04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 30 AĞUSTOS 1990 KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRİZİ... KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRİZİ... KÖI SADDAM'INSÖZÜNÜ TUTUP TUTMAYACAGIMERAKLA BEKLENİYOR Batfyı rehineheyecanısardıMagnp ûlkeleri dışişleri bakanlan Cezayir'de tgplanıyor TÛRKİYE 29 Ağustos 1990 Krizin 28. günü [Kadın ve çocuk rehinelerin . serbest bıraKılması ıçın betoeyış sürüyor NMK BM Genel Sekreterı Cuellar ıle Irak Dışışlen Bakanı Amman'da bır araya gelıyorlar İRAI Arap Bıriıği'nın 11 üyesmın dtşişlen bakanlan Kahıre'de toplanıyor Irak lideri Saddam Hüseyin'in yabancı kadın ve çocukların serbest bırakılacağını açıklaması Batı'da bu konudaki umutları arttırdı. Irak'ın Washington Büyükelçisi, ABD'nin ülkesine karşı bir saldırıda bulunmamayı garanti etmesi durumunda yabancı erkeklerin de serbest bırakılabileceğini bildirdi. Irak'ta tüm yiyecek maddelerinde karne uygulamasına geçiliyor. Cuellar ve Aziz bugün görüşüyorlar. Dış Haberier Servisi — Körfez krizine ilişkîn olarak diplomatlann sonuca asker- lerden önce ulaşmak amacıyla adımlarını hızlandırdıklan bir ortamda, dünya Irak Devlet Başkanj Saddam Hüseyin'in, rehi- nelere ilişkin verdiği sözü tutup tutmaya- cağını merakla bekliyor. Saddam'ın, ülke- deki yabancı kadın ve çocuklann aynlabi- leceklerini açıklamasının ardından 24 saat geçmesine karşın, bu konuda bir gelişme yaşanmadı. Irak tarafından yapılan yeni bir açıklamada da ABD'nin herhangi bir sal- dırıda bulunmayacağmı açıklaması karşı- lığında tüm erkek rehinelerin de serbest bı- rakılabileceği bildirildi. BM Genel Sekre- teri Perez de Cuellar, bugün, Irak Dışişle- ANKARA: BM KARARLARINIUYGULAYACAĞIZ Bağdat'a ödün yok VEDAT YENERER YASEMİN ÇONGAR Devlet Bakanı Işın Çelebi, Habur'da Irak Petrol Bakanı ile yaptığı görüşmeden sonra Bağdat'ın Türkiye'den ilaç ve çocuk maması talebinde bulunduğunu, ancak ambargo çerçevesinde bu istemin reddedildiğini söyledi. çekleştirilen ÇeJebi-EI Çelebi görüşmesinin yeri ve zamanı konusundaki kararın önce- ki gece geç saatlerde Çankaya Koşkü'nde yapılan toplantıda kesinleştiği oğrenildi. Irak'ın geçen hafta perşembe günü "gayri resmi" kanallardan yaptığı görüşme çağrı- sı, Ankara'da uzun süre gizli tutuldu. Go- ruşmenin yeri konusundaki görüş ayrılık- larının önceki gece giderilmesi üzerine, Dev- let Bakanı Işın Çelebt'ye Habur'a gitmesi talimatı verildi. Türkiye-Irak karma ekono- mik komisyonu (KEK) eşbaşkanlığı göre- vıni de yuruten Çelebi, dün 09.00'da ozel bir uçakla Ankara'dan ayrılarak Diyarba- ANKARA/HABUR — Irak, Türkiye^ den ekonomik yaptınmlannı gevşeterek bu ülkeye "ilaç ve çocuk maması" gönderme- si isteğinde bulundu. Devlet Bakanı Işın Çe- lebi ile Irak Petrol Bakanı Issam El Çelebi arasında habur sınır kapısında yapılan gö- rüşraede dile getirilen bu ısteğe Birleşmiş Milletler (BM) kararları çerçevesinde yapı- lacak değerlendirmeden sonra