05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 MAYIS 1990 KULTUR-SANAT CUMHURİYET/5 Sait Faik anıhyor • Kfiltür Servisi — Geleneksel Sait Faik Abasıyanık'ı Anma Günü yann Burgazada'da yapılıyor. Ada Dostları Derneği adına Perihan Ergun'un düzenlediği, saat 13.00'te başlayacak anma gününe, Ataol Behramoğlu, Zafer Diper, Can Gürzap, Mahmut Alptekin, Mücap Ofluoğlu, Candan Sabuncu, Sennur Sezer, Adnan özyalçıner, Leyla Şahin, Salim Şengil, Gülsen Tlıncer, Muzaffer Uyguner, Nezihe Meriç ve Burgazada zangoçu Todori konuşmacı olarak katılacaklar. Kerim Fersan'ın gitanyla, Ekrem Ataer'in sazıyla balıkçı türküleri sunacakları anma gününde Ada Dostiarı Derneği, 1989 Sait Faik Hikâye Odülü'nü kazanan Nezihe Meric'e bir plaket sunacak. Kalpazankaya toplantısında "Sait Faik Portreleri Sergisi" yer alacak. Behiç Ak, Ercan Akyol, Mümtaz Arıkan, Kemal Gökhan, İsmail Gülgeç, Kamil Masaracı, Tan Oral, Semih Poroy, Necmi Rıza ve Necdet Şen'in Sait Faik çizimleri daha sonra Sait Faik Abasıyanık Müzesi'ne bırakılacak. Sergide, Kemal Gökhan'ın Sait Faik portresi de görülebilir. Heykeltıraşlardan protesto • Kiiltür Servisi — Kultür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Mudürlüğü tarafından açılan "Anıt Yarışması", aralarında Prof. Zühtü Müridoğlu ve Prof. Huseyin Gezer'in de bulunduğu bir gnıp heykeltıraş tarafından protesto edildi. Basın Müzesi'nde yapılan toplantıda konuşan, Sanat Çevresi Dergisi Genel Yaym Yönetmeni Hamit Kınaytürk, açılan. yarışmadan öncelikle ilgili dernek ve kuruluşların, öğretim kurumlarının ve sanat dergilerinin haberi olması gerektiğini, ancak sadece küçiik bir gazete ilanı ile duyuru yapıldığını belirtti. Boylesi yanşmalann, 1937 yıhnda çıkarılan bir yasa ile 21 kişiden oluşan devlet jürisiyle düzenlendiğini açıklayan Kınaytürk, bakanlıkça seçilen 5 kişilik seçiciler kurulunun yetersiz bulunduğunu ve Prof. Sadi Diren'in bu uygulamayı kabul etmeyerek jüriden çekildiğini söyledi. 'Benim Sinemalanm? • Kiiltür Servisi — Füruzan ve GUlsiin Karamustafa'nın "Benim Sinemalarım" adlı filmi dün Beyoğlu Lale 2'de gösterime girdi. "Benim Sinemalarım" 18 mayıstan başlayarak da Kadıköy Kiiltür Sanat Merkezi'nde ve Çemberlitaş Şafak'ta gösterilmeye başlanacak. öte yandan, 10 mayısta başlayan 43. Uluslararası Cannes Film Şenliği'nin Eleştirmenlerin Haftası adlı yan bölümüne seçilmiş olan fılm, 14 ve 15 mayıs günleri Cannes'da da gösterilecek. Bir ilk film olarak Cannes'da Altın Kamera Odülü'nün adayları arasına katılan "Benim Sinemalarım" aynca bu yıl ilk kez Fransız Yazarlar ve Kompozitörler Derneği'nce Eleştirmenlerin Haftası'nda yer alacak 7 yapıttan birine verilecek olan 60 bin franklık ödülün de adayı. Aynı kendi yapıtından Füruzan tarafından senar>'olaştırılan "Benim Sinemalarım"da Hülya Avşar, Yaman Okay, Sema Aybars, Ayşegül Uygurer ve Güzin Çorağan oynuyorlar. Kel Mahmut öldü • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) — Rıfat Ilgaz'ın "HababamSınıfı"nı yazarken "müdür yardımcısı Kel Mahmut" tipini yaratmada esinlendiği eski tarih öğretmenlerinden Nihat Dicle Ankara'da öldü. Dicle'nin cenazesi dün toprağa verildi. Cenaze töreninde Dicle'nin öğrencileri de bulundu. Rıfat Hgaz disiplini ile tanınan Kel Mahmut tipini yaratırken Nihat Dicle'den olduğu kadar eski Köy Enstitüsü öğretmenlerinden Hamit Özmenek'ten de yararlanmıştı. Defne Dgaz'ın konseri • Kiiltür Servisi — Gülhane Gençlik Festivali bugün saat 17.30'da Gülnane Parkı'nda Defne Ilgaz'ın konseriyle başlıyor. 1971'de lstanbul'dâ doğan Defne Ilgaz, Marmara Üniversitesi Sinema Bölümü üçüncü sınıf öğrencisi. Ilgaz, 1989 Gülhane Ahın Çınar Müzik Yarışması'nda En 1yi Genç Yetenek Jüri Özel Ödülü'nü kazanmıştı. İlk konserini 16 yaşında Bilsak'ta veren Defne Ilgaz, konserlerinde Joan Baez, Bob Dylan, Cat Stevens, Bobby Mc Ferren'den şarkılar seslendiriyor. Sanatçının repertuannda Ege ve Azeri türküleri ile kendi besteleri de yer alıyor. Yılclız Alpar Bale Okulu • Kiiltür Servisi — 1964'ten bu yana lstanbul'dâ bale eğitimi veren ve 200'e yakın bale öğrencisi olan Yıldız Alpar Bale Okulu, 25. yıl etkinliklerini 13 mayısta Atatürk Kültür Merkezi'nde verilecek bir resital ile kutlayacak. Kutlama programı, öğrencilerin çalışmalarının yanı sıra Istanbul Devlet Balesi sanatçılan ile koregraflanrun hazırladıkları danslardan oluşacak. Resitalde Oytun Turfanda'nın koregrafisi "Valse Triste" Devlet Balesi sanatçılanndan Sibel Sürel Uğurlu ve Oktay Keresteci tarafından yorumlanacak. Aysun Aslan ve Türkuaz Modern Dans Topluluğu "Ağıt" ile Istanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı, Cem Ertekin'in koregrafisini yaptığı "Equinoxe" ile kutlamaya katılacaklar. Yıldız Alpar'ın öğrencilerinin resital programında ise "Les Sylphides", "Köçekçe", ve "Uyuyan Güzel" adlı çalışmalar yer alıyor. Istanbul Konservatuvan'nda Lydia Krassa Arzumanova ile bale çalışmalarına başlayan Yıldız Alpar, 1949'da Paris'e gitti. Sanatcı 1952'de Türkiye'ye dönerek ülkemizin ilk özel bale okulunu açtı. 4 EFO Oyuncuları'ndan "Çıkış" • Kültür Servisi — Istanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Oyuncuları (EFO), Adalet Ağaoğlu'nun "Çıkış" adlı oyununu 14 mayıs pazartesi günü saat 14.00'te Eczacılık Fakültesi 4 nolu amfisinde sergileyecek. Adnan Tönel'in yönettiği ve müziklerini Ünali Yerli'nin hazırladığı oyunda rolleri, Ayşen Albayrak, Berrin Akansu, Ebru Güngör, Füsun Mangaltepe, Işıl Erdal, Kemal Akdemir, Volkan Koşal ve Sedat Kale paylaşıyor. Adnan Tönel, oyuna ilişkin olarak "Çıkış, genç ve yaşlı insanın dramatik aksiyonunu betimleyen bir yapıt. Bu iki kişinin eşgüdUm gösterdikleri tek eylem, varlıklarından rahatsız oldukları hamamböceklerini yok etmek. Peki ya hamamböcekleri günün birinde konuşmaya başlarsa?" diyor. Oyun, 16 mayıs çarşamba günü saat 16.00'da Vezneciler, Kuyucu Murat Paşa Medresesi'nde yeniden sergilenecek. Dergâh'ta Necip Fazıl • Kültür Servisi — Dergâh'ın mayıs sayısında Prof.Dr.Orhan Okay, Necip Fazıl'ın şiirini anlatıyor. îsmet özel, "Sünni Şair Olur mu?" başhklı yazısmda şairin ve şiirin "muhalif" tavrına yorumlar getiriyor. Nihat Hayri, "Derkenar" sütunlarında "Tasavvuf ve şiir" konusuna değinirken aynı sütunlarda Orhan Pamuk'un "Kara Kitap" adlı son romanı da eleştiriliyor. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Ders Notları"nın konusu Halide Edib. Müstafa tsen, "Divan Şairi Kimdir?" başhklı yazısı, Ayşe Şasa'nın bundan böyle "Yeşilçam Gunlüğü" başlığı altında sunacağı yazıların ilki, Mehmet Erdoğan, Cahit Koytak, Süleyman Çobanoğlu gibi yeni imzaların şiirleri, Beşir Ayvazoğlu'nun "Divan şiiri ve modern şiirimizde ortak sembolizm eğilimi" yazısı da dergide yer alan yazılar arasında. îngiliz Kültür Heyeti'nin Ankara'daki ilk temsilcisi Michael Grant Savaşa karşın canlı kültürİngiliz Kültür Heyeti, bu yıl Türkiye'de kuruluşunun 50. yılını kutluyor. Kültür Heyeti'nin 1940'ta Ankara'ya atanan ilk müdürü Michael Grant, savaş yıllarının Türkiye anılarını anlattı. EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA — "Hasan Ali Yü- cel'i de ailesini de iyi bilirdim. Can, Canan ve Gültekin. Kansı çok hoş bir üısandı. Hasan Âli, savaş yıllannda tercumeler yaphr- dı. Eğitim Bakanlığı birçok sıkın- bsına ragmen çok sayıda kitap ya- yımladı. Klasikler, örneğin Sha- kespeare'in birçok oyunu Turkce- ye çevrüdi. Türk dostlanm, çevi- rilerin başanlı olduğunu söyledik- çe, buna bir katlum olmadıgı hal- de memnun oluyordum. Türki- ye'de savaşın sıkınûlanna ragmen büyük bir okuma, ögrenme ve Batı kiiltfiriinü anlama çabası gördüm o yıllarda. Teknik çevi- riler de yapıldı. Hasan Âli yeni açılan Köy Enstitüleri ile de ilgi- liydi. Enstiliilerin sol görüşlu ol- duğu söylenirdi. Ben öyle bir iz- lenim edinmedim. Bence onlar bi- rer eğitim merkeziydi, okuldu." Bu yıl Türkiye'de kuruluşunun 50. yılını kutlamakta olan İngiliz Kültür Heyeti'nin (British Coun- cil) 1940'ta Ankara'ya atanan ilk müdürü Profesör Michael Grant, 76 yaşında, ama hafızası 50 >ıl önceki kadar saydam. Hasan Ali Yücel'i hatırlamakla kalmıyor, çocuklarının adlanna kadar. "Yeni Sabah" Genel Yayın Mü- dürü Hüseyin Cahit Yalçın'dan Halide Edip Adıvar'a, romancı Refik Halit Karay'dan, siyaset adamlan Fethi Okyar'a ve Rauf Orbay'dan Anadolu Ajansı Genel Muduru Muvaffak Menemenci- oğlu'na kadar 40'lann onde gelen birçok isminden anılan var. 1940 kasımında Ankara'ya ge- len Profesör Grant, beş yıl kal- mış. Eşi o tarihte lsveç Büyükel- çiliği'nde görevliymiş. Orada ta- nışıp evlenmişler. Savaş yıllan Turkiye ile tngil- tere ve Fransa arasında askeri iş- birliği anlaşması var, ama anlam- sız. Ingiltere, her an Hitler'in is- tilasını bekliyor, Fransa bitmiş, Türkiye'yi bir yandan Ingiltere savaşa sokmaya çalışıyor, bir yan- dan Almanya. tki arada da Cum- hurbaşkanı tsmet İnönii, savaş boyunca herkesi oyalayacak olan ihtiyatlı tarafsızlık siyasetini den- geleme çabasında. Prof. Grant hatırlıyor: "Basbakan Şükrü Sa- racoğlu bir gece bir davette İngi- liz Buyukelçisi Ue karşüıkh zey bek oynadı. Meclis'in karşısında eski tarz bir otel vardı, orada (Anka- ra Palas, şimdi Devlet Konukevi). İngiliz elçisi, Saracoğlu'nun bu BEŞ YIL TÜRKİYE'DE KALDI — 1940 kasımında Ankara'ya ge- len Profesör Michael Grant, Türkiye'de beş yıl kalmıstı. Prof. Grant, şimdi de İngiliz Arkeoloji Enstitusü'nün ikinci başkanı. jestinden hoşlanmış, herkese an- latıyordu. Ama başbakanın baş- ka elçilerle de zeybek oynadığını öğrendik. Savaş vardı. Saracoğ- lu, Türkiye'nin tarafsızlıgını za- rif bir şekilde göstermiş oluyordu böylece." Grant, Cambridge Üniversite- si'nde klasik diller hocasıyken, bi- raz Türkçe bildiği için ingiliz Kül- tür Heyeti'nin önerisi ile univer- siteden alınıp Ankara'ya yollah- dığında henuz 26 yaşında. Göre- vi, hepsi lstanbul'dâ olan yaban- cı kültür merkezlerinden farklı olarak başkentte okul, üniversite ve Halkevleri'nde ingiliz dilinin öğretilmesi için çalışmak. Ankara'daki kultür ortamını nasıl hatırlıyor? "Savaşa ragmen kiiltür hayabna önem veriliyordu. Konservatuvar. opera, bale, mü- zik. Özellikle Curahurbaşkanı ts- njet Inönu bizzat konserlere ka- blarak kultüre önem verdigini gösteriyordu. Bir kitap ve üniver- site tamtım sergisi yapnuşük. Ona geldi, ilgilendi, bana İngiltere'de üniversiteierin nasıl çausbguu sor- du. Devlet-üniversite ilişkisini, yönetsel ve parasal ilişkisini sor- du." İngiliz Kültür Heyeti'nin mer- kezi Ankara'da, ama tstanbul o yıllarda da bir kültür merkezi. ts- tanbul Üniversitesi ile yakın işbir- liği kurmuşlar: "Halide Edip A«b- var'ı çok net haürfayonım. Sert ve otoriter bir hocaydı. Üniversite Rektöriı Cemil Bibel yakın dos- tumdu. Onlara 9 tngilizce hocası getirmiştik. Edebiyat Fakültesi ile çok yakın ilişkimiz vardı. İngiliz Dili ve Edebiyatı hocası Vahit Turhan'ı, Fahir İz'i de batırlıyo- rum." 1945'te Ankara'dan ayrılmış. Ama Türkiye ile ilişkisi bitmemiş. Aksine, Ankara'daki tngiliz Ar- keoloji Enstitüsü'nün İkinci Baş- kanı. Aynca, bir Amerikan kitap kulübü tarafından Batı Anadolu'- daki tarihi kalıntılara duzenlenen gezilere rehberlik ediyor: "Eski Yunan sanaünı gönnek istiyorsa- nız, gidilecek yer Türkiye'dir." Halen ttalya'da yaşayan Prof. Grant, Türkiye ile yakın ilişkisi sayesinde Eski Yunan sanatına ve Türk mutfağına düşkünlüğünü gi- dermekte güçlük çekmiyor: "Do- mates içinde pirinç... Hah, dol- ma! Evet dolmanın her çeşidi, Domates, biber, kabak... Yaz kış soruyorum her gidişimde. Dolma favorim. Ve mukemmel balıkla- rınız. Boğaz'da hele!." Mevlana., Aya IrinrdeKültür Servisi — Ankara Dev- let Opera ve Balesi, 17 mayıs perşembe günü saat 20.30'da Aya Irini Kilisesi'nde bir konser verecek. Aya Irini'nin yeniden konser salonu olarak düzenlen- mesi dolayısıyla verilecek kon- serde Mevlana ve Yunus Emre için bestelenmiş yapıtlar seslen- dirilecek. 17 mayıstaki konserde Polon- yalı besteci Karol Szymanows- ki'nin (1882-1937) Üçüncü Sen- fonisi veAhmed Adnan SaygurA un "Yunus Emre" oratoryosu- nun son bölumü yer alacak. Ünlu besteci Szymanowski, bundan yetmiş beş yıl önce Mev- lana'nın "Gecenin Şarkısı" adlı şiirini solist. koro ve orkestra için bestelemişti. Boylelikle olu- şan Üçüncü Senfoni ilk kez 1922 yıhnda Boston'da seslendirilerek büyük başarı kazanmıştı. Beet- hoven'ın Dokuzuncu Senfonisi'nden sonra solistli ve korolu senfoni edebiyatının en önemli başyapıtlanndan biri sa- yılan Szymanowski'nin Üçüncü Senfonisi Türkiye'de ilk kez ses- lendiriliyor. Aya trini'deki konserde bir ya- bancı başyapıtın yanı sıra bir Türk başyapıtı da yer ahyor. Ah- met Adnan Saygun'un ünlü "Yta- nus Emre" oratoryosunun son bölümü Ankara Devlet Opera ve Balesi sanatçılan tarafından ses- lendirilecek. Devlet Sanatcısı Hikmet Şim- şek'in yöneteceği konsere solist olarak tenor Yavuz Öztürk, sop- rano Gölge Şekeramber, mezzo- soprano Gülşen Kocaay, tenor Savaseri Kolat ve bas Yaşar Es- kin katılacaklar. Olanaklar elverirse, aynı kon- serin Mevlana kenti Konya'da, Yunus kenti Eskişehir'de ve öteki kentlerde de yindenmesi tasar- lanıyor. Esin Afşafdan yeni kaset, yeni konserler, yeni tasanlar ' Yunus'la Fransa yolundaKısa bir süre önce "Yunus Emre" kasetini çıkaran Esin Afşar 18-25 mayıs arasında Fransa'da ırkcılığa karşı yapılacak şenliğe katılacak. Fransa dönüşünde Aya İrini'de son yapıtlarından oluşan bir konser de verecek. TİYATROYA DÖNÜŞ — Esin Afşar, sekiz yıldır uzak kaldığı tiyal- ro>r a gelecek mevsim iki oyunla döneceğini söylüyor. Afşar, piyasa- ya >eni çıkan "Yunus Emre" kasetinin ardından "Mevlana" ve "Nâ- zım Hikmet" kasetlerinin hazırtıkları içinde. Kültür Servisi — Esin Afşar, ayağının tozuyla döndüğu Izmir Aliağa "Emek Şenliği"nden son- ra davetli olduğu Audincourt "Irkçılığa Karşı" festivaline katıl- mak için çıkacağı Fransa yolculu- ğunun hazırlıklarını sürdürüyor. Fransa'nın Montbeliard kenti yakınlanndaki Audincourt kasa- basmda 18-25 mayıs tarihleri ara- sında düzenlenecek festival, ulus- lararası bir niteliğe sahip. Çeşitli ülkelerden muzik ve dans grupla- rının katıldığı gösteriler açık ha- vada yapılıyor. Bu'yıl ev sahibi Fransa'nın yanı sıra Portekiz, Ispanya, ltalya, Cezayir ve Tunus muzik gruplarının katılacağı şen- likte, Yugoslavya Ulusal Bale Top- luluğu da bir gösteri sunacak. Turkiye adına şenliğe katılacak olan Esin Afşar, 19 mayıs cumar- tesi günü vereceği konserinde Türkçe ve Fransızca yapıtlannı seslendirecek. Sanatçıya 2 saat sü- recek konserde Ahmet Güvenç (bas), Deniz Tüney (piyano), T«h- sin Ünüvar (flüt - tenorsaks) ve Murat Özbey'den (perküsyon) oluşan grubu eşlik edecek. Afşar, konserlerinde sürekli kullandığı, özellikle yurtdışında ilgi gören "utantik davul"unu da Fransa'ya götürecek. Müzik çalışmalannda 20 yılı ge- ride bırakan Esin Afşar, ülkemi- zin adını Avrupa ve Balkan ülke- lerinde surekli davet edilerek ka- tıldığı müzik festivallerinin yanı sı- ra Japonya'ya kadar uzanan Uzakdoğu ülkelerinde müzik elçisi olarak duyurmuş olmaktan mem- nun olduğunu dile getiriyor. Af- şar, ilk kez 1969 yıhnda, diploma- tik sanatçı olarak Macaristan'a gönderilmişti. Geçen yü haziran ayında yine Fransa'nın Toulouse kentinde yapılan ve 10 bin kişinin izlediği Kökler Festivali'ne katılan Afşar arlık çahşmalarını ağırhklı olarak Türkiye'de sürdürmeye kararlı. Kültür Bakanlığı'run finanse et- tiği 10 yapıttan oluşan "Yunus Emre" kaseti Afşar'ın son çalış- malarının ürünü. Düzenlemesini Ahmet Güvenç'le Deniz Tüney'in gerfekleştirdiği kasette, müzikle- ri sanatçıya ait 6 yapıt yer alıyor. Esin Afşar, kasetini tstanbul ve tz- mir'den sonra bugün de Ankara1 da Kültiiı Ürüalen Sauş. Magaza- lan'nda dinleyicileriyle söyleşerek imzalayacak. Aynca 14 mayıs pa- zartesi günü ODTÜ Mimarhk Fa- kültesi anfısinde bir konser ve- recek olan Afşar, 18 mayısta gru- buyla birlikte Fransa'ya gidecek. Afşar, Fransa dönüşü haziran ayı başında lstanbul'dâ Aya Irini1 de vereceği konserinde son çalış- malarını seslendirecek. Afşar'ın "Yunus Emre" kaseti Kültür Ba- kanlığı'nın isteği üzerine Ingiliz- ce olarak da doldumlacak ve çe- şitli illerde televizyon çekimi ya- pılacak. Esin Afşar, düzenlemesi- ni Ergüder Yoldaş'ın yaptığı "Mevlana" kasetinin çalışmaları- nın da sürdürüldüğünü ve Nâzım Hikmet'in "Kambur Kerim", "Ar- havili İsmail" ve "Karayılan"ın- dan yeni bir kaset çahşmasına başlayacağını söylüyor. Düşuncelerini "Her sanatçının olduğu gibi benim de en büyük ar- zum, kalıcı şeyler yapmak ve ge- ride bir şeyler bırakmak" diye di- le getiren Esin Afşar, 8 yıl ara ver- diği tiyatroya, gelecek sezon 2 ay- rı oyunla dönüş yapacağını söylüyor. DarioFo'nun 'Bedava mı Sandın?'adlı oyununusahneleyen OğuzArat Tragedya, sanatın gözti yaşh çocuğu Italyan yazar Dario Fo'nun oyununu Bakırköy Belediye Tiyatrosu sanatçılan Karaca Tiyatrosu'nda sergiliyor. Fo'nun oyununun yönetmenliğini, mizah ustası Oğuz Aral üstlendi. DtKMEN GÜRÜN UÇARER Dario Fo'nun yazdığı ve Oğuz Aral'ın geçen ay Bakırköy Beledi- ye Tiyatrosu'nda yorumladığı "Bedava mı Sandın?" 4 mayıstan bu yana Karaca Tiyatrosu'nda sahnelenmekte. "Bir karikatür ustası olarak Dario Fo size ne diyor? Nasıl yo- rumladınız?" sorusunu yanıtlar- ken "Dario Fo'ya öncelikle bir ti- yatro ustası olarak baktıra." diyor Oğuz Aral. "Karikatürcü olduğu- mu aklıma getirmedim bile. Kuş- kusuz mizah kalitesi çok yüksek bir yazar. Genelde insanların so- nınlan, dertleri, açmazlan, çatış- malan hep tragedya biçiminde ve- rilir. Tragedya bir estetik biçim olarak kendini kabul ettirmiş. Bu nedenle de aynı sorunlar mizah içinde verildiği zaman hafife alı- nır. Genellikle de aydınlar, bilir- kişiler yapar bunu. 'Güldüriicü, ama aynı zamanda da düsündüriicü' sözcükkrinde adeta mazur gösteren, korumaya çahşan bir tavır vardır. Bana sorarsanız, tragedya, sanatın gözü yaşlı, geri İŞÇİLERİN SORUNLARI — Dario Fo'nun "Bedava mı Sandın?" adlı oyununda, işçilerin az para ka- zanmaları sonucu yiyecek alamaz duruma düşmeleri işleniyor. Yönetmen Oğuz Aral'a gore, bu, bizim emekçilerimizin sürekli içinde yaşadıkları bir gerçek. (Foloğraf: Özcan Yaman) zekâlı çocuğudur. Önce mizah vardı. Ardından tragedya geldi. Tragedyada en nefret ettiğirn şey kahramanlığı devamlı göklere çı- karlması ve 'örnek' olarak kitle- lere sunması, kaderciliği empoze etmesi. Mizahın ise böyle lablo- Dario Fo'nun bu yapıtında tra- sanlann birbirierini yeme-öldür- gedyanın bireysel ve toplumsal so- rae nedenidir. Fo'nun ustalığı, aç- runlarının tümüyle var olduğunu hk temasını, böyle ciddi bir tema- belirten Aral, bu sorunların bize yıt keyifle izlettirmesi ve de bizle- çok yakın olduğunu da vurgulu- ri hicranlara garketmek yerine da- yor: "Bir Akdeniz halkına bir bas- n a fazla duşünmeye zorlaması." ka Akdenizli yazann eserini sunu- Dario Fo'nun mizah anlayışı ile lan yoktur. Onun kahramanlan yonız. Öyle bir ülke ki ltalya, şim- bizim mizah anlayışımız arasında hep komik insanlardır. Nasreddin Hoca belki de Anadolu toprağı- na gelmiş geçmiş en buyuk kah- ramandır. Benim kahramanlanm da komik kişilerdir. Gerçek kan- ramanlardır, çünkü hepsi insandır ve çok boyutludur." di bizim yaşamakta olduklanmı- farklılık olup olmadıgı sorusuna zı bol bol yaşamış. 'Bedava mı js e yarutı şöyle Oğuz Aral'ın: "Da- Sandın?" da işçilerin az para ka- rio Fo'nun mizahını zaman zaman zanmalan sonucu yiyecek alamaz yabancıladım ve bize uydurmaya duruma düşmeleri işleniyor. Bu çalıştım. Yetersiz bulduğum bö- bizim emekçilerimizin sürekli için- lümler üstünde de oynadım. Fo de yaşadığı bir gerçek. Açlık, in- mutlaka benden daha usU bir mi- zahç_ı, ama benim de olaya kat- kıda bulunacak bir iki oyunum vardı ve kullandım. Ben bir mel- ne yaklaşırken onun tek kelimesi değişmez diye diışünmem. Bir kişi yazdı, diğeri sahneye koyuyor. Yo- rumladığım oyunu kendi büdiğim gibi eğip bükmek isterim." Biraz da sahneleme tekniğine değiniyoruz sanatçının. "Ben bu oyunu tamametı görsel olarak ele aldım" diyor Aral. "Tam bir gör- sel komedi yapmak istedim. Ar- ük insanlann birbirlerine agdalı sözler soylemelerinden bıktım. Mizahı ve komiği sözlere değil ha- reketlere bıraküm. Zaman zaman çizgi film gibi izieyebileceğiniz teknikler kullandım. Genelde kar- ton tipler tek boyutludur. Benim gayretim karton tiplere bir insan perspektifi, bir derirüik kazandır- mak oldu. Bu nedenle de sahne- ye sürekli ipuçlan bıraküm, bizim onlann gormediğimiz yanlannı sunmaya çalışüm. Tabii görsel ti- yatroda en önemli sorun tekniğin, altyapının mukemmel olmasıdır, yoksa olayın güzelliğini, görselli- ğini bozar. Teknikle çok uğraştık. Teknik, Türk tiyatrosunon genel sonınu, hastalığı. Bu oyunda tek- nige karşı insan malzeraesini kul- landık ve insan maizemesinin gü- cüyle teknikteki hatalan önleme- ye çalışük. Bir de altını özellikle çizmek istediğim bir nokta var, oyunumuz Türk tiyatrosuna '70i lerden, '75'lerden bu yana sahne- lerimizde pek görülmeyen yeni bir 'star'ın müjdectsi olacak göriişün- deyim." Charles Farrell öldü • Kültür Servisi — 1920'li yıllarda "Yedinci Cennet" adlı sessiz filmdeki rolüyle üne kavuşan Amerikalı oyuncu Charles Farrell 89 yaşında öldü. "Kibar tavırlı" oyuncu olarak tanınan Farrell, 1930'larda Janet Gaynor'la beyazperdede çok tutulan bir çift oluşturmuş, orta yaşlarda politikaya atılarak belediye başkanı ohnuştu. "10 Emir", "Yedinci Cennet", "LUiom", "Aggie Appleby" ve "Savaşan Gençlik" Charles FarreU'm başlıca nhnleri arasında. Sammy Davis agır hasta • Kültür Servisi — Amerikalı zenci şarkıcı, sinema oyuncusu ve şovmen Sammy Davis Jrîın ağır hasta olduğu bildirildi. Uzun bir süredir gırtlak kanserine yakalanmış olan Sammy Davis, mart ayında hastanede tedavi gördükten sonra Beverly Hills'teki evine dönmüştü. Sammy Davis'e yakın çevrelerin verdiği bilgiye göre ünlü sanatçı son günlerde aşın ölçüde zayıfladı. 3 kısa oyun iki sahnede • Kültür Servisi — Yıldız Üniversitesi oyuncuları bugün saat 15.30'da Ortaköy Kültür Merkezi'nde 1. Beşiktaş Kültür ve Sanat Festivali kapsamında 3 kısa oyun sergileyecek. Brecht'in "Muhbir", Çehov'un "Kutlama", Orhan Asena'nın "Yurttaş C" adh oyunlan bugün saat 20.00'de de Sarıyer Halk Eğitim Merkezi'nde "8. Boğaziçi Amatör Tiyatrolar Şenliği" kapsamında sunulacak. YÜO 21 mayıs pazartesi 15.00'te Gençlik Günleri'ne John Whiting'in "Hayır Neden?" adlı oyunuyla katılırken 24-25 mayısta da Yıldız Üniversitesi Konferans Salonu'nda "Kimin Rüyası Bu"yu sergileyecek. Açıkhavada rock konseri • Kültür Servisi — Alman Grinder topluluğu, bugün saat 13.00'de Açıkhava Tiyatrosu'nda "Rock Mü2ik" konseri veriyor. Türkiye adına Pentaground ve Akbaba müzik gruplarının da katılacağı konserde, konuk topluluk "Leave İn lstanbul" adlı son albümlerinde yer alan yapıtlannı seslendirecek. 5 kişiden oluşan Grinder müzik topluluğu, daha önce Amerika, Brezilya, Ingiltere, Fransa ve Avusturya konserlerine katılmıştı. UGUN • Gençlik Günleri "Lethal VVeapan" adlı film 12.00'de, "Yasalarda Kadın" konulu söyleşi 15.00'te, Cana Dolay, Çağatay Karaçizmeli ve Arhan Kayar'm "Happening-2" gösterisi 17.30'da ve Florance Nightingale Hemşirelik Yüksek Okulu'nun "Tann" adlı oyunu 19.00'da Harbiye Şehir Tiyatrosu'nda izlenebilir. • "Konumuz Çocuk" Söyleşlsi 15.30'da Kadıköy Gençlik Kitabevi'nde yapılacak. Tanju Cılızoğlu'nun yöneteceği söyleşiye konuşmacı olarak Prof. Dr. Haluk Yavuzer, Yalvaç Ural, Gülten Dayıoğlu ve Fatih Erdoğan katılıyorlar. • "Sokaklarda Yapılsa Resimler" gösterisi 12.00'de Ortaköy tskele Meydanı'nda yapılacak. • Sinema konulu söyleşi Kadir tnamr'ın "Türk Sineması" konulu söyleşisi, 20.30'da Kalamış Time Club'te izlenebilir. • Muazzez Abacı konseri Beyoğlu Emek Sineması'ndaki konser 21.30'da izlenebilir. ŞHP İSTANBUL DEMOKRASİ SÖYLEŞİLERİ-8 13 Mayıs, Pazar (Yarın) GÜNEYDOĞU'DAKİ SON GELIŞMELER VE 413 SAYILI KARARNAME Konuşmacılar: Fuat ATALAY (Diyarbakır Milletvekili SHP Genel Saymanı) Doç. A\. Yticel SAYMAN Yöneten: Av. Behlül ABLAK Yer: SHP II Merkezi Saat: 12.00
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle