26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 HAZİRAN 1990 EKONOMI CUMHURİYET/13 'Avnıpa'nın gündeminde yokuz' • BURSA (AA) — Merkezi Bonn'da bulunan Türkiye Araştırmalar Merkezi yöneticisi Faruk Şen, "Avnıpa'nın gündeminde hiç yokuz. AT gündeminde Doğu Avrupa ülkelerinin konumu var" dedi. Tanıtım Dergisi'nin mayıs sayısında yayımlanan röportajında Faruk Şen, özetle şöyle konuştu: "Avrupa'nın gündeminde hiç yokuz. Bu bir gerçek. AT'ın gündeminde Doğu- Batı Almanya ifişkisi var. Bunun dışında Doğu Avnıpa'dan Bulgaristan, Çekoslovakya, Macaristan'a kadar olan ülkelerın konumu ile ilgileniyorlar. Sovyetler Birliği'ndeki bağımsızlık mücadeleleri ve onların bizimle işbirliği - dahi Avrupa'nın kafasında şekillenmemiştir. Dolayısıyla bu konuda henüz hiçbir yaklaşım yokturî' 'Reklam neden sevimsizdir?' • Ekonomi Servisi — Uluslararası Reklamcıhk Demeği (IAA) Türkiye şubesinin iki ayda bir düzenlediği yemekli • toplantıların dünkü konuğu Anadolu Endüstri Holding yöneticilerinden ve gazeteci Ege Cansen, "Reklam Neden Sevimsizdir" konusunu ele aldı. Cansen üç an a başlık altında "reklamın kapitalist sistemdeki işlevi"ni, "reklama karşı çıkanları" ve "reklamın özeleştirisi"ni anlattı. Cansen konuşmasım "Information yes, indoctrination no" (Haberlendirmeye evet, doktrinlendirmeye hayır) sloganıyla bitirdi. HAVAŞ'ın atılımı • Haber Merkezi — HavaaJanları Yer Hizmetleri A.ŞInin (HAVAŞ) yeni Genel Müdürlük binası hizmete girdi. Atatürk Havalimanı girişindeki yeni binanın hizmete girmesi nedeniyle Genel Müdür Şeref Dikyar basına bir tanıtım kokteyli verdi. HAVAŞ üst düzey yöneticilerinin de katıldığı davetfe<}ene! Mödür Şeref Dikyar HAVAŞ'm yatmmlannı anlattı. Dikyar, HAVAŞ'ın 50*^ aşkm yerli ve yabancı havayolu şirketine hizmet verdiğini belirterek, "Yer hizmetlerindeki atıhmırruz devam edecektir" dedi. Videoyla inek bakımı • ANKARA (ANKA) — Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı, çeşitli tarım teknikleri konusunda eğitim vermek ve çiftçilerin .sorunlarını çözmek amacıyla hazırladığı video kasetleri, videosu olan çiftçilere satmaya başladı. Gazi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Kaya Özakgün ile Orman Yüksek Mühendisi özer Özgüç'ün koordinasyonunda 1,5 milyar lıraya oluşturulan stüdyo ve film çekim ekipleriyle hazırlanan video kasetler VHS ve Betama* sistemlerınde çoğaltılıyor ve 15 bin liraya satılıyor. Kredi stoku 45.5 trilyon • ANKARA (ANKA) — Kredi stoku 4-11 mayıs günleri arasında 534 milyar lira çoğalarak 45 trilyon 516 milyar liraya yükseldi. Kredi stokundaki bu artış büyük ölçüde Merkez Bankası doğrudan kredilerindeki artıştan kaynaklandı. Merkez Bankası doğrudan kredileri bir hafta içinde 474 milyar lira arttı ve 11 mayıs tarihi itibanyla 4 trilyon 350 milyar lira oldu. Amlan dönem içinde kamu mevduat bankalarının kredileri de 96 milyar lira artarak 20 trilyon 146 milyar lira düzeyine çıktı. OECD toplantısı • PARİS (AA) — OECD Bakanlar Konseyi Toplantısı'nda, Doğu Avrupa'da yaşanan pazar ekonomisine geçiş sürecinde bu ülkelerle işbirliği yapılması kararlaştırıldı. 24 ülkeden bakanlarm katıldığı, Türkiye'den de Devlet Bakanı Işın Çelebi'nin hazır bulunduğu toplantı, önceki gün sona erdi. Toplantıdan sonra yayımlanan bildiride dünya ticaretinin liberal hale getirilmesi konusunda ABD ve Avrupa ülkeleri arasında görüş ayrıhğı bulunduğu da göz önüne alındı. Halka açık 'oto borsası'Son iki yıldır iyice depreşen "araba savdası" ikinci cl oto piyasasındaki pazarlama tekniklerini de geliştiriyor. Bunlardan en etkin olanlardan biri de açık oto pazarları. Bu tip pazarların en eski ve en büyüklerinden olafı Altunizade'deki Beyaz Papyon Market'te her pazar çeşitli marka ve modellerden en az 500 araba "görücüye çıkıyor.'' TAYFUN DEVECİOĞLU Sahip olduğu arabayı satmak isteyen bir kişi, 10-20 bin lira arasında bir giriş iıcreıi ödeyerek bir gün boyunca arabasını sergileme ve alıcıyla doğrudan karşı karşıya gelme olanağına kavuşuyor. Bu giriş ücreti, yaklaşık iki günlük gazete ilan bedeline eşit olduğu için açık oto pazarları özellikle hafta sonları âdeta bir "oto borsası" görünümünü alıyor. Son iki yıldır iyice depreşen "araba sevdası" ikinci el oto piya- sasındaki pazarlama tekniklerini de geliştiriyor. Bunlardan en yeni ve etkin olanlarından biri de açık oto pazarları. Çok değil, bıından birkaç yıl kadar önce kullanılmış bir araba satın almak için ya gazete ilanla- rıru gizlemek, ya galeri galeri gez- mek ya da eşin dostun kuilandığı arabaya göz koymak gerekiyordu. Bu yöntemler bugün de geçerli. Ama birçok zorlukları var. örne- ğin gazete ilanlarını taramak ve kesenize uygun olanlara tek tek te- lefon etmek için oldukça dayanıkl bir sinir sisteminiz olması gereki- yor. Hadi buna katlandınız ve ad- reslerini aldığınız birkaç satıcıyla yüz yüze görüşmeye karar verdi- niz diyelim. Bu defa da biri Şanı- da, biri Bağdat'ta olan satıcılara ulaşabilmek için uzunca bir yol- culuk yapmanız gerekecek. Bu ka- dar yolu katettikten sonra bir de ilanda tarif edilene hiç mi hiç ben- zemeyen bir arabayla karşılaşırsa- nız sinirlenmemeniz gerekiyor. Çünkü herkes malını istediği gibi tanıtmakta özgür. Özellikle Zincirlikuyu, Aksarav ve Kıdıköy-Bostancı arasındaki Minibus Caddesi'nde kümelenen galerilerden de araba satın almak hâlâ kuilanılan bir yöntem. Ancak bu galerilerin, para kazanmak için işletilen birer ticari müessese ol- dukları ve çoğunlukla alıcı-satıcı arasındaki aracılık görevini üstlen- dikleri unutulmamalı. Eşin, dostun, arkadaşın elden çıkartmaya karar verdiği arabaya talip olmanın en önemli avantajı ise söz konusu arabanın hasarlı olup olmadığıru ve ne şekilde kul- lanıldığını bilmek. Tabii bu nok- tada da her şeye körü körüne inanmamak gerekiyor, yoksa tat- h bir "dost kazığı" yemek müm- kün. Araba sevdasıyla körüklenen talebin getirdıği yeni bir iş kolu olan açık oto pazarları. alıcılann çok sayıda arabayı aynı anda gö- rebilmesi gibi çok önemli bir avan- tajı sağladığı için giderek artan bir rağbet görüyor. Ve bu ilgiyle bir- likte bu tip pazarların sayısı hızla artıyor. Sahip olduğu arabayı sat- mak isteyen bir kişi 10-21 bin lira arasında bir giriş ücreti ödeyerek bir gün boyunca arabasını sergi- leme ve alıcıyla doğrudan karşı karşıya gelme olanağına kavuşu- yor. Bu giriş ücreti yaklaşık iki günlük gazete ilan bedeline eşit ol- duğu için açık oto pazarları özel- likle hafta sonları adeta bir "oto borsası" görünümünü alıyor. Bu tip pazarların en eski, en buyuk- lerinden olan Altunizade'deki Be- yaz Pap>on Markel'ıe her pazar günü çeşitli marka ve modelden en az 500 araba "göriicüve çıkı- yor." Bu pazara çevre illerden bi- İe gelerek arabasını satmaya çalı- şanlar var. Satıcılar, bu yöntenıi hem piyasadaki fiyatlardan haber- dar olma açısından hem de daha çabuk sonuç verdiği için tercih et- tiklerini söylüyorlar. Açık oto pazarları, kullanılmış araba sahibi olmak isteyenler için de bazı avantajlar sağlıyor. özel- likle yerli araba satın almak iste- yen bir kişi pazarın içinde küçük bir tur attıktan sonra istediği mar- ka ve modelin birden fazla örne- ğini görme şansına sahip olabili- yor. Tabii alternatif sayısı çoğalın- ca daha doğru bir karar verme olasılığı artıyor. Geçen pazar günü, Altunizade Beyaz Papyon Market'te "sahibin- den" satılık bazı arabalaıın fiyat- ları şoyleydi: 1989 model Doğan 37 milyon, 1989 model Renault 9 30 milyon 800 bin, 1989 model Ford Taunus 1.6 30 milyon. 1990 model Murat Serçe 24 milyon 700 bin, 1979 AJfa Romeo 15 milyon 750 bin, 1980 model BMW 3.16 26 milyon 500 bin, 1977 model Fiat 127 13 milyon 500 bin, 1983 mo- del Wolkswagen Golf Diesel 24 milyon 500 bin, 1980 model Re- nault 5 Aipine 18 milyon 500 bin, 1976 model Buick Skylark 21 mil- von, 1985 model Yugo 7 milyon 750 bin, 1986 model Lada Jeep 24 milyon, 1987 model Renault Fue- go 26 milyon 500 bin, 1976 mo- del Chevrolet Caprice Classic (8 silindir, otomatik vites) 21 milyon, 1970 model Ford LTD 18 miiyon 950 bin. Araba sevdalısına uyarılar• Buyuk bir kaza geçirdiklen sonra tamir görmiiş bir arabanın kapı ve çamurluk aralan simetrik olmaz. Çekiçle düzeltilmiş bir çamurluk veya kapı.M da üzerindeki kabarlılar ve kaportanın diger bolumleri>lc olan çok hafif renk değişiklikleri ele verir. • Kaportanın bazı bölümlerinin paslı olması acele tamir gerektiren bir durumdur. Tavan kenanndaki oluklann, çamurluk kenarlarının. kapı kenarlarının, marşpi'yeleıin dikkatie kontrol edilmesi gerekir. Yerli bir arabanın komple kaporta ve boya masrafı 1,5-3 milyon lira arasında değişir. • Çoğumuz bir arabaya alıcı gözüyle bakarken alt kısraına bir göz armayı ihmal ederiz. Bu kısımda da ileride başımıza dert olabilecek paslı ve ezik kısımlar olabilir. • Talip olduğunuz arabanın motorunu da kontrol eimeniz gerekir. Zira yerli arabalar için bir motorun yenilenme masratı, cüzdanınızda 1,5-2 milyon liralık bir delik açabilir. Motorun durumunu anlamak için araba çalışırken, motora yağ konulan yerdeki kapağı açmanız gerekir. Eğer buradan tazyikli buhar ve duman çıkıyorsa motor miyadını doldurmuş demektir. Yine, çalışır durumdaki arabanın gazına bakıldığında egzozundan ' mavi renkli bir duman çıkıyorsa motorun yenilenmeye ihtiyacı var demektir. * Çok fazla kilometre yapmış ve yakın bir zamanda tamir görmemiş bir araba.va ilibar elmemek gerekir. Arabanın göslerge panelindeki kilometre sayacı kolaylıkla silinebildiğinden aldanma ihtimali vüksektir. • Taksiden çıkma arabalar yorgun ve masraflı olur. Arabanın daha oncc taksi olarak çalışıp çalışmadığını anlamak için ruhsat üzerinde yapılan plaka değişikliklerine bakmak gerekir. * Talip olduğunuz arabayı deneme imkânınız varsa ön takımın, şaojmanın ve diferansiyelin durumunu ögrenme şansınız da var demektir. Ön takımdan gelen olağao dısı sesler, direksiyonun ağırlığı ve arabanın döz yolda giderken saga ya da sola çekmesi birçok arızanın belirtisidir. Viteslerin zorlukİa geçmesi ve vites değişimi sırasında çıkan »esler de şanjmandaki anzaları ortaya koyar. 70-80 kilometre hızla ve 4 ya da 5. vitesle giderken arka kısımdan gelen ses ve uğultular diferansiyelin tamir gereksinimini gösterir. Bu uç grup anzanıfl tamir ve parça masrafı 200-800 bin lira arasında bir masrafa yol açar. • Almak istediğiııiz arabayı çok güvendiğiniz bir kaportacı ve motor tamircisjne götürme irakânınız \arsa. araba hakkında çok daha iyi bilgi edinme şansına sahip olursunuz. Otomobil üretimi patladı Otomotiv uretımı Çekıci Kamyon Kamyonet Mınıbüs Midibüs Traktor Bicerdöver Otomobil Otosan OYAK- Renault TOFAŞ TOPLAM 1990 44 ' 5.122 2.765 2.487 1 059 8.579 1 53 677 2.511 22.402 28.764 73.734 19890e 5 3.492 2 406 1.876 679 4.153 - 34.487 2.299 14.748 17.440 47.098 î.ı*| 780 0 46 7 14 9 32 6 56.0 106.6 - 55.6 9.2J 51.9 64.9 56.6 ANKARA (ANKA) — Yerli otomobiide, zamlara ve taşıt alnn vergilerinın yukseltilmesine rağ- men yaşanan yoğun talebe bağlı olarak, firmalar üretimlerini hız- la arttırıyor. Yılın ilk dört ayın- da özellikle Tofaş ve Oyak- Renault'nun üretimlerinde büyük artış göruldü. Toplam otomobil uretimı, geçen yılın eş dönemine göre yüzde 55.6 artarak 53 bin 677 düzeyine ulaştı. Otomobil uıcıımı geçen vılın tumunde yüz- de 2 gerileyerek 118 bin 314 ol- muştu. Otomotiv Sanayıcileri Derneği yetkililerinden edinilen verilere göre Şahin, Kartal, Doğan ve Ser- çe otomöbillerinin üreticisi olan Tofaş'm üretimi yuzde 64.9'luk artışla 28 bin 764'e ulaştı. Tofaş'- ın toplam otomobil üretimi için- deki payı da yuzde 50.6'dan yüz- de 53.6'ya yükseldi. Yerli otomobil üretiminde ikin- ci buyük fırma olan Oyak - Re- nault'nun üretimi de yuzde 51.9 artarak 22 bin 402 düzey inde ger- çekleşti. Bu firmanın toplam üre- timindeki payı ise yuzde 42.8'den yüzde 41.7'ye geriledi. Taunus marka otomobillerin yerlilerini üreıen Otosan firmasi- nın üretimindeki artış ise diğerle- rine göre düşük kaldı. Bu firma- nın üretimi yuzde 9.2'lik artışla 2 bin 51'e ulaştı. Otosan'ın toplam üretimindeki payı da yüzde 6.7'den yüzde 4.8'e geriledi. Bu arada, otomotiv sektöruıı- de otomobil dışındaki ürünlerin üretiminde de büyuk artışlar kay- dedildi. Toplam oıomobıl sanayi üretimi ise yüzde 56.6'lık artışla ~3 bin 734'e yükseldi. Yılın ilk dört avlık döneminde, geçen yılın eş dönemine göre üre- timi en çok artan urunlerden biri de traktor oldu. Traktor üretimi yuzde 106.6 artarak 8 bin 579'a yükseldi. Kamyon üretimi de yüz- de 46.7 artarak 5 bin 122'ye ulaş- ıı. Ayrıca kamyonet üretimi yüz- de 14.9 artarak 2 bin 765'e, mi- nibus üretimi yüzde 32.6 artarak 2 bin 487'ye, midibus üretimi yüz- de 56 artarak bin 59'a yükseldi. En büyük artış ise yuzde 780 ile çekiei üretiminde görüldü. Çeki- ci üretimi 5'ten 44'e vükseldi. EKONOMDE KÜLIS MERALT4MER Kaportalar Karamehmet'ten Yaraııcı zekâsıyla unlü Çuku- ro\a patronu Mehmet Emin Ka- ramehmet, bir zamanlar grubun şimendiferi clan dev Çukurova Çelik'i demir-çelik sektörunde- ki bunalımın dışına çıkartmak amacıyla büyük çaplı.bir yatırı- ma hazırlanıyormuş. 400 milyar lira dolayında olduğu önt sürü- len yeni yatınmla Çukurova Çe- lik "alan" değiştirecek ve bugü- ne kadar uzun demirde ara ma- lı üretirken bundan böyle yassı demir de üretecek ve bu konu- da ülkemizde "tekel" durunıun- daki Erdemir'e rakip olacakmış. Çünkü Türkiye'de yuvarlak demirde kapasite fazlası var. Kurulu 6.5 milyon tonluk yıllık kapasiteye karşılık ihtiyaç 3.5 milyon ton dolaylarında. Yassı demirde ise tekel durumundaki Kregli Demir Çelik'in kapasite- si yılda 2.2 milyon ton, ihtiyaç ise 3,5-4 milyon ton civannda. Yani açık var, iıhalat yapılıyor. İşte Karamehmet bu açığı ka- patmak uzere kolları s;vamış. Japonlar ve Italyaniarla yeni teknoloji için goruşuyormuş. Karamehmet'in bu atağında, Toyota ve Peugeot-C'itrocn'e Türkiye'de otomobil üretme izni verilmesinin de payı olabilir. Za- ten Japonlar geçenlerde" Ereli'- nin ürettiği saclar, Japon oto- möbillerinin kaportalan için uy- gun değil" dememisler miydi? Bu durumda otomobillerin ka- portalan için gerekli saç pekâlâ Çukurova Çelik'ten sağlanabi- lir. ' Hem Karamehmet'in kendisi- nin de otomobil üretme izni var. Fransız Peugeot-Citroen için ve- rilen izinde Peugeot ayağını AsB Nadir'in, Citroen ayağını da Çukurova Grubu'nun üretmesi söz konusu. Dolayısıyla Kara- mehmet, kendi ureteceği otomo- biller için de hazırlık yapıyor olabilir. Zalen son günlerde en tazla ilgılendiği kuruluş da yeni sahip olduğu BMC'ymiş. Bir süredir bunaiımda olduğu bilinen demir-çelik sektöründe başanlı kuruluş Çolakoğlu da bunalımdaki İZDAŞ'da. kapıla- rına kilit vuran METAŞ'da yu- varlak demir ve lama üretiyor- lar. Dev kapasiteli Çukurova Çelik ise uzun demirde (lama ve yuvarlak) ara malı üretiyor. 'Patenti Asil Nadir'dedir!'Asil Nadir, genç borsamıza yeni bir âdet getirdi. V'eslel şir- ketini güçlü borsaların bulundu- ğu dış ülkelerde yapılanlara ben- zer turde bir prezantasyonla "halka açö." Türkiye'de ilk kez yapılan bu multivizyonlu pre- zantasyona kendisi de tüm yö- neticileriyle katılarak adeta göv- de gosterisi yaptı. İstanbullu iş çevreleri tarafın- dan hâlâ tam olarak bir yerlere oturtulamayan ve dolayısıyla da "esrarengiz" sıfatıyla tanımla- nan Asil Nadir, bize göre bu prezantasyonda Türkiye'deki yıllann sanayicilerine karşı epey tahrik edici bir konuşma yaptı ve özetle şöyle dedi: "Polly Peck, tüm dünyada son 10 yılda hisse senedi en faz- la değerlenmiş bir şirkettir. Bu değerlenme, kansız bir davranış sonucu olmuş da değildir. Hal- ka açtığımız Vestel elektronik- i te 9O'lı ve 2000'li yıllara en iyi hazırlanmış, dünya çapında re- kabet edebilecek istikbali parlak bir şirkettir. Türkiye'de başanlı şirketler yoktur demiyorum. Aı.ıa bu ba- şarılar sadece yurt içine dönük- se ve yurt içindeki dalgalanma- lardan şirket etkilenecekse, ya- tırımcıların bu şirkete karşı ih- tiyatlı davranmaları gerekir. Sa- dece Türkiye'de muvaffak ol- mak, yatmmcı için yeterli gü- vence olmamalıdır. Akıllı yatırımcı, Türkiye'de 20 senedir elektronik sanayii varken neden hâlâ resim tüpü üretilmediğini de sorgulamalı- dır. Bunun cevabını da Türk elektronik sanayiinde 5 yıldır var olan güçlü Vestel, en kısa zamanda verecektir." Asil Nadir geçen hafta Ves- tel'i halka açarken böyle diyor- du. Vestel'in nominal değeri 1000 lira olan hisselerinin 13 bin 250 liradan satıldığına dikkati çeken bazı etkin işadamları ise "Vestel daha kaç yıllık şirket? Sermayesi 150 milyar. Ama ba- şanlı bankacı Hüsnu Özyegin'- in patronajında yünitülen bu operasyonla hisseler 13 bin 250 liradan satılabiliyor. Bu durum- da şirketin değeri 2 Irilvon fa- lan oluyor. Yatınmcüar duşün- melidir, bu şirket bu kadar eder ıni?" diyorlar. "Şirketin ne kadar edip nc kadar etroedigi hisse senetleri 2 hafta sonra borsaya girdiğindc görülecek" diyenler varsa da buna hemen itiraz edüiyor ve "Hayır gönilemez. Çiink Asil Nadir Vestel hisseleri İMKB'ye girdikten sonra tıpkı İngiltere'- de yaptığı gibi kendisi market- maker'lik vapacak ve hisseler diişecek olursa piyasaya girip bunu engelleyecek. Çünkü Londra Borsası'ndaki Polly Peck hisselerinin durumu buna bağlı" yorumu yapılıyor. Asil Nadir prezantasyonunda Vestel'in halka açılırken Nadir Şirketler Topluluğu çalışanları- na hisse almada öncelik tanıma- sını, kazancın çalışanlarla pay- laşmasını da Türkiye için "ilk" olarak niteliyordu. Gerçekten de Nadir'in sahibi bulunduğu Gü- naydın - Güneş gazeteleriyle Ge- lişim Grubu'ndaki meslektaşla- nmıza Vestel hisseleri önerilmiş, ama her nedense "şimdi parayı yatır, 6 ay sonra hisseleri a)" denmiş. Bu arada hisse alan ga- zete çalışanlanna Polly Peck ta- rafından haziranda bir sürpriz de vaadedilmiş. Erez'den Kamhi'ye açık kart Türkiye Odalar Birliği seçim- leri geride kaldı. Yalım Erez başkanlığındaki yeni yönetim belirlendi. Eski Başkan Ali Coş- kun döneminden kalan Prof. Nevzal YalçınUış, Prof. Seba- hallin Zaim ve Osman Şekerci gibi resrai ve gayri resmi muha- fazakâr TOBB danışmanları, sanırız artık başka kuruluşlaıa "damşmanlık hizmeti" verecek- ler. Bu arada TOBB seçimlerinin sonrasına ertelenen tktisadi KaJ- kınma Vakfı Genel Kurulu için- se Başkan Jak Kamhi'nin rahat- lamış olması lâzım. Avrupa Topluluğu ile Türkiye'nin jlişki- lerini çok başanlı olarak yurut- tüğü hemen hemen tum iş çev- Kamhi Ceyhan reierince kabul edildiği halde bir türlü eski TOBB Başkanı Ali Coşkun'un "gözüne gireme- yen" Jak Kamhi, bu seçimler- de böyle bir sorunla karşı kar- şıya olraayacak. Yeni Başkan Yalım Erez'e 17 temmuzda yapılacak oian İKV Genel Kurutu ile ilgili görüşle- rini sorduk: "O isin sahibi Sa- yın Kamhi'dir. İKV Başkaahğı'- nı başarıyla yönetiyor. TOBB yönetimi olarak kendisinc her- hangi bir müdahalemiz söz ko- nusu olamaz" dedi. Odalar Bir- liği'nden fKV yönetimine giren bazı üyelerin Genel Sekreter Ha- luk Ceyhan'la anlaşamadıkları- nı hatırlatarak "Secimlerden sonra Ceyhan'ın görevinden ay- nlacağından söz ediliyor" de- dik. Ona da itiraz etti ve "Eğer bir Jak Kambi'yi istiyorsak ve onu secmissek, kiminle çauşaca- gını da her halde o kendi bilir. Bizim genel sekreterin kim ola- cagına karışmaya hakkımız yoktur" diyerek o konuda da net bir tavır ortaya koydu. Dışbank'ın 26. yılı ve 1965 mezunu SBF'/iler Dışbank'ın 26. kuruluş yıldönümünün kutlan- dığı davette 1965 mezunu Mülkiyeliler dikkati çektiler. Kendi de 65 mezunu Mülkiyeli olan Ge- nel Müdür Atilla Tasdemir'in bunca yıl birbirin- den kopmayan sınıf arkadaşlan arasında iş çev- relerinin yakından tanıdığı bankacılar ve işadam- ları da vardı. Örneğin Esbank Genel Müdüru Özer Güney, Pamukbank Yönetim Kurulu üye- si Ortıan Erairdağ, İş Bankası Oenel Müdür Yar- dıması Yenal Cevlıerioglu. TÖBANK Genel Mü- dür Yardımcısı Biilent Ardanıç, lhracatçı Birlik- leri Genel Sekreteri Oğuz Gorbon, eski sigorta- cı yeni borsacı Güner Angil, Mali Müşavir Hü- seyin Arif Bilgen gibi... Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda verilen davette Gurer Aykal yönetimindeki Cumhurbaş- kanlığı Senfoni Orkestrası'nın verdiği konser ise gerek repertuarı, gerekse icrasiyla izlemeye çok değerdi. Lambadayla kasap havası oynadılar Pamukbank da tasarruf sahi- binin 24 saat para yatırıp çeke- bildiği sisteme geçti. Bank-24'ün tarutımı için Discorium'da dü- zenlenen kokteylde Genel Mü- dür Biilent Şenver tanıtımı ya- pıp Bank-24'ü devreye soktuk- tan sonra Discorium'un yüksek sesli hoparlörlerinden Lambada müziği duyuldu. Bank-24'ü kutlamak lazım, ama nasıl? Arkadaşımız Tayfun Dcvedoğlu'nun anlattt- ğına göre Şenver şöyle bir çevresine baktı. Orta- da pek kadın da yok. Çağırdı Pamukbank'ın di- ğer yetkililerini ve hep birlikte lambadayla ka- sap havası oynadılar, halay çektiler. Tbyota: Gelir dağıhımnı düzeltin Özelimalat VECDİ SEVİĞ TOKYO — Türk işadamlannın Japonya'ya yaptığı "çıkarma" sı- rasında Sabancı'nın yeni ortağı Toyota'nın Dış Yatınmlar Müdü- rü, Türkiye'de otomobil satabil- memiz için gelir dağılımım düzelt- meniz gerekir" dedi. Türk-Japon İş Konseyi toplantıları Tokyo'da sona ererken iki ülke arasındaki dostluğun 100. yılı dolayısıyla dü- zenlenen törenler başladı. Tören- ler için bugün Japonya'ya gelecek olan Semra Özal, Japon impara- torluk protokol görevlilerinin is- teği ile ilk kez resmen "first lady" unvanı aldı. Konsey toplantısın- dan sonra yayımlanan ortak bil- diride Aliağa Termik Santralı için "tanjtırn kampanyası" başlatılaca- ğı belirtildi. Tokyo'da iki gün süren Türk- Japon Ortak Iş Konseyi toplantı- sının dünkü bölümünde konuşan Toyota Dış Yatınmlar Müdürü H. Kunıkowa. Türkiye'de kuracakları otomobil tesislerinin yüksek kapa- siteyle çalışabilmesinin talebe bağ- lı olduğunu, talebi de gelir dağı- lımının etkilediğini söyledi. Kuru- kowa, "Otomobilleri satabilme- miz için gelir dağılımı politikası- nı değişlirmek gerekir. Turkive1 de gelir dağılımını daha adil hale getirmek zorundasınız" dedi. Ku- rukovva'ya yanıt veren Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Müste- şarı Ali Tigrel ise gelir dağılımı- nın duzeltilmesi yönündeki poli- tikalann plan ilkeleri içinde de ye- Türk-Japon ilişkilerinin 100. yılı dolayısıyla Tokyo'ya giden mehter takımı sokaklarda gösteri yaptı. raldığını bildirdi. İş Konseyi toplantısında konu- şan Japon işadamlarından Hato- zo Kondo da Japon işadamlanna "Hayır" denilemeyeceğini, "Ha- yır" denilirse işadamlannın mah- çup olacaklarını belirterek "Bu konuyu Avrupalı ve Amerikalı işadamlanna anlatamadık" dedi. Kondo, Japonlar'ın hukuki uyuş- mazlığı da sevmediklerini belirt- ti. Kondo'nun bu sözleri Turk işa- damlarınca "Aliaga Termik Sant- ral Projesi'nin gecikmesine tepki" olarak vorumlandı. 31 mayıs-l haziran tanhleri ara- sında Tokyo'da toplanan ve 1.5 gün süren Türk-Japon İş Konseyi Toplantısı'nın dünkü kapanışın- dan sonra ortak bildiri yayımlan- dı. Ortak bildiride, Türkiye'nin genç nüfusa sahip olması ve mev- cut potansiyellerine dikkat çekile- rek dünya pazarlarına, özellikle de SSCB ve Doğu Avrupa pazarına girmek için Japonya'nın deneyimli girişimciliğinin bu potansiyelle birleştirilmesi imkânlarının araş- tınlması gerektiği vurgulandı. Görüşmelerde elektronik sektö- rü, Türkiye'de otomobil üretimi, sermaye piyasası, kimya ve petro- kimya sektörü ve turizm ile özel- ieştirme konularının ele alındığı belirtüen bildiride, yolcu ve hava- yolu taşımacılığı konusunda işbir- İiğine iki tarafın da istekli olduk- lan kaydedıldi. Bildiride Aliağa Termik Santra- lı'nın yap-işlet-devret modelinin başanlı bir örneği olduğu ve pro- jede çevre sorunlarıyla ilgili kay- gılann da dikkate alındığı ifade edilerek projenin başanyla ta- mamlanması amacıyla tanıtım kampanyası açılacağına da yer verildi. Öte yandan Türkiye ile Japon- ya arasındaki dostluğun 100. yılı kuılamaları da dün Tokyo'da baş- ladı. Kutlamaların başlangıcı do- layısıyla düzenlenen törende ko- nuşan Türkiye'nin Tokyo Büyü- kelçisi Umut Ank, iki ülke arasın- daki dostluğun tarihsel gelişimi hakkında bilgi verdi. Ank, dost- luğun ikinci 100. yılında da daha geniş işbirliği olanaklannın orta- ya çıkacağını vurguladı. Kutlama törenlerinin başlangı- cı dolayısıyla Tokyo'da mehler ta- kımı bir gösteri düzenledi. Ayrı- ca klasik Türk muziğinden ve halk oyunlanndan ömekler sergilendi. Bu arada Türk mankenlerinin ka- tıldığı bir defile de törenin düzen- lendiği salonda ilgiyle izlendi. Kutlama törenleri için bugün Tokyo'ya gelecek olan Semra Özal'ın 6 haziranda katılacağı re- sepsiyon dolayısıyla Bayan Özal ilk kez resmen "first lady" unva- nı aldı. Türkiye'nin Tokyo Büyü- kelçiliği, Japon İmparatorluk Sa- rayı'na prens ve prensesin resep- siyona katılması için başvuruda bulundu. Bu başvurn resepsiyon çağnsının "Türkiye Cumhurbaş- kanı'nın eşi Semra Özal" unvanıy- la yapılacağı ifadesini içeriyordu. Saray protokol görevlileri böyle bir çağrıya prens ve prensesin ka- ülamayacağını, çağrının "firsl lady Semra Özal" unvaruyla yapıl- ması halinde resepsiyona "himj- ye eden" olarak prens ve prense- sin katılamayacaklannı beürterek, davetin "first lady Semra Özal" unvanıyla düzenlenmesini istedi- ler. Büyükelçilik yetkilileri, bu is- teğe uyarak Bayan Özal'ı first lady unvanı verdiler. sanayiinde sıçrama İSO'nun 1990 yılının ocak-mart dönemini kapsayan araştırmasına göre, özel sektör imalat sanayii, bir önceki yılın aynı dönemine oranla reel olarak yüzde 15 büyüdü. Ekonomi Servisi — Özel ima- lat sanayiindeki reel büyüme gide- rek hız kazanıyor. Bu sanayi ko- lunda, geçen yılın ikinci yarısın- da başlayan pozitif gelişme 1990 yılının ilk üç aylık döneminde de sürdü ve geçen yılın aynı dönemi- ne göre reel buyüme hızı yüzde 15'e ulaştı. Geçen yılın ilk üç ay- lık döneminde ise bir önceki yıia oranla özel imalat sanayiinde yüz- de 13.7'lik bir gerileme kaydedil- mişti. Istanbul Sanayi Odası'nm yap- tığı araştırmaya göre 1990 yılının ocak-mart döneminde özel imalat sanayiinde yaklaşık 10 trilyon 18 milyar liralık üretim yapıldı. Ge- çen yılın aym döneminde ise 5 tril- yon 851 milyar liralık üretim ya- pılmıştı. tki dönem arasındaki bü- yüme oranı cari fiyatlarla yüzde 71.2'yi, sabit fiyatlarla yüzde 15'i buluyor. 1990 yılının ocak-mart döne- minde kaydedilen yüzde 15'lik reel büyümeye en büyuk katkıyı oto- motiv sanayii sektörü sağladı. Bu sektörun 3 aylık reel buyüme hızı yuzde 50.3 oldu. Otomotiv sana- yiinin yanı sıra elektrikii makine sanayiinde yüzde 37.2, elektrikli olmayan makine sanayiinde ise yüzde 19.2 gibi büyük çaplı geliş- meler kaydedildi. Bu yılın ilk üç aylık döneminde reel olarak geri- leyen tek sektör taş ve ve toprağa dayalı sanayi sektörü oldu. Bu sektörde geçen yılın aynı dönemi- ne göre yüzde 3.5'lik bir üretim düşüşü kaydedildi. İstanbul Sanayi Odası'na kayıtlı 929 büyük özel sanayi kuruluşun- da yapılan araştırmaya göre ocak- mart döneminde üretflen 10.757 milyar liralık malın 10.480 milyar liralık kısmı satıldı. Geriye kalan 276 milyar liralık mal ise stokla- ra yöneltildi. Özel imalat sanayiindeki kapa- site kullanım oranı da geçen yıla göre artış gösterdi. Geçen yılm ilk üç aylık döneminde yüzde 74.7 olan tartılı kapasite kullanım ora- nı bu yılın ilk üç aylık dönemin- de yüzde 76.4'e yükseldi. Öte yandan bu yılm ilk üç ay- lık veriierine göre özel imalat sa- nayiindeki fıyat artış hızı geçen yı- la göre azalma gösterdi. Geçen yı- lın ilk üç ayı sonunda 175.1 olan özel imalat sanayii fiyat deflatö- rü, bu yıiın aynı döneminde 148.8'e geriledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle