02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 AĞUSTOS 1990 KÜLTUR-SANAT CUMHURİYET/5 İstiklal Marşı tartışması • ANKARA (Cnmhuriyet Bürosu) — Kültür Bakanlığı, İstiklal Marşı için kamuoyu araştırma kurumlarıyla önümüzdeki hafta masaya oturacak. İstiklal Marşı'nın bestesinin değişmesi konusunda bu kunımlann teklifleri değerlendirilecek. Kültür Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Cevdet Türkeroğlu, salı günü araştırma merkezlerinin yetkilileriylc bir araya gelerek proje maliyetlerini görüşeceklerini söyledi. Kültür Bakanlığı'nın önerisini kamuoyu araştırma merkezlerinden KAMAR ve PlAR kabul etmişti. Kültür Bakanlığı yetkilileri "eğüim tespiti" yapmak ve daha geniş kapsamlı bir kitleye ulaşmak için birden fazla araştırma şirketine öneri götürdüklerini söylediler. Müsteşar Yardımcısı Cevdet Türkeroğlu, bu konuda toplumun her kesiminin düşüncesine ulaşmayı amaçladıklannı belirterek, "Bu araştırmalarla yetinmeyecegiz. Bir iki araştırma daha yaptınlacak" dedi. Araştırmaların görüşmeler bittikten sonra 45 gün içinde tamamlanacağını kaydeden Türkeroğlu, "Sonuçta bestenin değişmesi şeklinde bir eğilim çıkarsa ne yapılacak?" şeklindeki soruya da şu yanıtı verdi: "Yapılacak olan şey ilk araştırmadan sonra belirlenecek. O, değerlendinne sonucunda kabul görürse beste yanşması açılabilir." Sanatçılardan protesto • Kültür Senisi — Bir grup sanatçı dün Tabipler Odası'nda toplanarak sanata ve sanatçıya uygulanan baskılan sazlanyla protesto ettiler. Emre Saltık, Ozan Çağdaş ve Grup Yorum'un elemanlan toplantıda, aralarında Ferhat Tunç, Rahmi Saltuk, Selda Bağcan, Arif Sağ ve Ahmet Kaya'nın da bulunduğu bir grup sanatçının imzaladığı bildiriyi okudular. Sansürü protesto etmek amacıyla hazırlanan metni imzalayan sanatçılann büyük bölümünün katılmadığı toplantıda, Ozan Çağdaş "Halkın Türküsü" adlı kasetinin çoğaltılması ve dağıtımının "kamu düzeni, genel asayiş ve kamu yaran" gerekçesiyle Kültür Bakanlığı Istanbul Telif Haklan ve Sinema Müdürlüğü'nce yasaklanmasmı eleştirdi. Halk ozanları ve halk müziği sanatçılarının imzaladığı bildiride ise özetle şöyle denildi: "Türküler halkın, sorunlarını özgürce söyleyebildikleri tek araçtır. Söyleyiş biçimlerine hiçbir sınırlama konulamaz. Kültür ve sanatı susturulan toplum, yapraksız ağaç gibidir. Bugün her türlü çağdaş, ilerici, yeni ve güzeli temsil eden kültür ve sanatın önünde ne sansür ne denetim durmayacaktırî' Açıkhava'da degjşiklik • Kültür Servisi — Ulus Ajans'ın düzenlediği Açıkhava Tiyatrosu'ndaki "Yaz Etkinlikleri 90" kapsamında önceki gün Zühal Olcay'ın konseri sonrasında "Hair" müzikali yerine "Potemkin Zırhhsı" adlı filmin gösterilmesi tepkilere neden oldu. Etkinliklerin tasarım ve uygulayıcısı Ali Haydar Batur ise gelen eleştirilere yönelik şu açıklamada bulundu. "Hair" filmini Met Film getirmişti. Biz de daha önce Met Film'le anlaşma yaptık. Bir fîlmin telif hakkı 5 yıl süreyle geçerli. Hair filmi telif hakkı süresi geçtiği için tasarlanan programın dışında kaldı ve izleyicilere gösterilemediği de bu durumdan film almayagittiğimizde haberdar olduk. Ali Haydar Batur ayrıca bHğün programda ğörünen Grup Kızılırmak konserinin elde olmayan nedenlerle iptal edildiğini bildirdi. Bunun yerine Banu ve Grup Anadolu'nun konseri izlenecek. Film izleyicilerinden gelen perdenin kirliliğine ilişkin gelen eleştirileri de şöyle yanıtlandı: "Açıkhava cereyana açık bir konumda. Perde etamin, Beyazperde gereksinmesi duyduk ancak küçük bir rüzgârla perde sallanıyor. Etkinliklerin gelecek döneminde stor perde uygulamayı düşünüyonız." Beatles anıları • Kültür Servisi — Londra'daki Sotheby salonlarında 21 ağustos günü düzenlenecek açık- attırmada bir zamanların ünlü müzik topluluğu Betales'la ilgili birçok eşya, tablo, mektup, kartpostal satışa çıkarılacak. Beatles tablosu da açık- attırmada yer alacak yapıtlar arasında. Yazar ve karikatürcü Barry Fantoni'nin 1963 yıhnda yaptığı yağlıboya Beatles tablosunun 15 bin sterline alıcı bulması bekleniyor. öte yandan Sotheby'den Amanda Stucklin'in elinde tuttuğu George Harrison'ın gıtarı da aynı gün satışa çıkarılacak. George Harrison'ın kullandığı ilk gitann da 6 bin sterline ahcı bulması bekleniyor. Nâzmı Hikmet Müzesi • ANKARA (ANKA) — F. Almanya'da yayımlanan "Alh Turnam" dergisi, ünlü Türk ozanı Nâzım Hikmet'in Moskova'daki evinin korunması ve müzeye dönüştürülmesi amacıyla imza kampanyası başlattı. SSCB Kültür Bakanlığı'na, Sovyet Yazarlar Birliği ve • Moskova Belediye Başkanhğı'na iletilmek üzere hazırlanan imza dilekçesinde şöyle denildi: "İnsanlığın buyük şairi Nâzım Hikmet'in Moskova'daki evinde, onun anısını taşıyan kitaplar, el yazmalan ve ünjü ressamların paha biçilmez tabloları, güvenceden yoksun olarak orada kapah durmaktadır. Nâzım Hikmet'in anılannı yaşatabilmek için bunlann koruma altına alınması ve evinin daha fazla geciktirilmeden müze haline getirilmesi gerekmektedir." Şiir Defteri • Kültür Servisi — Ayhk şiir dergisi "Şiir Defteri"nin son sayısında Ümit Yaşar Oğuzcan, Cengiz Noyan, Sabahat Küçük, Necdet Tezcan, Memet Salihoğlu, Sabahattin Ali, Rıza Polat Akkoyunlu, Cumali Balıkçıoğlu, Müştak Erenus, Funda Öker, M. Esat Tozkoparan, Halil Özçelik, Suzan Meydancı Cevat Ok, Yüksel Bilgin, Tamer Abuşoğlu, Ahmet Şefik Celasun, Necmettin Halil Onan, Gülten Akm, Orhan Seyfi Orhon, M.Sait Şimdi, Münire Aksaray, Lütfi Ekiz, Melek Şakır, Nurten Kanmaz, Necla Aysan ve Kadir Dervişoğlu'nun şiirleri yer alıyor. Dergide ayrıca Şemsi Belli, Necip Fazıl Kısakürek, Reşit Mazhar Ertüzün, Koray Tansel ve Lütfi Kaleli'nin yazılan okunabilir. "In ViWnıın son sayısı • Kültür Servisi — tstanbul Tabip Odası'nın yayını, sanat ve edebiyat dergisi "In Vivo"nun son sayısı yayımlandı. Dergide Yeşim Küey'in "İç Içe", Mustafa Sercan'ın "Öykülerle", Nilgün Kozal'm "Sis", Fatma Gürel'in "Ah Laleli Günler", Ayşe Didem Uslu'nun "Uç Fotoğrafta Yaşam", Behçet Çelik'in "Beni Siz Delirttiniz", Kâzım Polat'ın "Fotoğraf", Fatma Ekin'in "Mısır Örgüsü", Tansu Bele'nin "Kuşlar", Şıdıka Erol'un "Karar", Necla Işık'ın "Merhaba", Gönül Özgül'ün "Bastonlu Bir Adam", Başar Başanr'ın "Mektup", Altay Yüceyaltırık'ın "Bu Zamanda" başlıkh yazıları yer alırken Necla Işık'ın geçen yıl Akademi Kitabevi şiir mansiyon ödülünü Nur Bulum'la paylaşan Nuh Ömer Çetinay'la yaptığı söyleşiye de yer veriliyor. "In Vivo"nun temmuz sayısında ayrıca Oya Mercan'ın "Yadırgama" ve "Içindekiler", Levent Sunal'ın "Söyleşi", Aydın Öztürk'ün "Tarlabaşı Bulvannda", Ahmet Ümit'in "Sevişmek" ve "Doğayı Katık Ettim Hüznune", A. Necmettin Borteçin'in "Istanbul Kaç Tepe", Ayten Mutlu'nun "Açılırdı Gecenin Pası Kilidi", Ayten Mutlu'nun "Gel" adlı şiirleri de okunabilir. 'UmutaDoğru Yolculuk'kaçak Türk işçilerinin dramınıyansıtıyor Isviçre'den bir 'Türk filmiîsviçreli yönetmen Xavier Köller, Locamo FilmŞenliği'nde üçüncülük ödülünü kazanan "Umuta Doğru Yolculuk" filminde, daha iyi bir yaşam peşindeki Anadolu köylüsünün bilinen çilesini duyarh bir sinema diliyle aktarıyor. MEHMET BASUTÇU LOCARNO — Isveçli yönet- men Xavier Köller'i içtenlikle, sı- cak bir coşku ve heyecanla kutla- mak gerekiyor. Çünkü Zürihli Köller, Türk ifi- sanının güncel sorunlarından bi- ri üzerine eğilirken Türk meslek- taşlannın yülardır başaramadık- lan kadar doyurucu, inandına, etküeyici, içerigiyle duru ve açık, biçimiyle de çekici, usta işi bir film gerçekleştirmiş. Kendisini içtenlikle kutla- malıyız. Çünkü, Xavier Köller, "Umu- U Dognı Yolculuk" (Reise Der Hoffnung) adlı bu filmde, daha iyi bir yaşam peşindeki Anadolu köylüsünün bihnen çilesini kosko- ca bir salonu dolduran binlerce iz- leyiciyi tepeden tırnağa konusu- nun içine çekmeyi başararak an- latıyor... Anlatıyor da ne demek? Herkese Kahramanmaraşb Mer- yem Ue Haydar'ın dramını yaşa- tıyor... Varhksız Türk köylüsünün, Batı Avrupa ülkelerine kapağı ata- bilmek uğruna kadandığı tüm sı- kıntılan, yaşadığı ve karşılık ve- rerneyerek içine atmak zorunda kaldığı o körolası ezikliği duyarh bir sinema düiyle işliyor... Ve ye- ni bir umut kovalayarak, onca zorluğa karşı kapısına dek gelen yabancıyı, yani siyasal ya da pa- rasal nedenlerle 'Sıgınma hakkı' isteyen insanları, bir noktadan sonra zorunlu olarak suurlanndan içeriye sokmamak için bin bir ön- lem alan, idari ve yasal engeller koyan 'medeni Avrupau'nın söz konusu önlemleri kuru ve sert bir biçimde uygulamasıyla ortaya çı- kan insanhk dışı boyutu sağlam bir biünçle beyazperdeye yan- sıtıyor. Çünkü, Îsviçreli yönetmen, ÖLÜME DOGRU YOLCULUK —Filmde Maraş'ın bir kövünden kalkıp İsviçre'ye kaçak olarak gir- meye çahşan Haydar ile Meryem'in >olculuğu, sınırı geçmek isterken çocuklannı yitirmeleri usta işi bir anlatımla yansıyor. Oyunculann yorumo da bu dramı elle totulnr hale geüriyor. kendi ülkesinde yaşanan ve gaze- telere birkaç satırhk bir haber ola- rak yansıyan acı bir olayın uyku- lannı kaçıran dehşeti ardındaki ekononük, politik ve insani boyut- lann uluslararası düğümlerine bir bir el atıyor... Çünkü, hiç tanımadığı Türk in- sanının, önce özveriyle kalkıp gel- diği Isviçre kapılarında yaşadığı dramı işlemeden önce, basmaka- lıp bilgilerin ve aşınmış önyargı- lann tuzağına düşmemek için kal- kıp Türkiye'ye gidiyor... Anado- lu'yu geziyor. Sanatlanyla belirli bir duzeyin üzerine çıkmayı başar- mış, yetenekli sinema adamlany- la, senaryo yazarlanyla işbirliği yapıyor... Ve onlan önerilerini, Türkiye gerçeğine tuttuklan ışıgt, kendi sanatçı kişiliğinin ve özgün sinema anlayışmın eleğinden ge- çirerck ve bazı yalın gerçekleri, ge- rektiğinde Türk dostlanrun görüş- lerine bile karşı koyarak, ustaca soyutlaştırmayı başanyor... Xaiver Köller, aynca, baştan so- na dek Türk insanmm yaşadığı dramatik gerçekleri izleyicisine en etküi biçimde duyumsatabilmek için Türk sinemasının yetenekli oyunculanyla çahşması gerektiği- ni de çok iyi biliyor... Sonuçta, Îsviçreli Xavier Köl- ler'in yönettiği, Alman, tngiliz ve Isviçreli yapımcılarm, Avrupa Konseyi'nin bir kuruluşu olan "Eurimages"dan da yardım alarak gerekli parayı denkleştirip ürettik- leri bu film, birçok yanıyla bir "Türk filmi" sayılabilir. Aslında, her yıl en azından bir örneğini izleyebilmeyi dilediğimiz, toplumsal konulara sanatı göz ar- dı etmeden el atan başarılı Türk filmlerinin azhğından doğan ge- nel sıradanlık içinde, "Umnta Dognı Yolculuk" zor bulunan bir çöl çiçeği gibi güzel ve tatlı bir sürpriz oldu. O anın heyecanıyla, Locarno 1 da, fılmin ilk gösterisinden sonra yapılan basın toplantısında, Xa- vier Köller'e teşekkür ettikten son- ra hafif kıştırtıcı bir yanı da olan bu görüşü dile getirmekten ken- dimi alamadım: 'Umut'a Dogru Yolculuk', 'Yol'dan sonra yapümış en iyi Türk fîlmidir..." "Umut'a Dofnı Yolculak'ta, Maraş'ın bir köyünden kalkıp ts- viçre'ye kaçak olarak gi«meye ça- hşan Haydar ik Meryem'in, tstan- bul'dan Napoli'ye, oradan da Mi- lano'ya dek süren yolculuklanm ve sının geçmek için yalruz bıra- kıldıklan lsviçre dağlarında diğer kaçak Türklerle birlikte kayboluş- lannı izliyoruz... Ancak lsviçre 1 de onlan umut değil ölüm bekle- mektedir. Beraber geldikleri ço- cukları Mehmet Ali, dağın soğu- ğuna dayanamayıp, donarak öl- müştür». Necmettin Çobanofta ve Nur Süıcr ve çocuk oyuncu Ernin Sıvas olağanüstü bir yorumla bu insanlann dramım elle tutulur bir yoğunluğa ulaş;tınyorlar. Senaryo'yu Feride Çiçckoglu ile Xavier Köller birlikte yazmışlar... Onal Kutlar ve Şerif Göres de de- gişik aşamalarda filme katkıda bulunmuşlar... Evet, "Umut'a Dogru Yolculuk" bir Türk filmi sayıhr... Xavier Köller şematik bir yak- lasumn içerdiği tehlikelerden uzak durmaya özen göstermis. öykü- sündeki birçok yan kişinin kısa ancak öz ve anlamlı varlığı çok renkli bir tablo çızmesine yardıma oluyor. Filmde iyi Türkler de var, kötü Türkler de... tyi yürekli yar- dımsever tsviçreliler de var, insa- nın acüannı birkaç dakika boyun- ca paylasmalanna izin vermeyen polisler de... Böylece canlı, konu- suna değişik açılardan bakan ve yeni fdmlere gebe, doğurgan bir yapıt çıkmış ortaya. Peki diyeceksiniz, "bu kadar göçio ve sagtam bir film Locarno^ da nedcn birincilik odülü alama- dı?" Yamt şu: Xavier KöUer daha çok insan yüreğine seslendiği, duyguları uyardığı ve daha önce işlenmiş bir konuya, kaçak işçiler konusuna el attığı için... Aynca dağlarda geçen bölüm kuşkusuz "Yol"u anımsatan bir bölüm. Kı- sacası, içeriği ve biçimiyle "yeni" bir film yapmadığı için... Jüri üye- lerinin, sinema sanatmda yeni bir iz bırakabilecek özgünlükte yapıt- lar aramaları doğal sayılmalıdır. Aynca, duygulara seslenen sine- ma ömekleri karşısında, eleştir- merüerin ve sinema adamlannın genel tavn kuşkuculuktur. Xavi- er Köller'in gözlerimizden sıcak damlalar çekip alabilecek güçte- ki yapıtı, bu nedenle de üçuncü sı- rayı itilmiş olabilir, çünkü duygu- lar, her zaman sömürüye açıktır. Seyirciyi duygulandırmaJc bir nok- tada kolaydır... Butün bu anlaşılabilir nedenlere karşın, jüri üyelerinin, yüreğe ses- lenen bu hümanist fılmin ne duy- gusalhğın ne de melodramın tu- zaklanna düşmediğini de göz önüne alarak "Umota Dofru Yol- cnluk"u ödül listesinin başına koymalan gerekirdi diye düşü- nüvorum. "Umuta Doğru Yolculuk"un, yakında Türk izleyicisi onüne gel- mesi umuduyla... 1. Uluslararası Hacı Bektaş Veli'yiAnma Törenleri bugün başlıyor Ozanlann dîliyle Hacı Bektaş Veli27 yıldan bu yana yapılmakta olan Hacı Bektaş Veli Şenlikleri bu yıl Kültür Bakanlığı tarafından Hacı Bektaş Veli'yi Anma Törenleri adı altında yapıhyor. Kültür Sendsi — 1. Uluslararası Hacı Bektaş Veli'yi Anma Törenleri, bugün Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde başlıyor. SHP Genel Başkanı Erdal Inöniı, Genel Sekreter Deniz Baykal ve Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek'in de katılacağı açı- hşta, vali, kaymakam ve belediye başkanı konuşmalar yapacaklar. Belediye Semah Ekibi'nin gösterisi, geçit töreni, halkoyun- ları ekiplerinin ve halk ozanlarımn geçidi, Çilehane anıtının açılışı da açılış töreninin ardından gerçekleşecek. Sergiler, bugün saat 14.00'te açı- lacak. 'Türk Mimari Eserkri", "Haa Bek- taş Kültür Varüklan" fotoğraf sergileri, •Milli Kütnphaiıe Koleksiyonundan Hacı Bektaş Konulu Kitaplar Sergisi" törenler süresince gezilebilecek. "Haa Bektaş Veli" konulu panel ise sa- at 15.00'te Sinema Salonu'nda yapılacak. DTCFden Mürsel Öztürk'ün yöneteceği panele, Yugoslavya'dan Prof. DT. Nimetul- lah Hafu, Çin'den Prof. Dr. Enver Bay- tur, Istanbul Devlet Konservatuvarı öğre- tim görevlilerinden Elita Alnıaçık, yazar Nezibe Araz, Ankara Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi'nden Prof. Dr. Hayrani Albntaş, Türkiye Yazarlar Sendikası'ndan Cemal Şe- ner ve Rıza Zelyut katılacaklar. Kapah Spor Salonu'nda saat 20.00'de başlayacak olan akşam programı içinde de Kültür Bakanı Zeybek'in konuşması, Zül- fü Ljvaneli'rün konseri, tstanbul Hacı Bek- taş Kültür ve Dayaruşma Derneği Korosu ile Mahzuni Şerif, Murtaza Yalçın, Çoban Hüse>in. Ismail tpek, Ali Kızıltug, Ali Ko- caoğln, Deniz Gülabi gibi halk ozanları- mn deyişleri, Belediye Semah Ekibi izlene- büecek. Anma törenlerinin ikinci ve üçüncü gün- lerinde de Beştaşlar ve Çilehane'de semah gösterileri ve halk ozanlannın deyişleri su- nulacak. Cuma ve cumartesi günü saat 20.00'de, halk müziği ve Türk müziği ko- rolannın konserleri ve halk ozanlannın de- yişlerinden oluşan akşam programlan Ka- palı Spor Salonu'nda gerçekleşecek. Saat 21.00'de ise Diyarbakır Devlet Tiyatrosu "YUBUS Emre" adlı oyunu Çilehane'de ser- gileyecek. öte yandan Hacı Bektaş Kültür Sanat Evi tarafından yapılan açıklamada, 27. kez düzenlenen Hacı Bektaş Veli'>i anma tö- renlerinin ilk kez bu yıl Kültür Bakanlığı tarafından düzenlenmesine karşı çıkılarak "Son 10 yıldır insan haklan konusundaki icraatı açık seçik ortada\ken insan sevgi- sine da> p alı Hacı Bektaş gelenegi, mevcnt iktidara teslim edilemez. Hacı Bektaş ge- leneği. küllürii, \-asam anlayış biçimi bir- takırn sozdc 'uluslararası festival' pğırtkan- lıklanna, para karşılıgı gösterilere dönüş- türülemez" denildi. Bu arada Halk Ozanları Kültür Derne- ği (Ozan-Der) iki ayda bir Ozan adlı bir dergi yayımlayacak. Derginin ilk sayısı ise Hacı Bektaş Veli'ye aynldı. Folklor ve kül- tur ağırlıklı olacak derginin bu ay çıkacak ilk sayısıyla birlikte okurlara "Ozanlann Diliyle Hacı Bektaş-ı VeH" adlı kaset ar- mağan edilecek. Kasette, Âşık Mahzuni Şe- rif, Ali Kızıltug. Murtaza Yalçın, Çoban Hüseyin, Ali Kocaoğlu, Mehmet İpek yer alıyor. Tearsfor Fears ikilisi 'The Seeds ofLove' albümüyleyeniden günışığında Yuppie zihniyetine karşı neo-hippie YAVUZ BAYDAR Tears For Fears ikilisi, yara- tıcılık ve müzikalite açılann- dan 1980'lerin en dikkate de- ğer topluluklanndan biri sayı- byor. Yıllar önce, 1985*te çı- kardıklan Songs From The Big Chair albümüyle birden yoğun bir ilginin odak noktası haline gelen (Joni Mitchell başta ol- mak üzere birçok eski ustadan övgü üstüne övgü alacaktı bu yapıt) Tears For Fears, Procoi Hanun ve Beatles'ın temelini attığı 'inahzun" ve u içe donfik" rock'ın araştınalan arasına yerleşti; Roxy Music Peter Gabriel, Sopertramp, The Sniths, Talk Talk gibi belirli sanat kaygılan taşıyan elit isimlere katıldı. Hak edilmeyen bir tırmamş değildi bu: Adını ünlü psikote- rapist Artbor Janov'un bir kav- ramından alan ve kendüerine en önemli müziksel esin kayna- ğı. olarak Janov'un "mürüf John Lennon'ı gösteren ikili, entelektüel ailelerden gelişleri- nin de verdiği etkiyle, sarsıcı bir siyasi ve varoluşsal eleştiri- yi, derin bir angst'ı içinde bes- leyen bir çalışmayla çıkmıştı ortaya, Songs From The Big Chair albümünde. Ingiltere elitinin yerleşim merkezlerinden Bath'dan çı- kan gitarist/vokalist/klavyelici/ besteci Roland Orzabal ile bas- gitarist/vokalist Curt Smith için büyük bir şok oldu bu ilk albümün yarattığı galeyan. Ne gibi çalışmalar yapacaklan il- giyle beklenirken, "pop yıldra" olmaktan nefret eden, gerçek- lıkle ilgisini yitiren ikili, kapı- yı-pencereyi îçapatıp bir köşeye çekildi. sesleri soluklan kesildi. Ve beş yıla yakın bir suskun- luk döneminden sonra, kılı ENTE1.EKTÜEL İKİI.İ — Roland Orzabal. Curt Smith ikilisinin iki >ılda inşa ettikleri "The Seeds of Love" müziksel açıdan gerçek bir define. Thatcher'ın neo liberalizmine "a>kırı" çıkı^lar içeren derin ve /engin bir neo hippie >apılı ile karsı karsı>a^ı/. kırk yaran bir yapıtla, mükem- mele hayli yakın bir albümle yeniden günışığına çıktı Tears For Fears. The Seeds Of Love adını taşıyan çalışma, ikiliden umudunu kesmiş ya da kesme- miş olan bütün müzik çevrele- rinin ağzını açık bıraktı Smit-Orzabal ikilisinin hiç acele etmeden. iki yıl gibi hayli uzun bir süre içinde yavaş ya- vas "bina ettikleri" The Seeds Of Love'ın mali portresi 1.5 milyon dolan bulmakta, ama ortaya çıkan ürün de bu mas- rafın hakkını vermekte. Bütün olarak bakıldığında, albüm, "me-4ecade" namıyla manıf 1980'lere protestoyu ana-tema olarak işliyor. "Bede- li ne olursa olsun daha çok erk, daha çok para, daha çok başa- n" şeklinde ifade bulan yuppie zihniyetine karşı, Tears For Fe- ars, 1960'lann artık iyice unu- tulan "sevgi-dostluk-banş" dü- şüncesini seçenek olarak sunu- yor The Seeds Of Love'da. Thatcher'ın -ve başka mekân- Iarda onun cazibesine kapılan- lann- neo liberalizmine "aykı- n" çıkışlar içeren, derin ve zen- gın bir neo-hippie yapıtı ile kar- şı karşıyayız. Beatles'a, ünlü Sgt.Pepper albümüne göndermeler de bo- şuna değil tabii. Smith- Orzabal ikilisinin, 1987'de Thatcher'ın seçimleri kazan- ması üzerine öfke içinde kale- me aldığı Sowing The Seeds Of Love adlı be^ .. incelikli sözle- ri, enfes düzenıemesi ile; kılcal mizahıyla bizi 1967 günlerine götürüyor yeniden, u Bearlema- ni«"ya yeni pencereler açıyor. Salt bunda değil, diğer beste- lerde de, sofıstikasyonun sınır- lannı zorlayıcı nitelikte bir mü- zikalite var. Tekdüzeliğin bü- tün karşı-olanaklan denenmiş, referans çerçeveşi son derece geniş tutulmuş. üstün nitelikli popa sonl, gospel. art-rock ve new-age labirentlerinden geçi- lerek ulaşılmış. Tears For Fe- ars bir tür *^*orld music" (dün- ya müziği) yapıyor. Albüm, bünyesıne seçkin bir müzisyenler grubunu toplamış. Bas ustası Pino Palladino, Phil CoUms, PreterKİers'ın gitaristi Robbie Mclntosh, -Süng. Peter Gabriel ve Joni Mitchell'in da- vulcusu- Mann Katce, Dream Academy nın obuacısı Kate St. John... Albümün en gjzemli anlan, Standing On The Comer Of The Third WorW ve Famous Last VV'ords adlı iki bestede saklı. Bunlarda ikiliye, modem müzjğm en büyük ustalanndan biri. "tütsülü" trompetiyle katı- lıyor: Jon Hassell. Sekiz besteyi içeren The Se- eds Of Love, müziksel açıdan gerçek bir define. Ancak bu "entelektüer ikilinin zayıf bir yönü var. Konserleri, o üstün kaliteyi tutturamıyor. The Seeds Of Love albümü. 1990"ları geçen on yıhn bencilli- ğinden kurtarmada etkin ola- cak mı? Bilinmez. Ama kişiyi müzığe doyurmadaki başansı mutlak ve kesin. Mutluluk ve- rici bir çalışma. Ortaköy'de yeni engel • Kültür Servisi — Ortaköy Değinnen Sokak'ta gerçekleşen dia gösterilerinin dün akşamki bölümü iptal edildi. Beşiktaş Emniyet Amirliği dün yaptığı açıklamada. Çizgi Yapım'ın Beşiktaş Belediyesi ile ortaklaşa düzenlediği etkinlikler için belediyenin Valilik ve Kaymakamlığa başvurmuş olduğunun anlaşıldığmı, ancak gerekli onayın alınmamış olduğunu saptadıklanm ileri sürerek bundan böyle yapılacak etkinliklerin, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na karşı olacağını bildirdi. Bunun üzerine dün akşam yapılması gereken dia gösterileri iptal edildi. Soljenitsin'e yurttaşlık • MOSKOVA (AP) — Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, sürgünde bulunan çok sayıda insanm yurttaşlık haklannın geri verilmesi için yetkililere emir verdL Bir yetküi, yurttaşlık hakları geri verilecek olan kişiler arasında romancı Aleksandr Soljenitsin ile şair Joseph Brodsky'nin de bulunabileceğini belirtti. Tass'ın verdiği habere göre Gorbaçov, bugün Sovyetler Birliği dışında yaşamakta olan çok sayıda kişinin yurttaşlık haklannı kaldıran kararnameleri iptal etti. Louis Voİa öldti • PARİS (AP) — 1930'lann ünlü "Hot Qub Quintet" OTkestrası'nın yaratıcılanndan caz müzisyeni Louis Vola öldü. 88 yaşında ölen ünlü bascı, 1934 yıhnda kurulan "Hot Qub Quintet"nin ilk kayıtlannda gnıbun öncüleri Dvjango Reinhardt ve Stephane Grapelü üe birlikte çalmıştı. Paris'te bir hastanede geçen hafta öldüğü büdirilen Vola, Ray Ventura Orkestrası'nda çahşmış, Benny Carter, Duke EUington, Charles Trenet, Yves Montand ve Georges Brassens'e birçok kez eşlik etmişti. Londra'da TtirkDfli • LONDRA (AA) — Uluslararası Beşinci Türk DilbUim Kongresi dün Londra'da başladı. Londra Üniversitesi Şark ve Afrika Araştırmalan Okulu (SOAS) salonlarında yapılan kongre, 17 ağustos cuma günü sona erecek. Türk dili konusunda tngiltere'de ilk kez düzenlenen kongrede, Türkçenin yapısı ve düzeni, günümüzde geuştirilen en son dilbilim kuramlan çerçevesinde ele alınacak. Türkiye dışında yaşayan Türklerin dil sorunlannın yanı sıra Türkçe eğitim konusunda yapılan çahşmalann tartışüacağı kongreye, Türkiye ve Ingiltere'den başka ABD, F. Almanya, Demokratik Almanya, Hollanda, lsveç, Yunanistan, KKTC, Japonya ve Israil akademik çevrelerinden bilim adamlan katılıyor. Eichelberger öldü • NEW VORK (AA) — Tiyatro dünyasmm ünlü isımlerinden Ethyl Eichelberger intihar etti. AIDS hastalığına tutulan 45 yaşındaki sanatçı, başarılı meslek yaşamı boynnca oyuncu, piyes yazarı ve yönetmen olarak tiyatroya önemli hîzmetlerde bulundu. Eichelberger, kendi alanındaki yerleşik kurallan altüst ederek sanatmı kahplardan uzak bir çizgive oturttu. 30'dan fazla oyunun yazarı olan sanatçı bazı klasik eserleri yeniden kaleme aldı ve Shakespeare'in ünlü eseri Hamlet'in kadın versiyonu olan "Hamlette", Kral Lear'in alışılmamış bir çeşitlemesi olan "Leer" gibi pek çok oyunu sahneye konuldu. Kameraman Burçkin öldtt • İSTANBUL (AA) — Film-San Vakfı Yönetim Kurulu üyesi, yönetmen ve kameraman Enver Burçkin, dün Bostancı Tren lstasyonu'nda banliyö terinen binmek isterken raylara düşerek öldü. Tren istasyonunda, Gebze- Haydarpaşa arasında çahşan, lbrahim Ural yonetimindeki 2150 sefer sayılı banliyö trenine binmek isteyen Enver Burçkin, trenin hareket etmesi sonucu dengesini kaybederek raylara düştü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle