Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/12 EKONOMİ 14 OCAK 1991
BORSA NOTLARI ABDURRAHMAN YILDIRIM
Borsacıların kaderi değişecek mi?
Borsacıların kaderini tayin
edecek saatlerin içine gir-
dik. Yatınmcıların, 2 ağustos-
ta başlayan bu "kara dönem"
deki kayıpları yüzde 50'ye yak-
laştı. Acaba, yann yatınmcıla-
rın kara talihleri dönecek ve
bu dönem brtecek mi? Yoksa
savaşın çıkmasıyla birlikte da-
ha kötü günler mi yaşaya-
caklar?
Borsada oynayanlar ne dü-
şünüyor diye sokak borsasına
gittik, borsa kahvesindekilerle
konuştuk. Daha önceden tanı-
dık borsa oyuncularının masa-
sına yaklaştık. Geçmişte his-
se senetlerinin serildiği ve he-
sap makineleri ile paraların
sayıldığı masalarda artık oyun
kâğıtlan var. Dört kişi borsa
değil, kâğıt oynuyor. Biri "Sa-
vaşa alıstık", "Savaş çıksa
Prekazi girer oyuna" diyor.
Masaya yaklaşan bir başkası
"Seans başlryor" hatırlatma-
sını yapıyor. "Başlasın, mal
mı alacağız, mal mı sata-
cağız" karşılığını alıyor "Ben
bugün açtgaalacağım", "İyi
öyleyse" "10.00 haberlerini
dinle de git", "Bugün ne din-
leyeyim, yann dinlerim.
Adam yann gidecek Bağ-
dat'a..", "Belki size komık ge-
lecek, ama bugün düşmeye-
Temerrüde
cek." "Has.." Niye küfrediyor-
sun, kime küfrediyorsun?",..
"Ben kendime ediyorum. Bor-
sa sinir hastası etti."
Borsacılar arasındaki diya-
log benzeri şekilde sürüp
gidiyor
Konuştuklanmızdan çıkardt-
ğımız özel şöyle:
Savaşın çıkacağına inanmı-
yoruz. Bunlar aitı saat sürey-
le ne konuştular? Baba oğul
bu kadar süreyle birbirine ta-
hammül edemiyor. Her an bir
taviz söz konusu olabilir. Aslın-
da savaş çıksa krizi bitirir. Ke-
sin savaş çıkacak dense işi-
miz kolay. Çünkü savaşın bi-
ze kaybettireceği bellidir. Yüz-
de 20-30 gibi bir şey. En kötü-
sü belirsizlik ve bu dönemin
uzaması. Bunaiımın birkaç ay
daha sürmesi, toplumsal ve
siyasal muhalefet, s'ıyasi istik-
rarsızlık ve seçim yatırımları-
nın gündeme gelmesine bizim
borsa dayanamaz. Tecrübesiz
ve en fazla bir yıldır piyasada
olan acemilerle borsa ne ya-
pacak? Bu acemilere yol gös-
termek ve beklemelerini tavsi-
ye etmek iazım. Bu dönemde
borsadan uzak dursunlar. Çok
kısa süreli fiyat dalgalanmala-
rından yarartanamayanlar 3-5
ay sabretsin, kenarda bekle-
sin. Treni kaçırmazlar, bir yer-
de binerler. Borsa yönetimine
bu konuda görev düşüyor. Sa-
dece, gazetelere ilan vererek
"borsaya gelin" diyenler, şimdi
kriz zamanında yol göstermeli
ve gazetelere ilan vererek ya-
tırımcıyı korumalıdırlar.
Borsanın 1990
.ndeks (Puan)
roplam pıyasa
efleri (MHyar TL)
tyat/Kazanc oranı
'emettü venmı (%)
tisse senedrışlem
lacmı (Milyar TL)
•cak
3641
25.585
18.07
2.56
1.128
yılı
***
3516
24.705
17.45
3.03
1.184
Mart
3249
23.172
16.53
3.23
650
MSM
3308
23.935
17.06
3.13
529
MavR
3852
27.709
19 75
2.70
1.384
Haz.
4133
40.995
23.44
2.50
1.116
T M .
5384
70 289
30.71
1.99
1.557
Aftn.
4939
68.350
29.86
2.05
2 019
5085
70.924
30.99
1.97
1.512
Bda
4570
66.313
28.88
210
1.690
Utm
3257
52.638
22.53
2.75
1.200
Arahk
3255
55.250
23 97
2.62
1.344
Borsanın 5 yılı
Yrttar
Toplam ışlem hacmı (Milyar TL)
Işlem gören hısse senedi sayısı (Milyon adet)
Borsada ışlem gören şirfcet sayısı
Borsa üyelennin sayısı
Not Rakamlar ay ve yıl sonlan itibanyladır. Kaynak: İMKB
80
47
1MT
105
15
82
73
149
32
79'
1.736
238
76
94
1tM
15.312
1 505
110
116
Körfez krizinden sonra his-
se senedi fiyatlarının yak-
laşık yarı yarıya düşmesinin
yatırımcılar yanında bazı aracı
üyeleri de zor duruma soktu-
ğu belirtiliyor. Geçen cuma
günü borsaya gittiğımizde iş-
lem salonuna bir temerrüt lis-
tesinin asıldığını gördük. Lis-
tede yer alan aracı uyeler ve
temerrüde düştükleri borç
miktarı TL olarak şöyleydi: Al-
tay200, Boğaziçi: 160, Boğa-
ziçi: 240, Manhatten:
2.600.000, Denge: 3.200,
Egebank: 1.300, Netbank:
19330, Netbank: 100, Semih:
513.998.375. Borsada temer-
rüt, taahhüdünü (para veya
mal olarak) yerine getirmeme
anlamını taşıyor.
Senetbasımında tartışma
Sahte hisse senetlerinin
gündeme getirdiği "gü-
venli hisse senedi
basımında" tartışma açılıyor.
Yurtiçinde güvenli basılamadı-
ğı ve Banknot Matbaası'nın
dolu olduğu gerekçesiyle bor-
sanın yurtdışında iki matbaa
ile anlaşması ve hisselerini
bastırması için şirketleri bu
matbaalara yöneltmesine Gü-
zel Sanatlar Matbaası'ndan iti-
raz geldi.
Ali Rıza Başkan ve Ergun
Başkan imzalanyla borsada
işlem gören bütün şirketlere,
ŞPK'ya, KOİ'ye, Hazine'ye,
İMKB'ye ve İSO'ya "açıklayı-
cı ve uyancı" bir mektup gön-
derildi. Mektubun yazılış ama-
cı ise "Yurtdışında basılan
senetlere ayncalık tanınarak
borsaca ilanı ve 32 emniyet
faktörü gibi unsurların ileri
sürülerek şirketlerin yanlış
bilgi ile yönlendirilmesini
önlemek" olarak açıkiandı.
Mektupta "Borsa başkanlığı-
nın dış ülkelerden temin et-
tiği teknolojinin bir madde-
si hariç hepsinin yurtiçinde
gerçekleştirilmesi müm-
kündür" denilerek sadece bir
madde için 4-5 misli fazla pa-
ra ödemen'm şirketlerin seçi-
mine kaldığı kaydedildi. Mek-
tupta şöyle denildi:
"Dünyanın hiçbir ülkesin-
de hiçbir borsa. hisse senet-
lerinin basım isini üstlenme-
miştir. Kaldı ki İstanbul Bor-
sa Başkanlığı, SPK tarafın-
dan kendisine görev olarak
verilen filigranlı kâğıt ithali
konusunda da kabul edile-
mez bir gevşeklik içinde
olup bütün çabasını her ne
hikmetse yurtdışında hisse
senedi bastırmaya yönelt-
miş bulunmaktadır. Şirketler
ilk ve ana emniyet unsuru
olan filigranlı kâğıt teminin-
de büyük sıkıntılar çekmek-
tedirier. Borsanın bir an ön-
ce liligranlı kâğıt temin ede-
rek hisse senedi bastıracak
firmaların emrine amade bu-
lundurması bu piyasaya ya-
pacağı en büyük hizmet ola-
caktır."
Borsaya
iki Mülkiyeli
Borsa işlemlerinde hakem-
lik görevi adaştan adaşa
geçıyor.
Borsa Yönetim Kurulu, 15
ocak tarihfitibarıyla görevin-
den ayrılacak olan Işlemler
Müdürü Emin Çatana'nın ye-
rine Emin Ali Gündez'in atan-
masını kararlaştırdı. Tıpkı Ça-
tana'da olduğu gibi Gündez
de bu görevi önce vekâleten
yürütecek. Çatana'nın eski
Başkan Muharrem Karslı ile
akrabalık ilişkisine karşılık
Gündez'in yeni Başkan Ya-
man Törüner'le bir akrabalı-
ğı bulunmuyor, sadece ara-
larında okul ilişkisi var. Törü-
ner gibi Mülkiyeli olan Emin
Ali Gündez, daha önce Da-
rüşşafaka Lisesi'nı bitirdi.
Merkez Bankası'nda müfettiş
olarak iş yaşamına atılan
Gündez, Törüner'in başkan
olmasıyla birlikte borsaya
başmüfettiş olarak atandı.
Gündez, geçen hafta Salo-
na inerek yeni görevi için
"ısınma turlanna" başladı.
Borsada yapılan bir başka
atamayla hisse senetleri dı-
şındaki Menkul Kıymetler
Müdürlüğü'ne Abdullah Ak-
yüz getirildi. Emin Ali Gün-
deş gibi Mülkiyeli olan Akyüz,
SPK'da uzman olarak çaltşı-
yordu.
Saklamaya
SPK onayı
Menkul kıymetler piyasa-
sının en önemli sorunla-
nndan birini çözecek olan Ta-
kas ve Saklama Şirketi'nirt
kurulmasına SPK'dan onay
çıktı.
Borsa ile şirketin kurulma-
sına talip olan Vakıflar Banka-
sı arasında ağustos ayında
protokol imzalanmasına kar-
şılık SPK'nın onayı bekleni-
yordu. SPK bu izni verirken
borsanın diğer aracı üyeleri-
nin geniş katılımını da şart
koştu.
Çalışmalan vakıflar Banka-
sı adına yürüten Banka Genel
Müdür Yardımcısı Tözün Tar-
man, 20 milyar lira sermaye-
li şirkete ortak olmak isteyen-
leri, imzalanan protokol gere-
ğince borsanın belirleyeceği-
ni söyledi.
Denizer, Başbakanı bekliyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) —
Başbakan Yıldınm Akbulufun TTKİ ve
MTA uyuşmazlıklan ile ilgili olarak bu-
gün Genel Maden-İş Sendikası Genel
Başkanı Şcmsi Denizer ile görüşmesi
bekleniyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı tmren Aykut, dün akşam üstü
Genel Maden İş Sendikası yöneticileri-
ni telefonla arayarak Başbakan Yıldınm
Akbulut'un bugün sendikayla göriişmek
için randevu verebileceğini iletti.
Maden işçilerinin Ankara'ya yürüyü-
şü sırasında gözaltına alınan 201 işçi dün
serbest bırakıldı.
Genel Maden-lş Sendikası yöneticileri,
dün, gün boyu Başbakan Yıldınm Ak-
bulut'tan telefon beklediler. A- .ak bek-
Ienen telefon Aykut'tan geldi.
Edinilen bilgiye göre Çalışma ve Sos-
yal Güvenlik Bakanı Imren Aykut, dün
akşam saat 19.00 sıralarında telefon ile
sendikayı arayarak Genel Teşkilatlandır-
ma Sekreteri Ali Akgün ile görüştü.
Bakan Aykut, Başbakan Akbulut'un
yann (bugün) öğleye kadar Şemsi Deni-
zer'i telefon ile arayacağı mesajını iletti.
Böylece, madencilerin Ankara yürü-
yüşünün sona erdirilmesinden sonra söz-
leşmenin ücret maddelerini ele almak
amacıyla yapılması beklenen Akbulut-
Denizer görüşmesinin 6 gün gecikmeyle
bugün gerçekleşmesi olasılığı belirdi.
Genel Maden-tş Sendikası Genel Baş-
kanı Şemsi Denizer, Başbakan Yıldırım
Akbulut'la yapılması beklenen görüşme-
nin bugün de gerçekleşmemesi halinde
eylemlerine devam edeceklerini bildire-
rek "Biz sözamüzde darduk, sözlerinde
dnrmayan, yerine getirmeyen onlar-
dır" diye konuştu.
Denizer, AA'ya yaptığı açıklamada,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Im-
ren Aykut'un, "Verilen rakamlar sendi-
kanın istediği rakama yaklaştı. Bu nok-
ladan sonra anlaşma saglanmazsa vazık
olur" dediğinin bildirilmesi uzerine,
Teklifkre hiç de onlann dediği gibi yak-
laşılmadı. Anlaşma saglanmazsa >azık
eden onlar olur. Parayı verecekler ve an-
laşma olacaktır, biz sabırla bekliyoruz"
dedi.
Genel Maden-îş Sendikası ile kamu iş-
veren sendikası Kamu-Sen arasında ön-
ceki gün ve dün sürdürülen görüşmeler-
de uyuşmazhkta olan idari maddelerde
bir yumuşama dikkat çekti.
Maden işçilerinin Zonguldak-Ankara
uzun yürüyüşu sırasında gözaltına alınan
201 madenci serbest bırakıldı. Bolu'nun
Mengen Uçesinde kurulan barikat önün-
den gözaltına alındıktan sonra sorgulan-
mak üzere 8 ocakta Ankara'ya getirilen
201 kişiden 168'i gece yansı, diğer 33'ü
de dun öğlen saatlerinde serbest bırakıl-
dılar. Ikinci grupta serbest bırakılan 33
kişinin Ankara'dan ayrılmaları DGM
Savcılığı'nın emriyle yasaklanırken, ge-
ceyarısı serbest bırakılan 168 madenci,
sabah saat 04.00 sıralarında Zonguldak'a
ulaştılar.
Mengen-Eskiçağa mevkiinde 7 ocak
tarihinde gözaltına alındıktan sonra
DGM Savcılığı'nın emri üzerine Anka-
ra'ya getirilen 201 kişinin sorgulamaları
önceki gece geç saatlerde taraamlandı.
DGM savcılannın sorgulannı tamamla-
dığı ve aralarında 10 kadar da esnafın
bulunduğu öğrenilen 168 kişi, geç saat-
lerde bindirildikleri otobüslerle Zongul-
dak'a gönderüdiler.
BİLGİSAYAR
DERGİSİ
OCAK SAYISINDA
YILIN
ÜRÜNLERİ
• 1990 yılında Türkiye' de kullanıcılara
sunulan yazıhm ve donanımlar
arasında en önemli 20 üriin,
• Dünyada ve Türkiye1
de 1990,
• 1991' in kullanıcılara getireceği,
• Bilgisayann ilk adımında olanlar için
kaynak kitaplann tanıtımı,
• Türkiye' deki tüm Digitizer' lar ve
Proje Yönetim Programlannın teknik
özellikleri ve fiyatlan.
• Şubat sayısında scannerlar ve MS Windows yazıhmlan
• Mart sayısıncla Unix-Xenix yazıbmlan ve Türkiye" dclci
tüm PC' lenn teknik özeUiklenni,fiyallanmiçeren 48
sayfahk ek
• Her sayıda yaklaşık 50 sayfalık ürün laratımı
AOI
MCS.-
PCEIAÇEB BESABNA HAVAli Effll
- TI.-T! UINMIOIII I
tssa iMnı ıtKPim nw TZSOOA ABONI SRVBI.
.STANHn. ]S: U 00 AKKASA1M 22 J«
|qTeleionladeroladtneblimtnlz.
•HCHiYA» H»el9l IHVA-U TAVMCUI UNA1VI lOliO* MBCTlM * . ! TAYI
BTANIUJL BO&UKESN CAD 123 KA1 b KCbC'O^-ASt fMt \5M7S<
BİLGİSAYAR
'KIRMIZI KOLTUK' PROGRAMI
AsüNadir'e
soru yağmuruEkonomi Servisi — Kişisel
borçlan ile ilgili ilk davası yann
Londra'da başlayacak olan işa-
damı Asil Nadir, bu borçları Ue
ilgili olarak bazı anlaşmalar sağ-
ladığını ve yakında bu yönde
açıklamalar yapılacağını söyle-
di. Kendisine yöneltilen suçla-
maların Kıbrıs'a yaptığı yatınm-
lar yüzünden olduğu savını tek-
rarlayan Nadir, gazeteleri ve
Türkiye'deki öteki yatınmlarını
satmayacağının ve bunlan geliş-
tirmeyi düşündüğünün altını ye-
niden çizdi.
Yönetim Kurulu Başkanlığı
yaptığı dönemde Polly Peck'e ait
muhtelif miktarlarda parayı
zimmetine geçirdiği ve hesaplar-
da tahrifat yaptığı iddia edilen
Asil Nadir, BBC ve TRT'den
sonra Magic Box kameralan
karşısında soruları yanıtladı. Bu
arada, Nadir'le ilgili programın
Magic Box'tan yayımlandığı sı-
rada, KKTC yayın kuruluşu
BRT, TRT'nin TV-3 kanalında-
ki yayını keserek aynı kanaldan
Magic Box'ı Kıbrısblara izletti.
"Kırmızı Koltuk" programın-
da Ahmet Altan ve Neşe Düzel-
in karşısına çıkan Asil Nadir,
bugün içinde bulunduğu duru-
mu özetlemesinin istendiği ilk
soruyu. "İngiltere yasalarının
süren bir dava Ue ilgili konuşma-
yı men ettiği" gerekçesiyle yarut-
lamadı.
Polly Peck ile ilgili iddialar dı-
şında Türk ve İngiliz dışişleri ile
ilişkilerinden silah ve uyuşturu-
cu ticaretine kadar geniş bir so-
ru yelpazesiyle karşılaşan Asil
Nadir, Türkiye'deki şirketlerinin
üst yönetiminde çok sayıda
emekli general, eski MİT ve em-
niyet mensubu cahştırmasıyla il-
gili sorular üzerine sinirlenerek
"sonılann güdümlü olduğunu"
söyledi. Nadir, daha sonra yan-
lış bir ifade kullandığını belirte-
rek özür diledi. Asil Nadir, Kır-
mızı Koltuk programında özet-
le şunları söyledi:
— Polly Peck'in parasını çal-
dığıma dair suçlamalar doğru
değildir.
— Polly Peck hisselerini ala-
cağımı açıklamaktaki gayem,
başanmızın verdiği rahatsızlık-
tan dolayı, haksız, yersiz hü-
cumlann olmasıydı.
— Ben "ileride alabilirim" di-
ye bir diyalog için şirkete müra-
cat ettim. Bu bir teklif vermek-
ten farklı.
— South Audley Manege-
ment'in hisse alım satımı ile il-
gisi yok.
— Dünya çapmda iş yapan
bir şirketin, faaliyette bulundu-
ğu ülkelerin dışişleriyle ya da de-
ğişik bakanlıklarıyla ilişkisi ol-
ması normaldir.
— Bana bir işadamı, bir siya-
set adamı olarak değil Asil Na-
dir olarak bakmakta yarar var.
Politik hırslanm yoktur.
— Benim şirketlerimde diğer
şirketlerden daha fazla emekli
general veya emniyet mensubu
çalışmıyor.
— Gazeteleri katiyen satmak
niyetinde değilim. Bunların da-
ha etkin yönetilmeleri için giri-
şimlerimi yaptım.
— Kişisel borç davası ile ilgi-
li bazı anlaşmalar sağlamış va-
ziyetteyim. Yakında açıklamalar
yapılır.
— Türkiye ve Kıbns'taki ya-
tırımlanmı çoğaltacağım.
B E K L A M D U N Y A S I
Reklam yasağına tepkiler
Tütün ve tütün ürünleri reklamlanna
getirilen yasaklar sadece tütün reklam-
verenleri ve müşteri portföyünde tütün
üreticileri bulunan ajanslarda değil tüm
reklamcıhk canüasında tepkiyle karşılan-
ABD ve Amerika'daki kısıtlamalar-
dan da sert smırlamalar içeren ve
TBMM'den geçerek yasallasan bu ön-
lemler, "yasakçı anlayışın" zaferi, libe-
ral düşüncenin yenilgisi olarak
1- UhHweı NV .
2-VeöOftet
3- Hentei
4- Procter and Gamoie ..
5- Fratoftmek.
6- Arçefik....
7- Matsa
S-AE6. .
9-ü!ker
%• Coca-Coia.
.16578
.6.730
.4.871
3.890
.3.560
.2.796
2.450
.2.330
3306
2 251
Türkiye'nin en bü>ük
reklamvereni tnilever
Amerikan 'Adverüsing Age* dergisi-
nin yıl sonu bilanço ve değerlendir-
melerine göre 1989 yılı içinde
Türkiye'de en çok reklam yatınmını
Unilever yaptı. 2. sıraya Veb Of-
set grubunu, 3. sıraya da Henkel gru-
bunu yerleştirdi. Türkiye"nin en çok
reklam yatınmı gerçekleştiren ilk 10
kunıluşun harcamaları 2251 ile
16578 bin dolar arasında değişti.
yoruralandı. Bu arada alkol, ilaç, oyun-
cak gibi bazı ürünlerin reklamlarına ge-
tirilmesi kararlaştınlan ya da tasarlanan
kısıtlamalar, reklamcılığa karşı
"Abdülhamitçilik" oynanması şeklinde
değerlendiriliyor. Ancak tütün üreticileri
ve tütün reklamverenleri Ue reklam
ajanslarının, tasannın yasalaşmaması
yolunda etkin ve yaygın herhangi bir fa-
aliyet yürütmemiş olduklan da gözler-
den kaçmıyor.
tpekkâgıt Manajansta •
Eczacıbaşı ürunlerinden Ipekkâğıt'ın
reklam kampanyalannı RPM/Radar'-
dan sonra Manajans Thompson yap-
maya başladı. Bu arada Eczacıbaşı'nın
Artema ve Vitra markalanna da hizmet
sunmuş olan RPM/Radar, bundan böy-
le bu iki marka için çalışmayacağını
açıkladı.
Penajans DMB and B'aia
"Ye«i O r k i d " ! • Eczacıbaşı Ue
Procter and Gamble ortaklığı olan Sa-
nipak'ın hijyenik ped pazarına soktugu
"Yeni Orkid"in reklam kampanyası
uluslararası bir ekip çahşmasıyla gerçek-
leştirüdi. Normal, parfümlü ve süper ad-
lı çeşitleri bulunan ped aynca Activa ve
Yaprak adb özgün markalara da sahip.
S a b a h Aks'ta • Ajans Ada'nın ku-
rucularından Zafer Ataylan'ın yöneti-
minde kurulan Aks Ajans, Prizm«'dar
sonra "Sabah"ın reklam kampanyala-
rını gerçekleştiriyor.
Körfez krizinin doğurduğu yaratıcılık
Reklam ajansları şim-
dilik çok yoğur» bir şe-
kilde olmasa bile Körfez
krizinin yarattığı dur-
gunluktan etkileniyor.
Reklam verenler "Ne
olur ne olmaz, bekleye-
lim görelim... Şimdüik
önemli ve yeni bir rek-
lam yatınmı yapmaya-
lım da gelişmeleri
izJeyelim" görüşünü sa-
vunurken ajanslardaki
yaratıcılar, vakitlerini
' boşa geçirmektense grafıksel ve gör-
sel faaliyetlerini çeşitli alanlara kaydır-
dılar. Işte bir örnek: Amerikan Time
dergisinin bu yılın ilk sayısında (7 Ocak)
açıkladığı geleneksel "Yılın Adamı" ka-
pağında, 1991'de küçük bir değişiklik
yaparak "Yılm Adamlan" başlığını kul-
landı ve George Bush'un çifte simalı fo-
toğrafısini "Yılın Adamlan" olarak
okurlanna tanıttı. (Bush iki yüzlüdür de-
mek mi istiyordu acaba?) (Sağda)
Aslında işi başından aşkın bir reklam
ajansırun işi başından aşkın sanat yönet-
meni, Time'ın kapağında bir değişiklik
yaparak Bush ve Saddam'ı yılın adam-
ları seçti... (Solda)
T E K N O L O J I V I T R I N I
Makinelerarası iletişimağı
Evde kullanılan kahve makinesinden
en büyük endüstriyel makineye kadar
her gereçte bir elektronik kontrolör bu-
lunur. ABD California'dan bir şirket,
yalnızca içinde bulunduğu makineyi
kontroJ etmekle kalmayıp bir bilgi ağı
üzerinden aynı kontrolörü kullanan öte-
ki makinelerle de iletişim kurabilen bir
kontrolör geliştirdi.
Echelon Corporation'ın ürettiği Ne-
uron adlı yonga, bir fabrikadaki, oFıs-
teki ya da evdeki donanımın izlenme ve
kontrolü için kullanılabilecek. Otuz iki
bin kontrolör tek bir bilgi ağı üzerinde
birbirine bağlanabilecek.
Neuron, aydınlatma sistemleri ve fo-
tokopi makinesi gibi gereçlerde de kul-
lanılabilir. Öte yandan iyi programlan-
mış yongalar bir otomobilin tüm işlev-
lerini kontrol edebilir. Echelon firması,
yonganın maliyetinin düşük olması do-
layısıyla (şu anda yaklaşık 55 bin TL'ye
mal ediliyor, bu rakam 5 bin TL'ye ka-
dar inebilir) çekici olabileceğini belirti-
yor. Firma, en son yarı-iletken, bilgisa-
yar ve iletişim teknolojüerinden yarar-
lanarak yonganın maliyetini düşük tut-
mayı başarmış.
Amerikan Motorola ve Japon Toshi-
ba firmaları, bu yıl içinde bu kontrolör
yongalann üretimine geçmeyi planlıyor.
Fotoğraf makinesinde
'fuzzy' mantığı
'Fuzzy' mantığı, sayısal devrelerdeki evet-hayır
mantığından daha özgür bir yaklaşımı olan beynin
işleyişine en yakın sistem. Japonların geliştirdiğı bu
mantığı yine bir Japon firması olan Olympus son
olarak piyasaya çıkardığı IS-1 model fotoğraf ma-
kinesinde kullandı. IS-1, ışık ölçme sistemi kontrast
bilgisini değerlendirmede fuzzy mantığını kullanı-
yor. Odaklamayı otomatik olarak yapan L biçimin-
deki fotoğraf makinesinin ustünde iki flaş bulunu-
yor.
Sınır tanımayan VHS video
Japon firması JVC, dünyadaki tüm
televizyon yayın standartlanyla uyum-
lu bir videoyu piyasaya surdü. HR-D637
MS, PAL, SECAM, MESECAM,
NTSC 3, 58 VE NTSC 4, 43 bantların-
da yapılan tüm yayınlan kaydedebiliyor
ve okuyabiliyor. Ayrıca bir dönüştürü-
cü, herhangi bir bantta kaydediien gö-
rüntünün herhangi bir bant sistemiyle
çalışan televizyonda izlenmesini sağlı-
yor. Digital AV tracking ayan, ses ve gö-
rüntü sinyallerinde bir değişiklik olma-
ması için gerekli düzenlemeleri yapıyor.
HR-D637 MS'nin öteki özellikleri ise
şöyle: 99 televizyon kanalını otomatik
olarak arayarak belleğe kaydetme, hız-
lı okuma, kilitleme olanağı, 110 V ya da
220 V'ta kullanılabilme. Sıvı kristal bir
ekranı olan uzaktan kumanda aygıtı, te-
levizyon ya da video için ayn ayrı prog-
ramlanabiliyor. Fiyatı 6500 Fransız
Frangı.
Volkswagen'in geleceğe bakı,
Volksvvagen'in 2000'li
yıllann otomobüi olarak
geliştirdiği Futura mode-
li yüksek teknolojiden
örnekler içeriyor. Oto-
mobilin lazer ve ultraso-
nik tarayıcılan, yaşana-
bilecek kazalan önle-
mek amacıyla yakında-
ki araçların uzaklığını
bir ekranda bildiriyor,
hatta otomobilin park
edilmesinde kılavuzluk ediyor. 50
mpg doğrudan enjeksiyonlu, elektronik
dört teker çekişli Futura'da kapılann ye-
rini yukarıya doğru açılan iki kanat alı-
yor. Volksvvagen firması, Futura'nın üre-
tim tarihini henüz saptamadı.
E K O N O M İ K I T A P L I G I
Istattstıklerle
İSTANİUI SANA Yl ODASJNA
aagh Kuruluşlarda
Degerlendırmeler
İstatistiklerle sanayi
İstatistiklerle İSO'ya Bağlı Kuruluşlarda
Değerlendırmeler / istanbul Sanayi Odası
Yayınları N« 1990-14 / Maliyeti: 12.000 TL
İstanbul Sanayi Odası, üyesi olan sanayi kuruluş-
larına ait üretimi çeşitli verilerle ortaya koyan "İs-
tatistiklerle İstanbul Sanayi Odası'na Bağlı Kuru-
luşlarda Değerlendirmeler" adlı çalışmasını yayım-
ladı. Çalışma, 1987 yılının verilerine dayanıyor. İs-
tanbul Sanayi Odası'nın yedi bini aşkın üyesi bulu-
nuyor. İSO Başkanı Memduh Hacıoğlu, kitaba yaz-
dığı önsözde istatistiklerin temel alındığı 1987 yı-
lında Türkiye'de milli gelirin reel olarak yüzde 7.4,
imalat sanayiinin de yüzde 10 büyüdüğünü anım-
satarak araştırmanın önemini belirtiyor.