Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 TEMMUZ 1990 CUMHURİYET/17
HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN
Meteoroloji Genel Müdûriü-
Oû'nden afınan bilgiye göre:
Yürtta yağış beMenmryor. Bütûn
NHgelerimiz az buluttu ve açık
geçecek. HM SICAKLIĞI: Ar-
tacak. RÜZGAR: Kuzey ve batı
yönlerden hafif ara sıra orta
kuvvette esecek. DENIZLERI-
MİZDE RÛZGÂR: Karadeniz ve
Marmara'da yifcfız ve poyrazriarı
diğer denizterimizde gûnbatısı
ws lodosten 3-5, Karadeniz açık-
ınnda 6 kuvvetinde saatte
10-21 yer yer 27 deniz mıli hız-
la esecek. van Gölü'nde hava: Az bulutlu ve açık ge-
çecek. Riızgâr güney ve baü yönlerden hafif ara sıra
orta kuvvette esecek.
y
8alı«&r
BHedk
Bıngfif
Bfdıs
Bokj
Bursa
Çanattafe
Çonnn
Denof
A 3G°24°DıyvtMtar
A 30»20o
Edı™
A 38°23°Erancaı>
A 29° 21° Erarum
A 30" w° Esioşehır
A 32° 18° G a z M p
A 34°2e°Smun
A
A 27°13°H*)*1
A 39° 22° tsp»1a
A 22°20°WanW
A 32° 17» fanr
A 36°17°Kare
A 34° 18° Kasfemonu
A 26° 18° Kaystfi
A 33° 21° Kındarai
A 32°23°Kon»B
A 30° 17° KiMiya
A 34° 19° Matatya
A 4f°22°Manisa
A 32° 14° K Maras
A 3«°17°Mefsin
A 2 8 ° 1 2 ° M I J # »
A 3O°17°Mu$
A 37°24°Iİ0<Je
A 2e°19°<Wu
A 34° 18° Smsun
A 3 3 ° W S i t t
A 30°20°Sioo(i
A 29° 12° TeUnOj
A 28° 13° Tralaon
A 31° 16° lünc«i
A 33° 19° U ş *
A 32°19°y*ı
A 28°2O°*ao»t
A 36°20°ZomMd*
A 38°23°
A 35°2T"
A 34° 22»
A 36° 20°
A 30°1S°
A 34° 18°
A 26° 20"
A 27° 19°
A 28»20°
A 39° 24°
A 26°2O°
A 30° 15»
A 32°20°
A 28°2T>
A 3S°18°
A 29° 21"
A S ° W
A 32»ie°
A 25"W
ûuluau ra4muf1ü g g s s l ı A-açık B-bulutlu G-oûneşh K-kartı S-söS Y-yaC<raırtu
BULMACA
SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5
1/ örgütlü, düzenli.
2/ Ayakkabı kahbmm
çapı... İcraat. 3/
Uluslararası Tiyatro
Enstitüsü'nün simge-
si... Bir düşünceyi, bir
konuyu bir kişi ya da
nedene dayandırma.
4/ Ham petrolün ilk
damıtılmasında ayrı-
lan çok uçucu ve ha-
fif akaryakıt. 5/ Öğü-
tülmüş tahıl... Mi-
marhkta satam arda-
mında kullanılan söz-
cflk. 6/ Matematikte
kullanılan bir sayı... Yahudilerin, ken-
di dinlerine yabancı olanlara verdikle-
ri ad... Bir nota. 7/ Halk dilinde varis
hastalığına verilen ad. 8/ Lityumun
simgesi... Kutsal ışık... Tüy, kıl. 9/ Ke-
nar süsü._ Sığı sularda ağır yükleri ta-
şımak için kullanılan altı düz tekne.
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1/ Çok sayıda alıcıya karşılık az sayı-
da satıcının bulunduğu piyasa sistemi.
2/ Bir Uçak ya da geminin izJediği yol...
Göziln rengini veren tabakası. 3/ Kömür ocaklarında açığa çıkan
ve patlaması büyük kazalara neden olan gaz. 4/ Satrançta bir taş...
Çok verimli olan. 5/ Erişmiş, ulaşmış... Gereğinden çok yemek yi-
yen. 6/ Italyancada "bay" anlamında kullanılan sozcük. II Orta-
oyununda kadın rolüne çıkan erkek oyuncu. 8/ Tavır, davranış...
Işaret olarak ya da çeşitli amaçlarla kullanılan küçük bayrak. 9/
Verme, ödeme... tnatçı.
JO YIL ONCE Cumhuriyet
Mısır seferi
12 TEMMUZ 1930
Seyrisefain idaresi tarafından tstanbul Ue Iskenderiye
arasında tesis edilen vapur seferleri dün başlamıştır. Bu
hatta tahsis edilen "lzmir" vapuru dün saat birde Galata
nhtımından lskenderiye'ye müteveccihen hareket etmiştir.
tlk Iskenderiye postasının hareketi çok güzel şerait altında
vuku bulmuştur. "lzmir" vapuru iki üç gündenberi eşyayı
tüccariyeyi almış bulunuyordu. Vapurla gidecek yolcular da
dün saat ondan itibaren vapura gelmeğe başlamışlardır.
Vapur, Türk denizciliğinin
yüzünü ağartacak bir şekilde
temizlenmiş, boyanmış, süslü
bir gelin kıyafetine
bürünmüştü. En ufak
tayfasından birinci kaptanına
kadar bütün murettebat ta
beyaz, temiz kjyafetlerile
yolcular üzerinde çok iyi.
intibalar bırakıyorlardı.
Vapur, saat bire on kala iskelelerini almağa başlamış, teşyie
gelenler vapurdan aynlraış ve tam saat birde şanlı
bayrağımızı ecnebi limanlannda şerefle dalgalandıracak olan
"lzmir" Galata nhtımından ayrılmıştır.
Vapurun hareketi esnasında bir çok zevat ve bu meyanda
Seyrisefain Umumî Müdürü Sadullah R de hareket anına
kadar hazır bulunmuşlardır. Işletme müdürü Bürhanettin B.
de vapurla lskenderiye'ye hareket etmiştir.
kODAkMaUr \r Kilııılm
V H O\ UjılUn
A.Pulat Göziıbu>uk
30 YIL ONCE Cumhuriyet
Genel af•4
TEMMUZ 1960
, _ .dlet Bakanı Abdullah Pulat
Gözübüyük ile Basın-Yayın ve Türizm
Bakanı Zühtü Tarhan dün,
Gazeteciler Cemiyetinde kendileriyle
görüşen gazete muhabirlerinin
sorularını cevaplandırmışlardır.
Adalet Bakanına sorulan sualler ve
alınan cevaplan şunlardır:
Sual - Af kanunu ne zaman çıkacak,
umumi mi yoksa kısmi mi olacak?
Cevap — Af konusu üzerinde bir inceleme yapılmaktadır,
Ancak, kanunun önetni ve şümulü bakımından bu
çalışmaların epeyce zaman alması gerekmektedir. Umumi bir
af, bahis konusu değildir. Ancak, ahlâki kötülükle
işlenmemiş olan bazı suçlarla cezalarının "kısmi bir a f
üzerinde hazırlık çalışmalan yapılmaktadır.
Sual — Düşüklerin yargılanmaları ne zaman olacak?
Cevap — Devrilen iktidarı idare edenlerden mesuliyeti
bulunduğu iddia edilenler hakkında Geçici Anayasa Ue
teşkil edilmiş bulunan Y.Soruşturma Kurulu tarafından
tahkikat yapılmaktadır. Sanıklann sayısının fazla görülmesi
ve bunlara isnat edilen fiillerin çeşitli ve çok olması
sebebiyle, soruşturmanın bu sayı ve iş hacmi ölçüsiyle
mütenasip bir zaman gerektirdiği tabiidir. Kaldı ki, adalette
teminat ve sürat eşit, atbaşı olmadıkça, sonuç tatmin edici
görülemez.
Türk Dil Kurultayı
9. Türk Dil Kurultayı bugün açılmıştır. Üyeler sabah saat 9
da topluca Anıt-Kabire giderek Atatürk'ün huzurunda saygı
duruşundâ bulunmuşlar ve bir çelenk koymuşlardır.
Bundan sonra Kuruitay saat 10 da Dil ve Tarih-Coğrafya
Fakültesi salonunda çalışmalarına başlamıştır.
Istiklâl Marşı'nı mütaakip Kurum Başkanı kısa bir söylevde
bulunmuş ve Kuruitay Başkanlık Kuruluna Tahsin
Banguoğlu seçilmiştir. Genel Yazman Agâh Sırrı Levent'in
Yönetim Kurulu raporunu okumasından ve denetleme
kurulu raporunun da üyelere sunulmasından sonra
komisyon seçimlerine geçilmiştir.
Komisyonlar calışmalanna 14 temrauz perşembe günü
öğleden sonraya kadar devam edecektir. Genel Kurul
perşembe ve cuma günleri çalışarak seçimleri de yaptıktan
sonra Kuruitay cuma günü öğleden sonra bir söylev ile
kapanacaktır.
GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet
Hayal kırıklığı
rEMMUZ 1989
ABD Başkanı George Bush, Polonya'ya yaptığı resmi gezinin
son gününde Dayaruşma Sendikası lideri Lech Walesa ile
öğle yemefinde buluştu. ABD Başkanı, daha sonra
Macaristan'a gjtti. Polonya yetkilileri ve VValesa, Bush'un
"yardım planı"nın küçUklüğünden duydukları hayal
kınklığını saklamıyorlar.
ABD Başkanı George Bush, dün Dayanışma Sendikası'nın
"doğum yeri" olan Gdansk kentine giderek bu sendikanın
kurucusu ve lideri Lech Walesa ile öğle yemeği yedi.
Walesa'nın evinde yenen öğle yemeği sırasmda ABD Başkanı
ile Polonya muhalefet lideri, iki ülke arasındaki ilişkiler ve
Polonya'nın geleceği üzerinde görüş alışverişinde bulunduiar.
Walesa'nın ABD Başkanı'na Amerikan yardımının çok az
olduğu konusunda sitem ettiği öğrenildi.
r,
j£#-r\ Kopenhagy?
t M ^ »Berlin
C ^ ^ b Parıs
v
-"^Belgrad
Helsınkı J
Lenıngrad
Moskova
•Vıyana ;
Q r
Sam
Kahıre*
DÜNYA'DA BUGÛN
AmsttnJam Y 21°
Amman A 33°
AttB B 31°
Bafrfet A 40°
Barotona A 32°
Bastl A 21°
B 32*
B 22°
B 20°
Lenngrad
Londra
Maonfl
Montml
Bom
Brûtod
Canevre
Odde
Duto
Ranklurt
a™
Hets.*
Kahn
Kopenhag
Y 26°
A 21°
B 32°
A 43°
A 45°
B 21°
A 3P
Y 2T"
B 32°
Y 20»
B 20°
A 33°
MMı
NmYort
000
Pans
Pno
Hyad
Roma
So»y.
Şam
« I A M V
Inus
Vıyana
Vte*
Zürtı
Y 33°
B 22°
A 27°
A 31»
A 22°
B 20°
B 2f>
A 28°
Y 18°
B 23°
B 21°
A 46°
B 30°
B 29°
A 33°
A 30°
A 31°
Y 29°
6 32°
A2B°
33°
B 21°
İARTIŞMA
Kolay Profesörlük
Profesör olmada yurtdışı yayımlarına öncelik verilmelidir.
Ancak söz konusu yayımları sergileyen ölçütlerin yeniden
gözden geçirilmesi de yararlı olacaktır.
Profesörlüğe yükseltilme "T«rüşm«" köşe-
sinin konulanndan biri olmuşa benziyor. Önce
Sn. Doc. Dr. Banş Akreboglu, yurtdışı ya-
yımlara ağırlık veren "lor profesorlük" dö-
neminin başlatıldığını ileri sürerek profesör ol-
mada birtakım başka ölçütlerin de dikkate
alınması gerektiğini savundu. Sn. Akreboğlu,
ayrıca, YOK'çe yurtdışı yayımlann taraması-
nın yapıldığı "Citation Index" ölçutünun yal-
nızca Ingttizce makaleleri içerdiğini belirterek
bu ölçütün yetersizliğini dile getirdi.
Sn. Akreboğlu'na verdiği yanıtta, Sn. Prof.
Dr. Ersin Yurtsever, nesnel değerlendirme açı-
sından yurtdışı yayımlann profesörlüğe yük-
seltilmede vazgeçilmezliğini vurguladı ve Sn.
Akreboğlu'nun söz konusu ettiği diğer ölçüt-
lerin tarafsızca değerlendirilme olanaklannın
bulunmadığını öne sürdü. buna karşılık, "Ci-
tation Index" ölçütünün, hem Ingilizce dışı
makaleleri hem de yurtdışmda yayımlanmış
kitapları kapsadığını bildirerek yeterli bir de-
ğerlendirme ölçütü olduğunu ifade etti.
Kanımca her iki düşünürün konuya yakla-
şımlarında irdelenmesi gereken önemli nok-
talar var. Bunlardan birincisi, profesor olmada
nesnel olarak değerlendirilebilen yurtdışı ya-
yımların nitehk ve nicelik olarak doyurucu-
luğudur. Ancak bu en önemli kıstasın yanı sıra
profesör adaymın Tiirkce yayımlannm, araş-
tırma ve öğretim etkinliklerinin, (yurtiçi ve
yurtdışı) konferanslarda sunduğu bildirilerin
ve mesleği ile ilgili diğer etmenlerin değerlen-
dirmeyagirmesi gerekir. Tek ölçute dayalı de-
ğerlendirmeler genellikle geçerlik ve güvenir-
lik bakımından sorunlu olurlar.
Kaldı ki "Citation Index" adlı ölçüte fazla
bel bağlamak hiç olmazsa sosyal bilimlere gi-
ren kendi uğraş alanımda çeşitli sorunlar do-
ğurmaktadır. örneğin, lngiltere'nin veya kıta
Avrupasf nın en saygın dergilerinden bazıları
sitasyona giremezken Amerika ve Kanada'nın
daha az saygın dergilerine yer verilmektedir.
Örneğin yurtdışında basılmış kitaplar ne
"dtttion" ne de "source" bölümlerinde sunul-
maktadır. Başka sitasyon açısından Amerika-
Kanada ağırlıkh ve yalnızca makale boyutlu-
dur.
Sonuç olarak profesör olmada yurtdışı ya-
yımlarına öncelik verilmelidir. Ancak söz ko-
nusu yayımlan sergileyen ölçütlerin yeniden
gözden geçirilmesi de yararlı olacaktır. Sağ-
lıklı bir biçimde saptanmış yurtdışı yayımla-
nn, öğretim ve araştırma etkinliklerinin ve
konferans bildirilerinin de dikkate alınması
uygun olacaktır. Aksi takdirde, sitasyona gi-
ren bir Amerikan dergisinde tek bir makalesi
yayımlanan kişi de var olan koşullarda pro-
fesör olabileceğinden, işbitirici kişilere "ko-
lay profesorlük" yollarınm hâlâ açık olduğu
söylenebiür.
Doç. Dr. CEM ALPTEKİN
Bofuiçi Üniversitesi
Yabancı DUIer Eğitimi Bölüran
RAS1AŞREPORM
AMBALAJ SANAYtt VE TÎCARET A.Ş.
YÖNETtM KURULU BAŞKAMJGFNDAN
SÎCİL NO: 102395/48600
Şirketimizin Olağanüstü Genel Kurulu 30 Temmuz 1990 Pazartesi günü saat
14.30'da Beşiktaş Barbaros Bulvan Camhan'daki T. Şişe ve Cam Fabrikaları A.Ş.
Genel Müdürlük binasmda yapılacaktır. Pay sahiplerimizin aşağıdaki gündemin
görüşüleceği toplantıya katılmalarını rica ederiz.
Toplantıya iştirak edecek pay sahiplerimizin, sahibi bulunduklan hisse senetle-
rini veya sahip olduklarmı ispatlayan belgelerini, toplantı tarihinden en geç bir
hafta evyel Oto Sanayi Sitesi, Yunus Emre Cad. No: 3/5 4. Levent-tSTANBUL'daki
şirketimize tevdi ederek toplantıya giriş kartı'almaları gerekmektedir.
GENEL KURUL GÜNDEMİ
1. Başkanlık Divanı seçimi ve Başkanlık Divanı'na Genel Kurul Tutanağı'nın
imzalanması için yetki verilmesi.
2. Şirket Ana Sözleşmesi'nin sermayeye ilişkin 5. maddesinin değiştirilmesi ko-
nusunun görüşülerek karara bağlanması. (Madde metninin eski ve yeni şekli aşa-
ğıdadır.)
ESAS SERMAYE
TADİL TASARISI
ESKİ ŞEKÎL
MADDE 5:
Şirket Sermayesi
Şirketin sermayesi beheri 1.000 TL değerinde 650.000
adet (A) tipi ve yine beheri 1.000 TL değerinde 5.850.000
adet (B) tipi hamiline muharrer pay senedine bölünmüş
toplam 6.500.000.000 (Altımilyarbeşyüzmilyon) TL'den
ibarettir.
Bundan evvelki sermayeyi teşkil eden 4.500.000.000
(Dörtmilyarbeşyüzmilyon) TL'nin tamamı ödenmiştir.
Bu kez arttınlan 2.000.000.000 (Ikimilyar) TL serma-
yenin tamamı nakdi olup ortaklar tarafından taahhüt edil-
miş ve 1/4'ü olan 500.000.000 (Beşyüzmilyon) TL nakden
ödenmiştir.
3/4 ise Yönetim Kunılu'nun uygun göreceği zamanda
ödenecektir.
Bu sermaye arttınmında (A) ve (B) tipi senetleri mikta-
rı eski oranlannı koruyacak şekilde çıkarılacak olan (A)
tipi pay senetlerini ancak bu çeşit pay senetlerine sahip
olanlar alabileceklerdir.
Şirket pay sahiplerinin olurunu almak koşuluyla çıka-
rılacak pay senetlerini 10.000, 25.000, 100.000, 500.000,
1.000.000 ve milyon TL'nin katları olan kupürler halinde
birleştirebilirler.
Hamiline muharrer pay senetleri ancak sermayenin ve
paylarm tamamının ödenmesinden sonra çıkanlacaktır.
Bundan gayri 50 (Elli) adet nama yazılı kurucu senedi
çıkanlmış ve T. Şişe ve Cam Fabrikaları A.Şfne verilmiş-
tir.
YENİ ŞEKİL
MADDE 5:
Şirket Sermayesi
Şirketin sermayesi beheri 1.000 TL değerinde 750.000
adet (A) tipi ve yine beheri 1.000 TL değerinde 6.750.000
adet (B) tipi hamiline muharrer pay senedine bölünmüş
toplam 7.5OO.OOO.OOO (Yedimilyarbeşyüzmilyon) TL.den
ibarettir.
Bundan evvelki sermayeyi teşkil eden 6.500.000.000 (Al-
tımilyarbeşyüzmilyon) TL'nin tamamı ödenmiştir.
Bu kez arttınlan 1.000.000.000 (Birmilyar) TL serma-
yenin tamamı amortismana tabi iktisadi kıymetlerinin 213
sayılı VUK'na 3332 sayıh kanunla eklenen mükerrer 298.
maddesi gereğince yeniden değerlenmesi sonucu oluşan de-
ğer artış fonundan karşılanmış olup hisse senetleri ortak-
lara payları oranında bedelsiz olarak dağıtılnuştır.
Bu sermaye arttınmında (A) ve (B) tipi senetleri mikta-
rı eski oranlarını koruyacak şekilde çıkarılacak olan (A)
tipi pay senetlerini ancak bu çeşit pay senetlerine sahip
olanlar alabileceklerdir.
Şirket pay sahiplerinin olurunu almak koşuluyla çıka-
rılacak pay senetlerini 10.000, 25.000, 100.000, 500.000,
1.000.000 ve milyon TL'nin katları olan kupürler halinde
birleştirebilirler.
Hamiline muharrer pay senetleri ancak sermayenin ve
paylann tamamının ödenmesinden sonra çıkanlacaktır.
Bundan gayri 50 (Elli) adet nama yazılı kurucu senedi
çıkanlmış ve T. Şişe ve Cam Fabrikalan A.Ş.'ne verilmiş-
tir.
H
Marlboro Adventure Team'in başından
geçenler • Unutuimayan Gnıp B'ler •
Opd Vectra Türkiye'de imaJ ediliyor •
Cosworth Sierra 4x4 yarış
parkuriannda • Porsche Atnerikana
• Bir Türk'ün İngiltere'de topladığı
280 ES Cabriolefnin öyküsü •
24 Saat Le Mans 90 ve Sport Prototip'in
Ansiklopedisi • Maserati 5000 GT •
Monaco ve Canada Grand Prix'leri •
Murat tlem Yunanistandan bildiriyon
Akropol Rallisi • Yeşil Bursa-Ankara
Pist-İstanbul Ralli-Kroslan •
Temmuz Sayısı Bayiinizde
HAZIR MISINIZ?
Yoğun-yarı yoğun,
TOEFL VE PROFICIENCY
GRUPLARI
Yeni Dönemimiz
16 Temmuz 1990
sizleri bekliyor
BÜYÜK SÜRMELİ OTELİ KARŞISI/GAYRETTEPE
174 28 90-174 28 91
ANKARA NOTLARI
MUSIAFA EKMEKÇİ
Kutsal Çöldetö Cinayet: (2)
Tünelin İki Ucu...
Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü eski yönetmenlerinden Aydın
İpek'le Mekke'de olan olaylan konuşuyoruz. Aydın İpek'e sor-
dum:
— Kaç yıl Mekke'de bulundunuz? Olayların olduğu yeri, tü-
neli anlatır mısınız?
— Beş yıl Mekke'nin yakınında, Mekke kentine on kilometre
dışarıda bir şirketin idare amirliğini yaptım. Orada çalıştım. Ve
sık sık görevimiz gereği, olayların olduğu "Mına"da çalışma ye-
rimiz vardı, "Arafaf'ta çalışma yerlerimiz vardı, "Arafaf'ın çev-
resinde çalışma yerlerimiz vardı, görev gereği, buralara çok kez
g'ıttim. Mina denilen yerde, yüz binlerce, milyonlarca insan top-
landığı için en büyük problem tuvalet problemiydi. bu tuvalet
problemi gerçekten çok önemliydi, onun için de oraya, Mekke'ye
çeşitli işleri yapmak için gelen şirketlere, Suud hükümeti, ayrı-
ca yüznumara yapma, tuvalet yapma görevi de veriyordu. Biz,
orada kaldığımız beş yıl içerisınde, üç yûz kadar tuvalet yaptık.
Çeşitli, başka, örneğin Pakistan'lı şirketler de tuvaletler yaptı-
lar. Biliyorsunuz Müslüman olmayanlar, Mekke'ye giremiyor.
Mekke'de çalışan şirketlerin hepsi aşağı yukan Müslüman şir-
ketler. Bu şirketler de işte Hindistan, Pakistan, Türkiye, Afrika
ülkelerinden şirketler. Bu arada "Mina" denilen yerde, hem üstte
hem alttan şeytan taşlanacak tünel bıçiminde bir yer var. En
makbulü herhalde tünel biçimindeki yerden taşlama işi. Üç ta-
ne de şeytan var; büyük şeytan, orta şeytan, küçük şeytan. Bu,
"büyük şeytarT'ı taşhyor kişi, doğu kısmından girerek tünele.
Ondan sonra "orta şeytan"ı, en sonra da "küçük şeytan"ı. Ve
600-700 metre uzunluğundaki tünelin öbür ucundan çıkıyor. Şim-
di benim kanım; büyük şeytanı taşladıktan sonra "dönmek
suretiyle" diyor haberler, oysa dönmek söz konusu değıl, öteki
ucundan "küçük şeytan"ın bulunduğu yerden, ikinci bir kafile
giriyor. Büyük şeytanı taşlayan bir grup, orta şeytana doğru iler-
lerken öteki grupla karşılaşıyor. Binlerce kişi tünelin bir başın-
dan girdiği için öteki başından da yüz binlerce kişi geldiği için
bu giren kişiler, en öndeki ile karşılastıkları zaman duruyoriar,
ama durmaları olanağı yok, çünkü arkadan akıyor. Ve öndeki
kişier sıkışarak ölüyor...
Şimdi bu tünelin içinde "Türkçe" ve "Arapça" yazılar var.
"Türkçe" olmasının nedeni, Suud Arabistan'a en çok hacı adayı
gönderen ülkelerden biriyiz biz, her yıl rekor düzeyde. Türkçe
ve Arapça, duvarlarda "Geri dönülmez", "Yerinde durulmaz"
. yazıyor. Geri döndüğünde, ya da yerinde durduğunda ezilip öl-
mek söz konusu. Tünelin iki yanından da girmeye kalkışınca
insanlar, bu facia meydana gelmıştir. Bir yandan girmek söz ko-
nusu olsaydı, bu facia olmayabilirdi. Sanıyorum burada "ihmal"
söz konusu. Oradaki hac düzenlemesini yapan, gerek Suud hü-
kümeti gerekse ülkelerin gıden görevtileri, yeterince dikkatli dav-
ranmamışlardır bana göre. Tünelin iki ucundan girilmemesi
gerekiyor. Tek bir yandan girip öteki ucundan çıkmak gereki-
yor.
— Siz tünele girdiniz, değil mi?
— Ben girdim tünele, tünelde eşimin resmini çektim. Mina
Tüneli'ne girdık, karşı taraftan da çıktık, bir çok kez gezdik as-
lında...
— Havalandırma bozukmuş galiba, havasız kalmışlar
— Orada yapılan tünellerın tümünde havalandırma ve serin-
letme var. O aygıtların bozulması halinde o tünelin içindeki in-
sanlann büyük bunalıma girmeleri söz konusu. Dışarıda
sıcaklığın 65 dereceye çıktığını biliyorum ben. Tünelin ıçi bir rıayli
serin oluyor. Her yanı taş olduğu için tünelin içine girdiğinizde
serin oluyor ama binlerce insanın soluk alıp vermesi halinde bu
serinlik ortadan yok oiuyor, oksijen yetmezliği meydana geliyor,
ki ölümlerin birçoğunun ondan olması gerekir. Hatta Mina Tû-
neli'nin üstündjn de taşlamak söz konusu demiştim, "sevap"
olan; altından taşlama işi. Aşağıda olaylar başlayınca oraları bi-
len bıri olduğum için okudugum haberleri daha iyi değerlendi-
rebiliyorum, yukarıdaki insanlar, aşağıdaki bağınşmayı, çığlıkları
duyunca merak ediyorlar, aşağıya bakmaya çalışan insanlar-
dan birçoğu da gelen kalabalıkla birlikte aşağıya uçuyorl Ölen-
lerden bir kısmi da öyle ölüyorlar Korkuluklar var gerçi köprülerin
çevresinde ama sıkışma suretiyle ölüm olaylan oluyor.
— Bu tünelleri siz mi yaptınız? Ne zamandan beri yapıldı?
— Şimdi efendim, Mekke üç yüz bin kişilik bir kent. Eski bir
kent, ancak yenilenmeye doğru gidiyor. Suud hükümeti bu ko-
nuda bir hayli para harcıyor. Bu kentte hac sırasmda, 1 milyon-
la 5 milyon arasında insan toplanıyor. Yani düşünün, 300 bin
kişilik kente göre ayarlanmış, yeme ıçme, ne bileyim, barınma,
bu kadar kişi için. Bir de 5 milyon kişinin geldiğini düşünün, ger-
çekten bir hayli zorluklar içinde oluyor, barınma, yeme içme.
Mekke'deulaşım... Mekkeyi ben, birdüzünortasındakurulmuş
bir kent olarak düşünürdüm Türkiye'deyken. Oraya vardım ki
yüzlerce tepenın arasına kurulmuş bir kent. Türk şirketleri de
bu tepelerin arasına durmadan tüneller açmakta. Örneğin, Kâ-
be'ye giren bir tünel var. Sezai Türkeş şirketi açmış. Biz gel-
dik, onun üstünden ona çapraz bir tünel açtık.
— Sizin şirketin adı ne?
— BİM Hol. Bırleşmış Müteahhitler Holding. Bizim, üstümüz-
den bir Pakistan şirketi geldı, bir başka tünel açtı. Yani, Kâbe'-
ye çıkan üç dört tane tünel oluyor. Aslında Kâbe'ye çıkan bir
hayli tünel var; Kâbe'nin bulunduğu yer, Arafat'a 15 kilometre.
Burada üç dört tane tepe, dağ var. Dağların içinden durmadan
tünel açılmış, çünkü ulaşım gerekli. Şu ana dek açılmış yüz do-
layında tünel var. Kanalizasyonu, Türk şirketlerinden Fiska şir-
keti açıyordu. Zemzem suyu, o açma sırasmda zedelendi. O
yöreye çok yağmur yağar. Kanalizasyon olmadığı için de ken-
tin içinden akar şey, Tam Kâbe'nin altına geldiğinde, dinamit
atınca Kâbe'nin yanından çıkan zemzem suyu, kayboluyor. Yeni
hac dönemine dek Kâbe'yö aynı biçimde su bulmak gerekiyor.
Suud hükümeti, tuttu, birçok şirketlere görev verdi; Kâbe'ye su
getirme görevi. Bu görevlerden birini de bizim şirket aldı, "Va-
di Milkan" denilen-yerden su getirme işi.
— Yıl kaçtı?
— 1985. Suyu 1985 haccına yetiştırdik!
— Bizim hacı adayları daha yaşlı oluyor, Afrikalılar nasıl?
— Şimdi, Kamerunlular, Afrikalılar, Sudanlılar, gerçekten iz-
bandut gibi dev gibi gençler. Suud Arabistan'a gelen hac kafi-
lesi içinde en yaşlıları Türk[er. Dünyadan elini ayağını çekmiş
ınsanlarımız gidiyor hacca. Öteki dünyaya hazırlık bıçiminde dü-
şünüyor. Oysa bizim dışımızdan gelen tüm ülkelerin hacı kafi-
leleri genç ve dinç. Hele hele o Afrika yerlileri, dediğim gibi
Kamerunlular, Sudanlılar, Somalililer, dev gibi Mina'dan şey-
tan taşlamaya gelirken kol kola giriyorlar, saflar halinde yürü-
yorlar. Önlerine ne çıkarsa ezip geçiyorlar. Hac sırasında sık
sık ölümler oluyor. Geçmiş yıllarda da, bizim kafilemizden ke-
sinlikle beş on kişi ölürdü. Bu ölümler, bunlardan ileri geliyor.
O kişileri durdurmak olanağı yok. (Kimi Afrika ülkelerinde, genç
erkekler hacı olmadan evlenemiyorlarmış, o nedenle hacca genç
gıdiyorlarmış! Endonezyalılar da kadınlarını aralarına alıp koru-
mak istemişler. öyle yürumüşler...) Ezmezlerse ezilme durumun-
da kalacak insanlar. Kendilerini korumak için o biçimde
yürüyoriar. Yürümelerden dolayı da birtakım sıkıntılar doğuyor.
— Hacda yitenlerin olduğu söylenıyor; bu nasıl oluyor?
— Efendim, her hac döneminde ben, beş hacı doneminde ora-
daydım, bizim işçiler arasında anlatılırdı: İşte "falan falan kişi-
ler kaybolmuş", özellikle kadınların kaybolması, güçsüz kişilerin
kaybolması söz konusu oluyor. Hac sırasmda, bu kayıplar de-
vam ediyor. Ama hacdan sonra da geneilikie meydana çıkıyor-
lar Bilmiyorum, nasıl oluyorsa...
— Herhangi bir açıklama yapılmıyor?
— Yok yok, yolunu şaşırma olabilir...
— Kaçırma olabilir mi?
— Kaçırma da olabilir tabii. Çünkü her ulustan insan geliyor
oraya. Suud hükümeti, ne kadar dikkat etmeye çalışsa bile za-
man zaman bu kaybolmalar oluyor. Kadınların satılması olabi-
liyor! Zaman zaman, biz de duyduk bunları...
* * *
Düzeltme: Pazar günü çıkan "Ankara Notları"nda, ibrahim
Peygamber'in karısı, Hatıce olarak geçmişti. Hacer olacaktır.
Sn. Ibrahim'in asıl eşi Sara'dır. Tevrat'taki adı ise Reha, söy-
lenceye göre 90 yaşında iken Sara, 17 yaşında bir genç kız ka-
dar guzelmiş. İbrahim, Sara'nın cocuğu olmadığı için onun ısrarı
ve izniyle kölesi Hacer'le evlenir. İsmail de Hacer'den olur. Dü-
zeltir, özür dılerim.
Hoşgeldin
ŞEHNAZ
11.7.1990 İstanbul
HÜLYA-ÖMER-ÖZGÜR