04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 AĞUSTOS 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/5 'Karartma Geceleri' Venedik'te • PARİS (Cumhuriyet) — 4 eylul gunu başlayacak olan 47. Uluslararası Venedik Film Şenliği'nin yanşmalı bölumunde programlanan 21 film arasında, Yusuf Kurçenli'nin yonettiğı "Karartma Geceleri" de yer ahyor. Erden Kral'm "Ayna", Ali Özgentürk'un de "Bekçı" adlı fılmlerinden sonra "Karartma Geceleri" şenliğin buyuk ödülü 'Altın Aslan'a aday olan uçuncü Türk filmi. Martin Scorsese, James Ivory, Spike Lee, Margarett Von Trotta, Peter Del Monte ve Jane Campion, bu yü "Mostra"nın yanşmalı bölumunde yapıtları sunulan diğer yönetmenlerden bazıları. 15 eylul gecesi son bulacak olan şenliğe, Warren Betty, Philip Kaufman ve Claude Lelouch da yarışma dışı olarak katıhyorlar. 'Benim Sinemalarım' Toronto'da • PARİS (Cumhuriyet) — Kanada'nın Toronto kentinde 6-15 eylul tarihleri arasında on beşinci kez duzenlenecek olan yarışmasız sinema şenliği "Festival of Festivals"ta, Füruzan ile Gülsun Karamustafa'nın beraber yönettikleri "Benim Sinemalanm"da gösterilecek. Dunyanın değişik şenliklerinde bir yıl boyunca programlanan filmlerden oluşan iki yuzu aşkın yapıtın sunulduğu "Festival of Festivals", Kuzey Amerika'da düzenlenen sinema şenliklerinin en büyüğu. ^Önce İnsan' tartışması • Kultür Servisi — Plastik Sanatçılar Derneği uyeleri, "önce Insan" şenliğinin ıkincisini düzenlediğını duyuran, daha sonra şenliği iptal eden Kadıköy Belediyesi'ni kınadılar. Şenlik için Almanya'dan üç sanatçıyı davet eden, ancak şenliğin iptal edildıği gerekçesiyle Kadıköy'de sergi açmalarına izin vermeyen belediye yetkilılerinden ise konuyla ilgili bir açıklama henûz gelmedi. Kadıköy Belediyesi'nin "Molozlann ortasında şenlik yapılacağına hıç yapılmasın" demesi üzerine PSD uyelen de "Molozlar da belediyenin sorunudur, onlan temızlemek zorundadır" dedi. Sanatçılardan Şahin Ince, "Belediye .önce iyi niyetlilik göstererek bana çalışacak yer ve malzeme verdi. Kadıköy Belediyesi'nin Kuçükbakkalköy'dekı atölyelerinde, bana verilen 10 ton sac ile çahşmaya başladım. Masraflanmızın tumu de belediye tarafından karşılanacaktı. Ancak şu anda sergi açamadığım gibı burada kaldığımız süre içinde masraflanmın karşılanacağı konusunda da kuşkuluyum. 17 heykel yaptım. Belediye bunların değerini bildıği için bana o kadar malzeme sağladı. Onlann iyi niyetine karşılık ben de onlara heykel bağışlayacaktım" dedi. Plastik Sanatlar Derneği uyelen, tnce'nin ve onunla gelen iki Alman sanatçının içine duştükleri durumu "Örtülmesi gereken bir ayıp" olarak değerlendirdiler ve "Sanatla kendilerine bir prestıj sağlamaya çalışan kurumların en ' az sanatçılar kadar özenli dav ranmalannı istiyoruz" dediler. Edinburg'da Clint rüzgân • LO.NDRA (Cumhnriyet) — Edinburg Film Festjvali, dığer festival etkinlıkleri içinde bu yıl belki de en ilgi çeken bolüm oldu. 60*ına merdiven dayayan, 70'lerin hızlı kovboyu, 80'lerin sinema yönetmeni Clint Eastvvood, Edinburg'daydı. "White Hunter, Black Heart" (Beyaz Avcı, Kara Kalp) adlı filmıyle ılk kez festivale "kabul edilen" Eastwood, halka açık bir de söyleşiye katıldı. Eastvvood'un filmi, film içinde film, John Huston'ın tarıhı ve turistık filmi "Afrika Kraliçesi"nde Katherıne Hepburn ile Humprey Bogart'ın, filmın çekimine dayanan öyküsu. John Huston da Eastvvood.. Gazetelerde, Clint'in kısık gozlerle etrafı suzen fotoğraflan yayımlandı, siıtunlarla "ne kadar olgun bir yeni dalga yönetmen" olduğu anlatıldı. Festivale katılan diğer filmlen gölgede bıraktı şohretiyle. Edinburg Festivali'nin bir başka ozelliği de Doğu Avrupa'da sansure ugrayan 15 filmin birden eksiksiz gösterilmesiydi. Filmler kadar ilgi çeken bir nokta da halka açık tartışmalardı. Clint'ten başka Bertrand Tavernier de böyle bir tartışmada sinemasını anlattı. Tavernier'nin festivale katkısı, Dirk Bogarde'i yeniden sinemaya kazandırması Bogarde'in 12 yıldan beri ılk kez rol aldığı "These Foolish Things" (Bu Aptallıklar) gerçek hayatına atıflarla dolu. Halen Fransa'nın güneyinde yaşayan Bogarde ile Jane Birkin baba-kız olarak bir araya geliyorlar. Kısafılmciler, sinemaya destekfonundan kendilerinepay ayrılmamasını eleştiriyorlar Kısa filmcîler üvey evlatBu yıl sinemaya 8 milyarlık bir destekleme fonu ayıran Kültür Bakanlığı "ticari amaçlı" olmadığı gerekçesiyle kısa filmlere yardım yapmıyor. Kısa filmciler ise Türkiye'de kısafilmehep ' 'yan gözle" bakıldığını ileri sürerek bu konunun ciddiye alınması gerektiğini, kısametrajlı filmin uzun metrajlının "temeli" olduğunu söylüyorlar. GÜNEŞ GÜRSON ~ ANKARA — Kultür Bakanlı- ğı'nın sinemaya yardım fonundan kısa metrajl] filmlere'pay ayrılma- ması eleştiriliyor. Bakanlığın 8 milyar lıralık yardımından yarar- lanamayan kısa film yönetmenle- ri, maddi olanaksızlıklardan yakı- nıyorlar. Kultür Bakanlığı Muste- şar Yardımcısı Cevdel Turkeroğ- lu, bakanlıkça yapılan yardımın "ticari amaçlı" yapımlara yönel- dıği açıklamasını yaparken, "Amaç Turk sinemasına canlılık getirraek, Turk sinema sektorun- de ticari amaçlı kısa film kullanıi- mıyor" dıyor Turkeroğlu, kısa filmlenn önumuzdeki yıl yardım kapsamına alınabileceğinı belırti- yor. Telif Hakları ve Sinema Mu- duru Turgut Aslan, kısa filmlerin bu yıl gözardı edildiğını kabul edı- yor, ancak "Bu bir yıl denemeydi" diyor: "Önumuzdeki >ıl mutlaka bu goniş degerlendirilecek." Ankara Unıversıtesi Basın Ya- yın Yuksek Okulu oğretim uyele- rinden Rıfat Aras, sinema sektö- rUndeki sorunlann ödenek yoluy- la çözulemeyeceğinı savunarak, kısafilmlerinise oncelikle ele alın- ması gerektiğini belirtıyor. MİMARLAR ODASI GERÇEKLEŞTİRMİŞTİ — Hilmi Etikan'ın yonetmenliğini yaptığı "Tarlabaşı Tarlabaşı" adlı kısa film Lozaıt Uluslararası Şehircîlik ve Mimari Filmler Festivali'nin yanşmalı bolu- mune kabul edilmiş ve 710 film arasından ilk beşe girmişti. Belgesel nitelikli film İstanbul Mimariar Odası adına gerçekleştirilmisti. Aras, "Diınyaya Tiırkleri tanıt- mak, ulusal, evrensel değerleri anımsatmak, Türkiye'nin atılımını gerçeklestırmek iddiasındaki siya- sal iktidarın Kultür Bakanlığı, bu kapsamdaki vapımlara ağıriık ver- mek zorunda. Ticari olmadığı, pa- ra getirmedigi için sadece kamu kuruluşlan kısa filme yoneliyor. Kamu kuruluşlan da siyasal erkin etkisinde olduğu için saglıksız filmler çıkıvor ortaya" diyor. Bu alanda oğrenım gören genç- lerin uygulama olanağı bulama- dıklanna da dikkat çeken Rıfat Aras, "Eski sinemacılann en iyi- sini yapması umuduyla. bugune dek binlerce film ureten insanla- ra ödenek veriliyor" diyor. 2. Ankara Film Şenlığı'nde "Sinbad" adlı filmıyle kısa met- rajh film yarışmasında ödül kaza- nan Semih Taytak da aynı soruıı- lardan yakınıyor. Taytak, şunları soyluyor: "Bizim bütçemiz belli. Biz geri ödemek kaydıyla kredi is- tiyoruz. Bakanlıga gittiğimizde ciddiye alıp derdimizi dinlc>ecek kimse buiamıyoruz. Gerekli olan, senaryoda onemli isimlerin olma- sı. Onlann dışındakiler ciddiye alınmıyor. Yeni kuşak yonetmen- ler onemsenmiyor. Sus payı ola- rak ödul verdiler bana da." Semih Taytak, odul kazanan "Sinbad" filminin 25 milyon lıra- ya mal olduğunu anlatırken, çe- kım sırasında maddi açıdan bu- yuk sıkıntılar çektiklerını soylu- yor. "Sinbad'ı çok kolu şartlarda çektik. En asgari duzevde... Her- kes ucret almadan çalıştı, gerek- tiğinde cebimizden harcadık. Şen- likte odul olarak 2 milyon lira ve- rildi ki bu sadece negatif parasıy- dı." Genç yöneımenlenn kendılerı- nı kabul ettırebılmek için kısa film yapmalarının gerekliliğini vurgu- layan Taytak, "Kıs filmin tarihçe- sine baktığımızda bugun onemli olan pek çok yönetmenin adını goruruz. Omer Kavur, Lütfi Akad, Ali Ozgenturk gibi vönet- menler sinemaya kısa filmlerle başladılar" dıyor Ilk olarak 1986 yılında "Vapur- lar" adlı kısa filmini gerçekleştı- ren, bugun de kısa film çalışma- larını surduren Mehmet Gureli, Türkiye'de kısa filme hep "yan gozle" bakıldığını belırterek şun- ları soyluyor: "Oncelikle kısa fil- min ne oldugunun anlaşılması ge- rekiyor. Zaten yardım alan uzun metrajlı filmlerde de uygulanan kriterlerin ne olduğu belli degil. Genellikle verenlerie alanlar bir- birinin aynısı. 'Ticari' sozunden anlaşılan nedir, bu da belli degil. Belki de kısa film akıllarına bile gelmemistir. Birçok seyin unutul- duğu gibi kısa tilm de unutulmuş- tur. Kısa film. film şirkeüerinin de aklına gelmiyor zaten. Ancak bir destekleme fonunun oluşturulma- sında daha kapsamlı bir çalışma yapılmalıydı." Belgesel nıtelıklı bir kısa film olan "Tarlabaşı Tarlabaşı"nı çe- ken Hilmi Etikan ise kısa film ça- hşmalanmn yeni anlatım bıçımle- rinin denenebileceğı, guncelı, il- gınç örneklen seyırcıye ulaştırabı- len çalışmalar olduğunu belirte- rek, "Ulusal sinema deyince sade- ce ticari sinemavı ve uzun metrajlı filmlen algılayan bir duşunee Kul- tur Bakanlığı >etkililerincc de be- nimsenince, konunun daha da teh- likeli boyullar kazandığı ortaya çıkıyor" dıyor "Kısa metrajlı film, uzun metrajlı filmin allya- pısıdır, temelidir. Bakanlığın ya- pacağı ekonomik yardımla ulke- mizdeki kısa film çalışmaları ne birdenbire gelişir ne de batar. Bir- kaç kisiye belki geçici rahatlık sag- lar bepsi bu. Esas uzerinde duşu- nulmesi gereken mokta, ticari ol- madığı için kısa filme destegin ge- reksiz olduğuna ilişkin duşunce- nin Kultür Bakanlığı tarafından resmileştirilmesidir." Sinead O'Connorson uzunçalannda Thatchefdan ve eşitsizliklerdenjöz ediyor Asi KülkedisiGeçen hafta New Jersey'de verdiği konser öncesinde Amerikan Ulusal Marşı'nın çalınmasına karşı çıkan O'Connor "Ulusal marşların benimle, müziğimle ya da hayranlarımla ne ilgisi var, anlayamıyorum' diyor. Kültur Servisi — Unlu lrlanda- lı şarkıcı Sinead O'Connor, dik- başiılığını geçen cuma Amerika 1 da verdıği bir konser sırasında tek- rar kanıtladı. New Jersey'de ger- çekleştırdiği bir konser öncesinde Amerikan Ulusal Marşı'nın çalın- masına, karşı çıkan O'Connor, sa- vaşı ilk cephede kazandı, ama da- ha sonra kesın yenilgiye uğradı... Sonuçta ulusal marş çahnmadı ancak Sinead O'Connor da kon- serin yapıldığı Garden State Sanat Merkezı'nde bir daha şarkı söyle- yemeyeceğıni oğrendı. Amerika L da yavımlanan USA Today adlı dergiye yaptığı açıklamada Sine- ad O'Connor bu tavrını şoyle açıklıyor: "Ulusal marşların be- nimle, müziğimle ya da hayranla- runla ne ilgisi var anlayamı>onım. Saygısızlık etmek istemedim ama hiç_bir nlusal marş sonrasında -trianda'nın ki danil- sarkı soy- lemem." Sinead O'Connor, "Rambo" nun bir çeşit şarkı söyleyen kızkar- deşı olarak une ka\uştu. 19 yaşın- da kafasını kazıtmış ve konserle- re yalnızca postallar ve derı ceket- leriyle çıkıyordu. Gazetelere man- şet olmasını ise daha çok politık göruşlerıne borçluydu. "Terörist- lerin gelini" rolunde lrlanda Kur- tuluş Ordusu'nun "tRA" eylemle- rıni destekledığinı açıklamıştı. Ama pop "hit" lıstelerinde başa gureşmeyı son derece yumuşak ve dokunaklı bir şekılde başardı: Mılyonlarca pop hayranı Sinead O'Connor'ı ağlayan kadın olarak tanıyor. Haberı veren Alman "Der Spiegel" dergısıne göre 23 yaşın- dakı Irlandalı şarkıcı Sinead O- Connor'ın uluslararası hıt listele- rındeki I numaralı şarkısı "Not- hing Compares 2 U", özgun mu- KEMER'DE BÎR HAYAL ÜLKESİ... Join the Turtles Club" K E M E R • Ç A M Y U V A / T A T İ L K Ö Y Ü MARCO POLO'DA PARAYA VE BONCUĞAİHTİYAÇ YOKTUR. Rezervasyonunuzu yaptırıp ödemenizi yaptıktan sonra bir daha para probleminiz olmaz, ne yer ne içerseniz (yerli), hangi aktiviteye katılırsanız ücretsizdir. • 850Yatak(TümOdalarKlimalı) • Çocuklu Ailelere 2 Odalı Family Room • 1300 m Yüzme Havuzu • 8 Tenis Kortu • 2 Squash Salonu • Basketbol • Voteyt»! • Okçuluk • Surf • Yelken • Su Kayağı • Türk Hamamı • Sauna • Disko •Jimnasbk Salonu • Mınıkjer Kuiûbü * OKAN TURIZM VE SEYAHAT A.5. 2. Taşocağı Cad. Cevdet Bey İşhanı, 5 B/1 Mecidiyeköy 80300 İstanbul Tel: (90-1) 174 68 50 (17 Lines) Telex: 27767 oktu tr. Fax: (90-1) 174 68 67 zıği ile olduğu kadar "video- klibiyle" de dikkat çekiyor. Alışıl- mış video-kliplerinden (kar yağ- mış tepeler yalnızlığı; sonsuza dek uzanan koridorlar Kafka'ya özgu tehlikeyi ve insansız bir sahilde opuşen bir çitf buyuk mutluluğu simgeliyor) farklı olarak, O'Con- nor'ın bu klibinde uç dakika bo- yunca yalnızca yuzu goziıkuyor. Buyuk ve neredeyse hareketsız gozleri, acının şeklıni değiştirdıği ince dudakları. karmaşık kamera yolculuklanndan çok daha fazla- sını anlatıyor. "Nothing Compa- res 2 U" ayrılık aasının ve çare- sızliğınin basit bir öyküsu. Bu kı- sacak fîlmin sonunda gozlerinden fışkıran yaşlar için ise Sinead O- Connor, "Yemin ederim, bu bir oyun değildi. Gozyaşlan gercekti" dıyor. Bestesı, hayranlık duyduğu Amerıkalı pop şarkıcısı Prince'e ait olan "Nothing Compares 2 U"da, Sinead O'Connor "aşk acısını" anlatırken, pıyasaya yeni çıkan "I Do Not \*ant What I Haven't Got" adlı uzunçalannda "savaşçılıgı" ön plana çekiyor. O- Connor bu yeni uzunçalannda yi- tik gelecek duşlennden soz edıyor, erkeklerin ikıli ilişkilerde yarattı- ğı terore, Margaret Thatcher'e ve İngıltere'nin toplumsal eşitsizlik- lerıne karşı çıkıyor. Pekin'deki oğrencı katliamın- dan sonra Demir Lady'nin televiz- yonda yaptığı bir konuşma, Baş- bakanı Çın'dekı kanlı "beton" ka- falarla kıyaslama fırsatını verıyor O'Connor'a İngiltere'yı, "Molo- sikletli zenci gençleri katkden, po- lisin anavatanı" olarak nitelendı- rıyor. Sinead O'Connor, Marga- ret Thatcher'dan nefret edıyor: "İnsanlar soğuktan donuyor, es- cinseiler ve kadınlar eziliyor ve her yer ırkçılık kokuyor. Benim goz- umde bunlar Pekin'de olanlar ka- dar korkunç." Geçen yıl evlenıp, eşı ve çocu- ğuyla Londra'da gozlerden uzak RAMBO'NLA KIZKARDEŞİ — Sinead O'Conner "Rambo'nun şar- kı so>!eyen kız kardeşi olarak une kavuştu. 19 yaşında kafasını kazı- tan, konserlerine yalnızca postallar ve deri ceketlerle çıkan O'Conner gazetelere manşet olmasını daha çok politik goruşlerine borçlu. bir hayat surmeyi yeğleyen Sine- ad O'Connor, basında aleyhine çı- kan yazıları "erkek" urunu olarak nıtelendınp, "Erkekler zeki kadın- lara tahammul edemiyorlar, çun- ku onlar oldukça aptal" dıyor. Aynı ofkelı ve ınatçı sese O- Connor'ın yeni ıkinci albumunde de rastlanıyor. Buyuk bolumunu kendisinin aranje ettıği rock- baladlan Sinead O'Connor'ın, zenci folk şarkıcı Tracy Chap- man'dan çok, "Ne« Wave"lı Pat- ti Smith'e yakın olduğunu goste- rı>or Şarkıcının "kanncalı" sesı- ne, bir zamanlar Smith'le bırlikte çahşmış olan basçı Andy Rourke eşlik ediyor. Geçen yıl bu çok yonlu ve yete- nekli şarkıcı ilk kez bir film için kamera karşına geçtı \e Margo Harklin'in "Hush a-bye-Baby" fıl- mınde aılesı ve dostları koyu ka- tolik olan bir çevrenin baskısı ile karşı karşıya kalan hamıle bir kı- zı canlandırd Bu ortam Sinead O'Connor'a vabancı değil. Dub- lın'in yoksul semtlerınden bırinde buyüyen O'Connor, annesinın bir kaza sonucu olumunden sonra bir yetıştırme yurduna gıtmek zorun- da kalmış Ta kı başını alıp Lond- ra'ya kaçıncaya dek . Tıpik bir "kul kedisi" oykusu. Tir Sultan'a yasaklamaAnkara Birlik Tiyatrosu'nun sahnelediği "Pir Sultan AbdaF'a konulan yasaklama kararının geri alınması için İstanbul Valiliği'ne başvuruldu. Kültür Servisi — Ankara Bir- lik Tiyatrosu Harbiye Şehır Tiyat- rosu'ndakı gosterimi yasaklanan "Pir Sultan AbdaT'ı eylulden ıtı- baren Beyoğlu Karaca Tiyatro- su'nda sergilemeye kararlı olduğunu acıkladı. Ancak once- ki gfln avukat Burban Apaydın'- m İstanbul Valiliği'ne yaptığı baş- vunıya henuz herhangi bir yanıt gelmedi. "Pir Sultan Abdal"ı bir aydır Gebze, Çanakkale ve Balıkesir'- de çeşitli defalar sergileyen tophı- luk tstanbul'da da 11 gün sürey- le Pendik, Beşevler ve Fatih'te ay- nı oyunu sahneledı. Ancak 26 ve' 27 ağustos tarihlerinde Harbiye Şehir Tiyatrosu'nda sergilenmek üzere duyurusu yapılan oyun ilk temsil günu güvenlik kuvvetleri- nin engellemesiyle karşılaştı. Oyu- nun yasaklanması kararından sonra, yazarı Erol Toy adına İs- tanbul Valiliği'ne başvuruda bu- lunan Avukat Burhan Apaydın oyun hakkındaki kararın doğru- dan doğnıya İstanbul Valisi tara- fından kaldırılmasını istedi. Burhan Apaydın'ın yaptığı baş- vuruda Erol Toy'un "Pir Sultan Abdal" adlı yapıtının 22 yıl önce tzlem Yayınevi tarafından basıl- dığı ve hiçbir takibata uğramadı- ğı bildirilerek "Pir Sultan Abdal olayı 100 sene önce Abdulhamit doneminde büyük vatan şairi Na- mık Kemalin 'Vatan Yahut Silistre' eserinin Gedikpaşa Tiyat- rosu'nda oynanmasına başlandı- gı gece polislerin tiyatro binasını basması ve oyunculan alıp kara- kola göturmesi şeklindeki olayı hanriatmaktadır" denildi. Ankara Birlik Tiyatrosu yöne- tıcisi Zeki Goker, "Biz devlet yar- dımı içni başvurmavan tek tiyat- royuz. Çunku ilkelerimize ters ge- livor. Tek amacımız anayasal hakkımızı elde etmek" dedi. An- kara Birlik Tiyatrosu'nun 1971 yı- lında kurulduğunu ve 19 yıllık geçmişi olan topluluğun başlıca amacının "politik tiyatro" yap- mak olduğunu belırten Zeki Go- ker, "Ankara Birlik Tiyatrosu'- nun ilk oyunu 'Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz' hakkında 15 ayn yerde soruşturma açıldı. Daha sonra 19 yıl boyunca topluluk so- ruşturma kıskancından kurtuia- madı, ancak tum soruşturmalar takipsizlik karanyla sonuçlandı" dedi. Oyunun yazarı Erol Toy ise vaptığı açıklamada şunları söyle- di: "Öyle bir donemdeyiz ki hak- lann korunması, mucadele ver- memizi gerektiriyor. Oyunun ya- saklanması tamamen yasadışı bir işlem. Türkiye'de duşunceye ve sanata izin verecek miyiz, yoksa vermeyecek ve her turiu bedeli odeyecek miyiz? Hiçbir sansür olayını tanımıyorum. Sansure ve- rilecek tırnak ucu kadar ödünum yok." "Pir Sultan Abdal" 1967 yıün- da Halk Oyunculan tarafından ilk kez Ankara'da sahnelenmiş, daha sonra çeşitli illerde de sergi- lenen oyun engellemelerle karşı- laşmış, birçok kez yasaklanmıştı. AFSAD'da yılın fotografçdarı • Kiıltur Servisi — Ankara Fotoğraf Sanatçılan Derneğı'nin (AFSAD) 1989-1990 çahşma donemi içinde düzenlenen aylık fotoğraf yanşmalanmn donem sonu değerlendırmesi yapıldı. Alpaslan Aydın, Merter Oral, Tuğrul Çakar, Vahit Aras, Ateş Erınanç ve Ibrahim Göğer'den oluşan danışma kurulunca yapılan değerlendirme sonucu, M.Serdar Atay, Isa Özdemir, Ali Şahin, R.Faruk Özturk, Gokhan Demirer, Şukriı Koç, Aynur Koymen ve Aykan Özener "yılın başarılı fotoğrafçıları" seçildiler. Fotoğraflan en çok sergılenen M.Serdar Atay aynı zamanda "Yılın en uretken fotoğrafçısı." Odullü fotoğraflardan siyah beyaz baskı dalında Gul Ezen'in, renklı baskı dalında ise Gokhan Demirer'ın fotoğrafı, 'yıhn fotoğraflan' seçildi. ^Sanatta Tavır' • Kültür Servisi — "Kültür ve Sanatta Tavır' adlı yeni bir dergi yayın hayatına atıldı. Derginin ilk sayısında N. Kuzey'in "Kültür ve Sanata Bakış", Grup Ekin'in "Arabeske Devrimci Seçenek: Çağdaş Halk Müziği", Grup Yorum'un "Çağdaş Halk Müziği ve Grup Yorum", Ortaköy Halk Sahnesi Oyuncuları"nın "Sokak Tiyatrosu Üzerine", N. Akar'ın "Halk Oyunlanna Bakış", Gnıp Yorum'un "Siyasetler Ûstü Sanattan Burjuva Ideologluğuna Livaneli", E. Selçuk'un "Vurdu Sazımn TeUerine" başlıklı yazılan sunuluyor. S. Kaynar'ın şürlerinin yer aldığı dergide Ortaköy Halk Sahnesi'nin düzenlediği "Işkence Güncesi" adlı oyunun metni de sunuluyor. Mayfield kaza geçirdi • NEW YORK (ANKA) — Amerikan ulusal müziğinin ünlu temsilcilerinden ritm-bules ve country şarkıcı-bestecisi Curtıs Mayfield geçirdiği bir kaza sonucu hastaneye kaldınldı. 48 yaşındaki sanatçı Brooklyn'deki bir konser alanındaki ışık kulesindeyken aniden çıkan rüzgâr nedeniyle dengesini kaybetti ve duştu. Kaza sonucu Mayfield uç yerınden ve kafasından yaralandı. 'Barış ve Gençlik' bestesi • İZMİR (AA) — Alsancak Soroptimist Kulübü, konservatuvar ve müzik eğitimi veren yuksek okul öğrencileri arasında, "Banş ve Gençlik konulu beste yarışması düzenledi. Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu uyesi Ayla Selçuk, yaptığı açıklamada, 15 eylülde sona erecek yanşmaya ilişkin koşullann tum muzik eğitimi veren kurumların müdurluklerinden öğrenilebileceğini bildirdi. Al Bano ve Romina Power • Kultur Servisi — Polly Peck Internatıonal PLC'nin Turkiye'deki ilk turizm yatınmı olan ve işletmesi ITT Sheraton Corporation tarafından ustlenilen Sheraton Voyager Antalya Hotel'in işletmeye açılışı için düzenlenen özel geceye Al Bano ve Romina Povver katılacak. "Antalya'ya Merhaba" adı altmda düzenlenen geceye katılacak sanatçılar, 31 ağustosta Turkiye'ye gelerek davetlılere bir konser verecekler. laz'90 bitiyor • İSTANBUL (ANKA) — Çağdaş Turk ressam ve heykeltıraşlannın yapıtlarından oluşan ve 3 ay boyunca açık kalan Çağdaş Sanat Yaz Sergisi, bu hafta sona erecek. Sergide, Fuat Acaroğlu, Özdemir Altan, Koray Aris, Hale Arpacıoğlu, Mustafa Ata, Tomur Atagok, Haluk Gedik, Hüseyin Gezer, Tanju Demirci, Şenay Demirci, Bedri Baykam, Şukrü Önal, Şükrü Aysan, Meriç Hızal, Balkan Naci Islimyeli, Nur Koçak, Bahar Kocaman, Zühtu Murıdoğlu, Zekai Ormancı, Adnan Coker, Yusuf Taktak, Gungor Taner ve Seyhun Topuz'un yapıtlan yer alıyor. Sergi hafta sonuna kadar Kadıköy'deki Mine Sanat Galensı'nde gezilebilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle