Katalog

Cumhuriyet Sahlbl t u m h u r ı y c t M a l b a a u l l k vc Ga/Clcullk lUlk A n u n ı m i l r k c l l .idılid N l d l r Nadl 0 ( i c n c l Yuvill MUdllrU H a « n ( rm»l, M O e s s e v Müüllrl) t m l l K l ' ı a k l l g l l , \azı t>lcrı Müdürü Okav Oonvnsln, 0 Habcr Mcrkcll MUÜUrU ı a l ( i n Baytr, Sayfa DlUrni Vnnelmenı Ali Amr 0 Temnlaler A N K A K A A h m t l l a n . I / M İ R l l l k m c l (,>llnk«va. A D A N A Çetln Ylftcno&llJ K l'ulıllka Crial atallaaaK. Di) Haberln L l | « Mkı. tkonomı C c « l ı Taraaa. Ij Scnılıka ^Ukıu bulHİ. kullur C elal (lılcr. İManbul Hahrrltrı b ı a a l ka ( uk. I Jıiım IMay ;»>!.... Haheı V.,ı,ımı l.tnri Btrkaa. Vurl Habe.lc.ı Nndrl D a l » S|H.I llamınıaııı AbdulkMtlr ^acriaua. Dı/I Ya/ıjar Ktrtaı ÇalltkaR. Afamrma Sakla Alpay, DuKİıme AMullak Va«cı 0 0 Malı l>lcr brol hrtal # Muhaubc B a m ı Vmrr 0 llıınr l'lanlama <w>|l Ihm..h.K"«l» # Vayınlaı Hülra Ak>ol £ Idaıc Haanla Glrtr # lıltlmc Onlar (.Hlk 0 Bllm Hlcııı Nall laal 0 koordınaıor Ahflwl KorıllMH Kckl.m A>|> lorun 0 Il Pmoncl Snfl Hmtanrıojlu h n ı ı Auru/u Uaıkıın Vadır Naol llkla» «.kbal V.krtı •).,», llaaaa ( rmal Hlkmrt {, rll*ka>a Okay l.unrnılıı I , „ , Mıımra, llkan Vlçuk All Slrnua AhHKI la« JtutM ıc yanın tumhurıycl Mathaacılık vt (.a/eıreılık 1 A > rurk <)ca|ı t ad W/4I ( a|alo|lu U l u lu PK 246 lıl.ııbul lcl 312 0 ! 05 (20 hal). 1Wex 22246, Fax (I) 326 60 ?J 0 Bumlar Aakara /ıya l.nkalp Hlv InkılapS Nn 1V/4. lcl 111 II 41 47. lclcx 42J44.hu («)•)] 05 65 % lımlr H /ıv. Blv 1)32 S 2/), Tcl I) 12 J0. T d « 51359. Fa» (31) I» 33 «0 % Adaaa. Inönu t ad II1* S No I Kal I lcl IV 17 52 (4 hal) Teten 62155. F u (71) 19 37 32 TAKVİM: 23 TEMMUZ 1990 Imsak: 3.54 Güneş: 5.44 öğle: 13.15 lkindi: 17.12 Akşam: 20.36 Yatsı: 22.18 p y besîni bırak, 'yeşil yaşamaVa bak •L SERPtL GÜNDÜZ "Saghklı, doğal vc yesll blr y«lam..." Hızia şehirleşen ve sanayileşen toplumlarda "yapay beslenme" insanları UrkUtüyor. Doğal Ürün ve doğayla bütünleşme kaygısı çeken kendilerine yeni beslenme biçimi arayan Avrupalılar sağlıklı yaşam özlemi ile yola çıkarak, kepekli, lifli, yulaflı ve içine kimyasal madde girmemiş yiyeceklere yöneliyorlar. Bu tür yiyecek maddelerinin satıldığı "Health Food" (Sağlıklı gıda) dükkânları, bitki özlü kozmetik Urünlerinin yer aldığı "Body Shop'Mar büyük bir tüketici kitlesini çekiyor. Türkiye'de de doğal ürün kullanımı ve "yeşll yaşam" felsefesiyle yola çıkanlara yönelik "Health Food" ve "Body Shop" kanşımı yerler yeni yeni boy göstermeye başladı. lstanbul'da Beyoğlu Balık Pazarı'nda, Ataköy Atrium'da, Fatih'te ve son olarak da Mısır Çarşısı'nın hemen arkasında "Creen Ufe House" (Yeşil Yaşam Evi) adı altında bu tür dükkânlar açıldı. Bünyesinde yapay olmayan gıdalar, şifalı bitkiler, baharat çeşitleri, gerçek bal, yararlı marmelatlar, an sütü, polen ürünleri, kepekli pirinç, yulaf, kurutulmuş ve paketlenmiş sebzeler ve bitki ÖZİU kozmetiklerin bulunduğu "Green Life House"da her ürünün doğadan alınarak, olduğu gibi tüketiciye sunulduğu belirtiliyor. "Yefil Yaşam Evi"nin ortaklanndan Hakan Inan, baharatçılıktan yola çıkarak bir "Saglık Evl" kurmak amacıyla işe giriştiklerini anlatıyor. "örnegln" diyor Inan, "Bizde kimyevi ve yapay hicbir ürün yok, goınlekler için satılan kola bUe pirinçten dde edUmlş plrinç kolası.." Mısır Çarşısı'nda yıllarca bahatçılık yaptıktan sonra "Green Llfe House"a transfer olan Suat ABD'nin Tepebaşı'ndaki başkonsolosluğu, yer darlığı nedeniyle Tarabya'ya taşınacak 108 yıllık tarîh satılıyor Tarabya sırtlanndaki 51 bin metre karelik arazinin alımı için öngörüşme yapıldı. Fiyat yaklaşık 16 milyar lira olarak belirlendi. Tarabya'daki tesislerinin planı ve maketi hazırlanmış durumda. Tesis, konsolosluk idari işler, Amerikan Basın ve KültürMerkezi, arkada ana konsolosluk binası, yanda deniz piyadeleri güvenlik bölümü, kafeterya ve ana giriştenoluşacak. LEYLA TAVŞANOĞLU rinci dereceden tarihi eser. Yanındaki bina da Ayle. Artık alanlar burayı otel mi, yoksa kumarhane ml yaparlar, bilemem." Konsolosluğun kentin tam merkezinde ve dar bir sokakta bulunması nedeniyle güvenlik önlemlerinin yetersiz kaldığına işaret eden Başkonsolos Carolan, personel artışıyla birlikte yer darhğının da satış karan alınmasında etkili olduğunu belirterek, "Hele vize bolümünü görseniz. İnsanlar neredeyse kucak kucaga oturuyor. 50 metre genişlikte, 25 metre uzunlukta bir salonda dördü Amerikah, 12'si Türk 16 kişi çalışıyor. Yer olmamuı yüzünden vize almaya gelenleri de kapının dışında bekletmek zorunda kalıyonız" diye anlatıyor. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın bu en eski misyon binasını neden elinden çıkarmak istedigi sorumuza Başkonsolos Carolan'ın yanıtı şu oluyor: "Çünkü para gerekll. İlk saüş karan çıkügında 'nlç olmazsa kütüphaneyi burada bırakaJım' diye önerdim, ama binalan tümttyle satma karan aldıklan için bunun mümkün olmayacagı yamtını verdiler. " Alınan bilgilere göre Tarabya'daki konsolosluk tesislerinin planı ve maketi hazırlanmış. Tesis, konsolosluk idari işler, Amerikan Basın ve Kültür Merkezi (USICA), arkada ana konsolosluk binası, yanda deniz piyadeleri güvenlik bölümü, kafeterya ve ana girişten oluşacak. DikUiMidiUi Festivali • DİKİLİ (AA) 5. DikiliMidilli Barış, Çevre, Dayanışma Şenlikleri dtln başladı. 2224 temmuz tarihleri arasındaki ilk bölümü Yunanistan'ın Midilli Adası'nda, 2527 temmuz tarihleri arasındaki ikinci bölümü de Dikili'de gerçekleştirilecek şenlik için, Dikili Beledive Başkanı Osman Ozgüven başkanlığındaki 50 kişilik Türk ekibi, Midilli'den gelen "Ephesos 2 " adlı feribotla adaya gitti. Şenliklerin ilk gün programında, Yeni Asır Oazetesi yazarı Feyzi Hepşenkal, TürkYunan halkları arasındaki ilişkileri konu alan bir söyleşi yaptı. Programda, Prof. Yakup Kepenek'in TürkYunan ekonomik ilişkileri Uzerine bir konferansı ile Cumhuriyet Gazetesi muhabirlerinden Ümit Otan'ın "Karşıyakalarda MidilliDikili" fotoğraf scrgisi de yer aldı. Aktaş, bize ürünleri tanıtıyor. Paketlenmiş, kepeklerinden ayrılmamış pirinçleri gösteriyor. Bu tür pirinç daha uzun sürede pişiyor, ama çok daha sağhklı... Pişmesi biraz zaman alıyor o kadar. Hava kirliliği olmayan bölgelerden alınmış yulaf taneleri... Kuru üzüm, kayısı, fındık, kurutulmuş elma ve ceviz ile karıştırılmış. Kolesterolü olanlar ve zayıflamak isteyenler için. Doğal karışımlı dinlenme ve zayıflama çayları "tembel hanım"lar için domates, pırasa ve soğanlar kurutulmuş ve paketlenmiş olarak raflarda yerini alıyor. Hanımlardan en çok "ragbel" gören zayıflama çayları. Yaklaşık 1000 çeşit ürün yer alıyor "Green Llfe House"da. Rafların bir bölümü doğal kozmetiklere ayrılmış. Defne sabunu, saçınıza istediğiniz rengi verecek kınalar, saç yağları, an sütü ve bitki özlü kremler, bitkisel şampuanlar... Fiyatlar 900025 bin lira arasında değişiyor. Bir başka köşede, arıların ördüğü gerçek kovandan alınmış "Kara Kovan Balı" C vitaminli Alıç marmelatları ve dengeli beslenmeyi anlatan kitaplar... Ancak bir sorun var, doğal olan bazı Urünlerin, sağhklı yaşam meraklısı müşterilere plastik kaplarda satılması.. "Green Life House" yöneticileri ileride farkh bir ambalajlama sistemine geçebileceklerini söylüyorlar. "Saglıkh yaşam" ürünlerinin üretici firması "Biinsa" yetkilisi Ahmet Derinsu, birtakım deneyler ve bilgilenmeler sonucunda haarladıkları ürünlerini satacak kişilerin şirket bünyesinde en az 15 gtln staj devresi geçirdiğini anlatıyor. "Müşteriye ne verdiglni bUeceksin" diyen Derinsu, "örneJln yulaf tok tular, ama kolesteroltt de düşurme özelligi vardır" diyor. ABD'nin Istanbul'daki 108 yıllık tarihi başkonsolosluk binası satılıyor. ABD Dışişleri Bakanlığı, güvenlik ve yer darlığı gerekçesiyle Tarabya sırtlarında 51 bin metre karelik bir arazi alıp burada yeni bir konsolosluk tesisi yaptıracak. Tarabya'da bulunan 51 bin metre karelik arazinin alımı için yapılan ön görUşmede fıyat 6 milyon dolar (yaklaşık 16 milyar 200 milyon TL) olarak belirlendi. ABD'nin dış ülkelerdeki diplomatik misyonlarının en eskisi ve ABD yönetimi tarafından satın alınan ilk dış misyon binası olarak tanınan tstanbul'daki başkonsolosluk, aynı zamanda Palazzo Corpi (Corpi Sarayı) adıyla da anıhyor. Çünkü binayı, 19. yüzyılın ortalarında tstanbul'a yerleşen Ignazio Corpi adlı çok zengin Cenovalı bir tüccar aynı zamanda kuzeni olan metresi için yaptırmış. Karides ve yengeç avı • M U Ğ L A (AA) Muğla ve yöresinde yılın ilk 6 aylık döneminde 12 ton karides ile 4 ton mavi yengeç avlandı. İç piyasada tüketimi olmayan mavi yengeçin tUmü, karidesin de 5 tonluk bölümü ihraç edildi. Tarım tl MüdUrlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre başta Yunanistan ve Italya olmak Uzere çeşitli Avrupa ülkelerine yapılan mavi yengeç ve karides dışsatımında ise toplam 900 milyon lira karşılığı döviz geliri elde edildi. PALAZZO CORPİ Istanbul Tepebaşı'ntlaki ABD Huşkonsoloshı£u Palazzo Corpi diye de anıhyor. Bu binayı 19. yuzyıl orlalarınüa MİNARE SOK tstanbul'a yerleşen Igna/io Corpi adlı çok zengin Cenovalı bir tuccar, aynı zamanda kuzeni olan metresi için yaptırmış. ya başladık. Tam yedi yer dolaştık. Hatta bir tanesi Anadolu yakasındaydı. O sırada Belediye Başkanı olan Bedretlin Dalan bize orasının konsolosluk için uygun olmadığını söylemişti. Sonra Tarabya sırtlarında, Türkiye lş Bankası Vakfı'na ait bu araziyi bulduk. Şimdi açık arttırmanın yapılmasını bekliyoruz. Araziyi açık arttırma usulü ile satacaklar." II; İJ tırılması konusunda konuşuyoruz. Başkonsolos Carolan diyor ki: " A B D Dışişleri Bakanlıgı, buradaki konsolosluk ve yanındaki Amerikan Basın ve Kiilliır Merkezi binalannın satılması kararını 1988 yılında aldı. Karar alınır alınmaz Ankara'da buyukelçilige bildirildi. Ben o sırada Ankara'daydım. Bana karan bildirdiklerinde önce şaşırdım ve iizüldüm ABD'nin Istanbul Başkonsolo doğrusu. Çünkü burası son deresu Thomas Carolan'la, binanın ce gttzel ve tarihi bir bina. Karasatışı ve yeni konsolosluğun yap nn çıkmasından sonra yer arama Ankara'da Dışişleri Bakanhğı'ndan izin çıkması gerektiğini, Sarıyer Belediye Başkanhğı'yla konunun hallolduğunu, ancak Dışişleri Bakanlığı'ndan henüz bir yanıt çıkmadığını sözlerine ekledi. Başkonsolos Carolan, Tepebaşı'ndaki konsolosluğun satışı için harekete geçip geçmedikleri sorumuza şu yanıtı verdi: "Henüz bir saüş glrişimimiz olmadı. Bu yerimiz son derece deBaşkonsolos Carolan, Tarab gerli ve tarihi. Kim alır bilemiyoya'daki arazinin alımı için önce rum. Kim bu kadar parayı yatıSarıyer Belediye Başkanlığı ve nr? Çünkü binayı yıkamazlar, bi Binanın tarihçesi ABD'nin Istanbul Başkonsolosluğu'nun tarihçesi çok ilginç. 1830 yılında da ltalya'nın Cenova kentinden Ignazio Corpi adında bir tüccar tstanbul'a gelip yerleşmiş. Yanında annesi, kız kardeşi ve erkek kardeşi varmış. tstanbul'a yerleştikten sonra çokzengin olan Corpi, buradaki İtalyan Katolik toplumu için yardım faaliyetlerine de girişmiş. Hatta bugun hâlâ faal olan Italyan Hastanesi'nin yaptırılmasına da önayak olmuş. 1873 yılında Corpi, ttalya'dan Giacomo Leonl adlı bir mimar getirterek, ailesinin adını vereceği saray yavrusu bir bina inşa etmesini istemiş. Gülağacından pencere kasalan Piemonte'den, zeminin ve binanın dışırun kaplanması için mermerler Carrera'dan getirtilmiş. Binanın yapımı 1870'ler boyunca sürmüş. 1882'de inşaat yeni bitmişken, Corpi ölünce vârisleri binayı ABD yönetimine kiraya vermişler; 1907'de de 28 bin altına, o dönemin kuruyla 123 bin ABD Dolan'na, bugünkü kurla da 1 milyon 650 bin dolara (4 milyar 455 milyon TL) satmışlar. 1910'da yanına bir bina eklenmiş. 1945'te de Pera Palas Oteli'nin yanındaki eski Constantinople Clup binasını satın alarak burayı da Amerikan Basın ve Kültür Merkezi haline getirmişler. 1907 yılında Amerikan sefıri olan John Leishman önce kendi parasıyla binayı satın almış, daha sonra da ABD yönetiminden bu parayı istemiş. Ancak Kongre gereksiz bularak reddetmiş. Leishman, bunun üzerine VVashington'a giderek büyük bir davet vermiş ve partiye Senato ve Temsilciler Meclisi'nin dış politikayla ilgili bütün üyelerini çağırmış. Davetin sonuna doğru oturulan poker partisinde Leishman, tstanbul'daki binayı ortaya koymuş. Kendisi kaybederse bina elinden gidecek, kazanırsa Kongre Uyeleri binanın ahmını kabul edeceklermiş. Leishman gerçekten de kazanmış ve parasını geri almış. tstanbul'daki tanınmış ABD sefirlerinden Henry Morgenthau'nun binanın büyük salonunda sık sık dönemin Dahiliye Nâzırı Talal Paşa'yla buluşarak uzun sohbetler yaptığı anlatıhyor. Cumhuriyetin ilanından sonra bütün sefaretler yavaş yavaş Ankara'ya taşınmaya başlayınca, tstanbul'daki son Amerikan sefiri John Van MacMurray de 1937'de Ankara'ya taşınmış ve lstanbul'daki bina başkonsolosluk haline getirilmiş. İçel'de kıyüar tenıiz • MERSİN (AA) Içel kıyı şeridinde deniz suyu kirliliğinin, DUnya Sağlık örgütü'nce ilan edilen tehlike sınırının çok altında olduğu, tatilcilerin istedikleri yerde denize girebilecekleri bildirildi. Sahil bandındaki plajlarda yapılan deniz suyu tahlillerinde koli basili ve öteki bakteri oranlannın oldukça duşük olduğu tespit edildi. ' M^donna, 3 gün boyunca Wembley Stadyumu'nu doldurup taşırdı. Her gece 74 bin kişi adam başına en az 20 sterlin ödeyerek iki saat boyunca 8 değişik giysi ile 18 şarkı söyleyen Madonna'yı izledi. EDtP EMİL ÖYMEN LONDRA Vatikan'ın engelleme çabası, Jean Paul Gaultier^ nin iç çamaşırları ve kara gözlükleri, sahnede crosadomazolczbo vücut kıvrımları, "açık saçık" ve ağız dolusu küfürler ve tam şu sıralarda VVarren Beatty ile buram buram buğulu bir "Dick TVacy" ile linemalarda tıkış tıkış bir Madonna kasırgası... Madonna, için zamanlama mükemmel. Tanıtım için bundan uygun koşullar olamazdı. 80'lerden kopup gelen ve 90'larda da soluğu kesilmeyecek görünen bu büyük pazarlamacı ve halkla ilişkiler uzmanı, Wembley Stadyumu'nu doldurup taşırdı üc'gün. Batı dünyasının pop mUzik merkezi tngiltere, Madonna'ya doymadı. Her gece 74 bin kişi, adam başına en az 20 sterlin (90 bin lira) ödeyerek iki saat boyunca 18 şarkıyı, 8 değişik giysi ile 8 dansçının eşliğinde söyleyen "Sanşın Hırs" izledi. Isı Madonna'nın etkisiyle olsa gerek konserler boyunca Londra'da 30 dereceyi aşıyordu. Bu kadar sıcaklığı ne yapacaklarını bilemeyen tngilizler, Madonna ile iyice çıldırdılar. Rolling Stones'un geçen hafta iptal edilen konseri yerine bu hafta aynı yerde Madonna vardı. Ama Rolling Stones da izleyiciler arasındaydı. Parmağını kestiği için 4 milyon sterline mal olan konser iptalinin Sanşın hırs Londra'da esti üzüntüsünü yaşayan Keith Rlcbards ile birlikte. Basın, Madonna'nın gençliği kasıp kavurmasını genç ve orta yaşlı muhabirlerini işe koşarak izlemeye çalıştı. "Sunday Telegraph", "31 yaşında, herkcsten elini etegini çekmek isteyen, ama tanınmak için de deli olan Madonna" derken "Independent on Sunday", kuşkulu bir eda ile "Sahte, her şeyi sahte, nefes alışı bile. Bütün isledigi, balulmak, arzu edilmek, ama erisilmemek" diyordu. Sunday Times'a göre Madonna, "Batı'nın en hızlı kızı" idi. "Observer", "Madonna hiç de aziz baklre glbi degil" diye başlık attı. "Sunday Tlmes" sakin bir ifadeyle, "Madonna şu sırada herhalde bir tek Arnavutluk'ta tanınmıyor olsa gerek. Onun için en iyisi oraya gitmek... Madonna'dan kurtulmak için" diye sUrdürdü. Bu kuşkulu ve sorgulayıcı cümleler, Wembley Stadyumu'na giden büyük caddede saatler süren trafik sıkışıkhğını açıklamaya yetmedi. Madonna'nın sahnede "Dick Tracy" benzeri bir erkek mankenle gözükmesi, Warren Beatty ile "ne idügü belirsiz" ilişkisini akla getirdiği gibi Beatty'nin gişe rekoruna doludizgin gitmesi için "tüketidye" en uygun ipucuydu. Madonna'nın üç yıl önce aynı yerdeki konseri ne bakışla bu seferki tam bir materyalist tanıtım, pazar ARZU EDILMEK AMA ERİSİLMEMEK ingiliz basını Madonna'nın Londra konserlerine geniş yer ayırdı. İşte Independent on lama ve paketleme başarısıydı. Sunday: "Sahte, her şeyi sahte. Nefes alışı bile. Bütün istedigi, bakılmak, arzu edilmek, ama erisilmemek " diyordu. 9 Çöpçtilerle el ele • YALOVA (Cumhuriyet) Yalova'da bir grup çevreci, "Çevre kirliliğini protesto etmek" amacıyla, Yalova sahillerinde çöp toplayarak sessiz bir yürüyüş yaptı. Sayıları 200'ü bulan grup topladıkları çöplerin üzerine "Çöpçülerin yüreğiyle, çöpçülerin elleriyle, çöpçülerle el ele" sloganını yazdıktan sonra çevre halkı ve yetkilileri duyarlı hale getirebilmek için çöpleri halk parkına yığdılar. Grup adına açıklama yapan Erkan Kaya, büyük boyutlara ulaşan çevre kirliliği sorununun bireysel değil, katılımcı olarak çözümlenebileceğini söyledi. Dasklyleion kazısı • B A N D I R M A (AA) Ege Universitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Tomris Bakın başkanhğında yürütülen Bandırma'nın Ergili köyil yakınlarındaki antik Dasklyleion kenti kazı çalışmalannda kale duvarları ile kente giriş kapılarının kalıntılarına rastlandı. Ayrıca bölgede 13 tümülüs (antik mezar) bulunduğu belirlendi. Yeniçeltekfaciasının üzerinden 6ay geçti 4 Can versek de ocağa gireceğiz, ekıııek kavgası..' Kurtarma ekibinde görevli Mehmet Çelik anlatıyor: "lOtanesinigördüm. Galerilere giden ana yol üzerinde yatıyorlardı." TURAN YILMAZ SALİM SÜRMELİ MERZİFON "10 taneslnl gördüm. Galerilere giden ana yol üzerinde yalıyorlardı. Gorduklerimizin hepsi de yanmış, komürleşmişlerdi. Hani bir agav yanar ya, işle öyle. İki tanesi, bizim baraj yapacagımız yerdeydi. Onları aldık, 5 metre ileriye goturdük. Hepimizin gözleri yaşardı. Aglamaklı olduk. Çalışırken moralimiz daha fazla bozulmasın diye üzerlerini battaniye ile örttük..." Kurtarma ekibinde görevli Mehmet Çelik'in sigarasından çektiğı uzun iki nefesin aralığında gözleri dolu dolu anlattığı bu görüntüler, 68 işçinin ölümüylc sonuçlanan facianın yaşandığı Yeniçeltek madeninin 400 metre altına ait. Sözünü ettikleri de 6 ayı tırmışlar kendilerini. Bir kısmı da çevremizde bir çember oluşturmuş durumda. Çelik'in anlattıklanm dinliyorlar. Hemen hepsinde deaşkın bir süredir toprak altında rin bir suskunluğun dışında bir tepki yok. bulunan 59 işçinin cesetleri. Çelik'in yanında, Bayram ve 3500 nüfuslu Kayadüzü'nün erMustafa Mec oturuyor. Çelik'in kekleri, madende doğup, madenanlattıkları derin kederlere sürük le ölüyorlar. Köyün en önemli çalüyor ikisini de. Çünkü, faciada lışma alanı maden. kaybettileri iki kardeşleri, bir amKöy üzerindeki basküar öyle bir caoğulları; Ali Selman ve Hamza hale gelmiş ki kimi isimlerin deMeç de hâlâ toprak altında. Belki Çelik'in gördüklcrinden biri ğiştirilmek istenmesine kadar varmış. 1974 doğumlu çocuklarına kardeşleri... koydukları "Bülent" ve "Ecevlt" Çelik anlatmaya devam ediyor: adlarını 12 Eylül'den sonra değiş"Ocakta ısı yukselmeseydi, bu tirebilmek için başvurmadık yer gün yarın çıkanrdık, en az 35'ini. bırakmamış Kayadüzü sakinleri. Ama şimdi, uıayacak iş. Isı oyle Değiştirememişler, ama değiştiryükseldi ki ivimİA yanmaya başla meyi çok istemişler... dı. Nefes alamaz olduk. Bunun Mehmet Çelik'in anlattıklarıyiçin en fa/la yanm saal çalışbk anla faciayı anımsayıp, ağlamaklı cak..." ağlamaklı sigara içen Bayram Kayadüzü'ndeki kahvehane, tıkMec, fısıltı ile konuşabiliyor: lım tıklım dolu. Köyün, çoğu es"O anı bir daha yaşamak isteki ya da yeni maden emekçisi erkekleri, kâğıt ve taş oyununa kap miyonım. Haüriamak bile insana. aynı ürpertiyi veriyor. 16.00 vardiyasında aşağıya inmiştik. Ben kardeşlerimden ayrı bir galeride çalışıyordum. Saat 19J0 sıralanydı, ansızın kulaklanmızı sağır eden büyük bir patlamayla oldugumuz yerde sarsıldık. Ben ve dört arkadaşım büyük bir panik içinde kaçmaya başladık. Anlamışbk patlayanın grizu olduğunu. Sonra birden aklıma, 50ü metre ilerde çalışan iki kardeşim ve bir amcaoglum geldi. Kendimi o yöne dogru attım, kurtarmak amacıyla. Ama beraberimdeki arkadaşlar, beni tultular, salmadılar. Bıraksalardı ben de ölecektim." Cesetlerin çıkarılmasıyla, aynı acıyı bir kez daha yaşayacaklarını da belirten Bayram Meç, halen aynı ocakta çalışmaya devam ettiğini, ancak kardeşlerinin yattığı yerden uzakta bir galeride görevlendirildiğini de söyleycrck "Her evden bir can verdik, yine de ocaga girmeye can alıyoruz. Ekmek kavgası, ne yapacaksın" dcdi. PERİŞAN OLDUK Grizu faciasında eşi Kenan Kaya'yı kaybeden Nadide Kaya, çocuklan Recep, Selma, Seram. Nemra ile birlikte. "Bu acı dayanılarıtk gibi degil. Peri^an olduk" diyor.