tesislerinde üretilen çeşitli alüminyum ürünlerine yüzde 1.5 ile 3 arasında değişen oranlarda zam yapüdı. Yapılan zamlarla alüminyum levhamn kilosu II bin 820 liradan 12 bin 20 Liraya, alüminyum külçe-5'in kilosu 6 bin 945 liradan 7 bin 70 liraya çıktı. Sabancılar'a yeni şirket • ANKARA (AA) — Haa ömer Sabancı'nın amcasmın oğlu Polat Sabancı ve oğlu Ahmet Sabancı, "MENSİP Mensucat Iplik Sanayi ve Ticaret AŞ" adh yeni bir şirket kurdular. Merkezi Istanbul'da bulunan şirket, tekstil sektöründe yatınm, üretim Ue ithalat ve ihracat yapacak. Dıcak Holding AŞ • ANKARA (AA) — Ihcaklann sahibi olduğu Tercüman Havacılık Turizm ve Ticaret AŞ'nin adı, kuruluş amaçlan Ue birlikte yeni bir düzenlemeyle 'Ihcak Holding AŞ' olarak değiştirildi. Şirket genel kurulunda alınan kararla şirketin unvamyla birlikte amaçlannda da bazı yeni düzenlemelere gidildi. Yeni Denizbank Üavuz'un eseri • Ekonomi Servisi — IMF toplantılanna katümak üzere gittiği Bangkok'ta beklenmedik ölümü büyük üzüntü yaratan Denizbank Genel Müdürü Yavuz Yavuz'un, bankayla ilgili uygulamaya koyduğu son proje olan 'Kunımsal reklam kampanyası' medyada yer almaya başladı. Denizbank'tan yapılan açıklamada, Yavuz'un bu kampanya ile birlikte bankadaki yeniden yapüanma sürecinin de miman olduğu vurgulandı. KlSAKISA • MEft- KEZ Sigorta'mn Marmara Bölgesi acenteler toplantısı bugün Bursa'da yapüıyor. • TUROB'un (Turistik Otelcüer ve tşletmecüer Birliği) geleneksel aylık yemeği bugün Pera Palas'ta yapüıyor. • TUGEV'in (Turizm Geliştinne ve Egitim Vakfı) düzenlediği otelcilikte 'Hijyen ve Sanitasyon' konulu seminer bugün sona eriyor. ANAP'ın hazırladığı bütçe îasarısı kadük oldu 92'de geçici bütçe uygulaması Yılmaz hükümetinin hazırladığı tasarımn kadük olmasından sonra yeni kurulacak hükümetin önüne gelecek en önemli ve ivedi ekonomik sorunun, bütçe olacağı ifade ediliyor. çe olacağı Sfade ediliyor. Yeni hüküme- tin öncelikle TBMM'den 1992 yüınuı ilk üç veya 4 ayı için geçici bütçe uygulama yetkisi alacağı bildiriliyor. Geçici bütçe 1991 bütçe harcamalannın belirli bir kat- sayı ile büyütülmesi sonucu bulunacak. ANKARA (Cumhuriyet Biirosa) — Mesat Yıhnaz hükümetinin 17 ekim gü- nü TBMM BaşkanhğYna sunduğu 1992 yıh konsolide bütçe tasansı kadük oldu. Yılın ilk üç veya dört aylık dönemi için geçici bütçe uygulamasma gidileceği, bu arada yeni kurulacak hükümetin de ken- di bütçe tasarısını hazırlayarak TBMM'ye sunacağı belirtildi. Memur maaşlannın ne kadar arttırılacağına da yeni hükümet karar verecek. Yüzde 55 oramnda ortalama enflas- yon hızı ve yüzde 5'lik kalkınma hıa he- defleri doğrultusunda hazırlanan 1992 bütçesi 197 trilyon 620 milyar liralık har- cama, 159 trilyon 620 milyar lirahk ge- lir tahsüatı öngörüyordu. Tasanda kamu yatırımlan için 23 trilyon, transfer gider- leri için 77 trilyon 820 milyar lira, per- sonel dışı cari giderler için 20 trilyon 250 milyar lira ödenek aynlmış, personel ödenekleri de bu yüa göre yüzde 56.6 art- tınlarak 76 trilyon 750 milyar lira ola- rak belirlenmişti. Hükümetin genel se- çimler öncesi anayasal zorunluluk gere- ği TBMM'ye sunduğu tasanda maaş kat- sayılanna ilişkin bölüm ise boş bırakü- mıstı. Yılmaz hükümetinin hazırladığı tasa- nnın kadük olmasından sonra yeni ku- rulacak hükümetin önüne gelecek en önemli ve ivedi ekonomik sorunun büt- Memur maaşlannın ne kadar arttınla- cağına da yeni hükumet ve Meclis karar verecek. Bu arada, hükümetin 1992 yüında Yeni hükümetin öncelikle TBMM'den 1992 yılının ilk üç veya dört ayı için geçici bütçe uygulama yetkisi alacağı bildiriliyor. Memur maaşlannın ne kadar arttınlacağına da yeni hükümet karar verecek. ekonomik programını ve bütçesini sağ- dan vergi gelirlerini artürma zonınlulu- üklı bir biçimde uygulayabilmesi için yıl- ğu ile karşı karşıya gelirken diğer yan- başından önce kapsamlı bir vergi düzen- dan da seçim öncesi vaatleri doğrultu- lemesine gitmesinin kaçımimaz olacağı sunda ücretli ve diğer dar gelirli kesimin öne sürülüyor. vergi yükünü hafifletme formülü bula- cak. Bunun için de bir yandan gelir ve Enflasyonla mücadele ve karrfû fi- kurumlar vergisi yasalannda köklü de- nansman sonınlannda en büyük soru- ğişiklikler yapılacağı, diğer yandan da nu vergi geürlerinin yetersizliği oluştu- vergi denetiminin daha etkin hale geti- ruyor. Bu konuda yeni hükumet, bir yan- rilmesi bekleniyor. EGİAD'dan bütçe açığı raporu tZMİR (Cumauriyet) — Bütçe açıklan ve yükselen enflasyon nedeniyle yeni hükümetin en önemli sonınunun istikrar konusu olacağı belirtildi. EGİAD'm •Türkiye'de BMtce Açıklan' başlıklı raporunda, hükümetin seçim ekonomisi yönündeki uygulamalannın bütçe açıklannı arttırdığı kaydedildi. Ege Genç lsadamlan Derneği'nin yayımladığı ekonomik raporlara Türkiye'de Bütçe Açıklan' konulu üçüncusü eklendi. Türkiye'deki butçe açıklanmn görünürdeki nedeninin giderlerdeki artış hızına gelirlerin eşlik edememesi olduğu beürtilen raporda şu göruşlere yer verildi: "Bütçe açıklanmn, daha genel olarak kamu finansman açıklannın ülkemizdc enflasyonun önemli nedenlerinden birini oluşturdugu görülmektedir. Diğer taraftao enflasyon da bizzat bütçe açıklannı arttıran bir otgu durumundadır. Giderek artan bütçe açıklan nihayet 1991 yüında daha şimdiden gayrisafi milli hasılanın yüzde 5.6'sı gibi bir büyükliığe ulaşmıştır. Bunun zaman içinde enflasyonu hızlandınnası bekleBİr." EGİAD raporunda, bütçe açıklanmn kapatılabilmesi için gelir bütçesiyle ilgili öneriler şöyle sıralandı: "Kısa vadede bütçe nisbi olarak küçültülmeh. Orta ve uzun vadede program bütçe uygulamasına tam bir işlerlik kazandınlmalı. Bütçe uygulamalannda etkinlik ve denetim .için gerekli araçiar oluştunıimalı. Kamu kuruluşlannda yönetkflerİB