23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhunvet Maıbaaolık \e Gazeıecjiık Turk Anonjm Şırkefı adına N»dır N»di # Genel Ya>ın Mudu'u Hısln Ctnal, Muesssse Mudu-u Emiae Işakbgil, \azı tşlerı Muduru Oka> Gonensin. 0 Haber Merkezı Muduru Valçıa Bayer, Savfa Duzenı Yonetmem \lî Acar, # Tentsıkıler <VNkARA Mmtt fuı. IZMİR HiluncK Çrtinliyt. ADANA Çcan Y g n o g u I, PDIIIIU Ctitl Bfbapç. » s Haberter Eıgun Bakı. Edonomı Cngu Tıırhm. I; Sendıka Ş ^ n n K m n , Kullur Cttal Uıfcr. Eğmm Gcncjy Şavbıı. Haber Araitınna I s M Berfctn. Yurt Haberkn Scota Do£tn. Spor Dar.jsmanı \Mulk*dır Vncdnun, Dızı Yazılaı Kmnı Çal^fcn. Ara»tırma Şaknı **•>. DmdtnK A M u U ^locı 0 koordınalfir Abmcl Korahuı. • Malı Işlef En>l Eriun. 0 Muhasrt*- BalnM k n • Butçc-Planiama Sngı Oanubescoglu # Rcklam A.v* Tonın. 0 Ek \iyınlar Hrin Akyol • Idare Huseyin Garer. • l;l«me Ondtr Çdd>. • Bılgı-IsKm Nıtl lnal. 9 Pmonel Stvji •<• ><ıxuı (umhunvcı Vbıbaaaiık « Oizneakl TAJ TUrk Ocaf Cad. 39.41 Cagdogiu ts! PK Ut-IiUnbul Tcl 512 05 05 (20 ha), Tdo. 22246 Faı. (I) 526 60 T2 0 Zı» Gofcajp Blv Inkılap S So 19 4, TA 133 11 4M7, TctoL 42344 F«x. |4) 133 • Umm H Zıya Bh 1352 Si'3. Td 13 12 30, Taoc. 52359 Fax: (51) 19 53 60 Inönu Cad 119 S. No 1 Kaı 1. Tefc 19 F 52 (4 hat), Teta. 62155. FUL (71) 19 r 52 TAKVIM 6 MAYIS 1990 Imsak: 4.08 Guneş: 5.50 Ogle: 13.05 Ikındı: 16.58 Akjam: 20.12 Yatsı: 21.46 Sayısız tiyatro, bale, sahne kostümünün; kitap, dergi, moda deseninin, afışinin, sahne dekorunun yaratıcısı 98yaşında öldü Erte:Yüz yıl yaşanan gençlikŞansını Paul Poiret'nin yanındadenedi. Poiret'nin üstüne yoktu o zamanlar. Istediği ortamı buldu böyleceErte. Moda desenlerinde geleceği garantideydiartık. Ama dans ve tiyatro aşkı yanıp tutuşuyordu içinde. 1913'teilk tiyatro kostümlerini çizdi "MataHari"için. Çizgisinde hiçbir değişiklik yapmadan yıllar aktı geçti. Başka hiçbir sanatçının etkisi altında kalmadan çalışmakla övünürdü. Esin kaynağı hep aynıydı: Iran ve Hint minyatürleri ve Yunan vazoları. NECLÂ SEYHUN Dunya unutamayacağı bir bü- yük sanatçıyı yitirdi. Erti'yi!.. Er- te 98 yaşında "geocedk" öldü. Geride bir yüzyıl bıraktı Erte, dopdolu yaşanmış, başan dolu bir yüzyıl. Kaç sanatçı yazgısında onun kadar şanslı? Hiç eskime- den, hiç demode olmadan, hiç ih- tiyarlamadan geçen bunca yıl... "Benin desenlerim diişleri yansıtıyor" derdi Erte, "Onun için de raodası geçmez." Çizgisinde hiçbir değişiklik yapmaksızın yıllar aktı, geçti. Başka hiçbir sanatçının etkisi al- tında kalmadan çalışmakla övü- nürdu. Esin kaynağı hep aynıydı: Iran ve Hint minyatürleri ve Yu- nan vazoları... Çocukluğunda Saint Petersbo- urg'da bir müzede görüp tutuldu- ğu bu vazolar onu bir öraür bo- yu etkiledi. Sanatla dolu garip bir çocuk- luktu bu. Kendisine hediye edilen kurşun askerler yerine bale kıya- fetleri duşler, annesinin boşalmış parfüm şişelerine dantel elbiseler giydirirdi. 5 yaşında çizdiği elbi- se desenlerinden birini annesi seç- miş, terzisine diktirip giymişti. Daha çok küçük yaşlarda ba- leye, tiyatroya ve operaya il» duydu Ert6. Annesinin babasırun abonman biletleri vardı. Onlarla her tarafta bir baleye, bir tiyatro- ya giderdi. Müzeleri gezer, kon- serleri kaçırmazdı. 7 yaşındaydı daha. Zamanla bale öyle bir tutku ha- Iine geldi ki onda, annesiyle ba- bası Romain de Tirtoff'u -o za- raanlar adı böyleydi- klasik dans öğrenmek uzere ünlü bir bale ho- casının yaruna verdiler. O zaman- lar bir dansor olmak diişleri ku- rardı Erie. Ailesi onunla aynı dü- şu paylaşıyor değildi, ama bu dans derslerinin fıziki gelişmesin- de yardımcı olacağıru duşunuyor- lardı. Birkaç yıllık çalışmadan sonra Erte kendini bir seçim yap- ma zorunda hissetti. Baktı ki danssız yaşayabilecek bal gibi, ama desensiz asla!.. 1912 yılının şubat ayında, Saint-Peterbourg'dan kalkan bir tren Romain de TirtofFu ruyala- rının şehri Paris'e götürilyordu. Tam 19 yaşındaydı. Aile erkekle- rinin tumünün donanmaya girme geleneğıne bir kafa tutuştu bu!.. 1900 dunya sergisinde, kuçücük bir çocukken görüp tutulduğu bu büyülu şehıre geri dönuyordu iş- te. 1912 şubatında Paris'e geldi- ğinde bu duşler ülkesinde egzotik bir Doğu rüzgân esiyor, Rus ba- lesi fırtınalar yaratıyordu. Ortara uygundu. Tatar kökenli bu Rus göçmeni kendisine bir yer edin- mekte gecikmedi. önce ikinci sınıf bir terzinin ya- nına girdi. Ama bir süre sonra ter- zi onun modada hiçbir şansı ol- madığını söyleyip yol verdi ona. Erti de şansını Paul Poiret'nin yanında denedi bu sefer. Poiret'- nin ustune yoktu o zamanlar. İs- tediği ortamı btddu böyleceErte. Moda desenlerinde geleceği ga- rantideydi artık. Ama dans ve ti- yatro aşkı yanıp tutuşuyordu için- de. 1913'de ilk tiyatro kostümle- rini çizdi "Mata Hari" için. Ondan sonra hiç gölge tanımı- yan bir başan grafiği. Aynı yıllar- da "La Gazelle du Bon Ton"a kendi imzası ile desenler çizmeye başladı. Gerçekle düşun karıştığı desenlerdi bunlar. Yüzü gölgeli- yen şapkalar, kurk şaüar, giyüme- si olanaksız modeller. Sıradan giysiler, günluk yaşantı Erte'nin umurunda değildi. Bir duşler dün- yasında yaşıyordu. 1914'de, savaşta Poiret moda- evi kapılannı kapayınca Erte "Paıper's Bazaar"a desenler çiz- meye başladı. 22 yıllık bir çalışmanın başlan- gıcı oldu bu. öyle başarılı bir ça- Iısmaydı ki derginin sahibi Wi)li- am Randolph Hearst, "Eğer ka- pağında Erte'nin deseni yolcsa, Haıper's Bazaar'ın Harper's Ba- zaar oldoğu nereden belli ola- cak?.." derdi. Yuzlerce, binlerce desen çizdi dergiye Erte. Dekorasyon, şapka, takı, pabuç, eldiven, şemsiye, manşon, yelpaze, saç modelleri, turbanlar... Savaşın sona ermesıyle tüm sahneler kapılannı yeniden açtı. Boylece sahne tutkusunu gerçek- leştirmek olanağını buldu Erte. 1919'da "Folies-Bergere" için sahne dekorları, modeller çizme- ye koyuldu. 1930'a kadar sürdu- bu çalışma. 1925'de bir yıJ sureyle New York'da yaşadı. M.G.M. için film kostumleri çizdi. En zengin, en unlü kişilerden, sanatçıUrdan dostlar edindi. Ismi bir lüks sim- gesi olmuştu artık. Nevv York'daki bir sergisinde tum koleksiyonu Metropolitan Museum tarafından satın alındı. Dunyayı dolaştı.Hiç ara vermedi çalışmalarına. Hayranları hediye yağmuruna tutarlardı onu. Yaşa- ma sevincıyle doluydu. Çok zengin bir gardrobu var- dı. Her dakika iki dirhem bir çe- kirdekti. Sabahlan gardrobunu açıp özenle, titizlikle gün boyu gi- yeceği kıyafetleri seçerdı. Sayısız kostümler, ipek gömlekler, kra- vatlar, fularlar, şık brokar smo- kinler. Her sabah bulvarlar boyu uzun yürüyüşler, öğjeden sonralan bu- tikleri, antikacıları geziş, alışve- riş... Akşam saatleri bir davet, bir kokteyl... Ya geceler? Geceler gunün en gönlünce saatleriydi. Herkesten uzak, işiyle baş başa, kimsenin kendini rahatsız etmeyeceğı, ka- pının, telefonun çalıp duşüncele- rini bölmeyeceği o saatler... San- ki zaman sınırsızdı. Çalışma ma- sasının dışında tüm ev karanlık, bir küçük aplik, o kadar. Sevgili kedileri "u>*ur gibi" ya- parak masasında, koltuklarda ya- tarken, bir müzik çalarken hafif- ten, kendini dolu dizgin işine ve- rirdi Erte. O büyülu desenleri bu dekor içinde çizerdi işte. Tiyatro, bale, sinema kostüm- lerini, kitap, dergi, moda desen- lerini, afişleri, salıne dekorlannı, dekorasyon tasanmlarırj bu de- kor içinde yaratırdı. Yaşın ne öne- mi var?.. Her zaman gençti Erte. Ne güzel bir sanatçı ıçın onun gibi'dopdolu yaşamak, ne guzel onun gibi genç ölmek. Dunya Erti'yi unutmayacak!.. Leningrad 1 Mayıs'ıprotesto etti, yakındaseçim var, kent "bağımsızstatü"istiyor, gençlik hippi ve rock rüzgânnda PetrOj Leningrad'da 'Lambada' yapıyorLeningradlı gençler, kente 1917 devrimcileri gibi kısaca "Peter" diyorlar. Haftaya yapılacak belediye seçiminde Halk Cephesi adayı muhalif profesör Sobçok kazanırsa, kent bağımsız ekonomik statü isteyecek. KEREM ÇALIŞKAN ~ LENİNGRAD — Büyük Pet- ro, Lenin'e meydan okuyor ve adını geri istiyor: St. Petersburg. Leningradlı gençler aralarında konuşurken "Leningrad" demi- yorlar. Onun yerine 1917'de Rus devrimcilerinin kent için kullan- dıklan jargonu benimsemişler ye- niden. Kısaca "Peter" (Pitır) di- yorlar. Unlu Kışlık Saray'ın karşısında ağır ağır akan Neva Nehri'nin öte yakasında içinde Çar I. Petro'nun mezarının da bulunduğu "Peter ve Pavel" Katedrali'nin eski "al- ün çağlan" anımsatan sarı kub- beleri güneşte pınl pırıl parlıyor. Katedralin önünde Petro'nun al- çı kabartmalan satılıyor. Kabart- malarda, Petro o ayrık bakan "delimtnık" gözleriyle kılıcını ha- vaya savurmuş, kendi kurduğu kentte son savaşına hazırlanır gi- bi. Alçınm dibinde kentin kuru- luş tarihi yazılı: 16 Mayıs 1703. Bataklıklar uzerine Çar'ın de- mir iradesiyle kurulup şekillenmiş benzersiz güzellikte bir Avrupa kenti. Petro'nun bir kara ülkesi olan Rusya'dan "denize açtıgı pencere." tlk tersane, ilk deniz fı- losu, Hollandalı ve ttalyan mi- marlara yaptırılmış 4 katı aşma- yan süslü binalarıyla şimdi müze gibi duran 5 rnilyonluk koskoca bir kent. 1712'den 1918'e kadar Rusya'nın baskenti. Rus lhtilali'- nin 1825'te dekabrist ayaklanma- sının 1876'da başlayan devrimci hareketlerin beşiği. 1905 Kanlı Pazan'mn 1917 şubat ve ekim devrimlerinin yaşandığı yer. Ra- sputin burada öldürülüp kanala atıldı. Lenin sürgünden dönüp ih- tilal merkezini burada kurdu. 7 Kasım 1917'de Bolşeviklerin Kış- lık Saray'ı basıp iktidara el koy- duğu kent. Lenin'in ölümünden sonra 1924'te adı Leningrad olu- yor. Rus sanatının odak noktası. Puşkin'in son kahvesini içip du- elloya ölüme gjttiji kahve hâlâ burada. Dostoyevski'nin "B«yaz Geceleri" hâlâ yaşanıyor. Çay- kovski'nin, Rubinstein'in, Dosto- yevskı'nin mezarı kaldığım Mos- kova Oteli'nin hemen karşısında- ki mezarlıkta. PETRO — Bfiyük Petro (1672- LENİNGRAD HİPPtLERİ — Nevski Bnlran'nın başlanndaki Kazan Katedrali önü Leningradlı hippilerin bulusma yeri. Akşamüstleri 1725) Rnsya'mn reformcu Çan. burada toplanan gençler, güneş geç batügı için aydınlık "beyaz gecelerde" gec saatlere kadar gitar çalıp şarkı söylu>or, içki içiyorlar. Leningrad "Hermitage" Müze - Sovyetler'in bn biraz geç kalmtş "banş ve çiçek çacukJan" Batı'ya açılışı simgeliyor. Aynı zamanda güçlü bir pasif muhalefet oluştunı- si'ndebulunanbalmumu kuklası. yor. Hippilerin bıduştuklan "Cafe-Saypon" gibi mekânlar Leningrad alt kültünınün köse taslan. (Fotoğraflar. Kerem Çalışkan) Yani Leningrad deyip geçme- yin. Rus tarihinin son 300 yılına damgasını vurmuş ve bütün ileri- ci hareketlerin çıkış noktası olmuş bir kent. Ve şimdi bu Leningrad'- da yeniden büyük bir dönüşümün ilk adıraları atılıyor, gelecek yüz- yılın Rusyası'nın kurumlan ma- yalanıyor. Son 1 Mayıs'ta Batı basını Moskova Kızıl Meydan'da Gor- baçov'un muhalif gruplarca pro- testo edilmesini duyurdu. Bu ha- reket Kızıl Meydan'daki resmi to- rende olması bakımından ilginç- ti, ancak Moskova için yeni de- ğildi. Muhalefet grupları çok da- ha buyük kitlelerle Moskova'da toplanıp a>Tiı sloganları bağır- mışlardı. Sovyetler açısından asıl büyük "1 Mayıs Skandak" Leningrad'- da yaşandı ve Batı basını bunun önemini fark edemedi. Leningrad, 1 Mayıs'ta Kışlık Saray'ın önündeki resmi törene katılmadı. Afışlerle donatılan, tri- bünler kurulan, kırmızı bayrak- larla suslenen alan bomboş kaldı. Leningrad Halk Cephesi, beledi- ye önunde bir karşı miting duzen- lemişti. YüzbırJerce Leningradlı, oraya kostu. Yetkililer çaresiz kal- dılar. Bu, Sovyet tarihınde ilk kez oluyordu. Moskova televizyonu, KızıJ Meydan'daki olayı kortejin sonundaki bazı muhalif gruplara bağladı, ancak Leningrad fiyas- kosunu gizleyemedi. Spiker "Bu yalnız bizim bayramımız değil, Leningradlılann bu davranışı ga- rip karşılandı" yorumunu yapar- ken milyonlarca Sovyet yurttaşı Leningrad'ın mesajuu çoktan al- mıştı. Leningrad, Rus tarihinde- ki "motor"luk görevinı bır kez daha ustlenmiş, duzene, sısteme, resmi kurumlara ve Gorbaçov'a karşı isyan bayrağını açmıştı. Seçim yapılacak Leningradlılann bu dev protes- tosu, başarılı bir "zamanlama" taktiği de ıçeriyor. Çünkü 15 ma- yısta Leningrad'da belediye^eçi- mi yapılacak. Halk Cephesi'nın adayı hukuk profesoru Anatoli Sobçok. Leningrad'daki butun muhalefet gruplan Sobçok 'u des- tekleyen yayın ve bildiriler dağı- tıyorlar. Sobçok'un buyuk çoğun- lukla seçimi kazanması ve Lening- rad Belediye Meclisi'nde muhale- fetin ezici bir ustünluk kazanma- sı bekleniyor. İşte bundan sonra merkezle ilişkiler gerginleşmeye başlayacak. Çünkü Leningrad Valisi, Ligaçev ekibinden olduk- ça tutucu bir kişi. Stalin'in Le- ningradlılan hiç sevmediği ve bu kentin devrimcilenne "Batı hay- ranı burjuvalar ve disipline uyma- yan bağımsızlıkçı, anti merkewi" kişiler olarak baktığı biliniyor. Hatta Anatoli Ribakov "Arbat Çocuklan" romanında, Stalin'in Leningrad parti sekreteri Kirov'u, bu kentte çok sevildiği için öldurt- tüğunu öne sürüyor. Bağımsız Leningrad! Ve Leningrad şimdi "bagımsız- lık' istiyor. Evet, yanlış okuma- dınız. Baltık ulkelerindeki bağım- sızlık rüzgân aynı denize Neva ile açılan Leningrad'a kadar uzanmış durumda. Leningrad'ın gunde- minde Hamburg gibi "bağımsız statüJu kent" olma talebi var. Halk Cephesi belediye seçiminı kazanırsa, gundemin ilk madde- sinde b« da yer alacak. Litvanya'- ya tanklan gonderen, Baltık 'ı ekonomik abluka ile tehdit eden Moskova'nın, Leningrad'ın "ba- ğımsızlık" bayrağı karşısında ne yapacağı doğrusu merak konusu. Bu "bağımsızlık istemi" hayali ve romantik bir ıstem değil. Son de- rece akılcı ve ekonomik bir ıs^em. Çunku Sovyetler'de ekonomik re- formlar ozelleştirme ve yasamın Batı'daki gibi "normal"e donme- si istenen hızda gerçekleşmiyor. Bürokrasi bunu engefliyor. Örne- ğin muhalefetın egemenliğındeki Moskova Beledıyesi, bağımsız banka kurmak finans ve kiralama işlerinde serbest olmak istiyor, fa- kat merkezi iktidar her aşamada onların elini kolunu bağlıyor. Leningrad "bağımsız kent" statusunü işte bu ekonomik ne- denlerle istiyor. Böyle bir model- de hem ekonomik reformları da- ha hızlı gerçekleştirme şansı ola- cak hem de buvük turistik gelir- leri ve Batı'ya yakınlığı ile Lening- rad (belki de bir sure sonra St. Pe- tersburg) Avrupa fırmaları ile "kaynaşma" yolunda daha ileri adımlar atabılecek. 4.5 kilometrelik, upuzun ve düz Nevski Bulvarı'nda yuruyorum. Aklımda Lenin'in sözlerı "Dev- rim yapmak, Nevski Bulvarı'nda yürümeye benzemez." Bunu, tak- tik geri adımları ve zikzaklı poli- tikayı anlayamayan sol fraksiyon- lar için soylemış. Acaba reform yapmak Nevski Bulvan'nda yürü- meye benzer mi? Gorbaçov da Leningrad'a gelince bunu duşü- nuyor olmalı. Çunkü onun re- form çizgisi de zikzakiarla dolu. Radikal ekonomik kararlar fiyat artışı ve halkın tepkisinden çeki- nildiği için başka kararlarla yeni- den durduruluyor. Leningrad Metrosu'nun kapı ağızlarında şarkı söyleyen gençler de Gorbi'nin politikasım beğen- miyorlar. "Perestroylöı bir sirk gösterisidir / Maymunlar oynar orada / Acı ve cile doludur yaşam / Surer gider dışanda" diyor şar- kı. Gerçekten de Leningrad'da dukkânlar, kahveler ve seyyar sa- tıcılar onünde kuyruklar uzayıp gidiyor. Votka için yuzlerce met- relik kuyruk gün boyu kısalmı- yor. Bir kılo yeşil portakal, limon veya dondurma için kuyrukta bir saat beklemek normal sayılıyor. Dini şarkılar Kazan KatedTalı'nin yarımay şeklindekı görkemlı siitunları aJ- tında oturuyorum. Yanımda yö- remde burayı mesken tutan Le- ningradlı gençler, kimı kola içıyor kimi gılar çalıyor, akşamustü gu- neş Nevski'nin batısından bulva- rı tatlı tatlı aydınlatıyor. 1876 yı- lında tam bu noktada Plehanov genç bir öğrenci iken 400 kişi ile Rus tarihinin ilk yasadışı devrimci gosterisinı yapmış ve tutuklanmış. Kazan Katedrali şimdi "Din ve Ateizm Müzesi." Derken 20-30 kişilik bır grup geliyor. Katedra- lin merdivenlerini Ürmanıyor ve biri nutuk atmaya başlıyor. Aşa- ğıda insanlar birikip onu dinliyor. Konuşan genç, insanları lsa'nın yolundan gitmeye ve dine çağın- yor. Evangelist Kilisesi'hin mili- tan bir grubu. Sonra gitar çalıp broşur satıyorlar. Ateizm Muze- si önünde din propagandası. Kim- se karışmıyor. Gençler arasında bilinçli dindarlık yeni bir akım. Dostoyevski Çevresi adlı grup Le- ningrad'da unlü yazann gittiği bir kilisenın yeniden faaliyete geçmesı için çahşıyor. Kentte faaliyet gös- teren 17 kilise ve 1 cami var. Sovyet hippiieri Ama Leningrad'a asıl damga- sını vuran "Nye-formal" (duzen- dışı) diye adlandırılan gençlik grupları ve hippıler. Nye-formal gruplar 1986'dakidernekleryasa- sından sonra şekillenmeye başla- mışlar, ancak kendilerini düzen ve sistem dışı tutmaya ve bu adı ko- rumaya özen gösteriyorlar. Rock- Pop-Heavy metal ve çevresi grup- lar bunlann onde gelenleri arasın- da. Leningrad'daki "Cafe- Saygon" bu grupların uğrak ye- ri. Bu tur 200 kadar grup olduğu soyleniyor. Hippiler Çernobil ve Afganistan savaşına tepki olarak doğmuş, 1968'lerin Batı kentle- rındeki havayı çağrıştıran bir ha- reket oluşturmuşlar. Kazan Katedrali onunde yerle- re uzanmış ve akşam geç saatlere kadar Katerina Anıtı çevresinde şarkı söyleyip eğlenen uzun saçlı Leningrad gençleri Sovyetler'in "gecikmiş hippiieri." "Banş" di- yorlar, "Dostluk" diyorlar, "Sa- vaşma aşk yap" diyorlar. Lening- rad'ın tarihi binalarmın duvarla- rında kırmızı boya ile yapılmış unlu anarşist işareti "A" ve "rock" gibi sözcükler Sovyet gençliğinın naif uyanışını yansıtı- yor. Ne diyor metro çıkışında şar- kı söyleyen bir başka genç: "Bak şu gökteki vıldızlara, bembeyaz hepsi / Kan açramaınış uzerine Kremlin yıldızı gibi / Gökyuzun- de bir ada var / İnsanlar kardeş orada ' Suçlamazlar birbirini / Ama o adanın ismi Rusya değil Id..." İşte böyle söylüyor metro mu- halefeti, gençler gitar çalıp dans «diyor metro çıkışlaruıda. Sonra şapkalarla para topluyorlar, her yaştan insan onları dinliyor, yar- dım ediyor. Taze Lambada Ostroviski Parkı'nda Katerina Anıtı'nın çevresi, Leningrad'ın Arbat'ı gibi. Ya da İstanbul'da pazar günleri kurulan Ortaköy pazarını anımsatıyor. Turistlerin resmi yapılıyor, resim ve hediye- lik eşya satılıyor. Yol üstünde gençler turistlere şampanya, kızıl yıldizlı kol saati, ordu amblemleri satmaya, karaborsa dolar bozma- ya çalışıyorlar. (1 dolar-20 ruble). Devrimi çağnştıran kızıl yıldız amblemleri çoktan bir "bediyelik eşya"ya dönüşmüş. 1917 ayak- lanmasını başlatan ünlu Aurora zırhlısınm önünde kızıl yıldizlı es- ki asker ve denizci şapkalan şim- di turistlere "Happy revolutian cap" (Neşeli devrim şapkalan) di- ye 30-40 rubleye satılıyor. Leningrad'da şu sıralar en göz- de müzik "Lambada." Sabah otelin radyosu turistleri Lamba- da ile uyandınyor. Gece otel şo- vunun doruk noktası yine Lam- bada ve Katerina Anıtı çevresin- deki gençlik gruplan gitar ve sak- sofonla Lambada çalıyorlar. Cad- dede yalnızca "Lambada" kase- ti satan seyyar tezgâhlar kurulu. Leningrad bir yıllık gecikmeyle Lambada kervanına katılmış du- rumda. Moskova'da reform, burokra- tik engellemeler arasında ılerleme- ye çalışırken Leningrad gençleri, iyi kotu, acı tatlı yanlarıyla "nor- mal" yaşam olarak gördukleri Batı dunyasına Petro'nun çok on- ce gösterdiği hedefe 70 yıllık ara- yı kapatmak istercesine hızla koş- maya çahşıyor. Leningrad ya da "Peter" önümuzdeki donemde Moskova'nın basını daha çok ağ- rıtacak. Eurovision'da Türkiye 17. • Haber Merkezi — 35. Eurovision Şarkı Yanşması'nı, "1992" adlı şarkısıyla İtalya adına yanşan Toto Cotugno kazandı. Yugoslavya'nın 2agreb kentinde dün gece yapılan yarışmada Turkiye'yi "Gözlerinin Hapsindeyim" adlı şarkısıyla temsil eden Kayahan, 21 puanla 17. sırayı aldı. Biruıci olan İtalya 149 puan alırken, ikinciliği 132 puan alan İrlanda ve Fransa paylaştı. Aliağa için el ele • İZMİR (Cumhuriyet Bürosu) — Aliağa Gencelli'de yapımı tasarlanan termik santrala karşı "insan zinciri" eylemi bugün gerçekleştiriliyor. Türkiye'de bugüne dek planlanan en büyük çevre eylemi için haftalardır binlerce afiş, el ilanı, broşur ve çıkartmayla duyuru yapmaya çalışan gruplar, çevreye duyarb herkese, "Söz hakkınızı kullanın, gelin ve çevrenize sahip çıkın. Gelecek kuşaklara yaşanılabilir bir çevre bırakmak için el ele verin. Gencelli genç kalsın" çağrısında bulundular. Damardan beslenme • Sağlık Servisi — Damardan beslenme konusunda dünyanın önde gelen firmalarından B.Baun Melsungen AG ile Atabay ilaç fabrikasının ortaklaşa düzenleyeceği "damardan beslenme" konulu paneller Ankara, İstanbul ve İzmir'de 7, 9, 11 Mayıs 1990 tarihlerinde gerçekleştirilecek. UOP rafineri kongresi • Ekonomi Servisi — UOP (Üniversal Oil Productions)'in 2 yılda bir dünya çapında düzenlediği rafîneri kongresi pazartesi günü Sheraton Oteli'nde başlayacak rafineri endüstrisine teknoloji veren ve mühendıslik hizmetleri sunan kuruluşun Londra Ofisi Pazarlama Müdürü Süleyman özmen'in verdiği bilgiye göre kongreye 25 ulkeden gelen rafineri endüstrisi ve inşaat firmalannın üst duzey y«tkilileri katılacak. Devlet Bakanı Kâmran İnan'ın açtlış konuşmasını yapacağı ve iki gün sürecek olan kongreye Türkiye'den de Tüpraş, TPAO, Petkim, ENKA, STFA, Alarko ve Tekfen katıhyor. Atatürkçü Düçünce Dernegi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Atatürkçü Duşünce Derneği'nin ilk genel kurulu dün Ankara'da yapıldı. Söz alan üyeler derneğin özellikle gençlik kesimini de içine alan çalışmalar yapmasım ve ülke düzeyinde örgütlenmesini istediler. Genel kurulda, bilinmeyen kişiler tarafından öldürülen Prof. Muammer Aksoy da anıldı. Genel kurulda daha sonra yapılan seçimlerde Celil Gürkan, Anıl Çeçen, Hayri Balta, Nejat Kaymaz, Süleyman Çetin Özoğlu, Selahattin Canbey, Mustafa Coşturoğlu, Gürbıiz Tüfekçi, Birsen Evren ve Lerzan Akyollu yeni yönetimde görev aldılar. 'Hacca g engelİeniyor' • Haber Merkezi — Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği'nce yapılan açıklamada Diyanet Işleri Başkanlığı'nın haca gidişi engellemek istediği öne süruldü. TÜRSAB Başkanı Bahattin Yücel, "Hac işinde istemediğimiz halde bir karışıkhk çıkarsa bunun tek sorumlusu Diyanet işleri Başkanhğı'dır" dedi. Mert Kent'in kongresi • Haber Merkezi — Mert-Kent Yapı Kooperatifi Genel Kurulu bugün İstanbul'da yapılıyor. Genel kurulda faaliyet raporlan, hesap hulasaları ve 1990 yıh bütçe tasansı gündeme gelecek. Daha sonra da yeni yönetim kurulu üyelikleri belirlenecek. Halihazırdaki yönetim Erol Bilir, Veysi Baykal, Hüseyin Fahri, Prof. Dr. M.Emin Savcı, Naci Yılmaz, Yalçın Çınar ve Mentar Şener'den oluşuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle