Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 OCAK 1991
Sudan'da
isyancı avı
• HARTUM (AA) —
Sudan ordu birlikleri ile
isyancı Sudan Halk
Kurtuluş Ordusu (SPLA)
arasında meydana gelen
çatışmalarda 80 gerillanın
öldürülduğü bildirildi.
Başkent Hartum'da çıkan
'Guwat el Musallaha'
gazetesinin bildirdiğine göre
isyancılardan .65'i Sudan'ın
yukarı Nil bolgesindeki
çatışmada öldü.
Çatışmalann ne zaman
olduğu belirtilmedi. 1983
yılından beri hükümet
birlikleriyle çarpışan SPLA,
Ulkenin Hıristiyanhğın
yaygın olduğu güney
bölgesine özerklik
tanınmasını istiyor.
Sudan'ın orta ve kuzey
bölgeierinde Müslüman
nüfus çoğunlukta
bulunuyor.
Pomaklar parti
kurayor
• ATİNA (AA) — Yunan
dışişlerinden iyi haber
almasıyla bılinen haftalık
'Pondiki' dergisi, son
sayısında, Batı Trakya'da
Pomakların 'siyasi bir
hareket' kurduklarını
bildirdi. Dergi, sadece
Pomaklardan oluşacak bu
örgütün 'Yeni Hareket'
ismini taşıyacağını ve
kuruluşunun ocak ayı
sonuna kadar resmiyet
kazanacağını ileri sürdü.
'Yeni Hareket'in, "Batı
Trakya'da Dr. Sadık Ahmet
ve Ahmet Faikoğlu'nun,
Türk-Yunan ilişkilerine ve
azınhğa zarar verdiğine
inanan Pomaklardan"
oluştuğunu iddia eden
Pondiki dergisi, bu örgütün
seçimlerde Yunan siyasi
partilerinden adaylar
göstereceğini yazdı.
Iranlı hacılara
yasak kalktı
• LEFKOŞA (AA)— Irak
Devlet Başkanı Saddam
Hüseyin, 10 yıldır Jranlı
hacılara uygulanan yasağı
kaldırarak Iranlı hacılann,
Irak'taki kutsal yerleri .
ziyaret edebileceklerini
bildirdi. Irak Haber
Ajansı'nın bildirdiğine göre
Saddam, söz konusu
açıklamayı, iktidardaki
BAAS partisinin bugünku
toplantısı sırasında yaptı.
Saddam, geçen hafta
Tahran'a üst duzeyde bir
Irak heyetinin gittiğini ve
banş anlaşmasımn son
aşaması olarak bu yasağın
kaldırılmasına karar
verildiğini söyledi. Irak, 2
ağustosta Kuveyt'i işgal
etmesinden sonra İran ile
barış anlaşması imzalamıştı.
Saddam, Irak'a karşı
Körfez'de oluşturulan
çokuluslu guce ağırlık
vererek İran sınırındaki
Irak askerlerinin büyuk bir
bölumunu çekmişti.
Irkçı liderin
göruşü
• BRÜKSEL (AA)—
Belçika'nın aşırı sağ partisi
Het Vlaams Blok (Flaman
Bloku) milletvekillerinden
Phillipe de Winter, "Islam
dunyası liderine kavuştu,
Bu, Saddam'dır, artık
Müslümanlardan her turlu
kötuluk bekleyebiliriz"
dedi. De Winter, Belçika
televizyonuna verdiği
demeçte şöyle dedi: "Uzun
süredir Islarn dunyası bir
lider aradı. İşte şimdi bu
lidere kavuştular. Bu da
Saddam'dır. Muslümanların
tüm amacı Hıristiyanlığı
yok etmek. Türkiye'ye uçak
ve silah vermemiz hata. Bu
silahları ileride bizlere karşı
kullanacaklar.
Amerikalıların tek amaçları
petrol. Avrupa ile hiç
ilgilenmiyorlar. Artık İslam
dünyasına karşı tedbır alma
vakti geldi. En kısa
zamanda Belçika'da ve
AT'de bulunan camileri
kapatmaiıyız. Biz
Hıristiyanız. Kanımız temiz
kalmah."
Portekiz'de
seçim
• Dış Haberler Servisi —
Portekiz'de dün seçmenler,
yeni bir devlet başkanı
seçmek için sandık başına
gittüer. AP ajansının
haberine göre seçime
katılım oranı oldukça
dttşük kaldı. Gözlemcilerin
seçimden önce yaptıkları
tahminlerde sosyalist Devlet
Başkanı Mario Soares'in
yeniden bu göreve, seçileceği
görüşü ağırhktayd'ı. 1986
seçimlerinde oylann yuzde
51.2'sini toplayan Soares'in
bu kez Basilio Horta
karşısında daha açık bir
farkla kazanması
bekleniyor. Mario Soares,
1986 yılında yapılan
seçimleri kazanarak
Portekiz'in 60 yıldır ilk
'serbest seçimle işbaşına
gelmiş sivil başkanı' sıfatını
kazanmıştı.
DIŞ HABERLER CUMHURİYET/11
Irak'a tanınan sürenin bitmesine çok az kala savaş korkusu kitlelerisardı
Batı, savaş heyecanı yaşıyorFransa Suudi Arabistan'daki Fransız
birliklerinin 'sayunma düzeni'nden 'saldın
düzeni'ne geçirildiği haber verildi. Barış
yürüyüşleri gittikçe büyüyerek sürüyor.
Dış Haberler Servisi — BM
Güvenlik Konseyi'nin Irak'a
Kuveyt'ten çekilmesi için tanı-
dığı sürenin bitimine (15 ocak)
bir gun kala, Batı'da kitleleri
korku sararken banş için göste-
riler de yoğunlaşıyor.
Almanya Savaş karşıtı gösteriler yoğunlaştı.
Sokaklara dökülen yüz binlerce kişi- Tetrol
için kan dökülmesin", "Petrolün fiyatı 300 bin
ölü mü?" sloganları ile gösteriler yapıyor.
İngiltere Londra hükümeti İngiltere'de terör
olasılığına karşı yoğun önlemler alıyor.
İngiltere'de, çıkacak bir savaşta kimyasal silah
kullanılacağına kesin gözüyle bakılıyor.
Almanya
n okunuyordu.
Barış gösterileri, "Sendikala-
nn siyasete kanşmasını" yasak-
lamayan Almanya'da, en buyuk
işçi kuruluşu olan Alman Sen-
dikalar Birliği, Sosyal Demok-
rat Parti, banş dernekleri, çev-
reci gruplar ve kiliseler tarafın-
dan düzenlendi.
"12'ye 5 kala" Alman bilim
adamları da kamuoyunu Kör-
fez'de olası bir savaşın korkunç
sonuçlarına karşı uyanyorlar.
Bilim adamları, savaşta nukle-
er silah kullanılması ya da rad-
yasyonun açığa çıkması halinde
bunun sonuçlannın Çernobil fa-
ciasından kat kat fazla olacağı-
nı vurguluyor. Ortadoğu'daki
petrol yataklarının ateşe veril-
mesi ve yakılması halinde de
atom bombasından sonra goz-
lenen "nükleer kış" ortamının
doğması bekleniyor. Bilim
adamları yaptıkları açıklama-
larla "politikactlan savaşın ger-
çek sonuçları hakkında
aydınlatmak" amacını gudü-
yorlar.
ttalya
Roma muhabirimiz Nilgân
Cerrahogiu'nun bildirdiğine go-
re İtalya'nın en büyük ulusal
tutkusu futbol dunyası da banş-
tan yana tavır koydu. Diğer
gençler gibi silah altına alın-
maktan korkan futbolcular,
dün Juventus-Pisa maçında
stadyumdaki taraftarlarından
ayağa kalkıp "banş" diye ba-
ğırmalannı istediler. Seyirciler
de bu isteğe uydu.
İtalya'nın ezici çoğunluğu
Saddam'ı bir fanatik olarak
görmekle birlikte banş için
Irak'la görüşmelere devam edil-
mesini istiyor. Komünistlerin
organı "UNİTA" gazetesinin
yaptığı bir kamuoyu yoklama-
sına göre iyimser tabiatlı Ital-
yanların çoğu barışın kurtarıla-
bileceğini inancında. Yüzde
66.6 krizin hâlâ olumlu bir şe-
kilde sonuçlanabileceğine inanı-
yor. Bir hafta once yuzde 70 ci-
varında olan bu orandaki dü-
şüş, 15 ocak tarihinin yaklaş-
makta olması denli, televizyon-
da yayımlanan bir Saddam söy-
leşisine de bağlı. Yılbaşından
önce yapılan ve devlet televizyo-
nu RAI tarafından Saddam
propagandası diye sansürlenen
polemik soyleşi, gazetecılik çev-
relerinin "ozgün yayın" için
yaptığı baskılar sonucunda ge-
çen perşembe günü yayımlandı.
Yaklaşık bir saat süren söyleşi-
nin ardından yapılan kamuoyu
yoklamaları, Italyanların Sad-
dam hakkındaki duşüncelerini
olumsuz yönde etkilediğini gös-
terdi.
Ingiltere
Londra muhabirimiz Edip
Emil Öymen'e gore Körfez'de
savaş olasılığı artarken İngilte-
re'de, terör ihtimaline karşı
"göriinmez önlemler" alınıyor.
Halkta en ufak bir panik yok.
Gorunürde her şey normal. An-
cak havaalanları başta olmak
üzere petrol tesisleri, istasyon-
lar, haberleşme merkezlerinde
sessiz sedasız buyuk önlemler
alındığı anlaşıbyor. Edinilen bil-
giye göre bir savaş durumunda
havaalanlarında terminal bina-
lanna sadece biletli yolcuların
girmesine izin verilecek,
"şaibeli" adreslerden postala-
nan paket ve mektuplar ulkeye
sokulmayacak. Silah taşımama-
sı ile ünlü Ingiliz polisi, şimdi
buyuk havaalanlarında kurşun
geçirmez yelek ve ellerinde oto-
matik silahlarla dolaşıyor. İngil-
tere'ye Irak ve Kuveyt'ten gelen
yolcular, bir süredir ülkeye gi-
riş işlemleri sırasında diğerlerin-
den ayrılıyor ve onlarla termi-
nalde ayn bir bolumde özel go-
Almanya muhabirimiz Dilek
Zaptçıoğlu'nun haberine göre
BM ultimatomunun son saatle-
rine doğru Almanya'da savaş
korkusu geniş kitleleri sardı.
Hafta sonunda ulkenin 120 ay-
n yerinde yüz binlerce kişi so-
kağa döküldu ve "Körfez'de sa-
vaşa hayır" sloganları ile gösteri
yaptı. Kiliselerde barış duaları
diizenlenirken Doğu Almanya'-
nın belli başlı kentleri de sava-
şa karşı yürüyüşlere sahne oldu.
Pankartlarda "12'ye 5 kala
Körfez'de savaşa hayır - Petrol
için kan dökülmesin - Petrolün
fiyatı 300 bin ölu mü?" yazıla-
ÖZAL'IN DEMECİ:
Barış
ihtimali
arttj
Cumhurbaşkanı özal,
Amerikan ABC
Televizyonu'na verdiği
demeçte, ABD
Kongresi'nin kararından
sonra barış ihtimalinin
arttığını söyledi.
VVASHINGTON (Cumhuri-
yet) — Cumhurbaşkanı Turgut
Özal, dun Amerikan ABC Tele-
vizyonu'na verdiği demeçte,
Kongre'nin ABD Başkanı Geor-
ge Bush'a destek kararından
sonra barışçı çözum şansının
arttığını söyledi.
Özal, dün sabah "David
Brinkley İle Bu Hafta" adlı ha-
ber programının konuğu olarak
Amerika'nın unlü sunucuların-
dan Brinkley'in sorularını yanıt-
ladı. Soru-yanu bölümune geçil-
meden önce Türkiye tanıtılır-
ken, "Türkiye'de bulunan yüz-
lerce Amerikan savaş uçağının
bir savaşta buyuk rol oynayaca-
ğı" vurgulandı.
Brinkley, Özal'a, "Savaş ola-
sılığı nedir?" diye sorunca,
Özal, "Amerikan Kongresi'nin
Başkan Bush'a destek kararın-
dan sonra kanımca barışçı çö-
zum şansı artü. Irak Meclisi'nin
ne karar alacağım bekleyip gö-
rdim" dedi. Brinkley, Özal'ın bu
yanıtı uzerine kulaklarına ina-
namamış gibi, "Arttı mı dedi-
niz?" diye tekrar sordu. Cum-
hurbaşkanı Özal bunun üzerine,
"Kanımca arttı" diye konuştu.
Özal, Brinkley'in, "Sınırda
askerieriniz var, bir saldın mı
bekliyorsunuz?" sorusuna da
şöyle yanıt verdi:
"Sanmıyonım, bilmiyorum,
tahmin güç. Irak'ta kamuoyu
düşüncesi diye bir şey yok. Bir
adamın karan ile işler oluyor ve
bu kararın ne olacağını tahmin
etmek çok guç. Ama sınırda ye-
terli gücümuz var."
Brinkley, "Sizin Irak'a karşı
eşsiz bir yaptınm gücünüz var,
suyunu da kontrol ediyorsunuz"
deyince Özal, şunları söyledi:
"Bu doğru değil, Fırat doğru-
dan Irak'a gitmiyor, once Suri-
ye'den geçiyor. Suriye de bu
krizde müttefik. O yüzden im-
kânsız ve zaten bu işin yolu da 'SAVAŞ DEĞİL, AŞK YAPALIM' — Almanya'da günlerdir sokaklara dokülen yüz binlerce kişi savaş kaışrtı gösteriler düzenliyor.
bu değil." kişinin katıldıgı bir gösteride, "Savaş değil aşk yapalım" yazılı pankartlann taşındığı gönildü. (Fotoğraf: AFP)
revliler ilgileniyordu. Bu işlem
sürdürulecek. Bir savaş duru-
munda, İngiltere'de yaşayan ve
Saddam yanlışı olduğu bilinen-
lerin eski ordu kamplarında en-
terne edilmesi de söz konusu.
Irak'ta üslendiği bilinen terör
örgütleri ile Irlanda Cumhuriyet
Ordusu (IRA) arasındaki ilişki-
ler konusunda da şimdi yetkili-
ler kılı kırk yanyor.
Çıkacak bir savaşta kimyasal
silah kullanılacağına kesin gö-
züyle bakılıyor. Bu nedenle ln-
giltere'de 7.500 haştane yatağı
acil yanık tedavisi için ayrıldı.
Fransa
Paris muhabirimiz Sabetay
Varol'un haberine göre Irak'a,
çekilmesi için verilen surenin bi-
timine iki gün kala Suudi Ara-
bistan'la Kuveyt'i ayıran sınır
boyunca mevzilenen Fransız
birliklerinin "savunma diize-
ni"nden "saldın düzeni"ne geçi-
oveno
Stuttgart kentinde 30 bin
rildiği haber veriliyor. Cumar-
tesi günü yapılan ve başkent Pa-
ris'te 100 binin üzerinde bir ka-
labalık toplayan barış yurüyuş-
lerinde gozlenen başarının ar-
dından gösterileri düzenleyen
"75'ler Komitesi" saü gunü bir
kez daha toplanacak. Toplantı-
nın hedefi, iki gün sonra topla-
nacak Fransız Parlamentosu
üzerinde etki yapmak. Fransız
Parlamentosu 17 ocak perşem-
be günü olağanüstü toplanarak
Irak'a karşı cumhurbaşkanına
"kuvvet kullanma" yetkisi ve-
rilmesini görüşecek.
Paris'in, özellikle başta Ceza-
yir olmak ü,zere Kuzey Afrika
ülkeleri, SSCB, Almanya,
îspanya ve Yugoslavya ile savaş
çıkmasını son ana kadar engel-
lemek üzere ilişki sürdürdüğü
ifade ediliyor.
Klasik sağa mensup muhale-
fet partilerinin 17 ocak perşem-
be günü yapılacak "yetki oyla-
masında lehte oy verecekierini
şimdiden belli etmeleri nedeniy-
le Mitterrand'ın yetki alması ke-
sin olarak göruluyor. 15 ocak-
tan, önce ve sonra barış girişim-
lerini "en ufak umut ışığı söne-
ne kadar" sürdureceğini geçen
çarşamba düzenlediği basın top-
lantısında duyuran Mitterrand,
'faydasını şimdilik görmemek-
Ie beraber' gereğinde bu iş için
Bağdat'a bile gideceğini bir so-
ru üzerine belüimişti.
Ne var ki Irak çekilmediği
takdirde Fransa "sorumluluğu-
nu yerine getirerek" savaşa gir-
meye kararlı gözuküyor. Mitter-
rand, "uluslararası hukuk dti-
zeni"ni korumak amacıyla ya-
pılacak bu operasyona katılma-
dığı takdirde Fransa'nın BM
Güvenlik Konseyi daimi üyeli-
ği sandalyesinin ve Fransa'mn
dünyadaki itibarının tehlikeye
gireceğini vurgulama gereği de
duymuştu.
Temelde fark yok
Geçen çarşamba günku basın
toplantısında Mitterrand, Fran-
sa ile ABD arasındaki görüş ay-
rılıklarının "özgiin noktalaıiâ
sınırlı olduğunu, temelde bir
fark olmadığım" söylemişti. Bu
toplantıda Fransa Devlet Başka-
nı, 24 eylulde BM kursusünde
yaptığı konuşmada Amerikan
kamuoyunda tepki uyandıran,
"Irak'ın çekilme niyetini
bildirmesi" ifadesine tekrar dik-
kat çekerek ABD Başkanı
Bush'un da aslında bu konuda
farklı bir şey söylemediğini, Ge-
orge Bush'un Irak'tan bir prog-
ram dahilinde Kuveyt'ten çekil-
mesini istediğini vurguladı. Bi-
lindiği gibi Mitterrand söz ko-
nusu konuşmasında 4 noktalık
bir plan sunmuştu. Mitter-
rand'a göre Paris'le Washing-
ton arasındaki ayrılık noktası,
"Filistin sorunu konusunda
uluslararası konferans toplan-
ması." Fransa Cumhurbaşkanı
"Bir ara Amerika ile aramızda
var gözüken görüş aynhğının
aslında olmadığı daha sonra or-
taya çıktı. Aynlık varsa, ikincil
değilse bile özgiin noktalarda
var" dedi.
Mitterrand bu ayrılık nokta-
larını şöyle dile getirdi: "tsrail-
\rap ihtilafının çözümii için
uluslararası konferans toplan-
ması konusunda Fransa ile
ABD hiç bir şekilde aynı yakla-
şıma sahip değil. Amerikalılar
bu çozum perspektif ine eskiden
beri karşı oldular. Bu yüzden
aramızdaki yaklasım farkını an-
layışla karşıh>orum. Çunkii
şimdi fikir değiştirmeleri, Sad-
dam Hüseyin'e verilmiş kabul
edilemez bir taviz gibi görüne-
bilir."
£t m*nİt gazetesindeKralHüseyin'e açık mektupyayımlandu
Filistin sorununun çözümü içinDış Haberler Servisi — Musevi kökenli
Fransız yazar Marek Halter 5 ocak tarihli 'Le
Monde' gazetesinde ya>ımlanan açık mektu-
bunda L rdıin Kraiı Hüse>in'in krallıktan çe-
kilmesinin Filistin sorununun çözümiinde
önemli bir adım olacağını öne sürdü. Maka-
lenin geniş bir özetini sunuyoruz:
Majesteleri.
Sizinle 17 yıl önce gizli bir görüşme yap-
mak için geldiğiniz Tel Aviv'de göruşmüş-
tuk. Siz bu göruşmede îsrail'le bir barış an-
laşmasına imza koyacağınızı vaat etmiştiniz.
Aynı sozü daha sonra Şimon Peres'e, sonra
İzak Rabin'e, sonra Moşe Dayan'a, sonra
Haim Herzog'a, sonra Moşe Arens'e ve ni-
hayet tzak Şamir'e verdiniz. Ama sozunüzu
hiçbir zaman tutmadjnız. Bunu yapamazdı-
nız, çunkü 1953'ten beri size ait olmayan bir
ülkeyi yonetiyorsunuz ve bunu çok iyi bili-
yorsunuz.
Ürdün'un üç milyon nufusu var. Kesin bil-
gilerden >oksunuz, ancak uluslararası uz-
manlar ulke nufusunun %72'sinin Filistin-
lilerden oluştuğunu soyluyor. Siz ise bu sa-
y»yı "Vo56 olarak kabul ediyorsunuz.
Sizin aileniz dışardan geldi. Hicaz köken-
li buyukdedeniz, Osmanlı Imparatorluğu'na
karşı İngiltere ile pazarlık etti. Aralarında de-
deniz Abdullah'ın da bulunduğu uç oğlu ile
birlikte Turklere karşı isyana katıldı.
16 Mayıs 1916'da İngilizler ve Fransızlar
bolgeyi paylaştılar. Buyukdedeniz Huseyin
İbn Ali, ancak Bağdat tahtını koparabildi.
Dedeniz Abdullah, Kudus'te Churchill'le bu-
luştu ve Ürdun ırmağının doğusunu aldı. Ür-
dun ırmağının batısı Yahudilere ayrılmıştı.
Birleşmiş Milletler 1947'de Filistin'in iki dev-
let arasında paylaşılmasını kararlaştırdı, Is-
railliler ve Filistinliler arasında. İsrailliler ka-
ran kabul ettiler ve bağımsızhklannı ilan et-
tiler, bu aynı zamanda BM kararı uyarınea
bir Filistin devletinin kurulmasını fiilen ka-
hastalanrnası uzerine 1953'te siz tahta çıktı-
nız.
Batı yakasındaki Filistinlilere karşı sert
yöntemler kullandınız, katliamlar, işkence-
ler, hapis. Bir-Zeh Üniversitesi kapalı, oku-
la kilit vuruldu, sanayiler Amman bölgesi-
ne taşındı.
Filistinlilerin size karşı giriştikleri birçok
isyana, komploya ve suikast girişimine kar-
şı Israil'e ve Israil gizli servisine güvendiniz.
Nisan 1957'de, Temmuz 1958'de, Mart
Musevi kökenli Fransız yazar Marek Halter, Le
Monde gazetesinde Ürdün Kralı Hüseyin'e açık
mektup göridererek Filistin sorununun çözüme
ulaşması için tahttan çekilmesi önerisinde bulundu.
Marek, Kral Hüseyin'e, "Sizden çekilmenizi
istiyorum" dedi.
bul anlamına geliyordu. Ancak Arap ulke-
leri ve bu arada Ürdün paylaşma fikrini red-
dettiler ve İsrail'e karşı topyekûn savaş ilan
ettiler. Bu vesile ile dedeniz Filistinlilere ay-
rılan Batı yakasını işgal etti veilhak etti. De-
deniz 1950'de kendisini Jeriko'da Filistin-
Urdun birliğinin egemenı ilan etti. Bu yüz-
den Golda Meir ile birçok kez gizlice göruş-
tu.
Dedeniz 1951'de El-Aksa Camii'nde bir
Filistınii tarafından hançerlendi. Babanızın
1959'da, Ağustos 1960'da, Temmuz 1966'da,
Nisan 1967'de... Her seferinde sizi MOSSAD
kurtardı.
1970'te Kahire'de El Ahram bürosunda
karşılaştığım Ebu İyad Amman'da iktıdan
ele geçirmek için bir Fiiistin-Ürdün ayaklan-
ması örgutlediğini söylemişti. Isyan 1970 Ey-
lulu'nde patladı. 'Kara Eyliil.' 50.000 ölü.
Birçok Filistinli sizin Bedevilerinizin zulmu
karşısında Israil'e sığındı. Bir kısmı da Lub-
nan'a kaçtı.
Siz 'Kara Eylül' ayaklanmasından muci-
ze eseri kurtuldunuz. Bunu çok iyi biliyor-
sunuz. Bunu daha sonra muayenehanesinde
gizlice Moşe Dayan'la buluştuğunuz Dr.
Herbert'e söylemiştiniz.
Bana göre İsrail sizi devirmek için Filis-
tinlilerin yanında müdahale etmemekle ha-
ta yaptı. Birçok ki»i bunu hayatıyla odedi ve
hâlâ da ödemeye devam ediyor.
Peki bu mektubu neden yazdığımı ve ne-
den bugun yazdığımı sorabilirsiniz.
Banşın önündeki büyük engel
Tıpkı 1970'te olduğu gibi Filistinli yone-
ticilerin büyük çoğunluğu Amman'da bulu-
nuyor. Sokaktan gelen baskılara goğus ae-
rebilmek için Saddam'ı destekleyen Yaser
Arafat'ın da ötesinde bir tavır aldınız.
Böylece siz, iktidara geçtiğinizden beri ilk
kez hamileriniz ABD ve İsrail'le ciddi biçim-
de ters düştunüz. Körfez krizinin bu bölge-
de yolaçabileceği buyuk altüst oluşun ilk kur-
banlarından biri olmaya aday gorünuyorsu-
nuz.
Temel engel
Sizden çekilmenizi istiyorum.
Evet, iddia ediyorum, israil ile Filistin ara-
sındaki barışın onundeki temel engel sizsiniz.
Çunkü israilliler Filistin sorununu sizinle ko-
nuşmayı hayal ettikleri surece Filistinliler'e
konusmayacaklar. Ve siz Yahudi devleti iie
barış anlaşması imzalayacak güce sahip de-
ğilsiniz.
tı çekilinSiz de 1972'de Ürdün'deki Filistin halkı-
nın kendi kaderini belirleme hakkının var ol-
duğunu resmen teklif etmemiş miydiniz? Si-
zin başbakanınız Mudar Badran, 1977'de Fi-
listinlilerin Ürdün'le ilişkilerini düzenleyen
bir referandumun yapılmasını savunmamış
mıydı? Sizin çekilmeniz, iktidarı halkınızın
çoğunluğuna terk etmede demokratik bir yol
olacak.
FKÖ Başkanı da böyle duşünüyor. Yaser
Arafat, Tunus'ta bana şunu söylemiş ve bir-
kaç kez tekrarlamıştı: "Getecek, bir federas-
yonda, Kral Hüseyin'li ya da Huseyin'siz bir
Kilislin-Ürdün devlelinde yatıyor." Şamir
hükümetinin bakanı Şaron ise bir ay once ba-
na Paris'te şunları söyledi: "Ortak sınırla-
rı, var olan bir devletle tartışmak, devleti ol-
mayan bir halkla tartışmaktan daha kolay."
Bolge çapında yapılacak siyasal ve ekono-
mik bir anlaşma çerçevesinde, İsrail ile yan
yana ve banş içinde yaşayan, Ürdün ırma-
ğının doğusunda ve Batı Şeria'nın bir kısmın-
da yer alan bir Filistin ya da Ürdun-Filistin
devletinin kuruluşunun, sizin sayenizde, yani
sizin çekilmeniz sayesinde gerçekleşmesinin
ne demek olduğunu duşünebiliyor musunuz?
Filistinliler, bunu kabul ediyor, sanıyorum
İsrailliler de. Amerikalılar, umarım, bunun
avantajlarını çok kısa sürede kavrayacaklar-
dır. Doğudan Batı'ya kadar bütün dunya,
Ortadoğu'da bu kadar küçuk bir bedelle sağ-
lanan barıştan ancak sevinç duyacaktır.
Ekselansları, karar size ait!..