Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 OCAK 1991 HABERLER CUMHURİYET/5
Binici
'Hükümeti
destekliyorum'
• ANKARA (UBA) —
Sosyaldemokrat Halkçı
Parti'den istifa eden ve
hiçbir partiye girmeyen
bağımsız milletvekili llhami
Binici, "Bu aşamada bir
milletvekili olarak benim
görevim hükümeti ve
devieti desteklemektir"
dedi. İlhami Binici,
Meclis'te hükümete yetki
verilmesi istemi oylanırken
"hayır" dediğini, ama
Meclis'teki 250
milletvekflinin oylanyla
hükümete yetki verildiğini
hatırlatarak şunları söyledi:
"Bu yetki verildikten sonra
ben de tavnmı değiştirdim.
O Meclis'in bir üyesi olarak
görevim devletin vurucu
gücünü desteklemek ve
milli birliğin, beraberliğin
sağlanmasına katkıda
bulunmaktırf'
Kutlu: Sivü
çöztim
• lZMtR (AA) — TBKP
Genel Sekreteri Haydar
Kutlu, "Sivilleşmenin
Türkiye'de önemli bir
sorun" olduğunu, bunun
çözümü için sivil kurumlara
büyük görevler düştüğünü
söyledi. Kutlu, "Yeni bir
askeri müdahalenin
olmasını istemiyorsak,
sivillerle ve sivil güclerle
çözüm düşünmeliyiz" dedi.
Kutlu, Bilar A.ŞÎde
"sivilleşme" konusunda
yaptığı söyleşide şunları
kaydetti: "Sivilleşmede
devletin küçüitülmesi gerek.
Bu yeni toplumda devletin
değil bireyin öne çıktığı
yapılar oluşmalı. Devletin
resmi bir ideolojisi
olmamalı. Aksi takdirde
çoğulcu bir sistem
oluşamaz. Sivil toplumda
imtiyazlar değil, haklar
olacaktır. Bu nedenle
sivilleşme projesi ya da
aynntılı programlar anlamlı
değil. Toplum kendi
kurallannı oluşturacaktır!'
Barış Derneği
yargılanacak
• ANKARA (UBA>—
Körfez'de ABD'nin
önderliğinde sürdürülen
savaş bütün hızıyla devam .
ederken askeri yargıtay
başsavcılığı Banş Derneği
üye ve yöneticilerinin bir
kez daha yargılanmasını
kararlaştırdu Askeri
yargıtayda 22 ocak günü
yapılacak mürafaada Banş
Derneği Başkanı Mahmut
Dikerdem ile yönetim
kurulu üyeleri Reha İsvan
ve Erdal Atabek, Türk
Ceza Kanunu'nun 141/1.
maddesi uyannca 15, geriye
kalan 24 sanık ise 12 yıla
kadar ağır hapis cezası
istemıyle yargılanacak.
'Btı savaşta
yeıimiz yok'
• ANKARA (UBA)—
Türk-lş Genel Eğitim
Sekreeri Mustafa Başoglu,
Türki/e'nin kesinlikle
Körfe: savaşının dışında
kalması gerektiğini
belirttrek "Bu savaş, bizim
savaşmız olamaz" dedi.
Başogu, Cumhurbaşkanı
Özal
T
e hükümet dışında
Türki'e'de kimsenin savaş
istem<diğini helirterek
Amerka Devlet Bakanı
Georje Bush'un biJe
CurrLhırbaşkanı Turgut
Özal'tan daha yumuşak
olduğınu, Özal'ın
konıxşnalannın savaş ilanı
oldujŞınu söyledi. Irak'ın
Kuvey'i işgaline de
Körfe'de olası bir savaşa
Türlci'e'nin katılmasına da
başıraıan beri karşı
çıktıkannı hatırlatan
Baş»£u, ABD önderliğinde
Irak'abaşlatılan saldırırun
ardıntan Türkiye'deki
üsleriı de kullanıma
açılm^ının yanlış bir karar
olduJŞınu öne sürdü.
Meclis
Baskanı
• tSANBUL (AA)—
TBVS1 Başkanı Kaya
Erde-3r/in resmi konuğu
olara» Türkiye'ye yaptığı
ziyar-ci tamainlayan
PakLsan Islam Cumhuriyeti
M i l l e Meclisi Başkanı
Gohsa Eyüp Han ve
beraftrindeki heyet, dün
sabaüuçakla ıılkemizden
ayrıl-*.
Akbulut TV'den seslenirken, Meclis'teBakan Alptemoçin bilgi verdi
Çetin: Sonunuz Yüce DivanBaşbakan Akbulut, Meclis'te bilgi vermek yerine konutta
TV'den canlı olarak yayımlanan bir konuşma yaptı.
Akbulut, Körfez krizinin başından beri BM karârlarına
uyduklarmı belirterek, üsler konusunda "Savunma
tesislerimizin daha kapsamlı kullandırıiması söz konusu
oldu, hükümet olarak izin aldık" dedi.
Mecliste oldukça tartışmalı geçen görüşmede Alptemoçin
tesislerde hükümetin mutlak kontrolü olduğunu söyledi.
SHP Genel Sekreteri Çetin, hükümete ve ANAP grubuna
"Bunun sonunda Yüce Divan olduğunu unutmayın" diye
seslenirken, DYP'li Köksal Toptan, "Dünya Türkiye'yle
ilgili pazarlıklan biliyor. Meclisin haberi yok" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü
rosa) — Başbakan Yıldırım Ak-
bulut, "Savunma tesislerimizin
BM'nin 678 sayüı karan çerçe-
vesinde daha kapsamlı bir bi-
çirade kullandması söz konusu
oldu" dedi. Çokuluslu gücün
Irak'ta sürdürdüğü harekâtı
"banşçıl ve insancıl" olarak ni-
teleyen Akbulut, hükümetin
Körfez'le ilgili kararlarının
TBMM'den aldığı yetkilere da-
yandığını belirtti ve Irak'ın
Türkiye'ye saldıracağını sanma-
dığını söyledi. Dışişleri Bakanı
Kurtcebe Alptemoçin, tesislerde
hükümetin mutlak kontrolü ol-
duğunu belirtirken SHP Genel
Sekreteri Hikmet Çetin, hükü-
mete ve ANAP grubuna "Bu-
nun sonunda Yüce Divan oldu-
ğunu unutmayın" diye seslendi.
DYP Grup Başkanvekili Köksal
Toptan da "Dünya, Turkiye'yle
ilgili pazarlıklan biliyor, Mec-
lis'in haberi yok. Bundan utan-
mıvor musunuz" diye sordu.
Başbakan Yıldırım Akbulut,
TBMM Genel Kurulu'nda bilgi
vermek yerine Başbakanlık ko-
nutunda TV'nin Birinci Kana-
lı'ndan naklen yayımlanan bir
konuşma yaptı. Krizin başından
beri BM'nin karârlarına uyduk-
lannı, Türkiye'nin Irak halkıy-
ia bir husumeti bulunmadığını,
Irak halkının da banştan yana
olduğuna inanmak istediğini an-
latan Akbulut, konuşmasını
şöyle sürdurdü:
"Fazla can kaybına meydan
vermeden bir an evvel bu işin
bitmesini istiyoruz. Irak şartsız
olarak Kuveyt'ten çekilmeli. Ço-
kuluslu güç, insana yönelik bir
davranış içinde değil. Stratejik
hedeflere yöneliyor. Bu neden-
le de davranışın >ine banşçıl ve
insancıl olduğunu kabul etmek
gerekir. Biz bu kriz nedeniyle üç
kez TBMMve gittik ve Meclisi-
mizden hükümet olarak gerekli
izinleri aldık."
Başbakan Akbulut, üsler ko-
nusunda da görüşlerini şöyle di-
le getirdi:
"Stratejik önenü baiz olan ve
eğitim maksadıyia kullandırmış
oldugumuz bu ortak savunma
tesislerimizin BM'nin 678 sayılı
karan çerçevesinde daha kap-
samlı bir biçimde kullanılması
söz konusu oldu ve hükümet
olarak ortak savunma tesisleri-
mizin kullandırıiması hakkında
izni aldık. Bu tesislerin kuilanıl-
ması (amamen hükümetin di-
rektifi, yetkisi, müsadesi dahi-
linde olur. Başkalan bizim mü-
saademiz olmadan bu ortak te-
sisleri kullanamazlar. Şimdiye
kadar çokuluslu giice asker gon-
dermedik. Müdahil olmadık ve
bize bir tecavıiz olmaksızın ka-
tiyyen askerimizi kullanmak ni-
yetinde de değiliz. Bizim hiç
kimsenin toprağında gözümüz
yoktur."
TBMM Genel Kurulu'nun
ANAP'lı Başkanvekili Yılmaz
Hocaoğlu başkanlığındaki dün-
kü toplantısında, Dışişleri Baka-
nı Alptemoçin, Körfez savaşın-
daki son gelişmeler, konusunda
bilgi vermek üzere söz aldı. Alp-
temoçin, 17 ocakta TBMM'de
benimsenen tezkerenin kapsa-
mına işaret ettikten sonra Türki-
ye'deki ortak savunma tesisleri-
nin daha kapsamlı kullanılma-
sının kararlaştınldığını anımsat-
n. Alptemoçin, tesislerde hükü-
metin mutlak kontrolü olduğu-
nu bildirdi. Dışişleri Bakanı,
"Dördüncü gününe giren bu si-
lahlı ihtilafın bir an önce sona
erdirilmesini, masum insanlann
kanının daha fazla
akıtılmamasım" istedi.
DYP grubunun görüşlerini
açıklayan Zonguldak Milletyeki-
li Köksal Toptan, İncirlik Üssü-
nün kullanımı konusunda BBC
ve CNN'in verdiği haberlerden
dehşet duymamanın mümkun
olmadığını söyledi. Toptan,
"Dünya Türkiye üzerindeki pa-
zarlıklardan bilgi sahibi kılını-
yor, hükümetin verecek bilgisi
yok. Bundan utanmak lazım"
dedi. Toptan, bu sözler üzerine
ANAP'lı milletvekillerinin pro-
testoları sürerken, şunları
söyledi:
"BBC Türkiye'de Irak'a kar-
şı ikinci cephe açddığı haberini
veriyör. Bu, sizi ilgilendirmiyor
mu? Bunlan bilmek istemi>or
musunuz? Bunu size anlatma-
yan hükümetin şu sıralarda
oturmaya ne hakkı var? Irak'ın
Türkiye'de terör eylemlerine gi-
rişeceği haberieri var. Bunu bil-
mek istemiyor musunuz?"
SHP'nin görüşlerini açıkla-
yan Genel Sekreter Hikmet Çe-
tin de, Dışişleri Bakanı Kurtce-
BAŞBAKAN YOKTU — Meclisin dünkü toplantısında sert Urtışmalar çıktı. Başbakan gelmeyince Alptemoçin bilgi verdi.
Inönü'nün açıkladığı SHPPMbildirisinde ÖzaVa çağrv
Ciddi ve somımlu davranınSHP Parti Meclisi bildirisinde, "TBMM'nin
anayasa ve temel hukuk ilkelerini gözardı
eden ANAP çoğunluğunun dayatmasıyla
aldığı karar doğrultusunda hükümetin yapılan
uygulamalardan halka bilgi vermemesi vahim
bir ve sorumsuzluk örneğMr" denildi.
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu) —
SHP Parti
Meclisi'nin
dün Genel Baş-
kan Erdal Inö-
nü tarafından açıklanan bildiri-
sinde, "Ülkemize vönelik bir sal-
dın olmadıkça, topraklanmızın
Irak'a karşı bir askeri harekât
için başka silahlı kuvvetlere kul-
landınlması, yahut doğrudan si-
lahlı müdahaleye katılmamız
Türkiye'nin ulusal egemenliği,
ulusal çıkarlan ve yararlarıyla
bağdaşmayan vahim bir davra-
mştır" denildi. Bildiride ayrıca
hükümetin, Körfez savaşı sebe-
biyle meydana gelen gelişmeler-
den halka hiçbir bilgi vermeme-
si, "vahim bir saygısızlık ve so-
rumsuzluk örneği" olarak nite-
Iendi. Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın tutumu eleştirilirken de
"ciddiyet ve sonunltıiuk sınuian
içinde davranmaya" davet
edildi.
SHP Genel Başkanı Erdal
tnönü, dün parti genel merke-
zinde yaptığı basın toplantısın-
da, önceki gün yapılan parti
meclisinin görüşlerini içeren bil-
diriyi açıkladı. Körfez'de 16
Ocak gecesi ABD ve müttefik
kuvvetlerin başlattığı askeri ha-
rekâtın, uyuşmazlığa taraf olan
devletleri aşarak tüm bölge ve
dünya için yeni tehlikeler doğu-
racak şekilde genişlediği belirti-
len parti meclisi bildirisinde şu
noktalar vurgulandı:
"Türkiye, bunalımın uluslara-
rası hukuk kuralları içinde çö-
zümlenmesi doğrultusunda Bir-
leşmiş Milletler karan uyannca
ülkemiz için 'uygun olan
yardımları' fazlaayla yerine ge-
tirmiştir. Bunun ötesinde. ülke-
mize yönelik bir saldın olmadık-
ça, topraklanmızın Irak'a karşı
bir askeri harekât için başka si-
lahlı kuvvetlere kullandırıiması,
yahut doğrudan silahlı müdaha-
leye katılmamız Türkiye'nin ulu-
sal egemenliği, ulusal çıkarlan
ve yararlarıyla bağdaşmayan va-
him bir davranıştır.
Bu davranışın, ülkemizi sıcak
savaşın doğrudan bir hedefi ha-
line getirmenin ötesinde, kom-
şularımız ve bütün bölge ülke-
leriyle ilişkilerimizi derinden
sarsacak ve barısçı temellere da-
yalı geleneksel dış politikamızı
onulmaz bir biçimde varalaya-
cak ağır sonuçlara ve büyük so-
rumluluklara yol açacağı or-
tadadır.
Türkiye Büyük Millet Mecli-
si'nin, anayasa ve temel hukuk
ilkelerini gözardı eden ANAP
çoğunluğunun dayatmasıyla al-
dığı karar doğrultusunda hükü-
metin, yapılan uygulamalardan
halka hiçbir bilgi vermemesi,
hatta zaman zaman yanlış bilgi
vermesi vahim bir saygısızlık ve
sorumsuzluk örneğidir.
Türkiye, yabancı radyo ve te-
levizyon yayınlanndan ne olup
bittiğini öğrenirken kendi ulusal
ve kamusal yayın organlannın
halktan her şeyi gizlemesi, hal-
kımızın nasıl bir tehlike ile kar-
şı karşıya ve sahipsiz kaldığının
acı bir göstergesidir.
Cumhurbaşkanlığı makamın-
da bulunan Sayın Özal'ın ana-
yasa sınırlannı zoriayan ve asan
bireysel politikalan, Türkiye'nin
bu krize gereksiz yere ve ulusal
yararlarımızla bağdaşmayan öl-
çülerde katılmasına ve haksız
boyutlarda etkilenmesine yol aç-
mıştır.
Merkez yüriitme kurulumu-
zun bugüne kadar bu alanda
sürdurdüğü politikalan tümüyle
destekleyen parti meclisimiz, da-
ha fazla kan dökülmeden ve acı
çekilmeden Irak'ın Kuveyt'ten
derhal çekilmesini ve Irak'ın
toprak bütünlüğü konınarak sa-
vaşın hemen sona erdirilmesini
isterken Türkiye'nin kendisi için
amacı aşan tehlikeler doğurabi-
lecek olan bu savaşa kesinlikie
katılmaması gerektiğini ve bu
yoldaki girişimlerimizin aynı ka-
rarlılıkla sürdürülmesini kamu-
oyu önünde bir kez daha vurgu-
lamayı gerekli saymaktadır."
be Alptemoçin'in yapmış oldu-
ğu konuşmayı dehşete kapılarak
iziediklerini belirtti, "Bu hükü-
met bu özellikleriyle ulusal ol-
ma niteliğini kaybediyor. TRT,
ulusal olma niteliğini kaybet-
miştir. Türkiye bir savaşın içine
girmiş, Dışişleri Bakanı geliyor,
bize hâlâ banştan bahsediyor"
dedi. Hükümetin TBMM'yi ve-
kamuoyunu bilgilendirmemesi-
ni de kınayan Çetin, şunları
söyledi:
"Üç gündür Incirlik'ten kal-
kan uçaklar smır ötesini bomba-
lıyor. Sayın Bakan, hâlâ bura-
dan kalkmış, üslerin hükümetin
kontrolü altında olduğunu soy-
lüyor. Aym konuda Sayın Özal
kalkan uçaklann eğitim uçuşu
yaptıklarını. bunun ötesinde ne
yaptıklannı bilmediğini sövlü-
yor. Bu durumda ya Başbakan
yalan soylüyor veya Cumhur-
başkanı."
Çetin, Cumhurbaşkanı ve hü-
kümet üyelerinin birbirini tut-
mayan sözleri nedeniyle Genel-
kurmay Başkanlığı'nın bile acık-
lama yapmak zorunda kaldığı-
nı söyledi.
Ecevit
ABD
bizi savaşa
sürüklüyor
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu) —
DSP Genel
Başkanı Bülent
Ecevit, ABD'-
nin ikinci cep-
heyi Israil yerine Türkiye'de aç-
maya çalıştığını söyledi. Ecevit,
hükümetin, Türkiye'yi savaşa
sürüklemenin sorumluluğunu
Genelkurmay'ın veya tncirlik'te-
ki Amerikan komutanın üstüne
yıkmaya kalkıştığını öne sürdü.
DSP lideri, "Hiçbir can güven-
liği alınmadan bölgenin hedef
haline getirilmesi cinayeKir ve
halka ihanettir" dedi.
Ecevit, dün yapoğı yazıL acık-
lamada. yabana kaynaklann
İncirlik Üssü'nün Irak'ın bom-
balanmasında kullanıldığını
açıkça söylemelerine karşın, Dı-
şişleri Bakanlığf nın bu durumu
yalanlamayı sürdürduğünü,
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın
da 'Doğru olabilir' dediğini
anımsatarak şunları söyledi:
"tncirlik'in Irak'a karşı bir
harekât merkezi gibi kullanıl-
masıyla ilgili yetkiyi ve sorum-
luluğu, hükümet, teknik birko-
nuymuş gibi Genelkurmay'ın
veya Incirlik'teki Amerikalı ko-
mulanın üstüne yıkmaya kalkı-
şırken Genelkurmay da haklı
olarak bunun, bir siyasi karar
olduğunu, yetki ve sorumlulu-
ğun hükümette bulunduğunu
soylüyor."
Hükümetin konuyla ilgili be-
lirsizliği ve çelişkileri sona erdir-
mek için kamuoyuna açıklama
yapması gerektiğini kaydeden
Ecevit, şöyle devam etti:
"Irak, bdirli siyasal amaçlarla
tsrail'i ikinci cephenin açtlması-
na zoıiarken ABD belli ki ikin-
ci cephenin tsrail yerine Türki-
ye'de açılmasını sağlamaktadır.
Türkiye de Cumhurbaşkanı
Özal'ın sorumsuzluğu ve ku-
marbaziığı yüzünden halkın can
güvenliğini bile sağlamaksızın.
bu oyunun içine sürüklen-
raektedir.
Türkiye, Türk ulusunun iste-
mediği bir savaşa, anayasa çiğ-
nenerek sokulurken hükümet
hiç değilse Adana'dan Hakkâri-
ye kadar uzanan duvarlı bölge-
deki halkın can güvenliğini sağ-
lamakla yükümlüdür. Bu amaç-
la da alınması gereken önlemle-
rin başında halka gaz maskesi
dağıtılması gelir. Fakat Maliye
Bakanı halka gaz maskesi dağı-
tılmayacağını, buna devlet gücü-
nün yetmeyeceğini söylemiştir.
Demirel basın toplantısında ve DYP grubunda üslerin kullanılmasını değerlendirdk
Türkiye paralı askerlik yapıyor
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) — DYP Ge-
nel Başkanı Süleyman
Demirel, Irak'ın Türki-
^ ye'ye füze atabileceğini
belirterek, Güneydoğu
Anadolu Bölgesi'nde ya-
şayan halk için gerekli önlemlerin alın-
masını istedi. Demirel, "Siz onun üzeri-
ne bomba aülmasına müsaade ederseniz,
o da size füze alar. Hakhlık veriyor de-
ğilim. Yani, atacağını düşünmek lazım.
Siz onun üzerine bomba atılmasına mü-
saade ederseniz, o da sizin üstünüze fü-
ze atma hakkını kendinde göriir" dedi.
Demirel, İncirlik üslerinin kullanılması
izninin ABD'ye, TBMM'nin onayladığı
126 sayılı kararla değil, Dışişleri Bakanı
James Baker'ın ağustos ayında Türkiye
1
ye yaptığı ziyaret sırasında verildiğini
vurgulayarak "Geçen süre içinde bu işin
dosyasının hazıriandığım" söyledi. De-
mirel, "Hedefimiz Saddam'ı devirmek"
diyen Başbakan Yıldınm Akbulut'un,
"Kraldan fazla kralcı olduğunu" söyle-
di. Demirel partisinin grup toplantısın-
da yaptığı konuşmada da Türkiye men-
faat görecek diye tesislerini başka ülke-
lerin kullanımına açmasının paralı asker-
lik gibi bir şey olduğunu söyledi.
Demirel, dün DYP Genel Merkezi'nde
düzenlediği basın toplantısında,
TRT'nin, CNN'in Türkiye^yle ilgili ver-
diği haberieri sansür etmesini eleştirdi.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yaşa-
yan halkın göç ettiğini, kalanlann büyük
bir tedirginlik içinde olduğunu anlatan
Demirel, hükümeti gerekli önlemleri al-
mamakla suçladı. Irak'ın, üslerini ya-
bancı uçaklann kullanımına izin veren
Türkiye'ye füze atabileceğine dikkati çe-
ken Demirel, sorunun bundan korkup
korkmamak değil, gerekli önlemleri he-
men almak olduğunu belirtti.
Hükümetin Meclis'ten aldığı savaş yet-
kisini nasıl kullanacağını açıklamasını
dün de isteyen Demirel, ne olup bittiği-
ni bilmeyen halkın büyük bir tedirgin-
lik içinde olduğunu kaydetti. Basın top-
lantısı sırasında, BBC'nin, "tncirlik Üs-
sü'nden 110 uçağın havalanarak Kuzey
Irak'taki hedefleri bombaladığı" habe-
rini ve Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın
"Bunlan söylesek muhalefet kıyameti
kopanyor" biçimindeki beyanatını ver-
diğini söyleyen Demirel, şöyle dedi:
"Türkiye şu anda savaşın içindedir.
Kendi ülkesinden uçak kaldıran bir
Türkiye, kendi ülkesine de birtakım mu-
kavelelerin olabileceğini besaba katma-
lıdır. Hükümet makamlannın 'Saddam
bize saldıramaz' diye beyanlan var. Sal-
dıramaz ise iyi, ama ya saldınrsa. Ya sal-
dırfrsaya göre tedbir almaları lazım."
BBC'nin dün "Kuzeyde ikinci cephe
açıldı. Türkiye'deki üsten havalanan
ABD uçaklan 117 dalış yaptı. Kuzey
Irak'taki hedefleri vurdu" biçiminde bir
haber verdiğini grup toplantısında da an-
latan Demirel, "Bu haber doğru mu? O
zaman Türk halkına niye söylemiyorsu-
nuz? 'Saddam'ın bize hücum edecek hali
yok, merak etmeyin' diyorlar. Ya varsa.
Tedbiriniz nedir? Kendi sınırlan içine
sığmayan, dışanda kendilerini yönetecek
yer arayanlar, 'sizi savaşa götürmüyoruz'
diye diye, acaba ülkeyi nereye getirmiş-
lerdir? Buz gibi ikinci cephe bu. Yann
nereye varacağı belli değil. Türk tıalkı bu
sözü BBC'den dinliyor. Bizim radyo te-
levizyonumuz Türkiye'ye sıgmayanlara
yetmiyor" diye konuştu.
Üslerin kapsamlı kullandınlması ola-
yının gerçekleştiğini vurgulayan Demirel,
"Karşı tarafa tecavüz vuku bulmuştur.
Karşı taraf mukavelede bulunursa, Tür-
kiye kendisini sıcak savaşın içinde bulur"
dedi.
OfCCTTMERFV KOPfTCIT
AHMET TAN
Washington5
un Mesajı Vaıi.
ANKARA — Şu anda
Türkiye Cumhuriyeti'ni yöne-
tenler bu devletin kurucusu
Mustafa Kemal Atatürk'ün
çizdiği politikaya ve temel
görüşlerine kulak asmaya
hiç niyetli görünmüyorlar.
Onlara, daha yakın, daha
yatkın gelecek "referans-
lar" bulmak gerek.
Belki Amerika Birleşik
Devletleri'nin kurucusu Ge-
orge VVashington'un sözle-
ri ve öğütlerı etkili olabilir di-
ye düşündük.
Bir umut, ABD'nin kuru-
cusu ve ilk Cumhurbaşkanı
George VVashington'un
1796 yılında verdiği "veda
söylevi"nden bir bölüm su-
nuyoruz:
"Beliriibirmilletesevda
ile bağlanmaktan ka-
çınınız.
Başka bir ülkeye nefret
yahut sevgi
duyguları
beslemeyl
âdet edinen
milletler kö-
leleşirler,
kendi görev
ve çıkarlan-
nı unuturtar.
Böyle millet-
ler çoğu za-
man banştan, bazen da
özgürlüklerinden yoksun
duruma düserler.
Zira bir millet -ara-
larında gerçek bir çıkar
birliğl oimadığı halde- öy-
le bir ortaklık hayaline ka-
pılarak başka bir millete
bağlandı mı bu IklncisJnin
kavgalanna boşu boşuna
kanşır, üstelik ona özel Inv
tiyazlar tanır.
Bu ise kendisinin sömii-
rülmesine yol açmakla
kalmaz, başka ülkelerin
düşmanlığını ve misllle-
melerini de üstüne çeker.
Böyte bir durumda, ken-
disine bağlanılan milletin
tareftan geçinen hırslı, ah-
laksız yahut gafil vatan-
daşlann memleket çıkaria-
nna ihanet etmeleri de ko-
laylaşır.
Çünkü bunlar av'iplan-
Belirlibir
millete sevda
ile
bağlanmaktan
kaçınınız.
mazlar; hattâ bazen halkın
desteğini bile kazanabi-
llrler.
Alçakça yahut aptalca
ihtfras ve ahlaksızlıklannı
sureti haktan görünerek
yaktızlamaları, davranışla-
nnı halk iradesine saygı
bahanesiyle maskeleme-
leri de mümkündür.
Memleketi sayısız yol-
dan dış etkilere açık duru-
ma düşüren o çeşit bağ-
lantılar gerçekten aydm ve
bağımsız yurtseverlerl bü-
yük kaygılar içinde bırakır.
BÖyte bağtarrtılar, bir ül-
kede aynlıklan körükle-
mek, ustalıkla insan satın
almak, kamuoyunu aldat-
mak, yetkilileri etkilemek
ya da ürkütmek isteyen
kimselere ne çok fırsat
sağlarl Büyük ve güçlü bir
ülkeyle öyle bir fliştd kuran
küçük yahut
zayrf bir mil-
let öteklnin
uydusu ol-
makian kur-
tulamaz.
Tekrar
edeyim kl
yabancı bir
ülkeye ölçü-
süzce bağ-
lanıp bir başkasına ölçü-
süz nefret duyguları bes-
lemenin sonucunda yalnız
bir taraftaki tehlike gözle-
re göninmeye, öteki tara-
fın ustahklı etkileri İse
maskelenmeye ve hatta
desteklenmege başlar.
Yabancı entrikalarının
aleti durumundaki kişiler
güvenini ve aUaşmı kazan-
dıkları halkı aldatarak
onun çıkarfanm başkalan-
na teslim etmesini sağlar-
larken bütün bunlara kar-
şı çıkan gerçek yurtsever-
ler şüpheli duruma düşü-
rülüp lanetlenebllirler...
Philadelphia, 19 Eylül
1796." (Politika Sanatı,
Derlemeler-Çan Yayınları
1967, istanbul. Sayfa
148-149. Çeviren: Refik
Erduran.)
MECLİSTEN NOTLAR
Bilgi sıkıntısı
CANAN GEDfK
ANKARA — Bakanlar da
ANAP'LIar da inanılmaz bir
rahatlık içindeydi. TBMM top-
lanmadan önce iktidar kulisi
kahkahalarla çınlıyordu.
ANAP Genel Sekreteri Akgün
Albayrak çevresini saran mil-
letvekilleri ile çaylı-kahveli
sohbet ediyordu.
DYP Genel Başkanı Süley-
man Demirel, grup toplantısı-
na girerken, kuliste kahkaha-
lar atan ANAP'lılara şöyle bir
baktı, sonra konuştu:
— Her zaman neşeden kah-
kaha atılmaz. Herhalde sıkın-
tı ve kaygılannı örtmek için
böyle rahat göriinüyorlar.
Bakanlardan önce Turizm
Bakanı İlhan Aküzüm görün-
dü, ayağındaki rahatsızlığı hâ-
lâ giderilememişti, topallıyor-
du. Ardından Ulaştırma Baka-
nı Cengiz Tuncer Meclis'e gel-
di. Iki bakanın çevresini
ANAP'lılar sardı. Sohbet yine
Körfez savaşı idi.
Akuzüm, "tncirlik süs mü,
üs mü?" diye soruyordu.
ANAP'lılar yarutlıyordu:
— Tabii ki kullanılacak. Ne
var bunda?
Cengiz Tuncer ortaya şu so-
ruyu yöneltiyordu:
— Körfez krizinin başlann-
da güvercinler ve şahinler var-
dı. Şimdi bir de serçeler çıktı
ortaya. Kim bu serçeler biliyor
musunuz?
Herhalde Tuncer, Türkiye
1
nin sıcak savaşa girmesinden
çekinen bakaniarı ve ANAP'-
lıları kastediyordu. Şahin,
ANAP'lıların, "s«rçe" olarak
nitelediği, Bakanlardan Vehbi
Dinçerler'den aynı saatlerde
bir faks notu gazetelerin büro-
larına ulaşıyordu. Dinçerler,
bir gazetede kendisine atfen
yayımlanan "Top bizde kala-
cak. Sonuçta biz okkanın al-
tına gidebiliriz" sozlerini ya-
lanlıyordu. Diyordu ki, "Bn-
lunmadıgım Bakanlar Kurulu
toplantısı için bana atfedilen-
ler çirkindir. hayaiidir, kötü ni-
yetli bir tertiptir."
Şimdilik
Devlet Bakam Mustafa Ta-
şar keyifliydi. "Savaşa girdik
mi?" sorularına yanıtı şuydu:
"Kuzey Irak'ta bir kara sa-
vaşına girmemiz söz konusu
değil. Tabii ki şimdilik."
Taşar, artık tümüyle Başba-
kan Akbulut'u destekleyen
Mesut Yılmaz'ın yanına otur-
du. ANAP sözcülüğünü üstle-
nen BUIent Akarcalı elinde
notları ile yanlarına geldi. Yıl-
maz, kalemiyle Akarcalı'nm
notlannı düzeltti. Mesut Yıl-
maz da yetkiye ret oyu veren
Hasan Celal Güzel'i artık dev-
re dışı bırakmarun keyfini ya-
şıyordu.
Körfez krizi nedeniyle izle-
nen politikadan rahatsız ol-
dukları için istifaları veren es-
ki bakanlar Ali Bozer ile Safa
Giray da rahattı. Giray,
ANAP'lı arkadaşlan muhale-
fet sözcülerini protesto eder-
ken sıralar arasında dolaşma-
yı yeğledi.
Dışişleri Bakanı Ahmet
Kurtcebe Alptemoçin koltuğu-
nun altındaki kırmızı kaplı
dosya ile Meclis'e gelirken,
Başbakan Akbulut Konut'ta
TRT'ye konuşuyordu.
Yetki kimde?
ANAP'lılar kaygısız tutum-
larını genel kurul salonunda
da sergilediler. Alptemoçin,
hazırladığı metni okurken mu-
halefet bağırıyordu:
— tncirlik Üssü kimin
elinde?
— tncirlik'ten kalkan uçak-
lar Irak'ı bombaladı mı?
— Kaç uçak kalktı?
— Irak'a ikinci cephe açıldı
mı?
— Yetki kimde, Çankaya'da
mı, ABD'de mi, Genelkur-
may'da mı?
— Irak Türkiye'ye saidıra-
cak mı, bu bir NATO ülkesine
yapıimış saldın sayılacak mı?
— Vatandaşı korumak için
hükümet ne önlemler aldı?
— Türkiye savaşa girmediy-
sc, niye milletvekillerine sıgı-
nak planları dağıttınız? Doğu
ve Güneydoğu'da yaşayanlann
canı yok mu?
Saddam'a sorun
Muhalefetin yönelttiği soru-
ların hiçbirisine hükümetten
yanıt gelmedi. Bakanlar ve
ANAP'lılar, muhalefetin soru-
lanna yine gülerek ya da elle-
rini iki yana açıp başlannı sal-
layarak karşıladılar. Devlet ba-*
kanları Kâmran İnan ve Mus-
tafa Taşar kendilerini tutama-
yıp laf bile attılar:
— Saddam'a sorun, saldıra-
cak mı?
Devlet Bakanı Taşar'ın bu
karşıhğı genel kurulun havası-
nı oldukça sertleştirdi.
Alptemoçin'in muhalefetin
ısrarlı soru ve tepkileri üzeri-
ne yeniden kürsüye çıkması da
fazla bir şeyi değiştinnedi. Mil-
letvekilleri, genel kurul salonu-
na girerken kafalanndaki so-
rulara yanıt bulabilmek için
TV'lerin karşısına oturdular.
Ankara Emniyet
Müdürlüğü'nden ahnan
57480 sayılı sürücü belgesini
ve Şişli Yapı Kredi
Bankası'ndan aldığım
5017742391712 numaralı
telekartımj yitirdim.
Yenisini alacağıtndan
eskileri hükümsüzdür.
AVUKAT MUSTAFA
BÜLENT ÖZKAYA
• t
•3
î
.i
İ
\i
j
•i
• ->
:o