Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 AĞUSTOS 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/5
'Karartma Geceleri' Venedik'te
• PARİS (Cumhuriyet) — 4 eylul gunu başlayacak olan
47. Uluslararası Venedik Film Şenliği'nin yanşmalı
bölumunde programlanan 21 film arasında, Yusuf
Kurçenli'nin yonettiğı "Karartma Geceleri" de yer ahyor.
Erden Kral'm "Ayna", Ali Özgentürk'un de "Bekçı" adlı
fılmlerinden sonra "Karartma Geceleri" şenliğin buyuk
ödülü 'Altın Aslan'a aday olan uçuncü Türk filmi.
Martin Scorsese, James Ivory, Spike Lee, Margarett Von
Trotta, Peter Del Monte ve Jane Campion, bu yü
"Mostra"nın yanşmalı bölumunde yapıtları sunulan diğer
yönetmenlerden bazıları. 15 eylul gecesi son bulacak olan
şenliğe, Warren Betty, Philip Kaufman ve Claude
Lelouch da yarışma dışı olarak katıhyorlar.
'Benim Sinemalarım' Toronto'da
• PARİS (Cumhuriyet) — Kanada'nın Toronto kentinde
6-15 eylul tarihleri arasında on beşinci kez duzenlenecek
olan yarışmasız sinema şenliği "Festival of Festivals"ta,
Füruzan ile Gülsun Karamustafa'nın beraber yönettikleri
"Benim Sinemalanm"da gösterilecek. Dunyanın değişik
şenliklerinde bir yıl boyunca programlanan filmlerden
oluşan iki yuzu aşkın yapıtın sunulduğu "Festival of
Festivals", Kuzey Amerika'da düzenlenen sinema
şenliklerinin en büyüğu.
^Önce İnsan' tartışması
• Kultür Servisi — Plastik Sanatçılar Derneği uyeleri,
"önce Insan" şenliğinin ıkincisini düzenlediğını duyuran,
daha sonra şenliği iptal eden Kadıköy Belediyesi'ni
kınadılar. Şenlik için Almanya'dan üç sanatçıyı davet
eden, ancak şenliğin iptal edildıği gerekçesiyle Kadıköy'de
sergi açmalarına izin vermeyen belediye yetkilılerinden ise
konuyla ilgili bir açıklama henûz gelmedi. Kadıköy
Belediyesi'nin "Molozlann ortasında şenlik yapılacağına
hıç yapılmasın" demesi üzerine PSD uyelen de
"Molozlar da belediyenin sorunudur, onlan temızlemek
zorundadır" dedi. Sanatçılardan Şahin Ince, "Belediye
.önce iyi niyetlilik göstererek bana çalışacak yer ve
malzeme verdi. Kadıköy Belediyesi'nin
Kuçükbakkalköy'dekı atölyelerinde, bana verilen 10 ton
sac ile çahşmaya başladım. Masraflanmızın tumu de
belediye tarafından karşılanacaktı. Ancak şu anda sergi
açamadığım gibı burada kaldığımız süre içinde
masraflanmın karşılanacağı konusunda da kuşkuluyum.
17 heykel yaptım. Belediye bunların değerini bildıği için
bana o kadar malzeme sağladı. Onlann iyi niyetine
karşılık ben de onlara heykel bağışlayacaktım" dedi.
Plastik Sanatlar Derneği uyelen, tnce'nin ve onunla gelen
iki Alman sanatçının içine duştükleri durumu "Örtülmesi
gereken bir ayıp" olarak değerlendirdiler ve "Sanatla
kendilerine bir prestıj sağlamaya çalışan kurumların en
' az sanatçılar kadar özenli dav ranmalannı istiyoruz"
dediler.
Edinburg'da Clint rüzgân
• LO.NDRA (Cumhnriyet) — Edinburg Film Festjvali,
dığer festival etkinlıkleri içinde bu yıl belki de en ilgi
çeken bolüm oldu. 60*ına merdiven dayayan, 70'lerin
hızlı kovboyu, 80'lerin sinema yönetmeni Clint
Eastvvood, Edinburg'daydı. "White Hunter, Black Heart"
(Beyaz Avcı, Kara Kalp) adlı filmıyle ılk kez festivale
"kabul edilen" Eastwood, halka açık bir de söyleşiye
katıldı. Eastvvood'un filmi, film içinde film, John
Huston'ın tarıhı ve turistık filmi "Afrika Kraliçesi"nde
Katherıne Hepburn ile Humprey Bogart'ın, filmın
çekimine dayanan öyküsu. John Huston da Eastvvood..
Gazetelerde, Clint'in kısık gozlerle etrafı suzen
fotoğraflan yayımlandı, siıtunlarla "ne kadar olgun bir
yeni dalga yönetmen" olduğu anlatıldı. Festivale katılan
diğer filmlen gölgede bıraktı şohretiyle. Edinburg
Festivali'nin bir başka ozelliği de Doğu Avrupa'da
sansure ugrayan 15 filmin birden eksiksiz gösterilmesiydi.
Filmler kadar ilgi çeken bir nokta da halka açık
tartışmalardı. Clint'ten başka Bertrand Tavernier de böyle
bir tartışmada sinemasını anlattı. Tavernier'nin festivale
katkısı, Dirk Bogarde'i yeniden sinemaya kazandırması
Bogarde'in 12 yıldan beri ılk kez rol aldığı "These
Foolish Things" (Bu Aptallıklar) gerçek hayatına atıflarla
dolu. Halen Fransa'nın güneyinde yaşayan Bogarde ile
Jane Birkin baba-kız olarak bir araya geliyorlar.
Kısafılmciler, sinemaya destekfonundan kendilerinepay ayrılmamasını eleştiriyorlar
Kısa filmcîler üvey evlatBu yıl sinemaya 8
milyarlık bir destekleme
fonu ayıran Kültür
Bakanlığı "ticari
amaçlı" olmadığı
gerekçesiyle kısa filmlere
yardım yapmıyor. Kısa
filmciler ise Türkiye'de
kısafilmehep ' 'yan
gözle" bakıldığını ileri
sürerek bu konunun
ciddiye alınması
gerektiğini, kısametrajlı
filmin uzun metrajlının
"temeli" olduğunu
söylüyorlar.
GÜNEŞ GÜRSON ~
ANKARA — Kultür Bakanlı-
ğı'nın sinemaya yardım fonundan
kısa metrajl] filmlere'pay ayrılma-
ması eleştiriliyor. Bakanlığın 8
milyar lıralık yardımından yarar-
lanamayan kısa film yönetmenle-
ri, maddi olanaksızlıklardan yakı-
nıyorlar. Kultür Bakanlığı Muste-
şar Yardımcısı Cevdel Turkeroğ-
lu, bakanlıkça yapılan yardımın
"ticari amaçlı" yapımlara yönel-
dıği açıklamasını yaparken,
"Amaç Turk sinemasına canlılık
getirraek, Turk sinema sektorun-
de ticari amaçlı kısa film kullanıi-
mıyor" dıyor Turkeroğlu, kısa
filmlenn önumuzdeki yıl yardım
kapsamına alınabileceğinı belırti-
yor. Telif Hakları ve Sinema Mu-
duru Turgut Aslan, kısa filmlerin
bu yıl gözardı edildiğını kabul edı-
yor, ancak "Bu bir yıl denemeydi"
diyor: "Önumuzdeki >ıl mutlaka
bu goniş degerlendirilecek."
Ankara Unıversıtesi Basın Ya-
yın Yuksek Okulu oğretim uyele-
rinden Rıfat Aras, sinema sektö-
rUndeki sorunlann ödenek yoluy-
la çözulemeyeceğinı savunarak,
kısafilmlerinise oncelikle ele alın-
ması gerektiğini belirtıyor.
MİMARLAR ODASI GERÇEKLEŞTİRMİŞTİ — Hilmi Etikan'ın yonetmenliğini yaptığı "Tarlabaşı
Tarlabaşı" adlı kısa film Lozaıt Uluslararası Şehircîlik ve Mimari Filmler Festivali'nin yanşmalı bolu-
mune kabul edilmiş ve 710 film arasından ilk beşe girmişti. Belgesel nitelikli film İstanbul Mimariar
Odası adına gerçekleştirilmisti.
Aras, "Diınyaya Tiırkleri tanıt-
mak, ulusal, evrensel değerleri
anımsatmak, Türkiye'nin atılımını
gerçeklestırmek iddiasındaki siya-
sal iktidarın Kultür Bakanlığı, bu
kapsamdaki vapımlara ağıriık ver-
mek zorunda. Ticari olmadığı, pa-
ra getirmedigi için sadece kamu
kuruluşlan kısa filme yoneliyor.
Kamu kuruluşlan da siyasal erkin
etkisinde olduğu için saglıksız
filmler çıkıvor ortaya" diyor.
Bu alanda oğrenım gören genç-
lerin uygulama olanağı bulama-
dıklanna da dikkat çeken Rıfat
Aras, "Eski sinemacılann en iyi-
sini yapması umuduyla. bugune
dek binlerce film ureten insanla-
ra ödenek veriliyor" diyor.
2. Ankara Film Şenlığı'nde
"Sinbad" adlı filmıyle kısa met-
rajh film yarışmasında ödül kaza-
nan Semih Taytak da aynı soruıı-
lardan yakınıyor. Taytak, şunları
soyluyor: "Bizim bütçemiz belli.
Biz geri ödemek kaydıyla kredi is-
tiyoruz. Bakanlıga gittiğimizde
ciddiye alıp derdimizi dinlc>ecek
kimse buiamıyoruz. Gerekli olan,
senaryoda onemli isimlerin olma-
sı. Onlann dışındakiler ciddiye
alınmıyor. Yeni kuşak yonetmen-
ler onemsenmiyor. Sus payı ola-
rak ödul verdiler bana da."
Semih Taytak, odul kazanan
"Sinbad" filminin 25 milyon lıra-
ya mal olduğunu anlatırken, çe-
kım sırasında maddi açıdan bu-
yuk sıkıntılar çektiklerını soylu-
yor. "Sinbad'ı çok kolu şartlarda
çektik. En asgari duzevde... Her-
kes ucret almadan çalıştı, gerek-
tiğinde cebimizden harcadık. Şen-
likte odul olarak 2 milyon lira ve-
rildi ki bu sadece negatif parasıy-
dı."
Genç yöneımenlenn kendılerı-
nı kabul ettırebılmek için kısa film
yapmalarının gerekliliğini vurgu-
layan Taytak, "Kıs filmin tarihçe-
sine baktığımızda bugun onemli
olan pek çok yönetmenin adını
goruruz. Omer Kavur, Lütfi
Akad, Ali Ozgenturk gibi vönet-
menler sinemaya kısa filmlerle
başladılar" dıyor
Ilk olarak 1986 yılında "Vapur-
lar" adlı kısa filmini gerçekleştı-
ren, bugun de kısa film çalışma-
larını surduren Mehmet Gureli,
Türkiye'de kısa filme hep "yan
gozle" bakıldığını belırterek şun-
ları soyluyor: "Oncelikle kısa fil-
min ne oldugunun anlaşılması ge-
rekiyor. Zaten yardım alan uzun
metrajlı filmlerde de uygulanan
kriterlerin ne olduğu belli degil.
Genellikle verenlerie alanlar bir-
birinin aynısı. 'Ticari' sozunden
anlaşılan nedir, bu da belli degil.
Belki de kısa film akıllarına bile
gelmemistir. Birçok seyin unutul-
duğu gibi kısa tilm de unutulmuş-
tur. Kısa film. film şirkeüerinin de
aklına gelmiyor zaten. Ancak bir
destekleme fonunun oluşturulma-
sında daha kapsamlı bir çalışma
yapılmalıydı."
Belgesel nıtelıklı bir kısa film
olan "Tarlabaşı Tarlabaşı"nı çe-
ken Hilmi Etikan ise kısa film ça-
hşmalanmn yeni anlatım bıçımle-
rinin denenebileceğı, guncelı, il-
gınç örneklen seyırcıye ulaştırabı-
len çalışmalar olduğunu belirte-
rek, "Ulusal sinema deyince sade-
ce ticari sinemavı ve uzun metrajlı
filmlen algılayan bir duşunee Kul-
tur Bakanlığı >etkililerincc de be-
nimsenince, konunun daha da teh-
likeli boyullar kazandığı ortaya
çıkıyor" dıyor "Kısa metrajlı
film, uzun metrajlı filmin allya-
pısıdır, temelidir. Bakanlığın ya-
pacağı ekonomik yardımla ulke-
mizdeki kısa film çalışmaları ne
birdenbire gelişir ne de batar. Bir-
kaç kisiye belki geçici rahatlık sag-
lar bepsi bu. Esas uzerinde duşu-
nulmesi gereken mokta, ticari ol-
madığı için kısa filme destegin ge-
reksiz olduğuna ilişkin duşunce-
nin Kultür Bakanlığı tarafından
resmileştirilmesidir."
Sinead O'Connorson uzunçalannda Thatchefdan ve eşitsizliklerdenjöz ediyor
Asi KülkedisiGeçen hafta New Jersey'de verdiği konser
öncesinde Amerikan Ulusal Marşı'nın
çalınmasına karşı çıkan O'Connor "Ulusal
marşların benimle, müziğimle ya da
hayranlarımla ne ilgisi var, anlayamıyorum'
diyor.
Kültur Servisi — Unlu lrlanda-
lı şarkıcı Sinead O'Connor, dik-
başiılığını geçen cuma Amerika
1
da verdıği bir konser sırasında tek-
rar kanıtladı. New Jersey'de ger-
çekleştırdiği bir konser öncesinde
Amerikan Ulusal Marşı'nın çalın-
masına, karşı çıkan O'Connor, sa-
vaşı ilk cephede kazandı, ama da-
ha sonra kesın yenilgiye uğradı...
Sonuçta ulusal marş çahnmadı
ancak Sinead O'Connor da kon-
serin yapıldığı Garden State Sanat
Merkezı'nde bir daha şarkı söyle-
yemeyeceğıni oğrendı. Amerika
L
da yavımlanan USA Today adlı
dergiye yaptığı açıklamada Sine-
ad O'Connor bu tavrını şoyle
açıklıyor: "Ulusal marşların be-
nimle, müziğimle ya da hayranla-
runla ne ilgisi var anlayamı>onım.
Saygısızlık etmek istemedim ama
hiç_bir nlusal marş sonrasında
-trianda'nın ki danil- sarkı soy-
lemem."
Sinead O'Connor, "Rambo"
nun bir çeşit şarkı söyleyen kızkar-
deşı olarak une ka\uştu. 19 yaşın-
da kafasını kazıtmış ve konserle-
re yalnızca postallar ve derı ceket-
leriyle çıkıyordu. Gazetelere man-
şet olmasını ise daha çok politık
göruşlerıne borçluydu. "Terörist-
lerin gelini" rolunde lrlanda Kur-
tuluş Ordusu'nun "tRA" eylemle-
rıni destekledığinı açıklamıştı.
Ama pop "hit" lıstelerinde başa
gureşmeyı son derece yumuşak ve
dokunaklı bir şekılde başardı:
Mılyonlarca pop hayranı Sinead
O'Connor'ı ağlayan kadın olarak
tanıyor.
Haberı veren Alman "Der
Spiegel" dergısıne göre 23 yaşın-
dakı Irlandalı şarkıcı Sinead O-
Connor'ın uluslararası hıt listele-
rındeki I numaralı şarkısı "Not-
hing Compares 2 U", özgun mu-
KEMER'DE BÎR HAYAL ÜLKESİ...
Join the Turtles Club"
K E M E R • Ç A M Y U V A / T A T İ L K Ö Y Ü
MARCO POLO'DA
PARAYA VE BONCUĞAİHTİYAÇ YOKTUR.
Rezervasyonunuzu yaptırıp ödemenizi yaptıktan sonra
bir daha para probleminiz olmaz, ne yer ne içerseniz
(yerli), hangi aktiviteye katılırsanız ücretsizdir.
• 850Yatak(TümOdalarKlimalı) • Çocuklu Ailelere 2 Odalı
Family Room • 1300 m Yüzme Havuzu • 8 Tenis Kortu
• 2 Squash Salonu • Basketbol • Voteyt»! • Okçuluk • Surf
• Yelken • Su Kayağı • Türk Hamamı • Sauna • Disko
•Jimnasbk Salonu • Mınıkjer Kuiûbü
*
OKAN TURIZM VE SEYAHAT A.5.
2. Taşocağı Cad. Cevdet Bey İşhanı, 5 B/1 Mecidiyeköy 80300 İstanbul
Tel: (90-1) 174 68 50 (17 Lines) Telex: 27767 oktu tr. Fax: (90-1) 174 68 67
zıği ile olduğu kadar "video-
klibiyle" de dikkat çekiyor. Alışıl-
mış video-kliplerinden (kar yağ-
mış tepeler yalnızlığı; sonsuza dek
uzanan koridorlar Kafka'ya özgu
tehlikeyi ve insansız bir sahilde
opuşen bir çitf buyuk mutluluğu
simgeliyor) farklı olarak, O'Con-
nor'ın bu klibinde uç dakika bo-
yunca yalnızca yuzu goziıkuyor.
Buyuk ve neredeyse hareketsız
gozleri, acının şeklıni değiştirdıği
ince dudakları. karmaşık kamera
yolculuklanndan çok daha fazla-
sını anlatıyor. "Nothing Compa-
res 2 U" ayrılık aasının ve çare-
sızliğınin basit bir öyküsu. Bu kı-
sacak fîlmin sonunda gozlerinden
fışkıran yaşlar için ise Sinead O-
Connor, "Yemin ederim, bu bir
oyun değildi. Gozyaşlan gercekti"
dıyor.
Bestesı, hayranlık duyduğu
Amerıkalı pop şarkıcısı Prince'e
ait olan "Nothing Compares 2
U"da, Sinead O'Connor "aşk
acısını" anlatırken, pıyasaya yeni
çıkan "I Do Not \*ant What I
Haven't Got" adlı uzunçalannda
"savaşçılıgı" ön plana çekiyor. O-
Connor bu yeni uzunçalannda yi-
tik gelecek duşlennden soz edıyor,
erkeklerin ikıli ilişkilerde yarattı-
ğı terore, Margaret Thatcher'e ve
İngıltere'nin toplumsal eşitsizlik-
lerıne karşı çıkıyor.
Pekin'deki oğrencı katliamın-
dan sonra Demir Lady'nin televiz-
yonda yaptığı bir konuşma, Baş-
bakanı Çın'dekı kanlı "beton" ka-
falarla kıyaslama fırsatını verıyor
O'Connor'a İngiltere'yı, "Molo-
sikletli zenci gençleri katkden, po-
lisin anavatanı" olarak nitelendı-
rıyor. Sinead O'Connor, Marga-
ret Thatcher'dan nefret edıyor:
"İnsanlar soğuktan donuyor, es-
cinseiler ve kadınlar eziliyor ve her
yer ırkçılık kokuyor. Benim goz-
umde bunlar Pekin'de olanlar ka-
dar korkunç."
Geçen yıl evlenıp, eşı ve çocu-
ğuyla Londra'da gozlerden uzak
RAMBO'NLA KIZKARDEŞİ — Sinead O'Conner "Rambo'nun şar-
kı so>!eyen kız kardeşi olarak une kavuştu. 19 yaşında kafasını kazı-
tan, konserlerine yalnızca postallar ve deri ceketlerle çıkan O'Conner
gazetelere manşet olmasını daha çok politik goruşlerine borçlu.
bir hayat surmeyi yeğleyen Sine-
ad O'Connor, basında aleyhine çı-
kan yazıları "erkek" urunu olarak
nıtelendınp, "Erkekler zeki kadın-
lara tahammul edemiyorlar, çun-
ku onlar oldukça aptal" dıyor.
Aynı ofkelı ve ınatçı sese O-
Connor'ın yeni ıkinci albumunde
de rastlanıyor. Buyuk bolumunu
kendisinin aranje ettıği rock-
baladlan Sinead O'Connor'ın,
zenci folk şarkıcı Tracy Chap-
man'dan çok, "Ne« Wave"lı Pat-
ti Smith'e yakın olduğunu goste-
rı>or Şarkıcının "kanncalı" sesı-
ne, bir zamanlar Smith'le bırlikte
çahşmış olan basçı Andy Rourke
eşlik ediyor.
Geçen yıl bu çok yonlu ve yete-
nekli şarkıcı ilk kez bir film için
kamera karşına geçtı \e Margo
Harklin'in "Hush a-bye-Baby" fıl-
mınde aılesı ve dostları koyu ka-
tolik olan bir çevrenin baskısı ile
karşı karşıya kalan hamıle bir kı-
zı canlandırd Bu ortam Sinead
O'Connor'a vabancı değil. Dub-
lın'in yoksul semtlerınden bırinde
buyüyen O'Connor, annesinın bir
kaza sonucu olumunden sonra bir
yetıştırme yurduna gıtmek zorun-
da kalmış Ta kı başını alıp Lond-
ra'ya kaçıncaya dek . Tıpik bir
"kul kedisi" oykusu.
Tir Sultan'a yasaklamaAnkara Birlik Tiyatrosu'nun sahnelediği "Pir Sultan
AbdaF'a konulan yasaklama kararının geri alınması için
İstanbul Valiliği'ne başvuruldu.
Kültür Servisi — Ankara Bir-
lik Tiyatrosu Harbiye Şehır Tiyat-
rosu'ndakı gosterimi yasaklanan
"Pir Sultan AbdaT'ı eylulden ıtı-
baren Beyoğlu Karaca Tiyatro-
su'nda sergilemeye kararlı
olduğunu acıkladı. Ancak once-
ki gfln avukat Burban Apaydın'-
m İstanbul Valiliği'ne yaptığı baş-
vunıya henuz herhangi bir yanıt
gelmedi.
"Pir Sultan Abdal"ı bir aydır
Gebze, Çanakkale ve Balıkesir'-
de çeşitli defalar sergileyen tophı-
luk tstanbul'da da 11 gün sürey-
le Pendik, Beşevler ve Fatih'te ay-
nı oyunu sahneledı. Ancak 26 ve'
27 ağustos tarihlerinde Harbiye
Şehir Tiyatrosu'nda sergilenmek
üzere duyurusu yapılan oyun ilk
temsil günu güvenlik kuvvetleri-
nin engellemesiyle karşılaştı. Oyu-
nun yasaklanması kararından
sonra, yazarı Erol Toy adına İs-
tanbul Valiliği'ne başvuruda bu-
lunan Avukat Burhan Apaydın
oyun hakkındaki kararın doğru-
dan doğnıya İstanbul Valisi tara-
fından kaldırılmasını istedi.
Burhan Apaydın'ın yaptığı baş-
vuruda Erol Toy'un "Pir Sultan
Abdal" adlı yapıtının 22 yıl önce
tzlem Yayınevi tarafından basıl-
dığı ve hiçbir takibata uğramadı-
ğı bildirilerek "Pir Sultan Abdal
olayı 100 sene önce Abdulhamit
doneminde büyük vatan şairi Na-
mık Kemalin 'Vatan Yahut
Silistre' eserinin Gedikpaşa Tiyat-
rosu'nda oynanmasına başlandı-
gı gece polislerin tiyatro binasını
basması ve oyunculan alıp kara-
kola göturmesi şeklindeki olayı
hanriatmaktadır" denildi.
Ankara Birlik Tiyatrosu yöne-
tıcisi Zeki Goker, "Biz devlet yar-
dımı içni başvurmavan tek tiyat-
royuz. Çunku ilkelerimize ters ge-
livor. Tek amacımız anayasal
hakkımızı elde etmek" dedi. An-
kara Birlik Tiyatrosu'nun 1971 yı-
lında kurulduğunu ve 19 yıllık
geçmişi olan topluluğun başlıca
amacının "politik tiyatro" yap-
mak olduğunu belırten Zeki Go-
ker, "Ankara Birlik Tiyatrosu'-
nun ilk oyunu 'Yaşar Ne Yaşar
Ne Yaşamaz' hakkında 15 ayn
yerde soruşturma açıldı. Daha
sonra 19 yıl boyunca topluluk so-
ruşturma kıskancından kurtuia-
madı, ancak tum soruşturmalar
takipsizlik karanyla sonuçlandı"
dedi.
Oyunun yazarı Erol Toy ise
vaptığı açıklamada şunları söyle-
di: "Öyle bir donemdeyiz ki hak-
lann korunması, mucadele ver-
memizi gerektiriyor. Oyunun ya-
saklanması tamamen yasadışı bir
işlem. Türkiye'de duşunceye ve
sanata izin verecek miyiz, yoksa
vermeyecek ve her turiu bedeli
odeyecek miyiz? Hiçbir sansür
olayını tanımıyorum. Sansure ve-
rilecek tırnak ucu kadar ödünum
yok."
"Pir Sultan Abdal" 1967 yıün-
da Halk Oyunculan tarafından
ilk kez Ankara'da sahnelenmiş,
daha sonra çeşitli illerde de sergi-
lenen oyun engellemelerle karşı-
laşmış, birçok kez yasaklanmıştı.
AFSAD'da yılın
fotografçdarı
• Kiıltur Servisi — Ankara
Fotoğraf Sanatçılan
Derneğı'nin (AFSAD)
1989-1990 çahşma donemi
içinde düzenlenen aylık
fotoğraf yanşmalanmn
donem sonu
değerlendırmesi yapıldı.
Alpaslan Aydın, Merter
Oral, Tuğrul Çakar, Vahit
Aras, Ateş Erınanç ve
Ibrahim Göğer'den oluşan
danışma kurulunca yapılan
değerlendirme sonucu,
M.Serdar Atay, Isa
Özdemir, Ali Şahin,
R.Faruk Özturk, Gokhan
Demirer, Şukriı Koç, Aynur
Koymen ve Aykan Özener
"yılın başarılı
fotoğrafçıları" seçildiler.
Fotoğraflan en çok
sergılenen M.Serdar Atay
aynı zamanda "Yılın en
uretken fotoğrafçısı."
Odullü fotoğraflardan siyah
beyaz baskı dalında Gul
Ezen'in, renklı baskı
dalında ise Gokhan
Demirer'ın fotoğrafı, 'yıhn
fotoğraflan' seçildi.
^Sanatta Tavır'
• Kültür Servisi —
"Kültür ve Sanatta Tavır'
adlı yeni bir dergi yayın
hayatına atıldı. Derginin ilk
sayısında N. Kuzey'in
"Kültür ve Sanata Bakış",
Grup Ekin'in "Arabeske
Devrimci Seçenek: Çağdaş
Halk Müziği", Grup
Yorum'un "Çağdaş Halk
Müziği ve Grup Yorum",
Ortaköy Halk Sahnesi
Oyuncuları"nın "Sokak
Tiyatrosu Üzerine", N.
Akar'ın "Halk Oyunlanna
Bakış", Gnıp Yorum'un
"Siyasetler Ûstü Sanattan
Burjuva Ideologluğuna
Livaneli", E. Selçuk'un
"Vurdu Sazımn TeUerine"
başlıklı yazılan sunuluyor.
S. Kaynar'ın şürlerinin yer
aldığı dergide Ortaköy Halk
Sahnesi'nin düzenlediği
"Işkence Güncesi" adlı
oyunun metni de sunuluyor.
Mayfield kaza
geçirdi
• NEW YORK (ANKA)
— Amerikan ulusal
müziğinin ünlu
temsilcilerinden ritm-bules
ve country şarkıcı-bestecisi
Curtıs Mayfield geçirdiği
bir kaza sonucu hastaneye
kaldınldı. 48 yaşındaki
sanatçı Brooklyn'deki bir
konser alanındaki ışık
kulesindeyken aniden çıkan
rüzgâr nedeniyle dengesini
kaybetti ve duştu. Kaza
sonucu Mayfield uç
yerınden ve kafasından
yaralandı.
'Barış ve
Gençlik' bestesi
• İZMİR (AA) —
Alsancak Soroptimist
Kulübü, konservatuvar ve
müzik eğitimi veren yuksek
okul öğrencileri arasında,
"Banş ve Gençlik konulu
beste yarışması düzenledi.
Türkiye Soroptimist
Kulüpleri Federasyonu uyesi
Ayla Selçuk, yaptığı
açıklamada, 15 eylülde sona
erecek yanşmaya ilişkin
koşullann tum muzik
eğitimi veren kurumların
müdurluklerinden
öğrenilebileceğini bildirdi.
Al Bano ve
Romina Power
• Kultur Servisi — Polly
Peck Internatıonal PLC'nin
Turkiye'deki ilk turizm
yatınmı olan ve işletmesi
ITT Sheraton Corporation
tarafından ustlenilen
Sheraton Voyager Antalya
Hotel'in işletmeye açılışı
için düzenlenen özel geceye
Al Bano ve Romina Povver
katılacak. "Antalya'ya
Merhaba" adı altmda
düzenlenen geceye katılacak
sanatçılar, 31 ağustosta
Turkiye'ye gelerek
davetlılere bir konser
verecekler.
laz'90 bitiyor
• İSTANBUL (ANKA) —
Çağdaş Turk ressam ve
heykeltıraşlannın
yapıtlarından oluşan ve 3
ay boyunca açık kalan
Çağdaş Sanat Yaz Sergisi,
bu hafta sona erecek.
Sergide, Fuat Acaroğlu,
Özdemir Altan, Koray Aris,
Hale Arpacıoğlu, Mustafa
Ata, Tomur Atagok, Haluk
Gedik, Hüseyin Gezer,
Tanju Demirci, Şenay
Demirci, Bedri Baykam,
Şukrü Önal, Şükrü Aysan,
Meriç Hızal, Balkan Naci
Islimyeli, Nur Koçak,
Bahar Kocaman, Zühtu
Murıdoğlu, Zekai Ormancı,
Adnan Coker, Yusuf
Taktak, Gungor Taner ve
Seyhun Topuz'un yapıtlan
yer alıyor. Sergi hafta
sonuna kadar Kadıköy'deki
Mine Sanat Galensı'nde
gezilebilecek.