07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 MA YIS 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURÎYET/5 Kodak ödülü, Arevyan'ın • Kiiltiir Servisi — Türkiye'nin bu yıl ikinci kez katılacağı "Avrupa Kodak Ödülü Fotoğraf Yarışması"nda ülkemizi Ani Çelik Arevyan temsil edecek. 8 Mayıs 1990 tarihinde bir araya gelen Ersin Alok, Ahmet Öner Gezgin, Ali Üstündağ, İsa Çelik, îzzet Keribar, Mengü Ertel ve Paul Mc Millen'den oluşan seçici kurulun yaptığı değerlendirme sonunda, Fransa'nm Arles yöresinde yapılacak yarışmaya Ani Çelik Arevyan katılacak. "Yaşam" adını verdiği 10 ayrı fotoğraftan oluşan yapıtıyla yarışmaya katılacak olan Arevyan, 20 milyon liralık ulusal ödulun de sahibi oldu. Arevyan'a ödülü Sheraton Oteli'nde düzenlenen bir törenle, Kodak Türkiye Bölge Müdürii Rafic Azzam tarafından verildi. 11 yanşmacı arasından yapıtıyla birinci olan Ani Çelik Arevyan, 1961 tstanbul doğumlu. Nurullah Berk ve Sabri Berkel'den 3 yıl süreyle resim eğitimi alan ve fotoğraflan çeşitli dergilerde yayımlanan Arevyan, daha önce karma sergilere katıldı. Odül kazandığı yapıtını 2 ayhk bir çalışmayla gerçekleştirdiğini belirten Arevyan, "Fotoğraf, beynimde oluşturduğum atmosferle gerçeğin çakışmasıdır" diyor. Atattirk Ttirkiyesi • Kiiltiir Servisi — Araştırmacı-yazar Pars Tuğlacı, uzun süredir çalışmalarını sürdurdüğü "Çağdaş Türkiye" adlı yapıtını tamamladı. Yapıtını çağdaş uygarlık duzeyine ulaşmayı amaçlayan Türkiye halkına sunduğunu belirten Pars Tuğlacı'nın yapıtı 3 cilt halinde yayımlandı. Türkiye Cumhuriyeti'nin Kurtuluş Savaşı'ndan 1938 yıhna kadar olan dönemini yani Atatürk Türkiye'sini içeren yapıt, 18 bölümden oluşuyor. 1978 sayfada 3764 renkli ve siyah- beyaz fotoğrafın yer aldığı yapıtıa, Ataturk Türkiyesi'ndeki iç ve dış olaylar, Batılılaşma hareketleri, eğitim, sanat, edebiyat, haberleşme, askerlik, külturel etkinlikler, basın, yayın, ulaştırma ve spor bölümlerine ycr verilmiş. Tiyatro ŞenliğTnde 'Besleme' • Kiiltiir Servisi — Saint Michel Lisesi, 10. Liselerarası Tiyatro Şenliği'nde Ülker Köksal'ın yazdığı "Besleme" adlı oyunla katılıyor. 14 Mayıs-6 Haziran 1990 tarihleri arasında yapılacak olan ve 42 lisenin oyunlarını sergileyeceği şenlikte, Saint Michel Lisesi, 20 mayıs tarihinde saat 20.00'de Bakırkoy Adile Naşit Kültür Merkezi'nde "Besleme"yi oynayacak. Topluluk, oyununu 25 mayıs cuma günü saat 15.00'te okul salonunda yeniden sergileyecek. Nurettin Küçükmotor'un sahnelediği "Besleme" adlı oyunda, babası tarafından zengin bir ailenin yanına besleme olarak verilen taşralı bir genç kızın başından geçenler anlatılıyor. Müzik, efekt ve aydınlatmayı Sinan özgen'in gerçekleştirdiği oyunda rolleri, Deniz Bicioğlu, Örgencan Uğurlu, Ebru Sirel, Selin Hosepyan, Fuat Erdemet, Ersel Serdarlı ve Doruktan Türker paylaşıyor. Amerikan Akademisi ödülleri • NEW YORK (AA) — New York'ta düzenlenen bir törenle Amerikan Akademisi Sanat ve Edebiyat Enstitüsü ödülleri dağıtıldı. Sanatçı, yazar, müzisyen ve mimar olmak üzere 45 kişiye toplam 500 bin dolarlık odülün verildiği toren, akademinin Nevv York'taki genel merkezinde gerçekleştirildi. Edebiyat dalında 5 yılda bir verilen Howels Ödülü'nü "Billy Bathgate" adlı eseriyle yazar E. L. Doctorow aldı. Tarih ve mimarlık ödülleri tarihçi C. Vann \Vbodward ile mimar Keivin Roche'a verilirke,n güldüru yazarı Garrison Keillor, radyoda sunduğu bir seri programla, konuşma dili konusunda altın madalya kazandı. Sanata Seçkin Hizmet konusunda verilen ödülü Paul Engle, Heykeltıraşta Yararlılık Ödulü'nu Joel Shapiro aldı. Witter Bynner adına verilen şiir ödülü de gelecek vaat eden genç şair Jacqueline Osherovv'a verildi. Adı henüz duyulmamış genç ve yetenekli ressamlarla önemli ticari başan kazanmayan, ancak dikkat çeken hikâye yazarlarına verilen Richard ve Hinda Rosenthal Vakfı ödülleri de ressam Bryn Jayes ve yazar Daniel Stern'e verildi. Ruhi Su gecesi tekrarlanıyor • Kültür Servisi — Ruhi Su Sanat Gecesi istek üzerine Açıkhava Tiyatrosu'nda 8 haziran cuma gunü saat 20.30'da tekrarlanıyor. "Sabahın Sahibi Vardır" adlı gecenin sunuculuğunu Genco Erkal yapacak. Gecede Ruhi Su'nun kendi sesiyle türküleri eşliğinde Mehmet Akan ve Hasat Dans Grubu'ndan semah gösterileri, Sarper Özsan yönetimindeki Ruhi Su Dostlar Korosu ile Ezginin Günluğü'nden konserler, dia gosterisiyle birlikte Ruhi Su'nun Avustralya konserinin video gösterimi sunulacak. Ruhi Su Sanat Gecesi'nde bir süre önce ölen Sümeyra Çakır için de özel bir bölüm yer alacak. (JJ0CL 'den Tüm Müzife Severlere büyüfe Ustanın sanndan, sesinden "DUYGULAR DÖNÜŞTÜ SÖZE" ÇIKTI plakçılarda. GÖNÛDEN BİR KELAM TLTA.MAM DİLİ.M Y U U H İ ASKER AĞAM ıl.H.I ERZIRIM DA BİR KLŞ MEMLEKETTEN HABER BEKLEVENİM VAR DnULARDONİŞTL SOZE BÜI.BLL HAVALANMIŞ MEDET PİR1M DLAZ-I İMAM NAZAR ML CL7EL SENİ ÇOK ÖZLEDİ.M SINEMA/ATÎLLÂ DORSAY ASM Müzik Uretim Tel: 513 71 43 - 520 73 68 d> Otantik doğu şivesiyle HAL VAMA.VO KİLİM LZLN HA\A ÇEKE ÇEKE FADİKE DERSİM ÇELİK söylüyor. ÇEKE ÇEKE" CIKTI Plakçılarda ŞL CECEMN KARA.VLIC! HIZIR PASA ELLER ELLER ÖKSLZKALAN SE.\ İÇERİ Dl'SELİ TIPIŞ TIPIS ASM Müzik Ûretim Tel: 513 71 43 • 520 73 68 Halit Refığ "Karılar Koğuşu " ileyıllar sonrayine Kemal Tahir'e döndü \aşama ve yaşatma ustasıKanlar Koguşn / Eser: Kemal Tahir / Yönetmen ve Senaryo: Halit Refiğ / Görüntü: Çetin Gürtop / Müzik: Melih Kibar / Oyuncular: Kadir Inanır, Hülya Koçyiğit, Perihan Savaş, Tuncer Necmioğlu, Erol Taş, Ayşegül Ünsal / Yapım: Erler Film / Beyoğlu Atlas, BakırkOy Sinema 74, Suadiye Atlantik, Kadıköy As. Halit Refiğ'in Kemal Tahir hay- rahlığını paylaşmadım, ama hep saygı duydum. Bir sanatçının sa- natı, dünya göruşü ve yaşama yak- laşma yontemleriyle bir büyük ya- zarı kendisine böyle "usta" belle"- mesi ve bu bağlılığı, onca gelişen ve değişen dünyamızda "sadakaf'la sürdürmesi, bana hep ilginç geldi. Refiğ'in Kemal Tahir'den uyarladığı "Yorgun Sa- vasçı", belki de sınemacılık Jıaya- tının başyapıtıydı. Bu filmi, artık inanıyorum ki-hiç göremeyeceğiz. Bu açıdan, Refiğ'in yıllar sonra yeniden Kemal Tahir'e dönmesi ve ustelik onun "tamamlanmamış" bir romanını, "Kanlar Koğuşu1 'nu filme alması, kuşkusuz başlı başına bir olay... Ama Halit Refiğ, "Kanlar Ko- ğuşu"nu kendince tamamlamış, butunlemiş, özellikle Kemal Ta- hir'in Nâzım'a yazdığı mektupla- rı almış, onlardaki sıcacık insan- cıllığı, buram buram dunyaya ve yaşama donuk varoluşçu bir se- vinci, "Kanlar KoguşıT'nun tu- muyle oluşmamış entrikasına kat- mış. Kemal Tahir'de ve Nâzım Hikmel'ıe ortak olarak sezilen bir şey zaten beni hep hayranlıkla ka- J •nııa Lrjım SEVECEN VE DOST — Filmde, sevecen ve dost, çevresindeki dert, »oksulluk ve felakel birikimini va- şamlara. zavallı insancıklara karşıanlavışlı. sanki bir yaşama ve yaşatma ustası Kemal Tahir var. rışık bir hayrete duşürmüştür: O bitip tükenmek bilmeyen uzun, ağır, zor hapis yıllarına karşın ve onlarla birlikte, yasama sevincini, canhlığını >itirmemek, tersine ya- şama kökten, sağlam biçimde bağlanmak... "Kanlar Koguşu"nun da, film olarak en büyuk çekiciliği burda. Karşımızda zaman zamanNâzını1 ın duvarda asılı resmine bakarak mektuplarda yazılanları sanki doğrudan doğruya ona söyleyen, zor gunlerın acılarım döken, onunla surekli iletişim halinde bir Kemal Tahir var. Sevecen, dost, çevresindeki dert, yoksulluk ve fe- lâket birikimi yaşamlara, zavalh insancıklara karşı alabildiğine an- layışlı, koruyucu, sanki bir yaşa- ma ve yaşaima ustası... Bu duygu perdeden salona öylesine bir ge- çiyor ki filmin kimi kusurlan unu- tuluyor, en azından hoşgörulüyor. Çünku "Karılar Koğuşu", ka- bul etmek gerekir ki günumuz si- neması, hele gunümuz Türk sine- ması içinde alabildiğine aykırı bir film.. Bir Kemal Tahir uyarlama- sı olmasının getirdiği kacımlmaz- lık içinde, bol konuşmalı, "laf ebesi" bir film bu... Aynca olduk- ça ağır, yavaş ritmli, derinden de- rine gelişen, her şey için ağırdan almayı yeğlemiş. Demek ki sıra- dan seyirci için oldukça zor, sabır ve ozen isteyen, kesinlikle bir "va- kit geçirme" sinemasının dışında algılanması gereken bir film. Ama bu sabrı ödüllendiren, goruldük- ten uzun zaman sonra bile akıldan çıkmayan tiplerivle, kınk yaşanı- larıyla. 1940'ların baskıcı Türki- yesi imajıyla ve başka şeyleriyle zi- hinlere yerleşen bir film... Evct, "Kanlar Koğuşu" değişik, onemli, ılgınç bir film. Refiğ, si- nema olarak klasik ve durağan bir anlatımı seçmiş. Kişilerini tipler- den karakterlere dönuşturmeyi baş amaçlarından biri olarak al- mış. Bu arada. tum film boyunca değilse de yer yer unutuimaz gü- zellikte bolümler yaratmış: Yaza- rın, başgardiyanın kızıyla genelev- de karşılaştığı "düş" bölümunü veya biraz abartma içerse de, idam sahnelenni düşürıüyorum. Bu ara- da, oyun düzeyini ovmek de iste- rim. Tüm yan oyuncuların yanı sı- ra Hulya Koçviğil ve Perihan Sa- vaş, gerçek birer oyunculuk gos- lerisi yapıyorlar. Kadir İnanır ise bu kez o "erkekçe" gulüşunün, sertiik goruntusu altında yumu- şak olma çabalannın Kadir Tahir kişiliğiyle lam denk duşmesinin Je yardımıyla sıradışı bir oyun verı- yor ve bence, şimdiye kadarki en usta işi oyunuyla karşımıza geli- yor. "Karartma Geceleri"nde Ta- nk Akan için olduğu gibı Kadir de bu filmle doruğa çıkıyor. "Kanlar Koğuşu" öte yandan Halit Refiğ için bambaşka aşama- ları haberliyor. Yonetmenin, hem de Turk sinemasının gelmişgeçmiş en ticari yapımevlerinden biri olan Erler Film anlayışı içinde böyle bir film çıkarabilmiş olması şaşırtıcı. Halit Refiğ gibi "halkın beğenisi" ni, kitle onayını hep ön plana ala- gelen ve bunu da hep soylemiş bir yonetmenin, bu kez kitlesel beğe- niyle uyuşma otasılığı böylesine az bir filme imza atması da onemli. Refiğ, "Karılar Koğuşu"na tüm deneyimini, tüm hırsını, daha ote- si tüm yureğini koymuş, belli. Do- layısıyla bu filmi de yürekle, duy- guyla izlemek gerekli. Ayrıca Re- fiğ'in, "devlete" hep inanmış ve Osmanlı'dan gunumuze devlet fikrini ve kurumuna hep sarılmış bir yonetmenin, 1940'lardaki dev- let siyasetıne ve uygulamalanna getirdiği sert eleştiri de dikkatler- den kaçacak gibi değil. Refiğ, o yıllarda, Nâzım gıbı Kemal Tahir'i de - ve savısız başka aydını, emek- çiyi de - zindanlara kapattırmış bir yönetimi amansız biçimde eleşti- riyor. Bu eleştiriye katılmamak ve Kemal Tahir'in duvardaki Nâzım resmine bakarak sanki gunlerın - ^•Myiarda Malatya Cezaevi'nde mahkûm olmanın - sıkıntısım, derdini iletmesiyle duygulanma- mak olanaksız. "Kanlar Koğuşu", gunümuz Turk sineması içinde bi- raz ayrıksı duran, ama yürekli, dürust ve içtenlikle yapılmış bir si- nema orneğı... Amatör işi bir filmı Sinemalarmi / Yönetmen: Füruzan-Gülsün Karamustafa / Senaryo: Füruzan. Görüntü: Ertunç Şenkay / Müzik: Selim Atakan / Oyuncular: Hülya Avşar, Sema Aybars, Yaman Okay, Ayşegül Uygurer, Güzen Çorağan / Yapım: Mine Film / Beyoğlu Lale-2 Türk sinemasıru bu yıl Cannes'- de temsil eden tek film olan "Be- nim Sinemalanm" ne yazık ki genel bir düş kınkhğıyla karşılan- dı. Ve sinemamız adına beklenen sesi getiremedi. Alçakgönüllû, seyircisi genelde az, ama ciddi sinema yazarlarının ilgiyle izlediği, sinema sanatı açı- sından önemli bir bölüm olan "Eleştirmenlerin Haftası"nda, tüm dünyadan gelen 7 film ara- sında yer alan "Benim Siaemala- nm", Turk filmlerinin genelde yakındığımız hemen tüm kusurla- rını içeriyor. Öncelikle senaryo- nun basmakalıplığı, zayıflığı dikkati çekiyor. Herkes yeri ve sı- rası gelince beklenen ve ilk akla gelebilecek sözleri söyleyip gidi- yor. Füruzan gibi has bir yazar böyle bir senaryoyu nasıl imzala- yabümiş, hayret!.. Filmin denetlenememiş, denge- lenememiş bir duyarlılığı var. Fu- ruzan'ın Türk Edebiyatınca yazılmış en güzel öykülerden biri olan "Benim Sinemalanm" öy- kusunde inceiikle, koza gibi örül- müş bir dille gizlenen duyarlılık, ne yazık ki sinemada sıradan bir Türk filminin en klasik duyarlılı- ğına dönüşmüş. 1940'lann lstan- bul'unda, Beyoğlu'nun hemen arka yakasında yaşıyan Nesibe'- nin yoksulluk ve tekdüzeükten kaçınmak için sığındığı sinema ve renkli bir yaşam düşlerinin onu getirip bıraktığı kaçınılmaz "kii- çük fahişelik" filmde savısız Türk filminin işleyegeldiği "Uçuruma düşen genç kız" motifıyle bütün- leşiyor. Filmın hanım yönetmen- leri Füruzan ve Gülsün Kanunustafaoğlu,filmlerinehar- cadıkları saygın çabayı, ne yazık ki onu "yaşayan", "nefes alan", kendi hayatiyeti olan bir sinema örnegi haline getirmek yönünde kullanamarnışlar. Filmde aynca ciddi kurgu yanlışlan ve de ses bandından gelen siirekli ve gerek- siz gürültüler de izlemeyi kolay- laşurmıyor. "Benim Sinemalanm" tümüvie amator işi, yer yer hoşlukları AVŞAR'IN OYUNU — "Benim Sinemalanm" tümüyle amatör işi bir fflm. Ancak oyunuyla filmi baştan sona alıp gotiiren ve filmin izlenmeye değer sajılı öğelerinden biri olan Hülya Avşar'ı kutlamak gerek. olan, ama dediğim gibi bir "yeni Türk sineması"nı haberlemekte yetersiz bir film. Bu film için özel- likle 2 kişiyi kutlamak gerekiyor: o^nuyla filmi baştan sona alıp götüren ve filmin izlemeye değer sayılı öğelerinden biri olan Hül- ya Avşar'ı.. VefilmiCannes'a ka- bul ettirmeyi başarsa, Türk sinemasının "Fransa'daki adamı" Mehmet Basutçu dostumu... Özgün bir kadın dünyası MEHMET BASUTÇU CANNES — Fürazan ile Giil- sün Karamustafa'nın birlikte ger- çekleştirdikleri "Benim Sinemala- nm", 14 mayıs günü, Cannes Şen- liği'nin yan bölümlerinden "Eleş- tirmenlerin Haftası"nda gösteril- di. Türkiye'de de geçen cuma gü- nü gösterime giren bu film, deği- şik tepkilerle karşılandı. Eleştir- menler ve şenlik izleyicileri, kaba- ca, filmin dışında kalıp beğenme- yenlerle, filmi kendilerine yakın bulup beğenenler olarak ikiye ay- nlıyorlardı. Füruzan ve Gulsun tCaramustafa'ya bu tepkiler karşı- sında neler duşündüklerini sor- duk. FÜRUZAN: "Benim Sinemala- nm"m çalışmalan boyunca, fil- min, bittikten sonra iki açıdan de- ğerlendirileceğini biliyordum. Ya beğenilecek ya da ta karşıtı, beğe- nilmeyecekti. Öykünün üslubunu filme aktarmanın yolları, o üslu- bun biçimlendirdiği duyguyu pe- liküle aktarabilmekten geçiyordu. Sahneler, planlar ayrıştırılırken, senaryoda tek kaygım buydu. Çok bilinen bir şeydir. Sinemada, öy- küyü peş peşe dizilmiş plan/kar- şı plan hızıyla anlatmak, bu tür iz- lemeye alışmış seyirci kalabalığı- nı daha çabuk yakalamanızı sağ- lar. Uçsuz bir öyküsü, bir dunım öyküsünü anlatmanın yolu ise burdan geçmez. Çalışmanın bütü- nünde, bu durum arasız göz önü- ne alındı. Düşünün, iki yıl boyun- ca filmi durdurmak zorunda kai- dık. Şu anda kesin söyleyemeye- ceğim, ama yaklaşık altı sahne çe- kilemedi. Yarım kalmışfilmeek- lenen ve azaltılan bir iki bölümle filmi tamamladık. Ve özellikle Cannes'da bize büyük sevinç ve- ren değerlendirmeJer kazandı "Be- nim Sinemalanm" Bu, uzun bir serüvenin çok kısa bir özetidir. GÜLSÜN KARAMUSTAFA: Bu sabah, filmin ilk gösterimin- den önce, "Eleştirmenlerin Haf- tası"nın programında yer alan, Norveçli genç yönetmen Edonar- do Lamora'nın gerçekleştirdiği, ince ve duyarlı bir kısa film izle- dik. Yönetmen, bizim filmimiz gösterilirken de önümuzde oturu- yordu. "Benim Sinemalanm"ı il- Sinema dünyamızın, kâh güldüren kâh ağlatan büyük sanatçısı bu kez; Öyküsüyie düşündürecek türküleriyle neşelendirecek. DOGDUKLARI YERDE DOYMAYANLAR SALMAN•DOĞDLKLARI VERDE DOYMAYANLAR" adlı yapıtıyla müzik dünyasında... GÛIİ «YHAN EKERJM 1 URA YA2IM M OLUfl W IUH.I 2 SONSUZ Bifl RUYAYA KILMIŞ G02UR 3 nHKN M PKK OUUS IttH ı KIMSE U W YtUN OIMU CEULOİUN Glili COli GUL HANUM 4 (EŞMI STrHHIH S£H£fl OlDU EY NtGÂFUM 5 DUVUtUM I9M 1Um Pndiktör 0SMAM BJUŞD —)BflYŞU < MÜZİK Ü oayuı | M Ç 5 3lck MÜZİK URETİM M Ç 5 8lok Ua 545-1 Unkapanı-istanbul Telelon 512 35 30 - 512 3§ 31 ÇIKTI PLAKÇILARDA TURSEM İN R£WBERL\ĞtNDE , CKH7RP, CAMBRID5K U T H H T 0 N DE SEÇKİN ÛILOIUJl.LAiUK0AY/VzmS YADA BÛTUN VIL INblUZCE Û6HEWM UTAKSİTTE ÛDEME •6ENELVEHCUWDfRlLMÇ KUR5LA • TİCARİ İNÛfLlZCE • TUR.1ZM IN&ILİZCES1 ••BANKACiLlK INÛIL1ZCESİ •5INAV KURSURI: Cambrtdge •Frst Certrfıcatc ,Profıcıency / TOEFLA»tL5(S\) tursem İNGİLİZÜSANOKULLARI DANIŞMAMERKEZİ Cumhurıyet Cad 173/4-B Elmadağ 80230 Istanbul Hılton Oteh Karşısı Tel 148 39 77-148 79 43-148 28 49 Fax 132 97 29. Tlx 27498 tusrr tr gıyle izledi. Gösteri bıtiminde de yammıza gelip, filmi çok içtenlikle paylaştığıru ve böyle bir duyarlıkla karşılaşmarun kendisini şaşırttığı- nı söyledi. Bir paylaşma çizgisi ya- kalandığında, bizim amaçladığı- mız filmin ortaya çıktığı anlaşılı- yor. — Bir kadın yönetmen olarak, filminize ve işlediğiniz oykiiye de- ğişik yeni boyutlar, yaklaşımlar getirdiğinizi düşünüyor musunuz? Türk sinemasında kadın yönet- menlerin yeri ve sorunlan neler- dir? FÜRUZAN: Biige Olgaç'ın uzun yıllar sürmüş ve asla vazgeç- mediği sınemacılık hayatını say- gıyla anmak gerekir. Çünkü bir setin çalışmasını bitirip, kendiniz- le o çalışmanın gecesinde baş ba- şa kaldığınızda, bireysel düzeyde yaratıcı olan bir kişiniıi mutlulu- ğunu anlayıveriyorsunuz. Çünkü size diyorlar ki yana koyacağınız eski bir halı parçasımn önemı ne- dir ki? Herhangi bir şey kovuve- rin olur. Bu, çauşmanın tümünü kapsayan, dıştan gelen bir anlayış. Çalışırken herhangi bir yaratıcı çabaya vakit ayıramazsınız. Bun- dan ötürü, filmin tasanmının çok sağlam yapılması lazım ki, siz set- te yapılan herşeye kulap verip, gözlerinizle de eksiklikleri araya- bilesiniz. Bir sahneyi sağ salim çektiniz mi ne mutlu size? tşte bu- rada, kadın yönetmen olmanız, sesinizin ve pazu gücünüzün yeter- li olmarnası nedeniyle, zaman za- man enerjinizi beşe, ona, hatta yirmiye katlayıp set dışındaki di- ğer yapım sorunlanyla da aman- sız bir mücadele sürdürmenizi ge- rektiriyor. GÜLSÜN KARAMUSTAFA: Sinema yapmak, çekim süresince gerçek dünyadan kopup başka bir dünyaya girmek ve süre içinde bü- tün ilişkilerinden kopuk yaşamak- la mümkün olabiliyor. Kadın ola- rak, ancak bunu gercekleştirebile- cek bir kişi sinema yapabilir. Biz de bu kararı almış kadınlar ola- rak, bir anne ve kızın öyküsünü, fılmimizde anlatmak istedik. Böy- lece, özgün bir kadın dünyası sun- duk. FÜRUZAN: Bin yıllık kadın olma rolünden çıkıp yakınlannı- za karşı suçluluk duymadan sa- natçı olmayı başarabiliyorsanız eğer bu bütün sanatları kapsayan bir değerlendirmedir. Bir kadının başansı benim için yüz erkeğinki- ne bedeldir. Festival formları • Kültür Servisi — 18. İstanbul Festivali rezervasyon formlarınm Atatürk Kültür Merkezi gişelerinden teslim edilme tarihi 18 mayıs cuma gunünden 20 mayıs pazar günü saat 19.00'a kadar uzatıldı. Rezerve edilmiş biletler 23 mayıs ve 3 haziran pazar günleri arasında 10.00'dan 19.00'a kadar AKM gişelerinden alınabilecek. Neşet Günal Sergisi • Kültür Servisi — Neşet Günal'ın 1958-1988 yıllan çalışmalarını içeren, müze koleksiyonu ve özel koleksiyonlann katkılarıyla oluşan "Neşet Günal Resim Sergisi", 18 Mayıs-17 Haziran 1990 tarihleri arasında Mimar Sinan Üniversitesi İstanbul Resim ve Heykel Müzesi'nde açık kalacak. Gençler Caddebostan'da • Kültür Servisi — 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı yarın saat 14.00'te başlayacak etkinliklerle Kadıköy Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi'nde (Caddebostan) kutlanacak. Anadolu Lisesi öğrencilerinin konser vereceği günde, Erenköy Kız Lisesi Çoksesli öğrenci Korosu'nun dinletisi de yer alacak. Merkezde, Hayrullah Kefoğlu Lisesi öğrencileri de bir resim sergisi açacak. Sergi 26 mayısta sona erecek. Gençler ve Kitaplar • Kültür Servisi — "Gençler ve Kitaplar" konulu panel ve Gençlik Kitapları Fuarı'mn açılışı, 21 Mayıs 1990 tarihinde saat 15.30'da Semiha Şakir Lisesi Konferans Salonu'nda gerçekleştirilecek. Genç kuşağın kitap okuma alışkanlığının ve gençlere yönelik yayınlann değerlendirilmesinin amaçlandığı panele konuşmacı olarak Enver Ercan, Tarık Dursun K., Aydın Oy, Atilla özkınmlı, Mustafa Ruhi Şirin ve Yalvaç Ural katılacak. Fotoğraf ödülleri • Kültür Servisi — TMMOB Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nde düzenlenen "Çevre" konulu fotoğraf yarışması sonuçlandı. Ahmet Öner Sezgin, Cengiz Karlıova, İsa Çelik, Nevzat Çakır, Naam Timuroğlu, Seza Baştuğ, Hatice Okumuş ve Işık Kopuz'dan oluşan seçiciler kurulu siyah-beyaz baskı dalında Mehmet Gökağaç"ı renkli baskı dalında ise Veli Kuvanlık'ı ödüle değer buldu. Yarışmanın ödül töreni 5 Haziran 1990 Dünya Çevre Günü'nde KMO İstanbul Şubesi Lokali'nde yapılacak. BUGÜN m Gençlik Günleri Sydney Pollack'm "Tootsie" filmi 12.00'de, "Los Paşaros Seferadis" grubunun konseri 15.00'te ve Cem Çetin'in "Yumuşak Şeyler" konulu dia gösterisi 17.30'da Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde, Bilkent Üniversitesi Tiyatro Grubu'nun "Düğün Ya da Davul" adlı oyunu 19.00'da Fatih Reşat Nuri Sahnesi'nde ücretsiz olarak izlenebilecek. • Sergi ve ödül töreni Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nce düzenlenen "Özgünbaskı Resim İkiyıldabir" sergisinin açıhş ve ödül töreni saat 16.00'da Acıbadem Kampusu'nda yapılacak. • İmza ve söyleşi Rıza Zelyut, "Halk Şiirinde Başkaldırı" ve "Özkaynaklarına Göre Alevilik" adlı yapıtlarını saat 14.00-19.00 arası Nişantaşı Akademi Kitabevi'nde okurlanyla söyleşi yaparak imzalayacak. • Nur Koçak'la söyleşi Nur Nirven'in yöneteceği söyleşi saat 16.00'da Taksim Atatürk Kitaplığı'nda yapılacak. • Gülhane Şenlikleri Objektif grubunun gösterisi 17.30'da izlenebilecek. • Rock konseri İstanbul Tıp Fakültesi 14 Mart Anfısi'ndeki konser saat 13.00'te izlenebilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle