26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 HAZİRAN 1990 CUMHURİYET/17 HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE BUGÜN Meteoroiojı Genel Mûdûrlu- ğü'nden aJınan bilgiye göre yur- dun kuzeydoğu kesımlen parcai bulutlu, Orta ve Doğu Karademz ile Doğu Anadolu'nun kuzeyı sa- ğanak ve gök gürültûlü sağanak yağışlı, öteki yerler az bulutlu ve açık geçecek Hava sıcaklığında önemlı bır değişiklık olmayacak. Rüzgâr: Kuzey ve batı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette ese- cek. Denizlenmizde rûzgâr: Doğu Karadenız günbatsı ve lodos, Batı Karadeniz yıldız ve karayel, diğer denizier yıldız ve poyrazdan 3-5, Karadeniz ve Ege açıklannda 6 A 34° 19° Dıyart>a«H A 26° 14° Edıme A 34°22°Erzncan A 28° 11° Erturum Y 24° 9" Es«setw A 28° 12° Ûaaantep A 30°22°(Sresun A 38°24°GunıûşluneY kuvvetınde saatte 10-21, Karaden.z ve Ege açıklannda 28 denız mılı hızla esecek. van Gölû'nde hava' Parçalı az bu- lutlu geçecek. Rûzgâr kuzey ve batı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esecek. Göl kıiçük dalgalı olacak Gö- rûş uzaklığı 10 km dolayınüa bulunacak. M Balıkesır Btleak Bhgâl BıtSs BoltJ Bursa CaraUole Çorum Detıcli Y 23° 13° Hafckân A 35° 18° Isoam A ZT 15° Isönbul A 25° 13° lanr A 32°18°Kani A 29° 13° Kastamomj A A 23° 10" Kays«ı A 27° 14° KırMaretı A 32°2O°Konya Y 27° 12° Kutalva A 32° 19° Malatya 36° 21° Ma«a 28° 14° K Maraş 27° 14° MefStn 24° 9°Mu0la 27° 12° Muş 36°23°NiO(Je 24°16°OnJu 25°10°fta 30° 10° Samsun 31° 15° Snıt 25°i6°Sınop 33°2O°Sıvas 24° 10° TelortaO 24°10°Trabzwı 27° 12° Tuncelı 28° 15° Uşak 29° 15° VSn 27° 11° Itagat 34° 18° Zonguktak A 33° 20° A 35° 23° A 29° 23° A 32° 18° A 30° 15° A 26° 15° Y 24° 16° Y 24° 16° Y 24° 16° A 36° 22° A 24° 16° B 24° 11° A 27° 16° Y 24°1ff> A 28° 14° A 29° 12° A 24° 12° A 25" 11» A 23°1S° ;Çj: aC'k ^ t u t l l ı ^yaûmurlu A-açrt B-lxılullu G-aüneşlı K-lariı S-ss* Vyaflmrtj Helsinkı J Lenıngrad > 4 j h ı • J Moskova Sam Kahıre • BULMACA SOLDAN SAGA.- 1/ Osraanlı devletin- de kara ve deniz su- baylarının oluşturdu- ğu sınıf. 2/ Bir göz rengi... Aynı adlı agaçtan elde edilen ve ekşilik vermek için dövülerek yemeklere katılan bir madde. 3/ Sovyetler Birliği'nin ünlü lideri... Eli açık, cömert, yiğit. 4/ Bir topluluğu siyasal alanda etkilemek ve coşturmak için yapı- lan yoğun propagan- da. 5/ Bir nota... Tanntanımaz. 6/ Bir haber ajansının simgesi... Yahudilerde, Tann'nın bir konuda ne düşundüğünü anlamak için kullanılan kutsal büyü zarları ya da çubukları. 7/ Bir kimse- nin, başkaları tarafından dokunulma- ması ve saygı gösterilmesi gereken if- feti... Akdeniz bölgesinde bir akarsu. «/ Kuyrukluyüdız... Bir içki. 9/ Ince ve yassı elmas. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Islam ülkelerinde bir konutun erkeklere ayrılan bölümu. 2/ Ge- nellikle sevecen ve hüzünlü bir konu işleyen küçük lirik şiir... Sat- rançta özel bir hareket. 3/ "Şu demek İci" anlamında kullanılan bir sözcük... Melez. 4/ Azarlama... Rütbesiz asker. 5/ Bir şeyi bir kimseye yükleme, ona dayandırma... Cet. 6/ Yugoslavya'nm plaka işareti... Asya'da bir başkent. 7/ Maden eşya üzerine vurulan bir cins cila... Hindistan'da büyük toprak sahibi prenslere verilen ad. 8/ Boğanotundan çıkarılan ve hekimlikte kullanılan zehirli bir mad- de. 9/ Kazak-Kırgız Turklerinin saz şairlerine verdiği ad... Anlam. 60 YIL ÖNCE Cumhuriyet Eğlence yerleri 27 HAZİRAN 1930 Sinema ve tiyatrolara davetiye ile girecek zevattan alınmakta olan istimlâk vergisi mes'elesi el'an halledilememiştir. Defterdarlık kanununda "mutat memurin" kaydı mevcut olduğunu ileriye sürerek memurini resmiyenin ailelerinin bile vergi vermeden girmelerine mümaneat etmektedir. Bunun üzerine eğlence mahallerine girmek mecburiyetinde bulunan kimselerin miktanru tesbit için dün Vilâyeâtte Vali muavini Fazlı Beyin riyasetinde müddeiumumi Kenan, Defterdar Şefık, Polis müdür muavini Hüsnü Beylerle Merkez kumandan muavini içtima ederek bu memurlan tesbit etmişlerdir. Vilayete, müddeiumumiliğe, Polis müdiriyetine, Kolordu ve merkez kumandanlıklarına tahsis edilmiş olan localara her hangi bir şahsı takibe memur edilen kimseler girebilecektir. Komisyon eğlence mahallerine davetiye ile girmekte olan matbuat mensubeynini de listeye ithal etmekle beraber keyfıyeti bir de Maliye Vekâletinden sormağa karar vermiştir. Buna Maliye Vekâlettnin müsbet cevap vereceği şüphesizdir. Şirketihayriye Şirketihayriye idaresince temmuz iptidasında toplanacak olan liman tarife kornisyonuna verilmek üzere şirketin muarnelat ve hesabına ait bir rapor hazırlanmıştır. Bu raporda Boğaziçi'nin son senelerde tenhalaştığı, yolcu nakliyatının azaldığı ve bu yüzden şirket idaresinin bilhassa son aylarda zarar ettiği izah edilmektedir. Şirket idaresince ahiren mıntaka bilet ücretlerinde bazı tadilât yapıldığı izah edilmektedir. Tarife komisyonunca şirketin hesabatı tetkik edilecek ve buna göre ücretlerde tenzilât yapılıp yapılanuyacağı tesbit edilecektir. Ayni zamanda Haliç vapurları şirketi de nakliyatın azaldığını ve zarara maruz kaldığını bildirmiştir. Bu şirket te tarife komisyonundan ücretler hakkında bazı metalipte bulunmak üzere bir izahname hazırlamıştır. Diğer taraftan Liman inhisar şirketi de limanımıza gelen ve limanımızdan giden vapurların son aylarda azaldığını ve kömür işlerinde de durgunluk görüldüğü cihetle ücretlerde yeni tenzilât yapılmasına imkân olamıyacağını bildirmiştir. 30 YIL ONCE Cumhuriyel 'Atatürk Müzesi' 27 HAZtRAN 1960 Milli Eğitim Bakanhğmca Anıtkabirde hazırlanan "Atatürk Müzesi" bugün açılmıştır. Sabah saat 8.30'da açılışa gelen Devlet ve Hükümet Başkanı Orgeneral Cemal Gürse! ile Bakanlar ve Milli Komite uyeleri önce Atatürk'e bir saygı duruşunda bulunmuşlar ve Orgeneral Cemal Gürsel özei deftere şunlan yazmıştır: "Sana inanarak geldik. Seni inkâr eden ve şahsi bir bağlılıkla milleti aldatan yalancılık, mürailikle değil, izinde azimle yürüyen, bu uğurda her şeyi feda eden evlâtların olarak geldik. Sana ebedi minnet ve şükran." Bundan sonra Cemal Gürsel, müzeye gelerek kısa konuşmasını; "Bu eseri meydana getirmek için gayret sarfedenlere şükranlarımı sunarım" diyerek bitirmiş ve müzeyi açmıştır. Müzenin gezilmesinden sonra Orgeneral Cemal Gürsel, hürriyet şehitlerinin de kabirlerini