27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26MAYIS 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Buttodan Keşmir formülü • İSLAMABAD (AA) — Pakistan Başbakanı Benazir Butto, Hindistan'la ülkesi arasındaki Keşmir sorununa çözüm olarak Keşmir'in bağımsız olması çözümünü reddedilmesin, geleceği konusunda halkoylaması yapılmasını istedi. Butto, önceki gün düzenlediği basın toplantısında, bağımsız Keşmir'in bölgenin geleceği açısından tehlikeli olacağını ve bir tür 'Balkanlaşmaya' yol açacağını söyledi. Roh Tae Woo TokyoVla • TOKYO (AA) — Güney Kore Devlet Başkanı Roh Tae Woo, ülkesinin bu yüzyıl tamamlanmadan iki Kore'nin barışcı yollarla birleşmesinin sağlanması konusunda kararlı olduğunu söyledi. Üç gunlük resmi bir ziyaret için Japonya'da bulunan Roh, parlamentoda bugün yaptığı konuşmada, Kuzey Kore'nin er ya da geç kendini geliştirmek zorunda olduğunu ve dış dünyaya açılmaktan başka seçeneği olmadığını belirtti. Bulgaristan'da nnıhalif gösteri • SOFYA (AA) — Bulgaristan'ın başkenti Sofya'da, muhalefet tarafından önceki gün düzenlenen yürüyüşe yaklaşık yüzbin İcişi katıldı. Muhalefetteki Demokratik Gücler Birliği'nin (DGB) yürüyüşüne katılanların, birliğin mavi renkteki bayraklarını taşıdıkları bildirildi. Aynı etkinlikler çerçevesinde, Sofya'nın Alexander Nevsky • Meydanı'nda düzenlenen sosyalistlerin toplantısında ise tftkSç^bm kfsjnin^-'* 1 bulunduğu kaydedildi. Hür Avrupa Radyosu • WASHINGTON (AA) — Hür Avrupa Radyosu, Polonya ve Çekoslovakya başkentlerinde yeni bürolar açtı. Federal AJmanya'nın Münih kentinden yayın yapan Hür Avrupa Radyosu'ndan önceki gün yapılan açıklamada, Polonya ve Çekoslovakya'da yeni kurulan demokratik hükümetlerin, başkentlerinde büro açılması için kendilerini teşvik ettiği, Prag'daki büronun açılışına Devlet Başkanı Vaclav Havel'in de katıldığı belirtildi. lfemen'de ilk kabine • SANA (AA) — Kuzey ve Güney Yemen'in birleşmesiyle oluşan Yemen Cumhuriyeti'nin ilk kabinesi açıklandı. Kabinede, başbakanlık görevine eskiden Güney Yemen Devlet Başkanı Haydar Ebu Bekir EI-Attaş getirildi. Kabinenin, Yemen'i 1992'deki ilk genel seçimlere hazırlayacağı kaydedildi. Arnavutlara sınırduşı • BELGRAD (AA) — Yugoslavya'da yayımlanan Borba gazetesi, ülkeden sınırdışı edilecek Arnavut mülteci sayısınm 32 olduğunu duyurdu. Polis yetkilileri, sınırdışı haberlerine ilişkin yorum yapmaktan kaçındılar. 1 milyon 700 bin Arnavut azınlığın yaşadığı Kosova özerk bölgesinde meydana gelen etnik çatışmalarda 1989'un mart ayından beri 50'den fazla kişi öldü. Rehineler serbest • LIBREVILLE (AA) — Gabon'da bir muhalefet üyesinin şüpheli ölümüyle başgösteren olaylar şiddetlenirken göstericiler, Port Gentil'de rehin aldıkları 10 kişiyi serbest bıraktılar. Rehinelerin, Fransız takviye birliklerinin gönderilmesinden sonra göstericilerin temsilcileriyle Fransız askeri yetkilileri arasındaki görüşmeler sonunda sahverildikleri bildirildi. GüvenlikKonseyi'nin Cenevre'deki toplantısı Arafat'ın konnşması ile açıldı BM, katliamı görüşüyorFKÖ lideri Yaser Arafat, Israil işgali altındaki bölgelere BM gözlemcisi gönderilmesini istedi. ABD, sürekli gözlemci yerine BM soruşturma grubunun gönderilmesini savunuyor. . İsrail Başbakanı Izak Şamir, BM Güvenlik Konseyi'nde Batı Şeria ve Gazze bölgesine gözlemci gönderilmesi kararının çıkacağına inanmıyor. Dış Haberier Servisi — BM Gü- venlik Konseyi'nin Cenevre'deki özel toplantısı dün FKÖ lideri Ya- scr Arafat'ın.konuşması ile açıl- dı. BM sözcüsü Francois Giulia- ni, Güvenlik Konseyi'nde işgal al- tındaki topraklarda Filistinlilerin güvenliğini sağlamakla ilgili her- hangi bir karann onaylanmayaca- ğını da kaydetti. Cenevre toplan- tısındaki görüşmeler, önümüzdeki hafta salı günü New York'taki BM toplantısında tekrar de alına- cak. Geçen pazar günü bir tsrailli- nin sekiz Filistinliyi öldürmesi üzerine BM'yi toplantıya çağıran Arafat, dün, işgal altındaki böl- gelere BM gözlemcisi gönderilme- sini talep etti. FKÖ sözcüsu Be- sim Ebu Şerif, BM toplantısında Namibya anlaşmasına benzeyen bir karar çıkmasını bekledikleri- ni belirtti. BM Namibya'da sava- şan tarafları ayırmış, ülkede ser- best seçimlerin yapıldığı ve bağını- sızlığın ilan edildiği tarihe kadar geçen bir yıllık süre içinde de ül- keyi yönetmişti. FKÖ Holianda temsilcisi Efif Sefih de Filistinlilerin Güvenlik Konseyi'nde BM barış gücü oluş- turulması ve Israil işgal kuvvetle- rinin Batı Şeria ve Gazze bölge- sinden çekilmesi yolunda karar cıkmasına cabşacaklannı bildirdi. BM Banş Gücü halen Israil'in ku- zey sınırında Lübnan'ın güneyin- de bulunuyor. ABD'nin dün işgal altındaki İNTtFADA ALEVLENDİ — Gazze'de pazar günü gerçekleşürilen katliamdan sonra İsrail işgali altındaki topraklarda Intifada aiev lendi. (Fotograf: Reater) bölgelere BM gözlemcisi gönderil- mesi konusunun Güvenlik Konse- yi'nde tartışılmasına karşı çıkma- yacağını açıkljması üzerine lsra- il'den büyük tepki gelince, Was- hington bu bölgeye sürekli bir BM gözlemci tayin edilmesi değil, bir soruşturma grubunun gönderil- mesini desteklediklerini belirtti. İsrail, bu yöııde alınacak bir ka- rann Filistin ayaklanmasını şid- detlendireceğini ileri sürüyor. İs- rail Başbakanı tzak Şamir önce- ki gün şöyle konuştu: "Isgal altındaki topraidara BM gözlemcisi gönderilmesi şeklinde bir karar çıkacağını zannetmiyo- mm. Bu mıimkün değil, çünkü şimdiye kadar İsrail aleybinde ab- nan hiçbir BM karan gerçckkş- tirilmedi." Perşembe günü beş kişilik bir Sovyet heyetinin İsrail işgali altın- daki Filistin topraklannı ziyaret ettigj bildirildi. Heyete başkanhk eden Dışişleri Bakanlığı eski Yar- dımcısı ve Yüksek Sovyet üyesi Mihail Kapitsa, bölgenin içinde bulunduğu durum için "Çin dük- kânında bir fil" benzetmesi yap- tı. Kapitsa, "tsrail Çin dükkânın- daki bir fil gibi davranıyor. Bu durum de>am ederse, normalleş- me donemine giren Sovyet-tsrail ilişküeri tehlikeye girebOir" dedi. Perşembe günü erken saatlerde Fransız Dışişleri Bakanlığı Insa- ni Yardım Bölümü Başkanı Ber- nard Kouchner da Batı Şeria ve Gazze bölgelerini gezerek, "trajik" değerlendirmesinde bu- lundu. Öte yandan, AA'nın bir habe- rinde, Israil'in Ankara maslahat- guzarı Yehuda Millo'nun, Filis- tinlilerin, Israil hastanelerinde te- davi edilmediklerine ilişkin iddi- alann doğru olmadığını açıkladığı bildirildi. Millo, yaralanan her Fi- listinlinin, hiçbir ayrımcılık göze- tilmeksizin tıbbi tedavi gördüğü- nü de sözlerine ekledi. Filistin Devleti'nin Ankara Temsilciliği Maslahatgüzarı tbrahjm Tamim, perşembe günü İsrail işgali altın- daki topraklarda son günlerde meydana gelen kanlı olaylarda ya- ralanan Filistinlilerin Türkiye'de tedavi edilmeleri için Ankara'ya başvurduklannı açıklamıştı. Milli Savunma Bakanı Giray'ın açıklaması tartışma yarattı Konya sorunu bilmeceye YASEMİN ÇONGAR ANKARA — Türkiye'nin NA- TO alçak uçu eğitim ussünün Konya'da yapılmasından vazgeç- mesinin kamuoyunda yarattığı se- vinç, Milli Savunma Bakanı Sa- fa Giray'ın önceki günkü açıkla- malarından sonra yerini belirsiz- lik ve şaşkınlığa bırakü. Giray'- ın, "Mecbur kalırsak iıssü lek ba- şunaa yapanz" şekiindeki sözle- ri Dışişleri Bakanlığı çevrelerinde "gercekçilikten uzak" diye yo- rumlandı. NATO Avrupa Grubu projeleri arasında yer alan ve yaklaşık on yıldan beri gündemde bulunan üs- sün yapımına başından beri "sofnk" yaklaşan Dışişleri Ba- kanlığı yetkilileri, Milli Savunma Bakanı Giray'ın sözlerini değer- lendirirken üç temel çelişkiye işa- ret ettiler. Birincisi, Türkiye'nin Konya üssünden vazgeçmesinde, Safa Giray, bir yandan Konya'dan kesinlikle vazgeçilecegini açıklayıp öte yandan Türkiye'nin bir başka NATO ülkesinde ortak proje gerçekleşmezse üssü tek başma yapacağını söylemesi diplomatik çevrelerde 'şaşkınlıkla' karşılandı. çevre duyarlılığı önemli bir rol oy- narken bu üssün bir başka ülke- de kurulmaması durumunda Türkiye'de yapılmasının kaçırul- maz olacağı sözleri bu duyarlılı- ğa gölge düşürüyor. tkinci olarak Türkiye'nin üssün ortak kurulma- sını tercıh edeceğini açık biçimde belirtmesine karşılık, ortak üs için yer göstermekten vazgeçmesi, an- cak tek başma projeyi gerçekleş- tirmekten söz etmesinin mantığı anlaşılamıyor. Üçüncüsü, NATO ülkeleri içinde yalnızca ABD, F. Almanya ve ttalya'da bulunan al- çak uçuş eğitim ussünün maliye- tinin çok yüksek olduğuna dikkat çekiliyor. Safa Giray'm Türk Silahlı Kuv- vetleri'nin eğitim gereksinimi ko- nusundaki sözleri konusunda gö- rüşlerine başvurduğumuz bir Dı- şişleri Bakanlığı yetkilisi şu değer- lendirmeyi yaptı: "Sayın Giray haklıdır. Esasen, askeri yetkililerimiz de Konya üs- sü konusunda istekli olurken ön- celikle bu eğitim gereksiniminin karşılanması amaanı gozelmişJer- di. Ancak Sayın Giray, havaala- nındaki basın toplantısında F-16'lann eğitirainden söz etti. Bunlar için bir tesis kunılması av- n şey, ucaklann 30 metreye kadar alçalacagı bir alçak uçuş ve atış egitimi üssü kunılması ayn şey. Economist ınyonımu Türkiye yönünü şaşırmış durumda LONDRA (Cumhuriyel) — Haftalık "Economist" dergisinde "Kendini Gereksiz Hissetmek" başlığı altında yayımlanan yo- rumda Türkiye'nin dış siyasetinde, "Başıboş ve nızgâra kapılmış, yönünü şaşırmış" bir go- rüntu verdiği, özellikle Doğu Avrupa'da de- ğişen koşullara uyum gosteremediği savunul- du. "Cumhurbaşkam Özal'ın Türkiye'nin po- tansiycli hakkında boburlenmesine rağmen Türklerin çoğu, ulkenin larihi gelişmelerin g'e- risinde kalacağından korkuyor. Nereye gitti- ği belirsiz bir Türkiye, diğer A\rupalılar için huzursuz bir komşu olur. Türkiye'de siyasel gündemini belirieyenler, ulkenin yeniden ya- pılanan dunyaya nasıl uyum göstereceğine ka- rar verraeli. "AsJında, soğuk savaşın sürme- si ne kadar da işlerine geiirdi" dendi. Türkiye'nin, Doğu Avrupa'daki değişiklik- leri "belki de en derin endişe ile izleyen bir iilke" olduğu kaydedilen yorumda, 40 yıl bo- yunca Türk hukumetlerinin, "bir cephe ülkesi olarak" NATO'nun gozden çıkartamayaca- DANİMARKA ğı bir konumu oldugu, Batı için vazgeçılmez olduğunu varsaydıkları kaydedildi. "Bu, Türkiye'nin Batılı dosllanyla muhteşem bir pazarhk kozuydu. Ancak şimdi Sovyet leh- didi azaldıkça Türkiye de vazgeçilmez olma- dığını anlıyor" denilen yorumda, tam bu aşa- mada Avrupa Topluluğu'nun, Türkiye'nin uyelik baş.vurusunu "geri çevirdifi" hatırla- tıldı ve şöyle dendi: "Türkiye, Batıh bir ku- lüpte geri plana itilmiş, bir başka kulübe gir- mesine i/in.. verilmemiştir. Bundan dola>ı Türkler endişe içinde ve nereye ait oldukları- nı soruyorlar." Türk hükümetinın, bütün bu gelişmelere rağmen, değişen koşullara kendini uydurmak için hiçbir ciddi gayret sarf etmediği belirtil- di ve "Başbakan Âkbulul, dunya siyasetin- den anlamadıgını hiç çekinmeden söylüyor. Tek ilgilendiği, ANAP'ı bir arada tutmak. Ye- ni Dışişleri Bakanı Bozer ise "Biz daha once başvurduk' diyerek hâlâ, diğerierinden önce AT uyeliğini sağlamak peşinde. Türkler son altı ayda sanki hiçbir şey degişmemiş gibi dav- ranıyorlar. Türkiye hâlâ NATO'ya sadık. NATO'nun olduğu gibi kalmasından yana Bab'ya sadakat nedeniyte AT'nin (örneğin 20. ve en uzak üyesi olmak yerine) 13. üyesi ol- maya hakkı olduğu gönişiinde." "Economisf'e gore Cumhurbaşkam Tur- gut Özal, Doğu Avrupa'daki gelişmelerin Türk işadamlanna yeni fırsatlar doğurabile- ceği görüşunde. "Hatta Polonya ve Macaris- tan'a, merkezi ekonomiden nasıl kurtulacak- larını öğretebilecekleri görüşunde. Tabii her şeye kuşku ile bakanlar, Polonya'nın bu ko- nuda Türklerden ileri olduğunu söyleceklir." Türkiye'nin Balkanlar ve Akdeniz ulkele- riyle daha yakın ilişki içinde yeni kimliğini sorgulaması gerektiği. ayrıca son olarak Batı Almanya ile de çatışıığı kaydedildi ve şöyle dendi: "Bazı Türkler, iki ülke arasında bir or- taklıktan dahi söz ediyor. Ancak karamsar- lar, Türkiye'nin orlak değil ancak kukla ola- bileceği görüşunde." J f NATO Avrupa Gnıbu bu üssü ülkeler bazında kurmak olanaksız olduğu için ortak pro- je önermişti. Şimdi Türkiye'nin "Ben tek başıma yaparun" deme- si cengaverlik olur." Son gelişmeier ertesinde alçak uçuş eğitimi yapılacak bir tesis ku- rulması konusu, NATO Avrupa Grubu ülkeleri tarafından Viya- na'da devam eden silahsızlanma görüşmelerinin sonuna bırakıldı. Konvansiyonel kuvvet indirimi müzakerelerinin (AKKUM) so- nuçlanmasımn ardından NATO'- nun savunma ve dışişleri bakan- ları düzeyinde yapacağı toplantı- larda, bir alçak uçuş eğitim üssü- ne gereksinme olup olmadığı ko- nusunda yeni bir karar verilecek. Karar olumlu olursa üs için istekli ülkeîerden yer göstermeleri talep edilecek. Milli Savunma Bakanı Safa Giray, bu asamaya gelinmesi durumunda Türkiye'nin üs konu- sunda yeniden istekli olmasının beklenemeyeceğini söyledi. Dışiş- leri Bakanlığı'nın bir yetkilisi ise üssü F. Almanya'nın topraklann- dan söktüğünü ve Ingiltere'nin kabul etmediğini hatırlatarak "Batı Avnıpalılann talep etmesi çok zor. tspanya. Kanada ve Türkiye gibi topraklan musait ül- keltre baskı yapılması beklenebilir" diye konuştu. Milli Savun Bakanı Safa Gi- ray'ın açıklamalarına göre NA- TO'nun "üsse gerek yok" karan alması halinde, Türkiye alçak uçuş eğitimi için kendi başma bir us kurma girişimleri başlatacak. Bu durumda seçilecek yerin Kon- ya olması olasılığı da yüksek gö- rülüyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'- nin pilot eğitim gereksinimi halen büyük ölçüde ABD'deki eğitim olanaklarından Türk askeri per- sonelinin yararlandırılması çerçe- vesinde karşılanıyor. Ancak yet- kililer, bunun gerek ucaklann ABD'ye kadar gitmesi sırasında yıpranmaları, gerekse eğitim har- camalarının çok yüksek olması nedeniyle "hesapsız ve leknolojik yararı düşük" bir yöntem olduğu göruşünü savunuyorlar. AGIKLısaııiBoyut Toplantısı 5 haziranda Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da, Doğu Avrupa'daki seçimlerden sonra yapılacak olan ilk AGİK toplantısında somut sorunların ortaya atılması bekleniyor. FERRUH Y1LMAZ KOPENHAG — Avrupa Gü- venlik ve İşbirliği Konferansı'mn (AGtK) tnsan Haklan Boyutu Toplantısı (CHD) 5 haziranda Ko- penhag'da başlıyor. Konferansa Arnavutluk dışın- daki tüm Avrupa ülkeleriyle ABD, Kanada ve Sovyetler Birliği'nin dı- şişleri bakanlan kaüfacak. Kopen- hag'daki insan haklan konferan- sı, Doğu Avrupa'daki değişimler- den sonra yapılacak ilk AGtK top- lantısı olacak. Bu nedenle konfe- ranstan somut sonuçlar bekleni- yor. Konferansta, hukuk devleti düşüncesinin geliştirilmesi ve bu- na bağlı olarak kişisel haklar, ce- za hukuku gibi konular ele alına- cak. Konferansta söz söyleme, toplanma, örgütlenme ve inanç özgürlükleri gibi haklar ve bu haklann garanti altına alınması yolunda atılacak somut adımlar enine boyuna tartışılacak. Konfe- ransta azınlıklar konusunun da geniş bir yer teşkil edeceği belir- tiliyor. Türkiye toplantıya Yuna- nistan ve Bulgaristan'daki Türk azınlıklardan dolayı ilgi duyuyor. AGİK'in insan haklan konferaıı- sı, Türkiye'nin bu ülkelerdeki Türk azınlıklannın sorunlannı di- le getirebileceği ve bu konuda so- mut yaptırımlar için çağnda bu- lunabileceği ender uluslararası plalformlardan biri. Öbür yandan toplantıda Turkiye"deki Kurt.so- rununun da gündeme getirilmesi bekleniyor. 5-29 haziran tarihleri arasında gerçekleşecek konferansın ilk iki günündeki dışişleri bakanlan top- Iantılarına başkanlık edecek olan Danimarka Dışişleri Bakanı Uffe- le Elleman Jensen, konferansa in- san haklan konusunda somut bir öneriyle gelecek. Danimarka Dı- şişleri Bakanı, konferansa katılan ülkelerdeki insan haklan ihlalleri iddialannı inceleyecek bir komi- te oluşturulmasını önerecek. Av- rupa'da çeşitli uluslararası plat- formlarda bu tür insan haklan ih- lali iddialannı inceleyerek yaptı- rımlar uygulayan Avrupa Konse- yi gibi kurumlar bulunuyor. An- cak bu kurumlar, Doğu Avrupa ülkelerini kapsamıyor. Böyle bir komitenin oluşturulnıası, Türkiye açısından insan haklan ihlalleri- ni incelemek için Türkiye*ye gelen heyet sayısının artması anlamına gelebilecek. Danimarka Dışişleri Bakanı Uffe Elleman Jensen, Kopenhag- daki tnsan Haklan Konferansı'nın bir çeşit Avrupa birleşmiş millet- leri oluşturulmasına katkıda bu- lunacağını ümit ediyor. Jensen, Doğu Avrupa'daki demokratikleş- me hareketlerinden sonra insan haklan konusunda kendi onerisi yönunde bir anlaşmaya varılaca- ğına inamyor. Kopenhag'da devlet yetkilileri- nin katılacağı resmi insan hakla- rı konferansının yanı sıra gönül- lu bağımsız insan haklan kuruluş- lan da paralel bir konferans dü- zenliyorlar. •UNYAD. AUSIRME2V Ört ki Ölem MUĞLA — Oktay ve Zehra Ekinci ile birlikte Muğla'yı tepe- den seyrediyoruz. Mimar olan Ekinci çifti, Muğla'nın tarihsel ve kültürel dokusunu korumaya adamışlar kendilerini, Saburhane semtinde alıp restore ettikleri son derece gûzel bir evde oturu- yorlar. Oktay Ekinci otuz bin nüfusuyla. kendisine bağlı birçok ilçeden daha küçük olan bu il merkezinin dörtte üçünün SİT alanı uygulaması içinde olduğunu ve dokuyu koruyabıleceklerini, ye- ni yapıların da bu doku ile uyum içinde olacağını söylüyor ve aşağıdaki üç katlı bir bınayı işaret ediyor: — Bakın şu ilerde gördüğünüz yeni yapılmış bir apartmandır, ama yapı çevreyle tam bir uyum ıçindedir. Sonra bir başka binayı gösteriyor: — Şu da çevreyle uyum içinde, belki tek kusuru kitlenin biraz büyük olması. Oktay Ekinci'nin gösterdiği kentin eski bölümünün en büyük binası, Kuran kursu merkezi. Muğla gibi bağnazlığın bulunmadığı bir bölgede, o koca bi- nayı yaptıracak parayı kim sağlamış? Kimler tabuların ardına sak- lanarak laık eğitimi baltalamayı, Türkiye'yi şeriat düzeni içine doğ- ru çekmeyi kuruyor? Hangi karanlık güçler, laik Türkiye Cumhuriyeti'nin ipini çek- meye hazırlanıyor. Çok değil, 140 kilometre ötemizdeki Denizli'de bu konuda bir ipucu bulmak mümkün. Ekincıler, Hikmet Çetinkaya ve ben, tepeden Muğla'yı seyre- dip kentin tarihsel ve kültürel dokusunun korunması çabalarını heyecanla ve umutla dinlerken Türkiye Cumhuriyeti'nin doku- sunu, Arap yalellisiyle karıştırıp laikliği bir kıyıya itmek isteyen- lerden bir grup çember sakallı ve takkeli, Ege Bölgesi'nin tari- katlar açısından zengın yöresi Denızli il sınırında, yeni Vali Alpas- lan Karacan'ı karşılıyorlardı tekbirleıie... Urfa Valiliği sırasında kendi adına bir cami yaptırmış olan Alpaslan Karacan. daha sonra da Ş.Uria'nın kurtuluşu törenle- ri sırasında kadın olduğu ıçın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba- kanı İmren Aykut'u konuşturmamıştı. Valinin merkeze alınması- nı isteyen Aykut, istıfanın eşiğine kadar gelmişti. Yasada bulun- mayan ayağa kalkma yükümlülüğünü yerine getirmedığı gerek- çesiyle halkın oyuyla seçilenleri görevden alan ANAP iktidarı- nın irtica karşısında boynu kıldan ince olduğundan ya da başka bir deyişle; fiili başkanından, fiili başkanın bıraderinden en kü- çük neferine kadar tüm ANAP örgütü, Türkiye'de laiklik karşıtı akımların en güçlü odaklarından biri olduğu için eski Ş.Urta Va- lisı Alpaslan Karacan merkeze falan alınmadı. Bakanlık koltu- ğu tatlı geldiğinden Sayın imren Aykut da istifa falan edemedi, yeni gelişmeyı yarabbi şükür diye kabul edip görevini sürdürdü. ANAP ıktidarı Ş.Uria'dan aldığı Alpaslan Karacan'ı Ege Böl- gesi'nde tarikatlar odağı olarak bilinen Denizli'ye atadı ve Kara- can, 24 Mayıs 1990 günü ilahilerle, tekbirferle il sınırından kar- şılandı, gitti vilayetteki koltuğuna oturdu. Ege'nin henüz tüm kavuruculuğuna ulaşmamış sıcağında her- kesin gözü önünde olan olaylar, Türkiye'de laiklik karşıtı akım- ların ardında hangi güçlerin bulunduğunu açık secik gözler önü- ne sermektedır. Türkiye'de laikliğm, tabandan gelen dürtülerle değil, tavandan gelen baskılarla ortadan kaldırılmak istendığinden hâlâ kuşku- su olanlar varsa imam hatip kökenlilerin nasıl kilit noktaları kendi ellerine geçirme savaşı içinde olduklarını, devlet gücünü kulla- nanların bu kişilere nasıl yardım ettıklerini ve ANAP ıktidarının, bakanının onurunu ve prestijini bile hiçe sayarak atadığı Denızli Valisi ile onun göreve başlama biçimine baksınlar. Türkiye'de artık devletin temel yapısına dinamıtı devletin erk- lerini ellerınde tutanlar koymaktadırlar. Bu durumda "ön ki ölem" demekien ya da tıpkı Ulusal Kurtu- luş Savaşı kadar güç ve elverışsiz koşullar altında Kuvvacı ru- huyla Vahdettin ve Vahdettincilerle karşı savaşımı başlatmaktan .başka umar kalmamıştrr. ABD Silah satışına Senato darbesi Amerikan Senatosu dokuz çeşit yarı otomatik silahın ülke içinde serbest satışı, yapımı ve sahipliğini yasakladı. ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK — Dünyanın en silahlı sivil toplumuna sahip ABD'de, Senato, dokuz çeşit ya- rı otomatik silahın ülke içinde ser- best satışı, yapımı ve sahipliliğini yasaklama karan aldı. Karar ge- niş tepki topladı. Senato'nun 50'ye 49 gibi 'kıl payı' bir farkla silah lobisine karşı yasakları sa- vunan bir tutum alması, gelmiş geçmiş en sıkı silah yasağının ya- salaşması ihtimalıni gündeme ge- tiriyor. Senato'nun tutumu Kong- re'de onaylanırsa silah yasağı yasa haline dönüşecek. Senato'nun karan, dokuz çeşit yan otomatik tufek ve tabancanın 14 farklı tipini kapsıyor. Bunlar arasında Uzi, Mac 10, Baretta Ar-7-0, Sar-48, Sterling Mark 7 tabancası ve Mossberg model 500 tüfeği bulunuyor. Tam otomatik silahlar daha once federal yasa ile yasaklanmıştı. ABD'de ailelerin yuzde 47'si si- bir tarihe sahip olmasının sonuç- ları. Silah sahibi olma serbestisi, ABD'de şiddetin düzeyini aşm de- recede yükseltiyor. Mayıs ayının ilk haftasında vurularak ölenlerin sayısı, ABD çapında toplam 464, günde ortaiama 67 kişiydi. Silah lobisi, ABD'nin en güçlü lobi gruplarından biri. Her şeyden önce, son iki Başkan, Reagan ve Bush, bu lobinin üyesi. Bu yüz- den son on yıldır silah sahibi ol- mayı kısıtlayıcı yasa tasarılarının çoğunluğu şimdiye dek sonuçsuz kaldı. Senato'nun onayladığı silah ya- sağı, silah lobisini temsil eden Milli Tüfek Birliği'ni çok kızdır- dı. Yasanın ne zaman Kongre'de görüşüleceği belli değil. Ancak lo- bi uyeleri, o güne dek bu karann geri çevrilmesi için yoğun çaba harcayacaklarını Uan ettiler. ABD Başkanı Bush'un, silah yasağım desteklemediği biliniyor. Beyaz Saray'da danışmanları Bush'a si- lah yasağı yasasını veto etmesini lah sahibi. Mart-Nisan 1989 do- önerdiler. Bush, yasaya karşı si- nemine ait The Gallup raporu- nun anket sonuçları Amerikan toplumunun dünyanın en silahlı sivil toplumu olduğunu kanıtlı- lah lobisinin öne surdüğü 'şidde- te karşı geniş çaplı önlemler' pa- ketini destekliyor. Silah lobisi grubu ve Bush, bu yor. Rapor, bu oranın yaklaşık 30 yasakların 'Suç işleyecek olanla- yıldır sabit olduğunu belirtiyor. n engellemeyeceğini, aksine suç Her on evden üç tanesinde üç ya işleyecek olanlann karşılanndaki da daha fazla silah bulunuyor, raasumlan silahsız bırakacağım' yüzde 15 ise dön ya da daha faz- söylüyorlar. Bu nedenle, silah ya- la silaha sahip. Sosyologlara gö- sağı yerine, güvenlik önlemlerinin re bu ABD'nin 'vahşi Batı' gibi arttırılmasını istiyorlar. KKTC EroğliL, istifa etti İZZET RIZA YALIN LEFKOŞA — KKTC Başbaka- nı Derviş Eroğlu, yeni hukümetin oluşturuimasına olanak tanımak amacıyla dün istifa etti. KKTC Cumhurbaşkam Vekili Hakkı Alun, Eroğlu'nun istifasını kabul etti. Eroğluve hükümeti, yeni hu- kümet oluşturuluncaya kadar go- revde kalacak. İstifa ve istıfanın kabulü yazılı olarak işleme konduktan sonra Resmi Gazete'de yayımlandı. KKTC Cumhurbaşkam Rauf Denklaş'ın başbakanı ülkeye do- nüşünden sonra atayacağı öğrenil- di. Denktaş'ın göz tedavisi için git- tiği Londra'dan önümüzdeki salı veya çarşamba günü dönmesi bek- leniyor. Bu arada Cumhuriyet Meclisi Başkan Yardımcılığı'na, dünkü birleşimde, UBP Lefkoşa Millet- vekili Vehbi Serter seçildi. tki ida- re amirliğinden birine UBP Lef- koşa Milletvekili Emin Uzun, iki başkanlık divanı katipliğinden bi- rine de UBP Lefkoşa Milletvekili Erkan Emekçi getirildi. Meclis Başkanlığı'na, geçen bir- leşimde, Lefkoşa Milletvekili Hakkı Atun seçilmişti. Atun Cumhurbaşkanı'na vekalet ettiği için yerine Meclis'in en yaşlı üye- si olarak UBP Girne Milletvekili Mustafa Hacıahmeloğlu vekalet ediyordu. Bilindiği gibi DMP'nin 14 mil- letvekili KKTC seçimlerinin eşit koşullarda yapılmadığı ve sonuç- ların dış müdahalelerle etkilendi- ği gerekçesiyle Meclis toplantıla- rına katılmıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle