05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24MAYIS 1990 CUMHURÎYET/17 HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGUN lnetecnoto|j Genel Mudurluğu n- den alınan bılgıye gore yurtta ya ğış beklenmıyor Yurdun kuzey do- ğu kesımlen parçalı bulutlu dığer yerler az bulutlu ve açık gececek HAVA SICAKLIĞI Artmayadevam edecek RUZGAR Kuzey ve batı yönlerden hafifn ara sıra orta kuv- vetteesecek Demztenmızde Ka radenız ve Marmarada yıldız ve poyrazdan Kuzey Egede yıldız ve karayelden Guney Eğede gunba- tısı ve lodostan 2 ıla 4 yer yer 5 kuvvetınde saatte 4 ıla 16 yer yer 21 denız mılı hızla esecek dalga yûteeklığı 05 ila 10 metre yer yer 1 5 ıla 2 metre hızla esecek Goruş uzaklığı 10 km dola- yında bulunacak Van Golu nde hava Az bulutlu geçe- cek. göl küçuk daJgaJı dalga yuksekiğı 0 3 ıla 05 m görûş uzaklığı 10 km dolayında bulunacak Mana Adapazarı Adıyaman Afyon Ağn Ankara Amakya Antalya Artvın * k n BaMesr BHeok Bmgft BıtJıs Botu Bursa Çanakkale Çorum Demd A, 33° 19° Oıyartıakıc A 24° 13° Edirne A 33° 15° Erancan A 25° 8°Etamım A 18° 6°Estoşel»r A 24°10o Gaaantep A 29° 19° Gıresım A 32° 19° Gumuşhane A A 16° 7-Hakfcân A A 32° M° Isparta A A 22° 11° Isönbu A A 24° 12° laınr A A 25° 10° Kare A A 24° 9° Kastamonu A A 26° 10° K^sen A A 23° 13° Kırtdarelı A A 25° 11° Konya A A 24° 7°Kutahya A A 30° 15° Matatya A 33° 13° Manısa 26° 9°KMaraş 25° 12° Meısn 24° 5°Mugia 26°11°Muş 33°17»NıSde 21°10°0n)u 25° B°Roe 26° 13° Samsun 26°12°S«1 23°13°S»ıop 29°16°Snas 20° 6°Wnrda9 24° 8°Trataxı 25° 8°Tuncelı 25° 9 ° U ş * 25° 10° \ön 2«° 10° Ytagat 28° 12° Zonoutdak A 30°t3° A 31° 16° A 28° 20° A 33° 15° A 24° 9° A 25° 8° A 21° 10° A 20° 9° A 19° 10° A 21° 14° A 19° 12° A 23° 7» A 22°W A 21° 10° A 25° W° A 28°t1° A 23° 8° A 24° 8° A 17° 12» O ^ s s l ı A-açıt. B tHiluilu G-ounes* K kart _ O s o Kopenhag / i < Lenıngrad Kahıre* BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Vucut kokularını gıdermede kullanılan kozmetık urunu 2/ Iyı, guzel Nâzım Hikmet'ın soyadı 3/ Bır muzık parçasının hangı hızla çalınması gerektığmı gosteren aygıt 4/ Eskı dılde yemın etme. Para. 5/ Hangı şey Turk mu zığınde bır makam 6/ Bır çalgıyı doğru ses vermesı ıçın ayar- lama Fas'ın kuzey kesımmdekı dağ sıra sı 7/ Böluntulü fılm 8/ Küçuk köy Muğla'nın bır ılçesı 9/ "En uygun za- man, fırsat" anlamında argo sözcuk Hayvanlara vurulan damga YUKARIDAN AŞAGlYA 1/ Bır melezde her zaman ortaya çıkan karakter 2/ Labada da denılen ve yap- raklan sebze olarak kullanılan bıtkı llkel bır sılah 3/ Balık yakalama ara- cı Avrupa'da bır başkent 4/ Ensız Vücutta bınken azotlu madde 5/ Mo lekulu uç oksıjen atomundan oluşan gaz halınde yalın cısım Ay- nı tıyatroda çalışan oyuncular topluluğu 6/ Dogma Uluslarara- sı Çalışma Örgutu'nun sımgesı 7/ Okyanusya ve Güney Amerı- ka'da yetışen kozalaklı buyuk ağaç. 8/ Geçenlerde bağımsızlığına kavuşan Afnka ulkesı 9/ Süs bıtkısı olarak bahçelerde yetıştırılen kuçuk bır ağaç. 60 YIL ÖNCE Cumhur.yet 'Manasız asabiyet!' 24 MAYIS 1930 (Geçenlerde Dr Mazhar Osman Beyın kadınlar hakkında yazmış olduğu bır makale hanımlar arasında ınfial uyandırmış, haylı munakaşa ve dedıkodular tevlıt etmıştı M Osman B Hanımların bu teessüf ve ığbırarlarına cevap vermıyerek sukûtu tercıh etmıştı Halbukı bu defa ıntışar eden mecmuasında bu bahsı tekrar tazelıyor Ezcumle dıyor kı) "— Bu yazımdan hanımlann bır kısmı müteesır olmuş, derneklerınde toplanmışlar, gazetecılerı kabul etmışler, bıze gayz ve protestolar puskurmüşler Muhterem hanım efendıler bu manasız asabıyetlerıyle ısbat etmış olmuyor mı 9 Yazımızda kadınlığa hakaret etmedık, tabıatın bu guzel cınse verdığı fizyolojıden bahsettık Bu kusursa hılkatındır, bızım değıl Bu kusurlar, yoksa o kadın ,değıl, bır acubedır Analarımızdan kızlanmıza kadar en sevdığımız, hurmet ettığımız ne kadar kadın varsa böyledır Bır çok doktorların bılhassa şehır kadınlarının tuttuğu yolu beğenmedığını göruyoruz Bu tenkıtte hekımler yerden göğe kadar hakh olsa gerek Kadınlar çocuklarını ve evlennı ıhmal ettıkçe evde yıkanacak çamaşınnı bırakıp kuluplerde erkeklerle yarışa kalkıştıkça sade doktorlann değıl, her munevverın tenkıdıne hedef olacaklardır Keşke maışet kolay olsa da her kadın sade evıle meşgul olsa Garıptır, asıl boylelen bır yuva kurmak ıçın zayıf vucudıle sessız, sessız çalışıyor Hayatın zevklerıne zahmetsız kavuşan bır grup ta yapacak ış bulamadıkları ıçın galıba- erkeklerle musavıyız dıye yuvaları hancınde meşgale arıyorlar" 30 YIL ÖNCE Cumhurıyet (\UNDLEBERG) KmprrnmMtar nhanttn PARDESULER EKSELSİOR k»ı...,.l.r „ I ,. U..l.r TtDİY VTTA TES41İLU Neşir yasağı 24 MAYIS 1960 Cumhurıyet Halk Partısı ıle bır kısım basının faalıyetlennı tahkıke memur Turkıye Buyuk Mıllet Meclısı Tahkıkat Encumenı Rıvasetınden teblığ edılmıştır "Tahkıkatın Melâmetle cereyanım temın maksadıyle Turkıye Buyuk Mıllet Mechsının 23 mayıs 1960 tarıhlı ırukadında ruzname dışı konuşmalann ve nyaset makamına tevdı edılen Ankara mebusu Avnı Doğan ve arkadaşlarının Meclıs tahkıkatı açılmasını mutazarnmın takrırlerı muhtevasının zabıt cendesı harıç, her turlu vasıtalarla neşrı yasak edılmıştır. 23 5 1960 Tahkıkat Encumenı Reisi Denızlı mebusu A Hamdı Sancar" Kapatılan okul Istanbul örfi tdare Kumandanlığının 33 numaralı teblığı şudur 1 — Örfi ldarenın devamı muddetınce unıversıtelerle vuksek okullann (oğretmen yetıştıren okullar hanç), kapalı kalması ve ekım devresınde talebenın ımtıhan hakkının mahfuz bulunmasi Icra Vekıllen Heyetının 22 mayıs 1960 tanhlı toplantısında kararlaştırılmıştır 2—19 mavıs 1960 tarıhınde 32 numaralı teblığ ıle faalıyetıne musaade edılen Amenkan Kolejı yuksek kısıra ıçın venlen musaade kaldırılmıştır Fahrı Ozdılek Orgeneral tstanbul Orfi Idare Kumandanı GEÇEN YIL BUGÜN Cumhuriyet 'Hasbahçede Sonbahar' 24 MAYIS 1989 Sabah Gazetesı'nde yer alan "Hasbahçede Sonbahar" başlıkh yazı dızısının Başbakan Turgut Ozal ve eşı Semra Ozal'ın başvurusu uzerıne mahkeme kararıyla durdurulması basın kuruluşlarınca tepkıyle karşılandı Gazetecıler Cemıyetı Başkanı Nezıh Demırkent, böyle bır karann alınmasını "endışe verıcı" bulurken Basın Konseyı Başkanı Oktay Ekşı, "Turkıye'de basın dzgürluğunun onundekı en buyuk engelın Ozal olduğunu" soyledı Uluslararası Basın Enstıtusu (IPI) Dırektoru Peter Galıne ımzasıyla Başbakan Ozal'a gönderılen açık mektupta ıse "Zaman geçırmeden bu yasaklar ve kısıtlamaların kaldırılmasını ıstıyoruz" denıldı Gazetecıler Cemıyetı Başkanı Demırkent, Sabah'ın yavınının durdurulmasını "yanlış bır karar" olarak nıteledı ve şunları soyledı "Basın özgurluğunun olduğunun söylendığı bır ulkede bu kabıl kararlar alınması endışe vencıdır Maalesef bazı konularda çıfte standart uygulanmaktadır Herhangı bır vatandaşın bu yolda yapacağı bır başvuruya aylar sonra cevap alabıleceğıne ınanı>orum" DUNYADA BUGUN Amstetdam A Amman ADna BaıJcUl Barcelona Basti Belgrad Befln Bonn Bruksel Budapeşie Comrs Cezayır Cx)de OuSaı Fraı*Nn Ome Hetsnlo Katare Koptnhag Kfln A A A A A A A A A A A A A A A A A A A A A W 30° 28° 36° 26° 26° 27° 24° 24° 22° 23° 25° 29° 38° 37° 22° 31° 12° 33° 18° 24° 31° Londra / Madnd Iftano / Montreal Moskoa Munıh NwVtXt( Oslo Pans Prag Ryad Rotna / Sofya / Şam / fel*w / Tunus ' Varşma / Vtned* / Viyanj / 16° V 19° V 26° \ 24° i 11° i 16° \ 23° i 10° i 14° V 23° V 23° * 37° * 27° K 23° V 33° \ 24° V 23° V 23° * 26° k 22° VfeslungtDn A 27° Zunh * 24° ANKARA NÖTLARI TARTTŞMA Baııka Sendikacılığı Çıkmazda mücadele yolunu denemış, toplu ış sözleşme- >ını kamuoyunun da desteğı ıle ve mücadele yolu ıle gerçekleştırraeye çalışmış ve fakat ay- nı yöntem ıle uyesı ışçı, ışverene karşı muca dele etmesı geretarken, sendıka yönetımını de- Jıştırme yolunu ışverenle bırlıkte gerçekleştır mıştır BANKS 1988'de aynı yolu sürdurürken, bır- c*enbıre ıstıfalar başlamış, yonetım kendı ıçın de önce parçalanmış, daha sonra da ışveren baskısı ıle ışçıler sendıkalanndan ıstıfa ede- rek sendıkasız kalmışlar, daha sonra da ışve rence "önerüen" BASlSEN'e uye olmayı yeğ- lemışlerdır Ama tablo yıne aynıdır Bıze göre banka işkolunda ışverenlerın "Bankalar Bırlığı" çatısı altında gelıştırılen bu model sonucunda 1980'de "ışkoluna grev ya- sağı"nı verleştırme gerçekleşmış, daha sonra da "ışçı hak ve çıkarlannı koruyup gelıştır meyı mucadelea bır yol ıle surdurmeye karar veren sendıka yonetımlennı etkısız küma" mo- delı uygulamaya konularak plan hedefıne ulaş- mıştır. Banka işkolunda tablo "en çok sendikalı uye" bulunan işkolu sıfatını taşırken, sendikalar banka orgutlenmesinde birer "seksiyon" durumuna sokulmuşlardır. Sayın Şukran Ketencı'nın 17 mayıs 1990 ta- rıhlı Cumhunyet Gazetesı'nde çıkan yazısın da "Şımdı ne olacak''" sorusu, çağrışım ya- parak "banka ışçılerıne" seslenmenın gereğı nı duydum Iş Bankası çalışanlannın, sendıkalanna yo nelık ımzalanan toplusozleşme sonrasındakı protestolan karşısında olacak şudur kanımız- ca Banka ışçısı "mudur"u tarafından odası- na çağrılacak ve "uyarılacaktu-" Sendıkacı- nm yapması gereken davranışı, ışçı, sendıka ya karşı yapması halınde, sendıka yönetımını koruma görevı "ışveren ya da vekılıne" duşe- cektır 1987 yılından bu yana ışverenler bu yönte- mı uygulamaktadır Esasen banka işkolunda, bankanın bır seksıyonu durumuna getınlen sendıkaların, ancak ışveren tarafından korun duğu da bu tanhten sonra vaşanmaktadır Bu konuda Sayın Ketencı'nın tespıtı yerındedır önce R\SS'ta bu böyle olmuş, bunu BANK SİS takıp etmış, BANKS'ta ıse bır fazlası ıle gerçekleşmış, ışçı sendıkasını feshederek, ış- verenın ıstedığı BASlSEN'e uye olması gerçek- leşmıştır Dığer sendıka BANK-Sİ-SEN ıse za ten 1980 sonrası o konuma gırmeyı kabul- lenmıştı Bıze gore banka işkolunda çalışan ve bır sendıkaya uyelık ılışkısı ıle bağlı bulunan, bu ılışkıyı ancak ay başlannda, ucret bordrosun- da "sendıka aıdat kesıntısı" bölumunde sen- dıkaya aıdat ödedığı ıçın uye olduğunu anım- satan bır ılışkıden öteye bır anlam taşıma- maktadır 1987 yılından bu yana banka işkolunda "Bız sendıkalıyız" dıyebılen banka ışçısı var mı? Kaldı mı 9 Gerçekten merak edıyoruz Burada bıze göre suçlu, ışçı haklarımn, ör- gutlenme haklannın bu kadar önemsenmedığı ve hak kayıplanna uğranıldığında ancak se- sını çıkarabılen ve fakat bu sesı de orgutlen- mesıne değıl, ışvererune değıl, uye olduğu sen- dıka ve yönetımıne yönelten ışçıdır Banka ış- çısıdır Bu sonuca, 1987 ve sonrasında banka işko- lunda yaşanmış olgulardan hareket ederek ulaştığımızı ıfade etmek ıstıyorum Örnekle- n sıralayabıhnz. BASS, 1987 yılında "grev ya- »ağj"na karşı, "grev yasağmı kötuye kullanan" banka ışverenlen ıle mücadele"eünîş, uyelerı adına surdurduğü bu mücadele sonucunda, uye, ışverene karşı mücadele etmek yenne, sen- Jıka yönetımıne yönelık, ışverenının ısteğı ıle "darbe" gerçekleştırmıştır BANKSIS ıse yı- ne 1987'de ışverene karşı hayatında "ılk kez" Şundı banka işkolunda tablo "en çok sen- dikalı üye" bulunan işkolu sıfatını taşırken, sendikalar banka örgutlenmesınde bırer "seksiyon" durumuna sokulmuşlardır Ban ka sendıkası demek bugün ıçın "ışçıye baskı yapan kuruluş" anlamıyla eşdeğerdedır Bu ağır ıthamlan, "sendıka genel başkan- lığından uzaklaştınlmış bın olarak" kızgınlı- ğımızdan ıfade edıyor değılız Yaşanan gerçek- ler bunun böyle olduğunu ortaya koymaktadır Banka ışçısınm çalışma saatlen yoktur Faz- la çalışmanın "angarya" olsa bıle korunduğu- nu kımse ıfade edemez. Banka ışçîsı dınlen- me hakkından yoksun bırakdmıştır Banka ış- çısı "ucretlı yıllık ızjn hakkı"nı tam ve eksık sız olarak kuîlanamaz Banka ışçısı "çalışma guvenhğı"nden yoksun bır durumdadır Her an ışyerının değıştınlmesı tehdıdı ıle karşı kar- şıyadır Banka ışçısı her an ışten çıkanlma, un vanının mdırılmesı ya da yukseltılmemesı, bu na bağlı olarak ücretının azaltılması, pnm ve jestıyonunun kesılmesı tehdıdı altında guven cesızdır Bu ve buna benzer pek çok sorunun ustüne gıden sendıka yönetımlerı artık sendı- kaların başında değıldır Bugün bu sonınları çözmek gıbı bır görevı ustlenmeyen sendıka yönetımlerı sendıkaların başında yer almak tadırlar Bu gerçek karşısında banka ışçısı "şımdı ne olacak" sorusunu, "ben ne yapmalıyım" dıye kendı kendısıne sormak zo- rundadır Banka ışçısı, sadece toplusozleşme döne- mınde, ımzalanan toplusozleşme ıyı oldu-kötu oldu gıbı tartışmanın "kısır çemberı" ıçınden çıkarak "sendıkal örgutlenmeyı nasıl guçlen dırebumm, sendıkanın etkınlığını nasıl sağla- yabılırım Sendıkanın yönetımınden 'ışverenın ehnı' nasıl çektırebdınm" gerçeğını duşunme- hdır Ne Akbank'ta ne Iş Bankasf nda ve ne de Vakıflar Bankasf nda "ışverenın ehnı", sendıka yönetımınden uzaklaştırmadığı surece, uye ol- duğu sendıkadan, haklarımn korunup gelış tınlmesı hayalıne ışçı kapılmamalıdır Bunun ıçın yenı bır yapılaruna gerekır Ban- ka ışçısı, beyaz yakalı, rahat bır ortamda ça- lışan ışçı bu bılınce ulaşmak zorundadır Ak- sı takdırde her ıkı yılda bır bağıtlanan toplu sozleşme ıle bıraz kıpırdar gıbı olup sonra sı- necek, mücadele ettığını sanarak sorunun kö- kunden ortadan kaldırılmasını gerçekleştıre mevecektır Banka sendıkalarının bır başka özelhğının de, "demokratık haklann kazanılması ıçın" surdurulecek en doğal mücadele günlerınde bı le uyesı ışçılerı bu mucadeleden uzak tutmak olduğu bılıncıne varılmalıdır Turkıye'de 1 Ma- yıs 1990 gunu, Türk-lş'ın okunmasını ıstedı- ğı "1 Mayıs" ıle ılgılı yazının hıçbır banka ış- yennde okunmadığını, okunması bır yana, bu yonde sendıkal örgütun uyesını veya ışyen tem- sılcısım böyle bır yazıdan haberdar kılmamış olmasını da burada kaydetmeyı bır görev ola- rak behrtmek ıstıyorum Banka ışçılen 1980'den bu yana hep kaybet- mektedırler Işverenlerın ısteğı ıle 1987'den sonra örgutsel butunluklennı de kaybetmış- lerdır Banka ışçısı bıze göre "aıdat ödeyen" bırer sendıka uyesı olarak sendikalı olmanın avunmasını yaşayacaklardır Elbette kımılda- mazlarsa, elbette akıllarım başlarına alıp doğ- ru duşunmezlerse, elbette bu durumu sadece kader olarak görüp sürdurmeve devam ederlerse. RACİ BAYULKE BASS Eski Genel Başkanı Medreselerin Bozulma Nedenleri Öncelikle nufusun artması ve medreselere haddinden fazla talebenin alınması hem eğitim ve öğretimi güçleştirmiş hem de yetişen talebenin bilgi ve beceri yönünden seviyesinin duşuk olmasına neden olmuştur." le nufusun artması ve medreselere haddinden fazla talebenin alınması hem egıtım ve ogre- timı guçleştımuş hem de veüşen talebenin bılgı ve becen yonnnden sevıjesinın duşuk olma- sına neden olmuştnr." Gunumuzde de bu böyle olmarnış mıdır'' Unıversıtelenmız ka- pasıtelennden fazla öğrencı ıle doldurulma- dı mı'' Buna bağlı olarak da ünıversıtelerde- kı eğıtım düzeyı lıse duzeyıne getınlmedı mı 7 Medreselerdekı bozulmanın dığer bır nedenı "İlmiye'je ait kanun, talımat ve gelenefin çignenmesi" olarak göstenlmekte 12Eylül'de de böyle yapümadı mı 7 \ uksekoğretıme aıt kanunlar çığnenıp yenne kendı modeUen olan YÖK düzenını getırmedıler mı'' Medreseler- Şu gunlerde okuduğum bır kıtapta "Os- manhlardakı medreseler ve bunlann bozul- ma nedenlen" anlatılmakta Bılındığı gıbı medreselerde okutulan derslenn çoğunluğu- nu dın ve Islam hukuku ağırlıklı dersler al- maktaydı Zaten medreselenn amacı, dıne da- yalı bu- egıtım sıstetnı oluşturmaktı Boylelıkle bılımsellıkten uzak çağın gerısınde bır eğıtım surdurulmekte ıdı Işte YÖK'un yarattığı bu- günku unıversıtelerımızde medreselenn bu özellıklennı kendılerınde toplamışlardır Bu özellıklerı taşırken, Turk-Islam felsefesını de ılke edınmışlerdır Yazar kıtabında medreselenn bozulma se- beplerını şu şekılde sıralamaktadır "Oocelik- Çakır Gözlü GvA'ün Utancı Yerel yönetim olanaklan içınde duşunulen, en yakın zamanda gerçekleşeceği soylenen, suyla ilgili projenin bitiş tarihi 1993'tur. Demek ki sorun, hukumet düzeyinde acilen ele alınmak zorundadır. tkı bın yıllık tanhı, yedı mılyon nufusu, ul kenın ve dünyanın bellı başlı kultur, tarıh ve tıcaret merkezı olan "çakır gozlu" tstanbul, gelmış geçmış yönetımlenn, becenksız, çıkarcı, gunubırlık hızmet anlayışları yuzunden bugun utanç verıcı bır duruma duşurulmuştur Şehır, aylardır susuzluğun pençesınde ınle mektedır Sorun, olanca ağırlığıyla surup gı derken, merkezı devlet olanaklanrun seferber edılmesını gerektıren acıl bır durum ortaday- ken, merkezı çarkı ellennde bulunduranlar dan ses çıkmayışı anlamlıdır Oncelıkle bu tu tumu, yurttaşuk bılıncımın gereğı olarak kı nıyorum Ben yurttaşım dıyen her Istanbul- luyu da bu kınama eylemıne katılmaya çağı- nyonım Anlaşıhyor kı onlar dar partı ve ıktıdar he- saplan uğrana, yedı mılyon tstanbullunun yuz yuze kaldığı felaketın pususuna yatmışlardır Onları bu heveslerınden vazgeçırmenın yolu, bu gerçeğı yuzlenne karşı haykırmaktan geç- mektedır Yerel yönetim olanaklan içınde duşunulen, en yakın zamanda gerçekleşeceği soylenen, suyla ılgılı projenm bıtış tarıhı 1993'tur De mek kı sorun, hükumet duzeyınde acilen ele alınmak zorundadır lstanbul'un su sorunu- na çare olabılecek en cıddı tekhflerden bırı, Sakarya nehnnın Darlık ve Ömerli barajları- na akıtılmasıdır Bunun gerçekleşmesı, mer- kezı devlet olanaklarının harekete geçmesıne bağlıdır Konuyla ılgılı teknık adamların de- dığı şudur "Bu proje altı ayda gercekleşebi- lir. Turkiye'nın eleman ve teknık olanaklan buna yeterlıdır. \eter kı benımsensın, karar ve- nlip uygulansın." Sıbırva dogalgazının kosko- ca Sovyetler Bırlıgı coğrafyasını kat edıp Bul- garistan uzerınden Ankara'ya gelıp evlere gır- dığı bır zamanda, tstanbul'a 140 km uzak- lıktakı bır nehrın, Darlık ve Ömerh barajla- nna akıtılması, Manavgat Şelalesı'nden balon- larla Terkos Golu'ne su taşımak kadar kolav- dır Kaldı kı bu balonla su taşıma duşuncesı de beledıye ıle bu projeyı duşunen merkezı dev- let arasında oturulup konuşulmamıştu- Bır zı- yaret anında Istanbullu ışadamlanna soylen- mıştır Yerı gelmışken bırkaç sozum de tstanbul'u temsıl eden ıktıdar ve muhalefet panılerıne mensup mıllet\ekıllerınedır Ey vekıller 1 Ya kın bır zamanda çare bulunmazsa, toplumsal ve maddı sonuçlanyla ağır bır şekılde ödene cek olan îstanbul'un su sorunuvla ılgılı ola- rak neler yaptımz'' Neler yapacaksınız 7 Sız- lerden bu sayfadan cevap beklıyorum Halkı cıddıye alın Varsa bır çalışmanız, bunlar, ka palı kapılar ardında değıl, tstanbul halkıyla dekı bozulma nedenlennden bır dığen ıse "uleraa zumresının bozulması" olarak belır- tılmekte Yanı unıversıtede ders veren hoca- lann bozulması Gunumuzde de durum bu de- ğıl mı? Hocasına göre asıstan modelı, adammı bulursan dıploma alma sıstemı ve nasılsa "on- lar şımdi aüldı" deyıp hak etmeyenlenn o ma- kamları kapışmalan görulmuyor mu 7 Böyle- lıkle belırlı bır ıdeolojının ustlendığı unıver- sıteler oluşmuş oldu Devlet şımdı yenı bır arayış içınde Çözu- mu de "paralı unıversıte" modelınde arama uğraşı içınde Boyle bır durumda, eğıtun eşıt- lığı ve devlet ünıversıtesı gıbı kavramlann da anlamlanm yıtıreceklen kuşkusuzdur Boyle bır durum karşısında da kımlerın ünıversıte- ve gıdıp, kımlerın gıdemeyeceğı gayet açıktır "Efendfler, boşalan umversıtelerı "otel" vapmak da sızlere kalıyor YUKSEL ACARLI Haskoy/lsUnbul ılışkıler ağı içınde, sureklı ve düzenlı bılgı ve- rerek yurutulsun Bır çıft sözum de Saym Sozen'edır Anakent Beledıye Başkanı dıyor kı "İstanbul'un en acıl sorunu ulaşımdır." Hayır Sayın Sözen1 Bu sap- tamanız, lstanbul gerçeğme aykırıdır Bugun lstanbul'un en temel ve acıl sorunu su soru- nudur Çunku bu sorunun getıreceğı maddı \e manevı fatura, ulaşım sorunu faturasından kat be kat büyuktur Bu gerçeğı böyle görmez- senız, su sorununda duşunduğunuz çözumler- de ınandıncı olamazsınız Beş yıl sureyle be- ledıyede oturduğu halde su ışmde cıddı ve uzun vadelı ış yapmayanların kurtarıcı poz- larda yenıden ortaya dökuhnelerıne neden olursunuz kı buna hıç mı hıç hakkınız yok- tur Sız \e sayın çalışma arkadaşlannız, ma sa başında oturmaya daha az zaman ayınp, suyla ılgılı hızmet bınmlerını sureklı denetle- yerek, Istanbulluya doğnı bılgı venlmesını sağ- layın Mevcut dağıtım programı çerçevesmde su, venlmesı gerektığı saatlerde venlsın lstan- bul'un maddı kaynaklanm çarçur edıcı pro- jelerden kaçımn "Otobuslerin rengi şöyle mı olsun, boyle mi" gıbı halkın cıddıye almadığı ışlerle uğraşmayın. Harcayacağınız kaynaklar gökten yağmıyor O kaynaklar halkın alın te- n, goz nuruyla oluşmuştur Butun gucunuzle su sorununun çozumune yuklenın Sorunun hukumet gundemıne sokulması ıçın, kamuo- yu oluşturmayı unutmayın "Çakır gozlu gulumuzu" susuzluk utancın- dan kurtarın ŞAMİL tLTER lstanbul ANKARA 22. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No 1989/382 Davacı TCDD Gen Müd Vekılı tarafından davalı Fende Utku aleyhıne mahkememıze açılan tescıl da- vasının yapılan yargılaması sonunda Yenımahalle ılçesı, Eryaman Koyu Gözger mevkıınde 1041 parsel nolu taşmmazda davahmn mevcut 1000/8250 hıssesme ısabet eden 28 36 m 'lık kısmının kamulaştırma sebebı ıle 2942 sayıh kanunun 17 maddesı gereğınce davacı ıdare adına TESC1LİNE, 5104— TL ucretı vekâletın davalı taraftan tahsılı ıle davacı ta- rafa ödenmesıne, 9000— TL mahkeme masrafının davalıdan alınmasına karar venlmış olup, mahkeme kararı yenne kaım olmak uzere ılanen teblığ olunur 11 5 1990 Basın 24849 DÜŞÜNÜYORUM ÖYLEYSE VURUN llhan Selçuk 19 bası 5000 lıra (KDV içınde) Çağdaş Yayınlan Turkocağı Cad 39-41 Cağaloğlu lstanbul Odemeiı gondenlmez. MUSTAFA EKMEKg Özallar Ne Yiyor?.. Sultan Reşat ıle Sultan Vahdeddın'ın başkâtıplerınden Alı Fuat Türkgeldı, anılarında şöyle bır olayı anlatır Şeyhulıslam Hayrı Efendı, bır gun saraya gelerek, Şeyhülıs- lamlıkla, Evkaf Nazıriığı görevlennden sağlık durumunu öne sü- rerek ıstıfa eder Padışah Sultan Reşat, o gun Eyüb'e zıyarete gıttığınden, Hayrı Efendı de Evkaf Nazırı olarak camıde hazır bu- lunmaktadır Bu buluşma, ıstıfadan vazgeçtığı bıçımınde yorum- lanınca, Hayrı Efendı — Hayır, ıstıfamdan vazgeçmedım Halıfe ıle son defa olarak bır daha eday-ı selat (namaz kılmak) üzere geldım der Ertea gün ' Zat-ı Şahane" Sultan Reşat, Sadr-ı Azam Saıd Ha- lım Paşa Talat Bey (sonra sadr-ı azam olan Talat Paşa) ıle görü- şup ıstıfasının reddıne karar venrler Başkâtıp Alı Fuat'ı (Türkgeldı) ıstıfanın kabul edılmedığını btldırmek ıçın gorevlendırırier Şeyhul- ıslam Hayrı Efendı "Ben ıstıfaya suret-ı kat lyyede (kesın ola- rak) karar verdım Gen alamam" dıyerek, Alı Fuat Beyın etını opmeye kalkar — Aman Başkâtıp Bey, sızden nca edenm Zat-ı şahaneyı gü- cendırmeden benı şu muşkülden kurtarınız der Başkâtıbın ısrarına karşın, düşûncesınden dönmez Istıfası- nın gerçek nedenını sorunca şu karşılığı verır — Geçen gün Enver Paşa'nın yalısının arkasındakı köşkte ver- mış olduğu zıyafette sız de hazırdınız, gördünüz o masraflar o ıhtışamlar neyle oluyor, ben artık onlarla bırlıkte bulunamam Şeyhulıslam Hayrı Efendı (1867-1927) Harbıye Nazın Enver Pa- şa'nın verdığı btr şolenı görünce, ıstıfaya karar verıyor Hayrı Efen- dı, Ürgüplu'dür Senato Başkanlığı yapan, Suat Hayrı Ürgüplü'nün babası Sultan Reşat Sadr-ı Azam olunca, Talat Paşa'ya — Senın evın yok, bır ev tedarık eylersen, ben de yardım ede- nm der Padışah, Talat Paşa'ya ıkı bın beş yuz lıra vermek ıs- temektedır Talat Paşa padışahın huzurundan çıktıktan sonra Başmabeyıncı ıle Başkâtıp Alı Fuat Bey'ı çağırıp şöyle der — Zat-ı şahane bana boyte bır teklıfte bulundu, nakden (para olarak) muavenet (yardım) kabulü benım prensıbıme muvafık (uy- gun) değıldır Şayet bu fıkırde ısrar edecek olursa kendısını gü- cendırmeksızın önunun alınmasını sızden bılhassa nca edenm Talat Paşa, 1 Eylül 1874 te Edırne'de doğdu, 15 Mart 1921'de bır Ermenının kurşunlarıyla ölduruldü Padışah Sultan Reşat, ölumunden yedı yıl önce, kendısının cenaze masraflarını ayırmış "Ben öldükten sonra cenazemın, ırade-ı senıyye (Padışah buyruğu) ıle kaldırılmasını arzu etmem" demıştı Sultan Reşat (V Mehmed Reşat), 1844 yılında doğdu, 1918'de oldü Osmanhya özenenler, onların dürüstluklerını uy- gulamayı neden düşünmezler^ Sultan Paşa dönemı Osmanlı- nın artık çokuş donemıdır Oyle bır dönemde bıle dın ışlerının en yuce koltuğunda oturan bır kışı, zamanın Mıllı Savunma Ba- kanı'nın verdığı bır şölenden dolayı "Ben artık onlarla bırlıkte bulunamam" dıyerek görevınden ayrılıp gıdebılıyor Evı olmayan başbakan, bır ev edınmesı ıçın padışahın vermek ıstedtğı para- yı kabul etmıyor Yıne Alı Fuat Turkgeldı'nın anılarında okuyo- ruz, Bınncı Dünya Savaşı yıllarında, sarayda pırınç yoktur, her gün bulgur pılavı yenır Haremden yakınmalar gelır, başkomu- tan Harbıye Nazırı Enver Paşa'dan nca edılır de ordudan bıraz pırınç alınıp saraya verılır Bu oykulerden ders çıkarmak ısteyen- ler, çıkarabılırler • * * Hacı Turgut Bey ın kardeşı Hacı Korkut Bey "Panorama" der- gısının sorularını yanıtlarken, 'Ruşvetın gırmedığı hıçbır yer kalmadı' demış ' Rüşvet vermeden kazanamazsınız" dıyor Hacı Korkut Ozal, mal varlığını açıklamak ıstemıyor Hacı Turgut Bey de açıklamıyor mal varlığını Neymış efendım, 'Servetle ımanın kımde olduğu bellı değıl' mış Yok canım, oyle bellı kı' Zaman zaman duşünürum "Özallar ne yıyor" dıye Bana ne, ne yerlerse yesınier, değıl mı? Ama olmuyor ıste, düşünüyorsun Bırı — Mılletı yıyor dedı Bır başkası — Ne yerse yesın karşılığını verdı soruya Hay Allah 1 Ne yıyor bunlar yav? Hacı Turgut Bey, sayrı, o sa- ğınların "Ye'" dedıklerını yıyebıhr Nasıl ıncelmış, gençleşmış, TV'de görmuyor muyuz? Hacı Semra Hanım, tutumlu davranan aşçıları kovmuş mu 9 Hacı Turgut Bey'ın ödü kopuyor, muhalefet çoğunlukla gelır de Çankaya'dan ındırıverır dıye En lyısı sağınların öğütlerını, sa- kınmaları ne boşverıp yemell Kışının yedığı yanına kâr kalıyor' Anam — Ekmek buldun mu ye, dayak buldun mu kaç derdı 1946'larda Azız Nesın, Sabahattın Alı Rıfat llgaz'ın çıkardık- ları "Marko Paşa"yı o ytllar arkadaşım Yaşar Emre'yle okurduk Gazetenın bır başlığını hıç unutmam, şöyleydı ' Rıcal-ı Devlet Ne Yıyor 7 " Rıcal-ı devletın çokça, koç yumurtası yedığı belle- ğımde kalmış Başka ne yerdı acaba 9 Çankaya'nın butçesı, nasıl da kabarmış'' 1990 Çankaya but- çesı 7 trılyon 286 mılyar TL 64 trılyon 4 mılyarlık butçenın aşağı yukarı dokuzda bırı, Çankaya butçelennın geçmış yılları ıse şöyle 1985'te, 1 trılyon 353 mılyar TL 1986 da 1 trılyon 414 mılyar 300 mılyon TL, 1987'de 1 trılyon 566 mılyar 500 mılyon TL, 1988'de 2 tnlycn 288 mılyar TL, 1989'da 2 trılyon 927 mılyar TL, 1990 butçesı hazırlandığında umrecı Kenan Bey cumhurbaşka- nrydı ama Çankaya butcesını hazırlayan kendını Çankaya ya ha- zıriayan Hacı Turgut Bey'dı Çankaya'da venlen şöle n !erın (zıyafetlerın) ınsanların ağzını sulandırdığı soylenıyor Bunlara katılan yuksek derecelı komu- tanlardan memurlardan ses çıkmıyor daşolenler orada hızmet gören garsonların çok gozune batıyor Ya bu solenlen kaldırma- lı, ya garsonları 1 Et yememeyı destekleme fılan ıyı de pek kımse yemıyor bu numaraları Unıversitelerde kımı fakültelerde kâğıt, tebeşır ala- cak para yok' Fırat Ünıversıtesı'nde, Elazığ'da olup bıtenlerı tıtızlıkle ızlıyo- rum arkasını bırakmadımi Rektör Anf Çağlar'ın öğrenalerın ge- leceklerıyle oynamaya hıç ama hıç hakkı yok' ÇALI^ANLARIN SQRULAR1/SORU]>JLARI YILlVtAZ ŞİPAL "1 dul ve 3 yetim" SORL: 3. derece 1 kademeden aylık alan ve 22 vıl 9 ay go- rev yapan bır ılkokul ogretmenının olnma ıle geride 5 yetım >e 1 dul kalıyor. Geçen zaman içınde 2 çocuk bu- yuyup devre dışı kalıyor. Ogretmenden kalan aylıgı ba- len 1 dul ve 3 yetım alıyor. 1) Gosterge dunımlan nedir? 2) Dul ve 3 yeümlenn ay n ayn ne aylık almalan ge- rekir? DJL. YANIT: 1) Emeklı aylıkları uç ayn ayhktan oluşmaktadır Bun- lardan bınncısı genel emeklı aylığı, ıkıncısı kıdem emeklı aylığı, uçuncu aylık ıse sosyal yardım zammmın yerını alan taban emeklı aylığıdır Butun hızmet sınıflan ıçın geçerlı olan Genel Aylık Gosterge Tab- losu'nda, 3 derecemn 1 kademe göstergesı 1 020 olarak belırlen- mıştır Eğıtım ve Öğretım Hızmetlen Sınıfı'ndan yer alan ılkokul öğretmenlennden 3 dereceden aylık alanlar ıçın öğrenım durum- larına bakılmaksız-n ek gosterge 1990 vıhnda 750 olarak uygulan- maktadır Bu uygulama 418 sayıh Yasa Hükmunde Karamame'yle, 5 yıl sure ıçın yenıden duzenlenmıştır 1990-1995 YHIARI EK QÖSTHI6EI£Hİ: 1999 1991 1992 1993 199» 1995 1 2 3 4 DERECE DERECE DERECE DERECE 1500 1100 750 400 1750 1.300 900 650 2000 1500 1050 700 2300 1700 1200 800 2600 1900 1350 900 3000 2 200 1600 1100 2) Eğıtım ve Öğretım Hızmetlen Sınıfı'nda 22 yıl 9 ay gorev ya- pan bır oğretmenın olümunde, dul eşı ıle 3 yetımıne bağlanacak aylıklann dağılımı »YUK GBKL 10081 1IHI TDPUM OMM «niK «ruö nutt AYUK Gosterge Katsayı Oğretmen aylığı Oukın aylığı 1 yehmın aylığı 2 yetımın aylığı 3 yehmın ayltgı Toplam aylık %72 75 %5000 %16£7 %ia67 %1666 1770 255 328358 164179 54737 54737 54705 328358 200 255 37103 18551 6.185 aiss 6.182 37103 1000 280 203.700 101850 33556 33956 33.938 203700 569161TL 284580 TL 94878 TL 94 878 TL 94525 TL 569161TL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle