Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24MAYIS 1990 CUMHURÎYET/17
HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGUN
lnetecnoto|j Genel Mudurluğu n-
den alınan bılgıye gore yurtta ya
ğış beklenmıyor Yurdun kuzey do-
ğu kesımlen parçalı bulutlu dığer
yerler az bulutlu ve açık gececek
HAVA SICAKLIĞI Artmayadevam
edecek RUZGAR Kuzey ve batı
yönlerden hafifn ara sıra orta kuv-
vetteesecek Demztenmızde Ka
radenız ve Marmarada yıldız ve
poyrazdan Kuzey Egede yıldız ve
karayelden Guney Eğede gunba-
tısı ve lodostan 2 ıla 4 yer yer 5
kuvvetınde saatte 4 ıla 16 yer yer
21 denız mılı hızla esecek dalga
yûteeklığı 05 ila 10 metre yer yer
1 5 ıla 2 metre hızla esecek Goruş uzaklığı 10 km dola-
yında bulunacak Van Golu nde hava Az bulutlu geçe-
cek. göl küçuk daJgaJı dalga yuksekiğı 0 3 ıla 05 m görûş
uzaklığı 10 km dolayında bulunacak
Mana
Adapazarı
Adıyaman
Afyon
Ağn
Ankara
Amakya
Antalya
Artvın
* k n
BaMesr
BHeok
Bmgft
BıtJıs
Botu
Bursa
Çanakkale
Çorum
Demd
A, 33° 19° Oıyartıakıc
A 24° 13° Edirne
A 33° 15° Erancan
A 25° 8°Etamım
A 18° 6°Estoşel»r
A 24°10o
Gaaantep
A 29° 19° Gıresım
A 32° 19° Gumuşhane A
A 16° 7-Hakfcân A
A 32° M° Isparta A
A 22° 11° Isönbu A
A 24° 12° laınr A
A 25° 10° Kare A
A 24° 9° Kastamonu A
A 26° 10° K^sen A
A 23° 13° Kırtdarelı A
A 25° 11° Konya A
A 24° 7°Kutahya A
A 30° 15° Matatya A
33° 13° Manısa
26° 9°KMaraş
25° 12° Meısn
24° 5°Mugia
26°11°Muş
33°17»NıSde
21°10°0n)u
25° B°Roe
26° 13° Samsun
26°12°S«1
23°13°S»ıop
29°16°Snas
20° 6°Wnrda9
24° 8°Trataxı
25° 8°Tuncelı
25° 9 ° U ş *
25° 10° \ön
2«° 10° Ytagat
28° 12° Zonoutdak
A 30°t3°
A 31° 16°
A 28° 20°
A 33° 15°
A 24° 9°
A 25° 8°
A 21° 10°
A 20° 9°
A 19° 10°
A 21° 14°
A 19° 12°
A 23° 7»
A 22°W
A 21° 10°
A 25° W°
A 28°t1°
A 23° 8°
A 24° 8°
A 17° 12»
O ^ s s l ı A-açıt. B tHiluilu G-ounes* K kart
_ O s o
Kopenhag / i <
Lenıngrad
Kahıre*
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Vucut kokularını
gıdermede kullanılan
kozmetık urunu 2/
Iyı, guzel Nâzım
Hikmet'ın soyadı 3/
Bır muzık parçasının
hangı hızla çalınması
gerektığmı gosteren
aygıt 4/ Eskı dılde
yemın etme. Para. 5/
Hangı şey Turk mu
zığınde bır makam
6/ Bır çalgıyı doğru
ses vermesı ıçın ayar-
lama Fas'ın kuzey
kesımmdekı dağ sıra
sı 7/ Böluntulü fılm 8/ Küçuk köy
Muğla'nın bır ılçesı 9/ "En uygun za-
man, fırsat" anlamında argo sözcuk
Hayvanlara vurulan damga
YUKARIDAN AŞAGlYA
1/ Bır melezde her zaman ortaya çıkan
karakter 2/ Labada da denılen ve yap-
raklan sebze olarak kullanılan bıtkı
llkel bır sılah 3/ Balık yakalama ara-
cı Avrupa'da bır başkent 4/ Ensız
Vücutta bınken azotlu madde 5/ Mo
lekulu uç oksıjen atomundan oluşan gaz halınde yalın cısım Ay-
nı tıyatroda çalışan oyuncular topluluğu 6/ Dogma Uluslarara-
sı Çalışma Örgutu'nun sımgesı 7/ Okyanusya ve Güney Amerı-
ka'da yetışen kozalaklı buyuk ağaç. 8/ Geçenlerde bağımsızlığına
kavuşan Afnka ulkesı 9/ Süs bıtkısı olarak bahçelerde yetıştırılen
kuçuk bır ağaç.
60 YIL ÖNCE Cumhur.yet
'Manasız asabiyet!'
24 MAYIS 1930
(Geçenlerde Dr Mazhar Osman Beyın kadınlar hakkında
yazmış olduğu bır makale hanımlar arasında ınfial
uyandırmış, haylı munakaşa ve dedıkodular tevlıt etmıştı
M Osman B Hanımların bu teessüf ve ığbırarlarına cevap
vermıyerek sukûtu tercıh etmıştı Halbukı bu defa ıntışar
eden mecmuasında bu bahsı tekrar tazelıyor Ezcumle dıyor
kı)
"— Bu yazımdan hanımlann bır kısmı müteesır olmuş,
derneklerınde toplanmışlar, gazetecılerı kabul etmışler, bıze
gayz ve protestolar puskurmüşler Muhterem hanım
efendıler bu manasız asabıyetlerıyle ısbat etmış olmuyor
mı
9
Yazımızda kadınlığa
hakaret etmedık, tabıatın bu
guzel cınse verdığı fizyolojıden
bahsettık Bu kusursa
hılkatındır, bızım değıl
Bu kusurlar, yoksa o kadın
,değıl, bır acubedır
Analarımızdan kızlanmıza
kadar en sevdığımız, hurmet
ettığımız ne kadar kadın varsa
böyledır
Bır çok doktorların bılhassa
şehır kadınlarının tuttuğu yolu
beğenmedığını göruyoruz Bu tenkıtte hekımler yerden göğe
kadar hakh olsa gerek
Kadınlar çocuklarını ve evlennı ıhmal ettıkçe evde
yıkanacak çamaşınnı bırakıp kuluplerde erkeklerle yarışa
kalkıştıkça sade doktorlann değıl, her munevverın tenkıdıne
hedef olacaklardır
Keşke maışet kolay olsa da her kadın sade evıle meşgul
olsa Garıptır, asıl boylelen bır yuva kurmak ıçın zayıf
vucudıle sessız, sessız çalışıyor Hayatın zevklerıne zahmetsız
kavuşan bır grup ta yapacak ış bulamadıkları ıçın galıba-
erkeklerle musavıyız dıye yuvaları hancınde meşgale
arıyorlar"
30 YIL ÖNCE Cumhurıyet
(\UNDLEBERG)
KmprrnmMtar nhanttn
PARDESULER
EKSELSİOR
k»ı...,.l.r „ I ,. U..l.r
TtDİY VTTA TES41İLU
Neşir yasağı
24 MAYIS 1960
Cumhurıyet Halk Partısı ıle bır kısım
basının faalıyetlennı tahkıke memur
Turkıye Buyuk Mıllet Meclısı
Tahkıkat Encumenı Rıvasetınden
teblığ edılmıştır
"Tahkıkatın Melâmetle cereyanım
temın maksadıyle Turkıye Buyuk
Mıllet Mechsının 23 mayıs 1960
tarıhlı ırukadında ruzname dışı
konuşmalann ve nyaset makamına tevdı edılen Ankara
mebusu Avnı Doğan ve arkadaşlarının Meclıs tahkıkatı
açılmasını mutazarnmın takrırlerı muhtevasının zabıt cendesı
harıç, her turlu vasıtalarla neşrı yasak edılmıştır.
23 5 1960
Tahkıkat Encumenı Reisi
Denızlı mebusu A Hamdı Sancar"
Kapatılan okul
Istanbul örfi tdare Kumandanlığının 33 numaralı teblığı
şudur
1 — Örfi ldarenın devamı muddetınce unıversıtelerle vuksek
okullann (oğretmen yetıştıren okullar hanç), kapalı kalması
ve ekım devresınde talebenın ımtıhan hakkının mahfuz
bulunmasi Icra Vekıllen Heyetının 22 mayıs 1960 tanhlı
toplantısında kararlaştırılmıştır
2—19 mavıs 1960 tarıhınde 32 numaralı teblığ ıle
faalıyetıne musaade edılen Amenkan Kolejı yuksek kısıra
ıçın venlen musaade kaldırılmıştır
Fahrı Ozdılek
Orgeneral
tstanbul Orfi Idare Kumandanı
GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet
'Hasbahçede Sonbahar'
24 MAYIS 1989
Sabah Gazetesı'nde yer alan "Hasbahçede Sonbahar"
başlıkh yazı dızısının Başbakan Turgut Ozal ve eşı Semra
Ozal'ın başvurusu uzerıne mahkeme kararıyla durdurulması
basın kuruluşlarınca tepkıyle karşılandı Gazetecıler
Cemıyetı Başkanı Nezıh Demırkent, böyle bır karann
alınmasını "endışe verıcı" bulurken Basın Konseyı Başkanı
Oktay Ekşı, "Turkıye'de basın dzgürluğunun onundekı en
buyuk engelın Ozal olduğunu" soyledı Uluslararası Basın
Enstıtusu (IPI) Dırektoru Peter Galıne ımzasıyla Başbakan
Ozal'a gönderılen açık mektupta ıse "Zaman geçırmeden bu
yasaklar ve kısıtlamaların kaldırılmasını ıstıyoruz" denıldı
Gazetecıler Cemıyetı Başkanı Demırkent, Sabah'ın yavınının
durdurulmasını "yanlış bır karar" olarak nıteledı ve şunları
soyledı
"Basın özgurluğunun olduğunun söylendığı bır ulkede bu
kabıl kararlar alınması endışe vencıdır Maalesef bazı
konularda çıfte standart uygulanmaktadır Herhangı bır
vatandaşın bu yolda yapacağı bır başvuruya aylar sonra
cevap alabıleceğıne ınanı>orum"
DUNYADA BUGUN
Amstetdam A
Amman
ADna
BaıJcUl
Barcelona
Basti
Belgrad
Befln
Bonn
Bruksel
Budapeşie
Comrs
Cezayır
Cx)de
OuSaı
Fraı*Nn
Ome
Hetsnlo
Katare
Koptnhag
Kfln
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
A
W
30°
28°
36°
26°
26°
27°
24°
24°
22°
23°
25°
29°
38°
37°
22°
31°
12°
33°
18°
24°
31°
Londra /
Madnd
Iftano /
Montreal
Moskoa
Munıh
NwVtXt(
Oslo
Pans
Prag
Ryad
Rotna /
Sofya /
Şam /
fel*w /
Tunus '
Varşma /
Vtned* /
Viyanj /
16°
V 19°
V 26°
\ 24°
i 11°
i 16°
\ 23°
i 10°
i 14°
V 23°
V 23°
* 37°
* 27°
K 23°
V 33°
\ 24°
V 23°
V 23°
* 26°
k 22°
VfeslungtDn A 27°
Zunh * 24°
ANKARA NÖTLARI
TARTTŞMA
Baııka Sendikacılığı Çıkmazda
mücadele yolunu denemış, toplu ış sözleşme-
>ını kamuoyunun da desteğı ıle ve mücadele
yolu ıle gerçekleştırraeye çalışmış ve fakat ay-
nı yöntem ıle uyesı ışçı, ışverene karşı muca
dele etmesı geretarken, sendıka yönetımını de-
Jıştırme yolunu ışverenle bırlıkte gerçekleştır
mıştır
BANKS 1988'de aynı yolu sürdurürken, bır-
c*enbıre ıstıfalar başlamış, yonetım kendı ıçın
de önce parçalanmış, daha sonra da ışveren
baskısı ıle ışçıler sendıkalanndan ıstıfa ede-
rek sendıkasız kalmışlar, daha sonra da ışve
rence "önerüen" BASlSEN'e uye olmayı yeğ-
lemışlerdır Ama tablo yıne aynıdır
Bıze göre banka işkolunda ışverenlerın
"Bankalar Bırlığı" çatısı altında gelıştırılen bu
model sonucunda 1980'de "ışkoluna grev ya-
sağı"nı verleştırme gerçekleşmış, daha sonra
da "ışçı hak ve çıkarlannı koruyup gelıştır
meyı mucadelea bır yol ıle surdurmeye karar
veren sendıka yonetımlennı etkısız küma" mo-
delı uygulamaya konularak plan hedefıne ulaş-
mıştır.
Banka işkolunda tablo "en çok sendikalı uye" bulunan işkolu
sıfatını taşırken, sendikalar banka orgutlenmesinde birer
"seksiyon" durumuna sokulmuşlardır.
Sayın Şukran Ketencı'nın 17 mayıs 1990 ta-
rıhlı Cumhunyet Gazetesı'nde çıkan yazısın
da "Şımdı ne olacak''" sorusu, çağrışım ya-
parak "banka ışçılerıne" seslenmenın gereğı
nı duydum
Iş Bankası çalışanlannın, sendıkalanna yo
nelık ımzalanan toplusozleşme sonrasındakı
protestolan karşısında olacak şudur kanımız-
ca Banka ışçısı "mudur"u tarafından odası-
na çağrılacak ve "uyarılacaktu-" Sendıkacı-
nm yapması gereken davranışı, ışçı, sendıka
ya karşı yapması halınde, sendıka yönetımını
koruma görevı "ışveren ya da vekılıne" duşe-
cektır
1987 yılından bu yana ışverenler bu yönte-
mı uygulamaktadır Esasen banka işkolunda,
bankanın bır seksıyonu durumuna getınlen
sendıkaların, ancak ışveren tarafından korun
duğu da bu tanhten sonra vaşanmaktadır Bu
konuda Sayın Ketencı'nın tespıtı yerındedır
önce R\SS'ta bu böyle olmuş, bunu BANK
SİS takıp etmış, BANKS'ta ıse bır fazlası ıle
gerçekleşmış, ışçı sendıkasını feshederek, ış-
verenın ıstedığı BASlSEN'e uye olması gerçek-
leşmıştır Dığer sendıka BANK-Sİ-SEN ıse za
ten 1980 sonrası o konuma gırmeyı kabul-
lenmıştı
Bıze gore banka işkolunda çalışan ve bır
sendıkaya uyelık ılışkısı ıle bağlı bulunan, bu
ılışkıyı ancak ay başlannda, ucret bordrosun-
da "sendıka aıdat kesıntısı" bölumunde sen-
dıkaya aıdat ödedığı ıçın uye olduğunu anım-
satan bır ılışkıden öteye bır anlam taşıma-
maktadır
1987 yılından bu yana banka işkolunda "Bız
sendıkalıyız" dıyebılen banka ışçısı var mı?
Kaldı mı
9
Gerçekten merak edıyoruz
Burada bıze göre suçlu, ışçı haklarımn, ör-
gutlenme haklannın bu kadar önemsenmedığı
ve hak kayıplanna uğranıldığında ancak se-
sını çıkarabılen ve fakat bu sesı de orgutlen-
mesıne değıl, ışvererune değıl, uye olduğu sen-
dıka ve yönetımıne yönelten ışçıdır Banka ış-
çısıdır
Bu sonuca, 1987 ve sonrasında banka işko-
lunda yaşanmış olgulardan hareket ederek
ulaştığımızı ıfade etmek ıstıyorum Örnekle-
n sıralayabıhnz. BASS, 1987 yılında "grev ya-
»ağj"na karşı, "grev yasağmı kötuye kullanan"
banka ışverenlen ıle mücadele"eünîş, uyelerı
adına surdurduğü bu mücadele sonucunda,
uye, ışverene karşı mücadele etmek yenne, sen-
Jıka yönetımıne yönelık, ışverenının ısteğı ıle
"darbe" gerçekleştırmıştır BANKSIS ıse yı-
ne 1987'de ışverene karşı hayatında "ılk kez"
Şundı banka işkolunda tablo "en çok sen-
dikalı üye" bulunan işkolu sıfatını taşırken,
sendikalar banka örgutlenmesınde bırer
"seksiyon" durumuna sokulmuşlardır Ban
ka sendıkası demek bugün ıçın "ışçıye baskı
yapan kuruluş" anlamıyla eşdeğerdedır
Bu ağır ıthamlan, "sendıka genel başkan-
lığından uzaklaştınlmış bın olarak" kızgınlı-
ğımızdan ıfade edıyor değılız Yaşanan gerçek-
ler bunun böyle olduğunu ortaya koymaktadır
Banka ışçısınm çalışma saatlen yoktur Faz-
la çalışmanın "angarya" olsa bıle korunduğu-
nu kımse ıfade edemez. Banka ışçîsı dınlen-
me hakkından yoksun bırakdmıştır Banka ış-
çısı "ucretlı yıllık ızjn hakkı"nı tam ve eksık
sız olarak kuîlanamaz Banka ışçısı "çalışma
guvenhğı"nden yoksun bır durumdadır Her
an ışyerının değıştınlmesı tehdıdı ıle karşı kar-
şıyadır Banka ışçısı her an ışten çıkanlma, un
vanının mdırılmesı ya da yukseltılmemesı, bu
na bağlı olarak ücretının azaltılması, pnm ve
jestıyonunun kesılmesı tehdıdı altında guven
cesızdır Bu ve buna benzer pek çok sorunun
ustüne gıden sendıka yönetımlerı artık sendı-
kaların başında değıldır Bugün bu sonınları
çözmek gıbı bır görevı ustlenmeyen sendıka
yönetımlerı sendıkaların başında yer almak
tadırlar Bu gerçek karşısında banka ışçısı
"şımdı ne olacak" sorusunu, "ben ne
yapmalıyım" dıye kendı kendısıne sormak zo-
rundadır
Banka ışçısı, sadece toplusozleşme döne-
mınde, ımzalanan toplusozleşme ıyı oldu-kötu
oldu gıbı tartışmanın "kısır çemberı" ıçınden
çıkarak "sendıkal örgutlenmeyı nasıl guçlen
dırebumm, sendıkanın etkınlığını nasıl sağla-
yabılırım Sendıkanın yönetımınden 'ışverenın
ehnı' nasıl çektırebdınm" gerçeğını duşunme-
hdır
Ne Akbank'ta ne Iş Bankasf nda ve ne de
Vakıflar Bankasf nda "ışverenın ehnı", sendıka
yönetımınden uzaklaştırmadığı surece, uye ol-
duğu sendıkadan, haklarımn korunup gelış
tınlmesı hayalıne ışçı kapılmamalıdır
Bunun ıçın yenı bır yapılaruna gerekır Ban-
ka ışçısı, beyaz yakalı, rahat bır ortamda ça-
lışan ışçı bu bılınce ulaşmak zorundadır Ak-
sı takdırde her ıkı yılda bır bağıtlanan toplu
sozleşme ıle bıraz kıpırdar gıbı olup sonra sı-
necek, mücadele ettığını sanarak sorunun kö-
kunden ortadan kaldırılmasını gerçekleştıre
mevecektır
Banka sendıkalarının bır başka özelhğının
de, "demokratık haklann kazanılması ıçın"
surdurulecek en doğal mücadele günlerınde bı
le uyesı ışçılerı bu mucadeleden uzak tutmak
olduğu bılıncıne varılmalıdır Turkıye'de 1 Ma-
yıs 1990 gunu, Türk-lş'ın okunmasını ıstedı-
ğı "1 Mayıs" ıle ılgılı yazının hıçbır banka ış-
yennde okunmadığını, okunması bır yana, bu
yonde sendıkal örgütun uyesını veya ışyen tem-
sılcısım böyle bır yazıdan haberdar kılmamış
olmasını da burada kaydetmeyı bır görev ola-
rak behrtmek ıstıyorum
Banka ışçılen 1980'den bu yana hep kaybet-
mektedırler Işverenlerın ısteğı ıle 1987'den
sonra örgutsel butunluklennı de kaybetmış-
lerdır Banka ışçısı bıze göre "aıdat ödeyen"
bırer sendıka uyesı olarak sendikalı olmanın
avunmasını yaşayacaklardır Elbette kımılda-
mazlarsa, elbette akıllarım başlarına alıp doğ-
ru duşunmezlerse, elbette bu durumu sadece
kader olarak görüp sürdurmeve devam
ederlerse.
RACİ BAYULKE
BASS Eski Genel Başkanı
Medreselerin Bozulma Nedenleri
Öncelikle nufusun artması ve medreselere haddinden fazla
talebenin alınması hem eğitim ve öğretimi güçleştirmiş hem
de yetişen talebenin bilgi ve beceri yönünden seviyesinin
duşuk olmasına neden olmuştur."
le nufusun artması ve medreselere haddinden
fazla talebenin alınması hem egıtım ve ogre-
timı guçleştımuş hem de veüşen talebenin bılgı
ve becen yonnnden sevıjesinın duşuk olma-
sına neden olmuştnr." Gunumuzde de bu
böyle olmarnış mıdır'' Unıversıtelenmız ka-
pasıtelennden fazla öğrencı ıle doldurulma-
dı mı'' Buna bağlı olarak da ünıversıtelerde-
kı eğıtım düzeyı lıse duzeyıne getınlmedı mı
7
Medreselerdekı bozulmanın dığer bır nedenı
"İlmiye'je ait kanun, talımat ve gelenefin
çignenmesi" olarak göstenlmekte 12Eylül'de
de böyle yapümadı mı
7
\ uksekoğretıme aıt
kanunlar çığnenıp yenne kendı modeUen olan
YÖK düzenını getırmedıler mı'' Medreseler-
Şu gunlerde okuduğum bır kıtapta "Os-
manhlardakı medreseler ve bunlann bozul-
ma nedenlen" anlatılmakta Bılındığı gıbı
medreselerde okutulan derslenn çoğunluğu-
nu dın ve Islam hukuku ağırlıklı dersler al-
maktaydı Zaten medreselenn amacı, dıne da-
yalı bu- egıtım sıstetnı oluşturmaktı Boylelıkle
bılımsellıkten uzak çağın gerısınde bır eğıtım
surdurulmekte ıdı Işte YÖK'un yarattığı bu-
günku unıversıtelerımızde medreselenn bu
özellıklennı kendılerınde toplamışlardır Bu
özellıklerı taşırken, Turk-Islam felsefesını de
ılke edınmışlerdır
Yazar kıtabında medreselenn bozulma se-
beplerını şu şekılde sıralamaktadır "Oocelik-
Çakır Gözlü GvA'ün Utancı
Yerel yönetim olanaklan içınde duşunulen, en yakın
zamanda gerçekleşeceği soylenen, suyla ilgili projenin bitiş
tarihi 1993'tur. Demek ki sorun, hukumet düzeyinde acilen
ele alınmak zorundadır.
tkı bın yıllık tanhı, yedı mılyon nufusu, ul
kenın ve dünyanın bellı başlı kultur, tarıh ve
tıcaret merkezı olan "çakır gozlu" tstanbul,
gelmış geçmış yönetımlenn, becenksız, çıkarcı,
gunubırlık hızmet anlayışları yuzunden bugun
utanç verıcı bır duruma duşurulmuştur
Şehır, aylardır susuzluğun pençesınde ınle
mektedır Sorun, olanca ağırlığıyla surup gı
derken, merkezı devlet olanaklanrun seferber
edılmesını gerektıren acıl bır durum ortaday-
ken, merkezı çarkı ellennde bulunduranlar
dan ses çıkmayışı anlamlıdır Oncelıkle bu tu
tumu, yurttaşuk bılıncımın gereğı olarak kı
nıyorum Ben yurttaşım dıyen her Istanbul-
luyu da bu kınama eylemıne katılmaya çağı-
nyonım
Anlaşıhyor kı onlar dar partı ve ıktıdar he-
saplan uğrana, yedı mılyon tstanbullunun yuz
yuze kaldığı felaketın pususuna yatmışlardır
Onları bu heveslerınden vazgeçırmenın yolu,
bu gerçeğı yuzlenne karşı haykırmaktan geç-
mektedır
Yerel yönetim olanaklan içınde duşunulen,
en yakın zamanda gerçekleşeceği soylenen,
suyla ılgılı projenm bıtış tarıhı 1993'tur De
mek kı sorun, hükumet duzeyınde acilen ele
alınmak zorundadır lstanbul'un su sorunu-
na çare olabılecek en cıddı tekhflerden bırı,
Sakarya nehnnın Darlık ve Ömerli barajları-
na akıtılmasıdır Bunun gerçekleşmesı, mer-
kezı devlet olanaklarının harekete geçmesıne
bağlıdır Konuyla ılgılı teknık adamların de-
dığı şudur "Bu proje altı ayda gercekleşebi-
lir. Turkiye'nın eleman ve teknık olanaklan
buna yeterlıdır. \eter kı benımsensın, karar ve-
nlip uygulansın." Sıbırva dogalgazının kosko-
ca Sovyetler Bırlıgı coğrafyasını kat edıp Bul-
garistan uzerınden Ankara'ya gelıp evlere gır-
dığı bır zamanda, tstanbul'a 140 km uzak-
lıktakı bır nehrın, Darlık ve Ömerh barajla-
nna akıtılması, Manavgat Şelalesı'nden balon-
larla Terkos Golu'ne su taşımak kadar kolav-
dır
Kaldı kı bu balonla su taşıma duşuncesı de
beledıye ıle bu projeyı duşunen merkezı dev-
let arasında oturulup konuşulmamıştu- Bır zı-
yaret anında Istanbullu ışadamlanna soylen-
mıştır
Yerı gelmışken bırkaç sozum de tstanbul'u
temsıl eden ıktıdar ve muhalefet panılerıne
mensup mıllet\ekıllerınedır Ey vekıller
1
Ya
kın bır zamanda çare bulunmazsa, toplumsal
ve maddı sonuçlanyla ağır bır şekılde ödene
cek olan îstanbul'un su sorunuvla ılgılı ola-
rak neler yaptımz'' Neler yapacaksınız
7
Sız-
lerden bu sayfadan cevap beklıyorum Halkı
cıddıye alın Varsa bır çalışmanız, bunlar, ka
palı kapılar ardında değıl, tstanbul halkıyla
dekı bozulma nedenlennden bır dığen ıse
"uleraa zumresının bozulması" olarak belır-
tılmekte Yanı unıversıtede ders veren hoca-
lann bozulması Gunumuzde de durum bu de-
ğıl mı? Hocasına göre asıstan modelı, adammı
bulursan dıploma alma sıstemı ve nasılsa "on-
lar şımdi aüldı" deyıp hak etmeyenlenn o ma-
kamları kapışmalan görulmuyor mu
7
Böyle-
lıkle belırlı bır ıdeolojının ustlendığı unıver-
sıteler oluşmuş oldu
Devlet şımdı yenı bır arayış içınde Çözu-
mu de "paralı unıversıte" modelınde arama
uğraşı içınde Boyle bır durumda, eğıtun eşıt-
lığı ve devlet ünıversıtesı gıbı kavramlann da
anlamlanm yıtıreceklen kuşkusuzdur Boyle
bır durum karşısında da kımlerın ünıversıte-
ve gıdıp, kımlerın gıdemeyeceğı gayet açıktır
"Efendfler, boşalan umversıtelerı "otel"
vapmak da sızlere kalıyor
YUKSEL ACARLI
Haskoy/lsUnbul
ılışkıler ağı içınde, sureklı ve düzenlı bılgı ve-
rerek yurutulsun
Bır çıft sözum de Saym Sozen'edır Anakent
Beledıye Başkanı dıyor kı "İstanbul'un en acıl
sorunu ulaşımdır." Hayır Sayın Sözen1
Bu sap-
tamanız, lstanbul gerçeğme aykırıdır Bugun
lstanbul'un en temel ve acıl sorunu su soru-
nudur Çunku bu sorunun getıreceğı maddı
\e manevı fatura, ulaşım sorunu faturasından
kat be kat büyuktur Bu gerçeğı böyle görmez-
senız, su sorununda duşunduğunuz çözumler-
de ınandıncı olamazsınız Beş yıl sureyle be-
ledıyede oturduğu halde su ışmde cıddı ve
uzun vadelı ış yapmayanların kurtarıcı poz-
larda yenıden ortaya dökuhnelerıne neden
olursunuz kı buna hıç mı hıç hakkınız yok-
tur Sız \e sayın çalışma arkadaşlannız, ma
sa başında oturmaya daha az zaman ayınp,
suyla ılgılı hızmet bınmlerını sureklı denetle-
yerek, Istanbulluya doğnı bılgı venlmesını sağ-
layın Mevcut dağıtım programı çerçevesmde
su, venlmesı gerektığı saatlerde venlsın lstan-
bul'un maddı kaynaklanm çarçur edıcı pro-
jelerden kaçımn "Otobuslerin rengi şöyle mı
olsun, boyle mi" gıbı halkın cıddıye almadığı
ışlerle uğraşmayın. Harcayacağınız kaynaklar
gökten yağmıyor O kaynaklar halkın alın te-
n, goz nuruyla oluşmuştur Butun gucunuzle
su sorununun çozumune yuklenın Sorunun
hukumet gundemıne sokulması ıçın, kamuo-
yu oluşturmayı unutmayın
"Çakır gozlu gulumuzu" susuzluk utancın-
dan kurtarın
ŞAMİL tLTER
lstanbul
ANKARA 22. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya No 1989/382
Davacı TCDD Gen Müd Vekılı tarafından davalı Fende Utku aleyhıne mahkememıze açılan tescıl da-
vasının yapılan yargılaması sonunda
Yenımahalle ılçesı, Eryaman Koyu Gözger mevkıınde 1041 parsel nolu taşmmazda davahmn mevcut
1000/8250 hıssesme ısabet eden 28 36 m 'lık kısmının kamulaştırma sebebı ıle 2942 sayıh kanunun 17 maddesı
gereğınce davacı ıdare adına TESC1LİNE, 5104— TL ucretı vekâletın davalı taraftan tahsılı ıle davacı ta-
rafa ödenmesıne, 9000— TL mahkeme masrafının davalıdan alınmasına karar venlmış olup, mahkeme
kararı yenne kaım olmak uzere ılanen teblığ olunur 11 5 1990
Basın 24849
DÜŞÜNÜYORUM
ÖYLEYSE
VURUN
llhan Selçuk
19 bası 5000 lıra (KDV içınde)
Çağdaş Yayınlan Turkocağı
Cad 39-41 Cağaloğlu lstanbul
Odemeiı gondenlmez.
MUSTAFA EKMEKg
Özallar Ne Yiyor?..
Sultan Reşat ıle Sultan Vahdeddın'ın başkâtıplerınden Alı Fuat
Türkgeldı, anılarında şöyle bır olayı anlatır
Şeyhulıslam Hayrı Efendı, bır gun saraya gelerek, Şeyhülıs-
lamlıkla, Evkaf Nazıriığı görevlennden sağlık durumunu öne sü-
rerek ıstıfa eder Padışah Sultan Reşat, o gun Eyüb'e zıyarete
gıttığınden, Hayrı Efendı de Evkaf Nazırı olarak camıde hazır bu-
lunmaktadır Bu buluşma, ıstıfadan vazgeçtığı bıçımınde yorum-
lanınca, Hayrı Efendı
— Hayır, ıstıfamdan vazgeçmedım Halıfe ıle son defa olarak
bır daha eday-ı selat (namaz kılmak) üzere geldım der
Ertea gün ' Zat-ı Şahane" Sultan Reşat, Sadr-ı Azam Saıd Ha-
lım Paşa Talat Bey (sonra sadr-ı azam olan Talat Paşa) ıle görü-
şup ıstıfasının reddıne karar venrler Başkâtıp Alı Fuat'ı (Türkgeldı)
ıstıfanın kabul edılmedığını btldırmek ıçın gorevlendırırier Şeyhul-
ıslam Hayrı Efendı "Ben ıstıfaya suret-ı kat lyyede (kesın ola-
rak) karar verdım Gen alamam" dıyerek, Alı Fuat Beyın etını
opmeye kalkar
— Aman Başkâtıp Bey, sızden nca edenm Zat-ı şahaneyı gü-
cendırmeden benı şu muşkülden kurtarınız der
Başkâtıbın ısrarına karşın, düşûncesınden dönmez Istıfası-
nın gerçek nedenını sorunca şu karşılığı verır
— Geçen gün Enver Paşa'nın yalısının arkasındakı köşkte ver-
mış olduğu zıyafette sız de hazırdınız, gördünüz o masraflar o
ıhtışamlar neyle oluyor, ben artık onlarla bırlıkte bulunamam
Şeyhulıslam Hayrı Efendı (1867-1927) Harbıye Nazın Enver Pa-
şa'nın verdığı btr şolenı görünce, ıstıfaya karar verıyor Hayrı Efen-
dı, Ürgüplu'dür Senato Başkanlığı yapan, Suat Hayrı
Ürgüplü'nün babası
Sultan Reşat Sadr-ı Azam olunca, Talat Paşa'ya
— Senın evın yok, bır ev tedarık eylersen, ben de yardım ede-
nm der Padışah, Talat Paşa'ya ıkı bın beş yuz lıra vermek ıs-
temektedır Talat Paşa padışahın huzurundan çıktıktan sonra
Başmabeyıncı ıle Başkâtıp Alı Fuat Bey'ı çağırıp şöyle der
— Zat-ı şahane bana boyte bır teklıfte bulundu, nakden (para
olarak) muavenet (yardım) kabulü benım prensıbıme muvafık (uy-
gun) değıldır Şayet bu fıkırde ısrar edecek olursa kendısını gü-
cendırmeksızın önunun alınmasını sızden bılhassa nca edenm
Talat Paşa, 1 Eylül 1874 te Edırne'de doğdu, 15 Mart 1921'de
bır Ermenının kurşunlarıyla ölduruldü
Padışah Sultan Reşat, ölumunden yedı yıl önce, kendısının
cenaze masraflarını ayırmış "Ben öldükten sonra cenazemın,
ırade-ı senıyye (Padışah buyruğu) ıle kaldırılmasını arzu etmem"
demıştı Sultan Reşat (V Mehmed Reşat), 1844 yılında doğdu,
1918'de oldü Osmanhya özenenler, onların dürüstluklerını uy-
gulamayı neden düşünmezler^ Sultan Paşa dönemı Osmanlı-
nın artık çokuş donemıdır Oyle bır dönemde bıle dın ışlerının
en yuce koltuğunda oturan bır kışı, zamanın Mıllı Savunma Ba-
kanı'nın verdığı bır şölenden dolayı "Ben artık onlarla bırlıkte
bulunamam" dıyerek görevınden ayrılıp gıdebılıyor Evı olmayan
başbakan, bır ev edınmesı ıçın padışahın vermek ıstedtğı para-
yı kabul etmıyor Yıne Alı Fuat Turkgeldı'nın anılarında okuyo-
ruz, Bınncı Dünya Savaşı yıllarında, sarayda pırınç yoktur, her
gün bulgur pılavı yenır Haremden yakınmalar gelır, başkomu-
tan Harbıye Nazırı Enver Paşa'dan nca edılır de ordudan bıraz
pırınç alınıp saraya verılır Bu oykulerden ders çıkarmak ısteyen-
ler, çıkarabılırler • * *
Hacı Turgut Bey ın kardeşı Hacı Korkut Bey "Panorama" der-
gısının sorularını yanıtlarken, 'Ruşvetın gırmedığı hıçbır yer
kalmadı' demış ' Rüşvet vermeden kazanamazsınız" dıyor Hacı
Korkut Ozal, mal varlığını açıklamak ıstemıyor Hacı Turgut Bey
de açıklamıyor mal varlığını Neymış efendım, 'Servetle ımanın
kımde olduğu bellı değıl' mış Yok canım, oyle bellı kı'
Zaman zaman duşünürum "Özallar ne yıyor" dıye Bana ne,
ne yerlerse yesınier, değıl mı? Ama olmuyor ıste, düşünüyorsun
Bırı
— Mılletı yıyor dedı
Bır başkası
— Ne yerse yesın karşılığını verdı soruya
Hay Allah
1
Ne yıyor bunlar yav? Hacı Turgut Bey, sayrı, o sa-
ğınların "Ye'" dedıklerını yıyebıhr Nasıl ıncelmış, gençleşmış,
TV'de görmuyor muyuz? Hacı Semra Hanım, tutumlu davranan
aşçıları kovmuş mu
9
Hacı Turgut Bey'ın ödü kopuyor, muhalefet çoğunlukla gelır
de Çankaya'dan ındırıverır dıye En lyısı sağınların öğütlerını, sa-
kınmaları ne boşverıp yemell Kışının yedığı yanına kâr kalıyor'
Anam
— Ekmek buldun mu ye, dayak buldun mu kaç derdı
1946'larda Azız Nesın, Sabahattın Alı Rıfat llgaz'ın çıkardık-
ları "Marko Paşa"yı o ytllar arkadaşım Yaşar Emre'yle okurduk
Gazetenın bır başlığını hıç unutmam, şöyleydı ' Rıcal-ı Devlet
Ne Yıyor
7
" Rıcal-ı devletın çokça, koç yumurtası yedığı belle-
ğımde kalmış Başka ne yerdı acaba
9
Çankaya'nın butçesı, nasıl da kabarmış'' 1990 Çankaya but-
çesı 7 trılyon 286 mılyar TL 64 trılyon 4 mılyarlık butçenın aşağı
yukarı dokuzda bırı, Çankaya butçelennın geçmış yılları ıse şöyle
1985'te, 1 trılyon 353 mılyar TL 1986 da 1 trılyon 414 mılyar
300 mılyon TL, 1987'de 1 trılyon 566 mılyar 500 mılyon TL,
1988'de 2 tnlycn 288 mılyar TL, 1989'da 2 trılyon 927 mılyar TL,
1990 butçesı hazırlandığında umrecı Kenan Bey cumhurbaşka-
nrydı ama Çankaya butcesını hazırlayan kendını Çankaya ya ha-
zıriayan Hacı Turgut Bey'dı
Çankaya'da venlen şöle
n
!erın (zıyafetlerın) ınsanların ağzını
sulandırdığı soylenıyor Bunlara katılan yuksek derecelı komu-
tanlardan memurlardan ses çıkmıyor daşolenler orada hızmet
gören garsonların çok gozune batıyor Ya bu solenlen kaldırma-
lı, ya garsonları
1
Et yememeyı destekleme fılan ıyı de pek kımse yemıyor bu
numaraları Unıversitelerde kımı fakültelerde kâğıt, tebeşır ala-
cak para yok'
Fırat Ünıversıtesı'nde, Elazığ'da olup bıtenlerı tıtızlıkle ızlıyo-
rum arkasını bırakmadımi Rektör Anf Çağlar'ın öğrenalerın ge-
leceklerıyle oynamaya hıç ama hıç hakkı yok'
ÇALI^ANLARIN
SQRULAR1/SORU]>JLARI
YILlVtAZ ŞİPAL
"1 dul ve 3 yetim"
SORL: 3. derece 1 kademeden aylık alan ve 22 vıl 9 ay go-
rev yapan bır ılkokul ogretmenının olnma ıle geride 5
yetım >e 1 dul kalıyor. Geçen zaman içınde 2 çocuk bu-
yuyup devre dışı kalıyor. Ogretmenden kalan aylıgı ba-
len 1 dul ve 3 yetım alıyor.
1) Gosterge dunımlan nedir?
2) Dul ve 3 yeümlenn ay n ayn ne aylık almalan ge-
rekir?
DJL.
YANIT: 1) Emeklı aylıkları uç ayn ayhktan oluşmaktadır Bun-
lardan bınncısı genel emeklı aylığı, ıkıncısı kıdem emeklı aylığı,
uçuncu aylık ıse sosyal yardım zammmın yerını alan taban emeklı
aylığıdır
Butun hızmet sınıflan ıçın geçerlı olan Genel Aylık Gosterge Tab-
losu'nda, 3 derecemn 1 kademe göstergesı 1 020 olarak belırlen-
mıştır Eğıtım ve Öğretım Hızmetlen Sınıfı'ndan yer alan ılkokul
öğretmenlennden 3 dereceden aylık alanlar ıçın öğrenım durum-
larına bakılmaksız-n ek gosterge 1990 vıhnda 750 olarak uygulan-
maktadır Bu uygulama 418 sayıh Yasa Hükmunde Karamame'yle,
5 yıl sure ıçın yenıden duzenlenmıştır
1990-1995 YHIARI EK QÖSTHI6EI£Hİ:
1999 1991 1992 1993 199» 1995
1
2
3
4
DERECE
DERECE
DERECE
DERECE
1500
1100
750
400
1750
1.300
900
650
2000
1500
1050
700
2300
1700
1200
800
2600
1900
1350
900
3000
2 200
1600
1100
2) Eğıtım ve Öğretım Hızmetlen Sınıfı'nda 22 yıl 9 ay gorev ya-
pan bır oğretmenın olümunde, dul eşı ıle 3 yetımıne bağlanacak
aylıklann dağılımı
»YUK GBKL 10081 1IHI TDPUM
OMM «niK «ruö nutt AYUK
Gosterge
Katsayı
Oğretmen aylığı
Oukın aylığı
1 yehmın aylığı
2 yetımın aylığı
3 yehmın ayltgı
Toplam aylık
%72 75
%5000
%16£7
%ia67
%1666
1770
255
328358
164179
54737
54737
54705
328358
200
255
37103
18551
6.185
aiss
6.182
37103
1000
280
203.700
101850
33556
33956
33.938
203700
569161TL
284580 TL
94878 TL
94 878 TL
94525 TL
569161TL