Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
\6 OCAK 1991 HABERLER CUMHURÎYET/5
Baykal
konuşmadı
• ANKARA (AA) — SHP
eski Genel Sekreteri ve
Antalya Milletvekili Deniz
Baykal, Genel Başkan
Erdal Inönü'nün kendisiyle
ilgili olarak soylediği iddia
edilen sözleri
cevaplandırmak ûzere dün
grupta yapacağı
konuşmadan vazgeçti.
Grupta, Genel Başkan
lnönü'nün konuşmasından
sonra birleşinıi yöneten
Grup Başkanvekili Onur
Kumbaracıbaşı, Baykal'ı
kürsüye davet etti. Bunun
üzerine Baykal, oturduğu
yerden ayağa kalkarak
"bugünku ortamda
konuşmayacağını" söyledi.
Baykal, söz konusu iddiayla
ilgili bir konuşma yapmak
üzere geçen hafta SHP
Grup Başkanlığı'na
başvuruda bulunmuştu.
Akbulut-Özal.
tartışması
• ANKARA (Cumhuriyet
Bttrosu) — ANAP
grubunda Başbakan
Akbulut konuşurken Plan
Btttçe Komisyonu Başkanı
Yusuf Özal ile sert bir dille
tartıştı. Akbulut
konuşmasıın başında, her
sorunun grupta
konuşulması ve
tartışılmasından yana
olduğunu vurguladıktan
sonra, "Arkadaşlann da bu
yönde önergeleri var. Ben
bu önergeyi destekliyorum.
Yalnız, komisyon
başkanlannın da verdikleri
değişiklik önergeleri grupta
tartışılsın. Bir YÖK Yasası
getirdik, verilen değişiklik
önergeleri ile baştan aşağı
değiştirildi" dedi. Bunun
uzerine önergeleri .
hazırlayanlardan Plan Bütçe
Komisyonu Başkanı Yusuf
özal, söz verilmesini istedi.
Ancak grup başkanvekilleri
ve Başbakan Akbulut,
Yusuf Özal'ın konuşmasına
izin vernıediler. Kendisine
söz hakkı verilmemesine
sinirlenen Yusuf özal,
sinirli bir biçimde
Akbulut'a, "Ben de başka
platformda sizinle
konuşurum, nasıl
konuşulacağını da o zaman
siz görursünüz" diye
bağırdı ve hızlı adımlarla
kapıya yöneldi. Özal, sinirli
bir biçimde grup toplantı
salonunun kapısını
çarparak kulıse çıktı.
*Savaşa hayır'
kampanyası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) — Ankarah anne
ve babalar, "savaşa" karşı
imza kampanyası başlattı.
Savaş istemediklerini
anlatan anne ve babalann,
"tüm liderler ve Birleşmiş
Milletler"e yaptıklan
çağnda, "Sa\r
aş olmasın,
çünkü biz, çocuklanmmn
annesiz-babasız ve aç
kalmalannı istemiyoruz"
dediler. Anne ve babalann
çagnsmda şu istekler
vurgulandı: "Savaş olmasın,
çünkü biz çocuklanmızın
Hiroşima'daki yaşıtları gibi
bomba şehidi,
Halepçe'dekiler gibi kimya
kurbanı olmasını
istemiyoruz. Çünkü biz,
çocuklarımızm, Lübnan,
Uganda, El Salvador'daki
kardeşleri gibi kuçuk
askerler olmmasını
istemiyoruz. Çünkü biz,
onlann, Mozambik ve
Sudan'daki gibi savaşta
tecavüze uğramalannı
istemiyoruz!'
Işıklar: Birlik
yok
• ANKARA (Cnmhuriyet
Bürosa) — HEP Genel
Başkanı Fehmi Işıklar,
savaş tehlikesi karşısında
Türkiye'nin ilk kez birlik
içinde olmadığvnı belirtti ve
tüm muhalefet partilerinin
bir araya gelerek konuyu
görüşmesi gerektiğini
söyledi. Işıklar,
Cumhurbaşkanı Özal'ın TV
konuşmasını "kaygı verici"
olarak niteledi. Işıklar, dün
parlamentoda duzenlediği
basın toplantısında, eşiğine
gelinen savaştan en çok
etkilenecek ülkelerin birinin
Türkiye olduğunu
belirterek, "Kimyasal
silahlara karşı en küçük bir
önlem alınmadığını,
Doğu'daki insanlann göç
zorunda kaldığını,
Türkiye'nin işgalci Israil'in
Filistinlilere gösterdiği
du>arlığı dahi
gösermediği" görüşlerini
savandu.
ARLAMENTODAN
'Savaşın eşiğindeyiz'SHPgrubundakonuşanlnönü, Özal'ı "halkınhayatıylakumaroynamakla' suçladı
SHP Genel Başkanı lnönü, Türkiye'nin adım
adım savaşın eşiğine getirildiğini belirterek,
halka büyük bir korku yaşatıldığını söyledi.
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu) —
SHP Genel
Başkanı Erdal
tnönü, Cum-
h u r b a | k a n ı
Turgut OzaTı savaş konusunda
kumar oynamakla suçladı ve
"Bizi Özal'ın oyunlanndan kitn
koruyacak, bilmiyonım, ama
Allab korusun" dedi.
İnönu, partisinin grup top-
lantısında Körfez krizindeki son
gelişmeler, hükumetin ABD
uçaklannı Türkiye'ye çağırması
ve Özal'ın önceki akşam yaptı-
ğı televizyon konuşması konu-
sunda görüşlerini açıkladı. lnö-
nü, Türkiye'nin Körfez savaşın-
da yeri olmadığı görüşünü yine-
ledi ve "Adım adım sürükledik-
leri savaşın eşiğindeyiz. Türkiye
biiyıik bir savaş korkusu
yaşıyor" dedi. Türkiye'nin saldı-
n karşısında olmamasma karşın
bankalara hücum edildiğini, va-
tandaşın yiyecek maddesi stok-
ladığını anımsatan İnönü, "Hfi-
kümetin bizi adım adım savaşa
sürüklediğini herkes biliyor. İs-
tedikleri kadar tersini söylesin-
ler, vatandaş bunıı gdrüyor" di-
ye konuştu.
SHP Genel Başkanı, Özal'ın
açıklamalannın tutarsız olduğu-
na işaret ederek, Başbakan Yıl-
dınm Akbulnt'u "Yetkilerini
Özal'a devrettikten sonra 'Dev-
let başkanıdır, her istediğini
yapar' gibi saçma bir gerekçenin
arkasına sığınmakla" suçladı.
İnönu, 48 ABD uçağınm Tur-
kiye'ye çağrılmasını da eleştirir-
ken şunları söyledi:
"Ucaklan çağınyoriar, bura-
da mevzilendiriyorlar. Ülkeyi sa-
vaşa sokmak için her tiirlıi ha-
zırlığı yapıyoriar. Arkasından da
'Biz bunları yaparken boyle bir
şey düşünmedik' diye saçma ba-
hanelerle bizi oyalıyorlar. 'Sava-
şa girmeyeceğiz' diyorlar. Sava-
şa ginneyecek insan dunyanın
dört bir yanından asker çağırır
mı?"
Türkiye'nin savaşa girmesini
gerektiren herhangi bir yükum-
lülük bulunmadığını kaydeden
lnönü, özal'ın muhalefete yap-
tığı görüşme çağrısına değinerek
Türkiye'ye bir saldırı durumun-
da herkesin canını ortaya koya-
rak vatanı koruyacağından kim-
senin şüphesi bulunmadığını
söyledi. İnönü, sözlerini şöyle
surdürdü:
"Sayın Özal'ın çağrısına cevap
vermemize gerek yoktur. Sayın
Özal'ın bizi adım adım savaşa
sıiriikleyen bir planı var. Sayın
Özal ister istemez buna katılı-
>or. Şimdi bu planın son aşama-
sına geldik. Türkiye'yi bilinme-
yen bir nedenle savaşa sokacak-
İarını görüyorum. Saldırı hiki-
yesi bahane.. Bu savaşa bu şekil-
de bilinmeyen çıkarlaria sokul-
mamız Turk dış politikasına ay-
kın, onun için bu dış politikayı
desteklemiyorum. Bu politikayı
desteklemeyi milli birlik ve be-
raberliğe katkı diye görmiiyo-
rum. Milli beraberiigi bozan bir
hareket diye görüyorum.''
Ozal'ı, Birleşmiş Milletler ka-
rarı hakkında yanlış bilgi vere-
rek, ulkeyi savaşa sürüklemeye
cüret etmekle suçlayan İnönü,
"Bunlann hepsi oyun. Bu oyun-
da Sayın Özal'ın açıklamadığı,
ama kendisi için, partisi için ön-
gördüğu çıkarlar var" dedi.
Muhalefetle konuşması gere-
kenin Başbakan olduğunu ifade
eden lnönü, "Büyük güçlerin
yardımcısı olmanın" Türkiye'ye
yakışmayacağına işaret ederek,
sözlerini şöyle tamamladr.
"Durum çok ciddidir. Silahh
giicümiizle kendi toprak bütün-
lüğümüzü koruruz."
DYP GenelBaşkanı Demirel Özal veAkbulut'u eleştirdi
Lojistik destek, savaşa girmektir
' Vou
ANKARA (Cumhuri-
yet Bttrosu) — DYP Ge-
nel Başkanı Siileyman
I Demirel, lojistik desteğe
J izin verildiği yerde Türk-
iye'nin savaşın içinde ola-
cağını söyledi. Amerika-
dan gelecek olan 48 uçağın kullatıılma-
smın Türkiye'nin savaşa sokulmasından
başka birşey olmayacağını kaydeden De-
mirel, "48 uçak Türkiye'de kullanüma-
yacak olsa, Amerika uçaga ihtiyacı ol-
duğu yerde, götürür Kuveyt'te kullanır.
Buradan kuDanmayacaksa, bu neye ya-
rayacak? Kullanacaksa, Türkiye yanlış
bir savaşa, yanlış bir zamanda, yanlış
adamlar tarafından sokulacaktır" dedi.
DYP Genel Başkanı Demirel, partisi-
nin TBMM grubunun dün yaptıjh top-
lantıda, Cumhurbaşkanı lurgut Özal ile
hükümetin, Körfez krizinde izledikleri
tutumla, Türkiye'yi savaşa sürükledikle-
rini vurguladı. Savaşa karşı çıkan muha-
lefetin "bölücülük yapmakla" suçlandı-
ğmı kaydeden Demirel, şunları söyledi:
"ABD Kongresi'nin yüzde 4O'ı kuvvet
kullanılmasına karşı çıkıyor. Bu durum
Bush tarafından bölücülük olarak ilân
edilmiyor. Türkiye bu savaşın neresinde-
dir? Türkiye'ııin savaşa katüması için zo-
runlu sebep nedir? Bir emri zamri var
mı? Yok. 'Ülkeyi savaşa sürüklemeyin'
denmesi niye bölücülük olsun? 'Ya be-
nim dediğimi yaparsınız, benim dedigi-
mi yapmazsanız bölücülük yapmış
olursunuz' diyene biz, 'Hadi oradan' dl-
yeceğiz."
Türkiye'nin BM'nin Irak'a karşı am-
bargo karannı uygulayan 120 ülkeden bi-
ri olmasına karşın yöneticileri kendisini
birinci sırada saydıkiannı anlatan Demi-
rel, Türkiye'nin Irak sımnna 100 bin as-
ker yığması konusunda da şunları
söyledi:
"28 ülke Körfez'e asker, gemi gönder-
Medis'in dünkü otunımuna bazı SHP milletvekilleri çantalannayapışürdıklan "savaşa hayır" çıkartmalan ile geldiler.
di. Önceki gttnkü beyanına göre Türki-
ye asker göndermemiştir. Hakikaten
göndermemiş midir? Türkiye'nin Irak De
270 kilometre hududu var. Bu bududa
asker koymadı mı? Koydu. Ve oradaki
ahali fevkalade rabatsızdır. Öyleyse
Türkiye bir şey yapmamış değil. Herhal-
de Türkiye'nin kendi hududunu bırakıp
Kuveyt hududuna asker göndermesi dü-
şünülemez. Bir tecavüze karşı tedbirdir,
bu tamam. Bununla kaldı mı Türkiye?
Hayır. Resmi ağızlar diyor ki 'Biz kesin-
likle, bir saldınya uğramazsak bu sava-
şa girmeyiz'. tyi. Siyasi iktidar kim Türk-
iye'de? Onun karşısında sijusi muhale-
fet blziz. Ama herhalde Cankaya, siyasi
iktidar değil. Cankaya siyasi iktidara da-
hilse, o zaman tarafsızlığmı yitirmiştir,
Cankaya boştur. Resmi devlet başkanı,
fiili devlet başkanı olmaktan çıkmıştır.
Çankaya'mn ikide bir Türkiye'ye yön ta-
yin etmesi, siyasi bir olaydır. 'Bu Ana-
yasa'da \ardır' deniyor. Bu Anayasa'nın
neresinde, Çankaya'mn Türkiye'nin dış
politikasını yapacağına dair bir cümle
var? Dış politikayı hükümet yapar. Or-
ta yerde bir siyasi iktidar olmadığı, ikti-
dar boşluğu olduğu için, siyasi iktidan
da Cankaya üstlendiği için Çankaya'mn
da bu Meclis'e geiip herhangi birşey izah
edemediği için o televizyona çıkıp hal-
ka birtakım şeyter söylüyor. Bunlar tar-
tışılamıyor. Biz muhalefet olarak, siyasi
iktidara muhatabu, Cankaya'ya muha-
tap değiliz."
Kamuflaj var
Savaşın Tüıkiye olmadan yapılabile-
cegini, Saddam'ın bundan galip çıkama-
yacağını kaydeden Demirel, "Savaş bi-
ter, masaya otururuz, pastadan pay alı-
nz, harita degişir" dıyen Özal'ın masa-
dan, haritadan, pastadan vazgeçip, ar-
tacak turizme, gelecek yabancı sermaye-
ye, silahsızlanmaya giden Avrupa'da ar-
tık malzeme haline gelmiş silahlara fit ol-
duğunu söyledi.
Meclis'teKörfez krizi tartışmalan sert geçti
Türk askeri savaşa katdmayacak'
Akbalat 48 uçağı Meclis'in verdiği yetkiye
dayanarak çağırdık. Kullanmak gerektiğinde
yine Meclis'e gelir, Meclis'in desteğini ahnz.
Alptemoçln Çağrılan 48 uçağın
kullanılması Türk hükümetinm yetkisinde.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — TBMM Genel Kurulu'-
nda Dışişleri Bakanı Ahmet
Kurtcebe Aiptemoçin'in gün-
dem dışı bir konuşmayla Körfez
krizi ve izlenen politikaya ilişkin
bilgi vermesi ^üzerine göruşme
açıldı. Alptemoçin, Türkiye'ye
çağrılan 48 Amerikan uçağının
kalış süresi ve kullanılma biçi-
minin hükümetin yetkisinde ol-
duğunu belirterek, "Paniğe ge-
rek yok" dedi. DYP Genel Baş-
kanı Siileyman Demirel ise.
"Savunmayı ihale mi ettiniz?"
diye sordu. SHP Genel Başka-
m Erdal tnönü de Türkiye'yi sa-
vaş macerasına atanların so-
rumluluk altında kalaeağını
söyledi. Başbakan Yıldınm Ak-
bulut da savaşa Turk askerleri-
nin katılmayacağını söyledi.
TBMM Başkanvekili Yıimaz
Hocaoğlu başkanlığında topla-
nan genel kurula hukümet adı-
na Körfez krizine ilişkin bilsi su-
nan Alptemoçin, ulusal çıkarla-
nn azami ölçüde korunduğunu
söyledi. Türk hükümetinin kri-
zin başmdan beri net ve açık bir
tavır izlediğini \e banşcı çözüm-
den yana olduğunu savunan
Alptemoçin, krizin başlamasın-
dan bu yana Türkiye'nin izledi-
ği politikayı anlattı.
Türkiye'nin savunmasının
guçlendirilmesi için NATO üye-
si ülkelerden Patriot füzeleri ta-
lep edildiğini, Güneydoğu Ana-
dolu'ya asker sevk edildiğini,
son olarak Amerika'dan 48
uçak istendiğini anımsatan Alp-
temoçin, bu uçakların kalış sü-
resi ve kullanılma biçimini be-
lirlemenin hükümetin yetkisin-
de olduğunu vurguladı.
Hocaoğlu, ayağa kalkarak
Aiptemoçin'in sözlerine itiraz
eden SHP Diyarbakır Milletve-
kili Salih Sümer'e, uyarma ce-
zası verdi.
DYP grubunun görüşlerini
açıklayan Genel Başkan Demi-
rel, genel kurulun bu kadar
önemli bir konuda yaptığı gö-
rüşmenin TV'den yayınlanma-
masım eleştirdi ve Meclis'in
halktan koparıldığını söyledi.
Bağdat'taki Saddam'ın, Ku-
veyt'teki Saddam'dan daha teh-
likeli olacağını bildiren Demirel,
bolgenin en büyük devleti olan
Türkiye'nin, bu imajını gölge-
leyecek işler yaptığını, krizin sa-
vaşa dönüşmesini önleyecek
gayretler içinde olmadığını
kaydetti.
Inönü
SHP Genel Başkanı Erdal
tnönü de partisinin görüşlerini
açıklarken, "Birtakım hayali çı-
karlar, kişisel ya da partisel açı-
dan faydalar sağlamak için bu
savaş macerasına ülkemizi atan-
lar en büyük sorumluluk altın-
da kalacaklardır" dedi. Cum-
hurbaşkanı Özal'ın izlediği dış
polıtikanın "emperyalist bir dış
politika olduğunu" öne suren
lnönü, Özal'ın yanlış dış poli-
tikası için muhalefeti yanına al-
ma çabası içinde olduğunu
söyledi.
Başbakan Yıldınm Akbulut,
genel kurulda ANAP grubu adı-
na söz alarak, tnönu ve Demi-
rel'in eleştirüerini yanıtladı. Ak-
bulut, BM'nin 678 sayılı kararı
çerçevesinde 48 savaş uçağı is-
tendiğini belirterek, "Türk as-
keri bu savaşa katümayacak.
Türk uçaklan bu savaşa katıl-
mayacak. 48 uçağı, Meclis'in
verdiği 108 sayılı yetkive daya-
narak çağırdık. Bu uçaklan kul-
lanmak gerektiğinde de, yine
Meclis'e gelir, açıklar, Meclis'-
in desteğini alınz" dedi.
Akbulut, Saddam'ın haklı ol-
duğunu söyleyen kimse bulun-
madığını da ifade ederek, ko-
nuşmasını, "El sıkmaya gitme-
nizi bu manada anlamıyorum.
Barışı sağlamaya raatuf bir ha-
reket olarak anlamaya
çalışıyorum" diye sürdürünce
SHP'liler sert tepki gösterdiler.
Körfez krizinin iç politika
malzemesi yapılmamasını iste-
yen Akbulut, muhalefet liderle-
rinin Cumhurbaşkanı Özal'ın
çağnsma da uymalannı önerdi.
Akbulut, "Fikirleriniz ayn ola-
bilir. Cumhurbaşkanı"nın çagn-
sına icabet etmeliydiniz. Konuş-
sanız ne zaran var? Saddam ile
konuştnaya gidilir de ülkenin
Cumhurbaşkanı ile konuşmaya
neden gidilmez?" dedi.
Başbakan Yıldınm Akbulut,
TBMM'den aynhrken bir gaze-
teci "ABD savaş uçaklanna
sağlanaeak lojistik desleğin kap-
samı ne olacak, yakıt alıp bom-
ba yükleyip havalanacaklar
mı?" diye sordu. Akbulut dabu
konuda verilmiş bir kararları
bulunmadığını, değişen şartlara
göre konuyu tekrar Meclis'e ge-
tireceklerini bildirdi.
CUNEYT ARCAYUREK
SBP 18. PARTİ OLARAK SİYASİ YAŞAMPA
Sadun Aren GrenelBaşkan
m 1 ANKARA
•F ^j^ ı ^ s > ' (Cumhuriyet
ı, """»'j Bürosu) —
Sosyalist Birlik
Partisi, 18.
parti olarak si-
yasi yaşama
katıldı. Partinin 114 kurucu-
sunun tümüne yakını lçişleri
Bakantığı'na gelerek kuruluş
bildirgelerini Bakanlık Genel
Sekreteri Mustafa Çetin'e veı-
diler. SBP'nin kuruluş bildir-
gesinde, "din, dil, cinsiyet ay-
rımcılığı yapmadan, Türk
Kürt tüm yurttaşlar, sınıfsız,
sömüriisüz, tahakkumsüz bir
yürüyüşe" çağnldı. SBP Ge-
nel Başkanlığı'na Prof. Sadun
Aren getirildi.
Bağımsız milletvekilleri Ke-
mal Anadol, Hüsnü Okçuoğ-
lu, Kâmil Ateşoğullan, Ekin
Dikmen, eski parlamenterler-
den Sadun Aren, Hikmet f
.ş-
men, Nedim Tarhan, İHD Ge-
nel Sekreteri Akın Birdal ve
yüz kadar kurucu dun sabah
saat 11.00'de lçişleri Bakanlı-
ğı'na gelerek genel sekretere
kuruluş için gerekli doküman-
lan verdiler. Çetin, 18. siyasi
partinin kuruldugunu bildirdi.
Çetüı'in her zamankinin aksi-
ne partiye başanlar dilememe-
si dikkat çekti.
Partinin kuruluşu nedeniy-
le basına dağıtılan kuruluş bil-
dirgesinde, partinin sosyalist
birlik sürecinin temel bir adı-
mı olarak görüldüğü belirtile-
rek "Devletçi sosyalizmi red-
dederek insanı hiçbir yüce ide-
alin aracı kılmayan, çoğulcu,
demokratik ve sosyalizm için
mücadeleyi esas ~ kabul
ediyoruz" denildi.
"Bugün Karşı karşıya bul-
duğumuz gibi kirnsenin bizi
bir savaşun içine sünikleyeme-
yeceği, devletten korkan in-
sanlann degil, kendi kendini
yönetmeye başlayan, devleti
sınıriayan ve denetleyen yurt-
taşlann Türkü, Kürtü. kadını.
erkeğiyle eşit, yaşandır bir çev-
rede. doğayla uyum içinde ve
emeginin hakkına sabip çıka-
bildiği bir Türkiye'yi ozlıiyo-
ruz."
SBP'li 114 kurucu, kuruluş
bildirgesini İçişleri Bakanlığı'-
na verdikten sonra yaptıklan
toplantıda Prof. Dr. Sadun
Aren'i oybirliği ile genel baş-
kanlığa seçtiler.
Kurucuların 16'sının bayan
olduğu SBP, TBMM'de 4 mil-
letvekili ile temsil ediliyor. Bir
süre sonra da TBKP'nin uye-
leri bu partiye katılacaklar.
YAZIYOR
T0 ile Akbulut
Zrtlaşması palavraANKARA — 2 Ağustos'ta Saddam'ın Kuveyfi işgalinden
sonra ABD Silahlı Kuvvetleri'ni Suudi Arabistan toprakları-
na çağıran gerekçeyle, Amerikalılarla içeriği bütünüyle bi-
linmeyen türlü pazartıklardan sonra TÖ'nün Akbulut hükü-
metıne kabul ettirdiğı 48 ABD savaş uçağını Türkiye'ye ça-
ğıran gerekçe arasında kıl payı fark yok.
Her iki çağndakı dayanak, olası frak saldırısına karşı öl-
keyi birlikte savunmak. Beş ay farkla açıklanan iki gerekçe
aynı kapıya çıkıyor. ABD askeri varlığı bu ülkelere yerieşiyor.
Suudi Arabistan topraklarıyla Körfez'deki yabancı asker-
ler büyüye büyüye savunma savını aştı ve Irak'a saldırma-
ya hazır büyük bir kuvvete dönüştü. Bugün 48 uçak çağır-
dık. TÖ'nün baskısıyla önümüzdeki birkaç gün içinde hü-
kümetin alacağı son bir kararla, incirlik'te üslenen bugün
sayısı 48, yann belki de 148 ABD savaş uçağının Irak'a sal-
dırmasına izin vermek üzereyiz.
Birinci cephe; Dahran-Riyad-VVashington çizgisinde oluş-
tu. Daha bir iki gün önce CNN'de yerli-yabancı herkesin göz-
leri içine bakarak tersine resmi beyanlarda bulunan TÖ'nün;
Amerikalılarla yaptığı son anlaşmadan sonra, ikinci cephe
Türkiye'nin Güneydoğu sınırlan-Ankara-VVashington eksenin-
de oluşuyor. TÖ, daha iki gün önce yadsıdığı ikinci cephe
gerçeğini önceKİ günden başlayarak aşama aşama uygu-
lamaya sokuyor.
TBMM'den savaş hali ilanı geçirmeye niyetli olmadığını
dün beyan buyuran hükümet, topraklarımızdan komşu ül-
ke topraklarına yapılacak saldırılara olanak hazıriayarak ül-
keyi fiilen savaşın içine itiyor. Kaçınılmazgerçek şu; bir gün
önce söylediğini ertesi gün değiştirerek TO; kamuoyunu, in-
sanlarımızı, hatta ve hatta yeterınce biigi vermeyerek savaş-
tan birinci derecede sorumlu çevreleri günlerce oyaladık-
tan sonra zamanı geldi diyerek Türkiye'yi ateşe atıyor.
Dün yeni sahneler izlendi ve hükümetin, ülke savunma-
sında yer alsın diye çağırdığından dem vurduğu Amerikan
uçaklanna, İncırlik'ten kalkarak komşu ûlkeye tonlarca bom-
ba atma, çeşitli saldınlar yapma izni vereceği açıklandı.
Dünkü basın toplantısında Akbulut, hâlâ bu iznin başka
bir ülkeyle savaş halı yaratmayacağını savunuyordu. Daya-
nağı ise, "Türk askerinın savaşa dahil olmayacağı" güven-
cesini inandırıcıhktan uzak biçimde vermesiydi.
Oysa, 48 uçağın çağnldığı resmen açıklandıktan sonra,
önceki akşamdan düne doğru hükümetin TBMM'den "yeni
bir yetki ya da yetkiler isteyeceği" söylentileri başkentte yo-
ğunlaşmıştı. Ne var ki dün saat 14.00'e kadar yeni yetkinin
ne biçim bir şey olduğunu kimse doğru dürüst bilmiyordu.
Çogunluk, hükümetin savaş hali ilanını Meclis'e getirece-
ğini öne sürüyordu. TÖ ise, sabah kahvaltısı saatlerinde
TBMM'ye geliyor, milletvekillerini grup grup kabul ederek
"isteyeceği yeni yetkilerde" hükümete yardımcı olmalannı
istiyordu.
İşin gizlisi saklısı kalmamış, konu ortaya dökülmüştü. TÖ^
nün milletvekillerine söylediğine göre, aslında İnciriik Üs-
sü'nü ABD'lilenn kullanması için Meclis'ten yeni yetki iste-
meye gerek yoktu. Daha önce Meclis'ten (ANAP çoğuntu-
ğu zorlanarak) alınan iki yetki karîşığı İzin, hükümetin ABD-
lilere olabildiğince geniş konuksevertik göstermesi için ye-
terliydi.
Zaten Baker da böyle düşündüğünü. Ankara'yı ilk ziyare-
tinde Esenboğa Havaalanı'nda soru üzerine açıklamış, o ta-
rihten sonra Körfez savaşında Türkiye'deki üsler ABD hari-
talarından hiç silinmemişti.
Ne var ki, TÖ'nün anlatımlarıyla bakanların kuliste verdi-
ği bilgiler, sanki hükümetle Cankaya arasında bir zıtlaşma-
yı gündeme getiriyorbu. Üssün kullanımında Meclis iznin-
de askerlerin direndiğini bilen Akbulut, İnciriik'in ABD'ye açt-
labilmesi için Meclis'ten "yeniden yetki"de direniyordu.
Dün, TÖ kaynaklı bilgileri ve Akbutut'un basma söyiedik-
0
lennı peşpeşine dinledikten sonra şu yargımız pekişiyordu:
Akbulut ile TÖ arasında üssün kullanımı konusunda zıt-
laşma olmadığı gibi, görüş ayrılığı da yoktu. Bir ve bera-
berdiler.
TÖ gibi Akbulut da, daha önce Meclis'ten alınan izinler
çerçevesinde İncirlik'i Amerikalılara peşkeş çekebileceğini
pekâlâ biliyordu. Ne çare; muhalefet, kamuoyu gibi önemli
etkenler sürekli "bir doğruyu" dile getiriyor ve üsten kalka-
cak uçaklann Irak'ı vurması halinde, Türkiye'nin "doğrudan
savaşın içine gireceğini" vurguluyorlardı.
Bir yeni yetki istemiyte üs konusunu Meclis'e götürerek
hem muhalefeti "tatmin edebilir", hem de daha önemsedi-
ği bir gereksinimi karşılayabilirdi:
TBMM'yi -daha doğrusu ANAP grubunu- sorumtuluğa or-
tak edecekti! Bu nedenle, önümüzdeki günlerde adı savaş
hali ilanı olmayan, ama Türkiye'yi fülen savaşa sokmaya ye-
terli İnciriik Üssü'nün kullanımıyla ilgili izin tezkeresini Mec-
lis'e getirecekti. Tabii, İnciriik'in kullanımı Akbulut'a göre, sa-
vaşa girdiğimizi göstermezdi!
Başbakan, dün sık sık -sözleri TV'den de yayımlanacaktı-
'Türk askerini savaşa sokmayacağını" yineledi. Halka "bir
şey duyumsatmaya özen gösteriyor" gibiydi. Adeta, "Canım
yabancı askerler uçar, gider savaşır, bizimkılerse karışmaz"
demeye getiriyordu. Bu izlenimi söyledik Akbulut'a. Izleni-
mi reddetmek bir yana, dudaklarmda "memnuniyet ifade
eden kıvnmlar" gözlendi. Nitekim söylediklerinin özeti şuy-
du: İkinci cephe açmıyormuşuz. Silahlı savaşa askerimizi
"müdahil kılmıyormuşuz". Başka topraklarda gözümüz yok-
muş. Harita değişıklığine de karşıymışız!
Başbakan, "şartlar zorladığı an" üssün kullanımıyla ilgili
tezkereyi Meclis'e getireceğini söylüyordu. Demek ki, Ame-
rikan stratejistleri İkinci cephenin fiilen ne zaman açılması-
nt istiyorsa, tezkere o zaman Meclis'e gelecekti.
ABD-Türk kanşımı oyun, baştan sona açık seçik ortaday-
dı. Muhalefet gruplarında iki lider önceki gecekı gelişmele-
re, TÖ'nün TV konuşmasındaki öğelere dayanarak eleştirn
lerde bulundular. Dün Meclis'te grup konuşmalarına koşut
irdelemeler yaptılar. lnönü ile Demirel, iki noktada buluştu:
(1)- TÖ ve hükümet, Türkiye'yi adım adım savaşa götürüyor-
du. (2)- Anayaşa dışı davranışlaria konumunu dış politika-
da kullanan TÖ'nün zirve çağrısına gitmeyeceklerdi!
İnönü'ye göre; TÖ, ülkeyi savaşa götüren ptanının son aşa-
masındaydı. Demirel'e göre ise TÖ, seçim sandığina gitmek-
tense, savaşa gidiyordu.
Vurgulanan sonuç ise şöyle:
Çankaya'daki TÖ, bugün ulusal birliğin önündeki tek
engeldi.
INGILTERE'DE INGIUZCE
ACIKAYBIMIZ
Merhum Ö.Talât Erkmen, Cahide Erkmen, Ecved Ziya Arıca ve
Enise Arıca'nın torunları, Ülkü Özkaya, Ayşe ve Bülent Erkmen,
Can ve Füsun Bulçum'un yeğenleri, Yonca Özkaya, Yeşim Bakırküre,
Emre Erkmen, Gökçe Özkaya ve Kaan Bulçum'un kuzenleri,
Merhum Sinan Erkmen'in kardeşi, N.Hakan Erkmen'in ağabeyi
Kutlu ve Ferhunde Erkmen'in sevgili oğulları
GENÇ BAYAIUAR. İngilizceyl
ücretsiz hazırlık kurslanmızda
. ve İngiltere de aileler yanında
* bedava öğrenin
AU-PAIRliK BİZİN İŞİMİZDİR.
İst.:135 15 99 İzmir:28 75 34
Sehıtmuhtar Cd. 37/7 Taksim-IST.
13 Ocak 1991 gecesi Gazi Magosa'da geçirdiği
trafik kazasında vefat etmiştir.
Cenazesi 16 Ocak 1991 Çarşamba günü (bugün)
Maltepe Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra
Cebeci Asri mezarlığında toprağa verilecektir.
AİLESİ
NİŞANTAŞI
RESTAURANT
Düğün Salonlan
> Yemekli-Kiîi başı 16.500 TL.
I> Mezeli-Yemekli 19.500 TL.
Rez. 147 62 39 - 147 74 40
Salonlarunız klimalı ve
400-1000 kıjılıkrir.