18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/12 EKONOMİ 14 OCAK 1991 BORSA NOTLARI ABDURRAHMAN YILDIRIM Borsacıların kaderi değişecek mi? Borsacıların kaderini tayin edecek saatlerin içine gir- dik. Yatınmcıların, 2 ağustos- ta başlayan bu "kara dönem" deki kayıpları yüzde 50'ye yak- laştı. Acaba, yann yatınmcıla- rın kara talihleri dönecek ve bu dönem brtecek mi? Yoksa savaşın çıkmasıyla birlikte da- ha kötü günler mi yaşaya- caklar? Borsada oynayanlar ne dü- şünüyor diye sokak borsasına gittik, borsa kahvesindekilerle konuştuk. Daha önceden tanı- dık borsa oyuncularının masa- sına yaklaştık. Geçmişte his- se senetlerinin serildiği ve he- sap makineleri ile paraların sayıldığı masalarda artık oyun kâğıtlan var. Dört kişi borsa değil, kâğıt oynuyor. Biri "Sa- vaşa alıstık", "Savaş çıksa Prekazi girer oyuna" diyor. Masaya yaklaşan bir başkası "Seans başlryor" hatırlatma- sını yapıyor. "Başlasın, mal mı alacağız, mal mı sata- cağız" karşılığını alıyor "Ben bugün açtgaalacağım", "İyi öyleyse" "10.00 haberlerini dinle de git", "Bugün ne din- leyeyim, yann dinlerim. Adam yann gidecek Bağ- dat'a..", "Belki size komık ge- lecek, ama bugün düşmeye- Temerrüde cek." "Has.." Niye küfrediyor- sun, kime küfrediyorsun?",.. "Ben kendime ediyorum. Bor- sa sinir hastası etti." Borsacılar arasındaki diya- log benzeri şekilde sürüp gidiyor Konuştuklanmızdan çıkardt- ğımız özel şöyle: Savaşın çıkacağına inanmı- yoruz. Bunlar aitı saat sürey- le ne konuştular? Baba oğul bu kadar süreyle birbirine ta- hammül edemiyor. Her an bir taviz söz konusu olabilir. Aslın- da savaş çıksa krizi bitirir. Ke- sin savaş çıkacak dense işi- miz kolay. Çünkü savaşın bi- ze kaybettireceği bellidir. Yüz- de 20-30 gibi bir şey. En kötü- sü belirsizlik ve bu dönemin uzaması. Bunaiımın birkaç ay daha sürmesi, toplumsal ve siyasal muhalefet, s'ıyasi istik- rarsızlık ve seçim yatırımları- nın gündeme gelmesine bizim borsa dayanamaz. Tecrübesiz ve en fazla bir yıldır piyasada olan acemilerle borsa ne ya- pacak? Bu acemilere yol gös- termek ve beklemelerini tavsi- ye etmek iazım. Bu dönemde borsadan uzak dursunlar. Çok kısa süreli fiyat dalgalanmala- rından yarartanamayanlar 3-5 ay sabretsin, kenarda bekle- sin. Treni kaçırmazlar, bir yer- de binerler. Borsa yönetimine bu konuda görev düşüyor. Sa- dece, gazetelere ilan vererek "borsaya gelin" diyenler, şimdi kriz zamanında yol göstermeli ve gazetelere ilan vererek ya- tırımcıyı korumalıdırlar. Borsanın 1990 .ndeks (Puan) roplam pıyasa efleri (MHyar TL) tyat/Kazanc oranı 'emettü venmı (%) tisse senedrışlem lacmı (Milyar TL) •cak 3641 25.585 18.07 2.56 1.128 yılı *** 3516 24.705 17.45 3.03 1.184 Mart 3249 23.172 16.53 3.23 650 MSM 3308 23.935 17.06 3.13 529 MavR 3852 27.709 19 75 2.70 1.384 Haz. 4133 40.995 23.44 2.50 1.116 T M . 5384 70 289 30.71 1.99 1.557 Aftn. 4939 68.350 29.86 2.05 2 019 5085 70.924 30.99 1.97 1.512 Bda 4570 66.313 28.88 210 1.690 Utm 3257 52.638 22.53 2.75 1.200 Arahk 3255 55.250 23 97 2.62 1.344 Borsanın 5 yılı Yrttar Toplam ışlem hacmı (Milyar TL) Işlem gören hısse senedi sayısı (Milyon adet) Borsada ışlem gören şirfcet sayısı Borsa üyelennin sayısı Not Rakamlar ay ve yıl sonlan itibanyladır. Kaynak: İMKB 80 47 1MT 105 15 82 73 149 32 79' 1.736 238 76 94 1tM 15.312 1 505 110 116 Körfez krizinden sonra his- se senedi fiyatlarının yak- laşık yarı yarıya düşmesinin yatırımcılar yanında bazı aracı üyeleri de zor duruma soktu- ğu belirtiliyor. Geçen cuma günü borsaya gittiğımizde iş- lem salonuna bir temerrüt lis- tesinin asıldığını gördük. Lis- tede yer alan aracı uyeler ve temerrüde düştükleri borç miktarı TL olarak şöyleydi: Al- tay200, Boğaziçi: 160, Boğa- ziçi: 240, Manhatten: 2.600.000, Denge: 3.200, Egebank: 1.300, Netbank: 19330, Netbank: 100, Semih: 513.998.375. Borsada temer- rüt, taahhüdünü (para veya mal olarak) yerine getirmeme anlamını taşıyor. Senetbasımında tartışma Sahte hisse senetlerinin gündeme getirdiği "gü- venli hisse senedi basımında" tartışma açılıyor. Yurtiçinde güvenli basılamadı- ğı ve Banknot Matbaası'nın dolu olduğu gerekçesiyle bor- sanın yurtdışında iki matbaa ile anlaşması ve hisselerini bastırması için şirketleri bu matbaalara yöneltmesine Gü- zel Sanatlar Matbaası'ndan iti- raz geldi. Ali Rıza Başkan ve Ergun Başkan imzalanyla borsada işlem gören bütün şirketlere, ŞPK'ya, KOİ'ye, Hazine'ye, İMKB'ye ve İSO'ya "açıklayı- cı ve uyancı" bir mektup gön- derildi. Mektubun yazılış ama- cı ise "Yurtdışında basılan senetlere ayncalık tanınarak borsaca ilanı ve 32 emniyet faktörü gibi unsurların ileri sürülerek şirketlerin yanlış bilgi ile yönlendirilmesini önlemek" olarak açıkiandı. Mektupta "Borsa başkanlığı- nın dış ülkelerden temin et- tiği teknolojinin bir madde- si hariç hepsinin yurtiçinde gerçekleştirilmesi müm- kündür" denilerek sadece bir madde için 4-5 misli fazla pa- ra ödemen'm şirketlerin seçi- mine kaldığı kaydedildi. Mek- tupta şöyle denildi: "Dünyanın hiçbir ülkesin- de hiçbir borsa. hisse senet- lerinin basım isini üstlenme- miştir. Kaldı ki İstanbul Bor- sa Başkanlığı, SPK tarafın- dan kendisine görev olarak verilen filigranlı kâğıt ithali konusunda da kabul edile- mez bir gevşeklik içinde olup bütün çabasını her ne hikmetse yurtdışında hisse senedi bastırmaya yönelt- miş bulunmaktadır. Şirketler ilk ve ana emniyet unsuru olan filigranlı kâğıt teminin- de büyük sıkıntılar çekmek- tedirier. Borsanın bir an ön- ce liligranlı kâğıt temin ede- rek hisse senedi bastıracak firmaların emrine amade bu- lundurması bu piyasaya ya- pacağı en büyük hizmet ola- caktır." Borsaya iki Mülkiyeli Borsa işlemlerinde hakem- lik görevi adaştan adaşa geçıyor. Borsa Yönetim Kurulu, 15 ocak tarihfitibarıyla görevin- den ayrılacak olan Işlemler Müdürü Emin Çatana'nın ye- rine Emin Ali Gündez'in atan- masını kararlaştırdı. Tıpkı Ça- tana'da olduğu gibi Gündez de bu görevi önce vekâleten yürütecek. Çatana'nın eski Başkan Muharrem Karslı ile akrabalık ilişkisine karşılık Gündez'in yeni Başkan Ya- man Törüner'le bir akrabalı- ğı bulunmuyor, sadece ara- larında okul ilişkisi var. Törü- ner gibi Mülkiyeli olan Emin Ali Gündez, daha önce Da- rüşşafaka Lisesi'nı bitirdi. Merkez Bankası'nda müfettiş olarak iş yaşamına atılan Gündez, Törüner'in başkan olmasıyla birlikte borsaya başmüfettiş olarak atandı. Gündez, geçen hafta Salo- na inerek yeni görevi için "ısınma turlanna" başladı. Borsada yapılan bir başka atamayla hisse senetleri dı- şındaki Menkul Kıymetler Müdürlüğü'ne Abdullah Ak- yüz getirildi. Emin Ali Gün- deş gibi Mülkiyeli olan Akyüz, SPK'da uzman olarak çaltşı- yordu. Saklamaya SPK onayı Menkul kıymetler piyasa- sının en önemli sorunla- nndan birini çözecek olan Ta- kas ve Saklama Şirketi'nirt kurulmasına SPK'dan onay çıktı. Borsa ile şirketin kurulma- sına talip olan Vakıflar Banka- sı arasında ağustos ayında protokol imzalanmasına kar- şılık SPK'nın onayı bekleni- yordu. SPK bu izni verirken borsanın diğer aracı üyeleri- nin geniş katılımını da şart koştu. Çalışmalan vakıflar Banka- sı adına yürüten Banka Genel Müdür Yardımcısı Tözün Tar- man, 20 milyar lira sermaye- li şirkete ortak olmak isteyen- leri, imzalanan protokol gere- ğince borsanın belirleyeceği- ni söyledi. Denizer, Başbakanı bekliyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Başbakan Yıldınm Akbulufun TTKİ ve MTA uyuşmazlıklan ile ilgili olarak bu- gün Genel Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Şcmsi Denizer ile görüşmesi bekleniyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tmren Aykut, dün akşam üstü Genel Maden İş Sendikası yöneticileri- ni telefonla arayarak Başbakan Yıldınm Akbulut'un bugün sendikayla göriişmek için randevu verebileceğini iletti. Maden işçilerinin Ankara'ya yürüyü- şü sırasında gözaltına alınan 201 işçi dün serbest bırakıldı. Genel Maden-lş Sendikası yöneticileri, dün, gün boyu Başbakan Yıldınm Ak- bulut'tan telefon beklediler. A- .ak bek- Ienen telefon Aykut'tan geldi. Edinilen bilgiye göre Çalışma ve Sos- yal Güvenlik Bakanı Imren Aykut, dün akşam saat 19.00 sıralarında telefon ile sendikayı arayarak Genel Teşkilatlandır- ma Sekreteri Ali Akgün ile görüştü. Bakan Aykut, Başbakan Akbulut'un yann (bugün) öğleye kadar Şemsi Deni- zer'i telefon ile arayacağı mesajını iletti. Böylece, madencilerin Ankara yürü- yüşünün sona erdirilmesinden sonra söz- leşmenin ücret maddelerini ele almak amacıyla yapılması beklenen Akbulut- Denizer görüşmesinin 6 gün gecikmeyle bugün gerçekleşmesi olasılığı belirdi. Genel Maden-tş Sendikası Genel Baş- kanı Şemsi Denizer, Başbakan Yıldırım Akbulut'la yapılması beklenen görüşme- nin bugün de gerçekleşmemesi halinde eylemlerine devam edeceklerini bildire- rek "Biz sözamüzde darduk, sözlerinde dnrmayan, yerine getirmeyen onlar- dır" diye konuştu. Denizer, AA'ya yaptığı açıklamada, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Im- ren Aykut'un, "Verilen rakamlar sendi- kanın istediği rakama yaklaştı. Bu nok- ladan sonra anlaşma saglanmazsa vazık olur" dediğinin bildirilmesi uzerine, Teklifkre hiç de onlann dediği gibi yak- laşılmadı. Anlaşma saglanmazsa >azık eden onlar olur. Parayı verecekler ve an- laşma olacaktır, biz sabırla bekliyoruz" dedi. Genel Maden-îş Sendikası ile kamu iş- veren sendikası Kamu-Sen arasında ön- ceki gün ve dün sürdürülen görüşmeler- de uyuşmazhkta olan idari maddelerde bir yumuşama dikkat çekti. Maden işçilerinin Zonguldak-Ankara uzun yürüyüşu sırasında gözaltına alınan 201 madenci serbest bırakıldı. Bolu'nun Mengen Uçesinde kurulan barikat önün- den gözaltına alındıktan sonra sorgulan- mak üzere 8 ocakta Ankara'ya getirilen 201 kişiden 168'i gece yansı, diğer 33'ü de dun öğlen saatlerinde serbest bırakıl- dılar. Ikinci grupta serbest bırakılan 33 kişinin Ankara'dan ayrılmaları DGM Savcılığı'nın emriyle yasaklanırken, ge- ceyarısı serbest bırakılan 168 madenci, sabah saat 04.00 sıralarında Zonguldak'a ulaştılar. Mengen-Eskiçağa mevkiinde 7 ocak tarihinde gözaltına alındıktan sonra DGM Savcılığı'nın emri üzerine Anka- ra'ya getirilen 201 kişinin sorgulamaları önceki gece geç saatlerde taraamlandı. DGM savcılannın sorgulannı tamamla- dığı ve aralarında 10 kadar da esnafın bulunduğu öğrenilen 168 kişi, geç saat- lerde bindirildikleri otobüslerle Zongul- dak'a gönderüdiler. BİLGİSAYAR DERGİSİ OCAK SAYISINDA YILIN ÜRÜNLERİ • 1990 yılında Türkiye' de kullanıcılara sunulan yazıhm ve donanımlar arasında en önemli 20 üriin, • Dünyada ve Türkiye1 de 1990, • 1991' in kullanıcılara getireceği, • Bilgisayann ilk adımında olanlar için kaynak kitaplann tanıtımı, • Türkiye' deki tüm Digitizer' lar ve Proje Yönetim Programlannın teknik özellikleri ve fiyatlan. • Şubat sayısında scannerlar ve MS Windows yazıhmlan • Mart sayısıncla Unix-Xenix yazıbmlan ve Türkiye" dclci tüm PC' lenn teknik özeUiklenni,fiyallanmiçeren 48 sayfahk ek • Her sayıda yaklaşık 50 sayfalık ürün laratımı AOI MCS.- PCEIAÇEB BESABNA HAVAli Effll - TI.-T! UINMIOIII I tssa iMnı ıtKPim nw TZSOOA ABONI SRVBI. .STANHn. ]S: U 00 AKKASA1M 22 J« |qTeleionladeroladtneblimtnlz. •HCHiYA» H»el9l IHVA-U TAVMCUI UNA1VI lOliO* MBCTlM * . ! TAYI BTANIUJL BO&UKESN CAD 123 KA1 b KCbC'O^-ASt fMt \5M7S< BİLGİSAYAR 'KIRMIZI KOLTUK' PROGRAMI AsüNadir'e soru yağmuruEkonomi Servisi — Kişisel borçlan ile ilgili ilk davası yann Londra'da başlayacak olan işa- damı Asil Nadir, bu borçları Ue ilgili olarak bazı anlaşmalar sağ- ladığını ve yakında bu yönde açıklamalar yapılacağını söyle- di. Kendisine yöneltilen suçla- maların Kıbrıs'a yaptığı yatınm- lar yüzünden olduğu savını tek- rarlayan Nadir, gazeteleri ve Türkiye'deki öteki yatınmlarını satmayacağının ve bunlan geliş- tirmeyi düşündüğünün altını ye- niden çizdi. Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptığı dönemde Polly Peck'e ait muhtelif miktarlarda parayı zimmetine geçirdiği ve hesaplar- da tahrifat yaptığı iddia edilen Asil Nadir, BBC ve TRT'den sonra Magic Box kameralan karşısında soruları yanıtladı. Bu arada, Nadir'le ilgili programın Magic Box'tan yayımlandığı sı- rada, KKTC yayın kuruluşu BRT, TRT'nin TV-3 kanalında- ki yayını keserek aynı kanaldan Magic Box'ı Kıbrısblara izletti. "Kırmızı Koltuk" programın- da Ahmet Altan ve Neşe Düzel- in karşısına çıkan Asil Nadir, bugün içinde bulunduğu duru- mu özetlemesinin istendiği ilk soruyu. "İngiltere yasalarının süren bir dava Ue ilgili konuşma- yı men ettiği" gerekçesiyle yarut- lamadı. Polly Peck ile ilgili iddialar dı- şında Türk ve İngiliz dışişleri ile ilişkilerinden silah ve uyuşturu- cu ticaretine kadar geniş bir so- ru yelpazesiyle karşılaşan Asil Nadir, Türkiye'deki şirketlerinin üst yönetiminde çok sayıda emekli general, eski MİT ve em- niyet mensubu cahştırmasıyla il- gili sorular üzerine sinirlenerek "sonılann güdümlü olduğunu" söyledi. Nadir, daha sonra yan- lış bir ifade kullandığını belirte- rek özür diledi. Asil Nadir, Kır- mızı Koltuk programında özet- le şunları söyledi: — Polly Peck'in parasını çal- dığıma dair suçlamalar doğru değildir. — Polly Peck hisselerini ala- cağımı açıklamaktaki gayem, başanmızın verdiği rahatsızlık- tan dolayı, haksız, yersiz hü- cumlann olmasıydı. — Ben "ileride alabilirim" di- ye bir diyalog için şirkete müra- cat ettim. Bu bir teklif vermek- ten farklı. — South Audley Manege- ment'in hisse alım satımı ile il- gisi yok. — Dünya çapmda iş yapan bir şirketin, faaliyette bulundu- ğu ülkelerin dışişleriyle ya da de- ğişik bakanlıklarıyla ilişkisi ol- ması normaldir. — Bana bir işadamı, bir siya- set adamı olarak değil Asil Na- dir olarak bakmakta yarar var. Politik hırslanm yoktur. — Benim şirketlerimde diğer şirketlerden daha fazla emekli general veya emniyet mensubu çalışmıyor. — Gazeteleri katiyen satmak niyetinde değilim. Bunların da- ha etkin yönetilmeleri için giri- şimlerimi yaptım. — Kişisel borç davası ile ilgi- li bazı anlaşmalar sağlamış va- ziyetteyim. Yakında açıklamalar yapılır. — Türkiye ve Kıbns'taki ya- tırımlanmı çoğaltacağım. B E K L A M D U N Y A S I Reklam yasağına tepkiler Tütün ve tütün ürünleri reklamlanna getirilen yasaklar sadece tütün reklam- verenleri ve müşteri portföyünde tütün üreticileri bulunan ajanslarda değil tüm reklamcıhk canüasında tepkiyle karşılan- ABD ve Amerika'daki kısıtlamalar- dan da sert smırlamalar içeren ve TBMM'den geçerek yasallasan bu ön- lemler, "yasakçı anlayışın" zaferi, libe- ral düşüncenin yenilgisi olarak 1- UhHweı NV . 2-VeöOftet 3- Hentei 4- Procter and Gamoie .. 5- Fratoftmek. 6- Arçefik.... 7- Matsa S-AE6. . 9-ü!ker %• Coca-Coia. .16578 .6.730 .4.871 3.890 .3.560 .2.796 2.450 .2.330 3306 2 251 Türkiye'nin en bü>ük reklamvereni tnilever Amerikan 'Adverüsing Age* dergisi- nin yıl sonu bilanço ve değerlendir- melerine göre 1989 yılı içinde Türkiye'de en çok reklam yatınmını Unilever yaptı. 2. sıraya Veb Of- set grubunu, 3. sıraya da Henkel gru- bunu yerleştirdi. Türkiye"nin en çok reklam yatınmı gerçekleştiren ilk 10 kunıluşun harcamaları 2251 ile 16578 bin dolar arasında değişti. yoruralandı. Bu arada alkol, ilaç, oyun- cak gibi bazı ürünlerin reklamlarına ge- tirilmesi kararlaştınlan ya da tasarlanan kısıtlamalar, reklamcılığa karşı "Abdülhamitçilik" oynanması şeklinde değerlendiriliyor. Ancak tütün üreticileri ve tütün reklamverenleri Ue reklam ajanslarının, tasannın yasalaşmaması yolunda etkin ve yaygın herhangi bir fa- aliyet yürütmemiş olduklan da gözler- den kaçmıyor. tpekkâgıt Manajansta • Eczacıbaşı ürunlerinden Ipekkâğıt'ın reklam kampanyalannı RPM/Radar'- dan sonra Manajans Thompson yap- maya başladı. Bu arada Eczacıbaşı'nın Artema ve Vitra markalanna da hizmet sunmuş olan RPM/Radar, bundan böy- le bu iki marka için çalışmayacağını açıkladı. Penajans DMB and B'aia "Ye«i O r k i d " ! • Eczacıbaşı Ue Procter and Gamble ortaklığı olan Sa- nipak'ın hijyenik ped pazarına soktugu "Yeni Orkid"in reklam kampanyası uluslararası bir ekip çahşmasıyla gerçek- leştirüdi. Normal, parfümlü ve süper ad- lı çeşitleri bulunan ped aynca Activa ve Yaprak adb özgün markalara da sahip. S a b a h Aks'ta • Ajans Ada'nın ku- rucularından Zafer Ataylan'ın yöneti- minde kurulan Aks Ajans, Prizm«'dar sonra "Sabah"ın reklam kampanyala- rını gerçekleştiriyor. Körfez krizinin doğurduğu yaratıcılık Reklam ajansları şim- dilik çok yoğur» bir şe- kilde olmasa bile Körfez krizinin yarattığı dur- gunluktan etkileniyor. Reklam verenler "Ne olur ne olmaz, bekleye- lim görelim... Şimdüik önemli ve yeni bir rek- lam yatınmı yapmaya- lım da gelişmeleri izJeyelim" görüşünü sa- vunurken ajanslardaki yaratıcılar, vakitlerini ' boşa geçirmektense grafıksel ve gör- sel faaliyetlerini çeşitli alanlara kaydır- dılar. Işte bir örnek: Amerikan Time dergisinin bu yılın ilk sayısında (7 Ocak) açıkladığı geleneksel "Yılın Adamı" ka- pağında, 1991'de küçük bir değişiklik yaparak "Yılm Adamlan" başlığını kul- landı ve George Bush'un çifte simalı fo- toğrafısini "Yılın Adamlan" olarak okurlanna tanıttı. (Bush iki yüzlüdür de- mek mi istiyordu acaba?) (Sağda) Aslında işi başından aşkın bir reklam ajansırun işi başından aşkın sanat yönet- meni, Time'ın kapağında bir değişiklik yaparak Bush ve Saddam'ı yılın adam- ları seçti... (Solda) T E K N O L O J I V I T R I N I Makinelerarası iletişimağı Evde kullanılan kahve makinesinden en büyük endüstriyel makineye kadar her gereçte bir elektronik kontrolör bu- lunur. ABD California'dan bir şirket, yalnızca içinde bulunduğu makineyi kontroJ etmekle kalmayıp bir bilgi ağı üzerinden aynı kontrolörü kullanan öte- ki makinelerle de iletişim kurabilen bir kontrolör geliştirdi. Echelon Corporation'ın ürettiği Ne- uron adlı yonga, bir fabrikadaki, oFıs- teki ya da evdeki donanımın izlenme ve kontrolü için kullanılabilecek. Otuz iki bin kontrolör tek bir bilgi ağı üzerinde birbirine bağlanabilecek. Neuron, aydınlatma sistemleri ve fo- tokopi makinesi gibi gereçlerde de kul- lanılabilir. Öte yandan iyi programlan- mış yongalar bir otomobilin tüm işlev- lerini kontrol edebilir. Echelon firması, yonganın maliyetinin düşük olması do- layısıyla (şu anda yaklaşık 55 bin TL'ye mal ediliyor, bu rakam 5 bin TL'ye ka- dar inebilir) çekici olabileceğini belirti- yor. Firma, en son yarı-iletken, bilgisa- yar ve iletişim teknolojüerinden yarar- lanarak yonganın maliyetini düşük tut- mayı başarmış. Amerikan Motorola ve Japon Toshi- ba firmaları, bu yıl içinde bu kontrolör yongalann üretimine geçmeyi planlıyor. Fotoğraf makinesinde 'fuzzy' mantığı 'Fuzzy' mantığı, sayısal devrelerdeki evet-hayır mantığından daha özgür bir yaklaşımı olan beynin işleyişine en yakın sistem. Japonların geliştirdiğı bu mantığı yine bir Japon firması olan Olympus son olarak piyasaya çıkardığı IS-1 model fotoğraf ma- kinesinde kullandı. IS-1, ışık ölçme sistemi kontrast bilgisini değerlendirmede fuzzy mantığını kullanı- yor. Odaklamayı otomatik olarak yapan L biçimin- deki fotoğraf makinesinin ustünde iki flaş bulunu- yor. Sınır tanımayan VHS video Japon firması JVC, dünyadaki tüm televizyon yayın standartlanyla uyum- lu bir videoyu piyasaya surdü. HR-D637 MS, PAL, SECAM, MESECAM, NTSC 3, 58 VE NTSC 4, 43 bantların- da yapılan tüm yayınlan kaydedebiliyor ve okuyabiliyor. Ayrıca bir dönüştürü- cü, herhangi bir bantta kaydediien gö- rüntünün herhangi bir bant sistemiyle çalışan televizyonda izlenmesini sağlı- yor. Digital AV tracking ayan, ses ve gö- rüntü sinyallerinde bir değişiklik olma- ması için gerekli düzenlemeleri yapıyor. HR-D637 MS'nin öteki özellikleri ise şöyle: 99 televizyon kanalını otomatik olarak arayarak belleğe kaydetme, hız- lı okuma, kilitleme olanağı, 110 V ya da 220 V'ta kullanılabilme. Sıvı kristal bir ekranı olan uzaktan kumanda aygıtı, te- levizyon ya da video için ayn ayrı prog- ramlanabiliyor. Fiyatı 6500 Fransız Frangı. Volkswagen'in geleceğe bakı, Volksvvagen'in 2000'li yıllann otomobüi olarak geliştirdiği Futura mode- li yüksek teknolojiden örnekler içeriyor. Oto- mobilin lazer ve ultraso- nik tarayıcılan, yaşana- bilecek kazalan önle- mek amacıyla yakında- ki araçların uzaklığını bir ekranda bildiriyor, hatta otomobilin park edilmesinde kılavuzluk ediyor. 50 mpg doğrudan enjeksiyonlu, elektronik dört teker çekişli Futura'da kapılann ye- rini yukarıya doğru açılan iki kanat alı- yor. Volksvvagen firması, Futura'nın üre- tim tarihini henüz saptamadı. E K O N O M İ K I T A P L I G I Istattstıklerle İSTANİUI SANA Yl ODASJNA aagh Kuruluşlarda Degerlendırmeler İstatistiklerle sanayi İstatistiklerle İSO'ya Bağlı Kuruluşlarda Değerlendırmeler / istanbul Sanayi Odası Yayınları N« 1990-14 / Maliyeti: 12.000 TL İstanbul Sanayi Odası, üyesi olan sanayi kuruluş- larına ait üretimi çeşitli verilerle ortaya koyan "İs- tatistiklerle İstanbul Sanayi Odası'na Bağlı Kuru- luşlarda Değerlendirmeler" adlı çalışmasını yayım- ladı. Çalışma, 1987 yılının verilerine dayanıyor. İs- tanbul Sanayi Odası'nın yedi bini aşkın üyesi bulu- nuyor. İSO Başkanı Memduh Hacıoğlu, kitaba yaz- dığı önsözde istatistiklerin temel alındığı 1987 yı- lında Türkiye'de milli gelirin reel olarak yüzde 7.4, imalat sanayiinin de yüzde 10 büyüdüğünü anım- satarak araştırmanın önemini belirtiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle