23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 OCAK 1991 EKONOMİ CUMHURÎYET/13 SEMEST PtYASADA DÖVİZ ABODobn Bab Nmm Marto IsviçrB Frangı Hotandaflorhi IngifcStoftaıi Ftânsn frangı lOOtayarüret S.A.Mytf Avusturya Şiiri AKş 3100 2018 2400 1765 5960 585 263 780 280 0öH2İnL($) « Saftş 3110 2028 2410 1775 6030 595 268 790 285 3029 ALTM6UMUŞ Cunrturiyrt Rtpt 24ıyvaMm 22ay*t*# 900 jyar gûmûş V*ftank AJtnı anatAltn H*AHn M.ta*a 1 Ons i Alış 261.000 275.000 39 200 3S200 463 220.000 224.000 220.000 398-25 Tl InManta Ort fm (%) Sa* 267 000 285 000 39.300 38 800 490 225.000 229.000 225.000 398 30 - 65 00 Enerji-köprü senederi • ANKARA (AA) — Kamu Ortaklığı Idaresi'nce (KOİ) geçtn yıl ocak ayında satışa sunulan 100 milyar liralık 2 yıl vadeli enerji-köprü C tertibi gelir ortaklığı senetlerinin 2. dönem gelir payı ödemelerine bugfln başlanıyor. ödemeler İş Bankası ve Ziraat Bankası şubelerinde yapıhrken söz konusu senetlerin ikinci 6 aylık getirisi yüzde 31.72 olarak hesaplandı. Buna göre yanndan itibaren 100 bin liralık kupürlere 31 bin 720 lira, 500 bin liralık kupürlere 158 bin 600 lira, 1 milyon liralık kupürlere 317 bin 200 lira, 5 milyon liralık kupürlere 1 milyon 588 bin lira, 10 milyon liralık kupürlere de 3 . milyon 172 bin lira gelir payı ödenecek. SSCBüe ticaret • ANKARA (UBA) — Türkiye'nin Sovyetler Birliği ile ticareti yılın on ayında 458 milyon dolar açık verdi. Sovyetler Birliği'ne ocak-ekim döneminde 416 milyon dolarlık mal ihraç ederken bu ulkeden 874 milyon dolarlık ithalat yaptık. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan alınan bilgiye göre Sovyetler'den ithalattaki artış, son zamanlarda buradan yapılan petrol ithalatından kaynaklandı. İşletme cetveli • ANKARA (AA) — özel ve resmi tüm sanayi kuruluşlanndan 31 Aralık 1990'a kadar sanayi siciline kayıt yaporanlar, işletme cetvellerini en geç 28 Şubat 1991 tarihine kadar bağlı bulundukları sanayi ve ticaret il müdürlüklerine verecekler. Tebliğe göre üretim faaliyetine son veren işletmeler de bu durumlarını biidirerek sanayi sicil belgelerini il müdürlüklerine iade edecekler. Müteahhitlerin atağı • Ekonomi Servisi — Müteahhitler Birliği, SSCB'de, Almanya'nın sağlayacağı kaynakla yapılacak asker konutları projesinden pay alabilmek için çalışmalarını sürdüriıyor. 16-22 ocak tarihleri arasında Betontaş, STFA, Yüksel İnşaat, tntes, Mesa, MNO Holding, AGE, Güriş ve Atilla Doğan İnşaat Münih'te yapılacak BAU 91 Fuarı'na katılıyorlar. ' Halkalı sertifikalan • ANKARA (AA) — Başbakanlık Toplu Konut îdaresi, Halkah konut sertifikalarının ocak ayı nakte çevirme değerini 1 milyon 150 bin lira olarak açıkladı. Buna göre 1989 yılı ekim ayında 735 bin lira fiyatla satışına başlanan sertifıkalar, yaklaşık on beş ayda 415 bin lira değer kazanarak yüzde 56.5 oranında prim yaptı. Sertifikalann 1 milyon 120 bin lira olan aralık ayı değeri dikkate alındığında ise getirisi 1 ayda oran olarak yüzde 2.7, tutar olarak da 30 bin lira oldu Libya ile alacak sorunu • ANKARA (ANKA) — Libya'da iş yapan Türk müteahhitlerinin bu ulkeden alacakları konusunun, iki ülke arasında ciddi bir sorun haline geldiği bildirildi. Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın, eylül ayından bu yana hiçbir ödemede bulunmayan Libya Başbakanı ile telefonla bu konuyu görüştüğü öğrenildi. Türk miHeahhitlerinin Libya'dan alacaklarının 600 milyon doları geçtiği bildiriliyor. Buna karşın, Libya'nın 24 Eykil 1990 tarihinden bu yana hiçbir ödemede bulunmadığı ifade ediliyor. Petrol stoku üç aylıkTüpraş Genel Müdürü Mehmet Savran, "yolda gelenler de sayılırsa 4 aylık stokumuz var" dedi. Savran halen ikmal yapılan kaynakların "sıcak bölge"den uzakta olduğunu, yeni kaynaklara her an yönelinebileceğini savundu. ANKABA (AA) — Türkiye Petrol Rafınerileri AŞ (TÜP- RAŞ) Genel Müdürü Mehmet Savran, şu anda Türkiye'ye 3 ay yetecek kadar petrol ve ürün sto- ku bulunduğunu bildirdi. Sav- ran, "Yolda gelenleri de sayar- sanız 4 aylık stokumuz var" de- di. Savran, AA'ya yaptığı açıkla- mada, stoklaruı sürekli ikmal yapılarak yüksek düzeyde tutul- duğunu, alımlann belirlenen program çerçevesinde düzenli yapıldığını söyledi. Savran, olası bir Körfez sava- şmda Suudi Arabistan ve Birle- şik Arap Emirlikleri'nden (BAE) yapılan alımlann kesilip kesilmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine şunları söyledi: "Şu anda ikmal yaptığımız kaynaklarda herhangi bir tehli- ke de söz konusu değil. Baktı- nız mevcut petrol kaynakları ka- pandı, o zaman diğer kaynaklar harekete geçirilir. S.Arabistan- dan yapılan alımlann büvük bö- lümunü de Kızıldeniz'in kıyısın- daki Yanbu'dan yapıyoruz. Ora- da problem olmaz, ama sorun çıkarsa başka kaynaklara yöne- linir. Söz gelimi Irak boru hattı ve Kuveyt birden kesildi. Bizim açımızdan hiçbir sıkıntı olmadı. Çiınkiı stokum, tankımda petrol vardı, arkası geliyordu. Suudi Arabistan, Abu Dabi'den alıp devreye tamamladık. Bugünkii stokumuz da herhangi bir uza- yacak bir ters durumda diğer kaynaklan devreye sokmamıza yeter de artar. En kötü durum- da, petrol faturası biraz kabarır. Ancak petrolün gelmesinde her- hangi bir sorun çıkmaz." Savran, bir başka soru üzeri- ne, Körfez'de olası bir savaş du- rumunda akaryakıt satışlan açı- sından herhangi bir ek önlem al- Akaryakıt satışlarında sıkıntmın olmayacağını savunan Savran, "Fiyatlar tırmanırsa, tırmandığı kadarının yansıtılması normaldir. Ancak, krizin şubat başında çözüleceğini düşünüyoruz. O zaman fiyatlar düşer" dedi. mayı düşünmediklerini belirte- rek, "Savaş olursa petrol tesis- lerinde olağan önlemler alınır. Ancak vatandaş açısından gün- lük hayat devam eder. Akarya- kıt satışlannda sıkıntı çekilme- si kesinlikle söz konusu değil. Dolayısıyla panik yaratılmasına hiç gerek yok" şekünde konuş- ıu.Savran, akaryakıt ürünlerine bugün için zam yapılmasının söz konusu olmadığuu da bildir- di. Savran, zam konusunda şun- ları kaydetti: "Tabii bu konu uluslararası piyasalardaki fhatların seyrine bağlı. Fiyatlar tırmanırsa, tır- mandığı kadannın fiyatlara yan- sıtılması doğaldır. Ancak biz şu- bat başında Körfez krizinin çö- züleceğini düşünüyoruz. Çözül- diigü takdirde fiyatlar aşağı gi- der. O durumda zam yapılmast söz konusu değil. Ancak savaş olur, uzar ve fiyatlar da yukan giderse bu o güniin şartlannda değerlendirilmesi gereken bir konn." öte yandan petrol ve piyasa çevreleri, ham petrol fiyatlannın gerginlik nedeniyle tekrar 30 do- larlar seviyesine yüksehnesi, ay- başında akaryakıt tüketim ver- gisinde ekim ayı öncesi oranla- ra dönülmesi ve Türk Lirası'nın dolar karşısındaki değer kaybın- dan kaynaklanan maliyet artış- ları nedeniyle en geç şubat ayı başında aİcaryakıt ürünlerine zam yapılacağı görüşünde birle- şiyorlar. Akaryakıt tüketim vergisi oranlan, ekim ayı başında yapı- lan vergi indiriminin yarısınm geri alınmasıyla 1 ocaktan ge- çerli olmak üzere 2-5.5 puan yükselmişti. Vergi artışından kaynaklanan farkı TÜPRAŞ üstlenirken akaryakıt ürünleri fiyatları değişmemisti. TÜSIAD'a yeni îsimlerEkonomi Servisi — Türk Sa- nayicileri ve lşadamları Derne- ği'nin Genel Kurulu'na 2 gün kala, başkan adayı Bülenl Ecza- cıbaşı'nın oluşturacağı yeni Yö- netim Kurulu ile ilgili bazı isim- ler belirlendi. TÜSlAD'a yakın çevrelerden edinilen bilgiye gö- re eski yönetimden Başkan Cem Boyner METAŞ'm sahibi Izmirli üye Haluk Özsaruhan, DPT es- ki Müsteşan Yıldınm Aktiirk, Türk - Merchant Bank yöneti- cisi Vural Akışık ve Koç Grubu İdare Komitesi Başkanı Yüksel Pulat yeni yönetimde yer alma- yacaklar. 11 kişilik yönetim kurulunda boşalacak bu 5 sandalyenin 2'sinin sahipleri belirlendi: Es- ki Merkez Bankası Başkanı ve Hazine Müsteşarı Yavuz Cane- vi ve Şişe-Cam Topluluğu Genel ^BiT MMm • V ^ M Canevi Çaglavan 1 Onbirkişilik 1 yönetim 1 kurulunda 1 boşalacak 5 1 sandalyenin 1 ikisinin sahipleri 1 belirlendi: Yavuz 1 Canevi ve Adnan 1 Çağlayan Müdürü Adnan Çağlayan. Bu- na karşılık Koç Grubu'nun Pu- lat yerine TÜSİAD yönetimine kimi göndereceği, Ozsaruhan- dan boşalan sandalyeye hangi Izmirlinin oturacağı henuz bel- li değil. Yönetim Kurulu üyeliklerinin Eczacıbaşı döneminde de sür- mesi beklenen TÜSİAD üyeleri ise şunlar: Halis Komili, Cüler Sabancı, Erkut Yucaoğlu, Mu- harrem Kayhan ve Genel Sekre- ter Ertugnıl thsan Özol. TÜSİÂD'ın 10 kurucusu ve Yüksek Istişare Konseyi üyeleri, geçen cuma günü Koç Holding- in Nakkaştepe'deki merkezinde Hatami Koç'un yaptığı çağn uze- rine toplanmışlar ve cuma günü Başkanlığı bırakacak olan Cem Boyner'in yerine Başkan Yar- dunası Bulent Eczacıbaşı'na ay- nı görevin önerilmesi konusun- da görüş birliğine varmışlardı. Eczacıbaşı'run oluşturacağı yönetim kurulu listesinde Halis Komili ve Güler Sabancı'nın başkan yardımcısı sıfatıyla gö- rev almaJan, Güler Sabancı'dan boşalacak muhasip üyeliğe ise Erkut YucaoğJu'nun getiriünesi bekleniyor. Cuma günü Tbe Marmara Oteli'nde yapılacak Genel Ku- rul'un ardından verilecek öğle yemeğine Avrupa Sanayiciler Birliği UNICE'nin Başkanı Car- los Ferrer ve Genel Sekreter Z. Tyszkiewicz şeref konukları ola- rak katılacaklar. Sanata vergî iııcliiMiııi Gayri menkulde vergiye esas bedel, Bayındırlık Baİcanlığı'nın birim fiyatlarma göre saptanacak. Kahveci, belge düzenini sağlamak için kendisinin geliştirdiği bilgisayarlı kasa için patent başvurusu yaptığını bildirdi. geldiğini belirterek çıkarılacak bir bakanlar kurulu kararı ile gerçek usulde vergiye tabi tüm mükelleflerin "belge kasa" sis- temine geçirileceğini açıkladı. Kahveci'nin verdfği bilgiye göre fatura, sevk irsaliyesi ve gider makbuzu gibi belgeler söz konu- su kasadan çıkacak ve bunlara otomatik olarak pul yapışacak. Kasada bulunan şifreli elektro- nik karta da kesilen belgelerle il- gili bilgiler kendiliğinden yükle- necek'. Söz konusu elektronik kartlar her ay ilgili vergi daire- ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Maliye ve Gümrük Ba- kanı Adnan Kahveci, vergi ka- çağını azaltmak için getirilmesi öngörülen yeni belge düzeni ile ilgili hazırlıklann sürdüğunü bil- dirdi. Kahveci, vergi yasalannda da bazı yenilikler düşünüldüğü- nü belirterek kültür ve sanat dal- lannda faaliyet gösteren şirket- ierin kurumlar vergisi oranının yüzde 10'a indirileceğini kaydet- ti. Kahveci, yeni belge düzeni ile ilgili çalışmalann son aşamaya sinde kontrol edilerek mükelle- fın aylık KDV beyannamesi de buradan çıkacak. Kahveci, bu sistemle fatura ve sevk irsaliye- lerindeki kırtasiyenin de büyük ölçüde azalacağını belirtti. Mü- kellefler belge kasayı yazar ka- sa ile birlikte kullanabilecekleri gibi yazar kasa yerine de kulla- nabilecekler. Kahveci'nin kendi icadı olan belge kasaların seri üretimi için ihale açılacağı belirtildi. Kahveci, 200-300 dolara mal olacağı belirtilen belge kasalann bedava dağıtılacağını söyledi. Kahveci, belge kasanın patent hakkı için de gerekli başvuruyu yaptığını kaydetti. Vergi kaçağırun örüenememe- sinden yakınan Kahveci, özellik- le beyannameli vergi mükellef- lerinin önemli ölçüde vergi ka- çırdıklarını söyledi. Gayri menkuldeki vergi kaça- ğını önlemek için de yeni önlem- ler bulduklarını söyleyen Bakan Kahveci, bu konuda oto alım sa- tımında getirilen sisteme benzer bir uygulamanın gayri menkul için de düşünülebüeceğini bildir- di. Kahveci'nin verdiği bilgiye gö- re gayri menkul alım satımında bina değerleri Bayındırlık Ba- kanlığı'nın birim fiyatlan esas almarak bulunacak ve vergi de- ğerinin bunun yüzde 90'ından az olamayacağı öngörülecek. Ancak, binanın yaşına göre be- lirli bir amortisman katsayısı uy- gulanacak. T U K E T I C I G O Z U Y L E Buğday rekoltesi, Türkiye'ye göre 20, ABD'ye göre 13 milyon ton Tahıldayanıltıcı rakamANKARA (AA) — ABD Ta- rım Bakanlığı'na göre Türkiye'- nin tahıl üretimi konusundaki rakamları olduğundan fazla gösteriliyor. ABD Tarım Ba- kanlığı, Türkiye'nin buğday üretiminin, yıllar itibanyla açık- lanandan 2-5 milyon ton daha az olduğu görüşünde. AA muhabirinin edindiği bil- giye göre ABD Tarım Bakanlı- ğı, 1990'da Türkiye'de 13 mil- yon ton buğday, 330 bin ton çavdar, 310 bin ton pirinç, 2 milyon 200 bin ton mısır, 5 mil- yon 500 bin ton arpa üretildiği- ni belirledi. Tarım Ürünleri Tahmin Komitesi (TÜTK) ise kasım ayında yaptığı 2. tahmin- de 1990 yılında 20 milyon ton buğday, 235 bin ton pirinç, 2 milyon ton mısır, 7.2 milyon ton arpa üretildiğini tahmin et- mişti. Buna gore TÜTK ile ABD Tarım Bakanlığı verileri arasında, buğday üretimi konu- sunda 7 milyon tona ulasan fark bulunuyor. ABD Tarım Bakanlığı verile- rine göre Türkiye'nin buğday rekoltesi, 1989'da 11.5 milyon ton, 1988'de 15 milyon ton, 1987'de 13 milyon ton oldu. TÜTK ise buğday Uretimini, ay- nı yıllar için sırasıyla 16.2 mil- yon ton, 20.5 milyon ton ve 18.9 milyon ton olarak tahmin etmişti. AA muhabirinin konuyla il- gili sorularını yanıtlayan ABD Ankara Ticaret Müşavirliği yet- kilileri, Türkiye'de tahıl üretimi konusundaki rakamlann fazla abartıldığını belirterek şunları söylediler: "Sanayinin çok daha az ge- liştiği ülkelerde bile kişi başına yıllık buğday tüketiminin 200 kg olduğu kabul edilir. Biz, Türki- ye'de, sanayi çok geliştiği hal- de yıllık tüketimi 200 kg kabul edip buna göre hesaplar yapıyo- ruz. Buna göre 11 milyon ton tüketiliyor, 2 milyon ton da to- bumluk olarak kullanılıyor. 1 milyon tonun da heba olduğu- nu ya da başka alanlarda kulla- nıldığını varsayalım. İthalat ih- racat rakamlarınız da yüksek değil. Eğer söylendiği gibi 18-20 milyon ton üretim olsaydı, her yıl en az 2-3 milyon ton stok ol- ması gerekirdi ki öyle bir şey yok." Üretim tahminleri yapıhrken genellikle "siyasi endişelerin" rol oynadığı görüşünü savunan yetkililer "Her yönetim, *benim dönemimde üretim düştü' de- dirtmemek için eğer hava şart- larında çok büyük bir olumsuz- luk olmazsa, buğday gibi stra- tejik ürünlerde, üretim rakamını sürekli bir önceki yılın iizerin- de gösteriyor. Böylece gerçek üretim rakamları hızla büyüye- rek bu düzeye geldi" şeklinde konuştular. Yetkililer, halen 9.4 miiyon hektar olarak gösterilen buğday ekim alanının da en faz- la 8.4-8.7 milyon ton civarında olduğunu tahmin ettiklerini kaydettiler. TÜTK tarafından belirlenen üretim rakamlarını, Devlet Planlama Teşkilatı, kalkınma planı ya da yıllık programları yaparken genellikle 2 milyon ton düşurerek kullanıyor. TÜTK üyesi Türkiye Ziraat Odalan Birüği'nin de sürekli be- lirlenen rakamlann altında go- rüş bıldirdiği kaydedildi. Tarım Orman ve Koyışlerı Bakanlığı yetkilileri de halen ta- rım ürünleri konusundaki ure- tim rakamlannın taşra teşkilatı elemanlarınca belirlendiğini ha- tırlatarak şunları söylediler: " Bu tahminleri bir- leştirerek toplam üretim rakamı bulunur. Bazen oyle rakamlar geliyor ki biz bile onları düşu- rerek lopluyoruz. Ancak üretim rakamlarının daha modern ytin- temlerle belirlenmesi ihtiyacını biz de hissediyoruz." MERAL TAMER Ne umdular, ne buldular?GROUER-HACHETTE firmasıyla ilgili olarak son 4 ay içinde bize ulaşan 4 mek- tup var. Biri İstanbul, diğeri Ankara, üçün- cüsü Denizli, dördüncüsü ise İskenderun'- dan... Dört mektupta da okurlarımız, söz ko- nusu firmayla İngilizce dil öğrenimi konu- sunda sözleşme imzaladıklarından, ancak sözleşmeyi imzalarken kendilerine vaat edi- lenleıie sonradan gönderilen kitaplar ve ka- setler arasında dağlar kadar fark bulundu- ğundan şikâyetçiler. Mektuplardan aniayabildiğimiz kadanyla söz konusu firma adına çalışan gezici pa- zarlamacılar, evlere ya da işyerlerine gide- rek satacakları mallarda olmayan özellikler vaat edıyorlar, buna kanan tüketici, sözleş- menin altına imzayı atıyor, sonra da malı teslim aldığında feryadı basıyor. Burada kuşkusuz tüketici de hatalı. Neye imza attı- ğına dikkatle bakmadığı için hatalı. Ama bir de madalyonun diğer yüzü var. Eminiz ki bu tür şıkâyetlerin bize ulaşandan kat kat fazlası Grolier Hachette'e de ulaş- mıştır Eğer bu firma "malım satılsın da na- sıl satılırsa satılsın" mantığıyla olaya yak- laşıyorsa, sanırız o da hatalı. Firmanın sa- hiplerinden Peter Papi, sorunları aktarma- ya çaltştığımızda tuketicıyi hakstz buiuyor ve "Bu insanlann okuması-yazması yok mu? Sözleşmeyi zorta imzalatmadık ya... İm- zaladılarsa, vecibelerini de yerine getir- mek zorundalar" diyor. Eğer bize gelen çok sayıda mektup için- de 4 ay içinde aynı firmayla ilgili 4 mektup olmasaydı biz de onun gibi düşünebilirdik. Ama 4 ayrı ildeki okuyucularımızdan birbi- rine çok benzer şikâyetler aldığımız için biz kendisi kadar iyimser olamıyoruz ve acaba "pembe vaatlerle malı pazarlayıp peşin parayı aldıktan sonra işleri biten gezici pazarlama elemanlarına karşı bir göz yumma söz konusu mu" diye düşünüyo- ruz. Arkadaşımız Ayşe Akman'ın Denizli ve İstanbul'dan yazan okurlanmızın sorununa çözüm getirmek üzere Grolier firması Satış Müdürü Selim Battutan'la yaptığı görüşme- lerin de sonuçsuz kaldığını vurguladıktan sonra sizleri okurlarımızla baş başa bırakı- yoruz. 1. mektup: Çocuğa boş vaatler İJBC Ağustosun son gün- lerinde evimize telefon edilerek kızım Ayşe Küçükyılmaz'ın Milli- yet Çocuk dergisinden armağan kazandığı ve bu armağanın teslim edilmesi için 16.30'da eve gelineceği bildiril- miş. 8 yaşındaki kızım işyerime telefon ederek "Milliyet'ten armağan kazanmışım. Hemen eve gel" diye beni ara- dı. Eve birinin adının Erdal Öztürk olduğunu sohbet sırasmda öğrendiğim 2 bey geldi. Er- dal öztürk kızıma bir yazı göstererek "Bu sa- na mı ait?" diye sordu. "Evet" yanıtım alın- ca "Bu yazıyı hangi amaçla, niçin yazdın ve nereye gönderdin?" diye sorularını sürdürdü. Kızım "Hatıriayamadım" deyince Milhyet Ço- cuk haziran sayısını bulup getirmesini istedi. Çocuk dergiyi bulunca Hachette firmasuıın reklamını gosterd'ıler ve "Yazıyı neden yazdı- ğını hilâ hatırlamıyor rausun?" diyerek soru- larını yinelediler. Çocuk yine hatırlamadığı- nı söylediğinde "Ne şanslı çocuk... Niye yaz- dığını bile hatırlayamıyor, ama armağan ka- zandı" diye hayretler içinde kaldılar. Sonra Erdal Öztürk bize Hachette firma- sınm bu lisan laboratuvarı projesini Müli Egi- tim Bakanlığı'nın işbirliğiyle başlattığını, bu- nun için de Türkiye'de eğitim formasyonuna sahip bir çocuk dergisi olarak Milüyet Çocuk- un seçildiğini belirtti. Ayse'nin yaşı itibanyla tngilizceye basic dü- zeyde başlatılacağını, her ay sınava tabi tutu- lup yıl sonunda ise büyük sınava alınarak du- rumunun belirleneceğini, daha sonra da "in- termadiate ve advenced" düzeyde eğitime ta- bi tutulacağını, bu programın 7 yıl süreceğini ve sonunda dünyanın 16 ülkesinde geçerliliği olan "lisan bilir diploması" verileceğini, prog- ram Millı Eğitim Bakanlığı'nın gözetiminde yürütüleceği için kızımın ilkokuldan sonra İn- gilizce eğitim yapan bir okula otomatikman yerleştirileceğini söylediler. Aynca evde bulu- nan kardeşlerin de otomatikman bu progra- ma dahil olduklannı bildirdiler. Anadolu Li- sesi 2. sınıf öğrencisi olan oğlum Tayfun Kü- çükyılmaz'ın ikinci lisan olarak Almanca oku- duğunu öğrenince Tayfun'un "intermediate" düzeyde Ingiüzce, "basic" düzeyde de Alman- ca programına kaydedilebileceğini beürttiler. ingilizce programının esas fiyatının 6 mil- yon lira, Almancanın ise 4 milyon lira oldu- ğunu soyleyip Ayse'nin kurayı kazanması so- nucu İngilizce için ay- lık 75 bin lira taksitler- le toplam 1 milyon 200 bin lira, Almanca için de 30 bin liralık taksit- lerle toplam 800 bin li- ra odememiz halinde bu programa 2 çocu- ğun da dahil edilebile- ceği söylendi. "Milli Eğitim Bakanlığı'nın çocuğunuza bir arma- ğan ı var" diyerek Kül- tür Bakanlığı yayınla- rından bir kitabı çocu- ğuma verdiler. Bu şartlan kabul edip etmediğimizi sorduk- lannda "Siz çocuğu bu psikoloji içine soktuk- tan sonra bizim bunu kabul etmeme gibi bir şansunız kalmadı. Çünkü yarın öbürgün ço- cuğumuz bizi suçlar" dedik. Milliyet Çocuk dergisinde Hachette adına verilmiş bir ilanın bulunması nedeniyle de herhangi bir şüphe- ye düşmeden sözleşmeyi imzaladık. Bir süre sonra lisan laboratuvan yerine 2 koli kitabı karşımızda gorünce insanların "Milliyet Ço- cuk dergisinden armağan kazandıklan psi- kolojisine" sokularak kandırıldıklannı anla- dık. Firmanın Ankara bürosuna giderek du- rumu anlattık ve bu kitaplan eve götürmemi- zin mümkun olmadığını, henüz 8 yaşındaki çocuğumuzun insanlara olan güvenini yitir- te^ek bu olayı en sarsıntısız biçimde atlatabil- memiz için yardımcı olunmasını istedik. Ankara bürosunda çalışanlar bizden Erdal Öztürk adına özür dilediler ve genel müdür- lüğe bildirilmek uzere olayı aynntüı bir biçim- de anlatan bir yazı istediler. Söyleneni yaptık, ama bir süre sonra İstanbul'dan odememiz ta- lebiyle posta çekleri geldi. Bu arada kitap pa- keti de eşimin işyerine bırakılmış. Firmaya tek- rar yazarak sözleşmeyi hangi koşullarda im- zaladığımızı bildirdik ve feshedilmesini iste- dik. Kitaplan da postayla firmaya gönderdik. Ancak firmadan gelen yeni mektupta "söı- leşmenin iptalinin mümkun olmadığı", öde- melere derhal başlanmadığı takdirde paranın hukuki yolla tahsili yönüne gidileceği bildi- rildi. Bu arada postayla gönderdiğimiz koli- ler de kabul edilmeyerek bize geri geldi. Hu yazıyı yazıp dizgiye verdikten sonra GROUER'den Yasin Akgül bizi aradı ve Küçükyrimaz ailesinin sorununun çözüldüğünü, çocuğun seviyesine uygun olmadığı düşünülerek sözleşmenin iptal edildiğini, hatta Küçükyılmaz ailesinden teşekkür mektubu aldıklarını bildirdi. 2. Mektup: Ne sertifikası, ne kaseti... "18.5.1990'da Eğitim Teşeb- büsleri Ltd.'den Grolier satıcısı Abrurrahman Özücoşkun'un göz boyayıcı konuşmasıyla 490 bin liralık sözleşmeyi im- zaladım. Satıcı 16 kasete sa- hip olacağımı, ayrıca kitaplar gönderilip sınava tabi tutul- duktan sonra sertifika vere- ceklerini vaat ederek ayrıldı. 1.6.1989'da Sermet Eker bey gelerek bir kutu içinde 2 kaset ve 2 mini ansiklopedi ile bir de broşür getirdi. Imzala- yıp aldım ve paramı ödemeye başladım. Devamını bekledi- ğim kitap ve kasetler gelme- yince Grolier'i aradığımda ba- na "Bu kitapların devamı fa- lan yok. Siz Your Life in Yo- ur Hands" setini almışsınız. Sözleşmeyi de öyle imzala- mışsınız. Borcunuzu ödemek- le yükümlüsünüz" dediler. Telefonla başvurunun kaale alınmayacağını düşünüp Gro- lier'in "borcunuzu ödeyin" mektubuna karşılık 27.2.1990 tarihinde yazılı olarak cevap verdim ve borcumu neden ödemediğimi, aldığım kitap ve kasetlerin değerinin o güne kadar ödediğim taksit tutarını geçmesinin mümkun olmadı- ğını, diğer kaset ve kitaplar gönderildiğinde, ben de bor- cumun devamını ödeyeceğimi bildirdim. Bu arada Grolier- den adını vermek istemedığim bir eleman geldi. Durumu kendisine anlartığımda, "Çok haklısınız. Benim çalıştığım müessese, ama sizin duru- munuzda olan çok kişi var. Hiçbiri bir şey yapamıyor Sözleşmeye attıklan imza onları bağlıyor" dedi. 27ai990'da Kadıköy 4. lcra Müdürlüğü'nden ödeme emri geldi. Hemen itiraz ettığim halde 4.9.1990'da Denizli 3. İc- ra Müdürlüğü'den evıme icra memurları geldi. Paranın bir kısmını yatırıp icranın durdu- rulmasını talep ettim. Fikirle- rini aldığım avukatlar, ödeme- yi yapmamı, sonra mahkeme- ye başvurmam^ önerdiler." Işık Erdoğan-DENİZLİ 3. mektup: Kapımabırakılmış "İngilizce öğrenimiyle ilgili bir ilan üzerine Grolier Hac- hette Dil Eğrtirn ve Ticaret şir- ketinin yetkili satıcısı Papsan Matbaactlık'ı aradım. Birkaç gün sonra işyerime Melih Kuşçu ve Elvan Saltık isimli elemanlarını yolladılar. Görüş- me sonunda karar veremedi- ğimi söylediğimde "İngilizce setlerin fiyatı artacak. Söz- leşmeyi siz şimdi imzalayın 2 gün sonra vereceğiniz ce- vaba göre biz bu sözleşme- yi iptal edeıiz" dediler. Bu öneriyi kabul ettim. 1 gün son- ra da kendilerini arayıp olum- suz yanıtımı bildirdim. Fakat ertesi gün kapıcıya İn- gilizce setin teslimatının yapıl- dığını öğrendim. Bundan son- ra şırket yetkilileriyle uzun gö- rüş meler yapıp durumu defa- larca izah ettiğim halde veri- len sözler dikkate alınmadı ve ben parayı ödeyip istemedi- ğim kitaplan almak zorunda kaldım. Bu olayda hatamı kabul edi- yorum. İnsanlara güvenmem- den, o sıralar işlerimin yoğun olması nedeniyle gerekli dik- kati gösteremememden ve bn raz da ilanın Cumhuriyet Ga- zetesi'nde yayınlanmasından dolayı böyle bir olayı yaşadım. Anladığım kadanyla bu firma için önemli olan sadece setle- rin satılması. Bunun hangi yol- la yapıldığı değil. Çiğdem Korkmaz-İSTANBUL 4 mektup: 200 bin yerine 830 bin lira "30 aileyı ilgilendiren bir ko- nuyu size aktarmak istiyorum. 1990 ağustosunda GROLİER- HACHETTE firmasının pazar- lamacılarıyla 5 adet İngilizce dil kurs kitabı, 4 adet bu kitap- lara ait teyp kaseti, 1 adet kontrol cihazı ve dil kurslarını bize sunacak öğretmen karşı- lığında 200'er bin liralık yazılı sözleşme yaptık. Şu an gerek bana, gerekse sözleşmeyi im- zalayan diğer tüm aılelere, bu sözleşmeden birer örnek bıra- kılmadığını anlamış bulunuyo- rum. Şirket kaset ve kitaplan ağustos sonunda pazarlama- cıları aracılığıyla bir komşu- muza teslim etmiş. Teslim edilen paket içinde bizlerin yaptığı sözleşmeye aykın ola- rak 830 bin liralık bir faturanın gönderilmiş olduğunu gördük. Bir avukatla görüştüm ve derhal sözleşmenin feshini yazılı olarak isteyen bir ihbar- name gönderdim. Ama yara- rı olmadı. Şirket hemen her hafta bana bir ihbarname göndererek parayı ödememi istedi. Bu arada öğretmen göndermelerinin de söz konu- su olmadığını bildirdiler. Hatice Şepşül-Hanifi Cin- Şükran Dolaş-İSKENDERUN
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle