26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 21 HAZİRAN 1990 Cezayir Mereden Nereye Geldi? Durumdan çok iyi yararlanmasını bilen Suudi Arabistan, tüm tutucu çevreleri başanyla seferber etmiş ve siyasal dengeyi dilediği düzeye oturtmuştur; ama bağımsızhk savaşını yürütenlerin yarattığı Cezayir çökmemiştir, son söz daha söylenmiş olamaz. Yeter ki bir askeri darbeyle demokrasi girişimlerine ve çoğulculuğa paydos denmesin. HIFZI TOPUZ Cezayir olayları birdenbire gündeme geldi. Bu Türk dostu ulkede son yıllarda olup bitenlerı ya- kından izlemediğimız için bıraz şaşırdık. "Cezayir başımıza yeni bir tran mı kesüecek? Fnınsa'ya kar- şı yıllar boyu kahramanca bir kurtuluş savaşım sıir- durmıiş olan devrimci Cezayir'de şimdi mollalar mı iktidara geliyor?" diye sorular sorulmaya başladı. Butun bu sorular olaylann biraz dışında kalmamız- dan kaynaklanıyor. Cezayir, 1954'ten 1962'ye kadar suren bir kurtu- luş savaşı sonunda 5 Temmuz 1962'de bağımsızlı- ğa kavuştu, aynı yıl eylül ayında da "Demokratik ve Halkçı Cezayir Cumhunyeti" kuruldu. Kurtu- luş savaşının bedelinı Cezayırhler çok pahaü öde- diler: 1 milyon ölu, 400 bin yetim, komşu ülkelere sığınnuş 2 milyon insanın yurda geri dönüşü, 2 mil- yon işsiz, 4 buçuk milyon sefıl, hasta ve bakımsız insan, Fransızların giderken yaktıkları bir milyon hektar toprak, yok olmuş sığır ve koyun sürüleri, çöle donmtfş bağlar, bahçeler, meyvelikler. Cezayirlilere işte böyle bır kalıt (miras) kaldı, so- murgecılık döneminden. Hukumeti kurma görevı FLN denen Uiusai Kur- tuluş Cephesi Başkanı ve kurtuluş savaşının tartı- şılmaz lideri Ahmet Bin Bella'ya verilmişti. Bin Bella, kalkınmanın yolunu sosyalizmde gö- ruyordu. Amaç, bir yandan "kendi kendini yönet- me", öte yandan da devlet sosyalızmine dayanan bir ekonomi sistemi oluşturmaktı. Bin Bella, yedi yülık Kurtuluş Savaşı sırasmda bü- tun Üçüncu Dunya'nın sevgi ve saygısını kazanmış, Sekou Toure, Modiba Keita, Tito, Nasır, Nyerere ve Fıdel Castro ıle dostluk ıhşkileri kurmuştu. Sov- yetler kendısıne Lenin Barış ödulü verdiler. Ama Bin Bella, çok az konuşan ve yeterli ölçüde tanın- mayan bır lıderdi. Böyuk rakıpleri de vardı. "Ge- çici Cezayir Cumhuriyeti Hukumeti" adıyla kuru- lan îlk yönetimde liberaller ağırhktaydı ve Bin Bel- la bu eski liderlere karşıydı. "Vilayet" denen böl- geler ozerküği savunuyorlanlı. özeüikle "Kabıller" ayn bır direniş gücu oluşturmuşlardı. Çünkü Ka- biller kendilerini hiç Arap saymıyorlardı, ülkenin Araplardan önceki insanlan onlardı, kendi dilleri ve gelenekleri vardı, Araplan hep sömürgeci ola- rak görmüşlerdi. Ne var ki Kabillerin en büyük li- deri Hüseyin Ait Ahmet, Bin Beüa'nın yarunda Ulu- sal Kurtuluş Cephesi içinde yer almıştı. Savaşı yürüten Ulusal Kurtuluş Ordusu, Bin Bel- la'dan yanaydı ve Başkomutan Houari (Hayri) Bu- medien de Bin Bella'nın en yakın silah arkadaşı sa- yılıyordu. Bu dostluk havası ne yazık ki uzun sürmedi, ba- ğımsızlığın üçüncu yüında Bumedien bir darbe ile yonetimi ele geçirdi ve Bin Bella tutukJandı, bir eve kapauldı, bütun ihşkileri yasaklandı, Cezayir'in kur- tuluş lideri o evde tam yedi yıl yaşadı. O arada Bumedien, ulkeyi daha da sola götüre- cek önlemler aldı. Bütçenin % 59'unu sağlayan pet- rolu, madenleri, doğalgazı, endustri ortakİıklannı millileştirdi. Ama tarım alanında hiçbir gelişme olmadı. Gtiçstiz bir lider; Şadli Bin Cedid 1979*da Bumedien, kısa bir hastalıktan sonra ölup de yerine ŞadJi Bin Cedid geçince her şey kötuye doğru değişmeye başladı. YolsuzlukJar ve rüşvet aldı yürudu, pahaJılık ve ıssizlik arttıkça arttı. Şadli, ul- keyi yönetecek çapta bir lider değildi. Asın sağa son- suz ödünler verdi, anayasa değiştirildi. Devletin di- nınin Islam olduğu anayasaya girdi. Gericiler git- tikçe guçlenip devrimcilere diş bilemeye basladılar. Camılerde vaazlar ve cuma namazlan tutucu çev- relerin gelişmesini sağlayacak en etkili ortamı ya- rattı. Cezayir'de halkın dörtte üçünün yaşı 30'un al- tındaydı, bunlann buyük bir çoğunluğu eğitim ola- nağı bulamamış ve işsızdi. Camileri bu gençler dol- duruyordu Sovyetler Birliği'nde başlatılan ve bir salgın gıbi her ulkeye yayılan perestroyka politikası işte bu sı- ralarda Cezayir'ı de etkıledi. Şadli Bin Cedid, her şeyi açıklıga kavuşturmak istiyordu. Zaten daha 1981'de Bin Bella'ya karşı tutumunu değiştirmiş ve kendisinin hacca gitmesine izin vennişti. Bir yıl son- ra da eski devlet başkanımn evinin kilitleri açılmış ve Bin Bella gidip tsviçre'ye yerleşmişti. Bin Bella, yepyeni bir adam olmuştu artık, Tanrı'nın adını ağ- zından duşurmuyor ve toplum dıizeninin ancak Is- lamiyetle kurulabileceğini söylüyordu. O eski sos- yalist. lider yok olmuş, yerini dınsel çevrelere ala- bildiğine ödün veren bir adam almıştı. Şadli, parti çoğunluğuna yeşıl ışık tuttu. Sayısız parti kuruldu Cezayir'de. FLN denen iktidar par- tisi Demokrat Parti'nin kurulduğu yıllardaki CHP'nin durumuna düştü. Parti tam bir çöküntü içindeydi. İslamcı Selamet Cephesi Aşırı sağcı çevreler de FIS "Front Islamıque du Salut" Islaraa Selamet Cephesi'ni oluşturdular. Bin Bella yurda dönmeden Cezayir'de yeni bir parti kur- durdu: MDA (Mouvement Democratique en Alge- ne) Cezayir Dernokratik Hareketi. Ait Ahmet Ka- bıl, bolgesinde güçlu bir parti yarattı; FFS (Front des Forces Socialistes) Sosyalist Güçler Cephesi. Bunlann yanında da irili ufaklı bır yığın parti or- taya çıktı. İktidar partısi olan Ulusal Kurtuluş Cephesi Bin Bella'nın partisinin güçlenmesini önlemek amacıyla selametçılere sonsnz ödun verdi ve islamcı Selamet Cephesi büyuk bir guç kazandı. Butun koşullar da onlardan yanaydı. Nasıl olmasın ki 1979'dan 88'e kadar başbakan- lık yapmış olan Abdulhamit Brahimi, o sıralarda bir demeç vererek yabancı fırmalarla imzalanan an- laşmalarda devletin sorumlu kişilenne 26 milyar d o lar rüşvet verildiğini açıkladı. Yöneticilerin yediği rüşvet, devletin tüm dış borçlarından daha da yuk- sekti. Devletin toplam 24 milyar dolar borcu var- dı, yöneticilerin yedikleri para ise 26 milyar dolar. Suudi Arabistan parmağı ve sonuç Eski Sanayi Bakanı Belaid Abdislam da dışarı- dan alınan paranın yeni ış alanları yaratacak yatı- rımlarda değil, Cezayir burjuvazısine yeni tatil ve eğlence olanaklan yaratacak işlerde kullanıldığınj açıkladı. Böylece yöneticilerin her türlü yolsuzlu- ğu yapmış oldukları kanıtlanmış oluyordu. Gelelim selametçilere, cephenin hiçbir ekonomik ve sosyal programı yoktu. "Hele bir iktidara gele- lim, şeriat duzenini kurar, Kuran'ı uygulayarak her şeyi düzeltiriz" demekle yetiniyorlardı. Cephenin li- deri Abbası Madani, Londra'da eğitim görmuş ve o dönemde Suudi Arabistanlılar ve Pakistanlılarla yakın ilişkiler kurmuş bir ılahıyat hocasıydı. Bır ba- kanın açıkladığma göre selametçiler, yıllardan be- ri Suudi Arabistan'ın yardımıyla yaşıyorlardı. Ce- zayirli karaborsacılar ve buyuk tüccarlar da Sela- metçilerin arkasındaydı. Ne garıp benzerlikler. Selametçiler güçlendikçe taşkınlıklara basladılar. tlk olarak Kurtulnş Şehitleri Mezaıiıgı'ru basblar, merrner mezarlan parçaladılar. Çunku onlara go- rc bu mezarlar, Musluman mezarlannın kuralları- na uymuvordu. Şehit mezarlanna saldın buyuk tep- kJ yarattı Cezayir'de. Okuldan çıkan çarşafsız kızlara saldırdılar, çağ- daş kadınlara dil uzattılar. tş çığnndan çıktı. Demokratik partiler bu olaylan protesto etmek ıçin sokağa döküldüler, gösteri yuruyuşleri yaptı- lar, Ulusal Kurtuluş Cephesi bunlara katılmadı, ile- rıcilen yalnız bıraktı. Sıra geldi yerel seçimlere. Butün demokratik par- tiler bu seçimleri boykot ettiler, seçimlere katılma oraru °/a 60*ın aJtındaydı. Selametçiler oylann % 55'ıni topladılar. Ama öteki partiler katılsaydı se- lametçilerin oyları herhalde "7D 35'i geçemeyecekti. Yann öteki partiler genel seçimlere katıldıkları za- man selametçiler de iktidara gelme umutlarını yi- tirir, giiçlü, ama programsız bir muhalefet partisi olarak kendi yerlerini ahrlar. Cezayır yerel seçımlerinden şu sonuçlan çıkar- tabiliriz: — Kurtuluş savaşım örgutlemiş ve Cezayir'i ba- ğımsızlığa kavuşturmuş olan sosyalist iktidar par- tisi, kendi iç çelişkileriyle çökmüş, kokuşmuş ve par- ti liderterinin birçoğunun adı türlü yolsuzluklara ka- nşmıştır. Bu parti, sosyalizmden 90 derecelik bir dö- nuşle sağa kayarak kendini tutanlann tüm desteği- ni yitirmiştir; — İktidar partisi, ne pahalılığa çare bulabilmiş- tir ne işsizliğe; — Muhalefet partileri seçimlere katılmamakla buyük hata etmişlerdir; — Bu durumdan çok iyi yararlanmasını bilen Su- udi Arabistan, tum tutucu çevrelen başanyla sefer- ber etmiş ve siyasal dengeyi dilediği düzeye oturt- muştur; — Ama bağımsızhk savaşım yürütenlerin yarat- tığı Cezayir çökmemiştir, son söz daha söylenmiş olamaz. Yeter ki bir askeri darbeyle demokrasi gi- rişimlerine ve çoğulculuğa paydos denmesin. EVET/HAYIR OKT4YAKBAL Sol'suzDemokrasiOlur mu?"Sınıf diktatörtüğünü öngören siyasi partılerin kurulamayacağı, kurulan partilerın komünist, faşıst, teokratık veya benzer anla- ma gelen adlar alamayacağı..." Cumhurıyet Başsavcılığı Türkiye Birieşık Komünist Partisi'nin kapatılması için Anayasa Mahkemesı'ne dava açmış. Gerekçe de yukarıda yazılı... TBKP, anayasanın ve Sıyası Partiler Yasa- sı'nın birçok maddesıne ters düşüyormuş. "Bir snrfın dığer bir sınıf üzerinde egemenliğini sağiamak amacına yönelik bir dev- let düzeni kurulamayacağı" için TBKP'nın siyasal yelpazede ye- rini almaması gerekiyormuş!.. 'Muş' diyorum, ama yürürlükteki Anayasa ve Siyasal Partiler Yasası'na göre komünist adını taşıyan bır partınirrkurulmaması gerek.. Hele amaç işçi sınıfının egemenliğini sağlamaya yöne- lik ise... İyi, güzel her şey yasalara, anayasaya uygun! Ama 12 Eylül sonrasında, beş generalın her sözünün anayasa sayıldığı bir dö- nemde hazırlanan, kabul ettirılen yasalar; en başta 82 Anaya- (Arkas fr>. Sayfada) ALt RIZA GÜNEY (1941-1986) Manevi varhğını yaşattığımız 4 yıl geride kaldı. Özlemin hiç bitmeyecek ve anılann silinmeyecek. AİLESİ VE GÜNEY İNŞAAT A.Ş. Mensupları HAÜD ZtYA UŞAKLIGİL NESL-İ AHÎR Buvuk rx>mancımtz Halid Ziya Uşaklıgıl'ın bugune kadar gazcte sahıfctennde kalmif romanj ılk )uz knaplişirak gua ışıgın* çıktı Bu buyuk romuı, ıJçıvJe okuyacakstnız Eifinda bu romanı gunumuz dıbyle basıma hazjrlı>'an Şemsettin K.utlu*nun gcni} bır j i o ^ ıınıtma ve açîklamaJar nı da bulacaksınız j f tNKILAP KİTABEVİ TEŞEKKÜR Çocuğumuz ÖZLEM'in doğumunda büyük ilgi gördüğümüz, Hacettepe Üniversitesi Hastanesi Ana Sağlığı Doğum ve Kadın Hastalıklan Bölümü Prof. Dr. TEKİN DÜRUKAN, Dr. DİLEK KABAKÇI, Dr. ELİF Y4PAR, çocuk doktoru NESLİHAN KOYUNCUOGLU, Kadriye ve Şükran hemşirelerle Bölüm 82'nin bütun elemanlanna teşekkürü borç biliriz. KUDRET-NAFt ALP SATILIK Selimpaşa Demirören Sitesi'nde 85 metrekare möbleli daire 579 29 75 PENCERE i ile KarabekirKural- Ortak düşmana karşı birleşerek savaşım veren kışiler ve güç- ler, düşman yenilgiye uğradıktan sonra kendi aralannda iç he- saplaşmaya girişirler. Stalin neden hakladı Troçki'yi? Sosyalızm uğruna çarlık istıbdadına karşı omuz omuza sayaş- mışlardı; başarıdan sonra sıra yeni iktidarın kuruluşuna gelince ters düştüler... Harcanan Troçki oldu. Cezayir'in kurtuluş savaşında bütûn yurtseverler için ortak düş- man Fransa ıdi. Fransa yenilgiye uğrayınca tasını tarağını topladı, gitti; geriye Cezayir'in iç çelişkileri kaldı. Başandan sonra iktidar koltuğuna oturan Ben Bella çok geçmeden Albay Bumedien'in darbesiyle devrıldi. Iran'da molla ile komünist, Şah'ın acımasız diktasına karşı bır- leşmişlerdi. Şah devrildikten sonra iç hesaplaşma başladı; Humeyni, kr> münistteri temizlemeyi islam cumhuriyetinin gereği saymakta ku- sur eylemedi. Kural bir tür doğa yasası gibidır; ortak düşman yıkıldıktan sonra iç hesaplaşma süreci ışlemeye başlar. Bizim Ulusal Kurtuluş Savaşımız neden bu kuralın dışında kal- sın?.. Emperyalizme karşı Anadolu'da oluşan iç bağlaşma, düş- man ordulan 9 Eylül 1922'de İzmır'den denize döküldükten sonra çözülecekti. Daha önceki günlerde bile Gazi'ye karşıt çevreler yok muydu? Olmaz olur mu!.. Osmanlı İmparatorluğu'nun mi- rasını ıçeren bınbır eğilim ve binbır kesimi ortak düşmana karşı bırleştirip bütünleştırmek kolay mıydı? Savaş başarıyla nokta- landıktan sonra elbet kaynaşma başlayacaktı; çünkü sıra cum- *huriyetin kuruluşuna ve devrımlere gelecekti. Yeni iktidarın kuruluşunu kım gerçekleştirecekti? Padışahçı- lar mı? Halifeciler mı? Hactlar mı? Hocalar mı? Aşıret reısleri mi? Osmanlıcılar mı? Türkçüler mı? Sosyalıstler mı? Softalar mı? Devnmcıler mi? İttihatçılar mı? İtılafçılar mı? Üstelik nasıl bır dev- let düşünülüyordu? İç hesaplaşma, birleşmiş görünen güçleri ve yakın görünen dostları bırbırinden ayıracaktı. ister istemez acılar çekilecek, kuşkular beslenecek, burukluklar otuşacak, dar- gınlıklar arkadaşları birbirınden uzaklaştıracaktı ki Gazi ile Ka- rabekır'in arasmdaki çatışmanın özü budur. Gazi, 1922nin ağustosunda izmir'eyönelen askere nasıl bir ufuk çizmisti: — Oröulari.. İlk hedefiniz Akdeniz'dir... İlk hedefe ulastıktan sonra da durmayacaktı Gazi, yûrüyecekti; kimisi bu yünjyüşe ayak uyduracaktı; kimisi ayaklarını sûrüye- cekti; kimisi geride kalacaktı. * Kâzım Karabekir, yurtsever bır asker, Bırinci Dünya Savaşı'n- da parlamış bir komutan. Birinci Dünya Savaşı'nda adının çev- resinde söylence çemberi büyümüş çoğu komutan gibi Musta- fa Kemal'e ıçın için hem hayranlık besliyor hem saygı duyuyor hem de Gazi'yi azımsama eğilimini yüreğinden söküp atamıyor. Enver Paşa, Mustafa Kemal'e nasıl bakıyordu? Ya Halil Paşa? AN İhsan Paşa? Ali Fuat Paşa? Ötekiler? 1919'un mayısında Mus- tafa Kemal, Atatürk değildi; Gazi değildi; kendisinden daha ün- lü paşaların batırdığı imparatorluğun askeri müfettişiydi. Ama ne yapacağını, nasıl yapacağını, nereye doğru yürüye- ceğıni hepsinden iyi bıliyordu. 1920'de Karabekir efsanesi Mustafa Kemal'den bûyüktü; ama 9 Eylül 1922'de Gazi'nin halkın gozünde bır masal kahramanı- na dönüşmesı kaçınılmazlaştı. Artık her şey değışıyor, eski dost- ları Mustafa Kemal Paşa'ya dönük değerlendirmelerınde tedir- ginleşiyorlardı: Bu adam ülkeyi nereye götürecektı? Gazi ıle Karabekir arasmdaki tartışmanın özünü çıkarmak pek güç değil; ama bu özetın içinde Karabekir'i kendilerine bayrak yapmak hevesindeki gericilere, şeriatçılara, uyduculara, Ameri- kancılara yarayacak bir şey yoktur Arkadaşımız Uğur Mumcu'nun yazı dizisinde ortaya çıkard»ğı gerçeğın altını böyle çızmekte yarar var. Türkiye parapiyasasında yepyenibirhız.VakıfBank,Dünya ve Türkiye para piyasalarındaki değişiklikleri, .-;•.•:-. gelişmeleri daha titizlikle izlemek *n ve Batı tekniği ile Türk malî • •':' sektörüne daha hızlı hizmet vermek için yeni bir merkezkurdu: VAK1FBANK FON YONETİMİMERKEZİ VakıfBank Fon Yonetimi Merkezi dövız • alım satım, Menkul Kıymetler ve ithalat-ihracat ışlemlenniz ıçın, sıze gereklı olan hızla hizmet verebılecek uluslararası bilgısayar sıstemlenyle donatıldı. VakıfBank Fon Yonetimi Merkezi'nde Dünya ve Turkıye para pıyasasındaki değışmeler, gelışmeler anında ızlenmekte, ışlemlerinız hızla, kolaylıkla yapılmaktadır. VakıfBank Fon Yonetimi Merkezi sayesınde, para piyasasında yepyeni bır hız, farklı bır jhiz,met kazanırsınız. Ankara Menkul Kıymetler Merkezj/ Securibes Department Ozellıkle /OJÇUK tasarrufiarın en venrrlı şeWde değerlendınlmesı. guveph ve yuksek gelır eWe edılmes ulke çofundakı ve dunyodokj scygm kjrııluflo'o ortak olunmos/ ımkûnlannt sağkıyan Htsse Seret'çn Tofovıtler Hazıne Bonolan Yatırım Fonlan Kavlın Belgeler ıle Uluskjrarüs stanöcntarda ozei ohrak hozıriotunlon VokıfAltmnın alım sotjm tşlemterını ycpacaktjr Ayrıca, Ankara da ilk defa IM K.B le sağtcran d.rekt hat araalığıyla borsoda ış/em goren Menkul Kıymettenn gunluk değerıer oynı anda bilgısayar nonıtorierı ve yvruyen text-l te ahazı araahğfvıa mud< *e mLşreiferım&ı bı'gıJend recekx r Mali Kontrol ve Muhasebe Müdürlüğû/ Financial Control and Accounting Department &- n~*jur'jk For fonetım nm bu'un mubasçbe -ş'em' VakrfBankT ü r k ı y e V a k ı f l a r B a n k a s ı Fon Yonetimi Müdüriugû/ Treasury Operations Department Bankanm güi/ufc dcvtz kuriannm be r'e^frea ıhracat ve goruvneyen muamefdere uşktn .şie yürutu'rnesı truhabır hesapicnnın tohp edtln Bankûnm bu /şJem'er/e ılgılı kanunı yukuniulu takibi ve yer-ne getırımesı tşiemtennı yapcccKU VakıfBank Fon Yonetimi Merkezi Tunus Caddesi, No: 67, Kavakhdere/ANKARA Tel: (4) 167 88 44 BHgi Işlem ve Sistem Geliştirme Müdürlüğii/ EDP and System Devektpment Department Fon Yopetırr Merkez! nm eıektrcn K letfym oğırvn şetşınlrresını p r ogrc-nlarn n hozrlanr^asr *e ^er gırışterını soğtoyocokt' Dealing Room MüdDriügü/Deallng Room 23 pczısvcotj Turk urası dc*ız ve Menku Kıymet'enr c t ve satışma ılıfkın um flemıer yapocakt r Fon Yonetimi Kontrol Müdürlügü/ Internal Control Unit bunyestnde ço'ıft racağı kofotcr'er cacılğ 'e Fon Yonetımmm tur" tş.enlenrı deneVeyecekî>r
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle