Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sah.bı Cumhunyet Matbaacıhk ve Gazeteohk Türk. \nomm Şırkeu adına
Nldir ISıdı 0 Genel Ya>m Muduru Hasan Cemal, Muessese Muduru
Eraiae Uşaklıgü, \azı Işlerı Muduru Okay Gonensia. £ Haber Merkezı
Muduru ^alçın Bâytr. Sajfa Duzenı ^ r e t n e n ı Alı ^ r 0 Tems'lcıler
AhmrlTan, IZVIİR Hikmet Ç»Onkayıı, <VDAN<\ Çrtın V lg«ro£lu
I, Pci ı:ü Celal Ba»lu(iç. Dıs Hab^rkr Eıjn Dalct, tkonomı Caglı Dıriıu lş Sendıka Şukraıı blcncı, kuhur Ccbl l « ı , Isıanbu!
Haberlerı konal KJKak. Eğıl m Gcacv Şariu. Haber Am^tırma IsnM Bertıa Yurl Haberler Necdef DotM. Spor Danısrrar
\bd»IL»<lır \ucHm««. D121 Wılar K ı m Çaiışkla, Arislır-na Şaftta Alpn. Duztllme AbaMlat Yınn 0 Koordmatdr U M konıbaıı
0 M.- Uler Erol Erkul 0 Muhasct* Bnleııt Yoer 0 Bulçe Plantama S*vji OunaııtKşcotta 0 Reklam Ayş» Tonın 0 Ek
^avmla Hul>» \k.ol 0 Idare Hasoln t u m 0 Ijlcırr.f Önder Çdik 0 Bılgı Işlem Naıl tnal 0 Persond Scvfl Boaıaao&m
Basan ve Yavan Cumhurı>w Malbaacılık vc Gazeto. ' k T.A.Ş Tûrk OdftTCad 39'41 Cagalofhı
'4334 IM PK 246-lsıanbu] Tcl 512 05 05 (20 halı Teie* 22246, Fu (1) 526 60 12 #
flurotor A«k»ı» Zı>* Gökalp Bl> Inkılap S. No I9/4 T«l U3 II 41-47 Tdd. 42344. FK. (4) 133
0« 6< 0 tnnir H Zıya Blv 1352 S 2-3 Td 13 12 30 Tekx 52359 Fıx (51) 19 53 60
% Adsnı. Inonu Cad 119 S No I Kaı 1 Tefc 19 37 52 (4 hal), Trf« 62155 Fax (71) 19 37 52
TAKVİM: 15 TEMMUZ 1990 İmsak: 3.43 Güneş: 5.37 öğle: 13.15 lkindi: 17.13 Akşam- 20.42 Yatsr 22.27
Italyan asıllı Fransız modacı Pierre Cardin, modada 40. yılını kutluyor
Ek kez 'sokağa inen' modacıKesmek, biçmek çocuk oyuncağıdır Cardin için. Kimsenin
üstesinden gelemeyeceği kesimleri ile ünlüdür. Bu ustalığa
bir de tükenmek bilmez çahşma gücü, bir de azmi bir de
şansı girince...
NECLA SEYHUN
**»••>, . ...
Modada 40'ıncı yılını kutluyor Cardin. 40 yıl'. Dünyada onun adını
bılmeyen mi var?..
Olacakları ona bir falcı soylemıştı bir zamanJar: "Ünun tıim dunyaya
vayılacak. 5 kıtada tanınacaksın!.."
Bu ttalyan asıllı Fransız modacı, 1921 yılında Venedik'te doğdu. Hıçbir
zaman bir başka mesleğe gonul koymadı. Baştan beri modacı olmayı
duşledı hep.
Bisikletle Paris'in yolunu tuttuğu zaman cebınde beş kuruşu
yoktu. Unlu modacı Paquin'ın yanında başladı işe. Sonra
Schiaparelli ve Dior'a geçtı. Işinin gerçek ustasıdır. Modayı
domuzuna bilir A'dan Z'ye. Kesmek, biçmek çocuk oyuncağıdır
onun için. Kımsemn üstesinden gelemeyeceği kesimleri ile
unlüdür. Bu ustahğa bir de tükenmek bilmez çahşma gücü, bir
de azmi, bir de şansı gınnce...
Üç kez modacılann en buyük duşü olan "Altın Yüksuk"
ödulunu kazanmış olmasına hıç de şaşmamak gerek.
Gene de kazanır bu ödülu Cardin. Moda graflğinde hıç düşme
yok ki... tbre hep başarıyı gösteriyor. tlk gunden bu yana.
Bugün Çin'den Rusya'ya 94 Ulkede butiklen var Cardin'ın. 840
lisans!.. Ama Cardin'in yeteneği modayla sınırh değil. Neler
yapmıyor ki neler... Uçaklar, arabalar, tekneler çızıyor. Evler,
eşyalar yapıyor, lambalaı, hahlar, kalemler, çikolatalar...
Dur durak yok. Dunyanm dört bir köşesinde otellen,
restoranlan, tıyatroları, galerilerı var Fransa'nın en buyük
zenginlerinden biri.
"Aslında para hiç de onemli değil benim için" der. "Az bir para
>eter bana." Ama dunyanın çeşitlı köşelerinde 180.000 kişiye ış
sataası açtığı ıçın mutlu.
Hesabını kıtabını çok ıyi bilir. Hiç musrif değıldir. "Parayı
başkalan için korumam gerek" der. "Benim meslegimde birkaç
saat içinde milyarlar kaybetmek işien değildir."
Un ve paranın yaşantısında ve
duşüncelerinde hiçbir şey
değıştirmedığini söyleyen modacı,
bugune değın yaptığı en ıyı ışin,
modayı "sokağa indirmek" olduğunu
söylüyor. Yanı konfeksiyona geçmek.
Şımdi sokağa inmeyen modacı yok Ama Cardm'ın başladığı zamanda
bu iş biraz yürek isterdi.
Ünlü modacırun en buyük gurur kaynağı dillere destan Maxim's. 1981
yılında bu dünyaca ünlu efsanevi restoranı satın aldı. Bugün Karaşi'de
de Maxım's'ın bir eşım açmak emelinde. Maxim's onun gururu.
"Maxim's olümsuz" dıyor Cardin. "Herkes Cardin adını unuttugu
zaman bile o var olacak!.."
Ama herkes Cardin adını unutabılecek mi bakalım?.. Modada onun adı
olümsuzlerın listesinde artık. Modanın tarihinde yer alacak Cardm.
Onu bu çılgın çahşma temposu, bu çılgın yeteneklerı, bu çılgın hayaJ
gucü ve şansı ile kım çıkarabılır kı oradan?..
Asımetrik kupları, orıjmal pliselerı, pagot modelleri, uzay furoları,
Jean-Paul Gaultıer'den Yohjı Yamamato'ya kadar bırçok öncü modacıya
-hâlâ- esin ka>nağı oluyor
İçinde bitmez tukenmez bir enerjı, bıtmez tükenmez bir esın kaynağı
var. Uçaklar, arabalar, tekneler, evler, eşyalar, lambalaı, balılar,
kalemler, çikolatalar...
Ve tıyatrolar ve sanat galenleri ve otelleı ve restoranlar...
Kendıni bıraz "dagıttıgı" söylenebilir belkı, ama bu arada modayı arka
plana ittiğı, asla!..
Kırk yıl sonra bıle gene yaratıcı, gene oncu, kırk yıl sonra da...
Sezar'ın hakkı Sezar'a şimdı, Cardin'in hakkı da Cardin'e!. Pierre Cardin 1986..
Kazı
çalışması
hızlandı
Haber Merkezi — Kultür
Bakanlığı'nca kazılara verılen
ödeneklerın arttırılması, Kül-
tür Bakanı Nanuk Kemal Zey-
bek'in ilgisı ve yaz mevsiminın
gelmesi, arkeolojık kazılara hız
kazandırdı.
Hilvan'ın Katara köyü yerle-
şim alamnda bulunan ve geç-
mişi t.ö. 7 bin yıllanna daya-
nan "Nevalacoİi" bölgesinde
kazı çalışmalarına ağustos
ayında başlanacak. Çalışma-
larda Kultur Bakanlığı'run
göndereceği 50 mılyon lira
ödeneğın yanı sıra Almanya-
da bulunan bir vakıftan da
yardım gelecegiııi belırten Şan-
lıurfa Müze Muduru Adnan
Mısır, "Vakıf demanlan kazı
çabşmalanna da kanlacak. Ça-
lışmalann ortaklaşa jurulul-
mesi bizim için avantajdır" de-
di.
Dunyanın ılk yerleşim mer-
kezlerınden olcuğu bildirilen
Ergîini ilçesi .akınlanndaki
Çayönü Höyupı'nde bu yıl
sürdürulecek kazılarla, geçen
yıllarda ortaya cıkanlan toplu
mezarların sırrmn çözüleceği
bildinldi. Ağusıos ayında baş-
layacak kazı, tsanbul Univer-
sitesi öğretim uyelennden
Prof. Mehmet Özdoğan baş-
kanlığında surcürülecek. He-
yet aynca Diyarbakır merkez,
Çünguş, Çermi<, Erganı, Ha-
ni ve Lıce ılçeleınde de yüzey
araştırmaları >ipacak.
Diyarbakır'u Bismıl ilçesi
yakınlarında yaoılacak kazıla-
ra da yine ağusos ayında baş-
lanacak Kazıyj. Istanbul Üni-
versitesi öğretm üyelerinden
Prof Veti Sevinbaşkarüık ede-
cek.
"Antik Stntonikeia ken-
Ü**nde kazı çalımalarına baş-
layan Ankara Iniversitesı öğ-
retim uyelerınan Prof. Yusuf
Bagrsal başkanlğmdakı heyet,
* çalışmalannı ">gora" ve "Knl-
saJ Mabet" böl mlennde ekım
ayına kadar sunurecek. Muğla
ICiiltür Müdurhğu yetkıhlerin-
d e n ahnan bilgye göre Strato-
nike.a kentınd kazı çalışma-
l a n 1976 yılınan berı surdu-
rOJüyor.
Kaysen'de bıiunan Kultepe-
FCanış Höyüğu'-un Karum böl-
g«esınde d^ kaz çalışmalarına
başlındı. Uç a sürecek kazı-
laura Prof. Tahın özguç baş-
fcjanhkedr H
GüLhanede bir hayvan hapishanesiNECATİ GÜNGÖR
"tslanbul'la Üskudar'ın arası /
Yaktı beni kaşlannın karası."
Zengın nağrneh, tok sesli cüm-
büşun mızrabı tellere değıl, göğ-
sünuzün tam üstune vuruyor san-
ki! Darbukacının parmaklan dem
tutuyor. O derme çatma sahnede
ak saçlı, sadenın sadesi giysiler
içinde bir kadıncağız! Elınde, ağ-
zının yakınında tuttuğu mikrofon-
la kınp geçiriyor ortahğı! Eski ls-
tanbul turkülerini soluk almadan,
peş peşe sıralıyor. Taş plaklar dö-
neminden kalrna bir Hamiyet Yiı-
ceses sanırsımz; gırtlak nağmele-
ri, meyan çıkışları tıpkı o. Solu-
ğu, daha ku-k turku okuyacak ka-
daı geniş ve rahat.
Üzerinde hiçbir "sanatçı
havası" olmayan, ama sesi inadı-
na guzel, sıradan bir mahaüe ha-
nımı görüntusu ıçindeki kadının
adıru soruyoruz garsona. Masalar
arasmda keyifli bir telaşla koşuş-
turup duran garson, elindekı tep-
siyle diküıp anımsamaya çalışıyor
kadının adını. Öylesine bilinme-
yen bir ad!
Gulhane Parkı'ndayu. Bir bay-
ram içinde. Mahşerı bir kalaba-
lık... Kocamış çınarlann gölgele-
ri altına kurulmuş masalarda şıs-
kin kannlı, gumüş pınltılı sema-
verler kaynıyor. Ateşler yanıyor,
sular fokurduyor, beyaz porselen
demlıklerde çaylar koyulaşıyor...
Aralarda, annelerinın dalgınlığın-
dan yararlanan çocuklar koşuşu-
yor. Mubalağa bir ınsan seli ki iğ-
ne atsanız yere düşmez! Bütün ge-
cekondular boşahp Gülhane Par-
kı'na doluşmuşlar bugün. Saçla-
n bin özenle taranmış delikanhlar,
babalannın yanında gözlennin
kuyruğundan bakan genç kızlar,
başları eşarplı sırtları mantolu *«v
banımı' unvanını gururla taşıvan
kadınlar, bayram giderlerinin kay-
gısını içinden söküp atamamış aile
reisleri... Ve adım başına sizi ça-
ğıran satıcılar Pamuk şekerci,
patlamış mısıra, keten helvaa, su-
cu, kokoreççi, Urfalı çiğköfteci,
sandövıççi, karpuzcu, limonatacı,
midyeci...
Arada bir, baygın seslı bir dıl-
ber -saçlarını atkuynığu bıçımin-
de bağlamış olabilir- ana babası-
nın elınden kurtulup da kaybolan
çocukJan anons ediyor. Parkın he-
men girişındekı havuz başında,
uçuncu sınıf taverna "sanatçı"la-
rından biri, en Ferdi Özbegen ha-
lıyle hem org çalıyor hem şarkısı-
nı terennum ediyor.
Çalgıh ıki çay bahçesinin ara-
sında da hayvanat bahçesi! Sıkı-
şıp kalmış öyle Tepesındekı kıllar
ıyiden iyıye ağarmış olan deve,
HAKAN — Adı Hakan... Doğma bu> ume tstanbullu. Özel bir terbivecisi yok. Çevresinde bakımını yapan
herkese yakınlık duyuyor. (Fotoğraf: Kayıhan Gnven)
ameliyatlı bir hasla gıbi kâh o ya-
nımn üstüne yatıyor, kâh bu ya-
nının... Hangi yana dönse yine de
rahaısız. Tel örgunun çevresinde
meraklı, alaycı, acımasız gözlerle
kendisini izleyen insanlara surmeli
gözlerini aralayıp bir nazar fırla-
tıyor bazen, sonra yine çağını yi-
tırmış bir Arap bılgesi gibı duşle-
re dalıp ağır ağır oynatıyor çene-
sıni.
Köpekler, can havliyle havlıyor-
lar kafeslerinde. Onların öfkeli
havlamalarından, kafeslerinin
içinde bırer sinir kupu halinde ku-
durmalanndan ganp bir mutluluk
çıkaran ınsanlarsa habire değnek
uzatıp, seslemp kızdınyorlar hay-
vanları.
Hayvanat bahçesindekı insan-
ların hangılerinin çocuk, hangile-
rınin büyümuş de adam sımfına
geçmiş olduklarını çıkarmak ola-
naksız! Çunku herkes tuhaf bir
çocukluk duygusu içinde burada...
Kafeslere kapatılmış aciz hayvan-
lar karşısında çoğu kişı yaşanma-
mış çocukluklarıru anımsıyor ne-
dense!
Aslında, dunyanın en fukara,
en kırtipıl hay'vanat bahçesi bura-
sı! Hayvan çeşıdı, ikı elin parmak-
larından azıcık fazladır belki, hep-
sı o kadar... Köylulukten hiçbir za-
man yakasım kurtaramamış olan
Türkiyelı ınsanın çok iyi tanıdığı
inek, İceçı, guvercin, tavuk, tavşan,
Kangal iti, deve, ayı, kartal, puhu,
kurt, kedi... Değişik coğrafyalann
hayvanlan olarak da maymun, as-
lan, pars, geyik sergileniyor! Bu
kadarcik!
Erkek arkadaştan yoksun par-
sın yalnızlık melankolisi, arsız ve
şakîaban maymunların şamatası,
tutsak kurdun kırümış cesareti bu
bahçenin en büyuk zenginliği...
Beton zemınlerde, tel örgülerin
cenderesinde, kısaca doğal yaşam-
lannın çok ötesindeki bir ortam-
da vahşi benliklenni yıtirmiş bi-
rer yaratık göruntüsu veriyor.
Ya, bakışlarına tutsaklığın
ölumcül kompleksi sinmiş koca
aslana ne demeli? O aslan ki in-
sanlık tarihı boyunca hep gücün,
cesaretin, atılganlığın simgesi ola-
rak bilınmiştir! Türk mitolojisi
Hannflnte'de Yasefin çocukları
aslan ya da kurt olarak dünyaya
gelirler, bu çocuklardan aslan su-
retınde doğanlar büyüdüklerinde
kağan olurlardı. Dedem Korkut-
Çalgılı iki çay
bahçesinin arasında
hayvanat bahçesi.
Sıkışıp kalmış öyle.
Deve, ameliyatlı bir
hasta gibi kâh o yanının
üstüne yatıyor, kâh bu
yanının. Hangi yana
dönse yine de rahatsız.
Köpekler can havliyle
havlıyorlar
kafeslerinde. Aslanlar
uysal bir kedi gibi yatıp
kalkıyorlar öyle.
Gülhane'deki hayvan
çeşidi, iki elin
parmaklarından azıcık
fazladır belki, hepsi o
kadar... İnek, keçi,
guvercin, tavuk,
tavşan, Kangal iti,
deve, ayı, kartal,
puhu, kurt, kedi.
Değişik coğrafyaların
hayvanları olarak da
maymun, aslan, pars,
geyik sergileniyor. Bu
kadarcık.
Hayvanat bahçesi
görevlilerinin en çok
yakındıkları nokta,
onları görmeye gelen
insanların sataşmaları.
Öteberi atmaları,
sopa ile dürtmeleri.
un anlattığıdır kı Tepegoz'u tepe-
leyen Basal dahi dişi bir aslan ta-
rafından emzirilip buyütülmuş
idi! Alevi-Bektaşi edebiyatmda
Ali'nin "Allah'ın Aslanı" diye ni-
telenmesi boşuna mıdır?
Bu bitmez tükenmez soylence-
lerin aslanı, Gülhane Parkı'nda
avuç içi kadar betondan bir kafes
içinde, kadir kıymet bilmez ınsan-
lığın maskarası durumunda!
Hayvanat bahçesi gorevlılerirun
deyimiyle, burası hayvanat-ı vah-
şiyenin özgurce gezıp tozacağı,
benliğinı koruyarak yaşayacağı
gcçek bir bahçe değil, olsa olsa
bir hayvan hapishanesi!
Bugün beledıyenın tek ılgısı,
hayvanlara yiyecek sağlamaktan
ibaret. Ot yıyen hayvanlar içiB
haftada bir gün sebze geliyor, top-
tan. Et yiyen hayvanlara da EBK-
dan et getıriliyor. Söz gelımi Ha-
kan ile Leyla (erkek ve dişi aslan-
lar) gunaşın altı yedişer kilo çiğ
et yiyorlar. Özel bir terbiyecileri
yok. Çevrelerinde bakımlannı ya-
pan herkese yakınlık duyuyorlar.
Hakan ile Leyla, doğma büyü-
me tstanbullu. Ana-babalan Ada-
na'dan gelmişler vaktiyle, ama
şimdi yaşamıyorlar. Bakıcılann el-
lerinde buyürnuşler. Çiftleşme dö-
nemlerindeki huysuzluklan dışın-
da bir sorun çıkarmıyorlar. Çok
aç kalmadıkça ve kan kokusu bu-
runlanna vunnadıkça, vahşıleşmi-
yorlar. Uysal birer kedi gibı yatıp
kalkıyorlar öyle. Bir huyları da
yavrularıyla Ugilenmemeleri, as-
İanlann. Bakıcüaım yorumuna
gore, mutsuzluklanndan yapıyor-
lar bunu. Yavmlannın da ayru ya-
pay ortamda yaşamasını istemi-
yorlar. Bir anlamda, bu muebbet
hapis cezasına katlanmaktansa,
ölurne terk etmeyi yeğliyorlar.
"Bir defasında bakıeı arkadaş
kapılanm kapatmayı unutmusru"
diyor gorevlı. "Bunu fırsat bikn
aslanlar kendilerini bahçeye dar
atmışlar, bo>dan boya turlamış-
lardı! Sababn daha, kimseler yok-
tu ortalıkta. Bulun bakıcılar, el-
lerinde süpurgelerijle kalakaldı-
lar! Yukandan bagırdıın, girin içe-
ri! diyerekten... Bir boy dolandı
babçede, sonra kuzu kuzu girdi
kafese... Birinde yine kafesin ka-
pısında burun bunına gelen bir
arkadaş donakaldı korkudan;
ama ona da dokunmadı aslan...
Kedi gibi sürunup geçti yanından.
Diyeceğim, bakımını yapan insan-
lara karşı yabanilik etmiyor bo
hayvanlar."
Hayvanat bahçesi görevUlerinin
en çok yakındıklan nokta, onlan
görmeye gelen insanların sataşma-
ları. Öte beri atmalan, sopa dürt-
meleri.
Pasa söylevlerindekı nitelemeyle
"nedp" ulusumuzun bir kesimi de
böyle eğleniyordu işte Gülhane
1
de: Yaşlı çmarlann dallarında sa-
hncaklar kurulu; kalabalık aile
gruplan halkalar oluşturmuş, ten-
cere yemekleriyle piknik yapıyor;
elınde altmış altılık tespihle bağ-
nnın kıllannı sergileyen kulhani-
ler volta atıyor; çalgıh kahvedeki
altın sesli âmâ kadın, eski Istan-
bul turküleriyle ihvanların gönül
tellerini titretiyor... Krallığını kim-
bilır kaç göbek öncesmden yitir-
miş olan aslanlarsa bunca "şenli-
gin" ortasında, surgundekı gerçek
bir kral gibı, aslanlık gururunu as-
la ayağa düşurmeksizın, insanhğın
halini ızliyorlar sankı; öyle soğuk,
öyle donuk ve katı bakışlarla...
Ah, za\allı aslan, bızım aslan!
Kimsesizlere
yaz tatili
• BURSA (AA) — Bursa
Valisi Erdoğan Şahinoğlu,
yuva ve yurtlarda kalan
kimsesiz çocukların 15 gün
süreyle Kızılay ve izci ,
kamplarında tatil
yapacağını bildirdi. Vali
Şahinoğlu yaptığj
açıklamada, yuva ve
yurtlarda kalan kimsesiz
çocuklara ilk kez tatil
imkânı sağlandığını,
tatilden sadece sınıflannı
doğnıdan geçenkrin
yararlanacağırıı behnerek
şunlan soyledi: "Sınıflannı
doğnıdan geçen kimsesiz
çocuklanmız, Mudanya
Kızılay Kampı ile
Karacabey'dekı ızci
kampında 15 gün sureyle
tatil yapacaklardır."
Bursa'da 3
günde 3depreır
• BURSA (Cumhuriyet)
— Bursa'da son 3 günde 3
ayn deprem oldu. Kandilli
Rasathanesi yetkililerinden
alınan bilgiye göre, önceki
gece, 00.5 l'de merkez üssü
Bursa ve Gemlik körfezi
olan, Richter ölçeğine göre
3.5 şiddetinde bir sarsıntı
oldu. Bursa'da 12 temmuz
perşembe gecesi de 02.06 ve
02.5 l'de iki deprem oldu.
Richter ölçeğine göre 3.7
şiddetinde olan ilk
depremin merkez üssünün
Kandilh'ye 110 kilometre
uzakiıkta, 3.0 şiddetindeki
ikinci depremin merkez
üssünün ise Bursa'nın
güneydoğusu olduğu
açıklandı. Her 3 deprenn.
de can ve mal kaybı
olmadığı belirlendi.
Çeşme'de
btrinci Polonya
• ÇEŞME (Cumhuriyet)
— 5. Çeşme Muzik
Yanşması'nda birinciliği,
"Towards The End" adh
şarkısıyla Polonyalı
Mieczyalaw Szczesniak
kazandı. 20 ülkeden
şarkıalann katıldığı ve
OrneUa Mutti ile Korhan
Abay'ın birlikte sunduklan
yanşmada, "Willy ne pense
qua ca" adlı şarkıyla
Belçika'dan Gangster
D'Amuour topluluğu
ikinciliği aldı. Yugoslav
Tacji, "Star of mine"
şarkısıyla üçuncu oldu.
Hollanda'dan Justian-
Mandy ve Isveç'ten Mee
Blomovist mansiyon
alırken, jün özel ödülüne
de Şili'den "Camaval" adlı
şarkıyla yanşmaya katılan
Carlos Field layık görüldü.
Tbrist Omer
selamı
• tSTANBUL (AA) —
Sanatçı Sadri Alışık'ın
sağlık durumunun hızla
iyiye gittiği ve dun
yakınlanyla konuştuğu
bildirildi. Alışık'ın
doktorlan Prof. Dr. Oktay
Yeğinsu ve Prof. Dr.
Aydoğan Obek,
International Hospital
Hastanesi'nde
düzenledikleri basın
toplantısında durumun
umut verici olduğunu
belirttiler. Alışık da
gazeteciler fotoğrafını
çekerken "Turist ömer"
selamı vererek eliyle çok iyi
olduğunu ifade etti.
Zehirlemeye
tepki
• ANTALYA (Cumhuriyet)
— Antalya'nın Çağlayan
mahallesinde belediye
tarafından 26 sahipli
köpeğin zehırlenerek
öldünilmesi tepkiyle
karşılandı. Beledıyenin
tutumunu protesto eden
köpek sahiplerı ve mahalle
sakinleri konuyu yargıya
götüreceklerini ve belediye
hakkında tazminat davası
açacaklarını söylediler.
Yeşüler Partisi eski MYK
üyesi Feridun Çalışır, olayın
peşini bırakmayacaklannı
belirtti. Perşembe gecesi
meydana gelen olayda
Antalya Belediyesi Veteriner
Müdurlüğu'ne bağlı bir
ekip, çevreyi rahatsız ettiği
gerekçesiyle Çağlayan
mahallesinde 26 köpeğı
"Striktin" adlı ilaçla
zehirlediklen etlerle
öldürdüler.