inisiyatif ve sonımluluklan genişletilmeli. Bütçe büyüklügü ve acıklar, belirli bir ekonomik gösterdeki gelişmelere göre beUrienmeU." Geür bütçesiyle ilgili öneriler ise EGtAD raporunda şöyle dile getirildk "Kısa vadede yüksek faiz oranlanyla borçlanma yerine maliyeti daha düşük borçlanma imkânlan araştınlmalı. Başta vergi olmak özere gelir tahakkuk ve tahsilatı arasındaki fark kapatılmaya çalısümalı •" KKTC parasını kurtaramadıKKTC Merkez Bankası'nın İngiltere'deki hesaplarının dondurulmasından sonra, kararın kaldırılması için mahkemeye yapılan başvuru dün de sonuçlanmadı. EDÎP EMİL ÖYMEN LONDRA — Polly Peck kayyım- lanmn 330 milyar Iira (39 milyon ster- lin) tazminat talebiyle, ingiltere'de- ki banka hesabını "dondurduklan" KKTC Merkez Bankası'nın, bu ka- rann derhal kaldınlması için yaptığı başvuru Yüksek Mahkeme tarafın- dan karara bağlanamadı. Cuma gü- nüne ertelenen duruşmaya, KKTC Merkez Bankası adına savunma avu- katı, bugün temyiz mahkemesine baş- vuracağını açıkladı. Avukat Bernard Eder, "Bir hükümetin ve merkez bankasının bo> le elini ayagını bağla- mak şimdiye kadar görülmüş bir uy- gulama degil" dedi. Ancak temyiz mahkemesinın gayet kannaşık huku- ki ve mali aynntıları bir gün içinde görüşüp banka lehinde bir karar al- ması olası görülmüyor. Yüksek Mahkeme'de dünkü du- ruşmada, KKTC Merkez Bankasf na, Asil Nadir'in çoğunluk hissesine sa- hip olduğu "Kıbrıs Endüstri Bankası" tarafından üç yıl için 142 milyon sterlin yatınldığı, bu paranın yüzde %.5 gibi büyük bir kısmının Polly Peck'den geldiği, bankamn, bu havalelerin kaynağı hakkında hiçbir soruşturma yapmadığı, aynca hava- lelerin nitelik ve niceliğini de araştır- madığı, Polly Peck kayyunlannı tem- sil eden iddia avukatı David Oliver tarafmdan öne sürüldü. Asil Nadir'- in fiilen yönetimindeki Kıbns Endüst- ri Bankası'ndan KKTC Merkez Ban- kası'na para akışımn, Polly Peck his- selerine Uişkin işlemlerin durdunıldu- ğu eylül 1990 ile şirketin kayyım yö- netimine girdiği ekim 1990 arasında dahi sürdüğü ve 39 milyon sterlini bulduğu kaydedildi. KKTC Merkez Bankası'nın ifade veren başkanı De- mirfaan Sayıner'in, 1987-90 arasında sadece 20 havalenin 6'sı hakkında "tatmin edki niteükle oimayan" bilgi verdiği, geri kalan havaleler hakkın- da konuşmadığı belirtildi. Yüksek Mahkeme'de salı günü ya- pılan dunışmada, Asil Nadir ve an- nesi Safiye Nadir'in, 28 gün içinde mahkemeye savunmalannı vermele- ri için süre tanınmıştı. Kıbns Endüstri Bankası'nın da aynı şekilde savunma- sını vermesi gelecek haftaya kalmış- tı. KKTC Merkez Bankası'nın ise •'dondunna karan"nın hemen kaldı- nlmasında neden ısrarlı olduğu, Yük- sek Mahkeme'de basına ve izleyicilere kapalı olarak yapılan üç saatlik otu- rumda tartışıldı. Üç saati basına açık olarak yapılan dunışmada ise Polly Peck kayyımlarını temsil eden iddia avukatı David Oliver ile KKTC Mer- kez Bankası savunma avukatı Ber- nard Eder, karşılıkh olarak iddiala- nnı yargıca sundular. Gerek KKTC Merkez Bankası avukatı, gerekse Asil Nadir'in avukatının, mahkemede ba- zı delil ve ifadelerin gizli oturumda açıklanması yolundaki istemlerini yargıç, "Basın, iddialan bilmeli ve eksik bilgi ile tahminde bulunmaya zorlanmamalı" diyerek reddetti. KKTC Merkez Bankası'nın "dondunna" karannın neden acilen kaldınlmasında ısrar ettiği ise •'gizli oturum"da değerlendirildi ve sonuç- ta, davanm açık görulmesi, gizli otu- ruma gerek olmadığı hukme bağlan- dı. öte yandan Kıbns Türk Ticaret Odası Başkanı Hamza Arman, Ingil- tere bankalanmn KKTC'yi hedef alan olumsuz tutumlannı sürdürme- leri halinde, bu ülkeye karşı ticari boykot uygulanabileceğinı bildirdi. Hamza Arman, düzenlediği basın toplantısında, İngiliz bankalanmn olumsuz tutumlan karşısmda Kıbnsh Türk işadamlarının ticari işlemlerini Türkiye'de çok güçlü olan Türk ban- kalan kanalıyla yapabileceği uyan- sında bulundu. Asil Nadirmahkemesalonlannın kapılannı aşındınyor. Söksa'da yolsuzluk iddiası Ekonomi Servisi— Halka açık bir şirket olan ve hisseleri Borsa'da işlem gören Söksa'nın mallanna, 12 milyar liralık bir krediye kefilliğinden dolayı ha- ciz konuldu. Şirketin eski genel müdürü Nafi YüreMi hakkında da adli ve idari soruşturma acıl- dı. Altı aylık bilançosunda kâr gösteren Söksa'nın borsaya bil- dirdiği dokuz aylık bilançosun- da ise 2 milyar 800 milyon lira zarar bulunuyor. Sinop Özel İdaresi'nin ve Türkiye Kalkınma Bankası'nın ortak olduğu Söksa'nm yasal sü- resi içinde yapılamayan 1990 yılı genel kurulu 27 ekimde toplan- dı. AA'nın haberine göre genel kurul, şirketin eski genel müdü- rü Nafi Yüreldi dışındaki yöne- tim kurulu üyelerini akladı. Yü- rekli ise şirketin kefil olduğu ve Tekstil Holding adına bir ban- kadrfn alınan 12 milyar lira kre- dinin nerede kullanıldığına açık- lık getirilemeyince aklanmadı. Nafi Yürekli hakkında adli ve idari soruşturma açıldığı bil- dirildi. Cumhuriyet'in sorulannı ya- nıtlayan Nafi Yürekli ise Türki- ye Kalkınma Bankası'nın işti- rakler müdürlüğünü eleştirdi. Tekstil Holding adına alınan ve SÖKSA'mn da kefil olduğu 12 milyar liralık kredinin yine hol- dinge bağlı öteki şirketler ile SÖKSA'mn işlerinin çevrihne- sinde kullanıldığını beürten Nafi Yürekli, kendisiyle birlikte 12 üst duzey yöneticinin daha işi- ne son verildiğini bildirdi. Yü- rekli, yönetim boşluğunda hem holdingin hem de Söksa'nın za- rara uğratıldığını savundu. AT ve EFTA 'Süper Ticaret Bloku'yamtmak için birleşiyor ve EFTA ile Avrupa bütünleşmesi ~AT - EFTA ANLAŞMASININAT'yedahil 12 ülke ve EFTA'yı oluşturan 7 ülkeyi kapsayan anlaşma, Avrupa'nın önemli iki ekonomik bloku arasındaki gümrükleri kaldırmayı öngörüyor. Ekonomi Servisi — Avrnpa Toplulugu'yla EFTA arasında imzalanan anlaşmayla birlikte Avnıpa'mn bütünleşmesi yolun- da yeni bir adım daha atıldı. ATye dahU 12 ülke ve EFTA'yı oluşturan 7 ülkeyle beraber top- lam 19 ülkeyi kapsayan anlaşma bilindiği üzere Avnıpa'mn en önemli iki ekonomik bloku ara- smdaki bütün korumacı önlem- leri ve gümrüklerin kaldınlma- suu öngörüyor. The TOdl Street Journal'da yer alan bir yoruma göre, tsvec, Norvec, Finlandiya, jzlanda, ts- vlçre, Avusturya ve Liech'in üye- si bulunduğu EFTA'nın 31 mil- yon olan toplam nüfusu bir AT üyesi olan lspanya'nın nüfusun- dan daha az. Buna karşın yak- laşık 19 bin dolar olan kişi ba- şına düşen gelir ortalaması Ue Avrupa Topluluğu ortalaması- mn iki katı EFTA ülkelerinin nüfuslanyla ters orantıh zengin- liği akla hemen bu ülkelerin AT fonlanna ne kadar kaynak ak- taracağı sorusuna getiriyor. Ne yazık ki bu konuda henuz tam bir anlaşma sağlanamamış durumda. 1993 yüında yürürlüğe girecek olan anlaşoıaya göre, EFTA ay- n bir tüzel kişilik olarak varlı- ğmı sürdürecek olmasuıa karşın, bu anlaşma EFTA ülkelerinin AVRUPA TOPLULUĞU EFTA ÜLKELERI BAZI TEMEL NOKTALARI • TİCARET Batı Avrupa'da mal, hizmet ve sermayenin dolaşunı 1993 yüından itibaren serbest olacak, bu konuda bütün gümrük vergilerinden ve kotalardan kaçımlacaktır. Mallar ancak sağhk ve güvenlik nedeniyle gümrüklerden geri çevrilebilir. • İŞ BÛCÛ 1993 yıhndan itibaren bu ülkelerin vatandaşlan 19 ülkenin her birinde serbestçe yaşayabilecek ve çahşabilecektir. Bir ülkede alınan diploma diğerinde de gecerli olacaktır. • TAfllK EFTA ulkeleri AT'nin tarım politikasım izlemek zorunda değüdir ve kendi tanm politikalannı belirlemekte serbesttir. Ancak her iki taraf da bir an önce tarımda liberalizasvona gitmelidirler. lspanyot vc• KMUKV*UK lspanyot c Portekizli balıkçılar 1997'ye kadar Norveç sularında 11 bin tona kadar morina balığı avlayabilecekler. • TAŞIMACIUK Bu konuda EFTA ulkeleri AT'nin prensiplerini kabul edecekler. Aynca Avusturya 12 yü içerisinde taşımacüıktaki emisyonunu yüzde 60 oramnda azalîacak. • KURUMLAR Ekonomik konulardaki bütün kararlar 19 ülkenin bakanlanndan oluşan bir kurul tarafmdan alınacak. Bu kurul en az 6 ayda bir toplanacak. • PARA EFTA ulkeleri 1.5 milyar ECU'yu (Avrupa Para Birimi, yaklaşık 1.8 müyar dolar) AT ülkelerine aktaracaklar. Aynca EFTA ulkeleri, Ispanya, Portekiz, Yunanistan ve trlanda'ya 500 milyon ECU hibe yardımı yapacaklar. ATye tam üyeliği konusunda ilk adım sayüıyor. Bu ülkeler anlaş- mayı imzalamakla ATnin pren- sipleri doğrultusundaki pek çok maddeyi kabul etmiş oluyorlar. 700 yıllık bağımsızhk politika- sına rağmen bu, Isviçre için bi- le böyle. Avusturya ve Isveç ise zaten ATye tam üyelik başvunı- sunda bulunmuş durumdalar. Anlaşma ATnin politik ve ekonomik bütünleşme amaçla- nm da pekiştirici ve güçlendiri- ci nitelikler taşıyor. Yetkililerin de belirttiği gibi, "bu anlaşma- nın sağladığı başan bu yönde imzalanacak diğer anlaşmalar için de itki guç olacak". Batı Av- rupa ulkeleri entegrasyona git- tikçe yaklaşırken bazı Doğu Av- rupa ulkeleri de bu oluşumların dışında kalmanın yol açtığı ra- hatızlığı dile getiriyorlar. Ancak AT ve EFTA liderleri kaynakla- n birleştirmenin bu ülkelere ya- püacak yardımı arttıracağı görü- şünü savunuyorlar. 19 Avrupa ülkesi arasında bir çeşit "Süper Ticaret Bloku" ya- ratmaya yönelik anlaşma imza- lanmış olmasına karşın hcnüz EFTA Ülkelerinin parlamentola- nnca onaylanmadı. Parlamento onayı dışında referandumun da gerekli olduğu tsviçre*de ve an- laşmaya karşı çıkan iki muhale- fet partisinin bulunduğu Nor- veç'te anlaşmamn onaylanması konusunda birtakım zorluklar çıkabileceği belirtiliyor. Bu anlaşmamn Avrupa'ya ne getireceğini zaman gösterecek. Bu konuda üst düzey bir burok- rat. "Kuşkusuz bu anlaşmada kazananlar gibi kaybedenleı de oiacaktır. Ancak kesin olan eko- nomik entegrasyona giden yoi- dan dönüş olmadığıdır" diyor. GUMJNNOTLARI OSMAN ULAGAY DYP-SHP Koplişyonunu Kim, Neden İstiyor? DYP-SHP koalisyonunu isteyenlere baktığımız zaman bun- ların hayli geniş bir yelpazeye yayıldığını görüyoruz. İlk ba- kışta aynı görüşü paylaşmaları şaşırtıcı görünen kimselerin DYP-SHP koalisyonunu savunmada görüş birliği içinde ol- maları dikkati çekiyor. DYP-SHP koalisyonunu savunanlar arasında en kalabalık grubu herhalde "Ozal devri"nin kapanmasını ve ANAP yö- netiminin noktalanmasını isteyenler oluşturuyor. "Özal'a ve ANAP'a yeter" diyenlerin çoğunluğu ANAP'ın iktidar dışı kal- masını istiyor. Bunlar arasında yeminli Özal düşmanlan da var ama asil büyük grubu, ANAP döneminde birilerinin dev- letten de destek alarak "köşeyi dönmesini" hüzünle seyre- denlerin, yönetimdeki keyfıliğe ve kuralsızlığa isyan edenle- rin oluşturdugu düşünülebilir. ANAP ve Özal döneminin noktalanmasını isteyenlere, "12 Eylül" rejiminin tüm kalıntılarıyla birlikte ortadan kaldırılma- sını isteyenleri de ekleyebiliriz. DYP-SHP koalisyonunun Tür- kiye'yi Avrupa'nın hukuk, insan hakları ve özgürlük normla- rına kavuşmuş, çoğulcu demokrasinin kurallarına göre işle- diği, parlamentonun ağırlığını yeniden kazandığı bir ülke ha- line getirebileceği beklentisi, DYP-SHP koalisyonuna bagla- nan umutları artırmış görünüyor. ANAP'ı dışlayan bir DYP-SHP iktidarının daha "halk yararına" icraat yapacağı, ekonomiyi toplumun dar gelirli ke- simlerini rahatlatacak biçimde yönlendireceği inancıyla bu koalisyonu desteklemek gerektiğini savunanlar da var. Bun- ların beklentilerinin ne denli gerçekçi olduğunu zaman gös- terecek. Bana öyle geliyor kı herhangi bir hükümetin geniş toplum kesimine kısa sürede kalıcı bir rahatlık getirmesi çok zor. DYP-SHP koalisyonunu ateşli biçimde savunanlar arasın- da, seçimden hezimete uğrayarak çıkan SHP'yi ve özellikle de SHP'nin