ziyaretle saygı duruşunda bulunmuş ve törenden ayrılraıştır. Müzede, Atatürk'e ait eşyalar, kendisine hediye olunan bazı hâtıralar, bugüne kadar Atatürk'e ait olup da başkalanmn elinde bulunan çeşitli değerli eşya bulunmaktadır. C. Gürsel GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet Silahta pazar savaşı27 HAZİRAN 1989 Silah ve mermi ithal ve satışına ilişkin yönetmeliğin Resmi Gazete'de yayımlanmasından sonra silah firmalan ve Türkiye'deki temsilcilerinin başkentteki "pazardan pay kapma savaşı" yoğun biçimde sürüyor. "Smith Wesson", "Colf", "Browning", "Beretta" gibi silahlara "yeşil ışık" yakılmasından sonra aynı pazara girme uğraşı içindeki İspanyol "Astra", Italyan "Lama" ve "Fabarm"^ Alman "Paıabellum" ve "Walter" gibi ünlü silahlan üreten fırmaların Türkiye'deki temsilcisi konusundaki kişiler de yoğun bir kulis çalışması başlattılar. lARTISRlA DÜNYADA BUGÛN AmsIerOam Y 20° Amman A 38° Atuia 8ağdal Barcelona Basel Belgrad Berlm Bonn Brûksel Budateş» Cenevre Cezayır Cıdde Duoaı Frantrfurî Gırne Helsınkı Kahıre Küpenhag Köln Lefkoşa A 35° A 42° Y 28° Y 22° A 27° Y 20° Y 23° Y 21° B 23° Y 23° A 32°' A 43° A 41° Y 21° * 38° B 24° A 36° Y 21° Y 22° A 38° Lentnfjrad Londra Madrid Montreai Moskcva Munh Ne» Ybrk Oslo Pans Prag Rıyad Roma Sofya Sam \nıs Venedık Vıyam B 28° Y 20° Y 30° Y 28° Y 20" B 20° Y 20° Y 2G> Y 18° Y 24° B 21° A 42° A 29° A 30° A 38° A 30° A 36° 8 21° A 23° B 22° WashıngtonA 30° Zunh Y 21° ithal Doktor!.. Sağlık alamnda yanhşlık üstüne yanlışlık süregeliyor. Sağlıkta önde gelen sorunumuz boy uzatan ya da benzeri uzman doktor yetersizliği midir? Sayın Bakan niçin çok açık gerçekleri göremiyor? Gösterenleri dinlemiyor? Sağlık taraması gibi işe yaramaz bir uygulamada israr ediyor da gerçekte aksayan şeylerin neler olduğunu ve bunlann nedenlerini öğrenmeye çalışmıyor? Sağlık sorunlarımıza yine kestirme yoldan çare bulundu: Dünyaca ünlü doktorlar ithal edilecek ve Türk halkının hizmetine sunula- cak! İnsan boyunu 50 santim uzatırım diyen uzman yakında hizmetimizde. Biz ancak 8 santim uzatabiliyoruz. O halde gelsin ithal doktor. Bir de insan aklını, sağduyusunu ze- kasını uzatan ithal doktorlar bulsak ne iyi ola- cak. Bence Sağlık Bakanlıgı tez elden bunun araştırmasına girmeli. Yabancı doktorlar bu- rada sağlık merkezleri kuracaklar ve hizmet verecekler. Bizim vatandaş zaten her alanda ithal malın daha nitelikli olduğunun bilincin- dedir. Kendisine cömertçe açılan bu olanak- lardan yararlanacaktır kuşkusuz. Acaba Türkiye'deki hekimden, uzmandan, sağlık personelinden nasıl yararlanılıyor? Has- taneler nasıl çaJışıyorlar? Niçin birçoğu peri- şanlık içindedir, pislik içindedir? Neden has- tane polikliniklerine yüzlerce hasta yığılıyor ve bir doktor günde yüzü aşkın hasta bakmak zorunda kalıyor? Niçin ameliyat öncesi ve sonrası bakım bu kadar yetersiz? Laboratu- varlar öyle, yoğun bakım öyle. Niçin en ba- sit ihtiyaçlar bulunmuyor? Uzman yokluğun- dan mı bütün bunlar, uzman yokluğundan mı bazı operasyonlar yapılamıyor? Adaletsizlik pahasma da olsa biraz destek alan ve altya- pısını düzeltme şansına kavuşan kliniklerde by-pass ameliyatlan başanlı bir sekilde yapıl- mıyor mu? Sağlık alarunda yanlışlık üstüne yanlışlık sü- regeliyor. Sağlıkta önde gelen sorunumuz boy uzatan ya da benzeri uzman doktor yetersiz- liği midir? Sayın Bakan niçin çok açık gerçek- leri göremiyor? Gösterenleri dinlemiyor? Sağ- lık taraması gibi işe yaramaz bir uygulama- da israr ediyor da gerçekte aksayan şeylerin neler olduğunu ve bunlann nedenlerini öğren- meye çalışmıyor? Türkiye'de elbette tıp alamnda eğitim so- runu var. Mezuniyet öncesi ve sonrası eğitim, uzmanlık eğitimi, sürekli eğitim yetersiz. Ciddi bir şekilde ele alınmalı. Gerekli insan yatın- mı yapılmalı. Planlı bir şekilde modern, çağ- daş tıp teknolojisini kullanabilecek uzmanlar yetiştirmeli. Ama bugün yurtiçinde, yurtdışın- da en iyi rnerkezlerde en iyi şekilde yetişmiş azımsanmayacak sayıda hekim, uzman, ope- ratör, araştırıcı var ulkemizde. Bunlann na- sıl kulanıldığına, verimlerinin ne olduğuna, nasıl bir sistem için çabalamakta oldukları- na dikkat etmenizi, böyle bir inceleme yap- tırmanızı önerebilir miyim Sayın Sağlık Ba- kanı? İyi eğitim, iyi yetiştirme ayrı sorun; onu da çok eksik yaptığımız tartışılmaz, ama yetiş- miş insanı üniversite hastanelerinin de Sağlık Bakanlıgı'mn da iyi kulanamadığı hatta he- ba ettiği çok açık bir gerçek değil mi? Bir türlü ilk basamak hekimliği geliştirilememiştir Turkiye'de. Ingiltere'de herhangi bir insana hastalığında ne yaptığını sorarsanız aynı ya- nıtı alırsınız. Size kendi bölgelerinin pratisyen hekimine başvurduklanm söyleyeceklerdir. O pratisyen hekim, hastaların % 80-90'ı ile ba- şa çıkabilecek donatımdadır Ona bu olanak- !ar sağlanmıştır. ttibariı, kendine, yaptığına güvenen bir hekimdir. O nedenle bizdeki gi- bi bir an önce geride bırakılması gereken, ne- redeyse utanılası bir dönem gibi bakmaz yap- tığı işe. Pratisyenin süzgecinden geçen °7o 10-20 hasta da gerçekten uzman gibi davran- ma olanaklarına sahip bir doktora ulaşır. Bu yüzden hastanelerde gereksiz yığılma olmaz, gelenlere nitelikli bir hizmet verilir. Bizdeki aksamalar büyük çapta yoksulluktan değil, sistemsizliktendir, ilkesizliktendir. Sağlık po- u'tikasında, uygulamada ve örgütlenmedeki yanlışlıklardandır. Sağlığa butçesinden bu ka- dar az pay ayıran ülke yoktur bizden başka. Bu kadar yanuş bir yönetim ile hastaneler el- bette perişanlık içinde olur, pislik içinde olur ve orada güler yüzlü, nitelikli bir hizmet ve- rilemez. En iyi cerrahlar bulunabilir ve Türk- iye'de vardır, ama ameliyat öncesi ve sonrası bakım yetersizdir. Hafta sonlan bu yetersiz- lik ciddi boyutlara ulaşır. Bu koşullarda pa- rası olan elbette kalkıp yurtdışına gider. Çok kez fark işte bu iyi, dikkatli bakım ve güler yüzden ibarettir. Uzman hekimden çok daha önce gelen eksikleri var sağlık sistemimizin. Yanlışlıklar içinde yuzüyorsunuz sayın yet- kililer. Üniversite Tıp Fakultesi'nde doktor- luğunu, hocalığını, araştıncılığmı bir bilim adamına yaraşır şekilde gerçkeleştirmeye is- tekli, buna can atan yetişmiş insanlann ve on- ların çalıştığı birimlerin en temel gereksinim- lerini karşılamıyor, sonra ancak bir avuç zen- gine hizmet veribilecek Hayfavi Internasyo- nel hastanesinin kuruluşu ile övünüyorsunuz. Bunu topluma sağlık sorunlarının çözümün- de önemü bir gelişme olarak sunuyorsunuz. Sağlığı boylesine piyasaya surdüğünüz bir or- tamda ve bu yapı içinde o hastanenin, üniver- sitenin çok sayıda değerli elemanını, hemşi- resini, teknisyenini, sekreterini ve en kötüsü hocalarinı yerlerinden bulunmalan gereken yerden kopardığım göremiyorsunuz. Tıp fa- kültelerinde hiçbir yönden doyurucu bir ça- lısma ortamı bulamayan öğretim üyesi hekim- ler bu modern cihazlarla donatılmış, pırıl pı- rıl ve elbette iyi ödeme yapan hastanede so- luk aJıyorlar. Bunun, aslında ülke için nasıl bir kayıp olduğunu anlayamıyorsunuz. Bana rahmetli bir hocanın (Prof. Abaoğlu'nun) bir tekerlemesini anımsatıyorsunuz: Bilirsin ki bil- mezsin, bir bilene sormazsın, bilirsin ki so- rarsan bilirler ki bilmezsin? Evet uzman doktordan önce akıl, sağduyu bilimsellik, çağdaşlık aydınlanma ithalini öne- riyorum. Prof. Dr. ÇOŞKUN ÖZDEMtR Psikolog mu Psiki>atrist mi? (2) Tartışmamızdaki amaç iki meslek grubunu birbirine düşürmek değil, kamuoyunu aydınlatarak insana faydalı olmaktır. Bizce en önemlisi budur. "Psikolog mu psikiyatrist mi" başlıklı ya- zımız ummadığımız ölçude yankı uyandırdı. Biz, yalnızca iki ayrı disiplin, iki ayrı meslek grubu arasındaki -toplumca bilinmeyen- far- ka işaret etmek istemiştik. Tartışma dallan- dı, budaklandı, değişik alanlara kaydı. Bu arada, alınması gerekenler alındı, ama şaşır- dığımız şey üstüne alınmaması gerekenlerin gösterdiği aşın duyarhlıktı. Tartışmanın gel- diği şu aşamada bazı noktalan vurgulamak- ta yarar görüyoruz. 1- Psikolog, klinik psikolog, psikiyatrist, psikoterapist gibi kavramlara açıklık getirme- nin gereği hemen herkes tarafından kabul edi- liyor. Bunu izleyen gelişme, sorunu olan in- sanlann başvurdukları kimselerin kimler ol- duğunu bildikleri bir aşamaya ulaşmak olma- lıdır. Tartışmamızdaki amaç iki meslek gru- bunu birbirine düşürmek değil, kamuoyunu aydınlatarak insana faydalı olmaktır. Bizce en önemlisi budur. 2- Psikolojiyle psikiyatriyi yarıştırmaya, hangisinin daha iyi olduğunu tartışmaya hiç niyetimiz yoktu ve olamaz. Bizim ilgilendiği- miz sorun hasta muayene ve tedavisiyle sınır- hdır. 3- Psikoterapi konusunda yazımızda geçen, psikiyatristlerin "denetiminde" ve psikiyat- rist "ilk ve son yetkilidir" gibi ifadeler aşın tepkiye neden oldu. Kullanılan sözcukleri bir yana bırakırsak, konuya yaklaşımımızı şöyle özetleyebiliriz: Birçok psikiyatrik bozukluk kendini fiziki rahatsızlıklarda görulenlere benzer belirtiler- le ortaya koyar. Örneğin, sıkıntı-göğüste sıkışma-nefes darlıği bir kalp hastalığının ya da bir metabolik hastalığın belirtisi olabile- ceği gibi anksiyetenin belirtisi de olabilir. Baş- layan bir davranış bozukluğu serebral bir tü- mör ya da enfarkta bağlı olabileceği gibi fonk- siyonel -ruhsal- kökenli olabilir. Bunu ayır- tedecek tek yetkili tıp doktorudur. Ideal ola- nı, ilk basamak sağlık hizmetlerinde görevli hekimin hastayı ilk muayene eden kişi olma- sı ve gerekli gördüklerini uygun dal uzman- larına (dahiliye, nöroloji, psikiyatri vb.) sevk etmesidir. Psikiyatrik tanıda birinci adım or- ganik sebebi dışlamak, sonra da tanıya ve has- tanın durumuna göre ne tür psikiyatrik teda- viden (psikofarmakoterapi-biyolojik tedavi- psikoterapi) yararlanacağını saptamakur. Psi- kiyatrist bu konuda tek yetkilidir ve hastayı ilk aşamada (üç-beş ay sonra çok kötü hal- lerde değil) muayene etmesi gerekendir. Psi- koterapinin endike olduğu durumlarda eğer psikoterapiyi yapan psikiyatrist değilse, belirli aralıklarla bir psikiyatristin danışmanlığına başvurmak bilimsel yöntem icabıdır. Bu pro- sedür bazı ülkelerde bilim ahlakına uyularak aksamadan işletilir. Çoğu ülkede ise yasal zo- runluluktur. (Ulkemizde de muayene ve tedavi konusunda yasal olarak tek yetkili tıp dok- torlandır.) Hastalık boyutuna ulaşmamış psikolojik sorunlar ve danışmanlık hizmetlerinegelince; bu konu iki bilim dalı arasında bağımsız bir ilgi alanı olarak kabul edilmektedir. Ancak yine bilim ahlakı gereği bu alanın sınırlannı zorlamamak ve kötüye kullanımlan önlemek lazımdır. 4- Ehh'yetsiz kişilerin hasta muayene ve te- davi etmesi, ilaç vermesinin ağır ve hayati bir hata olduğu tartışılmaz bir gerçektir. öte yan- dan, özel eğitim görmemiş kişilerin (psikolog ya da psikiyatrist olsun) özel eğitim gerekti- ren psikoterapileri yapma savında olmalan da yanlıştır. 5- Bakırköy Rub ve Sinir Hastaiıklan Has- tanesi çalışanlan ağır poliklinik ve hasta yük- lerini bir utanç nedeni olarak değerlendirme- mektedirler. Türkiye'nin dört bir yanından ge- len veya gdnderilen, tıbbi, hatta sosyo- ekonomik nedenlerle başka kişi ve kurumlarca tedavileri yapılamamış en ciddi olgulara çö- züm sağlamakta ve ülke psikiyatrisinin ağır yükünü taşımakta olduklarının bilinci içinde- dirler. Bu yazımn hazırlandığı sırada dünya nöro-psikiyatrisinin en büyük otörleri arasın- da değerlendirilen 11 yabancı bilim adamını konuk etmekte olan hastanenin bilimsel alan- daki yeri ise merakhlarınca bilinmektedir. Sonuç olarak; sorunu bilimsel platformda her zeminde tartışabileceğimizi tekrarhyor, birlikte ve dayanışma içinde çalışan psikiyat- rist ve psikologların, daha önemlisi toplurnun ve hastaların kavramların açıklığa kavuşma- sından yarar göreceğini düşünüyoruz". Bakırköy Ruh ve Sinir Hastaiıklan Hastanesi'nden bir grup Hekim KAMUOYUNUN DİKKATİNE Derneğimiz, 1990-91 kış sezonunda halkımızın yakacak yönünden rahat bir kış geçirmesini arzulamaktadır. Şu anda üretim bölgelerimizde halen 1989-90 kış sezonu fiyatları uygulanmaktadır. 30 Temmuz 1990'a kadar geçecek süre içinde halkımızın yakacağını temin etmesi menfaati icabıdır. Aksi takdirde taleplerin kısa zamana sığdırılması yükleme organizasyonunun güçlüğü bakımından maliyeti olumsuz yönde etkilemektedir. İstanbul ve çevre iller için hava kirliliği yönünden en zararsız yakıtlardan olan, aynı zamanda emsal yakıt türleri içinde (doğalgaz, fuel-oil, ithal kömür v.s.) en ucuz olma özelliğini koruyan Ağaçlı- Yeniköy kömürleri yurtiçinde üretilmesi dolayısı ile ülke ekonomisine olan katkısı da düşünülerek öncelikle kullanılması gereken yakıt olmalıdır. Derneğimiz tüketicinin yakacak konusunda karşılaştığı sorunlara yardımcı olmak amacıyla 164 29 96 no'lu telefonu tahsis etmiştir. Şu anda üretim bölgelerimizde azami fiyat 80.000.— TL. (KDV hariç)'tir. Halkımızın rahat bir kış geçirmesi dileğiyle kamuoyunun dikkatine saygılarımızla arz ederiz. GEMAD Genç Maden İşletmecileri Derneği POLITIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Tavşan Uykusuna Yatan... Temel Reis'in hikâyesinî bilirsiniz. Hasan Reis'ten alacağı var- dır Temel'in. Her ikisi de yargıç karşısına çıkarlar. Yargıç sorar: "Söyle bakalım Temel Reis, ne istiyorsun Hasan Reis'ten?" "Efendim geçen yaz idi, Hasan geldi benden para istedi. Bi- raz sıkışmış, para gerekli idi, verdim." "Eeee, sonra ne oldu?" "Ben parayı verdim, o parayı aldı, bugüne değin bir türlü öde- medi. Paramı isteyrum." Yargıç, Hasan Reis'e döner: "Ne diyorsun Reis?" Hasan Reis dudağını büzer, küçümseyict bir davranışla Temel'e bakar, 'Tanımayrum" der Yargıç, "Bak, seni tanımıyorum, diyor." "Hasan Reis beni tanımıyormuş?" Öyle diyor." "Bir daha sorun hâkim bey..." "Hasan Reis, sen Temel Reis'i tanımıyor musun?" "Tanımıyorum efendim, tanımadığım adamdan nasıl para ala- bilirim." "İşittin mi bak, tanımadığım adamdan nasıl borç alırım diyor." "Beni tanımıyor muymuş!" "Evet, tanımıyormuş." Temel kıpkırmızı olur, birden bağınr: "Beni tanımayanı ben hiç tanımıyorum." Böyle tanıyorum, tanımıyorum davasından kim kariı çtkar? Ha- san Reis borçtan ve mahkeme masrafından kurtulduğu için kâr- lıdır. Temel, bir öfke uğruna alacaktan olur hem de mahkeme masrafını öder. Temel Reis'in hikâyesi çok ünlüdür, herkes bilir. Son günlerde ülkenin sorunları Temel Reis'in hikayesine ben- ziyor. Muhalefet partileri birilerini tanımıyor, birileri de muhale- fet partilerini tanımıyor. Bir Temel Reis hikayesidir gidiyor. Ya- bancı gazeteciler soruyorlar, "Sizi tanımıyorlarmış?" "Canım sen beni tanımazsan ben seni hiç tanımam" Ne olacak, genel seçimlere değin böyle gideceğe benzer. Peki, genel seçimlerde ne olacak? Genel seçimlere gidilirken öner- diği şudur; "...Muhalefet liderleri bir anayasa değişikliği ile görevime son vereceklerini söylüyorlar. Fakat bir başka olanak daha var. Bu- nu ilk kez söylüyorum. Böyle olunca ben de halk tarafından se- çitecek bir başkan ile parlamento seçımlerinin aynı zamanda ya- pılmasını öngören bir anayasa değişikliği önerirım. Ben de bu seçimlerde adaylığımı koyarım. Güdüm başkanın elindedir." Onlar onu tanımazsa, o onları tanımıyor da tartışma uzuyor. Belli, genel seçimler sonucunda herkesin birbirini zorunlu ola- rak tanıyacağı bir dönem başlayacak. Bu genel seçimlerde olur, genel seçimlerden sonra olur. Tanıyorum tanımıyorum çekişmesi bir sonuca bağlanmak zorunluluğundadır. Başımıza bundan önce gelen kazalar başkanlık seçimi tartış- malanndan gelmedi mi? Birı seçerim dedi, öteki seçtirmem de-. di. Arkada duran, "Bir Cumhurbaşkanını secemiyorlar, sonra ben gelirim ha!" dedi. Birbirlerine sorduklarında da "Hele bekleyim büyük planlarımız var" buyurdu. Ne deniyor şimdi? Başkanlık işlerini çok kurcaJarsanız, 'sek- sen öncesine döneriz' deniyor. Söyienilen, gözdağı verilen '80 öncesi' nedir? Arkada duran darbecilerin öne çıkması. Temel Reis artık uyandı, "O beni tanımıyorsa, ben onu tanıyorum, so- külsün borcunu." diyor. Yeni bir seçime değin işleri karıştıran siyasetin Temel Reisle- ridir, oy verecek olan seçmen değil. Seçmen bir seçim olsa da şunlara hadlerini bildirsem diye tavşan uykusuna yatmış beMiyor. ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL .,.-„£ j "Emekli sağlık elemanlanyız" SORL: Lise dengi sağlık meslek lisesi mezunu emekli sağlık elemanlarmz. 38 yıl gün be gün çalışmış, 2. derecenin son kaderaesinden, 750 ek göstergeyle emekli olnıuş biz- lerin, emekli aylıkları 550 ek göstergeden ödenmekte- dir. Bizim durumumuzdaki sağlık elemanlannın ek gös- tergelerinin ne olması gerektigini, biz sağlık memnnı ve hemşire olarak bekliyoruz. CU. YANIT: 657 sayılı yasanın "Göstergeler"e ilişkin 43. maddesinde yapılan değişikliklerle Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hiz- metleri Sınıfında görev yapan personel 4 gruba ayrılmıştır. Bu dört grup için ek göstergeler ayrı olarak belirlenmiştir. Bu sınıf: J 1. Grup: Uzman tabip, tabip, diş hekimi, eczacı, uzman veteri- ner hekim, veteriner hekim, biyolog unvamru almış olanlar ile Ta- babet Uzmanlık Tüzüğü'nde belirtilen dallarda uzmanlık belgesi alanlar ya da bu dallarda uzmanlık unvanını doktora aşaması ile kazanmış bulunanlar. 2. Grup: Sağlık bilimleri lisansiyerleri. 3. Grup: 1 ve 2. gruplar dışında kalan ve yükseköğrenim gör- müş personel. 4. Grup: Yine 1 ve 2. gruplar dışında kalan ve yükseköğrenim görmemiş personelden oluşmaktadır. 318 sayılı yasa hükmunde kararname ile "Sağlık ve Yardımcı Sağ- lık Hizmetleri Sınıfına dahil kadrolarda bulunanlardan yükseköğ- renimli olanlara uygulanacak olan ek göstergeler de işgal ettikleri kadro dereceleri itibarıyla genel idare hizmetleri sınıfında kadro- lanna tahsisli ek gosterge bulunmayanlar için belirlenen ek gös- tergelerden düşük" olamayacaktır. Böylece Genel İdare Hizmetleri Sınıfında yer alan ve tahsisli ek göstergelerden yararlanamayan personele yükseköğrenim görmüş olup olmadığına bakılmaksızm aynı ek gosterge verilmektedir. Buna karşılık, sağlık hizrnetleri sınıfında görev alanlara ise yükseköğre- nim görmüş ya da görmemiş olmasına bakılarak ek gosterge veri- lecektir. Bu haksıziığı, bir yazımızda dile getirmiştik. Sağlık ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfını oluşturan bu dört grup için 1990 yılı sonuna kadar ilk dört dereceye uygulanması ön- görülen ek göstergeler: 1 Grup ıTatnp A . 2 Grap |üsans»ef) 3GfH)(Yfljıwro) 4 Gnıs ferb «e İse dengO Senel U m (YÜOıeRin) Genel Mat % orta ve tse) 1J0O 1100 1HG 750 1100 1100 1500 750 750 550 750 750 550 560 550 750 550 «0 200 400 «0 DEĞİŞİKLİĞİ ÇIRAGAN ŞARAYI VE İŞLETMELERİ GELİŞTİRME INŞAATVETURİZMA^ Yıldız Posta Cad. 48/20 Esentepe - 80700 İstanbul Tel: 174 20 90 - 174 20 91 Fax: 167 27 78 adresinden 25 Haziran 1990 tarihinden itibaren Asariye Cad. Orhan İşhanı 5/1 Beşiktaş - 80700 İstanbul Tel: 159 36 78 - 159 36 29 - 159 75 16 Fax: 159 55 98 adresinde faaliyetine devam edecektir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle