02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 AĞUSTOS 1990 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3 Türk-Kore dostlugu • Dış Habcrier Servisi — Güney Kore Cumhuriyeti'nin bağımsızlığın 45'inci yıldönümü dolayısıyla bir açıklama yapan Ankara Büyükelçisi Nai Sung Kim, 1950 yılında başlayan Türk- Kore kardeşlik ilişkilerinin gelişeceğine inandığını soyledi. Türkiye ile Kore Cumhuriyeti arasında son yıllarda giderek artan cjüzeyde ekonomik, siyasi w kültürel işbirliği kurulduğuna dikkat çeken Büyükelçi Nai Sung Kim, Olkesindeki duruma ilişkin Ijilgi verirken de Kuzey Kore ile diyaloğun gelistirilmesi ve yumuşamanın tam olarak gerçekleştirilmesi için de çabalann sürdüğünü beürtti. Cezaevi işgali • MOSKOVA (AA) — SSCB'nin Gürcistan Cumhuriyeti'nde, mahkûmîar bir cezaevini işgal ederek üc görevliyi rehin aldılar. ıçisleri BakanhğVnın açıklamasına göre Suhumi Cezaevi'nde, 75 mahkûm, üç gardiyanı ve silahlannı ele geçirdi. Eylemlerini sürdüren mahkûmîar, yetkililerle görüşmek istiyorlar. Sri Lanka kan gölti • COLOMBO (AA) — Sri Lanka'da önceki sabah kimliği belirlenemeyen kişilerce düzenlenen silahlı bir baskmda 85 lamil köylüsünün öldürüldüğü bildirüdi. Askeri kaynaklann verdiğı bilgiye göre Ada'nm doğu kesiminde, başkent Colombo'ya 300 km. üzaklıkta Batticaloa bölgesindeki Ghenkaladi ve Kudurippu köylerine dün sabah girişilen saldında, 85 tamil köylüsü öldürüldü. Saldınnın, bazı Müslüman ğruplar tarafmdan, geçen hafta sonu Tamil Elam Kurtulus Kaplanlan'nca yapıldığı sanüan ve 170 Müslüman'ın ölümüyle sonuçlanan kaıüama ûıisilleme olarak düzenlendiği tahmin ediliyor. ÇinVie ınaden çökttt: 56 ölti • PEKİN (AA) — Çin'in Hunan bölgesinde bir kömür madeninin çökmesi sonucu 56 kişinin öldüğü bildirüdi. Hunan gazetesinde dün yer alan haberde, Hunan bölgesinde Chenxi kentindeki kapatılmış olan kömür rnadeninde 8 ağustosta yasadışı bir şekilde kömür çıkartılmaya çalışılırken, bir yeraltı su kaynağinın madeni bastığı ve bunun da 56 kişinin boğulmasına ve madenin çökmesine neden olduğu ifade edildi. Peru'da 43 ölii • LIMA (AA) — Peru ordu birliklerinin son iki günde gerillalara karşı dlizenlediği operasyonlarda 40 gerillanın öldürüldüğü bildirüdi. Silahlı Kuvvetler Komutanlığı tarafmdan dün aksam yapılan açıklamada, operasyonların, 27 temmuzdan beri takip alünda bulunan gerillalann Huallaga nehrinde sığındıklan bir adada helikopterlerin desteğinde gerçekleştirildiği kaydedildi. Açıklamada, ordu birliklerinden de üç kişinin öldüğü bildirildi, ancak operasyonlarda hangi gerilla grubunun hedef ahndığı belirtilmedi. KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRtZt... KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KR Körfez bölgesineyığınakABD'nin askeriseçeneklerini arttırdı bıcirlik'e basıınlılık azaldıO . _Krizin ilk 24 saatinde încirük Üssü'nün kullanılma olasılığı daha fazlaydı. ABD, o aşamada bir saldırı halinde' 'elinde ne varsa'' kullanacaktı. Ancak şimdi bölgeye yığdığı diğer güçler Amerikan ordusunu rahatlatmış bulunuyor. UFUK GÜLDEMtR