26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 12 OCAK 1991 Amerikan Halkı Bush, Amerika'yı Korfez bunalımına suruklemış. Suudı Arabistan çöllerine 500 bin Amerikalı gonderilmış. Her gun milyonlarca dolar harcanıyor. Devletin butçesi altust olmuş. Amerika bir batağa saplanıyor. Halk hoşlanmıyor bundan. Kamuoyu yoklamaları halkın savaşa karşı olduğunu gosteriyor. Savaşı ne Kongre uyeleri istiyor ne senatorler ne aydınlar ne de gençler. HIFZI TOPUZ Yıl 1952 Amerika'da başkanlık seçımı içın kampanya yapılıyor Sekız yıllık dönemmı ta- mamladığı ıçın Başkan Truman'ın yenıden aday- lığı söz konusu değıl Demokratlar onun yerıne Adlaı Stevenson'u aday göstermışler Cumhurı- yetçıler de Ikıncı Dunya Savaşı'nın unlu kahra- manı General Eısenhovver'ı Hep banştan yanalar kazamyor Stevenson'un en buyuk dezavantajı, 1950'de Kore savaşını başlatan Truman'ın yerıne aday gösterılmesı Seçmenler bu savaş yuzunden De- mokratlara olan guvenlennı yıtırmışler Eısenho- wer'ın ıse bu savaş olayında hıçbır suç ortaklığı yok Kampanyalar başlatılmadan önce Cumhu- rıyetçıler, Georges Gallup'a başvurarak seçmen lenn hangı konulara öncelık tanıdığını saptamaya çalışıyorlar Bır kamuoyu yoklaması yapılıvor Sonuç şu Kore savaşı, yolsuzluklar ve hayat pa- haülığı Kampanya sırasında Eısenhower'e en çok şu sorular yöneltüıyor "Kore savaşı ne olacak9 Yenı bır savaşa mı gıreceğız1 *" Eısenhower "Hayır, dıyor, barışa ıyı hazırla- nırsak savaş olmaz" Cumhunyetçıler barış konusu ıle kampanya- yı surdürüyorlar ve Eısenhower banş vaatlen ıle seçımı kazanıyor Demokratların da başını Ko- re savaşı yıyor Yıl 1964 Amerika'da yıne başkanlık seçımı ıçın kampanyalar yapılıyor Demokratların adavı Lyndon Johnson Cumhunyetçılerın adavı da Barry Goldwater Kampanyalarda öncelık kaza- nan konu yıne banş Goldwater saldırgan savaşçı çevrelenn adayı. Çunku Kuba'ya bır saldırı du- zenleyıp Fıdel Castro'nun öldurulmesını önermış, nukleer denemelerın yenıden başlatılmasını ıste- mış, denemelerın yasaklanması ıçın hazırlanan bır anlaşmaya Senato'da karşı oy kullanmış Ço- ğunluk Goldwater'e ölum tehlıkelerı saçan kor- kunç bır sapık gozuyle bakıyor Johnson ıse o dönemde barışçı çevrelerın ada- yı. Ünlu ıletışım damşmanı Tony Schwartz, kam- panya sırasında "Daısy spot" denen 30 sanıye- lık bır fılm hazırlıyor Amerika'da çekılen kam- panya filmlerının en başarılısı olarak reklamcı- hk tarıhıne geçen bu filmde bır kız çocuğu gö- rüyorsunuz Guneşlı bır tarlada, elınde bır pa- patya, bırden ona kadar sayıyor Sonra kamera kızın gozunün ıçme gırıyor Bulanık bır görun- tu ıçınde bır ses duyuyorsunuz 9, 8, 7, 6, 5, 4, 3, 2, 1 ve 0 Bu sayılar Cap Canaveral'da bır fu- ze atılırken gerıye doğru sayıları anımsatıyor Derken ekram gökyuzüne uzanan bır füze man- tan kaplıyor ve başka bır ses duyuyorsunuz "Bü- tun çocuİclann mutluluk ıçınde yaşayacaklan bır dunya ıle karanlıklara gömulen bır dunya ara- sında seçım yapmak zorundayız Ya bırbırımızı seveceğız, ya da öleceğız" Daısy spot, Johnson'u barış kahramanı yapı- yor Başka bır kampanya fılmınde, bır parkta yu- ruyen gebe bır kadın gorüyorsunuz Onunde bır kız çocuğu gıdıyor ve bır ses duyuyorsunuz "Ya- nn nükleer denemeler başlatılacak olursa gör- düğünuz gebe kadının çocuğu hıçbır zaman ön- de gıden çocuk gıbı yürüyemeyecektır " Arka- dan da Johnson'un sesı yukselıyor "Ben başkan oldukça barışa hızmet edeceğım" Seçımı Johnson, yanı, banş cepbesi kazanıyor Yıl 1968 Dört yıl önce ezıcı bır çoğunluğun oyları ıle ışbaşına gelen Johnson'un başını Vıet- nam savaşı yemış Amerıkahlar kesın bır banş ıstıyorlar Yüruyuşler, gösterıler düzenlenıyor Butün Amenka kaynıyor artık Demokratlar Johnson'un yerıne Başkan Yardımcısı Humph- rey'ı aday gösterıyorlaı Ama Humphrey savaş- tan sorumlu tutulduğu ıçın yenık duşuyor ve se- çımı Nıxon kazanıyor Bu da bır bakıma banşın zaferı Yıl 1972 Yıne başkanhk seçımı yapılacak Cumhunyetçıler yıne Nucon'u aday gösterıyor- lar, Demokratlar da McGovern'ı En önemlı ko- nu yıne barış Demokratlann hazırladığı bır kam- panya filmınde bır hastanede felçlı ınsanlar gö- rüyorsunuz Gerıden bır ses yukselıyor "Bu ın- sanların çoğu, McGovern Vıetnam savaşına karşı çıktığı zaman sapasağlamdılar " Bır savaş sakatı şöyle dıyor "Bazı uzuvlannı- zı yıtırıp de yaşam boyu sakat kalacak olursa- nız, hele yaşınız 23 ıse aılenıze de yük olmak ıs- temıyorsanız, sızı ışte böyle bır yere getınrler " Başka bır programda da kucağında ölu bır ço- cuk taşıyan Vıetnamlı bır kadın gorüyorsunuz Çocuğun yuzu kan ıçınde. Kamera sonra Ame- nkalı bır çocuğu göstenyor ve çocuk şöyle dıyor "Başkan acaba Vıetnam'da çocukların uzerıne bombaların yağdırıldığını bılmıyor mu7 " Bunlara karşılık Nıxon da seçım kampanyası- nı banş teması ıle yurutuyor Watergate olayı he- nüz pek duyulmamış Bır yutturmacadır gıdıyor ve seçımı Nıxon kazamyor Yıl 1976 Yıne seçımler yapıhyor Nıxon Wa- tergate rezaletmden dolayı ıstıfa etmek zorunda kalmış Yerıne, geçıcı gorevle Gerald Fbrd gelmış Demokratlar da adı pek duyulmamış genç bır se- natöru, Jımmy Carter'ı göstermışler En önemlı konu vıne banş ve sosyal guvenlık Ford bır su re Nıxon'la bırhkte çahşmış olduğu ıçın o döne- mın sorumluluğuna katılmış sayılıyor Seçımı Carter kazanıyor Yıl 1984 Cumhunyetçı Partı adayı Ronald Re- agan'ın karşısına Demokratlar Mondale1 ! çıkart mışlar Reagan, sevılen bır devlet başkanı Tele vızyonda çok ıyı görüntu verıyor Başarısının en önemlı nedenı de Sovyetler Bırlığı ıle anlaşma ka pılannı açarak bır banş ortamı yaratmış olma- sı Seçımı, sırtını banşa dayamış olan Reagan ka- zamyor Yıl 1988 Bu kez de Bush ıle Dukakıs fınale kalıyor Reagan'ın yardıması olarak Bush, ülkede sempatı toplamış Savaş bulutları dağılmış Do- ğu Âvrupa ve Moskova'dan sıcak barış ruzgâr- lan esıyor Seçmenler bu yumuşama (detant) ha vasının surdurulmesı gerektığıne ınamyorlar Du- kakıs hıç denenmemış bır aday Seçımı Bush ka- zanıyor Halk savaş istemiyor Bugunlere ışte boyle geldık Amerıka'nın son otuz kırk yıllık tanhınde halkın huzumnu kaçır- mış olan tatsız olaylar var Kore savaşı, Vıetnam savaşı, Kuba'da Domuzlar Körfezı'ne çıkarma ta- sarısı, Tahran olayları, KaddaH'yı öldurme de- neyımı, Grenada çıkarması, Nıkaragua'da Kont- ralara yardım, Panama darbesı Bunlar hep ge- rılım yaratmış olaylar Savaştan yana olanlar ye- mk duşmuşler Halk banştan yana Bugun de öyle. Bush, Amerika'yı Korfez bu nalımına suruklemış Suudı Arabistan çöllerine 500 bın Amerikalı göndenlmış Her gün milyon- larca dolar harcanıyor De\ letın bütçesı altüst ol- muş Amenka bır batağa saplanıyor Halk hoş- lanmıyor bundan Kamuoyu yoklamaları halkın savaşa karşı olduğunu gosteriyor Savaşı ne Kongre uyelen ıstıyor ne senatörler ne aydınlar ne de gençler Herkes yenı bır Vıetnam semve- nınden korkuyor Kımse Kuveyt ıçın camnı ver- mek ıstemıyor Tek çare "Savaşı Irak başlattı Bız kendımızı savunmak zorunda kaldık" deyıp bombalan yağdırmak Iletışım araçlannın bu ka- dar gelıştığı bır dönemde bu da kolay değıl Ama bu gerılım havasından yararlananlar da var Sovyetler Bırlığı ıle bır banş ortamına gırıl- dığınden ben savaş endustnsı bır bunalım dö- nemme gırdı Sovyetler Bırlığı butun korkutucu- luğunu yıtırdı. Tüm ınsanhğa düşman yenı ca- navarlar, şeytanlar da kolay kolay çıkmıyor Böy- • le bır ortamda Körfez olayından daha güzel bır fırsat mı olur9 Saddam da bunun zemımnı az çok hazırlamış durumda Provokasyon dedığın böy- le ohnuyor mu9 John Kennedy dönemınde Beyaz Saray'ın söz- cusü olan unlu gazetecı Pıerre Salınger ıle ABC'- nın Av rupa ve Ortadoğu muhabın Erıc Laurent geçen ay Körfez olayının perde arkasını açıkla- yan çok ılgınç bır kıtap yayımladılar Körfez Sa- vaşı Ne göruyoruz bu kıtapta9 Kuveyt'ın ışga- hnden aylarca önce Irak'ın sınırda yığınaklar yap- tığını CIA gunu gunune Beyaz Saray'a bıldınyor- muş Arap hderlerının kapalı odalarda yaptık- lan en gızlı konuşmalar bıle Amerikan Ulusal Guvenlık Ajansı'nm (Natıonal Secunty Agency) çeşıtlı yerlere yerleştırdığı alıcılarla camlardakı tıtreşımlerden ızlenıyor ve casusluk uydulan ıle bır bılgı ışlem merkezıne ıletılıyor ve bunlar sı- cağı sıcağına devlet başkanına sunuluyormuş Saddam 25 temmuzda Amerikan Büyuk El- çısı Apnl Glaspıe'yı çağırarak, "Bu boyle gıtmez" demış, "sız benı yok etmek ıstıyorsunuz Bu so- runa bır çözum getırmezsenız Amerıka'ya karşı savaşı ve ölümu göze alabılırız" CIA, 30 temmuzda Kuveyt sınırına 100 bın Irak askerı ıle 300 tank ve 300 ağır topun yığıl- dığını haber vermış Demek kı Kuveyt saldırısı- nın surprız olmaması gerek Önlem alınabılırdı öyleyse. Neden ahnmadı7 CIA ve Ulusal Güven- hk Ajansı'nın yolladığı bılgıler neden değerlen- dırılmedı9 Bunalıma gıren savaş endustrısını canlandır- mak ıçuı böyle bır genlım mı gerekıyordu7 Sa- vaş endustnsının canlüığa kavuşması ıse ağır yük- len gerektmyor ve Amenkalılar bundan hıç hoş- lanmıyorlar Savaş genhmlerı, sonunda bunlan yaratanların başlanm yıyor Hep bunu gördük Avrupa ülkelerı de saldınya geçmek ıstemıyor- lar Korfez olaylannı Amenka açısından yorum- lamak kolay, gerılımın nedenlerını anlıyoruz, ama bıze ne oluyor? Emır Cabır Al Sabah'ı kur- tarmak bıze mı düştü 9 Ortaçağdan kalma bır sö- muru duzenını bız mı savunacağız' Bunun ıçın ölumu mu goze alacağız 7 EVET/HAYIR OKT4YAKBAL 0n Yıl Önceden Bir Belge...9 Eylul 1980, Cumhunyet Halk Partısı'nın 57 kuruluş yıldonu- müydü 12 Eylül 'harekâtı'na uç gün kala Ankara Bulvar Oteh- nde bır kokteyl verıldı CHP nın ılerı gelenlen mılletvekıllerı, es- kı bakanlar gazetecıler yazarlar ordaydt CHP kurultayı yenı ya pılmış, dört ayrı lıste çarpışmıştı Bulent Ecevıt bır kez daha üs- tun çıkmıştı Baykal'lar, Guneşler sol kanat Ecevıtçıler CHP 1977 seçımındekı yuzde kırkı aşan oy gucünu yıtırmış, bırkaç ay önce AP karşısında buyuk bır yenılgıye uğramıştı O 9 eylul kutlama gecesını anımsıyorum Değışık tutumdakı CHP lılerte yapbğım konuşmaları, bu kadar bolunmenın partı ıçın ulke ıçın hıç de ıyı olmayacağını O akşam sol kanat adı verı- len CHP'lı mılletvekıllerı bır açık rrrektup yayımlamışlarcft Partı örgütüne ve partı ust yonetıcılerıne seslenıyortardı Geçen gûn eskı dosyaları karıştırırken bu mektup karşıma çıkmaz mı'' Ta- rıhsel bır belge Askerı darbeden üç gun once CHP nın ıçınde bulunduğu durumu bır ayna gıbı yansıtan bır seslenış "Bır süredır Türkıye toprağı kardeş kanıyla ıslanıyor Bır sure- dır ulkemız ve halkımız her gün bır oncekınden daha kanlı, da- ha karanlık daha zor bır dönemı yaşıyor Oysa goruntude he- men herkes bu kanlı kargaşanın, bu 'kan selı nın bır an önce sona ermesınden yana Görunürde herkes —elbet kendı duşün- cesıne uygun— barış huzur, guven ıstıyor Öyleyken dokulen kan, yıtırılen can azalmıyor çoğahyor Fa- şızmı sözde savunan kımse olmamasına karşın faşızm tum kanlı karanlığıyla toplumuzun ustune çoreklenıyor Insanlara ekmeğı ve hurrıyetı unutturmak pahasına yaygınlasan-yaygınlaştırılan 'can korkusu' bunun apaçık kanıtı Nasıl oluyor da gorunurde herkes karşıyken bu kargaşa, bu kan selı durmuyor ulkemızde, kavga dınmıyor 7 Bunu kavramak ıçın gözlerımızı bır an ulkemızın kan revan sokaklarından ayırıp onun arkasındakı gerçeklere —ekonomısıyle sosyal yapısıyla savunmasıyla, dış polıtıkasıyla— Turkıye nın butunune Turkı- ye|nın dünya ve Ortadoğu dakı yerıne bır bakmamız gerekıyor' Tam 31 CHP mıllletvekılı ve senatörun ımzaladığı bu açık mek- tupta, partının temel ılkelerınden sapıldığı emeğe saygıya da- yanmayan bır ekonomı anlayışı ıçınde onyıllardır bocalanıp du- rulduğu çocuklarımızın bıle odemekte guçluk çekecegı dış borç- lar, değerı azalan Turk parası ışsızlık yoksulluk söz konusu edı- lıyor Dunyanın belkı en adaletsız, en haksız bır gelır dağılımı- nın ulkede egemen olduğu ve şu önemlı gercek de belırtılıyor 'Turkıye'de ekonomının egemenlerı ve onların sıyasal temsıl- cılerı tum dış göruntülerıne rağmen gerçekte terörun sona er- mesını ıstemezler Çünku terör onlar ıçın anayasal sıyasal ve sendıkal hak ve ozguriüklerın ortadan kaldırılmasının ve yenı bas- kılar getırılmesının bulunmaz bır aracıdır Terorle mücadele gö- rüntüsü altında gerçekte genış kıtleler uzerınde baskı zulum, ışkence yaygınlastırılmakta, devlet teroru yoğunlaştırılmaktadır CHP Genel Başkanı'nın soyleyışıyle Guney Amenka modelı bır ekonomık gıdış'ın sıyasal alanda baskıcı otorıter bır rejıme yo- nelebılmesı ıçın terörden, faşıst salgırganlığın yarattığı kargaşa- dan daha ıyı hangı gerekçe bulunabılır? ' CHP parlamento üyesı 31 kışı uç gun sonra başlarına neler gelebıleceğını onceden görmuş gıbıydıler Zaten bunu gorme- yen mı kalmıştı' AP-CHP, Demırel-Ecevıt ınatlaşması sağdu- yulu bır anlaşmaya varmanın olanaksızlığı 12 Eylulculere kolay- lık sağladı Bu açık mektubu ımzalayan otuz bır mılletvekılının hemen hepsının başı dertlere gırdı, kımı gözaltına alındı kımı tutuklandı, hepsı on ya da bes yıllık sıyasa dısı bırakılma ceza- sına uğradı Sanıyorum bu CHP'lılerın kımler olduğunu merak edıyorsu- nuz Yazayım velı Zeren, Mehmet Balta Temel Ateş Necatı Ce- be, Nedım Tarhan, Ferhat Aslantaş Yılmaz Cemal Bor Ertuğrul Gunay, Sevıl Korum Mustafa Gazalcı Altan Tuna Suleyman Genç, Ismaıl Hakkı Oztorun, Mehmet Alı Pestılcı, Ismaıl Akın Erol Saraçoğlu, Ibrahım Akdoğan Kemal Anadol, Gunduz Onat A Emre Ilerı Kaya Bengısu, Neccar Turkcan Mehmet Sönmez Samı Gökmen, Nızamettın Çoban Mustafa Şentürk IskânAzı- zoglu, Yucel Akıncı, Suleyman Sırrı Ergun, Orhan Yağcı, Huse- yın Kalelı Bakıyorum da bu otuz bır kışı ıçınde şu anda mılletvekılı ola- rak görev yapan ıkı kışı var Anadol ve Turkcan CHP yonetımınde bır başka etkılı kışı de Ertuğrul Günay Gerı kalanlar polıtıkanın dışında, önemlı görevlerın uzağında Söz konusu açık mektubun ılgınç bır yanı da 'CHP'nın toplu- ma önculuk edebılmesı ıçın elbette once kendı bırlığıne dırlığı- ne bağlı olduğunun behrtılmesıdır Tıpkı şımdıkı gıbı1 Aranan ıstenen, ozlenen partı ılkelerı çızgısınde bırlık 9 Eylul 1980 gün- lu açık mektupta bu bırlığın hangı çızgıye oturtulması da su sa- tırlarla belırtılmektedır "CHP'nın bırlığı bugun altı vazgeçılmez ılkemızın (cumhurı- yetçılık mıllıyetçılık, laıklık devrımcılık, devletçılık, halkçılık) sa- vunulması kadar programımızın altı temel kuralının (özgurlük, eşıtlık dayanışma, emeğın ustunluğu gelışmenın bütunluğu hal- kın kendısını yönetmesı) ozünden sapmaksızın savunulmasıyla sağlanabılır CHP'nın bırlığı kadar Turkıye'nın sorunlarının tam bağımsızlık ve demokrası doğrultusunda çozumu de CHP prog- ramının hıçbır koşul altında ertelenmeksızın savunulmasıyla ve temel kuralların gereğının kıskançlıkla yerıne getırılmesıyle mum- kundur' Dunkü CHP'lılere bugünku SHP lılere başta yonetıcıler olmuk üzere bûtun SHP lılere ıbretle sunulur "Aile Şûrası"ııa Sunulanlar! Aile ahlakı konusundaki goruşleri şoyle ozetlenebilir Kınalızâde'nin: "Erkek, karısıyla ilişkilerinde şu uç hususa dikkat etmelidir: Bunlardan ilki karısma aşırı sevgi gostermemesi, dahadoğrusu aşırı sevgisini belli etmemesidir. Ikincisi, önemli ve buyuk işlerde onunla istişarede bulunmamasıdır. Başka bir deyimle kadın, erkeğin butun sırlarına sahip olmamalıdır. Üçuncusu, kadınları boş ve luzumsuz şeyler yapmaktan ve dinlemekten alıkoymaktır." Prof. Dr. AYSEL EKŞİ ÎÜ Çocuk Sağ.Ens. Öğ. Üyesi Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu'nca duzenlenen Aile Şûrası'nın bır süre önce Ankara'da toplandığını basından ızledık Çagnlı olmadığım ıçın ben katılamadım, ancak katılan dostlardan orada kendılerı- ne verılen yayınlan aldım Tamtım broşü- runde kurumun kuruluş amacı şöyle açık- lanıyor "Turk ailesinin batunlıiğunan ko- runması, guçlendınlmesi ve sosyal refahı- nın artünlması ıçın gerekli araştırmaları yapmak ve projeler geliştirmek. bunların uvgulamava konulmasmı sağlamak, aile ile ilgılı mıllı bır polıtıkanın oluşmasına yar- dımcı olmak..." Aile Araştırma Kurumu'nda en baş sıra- larda Dıyanet Işlerı Başkan Yardımcısı'nın yer aldığını da yıne bu broşürden öğrenıyo- ruz. Aile Şûrası'na çeşıtlı raporlar sunulmuş Bunlardan örneğın Sosyal Yapı Komisyonu raporunda şu goruşler vurgulanıyor "Di- ni nikâh ve resmi nıkâhın fonksiyonlanmn bolgelere \e sosyal tabakalara gore araştı- nhnası gereklıdir Serbest birieşmelenn olu- şura bıçımlen, bu tur bırleşmelere yol açan faktorlenn neler olduğu ve venı yaşam bı- çimı olarak gorulen, aile oluşturmavan ha- ne halkı gruplan ıncelenmelıdır. KışOenn ai- le ve sosval çevreve ve topluma yabancılaş- ması engellenmelidir." Şûra'ya katılanlara aynca Kurum'un ya- yımladığı sunuş yazısı, Devlet Bakanı Sa- yın Cemil Çiçek tarafından yaalm.} olan kı- taplar da venlmış Şımdı bunlardan Dr. Hu- seyin Özturk'un yazdığı "Kmahzâde Alı Çe- lebi'de Aile" adlı kıtabın bazı bolumlerını bırlıkte okuyalım Kıtabın sunuş yazısında Sayın Cemil Çiçek, "Turk ailesinin durma- dan değışen dunya sartlanna, kimligini ko- ruyarak uyum sağlaması, bu degerlerin, toplumun butun fertleri tarafından payla- şılarak konınmasına baglıdır" dedığıne göre korunması ve paylaşılması ıstenen değer yargılarının neler olacağını görelım 'Kmahzâde Ali Çelebi, kız çocuklanna hayâ, iffet, erkeklerden sakınma, utanma ve ev idaresi hususunda bilgı verilmesınin ge- reğinı ıfade etmiştir. Dığer İslam alımleri kıdann okumak- tan ve yazmaktan men edilmesini istedik- leri halde Kmahzâde, kızlann yazmaktan men edilmeleri ama okumaktan men edil- memelerı gerektıgıni bildirmektedir. Boyle- ce İslami olçuler içinde kalmak kaydıyla oğrenmede kadınla erkek arasında fark bu- lunmadıgını anlatmak ıstemektedır." (Say- fa 158-159) Aile ahlakına bakın! Aile ahlakı konusundaki göruşlerı şoyle ozetlenebilir Kınalızâde'nin "Erkek kansıy- la ilişkılennde şu uç hususa dikkat etmeli- dir Buniardan ilki kansına aşırı sevgi gos- termemesi, daha dognısu aşın sevgisini belli etmemesidir. İkincisı onetnli ve buyuk işler- de onunla istişarede bulunmamasıdır. Baş- ka bır deyimle kadın, erkegın butun sırla- nna sahip olmamalıdır. Üçuncusu, kadın- lan boş ve luzumsuz şevler yapmaktan ve dinlemekten alıkoymaktır" (Sayfa 111) "Ahlak filozoflanna gore ıyı ve temız ka- dın, sevgi ve şefkatte anneye, kanaat ve hiz- mette canyeye, sadakat ve anlaşmada dost- lara benzer." (Sayfa 111) "Kadının kaibinde eşinden çekinme duy- gusu bulunmalıdır. Eğer bu olmazsa o ai- lede huzur mumkun değıldır. Kadın koca- sının isteklerine karşı çıkmamalı, hızmetle- rinde ve onların yenne getinlmesınde ınat ve nefret gostermemelıdır. Eşı eglenmesın- de, guzel ve hoş durumda ıken, luzumsuz naz gostermemelidir." (Sayfa 111, paragraf 2) "Çocuklara her zaman guzel yiyecekler ve içecekler vermeyip sade giyim ve gerekir- se kuru ekmekle yetınmevı oğretmek lazun- dır." (Sayfa 113) "Çocukta ilk gehşen kuvvet, utanma duy- gusu olduğundan, murebbiye de buna iti- na gostermelidir." (Sayfa 116) "Çok yemek, içmek ve yemeyi bir amaç olarak gorraek bır çeşıt hastalıktır. Cinsi aiandakı şehvete gelınce: Bu konuda da nor- malı aşmak dinen ve aklen dogru degildir. Cinsel ılışkıde aşın gıtmenin bedene, dima- ğa ve akla zararlı olduğunu tbn Sina da be- lirtmıştır. Gazalı, cinsel iliskıde ifrata ka- can kimseyi, milletı soyan vurguncu memu- ra benzetir." (Sayfa 83-84) "Halkın devlet başkanma olan sevgisi, ço- cukların babasına olan sevgisinden ustun- dur." (Sayfa 131) "Devlet başkanında bulunması gereken beşincı ozellik zenginliktir. Boylece Devlet Başkanı halkın malına göz dikmez." (Say- fa 89) Kıtabın yazarı Dr. Ozturk, Kınalızâde^ nın görüşlennı çeşıth alanlarda Antık Yu- nan fılozoflanyla karşılaştırmış. "Aristote- les'e gore insanın ölumden korkması doğal- dır ve ınsan bunu cesaretle karşılamalıdır. Zira olum bir sondur. Bır tslam duşunuru olan Kmahzâde ıse bu dunyanın bir araç, obur dunyanın bir amaç olduğunun farkın- dadır. Dolavısıyla dını ve aklı yorumlarm- da, olum konusuna getırdığı çozum şekliy- le, Kınalızâde'nin Anstoteles'ı rahatlıkla aş- ügı soylenebılır." (Sayfa 140) Turkıye'yı gehşmış ulkelerden ılerıde gor- meyı ısteyen bız Turklerın geçmışımızden gurur duymaya gerçekten çok gereksınımı- mız var Ama mılattan sonra 1510'da doğ- muş Kınalızâde'nin, mılattan önce 384'te kendısınden 1894 vıl önce doğan Aristo'yu tamamen ayn bır felsefe ve dınsel anlayışa dayanarak aştığının söylenmesı, bu zorla- ma sıze acı gelmıyor mu' Kıtabın sunuş yazısında Sayın Devlet Ba- kanı Cemil Çiçek, "Bu kitaplardan, cemi- yetimizi yasatan ve ebediyen yaşatacak olan kendi sosyal gerceğimize ait değer hukum- lerinı, ilim ve sanatın ılgı alamnda her dem taze tutmayı beklemekteyız" dedığıne göre toplumumuzu vaşatan ve yaşatacak olan kendı sosyal gerçeğımızı doya doya hıssede- bılmek ıçın Kınalızâde'nin Aristo ıle karşı- laşünlmasına devam edelım "Anstoteies m- sanın bu dunvadaki sevgisini ele aldıgı hal- de, Kmahzâde msanıo bem bu dnnvadakı hem de Allah'a olan sevgisini ele alır. Al- lah'ın emırlerine uvmak ve ilahı yasaklar- dan kaçınmak, kısaca Allah'a kulluktur en buyuk sevgi. Kmahzâde insanın hem bu dunvadaki, hem obur dunyadakı mutlulu- ğunu duşunmekle de Aristoteles'ı aşmakta- dır." (Say 146) Kıtaplar Kınahzâde'nın konuşma, oturma, yurume, yeme, ıçme aûabı ve ana babaya va- zıfeler, uşak ve hızmetçılerın terbıyesı gıbı konularda "ideal sosval gerçegimiz" açık bı- çımde sergılenmektedır "Yemekte herkes kendı tarafındakı veme- ği yemelıdir. Sofra sahıbı ızın verdıkten ve buyukler >emeğe başladıktan sonra besmele ıle başlamalıdır. Yemeğe hırs gostermeme- lidir. Bazı bılgınler fazla açlık zamanlann- da dostlann zıyaretine gıdUmemesını ıster- ler. Zira açlık edep hududundan çıkmayı ge- rektınr. Yemek sırasında parmaklar yeme- ğe fazla daldırılmatnalı. parmak agıza so- kup çıkarılmamalıdır." (Savfa 119) "Bir toplulukta bır şey sorulduğu zaman çocuk ilerı atılıp cevap vermemeli, kendin- den buyuklerin meclısınde ılk soruju o sor- mamalıdır. Çocuklar zarurel olmadıkça munakaşa ve tarüşmaya gırmekten çekin- melidir." (Say 117) Sonuç Sayın Devlet Bakanımız, Turk ailesinin değışen dunya koşuUanna kımlığını koru- yarak uyum sağlamasını ve bu değerlenn butun bıreyler tarafından paylaşılarak ko- runmasım bekledığıne göre bu değerlen çok ıyı öğrenmek ısteyenlere 1990 tanhınde ba- sılan bu kıtabı ıbretle okumalannı önennm Gerçekte bu ve benzerı yazılan okuyun- ca ben, bu ulkeyı yemden 1400 yıl gerıye gö- turmeye kalkışanlann çok geç kalmış olduk- lannı düşunüyorum. Çunku kım ne derse destn, şu son yıllara kadar her sözunun ara- sına Ataturk'un adını katma gereğını bıle duymamış ve O'nu ve ılkelenm bıhnçle gön- lune kazımış çok sağlam kuşaklar yetıştı bu ulkede. Kendımı de gururla onların arası- na koyuyorum Batı'dan nerede ve nasıl ya- rarlanacağım, geleneksel değer yargılarının hangılerının ve nasıl korunacağım pekâla bılerek topluma ve kendımıze yabancılaş- madan, tslam'ın ya da Batı'mn kulu kölesı olmadan, kendı kışısel ve ulusal kımlığımızı de yönumuzu ve amacımızı da çok ıyı sap- tayabıldığımıze ınanıyorum Koklenmız, ge- leneklerımız ve dmımız adına bıze yavaş ya- vaş enjekte edılmeye çalışılanlar konusun- da ıse Ataturk kuşaklannın son derece du- yarh ve uyanık bulunmaya kararlı oldukla- nnı da bır kez daha vurgulamak ıstıyorum PENCERE KUYUCAK KADASTRO HÂKİMLİGİ'NDEN Dos>a Esas No 1987/21 Da\acı Mehmet kızı Avser Elveren vekılı tarafından davalı Huse yın kızı Hatıce ve 3 arkadaşı aleyhınde mahkememızde açılan Kuyu cak ılçesı A>dınoğlu raahallesı Venedık kahvesı mevkıınde kaın 168 ada 5 6, 7 ve 8 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespıtıne ıtıraz davasının yapılan açık yargılaması sırasında verılen ara kararı gere ğınce Dahılı davalılardan Ibrahım oğlu, Ayşe'den olma 1934 doğumlu Mehme A>gun ıle 1943 doğumlu Huseyın Aygun'un yapılan araştır mada adreslerı meçhul olduğundan davalılara duruşma gununun ıla- nen tebhğıne karar venlmış olup duruşmanın atılı bulunduğu 18 2 1991 gunu saat 11 35'te tum dehl ve belgelerı ıle bırlıkte mahkememızde hazır bulunmaları, duruşmaya gelıp beyanda bulunmadıklan gıbı ken dılerını bır vekılle de temsıl ettırmedıklen takdırde HUMK 509 ve 510 maddelerı uvarınca duruşmaların yokluklarında devam edeceğı \e karar \enlecegi dava dılekçesı venne kaım olmak uzere ılanen teblığ olunur 26 12 1990 Basın 45093 T.C. MARMARİS ASLtYE CEZA MAHKEMESİ Esas No Karar No 1989/47 1989/197 Yedıemınlık görevını suııstımal suçundan sanık Mehmet ve Sadı- ka'dan olma 1954 doğumlu, Marmarıs Armutalan köyu nüfusuna kayıtlı Ramazan Çakıroğlu hakkında musnet suçtan yapılan açık du ruşması sonunda Sanığın eylemıne uvan TCK'nun 276'2, TCK 15, TCK 3506 19, 647, 3506/4 TCK 72, 647/6 maddelerı gereğınce 55 000 TL ağır para cezası ıle cezalandırıldığı \e cezasının tecılıne daır verılen gıya bı hükum tum aramalara rağmen bulunup kendısıne tebhgat yapıla mayan kararın Resmı Gazete'de ılanen tebhğıne karar venlmış olup, 7201 sayılı Teblıgat Kanunu'nun 29 ve muteakıp maddelen gereğınce kararın Resmı Gazete'de ılanına, karann ılan tanhınden ıtıbaren 15 gun sonra kesınleşmış sayılacağı ve ılan ücretımn kendısınden alına cağı ılan olunur 20 12 1990 Aydınlanma'nın Dergisi... Varlık dergısının bırıncı sayısı 15 Temmuz 1933'te yayım- lanmıs Yaşar Nabı Nayır "Varlık Ne Içın Çıkıyor' başlıklı ya- zısında dergının amacını belırlıyor "Memlekette bır tek hakıkı sanat mecmuası yok Inkılabın her sahada yokluktan varlıklar yaratmak ışıne gınşmış oldu- ğu bır devırde acısı hıssedılen bu boşluğu doldurmak, duyu- lan bır ıhtryaca cevap vermek gayesıyledır kı Varlık çıkıyor Varlık, cumhunyetı en büyûğumuzden emanet alan bır Turk gençlığının, yaratıcı ınkılap neslının sanat sahasında da var olduğunu gostermek ve onun ıçın çalışmak ıstıyor ( ) Varlık yardımlarını temın ettığı yazı arkadaşlarından mum- kun olduğu kadar oz Türkçe yazmalarını rıca etmiştir Dıl ha- reketlen ıçın yazılacak yazılara da daıma sayfalannı acık tu- tarak dıl özleşmesı ıçınde yararlı bır varlık gostermek ıstıyor" Varlık bugun 57 yasındadır 1000'ıncı sayısı yayımlandı Ul- kemızde bır "sanat ve fıkır mecmuası' nın yanm yuzyılı aşkın zaman kesıtınde yasayabılmesı herkesın paylaşması gere- ken mutluluk değıl mı'' • Varlık dergısının ılk sayısının yayımlandığı yıl 1933' Yazı devrımının ustunden henuz beş yıl geçmış Cumhurıyetın 10'uncuyılı' On beş mılyonluk bır Turkıye ama "ınkılabın' onurları ve umutlanyla dolu Oyle bır devrım Turkıyesı kı kıtapçılığı da devlet ele ala- cak, Mıllı Eğıtım Bakanlığı yeryuzu kulturunun basyapıtlan- nı çevırtıp yayımlamak ıslevını ustlenmek zorunda kalacak- tır Varlık "ınkılabın her sahada yokluktan varlıklar yaratmak' gucunu duyumsadığı bır dönemde çıkıyor Ilk sayısında ım- zası bulunan şaır ve yazarlardan artık bır tekı bıle bugün ya- samıyor Ama dergı yaşıyor NasıP Doğrusu bu soruya verılecek yanıtın cok ayrmtılı bır çalış maya dayanması gerekır Dergının, kurucusu Yaşar Nabı den sonra da yayın yaşa- mını surdurebılmesı kurumsailaştığını vurguluyor Demek kı Varlık kımı temel ılkeler, fıkırler yonelımlerı yapısında oluş- turmuş çevresınde surgrt okur kıtlesını yaratmıştır daha baş- ka deyışle "fırmalasmıştır' Bır dergının kendısını yaratanlar- dan ayrı bır can kazanması, bır sımge olusturması, bır anla- ma kavuşması, kurumsallaşması demektır Pekı, Yaşar Nabı nasıl bır temel atmış kı dergı kendısın- den sonra da suruyor"? Varlık 'Aydınlanma"nır\ dergısıdır, bırıncı sayısından baş- layarak sayfalarma sınen dunya goruşu, yeryuzu uygarlığın- dakı 'aydınlanma çağı"n\n Turkıye'ye yansımasından doğan kulturu sımgelıyor Yanm yuzyılı aşkın sureklılığın gızemı, Yaşar Nabı nın bı- lınçle seçtığı yolda, kendısınden sonra gelenlerın Varlık'la bır- lıkte yurümesını bılmelerınde odaklasıyor • 1933 Turkryesı'nde çıkan Varlık ın 1991 Turkıyesı'nde ya- yın yaşamını surdurerek 1000'ıncı sayıya ulaşmasında bır başka anlam daha var Laık cumhurıyetten "Turk-lslam Sentezı' nın devletıne ge çış çabaları, 1980'lerde yoğunlaştı 1990 larda suruyor ya- yın yaşamında tekelleşme, Babıalı'de holdıngleşme surecı hızlanıyor Bugun sanat dergılerı de holdmglerın yan yayın- ları olarak pıyasayı ellerınde tutmaktadırlar Varlık, holdıngleşmenın dışında bağımsız Kalabılen sayısı az dergıden bırıdır desteklenmesı yasatılması, surdurulmesı bu bakımdan da önemlı Yaşar Nabı nın Varlık'ı bugunku ışlevı bakımından dunden daha az önem taşıyan bır konumda değıldır Aydınlanmaya 1930'lardan daha cok gereksınım var CAGRI TURKIYE BIRLEŞIK KOMÜNİST PARTİSİ BÜYÜK KONGRESİ 70 Yıllık yasağı kırarak Komünist Partisi'nin Büyuk Kongresi'ni gerfekleşliriyoruz. Bu kazanımın elde eailmesinde emeği gefen, destek veren dostlarımızla birlikle olmak İstiyenız. OÜNDEM TBKP GENEL BAŞKANUĞI ç % y , ş 1 G*n»l Btşkm'm ıçış konuşm*»ı 1 IConuldınn konufnûlan 4. O»r»l S*krtl*('in G«n*( Yinttim Kurulu Çdışmâ Rıponı'nu tunufu i Kongra komisyonlın kçln MÇIRI ytpıliMM • Htnplan lnc*l*m* Komisyonu • Kmr Tatanlannı (Kongı* T«ztwi dı IçJndt) kiMİMM Konltyenu I. Çjlşm* Raponı Dıtrindt koogr» Dy*l*nnln gir&fItrM ıçMamm 1 Hmplan lne«lMM Komisyonu'nun okunmm «• tiiâimtm t K m Tatanlanm Innlunt Komiıyonu'nun nponınun ekunmoı, npor Oztrind* 9&rCfiM v* kmn «•riiMtı, • Gtntl Btfkan M Ç M • G*ml YSnMim Kurulu vte ytdddnirin Mdmi • UuUz Dbıptn Kurulu w ywitU«ffnln ti^mf • MMku DtnOnn» Kurulu «• y*d«kl*rinln Mfiml 10 S*çlm «onuçlannM içttiınm»* w kıpanif ŞATO YAZAR DÜĞÜN SALONU Gazl Mustafa Kemal Paşa BuJvan No: 65Maltepe / ANKARA 12-13-14 Ocak 1991 • Saat:10.00-17.00 ERDAL INONU SAVASA HAYIR MİTİNGİNDE 13OCAK1991,PAZAR SAAT 13.00 PENDIKMEYDANI SHP İ S T A N B U L KİRALIK DAİRE Beylerbeyı Koruda, Denız manzarah daıre 321 49 03
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle