Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 PAZAR YAZILARI 27 OCAK 1991
Bağdat'tan
Diktatörün
vahim yanhşı
FATtH M. YILMAZ
BAĞDAT — "Kaypak Ugile-
rin, zarif ihanellerin ve
sivilcelerin" başkenti Bağdat.
Savaşın birkaç gün öncesinde
Bağdat insanı korku, pusu ve
kabadayılık kavramlarıyla su-
nuidu bana. "Öç alınma zama-
nı gelmiş bu kentte" bir dikta-
törün boş yere nasıl yuceltilme-
ye çalışıldığını gördüm ve
utandım.
Diktatöre son kitlesel tapın-
manın yapıldığı gündu. Güven-
lik Konseyi'nin Irak'a Kuveyt-
ten çekilmesi için tanıdığı süre-
nin bitimine 12, Bağdat'a ilk-
bombanın düşmesine ise 29 sa-
' at vardı. Munsariye Üniversite-
. si'nin önü, koca göbekli, iri kı-
yım Irak Halk Ordusu neferle-
rinin rehberliğinde dolup taşı-
yordu. Kullan, diktatörlerine ta-
pınıyordu. Saddam kentin dört
" bir yaruna yerleştirttiği dev port-
releriyle ayıni izliyordu, daha da
tabulaşıyordu.
Dicle'nin hemen kenannda
toplu halde serap görülüyordu.
Saddam'ın kulları, "Biz kazana-
cagız", "Canımız kanımız sana
feda olsun ya Saddam" diye ba-
ğmyorlardı. Kadınlar, Saddam-
m adına isterik çığlıklar atıyor,
erkekler kendilerini onunla öz-
deşleştiriyorlardı. Binlerce kişi
kendini kandınyor, 29 saat son-
raya bileniyordu. Bağdat büyük
bir yanlışlığı sürdürüyordu.
Ayinden sonra, genç sevgililer
her zamanki buluşma yerleri
olan Al Mansur Oteli'ne gidi-
yorlardı. Çiçeksiz kent Bağdat'-
ta sokak, kadına gerekli olan
sevgiyi göstermiyordu ve çoğu
sivilceli genç kızlânn arzulan Al
Mansur'un alçak masalarında
pazara çıkanlıyordu. Otelde her-
kes cesur ve onurlu gözüküyor-
du, oysa kederli oldukları açık-
ça belli oluyordu. Saddam'dan
uzaklaşan kullan, gizlemeye ça-
lışsalar da ne kadar zayıf görü-
lüyorlardı.
Taksi sürücüleri birkaç dolar
bozmak karşılığında kent mer-
kezine ucretsiz yolcu taşımak
için birbirleriyle yanşıyorlardı.
Unlü alışveriş merkezi Reşit
Caddesi'nde açık kalan birkaç
dükkândan dışan, 100-150 di-
narhk umutlar vuruyordu. Ka-
badayılık caddede kol geziyor-
du, avını anyordu. Bir kasetçi
dükkânında tezgâhtar yabancı-
lan sevmediğini söylerken, ben
Bağdat'tan ve diktatöründen
utandığımı düşünüyordum.
Bağdat'ta son vicdan muhasebe-
leri yapılıyor, diktatörle birlik-
te Tann'ya dualar ediliyordu.
Bağdat'ta akşamla birlikte
sanki kentin ayıbını örtmek is-
tercesine puslu bir hava yayüı-
yordu. Al Raşid Oteli'nin lobi-
sinde beyaza çalan iki Arap
Wagner'den parçalar çalıyorlar-
dı. Taksi sürücüleri felaket tel-
lallığı yapıp, birkaç dolar daha
bozmanın yollannı arıyordu.
Otel, Wagner'in kemandan yük-
selen ezgileriyle kedere teslim
oluyordu.
Diktatörün kullan, boyun eğ
meyeceklerini her fırsatta yine-
liyorlardı. Bağdat'ın beyni yı-
kanmıştı ve diktatörün kullan
korkuyu kovmaya çalışıyorlardı.
Bağdatlılann kabadayıliğı süru-
yordu ve gelecek "tehükeye karşı
pusıılar" çoktan kurulmuştu.
Bağdat, son derece vahim bir
yanlışlığı sürdürmeye kararlıydı.
Ilk bombanın atılmasına yalnız-
ca İS saat kalmıştı.
New Ifork'tan
Körfez savaşıyla
artan satışlar
Bilgisayar oyunlarında savaş programlarının
satışlan, savaşla birlikte yeniden arttı.
'Savaş patatesleri' adı verilen savaş meraklıları
için uzmanlar, yenilikler hazırlıyorlar.
ŞEBNEM ATtVAS
NEW YORK — Gazete ila-
nında unlem işareti ve buyuk
puntolar beş sutuna yayılıyor.
"Gaz maskderi, 9O'lı yıllarda
hayalla kalabilmenin birinci
şartı. Yalnızca 39 dolar." llan
devam ediyor: "Empire Stale
binasında 8024 numarada sergi-
lediğimiz maskeleri gelin bir zi-
\aret edin. A>nca kursun geeir-
mez elbise. Adam kaçırma>a
karşı en son teknik sistemler.
G«ce goruşu, dinleme cihazlan-
nı farkeden akıllı aletler. Gizli
kamera sislemleri ve 90'larda
ihtiyacınız olabilecek ber şeyi
bizde bulabilirsiniz. Pakel ser-
visimizle her isteğiniz yere gön-
derilir. Visa ya da American
Express knllanabilirsiniz."
Savaşın hareketlendirdiği ser-
best girişimcilerin başında sim-
sarlar geliyor. 80'li yıllardaki
patlama ile gözde olan simsar-
ların yeni radyo ve televizyon
ilanları şoyle: "Diışen dolara
karşı korunmak isterseniz, Av-
nıpa'daki yaünmalann taahül-
lerini ....
Bilgisayar oyunlarında "sa-
vaş" programlannın satışlan,
savaşla birlikte yeniden arttı.
telaşı içinde savaş seyredenlere,
"savaş patatesleri" deniliyor.
Savaş patateslerınin sloganı ise
"çevir dügmeyi, seyret bomba-
yı."
Savaş patateslerinin her biri
bir televizyon kanalının savaş
uzmanını tutuyor. Savaş uz-
manları ise genellikle silah şir-
ketlerinin reklam birimlerinde
görevli. Ceplerinden çıkardıkla-
n kuçük silah maketleri ıle anın-
da izleyiciye gerekli bilgiyi ile-
tebilme becerisine sahipler. Ör-
neğın Irak ılk şoktan sonra Su-
udi Arabistan ve İsrail'e Scud
fuzeleri yollamaya başlayınca,
avcı Patriot füzeleri önem ka-
zandı. Butün haber birimleri,
Patriot fuzelerinin nasıl çalıştı-
ğını, ne olduğunu uzmanlarına
sordular. Uzmanların verdiği
ikna edici açıklamalardan son-
ra Patriot'un yapımcısı Raythe-
on'a sipariş telefonlan yağma-
ya başladı.
İlk hafta gunde 24 saat ya-
yımlanan "canlı" savaş haber-
leri, bir ara bütün studyolara
birden aynı anda giren gösteri-
cilerle kesildi. PBS ve CBS stüd-
yolarında haberlerin en heye-
SAVAŞ İÇİN BLUES — Brookljn'den çıkıp Suudi Arabistan'a savaşmaya gelen
koauftugu savaşta, yalnızca notalara dökebiliyor duygulannı. (Fotograf: Retıter)
Amerikalı asker, bombalann ve füzelerin
canlı yerinde, ekranda haber or-
tamının "dddiyetme" uygun ol-
^ . S / C : ^ l £ c mayansaçlısakallı.küpeligös-
Eagle" (Saldın Kartalı), Egg He- ter,cilerin suratlan görundü ve
ad m F-16 Fıghter Simulatıon'ı bağrışmalan duyuldu. Haber
en çok satılan oyunlardan. He- programları, kısa bir süre savaş
deflerı arasında Bağdat, Suriye k a r ş ı t I protestoculann stüdyola-
ve Tahran bulunan oyunlar, te- n i ş g a l ^-^ı^ soyientisiyle ke-
levızyonda Bağdat ın gerçekten s i l d i sgy^ patatesleri, gergin
bombalanması seyredüdikten bır ortamda savaş karşıtı protes-
sonra oynanıyor. Bu oyunlara toculann savaş uzmanlannı ve
duşkun bır taksi şoförü televiz- spikerleri esir aldığını, studyo-
yonda CNN den seyrettıği Kör- l a r d a bombaların patlayacagını
fez savaşı ıle benzetmeleri anla-
Atina'dan Kopenhag'dan
CNN, evlerin Savaşın ekrandaki soyutluğu
baştacı oldu Savaş, Danimarka'da süpermarketlerin
raflannda ya da benzin fiyatlarında
hissedilmiyor.
Atinalılar, savaş haberlerine aşırı bir rağbet
gösteriyor. Sinema ve eğlence yerlerinden el
ayak çekilmiş, 9 televizyon kanalı ile 50
radyo istasyonundan CNN kaynaklı savaş
haberleri Atinahların en büyük hobisi olmuş
durumda.
STELYO BERBERAKİS
ATİNA — Körfez'de süren
savaş, tüm dünya ülkelennde ol-
duğu gibi Yunanistan'ı da etkisi
altına almış bulunuyor. Yunan-
lılar gece gündüz yayın yapan
TV kanaUarı ve radyo istasyon-
larından savaş ile ilgili son ha-
berleri dinlemeye, izlemeye ve
bir anlam çıkarmaya çahşıyor.
Ancak bu anlamı çıkartmak o
kadar kolay olmuyor. Nedenine
gelince Yunanistan'da üçu dev-
let, altısı özel tam dokuz TV ka-
nah ile dördü devlet, 46'sı özel
tam 50 radyo istasyonu var. TV
kanallannın aşağı yukan hepsi-
nin birer "Ortadogu muhabiri"
var.
Muhabirlerin "eksik" bırak-
tıklan haberleri ise tabii ki Ame-
rikan CNN kanalı tamamhyor.
Ne var ki bu TV kanallannın ya-
rısından çoğu CNN'in naklen
yayınlarını -Türkiye'de TRT'nin
yaptığı gibi- anında tercüme
ederek Yunanb dinleyicilerine
aktarıyor. Bazısı CNN ve BBC
radyosundan aldığı haberleri
derleyerek sunuyor.
Bu arada Yunanistan'ın en
çok satan ünlü siyasi-mizah der-
gisi Pontiki'de yayımlanan foto-
montajh bir haber Yunan halkı-
nın TV yayınlarından ne denli
"tarafsız" bilgi sahibi edindiği-
•ni başanlı bir şekilde anlaüyor:
Bir vatandaş bir diğerine sesle-
niyor; "Savaşı Bush kazanır.
Antenna kanalı vasıtasıyla
CNN'de duydum." Öbür vatan-
daş yanıtlıyor: "Hayır, berabcr-
ler. Ben Mega kanalı vasıtasıy-
la CNN'de gördüm." Bir başka-
sı, "Hepsi yalan, Saddam kaza-
nıyor. Ben Atina kanalı vasıta-
sıyla CNN'de gördiun." Bir baş-
kası, "Ya sen ne gördün" diye
soruyor. Soruyu alan yaıuthyor:
"Yunanistan-Portekiz maçı be-
rabere bitti. Yunan devlet TV'si
kanalı vasıtasıyla CNN'de gör-
düm." Not: Ne var ki bu maç
Yunanistan'ın 3-2 galibiyetiyle
sona erdi...
Yunanistan'da iç siyaseti ken-
disi için bir "meşgale" gıbi gö-
ren Yunan halkı. savaş haberle-
rine o denli konsantre ki taraf
olduklan siyasi partilerin görüş-
lerini dinlemiyor bile... Hükü-
met ne yapmış, ne yapacakrruş,
muhalefetteki sosyalistler, ko-
münistler ne demiş, kimsenin
umurunda değil...
Ancak hükümet ya da muha-
lefet savaş ile ilgili bir şey söyle-
di mi o zaman işler değişiyor...
O zaman herkes partilerin bu
savaş ile ilgili yaptıklan açıkla-
malara "kulak" veriyor. Ama
yine de değişen bir şey olmuyor.
Savaş nasılsa Amerikalılarla
Iraklılar arasında olmuyor mu?
Savaşın sonucu da belli olduğu-
na göre varsın Yunan partileri is-
tediğini söylesin... Yeter ki Yu-
nanistan savaşa katılmasın.
Yunan halkı arasında yapılan
nabız yoklamalannda savaşa
karşı olanlann sayısı doğal ola-
rak çok daha fazla idi. Ancak
bir grup daha vardı ki verdikle-
ri yanıtlar çok ilginçti... Bu kü-
çük grup, İrak'a gidip Saddam
Hüseyin'in yamnda Amerikab-
lara karşı savaşmak istediğini
açık açık söylüyordu. Hatta bir
radyo istasyonuna telefon eden
bir dinleyici, Irak sefaretınin te-
lefonunu ve adresıni istediğinde,
"İrak'a gönullü asker olarak git-
mek istediğini" açıklarruştı. Ne-
reden ne'reye dıyeceksiniz ama
bu eğilimi gösterenler de var
Atina'da...
FERRLH YILMAZ
KOPENHAG — Savaş başla-
dığında siz ne yapıyordunuz?
Ben Kopenhag'daki bir Türk lo-
kantasında Yunan muziği dinle-
yip göbek dansı seyrediyordum.
Bush da televızyondan butun
dünyaya savaşın başladığını ılan
ediyordu. Sonra da aile dostu
papazla konutuna çekilip dua
ediyordu. O, duasını sürdurur-
ken ben Brükselli misafirime
Nörrebro'nun şık barlarını gös-
teriyordum. Bush dua edip, ben
şık barları gezerken Amerikan
uçaklaıı Irak'a bomba yağdın-
rıyordu. Ve kimbilir hangı ulke-
lerin hangi resmi bınalarının
hangi odalannda ne pazarlıklar
yapılıyordu. Ben bunların böy-
le aynı anda olduğunu, bunlar
olup biterken bilmiyordum. Er-
tesi gun haber saatine kurdu-
ğum saatin radyosundan öğren-
dim her şeyi.
Aslında pek bir şey değişme-
mişti. CNN, saldınya katılan pi-
lotları, saldırıdan sonra Corn
Flakeslerinı ve iğrenç Amerikan
soslarıyla doldurdukları kahval-
tılarını yaparken gösteriyordu.
Savaştan bahsediyoriardı; bom-
balardan bahsediyorlardı. Bun-
lardan bahsederken Corn Flakes
yiyorlardı. Ben de sonra kahve-
mi yudumlayarak Danimarka-
daki Türkler için hazırladığım
haber bultenini okurken aynı
şeylerden bahsettim. "Savaş
başladı" derkenki ses tonum.
"İndirimli satışlar bugun
başladı" derkenkinden pek de
farklı değıldi. Savaş gerçekti;
gerçek olduğu kadar soyuttu da.
Herkes savaştan bahsedıyordu;
havadan bahsediyor da olabilir-
lerdi.
Aradaki fark, savaş soh-
betlerinın hava durumu uzerine
geliştırilen tartışmalardan daha
heyecanlı bir şekilde yapılıyor
olmasıydı. Faksı olanlar. birbir-
lerine resmi Irak takviminden
ocak ayının fotokopisini geçi-
yorlardı.
Aynı aksam, savaş bilinciyle
başlayan bir Kopenhag gecesıni
gezdim. Bu sefer çok değişik
yerlere gittim. Savaş bilincine
ulaşmış Kopenhag gecesinin yaş
ortalamasından, aradaki farkın
benim ses tonuma yansıyandan
fazla oiduğunu gördüm. Savaş
bilinciyle başlayan Kopenhag
gecesinde gençlere yönelik yer-
ler hâlâ tıkabasa doluydu ve sa-
vaş konuşulmuyordu. Yaşı 25'in
uzeriride olanlara hitap eden
yerler ise sinek avlıyordu. Yani
savaş gecesi Kopennagı'nın yaş
ortalaması 25'in altındaydı. Belli
ki, bu yaşın üstündekiler soka-
ğa çıkmak yenne televızyonla-
nndan naklen verilen savaşı sey-
retmeyi yeğlemişlerdi.'
Evet. Danimarka'da savaş, sü-
permarketlerin raflannda ya da
benzin fiyatlarında hissedilmi-
yor. Çunkü savaş, Danimarka-
lılar için televizyon kasasının içi-
ne kılitlenmiş soyut bir gerçek-
likten öte bir anlam taşımıyor.
İki Filistinlı gencin İsrail asker-
leri tarafından taşlarla dövulme-
si yuzunden ayağa kalkan ka-
muoyu, atılan binlerce ton bom-
baya aynı tepkıyi gostermiyor.
Buna karşın, Tel-Aviv'e duşen
tek bir fuze, Danımarkalılann
yüreklerini Irak'a karşı ofkeyle
doldurabiliyor.
tırken belki hiç olmadığı kadar
heyecanlı. "Oyunun sekizind
düzeyini de çözdüm" diye hay-
kınyor. "ABD havadan ustunlü-
ğü sağlar ve Saddam'ı yok et-
mek için Bağdat'a bir Napalm
atar." Bu taksi şoförüne benze-
yenler arasında sık sık yapılan
yeni bir şaka var: "Hiroşima,
Nagazaki ve Bağdat'ın benzer-
Bği nedir?". Cevap; "Hiçbir şey,
şimdilik..."
Savaşla birlikte televizyon ha-
ber birimlerinde savaş oyunlan
uzmanlan, yeni "akıllı silah bi-
rimleri" oluşturdu. Bu bırimle-
rin temel görevi, her televizyon
kanalının vazgeçümez bir parça-
sı olan askeri uzmanlan bul-
mak, silahlann özellikleri ile il-
gili hazır reklam fılmlerini bu
uzmanlara açıklatmak ve daha
sonra çekılen fılmleri "savaş
patateslerinin" anlayacağı hale
getirmek. Televizyon karşısında
sabah akşam futbol maçı heye-
canıyla ve "tarihi kaçırmama"
hava] ederek bekiedıler. Kısa bir
sure sonra yapılan açıklamada,
göstericilerin "savaşla ilgisi ol-
madığı", AIDS protestosu yap-
tıkian anlaşıldı.
Hafta boyunca savaş karşıtı
protestolar fazla bir etkinlik
gösteremeden sürdü. New
York'ta BM önunde, Times
meydanında, VVashington'da
Beyaz Saray önünde büyük kit-
lelerin katıldığı gösterilerde ça-
tışmalar çıktı. Basın yayın ku-
ruluşlan yeni savaş protesto ha-
reketini geçmiştekilerle karşılaş-
tırdılar. Vietnam savaşı sırasın-
daki etkin hareketle bugunkü
arasındaki en önemli farkın,
protestoculann yaş ortalamasın-
da olduğu saptandı. Bugunkü
hareketin büyük bölümünü, Vi-
etnam banş hareketindekilerin
oluşturduğu farkedildi. Bu ne-
denle yeni protesto hareketinde
çoğunluğu eskisi gibi gençlerin
değil orta yaşhlann oluşturdu-
ğu görüldü.
Sayın Doktor ve Eczacıların Dikkatine
ÇOCUK ŞURUBU
5 cc'de 160 mg Parasetan n
.
ereniZOcc'Hkş.şelerdeüretiie^
,ç
ı.,a
say a v e r 11 m is
ti ,j ' I [
İLTAŞ ILAÇ SANAYIl VE TIC A Ş
Aynntılı bılgı ıçın P.K. 33 Levent/ISTANBUL
İLTAŞ A.Ş. ELGİNKAN TOPLULUĞU SAĞUK GRUBU KURULUŞUDUR.
BMW YENİ 3 SERISI
"SH0WR00M"LARIMIZDA
BMW Yeni 3 Serisi'nin dünya tanıtımına paralel olarak 30,
31 Ocak ve 1, 2 Şubat akşamları Hilton Convention Center'da
yapılacak BMW Şölenlerini, tüm dünyayı etkileyen Körfez
Bunalımı nedeniyle iptal etmek zorunda kaldık. Özür dileriz.
Siz BMW dostları, BMW Yeni 3 Serisi'ni 30 Ocak'tan
itibaren Borusan Oto ve Yetkili Satıcılarının "Showroom"larında
görebilir, üstünlüklerini yakından tanıma fırsatı bufabilirsiniz.
Dilerseniz, deneme sürüşü için randevu da alabilirsiniz.
Bölge ve dünya barışının en kısa zamanda yeniden kurul-
ması umuduyla, sağlık ve mutluluk diler, şölenlerimizi iptal et-
mekten duyduğumuz üzüntüyü bir kez daha belirtiriz.
Saygılarımızla...
BORUSAN OTO
SERVtS VE TİCARET AŞ
BMWTürkirtGem*İM»mntUI Bontum Oto Smts ve Tkarrt AŞ G«n*l MOdürHk: Mechsı Mebusan Caddesı 103, Saiıpazar4stantHil Tel- 152 44 05 A»ctlar Sanit
v* YMtok Pmrça Martezi: Londra Asfattı 109-110, Avdlar-lstanbu' Te! 591 30 66 Ankara Teşhir v« Sabş M * ğ u a « : Ataturt Bulvan 199/F KavakbderMnkara
Tel 128 25 69.167 54 58 Bonuau Oto YttUH Satialan (Alfabetik sırayla) Araç Ttcaret <n Sanayi AŞ Barbaros Butvan 131/A, BalmumcoJstanbul Tet 166 06 96-97
Marefrı Jııfnrt Gazı Mustafa Kemal Bulvarı 255 Tel 502 06 Autorium Motoriu Araçlar Servn ve Tıcırat Ltd. Şti. SaMyolu, Kennedy Caddesı 31, Bakrkoy4stanbul
Tel 542 95 00,570 22 80 Baran Otomoöücü* Ltd Şti. Nıspetıye Caddesı CaiıkuSL Sokan 7, Levent-lstanbul Tel 169 59 8344 B^pmartar Otomotrv San. *• Tfc. AŞ
Buyukdere Caddesı, YenKen SoKak 1, 4 Levent-lstanbul Tel 180 26 72 (3 hat) Bata OtomoCv S«rviı v« Ticaret AŞ Kayışdağı Caddesı 30, Zrverbey, Kadıkoy^stanbul
Tel 348 48 62 Efe Sunk Motoriu Af«çUf Tıc. v« San. Ltd. Şti. Gaz»smanpa»a Bufvarı 1/E (8 Efes Otelı attı) AlsancaK-lzmır Tel. 25 37 86 Kotfftar Oto Sarvts
ve Ticarat AŞ Bağdat Caddesı 242/5, Cftetevuzlar-lstanbul Tel 359 99 38 359 99 46-47