22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 NÎSAN 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Afganistan'da mücahit saldırısı • HERAT(AA) — Afganistan'ın Herat kenti yakınlarında düzenlenen askeri bir törene davet edilen mücahitlerin, hükümet temsilcilerinin üzerine yaylım ateşi açması sonucu 2'si Afgan generali 12 kişinin öldüğü bildirildi. Güvenlik Bakan Yardımcısı General Celal Razaminda'nın olay yerinde öldüğü bclirtildi. Olay yerindeki gazeteciler, Afgan mücahitlerinin 15-20 dakika süren yaylım ateşi sırasında, aralannda çocuklann da bulunduğu en az 12 kişinin öldüğünü, birçok izleyicinin de yaralandığını belirttiler. Mücahit saldınsının Kabil hükümetine ait arhlı araçlardan açılan ateş sonucu durdurulduğu kaydedildi. Ermenistan'da tasfiye • MOSKOVA (AA) — Sovyetler Birliği'nin Ermenistan Cumhuriyeti'ndeki Komünist Parti Birinci Sekreteri Süren Arutunyan bu görevinden alındı. Anıtunyan'ın yerine Vladimir Movsesyan atandı. Resmi haber ajansı TASS'ın bildirdiğine göre, Ermenistan Komünist Partisi Merkez Komitesi'nin dün sabah başlayan toplantısında, Arutunyan 'başka bir göreve" geçeceği için KP Birinci Sekreterliği'nden ayrıldı. Ancak ajans, Anıtunyan'ın yeni görevinin ne olacağı konusunda herhangi bir bilgi vermedi. Thatcher, en itibarsız başkan • LONDRA (AA) — lngiltere'de düzenlenen bir kamuoyu yoklaması, Margaret Thatcher'ın, ülkede son 50 yılın en itibarsız başkanı olduğunu ortaya çıkardı. On bin kişi arasmda yapılan bir kamuoyu yoklamasında, "Başbakan Thatcher'ın politikaları tatmin edici" diyen lngilizlerin oranı, sadece yüzde 24 öldu. Buna göre Thatcher'ın halktan aldığı destek, son kamuoyu yoklamasından bu yana yüzde 5.2 oranında düştü. Peres'e FKÖ destegi • ROM A (AA) — Filıstin Devlet Başkanı Yaser Arafat, lsrail tşçi Partisi lideri Şimon Peres'in kuracağı hükümeti desteklemeye hazır olduğunu söyledi. Öte yandan tşçi Partisi lideri Peres'in hükümetini sunması için tsrail Parlamentosu'nun çarşamba günü olağanüstü toplantıya çağnkhğı bildirildi. Parlamento Başkanı Dov Shilansky, lsrail Radyosu'na verdiği demeçte, Peres'in parlamento toplantısının pazar günü yapılabileceğini söylediğini hatırlatü. TIMR Saddam her an atom bombası için 'sürpriz' diyebilir Barış, füzenin ucundaIrak, Arap ülkelerinin de desteğini alarak Ortadoğü'da büyük güç olma yolunda. Nükleer silahlara sahip olma yolunda Irak, gerekli malzemeyi ele geçirmeye çahşıyor. Dış Haberler Servisi — Irak, Arap ülkelerinin de desteğiıü ala- rak Ortadoğu'da giderek büyük bir güç olma yoluna gidiyor. Or- tadoğu'nun en güçlü kimyasal si- lah stoğuna sahip ülke olan Irak, nükleer silahlara olan ilgisini de açık bir şekilde koruyor. tngilte- re'de ele geçirilen ve Irak'a gön- derileceği açıklanan ateşleyiciler, Saddam Hiiseyin'i, dünyamn gündemine oturttu. Time dergisinin haberine göre lngiltere'de Heatrow havaalanın- da ortaya çıkarılan ateşleyiciler, Irak'ın nükleer silah yapabilmek için gerekii donanımı, bir an ön- ce elde etmeye çalıştığını gösteri- yor. Irak Devlet Başkanı Saddam Höseyin, ülkesini giderek silah- landınrken, bu ülkenin nükleer gücü konusunda da çeşitli görüş- ler ileri sürülüyor. Irak'ın Osirak nükleer reakto- rünün Israil uçakiannca yerle bir edilmesinin ardından, yeniden böyle bir tesise sahip olup olma- Saddam, nükleer füze üretebilecek mi? SADDAM HÜSEYtN — "Güç bende." •enkmter Proje ve tasiafciar Zenginleştirilmtş uranyum Plutonyum Trıtyum (Nötron bombasında kutiantlıyor) Ateşleyıcüer Uretım kapasitesi Taşıyıcı ststemier trak'n t«Mte te*ma*lx Irak, silah yapımı için yeteriı temel bikjitere satıip Smırlı mıktarda. Ellerindek! frHktar, bir bomba yapımma yeteb*r, ancak ızotop aynştmcı sistemlerı yok Hertûz plutonyum ürettmı yapap bir reaktörlen yok Yok. Henüz üretilemıyor. Yok. Yurtdışından Irak'a kaçırma girişimleri sonucsuz kaklı. Otabılır, ancak Irak, karmaşık istemlerin içinden çıkamayabilir. Var. Ucak, nûldeer başlık üreÖeMmesı durumunda da füze kullanılabiür dıgı konusunda ise belirsizlik sü- rûyor. lsrail gizh' servislerinin ra- porlan, 1987 yılmda Saddam Hü- seyin'in, nükleer silahlann geliş- tirilmesi yolunda emir verdiğini belirtiyor. Irak'ın yerden yere ve havadan yere füzelere yaptığı ya- tınmlar da nükleer silahlar için bir ön yatınm olarak değerlendi- riliyor. Irak, lsrail'in nükleer gOcüne karşı, kimyasal silahlannı öne sü- rerken, tsrail ise Saddam'ın, ül- kenin birçok yöresinde yeraltı kentlerinde atom bombası için ça- hşmalar yaptı|ını ileri sürüyorlar. tsrail, birkaç yıl öncesine kadar ciddiye almadığı Irak'ı, artık Or- tadoğu'da en büyük rakibi olarak görüyor. Bunda, Suriye gibi güç- lü silahlara sahip olan bir ülkenin de Irak'a destek vermesi etken olarak gösteriliyor. Saddam Hüseyin'in, mart 1988'de ülkesinin kuzeyindeki Kürtlere karşı giriştiği kimyasal kıyım, Irak'ın, her koşuldagücu- ne güç katma isteğini açıkça or- taya koyuyor. Irak, kimyasal gu- cünün yanı sıra nükleer silahlara da sahip olursa, Ortadoğu'da tüm dengelerin değişeceği, artık Batı başkentlerinde sıkça dile getirili- yor. ABD Başkanı Ge- orge Bush ve birçok Batılı devlet adamı, nükleer ve kimyasal silah- lann sınırlandınlması yolunda çağnlar yaparken, Irak, açıkça tehdidini sürdürüyor. Dünyayı bir anda kanştıran 10 günlük gelişmeler gösteriyor ki Irak artık nükleer silah üretimi- ne soyunuyor. Saddam Hüseyin, bunu ne ölçüde gerçekleştirecek? Veriler, Saddam'ın atom bombası için her türlü temel bilgiye sahip olduğunu ve üretim için hayati öneme sahip maddeleri gizli yol- lardan ele geçirmeye çahştığmm karutı olarak kamuoyunun önün- de duruyor. DlŞ BASIN une INGÎLTERE 'Irak'ın önlenemez yükselişfIrak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in "tsrail'in yansını yok edebilecek kimyasal si- laha sahibiz" şeklindeki açıklaması yersiz bir tehdit. Ortadan kaldırma tehditlerinin pek çok bölgede caydırıcılık politikasınm önemli bir unsuru olduğu doğru. tsrail'in, 1981 yıhnda Bağdat'taki nükleer santral bombaJaması ne- deniyle Irak'ın ikinci bir saldın olasılığını he- saba katması ise çok doğal. Irak, artık Ortadoğu'da süper güçlerle öl- çüşebilecek düzeyde kimyasal silaha sahip ol- duğunu açıklıyor. Irak bu düzeye nasıl ulaş- tı? Petrol satışından elde ettiği gelirleri, sa- nayileşmiş ülkelerden gerekli know-how ve malzeme satın almak için harcadı. Kimyasal silahlannı fırlatacağı füze rampalanru yabana ülkelerden sağladı. Başkan Saddam'ın ülke- si bu silahları daha önceleri Sovyetler Birli- ği'nden satın alıyordu. Şimdi ise kendi üreti- yor. Bu durum, Irak'a malzeme sağlayan ül- kelerin tetikte olmalarıru ve bu alandaki kont- rollerini arttırmalarıru gerektiriyor. Oysa şimdiye kadar Ortadoğulu ülkelerin kimyasal ve nükleer silahlara sahip olmaları- na neden olan siyasi şartlara yeterince eğilin- medi. Mısır, zehirli gaz üretimine 1960'larda başladı. lsrail nükleer ve kimyasal silahlarda bölgenin liderliğini ele geçirdi. lsrail'in 1981 yüında duzenlediği saldın, Irak ve Libya'mn kimyasal silahlar üzerinde calışmaya başlama- larına neden oldu. Irak ile Iran arasında sü- ren uzun savaşın da bu gdişmelere katkısı kü- çümsenemez. Kitlesel katliama yönelik silahlann üretil- mesine neden olan bölgesel anlaşmazlıklar, ki- şisel ve ulusal tutkular diplomasi kanahyla çö- züleceğe pek benzemiyor. Irak ile Libya'run seslerini yükseltmeleri diplomasinin yeterin- ce işlememesinin ortaya çıkarabileceği tehli- kelere işaret ediyor. Iran-Irak gerginliği, tüm ülkeleri herhangi bir saldırı karşısında tetik- te durmaya zorluyor. Arap-tsrail anlaşmaz- lığı ise ABD'nin ortaya attığı banş planını ts- rail'in fazla dikkate almadığının göstergesi. (5 Nisan) Yunanistan'da seçim kampanyalan dün sona erdi Papandreu, koalisyon dedi Batı Trakya'da tskeçe'den bağımsız Türk aday Ahmet Faikoğlu'nun evine ve seçim bürosuna kimliği belirsiz kişilerce saldında bulunuldu. STELYO BERBERAKİS SELANtK — Yunanistan'da yann yapılacak genel seçimler için propaganda kampanyası dün so- na erdi. Sosyalist PASOK lideri es- ki Başbakan Andreas Papandreu, seçim öncesi son basın toplantı- sında olası bir koalisyonun ilk kez "adını koydu." Papandreu, basın toplantısında seçim sonuçlanmn açıklanmasın- dan hemen sonra PASOK'un, sol ittifak ŞINASPISMOS'un ve Ye- ni Demokratisi Partisi'nden ko- pan (YDP) "çagdaş sag" unsur- larla bir koalisyonun 24, en geç 48 saat içinde kurulabileceğini söy- ledi. PASOK lideri son bir yıldır ya- şanan siyasi bdirsizliğin ülke eko- nomisine ağır yaralar verdiğini ve Yunanistan'ın dUnyadaki siyasal gdişmelerin dışmda kaldığım, bu gibi sorunlara sağ eğilimli YDP'nin *'tek basııa çözim getiremeyeceğini" savundu. YDP'nin seçim kampanyasmda kuUandığı, "Ya biz ya kaos" slo- ganını "küçük diişiirücii" olarak niteleyen Papandreu, "Demokra- sflerde çıkmaz yoktur" diye ko- nuştu. Papahdreu, seçim sonucunda oluşacak yeni parlamentonun oy 'HAYDt MtTİNGE' — Yunanistan'da dün kapanan kampanya döneminde, halk, ilginç anlar yaşadı. Görkemli geçen mitinglerde, büyük küçük herkes kendisi için bir şeyler buldu. (Fotograf: Reuler) dağılımı ne olursa olsun sorunla- n çözebilecek bir yapıya sahip ola- cağım belirttiği basın toplantı- sında "kendisinin başbakan olup olmayacağına" ilişkin bir sonıyu da şöyle yanıtladr. "Buna tabü ben karar vermeye- cefim, ama kişisel olarak fikrim soruluyorsa >anıtım evettir." Ancak sol ittifak liderlerinden Yunanistan Komünist Partisi üyesi Maria Damanaki, önceki gece yaptığı bir konuşmada, "Oiası bir kualisyonun başının birlikte sap- fanmasından" söz ederken Pa- pandreu'nun başbakanhğını dışla- mıştı. Batı Trakya Batı Trakya'da tskeçe'den ba- ğımsız Türk aday Abrnet Faikoğ- lu'nun evine ve seçim bürosuna dün sabah kimliği belirsiz kişilerce saldında bulunuldu. Bağımsız "tkbaT listesi adayı Faikoğlu'nun evinin alt katında bulunan dükkâ- nın camlan saldında kınlırken, saldırganlar Faikoğlu'nun seçim bürosunun duvarına da Yunanca "Domaz Türk casuslan" sloganı- nı yazdılar. Olay üzerine Ahmet Faikoğlu güvenlik makamlarına şikâyette bulundu, ancak saldırganların kimliği saptanamadı. Terörün suçsuz kurbanları Birmingham kentinde 1974 yıhnda 21 kişinin ölümüyle sonuçlanan terör eylemleri nedeniyle 16 yıldır cezaevinde bülunan 6 kişinin suçsuz olduğu ve eylemleri İRA'nın duzenlediği öne sürülüyor. EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA — Birmingham ken- tinde 1974'te birkaç dakika ara ile ıki birahanede 21 kişinin ölumü- ne neden olan patlamalardan so- rumlu oldukları iddiasıyla ömur boyu hapse mahkûra edilen 6 ki- şinin, büyük bir olasılıkla "suçsuz" olduklan, trlanda Cum- huriyetçi Ordusu (IRA) üyesi ger- çek suçlulann halen trlanda'da ya- şadıklan öne sürülüyor. "Bir- mingham Alulısı" diye bilinen 6 hukumlünün yetersiz delil, zorla alınan ifadeler ve işkence sonucu "suçlanm" itiraf ettikleri ve soruş- turmayı yürüten polislerin daha sonra yolsuzluk yaptıklan ve gö- revlerini kötüye kullandıklan ge- rekçesiyle işten el çektirildikleri belirtiliyor. tddialar, "Bagnnsu Televizyon ldaresi"nin "Graaada TV" adh yapımcısının hazırladı- ğı iki saatlik bir televizyon filmin- de öne sürüldü. Belgesel nitelikte drama da içeren fılm, IRA üyesi olmayan, olayla ilişkileri tamamen tesadüflere bağlı bu 6 kişinin as- lında suçsuz olduğunu kanıtlama- yı amaçlıyordu. Bu iddiayı kamu- oyunda ciddiyetleri ve saygınlıkla- rıyla tanınan bazı fıkir ve siyaset adamlan da destekliyor. tçişleri Bakanı D»id V^dding- ton, 1974'ten beri cezaevinde olan 6 kişinin dosyalanna yeniden ba- kılacağinı açıklaymca, IRA tartış- ması da gündeme geldi. Zaten IRA, Kuzey trlanda'da gündem- den çıkmıyor. Hemen her gün bir kişinin ölduruldüğü Kuzey trlan- da'daki terör, Ingiltere'nin dışm- da başka bir ülkedeymiş gibi al- gılamyor. IRA terörü, İngiltere1 nin başka bölgelerine, başkent Londra'ya ya da Batı Avrupa'da görevli Ingiliz askerlerine eriştiği zaman "dikkaı çekiyorl' Yakınlar- da, Çekoslovakya'mn eski komü- nist yönetiminin Libya'ya 1.000 ton Semtex türü patlayıcı madde sağladığmın açıklanması, bunun IRA'ya aktanldığını düşündürdü. Peru, 10yıldırsürenf içsavaş'a karşınpazar günkü seçimlere hazırlanıyor KorkuiHiıı gölgesinde sandık başı Aydmlık Yol gerillaları saldırılarını sürdürüyor. Devlet Başkanı Alan Garcia, tüm engellemelere karşın seçimi gerçekleştirmeye kararlı. Başkanlık yarışının favorisi yazar Mario Vargas Llosa'nın seçim konuşmalarındaki ürkekliği dikkat çekiyor. Dış Haberier Servisi — "Dünyamn en tehlikeli gorevi" olarak nitelendirilen devlet başkanlığı ve parlamento üyeliği için onıimüzdeki pazar günü sandık ba- şma gidilecek olan Peru'da terör eylem- leri tüm hızıyla sürüyor. Alman hafta- lık "Der Spiegel" dergisinin verdiği ha- bere göre Maocu "Sendero Luminoso" (Aydınlık Yol) gerilla hareketinin bun- dan on yıl önce başlayarak bazı bölgele- ri kontrolüne geçirdiğinden bu yana "iç savaş" 18 bin kişinin hayatına mal oldu. "Seçimler, Sendero ideologlanna göre" Çökmekte olan demokrasiyi savunmak için yalnızca bir bahane. Mart ortasın- da Sendero gerillaları, Ayacucho ve An- den yakınlarındaki köylüler üzerinde te- rör estirerek pek çok kişinin isimlerini se- çim listelerine kaydettiklerinden ötürü, ellerini büekten baltayla kestiler. Aynı hafta içinde bir polisi, Lima'daki iki bü- yük sanayi işletmesininpersonel şefini ve altı milletvekili adayını vurdular. Ancak tüm engellemelere rağmen se- çimi gerçekleştirmeye kararlı olan sol eği- limli Devlet Başkanı Alan Garcia, "Te- röristlerin öldurdüğü her adayın yerine on yeni aday çıkacaktır" diyor. Yakla- şık on gıinden bu yana ülkenin üçte ikisi ile başkent Lima'da sıkıyönetim ilan edil- miş durumda. Heükopterler sekiz milyon nufuslu Lima metropolünü ara vermek- sizin havadan denetliyorlar, kurşun ge- çirmez yeleklerle donatılraış binlerce as- ker sokaklarda devriye geziyor, dükkân ve oteller kontrol altında tutuluyor. Se- çime katılan J48T adaydan her bin sekiz muhafız tarafından konınuyor. Tehlikeli bölgelerdeki adaylar ise özel koruma al- tına alınmış durumdalar. Ama alınan tüm güvenlik önlemleri- ne rağmen, geceleri banka ve polis ka- rakollannda gerillaların bombaları pat- lamaya devam ediyor. Geçen hafta or- tasında da Sendero, başkent Lima'da "silahlı grev" çağrısında bulundu. Kor- kudan yüz binlerce kişi işbaşı yapmaya cesaret edemedi, sokaklarda arabalar ve otobüsler ateşe verildi. Gerilla hareketinin yarattığı terörün se- çim sonuçlannı ne oranda etkileyebile- ceği henüz belirsiz. Ancak Senderolar'- ın egemenlik kurduklan kırsal alanlarda seçmenlerin yansmdan biraz azının ge- çerli bir oy vermesi bekleniyor. Öte yandan yapılan tüm kamuoyu araştırmaları, başkanlık yanşını, muha- fazakârların favorisi yazar Mario Var- gas Llosa'nın önde götürdüğünü göste- riyor. Vargas Llosa'nın meslekten poli- tikacı olmaması lehte bir puan olarak de- ğerlendiriliyor, ama seçim kampanyası- na bir Amerikan reklam şirketi danış- manlık yaptığı halde Vargas Llosa seçim konuşmalan sırasında ürkekliği ile dik- kat çekiyor. İkinci bir seçimin kaçımlmaz olacağı tahmin ediliyor. Yeni devlet başkanını, doktor Cesar Rodriguez Rabanal'a göre "tüm umut- lann yıkıldıgı bir ülke" bekliyor. Sende- ro'ların yanı sıra iki solcu gerilla örgutü ile bir sağcı ölüm "süvari birligi" ülke- de "faaliyel gösteriyor". Uluslararası Af Örgütü'nün belirttiğine göre Garcia ik- tidarının teröre karşı mucadelede "özgür" bıraktığı ordu, gerillaların uy- guladığı yöntemlerden yararlanıyor: İş- kence, sakat bırakma, kaçırma ve cına- yet. Peru'daki iç savaş bugüne dek 15 milyar dolar zarara neden oldu. Bu, Pe- ru'nun dış borçlannın dörtte uçünü oluş- turuyor. Üstelik, bundan beş yıl önce iktidara geldiğinde, "Latin Amerika'nın Joha F.Kenndysi" olarak adından söz ettiren Alan Garcia, izlediği ekonomi politikayla ulkesıni darboğaza soktu. Garcia önce, ülkesinin borçlarım ödemekten aciz ol- duğunu ilan etti ve ihracat gelirinin yal- nızca yüzde onunun borçlan ödemek için kullanılacağıru belirtti. Bazı tüketim mal- larına getirilen ithalat sınırlandırmaları ile ulusal ekonomiyi geliştinııeye çalıştı. Ücret artışlan ve fiyatların dondurulma- sıyla tüketim hareketlendi. Ancak Perulu sanayiciler bu yolla el- de ettikleri kârlan yurtdışına transfer et- meyi tercih edince bir "umut" olma özel- liğini taşıyan Garcia, önemli bir hata iş- ledi: Temmuz 1987'de banka ve sigorta şirketlerinin devletleştirileceğini acıkladı. Millileştirme planı bir banka cüzdanına sahip olan herkesi Urküttü. Bankaların devletleştirilmesi dava konusu oldu, eko- nomik çöküş hızlanmaya başladı. Işsiz- lik yaygınlaşırken yalnızca geçen yıl için- de enflasyon yüzde 2775'e ulaştı, yaşam seviyesi altmışlı yılların düzeyine düştü, son üç yıl içinde 300 bin Perulu ülkesini terk etti. Şimdi başkent Lima'nın büyük kesim- leri bir enkazı andınyor. Devasa otelle- rin önlerinde uyuşturucu alışverişi yapı- lıyor. Uyuşturucu gelirinin bir kısmı da Senderolar'ın kasalanna akıyor. Lima gi- rişinde gerillalar kamyon şoförlerini dur- durarak sürekli haraç kesiyor. "Yirmili yıllann 'Şikagosu'nda yaşıyor gibiyiz" diyor sanayici Roberto Persivale. Yazar Vargas Llosa da yetmişli yılla- nn Şikago ekonomistlerinin "Friedman" cı ekonomi politikasıyla ülkeyi köklerin- den sarsmayı planlıyor. Seçim konuşma- larından birinde, "Tüm kötülüğün kay- naği devlettir" diye ilan etti. Gümruk du- varları yıkılacak, devlet işletmelerin ço- ğu özelleştirilecek, subvansiyonlar kaldı- rılacak. Pek çok seçmen korkuyla komşu Bre- zilya'daki gelişmeleri izliyor. Başkan Fer- nando Collor de MeJlo tarafından uygu- lanan benzer bir şok programı yalnızca 14 gün içinde 200 bin kişinin işten atıl- masına neden olmuştu. DUTV^ADA BUGUN AUSIRMEN Tehdit Değerlendirmesi Bir ülkenin savunması her şeyden önce, tehdidin doğru de- ğerlendinlmesinı, tehlikenin geleceği odağın ve yolların doğru saptanmasını gerektirir. Bu iki öğeyı doğru dürüst yerine getıre- medinız mi, savunma gücünüz ne denli üstün olursa olsun ya bozguna ugrarsınız ya da sonuç bozguna kadar varmasa bile gereksiz kayıplarla işe başlarsınız. Politikasının egemeni olmayan ülkelerde tehdit değerlendir- mesi, yabancı güçler tarafından yapılır. Türkiye boyle dönemle- rı yaşadı, hem de yakın geçmışinde de yaşadı. Türkiye'nin sa- vunma sorurtlarında Rogers planlarının egemen olduğu 12 Ey- lül patentli, dört yıldızlı ihanet günlerıni herkes anımsıyor. Son günlerde, birtakım paranoyak yorumcular ile sinsi hesaplı dış çevreler, Türkiye'nin tehdit değerlendirmesini yine ulusal çı- karların tersi bir doğrultuya oturtmak için büyük çaba harca- maktalar. Arnaç, Türkiye ile Suriye ve Irak'ın aralarını açmaktır. Sinsi hesaplı dış çevreleri anlamak kolay, onlar İsrail ile Siyo- nist devletin destekçileridirler, Türkiye'yi Irak ve Suriye ile karşı karşıya getirerek kendi sorunlarının çözümünü bir ölçüde An- kara'ya ihale etmek, Türkiye ile Suriye ve Irak'ı çatıstırarak, kendi çıkarlarını bölgede egemen kılacak daha elverişii bir ortamı sağ- lamak isterler. Bu türlü oyunlar, politıkada geçerlidir. Kım ki karşısında ilk tu- zağa düşecek kadar saf bir devlet bulur, bu türlü oyunlara başvurur. Doğallıkla israil'in bu tür oyunlarına gelmemek ve hele hele Kürt sorununun ardında yalnızca Suriye varmışçasına bir görüntü uyandırmak istemesine kanmamak gerekir. Kımsenın şek-i şüphesi olmamalıdır ki bölgedeki hangi dev- letin içinde olursa olsun, ayrılıkçı Kürt hareketlennin ardında baş destekçı ve doğal mürtefik olarak hep İsrail devleti bulunmakta- dır. Bu gerçek lsrail yoneticilerınin kımi demeçleriyle de çeşitli vesilelerle gün yüzüne çıkmış bulunuyor. İsrail'in o zamanki DH şişleri Bakanı İzak Şamir'in 1983 ytlı Haziran ayında Brüksel'de duzenlediği basın toplantısı bu açıklamalann tipik bir örneğidir. Bu gerçekler açık seçik ortadayken, kalkıp da İsrail oyununa düşüleceğini sanmıyoruz. Türkiye'nin ne dışışleri ne de genel- kurmay kadrosu böylesıne kaba oyunlara düşecek kadar acemidir. işın ilginç yönü, İsrail'in ekmeğirve yağ sürecek görûşleri den- gesizliği denge sanan bazı yerli yorumcuların da savunmaları oluyor. Sıcak takip ile Suriye topraklarına girilmesi görüşünü, Su- riye'nin şu sırada güç durumda olduğunu, böyle bir davranış kar- şısında hkpbir şey yapamayacağını soyleyerek önermek, Humey- ni'de, devrim ve özgürlük ışığı görmekle eşanlamlı bir danga- lakhkttr. Türkiye kendi Kürt sorununun kökenlerine doğru tanı koyma- lı, salt askersel önlemlerle sorunun çözülmeyeceğini anlamalı, ama öte yandan da askeri alanda güvenlik güçleriyle tüm ön- lemlerini almalıdır. Ne var ki bu önlemleri aiırken tenlikeyi azal- tacak bir yol tutmak gerekir, yeni tehlikeler yaratmak değil. Türkiye güney komşularına karşı uyanık bulunmak zorunda- dır her zaman olduğu gibi. Ama bu uyanıklık, elden gelen bü* tün olanakları kullanarak ilişkileri normal düzeyde tutmak, hat- ta iyi komşuluk ılışkilerine dönüştürmek çabalarını sürdürmemize de engel olmamalıdır. Suriye ve Irak ile ilişkilerimizi çarpık kafa ve kişiliklerin hama- set tutkusunun tutsağı bir duygusallık, ya da sürekli düşman gö- ren bir paranoya çizgisine oturtmakla hiçbir yarar saglayama- yacağımızı bılmek zorundayız. Yeryüzünde sınırların, haritaların yeniden gözden geçırıldiği, her şeyin dağılıp yeniden oluştuğu bir dönemde, Türkiye tüm komşularıyla ilişkilerini nem uyanık hem de yapıcı bir soğukkan- lılık içinde surdürmek zorundadır. Melih Aşık ve Mehmet Ali Birand'ın dünkü köşelerinde bu ko- nudaki uyanlarının son derece yerinde olduğunu, ilgililerin sö- zû edilen yazıları dikkatle okuyup değerlendirmelerinde sayısız yarar bulunduğunu belirtmeye bilmem ki gerek var mı? Unutulmaması gereken nokta, iç dangalaklığın dış tehlikeler- den daha büyük bir tehdit oluşturabıleceğidir. Aman iç danga- laklara karşı uyanık olalım! Nepal kana bulandı: 50 ölüDış Haberier Servisi — Nepal'- in başkenti Katmandu'da çok par- tili sistemedönülmesi için gösteri yapan 200 bin kişiye polisin ateş açması sonucu en az 50 kişinin öl- düğü bildiriliyor. Hastanekaynaklan, 200kişinin de yaralandığını söylediler. Hin- distan haber ajansı PTİ ise, doğru- latılamayan haberlere göre 150ki- şinin öldüğünü kaydetti. Görgü tanıklan, Katmandu'- daki başka bir olayda, ikisi yaban- cı beş kişinin yaralandığını belirt- tiler. Butwal vePohra kentlerinde de yedi kişinin askerlerin açtığı ateste öldüğü bildirildi. Daha fazla demokrasi ve siyasi parti sistemine geçilmesi istemiy- le gösteri yapan gruplann, bazı hükümet binalanm ateşe vermeye çalıştıklan haber verildi. Havakarardıktansonraisebaş- kentin sokaklarında askerler dı- şmda kimsenin kalmadığı ve elek- triklerin kesildiği belirtildi. Öte yandan Nepal Kralı Bi- rendra, yeni Başbakan Lokend- ra Bahadır Han liderliğindeki 4 uyeli kabine>i atadı. Nepal Radyosu'nun haberin- de, Başbakan Bahadır Han'ın aynı zamanda Savunma, Kraliyet tşleri, Genel Idare, Konut ve Toprak Düzenleme Bakanlıkla- nnı da yürüteceği bildirildi. Dışişleri Bakanlığı'na atanan Pashupati Rana'nın aynı zaman- da Maliye, Su ve Ulaştırma Ba- kanı olarak da görev yapacağı kaydedildi. AVRUPA TOPLULUGU 9 Italyadan Kıbns Rum kesimine tam destek AT'nin dönem başkanlığını 1 temmuzda devralacak olan İtaiya'nın Başbakanı Giulio Andreotti, Topluluğa üyelik için Kıbns Rum kesimine destek vereceklerini acıkladı. Rumlar, İtaiya'nın Ankara'ya baskı uygulamasını istiyor. NİLGÜN CERRAHOĞLU ROMA — AT'nin dönem başkanlığını 1 temmuzda dev- ralacak olan ttalya, Kıbns kesimine AT için tam destek veriyor. Önceki gün Kıbrıs Rum kesimine yaptığı geziden dönen Italyan Başbakanı Ginlio Andre- otti, AT için Kıbns Rum kesimi- ne ttalya'nın desteğinin tam ol- duğunu acıkladı. Kıbns Rum ke- simi başkanı George Vasilio ile görüşen ve ttalya'ya dönmeden önce Lefkoşa'da gazetecilerin so- rulannı yanıtlayan Andreotti, "Biz Kıbns'ın (Rum kesiminin) AT'>e katılmasına taraftanz an- cak üyeligin zamanlaması ve ıur- sıl gerçekleştirilece^ine TopMtuk karar verecektir" dedi. Giulio Andreotti, Kıbns'ta bu- lunduğu sürece İtaiya'nın Kıbns Rum kesimini desteklemek için elinden geleni yapacağını tekrar- ladı. 'ItaJyan basınında yer alan haberlere göre Birleşmiş Millet- ler Genel Sekreteri Javier Peres de Cuellar, Kıbns'ta durum de- ğerlendirmesi yapması için mart ayı başında ttalyan Başbakanı Andreotti'yi görevlendırmişti. Gene ttalyan gazetelerinde yer alan yorumlara göre Birleşmiş Milleüer'in arabuluculuğundan ümit kesen Kıbns Rum kesimi şimdi artık tüm umudunu ttal- ya'ya ve AT'ye bağladı. AT üye- si Yunanistan sayesinde, Kıbns Rum kesimi Kıbns sorununu ar- tık tamamen bir AT meselesine dönüştürdü. Bu nedenle Kıbns Rum kesimi yöneticileri dönem başkanlığını devralacak îtalya'- dan, Ankara üzerinde baskı kur- masını istediler. Kıbnslı Rumla- nn bu taleplerini olumlu karşda- yan Andreotti, AT'nin Kıbns ko- nusunda Türkiye'ye koyduğu or- tak baskıya ek olarak Kıbns so- rununu ttalyan hükümeti nezdin- de gündeme getireceğini belirtti. Andreotti, ttalya'mn tanımadı- ğı Kuzey Kıbns Türk Cumhuri- yeti Başkanı Ranf Denktaş'la gö- rüşemeyeceğini de söyledi. Kıb- nslı Rumlar. ltalyan Dışişleri Ba- kanı Gianni De Mijnelis'in bir an önce Türkiye'ye giderek Anka- ra'run gerçekten müzakere masa- sına oturup oturmayacağım tes pit etmesini istediler. George Vasiliu, Andreotti'ye, Kıbns Rum kesiminden ayrıhr- ken çok memnun kaldığım söy- ledi ve "Kıbns'ın geçmişi gibi ge- lecegi de Avropa'dadır" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle