Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/4 HABERLER 14 OCAK 1991
Özsoy: İnönü
sorumsıız
• ANKARA (ANKA) —
ANAP Genel Başkan
yardımcılanndan Halil
özsoy, Körfez krizine
ilişkin politikasından dolayı
SHP Genel Başkanı Erdal
tnönü'yü "bilgisiz" ve
"sonımsuz" olmakla
suçladı. Halil Özsoy dün
düzenlediği basın
toplantısında Anavatan
iktidannın Körfez krizinin
BM kararları çerçevesinde
çözülmesini savunduğunu
belirterek muhalefet
partilerini konuyu iç
politika malzemesi
yapmakla suçladı. özsoy,
"İnönü ve partisi şimdi de
barış havariliğine
soyunmaktadır. Bu tutum
konunun ciddiyetiyle
bağdaşmayan açık bir
tutarsızlık örneğidir. Bu
tutum tnönü'nun
uluslararası konulardaki
bilgisizliğini ve
sorumsuzluğunu açıkça
göstermektedir" dedi
Savaş
çıgırtkanlıgı
• ANKARA (ANKA) —
Egit-Der Genel Başkanı
Mustafa Gazalcı, tüm
öğretmenlerin "savaşa
hayır" dediğini belirterek
savaş çığırtkanlığı yapanları
eleştirdi. Mustafa Gazalcı,
ANKA'ya yaptığı
açıklamada, Körfez
krizinden dolayı okullarda
yapılan savunma
tatbikatlarının, televizyonda
yer alan savaş
programlarırun ve savaş
çığırtkanlığı yapan
demeçlerin son derece
sakıncalı olduğunu
belirterek şunları söyledi:
"Bunları eğitim açısındanj
son derece sakıncalı
buluyoruz. Bu uygulamalar, j
çocuklann, öğrencilerin ruh j
sağlığını bozuyor.
Emniyete
bomba
• Istanbnl Haber Servisi
— Fatih Emniyet
Amirligİ'nin arka bahçesine
dün gece kimliği henüz
belirlenemeyen kişi veya
kişilerce bomba konuldu.
Boraba, imha ekiplerince
etkisiz hale getirildı. Bu
arada, bazı gazetelere
telefon eden bir kişi, yasa
dışı Devrimci-Sol adlı örgüt
adına aradığını belirterek,
bombayı 3 ocak genel grevi
ile 4 ocakta başlayan işçi
yürüyüşünde polis ve
jandarmanın tutumunu
kınamak amacıyla
koyduğunu söyledi.
Zincirkıran
genel başkan
• ANKARA (AA) —
Bayrak Partisi'nin 3.
Olağan Genel Kurulu, dün
Ankara'da yapıldı. Genel
kurulda, seçimler sonucu
genel başkanhğa Ufuk
Zincirkıran getirildi. Bayrak
Partisi'nin Oba
Salonu'ndaki genel
kurulunda yapılan seçimlere
iki liste halinde girildi. Eski
Genel Başkan Yaşar
Yurtöven 6 oy alırken, 45
oy alan Ufuk Zincirkıran
yeni genel başkan oldu.
PKK
davası
• İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) — Izmir DGM'de
karara bağlanan 26 sanıklı
PKK davasında, Yargıtay
hapis cezalarım bazı
sanıklar lehine bozdu.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi
yapılan incelemede,
sanıklardan Zahir Dinler ve
Mehmet Akyol'un orgüt
yöneticisi değil üye
olabilecekleri,
Abdurrahman Türk'ün de
örgüt uyelerine yardım
ettiğini kanıtlayan yeterli
belge olmadığı, bu nedenle
aklanması gerektiği
görüşüne vardı. Yargıtay 9.
Ceza Dairesi ayrıca örgüt
yöneticisi olduklan savıyla
29 yıl ağır hapis cezasına
çarptırılan Şehmuz Poyraz,
27 yıl ceza alan lbrahim
özmen ve 15 yıl ağır hapis
cezasına çarptırılan
Mehmet Ali Orak'ın
yargılanmalarında usulle
ilgili eksiklikler
yapıldığından, bu sanıklar
hakkında verilen kararları
da bozdu.
DSP lideri, Körfez krizinin Türkiye'nin öncülüğünde, ilgili ülkeler tarafından çözümlenmesini isted
Ecevit'ten 11 maddelik barış planı1 Çözüm ilgili ülkeler arasında aranmab.
2 Irak, Kuveyt'ten çekilmeli. Kuveyt, Irak'ı Bubiyan
ve Warba adalarından yararlandırmalı.
3 Irak-Kuveyt arasında bu şekilde anlaşma olursa, iki
ülke arasındaki duyarlı bölgeler askerden
arındınlmalı. Güvenlik, BM barış gücü tarafından
sağlanmah.
4 Körfez bölgesinden yabancı askerler çekilmeli.
5 Kriz öncesi Kuveyt'e yerleşmiş olanlara yurttaşhk
hakkı tanınmalı.
6 Ortadoğu'daki petrol üreticisi ülkeler, .üretim
kotaları ve fiyatları konusunda politika saptamalı.
7 Kriz süresinde yüksek kazanç sağlayan ülkeler, bu
kazançlarının makul bölümünü BM'nin kuracağı fona
aktarsın.
8 îsrail dahil, Ortadoğu'da silahsızlanma ve
saldırmazlık anlaşması yapılsın.
9 Filistin sorunu, FKÖ, îsrail ve Ürdün arasında ele
alınmalı.
10 Lübnan'ın bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü BM
tarafından güvence altına alınmalı.
11 Ortadoğu'da demokratikleşme eğilimlerine moral
destek sağlanmah.
çozum
Ecevit,
ANKARA
(Curaburiyel
Biirosu) —
DSP Genel
Başkanı Biilent
Ecevit, Körfez
ve Ortadofu
sorunlarına "barışçı
planı" önerisi getirdi.
"BM Güvenlik Konseyi kararla-
rından ödün verilmeksizin ve
Irak aşırı ölçüde köşeye sıkıştı-
nlmaksızın banşçı çözüm sağ-
lanabilir" dedi. DSP lideri,
Türkiye'nin Körfez savaşım ön-
lemek üzere bir bölgesel güven-
lik sistemi için gecikmeksizin gi-
rişimde bulunması gerektiğini
vurgulayaTak Cumhurbaşkanı
Turgut Ozal'ı ABD Kongresi'ni,
"savaş karan almaya zorlamak-
la" suçladı.
Ecevit, dün partisinin merkez
karar ve yönetim kurulu
(MKYK) toplantısının ardından
düzenlediği basın toplantısında,
MKYK'run benimsediği "Körfez
bunalnnma ve Ortadogu sonın-
lanna kapsamlı banşçı çözüm
planı"nı açıkladı. 15 ocak tari-
hinin, banşçı çözüm arayışlan-
nın sonu olmak yerine bir uzlaş-
ma ortamının başlangıcı olma-
sı gerektiğini kaydeden Ecevit,
Cumhurbaşkanı Özal'ın "raace-
racı ve kumarcı dış politikası ile
açıktan ve ısraria savaş kışkırtı-
cılığı yaptığını" soyledi. Bu du-
rumun "güçlü ve saygın bir Ba-
tılı bölge iilkesi durumundaki
Türkiye'yi Körfez bunalımında
uzlaştıncı bir arabuluculuk işlevi
üstlenme olanağından yoksun
bıraktıgını" savundu.
ABD'nin ve bazı Batılı ülke-
lerin kendi cıkarlan için Ortado-
ğu'daki "çağdışı rejimleri ayak-
ta tutmaya calıştığım" kaydeden
Ecevit, bölge sorunlannın böl-
ge ülkelerince ve birbirleriyle
uyumlu ve eşzamanlı olarak ele
alınarak çözümlenmesi gerekti-
ğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Özal'ın ön-
ceki gece televizyonun birinci
kanalında da yayımlanan
CNN'e verdiği demecinin
"Özal'ın istemiyle TRT tarafın-
dan sansür edildiğini" öne süren
Ecevit, Özal'ın bu söyleşisinde
Ortadoğu'da bir güvenlik siste-
mi ile ilgili girişimlerin savaş
sonrasına ertelenmesini istediği-
ni, "Siz savaş seçeneğinden ya-
na mısınız" sorusuna da "Evet,
evet" diye yanıt verdiğirû anlat-
tı. Bu bölümlerin Türk kamuo-
yundan saklandığını belirten
Ecevit, "Türkiye, bir Körfez sa-
vaşı ardından değil, Körfez sa-
vaşını da önlemek üzere bir böl-
gesel güvenlik sistemi için daha
fazla gecikmeksizin girişimde
bulunmalıdır" dedi.
DSP MKYK'nm dünkü top-
lantısında kabul edilen "banş
planı" özetle şöyle:
"— Körfez • bunalımına çö-
züm, bölge dışı ülkelerin kanş-
ması veya kalılımı ile değil, so-
runla doğrudan ilgili bölge ül-
keleri arasında aranmalı, gerek-
sinme duyulduğunda, BM Ge-
nel Sekreteri'nin arabuluculuğu
istenmelidir.
— Irak Kuveyt'ten çekilmeli,
Kuveyt de Irak'ı Bubiyan ve
Warba adalanndan yararlandı-
rarak Körfez'e güvenli çıkış ola-
nağına kavuşturmalı.
— Irak ve Kuveyt toprak so-
runlannda anlaşmaya vanrlarsa,
iki ülke arasındaki duyarlı böl-
geler askerden arındınlmalı,
Güvenlik BM Banş Gücü tara-
fından sağlanmaudır.
— Irak'm Kuveyt'ten çekilme-
si üzerine Körfez'deki tüm ya-
bancı askeri birlikler buradan
çekilmelidir ve onların yerini de
bir BM Barış Gücü almalıdır.
— Kuveyt, bunalımdan ve iş-
galden önce bu ülkeye yerleşmiş
ve fiilen Kuveytli olmuş Arapla-
ra ynrttaşlık hakkı tanınmalıdır.
— Ortadoğu'daki petrol üre-
ticisi ülkeler petrol üretim kota-
lan ve fiyatları konusunda dün-
ya ekonomisinin esenliğini de
gözeten bir ortak politika sap-
tamalı ve bu ortak politikayı
OPEC'e sunmahdırlar.
— Körfez bunalımı dolayısry-
faı petrolden veya silah satışlann-
dan yüksek kazançlar sağlayan
ülkeler, bu ek kazançlarının ma-
kul bir bölümünü BM kararıy-
la kurulacak bir fona yatırma-
lıdırlar. Bu fonda birikecek kay-
naklar, Körfez bunalımı nede-
niyle ağır ekonomik zarara uğ-
rayan ülkelere, bir gecici Birleş-
miş Milletler Komisyonu tara-
fından hakça dağıtümalıdır.
— Birleşmiş Milletler gözeti-
minde, Îsrail dahil tüm Ortado-
ğu ülkelerinin katılacakları bir
genel silahsızlanma ve saldır-
mazhk anlaşması çerçevesinde,
öteki bölge ülkeleriyle birlikte
Irak da bütün toptan yok edici
silahlarını ve bu tür silahlar üre-
tebilme olanaklarını tasfıye et-
meyi kabul etmelidir. Böyle bir
anlaşmayla tum bölge ülkeleri-
nin güvenlik gereksinmelerini
büyük ölçüde karşılayan bir or-
tak güvenlik sistemi oluşabile-
cektir.
— Filistin sorunu, tsrail'le
tüm Arap ülkeleri arasında bir
sorun olmaktan çıkarılarak so-
runla doğrudan ilgili İsrail, FKÖ
ve Ürdün arasında ele alınmalı-
dır. Sorunun çözümune yönelik
görüşmeler, bölge dışı ülkeler
kanşmaksınn BM Genel Sekre-
teri'nin gözetiminde yürütül-
melidir.
— Lübnan'ın tam bağımsızlı-
ğı ve toprak bütünlüğü Birleşmiş
Milletler'ce etkili biçimde güven-
ce altına alınmalıdır.
— Demokrasiyi benimseyen
ve insan haklanna saygı göste-
ren ülkeler ve kunıluşlar, bölge
ülkelerinin iç işlerine kanşma-
mak koşuluyla Ortadoğu'da de-
mokratikleşme eğilimlerine mo-
ral destek sağlamalıdırlar."
Ecevit, gazetecilerin sorulannı
yanıtlarken ABD'nin krizin ba-
şında hava saldırısı ile Irak'ı güç
duruma düşurme olanağını kul-
lanmadığını dile getirerek bugun
Irak silahlarının etki alanında-
ki 400 bine yakın Amerikalının
büyük bölümünün bir savaşta
ölebileceğini, bu nedenle iki ta-
rafın da savaş riskine girecekle-
rini sanmadığını söyledi. ABD
Başkanı Bush'un Kongre'den sa-
vaş yetkisini "ucu ucuna" aldı-
ğını belirten Ecevit, ABD kamu-
oyunun çıkacak bir savaşta çok
sayıda Amerikalının ölmesi ha-
linde duyarlılık göstereceğini
kaydetti. Ecevit, bir soru üzeri-
ne de barış planının Irak ve Ür-
dun yetkililerine de ileüleceğini
bildirdi.
SIN1RDA GÖÇ — Güneydogu ve Dogn bölgesinde yogun saatler yapuuyor. Köylüler iç kısımlara giderken askerler sınıra gönderiliyor. (Vedat Yenerer)
Sınır köyleri boşaltıldı...Habur'a giden E-24 Karayolu'nun iki yanına
askeri birlikler mevzilendi. Bölgede kalanlar
siper kazmak için izin bekliyor. Habur
kapısındaki asfalt yol, geçiş olmaması için
dozerler tarafından tahrip edildi.
Ögretmenlerden 14 ocak gününe kadar
smavları bitirmeleri istendi.
FARUK BİLDİRtCİ
ÜMtT ASLANBAY
KIZILTEPE / StLOPİ / HA-
BUR — 15 ocak tarihinden son-
ra olası bir savaş nedeniyle
Türkiye'nin Habur'dan başlaya-
rak Irak ile sıfır noktasında bu-
lunan köylerinin hemen hemen
tümüyle bosaldığı gözlendi. Ha-
bur'a kadar inen E-24 karayolu-
nun her iki yanında askeri bir-
liklerin, tankların mevzilendik-
leri görülürken, Habur kapısı-
nın karşı tarafında da Irakhlar
tarafından siper ve mevzilerin
hazırlandığı dikkat çekti. tki ta-
rafa geçiş olmaması için dozer-
lerle asfalt yolun tahrip edilerek
ortadan kaldırıldığı Habur sınır
kapısının üst yanında kalan ve
maddi imkânsızhk nedeniyle
başka yere gidemeyen köylüler
"sığınak kazmak için" izin
bekliyor.
Dün E-24 boyunca askeri bir-
lik ve araç sevkıyatının sürdüğü,
bunda sivil otobüslerin de k^l-
lanıldığı gözlenilen Silopi-
Habur hattında halkın "savaş
panigi" sürüyor. Bölgede bulu-
nan SHP Diyarbakır Milletveki-
li Fuat Atalay, TBMM Başkanı
Kaya Erdem ile Başbakan Yıldı-
nm Akbulut'a birer telgraf çe-
kerek halkın açhk ve soğuk kar-
şısmda köylerini terk ettiğini,
hükümetin bir an önce olanak-
larını seferber ederek barınma
merkezleri kurmasını istedi.
Mardinliler her gün, sabahın
erken saatlerinde alçak uçuş ya-
pan jetlerin gürultüleriyle uya-
nıyor. Savaşı bu denli yakınla-
rında hisseden Mardinliler, ba-
tıya doğru giden otobuslere gi-
diş parasının yanı sıra dönüş üc-
retini de ödemek zorunda kalı-
yorlar. Çünkü otobüsler dolu gi-
dip boş geliyor.
Bankalardan paralannı çeke-
meyen vatandaşlar, ellerindeki
malları ucuza da olsa satmaya
çalışıyorlar. Sınırdan kaçak gi-
ren maiların satıldığı bir pasaj-
da satıcı, Cumhuriyet muhabi-
rine, "Abi, yeni mal gelmiyor.
Elimizdekini satsak da pazartesi
şuradan bir kaçsak" diyor. Kent
içi taşımacılığın yükünü çeken
eşekler bir evin önünde odun
yükleriyle beklerken, içeriden
kocasına bağıran kadının sesi
"Savaş çıkacak, odunu ne yapa-
caksın?" diye yükseliyor.
Uçakların gürultüsünden
korkan 10 yaşlanndaki bir ço-
cuk, uçak sanki tepesine değe-
cekmiş gibi başını ellerinin ara-
sına alarak yere siniyor. Ama sa-
vaştan bu denli-etkilenen kent
halkını hava saldırısından uya-
racak siren sistemi kurulmamış.
Belediye, Sivil Savunma Müdür-
lüğü'ne, 70 milyon liralık bir
harcama ile kentin her tarafına
hoparlörler yerleştirilebileceğini
bildirmiş. Ama alınan yanıt,
"Çok pahalı. Biz uyarılan, ara-
balara hopariörier koyup dolaş-
tırarak yaparız" biçiminde
olmuş.
Mardinliyi en çok korkutan,
kalenin bulunduğu tepede yer
alan radarlar. Kentlilerin deyi-
şiyle "büyük kulaklar Saddam-
ın kenti hedef almasına neden
olabilecek."
Peşmergeler ne diyor?
Mardin-Kızıltepe arasındaki,
yaklaşık 12 bin peşmergenin ya-
şadığı kamp oldukça sakin.
Dünyadaki savaş tartışmalanna
ve kampın önünden geçen yol-
dan sürekli askeri birliklerin ta-
şınmasına aldınş etmeyen peş-
mergeler ile Cumhuriyet muha-
birinin görüşmesine Mardin Va-
lisi Bolal Bolatoğlu izin
vermiyor.
Ama kampın önündeki peş-
mergeler, Cumhuriyet muhabi-
rine "Savaş çıkmaz" diyerek sa-
kinliklerinin nedenini tek cüm-
leyle açıklıyorlar. Bir peşmerge-
ye göre "Saddam'ın gücü bütun
dünyaya yetmez. Zaten Türkiye^
ye de saldıracak gücü yok. Sa-
vaş çıkarsa kısa sürede biter."
Savaşın çıkması durumunda
bile kendilerinin bulunduğu
Çift taraflı büyıik göç
VEDAT YENERER
ERGUN AKSOY
CİZRE/SİLOPİ — Körfez
krizinde "kritik gün"un arife-
sinde Güneydoğu'da çift taraf-
lı goç yaşanıyor. Askeri birlik-
lerin Güneydoğu'ya sevkıyatı
sürerken siviller çoluk-çocuk,
eşyalarım sarıp sarmalamış, ter-
sine "sevkıyat" halinde. Irak sı-
nırı boylarındaki köyler hemen
hemen tamamen boşalmış du-
rumda. Kimileri Mersin'e, Ada-
na'ya, Gaziantep'e diye yola
çıkmış, kimileri de parasızlıktan
sınırdan biraz daha uzak köyle-
re, kasabalara taşınıyorlar. Yö-
re halkının en büyük şikâyeti
"ilgisizlik", "parasızlık". Bu
göç trafiğinin hareketliliği, en
çok taşıma şirketlerini sevindi-
riyor. Nakliyecilerin ve otobüs
şirketlerinin taşıma ücretlerine
yaptıklan "kriz zammı" ayrı bir
yakınma konusunu oluşturu-
yor.
Silopi'ye bağlı Ihca mezrasın-
dan tası-tarağı toplayıp E24 Ka-
rayolu'ndaki boş dükkânlara
yerleşenler, 70 kilometrelik
Silopi-Cizre etabına taşıma üc-
reti olarak tamı tamına 350 bin
lira verdiklerini anlatıyorlardı.
30 metre karelik dükkânlar-
da yaşamaya başlayan llıcalılar,
kadın, çoluk-çocuk, balık istifi
üst üste yığılmışlar.
Koytan ailesinin reisi Ağit
Koytan, kaçmaktan başka çare-
lerinin kalmadığını, bundan
sonraki hedeflerinin Mersin eta-
bı olduğunu söyluyor. "Bizlerin
yerinde sizler olsaydınız ne
yapardınız" sorusunu yönelti-
yor. Yanıt alamayınca konuş-
masını şöyle surdürüyor: *
"Savaş bizim gibi yoksulları
sefalete sürükler. Gerçi yerleş-
tiğimiz bu dükkânlar da ateş al-
tında, ama sınırda Irak askerle-
riyle bakışmaktan iyidir. Belki
biraz geç ölürüz. Tek endişemiz
küçük çocuklann soğuğa daya-
namayıp telef olmalan. Devlet
biiyüklerimizden tek isteğimiz
hiç olmazsa çocuklarımızı kur-
tarsınlar."
Yoğun yolcu talcbini karşıla-
mak için seyahat acentelerinin
ek seferler düzenlemesine karşın
şehirlerarası yolcu biletlerinin
karaborsaya düştüğü öğrenildi.
Silopi'den Ankara'ya yolcu bi-
let fiyatının 60 bin liradan 150
bin liraya, 700 bin liraya Mer-
sin'e eşya taşıyan kamyonların
da çıkan panik ortamından ya-
rarlanarak taşıma fiyatını 1.5
milyona yükselttikleri bildirildi.
Yurttaşlar belediye ve Maliye'-
den fıyatlann kontrol edilmesi-
ni istediler.
Silopi'nin DYP'li Belediye
Başkanı Neset Ökten, Silopi ve
çevresinden günde ortalama 200
ailenin başka kentlere göçtüğu-
nü belirterek köyleriyle birlikte
50 bin nüfuslu Silopi'nin yarı
yarıya boşaldığmı söyledi.
SHP Silopi İlçe Başkanı Ad-
nan Kayaalp de hükümeti Kör-
fez krizinden bu yana bölgeye
olası bir kimyasal bomba saldı-
rısına karşı hiçbir önlem alma-
makla suçladı.
Cizre ANAP 2. Başkanı Ta-
hir Mungan da Cizre, Silopi ve
sınır köylerinin üçte birinin sa-
vaş korkusu nedeniyle boşaldı-
ğını belirtti.
kampın çevresinin bundan etki-
lenmeyeceğine inanan peşmer-
geler, bölge halkına 'kimyasal
silahla ilgili deneyimlerini" ak-
tarıyorlar.
Kimaysal silahın ne oldu-
ğunu asıl bilenlerüı artık hayat-
ta olmadıklannı anımsatan bir
peşmerge, "Kimyasal silahın çe-
şitleri vardır. Yağmur gibi gelen-
den korkma, ama hava gibi, sis
gibi gelirse çok tehlikesi vardır.
Yapacak bir şey yoktur, kapıyı
pencereyi kapatıp oturmak
İazımdır" diye anlatıyor.
Bir Kızıltepeli, huzün dolu
otobüsun ardından bakarken
Körfez krizi sonrasında değişen
ekonomik durumlannı "Eski-
den herkes Marlboro içerdi.
Şimdi yine filtresiz sigaralara
döndük" diye değerlendiriyor.
Bölgeden uzaklaşmaya çalışan-
lar ise "memurların, yetkililerin
ailelerini batıya gönderdiğine"
dikkat çekerek, savaş olasılığı-
nın arttığına inanıyorlar.
Bu arada sınıra yakın köyler-
de bannan Salib Tutuğ ve Sey-
man Tayboğa gibi sakat yuntaş-
lar da hiçbir yere gidememenin
paniğini yaşayıp yetkililerden
yardım isterlerken, Irak sınırının
yakınındaki Kapıhköy'de 70 ha-
neden 65'inin bosaldığı bildiril-
di.
Öte yandan sınıra yakın Baş-
köy halkı adına konuşan Hacı
Eylenen ise yetkililere seslenerek
"Bizim yol paramız yok. Her-
hangi bir yere de kaçmaya gü-
cümüz yok. Ne yapacağız?"
dedi.
Irak sınırına günlerdir süren
askeri sevkıyatın dün de tank,
zırhlı araç, jip ve askeri birlik-
lerle sürdüğü göruldü. TIR'lar-
la taşınan zırhlı araçlann peşin-
den eski model kamyon ve jip-
lerin gittiği, bunlann da zaman
zaman yolda arıza yaptıklan ve
birbirleri tarafından cekildikle-
ri dikkat çekti. Askeri birlik ve
tanklar, yolun her iki yanında-
ki askeri açıdan uygun yerlere
kamufle edilerek yerleşirlerken,
arkadan da takviye araç ve as-
kerin gelerek bunlara katıldıkla-
rı görüldü.
Büyük bir bölümü boşalan
Silopi ilçesinde halkın panik ha-
linde bölgeden uzaklaşmaya ça-
lıştığı görülüyor.
ABD'nin alternatif girişimi
Üslerle doğrudan
haberleşecek
Amerika, Körfez'de olası bir savaşa hazırlık
olarak Türkiye'deki askeri üsleriyle PTT.
santrah dışında bir bağlantı sistemi kuruyor.
Uydu üzeri lalternatif haberleşmenin ilki
İncirlik'le yapıldı. Sinop sırada.
TAYFUN GÖNÜLLÜ
ANKARA — ABD, Türki-
ye'de bulunan üslerine alterna-
tif haberleşme sistemi kurma-
ya başladı. llk bağlantının ln-
cirlik Üssü'ne yapıldığı Sinop
Üssü'nün de dev-eye girmek
üzere olduğu bildirildi. Yetki-
liler, yeni projeyle ABD'lilerin
PTT santrahna girmeden üsle-
riyle konuşabileceğini ve kont-
rolleri sağlayabileceğini kay-
dettiler.
PTT bünyesinde ABD'li uz-
maalarca kurulan uydu üzeri
alternatif haberleşme projesi-
nin bakım ve işletmesini tüm
üslerle bağlantı kurulduktan
sonra PTT yapacak. ABD'nin,
bu sistemle Türkiye'deki üsle-
rinin uydu ve bilgisayar aracı-
lığıyla cephanelik, güvenlik ön-
lemleri, oda sıcaklıklan gibi
birçok konuda kontrol sağlaya-
bileceği kaydedildi.
Ulaştırma Bakanı Cengiz
Tuncer, kara, hava, demiryo-
lu ve haberleşmeyle ilgili bütün
alanlarda tüm önlemlerin aJın-
dığını belirtti, "Ancak bunlan
açıklayamam" dedi.
Bu arada PTT Genel Mü-
dürlüğü, Güneydoğu bölgesin-
deki kritik bölgelerde bulunan
merkezlerindeki tüm teçhizat-
larını yedekledi. Yetkililer,
merkezlerde her zaman yedek
bulunması gerektiğini, ancak
bunlann sürekli olarak kulla-
nıldığını, ilk kez kriz nedeniy-
le yedeklenıe yapüabildiğini be-
lirttiler.
PTT yetkilileri aynca Genel-
kurmay Başkanhğı'ndan bir is-
tek gelmediği halde PTT'de iki
tane bulunan mobil yer uydu
istasyonunu Diyarbakır Tele-
fon Başmüdürlüğü'ne gönder-
di. Yetkililer, herhangi bir
olayda "zaman kaybı" doğma-
ması için istek gelmeden gön-
derildiğini belirttiler.
PTT uzmanları ayrıca,
Türkiye'nin dahil olabileceği
bir savaş durumunda haberleş-
me sisteminin yok edilemeyece-
ğini, çok alternatifli haberleş-
me sistemıne sahip olunduğu-
nu kaydettiler. Yetkililer,
Türkiye ile Irak'ın karşıhkü ka-
rasal haberleşme bağlantısının
olduğunu belirttiler. Irak'm ha-
berleşmesinin İran gibi olmadı-
ğını, bu ülkenin çok alternatifli
haberleşme sistemlerine sahip
olduğunu ifade ettiler.
lran-Irak savaşında Irak'ın
iki hava saldınsında Iran'ın yer
uydu haberleşme merkezini iş-
lemez hale getirdiği ve alterna-
tifli haberleşme sistemlerine sa-
hip olmayan tran'ın güç du-
nımda kaldığı belirtildi. Bunun
üzerine Türkiye'den yardım is-
teyen İran için Iğdır'dan rad-
yolink hattı çekildiği, 5 süper
grup üzerinden 60 kanal sağ-
landığı, böylece Türkiye üze-
rinden savaşın sonuna kadar 3
yıl süreyle ABD ve Avnıpa ile
haberleşme olanagma kavuştu-
ğu belirtildi.
Irak'ın haberleşme sistemi-
nin geniş olduğu Suriye ve
Türkiye ile karasal bağlantısı-
nın yanı sıra yer istasyonunun
da olduğu belirtildi.
TANSU ÇİLLER
Komşularunızla iyi
geçinmek zorıındayız
DYP Genel Başkan Yardımcısı Prof.
Çiller, "Türk halkının Baker'ın gezisinin
içeriğini bilmeye hakkı var" dedi.
İSTANBUL (AA) — DYP
Genel Başkan Yardımcısı Tan-
su Çiller, Türkiye'nin Ortado-
ğu'da kalıcı bir ülke olduğunu
ve kısa vadeli kazanç hesapla-
rıyla bölgedeki konumunu
unutmaması gerektiğini bildire-
rek Türkiye'nin komşu ülkelerle
iyi geçinmek zonında olduğu-
nu söyledi.
DYP tstanbul İl Kadın Ko-
misyonu'nca Lunapark Gazi-
nosu'nda düzenlenen toplantı-
da konuşan Tansu Çiller, ABD
Dışişleri Bakanı James Baker'ın
Türkiye'de temaslarda bulun-
duğunu, Baker'ın temasların-
dan Türk halkının haberdar
edilmesi gerektiğini kaydetti.
Çiller, "Bugün (dün) vaatler ve-
rilecek, tncirlik Üssü'nün kul-
lanılıp kullanılmayacağına ka-
rar verilecek. Buna sizin seçti-
ğiniz Meclisçe mi, yoksa kanun
dışı yöntemlerle mi karar veri-
lecek? Türk halkının bunu bil-
meye ve gelişmelerden haberdar
olmaya hakkı var" diye konuş-
tu.
Çiller, Türk halkının, vatanı-
na yapılacak saldırı karşısında
kimseden korkmayarak karşı
koyabileceğini, ancak böyle bir
tehlike olmadan savaşa girilme-
sinden yana olmadıklannı vur-
guladı.
Muhtemcl bir sa\aşta, petrol
fiyatlannm yükseleceğine işaret
eden Çiller, "Kıtlık ve kuyruk
dönemi istemiyorsak, bu kom-
şuluğu yapmak zomndayu" di-
ye konuştu.
Son 10 yıldır enflasyonun
aşağıya çekileceği vaatlerinin
gerçekleştirilemediğini kayde-
den Çiller, 1980 öncesi tanmda
çalışanların ve Türk işçisinin
milli gelirden aldığı pay yüzde
30 iken, bunun şimdi yarı yarı-
ya azaldığını söyledi.
"Yoksa ülser
olacaktım"
Türkiye'nin 1980 öncesi mev-
cut iç borcunun 176 kat fazla-
laşarak 60 trilyona ulaştığnıı, 13
milyar dolar olan dış borcunun
ise 50 milyar doları aştığını ve
bunu ödeyecek gücü bulunma-
dığını anlatan Çiller, şöyle de-
vam etti:
"Hangi yatınm ve hangi üre-
timle ödenecek bu borç. Yolla-
n Avrupa'ya satıp bu borcu
ödeyebilir miyiz? Biz 'Bu bor-
cu alırken hesabını yaptın mı?'
diyoruz. 'Bu hak millete reva
mı?' diyoruz. Ben politikava bu
gerçekleri halka duyurmak için
girdim, yoksa ülser olacaktım."
Toplantıya DYP tstanbul Jl
Başkanı Orhan Keçeli ve DYP
uyesi kadınlar katıldılar.