22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhunvel MalbaacıUk \e Gazetecıhk Turk ^nonım Şırketı adına Nadır Nsdı 0 Genel h v m Muduru Hasan Cemal. Muessese Muduru EmiBe Lfskljgil. Vazı Işien Muduru Okı> Gonensjn, 0 Haber Merxezı Muduru Yâlçin Bayrr, Sajfa Duzcnı Yonetmenı All ^of, # Temsıktler ANKARA MUIKI Tan. 1ZMIR HıknKI Ç ı m k ^ ı . ADA\\ ÇtHn Ygoıoghı 1-, Politıka Cetal BaMıngıc. Dış Haberler Lrgun B*lcı, Ekonomı O n p ı Turtlın I; Smdıka ijukran kema. kultur CeU Lstcr, Eğmm Gcncay ^a>tan. Habc Vaiiırma İsmrt Beritan. Yun Haberlen Secdtl Dogaıt, Spor Danıjmanı 4bdulkadır ^ucriman. Dızı Yazjiar Karm Ç-alçluuı. \ıuşıınna Şolufl AJps}. Du^e/lme KMu&ab YUKI 0 fc.oordm.irar \hmet kondsaıl. 0 Maiı Ijter Erol E/fciıl. # Muhasebe Bufcnl Vmer 0 But(e Planlama Sevgı Oaıunbc^o^u 0 RrkLam \>şe Tonın. 0 Ek \ıv",!u- Huh« AVvol 0 ldare Huvnn Gmr. # Işleln-e Ondrr Çdık, 0 Bılgl Hleır Nul Imü 0 Perond <*vgı BosUaaoglıı. Basan ve Yayan. Cumhumm Maıbualık w Gasttalık TAS, TUrk Oca*ı Cjd 39/41 I 34JM la PK J*6-lsanbul Td 512 05 05 (20 hatt "fekx. 22244 Fm. (1) 526 » 72 0 Bumhr Hnkam Zıya Gökalp Blv Inlulap S. No 19'4. Td. 133 II 4M7 Tcfcx. 42344 Fu. (4) 133 05 6' 9 tn»" H Zıya Blv 1352 S2/3. lü 13 12 3a lüo- 52359 Fax (51) 19 53 <0 Inonu Cad 119 S No I Kx I. TıL 19 r 52 (4 tstt). Töa. 62155, F». f71) 19 37 52 TAKVIM. 12 MAYIS 1990 Imsak: 3 58 Guneş 5 43 Oğle 13 05 Ikındı 17.00 <\kşam 20 18 Yatsr 21 55 Izmir Aliağa için yeniden eylem Bakırçay Beiediyeler Birliği termik santrala karşı uluslararası destek konusuna ağırlık vermeyi planlıyor. SERDAR KIZIK ~ İZMİR — Aliağa Termik Santralı'mn Çevre Etki Değer- lendirme (CED) raponınu haar- lamak için önceki gün Gencel- li'de incelemelere başlayan OD- TÜ grubunun, yöre halkından gelecek olası tepkilerden ürktu- ğu öğrenildi. D.E. Universitesi Çevre Mü- hendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Aysen Müezanoflu ODTÜ grubunun hazırlayacağı rapor için "Buna akademjk itirazım v»r. Bu çalışmanın adı ve nite- ligi, ÇED olamaz" dedı. Çar- şamba günu Helvacı Köyü'nde santrala karşı yeni eylemleri planlamak amacıyla toplanacak Bakırçay Beiediyeler Birliği, ko- nunun uluslararası destek yönü- ne daha da ağırlık verecek. Ali- ağa Belediye Baskanı Hakkı ÜV- kü, ODTÜ'den gelen öğretım ıtyelerinin kendisine, "Hukumet bizden 2 ayda ÇED'i istiyor. Bû bunnn en erken 1 yıkU tamam- lanacağını söyledik" dedikleri- nı behrttı. Bu arada fzmır'de bulunan Devlet Bakanı Mebmet Keçeci- ler, Aliağa Termık Sanıralı'yla ilgilı olarak "Biz hukumet oia- rak çevre sorunlanıu onem ve- riyoruz. Bugunku nesillerin ge- lecek Desillerin hakkına tecavuz etme>e haklanmn olmadığını dusunuyonız" dedi. Mugla Köylere îmar planı ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA — Türkiye'de ilk kez Muğla'da 60 köyün imar planımn yapılacağı açıklandı. Çoğunluğu Marmaris ve Fethi- ye'de olan sahil köylerinin ımar planlanntn, muhtarlarca yaptı- rılması kararlaştınldı. Karan alan Muğla Valiliği, TMMOB Muğla îl Temsilcilığı'nden "mubtarlara veriJoıek Uzere planlama için genel ilkeler belirienmesini" ıstedı. Bakanlıkça onanmış olan çev- re duzem ımar planı kapsamın- da kalan Muğla sahillerindeki 60 köyun imar planlarını, köy muhtarlıklarımn kendilerinin hazırlatmaları yönunde Muğla Valılığı'nce karar alındı. Anneler triınu Egitim Servisi — "Anaeler Gunu", yarın kutlanacak. Turk Anneler Demegi başkan ve üye- leri, yarın sabah önce Taksım'- dekı Ataturk Anıtı'na çelenk koyacaklar ve Istıklâl Marşı eş- lığinde saygı duruşunda buluna- caklar. Dernek uyelen daha son- ra Darulaceze'yı ziyaret edecek- ler. Caziosmanpasa Belediyesi de "Anneler Giinü" nedeniyle bir kutlama töreni düzenleyecek. Belediyemn Anneler Gunu Kut- lama Komitesı Baskanı Emine Rustemoğlu, "tlçemizde kadın- lann orgutlenmderi ve sesterini duyurabilmeleh için Anneler Gunu kutlamalan bir vesile ol- muştur. Bundan sonra kadınJar arasındaki dayaıuşmayı pekiştir- mek için dernek kurma çalıçma- lanna başlamış bulunmaktayız" dedı. Kutlama töreni yann saat 14.00'te Gazjosmanpasa Beledi- ye Nıkâh Salonu'nda yapılacak. Ayrıca, Umraniye Belediyesi'- nin bir ay önce temelini attığı "Başak Çocuk Evi" annelere armağan olarak yarın açılacak. Kâğıthane Belediyesi de pilot bölge olarak seçilen Keçıderesi'- nde yann saat 11,00'de annele- re karanfıl dağıtacak. BÜYÜK COŞKL' — Sokaklar çamur içinde, yoksulluk ustlerden akıyor, işsizlik kol gezi>or. Ama bunlann biçbiri Kakava Şenliği muüııluğunun kılına bile dokunamıyor Ahir MeDZİI'de.(Fotograflan Kayıban Guven) Çingeneler, 'Hıdır ile Ilyas'ın buluştuğu, hayatın yeniden başladığı günü gönüllerince kutladılar Edirnede 4 Kakava Bayramr 1 NECATİ GÜNGÖR indistan kökenli, esmer tenli, sıcak ingeneler, Ganj nehri kadar kutsal kın onları, halkçılığı diline pele senk edip bu kalabalıktan oy al- mış yerel yönetıciler dahi ılgilen- meye değmez bulmuşlardı besbeUı! Ama butun bunlara inat, Go- go Mezarhgı'nın çevre yanında "mubalaga" bir kalabalık vardı; kentten akın akın gelen bir ınsan selı... Çiçek açmış bir kayısı ağa- a gibi tepeden tırnağa süslenmiş esmer güzeli insanlar vardı. * Günlerden cumanesıydı, mayı- sın beşinci günü. Ağn Dağı'nın te- pesinden dogup Edırne'de yorgun düşen ikmdi guneşi, beyaz bulut- ları ateş kırmızısı, bakır kızılı, al- tın sarısı renklere boyayarak ağır ağır devriliyordu. Yeşii dallar Yazın, yaşamın dirimsellığin simgesi çiçeklı, yeşıl yapraklı dal- lar vardı insanlann eüerinde. Gö- nülleri tutuşturan şenlik ateşı, göz bebeklennde pınldıyor, yüzlerin- de ışıyordu. Durgun bir su kadar berrak tenli genç kızlar, gelecek gunlennin mutluluğunu anyorlar- dı bu alanda. Gençlıklerini ve go- nül yakıcı guzelliklerini nicedir yi- tirmiş olan yaşlı kadınlar, onu bir kez olsun yeniden bulabilmek umuduyla gelmişlerdi sanki bura- ya. O mahşen ınsan kalabalığı içinde gençliklenni arıyor gibıydı- ler. Atlan mendıllerle süslenmiş talikalar geçiyordu tıngır nungır. - kanlı Çingeneler, yazın gelişini kutlayan bır anlam yüklenmiş Tunca'da hem - bayramı herkesten fazla benimsemişler. oynuyor hem yıkanıyorlardı. Göçebe çadırları içinde bütün bir kış Delikanlılar kadın, genç kızlar erkek " Z0 J Ş a r t l a r c ^ a yaşayan bu güzel insanlar kılıgına girmişti. Su, ateş ve yeşillik, bu - için yaz, bolluk ve bereket, yolların şenliğin vazgeçilmez simgeleriydi. ! Bıra- açılması ve özgürlük demek. . Bugün evlenmek de uğurlu sayılıyordu. e pele- r a c => •> •/ Penceresı yeşıJ dallarla örtülü tak- siler, mınibüsler ilerliyordu. Ser- semişlerdi. Göçebe çadırlan için- de butun bir luş zor koşullar al- tında yaşayan bu guzel insanlar, yaz mevsimınin ilk gunu sayılan "Kakava"yı canı gönulden, kan- ları kaynayarak, coşup eğlenerek kutluyorlardı. Yazın sıcaklığım ıbklerinde duyuyorlardı. Yaz, bol- luk ve bereket demekti bu göçebe insanlar için! Yaz, yollann açılma- sı demekti. Hayvanlar ıçın çayır- ların, çimenlerin ortaya çıkması; insanlar için kışın kıtlığından, yokluğundan, soğuk ve sefaletin- den kurtulmak anlamını taşıyor- du yaz.' Böylesıne kutlu, uğurlu bir gun, bayram sevinciyle karşı- ATEŞİN DtBtNDE — Hıdırellez ateşi, çingene geleneklerinin vazgeçilmez ogelerinden biri. Ateş dibinde biranın tadı başka. çe yiirekli çocuklann neşesine en- daze yoktu! Baloncular onlar için dolaşıyorlardı, dondurmacılar on- lara seslenıyor, kabakçekirdekle- ri onlar için hazırlanmıştı külah- lar dolusunca... O çocuklar ki ya- rının sahiplerıydiler; yarın buyü- yecekler, ama böylesi gunlerini mumla arayacaklardı. Edırne boşalmıştı sankı o gun... Mezarkğın duvarlan salkım saçak delikanlılarla doluydu. Mezarhğın içinde, yeşıl servilerin serinlığı al- tında uçerh beşerlı erkek grupla- rı, kahırlı yumruklarını meze ya- pıp vuruyorlardı ucuz şarapların gözune. Evet, Edirne'de Gogo Mezarlı- ğı çevresinde Hıdırellez Bayramı kutlanıyorüu. Çıngenelerin diliy- le "Kakava" Bayramı... Söylenceye göre Hıdır ıle lîyas kardeşler, yıl- da bir gun buluşur, göruşurlerdı. Buluştuklan gun kış bıtmış, yaza adım atmış olurlardı. Tıraş olur- lardı o gün, yenı gıysiler gıyer, kendilerıne çekidüzen verırler; coşkulu, temız duygularla bırbir- lennı karşılarlardı. Can cana, gö- nul gönule söyleşır, dertleşirlerdı. Eğlence ve neşe içinde yjyıp içer- lerdi bütun gun... lkı kardeşin bu buluşma gunlerı, geleneksel bır bayram şenliğıne dönüşmüştu za- manla. Adım da bu ıkı kardeşin adından almıştı: Hıdır-llyas. Dil- den dıle, kuşaktan kuşağa söyle- nıp gelerek "Hıdırellez" bıçımını almıştı. HindisUn kökenli, esmer tenli, sıcak kanlı Çingeneler, bu bayra- mı herkeslerden daha fazla benim- lanmaz mıydı hıç? Gençler tanışırdı Kadım zamanlar içinde Edırne 1 nin göçerleri, yılda bir gun şim- dikı mezarhğın bulunduğu alan- da toplanırlardı. Tıpkı Hızır ve ll- yas kardeşlerın buluşması gibi. O gun, yazın başlangıcı olurdu: Ma- yısın altıncı gunu. Hayvanlarını, arabalannı, eşyalarını toplayan gelirdı oraya bo> r boy. Genç kız- larla delikanlılar bırbırlenni tanır- lardı orada. Kız alıp vermeler, söz kesmeler olurdu aralannda. Ak- rabalar göruşup koklaşırlardı. Bir şenlik yaşanırdı gün boyunca kı dillere destan! Bu şenliklerin bır de yöneticisı vardı elbet, adına "çeribaşı" der- lerdi. Çerıbaşı hem yaşanan bu şenliğin başını çeker hem de gö- çerlerin devletle olan ilişkilerinde onları temsıl ederdı. Vergıcıler, jandarmalar yahut yabana bır ko- nuk geldığinde, çeribaşı onları karşılar, ağırlardı usulunce. Çeri- başı olacak kimsenin âdap erkân bılmesi gerekirdı. Az çok varlık sahibi bir kimse olur, gerektiğin- de yoksullan gözetirdi. Şenlikler sırasında kazan kaynatır, kuzular kestırir, şolen verirdi soydaşlanna. Bu yanıyla da biraz Kırkpınar ağalığına benzerdı çerıbaşıhk... Her şenliğin sonunda ortaya bir kuzu çıkanlır, açıkarttumaya ko- nulur; kimin ustünde kalırsa, ge- lecek yıhn çeribaşısı o olurdu! Ne var ki Trakya'nın göçerleri zamanla toprağa bağlandılar. Öz- gurluklerinı, başını alıp gitmenın mutluluğunu ruzgâra verip dağla- ra savurdular. Ekmeklerini ve umutlannı yerleşik bir duzen için- de aramaya koyuldular. Kendile- rinden çok çok önce toprağa kök salıp düzen kurmuş olanlann ya- pılacak işleri onları bekliyordu. Arabacıhktan haınallığa, kalaycı- lıktan tarım ışçiligıne, boyacılık- tan garsonluğa, çalgıcıhktan hiz- metçiliğe, tombalacılıktan çiçekçı- lığe, falcıhktan mangal-maşa ya- pıp satmalara kadar... Doğanın acımasız koşullarına, kıtlık kıya- met gunlerine, açhğa ve ışsızliğe alışkmdılar Zaman oldu hapisha- nelerı tanıyanlar çıktı aralanndan, zaman oldu geneleve duşenler go- rüldu açlık belasından.. Ama bir yanları hıç ölmedı, yıkılmadı, çü- rumedı; hep dıri kaldı! Yaşama se- vinçlerıydi bu... Onu hiç yıtirme- dıler. Hayata bağlıhkları hıç gev- şemedi. Bır şeyı daha unutmadılar, terk etmediler Kakava Şenlikleri'ni! Ona asla ihanet etmediler... Mayısın beşinci gununun son demleri yaşanıyordu. Ağn Dağı1 nin tepesını aşıp bir gunde Meriç Nehri'ne kadar koşan güneş, so- luk soluğa kalmıştı. Gökyuzunun mavısı laciverde dönuyor, akşam esintısı çıkıyordu bir uçtan. Gogo Mezarhğı'nı çevreleyen ınsan selı kente dönuyordu. Dinmeyen coşku Gogo Mezarlığı'nın ust yanm- daki Menzil Ahir Mahallesi'nde şenlik suruyordu oysa. Sokaklar çamur içindevdı. Ahırlara, kumes- lere bıtişik toprak zemınlı evler pek derme çatmaydı. Çatılar yağ- mura göğus geremıyorlardı bes- beUı. Yoksulluk, ınsanların üstle- rinden başlarından akıyordu kimi yerde. tşsizlık kol gezıyordu bu so- kaklarda. Hastalıklar kapı ardın- da nöbetteydiler gun yırmı dört saat! Ama butun bu olumsuzluk- ların hıçbın, Kakava Şenliğı'nin, bugunku mutluluğun kılına bıle dokunamazdı Menzil Ahır'de! Ka- pıların önunde şenlik ateşleri >a- ruyordu. Ateşlerın çevresinde çile- keş kadınlar toplanmışlardı Pen- cereler açık, kapılar ardına kadar dayalı; önce yoksulluğun ragmına çift kolonlu muzık setlen oyun ha- vaları çalıyordu. Kurdeleler kesıl- mıyordu bu şenlıkte, soj'lev çeken siyaset beargânları yoktu, Turızm Bakanlığj'ndan beş kuruşluk bır "tahsısat" ayrılmamıştı. "Abc, senin de hakavan kutlu olsan!" Bağırlan açık harbı delikanlılar, fraklı bır klarnet solosuyla oyuna kalkmışlardı. Darbukanın oynak temposuyla gencecik bedenlerinı tıtretıyorlardı genç kızlar. Tellen zelzele görmüş Zeynel Abidin, cumbüşuyle dem tutuyordu esmer bir çocuk, iddialı klarnetin solo- suna. Klarnet çalmak her babayı- ğıdin kârı değıldır; uzun, genış bir soluk ister! Sağlıklı ciğer ister. Kâh gokyuzüne kaldırarak elınde- ki aleti kâh aşağı indirerek solu- ğunu inleyen, coşturan, fıkır fıkır kaynatan nağmelere dönüştüru- yordu klarnetçı. Saçlan berber ta- rağı gormemış de olsa, uzun etek- leri toza çamura bulanmış da ol- sa, dişıliğinı kıvrak figürlerle ser- gıleyen on beşinde, on altısında, on yedisindekı tazeler, bırlikte oy- nadıkları delikanlılann kanlarım ateşleyıp buyulüyorlardı onları. Kımi gençler tam bugünde, bu şenlik içinde evlenip dünya evine gınyorlardı. Ellenndekı yeşıl yap- raklar, onların muradını simgeli- yordu. Sonra o yeşillik, o çiçek de- metlen evlenn kapılarına asılıyor- du. Bu şenlik, bu çengi, bu düğün havası, bu oyunlar, bu buyulu at- mosfer sabaha kadar suruyordu Menzil Ahir Mahallesi'nde! Yakı- lan ateşler gecenin karanlığım de- liyordu goz goz. Gecenin karanlı- ğında bırer siluet göruntusune bu- runen insanlar, alazları adam bo- yuna yukselen ateşın ustünden at- lıyorlardı aşkla, ınançla, çılgmca bır coşkuyla... Gecenm sonunda guneş, dingın ve taze bır yuzle bır kez daha gü- lumsuyordu ınsanlara. Ortalık tam ağarmadan, gökyuzu kara- dan griye doğru açılırfcen çocuk- lar, gençler ve yaşlılar, yedıden yet- mişe herkes, yemden -okaklara dökulüyorlardı. Atlı arabalann önlerinde dumbelekli, cümbüşlü gruplar yurüyorlardı. Yalnızca Çırlgeneler değıl, hayır; Edırne'nin uzak yakın bırçok semtinden ın- sanlar akm akın gelmeye başlıyor- lardı Sarayiçı'ne. Burada Tunca Nehn akıyordu kıvnla büküle. Su- yu kırlenmişti Tunca'mn. Yer yer bataklıklar oluşmuştu kıyı boyun- ca. Suya iniş Nehır kıyısındakı ağaçlann dal- larında bulbuller ötüyordu. tnsan- lar, ellerindeki kovalarla, testiler- le, taslarla, plastık bidonlarla su- ya ıniyorlardı. Kımi delikanlılar kadın kılıgına, kımi genç kızlar de erkek donuna girmışlerdi. Hep bir ağızdan turküler söyluyorlardı. Hem oynuyor hem suya ıniyorlar- dı bölük böluk... O gun, o gece ev- lenenler, yazın başlamasıyla bir- likte muratlanna ermış olarak ge- linlik ve damatlık gıysılerıni taşı- yorlardı sırtlannda. Mısır'ın NU'i, Hindisun'ın Ganj'ı kadar kutsal bir anlam yüklenmiş olan Ttonca 1 nin suyuyla yüzieT yıkanıp anndı- rılacaktı bu bayram sabahında! Su, ateş ve yeşillik, bu şenliğin vazgeçilmez simgeleriydi. Hayat, bu uçüntin birleşmesınden meyda- na geliyordu. Mahalle sakınlerinden Gnllen Taklay'a sorarsanız, eski gılzel ge- lenekleri yoksulluğa kurban edil- mışti! Bu ateş yakmaJar ve oyun- lar, yoksulluklanndan ötürüydü şimdılerde, Çerıbaşı, kadın kılıgı- na girip oyunculann başını çeki- yordu artık. Eski çeribaşıhk öl- muştü. Amaç, kendilerini seyret- meye gelen varlıklı insanlardan para toplamaktı. "Erkeklerimi/, erkekligini batnyor yoksulluk yû- zunden!" diyordu Gülten Taklay. Çeyiz sergisi Gerçekten beyaz gelınlik giyin- miş olan bir genç kız, çevresinde kendisiyle brrlikte oynayan öteki kızlardan sıyrılıp o sırada yanla- nndan geçen bir arabayı durduru- yor ve içindekilere şöyle sesleni- yordu: . "Şaba.1 Şaba! Hadi, şaba yaptş- tırsana be!" "Şaba" sözcuğunun anlamı, oy- nayan kimseye para yapıştırmak- tı... Gün ışırken şenlik coşkusu do- ruklara çıkıyordu beş bın nufus- lu Menzil Ahir Mahallesi'nde. Işı- yan gunle birlikte çeyiz sandıkla- n açıhyor, kimi evlerin önunde üç yaşındaki, beş yaşındaki kızlann çeyizleri sergileniyordu bu kez. Mavi, pembe, san kumaşlar uçu- şuyordu sabah yeliyle Yalnızca çe- yiz düzülmüyordu o yaşlardakı kızlara; daha şimdiden, el kadar bebelere sdz kesiliyor, başlan bağ- lanıyordu. Gümburdeyen davulun sesi din- mek bilmiyor, zurnamn nağmeleri yeri göğu inletiyor; darbukası, klarneti, insanlann kanlannı kay- natıyordu! Mayısın altısıydı bu- gün. Yaza atılan ilk adım. Ne bir devlet yardımı vardı ortada, ne bir siyasetçi parmağı! Yüzyıllann öte- sinden aşıp gelen bir gelenek, yok- sul bir semtte; yoksul ama sıcak, yaşamantn tadını bilen, güldü mü ağız dolusunca gulen, sevince öle- sıye seven insanlar arasında böy- lece surup gidiyordu. 'Bayanlar • ANTALYA (AA) — Akdeniz Seyahat Acenteleri Derneği (AKSAD) basın sözcüsü Abdullah Tekin, haziran ayında Roma'da yapılacak Dunya Futbol Şampiyonası nedeniyle yalnız kalacak olan AvrupaL bayanlan, futbolsuz tatil için Antalya'ya beklediklerini söyledi. AKSAD sözcüsü Abdullah Tekin, haziranda tüm dünyada herkesin sadeee futbolu düşttnecegini belirterek "Antalya, denizi, kumu ve tarihi guzellikleriyle futbolsuz tatil isteyen tüm Avrupaü bayanlan misafir etmeye hazırdır" dedi. Doğan Kardeş ödtilleri • Egitim Servisi — Doğan Kardeş Dergisi'nce Birleşmiş Milletler Dünya Çocuk Gunu'ne Türkiye"den katılacak temsilciyi belirlemek üzere düzenlenen yarışmada derece a'anlara odulleri, 14 mayıs pazartesi günu Yapı ve Kredi Bankası Yeniköy Korusu'nda düzenlenecek törenle verilecek. Yanşma birincisi Diyarbakır Mehmet Sabri Guzel tlkokulu öğrencisi Şule Coşkun, New-York'ta Birleşmiş Milletler Dünya Çocuk Gunu'nde Türkiye'vi temsil etti ve Amerikalı Senatör Byrd'i ziyaret etti. Şule Çoşkun, ödül töreninde, ABD'deki gezi anılannı anlatacak. 60 km:lik izci ytirüytişti • ANKARA (AA) — Gençlik Haftası nedeniyle düzenlenen "60 kilometrelik erkek ergin izci yilrüyüşü" 16 mayıs çarşamba gunü Kurtboğazı Barajı'nda başlayacak. 71 ilden 230 izcinin katılacağı yürüyüş sırasında izciler, Kurtboğazı Barajı, Sarayköy, Istanbul- Ayaş yol kavşağı ile Hipodrom'da kamp kuracaklar. Kamplarda barınma ve beslenme hizmetlerinin tumünü gerçekleştirecek olan izciler, kamplarda çeşitlı eğlenceleri kapsayan geceler de düzenleyecekler. Ergin izcilerin yuruyuşü 19 Mayıs gunü Anıtkabir'de sona erecek. Tangoseverler bir arada • Haber Araşürma Servisi — Kuruluş hazırhklannı surderen "Tango Dostlan Muzik ve Kultür Derneği'* uyeleri, önceki akşam Türkiye Spor Yazarları Dernegi'nin Levent'teki Tesislen'nde tekrar bir araya geldiler. Geceye tlhan Selçuk, Turhan Selçuk, Selmi Andak, Nedim Erağan, Fehmi Akgün, Engin Ege, Alim Şenf Onaran, Tuncer Ilgıt, Fikret Everest ve diğer tangoseverler katıldı. Elektro-akordeonuyla Nezih Alsan Arjantin tangolan sunarken, Engin Ege ve kızı, Fehmi Ege'den tangolar söyledi. Selmi Andak da 9 yaşında yazdığ tangoyu piyano eşu'ğinde seslendirdi. Mavi yolculuk zamlandı • MARMARİS (AA) — Muğla'nın turistik ilçesi Marmaris'te bu sezon mavi yolculuk fiyatlarmın yüzde 20-50 arasında arttırıldığı bildirildi. Yazhk turlarına başlayan seyahat acentelerinden edinilen bilgiye göre 8 kişilik normal bir teknenin gunlük kırası 300 bin liradan 500 bin liraya yükseltildi. Yetkililer, yabancı turistleri mavi yolculuğa çıkaran lOks yat ve teknelerin buyuklüklerine göre günlük kıralannm da 250 dolar ile 750 dolar arasında değiştiğini belirttiler. Dergilerin kadına bakışı • tSTANBUL (AA) — Şehir Tiyatroları'nca, "6. Gençlik Günleri" çerçevesinde, "Dergilerde Kadına Bakış" konulu söyleşi düzenlendi. Harbiye Şehir Tiyatrosu'ndaki soyleşide konuşan Erkekçe Dergisi Editörü Hıncal Uluç, dunyanın her yerinde dergilerin kadına yönelik olduğunu belirterek aksi halde satış şansmın bulunmadığmı öne sürdü. Kadınlann yaşadığı sorunları dikkate alarak çağdaş erkek imajı yaratmaya çalıştıklarını söyleyen Uluç, "Erkeğı eğiterek kadına birşeyler vermeyi ânıaçladık" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle