22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/12 PAZAR KONUĞU 13 EKÎM 1991 GÜNEYAFRİKA DIŞÎŞLERÎ BAKANIPİK BOTHA: Irk aynmalığıtamamençöktü1991 Nobel Edebiyat Ödülü'nü Güney Afrikalı kadın yazar Nadine Gordimer'in kazanmasıyla birlikte gözler yeniden 1990 yılına kadar "apartheid" (ırk ayrımcılığı) politikası ile dünyanm dikkatini üzerine çeken bu ülkeye çevrildi. Güney Afrika'da şu sıralar siyah ve beyazlara eşit oy hakkı tanıyan yeni bir anayasa tartışılmaya başlandı. Yıllardır apartheide karşı sert tutumu ve liberal görüşleri ile tanınan Güney Afrika Dışişleri Bakanı Pik Botha ile arkadaşımız Nilgün Cerrahoğlu konuştu. S0YIES1 HILGUN CERRAHOGLU PAZAR KONUĞU \Sayın Botha, siz iktidar partısinin 1948'den 1990'a dek güttüğü "apartheid" (ırk aynmalığı) politikasına karşı uzun zamandır tavır almif birpolitikacı olarak tanınıyorsunuz. Bu konuda yaptığımz bazı açıklamalannız par- ti içinde birkaç kez çalkalanmalara da sebep oldu. Cumhurbaşkam De Klerk'in bir buçuk yıl önce başlattığı reform sürecini nasıl değer- lendiriyorsunuz? Sizce artık Güney Afrika'da (GA) apartheid tamamen kalkmıştır denebilir mi? Ben genç bir diplomat olarak ilk görevimde Stockholm'a çıktım. Daha siz doğmamıştınız! Dolayısıyla kariyerimin ilk yıllarından beri Is- veç gibi bir ülkenin kınamalanna muhatap kal- dım ve vicdanımla sürekli bir durum değerlen- dirmesi yapmak zorunda buldum kendimi. Yavaş yavaş ülkeyi (siyahlar, beyazlar, melezler şeklinde) kompartımanlara ayırmamn olanaksız oldugunu kavramaya başladık. Bir ülkede ekonomik güçler böyle işlemiyor çünkü. Neticede apartheid tamamen iflas etti. Gerçi ben orada bir diplomat olarak hükü- metimin politikasını izah etmek için bulunu- yordum. Ama bir yandan da kendi vicdanıma karşı ahlaki açıdan tatmin edici açıklamalar ge- tiımeye çahşıyordum ve bunu kaldıramıyor- dum. G A'daki beyazlann, dış dünyada çizildigi ka- dar kötü olduklarına da inanmıyordum. He- pimiz bir mücadele içindeydik. Beyrümizk mü- cadele ediyorduk. Apartheid buradaki yayın organlannda, akademik çevrelerde sürekli tar- tışmalara yol açıyordu. Ve yavaş yavaş ülkeyi (siyahlar, beyazlar ve melezler şeklinde) kom- partmanlara ayırmanın olanaksız oldugunu kavramaya başlıyorduk. Bir ülkede ekonomik güçler böyle işlemiyor çünkü. Neticede apart- heid iflas etti işte. Tamamen iflas etti. •••••S/z ve hükümetiniz "apartheid"in if- las ettiğini ne zaman, nasıl kavradınız? Ben bütün hayatım boyunca bu sisteme karşı oldum. Apartheid iki temele dayaruyordu. Bunlardan ilki tamamen ırkçılığı esas alıyordu ki bunun kabul edilebilir hiçbir yönü yoktu. Apartheidin diğer temeli bu ülkenin etnik fark- hbklar gerçeğinden hareket ediyordu. Bu ülke <beyazlann, Hintlilerin, melezlerin yanı sıra) Zu- lu'lar, Xhosa'lar, Swali'ler, Swana'lar gibi çe- şitli kavimlerden oluşuyordu. Dışardan bakıl- dığmda ülkenin boylesine büyük bir etnik fark- lıhk üzerine oturduğu pek fark edilmiyor. Bu etnik gruplann hepsi farklı diller konuşuyor. Apartheidi bir ideal olarak düşünenler bu kavimlerin hepsinin kendi cumhurbaşkanları, başbakanlan, mahkemeleri, hocalan ve hâkim- leri ile bağımsız olmalarınj istedi. Böylece be- yazlar bir azınlık olarak kalmayacak; bütün bu etnik gruplar arasında kendi içinde bir ço- ğunluk oluşturacaktı. Böylelikle siyah çoğun- luğun idaresi içinde erimeyeceklerdi. Fakat eko- nomik olarak ülkenin kalkınma tarzı tabii bi- zi çok farklı bir noktaya getirdi. Ml^EMOlay sizin kontrolunüzden çıktı.... Fikir (GA'mn siyah halklannın yaşamaa için kurulmuş siyah bolgeler) Bantustanlann siyah emek gücunü emmesiydi. Fakat bu Bantustan- lann ekonomik gelişmesi geride kaldı ve iste- nilen olmadı. Istenilenin tam tersi cereyan et- ti. Ve siyah işgücü GA'mn büyük keoüerine akın etti. Siyahlann kente hücumu öylesine bu- yiik hız aldı ki neticede hiçbir zaman saf, be- yaz bir GA'mn mUmkun olamayacağı ortaya çıktı. Beyazlarla siyahlann hep iç içe yaşaya- cağı anlaşüdı... mmmmBu süreç '80'lerde belirginleştL Apart- heidin iflası Wlerde anlaşıldı. Evet '80'lerde açıklığa kavuştu bu. Tek böl- gede, tek bir alanda bile hiçbir zaman bir be- yaz çoğunluğun yaratılamayacağı anlaşılınca gerçekle burun buruna gelinmiş olundu. Bun- dan sonra bu insanlara siyasi haklann inkâr edilemeyeceği gerçeği ortaya çıktı. Bu da itiraf edilince çorap söküğü gibi geldi gerisi. Apart- heid yasalan teker teker silindi. WKKtM Eveı Cumhurbaşkam De Klerk'in 2 Şubat 1990'da yaptığı ünlü Meclis açılış konuş- masından sonra "apartheid"in tüm unsurlan yıkıldı. Şimdi sonuçtan memnun musunuz? Evet bence dünyayı şaşırttık. Gelen ziyaret- çilerimiz sürekli olarak "Bu işi öyle bir hızla yaptıruz ki bizi şaşırttınız" diyorlar. Çünkü en son gelişmelere dek herkesin aklında hâlâ bir "acaba mı" diye bir şüphe vardı. Bizim zaman kazanmaya çahşü|ımızı düşünenler çoktu. En nihayet Bush'un, AT'nin artık geriye dönüşü olmayan bir reform sürecinden geçtiğimizi ka- bullenmesiyle işin çapı anlaşıldı. Bunu Türk hükümeti de gördü; pek çok sayıda Afrika ül- kesi de. Dediğim gibi dünyayı şaşırttık. WK^KMArtık apartheid tamamen bitti diyebi- lir miyiz? P I K B O T H APik Botha, Cumhurbaşkam F. W. de Klerk ile birlikte Güney Afrika'nm (GA) en güçlü polıtikacısı olarak tanımyor. 14 yıllık deneyimli dışişleri bakanı, iş başmdaki tutucu "Ulusal Parti"nin liberal kanadını temsil ediyor. Apartheid yıllannda GA 'daki katı ırkçılığa karşı dıle getirdiği liberal görüşler, en buyuk emeli olan cumhurbaşkanlığmı engellemiş bulunuyor. Apartheid sistemi gitti, bitti. Sistem tama- men kalktı ortadan. Pratikte yok artık böyle bir şey. Ama ne var ki bazı beyazların aklında hâjâ önyargılar olacaktır. tBRBKRAma Nelson Mandela'mn ANC'si (Af- rika Ulusal Kongresi) bu görüşü paylaşmıyor. Mandela ve taraftarlan, "siyahlara eşit oy hakkı" verilene dek "apartheid"i bitmiş say- mayacağız diyorlar. Bu nedenle de dış dünya- dan yaptmmlan hâlâ kaldırmamalanm istiyor- lar. Apartheid sona erdiyse, neden ANC hâlâ yaptınmlann devam etmesini istiyor? ANC bu konuyu bir pazaruk unsuru olarak kullanıyor. Yeni anayasanın müzakerelerinde kullanmak istediği bir pazarhk malzemesi ola- rak bu şekilde demeçler veriyor. Oysa karşuıklı bir araya geldiğimizde onlar da artık "apart- heid"in sona erdiğini kabul ediyorlar. WB^RRSiyahlara ne zaman eşit oy hakkı ve- rilecek? Bu ilke kabul edilmiştir. Biz kendi partimi- zi siyahlara açtık örneğin. Bunu basın gerekti- ği gibi değertendirmedi. Biz "Ulusal Parti" üye- liğini artık her türlü ırktan GA'lıya açtık. Ne- den? Çünkü bir azmhk partisi değîl, bir çoğun- luk partisi olmak istiyoruz da ondan... WKKKMFakat GA'da "one man, one vote" ola- rak dile getirilen siyahlara eşit oy hakkı başka bir şey. Mandela hâlâ oy kullanamıyor bu ül- kede... Hayır başka bir şey değil. "One man, one vote" ilkesine dayanan seçimleri ancak çoğun- luk desteği olursa kazanabilirsiniz. Bu neden- le işte biz de coğunluk partisi olmaya karar ver- dik. Bu siyah oylan almamız gerektiği anlamı- na geliyor. Siyah oylann yanında melez oylan da. Şimdiye dek ohıp biten gelişmelerin içinde en önenüisiydi bu. WMKEMANC ile oldukça iyi bir diyalog için- de olduğunuz anlaşılıyor. Bu partiyi iyi tanı- yorsunuz. ANC, Komünist Parti ile yakın bir işbirliği içinde. ANC ve komünistler Sovyetler- de olan bitenden sonra devletleştirmeler üze- rindeki görüşlerini değiştirdiler mi? ANC devletleştinneler üzerindeki görüşlerini yumuşattı. Ama Komünist Parti bu konuda hiçbir ilerleme kaydetmedi. GA, Komünist Par- tisi dünyadaki en eski KP'lerden biridir ve parti üyeleri katı komünistlerle yakın ilişki içinde- dir. öyle ki geçen günlerde KP'nin ileri gelen üyeleri Sovyetler'deki darbecileri kutladılar. KP'nin üyeleri hâlâ bir gizlilik içindedir. Par- tinin toplantılan da giziidir. Bu toplantılara hiçbir basın temsilcisi alın- raaz. Yöntemleri ise çoğu kez şiddet olayları ile sonuçlanan kitle gösterileri ve hareketleri- dir. Amaçlan kaos yaratarak ülkeyi yönetüe- mez kılmaktır. Biz bunu esefle karşılıyoruz. Fakat öte yan- dan ANC'yı Komünist Parti ile işbirliği yap- maktan vazgeçmeye de zorlayamayız. Çünkü KP artık yasal bir parti bu ülkede, Ve tüm par- tiler muttefiklerinı seçmekte serbesttir. ANC1 de üımlı liderler de var. Ülkenin geleceği üze- rinde benimkinden çok farklı olmayan görüş- leri sergileyen liderler var. Ama bu liderler de maalesef KP ile ittifakın yükünü sırtlannda ta- şımak zorundadır. Wmmmlttifak içinde güçlü olan ortak hangisi? ANC ile Komünist Parti'nin ortak bir çalış- ma gnıbu var ki, bu bir gölge kabine oluştu- ruyor. Bu gruptaki 20 kişiden ll'i komunist- tir. Durban'da (son ANC kongresinde) seçilen ulusal yönetim komitesinin de %45'i komünist- lerden otuşmaktadır. Gerçi kendilerine bu adı kondurmuyorlar, ama ANC'nin yönetim kad- rosunun %45'i komünisttir. Oysa kamuoyu yoklamalan bu ülkede ko- münistlerin desteğinin °7o4-5'i geçmediğini gös- teriyor. Ama çok mükemmel örgütçü olduk- lanndan bu pozisyonlara sahip çıkıyorlar. önümüzdeki müzakerelerde bu konunun ge- ciktirici bir unsur olacağını sanıyonun. •İHBBBu ülkenin geleceğini neticede iki parti çizecek: Sizin partiniz "Ulusal Parti" ve Nel- son Mandela'mn ANC'sL Hangi noktalarda birbirinize yaklaşıyor, hangi noktalarda ayrı- lıyorsunuz? Başlıca farklılıklar ekonomik konularda be- Urecek. Onlann sosyal demokrasisi ya da de- mokratik sosyalizminin eğilimi daha ziyade sosyalizme doğru olacak. Ve pek ne olduğu bel- li olmayan, muğlak bir sosyalizm bu. Biz ise rekabet sistemine dayanan pazar ekonomisi, özel sektör ve girişimcilikten yana çıkıyoruz. Bu konuda ne tip bir pazarhğa varacağımız- dan emin değilim! Daha henuz muzakerelere başlamadık. Bu Ülkede birbirinden çok farklı külturler bir arada yaşıyor. Seçilen yönetim sis- teminin bu gerçeğe tekabül etmesi lazım. Fakat bu hükümet şimdi bir yasa yapıp da "Artık Zulu'br, Xhosa'lar olmayacak" dese. Ne değeri var? Gerçek şu ki bu aynhklar var. Önemli kültürel aynlıklar, ekonomik farklılık- lar bunlar. Dolayısıyla bu ülkeyi güçlü bir mer- kezden yönetmeye çalışmak gerçeği inkâr et- mekle eş anlamlıdır. Bunu başaramazsınız ay- nca. Ademi merkeziyetçilik bu ülkenin yapısı- mn doğal sonucudur. Aynca size şunu söyle- yeyim. Biz bu ülkeyi şimdi değü yıllar önce 8-9 bölgeye ayırdık. Bu bölünmede kıstas alınan ekonomik kaynaklar ve kalkınmaydı. çoğu, örneğin (Madela- cıların rakibi) Zulu kabilesinin ANC'ye oy ver- mektense sıze oy vermeyi tercih ettiğini ileri sürüyor... Yalnız Zulu'lar değil; kentli siyahlardan da oy alacağız. Kentleşme sürecinden geçen siyah- lann çoğu bizim savunduğumuz ekonomik ü- keleri savunuyor çünkü. Bu ülkede 150.000 siyah minibüs şoförü var. Bu 3 milyar randlık bir ekonomik değer ifade ediyor. Afrika'nm başka hiçbir yerinde göremezsi- niz bunu. Bu siyah şoförler işlerini kaybetmek istemeyeceklerdir. Aksine bir taksi sahibi ol- mak istiyorlar; para kazanmak istiyorlar. Işportacılar Birliği'nin de binlerce siyah üyesi var. Sonra "shebeen"ler (siyahlann pubları) var. Bu "sheeben"ler yılda 1 milyar randlık al- kol satıyor. Bu adamlar para kazanma imkânlanndan; işyerlerinden vazgeçmek istemeyeceklerdir. Si- yahlardan oy alacağız. Buna en ufak şüpheniz olmasın. Zaten kamuoyu yoklamalan Cum- hurbaşkam De Klerk'in desteğinin bir yılda <R)4'ten ^b24'e çıktığını gösteriyor. Melezler Biz kendi partimizi siyahlara açtık. Bunu basın gereği gibi değerlendirmedi. "Ulusal Parti"yi her türlü ırktan Güney Afrikahya açtık. Neden? Çünkü bir azmhk partisi değil, bir coğunluk partisi olmak istiyoruz. arasında ise %70'e varan destek buluyoruz. Be- yazların çoğunluğu zaten bizi destekliyor. •iBHHGu/te.v Afrika'da kanlı bir demokra- siye geçiş dönemi yaşanacağa benziyor. Son 2 yıl içinde yaşanan şiddet olaylannda can ve- renlerin sayısı zaten 2000'i geçiyor. Bu sorun- la nasıl başedeceksiniz? Şu sırada hükümet, lnkhata ve ANC arasın- da bir banş konkordatosu yapmak üzere. Par- tilerin ve güvenlik güçlerinin bu konudaki dav- ranış kurallan üzerinde bir anlaşmaya varaca- ğız. Bir "ombudsman" mekanizması başlat- mak istiyoruz. Yerel düzeyde anlaşmazlıklan çözen bir ko- mite ile şiddet olaylanm araştıran bir de ko- misyon kurmak istiyoruz. Bu önlemlerin şid- deti büyük ölçüde sımrlayacağını samyorum. Her halikârda şiddet olaylannın devamı hiçbir siyasi partinin çıkanna değil. Çünkü hiç kimse bu Ülkeyi şiddet yoluyla ele geciremeyecektir. Neticede aramızda anlaşmaya mahkûmuz. Ben Bay Mandela'nın bile bu ül- keyi şiddet yoluyla yönetmek isteyeceğini san- mıyorum. Şunu unutmayın ki bu ülkede yal- nız siyahlar değil; beyazlar da şiddet yaratabi- lirler. Her iki taraf için de caydıncılık taşıyan bir husus bu. Bu ülkenin gerek siyah gerekse de beyaz liderlerinin makul, gerçekçi bir çözüme ulaşacaklanndan eminim. II II IMKB'DEENBUYUKANKET Borsacıların; • Endeks, • Enflasyon, • Yatırım, • Politika, • İktidar tahminleri TREND sordu; 299 borsacı cevapladı... Görüşler, beklentiler, umutlar ve kaygılar... BULMACAYI ÇÖZÜN 100 EREĞÜYİ KAZANIN! Aradığınız herturlü verilerıyle şirketler. Son değişiklerle temettü ve rüçhan hakları. Teknık analiz sayfaları, bilançolar. TÜRKİYE'NİN "TEK" BORSA DERGİSİ HER PAZAR HER BAYİDE MUTLAKA OKUYUN Gene mi Demirel ? BURHAN CENKÇİ'NİN KALEMİNDEN BABA'NIN ÖYKÜSÜ TUM KITAPÇILARDA istanbulTel: 1521555 PHILIPS PHUJPS ELECTRONICS - Worldwide company of highest reputation - Leading role in Turkish consumer electronics market - Producer and marketer of a.o. CTV, VCR, Audio, Caı Steıeo, shavers and kitchen appliances; is looking for a; PRODUCT MARKETING MANAGER Main Responsibilities - Preparing and ımplementing marketıng strategies, - Developıng and ıntroducmg competitive new product ranges, -Developıng advertising strategies. Fuü responsibility fot the advertising budget, - Collectıng quantitative and qualitative market information. Initıating market research. ûualifications - University graduate - Successful experience in product marketing, preferably in durable consumer goods -Age 35-45 - Fluently English speaking. Please send your C.V. before 29. OCT. 1991 wıth a recent photo to; TÜRK PHILIPS TlC. A.Ş. Personnel Dept. P.K. 161 Levent, 80622 ISTANBUL sayın doktor ve eczacılara Ülser ağrısı, hiperasidite ve gaz şişkinliği sendromunda kullanılan preparatımız PROTABçiğneme tableti (300 mg alüminyum hidroksit, 90 mg magnezyum hidroksit ve 20 mg metil polisiloksan) 30 tabletlik ambalajlarda tıp kullanımına sunulmuştur. Eczacıbaşı Büyükdere Cad.185 Levent 80710-ISTANBUL İNGİLİZCEYİ 8AYDA KONUŞUN Sizi Amerikalı doetlarımızla tanışttralım 3495938 \fN.m\m.. İC \li\HRUR!,. DEhORiTORLERL 7 SAYI ÇIKTI. MUTLAKA ALIN!.. HELMUT JAHN •+- TADAO ANDO / Profil'de 1SA 'yı öğrenmek ıstersentı K.45 Oeşa&u İŞT . UTMtT tZOl I RtflT SOLEY I / MURAT KAHATALÇIH HÛN BA&IN D4ĞITIM *.S.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle