Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/12 DIŞ HABERLER 26 MA YIS 1990
RUSYA FEDERASYONU BAŞKANLIK SEÇİMİ
Yeltsin'in önüaçıldı
YELTSİN — Başkanbğın en güçlü adayı. GORBAÇOV — Destekkdigi aday çekiMi.
Rusya Federasyonu başkanlık seçiminde Gorbaçov'un adayı
Alexander Vlosov yarıştan çekildi. Vlosov'un çekilmesi ile
radikal refo.rmcu Yeltsin'in başkan seçilme şansı arttı.
Dış Haberier Servisi — Sovyetier Birli-
ği'nin en büyük cumhuriyeti olan Rusya Fe-
derasyonu Devlet Başkanlığı seçimlerinde,
Başkan Gorbaçov'un desteklediği Alexan-
der Vlasov'un adaylıktan çekilmesi üzeri-
ne radikal reformcu Boris Yeltsin'in, Dev-
let Başkanı seçilme şansı arttı.
Vlasov dün Rusya Federasyonu Parla-
mentosu'nda yaptığı ve şok etkisi yaratan
konuşmasında, "Koşullar bir tercih yvpma-
mı gerektiriyor. Adaylıktan çekiliyorum"
dedi.
Vlasov'un adaylıktan çekilmesi üzerine
seçilme şansı büyük ölçüde artan Boris Yelt-
sin'in en güçlü rakibinin sertlik yanlılann-
FEDERAL ALMANYA
Aşırı sağcı lider istifa ettiCumhuriyetçi Parti lideri Franz Schonhuber dün parti genel
başkanlığından istifa etti. Hitler döneminde SS subayı olan
Schonhuber, yabancı düşmanlığımn bayraktarlığını
yapmakla tanınıyor.
BONN (AA) — Federal Almanya'da aşı-
rı sağcı Cumhuriyetçiler Partisi lideri Franz
Schonhuber, parti başkanlığından istifa et-
ti.
Bonn'da dun bir basın toplantısı duzen-
leyerek parti genel başkanhğından istifa et-
tiğini açıklayan Schonhuber, partisinin ya-
pılacak ilk kongresinde genel başkanlığa ye-
niden adayhğını koyacağını bildirdi.
Partisinin Bavyera eyalet örgütü içinde
meydana gelen görüş aynlıkları nedeniyle
istifa etmek zorunda kalan Franz Schon-
huber, yaklaşık iki yıl önce Hıristiyan Sos-
yal Birlik Partisi'nden (CSU) aynlarak
Cumhuriyetçiler Partisi'ni kurmuştu.
Hitler dönemindeki SS subaylığı ve ya-
bancı duşmanlığını körükleyen açıklama-
lanyla kısa sürede ünlenen Schonhuber, ya-
bancı duşmanlığını seçim malzemesi yap-
masına rağmen, girdiği tüm eyalet seçim-
lerinde başansızlığa uğramıştı.
Schonhuber'in Bodrum'da villası bulu-
nuyor.
dan tvan Polozkov olduğu belirtiliyor.
Gözlemciler, Yeltsin'in Rusya Federasyo-
nu Devlet BaşkanlığVna seçildiği takdirde,
Başkan Gorbaçov'u güç durumda bıraka-
bileceğini belirtiyorlar. Bilindiği gibi Yelt-
sin, Gorbaçov'u sert biçimde eleştiriyor.
Rusya Federasyonu Sovyetier Birliği'ne
dahil 15 cumhuriyet arasında en büyük ve
güçHi olanı. Sovyetier Birliği'nin 286 mil-
yonluk nüfusunun 147 milyonu Rusya Fe-
derasyonu'nda yaşıyor.
VUsov'un yanştan çekilmesi üzerine Yelt-
sin'in en güçlü rakibi olarak sahnede kalan
muhafazakâr lvan Polozkov, dün Rusya
Parlamentosu'nda yaptığı komışmada, pa-
zar ekonomisine geçmeye karşı çıkarak
"Sovyetier Birligi sosyalist bir tercih yaptı;
bu tercihinin dognıltusunda gitmeye devam
etmelidir" dedi.
Boris Yeltsin yaptığı konuşmada cumhu-
riyetin sorunlarma çözümü ille de sosya-
lizmde aramanın gerekmediğini söyledi. Ra-
dikal reformcu, Başkan Gorbaçovia da ça-
tışmak niyetinde olmadığını soyleyerek şöyle
devam etti: "Ben başkan seçilirsem onunla
bununla çekişmek degil, iş yapmak istiyo-
rum. Başkan Gorbaçov ve hiikümetle diya-
log ve işbiriiginden yanayım."
Yeltsin'in konuşması parlamentodaki mil-
letvekilleri tarafmdan coşkulu biçimde al-
kışlandı. Milletvekilleri Alexander Vlasov'-
un çekilmesinden sonra Yeltsin'in devlet
başkanı seçilme sansının büyük ölçüde art-
tığını belirttiler.
ABD
Bush: Litvanya
zirveyi gölgelerABD Başkanı, Washington'da Mihail Gorbaçov'la yapacağı
zirvede Litvanya'mn sorun olacağını söyledi.
Dış Haberier Servisi — ABD Başkanı Ge-
orge Bush ile Sovyetier Birliği Başkanı Miha-
il S. Gorbaçov arasında 30 mayıs - 3 haziran
tarihleri arasında yapılacak olan zirve yakla-
şırken Başkan Bush, Baltık sorununun zirve-
yi gölgeleyeceğini söyledi. Bush, zirve toplan-
tısında Litvanya sorunu ve iki Almanya'nın
birleşmesi konularının çözüme ulaşacağını
sanmadığını da vurguladı.
•ABD Başkanı George Bush, önceki gün Be-
yaz Saray'da düzenlediği basın toplantısında
30 mayısta başlayacak olan zirvenin Kremlin
yanetiminin Baltık krizi nedeniyle sorunlarla
başlayacağım söyledi. Zirvenin bu sorunlar ne-
deniyle golgeleneceğini savunan Bush, Litvan-
ya'nm bağımsızlığı konusunun, zirve sırasın-
da çözumlenmesini beklemediğini belirtti.
BBC Televizyonu'na da bir demeç veren Bush,
"Zirve, Litvanya'nın bağımsızlığı konusunda
verdiğimiz destegi yinelememiz için iyi bir fır-
sal olacaktır" dedi.
Başkan Bush, silahsızlanma konusundaki
soruları yanıtlarken ABD ile Sovyetier Birli-
ği'nin benzer görüşler taşıdıklarını savunarak
bu konuda iyimser olduğunu söyledi. Kimya-
sal silahlar konusunda zirveden olumlu bir so-
nuç çıkmasını beklediğini açıklayan Bush,
"Konvansiyonel silahlar konusunda da ilerle-
me kaydedeceğimizi umujorura" dedi. Bush,
Sovyetier Birliği'nin iç sorunlannın nükleer si-
lah indirimi görüşmelerini etkilememesi gerek-
tiğini soyleyerek Başkan Gorbaçov'un daha en
az bir yıl iktidarda kalmasını umduğunu be-
lirtti. Bush, konuşmasında Gorbaçov'u,
"Özellikle insan haklan ve özgtirlükler konu-
sunda Doğu Avrupa'ya buyuk olçude değişik-
likler getiren insan" olarak nitelendirdi.
George Bush, zirvede ele ahnacak konula-
nn en önemlilerinden birinin, Birleşik Alman-
ya'nın NATO'ya üyeliği konusunun oluştura-
cağını söyledi. Alman ZDF Televizyonu'na bir
demeç veren Bush, zirve sırasında Gorbaçov'u,
Almanya'nın NATO'ya katılması için ikna et-
meye çalışacağını belirtti. George Bush şöyle
dedi:
"Tarihsel olarak SSCB, NATO'yu bir düş-
man gibi göriıyor ve biz de SSCB'yi bir düs-
man gibi göruyoruz. Benim gönişiime görc
bugün artık düşman, istikrarsızlık, geleceğin
açık olmaması ve birbirine guvensizlik
kavramlandır" dedi.
Bush, televizyon muhabirinin, bu ay sonun-
daki zirvede Sovyet liderini Birleşik Alman-
ya'nın NATO uyeliği konusunda nasıl ikna
edeceği yolundaki sorusuna şöyle yanıt ver-
di:
"Sayın Gorbaçov'u, Birleşik Almanya,
ABD'nin varlıgı ve Birleşik Almanya'nın NA-
TO'ya tam üyeliginin SSCB için bir tehdil
oluşturmadıgına ikna etmenin benim için bir
gorev olduğunu hissediyoruın. SSCB. şu an-
da soylediklerime katılmıyor. Sovyet liderini
.Almanya'nın birligi konusunda genis kapsamiı
bir tarüşma içine çekmeye çalışacagım."
Bütün Renkler Hızla Kirieniyordu...
(Baftarafı 1. Sayfada)
yon turist geltr Pamukkale'yi görmeye. Yıl-
da 35 milyon dolar döviz getirdiği hesapla-
nıyor Pamukkale'nin.
Işte biz şimdi bu beyaz cenneti karar-
tıyoruz.
Nasıl mı?
Denizli'de yapılan bir sempozyumda da
vurgulandığı gibi, turist çekelim diye yapılan
plansız programsız turistik tesislerle; traver-
tenlere akan suları başka alanlarda, başka
amaçlarla kullanarak; elimizin altındaki bu
eşsiz doga harikasına, başka yörelerde yap-
tığımız gibi hoyratça davranarak...
Geçenlerde Federal Almanya'nın en bü-
yük turizm şirketlerinden TUİ'nin önde ge-
len bir yetkilisi, gazetemizde yayimlanan de-
mecinde, "Pamukkale'de yaptığınız tesisler,
burayı karartıyoc, bu eşsiz doğa harikasını
kurtarmalısınız" diyordu.
Ne acıdır ki, çogu kez yabancı gözlemci-
lerde tanık dunan duyarlığı, ülkemizdeki pek
çok yetkili kişi gösteremiyor.
Pamukkale'de yaşanan kararma olayını
uzmanlar, özellikle buraya akan suyun tanm
alanlarıyla turistik tesislere kaydınlmasına
bağlıyorlar. Su azalınca, travertenlerin biyo
kimyasal yapısı bozuluyor. Yosun ve bitki-
ler, kendi renkleriyle gün ışığına çıkınca, be-
yazlığın içinde kara iekeler gitgide çoğalıyor,
büyüyor.
Kararmanın başka nedenleri de var tabii:
Suya karışan atık maddeler... Yasak olma-
sına karşın travertenlerde ayakkabıyla dolaş-
mak... Karbondioksit gazının eksilmesi...
Pamukkale kurtarılabilir mi?
Gelecek kuşaklara bu eşsiz doğa harika-
sını, "Bakm biz koruduk, siz de değerini bilin"
diye bırakabilecek miyiz? Yoksa Pamukka-
le bir gün Karakale'ye dönüşüp kitaplarda,
gazete koleksiyonlarında ve fotoğraf albüm-
lerınde kalan nostaljik bir güzellik halıne mi
gelecek?
Henüz geç kalınmış değil.
Ama bu tür kurtarma olaylarında ya top-
lumsal tepki çok geç kaltyor ya da yetkilile-
rin vurdumduymazlığına ve yörede bu işler-
den kısa vadeli çıkar sağlayan kişilerin kör
girişimciliğine kurban ediliyor.
Yöneticilerimiz uyuyor mu?
Bu slogan, ülkemizde reklam spotlarına
dek girmiştir. Yetkililere dönük çağnların na-
sıl boşlukta kaldığını gayet güzel anlatır.
Bize öyie geliyor ki yönetıcileri uyandırma-
nın, uyarmanın en etkili yolu, yöre halkının
soruna sahip çıkmasıdır.
Güzel karşı atakta
İş yasaları için
6
hafif makyaj
9
(Baştorafı 1. Sayfada)
devlet bankalanna yatırmala-
nm öngörüyor. Sendikalara, ban-
ka kurma yetkisi verilmesi kabul
edilirse bu hüküm değiştirilebilir.
Madde 54 (Grev hakkı ve lo-
kavt): Grev ve lokavtın ertelendiği
durumlarda, ertelemenin sonun-
da uyuşmazhğın yüksek hakem
kurulunca çözülmesine ilişkin hü-
küm kaldırılabilir. 1LO da bu
maddeye, zorunlu tahkim kuru-
munun yasallaştırılması nedeniy-
le, toplupazarlık ilkelerine aykın
olduğu için karşı olduğunu açık-
lıyor.
Madde 128 (Kamu hizmeti gö-
revlileriyle ilgili genel ilkeler): KlT
ve kamu hizmetleri görevlerinin
memurlar ve diğer kamu görevli-
lerince yapılabileceğine ilişkin hü-
kümde, diğer kamu görevlileri
sözcuğü tartışmalı hale gelmiştir.
Maddeden çıkanlabilir.
Hükümet ve üniversite öğretim
üyelerinin; sendikalar ile toplu iş
sozleşmesi, grev ve lokavi yasala-
nnda üzerinde durduklan değişik-
lik önerileri de şunlar:
Sendikalar yasası
"Yasa uyarınca, çeşitlı suçlar-
dan mahkûm olanların sendika
kurucusu olamamalan hükmü yer
alıyor. tş hukukçulan, bu hük-
mün ceza yasasında öngörülen
yaptırımİPr dışında, bir başka ce-
za öngörmesi yüzünden hukuk il-
kelerine aykın olduğu düşünce-
sindeler.
—Sendika yöneticiliğinin en
çok üst üste 4 dönem yapılabile-
ceğine ilişkin hükmün tümüyle or-
tadan kaldırılması isteniyor. Ay-
rıca sendikacılann, kamu kurum
ve kuruluşlarının yönetim ve de-
netim kurullannda görev almalan
halinde, sendikacılık görevlerinin
sona ermesine ilişkin hükmün de
kaldırılması düşünüyor.
—Sendika merkez yönetim ku-
rulunda görev alabilmek için ön-
görülen 10 yıl bilfiil çalışma ko-
şulu, anayasada değişiklik yapıla-
bilirse, yasadan çıkanlsın.
—Emekli işçilerin sendika üye-
liğinin düşmesi, emekli sendika-
cılann da yönetici olamamaları-
na ilişkin hüküm, zaten son yapı-
lan değişikliklerle işlevini yitirmiş-
tir, kaldırılsın.
—Sendikalann uluslararası ku-
ruluştan çekilmesi için ahnacak
bakanlar kurulu karanna karşı
yargı yolu açılsın.
—özel öğretim kurumlannda
çalışanlara sendika hakkı tanın-
sın. Banka ve sigorta işlerinde ça-
lışanlara getirilen sendikaya uye
olma kısıtlaması daraltılsın.
—Anayasada uygun bir deği-
şiklik yapılabilirse, sendikalara
banka kurma olanağı tanınsın.
—Eski sendikacılar ve emekli
sendikacılara, en çok üst Uste 4
dönem seçilebilme ön koşulu ne-
deniyle, ek seçilme dönemleri ta-
ruyan geçici 4. madde kaldırılsın.
Toplu iş sözleşraesi,
grev ve lokavt yasası
Sozleşmesi teşmil edilen sendi-
kaya, teşmilden yararlanan işçi,
dayaruşma aidatı ödesin.
—Üniversite öğretim üyeleri,
gerek Türk-lş, gerekse TÎSK ta-
rafından kaldırılması istenen res-
mi arabuluculuk kurumunun ça-
lışmaması nedeniyle kaldırılması
istemi karsısında, bu kurumun ye-
rine yeni bir sistem oturtulamaya-
cağı kanısmdalar. Bu yuzden res-
mi arabuluculuk kurumunda bir
değişiklik yapılması düşü-
nülmuyor.
—Grev yasaklanndan yalruzca,
TBMM'de 1988 yılında yapılan
değişiklikler sırasında, bir önerge
ile yasak kapsamına alınan termik
santrallan besleyen linyit üretimi
yapan işçilere veniden grev hak-
kı verilsin.
—Anayasada değişiklik yapıla-
bilirse, 60 günlük grev ertelemesi
sonunda, yüksek hakem kurulu-
na gitme zorunluluğu kaldınlsın.
—Yasa uyarınca, grev ve lo-
kavt süresince işçiler, işverenin
sağladığı konutlarda, ancak 90
gün oturabiliyorlar. Bu madde
değiştirilerek işçilerin grev boyun-
ca, işverenin sağladığı konutlar-
da oturabilmeleri sağlansın.
—Yasa dışı grev halinde, işve-
renin uğradığı zararlar, işçi tara-
fından karşılanıyor. Burada, so-
rumluluk ışçiden alınarak işçi sen-
dikasına yüklensin.
—Grup sozleşmesi yapılabilme-
si yasallaştırılsın."
Türkiye'nin ısrarla sorgulandığı
98 sayılı "örgiiUenme ve topln pa-
zariık hakkı" sozleşmesi nedeniy-
le bu yıl ILO (Uluslararası Çalış-
ma Örgütü) gündeminde olma-
ması nedeniyle, üniversite ve hü-
kümetin ortaklaşa sürdürdüğü söz
konusu çalışmalann, haziran or-
talarında tatile girecek olrn
TBMM'ye bir tasarı olarak gel-
raesi beklenmiyor. Ancak, gelecek
yıl Turkiye'nin, 98 sayıh sözleş-
rae nedeniyle ILO gündemine gir-
mesine mutlak gözüyle bakıldığın-
dan, bu çalışmalann gelecek ya-;
sama döneminde ele almabilece-
ğinden söz ediiiyor.
diri de benimdir."
Dışişleri Bakanlığı'nın, Bush-
Özal kriptolannın basına sızdırıl-
ması olayında soruşturma yürüt-
memesi halinde de büyük suçla-
malara hedef olacağını savunan
Ali Bozer, olayla ilgili sorgulama-
dan haberi olup olmadığı konu-
sundaki bir soruya, "Buniann hiç-
birisi önemli degil" karşüığıru ver-
di. Bozer şöyle devam etti:
"DtsisJeri Bakanlıgı. kriptonun
dışanjv intikal etmesinde kendi-
ne düşen görevi yapmıştır. Tahki-
katı icra etmiştir. Böyle bir sonu-
cun çıkacagını hiçbir arkadaşımız
da tahmin etmiyordu. Şuna inan-
manızı isterim ki, böyle bir ifade
karsısında butün arkadaşlarıın
fevkalâde muteessir olmuşlardır.
Bu işin bu şekilde değerlendiril-
mesi beni de üzuyor. Kimsenin ar-
zu edecegi bir sonuç degildir."
Dışişleri Bakanı Ali Bozer, bir
devlet komplosuna ınanıp inan-
madığı yolundaki soruyu da, "Öy-
le şey olur mu? Sizi böyle bir
komploya alet etmek isteseler da-
hi kolay kolay razı olur musunuz?
Boyle bir komplo birkaç kisiyi bir-
den içeriyor. Böyle bir şey bahis
konusu degildir" diye yanıtladı.
Demirel: Olay
mecrasında
IBaştarafı 1. Sayfada)
içerisinde TBMM Ge-
nel Kurulu'nda görüşülme şansı
bulunmadığına dikkati çekerek
"Meclis araşürması önergeleri
gündemde sıraya giriyor. Önü-
müzdeki yıl görüşiilecek olan
Meclis araşürması önergesi akni-
alitesini kaybeder. Bu nedenle
gensoru üzerinde dunıyonız" şek-
linde konuştu.
SHP Grup Başkanvekili Kum-
baranbaşı. gensorunun Başbakan
Yıldırım Akbulut ya da Güzel'in
iddıalarında adı geçen bakanlar-
dan hangisi hakkında verileceği-
ne henuz karar vermediklerini de
ifade etti.
DYP Grup Başkanvekili Kök-
sal Toptan ise Güzel'in iddialan-
na ilişkin ANAP grubunun tavn-
nı beklediklerini belirterek "Ge-
tirilecek gensoru ya da Meclis
araştırması önergesinin dışında
kalamayız. Bu konudaki önerge-
lere destek oluruz" dedi.
Toptan, Meclis araştırması
önergesi ile kısa zamanda sonuç
almanın mümkün görülmediğini,
gensoru önergesinin yol açacağı
siyasi sonuçların da dikkatle in-
celenmesi gerektiğini sözlerine ek-
ledi.
Hedef Arif Yüksel
Kamuoyunda "kripto davasj"
olarak bilinen davadaki "iki
başlıgın" 29 mayısta tstanbul
Bozer: Dışişleri görevini
(Baftarafı 1. Sayfada) Dışişleri Bakanlıgı şehitlerini
"OUbilir. Sayın Hasan Celsü anma töreninde, Bakan Ali Bozer
Güzel'in görusleridir. Bunu say- başta olmak üzere diğer yetkililer-
gıyla karşılıyorum. Ancak mıisa- le fazla konuşmadığı dikkat çeken
ade ederseniz, işin ciddiyetinin ve Müsteşar Tugay Özçeri ise Hasan
istifa gerekip gerekmediginin tak- Celal Güzel'in suçlamalan ve
Hande Mumcu'nun ifadesi konu-
sundaki sessizliğini sürdürdü. Tö-
rende renkli camlı gözlük takan
özçeri'nin, Ali Bozer'in eşi ve ken-
di eşiyle sohbet ettiği ve gazeteci-
lerden uzak durduğu gözlendi.
DGM'de yapılacak duruşmada
sonuca bağlanması bekleniyor.
Görüşme tutanaklarının Güneş
Gazetesi'nde yayımlanması üzeri-
ne harekete geçen tstanbul DGM
Savcılığı'nca Alev Er ve Uluç
Gürkan hakkında soruşturma
başlatümıştı. Istanbul DGM Sav-
cılığı, soruşturma uyarınca Gür-
kan'm ifadesinin alınması için
Ankara DGM Savcılığı'na tali-
matgönderirken aynı konuda An-
kara DGM Savcıhğı da harekete
geçmişti. Bu gelişmelerin ardın-
dan, aynı konuda hem Istanbul
DGM'de, hem de Ankara
DGM'de iki ayn dava açılmıştı.
Istanbul 2 No'lu DGM'nin, 29
mayıstaki duruşmada, dava ko-
nusu olayın "basın yolnyla gizli
malumab ifşa etmek suçn"na iliş-
kin bölümunde kendisini yetkili
görmesi halinde, ortaya çıkan
"iki baslılık" sürecek. tstanbul
DGM'nin, bundan hareketle, da-
vanın tümünün kendisinde görü-
len dava dosyası ile birleştirilme-
si yönünde bir karar alması halin-
de ise ortaya bir "görev
aynşmazuğı" çıkacak. Bu görev
uyuşmazlığı, Yargıtay 3. Ceza
Dairesi'nce çözüme kavuşturula-
bilecek. tstanbul DGM'nin, An-
kara DGM'nin aldığı karar doğ-
rultusunda yetkili mahkeme ola-
rak bu mahkemeyi görmesi halin-
de ise ortaya herhangi bir sorun
çıkmayacak ve yargılama bütü-
Öte yandan DYP Genel Başka-
nı Siileyman Demirel, Güzel'in
açıklamalannın anımsatılması
üzerine, "Olay kendi mecrasında
devam ediyor" demekle yetindi.
SHP Genel Başkanı Erdal Inönü
ise yoneltilen soruları yanıtsız
bıraktı.
ANAP Teşkilat Başkanı Orhan
Demirtaş, Hasan Celal Güzel'in
Başbakan ve bazı bakanlan suç-
layan açıklamasından sonra par-
tinin bu konuda herhangi bir gi-
rişiminin bulunup bulunmayaca-
ğına ilişkin soruları yanıtlarken
şunları söyledi:
"Olayda partiyi ilgilendiren bir
dunım yok. Bu. kişiler arasında
özel bir sorun. Üstetik mahkemeye
yansımış. Mahkemeye yanamış
bir konu hakkında prensiptir, ko-
ouşulmaz."
Haksızlı^a kanıın koruması
• ANKARA (AA) — Görevleri sebebiyle haklannda
kamu davası açılıp mahkeme sonunda beraat eden
memurların, avukathk ve mahkeme giderleri
kurumlarınca karşılanacak. 657 sayılı Devlet Memurlan
Kanunu'na bir madde ekleyen kanun, dünkü Resmi
Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre
kanun kapsamına giren ve görevleri sebebiyle haklannda
kamu davası açılıp da beraat edenlerin vekalet verdikleri
avukata, avukathk asgari ücret tarifesine göre ödedikleri
ücret ve belgelendirilmiş olmak kaydıyla dava ile ilgili
yaptıkları masraflar kunımlannın bütçesine konulacak
ödenekten karşılanacak.
MP tazminat ödtiyor
• ANKARA (AA) — Milli Piyango ldaresi, sanatçı
Emine tzdar'a, bir eserini telif haklan yasasma aykın
kullandığı için S milyon lira tazminata mahkûm oldu.
Milli Piyango ldaresi 1987 yılında bir reklam fılminde,
sanatçının "Evrensel Sevgi" adını taşıyan yağlıboya
tablosunu, "Talih Kuşu" simgesini çağrıştıracak bir
şekilde fon olarak kullandı. Sanatçı bunun Üzerine, Milli
Piyango ldaresi hakkında dava açtı. Sanatçının avukatı
Ünal Piroğlu davanın sanatçı haklan konusunda hukuki
platformda önemli bir simge oluşturacağını soyleyerek
reklam Fılmini yapan Zeki Alasya-Devekuşu Reklam
Ajansı için de aynca dava açılmasının düşünüldüğünü
sözlerine ekledi.
Siyasi Partiler Kanunu
• ANKARA (AA) — Siyasi Partiler Kanunu'nun, siyasi
parti genel başkanlan ile il ve ilçe başkanlannm bu
goreve üst üste en fazla 5 kez seçilebileceklerini hükme
bağlayan maddeleri yürürlükten kaldınldı. '2820 sayılı
Siyasal Partiler Kanunu'nda değişiklik yapılmasına ilişkin
kanun, dünkü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe
girdi. Kanuna göre genel başkanların en çok üç yıllık
süre için ve ara verilmeksizin en fazla 5 kez parti genel
başkanhğına seçilebileceklerine ilişkin 15. maddenin
ikinci fıkrası, il başkanlan ile ilgili 19. maddenin 6.
fıkrası ile ilçe başkanlanna ilişkin 20. maddenin 10.
fıkrası birinci cümleler hariç olmak üzere yürürlükten
kalktı.
Rüşvetçi doktor tutuklandı
• UŞAK (Cumhuriyet) — Uşak Devlet Hastanesi
Hariciye Mütehassısı Op.Dr. Cengiz Aydıner, ameliyat
ettiği bir hastasından rüşvet aldığı iddiasıyla
tutuklanarak cezaevine gönderildi. Dr. Cengiz Aydıner
bir hafta kadar önce Hülya Çelik adlı hastasına
apandisit ameliyatı yaptı. Hastaneden üç gün sonra
taburcu edilen Hülya Çelik'in annesi Münire Çelik, Dr.
Aydıner'in Mithatpaşa Caddesi'ndeki muayenehanesine
giderek pansuman ve kontroller için 28 ve 31 mayıs
günlerine randevu aldı ve iddia edildiğine göre doktor
bunlar için ücret istedi. Münire Çelik, durumu önce
hastane yetkililerine iletti, onlar da Uşak Cumhuriyet
Savcılığı'na bildirdiler. Münire Çelik daha sonra
numaraları belirlenen paralan, muayenehanesinde
doktora verirken içeri giren görevliler doktoru gözaltma
aldılar. 1. Asliye Ceza Mahkemesi'ne sevk edilen Dr.
Aydıner tutuklanarak cezaevine gönderildi.
nüyle Ankara'da yapılacak.
tstanbul DGM'nin, Güneş ga-
zetesi eski Yazı Isleri Müdürü
Alev Er hakkında açılan dava için
kaleme aldığı 13 Nisan 1990 tarih-
li tensip tutanağmdaki ara karar-
ları ise konu hakkında farklı yo-
rumlara yol açtı. tstanbul
DGM'nin, bu tutanakta, Alev Er
ve Uluç Gürkan hakkında Anka-
ra DGM Savcılığı'ncs» da soruş-
turma yapıldığı anımsatılarak bu
konuda herhangi bir dava açılıp
açılmadıgımn, açılmışsa iddiana-
me örneğinin istenraesi karara-
bağlandı. Ote yandan Gürkan'ın
ifade metinlerini de istediği öğre-
nilen lstanbul DGM, aynca, da-
va konusu görüşmeye ilişkin
Cumhurbaşkanlığı ve Dışişleri
Bakanlığı'ndan yapılan açıklama
ve demeçlere ilişkin haberlerin
TRT ve haber ajanslanndan isten-
mesinı de öngördü. Bu durum, ts-
tanbul DGM'nin, "Yetkili mah-
keme neşir merkezindeki
mahkemedir" görüşünden hare-
ketle davayı görmede ısrarlı ola-
bileceği şeklinde yorumlara yol
açtı.
Bu arada, Hande Mumcu'nun
Ankara DGM'de dile getirdiği,
Emniyet Müdürlüğü'ndeki baskı,
şantaj ve işkence tehdidi altında
sorgulandığı şeklindeki açıklama-
lannın ardından, Güzel'in bu olay
hakkında suç duyurusunda bu-
lunması üzerine görüşlerine baş-
vurduğumuz Ankara Cumhuriyet
Başsavcısı Akın Öncül, "Basın-
dan ögrendiğimiz kadanyla Han-
de Sevkat Mumcu'nun sorgusn
bizzat Cumhuriyet Savcılan'nca
yapılmış. Biz savalar hakkında
herhangi bir soruşturma başlata-
mayız. Bu konuda yetkili makam
Adalet Bakanlığı'dır" dedi. Ön-
cül, Hasan Celal Güzel'in dava-
ya ilişkin yaptığı "devlet
komplosa" suçlamasını da ince-
leyeceklerini ve bu konuda soruş-
turma açılıp açılmayacağma önü-
müzdeki günlerde karar verecek-
lerini söyledi.
Savcüan şikâyet
Hasan Celal Güzel'in avukatı
Prof. Dr. Yahya 2labunoğlu, so-
ruşturma sırasında ve sonrasında
usul ve geleneklere aykırı işlem-
lerde bulunan DGM Başsavcısı
Nusret Demiral ve Savcı Ülkü
Coşkun'u bağlı oldukları bakan-
lıklara şikayet edeceğini açıkladı.
Demiral'ı Adalet Bakanlığı'na,
Coşkun'u da hem Milli Savunma
hem de Adalet Bakanlıklan'na
yanh olarak şikayet edeceğini
kaydeden Zabunoğlu, müvekkili
Güzel ile basın aracılığıyla pole-
miğe giren Coşkun'un bir yazı ile
dikkatini çekeceğini de söyledi.
Pazartesi günü bu yazıyı Coş-
kun'a göndereceğini kaydeden
Zabunoğlu, ardından da kendisi
hakkında bu konudaki tutumu
nedeniyle tazminat davası açaca-
ğını belirterek şöyle dedi:
"Ülkü Coşkun, DGM'de daha
önce göriilen birçok davada da
benzer tutnm içinde oldu. Yani
bn, Coşkun'un yapngı böylesine
ilk iş degil. Hem Demiral hem de
Coşkun, aynı şekilde önemli usul
ve gelenek dışılıklar oluşturdular.
Bu nedenle özellikle Coşkun'un
görevinde kalmasında yargı ve
hrkuk adına büyük sakıncalar
vardır. Benim mövekkilimle po-
lemige giriyor, onu suçluyor. An-
cak dunışmalara çıkmıyor. Bn da
davadan elini eteğini çekmediği-
ni gösteriyor. Ben, kendisinin bu
işten elini çekmesini, aynlmasını
istiyonım."
Gazetecilerden çiçek
Kripto davası ortaya çıktığm-
dan ben Hande Mumcu'yu adım
adım izlemek isteyen gazeteciler,
dün Hande Mumcu'nun amcası
Mehmet Mumcu'nun evine çiçek
gönderdiler. Günlerdir evin önuıı-
de beklesen gazeteciler, Mumcu
ailesîne, "Sizi rahatsız etügimiz
için özür dUeriz" dediler. Mehmet
Mumcu da gazetecilere bir paket
baklava gönderdi.
Turgut Nereden
Koşuyor davası
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
sa) — Gazeteci-yazar Emin Çöla-
şan'ın "Turgut Nereden
Koşuyor" kitabı için Cumhurbaş-
kanı Turgut özal ve eşi tarafm-
dan açılan davada, DYP Genel
Başkanı Süleyman Demirel, eski
Merkez Bankası başkanlanndan
ve bakanlardan Cafer Tayyar Sa-
dıklar, özal'ın okul arkadaşı Te-
oman Baykal ile askerlik ve iş ar-
kadaşı eski CHP'li bakanlardan
Ali Nejmt ölçen dün tanıklık yap-
tılar.
Demirel ifadesind-, "KiUpta
yaztlanlar benim daha önceki be-
yanlanma nygundur, kitapta ya-
zılan tıusus dognıdur" dedi. Ca-
fer Tayyar Sadıklar da "Özallar
kılık kıyafetlerine pek dikkat et-
mezlerdi, rahat insanlardı" diye
konuştu. özal'ın okul arkadaşı
olan Teoman Baykal, özal'lara
üniversitede çok guçlü olduklann-
dan ötürü "DÜP" lakabımn ko-
nulduğunu belirtti. Ali Nejat öl-
çen de, özal'ın izin gününde as-
kerden kaçarken yakalandığının
doğnı olduğunu anlattı.
Duruşma için adliyeye gelen
DYP liderine gösterilen yoğun il-
gi göze çarptı. Demirel'in gelişi
nedeniyle, davaya da yoğun bir
katılım oldu; davanın görüldüğü
Ankara 1. Asliye Ceza Mahkeme-
si duruşma salonu tıklım tıkhm
doldu. Polis, bu nedenle duruşma
salonunun kapısında önlem al-
mak zorunda kaldı.
Duruşmada önce eski DPT
görevlilerinden Teoman Baykal
dinlendi. Baykal, hâkimin kitap-
ta bahsi geçen ve Turgut Özal için
söylenen "DÜP" kelimesinin asa-
ğılayıcı bir nitelik taşıyıp taşıma-
dığı yolundaki sorununa şu kar-
şılığı verdi:
"Biz ögrencilik yıflanmızda Sa-
yın Turgut ve Korkul Özal'la ay-
DI okulda okumuştuk, onlar biz-
den üst sınıfUydılar. tkisi de fi-
zikman güçlüydü. Arkadaşlar
arasında "DÜP" kelimesi onla-
nn guçlü olduklannı belirtmek
için çıkanlmıstı. Aşağılayicı veya
hakaret edici bir anlam tasımıyor-
du; şaka mahiyetinde güciinü be-
lirtmek için söylerdik."
DYP lideri Demirel de yargıcın,
kitapta yer alan özal'ın Elektrik
Işleri Etüd tdaresi Genel Müdür-
lüğü'ne atanmaması olayına iliş-
kin sorulannı yanıtladı. 10 Ekim
1965'te kendisince kurulan hükü-
mete bu kurumun Genel Müdü-
rü tbrahim Deriner'i Enerji ve Ta-
bii Kaynaklar Bakanı olarak ata-
dığını belirten Demirel, "Bosalan
Genel Müdurlük makamına da
birisinin tayin edilmesi gerekiyor-
du. Kendüerine Sayın Özal'ı öner-
dim. Fakat buna merhum Deriner
Bey karşı çıktı. O tarihte ben baş-
bakan, o genel miıdiir olmasına
karşın, yaptığımız konuşmada,
"Hizmetin görülmesini istiyorsan
benim takdir hakkıma kanşma'
dedi. Hatta edindiğim izlenime
göre daha fazla ısrar edersem gö-
revi bırakmak niyetindeydi."
Hâkimin, Deriner ile özal ara-
sında kişisel bir sorun olup olma-
dığını sorması üzerine Demirel
şöyle konuştu:
"Kişisel meseleleri var mıydı,
yok muydu meselesi onlann ken-
di aralanndaki sonındnr. Bana,
Deriner özel bir neden gösterme-
di. Yani kendi aralannda özd bir
neden var mıydı, onun üzeriade
ısrar etmedim. Sonuçta kitapta
yazan hususlar dognıdur. Bu ne-
denle Sayın Özal'ı genel miidür-
liik görevine getirmedim. Kitap-
ta yazılanlar benim daha önceki
beyanlanma da uygundur."
Çapraz iğne esprisi
Ali Nejat Ölçen de özal ile
1959-60 yıllannda birlikte Ordo-
nat Okulu'nda yedeksubay olarak
askerlik hizmeti yaptıklarını, 60'lı
yıllarda da yine Özal iie birlikte
DPT'de 3 yıl görevde bulunduk-
larını söyledi. Yargıcın, "özalla-
nn evlerinln dagınık ohıp olma-
dığı, evlerinde bacağı kınk bir
koituk bulunup buhınnıadıtı" yö-
nündeki bir sorusuna ölçen, "3
Nisan 1969da, kendisi DPT mtts-
teşan iken beni makam arabası-
nı göndererek evine çagırdı. Git-
tigimde, evin dağınıklıgına tanık
oldum. Odada devrilmiş bir kol-
tnk vardı. Bacagı kınlmışb. 2-3
yaşlannda bir çocuk da kapabl-
nuş şöminenin demirierine ürma-
myordu. Ben bunu, Sayın Özal ve
eşi, küçük bir çocuğun odayı da-
gıtmasına izin veriyorlar, özgür
bırakıyoriar şeklinde yonımla-
dım" diye yanıtladı.
özallann giyim ve kuşamlan-
na ilişkin soruya ise ölçen, " ö -
yim ve kusamlannm pek de özeaü
olmadıgıııı gözledim. Ama çapraz
i£ne olayına ben tanık olmadım.
Ama DPT'de de bazı uzmanlar
arasında bu çapraz iğne olayı esp-
ri konusu olmuşto. Bu espri de
bayan Özal'ın sökük yerini bazen
çapraz igne fle kapaünaaadaa
kaynaklanıyordu" diye yamtladı.
ölçen, özal'a ilişkin bir anuun da
şöyle anlattı:
"Askerlik yapügunız dömtmdk.
Özal, bir süre askeri bir pmtoUm
ile dolaşb. Ben de kendHae,
'uzatmalı çavus gibi nedea aske-
ri pantolon ile dolaşıyorsun' de-
dim. O da, sivil pantolonlannın
çalındıgını, maaşını aldıktan son-
ra kendisine pantolon alacagını
söyledi."
ölçen bir soru üzerine de yedek
subay okulundan, tel örgüden at-
layarak kaçtıklarını, bu kaçışlar
sırasında bir gün özal'ın tabur
komutanına yakalandığını da an-
lattı.
özal'larla 1966-67 yıllannda
kapı komşusu olduklannı belirten
Cafer Tayyar Sadıklar da Özal'-
lann kılık kıyafetlerine özen gös-
teren insanlar olmadıklannı söy-
ledi. Kitapta yer alan "Hediye pa-
ketleri"ne ilişkin bir soruya,
"DPT miisteşan iken özal'lara
yılbaşı ve bazı günlerde hediye pa-
ketleri gelirdi, ama içinde ne var-
dı, kimler gönderirdi, bunlan geri
iade ederler miydi, bilmiyonım"
yanıtuu veren Sadıklar, bir baş-
ka soru üzerine de "Bir ind kol-
ye, bir broş, bir müzik seti, hedi-
ye kavramını aşar. Bunlan iade
etmek bir devlet adamı için neza-
ketsizlik sayılmaz. Ancak kalem,
defter gibi bediyeleri ise kabul et-
mek gerekir" dedi.
Özal'ın DPT müsteşan iken bir
gece pijamayla kapüannı çalıp ev-
lerine geldiğini belirterek "Eksik
olmasınlar, akşamlan teklifsiz
gehrierdi" diyen Sadıklar, "Sayın
Ozal bir buluşuadan bahsetti.
Türkiye'de dcaret kadlerÜMİMi
bayük kayıp oktatua, b« kown
da yeni bir bvtaf• u H t — •**-
ledi. DiBtedin veI
yorulmoşs«B«z, I
bu e t h j i « m
nun bir iki
ögrescflere «k toee verika kigl-
lerdir b««lar çüMkü" dedim diye
konuştu.
Bu konuyu Çölaşan'a kendisi-
nin anlafjığıhı belirten Sadıklar,
anlatma nedenini de şöyle açıkla-
dı:
"Türkiye ekonomisini yönlen-
diren kişilerin derin ekonomi bil-
gisine sahip olmalan gerekir. Sa-
yın Özal, o zaman da sonra da
ekonomiyi iyi bilenlerden degildi.
Amerika'yı yeniden keşfeder gi-
bi tutum içinde olanlar yüzünden
Tnrk ekonomLsi yaz boz tahtası-
na dönmüş ve kan kayoetmiştir."
Duruşma daha sonra. gazete-
miz yazan Uğur Mumcu ile Ya-
vuz Donat, Uluç Gürkan, Bekir
Coşkun, Metin Toker ve Hayri
Birier'in tanık olarak dinlenmeleri
için 22 haziran tarihine bıraküdı.