mevcut yönetimini kurtarmak isteyenler de var. Bu görüşte olanlar, SHP'nin iktidara ortak olarak yaralarını sarabileceğini ileri sürüyorlar. İlginç biçimde ANAP'ın lideri Mesut Yılmaz da kendi par- tisini daha sağlıklı bir yapıya kavuşturmak için muhalefette tutmak istiyor ve şu an için geçerlı çözümün ANAP dışında bulunmasını istiyor. Özellikle ekonomide devralınacak tab- lonun nasıl bir tablo olduğunu çok lyi bilen Yılmaz, kendisi- ni erken seçime zorlayan bu tabloyu kendi dışındaki bir ikti- dara devretmek için çaba harcıyor. Mesut Yılmaz'ın muhalefette kalma tercihi, bir pazarlık tak- tiği değilse, ANAP yönetıminin ve örgütünün bu tercihe ne denli katılacağını dogrusu kestiremiyorum. ANAP'lılar geçen sekiz yıl içinde iktidar partısi olmanın neler getırdiğinı çok iyi öğrendiler. Şimdi bu nimetleri paylaşmak şansı varken, biraz daha uzun vadeli bir bakış açısıyla muhalefette kalma tercihıni ne ölçüde ıçlerine sindirebileceklerini kestirmek ko- lay değil. ANAP döneminde iktidar olmak ya da iktidara yakın oimak o denli önemli hale geldı ki bundan diğer parti yandaşları- nın etkilenmesi de kaçınılmaz oldu. Pek çok kimse, "Şu ANAP bicgitse de sıra bize gelse" diye düşünmeye başladı. İşte bu nedenle DYP-SHP koalisyonunun en kararlı savunu- cularını her iki partinin yandaşları arasında aramak gereki- yor. Bu fırsatın tam olarak kullanılabilmesi için birçok önem- li noktayı zaten tutmuş olan ANAP'lıların devre dışı kalması bir kere önkoşul. Bir kez ANAP'lılar devre dışı bırakılabilirse DYP'liler ve SHP'liler kendi aralarında çok daha rahat bir pay- laşmn yapabilirler. Bu umudu taşıyan DYP ve SHP yandaşla- • nnın hararetle bir DYP-SHP koalisyonunu savunmalarına hiç şaşmamak gerekiyor. Gerek Sayın Demirel'in, gerekse Sayın İnönü'nün, yandaş- larına nimet dağıtan, devleti bu amaçla kullanan bir iktidar anlayışına karşı olduklarını sanıyorum. Ne var ki ANAP dö- neminde bu anlayış iyice yeıieştı ve yaygınlaştı. Her iki lide- rin de bu anlayışın izlerini silmek için hayli zorlanacağını tah- min etmek zor değlı. Söz konusu nimetlen paylaşmak için DYP-SHP koalisyonunu savunanların etkisi, böyle bir koalis- yonun geleceğini en fazla etkileyebilecek faktörlerden biri ola- bilir gibi görünüyor. DOLAR VE HAMPETROL Fİ\ATI ARTT1 Akaryakıtta hareketli günlerANKARA (AA) — Dünya piyasalannda ham petrol fiyat- lanndaki artış ve dolann TL karşısmda değer kazanması üzerine, akaryakıt fiyatlannda yeni bir düzenlemeye gidilebi- leceği belirtiliyor. Konuyla ilgili kaynaklar, bu gelişme karşısmda akaryakıt fi- yatlannda değişikliğe gidilme- sinin kaçınılmaz olduğunu, an- cak rafineri çıkış fiyatlan art- tırılsa da gümrilk vergisi ve fonlar düşürülerek bu artışla- nn tüketiciye yansıtılmaması konusunun ağırhk kazandığım beürtiyorlar. Konuya yakın çevreler, akar- yakıta büyük olasılıkla zam ya- pılmayacağı, geçici süreyle gümrük vergi ya da fonlannın düşünülerek petrol ve dolar de- ğerindeki artışların vatandaşa yansıtılmayacağı görüşünde birleşiyorlar. öte yandan, maliyet artışla- nna karşın Tüpraş'ın rafineri çıkış fiyatlannda herhangi bir değişiklik yapılmamasınm, özellikle Ataş Rafinerisi'nin or- tağı yabancı akaryakıt dağıtım şirketlerini sıkıntıya soktuğu belirtildi. Mobü, Shell, BP ve Türk Petrol gibi dağıtım şirketleri- nin, Tüpraş'm da fiyatlan art- tırması yolunda ısrarlı oldukla- n ifade ediliyor. Söz konusu dağıtım şirketlerinin, artan ma- liyetler karşısmda rafinerilerin halen ton basına 120 bin lira zararla çalıştıgını savundukla- n büdirildi. Mobil'in, maliyet artışlann- daki baskıya dayanamayarak 25 ekimde güney illerinde Ataş çıkışlı motorin ve gazyağı fiyat- lanna yüzde 7 oramnda zam yaptığını hatırlatan yetkililer, aynı bölgede fiyat ayarlaması konusunda Shell, BP, Türk Petrol gibi ATAŞ'ın ortağı di- ğer yabancı şirketlerin de bek- lemede olduğunu vurguladüar. Ataş ve Tüpraş'ın rafineri çı- kış fiyatlan arasındaki farkh- hğ^n, Tüpraş'tan mal alan Pet- rol Ofîsi'ni de güney bölgele- rinde olumsuz yönde etkileye- bileceği bildirildi. Yetküüer, Mobü'in zammın- dan sonra Tüpraş'tan mal alan bu bölgedeki Petrol Ofisi bayi- lerine aşın talep olacağı ve bu- na bağlı bölgeye motorin ve gazyağı temininde sıkıntıya dü- şülebileceği ihtimalini de dile getiriyorlar. Bu durum karşı- smda, Petrol Ofisi'nin sıkıntı- yı aşmak için ürün ithaline gi- debileceği veya sınırlı satış uy- gulayabileceği kaydediliyor. Reklam sektöründe Seguela tartışması Ekonomi Servisi — Jacqu- es Seguela'nın ortaklan ara- sında yer aldığı RSCG'yi saun alan Eurocom reklam gnıbu- nun, Türkiye'de iki büyük reklam ajansım satm alacağı yolundaki haber, Eurocom'un Türkiye'deki ortağı Eurocom- Fulmar Reklamcüık A.Ş. tara- fmdan yalanlandı. Eurocom-Fuknar Reklam- cüık A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Giindüz, dün yaptığı yazüı açıklamada, "Se- guela'nın Türkiye'deki politik reklamlarda sahsen mi yoksa RSCG şirketi adına mı hareket ettiğini bilmediğini, ancak ANAP reklamlannı kişisel olarak >üklendiğini san- düdannı" söyledi. RSCG'yi satın alan Euro- com'un "Türkiye'de iki bü- yük reklam şirketi satın alarak ENA tletişim şiıketi ile birleştireceği" yolundaki ha- berlerin doğru olmadığını kay- deden Gündüz, "Durum 28 ekim günü Paris'te Doğan Gündüz ile Eurocom üst dü- zey yetkilileri arasında göriişülmüştür" dedi. 1990 başından beri Euro- com'un Türkiye'deki ortağı olduklarını da söyleyen Gün- düz, "Diinyada Eurocom ve Türkiye Eurocom-Fulmar'ın temel çalışma prensiplerinden en önemlisi, politik reklam iş- lerine kanşmamak ve şahıs ol- san, parti olsun politik işleri şirket olarak yüriirmemektir" görüşüne yer verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle