Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 OCAK 1991 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/U
Klerides'in
savaş hesabı
• LEFKOŞA (AA) —
Kıbns Rum liderliği, Körfez
savaşı sonrasında ortaya
çıkacak muhtemel
gelişmelerin hesaplarını
yapmaya başladı. Kıbns
Rum yönetimi lideri Yorgo
Vasiliu, savaş başladığından
beri Yunanistan Başbakaru
Konstantin Mitsotakis'le sık
sık telefon görüşmesi
yapıyoı. Bu arada Batıiı
hükümet yetkilileri ile
teiefon teması kurarak
Kıbns sorununu gündemde
tutmaya çalışıyor. Rum
liderler, Fileleftheros
gazetesinin kendilerine
yönelttiği "Kıbns açısından
savaş sonrasını nasıl
görüyorsunuz" şeklindeki
soruyu cevaplarken
yapılacak değerlendirmede
cn önemli bilinmeyenin,
"Türkiye'nin üstleneceği
rol" olduğunu söylediler.
Glafkos Klarides'e göre
savaştan sonra Ortadoğu'da
yeni bir düzen oluşacak ve
Kıbns sorunundaki
gelişmeler, Türkiye'nin bu
yeni düzendeki rolüne bağlı
olacak.
Birmanya'da
isyancılar
• Dış Haberier Servisi —
Birmanya'nın askeri
hükümetinin bir sözcüsü
ana muhalefet partisi
L'lusal Demokrasi
Birliği'nin hükümet karşıtı
isyancılarla ilişkide
olduğunu öne surdü.
Birmanya radyosundan
konuşan hükümet sözcüsü,
geçen yıl mayıs ayında
genel seçimlerde büyük
başan kazanan Ulusal
Demokrasi Birliği
Partisi'nin Karen isyancılan
ile ilişki içinde olduğunu ve
bu partiden sekiz üyenin
alternatif bir hükümet ilan
fetrigıni bildirdi.
Kırun
Türkleri
• MOSKOVA (AA) —
SSCB'nin Ukrayna
Cumhuriyeti'ne bağlı Kırım
Yarımadası'nın siyasi
geleceğini belirlemek
amacıyla dün yapılan
halkoylaması, Kırım
Türkleri tarafından boykot
edildi. Kırım Türkleri,
"gerçek sahipleri"
olduklarını vurguladıklan
Kınm Yarımadası'nın
geleceğinin belirlenmesinde,
bu bölgeye son 40 yıl içinde
yerleştirilmiş bulunan Rus
ve Ukraynah Slav kökenli
halka söz hakkı verdiği için
halkoylamasını boykot
ettiler. Kırım Türkleri,*
halkoylamasının sonuçlarını
da tanımayacaklarını ilan
. ettiler.
Filipinler'de
istifçilik
• MANtLA (Reuter) —
Filipinler Devlet Başkanı
Corazon Aquino, istifçiliği
meşru olmayan yollardan
çıkar sağlamayı
cezalandıran bir yasayı
imzaladığını söyledi.
Aquino "Bu yasa izinsiz
fıyat artışlanna izin
vermeyecek ve buhran
döneminde halkımızı
istismar eden istifçileri ve
gayri meşru yollardan çıkar
sağlamaya çalışan kişileri
cezalandıracaktır" dedi.
Yüce Mahkeme, çıkarcılan
ve istifçileri yargılamak için
20 mahkeme kurdu ve bu
mahkemelerdeki davaların
30 gün içinde
sonuçlandırümasını emretti.
Lübnan'daki
rehineler.
• BEYRLT (Reuter) —
Anglikan Kilisesi temsilcisi
Terry Waite'in Lübnan'da
rehin alındığından bugüne
kadar dört yıl geçmiş
olduğu ve Körfez Savaşı'nm
Ingiliz rehinelerin serbest
bııakılması umutlannı suya
düşürdüğü bildirildi.
Lübnan'daki Dürzi lider
Velit Canbolat VVaite'in
rehine yaşammın daha on
yıl sürebileceğini söyledi.
Cantenbury Başpiskoposu
Robert Runcie*nin kişisel
temsilcisi sıfatıyla Lübnan'a
gelen Waite, Iran yanhsı
Hİ2bullah örgütü ile Batıiı
rehinelerin durumunu
gönişmek üzere geldiği
Lübnan'da 1987 ocağında
rehine alınmıştı.
Washington, İncirlik'ten sonraMuş veBatman'ı da devreye sokma çabasında
ABD'ninTürkiye'de üs oyunuUFUK GÜLDEMİR
WASHINGTON — ABD Çevik Kuvveti
1
nin (Central Command) eski Komutanı Ge-
neral George Christ, önceki gece ABC TV'si-
ne verdiği demeçte, "Türkiye'nin üsleri kul-
landırması çok önemli. Çünkü bu, Irak'ı ar-
ka kapıdan vurmamıza olanak sağlayacak"
dedi.
George Christ'in, Doğu Anadolu'yu Kör-
fez'e açılan bir "arka kapıya" benzetmesi
1980 başlarına uzanan kapsamlı bir bakışı
simgeliyor. ABD olası bir Körfez krizinde
Türkiye'deki üsleri "arka kapının anahtan"
olarak kullanmaya dönük altyapıyı 1982'de
Türkiye ile imzaladığı bir anlaşma sonucun-
da hazırlama olanağına kavuştu. Gerçi Tür-
kiye, bu anlaşma ile inşa edilen Muş ve Bat-
man üslerinin kullanımını NATO amaçlan ile
sınırladı, ancak bu, Washington'un olası bir
Körfez krizi sırasında bu üsleri kullanabile-
ceği umudunu hiç köreltmedi. Türkiye geçen
hafta İncirlik Üssu'nü kullandırmaya başla-
dıktan sonra ilk gece bu Usten kalkan uçak-
lann Batman'daki Amerikan üssüne inerek
burada ikmal yaptıklan bildiriliyor. Bu adım,
eğer bugüne kadar gelmemişse bile bundan
sonra gelecek yeni bir Amerikan talebinin dı-
şavurumu Muş ve Batman ile İncirlik arasın-
daki organik üişkiyi anlamak için önce bu iki
üssün geçmişine bakmak gerekiyor.
1) ABD, Iran devrimi ve Afganistan'ın iş-
galiden sonra "Olası bir Sovyet saldınsı ya
da iç istikrarsızlığa karşı Körfez petrotünü na-
sıl koruyaeagım" sorusuna yanıt aramaya
başladığında, jeostratejik konumu nedeniy-
le Türkiye'nin sabit bir uçak gemisi rolü oy-
nayabileceğini görmekte gecikmedi. Eğer ba-
nş zamamnda Türkiye'de bu amaca uygun bir
altyapı hazırlanır ve günü geldiğinde kulla-
nılacak olan askeri malzemeler burada ön-
ceden depolanırsa, sorun bir ölçüde çözül-
müş olacaktı.
2) Ancak Türkiye'nin 1980 başlanndaki as-
keri yöneticileri böyle bir role ikili kapsam-
da yanaşmakta hem siyasi, hem de askeri açı-
dan sakıncalar görüyorlardı. ABD bu enge-
lin nasıl aşılacağı arayışına girdiğinde, döne-
min Milli Savunma Bakanı Ümit Haluk Ba-
yülken'in sonradan açıkladığına göre Türkiye
şöyle bir bakışla ortaya çıktı: "Siz Amerika
ve NATO olarak bizim askeri gücumüzü art-
tınrsanız, ordumuzu modernize ederseniz,
Türkiye zaten kendiliğinden Korfez'e gözii-
nü dikecek kuvvetlere karşı caydırıcılık nite-
ligi kazanacaktır."
Evren'in tercihi
3) ABD bu bakışı tam olarak arzuladığı
amaca uygun bulmasa da aykın olarak da
görmedi. Ayrıca NATO çerçevesinde buluna-
bilecek formüllerin ve esnek yaklaşımların,
istenen amacın gerçekleşmesine engel olma-
kezi Savunma Bölûmü Başkanı Richard
Grimmet 1984'te hazırladığı, "Türkiye'deki
Amerikan Askeri Tesisleri" başhklı raporda
"Muş ve Batman'da kurduğumuz yeni üsler
Basra Körfezi'nin istikrannın garantisidir" di-
yerek Amerika'nın bu üslere bakışını yansı-
tıyordu. Dönemin Cumhurbaşkanı Kenan
Evren ise 1984'te gazetecilerle yaptığı bir soh-
bet toplamısında, bu üslerin coğrafyasının
kendisine göre hangi yöntemle seçildiğini şöy-
le anlatıyordu: "Nereye havaalanı yapalım di-
ye düşünüldüğü sırada ben Muş'ta çok gü-
zei bir ova bulunduğunu hatırladım, oraya
yaptık."
4) Oysa Washington Doğu Anadolu'da üs
inşasını daha 1970 sonlarında, "Çevik
Kuvvet" kavraml geliştirilirken kafasına koy-
muştu. örneğin 1 Mart 1980 tarihli ABD Sa-
5) Her iki anlaşma da Amerika'ya aslında
"Centrsl Command" kapsamında istedikle-
rini, NATO amaçlan dahilinde sağlıyordu.
Zincirleme harekât üssü anlaşmasının muta-
bakat belgesinin üç nolu uygulama anlaşması
ile kriz anında Türkiye'ye gelecek ABD uçak-
larının bu havaalanlanndan NATO amaçla-
nyla yararlanması olanak dahiline giriyordu.
Dışa vurulmayan bir kazanç da bu üslerin
devreye girmesiyle birlikte tncirlik'e tahsisli
Amerikan uçaklannın menzilinin artacak ol-
masıydı. Ev sahibi ülke desteği anlaşması ise,
dönemin ABD Savunma Bakan Yardımcısı
Richard Perle'in 1980 şubatında Ankara'da-
ki ABD elçisinin rezidansında yaptığı basın
toplantısında açıkladığına göre bir savaş
anında Türkiye'ye gelecek destek filolarının
ABD, Türkiye'deki üsleri kullanmaya dönük altyapıyı 1982'de imzalanan bir anlaşma ile
hazırlama olanağına kavuştu. Muş ve Batman üslerinin kullanımı bu anlaşmada NATO
amaçlan ile sınırlandı. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın desteğiyle ABD bu üsleri şimdi "alan
dışı" kapsamında kullamyor. Bu durum NATO'ya bir tuzak olarak nitelendirilirken Özal,
Avrupa için bir "risk" olarak sivriliyor.
yabileceğini anladı. 1982'de Genelkurmay
Ikinci Başkanı Orgeneral Necdet Oztorun ile
ABD Savunma Bakan Yardımcısı Richard
Perle arasında imzalanan bir anlaşma ile kı-
saca "eob" (co-located operation bases) di-
ye anılan bir dizi zincirleme harekât üssünün
inşası ve modernizasyonuna olanak doğdu.
Buna göre Erzurum üssü modernize edilecek,
Muş ve Batman'da da yeni iki üs yapılacak-
tı. Bu üslerin sadece Sovyetler'in Türkiye'ye
saldınsını caydırmak amacıyla isteniyor ol-
ma ihtimali hayli zayıftı, çünkü her üçü de
ilk Sovyet taarruzunda dahi kolayca safdışı
edilebilecek bir menzil içindeydi. Ancak Kör-
fez bakımından bu üsler eşsiz konumdaydı.
Çünkü örneğin İncirlik Irak'a 440 mil uzak-
lıktayken bu mesafe Batman Üssü'nden 60
mile iniyordu. ABD Kongresi Araştırma Mer-
vunma Bakanlığı bütçe raporunda Amerikan
Çevik Kuvveti için muttefıklerden beklenti-
ler sıralanırken "Kriz anında büyük çapta ha-
rekâtlar için bölgesel havaalanları ve liman-
lardan yararlanılması ve bunlann geliştiril-
mesi, savaş malzemeleri ve mühimmalın ön-
ceden depolanması" konulan vurgulanıyor-
du. VVashington, müttefiklerden bu beklen-
tisini, 1980 aralık ayında NATO savunma ba-
kanlannın, ABD'nin NATO'ya tahsis ettiği
destek kuvvetlerinin "alan dışı" harekâtlar-
da kullanılabilmesini ve buna üye ulkeler ta-
rafından geçiş kolaylıkları ve yol üstü deste-
ği sağlanmasını öngören "2. Aşama" adlı ka-
ranyla daha da somutlaştırdı. NATO'nun bu
karannı takip eden yıllarda da Türkiye ile ön-
ce zincirleme harekât üsleri sonra da "ev sa-
hibi ülke desteği" anlaşması imzalandı.
savaşta kullanacağı malzeme ve mühimmatı
Amerika'nın önceden depolamasına olanak
sağlıyordu.
NATO'ya tuzak
6) Amerika tüm bunları "NATO
kapsamında" kullanmak üzere elde etti. An-
cak diğer yandan da zaman içinde NATO ile
Amerikan Çevik Kuvveti olan Central Com-
mand'ı öylesine entegre etti ki Central Com-
mand'a tahsisli olan birçok malzeme ve mü-
himmat aynı zamanda NATO'ya da tahsisli
oldu. Hatta Avrupa'daki NATO kuvvetleri-
nin komutanı olan Amerikalı general aynı za-
manda Central Command'a bağlandı. Böy-
lece birçok Amerikan malzemesi Türkiye'de
NATO şemsiyesi altında depolanabildi. Tür-
kiye gerçekten de askeri yönetim altında da-
hi Amerikan Çevik Kuvveti'ne açık çek ver-
memişti, ama diğer yandan da bu gucün iler-
de Türkiye'de gereksinme duyabileceği altya-
pının dolaylı olarak hazırlanmasına kapılan
açmıştı. Nitekim bugün Irak krizi dolayısıy-
la Türkiye'ye gelen Amerikan uçaklanndan
bir bölümü aym zamanda dolaylı olarak
Amerikan Central Command'a bağhdır ve
Batman'da NATO amaçlan için depolanmış
olan malzemeyi kullanacaktır.
7) Ancak Amerika'nın NATO amaçlan için
hazırlanmış bu altyapıyı NATO jargonunda
"alan dışı" olarak adlandınlan senaryolar
çerçevesinde kullanması, eğer Türkiye'de bu-
gün Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın damga-
sım taşıyan bir yönetim olmasaydı yine de
çok zordu. Çünkü kâğıt üzerinde bu üsler
NATO amaçlanna dönüktü ve Amerika'nın
Irak'a karşı bu üsleri kullanmasına sıcak bak-
mayan bir Türk hükümeti, bu durumu ga-
yet rahatlıkla özür olarak masaya getirebilir-
di. Dolayısıyla en az, askeri yönetim döne-
minde hazırlanmış olan altyapı kadar, Cum-
hurbaşkanı Turgut özal'ın varlığı da Ameri-
ka için önemli bir unsur oldu.
Şimdi NATO amaçlarına tahsisli bu üsler,
Amerika'nın "alan dışı" bir müdahalesi için
kullanılıyor. Eğer Irak, Türkiye'ye karşdık ve-
rirse, NATO Türkiye*yi korumak durumun-
da kalacak. Oysa NATO, yıllardan beri Ame-
rika'nın tüm telkinlerine karşın "al»n dışı"
senaryolara bulaşmamak için çırpınmıştı.
Perde arkasında nasıl geliştiği aynntılanyla
bilinmeyen, ama ilham kaynağırun VVashing-
ton olduğu sanılan bir dizi adım sonucunda
NATO şimdi kendisini Türkiye'de "alan dışı"
bir senaryoya taraf olmak emrivakisi ile karşı
karşıya buldu. Türkiye, hakkı olarak, önce
NATO Çevik Kuvveti'ni (AMF) davet etti,
ama bununla yetinmeyip Amerika'ya tek yan-
lı olarak üs kullandırma kararı da aldı. Yani
Avrupalılann nazannda NATO'ya küçük bir
"tuzak" kurmuş durumuna düştü. Cumhur-
başkanı Özal bu bakımdan, belki Amerika
için bulunmaz bir değer olarak ön plana çı-
kıyor, ama Avrupa için de "risk" olarak siv-
riüyor.
Cezayir, Yemen ve Sudan'da Saddam'ı destekleyen yürüyüşler düzenlendi
Dünya hâlâ
6
BAMS'diyorSan Francisco'da 50 bin kişi barış
sloganları atarak yürüdü.
Washington, Los Angeles ve
Londra'da barış yanhları
gösteriler için bir araya geldiler.
Dış Haberier Servisi — Irak'a karşı Ku-
veyt'ten geri çekilmesini sağlamak amacıyla
başlatılan saldırının dördüncü gününde, ge-
rek Batı'da gerek Müslüman ulkelerde savaş
karşıtı gösteriler devam etti. Savaş başladı-
ğından bu yana ABD'de en büyük savaş kar-
şıtı gösteri San Francisco'da düzenlendi. 50
bin kişi barış sloganları atarak yürüdü. Was-
hington ve Los Angeles'ta da banş yanlüa-
rı yürüyüşlerde bir araya geldiler.
Cezayir, Yemen ve Sudan'da ise Irak'ı des-
tekleyen yürüyüşler düzenlendi. Cezayirliler,
eleştirilerini ozellikle Fransa Cumhurbaşkanı
François Mitterrand'a yöneltirken, Yemen ve
Sudan'da ABD ile Israil kınandı. Bangladeş'-
te ise yürüyüş ve gösterileri yasaklayan ka-
rarlar kabul edildi.
Olası terör saldınlanna karşı alınan ön-
lemler tüm ulkelerde genişleyerek yayılırken
Japonya'nın uluslararası güce 7.6 milyar do-
lar mali yardım yapmasının beklendiği ha-
ber verildi.
Almanya'da uzmanlar Irak lideri Saddam
Hüseyin'in askeri yenilgiye rağmen Arap
dünyasında Filistinlüerin haklannı savunma-
sından dolayı siyasi bir zafer kazanacağına
dikkat çekiyorlar. Fransa'da ise 30 yıldan bu
yana ilk defa pazar gunü gazete yayımlan-
dı. Italyan parlamentosu da ilk kez hafta so-
nunda açık kaldı. Dün dünyanın çeşitli ül-
kelerinde savaşa karşı gösterilen tepkiler şöy-
le oldu:
Müslümanların tepkisi
Irak'a karşı başlatılan savaş beşinci günü-
ne girerken Müslümanların savaş karşıtı gös-
terileri yoğun olarak sürüyor. Sudan'ın baş-
kenti Hartum'da binlerce kişi Irak lehinde
gösteri yaptı. Olağanüstü olarak korunan
ABD ve Mısır elçiliklerine doğru yüruyen
göstericiler, "Israil'e ölüm ", "Peygamber'in
ordulan geliyor" şeklinde bağırdılar.
Yemen'de de binlerce gösterici Irak'ı des-
tekleme yürüyüşüne katıldı. Başkent Aden
ve diğer İcentlerde düzenlenen yürüyüşlerde,
Irak'a karşı düzenlenen "ABD ve Siyonist
saldın" kınanırken hükümet düzeyinde ba-
nş sağlanması için çabalar devam ediyor.
Cezayir'de ise aşırı dincîler cuma günü dü-
zenledikleri büyük bir yürüyüşle başkentte-
ki hükümet binasına yürüdüler. AFP'nin ha-
berine göre, aralarında Cezayir İnsan Hak-
ları Birliği ile Bağımsızlık Savaşına Katılan-
ların Birliği'nin de bulunduğu pek çok ulu-
sal kuruluş, yayımladıkları açıklamalarda
Irak'ı desteklediler. Gösterilerde Fransa
Cumhurbaşkanı François Mitterrand,
"katil" şeklinde bağmlarak eleştirildi.
Bangladeş'te gösteriler, yürüyüşler ve el-
çilik bölgesinde silahla dolaşmak yasaklan-
dı. Elçilik binalarına çıkan yollar polis kor-
donuna alınırken, pek çok otomobilde ara-
ma yapıldı.
Hindistan hükümeti, Irak ve Yugoslav bü-
yükelçileri ile görüşerek savaşa geçici bir süre
ara verilmesini, daha sonra da Irak'ın Ku-
veyt'ten çekildiğini açıklaması için çaba har-
cıyor. Yugoslavya 102 ülkenin üyesi olduğu
Bağlantısızlar grubunun geçici başkanlığını
yürütüyor.
Radıkal Islamcılar, Iran'da hükümet üze-
rindeki baskılarını arttırarak savaş nedeniy-
le alınan tarafsız konumun değiştirilmesini
istiyorlar. Reuter'in haberine göre savaş kar-
şıtı gösteri yapılması çağrısında bulunan ra-
dikal Islamcılar, uluslararası güce karşı Irak
1
ın yanına yer alınması gerektiğini sa\Tinuyor-
lar. Humeyni döneminde İçişleri Bakanı olan
radikallerin lideri Ali Ekber Monteşami dun
PINK FLOYD CEPHEDE — Suudi Arabistan'daki ABD askerleri bir yandan savaşa hazıriık olarak siper kazıp mevzilenirken öte yandan siperlerin üzerine zaman zaman savaş
aleyhtan simgeleri de yazıp çizmekten geri durmuyorlar. Ünlü savaş aleyhtan topluluk Pink Floyd'un o denli ünlü -The Wail' albümünün adının siper duvannın üzerine yazünuş
olması cephede savaş ve savaş aleyhUriıgımn birbirine kanşmış olmasımn bir ifadesi belki de. (Fotoğraf: Reuter)
parlamentoda yaptığı konuşmada uluslara-
rası gücün Irak'ı Kuveyt'ten çıkardıktan sonra
Iran'ı kendine tabi kılmaya çalışacağını ve
Irak'ın yok olmasını seyretmenin büyük bir
haksızlık olduğunu söyledi.
ABD
ABD önculüğündeki uluslararası gücün
Irak'a karşı savaşa girdiği 17 ocak tarihin-
den bu yana en büyük savaş karşıtı gösteri
San Francisco'da önceki gün yapıldı. Reu-
ter'in haberine göre yürüyüşe 50 bin kişi ka-
tıldı. Los Angeles'ta 20 bin kişi, Westwood
bölgesinden California Üniversitesi'nin Los
Angeles kampusuna doğru yüriiyerek sava-
şı protesto etti. Bu kampusta cuma günü Vi-
etnam savaşına katılan Ron Koviç'in
liderliğinde bir gösteri düzenlenmiş ve 100
öğrenci tutuklanmıştı. Başkent VVashington'-
da da 15 bin kişi Beyaz Saray karşısında ba-
rış sloganları atıp Başkan George Bush'u
eleştirdiler.
Almanya
Berlin muhabirimiz Dilek Zaptçıoğlu'nun
bildirdiğine göre Alman uzmanların görüşü-
ne göre savaşın uzaması Irak lideri Saddam
Hüseyin'e askeri yenilgiye rağmen politik za-
fer kazandıracak. Saddam'ın Arap dünyasın-
da kahraman haline geleceğini söyleyen uz-
manlar, savaşın uzadığı her günle Saddam1
ın küffara karşı gelen ve Filistin'i savunan
kahraman haline geleceğini bildiriyor.
Hamburg Orient Enstitüsü'nden Iraklı Or-
tadoğu uzmanı Aziz Alkazaz şu görüşte:
"Arap bilincinde tsrail baştan beri catışma-
ya taraftır. Iraklılar için tsrail, Irak'ın gücü-
nün kırılmasında başlıca çıkan olan ülkedir.
Kuveyt'i Araplar önemli görmüyor. Asıl
önemli olan Filistin davasıdır. Savaş, Arap
dünyasında onarılması çok güç yaralar açtı.
Araplar saldımı bir bakıma Batının yeni bir
emperyalist Haçlı seferi olarak görüyor.
BM'nin Filistin'le ilgili kararian 23 >ıldır uy-
gulanmazken Kuveyt'i bahane eden bu sal-
dın reddedilivor."
İtalya
Roma muhabirimiz Nilgün Cerrahoğlu'-
nun bildirdiğine göre Italyan parlamentosu
savaş başladığından beri 24 saat süresince
açık bırakılırken hükümet ile muhalefet ara-
sındaki polemik de artıyor. Körfez'deki sa-
vaşa karşı olan İtalya komünistlerinin lideri
Achille Occhetto, banşçı çözümden yana çı-
karken ve silah altına çağnlanlann itiraz ede-
bilme ve askere gitmeme hakkmısavunuyor.
İngiltere
Londra muhabirimiz Edip Emil Öymen,'-
in bildirdiğine göre Israil'in Irak'ın füze sal-
dınlanna karşılık vermeyeceğini göstermesi,
lngiltere'ye rahat bir nefes aldırdı. Suriye ve
Mısır'ın da Irak'ın savaşı genişletme tuzağı-
na düşmeyeceklerini açıklamalan da büyük
memnuniyet uyandırdı. incirlik Hava Üssü'-
nün durumunun resmiyet kazanmamasına
karşm, ABD savaş uçaklannın buradan kal-
karak Irak'a hava akını düzenlediği ve ora-
dan da Suudi Arabistan'a yöneldiği şeklin-
deki gayri resmi haberier, savunma kaynak-
ları tarafından "makul" bulunuyor. Basın-
yayın da tncirlik Üssü'nde "anlamlı" her-
hangi bir faaliyet olmuyormuşçasına bir tu-
tum içinde. Irak'a yönelik hava saldırıları
hakkında gazetelerde yayımlanan ayrıntılı se-
malarda incirlik isim olarak yer almakla bir-
likte, buradan Irak'a yönelik herhangi bir
harekât olduğunu gösteren bir işarete rast-
lanmıyor.
Son yapılan bir kamuoyu yoklamasına gö-
re her 5 İngiliz'den 4'ü hükümeti savaş ko-
nusunda destekliyor. Kuveyt bunalımının
başlangıcından bu yana kamuoyu önce eski
başbakan Margareth Thatcher, sonra da
John Major hükümetini değişik oranlarda
destekledi. Ancak "Sunday Times" gazete-
sinin yaptırdığı son kamuoyu yoklamasının
sonuçları, hükümetin yüzünü ağartacak ni-
telikte: İngiltere'nin Körfez savaşına katılma-
smı onaylama oraru yuzde 90, Kuveyt'in kur-
tanlması amacıyla can kaybını onaylayanla-
nn oranı yuzde 60. Anket, ana muhalefet tşçi
Partisi'nin açmazını da bir kez daha ortaya
koydu: Muhafazakâr Partililer çok büyük bir
oranda savaştan yanayken Işçi Partisi taraf-
tarları savaştan yana ve karşıt olmak üzere
iki eşit gruba bölünmüş durumda.
Fransa
Paris muhabirimiz Sabetay Varol'un bildir-
diğine göre bütün Fransız gazeteleri 30 yıl-
dan beri ilk kez ve alışılagelenin tersine pa-
zar günü de yayımlandı. FKÖ lideri Yaser
Arafat, Fransa Cumhurbaşkanı François
Mitterrand'a ve BM Güvenlik Konseyi'ne yol-
ladığı bir mesajda, "Irak ve Arap ulusuna
karşı gerçekleştirilen bu saldınnın durdurul-
ması için diplomatik girişimde bulunma cağ-
rısı" yaptı. Arafat'a göre Fransa hâlâ savaşı
durduracak diplomatik olanaklara sahip.
Dün 30 yıldan beri ilk kez Fransız gazete-
leri pazar günü olmasma rağmen çıktı. Tüm
eazeteler başlıklarım İsraiPin savaşa katılma
olasılıgına ayırdı. Le Fıgaro gazetesi Bağdat'ı
destekleyen politikası yüzünden Yaser Ara-
fat'ın FKÖ ile kendi örgütü El Fetih bünye-
sinde şiddetli eleştirilere uğradığını, duruma
hâkim olmak için FKÖ liderliğinden istifa
tehdidinde bulunmaya hazırlandığım yazdı.
Liberation gazetesi ise Turgut Özal'ın kamu-
oyunun muhalefetine rağmen müttefıkler ya-
nında giderek angaje olduğunu kaydetti.
Liberation, Türkiye'deki durumu şu cüm-
lelerle özetliyor: "Devlet Başkanı Turgut
Özal, 2 ağustostan beri ülke yönetiminde
kontrolü daha fazla ele aldı. Kriz bir tramp-
len görevi gördü. Anayasa, cumhurbaşkanı-
na geniş yetki vermiyor ve partisi ANAP, son-
dajlara göre halk arasında çok düşük bir des-
teğe sahip. Dış politikada Avrupa ve özellik-
le ABD'ye Türkiye'nin stratejik önemini ha-
tırlatmamn tam. zamanı.
George Bush'la sürdurdüğü kişisel ilişkiler-
le övünen Özal, ülkesini giderek daha açık
şekilde angaje ediyor. Birçok şahsiyet bu po-
İitikaya karşı olduklan için istifa etti. Ama
Turgut Özal ısrarlı. Kendisine kalsa Irak'a as-
ker de göndermeyi istediği sanılıyor, ama bu
konuda silahlı kuvvetlerin isteğine uymak zo-
runda kaldı. Sağ ve sol muhalefet Özal'ı ma-
ceracılıkla suçluyor. Özal'a göre ise yumağın
dışında kalmak Saddam'ın yenilgisinden son-
ra gerçekleşecek yeni dağıhmdan yoksun kal-
mak anlamına geliyor.'
Japonya
Japonya'nın Irak'a karşı savaşan ulusla-
rarası güce yapacağı mali yardımın 7.6 mil-
yar dolar olabileceği açıklandı. Reuter'in
Asahi Shimbun gazetesine dayandırdığı ha-
berine göre Başbakan Toshiki Kaifu kesin
yardım miktannı hafta içinde açıklayacak.