Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/4 HABERLER 16 OCAK 1991
Tez: Kentleşme
karatablo
• ANKARA (UBA) —
SHP'nin gölge kabinesinin
tskân Bakanı İbrahim Tez,
rnevcut kentleşme
konusunda kara bir tablo
çizdi. İbrahim Tez kent
konutlarının yüzde 25'inden
fazlasının kent suyu
sebekesine bağlı olmadığnı
belirtirken, kanalizasyon
sistemlerinın de kent
nüfusunun beşte birine
hlzmet verdiğini öne sürdiı.
Kanalizasyon sisteminin de
kent nüfusunun beşte birine
hizmet verdiğini ve
toplanan atık suyun hiçbir
işleme tabi tutulmadan
dışanya bırakıldığını
belirten İbrahim Tez
kentieşmenin çok sağlıksız
olduğunu dikkat çekti.
Pakistan meclis
başkanı
• ANKARA (AA) —
Pakistan Islam Cumhuriyeti
Millet Meclis'i Başkanı
Gohar Eyüp Han, Körfez
krizinde Türkiye'nin
yanında olduklannı
bildirdi. Pakistan Millet
Meclisi Başkanı Eyüp Han
başkanlığındaki parlamento
heyeti, bu sabah Başbakan
Yıldınm Akbulut ile
Başbakanbk Konutu'nda
bir görtişme yaptı. Eyup
Han, görüşme sırasında
yaptığı konuşmada,
Türkiye'nin, Körfez krizinin
yanı başındaki bir ulke
olarak olası bir savaştan en
çok etkilenecek ülkeler
arasında yer aJdığına işaret
etti.
Işkence ile
ölüm iddiası
• ANKARA (UBA) —
Sosyalist Parti Genel
Sekreteri Yalçın
Büyükdağlı, 11 gün ooce
Cizre'de gözaltına alınan
Tevfik Timur adlı
vatandaşın 14 ocak gıinü
ölüsünün geldiğini
belirterek "Ölüm
işkenceden olmuştur ve
soruşturma görevlileri
sorumludur" dedi. Öte
yandan SP Cizre İlçe
Yönetim Kurulu üyesi Sait
Giresun ve kızkardeşi
Sabriye Giresun'un emniyet
görevlilerince dün gözaltına
aiındığını bildiren Yalçın
Büyükdağlı, ilçe
yöneticilerinin gözaltına
alınmasını kınayarak derhal
bırakılmalarını istedi.
Geri çekilen
tasan
• ANKARA (AA) —
Vakıfların kuracağı
yüksekokullara "üniversite"
adı verilmesi ve özel statülu
üniversite kurulmasını *
hükme bağlayan yasa
tasansı hükümet tarafından
genel kurul gundeminden
çekildi. TBMM Plan ve
Bütçe Komisyonu'nda bir
kez daha görüşülmek üzere
geri çekilen yasa tasansı,
2547 sayıh Yüksek Öğretim
Kanunu'nun bazı
maddelerinin
değiştirilmesini ve Bilkent'e
"üniversite" adı verilmesini
öngörüyordu.
Yeni Ülke
DiyarbakırVia
• Haber Merkezi —
Haftahk Yeni Ülke
gazetesinin, Körfez'deki son
gelişmeier üzerine merkez
bürosunu İstanbul'dan
Diyarbakır'a taşıyacağı
açıklandı. Yeni Ülke'den
Günay Aslan, Ismail
Beşikçi, Münir Ceylan,
Musa Anter, Serhat Bucak,
Mahmut Alınak ve Metin
Çiyayi adına yapılân
açıklamada, "Kürt
nüfusunun yoğun olarak
yaşadığı bölgelerde halk
arasında panik yaratılmak
suretiyle sürgüne hız
verildiği" öne surüldü.
48 savaş uçağının "caydırıcı" olacağını söyleyen emekli generaller uyardı
Jrak'ı talırik etmeyelimİDRİS ADİL
Eski Genelkurrnay Başkanı eraekli
Orgeneral Necdet Ürug, Türkiye'nin kriz
dolayısıyla ABD'den istediği 48 savaş
uçağının Türkiye'nin Irak karşısında
"caydırıcılık giicünii" arttıracağını söy-
ledi. Üruğ, ABD'ye savaş sırasında ve-
rilecek lojıstik desteğin "karşı tarafı lah-
rik edecek şekilde" olmamasını istedi.
Üruğ, "Lojistik destek, insani amaçla
verilmeli'" dedi. Eski Kara Kuvvetleri ko-
mutanı emekli Orgeneral Necdet Özto-
run ise 48 uçağın Türkiye'nin değıl,
Amerika'nın isteği uzerine geleceğinı öne
surdü. Öztorun, Türkiye'nin vereceği lo-
jistik destek ve uslerin kullanılmasının
"Irak tarafından hasmane bir tutumla
değerlendirilecegi" yorumunu yaptı. "lo-
cirlik Üssu'nun kullanılması durumun-
da burasının da muharebe bölgesinin bir
parçası haline geleceğinı" belirten Özto-
run, hukümeti, usler ve lojistik destek
konusunda "maksadım açıkça ilan etme-
ye" çağırdı.
Eski Genelkurrnay Başkanı emekli
Orgeneral Necdet Ürug, Cumhuriyet'in
konuyla ilgili sorularını şoyle yanıtladı:
—ABD'den 48 savaş uçağının gelroe-
si Türkiye'nin savaşa girme ihtimalini
arttırır mı?
ÜRUC — Bu ihtimalin artıp artma-
yacağı, uçakların ne şekilde kullanılaca-
ğına bağlıdır. Bu tehdit üzerine Türki-
ye'ye gelmiş ise caydıncı olur.
—•Türkiye'ye yönelik bir tehdit oldu-
ğunu açıkça soylemek mumkiin mü?
ÜRUĞ — Ister dost olsun ister düş-
man, karşımızdaki bütün güçler 'potan-
siyel' tehdittir. Karşımızdaki ile bir ger-
ginlik olursa bu potansiyel tehdit hare-
kete geçerek 'fiili' tehdit haline gelir. An-
cak bu yönde bir istihbaratım yok.
—Türkiye'nin potansiyel olarak Irak
tehdidine karşı caydına gücünü arttır-
mak amacı>la 48 savaş uçağına ihtiyacı
var mıydı? Hiıkumet ne amaçla istemiş
olabilir?
ÜRUG — Hükümetin neden istediği-
ni bilmiyorum, ama caydıncılık gucünü
arttınr. Caydıncılık gücünün belirlenme-
si nisbidir. Karşı taraf güçlenirse, sizin de
o oranda caydıncılık gücunüzü arttırma-
nız gerekir. Hükümet hangi varsayımla
hareket ediyor, bilemiyorum. Savunma-
da caydırıcılık esası önde gelir.
—lncirlik Üssu'nun kullandırılması
veya lojistik destek hangi sonuçlan do-
ğunır?
açıklandı. Gerekli rniydi? Tiirkiye'nin
krizde takındığı tutumu ne ölçüde değiş-
tiriyor?
ÖZTORUN — ABD, kuvvetlerini çev-
redeki butün ülkelere dağıtıyor. Bu uçak-
ların Türkiye'ye gelmesini de ABD iste-
di. Türkiye'nin isteği üzerine gelmeyecek-
ler. Türkiye, kendi kuvvetieriyle yeterli
caydırıcıhk gücüne sahiptir. ABD, kuv-
vetlerini çevreye dağıtarak, Irak karşısın-
da buyük bir ustünlük sağladı. 48 uça-
ğın Türkiye'ye gonderilmesi istemi de bu
amaç doğrultusunda olmuştur.
—Türkiye'nin ABD'ye savaşta lojistik
Needet Ürag 48
savaş uçağını
neden istediklerini
bilmiyorum. Ancak
caydıncı gücü
arttınr. Lojistik
desteğin ne Ölçüde
verileceği önemli.
Destek insani
amaçlı olmalı.
Necdet
Oztomn Bu
uçakların
Türkiye'ye
gelmesini ABD
istedi. Hükümet
üsler konusunda
maksadının ne
olduğunu ilan
etmeli.
ÜRUG — Lojistik destek ABD'nin
muharebe gücünu arttırır. Ancak bu,
desteğin ne olçude verileceğine bağlıdır.
Karşı tarafı tahrik edecek düzeyde lojis-
tik destek verilmemeli. Lojistik destek in-
sani amaçlarla verilmeli. Anlaşmalar çer-
çevesinde olur.
Öztorun
Hukümeti, lncirlik ve öteki üslerın
krizin savaşa donuşmesi aşamasında ne
şekilde kullandınlacağını açıklamaya ça-
ğıran eski Kara Kuvvetjeri komutanı
emekli Orgeneral Necdet Öztorun da so-
rularımızı yanıtlarken şunları söyledi:
—ABD'den 48 savas ucağı istendiği
bir destek vereceği açıklandı. Bu deslek,
Türkiye'yi savaşa fiilen katılması sonu-
cuna götiiriir mü?
ÖZTORUN — Şunu öncelikle belirt-
mekte yarar var. Irak, olçüsu ne olursa
olsun, Türkiye'nin vereceği desteği "has-
mane bir yaklaşımla" değerlendirecektır.
Ancak bu duşuncesinı fiili olarak gercek-
leştirebilir mı bilmiyorum. Pakistan, Af-
ganistan sorununda mücahitlere açıkça
destek verdi. Sovyetler, politikaları ge-
reği Pakistan'a savaş ilan etmedi. Çin,
Vietnam'a destek verdi. ABD, potansi-
yel gucünden dolayı Çin'e müdahale ede-
medi. Türkiye, Kıbrıs Banş Harekâtı'nı
gerçekleştirirken, Yunanistan da Türki-
ye'nin potansiyel gucü dolayısıyla savaş
açamadı. Bu örnekler, verilecek desteğin,
karşıdaki ülke tarafından "dunıma gö-
re" farklı şekillerde değerlendirildiğini
gösteriyor. Ancak Saddam faktorünü
unutmamak lazım. Farklı bir lider tipi.
Halkını resmen çok buyuk bir tehdidin
altına soktu. Her sev beklenebilir.
—lncirlik ve öteki üsterin kullanılması
da Irak tarafından aynı şekilde değerlen-
dirilecek demek mumkun mudıir?
ÖZTORUN — Ussün (Incirlik'in) kul-
lanılması, burasını muharebe bölgesinin
bir parçası haline getirir. Ancak, belirt-
tiğim gibi, Irak'ın boyle bir harekete gös-
tereceği reaksiyonun şekli onemlidir. Bu
reaksiyona Türkiye'nin vereceği reaksi-
yon da ona gore belirlenir.
—Türkiye'nin Irak'ın tehdidi altında
olduğu, yeni caydıncı güçlere ihtiyacı ol-
duğu söylenebilir mi?
ÖZTORUN — Irak'tan büyük bir ta-
arruzun geleceğini beklemek yanlıştır,
ama gereken tedbirler de ahnmalı. Esa-
sen, potansıyel güçleri karşılaştınrken sa-
yılara bakmamak lazım. Askeri ve teç-
hizatı kıymetlendirmek gerekir. Atatürk
kıymetlendirmeye çok önem vermiştir.
Örneğin çıkacak bir savaşta 1 ABD tü-
meni 6-10 Irak tumenine karşılık gelir.
Taarruz durumunda 1 Türk tümeninin
kabiliyeti de S Irak tumenine denktir.
Türkiye'nin Irak'ın potansiyel tehdidini
karşılayacak gucü vardır.
—Incirlik'in ve oteki uslerin hızla si-
lahlandırılması, bunların kullanılacağı
anlamına gelir mi?
ÖZTORUN — ABD bunları kullan-
mak istiyor. Hükümet, bu aşamada
"Kullanabilir de kullanamaz da" yakla-
şımı içinde. Ancak işi bu şekilde sürün-
cemede bırakmak yanlıştır. Üsler konu-
sunda maksadının ne olduğu açıkça ilan
edilmelidir. Bunun zamanı çoktan gel-
miştir.
Diyarbakır'dan
9 bantlı
bekleyiş
üüsürüyor
S H P
'
n i n
m OS*&11
S H P n i n
8
e c
e
n
pazargunu
a V
a
g
r l
Pendikte duzenlediği "Sa-
vaşa Ha>ır" mitinginden sonra çıkan olaylarda, olen Vadigar Coş-
kun (23) adlı genç kız dün toprağa verildi. SHP İstanbul ll Başkanı
Ercan Karakaş. miling sonrası güvenlik kuvvetlerinin havaya ateş
açarak panik yarattığını belirterek, olavda yaralanan Selma Coş-
kun ile yaralandıktan sonra kaldınldıgı hastanede ölen Yadigar
Cojkun'la ilgili cumburiyet savcılığının genış çapıa »uıu^ıurıııa
açmasını istedi. Karakaş, olavı gören tanıkların hiç korkmadan
SHP il merkezine başvurmalan için çagn yaptı. Cenazesi Kara-
caahmet Mezarlığı'na defnedilen Coşkun'un kız kardeşi Selma
Coşkun'un ise geçirdigi bir beyin ameliyatı sonucu hayati tehli-
keyi atlattığı bildirildi. Cenazeye Coşkun'un yakınlarının yanı sı-
ra siyasi parti yetkilileri, bazı ilçe belediye başkanlan katıldı.
GÜNEYDOĞU'DA GÖÇÜ ÖNLEMEK İÇİN ÇABA HARCANIYOR
Halka çağrı: Gitmeyin
FARUK BİLDİRİCİ
VEDAT YENERER
ERGUN AKSOY
CİZRE/HABUR — Son 24
saate girerken, Guneydoğu'da
göç hızlandı ve haberleşme ak-
samaya başladı. Okullarda sı-
navlar tamamlanarak olası bir
erken tatile hazırlık yapıldı. Ciz-
re'de belediye hoparlöründen
halka "göç etmemesi" için çağ-
rıda bulunuldu.
Göçe karşm ANAP Mardin
Milletvekili Nurettin Yılmaz'ın
bölgeye gelmesi Cizrelileri şaşırt-
tı. Ancak Yılmaz da kızkardeşi-
ni gormek uzere uğradığı Mar-
din'de şaşkınlığa uğradı. Yılmaz,
kızkardeşinin evinden "Hay Al-
lah, o da başka yere kaçmış" di-
yerek çıktı.
Milletvekili Nurettin Yılmaz,
dün sabah Cizre'de çarşı içerisin-
de dolasarak halkla sohbet etti.
Bir vatandaş, "Herkes gidiyor,
sen niye geklin" deyince Yılmaz,
"Siz gitmeyin diye geldim. Bir
şey varsa da hep beraber bura-
dayız. Ama bir tehJike yok" kar-
şılığını verdi.
Yılmaz'ın kente gelişiyle bir-
Iikte göçme hazırlığındaki bazı
Cizrelilerin bu girişimlerinden
vazgeçtikleri gözlendi. Yılmaz,
daha sonra Kaymakam Musta-
fa Büyük'ü ziyaret etti. Ziyare-
te bazı vatandaşlar da katıldı.
Yılmaz, daha sonra cumhuri-
yet savcısını ve Belediye Başka-
nı Haşim Haşim'i ziyaret etti.
Haşim de bölgedeki halkın göç
etmemesi gerektiğini savunarak,
önceki gün belediye hoparlörün-
den halka "Kalın, gitmeyin.
Korkacak bir şey yok" anonsu
yapıldığını anlattı. Sohbetten
sonra Nurettin Yılmaz da bele-
diye hoparlöründen halka hita-
ben göçü durdurmalan çağnsın-
da bulundu.
Yılmaz, Cizre'nin bir hayalet
kent haline gelmesine, dükkân-
ların çoğunun kapalı ve evlerin
boş olmasına üzüldü, kalan Ciz-
relileri göç etmemeleri konusun-
da iknaya çalıştı. "Saddam baş-
ka yerler dururken neden Cizre^
ye, Habur'a saldırsın, kimyasal
silah kullansın" diye soran Yıl-
maz, tanıdıklannı yatıştıramadı.
Önceki akşam evinde toplanan-
lara Yılmaz, "Kabul edin, Irak
Cizre'ye saldırmayacak. Burası
sizin topraklannız değil mi, ni-
ye bırakıp gidiyorsunuz" deyin-
ce bu kez Cizreliler, Türk Silahlı
Kuvvetleri'nin bolgede yaptığı
yığınağa dikkati çektiler, bu ko-
nudaki güvensizliklerini belir-
tenlere Yıhnaz, "Öyle bir şey ol-
sa ben niye geleyim, işte halkım-
la buradayım" karşılığını verdi.
Guneydoğu'da insanlar radyo
ve televizyon haberlerini hiç ka-
çırmıyorlar. önceki akşam tele-
vizyon haberlerini beklerken
Nusaybin'de TV-l'den "Anado-
lu'dan Görüniim" programında
Olağanüstü Hal Bölge Valisi
Hayri Kozakçıoglu'nun son ba-
sın toplantısının tam metni ya-
yımlandı. Kozakçıoğlu adını ve-
rerek PKK'yı suçladı.
Daha sonra Başbakan Yıldı-
nm Akbulut'un konuşması ne-
fesler kesilerek izlendi. Akbu-
lut'un konuşmasında yeni bir
şey bulamadıklanru belirten Nu-
saybinliler, Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'ın konuşmasını da
"savaş çıkmayacağı yönunde bir
açıklama" kabul etmediler.
Özal'ın ellerini masaya vururca-
sına sert konuştuğuna dikkat çe-
ken yöre halkının en çok ilgisi-
ni çeken cümlesi ise "Irak'taki
halklar" demesi oldu.
Nusaybin-Cizre-Habur hattı,
Cumhurbaşkanı Özal'ın ünlü
değişiyle Körfez krizi sonrasın-
da "çıkmaz sokak" halinde.
Bölgedeki ticaretin tamamen
durması ile birlikte Nusaybin-
deki Suriye sınır kapısındaki ha-
reket artmış, ama Cizre-
Nusaybin arasındaki E-24 kara-
yolunda küçük dükkânlar şim-
di Silopi ve sınıra yakın diğer
kuçük yerleşim birimlerinden
gelenlere mesken oldu. Bu duk-
kânların camlarına yatak örtü-
leri geren köylüler, yaşamlarını
burada sürdürmeye çalışıyorlar.
Öte yandan Milli Eğitim Ba-
kanı Avni Akyol bir tehlike
anında okulların kapatılması
konusunda valilerin tam yetkili
olduğunu açıkladı. Akyol, Gu-
neydoğu'da derslere girmeyen
oğrenci ve oğretmenler için her-
hangi bir işlem yapılmayacağı-
nı söyledi.
ÜMİT ASLANBAY
DİYARBAKIR — Sabahın
ilk saatleriydi. "İşte omletçiler
gidiyor" dedi. Diyarbakır'm
"iyi" otellerinden birinde gar-
sondu. "Omletçiler" dediği ise,
"Çevik Kuwet"in yer persone-
liydi. Her sabah yağda pişmiş
çift yumurta, peynir, yağ ve bal-
dan oluşan kahvaltılannı yapıp,
otobüsle' görev yerlerine gidi-
yorlardı. En gençlerinden biri-
ni işaret etti ve dedi ki:
— Askerlik bite yapraamış
herhalde. Daha sırt çantasıoı
takmasını bihniyor ağabey. Bi-
zi nasıl kuru>acak?
Diyarbakır-Habur hattında
yaşayan herkes Saddam'ı bek-
liyor şimdi. Bush'un, Özal'ın
söylediklerinden haberliler.
Ama, "Saddam geri çekilebi-
lir belki..."
Son yolcular, kimisi ayakta,
kimisi tabure üstünde ayrıldılar
Diyarbakır garajından. Çevik
Kuvvet personeli önceki gece
Kervansaray Oteli'ndeki dansö-
ze rağbet etmedi. Otelin, bir za-
manlar " h a n " olan larihi
duvarlannın dibinde ya da bir
başka otelin "müdüriyelinde"
"mini sohbetkri" yeğlediier.
Erkenden yataklara girdiler.
Mavi farlı araçlann, naylon
takviyeli pencerelerin çoğaldığı
Diyarbakır'da, kuyumcuların
buyuk bir bolümü dükkânları-
nı kapadı. Cizre'de ticaret dur-
muş. Silopi "hayalet şehir"
gibi.
Diyarbakır'da terk edilen 8
eve hırsız girdiği kulaktan kula-
ğa yayılıyor... "Üstelik en liiks
semtinde..."
Işini, malını, mülkünü terk
etmeyenler de var. Kentin en
hareketli yeri >ine "Japon Pa-
sajı..."
Eskisine gore "radyo satışla-
n artmış". Hatta dukkân sahip-
leri birer tane de evlerine
götüımüşler. "9 bantlı dünya-
nın her yeri dinlenebilir. BBC
de, WashİBglon'un sesi de"...
Hasan Aykaç bir yığın yeni
elektronik mal almış. Müzik set-
leri, televizyonlar. Kutulan açıl-
mamış duruyor.
tki günden beri sis yok Dryar-
bakır'da. Jetler uçuyor. tnsan-
lar bekliyor. Midyat'taki lank
birlikleri, İdil yolunda "demo-
de jipi" bozulmuş Mehmetçik
de... Aracın önunde ardında bi-
rer nöbetçi. Kaputunu açmış
uğraşıyor. Askeri kamyonlar
gelip geçiyor. Onlara "bir an
önce yetişmesi, birligine intikal
elmesi lazım". Sinyal verip yak-
laşmaya çalışıyoruz. Nöbetçiler-
den biri "çapraz tutuştaki"
G-3'ünü hareketlendiriyor:
— Duuur...
Yola devam ediyoruz. Yine
Diyarbakır. Okullar fiili tatile
girmiş. kimse çocuğunu gönder-
miyor.
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Savaşa Doğru
Adım Adım...
insanlarda bir tedirginlik, kuşku gözleniyor. Sokaktaki
yurttaş, bakkalları, marketleri dolduruyor. Çuval çuval un,
şeker, pirinç, deter[anları araçlara yüklüyor...
Cumhurbaşkanı Ozal ve Başbakan Akbulut, televizyon-
dan seslenıyor;
—Kriz ne şekil alırsa alsın, herhangi bir ciddi meseleyie
karşılaşılmayacaktır. Bu bakımdan telaşa düşmeye hiç ma-
hal_yoktur...
Özal'ın konuşması baştan sona kadar bir savaş havasını
estiriyordu. Halk bugüne dek gelişmelerden bilgilendirilme-
dıği için korkuya kapılıyordu.
Dün sabah, ilk işimiz Diyarbakır Belediye Başkanı Tur-
gut Atalay'ı aramak oldu. Atalay, "Görünürde bir tedirgin-
lik yok" diyordu. Kendisine temel gıda maddelerinin bulun-
madığına ilişkin bir şikâyet gelmemişti.
Şöyle dedi Atalay:
—Ama naylon plastik 2-3 bin liradan, birden 7-8 bin lira-
ya fırtadı. Çünkü yurttaş 'savaş çıkacakmış' gibi davranı-
yor ve evlerinin pencerelerini öıimek için naylon plastik alt-
yor.
SHP'li belediye başkanı Atalay, bir ilginç açıklama da yap-
tı:
—Sivil örgütlü kuru-
mu temsil eden biz, _^ — w ^ . . . . .
bazı gelişmelerden ha- $HP Ve DYP llderlen,
biigisiziz. özal'ın kendi kişisel
& kl d i l
özaın kendi şis
TB
MM^ege.&
r
;: Cfkarlan nedeniyle
den habersizdi Millet- TÜrkİye'yİ SavaŞS
ve
!?!
lerin
eoiupbittiği- sokmak istediğıni bir
»%!îC$fi$£. tez daha vurguluyor.
karar veren. Ozal'in ÇağHSina
Demek ki tepeden gru
plan ÖPÜnde Öİr
ınme buyruklar, yerel % >-Haha 'havır' Hiv
yönetimleri de etkile- K
ez
Oana nayir Oiy
miş, oniar da TBMM Inönü ve Demirel.
gibi 'devre dışı' kalmış- — — — — — ^ ^tı.
Türkiye savaşa doğru hızla gidiyordu. Amerika'dan 48 sa-
vaş uçağı geliyordu. Dün sabah, Adana İncirlik Üssü'nde
olağanüstü bir hava yaşanıyordu.
Turgut Atalay anlatmaya devam ediyordu:
—Biz, zaman zaman anons yaparak sığınak yerlerini yurt-
taşlara bildiriyor, sivil savunma önlemlerini açıklıyoruz...
Salt Diyarbakır'da değil, Guneydoğu'da pek çok il ve il-
çede, tüm Türkiye'de aynı hava esiyordu. Yurttaşlar bilgi-
lendirilmedikleri için kafalarında 'çeşitli senaryolar' üretiyor-
lardi.
PTT Genel Müdürlpğü önceki gün faks buyruğu geçiyor-
du İstanbul, Ankara, İzmir, Adana gibi illere. Gazetecilerin,
yazarların, işadamlarının, genel müdürierin vs. ev ve tş te-
lefonlartnın saptanmasını 'ivedi kaydıyia' genel müdürlüğe
bildiriimesini istiyordu.
Telefon numaralarının saptanmasını PTT yetkilileri şöy-
le açıklıyordu:
—Her zaman hazır çalışır durumda bulundurulması için...
İçişleri Bakanlığı ise kamu kuruluşlarına bir genelge gön-
dermişti. Gizlenme ve karartma uygulamalarına geçilmesi
durumunda ne gibi önlemler alınacağı yazılıyordu genelge-
de...
Ne demiştik?
—incirlik'te olağanüstü bir durum gözleniyor...
İncirlik Üssü'ne son 24 saat içinde C-5 Galaxy ve C-141
Starlifter tipinde 50 dolayında nakliye uçağı iniş yapmıştı.
Öğle saatlerinde İspanya'nın Torrejon üssünden kalktığı bü-
dirilen bir hastane uçağı da Incırlik'e inmişti.
Artık geriye sayma başlamıştı...
Bilgilendirme olmadığından yurttaşlar bankaya gidiyor, va-
deli mevduat hesaplarını bozduruyorlardı. Bankalarda kri-
tik bir dönem başladığından yöneticiler açıklama yapma zö-
runluluğunu duyuyorlardı:
—Körfez bunalımı nedeniyle fazla hassasiyet gösterme-
ye gerek yok...
İstanbul, İzmir ve Adana'da emekliler banka önlerinde
uzun kuyruklar oluşturuyordu.
İnönü SHP, Demirel DYP grubunda konuşmuşlardı. Her
iki lider de 18 ocak günü Cankaya'ya çıkmayacaklannı açık-
lamışlardı.
—Anayasaya aykın işler yapan bir cumhurbaşkanı ile re-
sim çektirmek zorunda değiliz...
Böyle diyordu İnönü...
SHP ve DYP liderleri, Özal'ın kendi kişisel çıkarları ne-
deniyle Türkiye'yi savaşa sokmak istediğini bir kez daha vur-
guluyor. Özal'ın çağrısına gruplan önünde bir kez daha
'hayır' diyor İnönü ve Demirel. Onun için her iki muhalefet
liderinin, olası gelişmelerin ne olacağını önceden sezinle-
dikleri anlaşılıyor.
Yine her iki muhalefet lideri TBMM Genel Kurulu'nda he-
men hemen aynı tümcelerle Özal'ı suçluyordu:
— Biz Çankaya ile muhatap değiliz. Çankaya siyasi ikti-
dar değildir...
Dışişleri Bakanı A. Kurtcebe Alptemoçin'in bilgilendirmesi,
"paniğe gerek yoktur" sözleri muhalefet için inandıncı ol-
muyordu. İncirlik Üssü'nün Amerikan savaş uçaklarına kul-
landırılacağı haberleri ağırlık kazanıyordu...
Artık savaş kapımızdaydı!
P A R T İ L E R D E N
'Savaşa hayır'a yasak
UŞAK (Comhuriyet)— SHP Uşak il, ilçe yöneticileriyle
belediye başkanlan dün Atatürk Anıtı'na "Savaşa hayır,
yaşasm banş" yazılı bir çelenk koydular ve saygı
duruşunda bulundular. SHP îl Başkanı Ismet Çahk genel
merkezden gönderilen ve üzerlerinde "Savaşa hayır,
yaşasın banş" pankartlannın asılmasına valiliğin izin
vermediğini belirterek yasal yollara başvuracaklannı
söyledi.
Özal'ın çağnsına eleştiri
ANKARA (UBA)— Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP)
Genel Başkanı Alparslan Türkeş, Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın muhalefet liderlerini Köşk'te bir toplantıya
çağırmasmı teknik açıdan hatalı buldu. Türkeş, "Bu
çağrıyı Sayın Başbakan'm yapması gerekirdi. Muhalefet
liderleri, Cumhurbaşkanı ile bir araya gelmeyi istemiyorlar.
Ama Başbakan'la bir araya gelmeleri daha kolay olurdu"
dedi. Alparslan Türkeş, yaptığı değerlendirmede, Körfez
kriziyle ilgili olarak muhalefet liderleri ile bir görüşme
yapmak için Cumhurbaşkanı Özal tarafından vapılan
davetin, gerçekte geç kalmış bir çağrı olduğunu söyledi.
((AYAK
Bizim Kredi ile kayak ve tenis şimdi fok kolay!
0 MM A^'91 modelleriyle. Avrupadan daha ucuza.
GÜNGÖR ELEKIRO TEKNİK SANAYİ VE TİC. LTD.
ŞİŞli -HalaskOfgazı Cod. T e l l 3 l 6 5 26 ÇİFTEHAVUZIAR BağdatCod Tel İ63 90 98
No 332/1 İSTANBUL Fax : U l 11 74 No . 228/B KAOIKÖV/İSTANBUL Fax . 363 84 03 .
ŞIMDL
ALINIİÇİFTEHAVUZLAR Magazam.z
OcaK ayında PAZAR
gunierı saat 10-18 arası açıktır