WASHINGTON — Körfez'deki askeri gucünü gün geçtikçe arttıran, Suudi Ara- bistan'a her 10 dakikada bir nakliye uçağı indiren ve ay sonuna kadar Arap yarıma- dasındaki askeri gücunü 100 bin kişiye çı- karması beklenen ABD, olası bir çaüşma durumunda başta tncirlik olmak üzere Türkiye'deki üsleri kullanmaya bundan on gün önceki kadar hevesli değil. Irak'ın Kuveyt'i işgalinin ilk 24 saatin- de Körfez'deki gücü kısıtlı olan ABD, Irak'ın Suudi Arabistan'a yönelik bir sal- dınsına nasıl mukabele edilebileceğinin arayışı içindeydi. Edinilen bilgiye göre, o günlerde, Pen- tagon askeri planlamacüannın ilk yararlan- mayı düşündüğü askeri tesisler, Doğu Ana- dolu ve Hint Okyanusu'ndaki Diego G«r- cia Adası'ndaki askeri üsler oldu. Çünkü, Amerikan çevik kuvvetin bu tür bir senar- yo çerçevesinde kullanacağı malzemenin bir kısmı zaten aynı zamanda NATO'ya da tahsisli olduğundan Pentagon kurmayla- nnı bu hazır potansiyele başvurmaya zor- luyordu. Aynca zaten, NATO savunma bakanla- n 2 Aralık 198O*de "2. aşama" adh bir plan çerçevesinde, ABD'nin NATO'ya tahsis et- tiği destek kıtalaruun gerekirse bir başka kontenjan için kullanılabilmesini ve NA- TO üyelerinin bu kuvvetlere "geçiş kolay- lığı ve yol üstü destegi" sağlamasını karar- laştırmış bulunuyordu. Bu kararın altında Türkiye'nin de imzası vardı. Bu bakımdan, ABD Dışisleri Bakanı James Baker'ın ani Ankara ziyareti, uslerin kullanımı konu- sunda bir anlayış birliği aramak amacı ta- şıyordu, ama "Ankara'yı tavır almak du- rumunda bımkacak" bir ısrar da ıçermi- yordu. Ziyaret, daha ziyade, "Siria için ne yapabiliriz, böigede biriikle ne yapabüiriz" türü bir ton taşıyordu. Ankara'daki göriiş- melerde üs kullanımı konusunun genel gö- rüş alışverişi dışında ele alınmamasının ne- deni de buydu. Çünkü Washington, Türki- ye - ABD arasında zaten bu konuda bir anlayış birüği olduğu varsayımından hare- ket ediyordu. Bush, Baker'ı aceleyle Ankara'ya yolla- dığında, böigede başkaca Amerikan kuv- veti bulunrnadığı için Irak'ın Suudi Ara- bistan'a yönelik olası bir yıldırım harekâ- tına karşı koymak için Türkiye'deki üsler yasamsal önem taşıyordu. Ve krizin ilk 24 saatinde kullanılma olasılığı bugünkünden çok daha fazlaydı. Baker, Ankara'dan olumlu izlenimlerle aynldı. Bu arada ABD bir yandan uçak gemilerini, ardından da deniz piyadelerini Körfez'e doğru yola çı- kardı. Bugün artık Amerika'nın bölgede- ki askeri gücü, Türkiye'deki üsleri alterna- tifsiz olmaktan çıkarmış durumda. Bir se- ferberlik halinde elbette bu üsler Amerika için vazgeçilmez, ama artık tek "yol" de- ğil. önceki gün VVashington Post'a bir de- meç veren ABD Hava Kuvvetleri Plan ve Prensipler Daire Başkan Yardımcısı Gene- ral Bob Mitchel şunları söylüyordu: "Eğer Saddam Suudi sınınnı ilk gece geçseydi elimizde ne varsa yüzde yiiz ola- rak ona başvuracaktık." Amerika artık Körfez'deki gücunü çesit- lendirmiş ve Türkiye'deki üslere bağımlılı- ğını azaltmış durumda. Bir Pentagon men- subu, "ZoniBİu olmadıkça, Türkiye'deki üslere, insani amaçlar dtşında bir rol dü- şecegini sanmıyonım" diyor. ABD, öte yandan da Körfez'deki gücü- nü artürdıkça daha yüksek sesle konuşma- ya başhyor. Krizin ilk günlerinde abluka- ya "ablaka" denilmiyordu. Bugün deniii- yor. Ayrıca abluka artık gıda ve tıbbi mal- zemelerini de kapsıyor. Kulislerde, Irak'ın kimyasa) silah saldmsına nükleer silahla mukabele edilebilecefci fısıldanıyor. ABD BASEVI İNCtRLtK BEKLtYOR — Indrlik, Körfez'e müthis askeri güciMÖ yıfdıkça yıfan ABD'nin gözünde alt sıralara mı döşiiyor? (Fotofcraf: Ynsnf Toprak) •—*.. ..t i • . . . < . . ı ı« ,«i -ı ıı tDn DICTVT Büyük bir çatışmanın günlük maliyeti 1 milyar dolar Körfez'de savaş pahalıUzmanlara göre birlikler çatışmaya girmeseler bile Körfez'de yapacakları manevra, günde en az 10-15 milyon dolarhk ek harcama getiriyor. WASHINGTON (AA) — ABD'nin Su- udi Arabistan ve çevresindeki askeri yığı- nağı sürerken, "Çöl Kalltanı" operasyonu- nun günlük maliyeti, ürkütücü boyutlara ulaştı. ABD Savunma Bakanhğu henüz operas- yon maliyeti konusunda bir rakam verme- di. Başkan Bush da önceki gün basın top- lantısında, operasyonun maliyetini bilme- nın günlük maliyetinin en az 1 milyar do- lar olacağını söylediler. Avrupa'da Varşova Paktı ile girişilecek savaşın maliyeti 1980'lerin başında günde 3 milyar dolar olarak hesaplanmıştı. Deniz kuvvetleri yönünden Körfez'deki 25 bin asker, ayda fazladan 300 milyon do- larhk fatura getiriyor. Savunma harcamalanna karşı bir örgüt olan "CDI" ise 50 bin asker, 270 deniz, 80diğini duyurdu. Uzmanlar ise birliklerin ABD'de kışla- d e h a v a kuvvetleri uçağından oluşan bir da olması ile Körfez'de bulunması arasm- «ücün aylık ek maliyetini 438 milyon do- da çok sıfırb fark görüleceğini söylediler. l a r olarak hesapladı. Birliklerin, çatışmaya girmeden Körfez'e yapacaklan manevra, günde en az 10-15 milyon dolarhk ek harcama gerektiriyor. Uzmanlar, Irak ile girişilecek çatışma- Başkan Bush, maliyetler konusunda Su- udi yönetiminin "kendi payma düşeni ya- pacağından emin olduğunu" söyledi. Suudi Arabistan'ın, en çok akaryakıt ko- nusunda destek vermesi bekleniyor. Bu arada Suudilerin, "paralı asker tut- muş. ülke" durumuna düşmek istemedik- leri söylenmekte. Bush, Japonya'dan da önemli parasal destek istiyor. öte yandan uzmanlar, her askeri operas- yonun büyük fatura getirdiğinde birleşiyor- lar. Hesaplamalar, bir F-15 uçağmın bir sa- at uçuşunun 4 bin dolar, bir ordu tümeni- nin yıllık rnaliyetinin 2.5 milyar dolar ve bir uçak gemisi ile destek gemilerinden olu- şan filonun yılda 1.1 milyar dolara mal ol- duğunu gösteriyor. Hava kuvvetleri, 72 ucaklık F-16 filosu- na maaş, yakıt ve yedek parça için yılda 250 milyon dolar harcıyor. Geçen yüki "acil" Panama işgau' ABD'ye 400 milyona mal olmuş, üstelik operasyo- na katılan 25 bin askerin yansı, Panama 1 daki üslerden hareket etmişti. F.ALMANDIE WELTGAZETEStNİN GÖRÜŞÜ: NATO, Türkiye'yi ihmal ediyor D ie Welt, Türk ordusunun teçhizatının kötü olduğunu, ancak askerlerin kalitesi bakımından iyi durumda bulunduğunu yazdı. FRANKFUKT (AA) — F. Almanya'nın günlük gazetelerinden Die Weh'te yayım- lanan haberde, "Türk ordusunun techiza- bnın kötü oldugu, NATO üyesi ulkelerin, stratejik konumu çok önemli olan Türki- ye'} i desteklemek yerine ihmal ettikleri" görüşü savunuldu. Körfez bunalımının, Türkiye'nin bölge- deki stratejik konumunun önemını açıkça ortaya çıkardığım belirten gazete, Türkiye?- nin Birleşmiş Milletler'in ambargo karar- larına uymasının, Irak ile ikili ilişkilerini ve ekonomik yararlannı olumsuz yönde et- kilediğine işaret etti. "Teçhizat yetersiz" Die Welt, Türkiye'nin Irak'la herhangi bir silahlı çatışmaya girildiğinde çok cep- heli bir stratejide "anahtar rolü" oynaya- cağı görüşünü de savundu. Türkiye'nin Irak kuvvetlerini kuzeyde de durdurabileceği belirtilen gazetede, daha sonra şöyle denildi: "Adana'daki tncirlik Üssü Ue Diyarba- kır Havaalanı, Körfez'deki her kriz dnru- mu için hava operasyonlan açısından bü- yük önem taşıyor. Buyuk pij-ade savaşlan için iyi eğitim görmüş Türk ordusu Irak ve Suriye ordulanna karşı techizat açısından ise yetersiz. Ancak Türk ordusu, yönetim ve askeri kalite açısından çok iyi dunım- da bulnnuyor. Ancak bu kalite, ağır silah, tank, top, hava kuvvetleri. öncü kuvvetler ve haberleşme aracianndaki açıklan kapa- tacak durumda değil." Die Welt gazetesi, ABD ve F. Almanya- run, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne kısmi mo- denüzasyonu için askeri yaıdırn yaptıkla- nm, ancak Türkiye'nin en zayıf techiz edi- len birliklerinin Doğu ve Güneydoğu'da bulunduğunu da iddia etti. Die Welt gazetesindeki haberde şu gö- rüşlere de yer verildi: "Türk Genelkurmayı geçen jıllarda ül- kenin giine} sınırlannın ötesinde, Irak ve Suriye'deki So>-yet savaş malzemestnin çok- luğana birkaç defa dikkat çekmesine ve Türk Silablı Kuvvetkri'nin silah durumu- nun düzeltilmesira istemesine rağmen. NA- TO üyeleri Türkiye'nin guvenlik durumu- na bugüne kadar özel bir ilgi göstermiş de- ğil. Yünanistan'ın. Kıbns ve Ege anlaşmaz- lıklan nedeniyle Türk askeri gücünün art- tınlmasına karşı çıkması da bu konnda et- kili oluyor. Bölgenin petrol zenginliğiyle Batı'nın petrol bağımlılığı, müttefik ülke Türkiye ile de açık bir çıkar ortaklığını ge- rektirdiği halde. ABD ve NATO'nnn Av- rnpah üyeleri stratejik konumdaki Türki- ye'yi desteklemekten çok, ihmal etmişler- dir." Ozal'a hem övgü hem eleştîri WASHINGTON (Cumhuriyet) — Kör- fez krizinde Cumhurbaşkanı TUrgut Ö a ! 1 ın tutumu bir yandan Amerikan basının- da övgü dolu yazılara yol açarken, diğer yandan da yine aynı yazılarda "demokra- tik değerteri kuşkulu bir yönetim şeklinin" profili çiziliyor. Bu yaklaşım, 1983 seçim- lerinden önce Turgut özal'ı destekleyerek eğilimini belli etmiş VVall Street Journal gi- bi muhafazakâr çizgiye yakm gazetelerde dahi açık bir şekilde göze çarpıyor. Ama bu eleştirel yaklaşım, söz konusu yazılann sadece birkaç paragrafını işgal ediyor, ge- riye kalan bölümü ise büyük çapta övgü dolu cumleler kaplıyor. Bu yazılarda, ge- nel olarak hükümet ve parlamento yok, sa- dece Cumhurbaşkanı Turgut Özal var. Bu- güne kadar Başbakan Yıldınm Akbulut- un adının geçtiği ise vaki değil. Bundan iki gün önce tum Amerika, canh bir yayın sırasında ünlü gazeteci Cokle Ro- berts'ın ağzından Cumhurbaşkanı TUrgut özal'a "içerde başınız belada mı" diye so- rulduğuna tanık oldu. 9 ağustos tarihli Wall Street Journal ga- zetesinde ise Hugh Pope, Özal'ın krizi ida- resini "tek başına" yürütmesinin Türkiye'de şiddetle eleştirildiğini yazdı. 14 ağustos tanhlı Wall Street Journal ga- zetesinde Philip Hevzin imzalı yazıda ise eleştirilere her zamankinden daha çok yer verilmişti. Söz konusu yazıda aynen şu gö- rüşler savunuluyordu: "Özal başbakanken Türkiye'yi tek başı- na idare ediyordu. Kendi kurdagu partiBİn çoganlukU oiduğu parlamento tarafmdan cumhurbaşluını seçüdikten sonra sadık, ama etldsiz bir başbakan atadı. Özal Türki- ye'yi yönetmejt devam edi>or." "Siyasi karikatürlerde Özal snltan Hbi- sesi içinde kısa bo>lu, toplu bir karakter olarak çiziliyor. Osmanlı atalan gibi o da büyük heyetlerle seyahat ediyor, yurtdışı- na yanında bir düzine bakan, konferans- lara iki düzine işadamı ile gidivor. Siyasi muanzlan. ailesinin devlet işleri azerinde çok etkili olduğunu soylüyor. Kardeşi Kor- kut'un Suudi Arabistan ile yakın ekonomik ilişkisi var. " Ancak bu eleştiriler, yazılann sadece kı- sıtlı bir bölümünü oluşturuyor, yazımn ge- nel havasını yansıtmıyor. Genel hava, olumlu ve övgü dolu. POLTTIKADA SORUNLAR ERGUNBALa PanoramaKörfez bunalımı yalnızca Araplan parçalamakla kalmadı, daha geniş çerçevede İslam dünyası ile Batılılar arasında da görüş ayrılıklarına yol açtı. ABD'nin Irak'a karşı uygulamayı karariaştırdığı ablukaya Fransa katılmayı reddederken, Londra'nın VVashington'u des- teklemesı, krizin başlamasından bu yana Batılılar arasında ilk görüş aynlığının göstergesi oldu. Pakistan'ın Suudi Arabistan'ı, Irak'a karşı savunmak için asker gönderme önerisi ise bunalımın Araplann dışında Is- tam dünyasını da etkilemeye başladığını gösteriyor. Arap liderleri arasında ise şöyle bir tablo ortaya çıkıyor: Irak lideri Saddam Hüseyin'le Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mü- barek hayatlarının kumartarını oynuyorlar. Saddam, kurnaz bir taktikle Kuveyt'i yutmasını Arap milliyetçiliği ve Filistin so- runu ile birleştirerek dikkatleri saptırmaya çahşıyor. Yaptığı cihad çağrısı ve Kuveyt'ten çekilmeyi İsrail'in Filistin'den çe- kilmesine bağlaması, Ürdün ve işgal aKındaki topraklarda ya- sayan Filıstinlilerle Cezayir, Yemen, Sudan gibi ülkelerde kit- leler arasında destek buldu. ABD'nin yıllardır İsrail'i kollayan polftikasından usanç getiren Filistinlilerle cihad çağrısına ku- iak veren ve kutsal topraklardan yabancıların çekilmesini is- teyen radikal İslamcıların önderliğindeki kitleler Saddam'ı destekliyorlar. Irak lideri son olarak, tüm tran topraklannı ve İranlı savaş tutsaklarını geri vermeyi önerdi. Arap dünyasmda hayatınm kumannı oynayan diğer lider ise Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek. Mübarek, bu kriz- de açıkça ABD'nin yanında yer alıyor. Böylece Saddam'dan gelen "ABD'nin işbirlikçisi" suçlamalarına karşı çok güçsüz bir konumda kalıyor Mübarek'in politikası içeride de başına dert açabilir. Müslüman Kardeşler Örgütü, Saddam'ın cihad çağrısına olumlu yanıt vermiştir. Mısır'da bir süredir güçle- nen radikal islamcı akım, bundan böyte Mübarek'i daha ciddi biçimde tehdit edebilecek ve Mısır liderini Arap davasına iha- netje suçlayabılecektir. Ürdün Kralı Hüseyin ve özellıkle FKÖ lideri Yaser Arafat, iki haftalık Körfez bunalımında şımdilik en zararlı liderler ola- rak görülüyorlar. Ürdün Kralı, İrak'tan korkusundan ve ço- ğunluğunu Filistinlilerin oluşturduğu halkının Saddam'ı des- teklemesinden ötürü bunalımda Irak'ı kollayan bir tutum içi- ne girmiştir. Ama Saddam'ın Filistinlilere yaptığı ayaklanma çağnsı bir noktada Kral Hüseyin'in kendi tahtını da hedef alır. Filistinliler arasında radikal akımın ağır bastığı bir ortamda Batı yanlısı "küçük kralın" tahtını uzun süre koruyabilmesi zor olacaktır Batı'dan ve Körfez ülkelerinden ekonomik yar- dım da kesildıği takdirde, Kral Hüseyin, Irak'ın sadece aske- ri baskısı altında kalmayacak, ekonomik açıdan da tümüyle Irak'a muhtaç duruma gelecektir. Bunalımda Suriye'nin kar- şısında yer aldığından, Bağdat'ın baskısına karşı Sam'dan da destek bulamayacaktır. llginç bir rastlantı olarak tek gü- venceyi İsrail'de bulacaktır. Çünkü Tel Aviv, Irak'ın Ürdün'e girmesini savaş nedeni sayacağını açıklamıştı. Bir Arap ül- kesine karşı, güvenceyi Araplann en büyük düşmanında bu- lan Arap liderinin iktidarda uzun süre kalabilmesinin çok zor olacağını söylemek için herhalde kâhin olmaya gerek yok. Yaser Arafat, bunalımda zarar eden diğer bir Arap lideri olarak görülüyor. Arafat, Saddam'a cephe aldığı takdirde, FKÖ içinde son zamanlarda giderek seslerini yükselten Georges Habbaş ve Naif Havatme gibi sertlik yanlılannın ağırlıkları- nın büsbütün artacağını düşünerek öncülüğü kendisi almış- tır. Ne var ki kurnaz sayılabilecek bu davranış, FKÖ liderini çok önemli başka açmazlara sokmuştur. Önce laik ve ilerici FKÖ, radikal İslamcılar şerıatçılarla aynı kampta buluşmuş- tur. Daha da önemlısi, FKÖ'nün Irak'ın yanında yer alması, İsrail'de izak Şamir hükümetinin ekmeğine yağ sürmüş, ılımlı İsrailliler bile Filistinlilerle görüşme konusunda isteksiz dav- ranmaya başlamışlardır. Şamir hükümetine gerek içeride ılımlı kanattan gerekse dışanda Bush yönetimi ile Batı Avrupa'dan gelen baskılar kalkmıştır. Ürdün Kralı gibi Yaser Arafat da ka- derini Saddam Hüseyin'in ellerine teslim etmiştir. Saddami ın ise Arafat a bağımsız davranma olanağı tanıması bekle- nemez. Yaser Arafat'a artık Filistinlilerin bağımsız lideri diye bakmak herhalde çok zor olacaktır. Suriye Devlet Başkanı Hafız Esad, şimdilik bunalımdan en kazançlı çıkan lider olarak görünüyor. Üç hafta öncesine ka- dar Arap dünyasının "radikal" ülkesi olan Suriye bugün, ABD'nin müttefikidir. Suriye askerleri Arap gücü içinde Ame- rikan askerleri ile omuz omuza yer almak üzere Suudi Ara- bistan'a gitmeye hazırlanıyorlar. Hafız Esad yıllardır Arap dün- yasının "militanlığına" soyunmuş, ama eline bir şey geçme- miştir. Golan'ı kurtaramadığı gibi Batı'dan yardım da alama- mış, ülkesi ağır bir ekonomik krizin içine yuvarlanmıştır. Ay- rıca Körfez savaşından başan ile çıkan büyük düşmanı Sad- dam Hüseyin'in yıldızı parlarken, Hafız Esad iyice gerı pla- na düşmüştür. Hafız Esad, krizde ABD'nin yanında yer alarak Batı'dan ve Körfez ülkelerinden bol ekonomik yardım alma olanağını sağlamış, İrak'tan olası bir saldırıya karşı güvence bulmuştur. Bu arada en büyük düşmanı Saddam'ın da kö- şeye sıkışıp yıpranmasını seyretme durumundadır. Saddam'ın barış koşullarını kabul etmesi ile İran'ın da kriz- den kazançlı çıkan diğer ülke olduğunu belirtmek gerekiyor. Bugün Saddam'ı desteklemek için gösteri yapan kitleler ise heyecan yatıştıktan sonra bir gün herhalde, "Saddam ma- dem Filistin'i kurtarmak için Kuveyt'i işgal etti; neden bunu işgalin ilk gününde açıklamadı da ekonomik yaptırımlarla kö- şeye sıkıştıktan sonra söylemek aklına geldi" diye kendi ken- dilerıne soracaklardır. Türkıye'ye gelınce; Arap dünyası artık parçalandı hesabıyia, yumurtaları ABD'nin sepetine koymak ve Irak'a karşı düşman- ca tutuma girmek. bize kalırsa en büyük hata olur. Bugün paramparça olan Arap dünyası bir gün gelecek iyi kötü to- parlanacaktır. Bu arada, "İrak'tan bize hiçbir tehlike gelmez" göruşü de pek sağlıklı değildir. Irak'ın 4-5 yıl içinde nükleer silah yapacağı hesaplanıyor. Dünyamızdaki yumusamaya kar- şın "güç namlunun ucundadır" ilkesi Ortadoğu'da bazı kom- şularımız arasında son derece revaçtadır. Bu gerçeği akıldan çıkarmamakta büyük yarar var. Hemen bir VESTEL Yetkili Satıcısı'na gelin... Benzersiz VESTEL ürünlerini, benzersiz VESTEL taksitleriyle alın. Hemen teslim!M TELEVİZYONLAR Veslel Diamond37 Moonör UK Vestel Diamond 40 FST UK Vestel Diamond 51 UK Vestel Diamond 51 Monitot UK Veae! Diamond 55 FST UK Vestel Siyahlncı 55 FST UK Vestel Diamond 56 UK p<*-tt 35O.O00 «JU.OOO 450.000 450.000 5OO.0OU 500.000 500.000 UT*a* 175.000 20U.0U0 210.000 215.000 255.000 255.000 250.000 LScceaek Fepnt 175.000 200.000 210.000 215.000 255.OUO 255 000 250.000 ttTriok 175.000 200.000 210.000 215.000 255.000 255.000 250.000 VtDEOLAR Vestel Goldstar Player UK Vestel AkaıPlayerUK Vestel Likit Kristal Vıdeo UK Vestel Akaı Vıdeo VS-425 UK 300 000 30Ü.DOO 450000 450.000 140.000 155.000 210.000 245.000 140.000 150 00ü 210.000 240.000 140.000 150.000 210.000 240000 • MtZİKSETLERİ Vestel Mıdi 47-S Mûzik Setı Kabinli Vesıel Midı 150 UK Mûzık Setı Kabınlı Vestel Midı 250 Mıink Setı Kabinlı Vestel Midı 85 Compaa Dısc Player Kabmlı Vestel MS-270 UK Compact Disc Player Kabinlı 200.000 250.000 250.000 250.000 350.000 150.000 160.000 175 000 215.000 250.000 135.000 150.U00 160 000 195 000 235.000 135.000 150.000 • 160.000 195.000 235.000 Vestel'den kaçınlmaz bir fırsat daha!.. Tabloyu inceleyin, dilediğiniz Vestel i seçin. Peşinatı size en yakm Vestel Yetkili Satıcısı'na yatınn, Vestel'inizi hemen teslim alın! Fırsatı kaçırmayın! TVESTEL^POLL^PECK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle