Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 OCAK 1991 HABERLER CUMHURİYET/3
Hükümetin grevleri 'erteleme
9
kararı işçiler arasında tepkiyarattı
Fabrikalaı* huzursuzDanıştay'da dava Grevleri ertelenen bazı sendikalar Danıştay'da Erteleme 60 gün Bakanlar Kurulu'nun 30 gün olarak açıkladığı
dava açacaklannı belirttiler. Türk-İş'in yayımladığı bildiride ise 'fşçilerin . grevleri erteleme süresinin yanlış beliHendiği bildirildi. İmren Aykut,
mağdur edilmemesinin yolu, grevlerin sonuçlandırılmasıdır; hiçbir sürenin 60 gün olduğunu ve Yazar'ın 'usul hatası' yaptığını söyledi.
gerekçe, grev hakkının ertelenmesi için geçerli değildir' denildi. Grevci maden işçileri, kesinlikle üretim yapmayacaklarını söylediler.
DU1NYADA BUGUN
İş-Sendika Servisi — Bakanlar Ku-
rulu'nun yaklaşık 115 bin işçinin sür-
dürdüğü grevlerin ertelenmesini öngö-
ren ve "grev hakkının gaspedilmesi"
anlamına gelen karanna tepkiler sürii-
yor. Grevleri ertelenen baa sendikalar
İcarann iptali için Danışray'a dava aça-
caklannı bildirdiler. Sendikacılar ka-
rarın "bokuki dayanağı bnlunmadığı"
ve "işverenler lebine alındığı" göru-
şünde birleştiler. Karar üzerine grev-
cilerin işbaşı yapacağını açıklayan sen-
dikacılar karann "çalışma barışını iyi-
ce bozacağı ve işyerlerindeki huzursuz-
luğu doruğa çıkaracağuıı" vurguladı-
lar.
Türkiye Taşkömürii Kunımn (TTK)
ve Maden Tetkik Arama Enstitüsü'nde
(MTA) 48 bin üyesiyle 2 aydır grevde
olan Genel Maden-tş'in Başkanı Şemsi
Denizer, "Hükümet bir yanlış yapnuş-
tır. Ceremesini çekecektir" dedi. De-
nizer, grevdeki madencilerin Bakanlar
Kurulu kararuun Resmi Gazete'de ya-
yımlanmasından sonra işbaşı yapacak-
larını bildirdi.
SEKA'da 10 bin 700 üyesiyle 17
gündür grev sürdüren Selüloz-lş'in
Başkanı Fikri Karakadüar, "tşçilere
uygulanan bu zor, fabrikalarda buzur-
luğun doruk noktasına çıkmasını da
beraberinde getirecektir. Riizgâr eken
fırtına biçecektir" diye konuştu.
MESS üyesi 79 işyerinde 30 bin üye-
siyle bir ayı aşkın süredir grev uygula-
yan Bağımsız Otomobil-lş'in Genel
Başkanı Cdai Özdogan, "lşçilerin d«v-
lel zorn ile yasal grev haklarından
mahrum edilerck zoria işyerlerine
dönduriılmekri" nedeniyle çalışma ba-
rışının daha çok bozulacağını söyledi.
Türk-İş Yönetim Kurulu tarafından
dün yayımlanan bildiride, hükümetin
yetkilerini kotüye kullanma alışkanlı-
ğını sürdürdüğü, ulusal ve uluslarara-
sı her sorunun faturasının işçilere çı-
karıldığını savundu. "Grev erteleme
kararmın, işcUerin çıkan düşünülüyor-
mttş gibi, bir yandan 'işcilerin mağdur
olmamasf gibi masum bir gerekçeye
dayandırıldıgı, öte yandan da
'güvenlik' nedenine baglandıgı" kay-
dedilen Turk-lş bildirisinde, "Işcilerin
magdur edilmemesi diişüniiliiyorsa,
bunun yolu da işçi haklannın verilerek
grevlerin sonuclandmlmasıdır. Hiçbir
gerekçe grev hakkının ertelenmesi için
geçerli değildir" denildi.
Bakanlar Kurulu'nun aldığı grev er-
teleme kararı Zonguldak'ta grevci ma-
den işçilerinin tepkisine yol açtı. Ka-
ran öğrenen madenciler sabahın erken
saatlerinden itibaren sendiklarının ge-
nel merkezinde toplanmaya başladılar.
Bakanlar Kurulu'nun grev erteleme ka-
rann! değerlendiren madenciler işbaşı
yapmalan durumunda kesinlikle üre-
tim yapmayacaklarını söylediler.
30 değil 60 gün
Bakanlar Kurulu'nun 30 gün olarak
açıkladığı grevleri erteleme süresinin
yanlış belirlendiği, yasa gereği bu sü-
renin 60 gün olacağı, Bakanlar Kuru-
lu karannı açıklayan Devlet Bakanı
Mehmet Yazar'ın "usul hatası" yaptı-
ğı bildirildi.
Bakan Aykut, Bakanlar Kurulu'nun
ertelenen grevlerle ilgili karannı bildi-
ren Mehmet Yazar'ın açıklamasında
usul hatası yapıldığını, hükümetin grev
ertelemelerinin 2822 sayılı Toplu İş
Sözleşmesi Grev ve Lokavt Yasası'nın
33. maddesi gereği zorunlu olarak 60
gün erteleyebileceği, bunun daha az sü-
re olamayaeağını vurguladı.
Koç: Ekonomi canlanacak
Koç Holding A.Ş. Idare Meclisi Baş-
kanı Rahmi M. Koç dün yaptığı açık-
lamada MESS ile Türk Metal Sendikası
arasında 85 bin işçiyi kapsayan toplu-
sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağ-
lanarak bir aydır süren greve son veril-
mesine ilişkin görüşlerini açıkladı. De-
vam eden grevler ve Körfez savaşının
getirdiği çekingenliğin piyasada "yay-
gınlaşan bir duraklama" yarattığına
dikkat çeken Koç şunlan söyledi:
"Metal işkolunda işçiierimizin fab-
rikalanna donmeleri ile başlayacak ha-
reket ümit ediyorum ki daiga dalga bu-
tttn ekonomiyi yeniden canlandıracak-
ür" dedi.
Grev ertelenmiyor, yasaklanıyor2822 sayılı Sendikalar Yasası'nın ilgili 33. maddesi hükümete ancak 'genel
sağlığı veya milli güvenliği bozucu' bir nitelik kazanmışsa grev erteleme
hakkı tanıyor. Bu karannın özü grev hakkının gaspıdır.
ŞÜKRAN KETENCİ
Bakanlar Kurulu'nun adı erteleme, özu grev
hakkının gaspı olan ve karar kapsamındaki 115
bin grevdeki işçinin grev haklannı bir daha kul-
lanamamalan sonucunu getiren kararı, yasanın
amacma da tamamen aykırı düşüyor. Hüküme-
tin 1984 yılından bu yana almış olduğu benzer
bütün kararlar, ya hükümetin yasa amacına ay-
kın hareket ettiğinin yargıda saptanması ile ip-
tal edilmiş ya da yargı iptal kararı vermek üzere
iken hükümet tarafından geri alınmıştı.
2822 sayılı Sendikalar Yasası'nın ilgili 33.
maddesi hükümete ancak "genel sağlığı veya mil-
li güvenliği bozucu" bir nitelik kazanmışsa grev
erteleme hakkı tanıyor. Hükümetin bütün eski
uygulamalannda olduğu üzere bu birçok işyeri
ve işkolunu kapsayan en geniş kapsamlı uygu-
lamasında da karara gerekçe yapılan "milli gü-
venliği bozucu" nitelik yok. Hükümet Ortado-
ğu'daki savaşı gerekçe yaparak "savaş hali" ya
da "olaganüstü hal" hükümlerini de uygulamış
değil. Olağan hal içinde söz konusu grevlerin
"milli güvenliği" tehdit ettiği ıddiası ile bazıları
bir yıla varan süreden bu yana devam eden grev-
leri fiilen yasaklıyor. Maden işçilerinin 40 gün-
lük grevinde ömeğin "milli güvenlik tehdidi" ge-
rekçesini bulmaya olanak yok. Cumhurbaşkanı
başta, başbakan ve bakanlar sayısız kamuoyu
açıklamalarında Türkiye'nin TTK'daki kömür
üretimine gereksinmesi bulunmadığını, verimsiz-
lik nedeniyle ocaklann kapanmasını yeğledikle-
rini vurgulamış ve kömür stoklarından söz et-
mişlerken şimdi 48 bin maden işçisinin iki ay son-
ra devam etmekte olan grevinin "milli güvenlik
tehdidi"yle nasıl bir bağlantısı kurulabilir? Ya
da kâğıt işçilerinin grevinde daha da vahim bir
yıla varan süredir devam etmekte olan çeşitü özel
sektöre an ışyerlerinin grevlerinde nasıl böyle bir
tehditten söz edilebilir?
Kararla ilgili Bakan Mehmet Yazar'ın "uzayan
grevlerden işcilerin mağdur olduğu haberleri ne-
deniyle" yolundaki açıklaması, hükümet savun-
ması büsbütün yasa amacmdaki hukuk ve ger-
çekle çelişerek inandırıcıüğı yok ediyor. Işçile-
rin uzayan grevlerden mağdur olmalarının ön-
lenmesinin tek yolu, haklannın verilmesi ve top-
lusözleşmelerin özgür pazarhk düzeni içinde im-
zalanması iken hükümetin grev haklannı gaspı,
işçileri çok daha ağır biçimde mağdur etmiş
oluyor.
Çünkü her ne kadar ilgili 33. madde yasa huk-
münün adı "grev ertelemesi" ise de 34. madde
düzenlemesi ile birlikte yasa aslında hükümete
grev hakkını ortadan kaldırma yetkisi tanımış
oluyor. Yasadaki 60 günlük hükümetin grev hak-
kını ertelemesi sonunda yasa duzenlemesi gere-
ği bir daha sdz konusu işyerlerinde grev yapıla-
mıyor. Taraflar, Çalışma Bakanlığı aracılığın-
da anlaşamazlarsa söz konusu toplusözleşme
uyuşmazlıkları Yüksek Hakem Kurulu'na, yani
'zorunlu tabkim' sistemine gidiyor. Işin sonun-
da zorunlu tahkim sistemi, hükümetin güdümün-
deki Yüksek Hakem Kurulu olunca, erteleme hu-
kuken grev hakkının gaspı niteliğini kazanıyor.
Bizde ise hükümet sürekli yetkisini yasa ama-
cı dışında kuliandığı gibi düzenleme biçimi grev
hakkının özü ile tamamen çelişiyor. Bu nedenle
söz konusu yasa hükümlerinin iptal edilmesi ge-
rektiği yolunda Uluslararası Çalışma Örgütü ve
tüm sendikal kuruluşlann Türkiye'ye sayısız baş-
vuruları var. Uluslararası Çalışma Örgütü'nün
bütün ilgili uzmanlık raporlannda Türk hukuk
sisteminde hükümete tanınan bu tehlikeli yetki-
nin grev hakkının ozu ile ve Türkiye'nin bağlı
olduğu uluslararası sözleşme hükümleri ile çe-
liştiği vurgulanmış. Bu maddelerin yürûrlükten
kaldırılması istenmiş.
Hükümetin daha önceki ilgili bütün kararlan
gerek İLO gerekse AT ile ilgili bütün u!\ıslara-
rası platformlarda tepki ve eleştiri almıştı. Bu en
geniş kapsamlı en son ve en önemli karannın bu
nedenle çok daha siddetli tepkilere yol açması
surpriz olmayacak.
Türkiye'de Türk sığınmacılar'
u
N
c
B
LU
0 T
E
AŞL
D
L
L
A
ER
AR
A
NGI
E
1
L
Ç
Geçen sene ocak
ayında bölgedeki
baskılardan bunalan
Kayadibi köylüleri
çoluk çocuk Irak'a
sığınmışlardı. Bir yıl
sonra önceki gün
Türkiye'ye dönen
köylüler Pasaport
Kanunu'na
muhalefetten
yargılanacaklar.
ULUDERE — Dicle'nin yü-
zü bulanık. Silopi köprüsünün
altından gecip elini kolunu sal-
laya sallaya Irak'a akıyor. Sol-
da Gabar, sağda Cudi. İki dağ
Kasnk Boğazı'nda buluşmuş.
Dağların tepeleri kar beyazı.
Dicle'nin çamurlu suyuyla
doruklardaki kar arasından
uzanan ince asfalt yol Şırnak'a,
Uludere'ye doğru ine çıka, kıv-
nla kıvnla gidiyor. Tek bir oto-
büse binmiş otuz kadar yerli ve
yabancı gazeteci için alınan ko-
ruma önlemi insanı ürkütecek
kadar yoğun. Önde trafik poli-
sinin eskortu var; arkasında
özel timin aracı. Konvoyun or-
tasına alınan otobüsün ardın-
dan bir sivil koruma ile ikinci
bir özel tim aracı daha geliyor.
Otobüsün teybinde çalan şarkı-
da Bedri Rahmi Eyuboğlu'nun
dizeleri:
"Önde zeytin agaçlan, arka-
smda yar / Yar seni kara saplı
bıçak gibi bağnma sapladılar."
Müttefik Basın Merkezi'nin
yaptığı düzenlemeyle gazeteciler
Irak'tan Uludere'ye "sığınan",
içlerinde kadın ve çocuklann da
olduğu otuz kadar insanla "ta-
nışmaya" gidiyor.
Silopi.köprüsünün girişinde
ve çıkışında kum torbalan, üze-
rinde askerler var. Gazetecilerin
kendi başlanna köprüden Ha-
bur'a doğru geçmeleri yasak.
Kasnk Boğazı'nda, Şırnak giri-
şinde ve çıkışında, Uludere yo-
İunda denetimler var. "Korn-
malı gazeteci konvoyu" dene-
timleri takılmadan aşıyor. Diğer
araçlarda kimliklere bakılıyor,
bagaj aranıyor, plakalar ve sü-
rücü adları askerler tarafından
bir deftere geçiş saatleriyle bir-
likte yazüıyor. Ancak bunlar ye-
ni bir önlem değil. 1980'li yıllar-
dan bu yana bölgenin doğal gö-
rüntüsü. Sadece "Körfez sava-
şı" nedeniyle biraz daha yoğun-
laştınlmış.
"Tanıştınlacak yeni konuk-
lar" Şenoba Taktik Jandarma
Sınır Alay Komutanlığı'nda.
Hakkfiri'ye getirilen Iraklı sıguunacılar arasında Tirkfcria de boluması, bölgedeki göç trarığinin çift yönlülüğünü de ortaya koydu. (Fotograf: AP)
Yarbay Reşit Demir güler bir
yüzle karşılıyor gazetecileri.
Otobüsten fırlayan yabancı te-
levizyonculann kameraları as-
kerlere, siperlere, araçlara dö-
nüyor. Subaylar bu tür görün-
tüleri engellemek için "no fllm,
no film" çabasında.
öğle saatleri Irak'tan gelen-
ler askerlerle birlikte yemek yi-
yor. Bir anda fotoğraf makine-
leri, kameralar dokuz erkek,
dokuz kadın, altısı kız, dokuz
çocuğun üzerine çevriliyor. Bi-
raz şaşkmlar. Ellerindeki kaşık-
ları içinde kurufasulye, pilav,
kıvırcık salata ve üzüm hoşafı
olan tabldot tepsisine bırakıyor-
lar. Herkes yeni yıkanmış. Er-
kekler sinekkaydı tıraş olmuş.
Hiçbiri Türkçe konuşmuyor.
"Tereiiman yok mu?" diyor ga-
zeteciler. Birgörevli "Bunlar bi-
zim vatandasımız. Bir yıl önce
Kayadibi'nden Irak'a kaçmış-
lardı. Şimdi geri geldiler" de>in-
ce herkesi bir şaşkınlık alıyor
önce. Herkes bu "git gel"in ne-
denleri peşınde. Sorular "niye
gitmiştiniz, neden Irak'a sıgın-
mıştınız"a dönuşüyor.
Kayadibi, Uludere'nin Taşde-
len köyüne bağlı bir mezra. Adı
ilk kez 1987 yıünda duyulmuş-
tu. Uludere'den Irak sınınna
doğru yirmi kilometrelik bir
toprak yolla ulaşılabilen köy bir
gece PKK baskınına uğramıştı,
kanlı bir geceydi. Korucu aile-
lerinden 14 can almıştı baskın.
Hemen ertesinde tüm korucular
ailelerini toplayıp Mersin'e göç-
müşlerdi.
Taşdelen köylülerinin sıkıntı-
sı Ankara'ya "köy halkı Irak'a
sıgındı" diye ulaşıyordu.
1990'ın ocak ayı başında da
SHP Genel Başkanı Erdal Inö-
nü, lçişleri Bakanı Abdülkadir
Aksu'ya sormuştu: "Köylüler
nerede..." Bakan Aksu'nun ya-
nttı ise "Konuyla ilgili araştır-
ma yapacağım" oluyordu.
Köye giriş çıkışlann yasaklan-
dığuıı, kimliklerinin toplandığı-
nı, tarlalanna gitmelerinin, hay-
vanlarını otlatmalarınm yasak-
landığını, köy alanının ancak
dörtte birini kullanabildiklerini,
köyden her evin karakola bir
katır yükü odun vermek zonın-
da olduğunu, götürmeyene da-
yak atıldığını anlatıyordu köy-
lüler. Hava karardıktan sonra
koyün içindeki her kıputıya ateş
edildiğinden evlerinin bahçele-
rindeki tuvaletlere gidemedikle-
ri, köylülerin bakkaldan aldık-
ları her malın çizelgelere yazıl-
dığını, köye gelen bir torba
unun karakolda kaydedildiği,
"erzak kısıntısı uygulandıgı"
nüfus kâğıtlannın karakol tara-
fından toplandığı için köy dışı-
na çıkamadıklan, yaşamlarını
tehlikeye atarak geceleri komşu
köylerden gidip gizlice yiyecek
almaları da köylülerin anlattığı
yakınma konulan arasındaydı.
lşte bunlara dayanamayan
Taşdelen'in Kayadibi mezrası
halkından kimine göre elli, ki-
mine göre yüzden fazla kiji
Irak'a kaçmıştı.
"Binlerce Kurde Irak kimya-
sal bomba altı. Nasıl güvenip
göçersiniz" uyarısına köylüler,
"Bir kişi de kalsak hepimiz yol-
larda ya da orada telef olsak da
gidecegiz" diyorlardı. Olayı öğ-
renen Olaganüstü Hal Bölge
Valisi Hayri Kozakçıoğlu'nun
ilk tepkisi "Bu anlattıklarınız
çok ilginç. Konuyla daha yakın-
dan ilgileneceğim" olmuştu.
Gerçekten de geçen süre içeri-
sinde Taşdelen köylülerinin du-
rumlarında eskiye göre bir dü-
zelme olduğu, kimden nasıl
kaynaklandığı bilinmeyen bas-
kılann giderek azalma eğilimi
gösterdiği alınan haberler arasın-
daydı. Taşdelen köylülerinin sı-
kıntıları, Kayadibi mezrasmda
yaşananlar "sınır ötesine
kaçışlan" 10 ve 11 Ocak 1990
tarihli "Cumhuriyef'te "Köy-
lüler Irak'a sıgındı", "Güney-
dogu'da yasaklı yaşam" başlık-
lanyla yer alıyordu.
...Ve geriye dönüş
Gozleri fıldır fıldır dönüyor-
du. Yolda biraz üşüttüğü için
askerler ilaç vermişlerdi. Burnu
aktıkça annesi Zekiye siliyor,
babası Hıdır Olaç öyle ezik bir
köşede duruyordu. Geçen yıl
Türkiye'den kaçarlarken anne-
si Zekiye beş aylık hamileymiş.
Şimdi altı aylık. Zaho'da dün-
yaya gelince adını "Gariban"
koymuşlar. Şimdi Gariban an-
nesinin karnında kaçtığı Türki-
ye'ye kucakta dönmüş, fotoğ-
raflarını, fılmini çeken gazete-
cilere fıldır fıldır bakıyor: Şeno-
ba Alayı'nın bahçesinde.
Güvenlik güçlerine "Irak'a
sığmanlar geri döndü" haberi
verilınce sanki Antalya'da yap-
tıkları bir yıllık tatilden dönü-
yorlarmış gibi hiçbir şey olma-
mışçasma evlerine yerleşen Ka-
yadibililer, Şenoba Komutanlı-
ğı'na getiriliyor. Suçlan yasadışı
yoüardan vurtdışına çıktıklan
için "Pasaport Kanunu'na mn-
halefet." İfadeleri alınıp Ulude-
re Cumhuriyet Savalığı'na gön-
derilecekler. Içlerinde "Neden
pasaportsuz yurtdışına çıktın"
diye sorulamayacak tek kişi bel-
ki de Gariban. Türkiye'den
Irak'a geçerken pasaport için
fotoğrafı çekilecek durumda de-
ğildi; ancak ultrasonla bakılabi-
lirdi.
Altı aylık yaşamında Gariban
bölge halkının yıllardan beri ya-
şadığı git gellerdeki garip dra-
mın bir sımgesi gibi. Bugunler-
de "baskı göçü", "savaş
göçü"ne dönuşmüş.
ALtStRMEN
Yersen...
Bakanlar Kurulu topJanıp tüm yurttaki grevleri bir ay sü-
reyle erteliyor. Gerekçe; "güvenlik" ve "işcilerin uzun süren
grevlerden sıkıntıya düşmüş olmaları." "Böyle gerekçe de olur
mu?" demeyin, gerekçeyi onlar böyle hazırlamışlar.
Yersen.
Adam yurdu ateşe atmak istiyor. Gerekçesi, kârlı iş yap-
mak. Bir de hava basıyor: "Biz cengâver milletiz."
Yersen.
Halkın yüzde 80'i savaşı istemiyor, halkın büyük çoğunlu-
ğu işbaşındaki iktidara ve politikasına karşı. Kritik bölgeler-
de yaşayan insanlar hiçbir sivil savunma önlemi alınmamış
olmasından tedirgin. İçişleri Bakanı hükümete düşen görev-
lerin yerine getirilmesine çaJışacağı yerde halkı azariıyor, 'Anv
ma tabansız bir millet olduk" diye.
Yersen.
Almanya ile Kalya'nın, Irak'ın Türkiye'ye saldırması halin-
de Kuzey Atlantik Ittifakı Antlaşması'nın 5. maddesini hare-
kete geçirip Ankara'nın yardımına koşup koşmayacaklan bt-
le belli değil, ama iktidar, politikasının ülkemizin yeryuzün-
deki önemini arttırdığını yineleyip duruyor.
Yersen.
Adam CNN'İ olduğu gibi yayımlamayı, atari oynar gibi sa-
vaşın gelişmesini vermeyi habercılik sanıyor, savaş ıdeoloji-
sini yaymaya çalısırken İncirlık Üssü'nün saldırı amacıyla kul-
landınldığı haberini herkesin gözü önünde sansür ediyor, ger-
çekleri gizliyor, sonra SHP'liler kendisini ziyaret edip yanlı
yayın yaptığını söylediklerinde, gelenlerden bir bölümünün
üslup yanlışını fırsat bilip olayı çarpıtıyor, gerçeklerin önemli
bölümünü halktan gizleyip gizli kamerayla yaptırdığı çekimi
kullanarak "Baskına uğradım" diye feryat ediyor.
Yersen.
Babıâli'de bir gazete silahlı insanlar tarafından basılıyor,
bilinen mafya taktikleriyle baskıncıların eiebaşıları işin için-
den sıynlıyorlar. Bir zamanlar basılmış olan gazetenin kimi
sütunlarında SHP'lilerin TFTT ziyareti için Babıâli baskının-
da bile çıkmayan yazılar çıkıyor, gösterilmeyen tepkiler gös-
teriliyor. Gerekçe, eşkıyalığa karşı olmak.
Yersen.
Bir Basın Konseyi kurulmuş. Amaç, yayın organlannın güç-
lerini yanlış ve haksız yerde kullanmamaları ve özgürlükleri-
rte yönelecek saldırılara karşı da güç birliği olusturmaları.
Cankaya'da oturan kişi, gazetecileri topluyor ve hakkında çı-
kan yazılan "lehte", "aleyhte" diye sınıflandırıp topladığını soy-
lüyor. Kimseden çıt çıkmıyor. Basın özgürlüğünü koruma gö-
revini yüklenenler olaya deginmiyorlar bile. Ama Konsey bü-
tün ciddiyetiyie ayaktadır.
Yersen.
Irak, Türkiye sınınna 200 kimyasal füze yerleştiriyor, bir an-
da bu taraftaki mayıniar kaldırılıyor. Demeçler birbirini izli-
yor: "Irak bize füze saidırısı yapmaz", "Biz de savaşa girmeye
niyetli değiliz."
Yersen.
Yıllar yılı, İsrail saldırıları karşısında seyirci kalan, seyirci
kalmaktan da öte, BM Güvenlik Konseyi'nin karar almasını
engeileyen, Te( Aviv'in en güvenilir dostu olmakla övünen,
Ortadoğu'da diktaları, krallıkları, şeyhliklerı destekleyen ABD,
Irak'ın Kuveyt'i işgali üzerine Birleşmış Milletler ilkelerini, ül-
kelerin toprak bütünlüğünü, demokrasiyi ileri sürerek sava-
şı başlatıyor. Amaç, soylu ülkülerdir.
Yersen.
Adam, ülkesindeki yarımyamalak demokrasinin bile cant-
na okuma sürecinin baş oyuncularından biri; ülkesinin tek
adam sultasına girmesi oyununda oynuyor, sonra da tüm bol-
geye demokrasiyi gotureceklerini ileri sürüyor.
Yersen.
Ankara'da adamın biri, Erzincan acurunu Ankara'da avo-
kado diye sokuşturmaya çalışıyor. -'
: ı u l
Yersen...
KlSA KISA
• Samsun'un Terme ilçesinde dün sabah saat 04.00 ,
sıralannda meydana gelen trafik kazasında 4 kişi öldü, iki
kişi de yaralandı. Samsun yönünden Trabzon'a gitmekte
olan yolcu otobüsü karşı yönden gelen bir otomobille
yoğun kar yağışı nedeniyle çarpıştı. Kazada otomobil
sürücüsu Salih Yaralı, Esat Yenigüzel ve Ismail Sankaya
hayatlannı kaybettiler.
• Cumhurbaşkanı Turgut özal 105 yaşındaki bir
mahkûmu affetti. Özal'ın imzaladığı Hacı özer'in af
kararı, Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanarak
yürürlüğe girdi. Karara göre Hacı Ozer'in sürekli hastalığı,
sakatlığı ve kocaması nedeniyle kalan 3 yıl, 5 ay, 20 gün
hapis ve 52 bin 83 lira ağır para cezası kaldırıldı.
• Trabzon'da çeşitü tarihlerde pankart asmak ve yasadışı
faaliyetlerde bulunmak suçlanndan haklannda gıyabi
tutuiclama kararı bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi
Tıp Fakültesi son sınıf öğrencisi Ali Güvendik ile aynı
üniversiteden Fatih Eğitim Fakültesi Biyoloji BölUmü son
sınıf öğrencisi Hasan Kavzoğlu yakalanarak cezaevine
gönderiidüer.
• Sagbk Bakanlığı ile Gürcistan Sovyet Sosyalist
Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı arasında tıp ve sağlık
alanında imzalanan işbirliği protokolü Resmi Gazete'de
yayımlandı. Protokole göre taraflar, bu yıldan başlayarak
öğrencilerine Gürcistan Tıp Enstitüsü ile Ankara ve
lstanbul'daki üniversitelerde eğitim için her yıl burs temin
edecekler.
• Devlet
memurları ve
sözleşmeli
personelden
maaşlanna göre
günlük yemek
ücreti aİınacak.
Maliye ve
Gümruk
Bakanlıgı'mn
konuyla ilgili
bütçe uygulama
talimatı Resmi
Gazete'de
yayımlandı.
Karara göre bu
yıl için ek
göstergeli
görevlerde bulunmayan devlet memurlarından günlük
yemek ücreti olarak 800 lira, 700 ek göstergeye kadar
olanlardan bin lira, bin 300'e kadar ek göstergesi
olanlardan bin 500 lira, 2 bin 600'e kadar ek göstergesi
olanlardan 2 bin lira, 2 bin 700 ve daha yukan ek
göstergesi olanlardan da 2 bin 500 lira ahnacağı belirtildi.
• Ankara Emniyet Müdürlüğü'nce dün gece geniş capiı
bir operasyon yapıldı. Yapılan açıklamaya göre
operasyonlar sonucu 82 kişi yakalanırken, kontrol ve
aramalar sonucu 96 işyeri denetlendi. 12 işyeri hakkında
yasal işlem yapılırken 24 dernek de kontrol edildi. Bölge
trafik ekipleri de yaptıklan denetimlerde 750 araçtan
217'sine toplam 11 milyon 40 bin lira para cezası kestiler.
Ehliyetsiz 29 sürücü yakalanırken 35 araç da trafikten men
edildi.
• Emekli gazeteci Müfıt Arda Istanbul'da öldü. 1912
yılında Istanbul'da doğan Arda, gazeteciliğe 1938 yılmda
Ulus gazetesinde başladı. Ankara Radyosu'nda parlamento
muhabiri ve haber bültenleri yan işleri müdürü olarak
görev yapan Müfıt Arda, Basın Yayın Genel Müdürlüğü
Haber Dairesi Şef Redaktörlüğü'nden emekli oldu. Basın
şeref kartı sahibi Arda'nın cenazesi yarın Fatih Camii'nde
kılınacak öğle namazından sonra Kozlu Mezarhğı'nda
toprağa verilecek.
• Kayseri'de cuma namazından sönra izinsiz olarak
Amerika, Israil ve savaş aleyhtan slogan atıp gösteri yapan
ve olaylardan sonra gözaltına alınan 25 kişiden 8'i
çıkarıldıkları Kayseri DGM'ce tutuklandı. Tutuklananlar
izinsiz gösteri ve yürüyüş yapmak suçundan
yargılanacaklar.