Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 OCAK 1991 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/U
Bombardıman
öncesi porno
• Dış Haberler Servbi —
ABD'de yayımlanan 'The
Washington Post' gazetesi,
Körfez'de görcv yapan
ABD'li pilotlara
bombardıman öncesinde
pornografık fümler
izkttirildiğuü haber verdi.
Gazetenin haberine göre
pilotlann uçuşlardan önce
ponıo fılmler izlediklerine
Uişkin haberler,
'kamuoyunda yanhş
tepkilere neden olabileceği'
düşüncesiyle ABD'li askeri
yetküiler tarafından sansür
ediliyor.
Çin'de
yargılamalar
• Dış Haberler Servisi —
Çin'de 1989 yılında
meydana gelen öğrenci
ayaklanmasııun
liderlerinden Wang Dan, 4
yü hapis cezasına
çarptırıldiı Üniversite
öğrencilerinin reforaı
isteğiyle yönetime
başkaldırmalarıyla başlayan
ve 7 haftanın sonunda
kanlı bir biçimde bastınlan
Tienanmen olaylarının
sanıklan, bu ayın başında
yargılanmaya başlamıştı.
Mahkemede dün varılan
karara göre öğrenci
ayaklanmasııun
sanıklanndan Ren Wanding
7 yıl cezaya çarptırılırken
diger sanıklar da iki ile
dört yü arasında değişen
cezalar aldılar.
Ruble
kargaşası
• MOSKOVA (AA) —
SSCB Başkanı Mihail
Gorbaçov'un geçen hafta
içinde yayımladığı
kararnameyle 50 ve 100
rublelik banknotlann
tedavülden kaldınlması için
tanınan üç günlük surenin
dolmasına rağmen bu
konudaki kargaşa hâlâ
bitmedi. SSCB Merkez
Bankası tarafından yapılan
açıklamada, 50 ve 100'lük
banknotlan değiştirme
sürcsinin yalnızca emekliler
için pazartesi gününe kadar
uzatıldıfp, bunun dışında
herhangi bir organ
tarafmdan alınmış hiçbir
uzatma kararının geçerli
olmayacagı vurgulandı.
Merkez Bankası, piyasaya
200 ve 500 rublelik
banknotlar da surüleceğini
açıkladı.
Yugoslavya'da ..?•
yunıuşama
• Dış Haberler Servisi —
Yugoslavya'da Hırvatistan
Cumhuriyeti'yle merkezi
yönetim arasında yaşanan
gerginlik, taraflar arasında
anlaşmaya varılmasıyla
yumuşadı. Federasyondan
ayrılma tehdidinde
bulunarak Yugoslav
ordusunun cumhuriyete
müdahale etmesini
engellemeye calışan
Hırvatistan yönetimi, polis
birliklerini dagıtmayı kabul
ederken merkezi yönetim
Hırvatistan'daki Federal
Ordu birliklerinin saldırı
durumunun kaldınlacağı
konusunda söz verdi. Bu
arada federasyona bağlı
Makedonya Cumhuriyeti,
egernenliğini ilan etti.
Sovyet-ABD
görügmesi
• VVASHINGTON (AA)
— ABD Başkanı George
Bush'un, yeni Sovyet
Dışişleri Bakanı AIexander
Bessmertnih Ue yarın
Washington'da görüseceği
bUdirildi. Beyaz Saray
Sözcüsü Marlin Fitzwater
gazetecilere yaptığı
açıklamada, Bush ve
Bessmertnih'in, Moskova'da
yapılacak olan Bush -
Gorbaçov zirvesini ele
alacaklarıru belirtti. Sovyet
Dışişleri Bakanı AlexandeT
Bessmertnih dün de ABD
Dışişleri Bakanı James
Baker'la göriiştü.
Moskova
yanlıları
• MOSKOVA (AA) —
Litvanya'da 13 ocakta
'iktidarı ele geçirdiğini'
açıklayan, Moskova yanhsı
gmplann oluşturduğu
'Ulusal Kurtuluş Komitesi',
faaliyetlerini askıya aldığını
ilan etti. Moskova'ya bağlı
Litvanya Komünist
Partisi'nin öncülügunde
oluşturulduğu bilinen,
ancak üyelerin hiçbirinin
adı resmen açıklanmayan
Ulusal Kurtuluş Komitesi,
14 kişinin ölümüne yol
açan 13 Ocak olaylannın
hemen ardmdan Vilnius'ta
sokağa çıkma yasağı ilan
etmiş ve kente bir
'sıkıyönetim komutanı'
atamış, ardından Litvanya
Parlamentosu'nun geçen yıl
11 martta kabul ettiği
bağımsızlık ilanıru
Vürürlükten kaldırarak
gecersiz ilan ettiğini'
bildirmişti.
Washington'un dikkati, Körfez krizinde Türkiye ile ilgili olarak üç konuya çevrilmiş durumda
ABD'den Ttirkiye'ye yakın takipBeyaz Saray'ı düşündüren sorunlar: Türkiye'nin krizde yıldızının
parlamasının, Yunanistan'da yarattığı kaygılar; Türkiye'nin
savunulması konusunda Avrupa'dan yükselen çatlak sesler;
Körfez krizi kapsammda Türkiye, Iran ve Suriye ilişkileri ve
Irak'ın toprak bütünlüğü sorunu.
UFUK GÜLDEMİR
WASHINGTON — ABD'nin gözü, Tür-
kiye'nin Körfez krizi kapsamında izledigı po-
litikaların sonucu olarak ortaya çıkmış üç
güncel konuya dönmüş durumda. Bunlardan
ilki, Türkiye'nin konınması konusunda Av-
rupa'dan yükselen çatlak sesler. tkincisi,
Türkiye'nin Iran ve Suriye ile ilişkilerinde-
ki son gelişmeleT. Üçüncüsü de Türkiye'nin
ABD'ye gösterdiği dayanışma sonucunda
Yunanistan'da başgösteren huzursuzluk
1- Yunanistan'm kaygüan: Uluslararası gü-
venlik politikalanndan sorumlu ABD Savun-
ma Bakan Yardımcısı Stepheo Hadley, iki gün
önce Washington'da Avrupa'nın güvenligi Ue
ilgili bir konferansta yaptığı konuşmada, "IM-
fer mattefikkrimizin yaptıklannı azımsama-
dan, Türkiye'nin bu kriz sırasında gösterdi-
gi dayanışmaya olan takdir daygulanmızı
herkesin önünde ifade etmek isterim" dedı.
Bu cümle, Yunanistan'ın yarasına fena hal-
de tuz basıyor. Çünkü Yunanistan, Amerika'-
nın nazannda Türkiye'nin Körfez'de yaptık-
lannın yanında hakikaten azımsanacak bir
katkı yaptı. Ancak bu, Washington'dan çok
Atina'yı telaşlandınyor. Çünkü Yunanistan,
Türkiye'nin, bu krizden Amerika'run iki ül-
ke arasında izlediği geleneksel dengeleri yır-
tarak çıkacağına inanıyor. Atina'nm kaygı-
lanndan biri, Türkiye'nin Amerika'dan geliş-
miş silahlar elde edeceği varsayımıysa, diğe-
ri de dış politikada atak davranmaya başla-
mış bir Türkiye'nin uzun vadede Yunanistan
ile ilişküerde nasıl bir çizgj izleyeceği. Baş-
bakan Mitsotakis, geçen hafta Yunan TV'sin-
de "Türkiye krizde Amerika'ya destek ve us
verirken Yunanistan'ın sadece gödemci du-
rnmunda kalması aptallıkbr, tehlikelidir ve
sorumsuzluktur" diye konuştu. Görüldüğü
gibi Türkiye, Yunanistan'ın Körfez politika-
lannı bir ölçüde belirleyici duruma gelmiş bu-
lunuyor. Yunanistan bu konuda o kadar te-
laşlı ki ABD Başkanı Bush geçen hafta Tür-
kiytfye 82 milyon dolar yardım verirken Yu-
nanistan Başbakanı Mitsotakis'i arayarak
onu rahatlatmak ihtiyacı hissetti. İkincisi de
Yunanistan Dışişleri Bakanı Andonis Sama-
ras önümûzdeki hafta Amerika'ya geliyor.
Çantasında 10'a 7 oranı, Kıbrıs konusu ve
Türkiye'nin savaşa ginnesi olasılığjnın Atina
1
da yarattığı kaygıyla ilgili dosyalar bulunu-
yor. Samaras'ın Bush'tan randevu talebinin
kabul edilmiş olması dahi VVashington'un
Atina'yı rahatlatmak istediğini göstermesi
açısından başlıbaşına ilginç bir gelişme.
'Aslan Özal'
1- Almanya'nın tutumu: ABD Savunma
Bakan Yardımcısı Hadley'in, konuşmasında
NATO'nun Anadolu'ya "Tiirkiye'yi korumak
amacryla" gelmiş olduğunu vurgulaması, Al-
manya'dan bu konuda çıkan çatlak seslerin
VVashington'da ne kadar yakından izlendiği-
ni göstenyor. ABD Başkanı Bush, birkaç gün
önce Alman Şansölyesi Helmut Kohl ile bir
telefon görüşmesi yaptı. Amerikan yönetkni-
nin izlenimi o ki Almanya şimdi iç politika
kaygılan ile "korumayacagım" diye konuşu-
yorsa da iş savaşa geldiğinde Türkiye'yi ko-
rumak durumunda. O yüzden Amerika, Al-
manya'dan yükselen çatlak sesleri yakından
izliyor, ama son tahlilde Aknanya'nın Türki-
ye"ye kayıtsız kalabileceğine inanmıyor. Za-
ten Türk makamlan da zamanı geldiğinde
Amerika'nm, Almanya'nın kolunu bükeceği
izleniminde, Cumhurbaşkanı TAırgut Özal-
ın Almanya'nın tutumu konusunda ARD
TV'sine verdiği demecin kısa bir özeti önce-
ki gece Amerikan TV'lerinin ana haber bül-
teninde de yayımlandı. özal'ın özelükle
"Irak'a kimyasaJ silahlan sizin şirketleriniz
sattı" diye cıkıştığı bölüm büyttk sükse yap-
tı. Çünkü Özal bu konuda da Amerika'nın
hislerine tercüman oldu. Haberlerden sonra
Washington'da Türkiye ile ilgili cevreler ara-
sında yoğun bir telefon trafiği başladı. Bir-
süre sonra da Başkan Bush'un, TV'de özal'ın
Alman gazeteciye çıkışmasmı yerinden fırla-
yarak alkışladığı söylentisi kente yayıldı. ön-
ceki günkü Washington Post'un manset ha-
berinde de Özal'dan *asian' diye bahsedüivor-
du.
3- Suriye ve Iran: Washington'un Körfez
krizi kapsammda gözünü diktiği üçüncü ko-
nu, Türkiye-tran ve Suriye ilişkileri. Iran Dev-
let Başkanı Haşemi Rafsancani'nin geçen
günlerde Ankara'ya başbakan yardımcısını
yollaması burada dikkatle not edildi. Aynca
Suriye Başkan Yardımcısı Abdul Halta Had-
dam ile Iranlı meslektaşı Hasan Habibi'nin
yaptıklan görüşmeden sonra yayımladıklan
ortak bildiride Irak'ın toprak bütünlüğünün
korunmasının gerektiğine işaret etmeleri,
Washington'da bu iki ülkenin Türkiye'yi
"diplomatik bir dille nyarması" olarak algı-
landı. Hele Suriye'nin yıllar süren tran-Irak
savaşında Iran'ı destekleyen tek Arap ülkesi
olması hatırlandığmda bu açıklama Wasning-
ton için daha da anlam kazandı. VVashing-
ton'un şu ana kadar lrak'ta yurüttüğü
"ölçiilü" savaş, Irak'ın toprak bütünlüğtl ve
altyapısma bir zarar gelmemesi için çaba sarf
edildiğini göstenyor. Oysa bu üç ülkeden
herhangi birisinin adımı diğer ikisini de işin
içine çekebilir.
DISBASIN Ml Irak uçakiarı çölün altında gizleniyor
Amerika uzun
bir savaşı seçtiSaddam'ın uzatttğı tuzak
Kuveyt'te bir kara savaşıdır.
Savaşın Batı kamuoyunca
tahammül edllebilir kalması
için Pasifik adalannda
Japonlarla savaşan müttefik
kuvvetleri gibi Saddam'ın
birlikleriyle savaşmamak
tercih nedenidır. Müttefıkler
açısından uzun süreli bir
savaşı mümkün kılan ikinci
bir neden Saddam
Hüseyin'in kendisinden
geliyor. BAAS'çı liderin
sistemli şekilde terörist
yöntemler kullanması savaşa
yeni gerekçeler kazandınyor;
sivil tsraillilere atılan Scud
füzeleri ve TV'lerde savaş
esirlerinin teşhir edilmesi,
BM'nin verdiği yetkinin
aşılarak Kuveyt'in
kurtanlması hedefinden
Saddam ve rejiminin
yıkılması hedefıne
geçilmesinde büyük yardımcı
oldu. Saddam Hüseyin'in
Körfez'de yarattığı çevre
felaketi ve kullanacağı
kimyasal siiahlar ya da Batıh
metropollerde terör eylernleri
aynı yönde rol oynayacaktır.
Kamuoylannı lrak'taki
terörist rejime karşı harekete
geçiren bu eylemler
koalisyonu sağlamlaştınyor
ve uzun süreli bir
"güvenlik" savaşını olası
hale getiriyor. Amerika,
müttefik kuvvetler açısından
savaşın sadece tahammül
ediür olması için değil,
mümkün olması için uzun
süreyi seçti. Bu arada Arap
kamuoyunun sabrını taşırma
tehlikesini göze almış oluyor.
Müttefıkler ve Saddam iki
ayn savaş yapıyor. (25 ocak)
Girienmek ve korunmak için kalın kum örtû
Güçlü beton tavan
1,30 m. kalınltğında
(NATO bannaklarından
daha kalın)
Su yolu
(Napalm ve yangın
bombalarına karşı)
Cepheden
görünûş
BM 'gizligörüşmeler*yürütüyor
Kıbrıs ^pazarhgı'
Patlamaya
karşı beton duvar
Bannağa girişten
40 metre sonra
Irak uçaklannın bannaklan
BBC'ntn haberine göre lrak'ta
kumlara gömülü durumda, ingilizler
taraiından yapılmış 300 uçak
barınağı var
ŞEBNEM ATtYAS
NEW YORK— Körfez sava-
şı bütün hıayla sürerken, BM
Genel Sekreterliği'nin Kıbns için
Türkiye'de "gizli göriişmeler"
yürütmesi ve Yunanistan Dışiş-
leri Bakanı Andonis Samaras'-
ın "apartopar" ABD'ye gelişi,
Türk-Yunan-ABD ilişkilerinde
yeni "hareketliliklerin" işareti
oldu.
Geçen hafta BM Genel Sek-
reteri Perez de Cuellar'ın Kıbns
konusundaki iyi niyet görevlisi
Gustave Feîssel, tkili Siyasi lş-
ler Genel Müdürü korkmaz
Haktaaır ve KKTC Cumhurbaş-
kanlığı özel danışmanı Miimtaz
Soysal Istanbul'da uzun ve "çok
giıli iştişarelerde" bulundu. Bu
göruşmeler, Haktamr'ın aralık
ayı içinde Banş Gücü'nün görev
süresi Güvenlik Konseyi'nde gö-
rüşüldüğü sırada New York'a ge-
lerek yaptığı çalışmalann bir de-
vamı niteliğindeydi."Federasyo-
na yön verecek" ilkeler adlı bir
metnin hazırlık çahşmalan ola-
rak nitelendirilen bu görüşmele-
rin gizli tutulması talebi Türki-
ye'den geldi.
Diplomatik kaynaklar Körfez
krizi sırasında Kıbrıs görüşme-
lerinin gizli tutulması talebini iki
nedene dayandırdılar:
1) Türkiye şimdiye dek BM ile
pazarlıklan KKTC Cumhurbaş-
kanı Denktaş'm yürütmesini ter-
cih etti. Doğrudan devrede gö-
rünmekten kaçındı. Rum Cum-
hurbaşkanı Yorgo Vasiliu'nun
"doğrudan Türkiye Ue pazarlık
etme" yolundaki bütün baskıla-
rına rağmen Türkiye aralık ba-
şına dek pazarlıklarda bir taraf
olmayacağını ifade etti. Bu tu-
tumdaki bir değişiklik TürkiyeJ
nin Kıbns politikasında bir de-
ğişiklik olarak yorumlanacağın-
dan, Türkiye görüşmeterin gizli
kalmasını yeğledi.
2) Türkiye görüşmelerin gizli
tutulmasınj Kıbns Rum tarafı-
na ve Yunanistan'a duyurma-
mak endişesi ile tercih etti. Ni-
tekim BM'de konuştuğumuz
Yunan ve Rum dipiomaüar Gus-
tave Fcissel'in Türkiye'ye gidece-
ğinden "şöyle" bir söz etÜgM
bunun dışında kendilerine res-
men haber vermediğini dogrula-
dılar. Ancak Feissel'in Türkiye^
de olduğunu bildiklerini de ifa-
de ettiler.
Birleşmiş Milletler Genel Sek-
reteri Perez de Cuellar 15 şubat-
ta taraflara sunabileceği bir bel-
ge hazırlama çabasında. 649 sa-
yıh Güvenlik Konseyi karan çer-
çevesinde taraflann karşuıklı gü-
venini yeniden sağlayacak ve ar-
zulanan bir federasyonun temcl
Ukelerini içerecek bir çeşit "b«-
nş ve dostlnk" belgesi oluşturul-
duğu yolunda söylentiler mev-
cut.
SAYIN YOLCULARIMIZA
ONEMLI
DUYURUKörfez Savaşı nedeniyle, Avrupa'nın
çeşitli havalimanlannda alınan güvenlik
önlemleri paralelinde, Türk Hava Yollan
uçuşlannda da bazı önlemlere başvurulması
zorunlu hale gelmiştir.
Bundan böyle, yolculanmız seyahatleri
esnasında uçakta yanlanna sadece bir
el çantası alabilecekler. Gerek el çantasında,
gerekse uçağın bagajına verdikleri bavullarda,
elektrikli ya da elektronik türden cihaz
bulundurmamaları gerekiyor.
Yine Körfez Savaşı nedeniyle, iç hat
uçuşlarımızda bazı tarife önlemlerinin
alınması da ticari açıdan kaçımlmaz olmuştur.
Bu yüzden, belirli iç hat seferlerimizin kalkış
saatlerinde değişiklikler yapılmaktadır.
Seyahatinizi programlamadan önce, lütfen,
Türk Hava Yollan Acente ve Bürolanyla
temas kunınuz.
Saym yolcularımızın bizi anlayışla
karşılayacaklannı umuyoruz.
Saygılarımızla...
TURK HAVA YOLLARI
Dışişleri Bakanı Alptemoçin, Aziz'in mektubunu yanıtladı
Bunalımın sorumlusu IrakANKARA (Cnmhuriyet Bürosu) —
Türkiye, kendisini "düşraanca bir tulum
izlemekk" suçlayan Irak'ı, yaşanan buna-
hmın "tek sorumlusu" olarak niteleyen bir
mesajı Bağdat'a gönderdi. Dışişleri Baka-
nı Ahmet Kurtcebe Alplemoçin'in Iraklı
meslektaşma gönderdiği mesajda, "Türki-
ye'nin, krizle ilgili olarak izleyegeldiği po-
Htikalann 'hasmane bir davranış' olarak U-
rif ve tavsif edilmesine (nitelendirme) Uiş-
kin iddialanıua biitünüyle reddederim" de-
nildi.
21 ocakta Irak Dışişleri Bakanı tarafın-
dan gönderilen mesajın "diplomatik bir
üslupla" kaleme alınan yanıtı dün akşam
saat 18.30'da Dışişleri Bakanlığı tarafından
yapılan çağn üzerine Bakan Alptemoçin'-
le göruşen Irak'ın Büyükelçisi Rafi Daham
Tikriti'ye verildi.
Cevabi mektubu aldıktan sonra iyi Uiş-
kilerin devam edeceğini söyleyen Büyükel-
çi Tikriti, "Mektubu kabul ettik. Sayın dı-
şişleri bakanıyla iyi munasebetlerde bulun-
mak ve bu mtinasebetleri geHştinnek için
koBKjtuk" dedi. «r.-•-"•.-
Dışişleri Bakanhğı yetkililerince kaleme
alman mektupta özetle şöyle denildi:
Alptemoçin'in mektubu
Mektubunda, Tank Aziz'in kendisine
gönderdiği mektubu "Türkiye'nİB Körfez
bunalunı karşısmdaki tutumunun hatah bir
tahlili" olarak niteleyen Alptemoçin,
Türkiye'nin krizin başlangıcmdan beri yap-
tığı barış girişimlerini vurguladı. Sorunun
banşçı yolla çözümü için yapılan tüm giri-
şimlerin sonuçsuz kaldığı hatırlatılan mek-
tupta özetle şöyle denildi:
"Ekselans,
Türkiye'nİB, haikımn hür îradesiyle se-
çilen temsilcileri nezdinde sorumlu, mille-
tinden başka hiçbir merciin erari veya tesi-
ri alUnda olmayan bir hükıuneti mevcuttur.
Türkiye'nin, krizle ilgili olarak izleyegeldiği
politikalann "basmane bir davranış" ola-
rak tarif ve tavsif edilmesine Uişkin iddia-
lannızı bülünüyle reddederim.
Hükümetinizin Türkiye'ye karşı izlediği-
ni ifade ettiginiz politikası hakkında ise, bir
yorumda bulunmak istemiyorum. Kesin ve
tartışılmaz olan husus, komşnluğnn defe-
rini ve böigede istikrann önemiıi ve ban-
lann gereklerini iyi bilen, tecrübeli ve ba-
nşsever Tnrkiye Cumhnriyeti'nin en sanu-
mi dUeğinin, Irak'ın halkı ve nlkesiyle bü-
tünlüğünü koruması ve hükümetinizin tek
sonımlusu oldugu bu büyük bnhran aşıl-
dıktan sonra uluslararası camiada hak et-
tiği yeri yeniden kazanması oldugndnr.
Türkiye, böigede siikûn ve istikrann Mg-
lam temeller uzerinde tesisi için kendisin-
den beklenebüecek katkılan yapmaya bu-
gün de hazırdır. Ancak, «BiemizİB, bdlfe-
de barış ve güvenligin tehdit edUdigi b«h-
ran süresioce, ülke güvenligi için aktağı lave
önlemlerden ve bohranın, Irak daha fazla
acı ve tahribata maruz burakılmadan ve böi-
gede şimdiden öngöriilemeyecek daha bü*
yük ihtilatlara yol açümadan aşıfaıbUneai
için, ilgili Güvenlik Konseyi kararianauı
öngördügü şekilde davranmaktan vazgeç-
mesi beklenilmemelidir."
Islamcı dernekler, ÖzaVın Körfezpolitikası aleyhinde gösteriyaptı
Berlin'de tekîbirli protesto
DtLEK ZAPTÇIOĞLU
BERLİN — Berlin'de dün ts-
lamcı dernekler, Amerika, Israil
ve Özal'ın politikası aleyhine
büyük bir gösteri düzenlediler.
Berlin, ilk kez Islamcı - Türk ce-
maatlmerin duzenlediği böylesi-
ne dev bir gösteriye sahne oldu.
Büyük çoğunluğunu Berlin'de-
ki Türklerin oluşturduğu göste-
ricüer, pankartlarla kent merke-
zine yürüdüler ve Almanlann
şaşkın bakışları altında tekbir
getirerek sloganlar attılar.
"Allahu Ekber" nidalanyla
kent merkezindeki Yıkık Kilise
1
-
ye yürüyen yaklaşık 10 bin kişi-
nin hemen hepsi burada yaşayan
Türklerden oluşuyordu. Sarıkh
erkekler, karaçarşafk kadınlar,
başörtülü genç kızlar, pankart
taşıyan küçük çocuklar hep bir
ağızdan Amerika'nın "Haçlı se-
feri"ni kınayan sloganlar attüar.
Pankartlarda Almanca, Türkçe
ve Arapça olmak üzere şu yazı-
lar okunuyordu:
"Kanh ekmege, kanlı iktida-
ra, kanlı ikbale son", "Türkiye
bu cinnete neden girdi?", "Vur-
da vurmasa da savaşan tsra-
U'dir" "Kahrolsun Amerika,
Kahrolsun tsrail", "Islam dün-
yasından elinizi çekin", "Haçlı
seferini durdnrun".
Berlin'nde yürüyen tslamcı
Türkler "Bush katU, Özal cani-
dir. lrak'taki Müslüman katUa-
mına son" şeklinde sloganlar at-
tılar ve Almanca olarak şöyle
seslendiler: "Biz Bertinli Türk-
ler, Özal iktidanna karşıyız.
Türkiye hükümeti bizi tenisU et-
miyor. Kahrolsan hain Özal."
Gösteriyi çoğunlukla kafası-
m sallayarak ve korkulu gözler-
le izleyen Almanlardan birkaçı-
na "Ne düşöndükieriııi" sorduk.
Yanıtlar çoğunlukla olumsuzdu:
"Ben de savaşa karşıyun, ama
burada olup bitenier ürkntoci.
Fanatik Muslümanlar Almaa-
laria bir arada yaşamak istemK
yor. Kahrolsun tsrail diye bagır-
malanna izin vermemek lazun"
diyen bir Alman, Almanya'da
Türklerle Aimanlar arasırîdaki
ilişkilerin gelecekte Müslüman -
Hıristiyan çatışmasına dönüş-
mesinden duyduğu endişeyi di-
le getirdi.
PAC 2 ADINDAKİ YENİ MODEL FÜZESAVAR YETENEĞİNE SAHİP
Patriotların iki modeli varWASHINGTON (Cumhuriyet) — Irak,
Israil'e füze atmaya başladığı zaman ABD
"Sizin karşıhk vermenize gerek yok, biz
hem sizin yerinize vuracağız hem de gökle-
rinize Patriot füzeleri ile bir konınma agı
öreceğiz" dedi. ABD bu dediğini yaptı, İs-
rail'e yeni Patriot füzeleri yolladı.
Patriot füzelerinin geliştirilme aşamala-
rına bakıldığında şu manzara cıkıyor: -
1. Patriot füzeleri uzerinde çalışmalar
1970'lerde başladı. 1988 başında hizmete gi-
ren modele PAC 1 denildi ve her ne kadar
potansiyel açıdan balistik füzelere karşı et-
kili olabilecek bir silah olarak görülüp bu
yeteneğini geliştirmek için sürekli uzerinde
çalışıldıysa da 1990 eylülüne kadar tam ola-
rak bu yeteneğe kavuşmadı.
1990 eylülünde hizmete giren
"füzesavar" yeteneğine sahip yeni kuşak
Patriot'a PAC 2 adı verildi. Yani Irak'ın
son günlerde kullandığı Scud balistik füze-
lerine kaışı etkili olan PAC 2'ler Körfez kri-
zi başladığmda daha kıta duzeyinde hizmete
girmemişti.
2. Körfez krizi başladığında ABD Türk-
iye'ye de bir miktar Patriot füzesi yolladı.
Unlü savunma dergisi "Jane's Defence 'VVe-
ekly", 19 Ocak 1991 tarihli sayısında bun-
lann miktar ve özelliklerini tüm aynntısıyla
açıkladığı için biz de aktarmaya sakmca
görmüyoruz. Adana'da 2 üniteden oluşan
bir batarya bulunuyor.
Ünitelerde füze rampalan, erken uyan
radarlan ve komuta kontrol araçlan bulu-
nuyor. Bir ünitede dört füze rampası var.
Son günlerdeki geüşmeleri izleyenler lrak'ın
bir gecede 10'dan fazla Scud füzesi attığı-
na tanık oluyor. Körfez'de ABD'nin 60
Patriot bataryası var. Ancak bu sayı bile
Irak'ın tüm füzelerini kesemiyor.
3. Türkiye'deki ikinci grup Patriotlarise
Hollanda'nın Almanya'da konuşlu 502 ve
503. filolanna ait bataryalardan geldi. Hol-
landa'nın toplam dört ünitesi ve 160 füze-
si oldugu biliniyor.
Jane's Defence Weekly Hollanda'nın fü-
ze bataryalanmn yuzde 50'sinin Türkiye'-
ye gönderildiğini yazdı. O halde Türkiye'ye
iki ünite geldi. tki ünitede 8 rampa görev
yapıyor. Hollanda bunlan 1987 yıhnda al-
dı. Oysa yukanda anlatıldığı gibi Patriot-
lann Irak füzelerine karşı etkili olan mo-
deli PAC 2 geçen eylülde hizmete girdi.
Gerçi PAC Pler de potansiyel açıdan fü-
zelere etkili, ama PAC 2'ler kadar uzman-
laşmış bir model değil.
4. Türkiye bir süreden beri Amerika'dan
balistik füze istiyordu. Eğer Türkiye'ye bu
yetenek kazandinldıysa Irak'ı caydırıcı bir
unsur olabilir. Ama bildiğimiz kadanyla şu
ana kadar bu konuda bir hareket yok. O
halde Türkiye'nin balistik füzelere karşı tek
savunması Patriot füzelerine dayandınh-
yor. Bunlann da tüm kentleri koruyacak
sayıda ounadığı, onlann da eski kuşak Pat-
riotlar oldugu anlaşılıyor. Bu duruma ba-
kıldığında Genelkurmay'ın krizin ilk gün-
lerinde Irak'ı tahrik edebilecek kararlardan
neden huzursuz olduğu daha iyi anlaşılıyor..