Katalog

7 HAZİRAN 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5 Türkiye, Venedik'te • Kiiltür Servisi — Uluslararası Venedik Bienali'ne uzun süredir ilk kez katılan Türkiye, bu yıl Mithat Şen ve Kemal Önsoy'un yapıtlarıyla temsil ediliyor. Türkiye'nin sergi komiserliğini ise Beral Madra yapıyor. Türk pavyonunun açılış kokteyline Milano Başkonsolosu Ergül Gökçen, aralarında Michelangelo Pistoletto Diego Esposito, Emilio Vedova gibi tanınmış yabancı sanatçılar, Serhat ve Sebla Kiraz, Hale Arpacıoğlu, Ayşe Erkmen, Gülsün Karamustafa ve Handan Börüteçene gibi Türk sanatçılar da katıldılar. Festival bilederi satılıyor • Kültür Servisi — Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından düzenlenen "18. Uluslararası Istanbul Festivali" bilet gişeleri bu gün saat 10.00'da açılıyor. Rezervasyondan arta kalan biletlerin de satışa sunulacağı AKM gişeleri hergün saat 10.00-18.00 arası açık kalacak. Festival programına dahil edilen "4. Murat Operası" için Topkapı Sarayı'nda ayn bir gişe açılacak. Topkapı Sarayı'nda düzenlenen basm toplantısında açıklamalarda bulunan Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı Genel MUdürü Aydın Gün, 4. Murat Operası'nı Istanbul Devlet Opera ve Balesi'nin önerisini benimseyerek festival programına aldıklarını, Topkayı Sarayı'nda sergilenecek olmasının ayn bir önem ve güzellik katacağını, çünkü konunun burada geçtiğini belirtti. 4. Murat Operası, Topkapı Sarayı Akağalar Kapısı (Babü's Saade) önünde sahnelenecek. Kültür programı • Kiiltür Servisi — ENKA Spor, Eğitim ve Sosyal Yardım Vakfı tarafından düzenlenen "1990 Yaz Dönemi Kültür Programı" başladı. Sadi Gülçelik Spor Sitesi'nde gerçekleştirilecek olan etkinlikler, 5 Eylül 1990 tarihine kadar sürecek. Etkinliklerin haziran ayı programında bugün Istanbul Devlet Tiyatrosu'nun "Sevgili Soytarı" adlı oyunu, 9 haziran cumartesi günü Istanbul Devlet Opera ve Balesi'nin "Bir Uzay Masalı" adh pop operası, 11 haziran pazartesi günü tstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları'nın "Lüküs Hayat" adh muzikali, 14 haziran persembe günü Şehir Tiyatrolan'nın "Resimli Osmanh Tarihi" adh oyunu, 16 haziran cumartesi günü Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvan Tiyatro Bölümü'nün "Kral Lear" adlı oyunu, 19 haziran salı günü Istanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvan Bale Bölümü'nün "Bale Gösterisi", 22 haziran cuma günü tstanbul Üniversitesi Çoksesli Koro ve Orkestrası'nın konseri, 23 haziran cumartesi günü Üsküdar Musiki Cemiyeti Korosu'nun konseri, 26 haziran saü günü İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuvan'nm konseri ve 28 haziran perşembe günü tstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu'nun konseri yer ahyor. Gösterilerin başlama saati 21.30. 'Pulcinella' Taksim Sahnesi'nde • tSTANBUL (ANKA) — Yapı Kredi Gençlik Festivali'nin favori oyunlanndan olan 'Pulcinella' 10 haziranda Istanbul Devlet Tiyatrosu Taksim Sahnesi'nde gösterime sunulacak. Sigrid Seberich'in yazıp yönettiği Avusturya'dan Theater des Augenblicks tiyatro topluluğunda sahnelenecek oyun, seyirciyi bir aynayla karşı karşıya getiren, tüm saflığıyla dilediği her şeyi söyîeyen bir palyaçonun çevresinde gelişiyor. 'Pulcinella' Stravinski'nin müziği eşliğinde sunulacak. Halk oyunlan festivali • Kültür Servisi — Galatasaray Lisesi Folklor Kulübü öğrencilerinin Galatasaray Eğitim Vakfı'nın katkılanyla gerçekleştirdiği "Geleneksel Halk Oyunlan Festivali, 9-10 haziran günlerinde saat 21.00'de Açıkhava Tiyatrosu'nda gerçekleştirilecek. Bu yıl yedinci kez düzenlenen festivale, Türkiye'nin ceşitli yörelerinden katılacak 21 halk oyunlan grubunun yanı sıra Fransa'dan "Nice la Ciamada Nissarda" ve Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti'nden "tskele Belediyesi" grupları da katılacak. Festival programı dahilinde Galatasaray Lisesi'nde 1927 yılında ilk halk oyunlan topluluğunun kurulmasını sağlayan Mehmet Ali Durusoy adına "Mavro Ali Halk Oyunlan Hizmet ödülü" verilecek. BİLKENT ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR VE MÜZİK ENSTİTÜSÜ üsansüstü Programlara Öğrenci Alınacaktır 1990-1991 öğretim yılında aşağıda belirtilen öğ- retim programlarına sınavla YÜKSEK LISANS öğrencıleri alınacaktır. İsteklılerin Guzel Sanatlar ve Müzik Enstıtüsü'nden alacakları başvuru formlarını ve istenen belgelerı en geç 22 Haziran 1990 tarihine kadar Enstitu'ye ıletmeleri gerek- mektedir. SINAV, MULAKAT VE ÖĞRETİM PORTFOLYO PROGRAMLARI DEĞERLENDİRİLMESİ 27 Haziran 1990 27-29 Haziran 1990 Resim Grafik Sanatlar İç Mimari ve Çevre Tasarımı 25-29 Haziran 1990 Müzık 12-13 Temmuz 1990 Resım, Grafik Sanatlar ve İç Mimari ve Çevre Tasarımı Programları için İNGİÜZCE YETERLİK 25 Haziran 1990 SINAVI saat 10:00 BAŞVURU ADRESİ: Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Müzik Enstitüsü P.K. 8, Maltepe 06572 Ankara Tel: 266 44 71 AÇIKTEŞEKKÜR Etilerde açtıklan bar ile unutulmaz geceler sunan, Garden party'leri ve müziği ile her geceyi ayn güzel kılan Mehmet GÜNER ve Serdar KARAOGLU'na teşekkür ederken soruyoruz... Niye öyle erken (04.00) kapatıyorsunuz? Bir grup Star 88 müdavimi... The Blue Nile topluluğunun yeni albümü 'Hats' adını taşıyor Popta 'sırların' müziğiIskoç üçlüsü The Blue Nile "Hats'' için "bir çiftin eve kapanıp bütün kapılan kapatıp, oturup dinleyeceği bir albüm yapmak istedik' diyor. Topluluğun yoğun emek izi gösteren ürünlerine bireylerin "özel", "kapah" yaşamının müziği de denebilir. VAVUZ BAYDAR Ani ün ve kitlesel galeyan, po- püler müziğin temel özellikleri arasında. İki türlü etki yapıyor bu olgu(lar) pop icracıları üzerinde. Solo isimler ve topluluklar, ün/ga- leyan darbesini yiyince ya -Duran Duran, Paul Young, Frankie Go- es To Hollywood ve benzeri ör- neklerde olduğu gibi- çiçek gibi açılıyorlar ya da -Talk Talk ve Pre- fab Sprout gibi- midyeleri çağrış- tınr biçimde içlerine kapanıyorlar. Bu ikinciler de daha çok pop/rock dünyasının "düşünen", "düşündü- re«", "kaygı taşıyan" kesimini oluşturuyor. The Bloe Nile, işte bu ikinci, "saygın" kategorinin belki de en tipik örneği. Yüce, süzme bir mü- ziğin izini sürmekten vazgeçmeyen bu Iskoç üçlüsü, 1980'Ierin başla- nna kadar uzanaıı varlığını sade- ce iki albümle belgelemiş durum- da. Eğer son albümleri Hats ge- çen yıl sonuna yetişmeseydi, bu hareketli on yılı tek yapıtla geçir- miş olacaklardı. Ve sanınm bu iki The Blue NUe olmasaydt, 1980'ler pop terazisinın kefesi hayli yük- sekte kalacaktı. Glasgow Üniversitesi mezunu Paul Buchanan (vokal/beste), Ro- bert BeU (bas) ve Paul Joseph Mo- ore*un (tuşlular) A VValk Across The Rooftops adlı ilk albümün- den tam beş yıl sonra çıkan Hats 33'lüğü, gerek öz gerek biçimsel açüardan, tür içinde en üst düzey- de görülmesi kaçınılmaz olan bir incelik, zerafet ve duyarlıhk ürü- nü. Alabildiğine yumuşak, "im- batvari" melodiler, acelecilikle her türlü ilişkiyi kesmiş tuşlular ve Buchanan'ın o tipik kaygılı/yaslı sesi, albüm boyunca, dinleyiciye huzur ve sükunetin (çılgınlaşan dünyada rengi iyice solan bu iki önemli varlık nedeninin) pencere- • lerini açıyor. Benzerine ancak Da- vid Sylvian'ın yapıtlannda, Brian Eno'nun ilk cahşmalannda rast- lanan, "nadir" bir ürün Hats. Aşk kavramı çevresinde azgın enflas- yonun yaşandığı bir ortamda, bu kavramı tsviçreli bir saatçi gibi mi- Hmetrik bir dikkatle inceliyor ve yeniden "asınmaz" kıüyor, Hats- deki bestelerinde The Blue Nile. Bu "nadir" ürünü tedavüle sürer- ken hiç de gürültü koparmamaya özen göstermişler. Buchanan bir dergiye (Musician) şunları söylu- yor: "Bir çiftin eve kapanıp, bü- tün kapılan kapatıp, olunıp din- leyeceği bir albüm yapmak iste- dik." Bireylerin "özel", "kapalı" ya- şamının müziği de denebilir The Blue Nile'ın yoğun emek İzi gös- teren ürünlere. Tek, iki, en fazla üç kişilik "sırlann" müziği. Pay- laşılması zaman alan, iletişimin- de güçlük çekilen duyguların bes- teleri. Kırılganlığın tınıları. The Blue Nile'ı oluşturan üç ki- şiyle doğuran bağlantılı özellikler bunlar. lçe kapanıklık, "ortalık- ta görunmemek".. Kûnileri utan- gaçlık diye tanımlıyor bunu, kimi- leri ise "dinleyicinin zekâsına ve yiiregine saygı" diye. İkisinde de doğru payı yüksek, ama albümleri açısından bakıldı- ğında, işin içinde talihsizlik de var. Hats gibi bir başyapıt olan A Walk Across The Rooftops adlı ilk yapıüanru çıkanncaya kadar hayli sıkıntı çekmiş, Buchanan ve iki ar- kadaşı. Müziğe 1981'de Glasgovv Üni- versitesi'ne giderken girmişler. Pa- ul Buchanan Ingjliz edebiyatı okumaktaymış, Robert Bell ise matematik. Paul Joseph Moore, ertesi yıl aralarına katıldığında, elektronik bölümunün yeni me- zunlan arasındaymış. tlk 45'likleri hiç tutmayınca, finansman sağla- mak için "iyi" işlere girmişler; ti- yatro, halkla ilişkiler sekreterliği, ses teknisyenliği gibi... Bir süre sonra stüdyoda hazırladıklan bir bant, bir elektronik mağaza zin- cirinde çalımnca büyük ilgi gör- müşler. Plak teklifi üzerine hiç acele etmemişler. A Walk Across The Rooftops'ın çıkması için tek- lifin üzerinden 1.5 yıl geçmesi ge- rekmiş. 1984 mayis> ayı ve sonrası ise pop tarihi içinde- yer alıyor: Dön gün gibi son derece kıse bir sürede kaydedihnesine, radyo- da çok az çalınmasına, topluluğun TV şovu ya da turne yapmaması- na karşın 33'lüğün adı ve ünii bir çığ gibi yayılıverdi. Talking Heads ve U2 gibi "irüerin""yapıması Ste- ve Lillywhite, "son beş ydın en önemli yapıtı" diyordu, A Walk Across The Rooftops için. Bugü- ne kadar dünyada 70-80 bin ka- dar satsa da albümle ilgili ovgu dolu sözler, Rickie Lee Jones, John Marryn, Steve Winwood gi- bi muzisyenlerin dilinden düşme- di. , Buchanan ve arkadaşları, albü- mün yarattığı yankıların kendile- rine pek i>i gelmediğini söylüyor- lar. Özel yaşamlarının sarsılması- nı, çeşitli cephelerden gelen aksi- NtTELİK ARAYAN- LAR tÇtN — Soldan saga, Robert BeU (bas), Paul Bucbanan (vokal, beste) ve Paul Joseph Moore'dan (tuşlular) oluşan The B I K NOe'ın Hats 33'lügü gerek öz gerek biçimsel açılardan, tür içinde en öst düzeyde görülmesi kaçınılmaz olan bir incelik, zerafet ve duyaıiılık üriinü. likler ve "tlk de istiyorlar diye ye- ni albüm mıi yapacagız" isteksiz- liği izlemiş. Plak şirketi ile inat- laşmaları da (turne yapmamak, Glasgovv'dan aynlmamak gibi ko- nularda) stüdyo şanslannın sürekli ertelenmesine yol açmış. 5 yıllık sessizlik döneminin son iki yılını stüdyoda geçirmişler, arahklı olarak. 1989'un ilk yansııı- da çalışma, mükemmeliyete var- mak için günde 16 saate kadar çıkmış. Sonuç? Dört dörtlük. Bir önceki albüm gibi yedi beste içe- ren Hats, içe dönük patlama po- tansiyeline sahip müziğiyle, nice- lik yerine nitelik arayanlar için ide- al bir "mela." Aceleci ounayan her album gibi yıllar sonrasına şimdi- den büyük rahathkla bakan bir yapıt. önerilir. 2. ULUSLARARASIISTANBUL TİYATRO FESTİVAÜ 'Bakkhalar', s Guernica\ 'YerAltından Notlar've'Pluto'ilgi çeken çalışmalardı Dört ayrı oyun dört ayrı tat DtKMEN GÜRÜN UÇARER Uluslararası 2. tstanbul Tiyat- ro Festivali kapsamında yedi ko- nuk grup izledik. Bunlann yapıt- lan arasında ("Yanık Saraylar"ı göremedim) "Bakkhalar", "Gu- ernica", "Yer Alündan Notlar" ve "Ptato" ilgi çeken çalışmalar- dı. Dylan Thomas'ın şiir ve mek- tuplarından Bob Kingdom'un yazdığı ve oynadığı "Dylan Tbo- mas"ın Aatbony Hopkins tara- fından yönetilmesi de bu duzeyli çalışmaya ayrı bir tat veriyordu. Ne var ki, izleyiciden kesinlikle dil hâkimiyeti isteyen bir yapıttı. Bu nedenle festival için belki de ye- rinde bir seçim olduğu soylene- mez. Theatre Fantastique ise gör- sel öğeler üstüne kunılu hoş bir gösteriydi, ama o kadar. Avust- ralya'dan gelen konuk topluluğun izleyiciyi genelde diış kırıkhğına uğratması ise sanıyorum uluslara- rası bir festivale katılabilecek dü- zeyde yeterli bir yapıya sahip ol- mamasından kaynaklanıyordu. Bu bağlamda, gerek festivale dı- şarıdan katılacak toplulukların ve gerekse kendi tiyatrolarımızın sahneleyecekleri eserlerin çok iyi değerlendirilmesi, üzerinde önem- le durulması gereken bir konu. Geçen yıl yine Yunanistan'dan gelen Volos Tiyatro Topluluğu'n- dan izlediğimiz 'Antigone"de yo- netmen Vrahoritis seste müzika- liteden hareketle bilimsel bir araş- tırmanın sonuçlannı estetik bir bütün içinde sunarken, bu yıl da Attis Tiyatro Topluluğu'nun yö- netmeni Terzoupulos "Bakkha- lar"da belki biraz Meyerbold'un teatral biçeminden. oyunculann hareketlerinde kesinlik ve akroba- tik zerafet ilkesinden ve daha çok da Artaud'nun dilin insan vücu-, duyla çakışması gerçeğinden ha- reketle bir Euripides tragedyası- FELSEFt VE POLİTİK TEMA — Sovyetler'den gelen "Yer Albndan Nottar" Dostoyevski'nin febefi ve politik bir temaya karamsar bir aydın yaklaşımıydı. nı bir buçuk saatlik bir süre içine sığdınyordu tüm şiirselliği, çarpı- cılığı ve coşkusuyla. Anlatımda dilin ötesinde vücudun inceyi ve groteski iç içe sergileyen değişken- likte kullanılması, soluk alıp ver- menin, jest ve mimiklerin dansla- tınılarla bütünleşmesi ve bu öğe- lerin tümünün dinamik bir tem- poyla yalın bir çevre düzeni için- de sunulması "Bakkbalar"a bü- yüleyici bir boyut kazandırmanın ötesinde "eski" ile "yeni" sente- zinde vanlabilecek uçlardan biri- ni sergiliyor, araştırmanın önemi- ni vurguluyor, deneyselliğin sınır- sızlığını beliriiyor. "Bakkhalar" anlamlı, ritmik hareketler ve ses- ler bütünü. Oyunculann konsant- rasyon ve kondüsyonları bilinçli bir çalışmanın kaçınılmaz sonuç- lan. Büimselliğin, araşürmaahğın ve tabii ki düş zenginliğinin aynı potada eritilmesinin örneklerin- den biri. Yine anlatımda "viicut dili'- 'nden hareket eden bir başka ti- yatro da Avusturya'dan gelen Theater Des Augenblicks. Önce- likle Kemal Seyhan'ın maskları- nın ve Gül Gürses'in yorumunun dikkat çektiğini belirtmek gerek. Hakan Görses'in Lorca'run şiir ve sahne metinlerinin kullanımıyla oluşturduğu tekstin belki AKM'- de prova eksikliği nedeniyle izle- yiciye hemen hiç ulaşmaması "Guernica" için eksi bir puan. Ama bilinen-yaşanan-yaşanmak- ta ve yaşanacak olan insanhk ger- çeğinin işleniş -biçimindeki yara- tıcılık, bu çahşmayı, festivalin üzerinde durulması gerekli yapıt- ları arasına sokuyor. İnsan vücu- dunun şiir ve müzikle bütünleş- mesi Guernica'nın yeniden oluşu- munda yakalanan yalın ve işlev- sel dengenin estetik bir kompozis- yon içinde belirginleşmesi. Picas- so figürlerinin sürdürduğü aman- sız çatışma Guernica'daki savaş kurbanlarının dehşet verici gerçe- ği; ve bunlar arasına katılan gez- ginci bir tiyatro topluluğunun ölümcül serüveni. Sovyetler'den gelen "Yer AlOn- dan Notlar"daki felsefi ve poli- tik temanın karamsar bir aydın yaklaşımıyla irdelenişi Dostoyevs- ki yapıtlarına özgü zorlayıcı bir yorum biçimi. Dostoyevski metin- lerindeki bu karamsarhğın sahne- ye aktanlması, ayrı bir yetenek gerektiriyor. Kama Ginkas'ın bu özelliğe fazlasıyla sahip olduğunu belirtmeye gerek yok. Ahlak ku- ramlannı, siyasal gerçekleri, mis- tik sorgulamalan, felsefi tartışma- ları kişiliğini fırtınalar içinde çal- kalayan ezici bir guç olarak Dos- toyevski'nin kahramanında yaşa- mak, onun oyun biçiminde alğı- lamak... Sorulanna yanıt ara- rnak, yanıtlan tartışmak... Onun acılannı, çılgınlıklannı, korkula- nnı, inançlanm, günahlarını, di- renişini, yasadığı duzenin saplaıı- tıları, dengesizlikleri, kuşkulan boyutunda irdelemek. tnsanın in- sanlık onurunu korumak için ver- diği uğraş, gerçek ve gerçek dışı arasındaki ince çizgi, delilikle akıllılık arasındaki nazik denge, urnut ve umutsuzluk arasındaki köprii, sonsuz bir bekleyiş, ama neyi? Yasama baş kaldıran insa- mn aynı zamanda yaşamın köle- si oluşu... Gerek Ginkas'ın yoru- mu gerekse Victor Gvozditsky'nin oyunculuk virtüozitesi (seyirciyle nedense zaman zaman koyu bir ahşverise girmesine rağmen) "Yer Albndan Notlar"ın önemini vur- guluyor. Ve festivalin ilgi çeken yapıtla- rından bir diğeri de Centro Speri mantale Del Teatro'dan izlediği- miz "Pluto" yorumuydu. Aris- tophanes'in toplumsal eleşüride- ki ustalığı diğer güldürülerinde ol- duğu gibi burada da tüm inceli- ği, sivriliği ve pınltısıyla gosteri- yor kendini. Shroo Khermand'ın yorumu ise yoğun bir ortak araş- tırmanın sonucu. Yorumun il- ginçliği Aristophanes'in 38O'li yıl- larda tartıştığı gerçekleri bu İco- medya ustası ile dönemimizin ka- bare türleri arasında köprüler ata- rak günümüze getirmesi. Aslında bugün dünden daha da insanın aynlmaz bir parçası yalan-dolan- rüşvet-baskı... Tristan Tzara ile Hugo Ball'ın başı çektikleri Zü- rih'teki Kabare Voltaire'den, Frank Wedekind'in Elf Scharf- richten'ine, fütüristlere, Brecht'e uzanan bir kabareler yelpazesinin esintilerinde Aristophanes'in ger- çeklerinin sanatçıların dans ve müzikteki uyumlarıyla günümü- ze incelikle, zerafetle, keyifle uzanması. Bir kez daha tiyatroda araştırmanın, incelemenin, deney- selliğin, büimselliğin önemi vur- gulanmış oldu "Pluto" ile... Türkiye'nin en güzel düğün salonlan NİŞANTAŞI \ RESTAURANT Düğün Salonlan 150 kişi için YemekB 1 785.000 Yemeklı mezeli 2.175 000 Rez:147 62 39-147 74 40 • Salonkmmız klimalıdır • .17-27 Yaşında Bayanlara INGILTEREde INGILIZCE'yi Ucuza öğrenmek «;ın güveniNr tek yol AU PMW* yapmaktır. DEBİN LİMİTED ŞTİ. Bwbvo* Bul Maztwp««« Sok 2/9 BafMat-ist Tal 161 43 86-87 Anka» 213 68 87 Lpm 22 38 86 DUYURU Yurtdışında konserler vermek üzere bulunduğum bu günlerde 3 yıl önce çıkarmış olduğum "Ay Işığı Yana Yana" isimli kasetim kapak ve parça sıralamaları değiştirilerek "Munzurumun dağlarında" adı altında piyasaya sürülmüş olduğunu öğrenmiş bulunmaktayım. Kapak ve isim değiştirilip yeni bir kasetmiş görünümü verip, halkımızı aldatmaya ve duygularıyla oynamaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Son kasetim "GÜNEY PLAKÇILIK LTD. ŞTİ." etiketiyle çıkan "VURULDU" olup, Güner Plakçılıkın bu kendini bilmez sorumsuz davranışına karşın yasal bütün işlemler Avukatımca sürdürül- mektedir. Bundan sonra çıkacak tüm yapıtlarım "Güney Plakçılık Ltd. Şti." tarafmdan çıkarılacaktır. En kısa zamanda sizlerle beraber olacağımın sevincini içimde taşıyorum. Sevgilerimle FERHATTUNÇ FRANKFURT Tıyatro festivali • Kültttr Servisi — tstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından 19 Mayıs - 5 Haziran 1990 tarihleri arasında gerçekleştirilen "2. Uluslararası tstanbul Tiyatro Festivali" sona erdL Yedisi yabancı toplam 12 ayrı topluluğun 15 oyun sergilediği ve yaklaşık iki bin kişinin izlediği festivalde, yabancı dildeki oyunlarda arunda çeviri gerçekleştirildi. Türk Evleri Haftası • Kültttr Servisi — Türkiye Tarihi Evleri Koruma Derneği ve Alarko Eğitim-Kültür Vakfı'nın birlikte düzenledikleri "8. Tarihi Türk Evleri Haftası", bugün saat 18.00'de tstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu'nun Alarko Konser Salonu'nda vereceği konserle sona eriyor. "Sokak Şarkıları^ • Kültür Servisi — Uzun yıllar Yeni Türkü grubunda üfleme çalgıları çalan Kerim Fersan, bu kez kendi çalışmalarıyla sahneye dönüyor. Bugün saat 13.00'te Sarıyer Mehmet Akif Ersoy Parkı'nda "Sokak Şarkıları" programı ile ilk resitalini verecek olan KeTİm Fersan, ayrıca 9 Haziran 1990 günü de Hisarüstü Parkı'nda saat 19.00'da bir resital daha verecek. Divarese'den spor sahaları Kiiltür Servisi — İtalyan ayakkabı fırması Divarese tarafından düzenlenen "Vizörün Ardından Spor Sahaları" konulu fotoğraf sergileri, 8 haziran cuma günü tstanbul ve tzmir'de açılıyor. Basında spor foto muhabiri olarak görev alan gazetecilerin eserlerinden örneklerin yer aldığı ve ilk kez düzenlenen sergiler, beş Divarese mağazasında izlenebilecek. Ana felsefesi doğal hayat, doğada yaşaın ve spor olan Divarese mağazalarındaki sergilerde; Milliyet'ten Cüneyt Şengül ve Sinan Erbil, Tercüman'dan Haluk Sarıuçak, Fotospor'dan Mustafa Sanipek'le, tzmir Yeni Asır'dan Çağlayan Sueli, Taner Baturlar ve Erhan Hartaç'ın fotoğrafları yer ahyor. Moda Lisesi etkinlikleri • Kültür Servisi — Kuruluşunun 25. yılını kutlayan özel Moda Lisesi "25. Yıl Etkinlikleri", bugün Kadıköy Dr. Esat Işık Cad. Şifa Sokak'ta bulunan lise binasmda saat 14.30'da yapılacak diploma töreniyle sona eriyor. Moda Deniz Kulübü'nde saat 20.00'de verilecek olan mezuniyet yemeğinden sonra yann Sheraton Oteli'nde gerçekleştirilecek olan "25. Yıl Kutlama Kokteyli" saat 16.30'da başlayacak. 'GÜN • Galatasaray Lisesi Kültür Şenliği Kadıköy Anadolu Lisesi'nin "Midas'ın Kulaklan" adlı oyunu 11.00'de, "Türkiye'de Kitapçılık Üzerine"konulu panel 13.30'da, lise öğrencilerinden oluşan Grup Yankı'nın özgün müzik konseri 16.00'da ve Andrei Torkovski'nin "Solaris" adlı filminin gösterimi 18.30'da ücretsiz olarak izlenebilecek. • Konser ve söyleşi Kudret Kurtcebe'nin konseri 16.00'da, Ahrtıet Uğurlu söyleşisi 18.00'de Şişli Belediyesi Kitap Şenliği kapsamında izlenebilir. IZM'lerin modosıgcçtitBy$nl9f kapitaliZM'i sevenlertir. İlk sayı tüm bayilerde Yaptığı grafik tasarımı bilgisayarda şekillenecek, deneyimli, çok seri, A'dan Z'ye kaliteli iş çıkarma ustası, GRAFİK ERBABI Tel: 130 07 82-130 07 93