Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURtYEI/4 HABERLER 21 OCAK 1991
BozkurtHan
muhalefete
suçlama
• ANKARA (UBA)—
Anavatan Partisi TBMM
Grup Ba$kan Vekillerinden
Yasin Bozkurt muhalefetin
bir tehlike kaışısmda
devleti, hükümeti yalnız
bıraktığıru öne sürdu.
Bozkurt, "Cumhurbaşkanı
özal değil de başka birisi
olsaydı bugün muhalefet
hükümetin yanmda olurdu"
dedi. ANAP, TBMM Grup
Başkan Vekillerinden Yasin
Bozkurt, Körfez savaşı ve
Tûrkiye'nin durumu
konusundaki görüşlerini
UBA muhabirine açıklarken
Körfez'de savaş çıkmaması
için bütün dünyanın einden
geleni yaptığını, ancak
Saddam Hüseyin'in savaşı
seçtiğini bildirdi. Irak'ın
nasıl bir potansiyel tehlike
olduğunun üç gıindür iyice
açığa çıktığını kaydeden
Yasin Bozkurt, Sovyetler
Birüği'nin, ABD'nin,
tngiltere'nin ve Fransa'run
da bu gerçeği tespit ettiğini
soyledi.
Tekyanh
haber
• ANKARA (Cumhnriyet
Bürosu) — SBP
mUletvekilleri Kemal
Anadol, Ekin Dikmen,
Hüsnü Okçuoğlu ve Kamil
Ateşoğullan, Tûrkiye'nin
sorumsuzca savaşın içine
itildiğini ifade ederek,
Meclisin devre dışı kaldığını
vurguladılar. SBP
milletvekilleri dün
yayımladıklan bildiride,
ANAP iktidannm "Yurtta
sulh, cihanda sulh" ilkesini
bir kenara btrakarak siyasal
gelecegini savaşın sonucuna
bağladığtnı belirttiler.
Emperyalist
saldırı
• tç Polittka Servisi — SP
Genel Başkanı Ferit tlsever,
tncirlik Üssü'nün ABD
uçaklannca
kuliandınlmasım protesto
ettiklerini belirterek
vatandaşları ABD askeri
varhğına karşı çıkmaya ve
eylem yapmaya cağırdı.
Üssün kullanılmasıyla
Türkiye'nin Washington'dan
Ortadoğu'ya uzanan
eraper>'alist bir saldınya
yataklık ettiğini öne süren
Ilsever, "Uçaklar dostumuz,
komşumuz ve kardeşimiz
Arap halkının üzerine
bomba yağdınyor.
GörUlmemiş onursuzluk ve
görülmemiş vicdansızlık.
Ulusal Kurtuluş Savaşı ile
kurtanlmış yurt toprağı, bir
komşu halkın ezilmesi için
emperyalistlere peşkeş
cekiliyor" diye konuştu. SP
Günay: Hesap
sorulacak
• ANKARA (UBA)—
SHP Genel Sekreter
Yardımcısı Ertuğrul Gûnay,
hükümetin, Turkiye
Cumhuriyeti hukûmeti
olmanın bilinciyle bu
sorundan en az zararla
kurtulma hassasiyetini
taşıması gerektiğini
belirterek "Bu konuda ciddi
kaygılanmız vaT" dedi.
Günay, üslerin
kullandınlmaması
doğrultusunda çabalarını
sürdüreceklerini söyledi.
Barıççağrısı
• ANKARA (AA>—
Nükleer Savaşın Önlenmesi
İçin Hekimler Derneği'ne
(NÜSHED) üye 100
dolayında doktor,
Güvenpark'ta bulunan
"Banş Ağacı"nı sulayarak
savaşı protesto ettiler.
Dernek Genel Başkanı
Prof. Dr. Leziz Onaran,
burada yaptığı konuşmada,
Incirlik Üssü'nü kullanrna
izninin verilmesinin,
ülkenin gereksiz yere savaş
hattına itilmesine neden
olduğunu savunarak "Böyle
olmasına karşın halkı
koruyacak herhangi bir
ciddi sivü savunma önlemi
aünmamıştır" dedi.
Onaran, barışçı hekimler
olarak barış için çabalarını
daha da arttırarak
sürdüreceklerini bildirdi.
Emekli havacı GeneralNuri Gök, Irak'ın Türkiye'yefüze atmasının riskinin ağır olacağını söyledi:
Irak ikinci cepheyi göze alamazNuri Gök Irak'ın hazırlığını iyi yaptığı
uygulamalardan ortaya çıkıyor. ABD'li
komutanlar net olarak şu kadar uçak
vurduk diyemiyorlar. Irak'ın kimyasal
silah kullanması zor ihtimal. Çünkü karşı
taraf da kullanabilir. Savaş, savaştır.
tç Politika Servisi — ABD ve
müttefiklerin Irak'a karşı baş-
lattıkları harekât sürerken
Tûrkiye'nin Körfez krizinin
başladığı gunden bu yana izle-
diği politikalar ve Incirlik Üs-
su'nün kullandınlmasıyla ilgili
olarak emekli Hava General
Ntıri Gök, "Sayın Özal, tncir-
lik'in açılmasının BM kararian
çerçevesinde harekâla kaülan
ulkelere daha fazla destek içer-
digini söyledi. Olabilir. Irak
Türkiye'ye füze atar nu? Bonun
riski vmr. Çünkü Tûrkiye'nin
riski birkaç tane füzeye muha-
tab olmaktır. Ama Irak'ınki
nedir? İkinci cephedir. tkinci
cephenin açılması Irak'ın işine
gelmez" dedi.
Cumhuriyet'in "Körfez kriâ,
savaşın sonuçlan ve Türkiye"
ile ilgili sorularmı yanıtlayan
Gök şunları söyledi:
"tsraiı'in Irak'a müdahak et-
raesi için kendisine dost olma-
yan bir iilkenin hava sahasından
geçmesi lazım. Birinci derecede
Ürdün, ikinci derece de Suriye.
Suriye aslında hava sahası ihlal
edilmediği sürece koali$>ona bir
zarar vermeyeceğini açıkladı.
Ancak Ürdun'ün Israil'in hava
sahasını kullanma izni yok.
Bence tsrail müdahale ederse
mümkttn olduğunda Suriye'nin
dikkatini çekmeden Ürdün üze-
rinden saldınr. İsrail Hava Kuv-
vetleri dengeler açısından Irak'-
la eşit. Ancak egitim ve vunıcu
guç olarak tsrail daha güçlü.
Eğer bir hava saldırısına geçer-
se Irak'a agır darbeler vurabi-
lir."
ABD'nin istihbaratuun güçlü
ve teknolojik imkânlarının çok
iyi olduğunun bilindiğini kayde-
den Gök, "Şimdi bakıyoruz, di-
yoruz ki Irak'(a 24 hava üssü
vardı. ABD'liler '22 sini
vurduk' diyemiyorlar. Hava üs-
tünlüğü savaştn başında çok
önemlidir. Eger uçak alanlan,
pistler vurulsajdı Irak'ın uçak-
İan çıkamazdı. Demek ki Irak'-
ın sığınakları var. Yani ABD'li
komutanlar net olarak 'Şu ka-
darını vurduk. Şunları yok
ettik' diyemiyorlar. Örneğin İs-
rail Hava Kuvvetleri bir zaman-
lar Mısır'a saldırmış ve Mısır
Hava Kuvvetleri'ni yok etmiş-
lerdi. Ama burada öyle bir du-
rum yok" diye konuştu.
'Hava gücii
yok edilmeli'
ABD ve müttefiklerin ellerin-
deki silahların teknolojik açıdan
çok gelişmiş olduklanna dikkat
çeken emekli Hava General Nu-
ri Gök daha sonra şöyle konuş-
tu:
"EUerindeki silahlar o kadar
güçlü ki bulut üzerinden, gece,
gündüz taarruz yapıp hedefleri
vurabilirler. Deuaek ki ya insan
hatası var ya da pilotlann bece-
rileri belli bir yerde tıkanıyor.
Ancak bn tam anlamıyla ABD'-
nin beceriksizliği anlamına da
gelmez. Kısacası Irak'ın hava
güctinü tam anlamıyla yok et-
meden, hava ustünlüğünü tam
anlamıyla sağlamadan bir kara
savaşına girîlernez. Çünkü bu
defa satıh yani kara kuvvetlerin-
de çok buyuk kayıplar verilir.
Bunu da hiç kimse göze alamaz.
Hiç bir üikenin de almaması la-
zun. ABD Başkanı Bush, zaten
böyle bir riski göze alamaz."
ABD ve müttefiklerin "Çöl
Fırtınası Harekâtı" adını ver-
dikleri harekâtta Irak'm karşı-
sındaki guçlerin tüm olanakla-
nna karşın Irak'ın da çok iyi ha-
zırlık yaptığının anlaşıldığını sa-
vunan Gök daha sonra şunlan
söyledi:
"Irak'ın hazırlığım iyi yaptı-
ğı, uygulamalardan ortaya çıkı-
yor. Bu hazırtıktan ne olur? Ön-
ce bir haftada biter diye tahmin
ediyorduk. Ne olur, biraz daha
uzar. Türkiye ve tncirlik konu-
SHna gelirsek eger, Sayın Özal
söyledi: 'Belkı BM kararian çer-
çevesinde bu üslerin bu savaşa
dahü olmasalar bile BM karar-
lannı destekleyen ülkelerin da-
ha fazla harekâta katılanlara
destek vermesi yerindedir! Ola-
bilir bu. Ama riski nedir? Bu-
nun riski Irak'ın ve Arapların
Türkiye'nin Batı'nın yanında
yer almasından dolajı iizüntü
duymalandır. Irak da 'Acaba
birkaç füze atayım mı?' diyebi-
lir mi? Yani tsrail'e attıgı gibi.
Tabii bunun da bir riski var.
Türkiye'ye tüze atarsa dikkate
alması gereken hususlar var.
Çünkü Türkiye'nin riski birkaç
tane füzeye muhatap olmaktır.
Ancak Irak'ın riski ikinci eep-
hedir. Türkiye'yi ikinci bir cep-
heye zoriarsan bu Irak'ın işine
gelmez. Bu son derece sakınca-
Iıdır. O nedenle tereddüt geçire-
büir."
Irak'm nükleer veya kimyasal
silah kullanmasının sakıncalan-
na da değinen Gök, "Saddam'-
ın kendisine vereceği zarariann
büyüklüğiınü dikkate almadan
kendi lehinde olacakmış gibi
davranıp yanlış işler yapması
dikkati çekiyor. Kimyasal silah
kullanabilir. Ancak bunu yap-
tığı takdirde karşı tarafın da
benzeri güç ve özelliklerde silah-
laria karşılık vereceğini unutma-
ması lazım. Savaş, savaştır" di-
ye noktaladı sözierini.
PROF. DUYGUSEZER-
Kapsamlıbir dış
pofitikaşart
Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof.
Duygu Sezer, Yunanistan ile Kıbrısh
Rumların, Irak'ın Kuveyt'i işgalini,
Türkiye'nin Kıbrıs'a müdahalesine benzetmeye
çalıştıklanna dikkat çekti. Körfez krizinin
İurk dış politikasını tüm yaşamsal boyutlan
ile etki alanı içine çektiğini belirtti.
' ' V İ İ T n İ V İ İ S İ İ
K ö r f e z s a v a
î ' '
d u n
Adaoa'da ya- kak'ta bir arava gelen yaklasık 150-200 kişilik grup, 'Savaşa hayır* sloganlanyla
J ^ ^ j " Ş
1
* pılan bir 'korsan' yürüyüş ile pro- yürüyüşe geçti. Yüriiyuşe «yıu sokakta bulunan kimi esnafın da dükkân ve isyeri-
testo edildi. Yaklasık 500 kişinin katıldığı yürüyüşe polis müdahale etti ve 50 ka- ni kapaUrak katüdığı görüldii. Çevreden kaülanlarla 500 kişilik bir gruba ulaşan
dar göstericiyi gözaltnıa aldı. Yürüyüş, keotin tncirlik'e yakın semtlerinden yürüyüşçüler, Kozan yoluna çıkarken çevik kuvvetin barikatı ile karşılaşıpca da-
Kiremithane Mahallesî'nde gerçekleştirildi. Saat 13.00 sualannda 1214 Noin So- ğridılar. polisin en az 45 kişiyi yakalayarak «raçlara doldurduğu izlendi.
PROF. DR. MEHMET GONLÜBOL TÜRKİYgNtN FİİLEN SAVAŞA GİRDtĞİNÎ VURGULADI
Irak saldırı için tahrik edildiANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosa) — Körfez krizi, "Körfez
savaşı"na dönüşürken Türkiye
1
nin giderek hassaslaşan bir or-
tamda izlediği dış politika ile In-
cirlik Üssü'nün kullandırılması
konularında göruşlerini aldığı-
mız AÜ SBF Uluslararası İlişki-
ler Bölümu Başkanı Prof. Dr.
Mehmel Gonlübol, Türkiye'nin
fiilen savaşa girdiğini ve Irak'ın
Türkiye'yi bombalama hakkırun
doğacağını söyledi. "Barışın ka-
zanılmasının savaşın kazanılma-
sı kadar kolay olmayacağına"
dikkat çeken Gonlübol şunlan
söyledi:
Savaşın iik tahmin edildiği ka-
dar kısa surmeyeceği açıktır.
Şimdi hava savaşı devam ediyor.
Bunu kara savaşı izleyecek ve
kara savaşı hava savaşından da-
ha uzun sürecektir. Savaş sür-
dükçe taraflara gösterilen sem-
pati ve antipatiler artacak veya
azalacaktır. Savaşın uzun sür-
mesi Irak'a karşı olan sempati-
leri arttıracaktır. Neticede sava-
şın Birleşmiş Milletler kuvvetleri
ya da müttefik devletler taraft-
nın galibiyetiyle sonuçlanacağı
hususunda herhangi bir kuşku
yoktur.
Bölgedeki dengeler herkesin
söylediği gibi savaş öncesinden
farklı olacaktır. Bu konuda tah-
min yürütmek oldukça zordur.
Ancak Irak ve Arap halklan ge-
nel olarak hayal kırıklığı içinde
kalacakür. Bölgede Amerika'nın
biraz daha uzun süre kalması
gerekecektir. Araplar arasında
Amerika'ya karşı antipati arta-
caktır. Barışın sağlanması uza-
dıkça bu antipati de yogunlaşa-
caktır. İsrail meselesinin çözü-
mü için bir konferans toplanma-
dıkça Amerika ve müttefik dev-
letlere olan antipati de artacak-
tır.
Barışın kazandması savaşın
kazanılması kadar kolay olma-
yabilir. Daha önce verilen söz-
ler uygulanarak Irak sınırlarını
muhafaza edecek harita değiş-
meyecektir. Böyle de olması ge-
rekir. Türkiye'nin tutumu da bu
yönde olmalıdır.
Türkiye kendisine saldırı ol-
madıkça savaşa girmeyeceğini
söylemektedir. Ancak Türkiye
kendi ülkesindeki üslerin kulla-
nılmasma izin vermiştir. Haber-
lere göre bu üslerden kalkan
uçaklar Kuzey Irak'ın bomba-
lanmasında kullanılmaktadır.
Bu durumda Türkiye fiilen sa-
vaşa girmiş bulunmaktadır. Sal-
dınya uğramadan herhangi bir
savaşa girmeyeceğini söylemesi-
ne rağmen üslerini kullandır-
makla fiilen savaşın içindedir.
Bu durumda Irak açısından
Türkiye'yi bombalama hakkı
doğar. Tıpkı Irak'ın saldınsının
tsrail'e cevap verme hakkı do-
FETHULLAH HOCA,SÜLEYMANÎYE CAMİİ'NDEVAAZ VERDİ:
gıınnuş oldnğu gibi. Türkiye'nin
üslerini kullandırmasına karar
verenler, savaş sonrasında yapıl-
ması muhtemel banş müzakere-
lerinde Türkiye'nin de bulunma-
sını istedikleri için bunu yap-
maktadırlar.
Türkiye'nin banş müzakerele-
rinde söz sahibi olmak isteme--
sinin nedenlerinden biri etnik
sorundur. Bağımsız bir Kürt
devleti kurulmasının zaman za-
man gündeme geldiği bölgede
yapılacak yeni duzenlemelerde
Türkiye söz sahibi olmak ister.
Türkiye liderleri böyle düşünü-
yorlar. Ancak aslında bu bir
Birleşmiş Milletler savaşıdır.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — Körfez krizi ve ABD ile
müttefiklerin başlattıklan "Çöl
Fırtınası Harikatı"nın Ortado-
ğu'ya, dünyaya ve Türkiye'ye
ne gibi etkileri olacağı konula-
nnda sonılanmızı yanıtlayan
Bilkent Üniversitesi öğretim
üyesi Prof. Duygu Sezer, "Kör-
fez savaşı Türk dış politikasını,
yalmzca Ortadoğu boyutu ola-
rak değil tüm diğer yaşamsal
boyutlan da etki alanı içine çek-
miş gözükmektedir" dedi.
Körfez krizinden uluslarara-
sı ilişkiler anlamında önemli
dersler alınması gerektiğine dik-
kat eeken Sezer şunlan söyledi:
"Ben kamuoyunun bugüne
kadar ilgisini fazlaca çekmemiş
gibi görünen bir Yunan iddia-
sından başlayacağım; Yunanis-
tan ve Kıbrıslı Rumlara göre
Kuveyt'in işgali ile Tûrkiye'nin
Kıbns'a 1974'te yapmış olduğu
askeri müdahale arasında hiçbir
fark yoktur. tkisi de devletlera-
rası hukuka aykın birer saldırı
ve işgal hareketleridir. Dünya
kamuoyu ve gerçeği anımsama-
lı, Irak'ın saldırganlığına ve hu-
kuk dışılıgına karşı verilen ulus-
lararası savaşım, Türkiye'nin
Kıbns'taki askeri gücüne karşı
da verilmelidir. Yunanlılar ve
Kıbns Rumlan bu görüşleri tüm
uluslararası toplantılarda ses-
lendirmeye çalışmaktadırlar.
Işin ilginç vönu, Saddam Hüse-
yin'in de bu iddiadan yararlan-
dığı ve ABD'yi çifte standart
uygulamakla suçlayarak
"1974'te Türkiye'nin Kıbns'ı iş-
gaüni niçin durdurmadınız" di-
ye sorguladığı basında ifade
edilmiştir.
Körfez bunalımı bize de epey-
ce önemli dersler vermektedir.
Bunlardan biri de "bilginin ve
bilgiye dayanan uzmanlığın
önemini ister istemez ortaya çı-
kartmış olmasıdır." Örneğin,
Onadoğu tarihi, uluslararası
ekonomi piyasası, dünya petrol
piyasası, büyük veya komşu
devletlerin toplumsal yapılarm-
daki ve süreçlerindeki gelişme-
ler ve bunların dış politikaya
yansımaları, silahlanma silah-
sızlanma dinamikleri gibi konu-
larda uzmanlaşma Körfez buna-
hmını kısa surede önlemeye yet-
mese bile anlamak için zorunlu-
dur. önlemenin yolu da her şey-
den önce, anlamaktan geçmez
mi?
Yunanlılaruı Kıbns ile Kuveyt
işgali arasında kurmaya çalıştık-
ları paralellik tarih, hukuk ve
demografik temellere dayana-
rak kolayca çürütülebilir. An-
cak temel bir tarihsel ve bilim-
sel gerçek de vardır:
Olumsuz duygular
Türkiye'nin dış politikası Os-
manlı devletinin ardında bırak-
tığı ve temelde Türk unsurunca
400 yıl yönetilmiş olan bir
Balkan-Ortadoğu dünyası için-
de yürümck zorundadır. Hem
Balkan, hem de Ortadoğu siya-
sal dengelerinde Osmanlılara
karşı birikmiş olan olumsuz
duygular çağdaş Türkiye'ye is-
ter istemez yüklenmiştir, yük-
lenmektedir. O kadar ki Kıbns
sorununda gördüğümüz gibi
Hıristiyan Balkanlar ile Müslü-
man Ortadoğu arasında Türki-
ye aleyhine bir siyasal işbirliği
potansiyeli her an gündemde
kalabilmektedir. Yunanistan'm
son uluslararası taktikleri de bu
potansiyelden yararlanmaya yö-
neliktir. Bu da bizi kuramsal ve
siyasal sonuçları olan şu soru-
ya yöneltmektedir:
Bilgi ahşverişi
"Müsiümanlık - Hıristiyanlık
gibi dinsel bolunmeler, sandığı-
mız gibi kesin kategorik bolun-
meler midir acaba, gerek Orta-
doğu bolgesinde gerek dünya
politikasında?"
Özetlersek Körfez savaşı
Türk dış politikasını, yalnızca
Ortadoğu boyutunu değil tüm
diğer yaşamsal boyutlarını da
etki alanı içine çekmiş görün-
mektedir. Bu etkileşimi Türki-
ye'nin uzun vadeli iç huzuru ve
dış güvenliği yönünde değerlen-
dirilmesi için ise toplumun çe-
şitli kesimleri ile demokratik bir
bilgi ahşverişi içinde oluşan,
kapsamlı ve uyanık bir dış po-
litika anlayışına gereksinim var-
dır.
Sokağa dökülerek6
hayır'demekle olmaz
VAAZ — Yutdçnda tedavi gören Fethahh Hoca'nıo 1 yi sonra venfigi vaaa bMerce k^i dMedl
tstanbul Haber Servisi — Son
vaazında rahatsızlanarak yurtdı-
şına tedaviye giden ve Fethuüah
Hoca olarak bilinen Fethullah
Gülen, 1 yıl sonra yurda döne-
rek dün ilk vaazını Süleymani-
ye Camii'nde verdi.
Gülen'in konuşmasını yurdun
dört bir yanından otobüslerle
gelen ve geceyansı camiyi dol-
durmaya başlayan binlerce kişi
izledi. Konuşmasında Türkiye^
de bugün yerli yersiz huzursuz-
luk çıkarmanm kimseye fayda-
sı olmadığını söyleyen Fethullah
Hoca, Körfez savaşını kastede-
rek, "Küçük bir kıyamet kopu-
yor, kentlere bombalar atılıyor.
Bu içimize dehşetler salıyor,
ama esas kıyamet Allah'ın kıya-
meti. Yani kıyamet günü. Bunun
yanında öteki kıyamet hiç kalır"
dedi.
53 yaşındaki Erzurumlu Fet-
hullah Gülen'in yılın ilk vaazı-
nı vereceği Süleymaniye Camii'
ne çok sayıda dinleyicinin gele-
ceği düşünülerek bir gün önce-
den cami içinde ve dışmda ge-
rekli her türlu teknik önlemler
alındı. Süleymaniye Camii'nin
içine kurulan kapalı devre tele-
vizyon sistemiyle dışanda kalan-
ların vaazı dinlemeleri sağlandı.
Vaaz için cumartesiyi pazara
bağlayan gece, Bolu, Düzce,
Bursa, Sakarya, Kütahya, Koca-
eli, Balıkesir, Ankara, Mersin,
Malatya, Tokat ve Fethullah
Hoca'nın en çok tanındığı Izmir
ve çevresinden binlerce insan Sü-
leymaniye Camii'ne otobüs ve
minibüslerle gelmeye başladılar.
Fethullah Gülen'in erken sa-
atlerde vaazına başlayacağı da-
ha önceden duyurulduğu için
vatandaşlann cami içinde gece
yansı yerleşmeye özen gösterdik-
leri gözlendi. Soğuk havaya kar-
şın cami içinin dolmasından
sonra çok sayıda kişinin bahçe-
de toplandıklan görüldü.
Bu arada tstanbul Emniyet
Müdürlüğü'ne bağh Çevik Kuv-
vet elemanlan da erken saatler-
den itibaren çevrede geniş gü-
venhk önlemleri aldılar. Yüzler-
ce otobüs ve minibüs nedeniyle
Süleymaniye Camii çevresi oto-
parka döndü ve trafik durdu.
Fethullah Gulen konuşmasın-
da, Müslümanların bir takım si-
yasi amaçlara alet olarak sokak-
İara dökülmesinin yanlış oldu-
ğuna dikkat çekerek bugünlerin
Türkiye için kritik günler oldu-
ğunu, Müslümanların aralanna
nifak tohumlan sokmamaları
gerektiğini söyledi.
Fethullah Hoca, "Müsluman-
lar düşmanlanna karşı tek yum-
ruk halinde birleştikleri zaman,
ve Allah için sonuna kadar sa-
vaştıklan dunımlarda hep başa-
rılı olmuşlardır. Bu Bedir Sava-
şı'nda da Kosova Savaşı'nda da
böyle otmuştur. Bundan sonra
da böyle olacakür. Sokaklara
dökülerek, "falana hayır, filana
hayır" demekle bir yere varıla-
maz. Allah her zaman göster-
melik değil, gerçek Müslüman-
ların yanında olacaktır. Dost,
Kuran'dır. Dost Allah yolunda
yıirüyen insanladır. Kotü arka-
daş kara yılandan daha kötüdür.
Kimisi şeytana uyup aldanmış-
tır, kimisi aldatılmıştır" dedi.
Bugun Türkiye'de yerli yersiz
huzursuzluk çıkarmanm kimse-
ye faydası olmayacağım söyleyen
Fethullah Hoca, Körfez Savaşı-
nı kastederek sözierini şöyle
sürdürdu:
"Doğumuzda, bahmızda, ku-
zeyde, güneyde Türkiye için bin-
bir dolaplar döndüriiluyor. Bin-
bir komplo kuruluyor. Bu or-
tamda bu miUetin itlifaka ihti-
yacı vardır. Milletimiz sıkılmış
bir tek yumruk haline gelmeli-
dir. Küçük bir kıyamet kopuyor.
Kentlere bombalar atılıyor. Bu
içimize dehşetler salıyor. Ama
esas kıyamet Allabın kıymeti.
Yani kıyamet günü. Bunun ya-
nında öteki kıyamet hiç kalır"
dedi.
İzmir ve Bornova bolgesinde
çok kişi tarafmdan ve vaazları
büyük bir ilgiyle izlenen Fethul-
lah Hoca, konuşmasının bazı
bölümlerinde de Hazreti Ebube-
kir ile Hazreti Ömer'in vaşam-
larmı anlatıp örnekler vermek-
le yetindi.
Saat 10.30'da başlayan ve
12.25'te sona eren konuşması
sonrası camiden yapılan bir
anonsla, bahçede toplananlann
içeridekilere daha rahat namaz
kılma olanağı vermeleri için baş-
ka camilere gitmeleri istendi.
Binlerce kişi, herhangi bir ola-
ya yol açmadan dağıldı. Fethul-
lah Gülen'in avukatı Fethi Gün,
konuşmanın Körfez savaşıyla
bağlantılı olmadığını soyledi.