Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 NÎSAN 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3
Afganistan'da
mücahit
saldırısı
• HERAT(AA) —
Afganistan'ın Herat kenti
yakınlarında düzenlenen
askeri bir törene davet edilen
mücahitlerin, hükümet
temsilcilerinin üzerine
yaylım ateşi açması sonucu
2'si Afgan generali 12
kişinin öldüğü bildirildi.
Güvenlik Bakan Yardımcısı
General Celal
Razaminda'nın olay yerinde
öldüğü bclirtildi. Olay
yerindeki gazeteciler, Afgan
mücahitlerinin 15-20 dakika
süren yaylım ateşi sırasında,
aralannda çocuklann da
bulunduğu en az 12 kişinin
öldüğünü, birçok izleyicinin
de yaralandığını belirttiler.
Mücahit saldınsının Kabil
hükümetine ait arhlı
araçlardan açılan ateş
sonucu durdurulduğu
kaydedildi.
Ermenistan'da
tasfiye
• MOSKOVA (AA) —
Sovyetler Birliği'nin
Ermenistan
Cumhuriyeti'ndeki
Komünist Parti Birinci
Sekreteri Süren Arutunyan
bu görevinden alındı.
Anıtunyan'ın yerine
Vladimir Movsesyan
atandı. Resmi haber ajansı
TASS'ın bildirdiğine göre,
Ermenistan Komünist
Partisi Merkez
Komitesi'nin dün sabah
başlayan toplantısında,
Arutunyan 'başka bir
göreve" geçeceği için KP
Birinci Sekreterliği'nden
ayrıldı. Ancak ajans,
Anıtunyan'ın yeni
görevinin ne olacağı
konusunda herhangi bir
bilgi vermedi.
Thatcher, en
itibarsız başkan
• LONDRA (AA) —
lngiltere'de düzenlenen bir
kamuoyu yoklaması,
Margaret Thatcher'ın,
ülkede son 50 yılın en
itibarsız başkanı olduğunu
ortaya çıkardı. On bin kişi
arasmda yapılan bir
kamuoyu yoklamasında,
"Başbakan Thatcher'ın
politikaları tatmin edici"
diyen lngilizlerin oranı,
sadece yüzde 24 öldu. Buna
göre Thatcher'ın halktan
aldığı destek, son kamuoyu
yoklamasından bu yana
yüzde 5.2 oranında düştü.
Peres'e FKÖ
destegi
• ROM A (AA) — Filıstin
Devlet Başkanı Yaser
Arafat, lsrail tşçi Partisi
lideri Şimon Peres'in
kuracağı hükümeti
desteklemeye hazır
olduğunu söyledi. Öte
yandan tşçi Partisi lideri
Peres'in hükümetini
sunması için tsrail
Parlamentosu'nun çarşamba
günü olağanüstü toplantıya
çağnkhğı bildirildi.
Parlamento Başkanı Dov
Shilansky, lsrail Radyosu'na
verdiği demeçte, Peres'in
parlamento toplantısının
pazar günü yapılabileceğini
söylediğini hatırlatü.
TIMR Saddam her an atom bombası için 'sürpriz' diyebilir
Barış, füzenin ucundaIrak, Arap ülkelerinin
de desteğini alarak
Ortadoğü'da büyük
güç olma yolunda.
Nükleer silahlara sahip
olma yolunda Irak,
gerekli malzemeyi ele
geçirmeye çahşıyor.
Dış Haberler Servisi — Irak,
Arap ülkelerinin de desteğiıü ala-
rak Ortadoğu'da giderek büyük
bir güç olma yoluna gidiyor. Or-
tadoğu'nun en güçlü kimyasal si-
lah stoğuna sahip ülke olan Irak,
nükleer silahlara olan ilgisini de
açık bir şekilde koruyor. tngilte-
re'de ele geçirilen ve Irak'a gön-
derileceği açıklanan ateşleyiciler,
Saddam Hiiseyin'i, dünyamn
gündemine oturttu.
Time dergisinin haberine göre
lngiltere'de Heatrow havaalanın-
da ortaya çıkarılan ateşleyiciler,
Irak'ın nükleer silah yapabilmek
için gerekii donanımı, bir an ön-
ce elde etmeye çalıştığını gösteri-
yor. Irak Devlet Başkanı Saddam
Höseyin, ülkesini giderek silah-
landınrken, bu ülkenin nükleer
gücü konusunda da çeşitli görüş-
ler ileri sürülüyor.
Irak'ın Osirak nükleer reakto-
rünün Israil uçakiannca yerle bir
edilmesinin ardından, yeniden
böyle bir tesise sahip olup olma-
Saddam, nükleer füze üretebilecek mi?
SADDAM HÜSEYtN — "Güç bende."
•enkmter
Proje ve tasiafciar
Zenginleştirilmtş uranyum
Plutonyum
Trıtyum (Nötron bombasında
kutiantlıyor)
Ateşleyıcüer
Uretım kapasitesi
Taşıyıcı ststemier
trak'n t«Mte te*ma*lx
Irak, silah yapımı için yeteriı
temel bikjitere satıip
Smırlı mıktarda. Ellerindek!
frHktar, bir bomba yapımma
yeteb*r, ancak ızotop aynştmcı
sistemlerı yok
Hertûz plutonyum ürettmı yapap
bir reaktörlen yok
Yok. Henüz üretilemıyor.
Yok. Yurtdışından Irak'a kaçırma
girişimleri sonucsuz kaklı.
Otabılır, ancak Irak, karmaşık
istemlerin içinden çıkamayabilir.
Var. Ucak, nûldeer başlık
üreÖeMmesı durumunda da füze
kullanılabiür
dıgı konusunda ise belirsizlik sü-
rûyor. lsrail gizh' servislerinin ra-
porlan, 1987 yılmda Saddam Hü-
seyin'in, nükleer silahlann geliş-
tirilmesi yolunda emir verdiğini
belirtiyor. Irak'ın yerden yere ve
havadan yere füzelere yaptığı ya-
tınmlar da nükleer silahlar için bir
ön yatınm olarak değerlendi-
riliyor.
Irak, lsrail'in nükleer gOcüne
karşı, kimyasal silahlannı öne sü-
rerken, tsrail ise Saddam'ın, ül-
kenin birçok yöresinde yeraltı
kentlerinde atom bombası için ça-
hşmalar yaptı|ını ileri sürüyorlar.
tsrail, birkaç yıl öncesine kadar
ciddiye almadığı Irak'ı, artık Or-
tadoğu'da en büyük rakibi olarak
görüyor. Bunda, Suriye gibi güç-
lü silahlara sahip olan bir ülkenin
de Irak'a destek vermesi etken
olarak gösteriliyor.
Saddam Hüseyin'in, mart
1988'de ülkesinin kuzeyindeki
Kürtlere karşı giriştiği kimyasal
kıyım, Irak'ın, her koşuldagücu-
ne güç katma isteğini açıkça or-
taya koyuyor. Irak, kimyasal gu-
cünün yanı sıra nükleer silahlara
da sahip olursa, Ortadoğu'da tüm
dengelerin değişeceği, artık Batı
başkentlerinde sıkça dile getirili-
yor. ABD Başkanı Ge-
orge Bush ve birçok Batılı devlet
adamı, nükleer ve kimyasal silah-
lann sınırlandınlması yolunda
çağnlar yaparken, Irak, açıkça
tehdidini sürdürüyor.
Dünyayı bir anda kanştıran 10
günlük gelişmeler gösteriyor ki
Irak artık nükleer silah üretimi-
ne soyunuyor. Saddam Hüseyin,
bunu ne ölçüde gerçekleştirecek?
Veriler, Saddam'ın atom bombası
için her türlü temel bilgiye sahip
olduğunu ve üretim için hayati
öneme sahip maddeleri gizli yol-
lardan ele geçirmeye çahştığmm
karutı olarak kamuoyunun önün-
de duruyor.
DlŞ BASIN une INGÎLTERE
'Irak'ın önlenemez yükselişfIrak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in
"tsrail'in yansını yok edebilecek kimyasal si-
laha sahibiz" şeklindeki açıklaması yersiz bir
tehdit. Ortadan kaldırma tehditlerinin pek çok
bölgede caydırıcılık politikasınm önemli bir
unsuru olduğu doğru. tsrail'in, 1981 yıhnda
Bağdat'taki nükleer santral bombaJaması ne-
deniyle Irak'ın ikinci bir saldın olasılığını he-
saba katması ise çok doğal.
Irak, artık Ortadoğu'da süper güçlerle öl-
çüşebilecek düzeyde kimyasal silaha sahip ol-
duğunu açıklıyor. Irak bu düzeye nasıl ulaş-
tı? Petrol satışından elde ettiği gelirleri, sa-
nayileşmiş ülkelerden gerekli know-how ve
malzeme satın almak için harcadı. Kimyasal
silahlannı fırlatacağı füze rampalanru yabana
ülkelerden sağladı. Başkan Saddam'ın ülke-
si bu silahları daha önceleri Sovyetler Birli-
ği'nden satın alıyordu. Şimdi ise kendi üreti-
yor. Bu durum, Irak'a malzeme sağlayan ül-
kelerin tetikte olmalarıru ve bu alandaki kont-
rollerini arttırmalarıru gerektiriyor.
Oysa şimdiye kadar Ortadoğulu ülkelerin
kimyasal ve nükleer silahlara sahip olmaları-
na neden olan siyasi şartlara yeterince eğilin-
medi. Mısır, zehirli gaz üretimine 1960'larda
başladı. lsrail nükleer ve kimyasal silahlarda
bölgenin liderliğini ele geçirdi. lsrail'in 1981
yüında duzenlediği saldın, Irak ve Libya'mn
kimyasal silahlar üzerinde calışmaya başlama-
larına neden oldu. Irak ile Iran arasında sü-
ren uzun savaşın da bu gdişmelere katkısı kü-
çümsenemez.
Kitlesel katliama yönelik silahlann üretil-
mesine neden olan bölgesel anlaşmazlıklar, ki-
şisel ve ulusal tutkular diplomasi kanahyla çö-
züleceğe pek benzemiyor. Irak ile Libya'run
seslerini yükseltmeleri diplomasinin yeterin-
ce işlememesinin ortaya çıkarabileceği tehli-
kelere işaret ediyor. Iran-Irak gerginliği, tüm
ülkeleri herhangi bir saldırı karşısında tetik-
te durmaya zorluyor. Arap-tsrail anlaşmaz-
lığı ise ABD'nin ortaya attığı banş planını ts-
rail'in fazla dikkate almadığının göstergesi.
(5 Nisan)
Yunanistan'da seçim kampanyalan dün sona erdi
Papandreu, koalisyon dedi
Batı Trakya'da tskeçe'den
bağımsız Türk aday
Ahmet Faikoğlu'nun evine
ve seçim bürosuna kimliği
belirsiz kişilerce saldında
bulunuldu.
STELYO BERBERAKİS
SELANtK — Yunanistan'da
yann yapılacak genel seçimler için
propaganda kampanyası dün so-
na erdi. Sosyalist PASOK lideri es-
ki Başbakan Andreas Papandreu,
seçim öncesi son basın toplantı-
sında olası bir koalisyonun ilk kez
"adını koydu."
Papandreu, basın toplantısında
seçim sonuçlanmn açıklanmasın-
dan hemen sonra PASOK'un, sol
ittifak ŞINASPISMOS'un ve Ye-
ni Demokratisi Partisi'nden ko-
pan (YDP) "çagdaş sag" unsur-
larla bir koalisyonun 24, en geç 48
saat içinde kurulabileceğini söy-
ledi.
PASOK lideri son bir yıldır ya-
şanan siyasi bdirsizliğin ülke eko-
nomisine ağır yaralar verdiğini ve
Yunanistan'ın dUnyadaki siyasal
gdişmelerin dışmda kaldığım, bu
gibi sorunlara sağ eğilimli
YDP'nin *'tek basııa çözim
getiremeyeceğini" savundu.
YDP'nin seçim kampanyasmda
kuUandığı, "Ya biz ya kaos" slo-
ganını "küçük diişiirücii" olarak
niteleyen Papandreu, "Demokra-
sflerde çıkmaz yoktur" diye ko-
nuştu.
Papahdreu, seçim sonucunda
oluşacak yeni parlamentonun oy
'HAYDt MtTİNGE' — Yunanistan'da dün kapanan kampanya döneminde, halk, ilginç anlar yaşadı.
Görkemli geçen mitinglerde, büyük küçük herkes kendisi için bir şeyler buldu. (Fotograf: Reuler)
dağılımı ne olursa olsun sorunla-
n çözebilecek bir yapıya sahip ola-
cağım belirttiği basın toplantı-
sında "kendisinin başbakan olup
olmayacağına" ilişkin bir sonıyu
da şöyle yanıtladr.
"Buna tabü ben karar vermeye-
cefim, ama kişisel olarak fikrim
soruluyorsa >anıtım evettir."
Ancak sol ittifak liderlerinden
Yunanistan Komünist Partisi üyesi
Maria Damanaki, önceki gece
yaptığı bir konuşmada, "Oiası bir
kualisyonun başının birlikte sap-
fanmasından" söz ederken Pa-
pandreu'nun başbakanhğını dışla-
mıştı.
