18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 OCAK 1991 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/U Klerides'in savaş hesabı • LEFKOŞA (AA) — Kıbns Rum liderliği, Körfez savaşı sonrasında ortaya çıkacak muhtemel gelişmelerin hesaplarını yapmaya başladı. Kıbns Rum yönetimi lideri Yorgo Vasiliu, savaş başladığından beri Yunanistan Başbakaru Konstantin Mitsotakis'le sık sık telefon görüşmesi yapıyoı. Bu arada Batıiı hükümet yetkilileri ile teiefon teması kurarak Kıbns sorununu gündemde tutmaya çalışıyor. Rum liderler, Fileleftheros gazetesinin kendilerine yönelttiği "Kıbns açısından savaş sonrasını nasıl görüyorsunuz" şeklindeki soruyu cevaplarken yapılacak değerlendirmede cn önemli bilinmeyenin, "Türkiye'nin üstleneceği rol" olduğunu söylediler. Glafkos Klarides'e göre savaştan sonra Ortadoğu'da yeni bir düzen oluşacak ve Kıbns sorunundaki gelişmeler, Türkiye'nin bu yeni düzendeki rolüne bağlı olacak. Birmanya'da isyancılar • Dış Haberier Servisi — Birmanya'nın askeri hükümetinin bir sözcüsü ana muhalefet partisi L'lusal Demokrasi Birliği'nin hükümet karşıtı isyancılarla ilişkide olduğunu öne surdü. Birmanya radyosundan konuşan hükümet sözcüsü, geçen yıl mayıs ayında genel seçimlerde büyük başan kazanan Ulusal Demokrasi Birliği Partisi'nin Karen isyancılan ile ilişki içinde olduğunu ve bu partiden sekiz üyenin alternatif bir hükümet ilan fetrigıni bildirdi. Kırun Türkleri • MOSKOVA (AA) — SSCB'nin Ukrayna Cumhuriyeti'ne bağlı Kırım Yarımadası'nın siyasi geleceğini belirlemek amacıyla dün yapılan halkoylaması, Kırım Türkleri tarafından boykot edildi. Kırım Türkleri, "gerçek sahipleri" olduklarını vurguladıklan Kınm Yarımadası'nın geleceğinin belirlenmesinde, bu bölgeye son 40 yıl içinde yerleştirilmiş bulunan Rus ve Ukraynah Slav kökenli halka söz hakkı verdiği için halkoylamasını boykot ettiler. Kırım Türkleri,* halkoylamasının sonuçlarını da tanımayacaklarını ilan . ettiler. Filipinler'de istifçilik • MANtLA (Reuter) — Filipinler Devlet Başkanı Corazon Aquino, istifçiliği meşru olmayan yollardan çıkar sağlamayı cezalandıran bir yasayı imzaladığını söyledi. Aquino "Bu yasa izinsiz fıyat artışlanna izin vermeyecek ve buhran döneminde halkımızı istismar eden istifçileri ve gayri meşru yollardan çıkar sağlamaya çalışan kişileri cezalandıracaktır" dedi. Yüce Mahkeme, çıkarcılan ve istifçileri yargılamak için 20 mahkeme kurdu ve bu mahkemelerdeki davaların 30 gün içinde sonuçlandırümasını emretti. Lübnan'daki rehineler. • BEYRLT (Reuter) — Anglikan Kilisesi temsilcisi Terry Waite'in Lübnan'da rehin alındığından bugüne kadar dört yıl geçmiş olduğu ve Körfez Savaşı'nm Ingiliz rehinelerin serbest bııakılması umutlannı suya düşürdüğü bildirildi. Lübnan'daki Dürzi lider Velit Canbolat VVaite'in rehine yaşammın daha on yıl sürebileceğini söyledi. Cantenbury Başpiskoposu Robert Runcie*nin kişisel temsilcisi sıfatıyla Lübnan'a gelen Waite, Iran yanhsı Hİ2bullah örgütü ile Batıiı rehinelerin durumunu gönişmek üzere geldiği Lübnan'da 1987 ocağında rehine alınmıştı. Washington, İncirlik'ten sonraMuş veBatman'ı da devreye sokma çabasında ABD'ninTürkiye'de üs oyunuUFUK GÜLDEMİR WASHINGTON — ABD Çevik Kuvveti 1 nin (Central Command) eski Komutanı Ge- neral George Christ, önceki gece ABC TV'si- ne verdiği demeçte, "Türkiye'nin üsleri kul- landırması çok önemli. Çünkü bu, Irak'ı ar- ka kapıdan vurmamıza olanak sağlayacak" dedi. George Christ'in, Doğu Anadolu'yu Kör- fez'e açılan bir "arka kapıya" benzetmesi 1980 başlarına uzanan kapsamlı bir bakışı simgeliyor. ABD olası bir Körfez krizinde Türkiye'deki üsleri "arka kapının anahtan" olarak kullanmaya dönük altyapıyı 1982'de Türkiye ile imzaladığı bir anlaşma sonucun- da hazırlama olanağına kavuştu. Gerçi Tür- kiye, bu anlaşma ile inşa edilen Muş ve Bat- man üslerinin kullanımını NATO amaçlan ile sınırladı, ancak bu, Washington'un olası bir Körfez krizi sırasında bu üsleri kullanabile- ceği umudunu hiç köreltmedi. Türkiye geçen hafta İncirlik Üssu'nü kullandırmaya başla- dıktan sonra ilk gece bu Usten kalkan uçak- lann Batman'daki Amerikan üssüne inerek burada ikmal yaptıklan bildiriliyor. Bu adım, eğer bugüne kadar gelmemişse bile bundan sonra gelecek yeni bir Amerikan talebinin dı- şavurumu Muş ve Batman ile İncirlik arasın- daki organik üişkiyi anlamak için önce bu iki üssün geçmişine bakmak gerekiyor. 1) ABD, Iran devrimi ve Afganistan'ın iş- galiden sonra "Olası bir Sovyet saldınsı ya da iç istikrarsızlığa karşı Körfez petrotünü na- sıl koruyaeagım" sorusuna yanıt aramaya başladığında, jeostratejik konumu nedeniy- le Türkiye'nin sabit bir uçak gemisi rolü oy- nayabileceğini görmekte gecikmedi. Eğer ba- nş zamamnda Türkiye'de bu amaca uygun bir altyapı hazırlanır ve günü geldiğinde kulla- nılacak olan askeri malzemeler burada ön- ceden depolanırsa, sorun bir ölçüde çözül- müş olacaktı. 2) Ancak Türkiye'nin 1980 başlanndaki as- keri yöneticileri böyle bir role ikili kapsam- da yanaşmakta hem siyasi, hem de askeri açı- dan sakıncalar görüyorlardı. ABD bu enge- lin nasıl aşılacağı arayışına girdiğinde, döne- min Milli Savunma Bakanı Ümit Haluk Ba- yülken'in sonradan açıkladığına göre Türkiye şöyle bir bakışla ortaya çıktı: "Siz Amerika ve NATO olarak bizim askeri gücumüzü art- tınrsanız, ordumuzu modernize ederseniz, Türkiye zaten kendiliğinden Korfez'e gözii- nü dikecek kuvvetlere karşı caydırıcılık nite- ligi kazanacaktır." Evren'in tercihi 3) ABD bu bakışı tam olarak arzuladığı amaca uygun bulmasa da aykın olarak da görmedi. Ayrıca NATO çerçevesinde buluna- bilecek formüllerin ve esnek yaklaşımların, istenen amacın gerçekleşmesine engel olma- kezi Savunma Bölûmü Başkanı Richard Grimmet 1984'te hazırladığı, "Türkiye'deki Amerikan Askeri Tesisleri" başhklı raporda "Muş ve Batman'da kurduğumuz yeni üsler Basra Körfezi'nin istikrannın garantisidir" di- yerek Amerika'nın bu üslere bakışını yansı- tıyordu. Dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren ise 1984'te gazetecilerle yaptığı bir soh- bet toplamısında, bu üslerin coğrafyasının kendisine göre hangi yöntemle seçildiğini şöy- le anlatıyordu: "Nereye havaalanı yapalım di- ye düşünüldüğü sırada ben Muş'ta çok gü- zei bir ova bulunduğunu hatırladım, oraya yaptık." 4) Oysa Washington Doğu Anadolu'da üs inşasını daha 1970 sonlarında, "Çevik Kuvvet" kavraml geliştirilirken kafasına koy- muştu. örneğin 1 Mart 1980 tarihli ABD Sa- 5) Her iki anlaşma da Amerika'ya aslında "Centrsl Command" kapsamında istedikle- rini, NATO amaçlan dahilinde sağlıyordu. Zincirleme harekât üssü anlaşmasının muta- bakat belgesinin üç nolu uygulama anlaşması ile kriz anında Türkiye'ye gelecek ABD uçak- larının bu havaalanlanndan NATO amaçla- nyla yararlanması olanak dahiline giriyordu. Dışa vurulmayan bir kazanç da bu üslerin devreye girmesiyle birlikte tncirlik'e tahsisli Amerikan uçaklannın menzilinin artacak ol- masıydı. Ev sahibi ülke desteği anlaşması ise, dönemin ABD Savunma Bakan Yardımcısı Richard Perle'in 1980 şubatında Ankara'da- ki ABD elçisinin rezidansında yaptığı basın toplantısında açıkladığına göre bir savaş anında Türkiye'ye gelecek destek filolarının ABD, Türkiye'deki üsleri kullanmaya dönük altyapıyı 1982'de imzalanan bir anlaşma ile hazırlama olanağına kavuştu. Muş ve Batman üslerinin kullanımı bu anlaşmada NATO amaçlan ile sınırlandı. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın desteğiyle ABD bu üsleri şimdi "alan dışı" kapsamında kullamyor. Bu durum NATO'ya bir tuzak olarak nitelendirilirken Özal, Avrupa için bir "risk" olarak sivriliyor. yabileceğini anladı. 1982'de Genelkurmay Ikinci Başkanı Orgeneral Necdet Oztorun ile ABD Savunma Bakan Yardımcısı Richard Perle arasında imzalanan bir anlaşma ile kı- saca "eob" (co-located operation bases) di- ye anılan bir dizi zincirleme harekât üssünün inşası ve modernizasyonuna olanak doğdu. Buna göre Erzurum üssü modernize edilecek, Muş ve Batman'da da yeni iki üs yapılacak- tı. Bu üslerin sadece Sovyetler'in Türkiye'ye saldınsını caydırmak amacıyla isteniyor ol- ma ihtimali hayli zayıftı, çünkü her üçü de ilk Sovyet taarruzunda dahi kolayca safdışı edilebilecek bir menzil içindeydi. Ancak Kör- fez bakımından bu üsler eşsiz konumdaydı. Çünkü örneğin İncirlik Irak'a 440 mil uzak- lıktayken bu mesafe Batman Üssü'nden 60 mile iniyordu. ABD Kongresi Araştırma Mer- vunma Bakanlığı bütçe raporunda Amerikan Çevik Kuvveti için muttefıklerden beklenti- ler sıralanırken "Kriz anında büyük çapta ha- rekâtlar için bölgesel havaalanları ve liman- lardan yararlanılması ve bunlann geliştiril- mesi, savaş malzemeleri ve mühimmalın ön- ceden depolanması" konulan vurgulanıyor- du. VVashington, müttefiklerden bu beklen- tisini, 1980 aralık ayında NATO savunma ba- kanlannın, ABD'nin NATO'ya tahsis ettiği destek kuvvetlerinin "alan dışı" harekâtlar- da kullanılabilmesini ve buna üye ulkeler ta- rafından geçiş kolaylıkları ve yol üstü deste- ği sağlanmasını öngören "2. Aşama" adlı ka- ranyla daha da somutlaştırdı. NATO'nun bu karannı takip eden yıllarda da Türkiye ile ön- ce zincirleme harekât üsleri sonra da "ev sa- hibi ülke desteği" anlaşması imzalandı. savaşta kullanacağı malzeme ve mühimmatı Amerika'nın önceden depolamasına olanak sağlıyordu. NATO'ya tuzak 6) Amerika tüm bunları "NATO kapsamında" kullanmak üzere elde etti. An- cak diğer yandan da zaman içinde NATO ile Amerikan Çevik Kuvveti olan Central Com- mand'ı öylesine entegre etti ki Central Com- mand'a tahsisli olan birçok malzeme ve mü- himmat aynı zamanda NATO'ya da tahsisli oldu. Hatta Avrupa'daki NATO kuvvetleri- nin komutanı olan Amerikalı general aynı za- manda Central Command'a bağlandı. Böy- lece birçok Amerikan malzemesi Türkiye'de NATO şemsiyesi altında depolanabildi. Tür- kiye gerçekten de askeri yönetim altında da- hi Amerikan Çevik Kuvveti'ne açık çek ver- memişti, ama diğer yandan da bu gucün iler- de Türkiye'de gereksinme duyabileceği altya- pının dolaylı olarak hazırlanmasına kapılan açmıştı. Nitekim bugün Irak krizi dolayısıy- la Türkiye'ye gelen Amerikan uçaklanndan bir bölümü aym zamanda dolaylı olarak Amerikan Central Command'a bağhdır ve Batman'da NATO amaçlan için depolanmış olan malzemeyi kullanacaktır. 7) Ancak Amerika'nın NATO amaçlan için hazırlanmış bu altyapıyı NATO jargonunda "alan dışı" olarak adlandınlan senaryolar çerçevesinde kullanması, eğer Türkiye'de bu- gün Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın damga- sım taşıyan bir yönetim olmasaydı yine de çok zordu. Çünkü kâğıt üzerinde bu üsler NATO amaçlanna dönüktü ve Amerika'nın Irak'a karşı bu üsleri kullanmasına sıcak bak- mayan bir Türk hükümeti, bu durumu ga- yet rahatlıkla özür olarak masaya getirebilir- di. Dolayısıyla en az, askeri yönetim döne- minde hazırlanmış olan altyapı kadar, Cum- hurbaşkanı Turgut özal'ın varlığı da Ameri- ka için önemli bir unsur oldu. Şimdi NATO amaçlarına tahsisli bu üsler, Amerika'nın "alan dışı" bir müdahalesi için kullanılıyor. Eğer Irak, Türkiye'ye karşdık ve- rirse, NATO Türkiye*yi korumak durumun- da kalacak. Oysa NATO, yıllardan beri Ame- rika'nın tüm telkinlerine karşın "al»n dışı" senaryolara bulaşmamak için çırpınmıştı. Perde arkasında nasıl geliştiği aynntılanyla bilinmeyen, ama ilham kaynağırun VVashing- ton olduğu sanılan bir dizi adım sonucunda NATO şimdi kendisini Türkiye'de "alan dışı" bir senaryoya taraf olmak emrivakisi ile karşı karşıya buldu. Türkiye, hakkı olarak, önce NATO Çevik Kuvveti'ni (AMF) davet etti, ama bununla yetinmeyip Amerika'ya tek yan- lı olarak üs kullandırma kararı da aldı. Yani Avrupalılann nazannda NATO'ya küçük bir "tuzak" kurmuş durumuna düştü. Cumhur- başkanı Özal bu bakımdan, belki Amerika için bulunmaz bir değer olarak ön plana çı- kıyor, ama Avrupa için de "risk" olarak siv- riüyor. Cezayir, Yemen ve Sudan'da Saddam'ı destekleyen yürüyüşler düzenlendi Dünya hâlâ 6 BAMS'diyorSan Francisco'da 50 bin kişi barış sloganları atarak yürüdü. Washington, Los Angeles ve Londra'da barış yanhları gösteriler için bir araya geldiler. Dış Haberier Servisi — Irak'a karşı Ku- veyt'ten geri çekilmesini sağlamak amacıyla başlatılan saldırının dördüncü gününde, ge- rek Batı'da gerek Müslüman ulkelerde savaş karşıtı gösteriler devam etti. Savaş başladı- ğından bu yana ABD'de en büyük savaş kar- şıtı gösteri San Francisco'da düzenlendi. 50 bin kişi barış sloganları atarak yürüdü. Was- hington ve Los Angeles'ta da banş yanlüa- rı yürüyüşlerde bir araya geldiler. Cezayir, Yemen ve Sudan'da ise Irak'ı des- tekleyen yürüyüşler düzenlendi. Cezayirliler, eleştirilerini ozellikle Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand'a yöneltirken, Yemen ve Sudan'da ABD ile Israil kınandı. Bangladeş'- te ise yürüyüş ve gösterileri yasaklayan ka- rarlar kabul edildi. Olası terör saldınlanna karşı alınan ön- lemler tüm ulkelerde genişleyerek yayılırken Japonya'nın uluslararası güce 7.6 milyar do- lar mali yardım yapmasının beklendiği ha- ber verildi. Almanya'da uzmanlar Irak lideri Saddam Hüseyin'in askeri yenilgiye rağmen Arap dünyasında Filistinlüerin haklannı savunma- sından dolayı siyasi bir zafer kazanacağına dikkat çekiyorlar. Fransa'da ise 30 yıldan bu yana ilk defa pazar gunü gazete yayımlan- dı. Italyan parlamentosu da ilk kez hafta so- nunda açık kaldı. Dün dünyanın çeşitli ül- kelerinde savaşa karşı gösterilen tepkiler şöy- le oldu: Müslümanların tepkisi Irak'a karşı başlatılan savaş beşinci günü- ne girerken Müslümanların savaş karşıtı gös- terileri yoğun olarak sürüyor. Sudan'ın baş- kenti Hartum'da binlerce kişi Irak lehinde gösteri yaptı. Olağanüstü olarak korunan ABD ve Mısır elçiliklerine doğru yüruyen göstericiler, "Israil'e ölüm ", "Peygamber'in ordulan geliyor" şeklinde bağırdılar. Yemen'de de binlerce gösterici Irak'ı des- tekleme yürüyüşüne katıldı. Başkent Aden ve diğer İcentlerde düzenlenen yürüyüşlerde, Irak'a karşı düzenlenen "ABD ve Siyonist saldın" kınanırken hükümet düzeyinde ba- nş sağlanması için çabalar devam ediyor. Cezayir'de ise aşırı dincîler cuma günü dü- zenledikleri büyük bir yürüyüşle başkentte- ki hükümet binasına yürüdüler. AFP'nin ha- berine göre, aralarında Cezayir İnsan Hak- ları Birliği ile Bağımsızlık Savaşına Katılan- ların Birliği'nin de bulunduğu pek çok ulu- sal kuruluş, yayımladıkları açıklamalarda Irak'ı desteklediler. Gösterilerde Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand, "katil" şeklinde bağmlarak eleştirildi. Bangladeş'te gösteriler, yürüyüşler ve el- çilik bölgesinde silahla dolaşmak yasaklan- dı. Elçilik binalarına çıkan yollar polis kor- donuna alınırken, pek çok otomobilde ara- ma yapıldı. Hindistan hükümeti, Irak ve Yugoslav bü- yükelçileri ile görüşerek savaşa geçici bir süre ara verilmesini, daha sonra da Irak'ın Ku- veyt'ten çekildiğini açıklaması için çaba har- cıyor. Yugoslavya 102 ülkenin üyesi olduğu Bağlantısızlar grubunun geçici başkanlığını yürütüyor. Radıkal Islamcılar, Iran'da hükümet üze- rindeki baskılarını arttırarak savaş nedeniy- le alınan tarafsız konumun değiştirilmesini istiyorlar. Reuter'in haberine göre savaş kar- şıtı gösteri yapılması çağrısında bulunan ra- dikal Islamcılar, uluslararası güce karşı Irak 1 ın yanına yer alınması gerektiğini sa\Tinuyor- lar. Humeyni döneminde İçişleri Bakanı olan radikallerin lideri Ali Ekber Monteşami dun PINK FLOYD CEPHEDE — Suudi Arabistan'daki ABD askerleri bir yandan savaşa hazıriık olarak siper kazıp mevzilenirken öte yandan siperlerin üzerine zaman zaman savaş aleyhtan simgeleri de yazıp çizmekten geri durmuyorlar. Ünlü savaş aleyhtan topluluk Pink Floyd'un o denli ünlü -The Wail' albümünün adının siper duvannın üzerine yazünuş olması cephede savaş ve savaş aleyhUriıgımn birbirine kanşmış olmasımn bir ifadesi belki de. (Fotoğraf: Reuter) parlamentoda yaptığı konuşmada uluslara- rası gücün Irak'ı Kuveyt'ten çıkardıktan sonra Iran'ı kendine tabi kılmaya çalışacağını ve Irak'ın yok olmasını seyretmenin büyük bir haksızlık olduğunu söyledi. ABD ABD önculüğündeki uluslararası gücün Irak'a karşı savaşa girdiği 17 ocak tarihin- den bu yana en büyük savaş karşıtı gösteri San Francisco'da önceki gün yapıldı. Reu- ter'in haberine göre yürüyüşe 50 bin kişi ka- tıldı. Los Angeles'ta 20 bin kişi, Westwood bölgesinden California Üniversitesi'nin Los Angeles kampusuna doğru yüriiyerek sava- şı protesto etti. Bu kampusta cuma günü Vi- etnam savaşına katılan Ron Koviç'in liderliğinde bir gösteri düzenlenmiş ve 100 öğrenci tutuklanmıştı. Başkent VVashington'- da da 15 bin kişi Beyaz Saray karşısında ba- rış sloganları atıp Başkan George Bush'u eleştirdiler. Almanya Berlin muhabirimiz Dilek Zaptçıoğlu'nun bildirdiğine göre Alman uzmanların görüşü- ne göre savaşın uzaması Irak lideri Saddam Hüseyin'e askeri yenilgiye rağmen politik za- fer kazandıracak. Saddam'ın Arap dünyasın- da kahraman haline geleceğini söyleyen uz- manlar, savaşın uzadığı her günle Saddam1 ın küffara karşı gelen ve Filistin'i savunan kahraman haline geleceğini bildiriyor. Hamburg Orient Enstitüsü'nden Iraklı Or- tadoğu uzmanı Aziz Alkazaz şu görüşte: "Arap bilincinde tsrail baştan beri catışma- ya taraftır. Iraklılar için tsrail, Irak'ın gücü- nün kırılmasında başlıca çıkan olan ülkedir. Kuveyt'i Araplar önemli görmüyor. Asıl önemli olan Filistin davasıdır. Savaş, Arap dünyasında onarılması çok güç yaralar açtı. Araplar saldımı bir bakıma Batının yeni bir emperyalist Haçlı seferi olarak görüyor. BM'nin Filistin'le ilgili kararian 23 >ıldır uy- gulanmazken Kuveyt'i bahane eden bu sal- dın reddedilivor." İtalya Roma muhabirimiz Nilgün Cerrahoğlu'- nun bildirdiğine göre Italyan parlamentosu savaş başladığından beri 24 saat süresince açık bırakılırken hükümet ile muhalefet ara- sındaki polemik de artıyor. Körfez'deki sa- vaşa karşı olan İtalya komünistlerinin lideri Achille Occhetto, banşçı çözümden yana çı- karken ve silah altına çağnlanlann itiraz ede- bilme ve askere gitmeme hakkmısavunuyor. İngiltere Londra muhabirimiz Edip Emil Öymen,'- in bildirdiğine göre Israil'in Irak'ın füze sal- dınlanna karşılık vermeyeceğini göstermesi, lngiltere'ye rahat bir nefes aldırdı. Suriye ve Mısır'ın da Irak'ın savaşı genişletme tuzağı- na düşmeyeceklerini açıklamalan da büyük memnuniyet uyandırdı. incirlik Hava Üssü'- nün durumunun resmiyet kazanmamasına karşm, ABD savaş uçaklannın buradan kal- karak Irak'a hava akını düzenlediği ve ora- dan da Suudi Arabistan'a yöneldiği şeklin- deki gayri resmi haberier, savunma kaynak- ları tarafından "makul" bulunuyor. Basın- yayın da tncirlik Üssü'nde "anlamlı" her- hangi bir faaliyet olmuyormuşçasına bir tu- tum içinde. Irak'a yönelik hava saldırıları hakkında gazetelerde yayımlanan ayrıntılı se- malarda incirlik isim olarak yer almakla bir- likte, buradan Irak'a yönelik herhangi bir harekât olduğunu gösteren bir işarete rast- lanmıyor. Son yapılan bir kamuoyu yoklamasına gö- re her 5 İngiliz'den 4'ü hükümeti savaş ko- nusunda destekliyor. Kuveyt bunalımının başlangıcından bu yana kamuoyu önce eski başbakan Margareth Thatcher, sonra da John Major hükümetini değişik oranlarda destekledi. Ancak "Sunday Times" gazete- sinin yaptırdığı son kamuoyu yoklamasının sonuçları, hükümetin yüzünü ağartacak ni- telikte: İngiltere'nin Körfez savaşına katılma- smı onaylama oraru yuzde 90, Kuveyt'in kur- tanlması amacıyla can kaybını onaylayanla- nn oranı yuzde 60. Anket, ana muhalefet tşçi Partisi'nin açmazını da bir kez daha ortaya koydu: Muhafazakâr Partililer çok büyük bir oranda savaştan yanayken Işçi Partisi taraf- tarları savaştan yana ve karşıt olmak üzere iki eşit gruba bölünmüş durumda. Fransa Paris muhabirimiz Sabetay Varol'un bildir- diğine göre bütün Fransız gazeteleri 30 yıl- dan beri ilk kez ve alışılagelenin tersine pa- zar günü de yayımlandı. FKÖ lideri Yaser Arafat, Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand'a ve BM Güvenlik Konseyi'ne yol- ladığı bir mesajda, "Irak ve Arap ulusuna karşı gerçekleştirilen bu saldınnın durdurul- ması için diplomatik girişimde bulunma cağ- rısı" yaptı. Arafat'a göre Fransa hâlâ savaşı durduracak diplomatik olanaklara sahip. Dün 30 yıldan beri ilk kez Fransız gazete- leri pazar günü olmasma rağmen çıktı. Tüm eazeteler başlıklarım İsraiPin savaşa katılma olasılıgına ayırdı. Le Fıgaro gazetesi Bağdat'ı destekleyen politikası yüzünden Yaser Ara- fat'ın FKÖ ile kendi örgütü El Fetih bünye- sinde şiddetli eleştirilere uğradığını, duruma hâkim olmak için FKÖ liderliğinden istifa tehdidinde bulunmaya hazırlandığım yazdı. Liberation gazetesi ise Turgut Özal'ın kamu- oyunun muhalefetine rağmen müttefıkler ya- nında giderek angaje olduğunu kaydetti. Liberation, Türkiye'deki durumu şu cüm- lelerle özetliyor: "Devlet Başkanı Turgut Özal, 2 ağustostan beri ülke yönetiminde kontrolü daha fazla ele aldı. Kriz bir tramp- len görevi gördü. Anayasa, cumhurbaşkanı- na geniş yetki vermiyor ve partisi ANAP, son- dajlara göre halk arasında çok düşük bir des- teğe sahip. Dış politikada Avrupa ve özellik- le ABD'ye Türkiye'nin stratejik önemini ha- tırlatmamn tam. zamanı. George Bush'la sürdurdüğü kişisel ilişkiler- le övünen Özal, ülkesini giderek daha açık şekilde angaje ediyor. Birçok şahsiyet bu po- İitikaya karşı olduklan için istifa etti. Ama Turgut Özal ısrarlı. Kendisine kalsa Irak'a as- ker de göndermeyi istediği sanılıyor, ama bu konuda silahlı kuvvetlerin isteğine uymak zo- runda kaldı. Sağ ve sol muhalefet Özal'ı ma- ceracılıkla suçluyor. Özal'a göre ise yumağın dışında kalmak Saddam'ın yenilgisinden son- ra gerçekleşecek yeni dağıhmdan yoksun kal- mak anlamına geliyor.' Japonya Japonya'nın Irak'a karşı savaşan ulusla- rarası güce yapacağı mali yardımın 7.6 mil- yar dolar olabileceği açıklandı. Reuter'in Asahi Shimbun gazetesine dayandırdığı ha- berine göre Başbakan Toshiki Kaifu kesin yardım miktannı hafta içinde açıklayacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle