Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14OCAK 1991***
BîRMEKTUP
Bakımsız
mezarlıklar
• Istanbul genelınde
bütün mezarhklar
bakımsızbktan çok kötü
bir durumda. Ziyarete
gelenler, mezarlıktaki
çalılıklar arasında
yürümekte zorluk
çekiyorlar. Yetkililerin bu
durumla yakından
ilgilenmeleri gerekiyor.
SEMRA ÜZMEZ
EYAZITLÂN
Yağmurda
çıkış
yok
• Kapalrçarşf nın Beyazıt
kapısı çıkışı, yağmurlu
günlerde geçit vermiyor.
Çıkış kapısının hemen
önünü kaplayan su
birikintisini geçmek için
yurttaşlar cambazlık
yapıyor. Buranın turistik
bir yer olduğu da
düşünulürse meydana
geien görüntü hoş bir
durum yaratmıyor.
Kapıdaki mazgalların
tıkanması ve yoldaki
eğimin su birikintisine
neden olduğunu belirten
yurttaşlar, belediye
yetkililerinden bu konuda
bir çözüm bekliyor.
KENTYÂŞAM CUMHURtYET/l 7
TELEFONLAR'Istanbııl Gravürü' ucuza ffittidsi — Librairie de
Pera'nın haarladığı VII. Antika
Kitap Müzayedesi, dün The
Marmara Oteli Opera Salonu'n-
da düzenlendi. Sahaflar Çarşı-
sı'nın mezat ustası İbrahim Ma-
nav'ın yönettiği keyifli müzaye-
dede, kitap, gravür ve haritadan
oluşan 150 objeden 149'u alıcı-
larını buldu.
Hartmann Schedel'in 1493 ta-
rihli, yaklaşık 500 yıllık "îstan-
bul Gravürü", Manav'ın, "Ucuz
gidiyor, yapmayın" diyen sözleri
ardından 15 milyona Erdoğan
Demirören tarafından satın alın-
dı. Gravürün açılış bedeli 2 mil-
yon yüz TL'ydi. Müzayedede ün-
lü gezgin Corneille Le Brun'un
Doğu gezileri gözlemlerini su-
nan kitabı "Voyage au Levant",
15 milyona ressam Mehmet Gü-
leryüz tarafından satın alındı.
Sir Paul Rycaut'nun 2 milyon
100 bin TL. açılış fıyatlı "The
History of the Turkish Empire
from the Vear 1623-to the Year
1677" adlı kitabı 6.5 milyon
TL'ye yine ressam Mehmet Gü-
leryüz tarafından satın alındı.
\Villiam VVittman'ın "Travels
in Turkey" adlı kitabınm açılış
fiyatı 2 milyon 400 bin TL'ydi.
Geçen yıl Londra'da düzenlenen
müzayedede Kültür Bakanlığı
tarafından 1540 sterline (yakla-
şık 9 milyon 250 bin TL) satın
alınan kitap dünkü müzayedede
5 milyon TL'ye sigortacı David
Cohen tarafından alındı. Mah-
mud Raif Efendi'nin yalnızca
200 adet basılmış "Tableau des
Nouveaux Reglements de L'Em-
Yoğun
4 can aldı
15 MtLYONA SATILDI — Htrtman Schedel 'in 500 yıllık 'tstanbul Gravürü" 15 milyon üraya Erdo-
ğan Demirören tarafından satın alındı. (Fotoğraf: Abu Antmen)
pire Ottoman" adlı eseri, yine
geçen yıl Londra'daki müzaye-
dede 9350 sterline (yaklaşık 56
milyon TL.) satılmıştı. Bu mü-
zayedede Mahmut Raif Efendi-
nin eseri 6 milyon 500 bin TL'ye
alıcısını buldu.
Müyazededen Asaf Halet Çe-
lebi'nin "El yazısı şiir defteri" 3
milyon yüz bin TL'ye satılırken,
Fransız edebiyatının klasiklerin-
den, el yapımı Japon kâğıdına
basıh "Choix de La Fontaine"
adlı kitap 3 milyon 700 bine sa-
tıldı.
ibrahim Manav'ın "siyah po-
şetli kitap" olarak tanıttığı Bem-
hard Stern'in "The Scented
Garden" adlı, Yakın Doğu'daki
kadın-erkek ilişkilerine ışık tu-
tan kitabınm açtlış fiyatı 190.000
TL'ydi. Kitap 2 milyon TL'ye
Mehmet Güleryüz'ün oldu.
Sir Paul Rycaut'nun "The
Present State of the Ottoman
Empire" adlı kitabı Sotheby'nin
Londra'da düzenlediği müzaye-
dede 3840 sterline satılmıştı.
Dün 1 milyon 800 bin açılış be-
deli ile tanıtılan kitap 3 milyon
900 TL'ye alıcısını buldu.
Sıra Seyyid Mehmet Izzet'in
"Çay Risalesi" adb kitabına gel-
diğinde Manav müzayedeye ara
verdi. Çay arası sonrasında an-
tikacı Gündağ Kayahan, Turgay
Artam, ressam Mehmet Güler-
yüz, Sevgi Göniil ve Vitali Hak-
ko gibi isimlerin de izlediği mü-
zayedede kitap tutkunları ağır-
lıklı olarak Türkiye tarihi ve İs-
(anbul'la ilgili kitaplar geçidini
Manav'ın tanıtımıyla izlemeye
devam etti. Müzadeyenin sonla-
rına doğru Sir Paul Rycaut'nun
"The History of the Turks" ad-
lı kitabı ise 12 milyon TL'ye aiı-
cı buldu.
İstanbul Haber Servisi —
Marmara ve Iç Anadolu bölge-
lerinde önceH gece etkili olan
sis, trafik kazalarına neden ol-
du. Sis nedeniyle dün sabah sa-
atlerinde îstanbul'un bazı bölge-
lerinde görüş mesafesi 20 met-
reye kadar düştü. Yoğun sis ne-
deniyle E-6 karayolunun Hasdal
Viyadüğü girişinde meydana ge-
len trafik kazasında 4 kişi öldu
1 kişi yaralandı. E-5 ve E-6 ka-
rayollannda maddi hasarlı kaza-
lar da meydana geldi. Devlet
Meteroloji İşleri Genel Müdür-
lüğü yetkilileri sisin önümüzde-
ki günlerde de etkisini sürdüre-
ceğini belirttiler.
Istanbul'u önceki gece etkile-
yen yoğun sis çok sayıda trafik
kazasına neden oldu. Dün sabah
etkisini arttıran sis nedeniyle
Hasdal Viyadüğü'nde meydana
gelen kazada 4 kişi öldü, 1 kişi
yaralandı. Saat 03.30 sıraların-
da Süleyman Diindar Dönmez-
kılıç'ın kullandığı 34 BVL 75
plakalı TIR görüş mesafesinin
düşmesi yüzünden 34 ETD 69
plakalı özel araca çarptı. Kaza
sırasında özel araçta bulunan
Selahattin Bayrak, Hasan Bay-
rak, Bedriye Ozdemir ve 8 aylık
bebek Hakan Özdemir ölürken
TIR sürücüsü Süleyman Dün-
dar Dönmezkılıç hafif yaralan-
dı. Kazadan sonra E-6 karayo-
lunun Hasdal Viyadüğü girişi
bir süre trafığe kapatıldı.
Yine E-6 karayolunun Ata-
türk Havalimanı girişinde dün
sabah meydana gelen zincirleme
trafik kazasında 20 araç birbi-
rine girdi. Trafiğin uzun süre ak-
sadığı otoyolda araçların geçişi-
ne iki saat kadar sonra izin ve-
rildi. Kocasinan karakolu yetki-
lileri, kaza sırasında 15 kişinin
yaralandığmı, yaklaşık 50 mil-
yon liralık da maddi hasarın
meydana geldiğini belirttiler.
Çanakkale Boğazı'nda da bir
haftadır meydana gelen ve deniz
trafiğinin aksamasına sebep
olan yoğun sisten korunmak
için dün limana sığınmak isteyen
Ömer Faruk isimli Türk şilebi,
Çanakkale Limanı Subay Loj-
manları önünde karaya oturdu.
Ankara'da da sabah saatlerin-
de etkili olan sis nedeniyle Esen-
boğa Havalimanı'ndan uçakla-
rın iniş ve kalkışına izin verilme-
di.
Devlet Meteoroloji İşleri yet-
kilileri yoğun sisin önümüzdeki
üç gun boyunca Marmara ve Iç
Anadolu Bölgesi'nde etkili ola-
cağını belirttiler. Yetkililer önü-
müzdeki günlerde yağış beklen-
diğini, yağışın sisin etkisini kay-
betmesine neden olacağını söy-
lediler.
• P(*l intof: 055
• kfatye: 000
• Janianu: 066
• Zabrta Mâdûrtiii: 527 57 00
• MezaıMdar Mûürtjji:
172 13 73 -74-75 ve 088
• ISJd j n z * 068
• UfiUK:
Hmr AcM: 077
iaVA Mûdârtûgi: 511 89 18
Cefrahpaşa Tıp: 588 48 00
Capa Tıp: 534 00 00
Maıaara Tıp: 340 01 00
Haydarjaşa NannM: 345 46 80
Şiştl EtM: 131 22 09
Jtksim Ukytrim: 152 43 00
SSK Saaatya: 588 44 00
SSK Otuoeytam: 132 30 00
SSK Gizlepe: 358 67 60
• TRAFİK:
Tnflk Şııte M4.: 176 24 14 (Ist).
356 04 86-86 (Kadıkdy)
BMfe Tıaflk: 377 22 07 (E-5),
356 04 86 (Şehiriçi).
314 36 (B Cedmece)
• THY:
I ç H j ö a r 573 13 31.
Oış HartbR 573 04 33.
Surtrai: 574 73 00,
Reztmsytıı: 574 82 00 (25 hat)
• ODY:
Slrkeci Dasışma: 527 00 50,
H.Pasa Danışma: 338 30 50
• VAPUH:
ŞMrir Hatlan: 526 40 20.
144 42 33
OMİI YoHan (AceMa): 145 53 66.
144 25 02 149 18 96
Deniz OiobAsâ: 543 05 25
• METEOBOLOJİ:
(Hava tahmını öğrenme) 573 89 80
• EUKTRİK ARIZA:
526 62 74,
150 83 50.
Kaihkty: 348 71 40
TEK: 069
• SU AROA:
I: 522 97 03.
ı: 147 51 10
Kadtkty: 391 14 82
• teTT Gen. Md.: 145 07 20 (17 hat)
HABERLERIN DEVAMI
Krrtik 24 Saat.
(Baftarafı 1. Sayfada)
yanrtı tam olarak belli olmamıştı. Ancak ki-
mi belirtiler bu konuda iyimser beklentiiere
yer vermiyordu.
Bu belirtilerden biri şuydu: Dün akşamüs-
tü Bağdat radyosundan bir konuşması yayın-
lanan Saddam Hüseyin, Kuveyt'in Irak'ın 19.
vilayeti olduğu yolundaki iddiasını yınelemiş-
tir. Haberi Bağdat'tan veren CNN televizyo-
nu, Saddam'ın bu konuşmasmı, Irak'ın Ku-
veyt'ten çekilmesini isteyen Suriye Devlet
Başkanı Esad'a bir yanıt olarak yaptığını bil-
dirmiştir.
Ancak konunun ilginç yanı şuydu:
Saddam'ın bu konuşmasının radyodan ya-
yımlandığı saatlerde, BM Genel Sekreteri
Bağdat'taydı ve Irak lideriyle görüşmesinin
birinci turunu tamamlamıştı. Perez de Cuel-
lar, Körfez krizinde barışçı çözüm için süre-
cin ancak Irak'ın Kuveyt'ten çekilmesiyle
başlayacağını bildirmek için Bağdat'a gitmiş-
ti. Saddam, bu konuşmasının yayımından kı-
sa bir süre sonra da BM Genel Sekreteri'ni
yeniden kabul etmiştir.
Böyle bir durum diplomasi açısından her-
halde iyimserlik kaynağı olamaz.
Ama bu arada yine Bağdat'ta bulunan
FKÖ lideri Yaser Arafat, cuma ve cumarte-
si günleri Saddam ve Cuellar'la görüştükten
sonra basına yaptığı açıklamalarda, Körfez'-
de savaş çıkmayacağını soyledi.
Arafat neye dayanarak böyle bir açıklama
yapmıştı?
Bilinmiyor.
ABD Başkanı Bush'un cumartesi günü
Kongre'den almış olduğu savaş yetkisi, Sad-
dam'ı bugüne dek sürdürdüğü katı tutumun-
dan va2geçirebilecek miydi?
Başkan Bush, askeri birdarbe için elini ar-
tık daha serbest mi hissediyordu? Kongre'-
den savaş yetkisini aldıktan sonra "Bu yet-
ki, savaşın kaçınıimaz olduğu anlamına
gelmiyor" diyen Başkan Bush ne yapacak-
tı?
Bilinmiyor.
Bu satırları noktalarken, akşam saat ye-
diyi geçiyordu. Saddam'la Cuellar görüşme-
si henüz sona ermişti, ancak sonucu bılin-
miyordu. Diplomatik gözlemcilerden gelen
işaretler ise iyimserlik verici degildi. BM Ge-
nel Sekreteri Cuellar, Bağdat'tan ayrılırken
gazetecilere tek tümceden oluşan şu açık-
iamasını yaptı: "Körfez'de savaş mı, banş mı
olacağını Allah bilir"...
Ajanslardan akan haberler, Körfez'de sa-
vaş için son hazırlıklardan söz ediyordu. in-
giltere Dışişleri Bakanı Hurd, barış umudu-
nun çok azaldıgını belirtiyordu. Türkiye, Bağ-
dat'taki büyükelçiliğinı kapatma kararı almış-
tı. ABD Dışişleri Bakanı Baker da Ankara zi-
yareti sırasında Körfez'de "savaş olasılığının
çok yüksek" olduğunu Türk tarafına bil-
dirmişti.
Savaş çıkmasın diye sağduyuya çağn yap-
maktan başka çare yok artık.
insanlığın bu ortak çağrısı, Bağdat ve
VVashington'da oiumlu yankı yaratabilecek
mi acaba?
Yoksa gidiş çılgınlığa doğru mu?
Cuellar: Allah bilir Baker'dan 4 mesaj
IngiltereDışişleriBakanı Douglas Hurd Ankara'da
4
Askeri destek istemiyoruz'
Purd'ün Litvanya'daki olayları görüşmek için
toplanacak olan AT Dışişleri Bakanlan toplantısına
katılmak üzere bu sabah erken saatlerde Türkiye 'den
aynlması bekleniyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) — İngiltere Dışişleri Baka-
nı Douglas Hurd, Körfez krizi-
ne ilişkin olarak Türkiye'de iki
gündür yaşanan yoğun diploma-
tik trafik çerçevesinde dün An-
kara'ya geldi. Ancak Litvanya1
daki gelişmeler konusunda bu-
gün Brüksel'de AT dışişleri ba-
kanlannın yapacakları olağa-
nüstü toplantıya katılmak üze-
re ziyaretini yarıda kesti. Hurd-
ün Cumhurbaşkanı Turgut Özal
ve Başbakan Vıldırım Akbulut
ile yapması planlanan görüşme-
leri gerçeklestiremeden bu sabah
erken saatlerde Türkiye'den ay-
nlması bekleniyor. Hurd, Dışiş-
leri Bakanı Alptemoçin ile bu
sabah yapması gereken görüş-
meyi dün gece gerçekleştirdi. tn-
giltere Büyükelçiliği kaynaklan,
ayrılışın sis nedeniyle gecikme-
si durumunda Hurd'ün Cum-
hurbaşkanı Özal ve Başbakan
Akbulut ile görüşebüeceğini be-
lirttiler.
ABD Dışişleri Bakanı James
Baker'ın ayrılmasından birkaç
saat sonra dün Ankara'ya gelen
Hurd, Esenboğa Havaalanı'nda
bir soruyu yanıtlarken, Körfez'-
de çıkacak olası savaşta Türki-
ye'den askeri destek istemedik-
lerini söyledi. Hurd, "Türkiye!-
nin takınmış olduğu tutumdan
memnunuz. Bu tutumunu sür-
düreceğini umuyoruz" dedi. Lit-
vanya ve diğer Baltık cumhuri-
yetlerindeki gelişmeler konusun-
da da Sovyetler Birliği'ne Anka-
ra'dan sert bir mesaj gönderen
Hurd, bu gelişmelerin Moskova
ile iüşkilerin yeniden gözden ge-
jirilmesinin gerekebileceğini
ıçıkladı.
Ürdün'ün başkenti Amman
izerinden ingiltere Hava Kuv-
«tleri'ne ait "Viscount" tipi
)zel uçağı ile saat 20:20'de An-
cara'ya inen Douglas Hurd, bu-
ada Dışişleri Bakanlığı Proto-
:ol Genel Müdürü Büyükelçi
Jstiin Dinçmen tarafından kar-
ılandı.
Hurd havaalanının şeref salo-
nunda gazetecilere bazı açıkla-
malarda bulunarak Körfez kri-
zinde kritik bir aşamaya girildi-
ğini söyledi. Bu nedenle mütte-
fikler arasında yakın ve dikkat-
li istişarelerin yapılmasının bü-
yük önemi taşıdığını vurgulayan
Hurd şöyle konuştu:
"Uluslararası camianın Ku-
veyt krizi konusundaki kararlı-
lığı sağlaradır. Devlet Başkanı
Saddam Hüseyin bin kereden
fazla uyanlmıştır. Kendi balkı-
nı uçurumun kenarına getirmiş-
rir. Halkını uçurumun kenann-
dan iterse rnuazzam bir hesap
hatası j'apmış olacaktır. Ağır bir
şekilde silahlanmış bir saldırgan
hepimiz için bir tehdittir. Türk-
iye ve İngiltere'nin bu sorunda
gösterdikleri dayanışma bundan
kaynaklanmaktadır."
Hurd, Irak'a karşı oluşturulan
uluslararası koalisyonun "en ka-
rariı üyelerinden biri" olarak ni-
telediği Türkiye'nin bu kriz ne-
deniyle karşı karşıya kaldjğı
ekonomik yükü de takdir ettik-
lerini belirtti. Bu nedenle AT-
nin krizde en çok zarar gören üç
ülkeye yönelik yardım paketine
60 milyon sterlin verdiklerini ha-
tırlatarak Türkiye'nin bu üç ül-
keden biri olduğunu söyledi.
Açıklaması sırasında Litvan-
Bağdat
(Baştarafı 1. Sayfada)
Bağdat-Habur arasında yol bo-
yunca askeri hareketlilik gördu-
ğünü, sınıra yakın yerlerde ise
askeri yığınaklar bulunduğunu
söyledi.
Dün Türk diplomatların ya-
nı sıra Portekiz'in Bağdat Büyu-
kelçisi Protasio Natalino ile Yu-
goslavya, Brezilya, Macaristan
ve Çekoslovakya'nın Bağdat bü-
yükelçiliklerine mensup diplo-
matlar da Habur'dan Turkiye-
ye giriş yaptılar.
Türkiye'rıin Bağdat Büyukel-
çisı Necati Utkan, Ankara'dan
ya ve diğer Baltık cumhuriyet-
lerinden ulaşan haberler konu-
sunda derin bir endişe duyduğu-
nu da bildiren Hurd, bugün An-
kara'da yapacağı görüşmelerde
bu gelişmeler ışığında Türk hü-
kümetinin Sovyetler Birliği ile
ilişkilerinin geleceğini nasıl gör-
düğünü öğrenmeye çalışacağını
belirtti. Bu görüşmelerde aynı
zamanda Sovyetler Birliği ile
iüşkilerin ne ölçüde gözden ge-
çirilmesi gerekeceği konusunu
da ele alınacağmı kaydeden
Hurd, Sovyetler Birliği'nde bas-
kı politikalanna bir dönüş ol-
ması tehlikesinden söz etti.
Hurd, Sovyetler Birliği'nde bu
baskı politikalannın eskiden
hem komşu ülkeler hem de NA-
TO ittifakı için sorunlar yarat-
tığını söyledi.
Dışişleri Bakanı Hurd, hava-
alanından sonra Dışişleri Ba-
kanlığı'na giderek burada Dışiş-
leri Bakanı Ahmet Kurtçebe
Alptemoçin ile görüştü. Saat
22.30'da başlayan görüşme
24.50'ye kadar sürdü.
Hava koşullannın el vermesi
durumunda İngiltere Dışişleri
Bakanı Hurd'ün bu sabah
8.30'da Türkiye'den aynlması
bekleniyor. İngiltere Büyükelçi-
liği'ne yakın bir kaynak, son
günlerde Ankara'da görülen sis
nedeniyle aynlmasının gecikme-
si durumunda Hurd'ün Cum-
hurbaşkanı Özal ve Başbakan
Akbulut ile görüşebüeceğini
bildirdi.
AA muhabirinin sorularını tele-
fonla yanıtlarken Bağdat Büyu-
kelçiliği'nde halen hizmetlerini
sürdurmekte olan Müsteşar Ah-
met Ökçün, askeri ataşe ve bir-
kaç görevliyle birlikte kendisinin
de bugün Bağdat'tan ayrılarak
Türkiye'ye doneceklerini soy-
ledi.
Bu arada Habur Sınır Kapibi
ve gümrük sahası "güvenlik"
nedeniyle gazetecilere kapatıldı.
Gazetecilerin Cizre've giriş çıkış-
ları ise "izin alınarak" gerçekleş-
tiriliyor.
(Baştarafı /. Sayfada)
dininden olmayan kuvvetlere
karşı savaşabilecek güçte oldu-
ğunu kaydetti.
Saddam Hüseyin, "Irak'ın 19.
ili Kuveyt, savaş alanı olacaktır
ve bu savaş Arap ulusu, Filistin
ve Golan adına kâfirliğe ve kâ-
firlere karşı yapılacaktır" dedi.
Irak Devlet Başkanı ayrıca
"Amerikan vönetiminin Irak'a,
Araplara ve dünyaya kabul ettir-
mek istedigi hegemonyasını
reddettigini" söyledi.
Saddam Hüseyin'in bu mesa-
jının duyulması, de Cuellar'la
yapılan görüşmelerden bir so-
nuç alınamayacağı tahminlerin
yapılmasına yol açmış, Bağdat
1
taki yabancı gazeteciler arasın-
da karamsarhk yayılmıştı.
Öte yandan AA'nın haberine
göre ABD Savunma Bakanı
Dick Cheney, Amerikan yöneti-
minin BM Genel Sekreteri Perez
de Cuellar'ın Bağdat ziyaretiriîrf'
başarısı ve Irak'ın Kuveyt'ten çö-
kilmesi konusunda hiçbir belir-
ti almadığını bildirdi.
ABC televizyonuna bir demeç
veren Cheney, VVashington'un
edindiği bilgilere göre Saddam
Hüseyin genel sekreterle görüş-
mesinde hiçbir ilerleme olmadı-
ğını kaydetti.
Cheney, Irak'ın 15 ocaktan
önce Kuveyt'ten çekilmesi konu-
sunda hiçbir hazırlık belirtisinin
bulunmadığını da söyledi.
ABD Savunma Bakanı savaş
çıkması halinde Saddam Hüse-
yin'i öldürme peşinde olmaya-
caklannı ve Amerikan askeri
kapasitesi belirli kişilere yönel-
tilmeyeceğini belirtti.
Başkan George Bush'un Ulu-
sal Güvenlik Danışmanı Brenl
Scowcroft da NBC'ye verdiği
demeçte "Washington'un hâlâ
savaş olmayacağını umduğunu"
söyledi.
Irak
(Baştarafı 1. Sayfada)
larını da söyledi.
Casim, önceki gün Bağdat'taki
Türk gazetecileri kabul etti. Ca-
sim, kabul sırasında, özellikie
'Türkiye'ye saldırmayacagız'
mesajını vermeye çalıştı. Iraklı
bakan, Turk basınında 'Irak'ın
tehdit oluşturduğuna' ilişkin çı-
kan haberlere 'şaşırdığını' belir-
terek şuniarı söyledi:
"Türkiye'ye niçin saldıralım?
Türkiye'den öç almak gibi bir
durumumuz yok. Türkiye top-
raklarında >erimiz yok. Bu gibi
sözler ilişkilerimizi bozmak is-
teyen ABD ve siyonistlerin pro-
pagandasıdır. Türkiye'deki mu-
halefet partileri, buraya gelip
durumun böyle olmadığını an-
lamışlardır. Biz. Türkije'ye her
türlü ilişkiyi kurmak için elimi-
zi uzatıyoruz. Bu durumda bi-
le, petrol vermeye hazınz. Kim
Türkiye'ye saldıracağımızı söy-
lerse o, Irak'a karşı zulüm etmi<
olur." Enformasyon Bakanı,
Türkiye'nin. İncirlik Üssü'nun
kullanılmasına izin vermesi du-
rumunda Irak'ın ne vapacağının
sorulması üzerine, şu karşılığj
verdi:
"Biz kesinlikle savaş istemiyo-
ruz. Ancak saidırganlığı her ne-
reden olursa olsun vurmaya ha-
zırız. Türkler, (Irak'a karşı güç
kullanmayacağız) dediler. Biz
buna inanıyonız. Türkiye, biziın
dtişmanımız değildir."
Güvenlik Konseyi'nin Irak'a
Kuveyt'ten çekilmesi için tanıdı-
ğı sürenin yarın sona ermesine
kaışın, Bağdat'ta bu yonde
oiumlu bir adım atılacağına iiiş-
kin en küçük bir işaret yok.
Iraklı yetküiler, Kuveyt'in 19. il
olarak kalacağını, üstüne basa
basa vurguluyorlar. Irak Enfor-
masvon Bakanı Casim de bu ko-
nuda "Irak Kuveyl'ten çekilmevi
reddedivor" dedi.
Genel Sekreter Cuellar önce-
ki gün Bağdat'a geldikten son-
ra Irak Dışişleri Bakanı Tarık
Aziz ile görüştü. Görüşmede,
Körfez'deki son durumun ele
almdığı bildirildi.
Cuellar dün de FTCÖ lideri Ya-
ser Arafat ve Nikaragua'mn es-
ki Devlet Başkanı Daniel Orte-
ga ile görüştü.
Yaser Arafat, Genel Sekreter
ile yaptığı göruşmeden sonra,
Körfez'de savaş çıkmayacağını
söyledi. Arafat düzenlediği ba-
sın toplantısında, "Savaş yok.
Savaş yok. Savaş olmayacak.
Bağdat'ta kalabilirsiniz" dedi.
Irak Devlet Başkanı Saddam
Hüseyin ile önceki gün görüşen
Arafat, ABD'nin Irak'a saldır-
ması halinde, bütün Arap dün-
yasında şiddet yaşanacağı yo-
lundaki Irak görüşlerini yi-
neledi.
Arafat, "Savaş çıkarsa, bu
Bağdal'ta olmayacaktır, bütün
bölgede olacaktır. Bu savaş, Pa-
nama, Grenada veya Lübnan-
dakine benzemez" dedi.
"Savaşa ramak kaldı"
Fransa Dışişleri Bakanı Ro-
land Dumas, Korfez'deki du-
rumla ilgili olarak kaygılanru di-
le getirdi ve "Savaşa ramak
kaldı" dedi.
Fransız televizyonunun soru-
larını cevaplandıran Dumas,
BM Genel Sekreteri'nin Bağ-
dat'taki temaslannın ışığında
durumun değerlendirileceğini ve
Bağdat'a gitmesinin yararlı olup
olmayacağı konusunda Paris'in
bir karar vereceğini belirtti.
"BM Güvenlik Konseyi'nin
belirledigi tarihe iki gün ve sa-
vaşa ramak kaldığım" kaydeden
Fransa Dışişleri Bakanı "son da-
kikada beklenmedik bir gelişme
olmasını" umduğunu anlattı.
Dumas, Irak Devlet Başkanı
Saddam Hüseyin'in, krizin ba-
şından beri kendisine uzatılan
hiçbir eli tutmadığını ve hiçbir
girişime karşılık vermediğini bil-
dirdi.
Roland Dumas, Kuveyt'ten
çekilme ile Arap-lsrail sorunu-
nun çozümü arasında bağ ku-
rulmaması konusunda ABD ile
Fransa arasında görüş ayrılığı
bulunmadığını belirtti ve "Sad-
dam Hüseyin'in empoze etmek
istedigi al gülüm-ver gülüm
mantığını kabul etmemek ge-
rektiğini" söyledi.
(Baştarafı 1. Sayfada)
"kısıtlı bir zamana sıkıştıgı" ge-
rekçesiyle Alptemoçin ile hava-
alanından kent merkezine gelir-
ken görüşmek istemesi üzerine
iki bakan aynı araçla yola çıktı-
lar ve yarım saat süreyle görüş-
tüler.
Baker ve beraberindeki yedi
kişilik heyet daha sonra saat
15.10'da Başbaka;. Yıldınm
Akbulut tarafından kabul edil-
di. Başbakanlık Konutu'nda ya-
pılan ve yakiaşık bir saat süren
görüşmeye Dışişleri Bakanı
Kurtcebe Alptemoçin, Dışişleri
Bakanlığı ikili siyasi işlerden so-
rumlu Müsteşar Yardımcısı Hü-
seyin Çelem ile ikili siyasi işler
genel müdür yardımcısı Önder
Özar da katıldı. Görüşmede bu-
lunan ABD heyetinde ise Anka-
ra Büyukelçisi Morton Abra-
mowitz'in yanı sıra Genelkur-
may Başkan Yardımcısı Ho-
ward Graves, uluslararası gü-
venlik işlerinden sorumlu Sa-
vunma Bakan Yardımcısı Ste-
fan Hadley, Ortadoğu ve Güney
Asya bölgesinden sorumlu Dı-
şişleri Bakan Yardımcısı John
Kelly, Dışişleri Bakanlığı Müs-
teşarı Robert Kimmit, Siyasi
Planlama Dairesi Müdürü Den-
nis Ross ve sözcü Margaret Tut-
wiler yer aldı.
Göruşmeden sonra hiçbir
açıklama yapılmadı. Ancak ga-
zetecilerin fotoğraf çektikleri sı-
rada baa sorular sormalan üze-
rine Başbakan Akbulut "Şu an-
da sonılannıza cevap vermem
göriişmemizin mahiyeti dikkate
alındığında mümkün değil" de-
di. Baker ise bir gazetecinin "İn-
cirlik Üssü'nü kullanmak için
bir istekte bulunacak mısınız"
şeklindeki sorusuna, "Türk yet-
kililere soracağım şeyleri onla-
rın kendisine soranm" yanıtını
verdi.
Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın Baker'ı Çankaya Köş-
kü'ndeki kabulü ise yaklaşık ya-
rım saat sürdü. Kabule Dışişle-
ri Bakanı Alptemoçin ile mus-
teşar Özçeri ABD Büyukelçisi
Abramovvitz ve Dışişleri Bakan-
lığı Müsteşarı Kimmit de katıl-
dılar. Köşk'teki göruşmeden sa-
at 17.10'da çıktıktan sonra doğ-
ruca Esenboğa Havaalanı'na
gelen Baker, burada önceden
planlandığının aksine gazeteci-
lerin sorularını yanıtlamadı. Ba-
ker, kendisini uğurlayan Dışiş-
leri Bakanlığı Protokol Genel
Müdürü Üstün Dinçmen'in eli-
ni hızla sıktıktan sonra koşar
adımlarla uçağın merdivenleri-
ni çıktı. ABD'li yetkililer, Ba-
ker'ın acelesinin "zaman yitiri-
lirse sisin uçağın kalkışına im-
kân vermeyecek derecede yo-
ğuniaşabileceği kaygısına baglı"
olduğunu bildirdiler.
Baker'den 4 mesaj
Baker'ın Ankara'daki üç gö-
rüşmesinin de "askeri konular
üzerinde yoğunlaştığı" öğrenil-
di. ABD'nin Ankara Büyukel-
çisi Abramovritz, Baker'ın ayrı-
lışından sonra Esenboğa Hava-
alanı'nda gazetecilsre bilgi ve-
rirken, temaslar sırasında Kör-
fez krizinin yanı sıra Türkiye'-
ye verilecek askeri yardım pa-
ketlerinin de ele alındığını
belirtti. Hava koşulları nedeniy-
le Baker'ın ziyaret programını
değiştirerek bâskentteki göruş-
melerini kısa tutmak zorunda
kalmasından üzüntü duydukla-
rını kaydeden Büyükelçi Abra-
movvitz, görüşmelerde Körfez'-
deki son durumun ele alındığı-
nı, olasılıklar üzerinde duruldu-
ğunu ifade etti, ancak aynntılı
bilgi vermekten kaçındı.
Cumhuriyet muhabirinin dip-
lomatik kaynaklardan edindiği
bilgiye göre dünkü görüşmeler-
de Baker Ankara'ya 4
"önemli" masaj verdi. Bu me-
sajlar şöyle özetleniyor:
1- Savaş olasılığı
ABD Dışişleri Bakanı, Türki-
ye saatiyle 15 ocak saat 07.00'ye
kadar Irak'ın Kuveyt'ten çekil-
memesi durumunda askeri mü-
dahalenin kaçınıimaz olacağını
başkentte dün bir kez daha ifa-
de etti. Baker, VVashington'un
"böyle bir müdahaleye mecbur
kalınması durumunda zaman
vitirilmeden kesin sonuç alıcı bi-
çimde ve mümkun olan en az
kayıp verilerek" hareket edilme-
sinden yana olduğunu söyledi.
Baker'ın ifadelerinden 15 ocak-
tan sonra Körfez'de savaş ola-
sılığının "çok yüksek" olduğu
izleniminin edinildiği öğrenildi.
Diplomatik kaynaklar, Baker'-
in olası bir savaşın "kısa siireli"
olmasından yana görüş bildirdi-
ğini ve bunun Körfez'de konuş-
landınlmış askeri birliklerin ha-
va gücüne dayalı harekâtlarıy-
la gerçekleşebileceğini söylediği-
ni kaydettiler.
Irak'ın yeni Ankara Büyükelçisk
ABD, Bush-Saddam
görüşme önerisini reddetti
ANKARA (AA) — Irak'ın
yeni Ankara Büyukelçisi Rafi
Daham Micvel El-Tikrili, ülke-
sinin Türkiye ile iyi ilişkiler is-
tediğini belirterek "Eskiden be-
ri iyi komşuluk ve kardeşlik
duygularıyla bağlı olan ülkele-
rimiz arasında hiçbir zaman
düşmanlık olmadı, gelecekte de
olmayacaktır" dedi. Büyükelçi,
Irak Dışişleri Bakanı Tarık
Aziz'in Cenevre'de ABD Dışiş-
leri Bakanı Baker'a 'Aziz-Baker',
'Bush-Saddam' görüşmeleri
önerdiğini, bunun kabul edilme-
diğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'a güven mektubunu geçen
cuma günü sunan Irak Büyukel-
çisi Rafi Daham, Özal'ın iyi iliş-
kiler istediğini bildirdi. Rafi Da-
ham, iüşkilerin iyileştirilmesi
için elinden gelen bütün çabaları
göstereceğini söyledi.
Büyükelçi Rafi Daham, Irak-
ın kuzeyde Türkiye'ye karşı kuv-
vel yığdığı yolundaki haberlerin
"abartılı" olduğunu kaydederek
"Irak'ın Türkiye'ye karşı hiçbir
silahı yoktur. Türkiye sınırına
yakın kuvvetlerimiz tamamen
normal düzeydedir" diye konuş-
tu. Bu tür haberlerin, Türkiye-
Irak ilişkilerinin iyileşmesini is-
temeyenler tarafından ortaya
atıldığını belirten Daham, Irak
Devlet Başkanı Saddam Hüse-
yin'in de bu haberleri yalanladı-
ğını ifade etti.
Daham, Körfez sorununun
çözümünün Ortadoğu'daki so-
runlann çözümüne bağlı oldu-
ğu yolundaki Irak göruşünu tek-
rarlayarak şöyle konuştu:
"Irak'ın bu konudaki tutumu
belli. Biz savaş istemiyonız. Biz,
adil ve kalıcı bir banş istiyoruz.
Bütün Ortadoğu sorunlarının
çözümünü istiyoruz."
Ortadoğu'daki bütün sorun-
ların arkasında İsraü'in olduğu-
nu savunan Büyükelçi Daham,
"Israil, Arap ülkelerini bölmek
için vardır" dedi.
'Normal yaşam sürecek'
Rafi Daham, AA muhabiri-
nin "15 ocaktan sonra ne ola-
cak, savaş ihtimali nedir" şeklin-
deki sorusuna karşılık şuniarı
söyledi:
"ABD ve beraberindeki ülke-
ler savaş başlatırlarsa Irak ken-
dini savunacaktır. Irak yalnız
degil. Arap ülkeleri, Müslüman
ülkeler bizim yanımızda.
15 ocaktan sonra hiçbir şey
olmayacak. Irak halkı için nor-
mal yaşam sürecek. Irak kesin-
likle savaş başlatmayacak, ancak
bize saldırırlarsa kendimizi sa-
vunacağız. ABD ve onu destek-
leyen ülkelerin Suııdi Arabis-
tan'daki kuvvetleri paralı asker-
lerdir, ama başta Sayın Özal ol-
mak üzere Türk yetkilileri,
Türkiye'nin Irak'a karşı bir sal-
dınya girişmeyeceğini ve ikinci
bir cephe olmayacağını açıkladı-
lar. Bu nedenle Türkiye'yi o ül-
keler arasında görmüyoruz."
Rafi Daham, eski Petrol Ba-
kanı Isam El-Çelebi'nin Türki-
ye'ye kaçmak isterken yakalan-
dığı yolundaki haberleri de "ke-
sin bir dille" yalanladı.
Daham, "Eski Bakan El-
Çelebi şu anda Irak'ta ve kendi-
sinin bir başka görevi var" de-
di.
2- Türkiye'nin destegi
Baker Türk yetkililere, Anka-
ra'nın krizin başından beri izle-
diği kararlı politikanın
"takdirie" karşılandığmı söyle-
di. Baker'ın, "Türkiye'nin des-
teğinin sürmesi bizim için son
derece önemli" dediği öğrenil-
di. Kaynaklar ABD Dışişleri Ba-
kanı'nın Türkiye'nin desteğin-
den söz ederken "siyasi ve
askeri" sözcüklerini kuÜandığı-
nı kaydettiler.
3- Askeri rol
Görüşmelerde Türkiye'nin
olası bir savaşta üstlenmesi bek-
lenen askeri rol konusu da gün-
deme geldi. Cumhuriyet'e bilgi
veren bir diplomatik kaynak, bu
konunun bir "talepler-vaatler
zinciri" şeklinde ele alınmadığı-
nı, ancak iki tarafın da beklen-
tilerini ifade ettiğini söyledi.
Türk yetkililerinin Baker'a bil-
gi verirken, hükümetin sağla-
maya hazır olduğu desteğin "in-
sani boyutlarda yoğunlaştığım"
ifade ettikleri öğrenildi. Diplo-
matik kaynaklar dünkü görüş-
melerde Türkiye'nin olası bir
savaşta aktif rol üstlenmek ye-
rine "yaralılann bakımı, yakıt
aklarma" gibi konularda yar-
dımcı olacağını gösterdiğini
kaydettiler. Buna göre, İncirlik
Üssü'nun kullanımı "sınırlı lo-
jistik destek" amacıyla günde-
me gelebilecek. Savaşa katılan
birliklerin bu üsten tıbbi malze-
me, yakıt ve diğer yan ürünle-
rin sağlanmasında yararlanabi-
leceği ifade edildi. Ancak siya-
si gözlemciler, "savaşın ne ge-
tireceği belli olmaz. O koşullar-
da üssun kullanımı daha farklı
boyutlara erişebilir. Bunu, her
iki taraf da biliyor" yorumun-
da bulunuyorlar.
4- Yardım paketleri
Baker'ın dün üç görüşmede
de Türkiye'ye verilmesi planla-
nan askeri yardım paketlerini
gündeme getirdiği bildirildi. Bu
paketlerin, olağan Amerikan
yardımı ve AKKA sonrası trans-
ferlerin kapsamından daha ge-
niş tutulacağı ifade edildi. Türk
tarafının "askeri yardımın ya-
nı sıra ekonomik kolaylıklar da
istiyoruz" şeklindeki ifadesi
üzerine, Baker'ın tekstil kotala-
rındaki iyileştirmeleri anımsata-
rak, "fkili ticaretin giderek da-
ha serbest bir zeminde gelişece-
ğinden emin olduğunu" söyle-
diği öğrenildi.
Cumhurbaşkanüğı Sözcüsü
Büyükelçi Kaya Toperi, Baker-
ın ziyaretiyle ilgili olarak yaptı-
ğı açıklamada, "göriişmelerin
verimli ve samimi bir bavada"
geçtiğini bildirdi. Açıklamada,
Başkan Bush'un Cumhurbaşka-
nı Turgut Özal'a muhatap mek-
tubunun tevdi edildiğini bclirti-
lerek, Baker'ın Türkiye'nin BM
Güvenlik Konseyi kararları çer-
çevesinde verdiği desteğe teşek-
kür ettiği kaydedildi. Baker'ın,
Tank Aziz'Ie yaptığı görüşme ve
Körfez krizi ile ilgili temaslan
hakkında bilgi vendiğini bildiren
Toperi, banşçı bir çözüm bulun-
ması umudunun hâlâ devam et-
tiğini de ifade etti. Acıklamaya
göre, görüşmede son gelişmeler
gözden geçirildi ve karşılıklı du-
rum değerlendirilmesi yapıldı.
Gergin atmosfer
ABD Dışişleri Bakanı Baker
ve beraberindekilerin Ankara'-
daki görüşmeleri sırasında ol-
dukça gergin göründükleri dik-
kat çekti. Baker'ın gerek siya-
setin yoğun trafiği, gerekse gö-
rüşmelerin içeriği nedeniyle ba-
sınla "her zamankinden daha
mesafeli" bir ilişki kurduğu dik-
kat çek