Batı Trakya
Batı Trakya'da tskeçe'den ba-
ğımsız Türk aday Abrnet Faikoğ-
lu'nun evine ve seçim bürosuna
dün sabah kimliği belirsiz kişilerce
saldında bulunuldu. Bağımsız
"tkbaT listesi adayı Faikoğlu'nun
evinin alt katında bulunan dükkâ-
nın camlan saldında kınlırken,
saldırganlar Faikoğlu'nun seçim
bürosunun duvarına da Yunanca
"Domaz Türk casuslan" sloganı-
nı yazdılar.
Olay üzerine Ahmet Faikoğlu
güvenlik makamlarına şikâyette
bulundu, ancak saldırganların
kimliği saptanamadı.
Terörün
suçsuz
kurbanları
Birmingham kentinde 1974
yıhnda 21 kişinin ölümüyle
sonuçlanan terör eylemleri
nedeniyle 16 yıldır
cezaevinde bülunan 6
kişinin suçsuz olduğu ve
eylemleri İRA'nın
duzenlediği öne sürülüyor.
EDİP EMİL ÖYMEN
LONDRA — Birmingham ken-
tinde 1974'te birkaç dakika ara ile
ıki birahanede 21 kişinin ölumü-
ne neden olan patlamalardan so-
rumlu oldukları iddiasıyla ömur
boyu hapse mahkûra edilen 6 ki-
şinin, büyük bir olasılıkla
"suçsuz" olduklan, trlanda Cum-
huriyetçi Ordusu (IRA) üyesi ger-
çek suçlulann halen trlanda'da ya-
şadıklan öne sürülüyor. "Bir-
mingham Alulısı" diye bilinen 6
hukumlünün yetersiz delil, zorla
alınan ifadeler ve işkence sonucu
"suçlanm" itiraf ettikleri ve soruş-
turmayı yürüten polislerin daha
sonra yolsuzluk yaptıklan ve gö-
revlerini kötüye kullandıklan ge-
rekçesiyle işten el çektirildikleri
belirtiliyor. tddialar, "Bagnnsu
Televizyon ldaresi"nin "Graaada
TV" adh yapımcısının hazırladı-
ğı iki saatlik bir televizyon filmin-
de öne sürüldü. Belgesel nitelikte
drama da içeren fılm, IRA üyesi
olmayan, olayla ilişkileri tamamen
tesadüflere bağlı bu 6 kişinin as-
lında suçsuz olduğunu kanıtlama-
yı amaçlıyordu. Bu iddiayı kamu-
oyunda ciddiyetleri ve saygınlıkla-
rıyla tanınan bazı fıkir ve siyaset
adamlan da destekliyor.
tçişleri Bakanı D»id V^dding-
ton, 1974'ten beri cezaevinde olan
6 kişinin dosyalanna yeniden ba-
kılacağinı açıklaymca, IRA tartış-
ması da gündeme geldi. Zaten
IRA, Kuzey trlanda'da gündem-
den çıkmıyor. Hemen her gün bir
kişinin ölduruldüğü Kuzey trlan-
da'daki terör, Ingiltere'nin dışm-
da başka bir ülkedeymiş gibi al-
gılamyor. IRA terörü, İngiltere1
nin başka bölgelerine, başkent
Londra'ya ya da Batı Avrupa'da
görevli Ingiliz askerlerine eriştiği
zaman "dikkaı çekiyorl' Yakınlar-
da, Çekoslovakya'mn eski komü-
nist yönetiminin Libya'ya 1.000
ton Semtex türü patlayıcı madde
sağladığmın açıklanması, bunun
IRA'ya aktanldığını düşündürdü.
Peru, 10yıldırsürenf
içsavaş'a karşınpazar günkü seçimlere hazırlanıyor
KorkuiHiıı gölgesinde sandık başı
Aydmlık Yol gerillaları saldırılarını sürdürüyor. Devlet
Başkanı Alan Garcia, tüm engellemelere karşın seçimi
gerçekleştirmeye kararlı. Başkanlık yarışının favorisi
yazar Mario Vargas Llosa'nın seçim konuşmalarındaki
ürkekliği dikkat çekiyor.
Dış Haberier Servisi — "Dünyamn en
tehlikeli gorevi" olarak nitelendirilen
devlet başkanlığı ve parlamento üyeliği
için onıimüzdeki pazar günü sandık ba-
şma gidilecek olan Peru'da terör eylem-
leri tüm hızıyla sürüyor. Alman hafta-
lık "Der Spiegel" dergisinin verdiği ha-
bere göre Maocu "Sendero Luminoso"
(Aydınlık Yol) gerilla hareketinin bun-
dan on yıl önce başlayarak bazı bölgele-
ri kontrolüne geçirdiğinden bu yana "iç
savaş" 18 bin kişinin hayatına mal oldu.
"Seçimler, Sendero ideologlanna göre"
Çökmekte olan demokrasiyi savunmak
için yalnızca bir bahane. Mart ortasın-
da Sendero gerillaları, Ayacucho ve An-
den yakınlarındaki köylüler üzerinde te-
rör estirerek pek çok kişinin isimlerini se-
çim listelerine kaydettiklerinden ötürü,
ellerini büekten baltayla kestiler. Aynı
hafta içinde bir polisi, Lima'daki iki bü-
yük sanayi işletmesininpersonel şefini
ve altı milletvekili adayını vurdular.
Ancak tüm engellemelere rağmen se-
çimi gerçekleştirmeye kararlı olan sol eği-
limli Devlet Başkanı Alan Garcia, "Te-
röristlerin öldurdüğü her adayın yerine
on yeni aday çıkacaktır" diyor. Yakla-
şık on gıinden bu yana ülkenin üçte ikisi
ile başkent Lima'da sıkıyönetim ilan edil-
miş durumda. Heükopterler sekiz milyon
nufuslu Lima metropolünü ara vermek-
sizin havadan denetliyorlar, kurşun ge-
çirmez yeleklerle donatılraış binlerce as-
ker sokaklarda devriye geziyor, dükkân
ve oteller kontrol altında tutuluyor. Se-
çime katılan J48T adaydan her bin sekiz
muhafız tarafından konınuyor. Tehlikeli
bölgelerdeki adaylar ise özel koruma al-
tına alınmış durumdalar.
Ama alınan tüm güvenlik önlemleri-
ne rağmen, geceleri banka ve polis ka-
rakollannda gerillaların bombaları pat-
lamaya devam ediyor. Geçen hafta or-
tasında da Sendero, başkent Lima'da
"silahlı grev" çağrısında bulundu. Kor-
kudan yüz binlerce kişi işbaşı yapmaya
cesaret edemedi, sokaklarda arabalar ve
otobüsler ateşe verildi.
Gerilla hareketinin yarattığı terörün se-
çim sonuçlannı ne oranda etkileyebile-
ceği henüz belirsiz. Ancak Senderolar'-
ın egemenlik kurduklan kırsal alanlarda
seçmenlerin yansmdan biraz azının ge-
çerli bir oy vermesi bekleniyor.
Öte yandan yapılan tüm kamuoyu
araştırmaları, başkanlık yanşını, muha-
fazakârların favorisi yazar Mario Var-
gas Llosa'nın önde götürdüğünü göste-
riyor. Vargas Llosa'nın meslekten poli-
tikacı olmaması lehte bir puan olarak de-
ğerlendiriliyor, ama seçim kampanyası-
na bir Amerikan reklam şirketi danış-
manlık yaptığı halde Vargas Llosa seçim
konuşmalan sırasında ürkekliği ile dik-
kat çekiyor. İkinci bir seçimin kaçımlmaz
olacağı tahmin ediliyor.
Yeni devlet başkanını, doktor Cesar
Rodriguez Rabanal'a göre "tüm umut-
lann yıkıldıgı bir ülke" bekliyor. Sende-
ro'ların yanı sıra iki solcu gerilla örgutü
ile bir sağcı ölüm "süvari birligi" ülke-
de "faaliyel gösteriyor". Uluslararası Af
Örgütü'nün belirttiğine göre Garcia ik-
tidarının teröre karşı mucadelede
"özgür" bıraktığı ordu, gerillaların uy-
guladığı yöntemlerden yararlanıyor: İş-
kence, sakat bırakma, kaçırma ve cına-
yet. Peru'daki iç savaş bugüne dek 15
milyar dolar zarara neden oldu. Bu, Pe-
ru'nun dış borçlannın dörtte uçünü oluş-
turuyor.
Üstelik, bundan beş yıl önce iktidara
geldiğinde, "Latin Amerika'nın Joha
F.Kenndysi" olarak adından söz ettiren
Alan Garcia, izlediği ekonomi politikayla
ulkesıni darboğaza soktu. Garcia önce,
ülkesinin borçlarım ödemekten aciz ol-
duğunu ilan etti ve ihracat gelirinin yal-
nızca yüzde onunun borçlan ödemek için
kullanılacağıru belirtti. Bazı tüketim mal-
larına getirilen ithalat sınırlandırmaları
ile ulusal ekonomiyi geliştinııeye çalıştı.
Ücret artışlan ve fiyatların dondurulma-
sıyla tüketim hareketlendi.
Ancak Perulu sanayiciler bu yolla el-
de ettikleri kârlan yurtdışına transfer et-
meyi tercih edince bir "umut" olma özel-
liğini taşıyan Garcia, önemli bir hata iş-
ledi: Temmuz 1987'de banka ve sigorta
şirketlerinin devletleştirileceğini acıkladı.
Millileştirme planı bir banka cüzdanına
sahip olan herkesi Urküttü. Bankaların
devletleştirilmesi dava konusu oldu, eko-
nomik çöküş hızlanmaya başladı. Işsiz-
lik yaygınlaşırken yalnızca geçen yıl için-
de enflasyon yüzde 2775'e ulaştı, yaşam
seviyesi altmışlı yılların düzeyine düştü,
son üç yıl içinde 300 bin Perulu ülkesini
terk etti.
Şimdi başkent Lima'nın büyük kesim-
leri bir enkazı andınyor. Devasa otelle-
rin önlerinde uyuşturucu alışverişi yapı-
lıyor. Uyuşturucu gelirinin bir kısmı da
Senderolar'ın kasalanna akıyor. Lima gi-
rişinde gerillalar kamyon şoförlerini dur-
durarak sürekli haraç kesiyor. "Yirmili
yıllann 'Şikagosu'nda yaşıyor gibiyiz"
diyor sanayici Roberto Persivale.
Yazar Vargas Llosa da yetmişli yılla-
nn Şikago ekonomistlerinin "Friedman"
cı ekonomi politikasıyla ülkeyi köklerin-
den sarsmayı planlıyor. Seçim konuşma-
larından birinde, "Tüm kötülüğün kay-
naği devlettir" diye ilan etti. Gümruk du-
varları yıkılacak, devlet işletmelerin ço-
ğu özelleştirilecek, subvansiyonlar kaldı-
rılacak.
Pek çok seçmen korkuyla komşu Bre-
zilya'daki gelişmeleri izliyor. Başkan Fer-
nando Collor de MeJlo tarafından uygu-
lanan benzer bir şok programı yalnızca
14 gün içinde 200 bin kişinin işten atıl-
masına neden olmuştu.
DUTV^ADA BUGUN
AUSIRMEN
Tehdit Değerlendirmesi
Bir ülkenin savunması her şeyden önce, tehdidin doğru de-
ğerlendinlmesinı, tehlikenin geleceği odağın ve yolların doğru
saptanmasını gerektirir. Bu iki öğeyı doğru dürüst yerine getıre-
medinız mi, savunma gücünüz ne denli üstün olursa olsun ya
bozguna ugrarsınız ya da sonuç bozguna kadar varmasa bile
gereksiz kayıplarla işe başlarsınız.
Politikasının egemeni olmayan ülkelerde tehdit değerlendir-
mesi, yabancı güçler tarafından yapılır. Türkiye boyle dönemle-
rı yaşadı, hem de yakın geçmışinde de yaşadı. Türkiye'nin sa-
vunma sorurtlarında Rogers planlarının egemen olduğu 12 Ey-
lül patentli, dört yıldızlı ihanet günlerıni herkes anımsıyor.
Son günlerde, birtakım paranoyak yorumcular ile sinsi hesaplı
dış çevreler, Türkiye'nin tehdit değerlendirmesini yine ulusal çı-
karların tersi bir doğrultuya oturtmak için büyük çaba harca-
maktalar.
Arnaç, Türkiye ile Suriye ve Irak'ın aralarını açmaktır.
Sinsi hesaplı dış çevreleri anlamak kolay, onlar İsrail ile Siyo-
nist devletin destekçileridirler, Türkiye'yi Irak ve Suriye ile karşı
karşıya getirerek kendi sorunlarının çözümünü bir ölçüde An-
kara'ya ihale etmek, Türkiye ile Suriye ve Irak'ı çatıstırarak, kendi
çıkarlarını bölgede egemen kılacak daha elverişii bir ortamı sağ-
lamak isterler.
Bu türlü oyunlar, politıkada geçerlidir. Kım ki karşısında ilk tu-
zağa düşecek kadar saf bir devlet bulur, bu türlü oyunlara
başvurur.
Doğallıkla israil'in bu tür oyunlarına gelmemek ve hele hele
Kürt sorununun ardında yalnızca Suriye varmışçasına bir görüntü
uyandırmak istemesine kanmamak gerekir.
Kımsenın şek-i şüphesi olmamalıdır ki bölgedeki hangi dev-
letin içinde olursa olsun, ayrılıkçı Kürt hareketlennin ardında baş
destekçı ve doğal mürtefik olarak hep İsrail devleti bulunmakta-
dır. Bu gerçek lsrail yoneticilerınin kımi demeçleriyle de çeşitli
vesilelerle gün yüzüne çıkmış bulunuyor. İsrail'in o zamanki DH
şişleri Bakanı İzak Şamir'in 1983 ytlı Haziran ayında Brüksel'de
duzenlediği basın toplantısı bu açıklamalann tipik bir örneğidir.
Bu gerçekler açık seçik ortadayken, kalkıp da İsrail oyununa
düşüleceğini sanmıyoruz. Türkiye'nin ne dışışleri ne de genel-
kurmay kadrosu böylesıne kaba oyunlara düşecek kadar
acemidir.
işın ilginç yönü, İsrail'in ekmeğirve yağ sürecek görûşleri den-
gesizliği denge sanan bazı yerli yorumcuların da savunmaları
oluyor. Sıcak takip ile Suriye topraklarına girilmesi görüşünü, Su-
riye'nin şu sırada güç durumda olduğunu, böyle bir davranış kar-
şısında hkpbir şey yapamayacağını soyleyerek önermek, Humey-
ni'de, devrim ve özgürlük ışığı görmekle eşanlamlı bir danga-
lakhkttr.
Türkiye kendi Kürt sorununun kökenlerine doğru tanı koyma-
lı, salt askersel önlemlerle sorunun çözülmeyeceğini anlamalı,
ama öte yandan da askeri alanda güvenlik güçleriyle tüm ön-
lemlerini almalıdır. Ne var ki bu önlemleri aiırken tenlikeyi azal-
tacak bir yol tutmak gerekir, yeni tehlikeler yaratmak değil.
Türkiye güney komşularına karşı uyanık bulunmak zorunda-
dır her zaman olduğu gibi. Ama bu uyanıklık, elden gelen bü*
tün olanakları kullanarak ilişkileri normal düzeyde tutmak, hat-
ta iyi komşuluk ılışkilerine dönüştürmek çabalarını sürdürmemize
de engel olmamalıdır.
Suriye ve Irak ile ilişkilerimizi çarpık kafa ve kişiliklerin hama-
set tutkusunun tutsağı bir duygusallık, ya da sürekli düşman gö-
ren bir paranoya çizgisine oturtmakla hiçbir yarar saglayama-
yacağımızı bılmek zorundayız.
Yeryüzünde sınırların, haritaların yeniden gözden geçırıldiği,
her şeyin dağılıp yeniden oluştuğu bir dönemde, Türkiye tüm
komşularıyla ilişkilerini nem uyanık hem de yapıcı bir soğukkan-
lılık içinde surdürmek zorundadır.
Melih Aşık ve Mehmet Ali Birand'ın dünkü köşelerinde bu ko-
nudaki uyanlarının son derece yerinde olduğunu, ilgililerin sö-
zû edilen yazıları dikkatle okuyup değerlendirmelerinde sayısız
yarar bulunduğunu belirtmeye bilmem ki gerek var mı?
Unutulmaması gereken nokta, iç dangalaklığın dış tehlikeler-
den daha büyük bir tehdit oluşturabıleceğidir. Aman iç danga-
laklara karşı uyanık olalım!
Nepal kana
bulandı: 50 ölüDış Haberier Servisi — Nepal'-
in başkenti Katmandu'da çok par-
tili sistemedönülmesi için gösteri
yapan 200 bin kişiye polisin ateş
açması sonucu en az 50 kişinin öl-
düğü bildiriliyor.
Hastanekaynaklan, 200kişinin
de yaralandığını söylediler. Hin-
distan haber ajansı PTİ ise, doğru-
latılamayan haberlere göre 150ki-
şinin öldüğünü kaydetti.
Görgü tanıklan, Katmandu'-
daki başka bir olayda, ikisi yaban-
cı beş kişinin yaralandığını belirt-
tiler. Butwal vePohra kentlerinde
de yedi kişinin askerlerin açtığı
ateste öldüğü bildirildi.
Daha fazla demokrasi ve siyasi
parti sistemine geçilmesi istemiy-
le gösteri yapan gruplann, bazı
hükümet binalanm ateşe vermeye
çalıştıklan haber verildi.
Havakarardıktansonraisebaş-
kentin sokaklarında askerler dı-
şmda kimsenin kalmadığı ve elek-
triklerin kesildiği belirtildi.
Öte yandan Nepal Kralı Bi-
rendra, yeni Başbakan Lokend-
ra Bahadır Han liderliğindeki 4
uyeli kabine>i atadı.
Nepal Radyosu'nun haberin-
de, Başbakan Bahadır Han'ın
aynı zamanda Savunma, Kraliyet
tşleri, Genel Idare, Konut ve
Toprak Düzenleme Bakanlıkla-
nnı da yürüteceği bildirildi.
Dışişleri Bakanlığı'na atanan
Pashupati Rana'nın aynı zaman-
da Maliye, Su ve Ulaştırma Ba-
kanı olarak da görev yapacağı
kaydedildi.
AVRUPA TOPLULUGU
9
Italyadan Kıbns Rum
kesimine tam destek
AT'nin dönem başkanlığını 1 temmuzda devralacak
olan İtaiya'nın Başbakanı Giulio Andreotti, Topluluğa
üyelik için Kıbns Rum kesimine destek vereceklerini
acıkladı. Rumlar, İtaiya'nın Ankara'ya baskı
uygulamasını istiyor.
NİLGÜN CERRAHOĞLU
ROMA —
AT'nin dönem
başkanlığını 1
temmuzda dev-
ralacak olan
ttalya, Kıbns
kesimine AT
için tam destek
veriyor. Önceki gün Kıbrıs Rum
kesimine yaptığı geziden dönen
Italyan Başbakanı Ginlio Andre-
otti, AT için Kıbns Rum kesimi-
ne ttalya'nın desteğinin tam ol-
duğunu acıkladı. Kıbns Rum ke-
simi başkanı George Vasilio ile
görüşen ve ttalya'ya dönmeden
önce Lefkoşa'da gazetecilerin so-
rulannı yanıtlayan Andreotti,
"Biz Kıbns'ın (Rum kesiminin)
AT'>e katılmasına taraftanz an-
cak üyeligin zamanlaması ve ıur-
sıl gerçekleştirilece^ine TopMtuk
karar verecektir" dedi.
Giulio Andreotti, Kıbns'ta bu-
lunduğu sürece İtaiya'nın Kıbns
Rum kesimini desteklemek için
elinden geleni yapacağını tekrar-
ladı. 'ItaJyan basınında yer alan
haberlere göre Birleşmiş Millet-
ler Genel Sekreteri Javier Peres
de Cuellar, Kıbns'ta durum de-
ğerlendirmesi yapması için mart
ayı başında ttalyan Başbakanı
Andreotti'yi görevlendırmişti.
Gene ttalyan gazetelerinde yer
alan yorumlara göre Birleşmiş
Milleüer'in arabuluculuğundan
ümit kesen Kıbns Rum kesimi
şimdi artık tüm umudunu ttal-
ya'ya ve AT'ye bağladı. AT üye-
si Yunanistan sayesinde, Kıbns
Rum kesimi Kıbns sorununu ar-
tık tamamen bir AT meselesine
dönüştürdü. Bu nedenle Kıbns
Rum kesimi yöneticileri dönem
başkanlığını devralacak îtalya'-
dan, Ankara üzerinde baskı kur-
masını istediler. Kıbnslı Rumla-
nn bu taleplerini olumlu karşda-
yan Andreotti, AT'nin Kıbns ko-
nusunda Türkiye'ye koyduğu or-
tak baskıya ek olarak Kıbns so-
rununu ttalyan hükümeti nezdin-
de gündeme getireceğini belirtti.
Andreotti, ttalya'mn tanımadı-
ğı Kuzey Kıbns Türk Cumhuri-
yeti Başkanı Ranf Denktaş'la gö-
rüşemeyeceğini de söyledi. Kıb-
nslı Rumlar. ltalyan Dışişleri Ba-
kanı Gianni De Mijnelis'in bir an
önce Türkiye'ye giderek Anka-
ra'run gerçekten müzakere masa-
sına oturup oturmayacağım tes
pit etmesini istediler.
George Vasiliu, Andreotti'ye,
Kıbns Rum kesiminden ayrıhr-
ken çok memnun kaldığım söy-
ledi ve "Kıbns'ın geçmişi gibi ge-
lecegi de Avropa'dadır" dedi.