yanıt verile- ceği beürtıldi. Irak'ın istemi ve Cumhurbaş- kanı Özal'ın "olumlu görüşii" üzerine ger- KAHİRE Arap Birliği çözüm arıyorD»ş Haberier Servisi — Arap dunyası bu- gün yeni bir sınavdan geçiyor. Arap Birliği üyesi 21 ülkeden 12'sinin dışişleri bakanla- n bugün Mısır'ın başkenti Kahire'de, Ku- veyt'in Irak tarafından ilhakı ile ortaya çı- kan büyük bunalımı görüşmek uzere top- lanıyorlar. Bugunkü toplanh, Arap Birliğı'nin Ku- veyt krizi konusundaki ikinci toplantısını oluşturuyor. 10 ağustosta Kahire'de düzen- lenen zirvede Arap ülkeleri arasındaki bö- lunme gözler önüne serilmiş ve Ortak Arap Ordusu kurulması konusunda olumlu oy kullanan 12 ülkeden sadece Mısır, Suriye ve Fas Suudi Arabistan'a asker göndermişti. Zirvede, Libya FKÖ ve 'Arap ordusu' oluş- turulmasma karşı çıkmış, Yemen ve Ceza- yir çekimser oy kullanmış, Sudan ve Mori- tanva da rezerv koymuşlardı. Kahire'deki 10 ağustosta yapılan zirvede görüş ayrıhklarını gösteren tutanak belge- lerinin ozetini aşağıda sunuyoruz. 10 ağustosta kim ne demişti? Sudan Devlet Baş- kanı Umur Hasan Ahmed El Beşir: "Arap insanlanrun şe- refi, krizi Araplar arasında çözmemizi gerektiriyor. Yabancı güçler hiçbir şekilde işimize kanşmamalı. Askeri güçlerini şart- sız ve tartışmasız geri çekmeliler". Ürdiin Kralı Hüse- yin: "Arap toplumu- nun düzeni tehlikede- dir. Bize yönelik bildi- ğimiz eski tehdit Siyo- nizme, petrol kaynak- larımızın yabancı güçlerin eline geçme- si tehlikesi eklenmiştir. Kuveyt'teki ve Kör- fez'deki sevgili kardeşlerim sizin yanınızda- yım ve sizi destekliyorum. Beni ve ülkemi daima desteklemiş olduğunuzu unutmaya- cağım. Ama bir Arap ordusu hiçbir zaman düşman ordusu sayılamaz, bizim askeri gü- cümüzun bir parçasıdır. Şu anda bir Arap askeri gücü Kuveyt'te bulunuyor. O da biz- den ve bizimledir. Bu önemli bir gösterge- dir ve aynı zamanda çok tehlikeli bir du- mmdur. Bu krizi Araplar arasında ve hızla çözmeliyiz, aksi takdirde gelecekte kaybe- den biz olunız!' Suudi Arabistan Kralı Fahd: "Şu sıra orman yasaları geçer- li. Biz kardeşlerimiz- le kriz üzerinde konu- şurken güçlü olan za- yıfı yiyor. Toprakları- rnızda bulunan aske- ri kuvvetler başkasına saldırmak için değil, bizi korumak için buraya geldiler. Bu dun- yada kimsenin Suudi Arabistan Krallığı'nın şerefini kirletmesine izin vermeyeceğim" Soriye Devlet Baş- kanı Hafn Esafc "He- pimiz kardeşiz. Irak bizim kardeşimiz, Ku- veyt de. Irak ve Ku- veyt'le gurur duyuyo- ruz. Burada bir Arap çözümu bulabilmek için bulunuyoruz. Yabancı guçler ülkemizi işgal etmiştir. Bu yabancı güçlerin vatanı- mızı terk etmesi için çaba harcamalıyız. Dehşetli bir durum içerisindeyiz, başta da Irak. Irak'a yapılacak her zarar, bizi de et- kileyecektir. Eğer yabancı birliklerden kur- tulmak istiyorsak, onları buraya getiren ne- deni ortadan kaldırmalıyız. Körfez'deki olaylar yabana birliklerin gelmesine neden olmuştTir. Bu nedenle Irak birliklerinin Ku- veyt'ten çekilmesini ve meşru Kuveyt yöne- timinin tekrar işbaşına gelmesini talep edi- yorum. Sadece bu yolla kendimızi ve önce- likle de Irak'ı kurtarabilinz. lraklı kardeş- lerime açıkça sesleniyorum: Sizin sorunu- nuz bizim de sorunumuzdur. Yabancı güç- lerin eline koz vermeyelim"' Irak Başbakan Bi- rinci Yardımcısı Taha Yasin Ramazan: "Ku- veyt'te 220 milyar do- lardan fazia yabancı yatırım olduğunu du- yuyoruz. Oysa kendi kendiru besleyemeyen Arap ülkeleri var. Bu adalet mi? Bizim ül- kemizde bulunan petrol tüm Araplara ait- tir, bir aileye değil. Kuveytliler ve Suudiler, biri çok zengin, diğeri çok fakir kardeşler arasında banş ve sevgi olabileceğine gerçek- ten inaruyorlar mı? Kuve>ililer bize diz çök- türüp şehit ailelerini açhktan ölmeye mah- kûm eden bir biçimde tavır alıyorsa, bunun affedilecek bir yaru yoktur. Arap toprakla- rında yabancı birliklerini bulunmasını Irak'a karşı saldın olarak algıhyoruz. Ame- rikahlar ve Siyonistlere karşı savaşacağız. Arap halkının neler yapabileceğini gorecek- siniz" Kuvejt Prensi Saad EJ-Abdullah: "Iraklı- ların aptalca konuş- maları beni yanıt ver- mek zorunda bırakı- yor. Ülkemi işgal et- melerinin gerçek ne- denini söyleyebilecek cesareti olmasuu beklerdim. Ama o bir kor- kak. İşgalin gerçek nedeni parayı ele geçir- me isteği idi. Kuveyt'teki yabancı yatırım- lara gelince, bu sermaye ne Emir'e ne de ai- lesine aittir, aksine Kuveyt halkınmdır. Ya- bancı birliklerin varlığı da zararlıdeğildir;' Lib>a lideri Albay Muammer Kaddafı: "Herkes bir diğerine böyle yanıt verecekse, biz burada yıllarca otururuz ve hiçbir şey de elde edemeyiz. Bu saçmahğı kesin!' Der Spiegel dergisi, zirve toplantısı sona erdikten sonra Libya lideri Kaddafi'nin kon- ferans salonunda 45 dakika süreyle tek ba- şına oturduğunu belirtiyor. Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek ile Cezayir Dev- let Başkanı Bencedid Şadli'nin Kaddafi'yi almaya geldiklerinde aralarında geçen ko- nuşmayı da şöyle aktarıyor: Kaddafi: "Hüsnü, doğruyu söyle. Bu ka- rarları çıkarman için seni öyle ya da böyle zorladılar mı?" Mübarek: "Muammer, beni dinle. Mısır Devlet Başkam'nı ve Mısır halkını rencide etmene izin veremem!' kır uzerinden Habur'a gitti ve saat 13.00'te KEK eşbaşkanlığım Irak adına jiiriiten Pet- rol Bakanı İssam El Çelebi ile buluştu. Ha- bur'daki Jandarma Tabur Komutanlığı 2. Bolük Karargâhı'nda gerçekleştirilen görüş- meye katılan Türk heyetinde Devlet Baka- nı Çelebi'nin yanı sıra Şırnak Valisi Şükrü Aslan, Dışişleri Bakanhğı Ekonomik Işler Dairesi Genel Müduru Buyükelçi Necati Ut- kan bulundu. Irak Petrol Bakanı İssam El- Çelebi'ye ise Sanayi Bakan Yardımcısı Ad- nan Al-an eşlik etti. Devlet Bakanı Çelebi, iki saat on dakika süren görüşme sonrasında gazeteciler, yap- tığı açıklamada, Irak tarafının kendilerine ekonomik sorunlarını anlattıklarını ve ço- cuklar için ilaç ve gıda yardımı talebinde bu- lunduklanm söyledi. Çelebi, bu konuya BM kararları çerçevesinde bakılabileceğini, an- cak Türk tarafının BM'nin ekonomik am- bargo öngören 661 sayılı kararına sonuna kadar saygılı olacağını görüşmede ifade et- tiğini açıkladı. Çelebi, Habur'da yaptığı basın toplantı- sında, görüşmede Irak tarafına aktardıkları göruşler konusunda bilgi verirken şöyle konuştu: "Biz, Birleşmiş Milletler karanna saygıh olduğumuzu, sonuna kadar uygula\acagı- mızı, uluslararası hukuka saygılı bir ülke olarak, uluslararası bukuka u>gun bir ba- nşın kurulmasını arzu ettigimizi. bunun için de elimizden gelen çabayı göstereceğimizi, barışçı yollarla çözüm bulunması dileğin- de olduğumuzu soyledik. Kuvvyt'in 19. il ol- masını kesinlikle kabul etmeyeceğimizi bil- dirdik. Bunu Tiırk hukümetinin. Tiırk top- lumunun görüşü olarak kendilerine açık bir biçimde sunduk." Kuveyt'in işgalinin dünya ve Türk kamu- oyu tarafından benimsenemeyeceğini belirt- tiklerini tekrarlayan Çelebi, zamana yaya- rak bu meselenin emrivakiye getirilemeye- ceğini Iraklılara söylediklerini bildirerek so- runun mutlaka halledilmesi gerektiğini ilet- tiklerini kaydetti. Çelebi şunları söyledi: "Bölgede banşın kurulması için ve banşp yolların çözüm getirebilmesi için de herke- sin gayret sarf elmesi gerektiğini ısrarla ve altını çizerek harırlattık. Bölgede kurulacak banşın gelecek için onemine. bugun ortaya çıkan problemin banşçı yollarla çözümu uzerinde çaba sarf edecegimizi belirttik." Türk vatandaşlannm durumu Bakan Çelebi, toplantıda Irak ve Kuveyt 1 te bulunan Türklerin durumuna da değinil- diğini ve Türk vatandaşlannm çıkışlarının hızlandınlmasını istediklerini kaydetti. Bu toplantıda da Türkiye'nin stratejik öneminin çok net olarak bir kez daha or- taya çıktığını anlatan Çelebi, "Türkiye ger- çekten çok önemli bir konumda ve bugün dünyada banşın kurulması için yaptığı fe- dakâriığı bu görüşmede de çok net biçim- de görmüş bulunuyoruz" diye konuştu. Irak tarafının ilaç sıkıntıları bulunduğu- nu, çocuklar için ilaç ve gıda maddesi ihti- yacı olduğunu anlattıklarını kaydeden Çe- lebi, konuyu BM kararları çerçevesinde ba- kılabileceğini, ama Türk tarafının BM ka- rarına sonuna kadar saygılı olacağını, uy- gulayacağını söylediklerini bildirdi. Devlet Bakanı Işın Çelebi, görüşme ta- lebinin geçen persembe gunu Irak'tan gel- diğini de belirtti. Dışişleri neden karşı? Devlet Bakanı Çelebi'nin ikili ilişkiler açı- sından Irak'taki muhatabı olan Petrol Ba- kanı İssam El Çelebi ile buluşması talebr Dı- şişleri Bakanhğı'nda olumsuz karşılandı. Ankara'ya "gajri resmi" kanallardan iletil- diği öğrenilen ve uzun süre gizli tutulan gö- rüşme talebi konusunda Dışişleri Bakanlı- ğı'nın yaptığı ilk değerlendirme şöyleydi: "Boyle bir talebin resmen iletilmemesi di- kat çekicidir. Ayrıca BM Güvenlik Konse- yi kararları çerçevesinde ekonomik >aptı- nmları ödün vermeden uygulayan Türkiye ile Irak arasında bu alandaki ilişkiler tam bir donma noktasındadır. Bu durumda, iki ülkenin karşıiıklı ekonomik ilişkilerden so- rumlu bakanların buluşması dış ülkelerde Türkiye'nin uyguladıgı ambargonun güve- niliriiği konusunda kuşkular yaratabüecek- tir. Eger Irak'ın bir talebi varsa, Sayın Çe- lebi') i gayri resmi biçimde çağırarak değil, Ankara'ya resmi kanallardan mesaj ileterek ya da tcmsilci göndererek bunu iletebilirdi. Bu gerçekleşmediğine göre bir NATO ülkesi olan Türkiye'nin içeriği ve yansımalan be- lirsiz bir görüşmeye 'evet' demesi kanımız- ca sakıncalıdır." Bu değerlendirme, önceki gece Çankaya Koşkü'nde yapılan toplantıda yetkililer ta- rafından dile getirildi. Ancak Cumhurbaş- kanı Ozal'ın "görüşmekte yarar var" diye- rek Devlet Bakanı Çelebi'nin gitmesi yfenün- de göruş bildirdiği oğrenildi. ri Bakanı Tank Aziz ile göruşUrken, Bağ- dat'a karşı girişılen ekonomik ambargo da etkisini göstermeye başladı. Irak'ta cumar- tesi gününden itibaren tüm yiyecek madde- lerinde karne uygulamasına geçiliyor. Bu arada, ABD savaş gemileri, Irak ve Kuveyt bandralı yük gemilerini durdurarak arama- ya başladılar. Körfez krizinde dün tüm dünyada ger- gin bir bekleyiş yaşandı. Irak lideri Saddam Hüseyin'in, ülkesindeki yabancı kadın ve çocuklann serbest bırakılacaklarını açıkla- masının ardından, özellikle ABD ve Ingil- tere'de Saddam'ın verdiği sözü tutup tut- mayacağı konuşuldu. Reuter'in haberine göre Saddam'ın söz konusu açıklamayı yapmasının uzerinden bugûne kadar geçen yaklaşık 28 saatlik süre içinde olumlu bir gelişme yaşanmadı. Ajans, Irak'ta kadın ve çocuklann rehine olarak tutulmaya devam edildiklerini bildirirken, Baü'mn, bu konu- da hâlâ umutlu olduğunu duyurdu. Reuter, Batüı kadın ve çocuklann birkaç gün içe- risinde serbest bırakılmasının beklendiğini de duyurdu. Irak'ın Washington Büyükelçisi Mah- mud Al-Masad da dün düzerüediği basın toplantısında, ülkesinin, ABD'nin herhangi bir saldırıda bulunmamayı garanti etmesi durumunda yabana erkekleri de serbest bı- rakmaya hazır olduğunu söyledi. Büyükel- çi, kadın ve çocuklann da serbest bırakıla- cağına ilişkin Saddam'ın sozlerini yineleye- rek, "Onlar da eğer isterlese en kısa süre- de Irak'ı terk edebilecekler" dedi. Al- Masad, Irak'ın Kuveyt'ten çekilmeyeceği- ni, ancak bir savaşı önlemek amacıyla ma- saya oturmaya hazır olduğunu da söyledi. Batı, dün rehine heyecanını iliklerine ka- dar yaşarken, BM Güvenlik Konseyi kara- rı uyarınca Irak'a karşı başlatılan ambar- go da etkisini göstermeye başladı. AA'nın AFP'ye dayanarak verdiği habere göre ÇOCUKLARIN PROTESTOSU — Lrdun'de Batı karşıtı bir gösteriyi de çocuklar ger- çekleştirdiler. Thatcher'ı lraklı çocuklan aç bırakmakla suçlayan küçükler, uzerinde "süt hırsızı Thatcher" yazılı pankartlar taşıdılar. (Fotoğraf: Reuter) PARIS Amman görüşmesi için karamsarlık SABETAY VAROL PARİS — Fransa bugün Amman'da BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar ile Irak Dı- şişleri Bakam Tank Aziz arasında yapıla- cak görüşmeden bir sonuç beklemiyor. Fransız Dışişleri Bakanlığı'nın bir yetkilisi, Bağdat'ın Kuveyt'i bir Irak vilayetine dönuş- türme karanndan sonra Saddam Hüseyin'in vakit kazanmaya çalıştığının ve Kuveyi'ten çekilme niyeti taşımadığının kesinlikle or- taya çıktığını vurguladı. Fransızlar zamamn Irak lehine işlediğini düşünüyorlar. Paris- te, ekonornik ambargonun önumüzdeki haftalardan itibaren gevşemesinden buna karşılık Arap dünyasında Amerikan ale>h- tarhğırun ciddi boyutlara ulaşmasından çe- kiniliyor. Kısacası Fransa, ABD Başkanı George Bush'un çok güç bir seçimle baş ba- şa olduğunun farkında. Fransa, BM Güvenlik Konseyi kararları- nın dışında bir askeri harekata taraftar de- ğil. Bu konuda Paris'le Moskova BM Gü- venlik Konseyi daimi delegeleri arasında uyumlu bir çift teşkil ediyor. Geçen hafta sonu Fransa Dışişleri Bakanı Roland Du- mas'ın Moskova'ya yaptığı gezi François Mitterrand ile Mihail Gorbaçov'un "aynı telden çaldığını" ortaya koydu. Ancak bu- na rağmen Fransız yetkililer Washingtonla 'dayanışma' anlamına gelen açıklamalar yapmaktan geri durmuyor. Norveç ve tzlan- da'yı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Mitter- rand şöyle konuştu: "Anlaşmazlık bölgesin- de deniz-hava ve kara biriiklerimiz >ar. Dün- yanın bir savaş mantığına girdiğini söyle- dim. Bu, savaş mantıgından kaçamayaca- gımız anlamına gelmez. Ama bu mantık- tan çıkma olasılığı gitgide azalıyor. Aracı- lann çabalannı ilgiyle izliyonız. Ama işle- ri çok zor, çünkü hukuk dışı durumu ka- bul noktasında pazarlık mümkün değil." öte yandan FKÖ lideri Yaser Arafat dün öğleden sonra Paris'e gelerek Başbakan Michel Racard'la bir görüşme yaptı. Aynı gün Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Fay- sal El Suud, bir günlük Paris gezisini ta- mamladı. Prens Faysal'ın Pransız yönetici- leriyle görüşmesi sonucu, Körfez yolunda olan uçak gemisi Clemenceau'nun taşıdığı Gazelle ve Puma helikopterlerinin de Suu- di Arabistan'da konuşlandırılmasına karar verildi. £t Fransız istihbarat örgutleri faaliyetlerini Körfez krizi konusunda yoğunlaştırdı. Fran- sız istihbaratçılar jeopolitik konular hakkm- da da düşünce uretiyor. Amerikan strateji- si uzerinde de bazı sorular soruluyor. Tıp- kı Dışişleri Bakanhğı gibi gerek askeri ge- rek sivil istihbarat örgutleri bazı soru işa- retleri veriyor. Sorulan soru şu: Acaba Ame- rikan istihbaratı, işgalden önce, Irak'ın Ku- veyt'e girmeye hazırlandığım biliyor muy- du? Bir yüksek devlet yetkilisi, "Âmerika- lılar saldırıyı bir 'fırsat' gibi mi degerlendirdi" diyor. Aynı mantığa göre Amerika, Saddam'ı günah işleme konusun- da serbest bırakıp bunu Saddam'ı devirmek için değilse bile askeri altyapısını imha et- mek için 'meşru' bir fırsat olarak mı gör- dü? Bilindiği gibi Iıaklılar nükleer silah pe- şinde. Fransız istihbaratçıların Amerikalı melektaşları hakkında sorduğu bu sorula- nn yanıtı henuz yok. Ama Fransız gazete- leri, genelkurmayın, Kuveyt'in işgali konu- sunda şaşkınlığa uğradığını yazıyor. Irak'ta cumartesi gününden itibaren kar- ne uygulamasına geçilecek. Ajans, Irak'ın çeşitli bölgelerinde kurulan komitelerin, karne dağıtımına başladığım ve Irak ma- kamlannın, halktan, yiyecek maddelerin- de "idareye" gjtmelerini istediğini duyurdu. Ajanslar, ekonomik ambargo karannın uygulanması amacıyla ABD savaş gemile- rinin, Irak ve Kuveyt bandralı gemilere yak- laşarak aradıklarmı bildirdiler. Körfez'deki Batılı gemiler, Irak ya da Kuveyt'e mal ta- şıdığından şüphelenilen gemileri telsiz ara- cılığıyla sorguya cekiyorlardı. Savaş gemi- lerinin ilk olarak dün yük gemileriyle yüz yüze temasa gectiği haber veriliyor. Reu- ter, ABD savaş gemileri tarafından durdu- rulup aranılan gemilerde hiçbir direnme ile karşılaşılmadığım bildirdi. Irak yönetimi, daha önce yaptığı açıklamada, gemilerin ABD savaş gemilerine karşı direrunemesi- ni istemişti. Saddam meydan okudu Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, Fransız televizyonu kanal TF1 'e verdiği de- meçte, ABD'ye yine meydan okudu. ABD'- nin Irak'Ja bir çatışmaya girmesi durumunda "zafer" kazanmasının imkân- sız olduğunu iddia eden Saddam Hüseyin, şunları söyledi: "ABD, hem Irak ordusunu yenecek, hem Irak ekonomisini çökertecek ve hem de Irak'ta rejımi değiştirecek. Bunlar imkân- sız. Bunlar göz önüne abndığında ABD'- nin zafer kazanabilecefi gerçekçi olmuyor. ABD'ye bir zafer yeterli olmayacak. Gele- cek bizimdir." Fransız televizyonu muhabirinin, "sara- yınıza bir hava saldınsı düzenlenmesinden korkmuyor musunuz" şeklindeki bir sonı- suna da Saddam, "Beni dinleyin. Saddam Hüseyin, doğduğundan bu yana birçok teh- likeyle karşılaştı. Saddam Hüseyin'in geç- mişini bilmiyor musunuz? Hem bana uçaklar icat edildi edileli, kaç tane liderin bu yollarla öldürüldüğünü söyleyebilir misiniz" karşılığını verdi. Saddam, halkı- na ve ordusuna güvendiğini, bu nedenle de kendisine karşı bir darbe düzenlenmesinden çekınmedigini de söyledi. Bu arada, New York'ta yayımlanan bir gazetede çıkan habeıde, Irak'ın Newsday gazetesi, Irak'ın belli tavizler karşılığında Kuveyt'ten çekilmeyi kabul ettiğini ve ya- pılan öneriler arasında ABD askerlerinin çekilmesinin, Kuveyt'teki bir petrol bölge- sinin kendilerine bırakılmasının ve ekono- mik ambargonun kaldırılmasının bulunduğunu bildirdi. Irak, gazetenin söz- konusu iddialarım asılsız olarak niteledi. Cuellar- Aziz görüşmesi BM Genel Sekreteri Perez de Cuellar ile Irak Dışişleri Bakanı Tank Aziz bugün Am- man'da bir araya gelerek Körfez krizine ba- nşçıl bir çözüm bulunabilmesinin yollarını arayacaklar. Genel Sekreter Cuellar, geçen hafta "Körfez krizinin çözümünde artak devreye girmesinin zamanının geldiğini" be- lirterek Irak Dışişleri Bakanı'na görüşme çağrısında bulunmuştu. Irak tarafından olumlu yankı bulan bu çağn ilk olarak Sad- dam'ın, Cuellar'ı Bağdat'a davet etmesini getirmiş, ardından Irak Dışişleri Bakanı Aziz'in, bugün Amman'da Genel Sekreter ile görüşeceğini duyurmuştu. Gerçi diplo- matik gözlemciler bu görüşmeden somut bir şeyler çıkacağını ummuyorlar, ama Irak'a karşı yürütülen ambargonun ve bu ambar- goyu etkili kılmak için almacak askeri Ön- lemlerin "BM şemsiyesi" altında toplantı- ğını anımsatarak, BM'nin en üst düzey yet- kilisi ile Irak Dışişleri Bakanı'nın bir araya gelebilmesinin bile önemli bir gelişme oldu- ğunu vurguluyorlar. öte yandan, sürekli "olarak soruna banşçıl bir çözum bulunma- sını istediklerini belirten Batılı ulke liderle- rinin Saddam'la görüşmeyi, "Irak'ın Ku- veyt'ten derhal çekilmesi" onkoşuluna bağ- layarak reddetmeleri, Bağdat'ın ABD, tn- giltere, Fransa gibi ülkelerin başkentleriyle diplomatik temasta bulunabilme olasılığı- nı ortadan kaldırdığı için BM kanalıyla yü- rütülecek görüşmelerin, Irak'ın Batı'ya bi mesaj yollayabilmekteki tek kanalı olduğu söyleniyor. Ancak Genel Sekreter'in masa- ya getirebileceği tüm önerilerin çerçevesi BM Güvenlik Konseyi'nin şimdiye dek aldığı 5 karar ile çizilmiş durumda. Irak da Kuveyt- ten çekilme konusundaki tavnnı net olarak ortaya koyduğu için bugunkü goruşmenin bir 'mucize' yaratması beklenmiyor. Arafat'tan arabuluculuk önerisi FKÖ lideri Yaser Arafat, Körfze krizinin çözümu için FKÖ tarafından önerilen 5 maddelik banş planı konusunda arabulu- culuk yapmayı önerdi. FKÖ tarafından öne- rilen banş planı, Körfez'deki bütün yaban- cı birliklerin yerine, BM kuvvetlerinin yer- leştirilmesini öngorüyordu. Arafat, Filistin konusundaki Cenevre Konferansı'nda dün temsilcisi tarafından okunan açıklamasın- da, "Bu girişimle, bölgedeki karmaşık so- runun askeri yolla çözumlenmesini engel- lemey'i amaçlıyoruz" dedi. FKÖ Siyasi Bü- ro Şefi Fanık Kaddumi tarafından geçen cu- ma günü Saddam Hüseyin'e iletilen plan, yabana güçlerin Körfez'den, Irak birlikle- rinin de Kuveyt'ten aynı anda çekilmeleri- ni öngörüyor. ABD'ye de iletilen plamn ana hatları şöyle: • Irak'ın, Bubian Adası hariç tüm Ku- veyt'ten çekilmesi ve yerine Arap Birliği ile BM gözetiminde Arap ve uluslararası kuv- vetlerin yerleştirilmesi, • Irak işgalinden sonra ülkeyi teTk eden Kuvyetli ailelerin geri donmesi, Askeri yığınak stirüyor ABD, kara kuvvetlerinin en güçlü silah- lan olarak rütelendirilen çok sayıda Ml-P tankı ile M2 BRADLEY zırhlı araçlan ve ağır destek araçlarırun Suudi Arabistan'ın kuzeydoğusundaki bir limana ulaştıklan bil- dirildi. 10 adet lngiliz Tornado savaş uça- ğı, çokuluslu güce katılmak için Bahreyn'e geldi. Japonya'nın Yokosuka Limanı'nda bulunan ABD'ye ait Blue Ridge adlı deni- zaltı, Körfez'e doğru dün hareket etti. ABD Savunma Bakanhğı, Suudi Arabistan'a yak- laşık 3 milyar dolar değerinde silah satıla- cağını ve Çöl Kalkanı operasyonunu güç- lendirmek için bu ülkeye yaklaşık 2.5 mil- yor dolar daha verileceğini açıkladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle